Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Ve len yetemennevhu
ebeden
bimâ kaddemet eydîhim vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
1.
ve len
: ve asla
2.
yetemennev-hu
: onu temenni etmezler
3.
ebeden
: sonsuza kadar, ebediyyen
4.
bi-mâ
: şey il...
Bəqərə Suresi, 192. Ayet:
Eğer onlar şirk ve muhar
ebeden
vazgeçerlerse, siz de bırakın; şüphesiz ki Allah, pek çok mağfiret ve merhamet edicidir....
Bəqərə Suresi, 192. Ayet:
Bununla beraber (Muhaar
ebeden
) vazgeçerlerse (siz de bırakın), şübhesiz ki Allah çok yarlığayıcı, hakkiyle esirgeyicidir. ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsâdan sonra İsrail oğullarının ileri gelenlerine bakmadın mı? Hani onlar, peygamberlerine : «Bize bir hükümdar gönder (ta'yîn et) de Allah yolunda savaşalım» demişlerdi. O (da): «Ya üzerinize bir muhaarebe yazılıb (farz edilib) de savaşı tutmayıverirseniz?» demişdi. Onlar (şöyle) söylemişlerdi: «Allah yolunda neye savaşmayalım? Hem hakıykaten yurdlarımızdan çıkarıldık, hem evlâdlarımızdan (mahrum edildik)». Fakat vaktâ ki uhdelerine savaş yazıldı, içlerinden birazı müstesna olmak üzere, (muhaa...
Nisa Suresi, 57. Ayet:
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
). Lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun, ve nudhıluhum zıllen zalîlâ(zalîlen)....
Nisa Suresi, 57. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
amilû es...
Nisa Suresi, 77. Ayet:
(Evvelce) kendilerine «Ellerinizi (muhaar
ebeden
) çekin, dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin» denilen kimselere bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine muhaarebe yazılınca (farzedilince) içlerinden bir zümre, insan (dan başka bir şey olmayan düşman) lardan Allahdan korkar gibi, hattâ daha şiddetli bir korku ile korkuyorlar. Onlar: «Ey Rabbimiz üzerimize (şu) muhaarebeyi neye yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar gecikdirmeli değil miydin» dediler. (Onlara) de ki: «Dünyânın fâidesi pek azdır, Âhiret ise...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhiluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
). Va’dallâhi hakkâ(hakkan). Ve men asdaku minallâhi kîlâ(kîlen)....
Nisa Suresi, 122. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar, ...olanlar
2.
âmenû
: amenu oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel, nefsi tezkiye edici amel işlediler
Nisa Suresi, 169. Ayet:
İllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
). Ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîran)....
Nisa Suresi, 169. Ayet:
1.
illâ
: ancak, sadece
2.
tarîka
: yol
3.
cehenneme
: cehennem
4.
hâlidîne
: kalacak olanlar
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Kâlû yâ mûsâ innâ len nedhulehâ
ebeden
mâ dâmû fîhâ fezheb ente ve rabbuke fe kâtilâ innâ hâhunâ kâıdûn(kâıdûne)....
Maidə Suresi, 24. Ayet:
1.
kâlû yâ mûsâ
: ey Mûsâ dediler
2.
innâ len nedhule-hâ
: muhakkak ki biz, oraya asla girmeyiz
3.
ebeden
: ebediyyen, hiç bir zaman
4.
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Dediler ki: "Yâ Musa, orada oldukları müddetçe biz oraya
ebeden
girmeyeceğiz. . . Git, sen ve Rabbin; ikiniz savaşın! İşte burada oturucularız. "...
Maidə Suresi, 119. Ayet:
Kâlellâhu hâzâ yevmu yenfeus sâdikîne sıdkuhum, lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
) radiyallâhu anhum ve radû anh(anhu) zâlikel fevzul azîm(azîmu). ...
Maidə Suresi, 119. Ayet:
1.
kâle allâhu
: Allâh (cc.) dedi (buyurdu)
2.
hâzâ yevmu
: bu gün
3.
yenfeu es sâdikîne
: sâdıklara fayda verecek
4.
sıdku-hum...
Tövbə Suresi, 22. Ayet:
Hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), innallâhe indehû ecrun azîm (azîmun)....
Tövbə Suresi, 22. Ayet:
1.
hâlidîne
: kalacak olanlardır
2.
fî hâ
: onun içinde, orada
3.
ebeden
: ebediyen, ebedî
4.
inne allâhe
: muhakk...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Fe in receakallâhu ilâ tâifetin minhum feste’zenûke lil hurûci fe kul len tahrucû maiye
ebeden
ve len tukâtilû maiye aduvv(aduvven), innekum radîtum bil kuûdi evvele merratin fak’udû meal hâlifîn(hâlifîne)....
