Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Onu (bətnindəki uşağı) dünyaya gətirdiyi zaman dedi: “Ey Rəbbim, mən bir qız uşağı dünyaya gətirdim”. Halbuki, Allah onun nə
doğduğu
nu yaxşı bilirdi. (O dedi:) “Axı, oğlan qız kimi deyil. Mən ona Məryəm adını qoydum. Mən onu və onun nəslini, qovulmuş Şeytandan Sənə sığındırıram!”...
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nəhayət, günəşin
doğduğu
yerə çatanda onu bir qövmün üzərində doğarkən gördü. Biz onlar üçün günəşə qarşı heç bir örtük yaratmamışdıq. (Təfsir mənbələrində qeyd olunduğuna görə, Zülqərneyn qərbdəki işlərini həll etdikdən sonra şərqə yönəldi və nəhayət, Hind okeanı sahillərinə gəlib çıxdı. Burada qarşılaşdığı insanlar günəşin şüasına qarşı qorunacaqları paltar və evlər düzəltməyi bilmirdilər.)...
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nəhayət, o, Günəşin
doğduğu
yerə çatdıqda onun günəşə qarşı örtük etmədiyimiz bir qövm üzərində
doğduğu
nu gördü....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Onu (bətnindəkini)
doğduğu
zaman: “Ey Rəbbim! Mən qız doğdum”, - söylədi. Halbuki, Allah onun nə
doğduğu
nu və oğlanın qız kimi olmadığını yaxşı bilirdi. (Hənnə:) “Mən onun adını Məryəm qoydum, onu və onun nəslini məlun (daşqalaq olunmuş) Şeytandan (Şeytanın şərindən) Sənə tapşırıram” (dedi)....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Ya Rəsulum! Əgər o zaman onlara baxsaydın) günəşin
doğduğu
zaman onların mağarasının sağ tərəfinə meyl etdiyini, batdığı zaman isə onları tərk edib sol tərəfə yönəldiyini (mağaranın içinə düşüb onları yandırmadığını), onların da mağaranın ortasında geniş bir yerdə olduqlarını (küləyin onları oxşadığını və rahat nəfəs aldıqlarını) görərdin. Bu, Allahın möcüzələrindəndir. Allahın doğru yola saldığı kəs doğru yoldadır. Allahın yoldan çıxartdığı (zəlalətə saldığı) kimsəyə isə əsla doğru yolu göstər...
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
(Xurmadan və sudan) ye-iç, (belə bir uşaq
doğduğu
na görə) gözün aydın olsun. Əgər (səndən bu uşaq barəsində soruşan) bir adam görəcək olsan, belə de: “Mən Rəhman yolunda oruc (sükut orucu) tutmağı nəzir eləmişəm, ona görə də bu gün heç kəslə danışmayacağam!”...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Onlar, mağaranın geniş bir dehlizinde bulunurlarken, Güneş'in
doğduğu
zaman, mağaralarından sağa tarafa yöneldiğini, battığı zaman da sol tarafa doğru onları makaslayıp geçtiğini görürsün. Bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kimi doğru yola iletirse, işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de sapkınlıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir veli bulamazsın....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet Güneş'in
doğduğu
yere vardığı zaman, onu, kendilerini Güneş'e karşı koruyacak bir örtü yapmadığımız bir halkın üzerine doğarken buldu....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve canlı olarak yeniden diriltileceği gün onun üzerine selam olsun....
Bəqərə Suresi, 78. Ayet:
İçlerinde, anasından
doğduğu
gibi kalan, okuma yazma bilmeyenler de var ki onlar, kitap nedir bilmezler. Bildikleri şey, ancak kuruntularıdır, onlar, ancak zanna kapılırlar....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Sonra, ayın
doğduğu
nu görünce, "İşte benim Rabbim bu!" dedi. Ama ay da batınca, "Gerçekten, eğer Rabbim beni doğru yola iletmezse ben kesinlikle sapkınlığa düşmüş kimselerden olurdum!" dedi....
