Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onların her biri Nimet
Cennetin
e konulacağını mi umuyor?...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demişdik ki: «Ey Âdem, sen eşinle beraber Cennetde yerleş, Ondan (
Cennetin
yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de (nefsine) zulmedenlerden olursunuz». ...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îman edib güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da
cennetin
arkadaşlarıdırlar. Onlar orada muhalleddirler (ebedî kalacaklardır). ...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise
cennetin
dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bazıları da: 'Ey Rabbimiz bize dünyada devlet, iyilik ve güzellik, bol servet, sağlık, emniyet, salih-sâliha eşler ve sâlih evlatlar ver. Âhirette de güzel mükâfatlar ver.
Cennetin
i ver, rızana ulaşma mertebesine erenlerden eyle. Bizi ateşten, Cehennem azabından da koru.' derler....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Ve meselullezîne yunfikûne emvâlehumubtigâe mardâtillâhi ve tesbîten min enfusihim ke meseli
cennetin
bi rabvetin esâbehâ vâbilun fe âtet ukulehâ dı’feyn(dı’feyni), fe in lem yusıbhâ vâbilun fe tall(tallun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
1.
ve meselu
: ve durum, mesele, hal
2.
ellezîne
: onlar
3.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
4.
emvâle-hum
: ke...
Ali-İmran Suresi, 107. Ayet:
Yüzleri ağaranlar ise, artık Allah’ın rahmetinde (
Cennetin
de)dirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve sâriû ilâ magfiretin min rabbikum ve
cennetin
arduhâs semâvâtu vel ardu, uiddet lil muttekîn(muttekîne)....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
1.
ve sâriû
: ve koşun
2.
ilâ magfiretin
: mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve
cennetin
: ve cennet
Nisa Suresi, 13. Ayet:
Bunlar, Allâh'ın hükmü olan sınırlardır. Kim Allâh'a ve Rasûlüne tâbi olursa, onu altında ırmaklar akan
cennetin
e sonsuza dek yaşamak üzere sokar. İşte bu aziym kurtuluştur....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Elbette küfretti şunlar: «Allah Meryem'in oğlu Mesihtir» diyenler, halbuki Mesih şöyle demişti: Ey Beni İsrail hep Allah'a ibadet ediniz benim de rabbım sizin de rabbınız, Allah'a kim şirk koşarsa Allah ona
Cennetin
i haram etmiştir ve varacağı yer ateştir ve zalimlerin ensarı yoktur....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
«Meryem oğlu Mesih Allah'tır.» diyenler kesinlikle kafir oldular. Oysa Mesih şöyle demişti: «Ey İsrailoğulları, hepiniz benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin! Kim Allah'a ortak koşarsa, Allah ona
cennetin
i yasak etmiştir, varacağı yer ateştir ve zulmedenlerin yardımcıları yoktur.»...
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Böylece onların ikisini de baştan çıkarıp aldattı. Ağaçtan tadınca ayıp yerleri kendilerine göründü. İkisi de kendilerini
cennetin
yaprağıyla örtmeye başladılar. Rabbları da onlara: Ben sizi o ağaçtan men'etmedim mi? Ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti....
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Artık onları bâtıl sözle aldattı. Vaktâ ki, ağaçtan tadıverdiler. O kapalı avret yerleri kendilerine görünmeğe başladı. Onların üzerine
cennetin
yapraklarından kat kat örtüverdiler. Ve Rableri ise onlara nidâ etti ki: «Sizi bu ağaçtan nehyetmiş değil miydim ve size şüphe yok ki şeytan, size apaçık bir düşmandır dememiş mi idim?»...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da
cennetin
ashabı (halkı)dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır....
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İman edip iyi işler yapan kimseler ise, -Biz kişiye gücünün üstünde birşey yüklemeyiz.-
cennetin
sakinleridirler ve orada sonsuza dek kalacaklardır....
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da
cennetin
ashabıdır. Onda sonsuz olarak kalacaklardır....
Əraf Suresi, 42. Ayet:
Îman edip de güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) — ki biz hiç bir kimseye gücü yeteceğinden başkasını yüklemeyiz— onlar
cennetin
yaranıdırlar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. ...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da
cennetin
ashabı (halkı) dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır....
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise
cennetin
dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada....
Əraf Suresi, 188. Ayet:
De ki: «Ben kendim için, Allahın dilediğinden başka, ne bir fâide (yi celb etmi) ye, ne de bir zarar (ı savmıy) a muktedir değilim. Eğer ben ğaybı bilseydim elbet daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiç bir fenalık da dokunmazdı. Ben îman edecek her hangi bir kavme (Başlarına gelecek) azabın habercisi, (
Cennetin
) müjdeci (si) olmakdan başka (bir şey) değilim». ...
Tövbə Suresi, 72. Ayet:
Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içlerinde sonsuza kadar kalacakları cennetler ve Adn
cennetin
de güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'ın hoşnutluğuysa hepsinden daha büyüktür. Büyük kurtuluş işte budur....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (
cennetin
e) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (
cennetin
e) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe îmân eder, (Allah yolunda) harcadığını Allah katında yakınlıklara ve peygamberin duâlarına vesîle sayar. Bilesiniz ki gerçekten o (harcadıkları şeyler), kendileri için (Allah katında) bir yakınlıktır.Allah, onları yakında rahmetine (
Cennetin
e) koyacaktır. Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Allah (kullarını) selâmet yurdu (
cennetin
e) çağırır ve O, dilediğini doğru yola iletir....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar
cennetin
halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir illet. İşte onlar
cennetin
halkıdırlar orada süresiz kalacaklardır....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
İyi iş, güzel amel yapanlara («ihsân» mertebesine erenlere) daha güzel iyilik, bir de ziyâde vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (karalık) bulaşır, ne de bir horluk kaplar. Onlar
cennetin
yaranıdırlar ki kendileri onun için ebedî kalıcıdırlar. ...
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Güzel davrananlara daha güzeli ve fazlası var. Onların yüzleri ne kararır ne de zilletten kızarır. Onlar
cennetin
yaranıdırlar. Orada temelli kalacaklardır....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar
cennetin
halkıdırlar; onda ebedi olarak kalacaklardır....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de...
Cennetin
dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada....
Hud Suresi, 23. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar ve 'Rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar', işte bunlar da
cennetin
halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır....
Hud Suresi, 23. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanlar ve 'rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar', işte bunlar da
cennetin
halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır....
