Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
(Həmçinin Allah) kafirlərin bir qismini məhv etsin və ya onları
darmadağın
etsin deyə (belə etdi). Beləcə, onlar məğlub olub geri dönsünlər....
Həcc Suresi, 40. Ayet:
O kəslər ki, haqsız yerə, ancaq “Rəbbimiz Allahdır” - dediklərinə görə yurdlarından (Məkkədən) çıxarıldılar. Əgər Allah insanların bir qismini digər qismi ilə (müşrikləri möminlərlə) dəf etməsəydi, sözsüz ki, içərisində Allahın adı çox zikr olunan soməələr (rahiblərin yaşadığı monastırlar), kilsələr, məbədlər (yəhudi məbədləri) və məscidlər dağılıb gedərdi (
darmadağın
edilərdi). Allah Ona (öz dininə) yardım edənlərə, şübhəsiz ki, yardım edər. Həqiqətən, Allah yenilməz qüvvət, qüdrət sahibidir!...
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Ve Musa, belirlediğimiz yere gelip de Rabb'i onunla konuşunca: "Bana görün de Sana bakayım!" dedi. "Sen Beni göremezsin, fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de Beni göreceksin." buyurdu. Rabb'i dağa tecelli edince onu
darmadağın
etti ve Musa baygın düştü. Kendine gelince: "Sen münezzehsin. Tevbe ettim Sana. Ben Mü'minlerin ilkiyim." dedi....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Eğer savaşta onları yakalarsan, geride kalanlara ders olacak şekilde onları
darmadağın
et. Belki akıllarını başlarına alırlar....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötü olursanız, o da kendiniz içindir. Diğer bozgunculuğunuzun cezalandırma zamanı geldiğinde, sizi kötü duruma düşürmek için, ilk kez girdikleri gibi mescide girsinler. Ve yücelttiğiniz şeyleri
darmadağın
edip mahvetsinler....
Qəmər Suresi, 45. Ayet:
Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve
darmadağın
olacaklar....
Ali-İmran Suresi, 152. Ayet:
ALLAH size verdiği sözde durdu ve nitekim izniyle onları
darmadağın
ettiniz. Ama, sevdiğiniz (zaferi) size gösterdikten sonra duraksadınız, savaş hakkında birbirinizle çekiştiniz ve emirleri dinlemediniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz de ahireti... Sonra, sınamak için sizi onlardan çevirdi ve her şeye rağmen sizi affetti. ALLAH'ın inananlara nimeti boldur...
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu
darmadağın
ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmağa gelip de Rabbi ona konuşunca: "Rabbim, bana görün, sana bakayım!" dedi. (Rabbi) buyurdu ki: "Sen beni göremezsin; fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de beni göreceksin!" Rabbi dağa görününce onu
darmadağın
etti ve Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca: "Sen yücesin, sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim!" dedi....
Ənfal Suresi, 56. Ayet:
(56-57) Anlasma yaptigin kimseler, sonucundan sakinmayarak anlasmalarini her defasinda bozarlar. Savasta onlari yakalarsan, arkalarindakilere ibret olacak sekilde, darmadagin et....
Ənfal Suresi, 56. Ayet:
(56-57) Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde,
darmadağın
et....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle
darmadağın
et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
(56-57) Anlasma yaptigin kimseler, sonucundan sakinmayarak anlasmalarini her defasinda bozarlar. Savasta onlari yakalarsan, arkalarindakilere ibret olacak sekilde, darmadagin et....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Savaşta onları (ne zaman yakalarsan,) öylesine
darmadağın
et ki arkalarındakiler öğüt ve ibret alsınlar....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
(56-57) Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde,
darmadağın
et....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde
darmadağın
et. Belki ders alırlar....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle
darmadağın
et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Savaşta onları yakalarsan
darmadağın
et ki arkalarındakilere ibret olsun!...
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle
darmadağın
et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır) . Umulur ki ibret alırlar....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Savaşta onları ele geçirdiğin zaman öyle cezalandır ki, arkalarındakiler
darmadağın
olsun-belki böylece ibret alırlar....