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
1.
fe in
: artık, o zaman, o taktirde, bundan sonra eğer
2.
recea-ke allâhu
: Allah seni döndürdü
3.
ilâ tâifetin
: bir topluluğa
4.
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
Ve lâ tusalli alâ ehadin minhum mâte
ebeden
ve lâ tekum alâ kabrihi, innehum keferû billâhi ve resûlihî ve mâtû ve hum fâsikûn (fâsikûne)....
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
1.
ve lâ tusalli
: ve namaz kılma
2.
alâ ehadin
: birisi için, birisinin üzerine
3.
min-hum
: onlardan
4.
mâte
: ö...
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
Ebeden
, onlardan ölen hiç kimseye cenaze namazı kılma ve onun kabri başında dua etme! Muhakkak ki onlar, Esmâ'sıyla onların hakikati olan Allâh'ı ve Rasûlünü inkâr ettiler ve onlar fâsıklar (bilinçleri hakikate kapalı - bozuk inançlı) olarak öldüler....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), zâlikel fevzul azîm(azîmu)....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
1.
ve es sâbikûne el evvelûne
: hayırlarda yarışanların evvelkileri
2.
min el muhâcirîne
: hicret (göç) edenlerden
3.
ve el ensâri
: ve ensar, yardım edenler
...
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Sâbikunun birincileri Mühacirîn ve Ensar ve ihsan ile onların ardınca gidenler, Allah onlardan razı oldu onlar da Allahtan razı oldular ve onlara altlarında nehirler akar cennetler hazırladı ki içlerinde
ebeden
muhalled olacaklar, işte fevzi azîm, bu...
Tövbə Suresi, 108. Ayet:
Lâ tekum fîhi ebedâ(
ebeden
), le mescidun ussise alât takvâ min evveli yevmin ehakku en tekûme fîhi, fîhi ricâlun yuhıbbûne en yetetahherû, vallâhu yuhıbbul muttahhirîn(muttahhirîne)....
Tövbə Suresi, 108. Ayet:
1.
lâ tekum
: ikâme etme (namaz kılma), bulunma
2.
fî-hi
: orada
3.
ebeden
: ebediyyen
4.
le
: elbette
<...
Tövbə Suresi, 117. Ayet:
Andolsun ki Allah, peygamberini (muhaar
ebeden
geri kalanlara izin verildiğinden dolayı afvetdiği gibi) içlerinden bir takımının gönülleri hemen hemen eğrilmek üzere iken güdük zamanında ona (o peygambere) tâ'bi' olan Muhacirlerle ensaarı da tevbeye muvaffak buyurdu ve sonra onların (bu) tevbelerini kabul eyledi. Çünkü O çok esirgeyici, çok bağışlayıcıdır. ...
Yusif Suresi, 2. Ayet:
Kesinlikle biz (El Esmâ ül Hüsnâ'nın işaret ettiği insanın hakikatindeki mert
ebeden
- İlim mertebesinden bilincine) Arapça Kur'ân (OKUnası, kavranılası metin) olarak inzâl ettik Onu, aklınızla değerlendiresiniz diye....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
Enzele mines semâi mâen fe sâlet evdiyetun bi kaderihâ fahtemeles seylu z
ebeden
râbiyâ(râbiyen), ve mimmâ yûkıdûne aleyhi fîn nâribtigâe hılyetin ev metâın zebedun misluh(misluhu), kezâlike yadribullâhul hakka vel bâtıl(bâtıle), fe emmez zebedu fe yezhebu cufâ’(cufâen), ve emmâ mâ yenfaun nâse fe yemkusufîl ard(ardı), kezâlike yadrıbullâhul emsâl(emsâle)....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
1.
enzele
: indirdi
2.
min es semâi
: gökten
3.
mâen
: su
4.
fe sâlet
: böylece akar
Kəhf Suresi, 3. Ayet:
Mâkisîne fîhi ebedâ(
ebeden
)....
Kəhf Suresi, 3. Ayet:
1.
mâkisîne
: kalıcıdırlar
2.
fî-hi
: orada
3.
ebeden
: ebediyyen
...
Kəhf Suresi, 20. Ayet:
İnnehum in yazherû aleykum yercumûkum ev yuîdûkum fî milletihim ve len tuflihû izen ebedâ(
ebeden
)....
Kəhf Suresi, 20. Ayet:
1.
inne-hum
: muhakkak onlar
2.
in yazherû
: gâlip gelirse
3.
aleykum
: sizin üzerinize, size
4.
yercumû-kum
: siz...