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Derken güneşin ışıklar saçarak
doğduğu
nu görmüş, Rabbim bu demişti, bu daha büyük. Fakat güneş de batıp gidince ey kavim demişti, benim, sizin şirk koştuğunuz şeylerle hiçbir ilgim yok....
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Sonra, güneşin
doğduğu
nu görünce, "İşte benim Rabbim bu! Bu (hepsinin) en büyüğü!" diye haykırdı. Ama o (da) kaybolunca: "Ey halkım!" diye seslendi, "Bakın, sizin yaptığınız gibi, Allahtan başkasına ilahlık yakıştırmak benden uzak olsun!"...
Hicr Suresi, 73. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
ehazethum
: onları aldı, yakaladı
3.
es sayhatu
: bir sayha (korkunç ses dalgası)
4.
muşrikîne
...
Hicr Suresi, 73. Ayet:
Böylece, müşrikleri (güneş
doğduğu
vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı....
İsra Suresi, 76. Ayet:
Ve (seni ikna edemediklerini görünce, bu sefer) aralarından büsbütün çıkarıp atmak için (
doğduğu
n) toprakta seni tedirgin etmeye çalışıyorlar. Ama, sen ayrıldıktan sonra, onların kendileri de pek fazla kalamayacaklar....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
1.
ve tere
: ve görürsün
2.
eş şemse
: güneş
3.
izâ taleat
:
doğduğu
zaman
4.
tezâveru
: (ziyaret eder) uğrar, mey...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Ve güneşin
doğduğu
zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah'ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah'a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Orada olsaydın) güneş
doğduğu
nda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün:
Doğduğu
zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneş
doğduğu
nda, mağaralarınının sağından döner. . . Gurubunda da sol taraflarından geçer. . . Onlar mağaranın geniş avlusu içindedirler. . . İşte bu, Allâh'ın işaretlerindendir. . . Allâh kime hidâyet ederse, işte o hakikate erdirilmiştir. . . Kimi de saptırmışsa artık onu aydınlatacak bir velî bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Rasûlüm, orada bulunsaydın, güneşle mağara arasındaki ilişkiyi görürdün. Güneş
doğduğu
zaman mağaranın sağ tarafına yöneliyor, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçiyordu. Böylece onlar güneş ışığından rahatsız olmaksızın, mağaranın geniş bir yerinde uyuyorlardı. İşte bu Allah’ın kudretini gösteren delillerdendir. Allah, kimlere hak yolu aydınlatıcı bilgiler lütfederse, onlar doğru yolu bulup tercih eder. Kimlerin de hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerin...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşin,
doğduğu
nda onların mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini battığında da onların sol yanlarını kesip geçtiğini görürsün. Kendileri ise oranın geniş bir yerindedirler. Bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yoldadır. Kimi de saptırırsa onun için doğru yola iletici bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş
doğduğu
nda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Ey Rasûlüm, bir baksaydın) görürdün ki, güneş
doğduğu
zaman, mağaranın sağ tarafına yönelir (ışınları onlara zarar vermez); battığı zaman da, onları sol taraftan terkederdi, Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu, Allah’ın mûcizelerindendir. Allah’ın hidayet ettiği kimse, o, doğru yol üzeredir. Şaşırttığı kimse için de, asla doğru yolu gösterici bir yardımcı bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün:
Doğduğu
zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşi görüyorsun â
doğduğu
vakıt kehiflerinden sağ tarafa meyleder, battığı vakıt da onları sol tarafa makaslar ve onlar, onun içinde bir geniş sahadadır, bu işte Allahın âyâtındandır, Allah her kime hidayet ederse işte o, irmiştir, her kimi de saptırırsa artık onu irşad edecek bir veliy bulamazsın...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşi görüyorsun ya,
doğduğu
vakit mağaralarından sağ tarafa meyleder, battığı vakit de onları sol tarafa makaslar. Onlar mağaranın geniş bir yerindedir. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o hidayete ermiştir; kimi de saptırırsa artık ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Ey Muhammed! Baksaydın güneşin
doğduğu
zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş
doğduğu
nda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Tanrı'nın ayetlerindendir. Tanrı, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Onlara baksaydın) görürdün ki güneş
doğduğu
zaman mağaralarının sağ tarafına yönelir, batdığı vakit da onların sol yanını kesib giderdi. Kendileri ise oranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allahın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o, doğru yola erdirilmiş, kimi de şaşırırsa artık onun için hiç bir zaman irşâd edici bir yâr bulamazsın. ...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Hem (sen onlara bir baksaydın) güneşi görürdün ki,
doğduğu