Yusif Suresi, 39. Ayet:
Ey zindan arkadaşlarım;
darmadağın
ık ve değişik Rabblar mı hayırlıdır, yoksa Vahid ve Kahhar olan Allah mı?...
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendi aleyhinizedir. Sonuncu vaad geldiğinde (öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi kötü duruma soksunlar, ilk keresinde girdikleri gibi yeniden Mescid'e girsinler ve ele geçirdiklerini
darmadağın
edip bıraksınlar....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini '
darmadağın
edip mahvetsinler.'...
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini '
darmadağın
edip mahvetsinler'....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik ederseniz kendi nefsinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendinizin) aleyhindedir. Sonuncu vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs) e girsinler ve ele geçirdiklerini '
darmadağın
edip mahvetsinler'...
İsra Suresi, 16. Ayet:
Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir memleketi helâk etmek istediğimiz zaman, varlıklı şımarıklarını idareci yapar, iktidara getiririz. İlâhi-İslâmî emirleri uygulamayı emrettiğimiz halde, onlar orada, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkederler, hak dine itaat dışına çıkarlar, günah, isyan, inkâr bataklığına dalarlar. Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmedikleri için, o memleket halkı gerekçeli olarak cezaya müstehak olur. Biz de orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir kenti helak etmek istediğimizde oranın varlıklılarına emrederiz. Onlar da (emirlerimize uymayıp) orada bozgunculuk çıkarırlar. Bunun üzerine artık söz hak olur ve orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' buyururuz, böylelikle onlar onda fasıklıklık yaparlar / fısk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da onu kökünden
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Ama bir toplumu yok etmeyi irade ettiğimiz zaman o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarı(ları)mızı iletiriz; ve (eğer) onlar günahkarca yaşamaya devam ederler(se), cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur; ve Biz de onu
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir memleketi yıkıp yok etmek istediğimiz zaman, oranın şımarık varlıklılarına (iyilikleri) emrederiz. Buna rağmen onlar orada itaatsizlik edip kötülük işlerler. Artık o memleket helâke müstahak olur, biz de orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir kenti helâk etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azâb) karâr(ı) gerekli olur, biz de orayı
darmadağın
ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden
darmadağın
ederiz....
Taha Suresi, 97. Ayet:
(Musa) dedi ki: 'Git! Senin hayat boyunca yapacağın 'bana dokunulmasın' demek olacaktır. Senin için kendisinden kaçınamayacağın bir buluşma vakti de vardır. Şimdi kendisine tapındığın şu ilâhına bak! Andolsun biz onu yakacak sonra da
darmadağın
edip denize savuracağız....
Taha Suresi, 97. Ayet:
Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra
darmadağın
edip denizde savuracağız."...
Taha Suresi, 97. Ayet:
Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin tanrına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra
darmadağın
edip denizde savuracağız."...
Taha Suresi, 97. Ayet:
Dedi ki: «Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: «Bana dokunulmasın») deyip yerinmendir.» Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra
darmadağın
edip denizde savuracağız.»...
Taha Suresi, 105. Ayet:
Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları
darmadağın
edip savuracak"...
Taha Suresi, 105. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları
darmadağın
edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Taha Suresi, 105. Ayet:
Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim rabbim, onları
darmadağın
edip savuracak"...
Taha Suresi, 105. Ayet:
Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim
darmadağın
edip savuracaktır.»...
Taha Suresi, 105. Ayet:
(105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları
darmadağın
edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."...
Taha Suresi, 105. Ayet:
Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları
darmadağın
edip savuracak.»...
Taha Suresi, 106. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları
darmadağın
edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Taha Suresi, 106. Ayet:
(105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları
darmadağın
edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."...
Taha Suresi, 107. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları
darmadağın
edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini
darmadağın
eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size....
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini
darmadağın
eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Tanrı'ya karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size....
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini
darmadağın
eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size....
