Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Ve len yetemennevhu ebeden bimâ kad
demet
eydîhim vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
1.
ve len
: ve asla
2.
yetemennev-hu
: onu temenni etmezler
3.
ebeden
: sonsuza kadar, ebediyyen
4.
bi-mâ
: şey il...
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Oysa onlar (önceden) ellerinin işlediklerinden / sunduklarından (kad
demet
eydihim) ötürü bunu ebediyen dilemiyeceklerdir / istemeyeceklerdir. Tanrı zalimleri bilir / bilendir....
Ali-İmran Suresi, 182. Ayet:
Zâlike bimâ kad
demet
eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi). ...
Ali-İmran Suresi, 182. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bimâ
: şeyler sebebiyle
3.
kad
demet
: takdim ettiğiniz (yaptığınız)
4.
eydî-kum
: sizin ell...
Nisa Suresi, 34. Ayet:
Allah’ın, lütufta bulunarak, birbirlerine üstün olmasına vesile kıldığı özellikleri, ailenin nafakasını ve ihtiyaçlarını kendi mallarından karşılamaları, mallarından karşılık beklemeden, gönüllü harcamaları sebebiyle erkekler, hanımları üzerinde, ailede, aileyi ayakta tutmakla, eğitimlerini, gelişmelerini, aile fertlerinin İslam’da sebatını temin ile mükellef; denetleyerek sorumluluklarının gereğini yapmalarını sağlayan, hizmet eden, ailede işleyen, kalıcı bir düzen kuran, sorumlu meşrû bir otor...
Nisa Suresi, 62. Ayet:
Ve keyfe izâ esâbethum musîbetun bimâ kad
demet
eydîhim summe câûke yahlıfûne billâhi in eradnâ illâ ihsânen ve tevfîkâ(tevfîkan)....
Nisa Suresi, 62. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
keyfe
: nasıl olur
3.
izâ
: olduğu zaman, olunca
4.
esâbet-hum
: onlara isabet etti
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Terâ kesîran minhum yetevellevnellezîne keferû lebi’se mâ kad
demet
lehum enfusuhum en sehıtallâhu aleyhim ve fîl azâbi hum hâlidûn(hâlidûne)....
Maidə Suresi, 80. Ayet:
1.
terâ
: görürsün
2.
kesîran min-hum
: onlardan bir çoğunu
3.
yetevellevne
: dönerler, dostluk ederler
4.
ellezîne keferû
<...
Ənfal Suresi, 51. Ayet:
Zâlike bimâ kad
demet
eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi)....
Ənfal Suresi, 51. Ayet:
1.
zâlike
: bu, işte bu
2.
bimâ
: şey sebebiyle
3.
kad
demet
: takdim etti (önceden yaptı)
4.
eydî-kum
: elleriniz<...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki ru'ya dediğin «edgâsü ahlâm»
demet
demet
hayalâttır, biz ise hayalâtın te'vilini bilmiyoruz...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: «Rüya dediğin,
demet
demet
hayallerdir, biz ise hayallerin tabirini bilmiyoruz.»...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: "Bunlar,
demet
demet
hayallerden ibarettir. Biz, hayal ve kuruntuların yorumunu bilenler değiliz."...
Hicr Suresi, 91. Ayet:
işte onlar, (şimdi) Kur'an'ı da tutarsız, insicamsız bir anlam (
demet
i) olarak göstermek istiyorlar!...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî fe a’rada anhâ ve nesiye mâ kad
demet
yedâh(yedâhu), innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakren) ve in ted’uhum ilel hudâ fe len yehtedû izen ebedâ(ebeden)....
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
1.
ve men azlemu
: ve daha zalim kimdir
2.
mimmen (min men)
: o kimseden
3.
zukkire
: zikredildi
4.
bi âyâti
: âye...
Həcc Suresi, 10. Ayet:
Zâlike bimâ kad
demet
yedâke ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi)....
Həcc Suresi, 10. Ayet:
1.
zâlike
: o, işte o, işte bu
2.
bimâ
: sebebiyle
3.
kad
demet
: takdim etti
4.
yedâke
: senin iki elin
...
Qəsəs Suresi, 47. Ayet:
Ve lev lâ en tusîbehum musîbetun bimâ kad
demet
eydîhim fe yekûlû rabbenâ lev lâ erselte ileynâ resûlen fe nettebia âyâtike ve nekûne minel mu’minîn(mu’minîne)....
Qəsəs Suresi, 47. Ayet:
1.
ve lev lâ
: ve olmasa
2.
en tusîbe-hum
: onlara isabet ettiğinde
3.
musîbetun
: musîbet
4.
bimâ kad
demet
: takd...
Sad Suresi, 44. Ayet:
1.
ve huz
: ve al
2.
bi yedi-ke
: eline
3.
dıgsen
: yaş ve kuru karışık ot
demet
i
4.
fadrib (fe ıdrib)
: sonra vur...