zaman mağaralarının sağ tarafına meylediyor, battığı zaman ise onların sol tarafını kesiyordu (böylece ışığı onları rahatsız etmiyordu) ve onlar oranın genişçe bir yerinde idiler. (Onların) bu (hâlleri), Allah’ın delillerindendir. Allah, kime (hikmetine binâen fazlından) hidâyet (nasîb) ederse, işte hidâyete eren odur. Kimi de (kendi küfrü sebebiyle)dalâlete atarsa, artık onun için aslâ bir yardımcı ve (hak yolu g...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşin
doğduğu
zaman; mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini, battığı zaman da; sol tarafa gittiğini görürsün. Kendileri de mağaranın iç tarafında idiler. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kimi hidayete erdirirse; o, doğru yola ermiştir, kimi de şaşıracak olursa; artık onun için yol gösterici bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Ve güneşi görürsün ki,
doğduğu
zaman onların mağaralarının sağ tarafına meyleder ve gurub ettiği vakit de onların sol taraflarına dönüverir ve onlar ondan bir geniş orta yerdedirler. Bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o hidâyet bulmuş olur ve kimi de idlâl ederse artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşi görürsün ki,
doğduğu
zaman mağaralarının sağına meyleder, batınca da onların sol tarafını kesip geçer. Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, o kimse hak yoldadır. Kimi de sapıklığında bırakırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bir mürşid bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneş
doğduğu
nda mağaranın sağ tarafından meyledip, batarken de sol yanından onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağarada geniş bir alan içinde idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerindendir. Allah kime yol gösterirse o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de dalalette bırakırsa, ona da yol gösterecek bir veli bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşi görürsün,
doğduğu
zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru onları makaslayıp geçiyor (hiçbir halde onların üzerine düşüp kendilerini rahatsız etmiyor) ve onlar, mağaranın geniş bir dehlizi içindedirler. Bu (durum), Allâh'ın âyetlerindendir. Allâh kimi doğru yola iletirse o, yolu bulmuştur; kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş
doğduğu
nda onların mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi de saptırırsa onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneş'i görüyorsun:
Doğduğu
vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Ey Habibim! Baksaydın) görürdün ki, güneş
doğduğu
zaman mağaranın sağ tarafına yönelir, battığı vakit de onları sol taraftan terkederdi. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kimi doğru yola sevkederse, doğru yola ermiştir. Kimi de saptırırsa artık ona doğru yolu gösterecek bir rehber bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneşi görürsün;
doğduğu
vakit, mağaralarının sağ taradına meyleder (onlara zararı dokunmaz); battığı vakit de, onların sol tarafını makaslardı. Onlar, (mağaranın) geniş bir yerindeydiler. İşte bu, Allah'ın kudreti delillerindendir. Allah kime hidâyet verirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, artık ona aslâ doğru yolu gösterecek bir velî bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Ya Muhammed!) Şayed Sen, onları görseydin, güneş
doğduğu
vakit, mağaralarının, sağ tarafına meyleder ve battığında da sol tarafına giderdi. Onlarsa mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu Kudretullah'ın delillerindendir. Allahû Tealâ kime hidayet ederse, felâh ve reşâda yol bulmuştur. Kimi de dalâlete düşürürse, artık onu irşâd edecek bir velî bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
“Onlar, mağaranın geniş bir yerinde iken güneşi,
doğduğu
zaman mağaralarının sağ yanından uğrar, battığı zaman da solundan geçer görürsün. Bu, Allâh’ın âyetlerindendir. Allâh kime hidâyet ederse, işte o hidâyete erendir. Kimi de saptırırsa, artık ona yol gösteren bir dost kesinlikle bulamazsın.”...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Baksaydın) Görürdün ki güneş
doğduğu
zaman onların içinde bulunduğu mağaranın sağına meylediyor. Battığı zaman da soldan onlara isabet etmeden geçiyor. Halbuki onlar mağaranın geniş bir yerinde bulunuyorlardı. Bu Allah’ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet vermişse işte doğru yolu bulan odur. Kimi de (kötü ameli nedeniyle) saptırırsa artık onun için yol gösterici hiçbir dost bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneş’in
doğduğu
zaman mağaralarının sağ tarafına meylettiğini, battığı zaman da sol tarafa gittiğini görürdüm. Onlar mağaranın kuytu bir yerindeydiler. Bu Allah'ın mucizelerindendir. Hak Tealâ kime hidayet verirse hidayeti bulur. Kimi sapıklıkta bırakırsa onu irşad edecek bir dost bulunamaz....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
1.