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Biz hakkı bâtılın üstüne öyle bir atarız ki, onu
darmadağın
eder ve bâtıl yok olup gider. Size de, Allah'a yakıştırdığınız şeyler yüzünden hayıflanmak kalır....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden
darmadağın
ettik....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden
darmadağın
ettik....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
Böylece onlara: «Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin» dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden
darmadağın
ettik....
Furqan Suresi, 39. Ayet:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini
darmadağın
edip mahvettik....
Furqan Suresi, 39. Ayet:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini
darmadağın
edip mahvettik....
Furqan Suresi, 39. Ayet:
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini
darmadağın
edip mahvettik....
Rum Suresi, 14. Ayet:
Kiyamet koptugu gun, iste o gun, darmadagin olurlar....
Rum Suresi, 14. Ayet:
Kıyamet koptuğu gün, işte o gün,
darmadağın
olurlar....
Rum Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini
darmadağın
ık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir....
Rum Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Allah'a dönün O’na karşı (vazifelerinize) riayet edin. Namazı dosdoğru kılın. Müşriklerden, dinlerini
darmadağın
ık edenlerden, bölük bölük olanlardan, her bölüğü kendi haliyle sevinenlerden olmayın....
Rum Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini
darmadağın
ık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir....
Səba Suresi, 7. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir oldular
4.
hel
: mi
Səba Suresi, 7. Ayet:
İnkâr edenler dediler ki: "Siz
darmadağın
olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfredenler dediler ki: "Siz
darmadağın
olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?"...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Ve kâfir olanlar dedi ki: «Size bir adam gösterelim mi ki, siz büsbütün
darmadağın
olduğunuz vakit muhakkak siz yeni bir yaradılışta bulunacağınızı size haber veriyor.»...
Səba Suresi, 7. Ayet:
Küfre sapanlar dediler ki: «Siz
darmadağın
olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?»...
Səba Suresi, 19. Ayet:
Onlar ise, “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konakları arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları ibret kıssalarına çevirdik ve kendilerini
darmadağın
ettik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
"Rabbimiz, sefer alanımızı uzat - yay" dediler ve nefslerine zulmettiler. . . Biz de onları anlatılan ibretlikler kıldık ve onları
darmadağın
ettik. . . Muhakkak ki bu olayda çok sabreden ve çok şükreden herkes için elbette işaretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Bunun üzerine onlar: 'Ey Rabbimiz! Seyahatlerimizde, öğle vakti ve akşamleyin konakladığımız yerler arasındaki mesafeyi uzat' dediler. Kendilerine, birbirlerine yazık ettiler. Biz de onları ibret verici kıssalar haline getirdik. Onları
darmadağın
ettik. Bunda, çok sabrederek mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Ama onlar: 'Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafelerini uzaklaştır' dediler ve kendi kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve kendilerini
darmadağın
ettik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve çokça şükreden herkes için ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır)" dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları
darmadağın
edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Ama onlar: «Rabbimiz! Yolculuklarimizin mesafesini uzak kil» deyip kendilerine yazik ettiler. Biz de onlari efsane yapiverdik, darmadagin ettik. Dogrusu bunlarda, pek sabreden ve cok sukreden kimseler icin dersler vardir....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Ama onlar: 'Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafesini uzak kıl' deyip kendilerine yazık ettiler. Biz de onları efsane yapıverdik,
darmadağın
ettik. Doğrusu bunlarda, pek sabreden ve çok şükreden kimseler için dersler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
'Rabbimiz, seferlerimizin arası uzaklaştı,' diyerek kendilerine zulmettiler. Sonunda onları
darmadağın
edip tarihe gömdük. Her sabırlı ve şükreden kişi için bunda dersler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç [şehirlerimiz birbirine çok yakındır]" dediler ve kendi nefslerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler[e konu olan bir halk] kıldık ve onları
darmadağın
edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Fakat (onlar:) 'Rabbimiz! Seferlerimizin (yolculuk yaptığımız şehirlerin) arasını uzaklaştır!' dediler ve kendilerine zulmettiler; nihâyet onları efsânelere çevirdik ve onları tamâmen parçalanmış olarak
darmadağın
ettik. Şübhesiz ki bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için nice ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Fakat onlar dediler ki: Rabbım, yolculuklarımızın arasını uzaklaştır. Ve kendi öz nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsaneler kılıverdik,
