Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Səba Suresi, 8. Ayet:
Bu adam, ya uydurduklarını Allah'a dayandırıyor ya da
cinne
t geçiriyor! Hayır, aslında ahirete inanmayanlar, çaresizlik ve derin bir sapkınlık içindedirler....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin
cinne
t nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Ribâ, fâiz geliri yiyenler, kesinlikle şeytanın çarptığı,
cinne
t nöbetindeki kimseler gibi, toplumda huzur ve düzen bozucu davranırlar; kıyamet günü,
cinne
t nöbeti geçirenler gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu ceza onlara: 'Alışverişe dayalı kazanç elde etme düzeni de kesinlikle fâizciliğe dayalı gelir elde etme düzenine benziyor' demeleri sebebiyledir. Halbuki Allah ticarî alışverişleri helâl ve meşrû kılmış, fâizciliği ve fâizi de haram kılmıştır. Bundan böyle kim, Rabbinden kendisine gelen bir ...
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin
cinne
t nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Ribâ (fâiz) yiyenler (kabirlerinden), ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin,
cinne
t nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar! Bu, şübhesiz onların: 'Alış-veriş (de) ancak fâiz gibidir' demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, fâizi ise haram kıldı! O hâlde kim kendisine Rabbinden bir nasîhat gelir de (fâizden) vazgeçerse, artık geçmişte olan(İslâm’a girmeden önce aldıkları) kendisinindir. Onun işi (hakkındaki hüküm) ise Allah’a âiddir. Kim de (helâl sayarak fâize) dönerse, işte onlar ...
Ənam Suresi, 100. Ayet:
Ve cealû lillâhi şurekâel
cinne
ve halakahum ve harakû lehu benîne ve benâtin bi gayri ilm(ilmin), subhânehu ve teâlâ ammâ yasifûn(yasifûne). ...
Ənam Suresi, 100. Ayet:
1.
ve cealû
: kıldılar
2.
li allâhi
: Allah için, Allah'a
3.
şurekâe el
cinne
: cinleri ortak kıldılar, ortak koştular
4.
ve ha...
Əraf Suresi, 184. Ayet:
E ve lem yetefekkerû mâ bi sâhıbihim min
cinne
h(
cinne
tin), in huve illâ nezîrun mubîn(mubînun)....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
1.
e ve
: ve ... mı?
2.
lem yetefekkerû
: tefekkür etmezler
3.
mâ
: yoktur, olmadı
4.
bi sâhıbi-him
: onların sahi...
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Ve onların sahibinde
cinne
tten (delilikten) yana bir şey olmadığını tefekkür etmezler mi? O ancak apaçık bir nezirdir....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Düşünmediler mi ki, sahiplerinde hiçbir
cinne
t (akılsızlık) yoktur! O sadece apaçık bir uyarandır....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Onlar düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Hz. Peygamber aleyhisselâmda)
cinne
tten bir eser yoktur; O ancak Allah’ın azâbını haber veren açık bir korkutucudur?...
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Hiç düşünmediler mi, vatandaşları (Hz. Muhammed'de)
cinne
t eseri yoktur. O ancak açık-seçik (ilerideki tehlikeli uçurumu haber veren) bir uyarıcıdır....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Bunlar bir düşünmedilerde mi ki kendilerine söz söyliyen zatta,
Cinne
tten bir eser yoktur, o ancak ilerideki tehlükeyi açık bir surette haber veren bir nezîrdir...
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Bunlar hiç düşünmediler mi ki, kendilerine söz söyleyen zatta
cinne
tten bir eser yoktur. O, ancak ilerideki tehlikeyi açık bir şekilde haber veren bir uyarıcıdır....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Onlar arkadaşlarında herhangi bir
cinne
t bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Peki (çocukluğundan beri tanıdıkları) (bu) arkadaşlarında
cinne
tten eser olmadığı hiç mi akıllarına gelmiyor. Oysa, o sadece açıktan açığa uyaran biri....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Onlar düşünmediler mi ki, onların sahiplerinde bir
cinne
t eseri yoktur. O ancak âşikâr bir sûrette bir nezîrden başka değildir....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Onlar, arkadaşlarında28 hiçbir
cinne
t eseri bulunmadığını düşünmezler mi? Oysa o apaçık bir uyarıcıdır....
Əraf Suresi, 184. Ayet:
Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında
cinne
tten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o....
