1. |
kâlû |
: dediler |
2. |
e |
: mı |
3. |
ta'cebîne |
: şaşırıyorsun |
4. |
min emri allâhi |
: Allah'ın emrinden (dolayı), Allah'ın ...
Loğman Suresi, 17. Ayet: 'Oğulcuğum, namazı adâbına riayet ederek aksatmadan kıl. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmi kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü, planları, programları, adaleti uygulayarak kamu düzenini sağla, iyiliği emret. Şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin ...
Hucurat Suresi, 6. Ayet: Ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden bir fâsık, bir bozguncu, kötü niyetli bir âsi size, hükümetinize, emniyet güçlerinize, ordunuza önemli bir haber getirirse, doğruluğunu araştırın. Araştırmadan, ciddî, zarar verici tedbirler almaya kalkarsanız, bilmeden, yanlış bilgilendirme sonucu suçsuz bir kavme, bir topluluğa kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olabilirsiniz. Sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz....
Hud Suresi, 110. Ayet:
1. |
ve lekad |
: ve andolsun ki |
2. |
âteynâ |
: biz verdik |
3. |
mûsâ |
: Musa'ya |
4. |
el kitâbe |
: kitap |
Əhzab Suresi, 32. Ayet:
1. |
yâ |
: ey |
2. |
nisâ |
: kadınlar |
3. |
en nebiyyi |
: nebî, peygamber |
4. |
lestunne |
: siz değilsiniz |
Əhzab Suresi, 32. Ayet: Ey peygamber hanımları, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer Allah’a sığınıp, emirlerini yerine getirerek günahlardan arınıp, azaptan korunuyorsanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetinizi muhafaza ediyorsanız, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincindeyseniz, yabancı erkekler karşısında yumuşak, tatlı, çekici bir eda ile konuşmayın. Kalpleri kararmış, aklından zoru olanlar, hasta ruhlular, size karşı bir ümide kapılmasın. Ağırbaşlı, cidd...
|