darmadağın
ık ettik. Muhakkak ki bunda; çok sabreden ve çok şükreden herkes için ayetler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Buna rağmen onlar, "Rabbimiz seyahat menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzattı!" dediler. Ve böylece kendi kendilerine zulmetmiş oldular. Biz de bunun üzerine onları (geçmişin) efsane(lerinden biri)si haline döndürdük ve
darmadağın
ettik. Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve (Allah'a) gönülden şükredenler için alınacak dersler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
"Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır. " dediler ve onlar kendilerine yazık ettiler. Biz de onları bu yüzden efsane yapıverdik ve onları
darmadağın
ettik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden ve çok şükreden kimseler için âyetler (ibretler) vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
- Rabbimiz, yolculuklarımızın mesafesini uzaklaştır, dediler. Kendi kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsane haline getirdik,
darmadağın
ettik. İşte bunda her sabırlı ve şükür eden kimse için bir ibret vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Fakat onlar: "Ya Rabbena, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunların arasını uzat, daha uzun mesafelere gidelim, ülkemizi genişlet)" diye dua ettiler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları dillere destan olan, hayret ve ibretle bahsedilen masal haline getirdik, başka yerlere göç etmeleri suretiyle
darmadağın
ettik. Bunda elbette çok sabırlı, çok şükürlü olan kimselerin alacakları hayli ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
"Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunlarını arasını uzat da daha uzun mesafelere gidelim)" dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsânelere çevirdik, onları
darmadağın
ettik. Şüphesiz bunda, sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Onlar ise: «Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır)» dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları
darmadağın
edip dağıttık. Hiç şüphe yok bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Fakat onlar 'Rabbimiz, konaklarımızın arasını uzat' dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları
darmadağın
edip dillere düşürdük. Çok sabredip çok şükretmesini bilen herbir kul için bunda ibretler vardır....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini
darmadağın
ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır....
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Kim, şan ve şeref, kuvvet ve haysiyet istiyorsa, bilsin ki, şan ve şeref, güç ve kuvvet, kudret ve hâkimiyet yalnız Allah’ın mülkünde, tasarrufundadır. Kelime-i tayyibeler, dualar, istiğfarlar, haram yememiş ağızlardan çıkan sözler, ancak Allah’a ulaşır. Bunları da Allah’a, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirme, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlama, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, dü...
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Her kim izzet istiyorsa, bilsin ki, izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azap vardır ve onların tuzakları da hep tarumar (
darmadağın
) olur....
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep
darmadağın
olur....
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Kim izzet (şan ve şeref) istiyorsa, o hâlde (bilsin ki), izzet tamâmıyla Allah’ındır. Güzel söz O’na yükselir; sâlih amel de onu (o güzel sözü) yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için (pek) şiddetli bir azab vardır. İşte onların tuzağı yok mu,(bil'akis) kendisi
darmadağın
olur....
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Ki onlar, inkâr ettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla
darmadağın
edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması,) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü'minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden ...
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Ki onlar, küfrettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları) yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz inançlı erkekleri ve inançlı kadınları, bilgisizlik dolayısıyla
darmadağın
edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması) Tanrı'nın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan müminler) seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden kü...
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Ki onlar, küfrettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla onları
darmadağın
edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu.) (Durumun böyle olması,) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü'minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içleri...
Qaf Suresi, 5. Ayet:
Hayır, gerçek olan Kur'ân, onlara gelince yalanladılar da şimdi
darmadağın
bir işe daldılar....