Hud Suresi, 54. Ayet:
(54-55) Ancak şunu söyleriz ki, ilâhlarımıza sövdüğünden onların bazısı, muhakkak seni bir fenalıkla (
cinne
t ve hezeyanla) çarpmıştır.” Hûd: “- İşte ben Allah’ı şâhid tutuyorum ve siz de şâhid olun ki, ben, Allah’dan başka ona koştuğunuz ortakların hiç birini tanımıyorum; onlardan beriyim. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bir an bile müsaade etmeyin....
Hud Suresi, 55. Ayet:
(54-55) Ancak şunu söyleriz ki, ilâhlarımıza sövdüğünden onların bazısı, muhakkak seni bir fenalıkla (
cinne
t ve hezeyanla) çarpmıştır.” Hûd: “- İşte ben Allah’ı şâhid tutuyorum ve siz de şâhid olun ki, ben, Allah’dan başka ona koştuğunuz ortakların hiç birini tanımıyorum; onlardan beriyim. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bir an bile müsaade etmeyin....
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Cinne
gelince onu da (insandan) daha önce, (vücudun gözeneklerine) nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık....
İsra Suresi, 1. Ayet:
Bir gece, kulu Muhammedin Mescidi Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya, en yüce makama vuslatını gerçekleştiren, huzurunda secdesini sağlayan Allah’ı tesbih, tenzih ve takdis ederiz. Kudretimizin açık delillerinden olan o evrensel peygamberi ins-ü
cinne
, bütün kainata tanıtalım; kainat ve ötesinin, geçmişte olanlar ve gelecekte olacakların bir kısmını ona müşahede ettirelim diye bu miracı gerçekleştirdik.Şüphesiz Rasulü Muhammedin, kainat ve ötesinin duyduklarını ve gördükleri...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
İn huve illâ raculun bihî
cinne
tun fe terabbasû bihî hattâ hîn(hînin)....
Möminun Suresi, 25. Ayet:
1.
in huve
: o ancak olur
2.
illâ
: sadece, dan başka
3.
raculun
: bir adam
4.
bi-hi
: onu, o
Möminun Suresi, 25. Ayet:
O ancak
cinne
t getirmiş bir adamdır. O halde, onu belli bir süre bekleyin (gözetim altında tutun)!...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
“Bu, ancak
cinne
t getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.”...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
"O kendisinde
cinne
t olan (cin etkisindeki) bir adam. . . Bir süre Onu gözetleyin bakalım. "...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
O, ancak kendisinde
cinne
t bulunan bir adamdır. Bu itibarla bir zamana kadar onu bekleyin (belki akıllanır).”...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
«Bu şüphesiz kendisinde
cinne
t (belirtisi) bulunan bir adamdır. Bir süre onu gözetip bekleyelim.»...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
Her halde o öyle bir adam ki kendisinde bir
cinne
t var, binaenaleyh gözetin bunu bir zamana kadar...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
«Bu başka değil, kendisinde
cinne
t bulunan bir erkek. Binaenaleyh O'nu bir zamana kadar gözetiniz.»...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
'Bu olsa olsa
cinne
t geçirmiş bir adamdır; en iyisi siz onu bir süre göz altında tutun.'...
Möminun Suresi, 25. Ayet:
"
Cinne
t getirmiş bir adamdan başkası değildir o. Belli bir süreye kadar göz altında tutun onu."...
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Em yekûlûne bihî
cinne
h(
cinne
tun), bel câehum bil hakkı ve ekseruhum lil hakkı kârihûn(kârihûne)....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
yekûlûne
: diyorlar, söylüyorlar
3.
bi-hi
: onunla, onda
4.
cinne
tun
: bir delilik
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa “O
cinne
t getirmiş” mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Hâlbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa onda bir
cinne
t olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir. Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa: "Onda bir
cinne
t var" mı diyorlar? Bilakis, O kendilerine Hak olarak gelmiştir! Onların çoğunluğu Hak'tan hoşlanmazlar!...
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa, peygamberde bir
cinne
t var mı diyorlar? Hayır o peygamber, onlara hakkı (Kur’an’ı ve İslâm dinini) getirdi. Fakat onların çoğu hakkı sevmiyorlar, (inkâr ediyorlar)....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa o peygamberlerde bir
cinne
t mi var diyorlar ?! Hayır, O, onlara Hakk ile gelmiştir....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa onda bir
cinne
t olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir. Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa onda bir
Cinne
t var, mı diyorlar? Hayır, o onlara hakk ile geldi fakat ekserisi hakkı hoşlanmıyorlar...
