Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
Muhakkak ki İsânın haali de, (ya'ni babasız dünyâya gelişi de) Allah indinde, Â
demin
haali gibidir. (Allah) onu (Âdemi) toprakdan yaratdı. Sonra ona «Ol» dedi, o da (can gelib) oluverdi. ...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Hem onlara Â
demin
iki oğlunun kıssasını hakkıyle oku, hani ikisi birer yakınlık takdim ettiler de birinden kabul edildi diğerinden edilmedi «seni mutlak öldürürüm» dedi, obiri yok dedi: Allah ancak müttekılerden kabul buyurur...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Â
demin
iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Hani onlar (Allaha) yaklaştıracak birer kurban takdim etmişlerdi de ikisinden birininki kabul olunmuş, öbürününkü kabul olunmamışdı. O (evvelkisi, kardeşine): «Seni elbette öldüreceğim» demişdi (Berikî de şöyle) söylemişdi: «Allah, ancak (kendisinden) korkanları (nkini) kabul eder». ...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Ve onlara gerçeği göstermek için A
demin
iki oğlunun kıssasını anlat; nasıl ikisinin birer kurban sunduklarını ve birinden kabul edildiği halde diğerinden kabul edilmediğini.(Onlardan biri, Kabil), "Seni mutlaka öldüreceğim!" demişti.(Kardeşi Habil) cevap vermişti: "Unutma ki Allah, yalnız Ona karşı sorumluluk bilinci duyanların (kurbanı)nı kabul eder....
Əraf Suresi, 11. Ayet:
Evet, gerçekten de sizi yarattık, sonra size biçim verdik; ve sonra meleklere: "A
demin
önünde secde edin!" dedik. Bunun üzerine, İblisin dışında, onlar(ın hepsi) secde ettiler; (bir tek) o secde edenlerin arasında yer almadı....
Əraf Suresi, 156. Ayet:
'Bize bu dünyada bir bayrak altında yaşamayı, sağlıklı olmayı, zenginliği, sâlih ameller işlemeyi, iyilikler yapmayı, âhirette, ebedî yurtta da mükâfatlandırılmayı divan defterine yaz. Biz isyandan vazgeçtik, tevbe ederek sana yöneldik.' dedi. Allah: 'Azâbım var, sünnetim, düzenimin yasaları ve ira
demin
tecellisi içinde onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim de var, her şeyi kucaklamıştır. Rahmetimi bana sığınanlar, emirlerime yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve soru...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Ve câû alâ kamîsıhî bi
demin
kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tesıfûn(tesıfûne)....
Yusif Suresi, 18. Ayet:
1.
ve câû
(câû bi)
: ve geldiler
: (getirdiler)
2.
alâ kamîsı-hi
: onun gömleğinin üzerinde
3.
bi
demin
kezibin
: yalancı kan ile
4.
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Ve inne lekum fîl en’âmi le ibreh(ibreten), nuskîkum mimmâ fî butûnihî min beyni fersin ve
demin
lebenen hâlisen sâigan liş şâribîn(şâribîne). ...
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak
2.
lekum
: sizin için vardır
3.
fî el en'âmi
: hayvanlarda
4.
le ibreten
: mutlaka, elbet...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
(Zekeriyyâ) dedi ki: 'Rabbim! Hanımım kısır olduğu ve (ben de) gerçekten ihtiyarlığın son
demin
e vardığım hâlde, benim için bir oğul, nasıl olur?'...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
İşte bunlar, Allahın kendilerine ni'metler verdikleri peygamberlerden, Â
demin
zürriyetinden, Nuuh ile beraber taşıdıklarımızdan, İbrâhîm ile İsrâîlîn neslinden, hidâyete erdirdiğimiz ve seçdiğimiz kimselerdendir. Onlar çok esirgeyici (Allahın) âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. ...
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allah onu iman edip doğru ve yararlı işler yapan kullarına bir müjde olarak vermektedir. De ki (ey Muhammed): "Bu (mesaj) karşılığında sizden yol arkadaşlarınızı sevmenizden başka bir şey beklemiyorum". Kim güzel bir iş yap(ma er
demin
e ulaşır)sa ona daha büyük güzellikler bağışlarız ve gerçek şu ki Allah, çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verendir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Ve onlardan seni dinleyenler de var, sonunda yanından çıkınca kendilerine bilgi verilenlere,
demin
ne söylüyordu o derler; öyle kişilerdir onlar ki Allah, gönüllerini mühürlemiştir onların; onlar, kendi hevalarına, dileklerine uymaktadır....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan seni dinlemeye gelenler var. Senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilen, Kur’ân’ı ve sünneti bilen kimselere alay yollu: 'O,
demin
ne anlattı?' diye sorarlar. İşte onlar, Allah’ın kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirdiği kimselerdir. Onlar sadece, şahsî arzu ve ihtiraslarına uyarlar....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
O münafıklardan seni dinlemeğe gelen de var. Hatta senin yanından çıktıkları zaman, (ashabdan) kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle derler: “- O (peygamber),
demin
ne söyledi?” (Böylece alay ederler.) Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalblerini mühürlemiştir de hep hevalarına uymuşlardır....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan bazıları var ki seni dinlerler. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine bilgi verilmiş olanlara, 'Bu,
demin
ne söyledi?' diye sorarlar. İşte bunlar, ALLAH'ın kalplerini damgaladığı kimselerdir ve onlar heveslerinin ardına düşmüşlerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan seni dinlemeğe gelen de var, hattâ yanından çıktıklarında kendilerine ılim verilmiş olanlara derler ki: «o,
demin
ne söyledi?» Bunlar öyle kimselerdir ki Allah kalblerini tab'etmiştir de hep hevaları ardına düşmektedirler...
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan seni dinlemeye gelen de var. Yanından çıktıkları zaman ise, kendilerine ilim verilmiş olanlara: «O,
demin
ne söyledi?» derler. Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini mühürlemiştir de hep heveslerinin ardına düşmektedirler....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: «O
demin
ne söyledi?» diye sorarlar. İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan öyle kimseler vardır ki seni dinler (ler). Nihayet yanından çıkdıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara «O,
demin
ne söylediydi ha?» derler. Onlar öyle kişilerdir ki Allah kalblerinin üzerine mühür basmışdır. Onlar hevaa (ve heves) lerine uymuşlardır. ...
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla): "O
demin
ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah'ın kalplerini mühürlemiş olduğu, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
İçlerinde seni dinleyenler vardır. Senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilenlere sorarlar: -
Demin
ne söylemişti? Onlar, heveslerine uyduğu için Allah, onların kalblerini mühürlemiştir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan kimi de gelip seni dinler. Fakat senin yanından çıktıkları zaman kendilerine bilgi verilmiş olanlara: "
Demin
ne söyledi?" derler. Onlar Allâh'ın kalblerini mühürlediği, keyiflerinin ardına düşmüş kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan sana kulak verenler de vardır. Öyle ki onlar, senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine bilgi verilen kimselere: “O,
demin
ne dedi?” dediler. İşte onlar, Allah'ın kalplerini damgaladığı ve kendi boş-iğreti arzularına uyan kimselerdir. ...