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
Ve dağlar
darmadağın
olup ufalandığı,...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
Ve dağlar
darmadağın
olup ufalandığı,...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
Dağlar
darmadağın
edilip parçalandığı,...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
Ve dağlar
darmadağın
olup ufalandığı,...
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın, müttefik orduları bile kursalar, korkularından sizinle savaşamazlar. Yahudiler’in ve münâfıkların kendi aralarındaki savaşları ise şiddetlidir. Sen onların birlik halinde olduğunu sanırsın. Halbuki kalplerinin atışları farklı, kafaları karışık, düşünceleri
darmadağın
ıktır. Bu, onların akıllarını faydalı kullanamayan, gelişmemiş, cahil bir toplum olmalarından ileri gelmektedir....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar, iyi korunmuş kentlerde veya duvarların ardında olmaları haricinde bir araya gelip sizinle savaşamazlar. Aralarındaki çekişmeleri çetindir. Onları birlik sanırsın, halbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Zira onlar, akıllarını kullanmıyan bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar, sizinle topluca savaşı; ancak surla çevrilmiş kasabalarda veya duvarlar arasında kabul ederler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen, onları toplu sanırsın, ama kalbleri
darmadağın
ıktır. Bu; onların akletmez bir kavim olmalarındandır....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem şehirlerde veya duvarlar (siperler) arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar müstahkem şehirlerde veya surların ardında olmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki çatışmaları ise pek çetindir. Sen onları birlik içinde sanırsın; halbuki kalpleri
darmadağın
ıktır. Çünkü onlar akılları ermeyen bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar sizinle toplu halde değil ancak müstahkem kaleler içinde yahut duvarlar arasından savaşabilirler. Onların kendi aralarındaki problemleri/çıkmazları çetindir/ciddidir. Sen onları birlik/beraberlik halinde sanıyorsun, oysaki onların kalpleri
darmadağın
ık/parça parçadır. Böyledir; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp
darmadağın
edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar)....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Artık Sûr’a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak
darmadağın
edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur!...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Vaktâ ki Sûr'a bir üfürülme ile üfürülmüş olur. Ve yer ve dağlar yerlerinden kaldırılmış ve birbirine bir çarpışla çarpmış,
darmadağın
olmuş bulunur....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp
darmadağın
edildiği zaman,...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Arz (bedenler) ve dağlar (benlikler) kaldırılıp da tek darbeyle
darmadağın
edildiklerinde;...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp
darmadağın
edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar)....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Yer ve dağlar kaldırılıp birbirine çarpılıp
darmadağın
edildiği zaman,...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman,...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Artık Sûr’a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak
darmadağın
edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur!...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Vaktâ ki Sûr'a bir üfürülme ile üfürülmüş olur. Ve yer ve dağlar yerlerinden kaldırılmış ve birbirine bir çarpışla çarpmış,
darmadağın
olmuş bulunur....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Yer ve dağlar kaldırılıp birbirine şiddetle çarpılarak
darmadağın
edildiği zaman....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman,...
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp
darmadağın
edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar)....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Artık Sûr’a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak
darmadağın
edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur!...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır, (böyle yapmayın)! Arz (beden sarsılıp),
darmadağın
edildiğinde,...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp
darmadağın
olduğu,...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp
darmadağın
olduğu,...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp
darmadağın
olduğu,...
Leyl Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça)
darmadağın
ıktır....
Leyl Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça)
darmadağın
ıktır....
Leyl Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça)
darmadağın
ıktır....
Zəlzələ Suresi, 6. Ayet:
O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için
darmadağın
ık geri dönüp gelirler....
Zəlzələ Suresi, 6. Ayet:
O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için
darmadağın
ık geri dönüp gelirler....
Hümeze Suresi, 4. Ayet:
Hayır, (iş sandığı gibi değil)! Yemin olsun ki o, Hutame'ye (insanı
darmadağın
edip göçertene) atılacaktır....