hattâ izâ
: olduğu zaman
2.
belega
: ulaştı
3.
matlıa eş şemsi
(talaa)
: güneşin (tulû ettiği)
doğduğu
yer
: (doğdu)
4.
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Güneşin
doğduğu
yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Güneşin
doğduğu
yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Da gide gide güneşin
doğduğu
yere vardı, orada öyle bir topluluk buldu ki onların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktu, öyle bir topluluğa doğmadaydı güneş orada....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet, güneşin doğup da batmadığı, gündüzün aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığında, o bölgede, güneşin, kendilerini koruyacak elbiseyi ve barınağı öğretmediğimiz çıplak, ilkel bir kavmin üzerine
doğduğu
nu görmüştü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere ulaşınca onu, kendilerine güneşe karşı bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğar gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda güneşin
doğduğu
yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere (uzak şarka) vardığı zaman güneşi, öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara, güneşten kendilerini koruyacak bir siper (ev veya elbise gibi bir barınak) yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda gunesin dogdugu yere ulasinca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Tâ ki Güneş'in
doğduğu
yere (iyice doğu kesimine) ulaşınca, Güneş'i öyle bir millet üzerine doğuyor buldu ki, onlara Güneş'ten korunacak bir siper yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda güneşin
doğduğu
yere ulaşınca, güneşi, kendilerini elbise, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir millet üzerine doğuyor buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda güneşin
doğduğu
yere varınca güneşi, öyle bir toplumun üzerine doğarken buldu ki, bu adamlar ile güneşin ışınları arasında hiçbir engel, hiçbir sütre koymamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda güneşin
doğduğu
yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet üstüne güneşin (ilk önce)
doğduğu
yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı (korunacak) hiç bir siper yapmamışdık. ...
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihâyet güneşin
doğduğu
yere (doğu cihetindeki memleketlere) varınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onun (o güneş ışıklarının) altında kendileri(ni korumak) için bir siper (dağlar ve ağaçlar) yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere ulaştığında; onun, güneşe karşı hiç bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine
doğduğu
nu gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
(Ve doğuya doğru yürüyerek) günün birinde güneşin
doğduğu
yere vardığında onu, kendilerini güneşe karşı bir örtüyle örtmediğimiz bir kavmin üzerine doğar buldu:...
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Vaktâ ki güneşin
doğduğu
bir cihete kavuştu, onu bir kavim üzerine tulû eder buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmış değildik....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet güneşin
doğduğu
yere ulaşınca onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara güneşin önünde bir siper yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda, güneşin
doğduğu
yere vardığında onun, güneşe karşı hiçbir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine
doğduğu
nu gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Güneşin
doğduğu
yere varınca onun, kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper nasib etmediğimiz bir halk üzerine
doğduğu
nu gördü....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihâyet güneşin
doğduğu
yere ulaşınca onu, güneşe karşı kendilerine siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğar buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda güneşin
doğduğu
yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için ona karşı bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Bir süre sonra, Güneş'in
doğduğu
yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
1.
ve selâmun
: ve selâm olsun
2.