Hud Suresi, 23. Ayet:
Îman edib de güzel işler yapanlar (a) ve huşu ve tevaazu'la Rablerine bağlananlar (a gelince) onlar
cennetin
yaranıdırlar. Onun içinde ebedî kalıcıdırlar onlar. ...
Hud Suresi, 23. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar ve 'Rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar', işte bunlar da
cennetin
halkıdırlar. Onda temelli olarak kalacaklardır....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
1.
meselu el cenneti elletî
: o
cennetin
örneği, durumu, gibi
2.
vuide el muttekûne
: takva sahiplerine vaadedilen
3.
tecrî
: akar
4.
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan
cennetin
durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanların sonudur. İnkâr edenlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Çekinenlere vaat edilen
cennetin
örneği şu: Kıyılarından ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi daimîdir. Çekinenlerin sonucu budur, kâfirlerin sonucuysa ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takvâ sahiplerine vâdolunan
cennetin
özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Korunanlara vadolunan CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı şöyledir: Altından nehirler akar. . . Yemişi de daimdir, gölgesi de. . . İşte bu takva sahiplerinin geleceğidir. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlerin geleceği ise, o malûm ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva sahiplerine vaad edilen
cennetin
özelliği şudur: Altından ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte sakınanların sonları budur. Kâfirlerin sonları ise cehennemdir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva sahiblerine vaad olunan
cennetin
hâli şöyle: (ağaçları) altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgesi devamlıdır. İşte bu, Allah’dan korkup sakınanların akıbeti!...Kâfirlerin akıbeti ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Allah'a karsi gelmekten sakinanlara vadedilen
cennetin
altindan irmaklar akar; oranin yiyecekleri ve golgeleri devamlidir. Bu, sakinanlarin elde edecegi sonuctur, inkarcilarin varacagi sonuc ise atestir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Allah'a karşı gelmekten sakınanlara vadedilen
cennetin
altından ırmaklar akar; oranın yiyecekleri ve gölgeleri devamlıdır. Bu, sakınanların elde edeceği sonuçtur, inkarcıların varacağı sonuç ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takvâ sahiplerine vâdolunan
cennetin
özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Erdemlilere söz verilen
cennetin
örneği şudur: Altından ırmaklar akar, yemişi de süreklidir gölgesi de. Bu, erdemlilerin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Müttekilere va'dolunan
Cennetin
temsili; altından ırmaklar akar, yemişleri daim, sayesi de, bu işte takva yolunu tutanların ukbası, kâfirlerin ukbası ise ateş...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva sahiplerine va'dolunan
cennetin
misali şöyledir Altından ırmaklar akar, yemişleri devamlıdır, gölgesi de... İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kafirlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Müttakilere vaad olunan
cennetin
misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de. İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kâfirlerin akıbeti de ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takvaa saahiblerine va'd edilen
cennetin
sıfatı (şudur): Altından ırmaklar akar onun. Yemişleri ve gölgeleri dâimdir. İşte (fenâlıkdan) sakınanların (mes'ud) aakıbeti! Kâfirlerin sonucu ise ateşdir. ...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takvâ sâhiblerine va'd olunan
Cennetin
misâli (şöyledir): Altından ırmaklar akar! Meyveleri devamlıdır, gölgesi de! İşte (günahlardan) sakınanların âkıbeti budur! Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir!...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Müttakilere vaad olunan
cennetin
içinden ırmaklar akar. Oranın yiyecekleri de, gölgeleri de ebedidir. Bu, takva sahiplerinin akıbetidir. Kafirlerin akıbeti ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Muttakîlere vaadolunmuş olan
cennetin
vasfı, onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri daimidir. İşte o, (cennet) ittikada bulunanların akıbetidir. Ve kâfirlerin akıbeti de ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Muttakilere vâdolunan
cennetin
misali şöyledir: Altından ırmaklar akar. Yemişleri de gölgesi de süreklidir. İşte bu, takvâ sahiplerinin âkibetidir. Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Müttakilere vâd olunan
cennetin
durumu şuna benzer: Bahçelerinin içinden ırmaklar akar: Meyveleri gibi gölgeleri de devamlıdır. İşte, haramlardan korunan müttakilerin âkıbeti! Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
(Allâh'ın emirlerine karşı gelmekten) Korunanlara va'dedilen
cennetin
durumu şöyledir: Altından ırmaklar akar; yemişi de süreklidir, gölgesi de. İşte korunanların sonu budur. İnkâr edenlerin sonu da ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takvâ sahiplerine vaad edilen
Cennetin
hali şöyledir: Onun altından ırmaklar akar. Yiyecekleri de, gölgesi de süreklidir. Allah'a karşı gelmekten sakınanların âkıbeti işte böyledir. Kâfirlerin sonu ise ateştir....
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Sakınıp korunanlara vaat edilen
cennetin
temsilî anlatımı şu: Altından ırmaklar akar, yemişleri de sürekli, gölgesi de. İşte korunup sakınanların son yurdu. Kâfirlerin son yurdu ise ateş......
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
"Keşke
cennetin
e (bağına) girdiğinde 'maşâAllâh {Allâh dilemesinin meydana getirdiğidir}; la kuvvete illâ Billah {bende açığa çıktığı görülen} kuvvet sadece Allâh'a aittir', deseydin. . . Gerçi sen beni, zenginlik ve evlatça kendinden düşük de görüyorsun. "...
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
"Olabilir ki Rabbim, bana senin
cennetin
den (bağlarından) daha hayırlısını verir; senin bağına ise semâdan bir afet irsâl eder de, (bağın) kuru bir toprak hâline gelir. "...
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
(Ama) imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlara gelince; onları konak yeri olarak
cennetin
hasbahçeleri beklemektedir:...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Dedik ki: "Ey Adem, kesinlikle şu (iblis, vehmini tahrik eden kendini beden kabul etme fikri) senin ve eşin (bedenin) için bir düşmandır! Sakın sizi (kendinizi şuur {melekî yapı - kuvve} olarak yaşadığınız) cennetten (bedenselliğe - bilinç yaşamı boyutuna) çıkarmasın; sonra şakî (kendini beden sınırlamasının mutsuzluğu içinde bulan ve bunun sonuçlarını yaşayarak yanan) olursun!" Not: Burada anlatılmak istenen, müşahedemizdekine göre özetle şudur: Adem ismiyle işaret edilen, yokken, Allâh Esmâ'sı...
Taha Suresi, 121. Ayet:
İkisi de ondan yediler ve bunun üzerine vucutları kendilerine göründü.