Sad Suresi, 44. Ayet:
Ve (Ey Eyüp!) eline bir
demet
sap al onunla vur, yeminini bozma. Muhakkak ki Biz, onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu. Muhakkak ki o, Allah'a ulaşmıştı (ruhunu ölmeden evvel Allah'a ulaştırıp teslim etmişti)....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Şöyle dedik: “Eline bir
demet
sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline dedik, bir
demet
sap al da onunla vur ve yeminini bozma. Şüphe yok ki biz onu, sabırlı bulduk, ne güzel bir kuldu ve şüphe yok ki o, dâimâ Rabbine dönen, tövbe eden bir kuldu....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline bir
demet
sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
"Eline bir
demet
al da onunla vur ki sözün yerine gelsin!" Biz Onu sabırlı bulduk. . . Ne güzel kuldu! Muhakkak ki O, evvab (hakikatini sıkça yaşayan) idi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Bir de: 'Eline bir
demet
ot-çöp al da, onunla eşine vur. Yeminini bozmuş olma.' dedik. Gerçekten biz onu belâlara karşı sabırlı bulmuştuk. O ne iyi, bizi ilâh tanıyan, candan müslüman, saygılı bir kuldu. O daima, samimiyetle itaat ederek Allah’a yönelmekteydi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
'Eline bir
demet
sap al da onunla vur ve yeminini bozma.' Gerçekten biz onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu! O (her tutumunda Allah'a) yönelen biriydi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Eyyûb bir işten dolayı karısına kızmış ve hastalıktan kalktığı vakit ona yüz değnek vurmayı yemin etmişti. Hem yemini bozmamak, hem de hafifletmek için Allah ona şöyle buyurdu): “- Eline (yüz başaklı) bir
demet
sap al da, onunla (zevcene) vur; yemininden durmazlık etme.” Dorusu biz, onu sabırlı bulduk... O ne güzel kuldu! Gerçekten o, tamamen Allah’a teveccüh etmişti....
Sad Suresi, 44. Ayet:
«Ey Eyyub! Eline bir
demet
sap alip onunla vur, yeminini bozma» demistik. Dogrusu Biz onu sabirli bulmustuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yonelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Ona, «eline bir
demet
sap al, onunla vur, yemininde günahkâr olma !» (dedik). Biz onu oldukça sabırlı bulduk. Ne iyi kuldur o! Şüphesiz o, Allah'a yönelip gönül verirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
'Ey Eyyub! Eline bir
demet
sap alıp onunla vur, yeminini bozma' demiştik. Doğrusu Biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline bir
demet
sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Bir de al bir
demet
elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır...
Sad Suresi, 44. Ayet:
Bir de: «Elinle bir
demet
al da onunla (eşine) vur, yemininde durmamazlık etme.» dedik. Gerçekten Biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul! Hakikaten o bir evvabtır (daima Allah'a yönelmektedir)....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Bir de dedik ki): «Eline bir
demet
al da onunla (eşine) vur; yemininde durmamazlık etme.» Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Ey Eyyüb: «Eline bir
demet
sap al, onunla vur, yeminini bozma» demiştik. Gerçekten O çok sabırlı bir kulumuzdu, daima Allah'a yönelirdi...
Sad Suresi, 44. Ayet:
«Eline bir
demet
sap al da onunla vur. Yemîninde durmazlık etme» (dedik). Biz onu hakıykaten sabırlı bulduk. O, ne güzel kuldu! Hakıykat o, dâima (Allaha) dönen (bir zât) idi. ...
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Ona:) 'Eline bir
demet
sap al da onunla (zevcene) vur ve yemînini bozma!'(dedik). Gerçekten biz onu sabırlı bir kimse olarak bulduk. (O) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimse idi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline bir
demet
sap al da onunla vur ve yemini bozma. Biz, onu gerçekten sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu. Muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Ve sonunda o'na dedik ki:) "Şimdi eline bir
demet
ot al, onunla vur ve yeminini yerine getir!" Gerçekten Biz o'nu sıkıntılara karşı sabırlı gördük. O, ne güzel bir kulumuzdu, daima Bize yönelirdi!...
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Ve O'na emrolundu ki) Eline otlardan bir küçük
demet
al, sonra onunla vur ve yeminini bozmuş olma. Muhakkak ki, Biz O'nu bir sabredici bulduk. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, o (Hakk'a) dönendir....
Sad Suresi, 44. Ayet:
"Eline bir
demet
sap al, onunla vur, yeminini böylece yerine getir. " Doğrusu biz onu çok sabırlı bulmuştuk. O ne iyi kul idi! Daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
-Eline bir
demet
sap alıp, onunlar vur, yeminini bozma! Biz onu sabırlı bulduk. O, Allah’a yönelen ne güzel bir kuldu!...
Sad Suresi, 44. Ayet:
Bir de ona: "Eline bir
demet
sap al, onunla vur! Yemininden dönen durumuna düşme!" dedik. Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! O, gerçekten Allah’a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Dedik ki): "Eline bir
demet
sap al, onunla vur da yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o dâimâ (bize) başvururdu....