aleyhi
: onun üzerine, ona
3.
yevme vulide
:
doğduğu
gün
4.
ve yevme yemûtu
: ve...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ve
doğduğu
günde de ve öleceği günde de ve canlı olarak beas edileceği (yeniden diriltileceği) günde de ona selâm olsun....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selâm olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ve esenlik ona
doğduğu
gün, öldüğü gün ve diriltilerek kabrinden çıkarılacağı gün....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öldüğü gün, diri olarak kabrinden kaldırılacağı gün de, ona selâm olsun, selâmette olsun, selâmet ve güven içindedir....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ona selam olsun;
doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağı gün de....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ona selamet olsun: Hem
doğduğu
gün (şeytandan), hem öleceği gün (kabir azabından), hem de diri olarak kaldırılacağı gün (ateşten)......
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Dogdugu gunde, olecegi gunde ve dirilecegi gunde ona selam olsun. *...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ona (Allah katından) hem
doğduğu
gün, hem öleceği gün, hem de dirilip kalkacağı gün selâm olsun !....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
günde, öleceği günde ve dirileceği günde ona selam olsun....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selam olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Selâm ona hem
doğduğu
gün, hem öleceği gün hem de diri olarak ba'solunacağı gün...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Selam ona; hem
doğduğu
gün, hem öleceği gün, hem de diri olarak kaldırılacağı gün!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve dirileceği gün ona selam olsun....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve tekrar diriltileceği gün ona selâm olsun....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ona selam olsun;
doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağı gün de....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve bir hayat sâhibi olarak (kabirden) kaldırılacağı gün ona selâm olsun! (O devrelerde hep Allah’ın rızâsına mazhar olacaktır.)...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Selam olsun ona,
doğduğu
günde, öleceği günde ve dirileceği günde....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Bunun içindir ki,
doğduğu
gün de, öldüğü gün de, (Allah'ın) selamı o'nun üzerindeydi; ve diri olarak kaldırılacağı gün de (yine o'nun) üzerine olacaktır....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ve O'na selâm olsun,
doğduğu
günde ve öleceği günde ve diri olarak (kabrinden) kaldırılacağı günde....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
günde, öleceği günde ve dirileceği günde ona selâm olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün öldüğü gün ve yeniden dirileceği gün ona selam olsun....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün de, vefat ettiği gün de, diriltilip kabirden kalkacağı gün de selâm olsun ona....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!...
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ona selam olsun;
doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağı gün de....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Selâm olsun ona
doğduğu
gün, öldüğü gün ve diriltileceği gün....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Selam olsun ona,
doğduğu
gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir zorba kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı.
Doğduğu
m günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir zorba kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı.
Doğduğu
m günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir zorba kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı.
Doğduğu
m günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
1.
ve es selâmu
: ve selâm, selâmet
2.
aleyye
: benim üzerimedir, banadır
3.
yevme vulidtu
: benim
doğduğu
m gün
4.
ve yevme emû...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Ve
doğduğu
m gün ve öleceğim gün ve canlı olarak beas edileceğim (diriltileceğim) gün selâm benim üzerimedir (banadır)....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
“
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).”...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Esenlik bana
doğduğu
m gün, öleceğim gün ve tekrar dirilip kabirden çıkacağım gün....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
'
Doğduğu
m gün, öleceğim gün, diri olarak kabrimden kaldırılacağım gün bana selâm olsun, ben selâmet ve güven içindeyim.'...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün selâm (esenlik) benim üzerimedir.'...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"Selam üzerimedir;
doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağım gün de."...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Hem
doğduğu
m gün, hem öleceğim gün, hem diri olarak (mezardan) kaldırılacağım gün, selâmet benim üzerimedir.”...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
(30-33) Cocuk: «Ben suphesiz Allah'in kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yapti, nerede olursam olayim beni mubarek kildi. Yasadigim muddetce namaz kilmami, zekat vermemi ve anneme iyi davranmami emretti. Beni bedbaht bir zorba kilmadi. Dogdugum gunde, lecegim gunde, dirilecegim gunde bana selam olsun» dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün de, öleceğim gün de, dirilip kaldırılacağım gün de selâm (esenlik ve mutluluk) bana olsun !» dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
(30-33) Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı.