Cennetin
yaprakları ile örtünmeye çalıştılar. Adem Rabbine karşı geldi ve şaşırdı....
Taha Suresi, 121. Ayet:
Artık ikisi de ondan yediler, hemen ikisi için avret mahalleri açılıverdi. Üzerlerine
cennetin
yaprağından yapıştırmaya başladılar. Ve Âdem Rabbine âsi oldu da şaşırdı kaldı....
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Gerçek şu ki: Allah iman edip makbul ve güzel işler işleyenleri, zemininden ırmaklar akan
cennetin
e yerleştirecektir. Elbette Allah dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 56. Ayet:
O gün hakimiyet yalnız Allah’ındır. İnsanlar hakkındaki hükmünü verir. İman edip makbul ve güzel işler yapanlar, Naim
cennetin
dedirler....
Həcc Suresi, 59. Ayet:
Hiç şübhesiz onları hoşnûd olacakları girilecek bir yere (
Cennetin
e) koyacaktır. Muhakkak ki Allah, elbette Alîm (herşeyi bilen)dir, Halîm (azabda acele etmeyen)dir....
Möminun Suresi, 10. Ayet:
(10-11) iste onlar, temelli kalacaklari Firdevs
cennetin
e varis olanlardir....
Möminun Suresi, 10. Ayet:
(10-11) İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs
cennetin
e varis olanlardır....
Möminun Suresi, 10. Ayet:
(10-11) "İşte vâris olanlar, ebedî kalacakları Firdevs
cennetin
e vâris olanlar onlardır onlar....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Onlar, firdevs
cennetin
e varis olacaklardır. Onlar, orada ebedî kalacaklardır....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Ki onlar, Firdevs
cennetin
e varis olacaklardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
(10-11) iste onlar, temelli kalacaklari Firdevs
cennetin
e varis olanlardir....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
(10-11) İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs
cennetin
e varis olanlardır....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Yani «Firdevs»
cennetin
in mirasçılarıdırlar, sürekli olarak orada kalacaklardır....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Onlar ki, Firdevs (
Cennetin
)e vâris olurlar. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Onlar Firdevs
cennetin
e vâris olacaklar, orada ebedî kalacaklardır....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
(10-11) "İşte vâris olanlar, ebedî kalacakları Firdevs
cennetin
e vâris olanlar onlardır onlar....
Möminun Suresi, 11. Ayet:
Ki, Firdevs
cennetin
e mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık
cennetin
yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
Onlar, sabrettiklerinden dolayı,
cennetin
yüce dereceleriyle mükâfatlandırılır ve melekler, onlarla, sağlık, esenlik size diye buluşurlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlara, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar sabretmelerine karşılık (
cennetin
en yüksek derecesinde) odalarla mükafatlandırılacak ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (
cennetin
en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte bütün bu kimseler, Allah yolundaki sabırlarına mukabil
cennetin
yüksek mevkileriyle mükâfatlanacaklar ve orada (melekler tarafından) sağlık ve selâmetle (dua ile) karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
Iste onlar, sabrettiklerinden oturu
cennetin
en yuksek dereceleriyle mukafatlandirilirlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleriyle karsilanirlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü
cennetin
en yüksek dereceleriyle mükafatlandırılırlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleriyle karşılanırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlara, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte hep bunlar, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamı ile mükafatlandırılacaklar; orada sağlık ve selam ile karşılanacaklar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (
cennetin
en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabrettiklerinden dolayı
cennetin
en yüksek dereceleri ile mükafatlandırılırlar ve orada sağlık ve selamla karşılanırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar sabretmelerine karşılık olarak,
cennetin
en yüksek odaları (makamları) ile mükâfatlandırılacaklardır. Orada hürmet ve selâm ile karşılanacaklardır....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
(75-76) İşte onlara, hak yolda sabır ve sebat göstermelerine karşılık, kendilerine
cennetin
üstün sarayları verilecek. Oraya selâmla, hürmetle buyur edileceklerdir. Hem de devamlı kalmak üzere oraya gireceklerdir. Orası ne güzel varış yeri, ne güzel bir yerleşim yeridir!...
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (
cennetin
en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar....
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabretmelerine karşılık,
Cennetin
en yüksek makamlarıyla ödüllendirilirler ve orada iyi dileklerle, selâmla karşılanırlar....
Furqan Suresi, 76. Ayet:
(75-76) İşte onlara, hak yolda sabır ve sebat göstermelerine karşılık, kendilerine
cennetin
üstün sarayları verilecek. Oraya selâmla, hürmetle buyur edileceklerdir. Hem de devamlı kalmak üzere oraya gireceklerdir. Orası ne güzel varış yeri, ne güzel bir yerleşim yeridir!...
Şüəra Suresi, 84. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 84. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Vec’alnî min veraseti
cennetin
naîm(naîmi)....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
“Beni Naîm
cennetin
in varislerinden eyle.”...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Beni Naîm
cennetin
in mîrasçılarından et....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Beni, Naîm
cennetin
in vârislerinden kıl....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Beni nimetler
cennetin
in vârislerinden kıl!"...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Nimetleri bol
cennetin
(Naim
cennetin
in) mirasçılarından eyle....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Beni nimetlerle donatılmış
cennetin
mirasçılarından kıl,"...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Beni Naîm
Cennetin
in varislerinden kıl....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Beni, Naîm
cennetin
in vârislerinden kıl....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
'Beni, Nimetler
Cennetin
e varis olanlardan yap.'...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Ve beni naıym
cennetin
in varislerinden eyle...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Ve beni Naim
cennetin
in varislerinden eyle!...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
«Ve beni naîm (nimeti bol)
cennetin
varislerinden eyle!»...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Beni nimetlerle donatılmış
cennetin
mirasçılarından kıl."...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
«Beni Naıym
cennetin
in vârislerinden kıl». ...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
'Ve beni Naîm
Cennetin
in vârislerinden kıl!'...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Beni Naim
cennetin
in varislerinden kıl....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
«Ve beni Nâim
cennetin
in varislerinden kıl!»...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
“Beni Naîm
cennetin
in vârislerinden kıl!”...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Beni ni'met(i bol olan)
cennetin
in vârislerinden kıl."...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
«Beni nimetlerle donatılmış
cennetin
mirasçılarından kıl,»...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
'Beni nimetlerinle dolu
Cennetin
vârislerinden eyle....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Beni, nimetlerle dolu
cennetin
mirasçılarından kıl."...
Şüəra Suresi, 86. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 86. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Şüəra Suresi, 87. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 87. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti....
