Axtarış Nəticələri
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler
3.
ba'de îmâni-him
: îmânlarından sonra
4.
summe
: ...
Nisa Suresi, 167. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, ...olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
ve saddû an
: ve alıkoydular, enge...
Maidə Suresi, 60. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
hel unebbiu-kum
: size haber vereyim mi
3.
bi şerrin min zâlike
: bundan daha kötüsünü
4.
mesûbeten
Maidə Suresi, 77. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
yâ ehle el kitâbi
: ey kitab ehli, kitap sahipleri!
3.
lâ taglû
: haddi aşmayın!
4.
fî dîni-kum
...
Ənam Suresi, 140. Ayet:
1.
kad
: oldu, olmuştu
2.
hasire
: hüsranda oldu
3.
ellezîne
: o kimseler ki
4.
katelû
: öldürdüler
Əraf Suresi, 37. Ayet:
1.
fe
: o zaman, öyleyse
2.
men azlemu
: kim daha zalim
3.
mimmen ifterâ
: iftira eden kimseden
4.
alâ allâhi
: Al...
Əraf Suresi, 38. Ayet:
1.
kâle edhulû
: girin dedi
2.
fî
: içine, arasına
3.
umemin
: ümmetler, topluluklar
4.
kad
: oldu, olmuştur <...
Əraf Suresi, 149. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
sukıta fî eydî-him
: ellerinin arasına düşürüldü (aklı başına geldi, yanıldığını anladı, pişman oldu)
3.
ve raev
: ve gördüler
Əraf Suresi, 179. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
zere'nâ
: yarattık, hazırladık
3.
li cehenneme
: cehennemi
4.
kesîran
: çok
Tövbə Suresi, 37. Ayet:
1.
innemâ
: ancak, sadece
2.
en nesîu
: unutma, terketme, erteleme
3.
ziyâdetun
: arttırmaktır, ziyade etmektir, artıştır
4.
fî...
Hicr Suresi, 56. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
ve men
: ve kim
3.
yaknetu
: ümidi keser, ümitsiz olur
4.
min rahmeti
: rahmetten
İsra Suresi, 48. Ayet: Unzur keyfe darabû lekel emsâle fe dallû fe lâ yestetîûne sebîlâ(sebîlen)....
İsra Suresi, 48. Ayet:
1.
unzur
: bak
2.
keyfe
: nasıl
3.
darabû
: (misal) getirdiler, vurguladılar
4.
leke
: sana, senin için
...
İsra Suresi, 72. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
kâne
: oldu
3.
fî hâzihî
: burada
4.
a'mâ
: kör
Taha Suresi, 92. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
yâ hârûnu
: ey Harun
3.
mâ menea-ke
: seni ne men etti, sana mani olan nedir
4.
iz reeyte-hum
: ...
Furqan Suresi, 9. Ayet:
1.
unzur
: bak
2.
keyfe
: nasıl
3.
darabû
: (örnekler) verdi
4.
leke
: sana
Furqan Suresi, 17. Ayet: Ve yevme yahşuruhum ve mâ ya’budûne min dûnillâhi fe yekûlu e entum adleltum ibâdî hâulâi em hum dallûs sebîl(sebîle)....
Furqan Suresi, 17. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
yahşuru-hum
: onları haşredecek, toplayacak
3.
ve mâ
: ve şeyler
4.
ya'budûne
: tapıyorl...
Furqan Suresi, 34. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yuhşerûne
: haşrolunurlar, toplanırlar
3.
alâ vucûhi-him
: yüzleri üzerine
4.
ilâ cehenneme
Furqan Suresi, 42. Ayet:
1.
in
: eğer, ise
2.
kâde
: neredeyse, az kalsın
3.
le
: mutlaka, elbette, gerçekten
4.
yudıllu-nâ
: bizi saptırac...
Furqan Suresi, 44. Ayet:
1.
em
: yoksa
2.
tahsebu
: sen sanıyorsun
3.
enne
: olduğunu
4.
eksere-hum
: onların çoğu
Qəsəs Suresi, 50. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
in
: eğer
3.
lem yestecîbû
: icabet etmezler
4.
leke
: sana
Mömin Suresi, 74. Ayet:
1.
min
: den
2.
dûni allâhi
: Allah'tan başka
3.
kâlû
: dediler
4.
dallû
: saptılar, uzaklaştılar
Fussilət Suresi, 52. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e
: mı
3.
reeytum
: siz gördünüz
4.
in
: eğer, ise
Əhqaf Suresi, 5. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
edallu
: dalâlette olan
3.
mimmen (min men)
: kimseden
4.
yed'û
: dua eder
Əhqaf Suresi, 28. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece, o zaman
2.
lev lâ
: olmaz mıydı
3.
nasare humullezînettehazû
: onlara yardım etseydi, o edindikleri
4.
...
Vaqiə Suresi, 51. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
inne-kum
: muhakkak ki siz
3.
eyyuhâ
: ey
4.
ed dâllûne
: dalâlette olanlar
Qələm Suresi, 26. Ayet:
1.
fe lemmâ
: fakat olduğu zaman
2.
reev-hâ
: onu gördüler
3.
kâlû
: dediler
4.
innâ
: muhakkak biz
Nuh Suresi, 24. Ayet: Ve kad edallû kesîrâ(kesîren), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ(dalâlen)....