Doğduğu
m günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
«
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.»...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
'
Doğduğu
m gün, öldüğüm gün ve diri olarak kaldırılacağım gün bana selam olsun.'...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Ve selâm bana hem
doğduğu
m gün hem öleceğim gün, hem diri olarak ba's olunacağım gün...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Selam bana; hem
doğduğu
m gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım güne!»...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
«
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir.»...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve tekrar diriltileceğim gün Allah'ın rahmeti ve bağışı benimle birliktedir....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"Selam üzerimedir;
doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağım gün de."...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
«
Doğduğu
m gün de, öleceğim gün de, diri olarak (kabrimden) kaldırılacağım gün de selâm (ve selâmet) benim üzerimdedir». ...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
'
Doğduğu
m gün, öleceğim gün ve hayat sâhibi olarak (kabirden) kaldırılacağım gün (Allah’ın) selâm(ı) benim üzerimedir!'...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Selam olsun bana;
doğduğu
m günde, öleceğim günde ve diri olarak kaldırılacağım günde, dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"Bunun içindir ki,
doğduğu
m gün selam benim üzerimdeydi; öleceğim gün ve hayata (yeniden) döndürüleceğim gün (yine benim üzerimde olacaktır)!"...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
«Ve selâm benim üzerimedir,
doğduğu
m günde ve öleceğim günde ve diri olarak kaldırılacağım günde.»...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
“
Doğduğu
m günde, öleceğim günde, diri olarak kabirden kaldırılacağım günde bana selâm olsun. ”...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün, öldüğüm gün ve yeniden dirileceğim gün selam olsun bana dedi....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Doğduğu
m gün de, öleceğim gün de, kabirden kalkıp dirileceğim gün de selâm üzerime olsun!"...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"
Doğduğu
m gün de, öleceğim gün de ve diri olarak kaldırılacağım gün de bana esenlik verilmiştir....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
«Selam üzerimedir;
doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağım gün de.»...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
'
Doğduğu
m gün de, öldüğüm gün de, diriltileceğim gün de bana selâm olsun.'...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"Selam bana
doğduğu
m gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün."...
Taha Suresi, 38. Ayet:
Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen
doğduğu
n zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:...
Taha Suresi, 38. Ayet:
"(Sen
doğduğu
n zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:"...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nuurudur. Onun nuurunun sıfatı, sanki içinde bir çerağ bulunan bir hücredir. O çerağ bir sırça (kandil) içindedir. O sırça (kandil) de sanki bir inci (gibi parıldayan) bir yıldızdır ki güneşin
doğduğu
yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağacdan, zeytinden tutuşdurulub yakılır. Onun yağı, kendisine bir ateş dokunmâsa da, hemen hemen ışık verir. (Bu ışık da) nuur üstüne nuurdur, Allah kimi dilerse onu nuruna kavuşdurur. Allah insanlar için meseller irâd ed...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah; göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali; içinde çerağ bulunan bir kandil yuvası gibidir. O çerağ bir sırça içindedir. Sırça sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Güneşin
doğduğu
yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan, zeytinden tutuşturulup yakılır. Ateş değmese dahi, neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. Nur üstüne nurdur. Allah; dilediğini nuruna kavuşturur. Allah; insana misaller verir. Ve Allah; her şeyi bilendir....
Qəsəs Suresi, 7. Ayet:
Ve bunun içindir ki, (Musa
doğduğu
zaman,) annesine: "Onu (bir süre) emzir" diye ilham ettik, "ama o'nun başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman o'nu nehrin sularına bırak; ve (o'nun için) korkma, üzülme; çünkü Biz o'nu sana geri getireceğiz ve kendisini elçilerimizden bir elçi yapacağız!"...