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet
cennetin
e varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti....
Qəsəs Suresi, 37. Ayet:
Mûsâ şöyle dedi: 'Rabbim, kendi katından kimin hidâyet getirdiğini ve dünyanın(güzel) âkıbetinin (
Cennetin
) kimin olacağını en iyi bilendir. Şu şübhesiz ki, zâlimler kurtuluşa ermezler.'...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan
cennetin
en yüce yerlerinde yerleştireceğiz, orada ebedî olarak kalacaklar; iyi işlerde bulunanlara verilen mükâfat, ne de güzeldir....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan
cennetin
yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edib de salih ameller işliyenleri, elbette onları,
cennetin
(ağaçları) altından ırmaklar akan yüksek yerlerine yerleştireceğiz; O halde ki, orada ebedî kalacaklar. Böyle salih amel işliyenlerin mükâfatı ne güzeldir!......
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İnanan ve erdemli davrananları içinden ırmaklar akan
cennetin
köşklerine yerleştireceğiz; orada ebedi kalırlar. Çalışanların karşılığı ne güzeldir....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
Ve iyman edip salih salih ameller yapmış olanlar, elbette onları
Cennetin
altlarından ırmaklar akan şehnişînlerine yerleştireceğiz, o halde ki orada ebedî kalacaklar, ne güzeldir ecri o işgörenlerin...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip iyi iyi işler yapmış olanları elbette onları
cennetin
altlarından ırmaklar akan köşklerine yerleştireceğiz, o halde orada ebedi kalacaklardır. Ne güzeldir mükafatı o iş görenlerin...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan
cennetin
yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (var ya) biz onları — kendileri içlerinde ebedî kalıcı olarak — altlarından nehirler akan o
cennetin
yüksek mevkilerine yerleşdireceğiz. (Öyle) amel (ve hareket) edenlerin mükâfatı ne güzeldir! ...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edenleri ve doğruları yapanları alt yanından ırmaklar akan
cennetin
yüksek yerlerine yerleştireceğiz. Hep orada kalacaklar. Görevlerini yapanların mükafaatı ne güzel....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip güzel ve makbul işler yapanları,
cennetin
yüksek köşklerine yerleştireceğiz. İçinden ırmaklar akan o cennetlere, onlar devamlı kalmak üzere gireceklerdir. İyi iş yapanların mükâfatları ne güzel!...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedî kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan
cennetin
yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan
cennetin
görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!...
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi (mânevî derecelerle) huzurumuza yaklaştıracak olan mallarınız ve çocuklarınız (itibariyle fazlalık) değildir. Ancak iman edip de salih âmel işleyen (bize yaklaşır). İşte bunlar (o kimselerdir ki), yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükâfat vardır ve onlar
cennetin
yüksek makamlarında emniyet içindedirler....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Ne mallarınız ve ne de evlâtlarınız size bizim katımızda yakınlık kazandırmaz. Yalnız iman edip iyi amel işleyenler var ya, onların yaptıkları iyilikler kat kat fazlası ile ödüllendirilir. Onlar
cennetin
yüksek köşklerinde güven içinde ağırlanırlar....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Bizim nezdimizde size değer kazandıran şey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın çokluğu değildir.Şu var ki, iman edip güzel ve makbul işler yapanlara bu gayretlerinden ötürü kat kat mükâfat verilecek ve onlar
cennetin
yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi Bize yaklaştıracak olan ne malınız, ne evlâdınızdır-ancak iman eden ve güzel işler yapan kimse müstesna. Yaptıkları işlerden dolayı onlara iki kat ödül vardır ve onlar
Cennetin
yüksek köşklerinde güven içindedirler....
Saffat Suresi, 50. Ayet:
(50-51) Onların (o ehl-i
cennetin
) bazıları bazılarına karşı teveccüh ederek soruşturmaya başlarlar. Onlardan birisi der ki: «Benim (dünyada iken) muhakkak bir arkadaşım var idi.»...
Saffat Suresi, 51. Ayet:
(50-51) Onların (o ehl-i
cennetin
) bazıları bazılarına karşı teveccüh ederek soruşturmaya başlarlar. Onlardan birisi der ki: «Benim (dünyada iken) muhakkak bir arkadaşım var idi.»...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rab'lerine karşı takva sahibi olanlar (cehennemi gördükten sonra) zümre zümre cennete sevkedilirler. Oraya (cennete) geldikleri zaman onun (
cennetin
) kapıları açılır. Ve onun (
cennetin
) bekçileri, onlara: "Selâmun aleykum, siz temize çıktınız (aklandınız) ve öyleyse ebedi olarak ona (cennete) girin" derler....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerine sığınıp, emrine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minler ise, imanda ve itaattaki derecelerine göre cennete bölük bölük sevkedilir. Cennete geldikleri zaman
cennetin
sekiz kapısı birden açılır.
Cennetin
bekçileri gelenlere: 'Selâmün aleyküm! (Allah’ın selâmı, selâmeti üzerinize olsun, selâmete erdi...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden sakınanlar da bölük bölük cennete iletilirler. Sonunda oraya gelip kapıları açıldığında, (
cennetin
) bekçileri onlara: 'Size selâm olsun. Hoş ve temiz geldiniz. İçinde sonsuza kadar kalmak üzere girin oraya!' derler....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkup sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (
cennetin
) bekçileri dedi ki: "Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin."...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerine itaat edenler de bölük bölük cennete gönderilir. Nihayet oraya varıb
cennetin
kapıları açılınca, bekçileri şöyle derler: “ - (Her türlü kederden) selâmet size! (Günah kirinden) tertemizsiniz? Artık ebedî olarak kalmak üzere girin oraya.”...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkup sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (
cennetin
) bekçileri dedi ki: "Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin."...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkanlar ise (i'zâz ve ikram ile) fevc feve cennete sevk edildi. Nihayet oraya varıb kapıları açılınca (
cennetin
) bekçileri (şöyle) dedi (ler): «Selâm (ve selâmet) size! Tertemiz geldiniz! Artık ebedî kalmak üzere girin buraya». ...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkup sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, onun kapıları açıldı ve onlara (
cennetin
) bekçileri dedi ki: «Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin.»...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da bölük bölük Cennete sevk edilirler. Oraya vardıklarında
Cennetin
kapıları açılır ve bekçileri 'Size selâm olsun,' derler. 'Tertemiz geldiniz. Oraya ebediyen kalmak üzere girin.'...