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa, «O'nda
cinne
t vardır,» mı diyorlar? Hayır onlara hak ile gelmiştir. Halbuki, onların ekserisi hakkı kerih görenlerdir....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa, "onda bir
cinne
t mi var" diyorlar! Hayır, o kendilerine hakkı getirdi ama onların çoğu haktan tiksiniyor....
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Ve lev şi’nâ le âteynâ kulle nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne cehenneme minel
cinne
ti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne)....
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer
2.
şi'nâ
: biz diledik
3.
le
: elbette, mutlaka
4.
âteynâ
: biz verdik
Səba Suresi, 8. Ayet:
Efterâ alâllahi keziben em bihî
cinne
h(
cinne
tun), belillezîne lâ yûminûne bil âhireti fîl azâbi ved dalâlil baîd(baîdi)....
Səba Suresi, 8. Ayet:
1.
efterâ
: iftira etti, uyduruyor
2.
alâ allâhi
: Allah'a
3.
keziben
: yalan olarak
4.
em
: veya, yoksa
...
Səba Suresi, 8. Ayet:
Allah'a yalanla iftira mı etti? Yoksa onda
cinne
t (delilik) mi var? Hayır, onlar, ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir dalâlet içindedirler....
Səba Suresi, 8. Ayet:
"(Acaba o adam) Allâh'a atfen bir yalan mı uydurdu yoksa onda bir
cinne
t mi söz konusu?" (dediler). . . Tam tersine, sonsuz gelecek yaşamlarına iman etmeyenler, azap ve (hakikatten) uzak düşmüş bir sapma içindedirler....
Səba Suresi, 8. Ayet:
O, bir yalanı Allah’a iftira mı edib duruyor? Yoksa kendisinde bir
cinne
t mi var? (Hayır, onların dediği gibi değil) doğrusu, o ahirete iman etmiyenler (öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler, ahirette hakdan) uzak bir sapıklıkla azab içindedirler....
Səba Suresi, 8. Ayet:
Bir yalanı Allaha iftira etmekte mi? Yoksa kendisinde bir
cinne
t mi var? Hayır doğrusu o Âhırete inanmıyanlar uzak bir dalâletle azâb içindeler...
Səba Suresi, 8. Ayet:
Allah'a karşı iftira mı etmiş oluyor? Yoksa onda bir
cinne
t mi var? Hayır. O ahirete inanmayanlar azap içinde ve pek uzak bir sapıklık içindedirler....
Səba Suresi, 41. Ayet:
Kâlû subhâneke ente veliyyunâ min dûnihim, bel kânû ya’budûnel cinn(
cinne
), ekseruhum bihim mû’minûn(mû’minûne)....
Səba Suresi, 41. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
subhâne-ke
: sen münezzehsin, sen Sübhan'sın
3.
ente
: sen
4.
veliyyu-nâ
: bizim dostumuz, ve...
Səba Suresi, 41. Ayet:
(Melekler) dedi ki: "Subhansın sen. Sensin Veliyy'miz, onlar değil. . . Bilakis onlar
cinne
tapıyorlardı; çoğunluğu onlara iman etmişti (tanrı olarak). "...
Səba Suresi, 46. Ayet:
Kul innemâ eızukum bi vâhideh(vâhidetin), en tekûmû lillâhi mesnâ ve furâdâ summe tetefekkerû, mâ bi sâhıbikum min
cinne
h(
cinne
tin), in huve illâ nezîrun lekum beyne yedey azâbin şedîd(şedîdin)....
Səba Suresi, 46. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
innemâ
: ancak, sadece
3.
eızu-kum
: size vaazediyorum, öğüt veriyorum
4.
bi
: ile
...
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: "Size sadece tek bir şey vaazediyorum. Allah için ikişer ikişer ve teker teker kalkın. Sonra tefekkür edin." Sizin sahibinizde (arkadaşınızda)
cinne
t (delilik) yoktur. O, ancak sizin için önünüzdeki (gelecek olan) şiddetli azaba (karşı) bir nezirdir (uyarıcı)....
Səba Suresi, 46. Ayet:
(Ey Muhammed!) De ki: “Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed’de
cinne
tten eser yoktur. O, şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır.”...
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: "Size sadece bir tek öğüt veriyorum: Allâh için ister ikişer - birlikte ister kendi başınıza kaldığınızda şöyle bir derin düşünün bakalım! Size sahip çıkanda bir
cinne
t söz konusu değildir. . . O ancak şiddetli bir azabın öncesinde sizin için uyarıcıdır!"...