Saffat Suresi, 5. Ayet:
O, göklerin, yerin, ikisi arasındaki varlıkların ve imkânların yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbidir, güneşin
doğduğu
(ve battığı) yerlerin Rabbidir....
Sad Suresi, 18. Ayet:
Doğrusu biz, akşam ve Güneş
doğduğu
vakit tespih eder (işlevlerini yerine getirir) hâlde, dağları (benlik sahiplerini) Ona boyun eğdirdik....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
Allah, yaz ve kış mevsimlerinde, güneşin
doğduğu
ve güneşin battığı en uç iki noktanın da Rabbidir....
Məaric Suresi, 40. Ayet:
Fazla söze gerek yok. Güneşin
doğduğu
yerlerin ve battığı yerlerin Rabbine yemin ederim. Elbette bizim her şeye gücümüz, kudretimiz yeter....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Sonunda, vahyin
doğduğu
yere vardı. Vahyi bir toplum üzerine doğuyor buldu. Öyle ki Biz onlar için, vahiy olmayan bilgilerle bir siper yapmıştık. ...
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Lakin onu
doğduğu
zaman: ‘Rəbbim, mən onu qız doğdum’ dedi. Allah onun nə
doğduğu
nu çox yaxşı bilirdi. ‘Oğlan qız (uşağı) kimi deyil. Mən onu ‘Məryəm’ deyə adlandırdım. Mən onu və onun nəslini daşlanmış şeytandan Sənə həvalə edirəm (əmanət edirəm)’ dedi....
Hicr Suresi, 73. Ayet:
Günəş
doğduğu
vaxt onları qorxunc bir səs yaxaladı....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Günəşin
doğduğu
zaman mağaralarının sağ tərəfindən gəldiyini və batdığı zaman sol tərəfdən onların yanlarından keçdiyini görərsən. Onlar mağaranın geniş bir sahəsində idilər. Bu Allahın ayələrindəndir (möcüzələrindəndir). Allah kimi Özünə hidayət etsə, o hidayətə ərmişdir. Kimi dəlalətdə buraxsa artıq onun üçün vəli mürşid (irşad edən övliya) tapılmaz....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Günəşin
doğduğu
yerə çatdığı zaman onu (günəşi), ondan (günəşdən) qorunmağa bir örtük vermədiyimiz bir qövmün üzərinə doğarkən gördü....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Ondan azad olduğu zaman demişdi: “Ey Rəbbim! Mənim qızım oldu” – Allah onun nə
doğduğu
nu daha yaxşı bilirdi, – “axı oğlan qız kimi deyildir. Mən onun adını Məryəm qoydum, onu və onun nəslini lənətlənmiş şeytandan (qorunmağı) Sənə həvalə edirəm”....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Orada olsaydın) günəşin
doğduğu
zaman onların mağarasının sağ tərəfinə yönəldiyini, batdığı zaman isə onlardan uzaqlaşıb sol tərəfə addadığını, onların da mağaranın içində geniş bir yerdə yerləşdiklərini görərdin. Bu, Allahın dəlillərindəndir. Allah kimi doğru yola yönəldərsə, o, doğru yoldadır. Kimi də azdırarsa, ona doğru yolu göstərən bir yaxın adam tapa bilməzsən....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nəhayət, günəşin
doğduğu
yerə çatdıqda onu elə bir qövm üzərində doğan gördü ki, onlar üçün (günəşə) qarşı heç bir örtük yaratmamışdıq....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Ta onda ki, şəmsin
doğduğu
yerə yetişdi, tapdı onu bir qoumun üzərində doğan, hansı ki, onlar üçün ondan başqa örtük qərar vermədik....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Bel?likl? el? ki, onu dunyaya g?tirdi, dedi: «Ey R?bbim, m?n onu q?z dogdum.» Allah onun n? dogdugunu yaxs? bilirdi v? (onun n?z?rd? tutdugu) o oglan (f?zil?t bax?m?ndan) bu q?z kimi deyil. «V? m?n onun ad?n? M?ry?m qoydum. ?lb?tt?, m?n onu v? onun ovlad?n? qovulmus Seytandan (Seytan?n s?rind?n) S?n? taps?r?ram.»...