Zümər Suresi, 74. Ayet:
Onlar 'Verdiği sözü yerine getiren ve bizi buraya yerleştiren Allah'a hamd olsun,' derler. 'Artık
Cennetin
dilediğimiz yerinde otururuz.' İşte, çalışanlar için ne güzel ödül!...
Fussilət Suresi, 30. Ayet:
Muhakkak ki: "Rabbimiz, Allâh'tır" deyip sonra bilfiil o doğrultuda yaşayanların üzerine melekler tenezzül eder (ilâhî sıfatların Cemâl kuvveleri zâhir olur ki, bu şu demektir): "Korkmayın, mahzun olmayın ve vadolunduğunuz
cennetin
iz ile sevinin. . . "...
Şura Suresi, 22. Ayet:
Zalimlerin (öteki dünyada) kazandıkları şey(i düşünmek)ten korktuklarını göreceksin. Zaten korktukları başlarına mutlaka gelecektir. İmana erip doğru ve yararlı işler yapanları ise (
cennetin
) çiçek dolu bahçelerinde (bulacaksın). Onlar Rablerinin katında diledikleri her şeye sahip olacaklardır (ve) bu, büyük bir lütuftur, ki;...
Casiyə Suresi, 30. Ayet:
Fakat iman edib salih ameller işliyenlere gelince; Rableri onların rahmetine (
cennetin
e) koyacaktır. İşte açık ve parlak zafer budur....
Əhqaf Suresi, 14. Ayet:
Onlar
cennetin
yaranıdırlar. İşlemekde oldukları (iyi amel ve hareketleri) ne mükâfat olmak üzere orada ebedî kalıcıdırlar onlar. ...
Məhəmməd Suresi, 5. Ayet:
(5-6) Allah onları doğru yola ulaştıracak ve durumlarını düzeltecektir. Onları, kendilerine tanıttığı
cennetin
e koyacaktır....
Məhəmməd Suresi, 5. Ayet:
Onlara (
cennetin
) yolunu gösterecek ve kalplerini huzura kavuşturacaktır....
Məhəmməd Suresi, 6. Ayet:
Onları, kendilerine tanıtmış olduğu
cennetin
e alır....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine vaadedilen
cennetin
durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren şaraptan nehirler ve saf (süzülmüş) baldan nehirler bulunur. Onlar için orada her çeşit meyve bulunur ve (onlar için) Rab'lerinden mağfiret vardır. (Bunların durumu), ateşte devamlı kalacak olan ve hamîm (sıcak kaynar su) içirilen, bu sebeple bağırsakları parçalanan kimsenin durumu gibi midir?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen
cennetin
durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Müttakîlere vâdolunan
cennetin
durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Korunanlara vaat olunan CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı şöyledir: Orada, bayatlamayan SU'dan nehirler, tadı bozulmayan SÜT'ten nehirler, içenlere lezzet veren ŞARAP'tan nehirler, süzme-saf BAL'dan nehirler vardır! Onlar için orada her çeşit MEYVE ve Rablerinden mağfiret (örtme) vardır! (Bu misal nimetlerle yaşayanlar) ateşte sonsuza dek yanarak yaşayacak, sıcak - kaynar su içirilmiş de bu yüzden onların bağırsaklarını parçalamış kimse gibi midir?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere va’dedilen
cennetin
benzeri, içinde tadı, rengi, kokusu bozulmayan temiz su ırmaklarının, tadı değişmeyen süt ırmaklarının, içenler için lezzetine doyum olmayan üzüm suyu ırmaklarının ve süzme bal ırmaklarının bulunduğu cennet misâlidir. Orada, onlar için bütün mey...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine vaadedilen
cennetin
durumu şudur: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her çeşit meyva ve Rablerinden bağışlama vardır. (Bu nimetler içinde olan) ateşin içinde sonsuza kadar kalacak olan ve kendilerine barsaklarını parça parça eden kaynar sudan içirilenler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine va'dedilen
cennetin
misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
(Küfürden) sakınanlara vaad edilen
cennetin
hali (şu): Orada tadı ve kokusu bozulmıyan bir sudan ırmaklar var; tadı değişmiyen bir sütten ırmaklar var; içenlere lezzet veren şarabdan, (sarhoşluk vermiyen tatlı içkiden) ırmaklar var; saf süzme baldan ırmaklar var... Hem orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Bir de onlara, Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç bunlar, o ateşte ebedî kalan ve kaynar bir sudan su içirilib de bağırsaklarını parçalayan kimselere benzer mi?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah'tan korkup fenalıklardan sakınanlara söz verilen
Cennetin
misâli şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmiyen sütten ırmaklar; içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar, iyice süzülmüş baldan ırmaklar vardır. Ve onlar için orada her çeşit meyevlerden ye bir de Rabbından bağışlanma vardır. Bu (bahtiyarlığa lâyık görülenler), ateşte devamlı kalıcı olup kaynar sudan içirilerek barsaklan parça parça olan kimseler gibi midir?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Müttakîlere vâdolunan
cennetin
durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Erdemlilere söz verilen
cennetin
örneği şudur: İçinde arı sudan ırmaklar, tadı bozulmayan sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren sarhoş edici maddelerden oluşan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her türlü ürün ve Rab'lerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte sürekli kalan ve bağırsaklarını yırtan kaynar bir sudan içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Korunanlara va'dolunan
Cennetin
temsili: Onda ırmaklar var bir sudan ki bozulması yok, ırmaklar var bir südden ki tadı değişmez, ırmaklar var bir şarabdan ki içenlere lezzet, ırmaklar var bir baldan ki safi süzme, hem onlara semerelerini (hasılâtın) her türlüsünden var, hem de Rablarından bir mağfiret var. Hiç bunlar o ateşte muhalled olan ve kaynar bir mayi'den sulanıp da bağırsaklarını parçalamakta bulunan kimselere benzer mi?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine vadedilen
cennetin
durumu şudur: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve safi süzme baldan ırmaklar vardır. Aynca onlara her türlü meyve ve Rablerinden bir bağışlama vardır. Bunlar hiç o ateşte ebedi kalacak ve kaynar bir su içirilip de, barsaklarını parçalayacak kimselere benzer mi?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Kötülükten sakınanlara vaad edilen
cennetin
durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine vaadedilen
cennetin
misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
(Şirkden) sakınanlara va'd olunan
cennetin
sıfatı (şudur:) İçinde rengi, kokusu, hiçbir vasfı bozulmayan sudan ırmaklar, tadına halel gelmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şarabdan ırmaklar, süzme baldan ırmaklar vardır, Orada meyvelerin her (çeşidi) onlarındır. (üstelik) Rablerinden de mağfiret vardır. Hiç bu (nlar), o ateşde ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça eden kaynar sudan içirilen kimseler gibi midir? ...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takvâ sâhiblerine va'd edilen
Cennetin