Kəhf Suresi, 35. Ayet:
Ve dehale cennetehu ve huve zâlimun li nefsih(nefsihî), kâle mâ ezunnu en tebîde hâzihî ebedâ(
ebeden
)....
Kəhf Suresi, 35. Ayet:
1.
ve dehale
: ve girdi
2.
cennete-hu
: onun bahçesi
3.
ve huve
: ve o
4.
zâlimun
: zulmeden
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî fe a’rada anhâ ve nesiye mâ kaddemet yedâh(yedâhu), innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakren) ve in ted’uhum ilel hudâ fe len yehtedû izen ebedâ(
ebeden
)....
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
1.
ve men azlemu
: ve daha zalim kimdir
2.
mimmen (min men)
: o kimseden
3.
zukkire
: zikredildi
4.
bi âyâti
: âye...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
O kimseden daha zâlim de kim olabilir ki: Rabbının âyâtı ile nasıhat edilmiştir de onlardan yüz çevirmiş ve ellerinin takdim ettiği şeyleri unutmuştur; çünkü biz onların kalbleri üzerine onu iyi anlamalarına mani bir takım kabuklar ve kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur, sen onları doğru yola çağırsan da o halde onlar
ebeden
yola gelmezler...
Nur Suresi, 4. Ayet:
Vellezîne yermûnel muhsanâti summe lem ye’tû bi erbeati şuhedâe feclidûhum semânîne celdeten ve lâ takbelû lehum şehâdeten ebedâ(
ebeden
), ve ulâike humul fâsikûn(fâsikûne)....
Nur Suresi, 4. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
yermûne
: atarlar
3.
el muhsanâti
: iffetli, namuslu kadınlar
4.
summe
: ...
Nur Suresi, 17. Ayet:
Yeızukumullâhu en teûdû li mislihî
ebeden
in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Nur Suresi, 17. Ayet:
1.
yeızukumullâhu
: Allah size vaazediyor, emrediyor
2.
en teûdû
: sizin dönmeniz
3.
li misli-hi
: onun gibisine (onun gibi bir olaya)
4.
Nur Suresi, 21. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin
ebeden
ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun)....
Nur Suresi, 21. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ ellezîne âmenû
: ey âmenû olanlar
2.
lâ tettebiû
: tâbî olmayın
3.
hutuvâti eş şeytâni
: şeytanın adımları
4.
ve m...
Fəth Suresi, 12. Ayet:
Bel zanentum en len yenkaliber resûlu vel mû’minûne ilâ ehlîhim
ebeden
ve zuyyine zâlike fî kulûbikum ve zanentum zannes sev’i ve kuntum kavmen bûrâ(bûren)....
Fəth Suresi, 12. Ayet:
1.
bel
: hayır, bilâkis, aksine
2.
zanen-tum
: siz zannettiniz
3.
en len yenkalibe
: asla dönmeyecekler
4.
er resûlu
<...
Fəth Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu siz, Peygamber ve mü'minler
ebeden
âilelerine dönemiyecekler zannettiniz ve bu, kalblerinizde allandı pullandı kötü zanna düştünüz de düşkün bir kavm oldunuz a....
Fəth Suresi, 17. Ayet:
A'maaya (muhaar
ebeden
geri kalmak hususunda) vebal yok. Topala vebal yok. Hastaya vebal yok. Kim Allaha ve resulüne itaat ederse (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim geri kalırsa onu da elem verici bir azâb ile azâblandırır. ...
Həşr Suresi, 11. Ayet:
E lem tere ilellezîne nâfekû yekûlûne li ihvânihimullezîe keferû min ehlil kitâbi le in uhrictum le nahrucenne me’akum ve lâ nutîu fî kum ehaden
ebeden
ve in kûtiltum le nensurennekum, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne)....
Həşr Suresi, 11. Ayet:
1.
e lem tere ilâ
: (görmüyor musun) görmedin mi (bakmadın mı)
2.
ellezîne
: onlar
3.
nâfekû
: münafıklık ettiler, nifak çıkardılar
4.
Mümtahinə Suresi, 4. Ayet:
Kad kânet lekum usvetun hasenetun fî ibrâhîme vellezîne meah(meahu), iz kâlû li kavmihim innâ bureâu minkum ve mimmâ ta’budûne min dûnillâhi kefernâ bikum, ve bedee beynenâ ve beynekumul adâvetu vel bagdâu
ebeden
hattâ tû’minû billâhi vahdehû, illâ kavle ibrâhîme li ebîhi le estagfirenne leke ve mâ emliku leke minallâhi min şey’İn, rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileykel masîr(masîru)....