Əhzab Suresi, 66. Ayet:
Yüzlerinin ateşte
darmadağın
olduğu o Gün, "Eyvah" diye feryad ederler, "keşke Allah'a itaat etseydik, keşke Elçi'ye uysaydık!"...
Qariə Suresi, 4. Ayet:
O gün, insanlar,
darmadağın
kelebekler gibi olurlar. ...
Qəmər Suresi, 6. Ayet:
(6-8) "O hâlde onlardan geri dur. O günde Çağırıcı'nın, bilinmedik/ yadırganan bir şeye çağırdığı o günde gözleri düşkün düşkün, o davetçiye hızlıca koşarak kabirlerinden çıkarlar. Sanki onlar
darmadağın
çekirgeler gibidirler. O, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, zor bir gündür” derler. "...
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
(6-8) "O hâlde onlardan geri dur. O günde Çağırıcı'nın, bilinmedik/ yadırganan bir şeye çağırdığı o günde gözleri düşkün düşkün, o davetçiye hızlıca koşarak kabirlerinden çıkarlar. Sanki onlar
darmadağın
çekirgeler gibidirler. O, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, zor bir gündür” derler. "...
Qəmər Suresi, 8. Ayet:
(6-8) "O hâlde onlardan geri dur. O günde Çağırıcı'nın, bilinmedik/ yadırganan bir şeye çağırdığı o günde gözleri düşkün düşkün, o davetçiye hızlıca koşarak kabirlerinden çıkarlar. Sanki onlar
darmadağın
çekirgeler gibidirler. O, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, zor bir gündür” derler. "...
Fatir Suresi, 10. Ayet:
"Her kim üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan; mutlak galip olmak istiyorsa, bilsin ki en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan; mutlak galip olmak tamamıyla yalnızca Allah'ındır. Hoş kelimeler yalnızca O'na yükselir. Ve düzgün iş onu yükseltir. Kötülüklerin plânlarını yapan şu kişiler; onlar şiddetli azap kendileri için olanlardır. Onların plânları ise; o,
darmadağın
olur. "...
İsra Suresi, 16. Ayet:
Ve Biz, bir ülkeyi değişime/yıkıma uğratmak istediğimiz zaman, onun varlık ve güç sahibi önde gelenlerine, hak yolda olmalarını, hak yolda önderlik yapmalarını emrederiz de onlar, bunun aksine, orada hak yoldan çıkarlar. Artık oranın üzerine Söz hak olur da Biz orayı kökünden
darmadağın
ederiz. ...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-17) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman, işte o gün, “o olay” olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. "...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-17) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman, işte o gün, “o olay” olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. "...
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-17) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman, işte o gün, “o olay” olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. "...
Haqqə Suresi, 16. Ayet:
(13-17) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman, işte o gün, “o olay” olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. "...
Haqqə Suresi, 17. Ayet:
(13-17) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak
darmadağın
olduğu zaman, işte o gün, “o olay” olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. "...
Həşr Suresi, 14. Ayet:
(14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinli...
Həşr Suresi, 15. Ayet:
(14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinli...
Həşr Suresi, 16. Ayet:
(14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinli...
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Xeyr, Biz haqqı batilin başına atarıq. Beləcə onun beynini
darmadağın
edər. O zaman batil yox olmuşdur. Allaha isnad etdiyiniz sifətlərə görə, vay halınıza....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
(Musa ilə olan) zəif camaatı isə yer üzünün xeyir-bərəkət verdiyimiz məşriqlərinə və məğriblərinə varislər təyin etdik. Səbr etdiklərinə görə Rəbbinin İsrail oğulları barəsindəki gözəl Sözü yerinə yetdi. Biz Firon və onun xalqının qurduqlarını və tikib ucaltdıqlarını
darmadağın
etdik....
