Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Allah için Haccı ve Umreyi tam yapın. Eğer eng
ellen
irseniz, o zaman hediyeden kolayınıza gelen şeyi gönderin! Ancak hediye yerine ulaşıncaya kadar başınızı tıraş etmeyin. Sizden hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunan; oruç tutmalı veya sadaka vermeli ya da nusuktan sayılacak bir fidye vermeli! Emin olduğunuz vakitte; kim, hac vaktine kadar umre ile faydalanmak isterse, hediyeden kolayına geleni göndermeli! Fakat kim bulamazsa, hac günlerinde üç, döndükten sonra da yedi gün olmak ...
Hud Suresi, 76. Ayet:
"Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabb'inin takdiri kesindir. Onlara gelecek azap eng
ellen
emez."...
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Onlardan önce Nuh'un halkı da yalanladı. Kulumuzu, "O delinin biridir." diye yalanladılar. Kulumuz zorluk çıkarılarak eng
ellen
di....
Məaric Suresi, 2. Ayet:
Kafirler için eng
ellen
emez olan azabı....
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
1.
ve etimmû
: ve tamamlayın
2.
el hacce
: hac
3.
ve el umrete
: ve umre
4.
li allâhi
: Allah için
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) eng
ellen
miş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan k...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Haccı da umreyi de Allâh için tamamlayın. (Bunu yapmaktan) eng
ellen
irseniz hediye kurban da yeterlidir. Kurbanınız kesilene kadar başınızı tıraş etmeyin. İçinizden kim hasta olursa ya da başında (hacca engel) bir sıkıntısı olursa, oruç yahut sadaka veya kurban diyet gerekir. (Engelleme kalktığında) emin olduğunuzda kim hacca kadar umreyi yaşamak, yararlanmak isterse, kolayına gelen bir hediye kurbanı kessin. Fakat bulamayana hac günlerinde üç, döndükten sonra da yedi olmak üzere on gün oruç gere...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Hac ve umreyi ALLAH için tamamlayın. Eng
ellen
irseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar başınızı traş etmeyin; ancak hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunanlar, oruç, sadaka veya herhangi bir ibadetle fidye vermeli. Güven ortamında, her kim Hac zamanına kadar (ihramdan çıkarak) umreden yararlanırsa, kolayına gelen bir kurban göndermeli. Bunu yerine getiremiyenler, hac anında üç gün, ve döndükten sonra da yedi gün olmak üzere toplam on gün oruç tutmalı...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Haccı da, umreyi de Allah rızası için tamamlayın. Eğer eng
ellen
ecek olursanız, o durumda kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurbanlık, yerine varıncaya kadar başınızı tıraş etmeyin. Aranızda hasta, yahut başından rahatsız olan varsa, ona fidye olarak; oruç tutmak, sadaka vermek, yahut kurban kesmek gerekir. Hastalık veya yol emniyeti olmaması gibi sebeplerle haccınızın eng
ellen
mesinden emin olduğunuz zaman ise, her kim hacca kadar umre (Temettu) yaparak sevap kazanmak isterse, onun da kolayın...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Allâh için haccı ve ömreyi tamamlayın. Eğer (eng
ellen
miş olursanız kolayınıza gelen kurbanı (gönderin); kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan, ya da başından bir rahatsızlığı bulunan (bundan ötürü tıraş olmak zorunda kalan) kimse, oruçtan, sadakadan veya kurbandan (biriyle) fidye (versin). Güvene kavuştuğunuzda, hac (zamanın)a kadar ömre ile faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. (Kurban) Bulamayan kimse üç gün hacda, yedi gün de döndüğün...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer eng
ellen
irseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmay...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey îman edenler, (Hak yolunda) infaakı (harcamayı) kazandıklarınızın en güzellerinden ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan yapın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmadığınız pek âdi, bayağı şeyleri vermiye y
ellen
meyin. Bilin ki şübhesiz Allah her şeyden müstağnidir, asıl hamde lâyık olan Odur. ...
Ali-İmran Suresi, 99. Ayet:
De ki: «Ey Kitablılar, kendiniz (İslâm dininin hak olduğunu Kitablarınızda okuyan) şâhidler olduğunuz halde, neye îman edenleri Allah yolundan, kendiniz onda bir eğrilik aramıya y
ellen
erek, döndürmiye çalışıyorsunuz? Allah ne yaparsanız gaafil değil». ...
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Beş batın yavru veren, beşinci batın yavrusu erkek olan devenin, faydalanılmaktan vazgeçilerek kulağının yarılıp salıverilmesinin; dertten kurtuluş adağı olarak bir hayvanın faydalanılmaktan vazgeçilip putlara adanarak salma gezer halde bırakılmasının; peşpeşe birkaç dişi yavru doğuran devenin (veya koyunun) doğurduğu erkek yavrunun putlara adanmasının; on batın döl veren erkek devenin sırtına yük vurulmamasının, başıboş bırakılarak yayılmasının ve su içmesinin eng
ellen
memesinin kutsallığının me...