Sad Suresi, 44. Ayet:
'Eline bir
demet
alıp onunla vur; yeminini bozma' dedik. Gerçekten Biz onu sabredici bulduk. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
"Eline bir
demet
sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Bize yönelen, yakaran biriydi o....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Hz. Eyyub hanımının kendisine karşı hizmet ve fedakarlıkları çok olmasına rağmen, bir gün hizmetine geç gelmesi üzerine, eşine yüz değnek vurmaya yemin etmişti. Yüce Allah yeminin bozulmaması için Eyyüb'e şöyle buyurdu:) "Ey Eyyüb! Eline (yüz adetlik) bir
demet
sap alıp onunla vur ve yeminini bozma." Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline (yüz başaklı) bir
demet
sap al da, onunla vur; yeminini bozma (dedik). Doğrusu biz, onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul idi, gerçekten Allah'a yönelici idi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
"Eline bir
demet
sap al da onunla (yeminini yerine getirmek üzere hanımına) vur, yeminini bozma." dedik. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı bir kul bulmuştuk. O, ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
Eline (yaşı, kurusu karışık) bir
demet
(ot) al da onunla (zevcelerine) vur ki, (yemininde) hanis olmayasın, dedik. Biz, Eyyûb'u cidden sabreder bulduk. O, ne güzel kuldu. Dâimâ Allahû Teâlâ'ya döner, O'na sığınırdı....
Sad Suresi, 44. Ayet:
O'na, "Eline küçük bir
demet
al ve onunla vur; yeminini bozma" dedik. Gerçekten onu sabırlı bir kul olarak bulduk. Ne güzel bir kuldu o! Şüphesiz ki o Allah'a yönelmiş bir kimseydi. ...
Sad Suresi, 44. Ayet:
“Eline bir
demet
al. Onunla vur da yeminini bozma.” (dedik). Gerçekten biz onu sabredici bulduk. O ne iyi kuldu. Doğrusu o Allah’a çok yönelirdi....
Sad Suresi, 44. Ayet:
(Ey Eyyup) Eline bir
demet
sap al. Onunla vur ve sahte hiçbir şeye meyletme. Biz Eyyup’ü sabırlı bulduk. O ne güzel, ne şerefli bir kuldur ki daima Allah'a döner, daima O’na sığınırdı....
Şura Suresi, 48. Ayet:
Fe in a’redû fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzan), in aleyke illel belâgu, ve innâ izâ ezaknal insâne minnâ rahmeten feriha bihâ, ve in tusibhum seyyietun bi mâ kad
demet
eydîhim fe innel insâne kefûr(kefûrun)....
Şura Suresi, 48. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
in
: şâyet, eğer
3.
a'redû
: yüz çevirdiler
4.
fe
: oysa, halbuki
Həşr Suresi, 18. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekullâhe vel tenzur nefsun mâ kad
demet
ligad(ligadin), vettekûllah(vettekûllahe), innallâhe habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne)....
Həşr Suresi, 18. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyenler
4.
ittekû
: takva sahibi olun
Cümə Suresi, 7. Ayet:
Ve lâ yetemennevnehû ebeden bi mâ kad
demet
eydîhim, vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Cümə Suresi, 7. Ayet:
1.
ve lâ yetemennevne-hû
: ve onu temenni edemezler
2.
ebeden
: ebediyyen, hiçbir zaman
3.
bi mâ
: dolayısıyla, sebebiyle
4.
ka...
Nəbə Suresi, 40. Ayet:
İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yenzurul mer’u mâ kad
demet
yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben)....
Nəbə Suresi, 40. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz
2.
enzernâ-kum
: biz sizi uyardık
3.
azâben
: bir azap
4.
karîben
: yakın
İnfitar Suresi, 5. Ayet:
Alimet nefsun mâ kad
demet
ve ahharet....
İnfitar Suresi, 5. Ayet:
1.
alimet
: bildi.
2.
nefsun
: nefs
3.
mâ
: şey, şeyler, ne, neyi
4.
kad
demet
: takdim etti, yaptı
Sad Suresi, 44. Ayet:
Ve eline bir tutam ot mesabesinde ki sermayeni/baharatçılık için nane, fesleğen
demet
i al, onunla hemen, rızık aramak için sefere çık ve kararsız olma, doğrudan sapma, günah işleme.” Gerçekten Biz o'nu sabırlı biri olarak bulduk. O, ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Rabbine çokça dönendir. ...
Rum Suresi, 36. Ayet:
1.
ve izâ ezaknâ
: ve tattırdığımız zaman
2.
en nâse
: insan
3.
rahmeten
: bir rahmet
4.
ferihû
: sevinirler, ferahlanırlar
Rum Suresi, 36. Ayet:
Ve izâ ezaknen nâse rahmeten ferihû bihâ, ve in tusıbhum seyyietun bimâ kad
demet
eydîhim izâ hum yaknetûn(yaknetûne)....