Bəqərə Suresi, 251. Ayet:
(Möminlər) Allahın izni ilə onları
darmadağın
etdilər. Davud Calutu öldürdü. Allah ona hökmranlıq və hikmət verdi, ona istədiyini öyrətdi. Əgər Allah insanların bəzilərini digərləri ilə dəf etməsəydi, yer üzü fəsada uğrayardı. Lakin Allah aləmlərə qarşı lütfkardır....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
(Bu ona görə idi ki, Allah bununla )kafirlərin bir bölüyünü qırğına versin və ya onları
darmadağın
etsin ki, məyus halda geri dönsünlər....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Yaxşılıq etsəniz, özünüzə yaxşılıq etmiş, pislik etsəniz öz əleyhinizə etmiş olursunuz. Sonuncu vədin vaxtı gələndə, üzünüzü qara etsinlər, birinci dəfə (Yerusəlimdəki) məscidə girdikləri kimi (yenə də) ora girsinlər və ələ keçirdikləri hər şeyi
darmadağın
etsinlər deyə (düşmənlərinizi üstünüzə göndərdik)....
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Beləcə, onun (bağının) məhsulu bir anda məhv edildi. O, (bağını belə görüb) ora qoyduğu xərcə görə (peşmançılıq çəkməyə) və əllərini bir-birinə vurmağa başladı. Bağın talvarları belə
darmadağın
olub yerə yıxılmışdı. O dedi: “Kaş Rəbbimə heç kəsi şərik qoşmayaydım!”...
Sad Suresi, 11. Ayet:
Bu ordu da əvvəlki əlbir dəstələr kimi
darmadağın
ediləcəkdir....
Saffat Suresi, 91. Ayet:
Beləliklə o, (
darmadağın
etmək üçün) gizlicə onların tanrılarının yanına yollandı və (onların qabağına düzülmüş yeməklərə işarə edərək) dedi: «Məgər yemirsiniz?...
Saffat Suresi, 93. Ayet:
Sonra
darmadağın
etmək üçün onlara üz tutdu (və) sağ əli(ndəki balta) ilə onlara güclü zərbələr endirdi. (Böyüklərindən başqa onların hamısını sındırdı.)...
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
Bir də Allah bunu, inkar edənlərdən bir qismini həlak etsin və ya
darmadağın
etsin ki, ümidsiz olaraq dönüb getsinlər deyə etdi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa təyin etdiyimiz yerə gəlib, Rəbbi də onunla danışdıqda: “Rəbbim! Mənə (özünü) göstər, sənə baxım”, – dedi. Allah isə: “Məni (dünyada) qətiyyən görə bilməzsən. Lakin (o) dağa bax, əgər o, yerində durarsa, sən məni görə bilərsən”, – dedi. Rəbbi dağa təcəlli etdikdə onu
darmadağın
etdi. Musa da özündən gedib yıxıldı. Oyandıqda: “Səni nöqsanlardan uzaq tuturam, Allahım! Sənə tövbə etdim. Mən inananların ilkiyəm”, – dedi....
Furqan Suresi, 39. Ayet:
Onların hər birinə misallar gətirdik, (öyüd götürmədikləri üçün) hamısını
darmadağın
etdik....
Səba Suresi, 19. Ayet:
Onlar isə: “Ey Rəbbimiz! Səfərlərimizin mənzilləri arasını uzaqlaşdır”, – dedilər və özlərinə zülm etdilər. Biz də onları ibrətlik qissələrə çevirdik və onları
darmadağın
etdik. Şübhəsiz ki, çox səbir edən, çox şükür edən hər kəs üçün bunda ibrətlər var....
Bəqərə Suresi, 251. Ayet:
Sonra da, Allahın izni ilə/məlumatı daxilində Calutu və [onun] ordusunu
darmadağın
etdilər. Davud da Calutu öldürdü və Allah ona hökmranlıq [verdi], fitnə-fəsadın və qarışıqlığın qarşısını almaq üçün qoyulmuş qanun, prinsip və qaydaları verdi. Ona istədiyi şeyləri də öyrətdi. Əgər Allah insanların bir qismini digər bir qisimiylə dəf etməsəydi, yer üzü həqiqətən fitnə-fəsada uğrayardı. Lakin Allah aləmlərə qarşı böyük bir lütf sahibidir....