misâli şöyledir: Orada (zamanla hiçbir vasfı)bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şarabdan ırmaklar ve sâfî baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada meyvelerin her çeşidi ve Rablerinden bir mağfiret vardır. (Bu ni'metler içinde bulunanların hâli,) o ateşte ebedî olarak kalan ve(pek) kaynar bir su içirilen kimseler gibi midir ki (o su) bağırsaklarını parça parça etmiştir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Muttakilere vaadolunan
cennetin
misali: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere zevk veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Ve Rabblarından mağfiret de vardır. Hiç bu; ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimseler gibi midir?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Muttakîler için vaadolunan
cennetin
sıfatı; onun içinde bozulmamış sütten ırmaklar ve tadı değişmemiş sütten ırmaklar ve içenler için leziz şaraptan ırmaklar ve süzülmüş baldan ırmaklar vardır ve onlar için orada her türlü meyvelerden vardır ve Rablerinden yarlığanma da vardır. (Artık böyle zâtlar) Ateşte ebedîyyen kalan ve pek kaynar sudan içirilip de barsakları parçalanan kimseler gibi midir?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Muttakilere vaad edilen
cennetin
durumu şudur: Orada bozulmayan (temiz) su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Ve orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Bunlardan da öte, Rablerinden bir bağışlama vardır. Hiç bunlar, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça kesen sıcak suyun içirildiği kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Muttakilere vaat edilen
cennetin
niteliği (şudur): İçinde tadı ve kokusu bozulmayan su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları ve içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları... Onlara, orada her türlü meyve ve Rab’lerinden bağışlanma vardır. O, ebedi ateşte kalacak, kaynar su içirilip, bağırsakları parça parça olacak kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah’a karşı gelmekten sakınanlara vâd edilen
cennetin
durumu ise şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içerken lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ile bir de Rableri tarafından mağfiret vardır. Bu nimetlere erişenler hiç, ateşte devamlı kalıp, kaynar sulardan içirilip bununla bağırsakları lime lime olan kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
(Şirkten, günâhlardan) korunanlara söz verilen
cennetin
durumu şudur: İçinde bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır ve onlar için orada her çeşit meyva, Rablerinden de bağışlama vardır. (Şimdi bu ni'metler içinde yaşayanlar) ateşte ebedi kalan ve barsaklarını parça parça kesen sıcak suyun içirildiği kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine va'dedilen
cennetin
misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orada onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret de vardır. Hiç (böyle mükâfatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takvâ sahiplerine vaad edilen
Cennetin
hali şöyledir: Orada her dem taze sudan ırmaklar vardır. Tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır. İçenlere lezzet veren bir şaraptan ırmaklar vardır. Süzme baldan ırmaklar vardır. Orada onlar için her türlü meyveden vardır; Rablerinden de bir bağışlanma vardır. Bu nimetlere erişenler, ateşte sürekli kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimse gibi olur mu?...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Sakınanlara vaat olunan
cennetin
durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?...
Tur Suresi, 20. Ayet:
Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslananlar olarak. . . Onları (bilinçleri) Hur-i Iyn (her şeyi net, akı ak karayı kara gören özelliğe sahip bedenler) ile eşleştirdik. (Dişi huri kızı diye yorumlanan bu anlatımlar tümüyle diğer cennet yaşamı anlatımları gibi bir temsilî, sembolik anlatımdır. {"Meselül cennetilletiy" = CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı} 13. Ra'd: 35 ve 47. Muhammed: 15. . . {Sahih Hadis: Allâh buyurur ki; Sâlih kullarım için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın i...
Qəmər Suresi, 54. Ayet:
(Bu nedenle,) Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, kendilerini bir bahçeler ve akarsular (
cennetin
)de bulacaklar,...
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları kalın ipek atlas olan döşekler üzerine yaslanmışlardır. Ve iki
cennetin
de devşirilen meyveleri (cennet ehline) yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki
cennetin
meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Öylesine döşemelere yaslanacaklar ki astarları kalın ipekten, her iki
cennetin
, devşirilip toplanacak meyveleri de ellerinin altında, pek yakın....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. İki
cennetin
de meyvesinin devşirilmesi yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları atlastan döşeklere yaslanırlar. . . İki
cennetin
meyvelerinin toplanması çok kolaylıkladır!...
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde yaslanırlar. İki
cennetin
de meyve devşirmesi (oradakilere) yakın (kolay)dır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
(Rableri huzurunda hesap vermekten korkanlar), astarları kalın ipekten olan yaygılar üzerinde yaslanıp oturarak nimetlenirler. Her iki
cennetin
meyvalarının toplanışı da yakından... (Zahmetsizce alınabilecek şekilde pek yakın)....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Orada, ortuleri parlak atlastan yataklara yaslanirlar; iki
cennetin
meyvelerini de kolayca toplarlar....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Orada, örtüleri parlak atlastan yataklara yaslanırlar; iki
cennetin
meyvelerini de kolayca toplarlar....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. İki
cennetin
de meyvesinin devşirilmesi yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları atlastan yataklara yaslanırlar, her iki
cennetin
meyveleri pek yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Dayanmışlar öyle mefruşata kim astarları istebraktan. Her iki
Cennetin
derimi de yakından....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları atlastan mefruşata yaslanırlar. Her iki
cennetin
derimi (devşirmesi) de yakındandır;...
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki
cennetin
de devşirmesi yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde yaslanırlar. İki
cennetin
de meyve devşirmesi (oradakilere) yakın (kolay)dır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
(Onlar o gün), astarları kalın atlastan döşekler üzerinde yaslanan kimselerdir. İki
Cennetin
de olgunlaşmış meyveleri (kendilerine) yakındır (toplaması kolaydır)!...