Tövbə Suresi, 109. Ayet:
Binasını Allah'a karşı gelmekten sakınma ve Onun rızasını kazanma ilkesi üzerine tem
ellen
diren kimse mi daha hayırlıdır, yoksa çökmeye yüz tutmuş bir uçurum kenarına kurup da onunla beraber Cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah zalimler güruhuna yol göstermez....
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Firavun’un ve devlet görevlilerinin, kendilerine baskı, zulüm ve işkence ederek, hürriyetlerinin tamamen eng
ellen
mesinden korktukları için kavminden bir grup gençten başka kimse Mûsâ’ya güvenip itimat etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde, ülkede üstünlük iddiasında bulunan bir diktatördü. Cahilce haddi aşanlardan, ağır-adaletsiz hükümler içeren kurallar koyanlardan, kural tanımayanlardan, Allah’a âsi olanlardandı....
Yusif Suresi, 63. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece, olduğu zaman
2.
receû
: döndüler
3.
ilâ
: ...e, ...a
4.
ebî-him
: (onların) babaları
Yusif Suresi, 63. Ayet:
Böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: "Ey babamız, ölçek bizden eng
ellen
di. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzağı alalım. Onu mutlaka koruyacağız."...
Yusif Suresi, 63. Ayet:
Böylelikle babalarına döndükleri zaman dediler ki: "Ey babamız, ölçek bizden eng
ellen
di. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzağı alalım. Onu mutlaka koruyacağız."...
Yusif Suresi, 63. Ayet:
Böylelikle babalarına döndükleri zaman, dediler ki: «Ey babamız, ölçek bizden eng
ellen
di. Bu durumda kardeşimizi bizimle gönder de erzakı alalım. Onu mutlaka biz koruyacağız.»...
Yusif Suresi, 66. Ayet:
'Hepiniz kuşatılıp eng
ellen
medikçe onu bana getireceğinize dair bana, ALLAH adına sağlam bir söz vermezseniz, onu sizinle beraber göndermem. Onlar ona söz verince, 'Söylediklerimize ALLAH tanıktır,' dedi....
Yusif Suresi, 66. Ayet:
(Ya'kûb): "Hepiniz kuşatılıp eng
ellen
medikçe siz, onu bana getireceğinize dair Allâh adına bana sağlam söz vermeden onu asla sizinle göndermem!" dedi. Ne zaman ki, sözlerini verdiler, (Ya'kûb): "Söylediğimize Allâh, vekildir!" dedi....
İbrahim Suresi, 49. Ayet:
O gün suçluların, birbirine perçinlenmiş bukağılarla çeng
ellen
diklerini görürsün....
Hicr Suresi, 15. Ayet:
1.
le
: elbette, mutlaka
2.
kâlû
: dediler
3.
innemâ
: sadece, ancak, fakat
4.
sukkiret
: döndürüldü, eng
ellen
di, ...
Hicr Suresi, 15. Ayet:
Mutlaka: “Sadece gözlerimiz bağlandı (eng
ellen
di, gerçeği göremiyoruz). Hayır, biz büyülenmiş bir kavimiz.” demiş olacaklar....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Bir de, temel hak ve hürriyetlerinin eng
ellen
erek, baskı, zulüm ve işkenceye mâruz kalmalarının ardından, memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edip, Allah yolunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerin, cihadın sıkıntılarına, güçlüklerine, şer’î sorumluluklara katlananların yanında senin Rabbin vardır. Senin Rabbin bu feragat ve fedakârlıktan sonra, onları koruma kalkanına alır, onlar...
İsra Suresi, 20. Ayet:
Her birine, bunlara da, onlara da Rabbının nimetinden ulaştırırız. Rabbının nimeti eng
ellen
miş değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu kimse tarafından eng
ellen
emez/kısıtlanamaz....
Kəhf Suresi, 48. Ayet:
Ve uridû alâ rabbike saffâ(saffen), lekad ci'tumûnâ kemâ halaknâkum evvele merreh(merretin), bel zeamtum
ellen
nec'ale lekum mev'ıdâ(mev'ıden)....
Kəhf Suresi, 48. Ayet:
1.
ve uridû
: ve sunuldular, arz edildiler
2.
alâ rabbi-ke
: senin Rabbine
3.
saffen
: saf saf, sıra halinde
4.
lekad
...
Həcc Suresi, 39. Ayet:
Baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetlerinin eng
ellen
erek, zulmedilerek kendilerine fiilen savaş ilan edilenlerin, mü’minlerin savaşmalarına ruhsat verildi. Allah’ın yardımıyla mü’minleri daima zafere ulaştırmaya kesinlikle gücü kudreti yeter....