Mümtahinə Suresi, 4. Ayet:
1.
kad
: olmuştu
2.
kânet
: idi, oldu
3.
lekum
: size, sizin için
4.
usvetun
: örnek
Cümə Suresi, 7. Ayet:
Ve lâ yetemennevnehû
ebeden
bi mâ kaddemet eydîhim, vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Cümə Suresi, 7. Ayet:
1.
ve lâ yetemennevne-hû
: ve onu temenni edemezler
2.
ebeden
: ebediyyen, hiçbir zaman
3.
bi mâ
: dolayısıyla, sebebiyle
4.
ka...
Cümə Suresi, 7. Ayet:
Halbuki ellerinin takdim ettiği günahlar yüzünden onu
ebeden
temenni edemezler, Allah zalimleri bilir....
Təğabun Suresi, 9. Ayet:
Yevme yecmeukum li yevmil cem’i zâlike yevmut tegâbun(tegâbuni), ve men yû’min billâhi ve ya’mel sâlihan yukeffir anhu seyyiâtihî ve yudhılhu cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), zâlikel fevzul azîm(azîmu)....
Təğabun Suresi, 9. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
yecmeu-kum
: sizi toplayacak
3.
li yevmi
: gün için
4.
el cem'i
: toplanma
Talaq Suresi, 11. Ayet:
Resûlen yetlû aleykum âyâtillâhi mubeyyinâtin li yuhricellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minez zulumâti ilen nûr(nûri), ve men yû'min billâhi ve ya'mel sâlihan yudhilhu cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), kad ahsenallâhu lehu rızkâ(rızkan)....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
1.
resûlen
: resûl
2.
yetlû
: okur, okuyor
3.
aleykum
: size
4.
âyâti allâhi
: Allah'ın âyetleri
Cin Suresi, 23. Ayet:
İllâ belâgan minallâhi ve risâlâtih(risâlâtihî), ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe inne lehu nâre cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
). ...
Cin Suresi, 23. Ayet:
1.
illâ
: sadece, ancak
2.
belâgan
: tebliğ
3.
min allâhi
: Allah'tan
4.
ve risâlâti-hî
: ve onun risaleti
Beyyinə Suresi, 8. Ayet:
Cezâuhum inde rabbihim cennâtu adnin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), zâlike li men haşiye rabbeh(rabbehu)....
Beyyinə Suresi, 8. Ayet:
1.
cezâu-hum
: onların karşılığı, mükâfatı
2.
inde
: yanında, katında
3.
rabbi-him
: onların Rab'leri
4.
cennâtu
:...
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten nebiyyi illâ en yu’zene lekum ilâ taâmin gayre nâzırîne inâhu ve lâkin izâ duîtum fedhulû fe izâ taimtum fenteşirû ve lâ muste’nisîne li hadîs(hadîsin), inne zâlikum kâne yu’zîn nebiyye fe yestahyî minkum vallâhu lâ yestahyî minel hakk(hakkı), ve izâ seeltumûhunne metâan fes’elûhunne min verâi hıcâb(hıcâbin), zâlikum atharu li kulûbikum ve kulûbihinn(kulûbihinne), ve mâ kâne lekum en tu’zû resûlallâhi ve lâ en tenkihû ezvâcehu min ba’dihî ebedâ(
ebeden
), ...
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, o kimseler
3.
âmenû
: âmenû oldular (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dilediler)
4.
lâ tedh...
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Ey iman edenler. . . O Nebi'nin evlerine, sizin için bir yemeğe izin verilmeniz dışında, girmeyin. . . (Bu da) onun (yemeğin pişme) vaktini beklemeksizin - gözlemeksizin (olsun). . . Fakat davet olunduğunuzda girin. . . Yemek yedikten sonra da (ev halkı veya birbirinizle) lakırdıya dalmaksızın dağılın! Muhakkak ki bu (davranışınız - laubaliliğiniz), O Nebi'ye eziyet veriyor, fakat O sizden çekiniyor (bir şey diyemiyor kırmamak için)! Allâh, Hakk'ı açığa vurmaktan çekinmez! Onlardan (Nebi'nin eşl...
Əhzab Suresi, 65. Ayet:
Hâlidîne fîhâ ebedâ(
ebeden
), lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren)....
Əhzab Suresi, 65. Ayet:
1.
hâlidîne
: halid olanlar, kalıcı olanlar
2.
fî-hâ
: orada
3.
ebeden
: ebediyyen
4.
lâ yecidûne
: bulamazlar