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Hepsi de örtüleri atlastan döşemelere yaslanırlar. İki
cennetin
meyvelerini de kolayca toplarlar....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
(Onlar) Astarları kalın ipek kumaştan olan döşekler üzerine dayanmış bir halde olacaklardır ve o iki
cennetin
meyvelerinin toplanışı da yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Orada örtüleri kalın, parlak atlastan yataklara yaslanırlar. İki
cennetin
meyvelerini kolayca toplarlar....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Orada atlastan döşemelere yaslanacaklar. İki
cennetin
meyveleri de çok yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
O cennetlikler, astarları kalın atlasdan döşeklere yaslanırlar. Her iki
cennetin
devşirilecek meyveleri, hemen ellerinin altında olacaktır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
(Orada) Astarları kalın atlastan yataklara yaslanırlar. İki
cennetin
de devşirmesi yakındır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları, ağır işlenmiş atlastan olan yataklar üzerinde yaslanıp dayanırlar. İki
Cennetin
de meyve devşirmesi (oradakilere) yakın (kolay)dır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Onlar o Cennetlerde astarları atlastan döşeklere kurulmuşlardır. İki
Cennetin
meyveleri de yanı başlarındadır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları atlastan döşeklere yaslanırlar. İki
cennetin
meyveleri elle alınacak kadar yakındır....
Vaqiə Suresi, 12. Ayet:
Naîm
cennetin
dedirler....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Sâbikû ilâ magfiretin min rabbikum ve
cennetin
arduhâ keardıs semâi vel ardı uıddet lillezîne âmenû billâhi ve rusulih(rusulihî), zâlike fadlullâhi yû’tîhi men yeşâu, vallâhu zûl fadlil azîm(azîmi)....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
1.
sâbikû
: yarışın, koşun
2.
ilâ magfiretin
: bağışlanmaya, mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve
cennetin
<...
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabbiniz tarafından bağışlanmaya ve cennete koşun.
Cennetin
genişliği, gökle yerin genişliği kadardır. Allah’a ve Rasulüne iman edenler için hazırlanmıştır. Bu, Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere ihsan ettiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir....
Həşr Suresi, 20. Ayet:
Ateşin dostlarıyla
cennetin
dostları bir olmaz.
Cennetin
dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir....
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah, inananlara da Firavun'un karısını örnek gösterdi. O şöyle demişti: «Rabbim! Bana yanında
cennetin
içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zalim toplumdan kurtar!»...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah, îman edenlere de Fir'avnın karısını bir misâl olarak îrâd etdi. O vakit (bu kadın) «Ey Rabbim, bana nezdinde,
cennetin
içinde bir ev yap. Beni Fir'avndan ve onun (fena) amel (ve hareket) inden kurtar. Beni o zaalimler güruhundan selâmete çıkar» demişdi. ...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allâh inananlar hakkında da Fir'avn'ın karısını misâl verdi. O şöyle demişti: "Rabbim, bana katında,
cennetin
içinde bir ev yap, beni Fir'avn'dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zâlimler topluluğundan kurtar!"...
Haqqə Suresi, 22. Ayet:
Fî
cennetin
âliyeh(âliyetin)....
Haqqə Suresi, 22. Ayet:
1.
fî
cennetin
: cennette
2.
âliyetin
: yüksek, yüce
...
Haqqə Suresi, 23. Ayet:
Cennetin
meyvaları da sarkmıştır, kolayca devşirilir....
Haqqə Suresi, 23. Ayet:
Ki o
cennetin
meyveleri sarkmıştır....
Haqqə Suresi, 23. Ayet:
(O
cennetin
) çabucak devşirilecek (meyve) leri (her durumda erilebilir derecede) yakındır. ...
Haqqə Suresi, 23. Ayet:
O
Cennetin
meyveleri hemen yakınındadır....
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan hepsi Naîm
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri Naîm
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onların her biri, Naîm
cennetin
e sokulacaklarını mı umuyorlar?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her bir kişi, nimet
cennetin
e dâhil olunacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her şahıs, (nimetleri bol olan) Naîm
Cennetin
e sokulacağını ümid mi ediyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Herbiri, nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her kişi na'îm
Cennetin
e sokulacağını ümid mi ediyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan herbiri, bir nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri, nimet
cennetin
e sokulacağını mı umuyor yoksa?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan herkes Naîm
cennetin
e sokulacağını mı ümîd ediyor? ...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her bir şahıs, Naîm
Cennetin
e konulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan herkes Naim
cennetin
e konulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her bir şahıs naim
cennetin
e girdirileceğini mi ümit ediyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri Naîm
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri (iman etmeden) naîm
cennetin
e yerleşmeye mi hevesleniyor?...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri, ni'met
cennetin
e sokulacağını mı umuyor?...
İnsan Suresi, 14. Ayet:
Üzerlerine
cennetin
gölgeleri sarkmış,
cennetin
meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır....
İnsan Suresi, 14. Ayet:
Ve onların üzerlerine (o
cennetin
) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur....
İnsan Suresi, 14. Ayet:
Cennetin
gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir....
İnsan Suresi, 21. Ayet:
Üzerlerinde ince - lâtif ipekten ve kalın ipekten elbiseler vardır. . . Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. . . Rableri onlara şarab'en tahura (temiz şarap) içirmiştir. (Tüm bu cennet tanımlamaları, Ra'd: 35 ve Muhammed: 15'teki açıklamalarla vurgulandığı üzere; "meselül cennetilletiy" yani
cennetin
temsil - benzetme yollu misali anlatımıdır. Bu gerçeklik unutulmaya. A. H. )...
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz, iyiler Naîm
cennetin
dedirler....
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
Muhakkak ki iyiler, Naîm
Cennetin
dedirler;...
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
İyiler, hiç şübhesiz Naıym (
cennetin
) de, ...
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
Şübhesiz ki ebrâr, (güzel amel sâhibi, içi dışı tertemiz hayırlı insanlar) ni'met içinde (Naîm
Cennetin
de)dirler!...
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
İyi ve hayırlı insanlar naîm
cennetin
de, nimetler içindedirler....
Mutəffifin Suresi, 22. Ayet:
Şüphesiz iyi kimseler, Naîm
cennetin
dedirler....
Mutəffifin Suresi, 22. Ayet:
Muhakkak (Allah’a itaat eden) iyi kimseler, nimetleri devamlı olan Naîm
cennetin
de,...
Mutəffifin Suresi, 22. Ayet:
Şüphesiz ki Ebrar (iyiler) nimet
cennetin
dedirler....
Mutəffifin Suresi, 24. Ayet:
Tanırsın onları, yüzlerinde
cennetin
parlaklığı var....
Mutəffifin Suresi, 24. Ayet:
Yüzlerinde
cennetin
aydınlığını görürsün....
Ğaşiyə Suresi, 10. Ayet:
Fî
cennetin
âliyeh(âliyetun)....