Səba Suresi, 46. Ayet:
(Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “- Size sadece bir tek nasihat edeceğim: Allah için, (tarafgirlik için değil, gerçeği anlamak için) ikişer ikişer ve teker teker (peygamberin meclisinden) kalkarsınız, sonra da iyi düşünürsünüz; arkadaşınızda
cinne
tten eser yoktur. O, yalnız şiddetli bir azabın önünde sizi korkutan bir peygamberdir.”...
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: Size tek bir öğütte bulunuyorum: Allah için ikişer ikişer, birer birer ayağa kalkmanızı, sonra da iyice düşünmenizi (istiyorum). Arkadaşınızda
cinne
t diye bir şey yoktur. O, ancak çok şiddetli bir azâbdan önce sizi uyaran bir peygamberdir....
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: size sâde bir tek nasıhat edeceğim şöyle ki: Allah için ikişer üçer ve teker teker kalkarsınız, sonra da iyi düşünürsünüz, arkadaşınızda
cinne
tten eser yoktur, o yalnız şiddetli bir azâbın önünde sizi sakındıracak bir Peygamberdir...
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: «Size ancak bir şey ile öğüt veririm. Şöyle ki: Allah için ikişer ikişer ve teker teker kalkarsınız, sonra da güzelce düşünürsünüz, sizin sahibinizde
cinne
tten bir eser yoktur, o sizin için şiddetli azabın önünde bir korkutucudan başka değildir.»...
Səba Suresi, 46. Ayet:
De ki: "Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!" Arkadaşınızda
cinne
tten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ellezîne yectenibûne kebâirel ismi vel fevâhışe illâl lemem(lememe), inne rabbeke vâsiul magfireh(magfireti), huve a'lemu bikum iz enşeekum minel ardı ve iz entum e
cinne
tun fî butûni ummehâtikum, fe lâ tuzekkû enfusekum, huve a'lemu bi menittekâ....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler ki
2.
yectenibûne
: kaçınırlar
3.
kebair
: büyük
4.
el ismi
: günah
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün ne insana ne de
cinne
günâhından sorulur....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün, ne insana, ne
cinne
günahından sorulmaz....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
(Semâ yarıldığı zaman, herkes sîmasından tanınacağı için) o gün ne insana, ne
cinne
günahı sorulmıyacak, (sual mahşerde olacak.)...
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
O gün, ne insana ne de
cinne
günahından sorulmaz;...
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün, ne insana ne de
cinne
günahından sorulmaz....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
O gün ne insana ne de
cinne
suçu sorulmaz....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün, ne insana, ne
cinne
günahından sorulmaz....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün ne insana, ne
cinne
günâhı sorulmayacak. ...
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün; insana da,
cinne
de günahından sorulmaz....
Rəhman Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün, ne insana, ne de
cinne
günahından sorulmaz....
Qələm Suresi, 6. Ayet:
Hanginizde imiş o fitne ve
cinne
t....
Nas Suresi, 6. Ayet:
Minel
cinne
ti ven nâs(nâsi)....
Nas Suresi, 6. Ayet:
1.
min(e) el
cinne
ti
: cinlerden
2.
ve en nâsi
: ve insanlar
...
Hud Suresi, 119. Ayet:
İllâ men rahime rabbuk(rabbuke), ve li zâlike halakahum, ve temmet kelimetu rabbike le emleenne cehenneme minel
cinne
ti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne)....
Hud Suresi, 119. Ayet:
1.
illâ
: hariç
2.
men rahime
: rahmet ettiği kimseler
3.
rabbu-ke
: senin Rabbin
4.
ve li zâlike
: ve bunun için<...
Saffat Suresi, 158. Ayet:
Ve cealû beynehu ve beynel
cinne
ti nesebâ(neseben), ve lekad alimetil
cinne
tu innehum le muhdarûn(muhdarûne). ...
Saffat Suresi, 158. Ayet:
1.
ve cealû
: ve kıldılar
2.
beyne-hu
: onun arasında
3.
ve beyne
: ve arasında
4.
el
cinne
ti
: cinler
<...
Zariyat Suresi, 56. Ayet:
Ve mâ halaktul
cinne
vel inse illâ li ya'budûni....
Zariyat Suresi, 56. Ayet:
1.
ve mâ halaktu
: ve ben yaratmadım
2.
el
cinne
: cinler
3.
ve el inse
: ve insanlar
4.
illâ
: den başka