Furqan Suresi, 22. Ayet:
Melekleri gördükleri süreçte, hakikati inkâr suçunu işlemiş olanlara müjde yoktur artık! Ve: "(Müjde - Esmâ kuvveleriyle tasarruf size) eng
ellen
miş bir yasaktır, yasak!" derler....
Furqan Suresi, 53. Ayet:
1.
ve huve
: ve o
2.
ellezî
: o ki
3.
merace
: serbest bıraktı
4.
el bahreyni
: iki deniz
Şüəra Suresi, 212. Ayet:
Çünkü onların vahyi işitmeleri eng
ellen
miştir....
Şüəra Suresi, 212. Ayet:
Ayrıca, onların onu dinlemeleri (de) kesin olarak eng
ellen
miştir!...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
1.
esbâbe
: sebepler, vesileler, yollar
2.
es semâvâti
: semalar, gökyüzü
3.
fe
: böylece, artık
4.
attalia
: ben ...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
"Semâların sebeplerine. . . Bu sayede Musa'nın tanrısını anlayabilirim! Kesinlikle Onun yalancı olduğunu düşünüyorum!". . . Böylece Firavun'a yaptığı işin kötülüğü süslendirildi ve (hakikatine giden) yoldan eng
ellen
di. . . Firavun'un yöntemi hüsrandan başka bir şey sağlamadı!...
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Allah o ki sizin için Arzı bir makarr yaptı, Semayı bir bina ve size suret verdi, sonra da suretlerinizi güz
ellen
dirdi, hoş ni'metlerden sizi merzuk da buyurdu, işte o Allahdır rabbınız, ne yücedir o Allah, rabbül'âlemîn...
Zariyat Suresi, 7. Ayet:
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (eng
ellen
mez)....
Zariyat Suresi, 8. Ayet:
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (eng
ellen
mez)....
Zariyat Suresi, 9. Ayet:
Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (eng
ellen
mez)....
Zariyat Suresi, 9. Ayet:
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (eng
ellen
mez)....
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Onlardan önce Nuh kavmi de Nûh’u yalanladı. Bizi ilâh tanıyan, candan müslüman olarak bize bağlanan, saygılı kulumuzu yalanlamakta ısrar ettiler. 'Cinlere mahkûm olmuş biridir, delidir.' dediler. Nûh’a bağırıp çağırıldı, tebliği eng
ellen
di, eza ve cefa edilerek kovuldu....
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve: "Delidir" dediler. O 'baskı altına alınıp eng
ellen
mişti.'...
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Onlardan önce de Nuh'un halkı yalanlamıştı. Kulumuzu yalanlayıp, 'Delidir' dediler. Nitekim o eng
ellen
di....
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve: "Delidir" dediler. O 'baskı altına alınıp eng
ellen
mişti'....
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Onlardan (Mekkelilerden) önce Nûh kavmi (de peygamberlerini) yalanladı; öyle ki kulumuzu yalanladılar ve: '(O) bir delidir!' dediler ve (o kadar ki Nûh, tebliğden zorla)eng
ellen
mişti....
Qəmər Suresi, 9. Ayet:
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı. Böylece kulumuz (Nuh)'u yalanladılar ve: «Delidir» dediler. O baskı altına alınıp eng
ellen
mişti....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar ağızlariyle Allahın nuurunu söndürmiye y
ellen
iyorlar. Halbuki Allah, kendi nuurunu (bizzat) tamamlayıcıdır, kâfirler hoş görmese de. ...
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Niçin eşlerini memnun etmek için sen kendini sıkıntıya sokup Allah’ın sana helâl kıldığı şeyleri nefsine âdeta haram kılıyor, kendini onlardan mahrum bırakıyorsun? Bilirsin ki Allah gafûrdur, rahîmdir (senin bu z
ellen
i de bağışlar. Sana olan bu târizi, senin yüce makamını titizlikle korumasındandır)....
Məaric Suresi, 41. Ayet:
1.
alâ
: ...e
2.
en nubeddile
: biz tebdil etmeye, değiştirmeye
3.
hayren
: daha hayırlısı
4.
min-hum
: onlardan
Məaric Suresi, 41. Ayet:
Onlardan daha hayırlısı ile değiştirmeye (onların yerine getirmeye)! Ve Biz, önüne geçilebilecek (eng
ellen
ebilecek) değiliz....
Qiyamə Suresi, 3. Ayet:
E yahsebul insânu
ellen
necmea ızâ meh(mehu)....
Qiyamə Suresi, 3. Ayet:
1.
e
: mi
2.
yahsebu
: zannediyor, sanıyor
3.
el insânu
: insan
4.
ellen
: asla olmaz
Ələq Suresi, 11. Ayet:
(11-12) Ne dersin, ya o (eng
ellen
en kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?...