Ğaşiyə Suresi, 10. Ayet:
1.
fî
: içinde, de
2.
cennetin
: cennet
3.
âliyetin
: âli, yüce, yüksek
4.
cennetin
âliyetin
: âli cennet, yüce ce...
Rəhman Suresi, 62. Ayet:
(62-63) O iki
cennetin
ötelerinde de iki cennet vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?...
Rəhman Suresi, 62. Ayet:
İki
Cennetin
berisinde iki Cennet daha var....
Rəhman Suresi, 63. Ayet:
(62-63) O iki
cennetin
ötelerinde de iki cennet vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?...
Rəhman Suresi, 68. Ayet:
(O diğer iki
cennetin
) içlerinde çeşitli meyveler, hurma ve nar var....
Əraf Suresi, 50. Ayet:
(50,51) "Ve ateşin ashâbı,
cennetin
ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti dünya hayatına aldanan kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bugün onları umursamayacağız/ ceza...
Əraf Suresi, 51. Ayet:
(50,51) "Ve ateşin ashâbı,
cennetin
ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti dünya hayatına aldanan kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bugün onları umursamayacağız/ ceza...
Yasin Suresi, 55. Ayet:
Gerçekten
cennetin
ashâbı bugün gönül şenliği sürerek bir uğraşı içindedirler. ...
Furqan Suresi, 75. Ayet:
(75,76) İşte Rahmân'ın kulları, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamlarında, orada sonsuz olarak kalıcı kimseler olarak ödüllendirilecekler, orada hürmet ve selâmla karşılanacaklardır. –Orası ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir ikametgâhtır!– ...
Furqan Suresi, 76. Ayet:
(75,76) İşte Rahmân'ın kulları, sabretmelerine karşılık
cennetin
en yüksek makamlarında, orada sonsuz olarak kalıcı kimseler olarak ödüllendirilecekler, orada hürmet ve selâmla karşılanacaklardır. –Orası ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir ikametgâhtır!– ...
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
Ve beni nimeti bol
cennetin
mirasçılarından kıl! ...
Şüəra Suresi, 87. Ayet:
(87-91) "Ve yeniden diriltilen gün; mal ve oğulların sağlam bir kalple/gerçek imanla Allah’a gelenlerden başkasına yarar sağlamadığı ve
cennetin
Allah'ın koruması altına girenlere yaklaştırıldığı, azgınlar için de cehennemin açılıp gösterildiği gün beni rezil etme!” dedi. "...
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
(87-91) "Ve yeniden diriltilen gün; mal ve oğulların sağlam bir kalple/gerçek imanla Allah’a gelenlerden başkasına yarar sağlamadığı ve
cennetin
Allah'ın koruması altına girenlere yaklaştırıldığı, azgınlar için de cehennemin açılıp gösterildiği gün beni rezil etme!” dedi. "...
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
(87-91) "Ve yeniden diriltilen gün; mal ve oğulların sağlam bir kalple/gerçek imanla Allah’a gelenlerden başkasına yarar sağlamadığı ve
cennetin
Allah'ın koruması altına girenlere yaklaştırıldığı, azgınlar için de cehennemin açılıp gösterildiği gün beni rezil etme!” dedi. "...
Şüəra Suresi, 90. Ayet:
(87-91) "Ve yeniden diriltilen gün; mal ve oğulların sağlam bir kalple/gerçek imanla Allah’a gelenlerden başkasına yarar sağlamadığı ve
cennetin
Allah'ın koruması altına girenlere yaklaştırıldığı, azgınlar için de cehennemin açılıp gösterildiği gün beni rezil etme!” dedi. "...
Şüəra Suresi, 91. Ayet:
(87-91) "Ve yeniden diriltilen gün; mal ve oğulların sağlam bir kalple/gerçek imanla Allah’a gelenlerden başkasına yarar sağlamadığı ve
cennetin
Allah'ın koruması altına girenlere yaklaştırıldığı, azgınlar için de cehennemin açılıp gösterildiği gün beni rezil etme!” dedi. "...
Hud Suresi, 108. Ayet:
Ve şu mutlu olanlara gelince, onlar da gökler ve yer durdukça ardı arkası kesilmeyen bir ikram olarak
cennetin
içinde sürekli olmak üzere kalacaklardır. –Ancak Rabbinin dilediği müstesnadır.– ...
Möminun Suresi, 10. Ayet:
(10,11) İşte onlar, içinde temelli kalacakları Firdevs
cennetin
e son sahip olan son sahiplerin ta kendileridir. ...
Möminun Suresi, 11. Ayet:
(10,11) İşte onlar, içinde temelli kalacakları Firdevs
cennetin
e son sahip olan son sahiplerin ta kendileridir. ...
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onlardan her biri, bir nimet
cennetin
e girdirileceğini mi umuyor? ...
İnfitar Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz ki “ebrar/iyi adamlar”, elbette bol nimet, mutluluk
cennetin
in içindedirler. ...
Məhəmməd Suresi, 14. Ayet:
(14,15) "Peki, Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, işinin kötülüğü kendisine süslü gösterilen ve boş-iğreti arzularına uyan kimseler gibi; Ateş'te sonsuz olarak kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları paramparça olan kimseler gibi midir? Allah'ın koruması altına girmiş kişilere vaat edilen
cennetin
örneği: “Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için ce...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
(14,15) "Peki, Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, işinin kötülüğü kendisine süslü gösterilen ve boş-iğreti arzularına uyan kimseler gibi; Ateş'te sonsuz olarak kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları paramparça olan kimseler gibi midir? Allah'ın koruması altına girmiş kişilere vaat edilen
cennetin
örneği: “Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için ce...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
"Allah'ın koruması altına girmiş kişilere söz verilen
cennetin
örneği şöyledir: Onun altından ırmaklar akar, nasiplikleri; meyveleri, renkleri, tatları ve gölgeleri süreklidir. İşte bu, Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin âkıbetidir. Kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin âkıbeti de Ateş'tir. "...
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları kalın ipekten/atlastan yataklara yaslanmış kimseler olarak, iki
cennetin
de devşirmesi yakındır. ...
Həşr Suresi, 20. Ayet:
Ateş'in ashâbı ve
cennetin
ashâbı eşit olmaz. Cennet ashâbı kurtulanların ta kendileridir. ...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
"Allah, inanan kimselere de Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana nezdinde
cennetin
içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun işinden kurtar. Ve beni şu şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar toplumundan kurtar!” demişti. "...
Nəcm Suresi, 15. Ayet:
vaad edilen
cennetin
(görüntüsü) eşliğinde,...