Şüəra Suresi, 28. Ayet:
Musa dedi: (O,) «Şərqin və qərbin (günəşin
doğduğu
və qürub etdiyi bütün planetlərin çıxma və batma yerinin) və bu ikisinin arasında olan hər bir şeyin Rəbbidir, əgər düşünsəniz?»....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Onu
doğduğu
zaman: “Rəbbim! Onu qız doğdum” – Halbuki Allah onun nə
doğduğu
nu daha yaxşı bilir – “Oğlan qız kimi deyildir. Onun adını Məryəm qoydum. Onu və soyunu qovulmuş şeytandan sənin himayənə tapşırıram”, – dedi....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Doğduğu
zaman Ayı gördükdə isə: “Budur Rəbbim!” – dedi. Ay da batdıqda: “And olsun ki, Rəbbim mənə doğru yolu göstərməzsə, mütləq mən də yolunu azanlardan olaram”, – dedi....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Orada olsaydın,) günəş
doğduğu
zaman onların mağaralarının sağ tərəfinə meyl etdiyini, batarkən də (ışığı) onlara toxunmadan sol tərəfə getdiyini görərdin. Özləri isə mağaranın geniş bir yerində idilər. Bu, Allahın möcüzələrindəndir. Allah kimə hidayət edərsə, o doğru yolun yolçusudur. Kimi də zəlalətə düçar edərsə, artıq ona doğru yolu göstərən bir dost tapa bilməzsən....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Günəşin çıxdığı yerə çatdıqda onun, özləri ilə günəş arasına bir örtük qoymadığımız bir qövmün üzərinə
doğduğu
nu gördü....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Doğandan sonra isə o dedi: “Rəbbim! Mən onu qız doğdum." Allah isə onun nə
doğduğu
nu daha yaxşı bilirdi, axı oğlan qız kimi deyildir. (Qadın davam edərək dedi:) "Mən onu Məryəm adlandırdım. Onu və onun nəslini daşqalaq olunmuş [lənətə gəlmiş] şeytandan qorumaq üçün Sənə tapşırıram."...
Saffat Suresi, 5. Ayet:
O, göylərin, yerin və onlann arasında olanlann Rəbbidir, (günəşin, ayın və ulduzların)
doğduğu
yerlərin də Rəbbidir....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Onu dünyaya gətirdikdə: "Ey Rəbbim, şübhəsiz mən, onu qız olaraq doğdum; -Halbuki Allah onun
doğduğu
şeyi daha yaxşı bilir- oğlan, qız kimi deyil. Və şübhəsiz ki, ona Məryəm adını verdim. Və şübhəsiz ki, mən, onu və onun nəslini şeytani-rəcimdən; qovulmuş/qatil, əsassız söz və düşüncə çıxaran, qaranlığa daş atan şeytandan sənə tapşırıram" dedi....
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Sonra günəşin
doğduğu
nu görüb: "Bu mənim Rəbbimdir, bu daha böyük!dür" dedi. Sonra o da batdıqda: "Ey qövmüm! Şübhəsiz ki, mən sizin şərik qoşduqlarınızdan uzağam....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nəhayət, vəhyin
doğduğu
yerə vardı. Vəhyin bir qövmün üzərinə
doğduğu
nu gördü. Belə ki, Biz onlar üçün, vəhy olmayan məlumatlarla bir sipər hazırlamışdıq....
Məryəm Suresi, 29. Ayet:
Belə olduqda, Məryəm ona; doğuş anında aşağı tərəfində olan adama; Zəkəriyyaya işarə etdi, hadisələri onun nəql eləməsini istədi. Zəkəriyya Məryəmin zina etmədən uşaq
doğduğu
na zamin olub uşağı məbəddə böyütməyi dedi. Onlar: "Biz, yüksək mövqeyə sahib olan kəslər, Sabii; bizim dinimizi tərk etmiş birinə necə söz deyək/yüksək mövqeyə sahib olan insanlar Sabii; bizim dinimizi tərk etmiş birinə necə söz söyləyər?" dedilər....