Ələq Suresi, 12. Ayet:
(11-12) Ne dersin, ya o (eng
ellen
en kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?...
Yasin Suresi, 2. Ayet:
(2-6) Ataları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması eng
ellen
miş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. ...
Yasin Suresi, 3. Ayet:
(2-6) Ataları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması eng
ellen
miş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. ...
Yasin Suresi, 4. Ayet:
(2-6) Ataları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması eng
ellen
miş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. ...
Yasin Suresi, 5. Ayet:
(2-6) Ataları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması eng
ellen
miş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. ...
Yasin Suresi, 6. Ayet:
(2-6) Ataları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/ bozulması eng
ellen
miş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. ...
Vaqiə Suresi, 60. Ayet:
(60,61) Ölümü aranızda Biz ayarladık Biz. Ve Biz, sizi benzerlerinizle değiştirmemiz ve sizi bilmediğiniz bir şeyde inşa etmemiz üzerine, önüne geçilenler/eng
ellen
ebilenler değiliz. ...
Vaqiə Suresi, 61. Ayet:
(60,61) Ölümü aranızda Biz ayarladık Biz. Ve Biz, sizi benzerlerinizle değiştirmemiz ve sizi bilmediğiniz bir şeyde inşa etmemiz üzerine, önüne geçilenler/eng
ellen
ebilenler değiliz. ...
Hud Suresi, 1. Ayet:
(1-4) "Elif/1, Lâm/30, Râ/200. Bu Kur’ân, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; sadece Allah'a kulluk edin diye, âyetleri, şirk koşarak yapılan yanlışı; kendi zararlarına işi ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler içertilmiş/bozulması eng
ellen
miş, bir de en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilen tarafından ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır: “Şüphesiz ben sizin için O'nun tarafından bir uyarıcı v...
Hud Suresi, 2. Ayet:
(1-4) "Elif/1, Lâm/30, Râ/200. Bu Kur’ân, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; sadece Allah'a kulluk edin diye, âyetleri, şirk koşarak yapılan yanlışı; kendi zararlarına işi ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler içertilmiş/bozulması eng
ellen
miş, bir de en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilen tarafından ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır: “Şüphesiz ben sizin için O'nun tarafından bir uyarıcı v...
Hud Suresi, 3. Ayet:
(1-4) "Elif/1, Lâm/30, Râ/200. Bu Kur’ân, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; sadece Allah'a kulluk edin diye, âyetleri, şirk koşarak yapılan yanlışı; kendi zararlarına işi ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler içertilmiş/bozulması eng
ellen
miş, bir de en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilen tarafından ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır: “Şüphesiz ben sizin için O'nun tarafından bir uyarıcı v...
Hud Suresi, 4. Ayet:
(1-4) "Elif/1, Lâm/30, Râ/200. Bu Kur’ân, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; sadece Allah'a kulluk edin diye, âyetleri, şirk koşarak yapılan yanlışı; kendi zararlarına işi ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler içertilmiş/bozulması eng
ellen
miş, bir de en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilen tarafından ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır: “Şüphesiz ben sizin için O'nun tarafından bir uyarıcı v...
Zuxruf Suresi, 4. Ayet:
Ve şüphesiz Kur’ân, Bizim nezdimizdeki ana kaynakta gerçekten çok yücedir ve yasalar içermektedir, sağlamdır/ bozulması eng
ellen
miştir. ...
Məaric Suresi, 1. Ayet:
(1-3) "Bir isteyen, “yükselme zamanları” sahibi Allah'tan, kendisini savacak kimsenin olmadığı; eng
ellen
emeyen, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere özgü, ‘olacak azab’ı istedi. "...
Məaric Suresi, 2. Ayet:
(1-3) "Bir isteyen, “yükselme zamanları” sahibi Allah'tan, kendisini savacak kimsenin olmadığı; eng
ellen
emeyen, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere özgü, ‘olacak azab’ı istedi. "...
Məaric Suresi, 3. Ayet:
(1-3) "Bir isteyen, “yükselme zamanları” sahibi Allah'tan, kendisini savacak kimsenin olmadığı; eng
ellen
emeyen, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere özgü, ‘olacak azab’ı istedi. "...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
"Ve hac/programlı ilâhiyat eğitimi ve umre'yi/seminer, sempozyum gibi kısa süreli eğitimleri Allah için tamamlayın. Buna rağmen, eğer siz alıkonursanız/ eng
ellen
irseniz, o zaman ilâhiyat eğitimi görenlere kolayınıza gelen şeylerle destek olun! Bununla beraber bu ilâhiyat eğitimi görenlere hediye; vereceğiniz destek, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden hasta olana veya başından tıraşa bir rahatsızlığı bulunana oruç veya sadaka yahut da ibâdetten; herhangi bir kulluk ...