Bəqərə Suresi, 279. Ayet:
Əgər belə etməsəniz, o zaman Allah və Elçisindən sizə müharibə olduğunu/
darmadağın
ediləcəyinizi; pərişan ediləcəyinizi bilin. Əgər tövbə etsəniz, sərmayəniz sizindir. Haqsızlıq etməsəniz, haqsızlığa məruz da qalmazsınız....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Artıq onları hərbdə;
darmadağın
etmək işində yaxalasan, ibrət almaqları üçün onlarla birgə onların arxasındakı kəsləri də dağıt....
İsra Suresi, 4. Ayet:
Və Biz İsrail oğullarına Kitabda/[alın] yazısında bunu gerçəkləşdirdik: "Həqiqətən siz, yer üzündə iki dəfə qarışıqlıq yaradacaqsınız/
darmadağın
ediləcəksiniz və həqiqətən böyük bir yüksəlişlə yüksələcəksiniz....
İsra Suresi, 7. Ayet:
-Əgər yaxşılıq etdinizsə, özünüzə yaxşılıq etmisiniz və əgər pislik etdinizsə o da edənin özü üçündür.- Artıq yenidən
darmadağın
olmaq zamanı gəldikdə sizin üstünüzə güclü qullarımızı yenə göndərəcəyik ki, sizə pislik etsinlər, birinci dəfə girdikləri kim...
İsra Suresi, 16. Ayet:
Və Biz, bir ölkəni dəyişikliyə/məhvə məruz qoymaq istədiyimiz zaman, oranın zəngin və güclü adamlarına, başbilənlərinə haqq yolda olmağı, haqq yolda rəhbərlik etməyi əmr edirik, ancaq onlar, bunun əksinə, haqq yoldan çıxırlar. Belə olan halda, o yer üçün Söz[#184] [vəd] həqiqətə çevrilir və Biz oranı kökündən
darmadağın
edirik....
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Hər kim üstün, ən güclü, ən şərəfli, məğlub edilməsi mümkün olmayan; mütləq qalib olmaq istəyirsə, bilsin ki ən üstün, ən güclü, ən şərəfli, məğlub olması mümkün olmayan; mütləq qalib olmaq tamamilə ancaq Allaha məxsusdur. Xoş sözlər ancaq Ona yüksələr. Və doğru iş onu yüksəldər. Pislik eləmək üçün plan quran kəslər; şiddətli əzab onlar üçündür. Onların planlarına gəldikdə isə,
darmadağın
olar....
Məhəmməd Suresi, 4. Ayet:
Artıq, Allahın məbud və rəbb olduğuna inanmayan kəslərlə qarşılaşdığınız/döyüşdüyünüz zaman, dərhal boyunları vurmaq.../ölümünə döyüşün. Sonra onlara üstün gəldiyiniz zaman, dərhal bağı möhkəm bağlayın/möhkəm qərarlar qəbul edin. Sonra hərb;
darmadağın
etmək işi başa çatdıqda, onları ya məccani, ya da fidyə alaraq azad edin. Bax belə! Əgər Allah istəsəydi, əlbəttə, onları cəzalandırıb ədaləti təmin edərdi. Lakin belə olması, sizi biri-birinizlə imtahana çəkmək üçündür. Allah yolunda öldürülən/öl...
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
o gündə gözlərini aşağı dikmiş olaraq qəbirlərindən çıxıb sürətlə o dəvətə qaçarlar. Sanki onlar
darmadağın
çəyirtkələr kimidir. ...
Qəmər Suresi, 45. Ayet:
Tezliklə o dəstə
darmadağın
olacaq və arxalarını çevirib qaçacaqlar....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
yer üzü və dağlar yerindən qaldırılıb bir həmlədə bir-birinə çırpılaraq
darmadağın
olduğu zaman, ...
Qariə Suresi, 4. Ayet:
O gün, insanlar,
darmadağın
kəpənəklər kimi olacaq. ...