Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Rum Suresi, 24. Ayet:
Sizə qorxu və ümidi hiss etdirmək üçün ildırımı göstərməsi də Onun (varlığının) dəlillərindəndir. O, göydən su
endirir
və ölümündən sonra onunla torpağa can verir. Həqiqətən, düşünənlər üçün bunda ibrətlər vardır....
Hicr Suresi, 8. Ayet:
Biz mələkləri yalnız haqq (əzab) ilə
endirir
ik. O zaman onlara möhlət verilməz....
Hicr Suresi, 21. Ayet:
Elə bir şey yoxdur ki, onun xəzinələri Bizdə olmasın. Biz onu ancaq müəyyən bir ölçü ilə
endirir
ik....
Şura Suresi, 27. Ayet:
Əgər Allah qullarına ruzini bol-bol versəydi, onlar yer üzündə azğınlaşardılar. Lakin O, (ruzini) istədiyi qədər ölçü ilə
endirir
. Həqiqətən, O, qullarından xəbərdardır, hər şeyi görəndir....
Vaqiə Suresi, 69. Ayet:
Onu buluddan siz
endirir
siniz, yoxsa Biz?...
Loğman Suresi, 34. Ayet:
Zamanı bilmək Allah yanındadır. O, yağışı
endirir
və ana bətnində olanı bilir. Heç kim sabah nə qazanacağını bilmir. Onların harada öləcəyini heç kim bilmir. Şübhəsiz ki, Allah Biləndir, Xəbərdardır....
Əraf Suresi, 57. Ayet:
Küləkləri Öz mərhəməti önündə (yağışdan qabaq) müjdəçi olaraq göndərən Odur. Belə ki, küləklər (yağmur yüklü) ağır buludları hərəkətə gətirdiyi (daşıdığı) zaman Biz onları (buludları) ölü (qurumuş) bir məmləkətə tərəf qovur, ora yağmur
endirir
və onunla hər cür meyvə yetişdiririk. Biz ölüləri də (dirildib qəbirlərindən) belə çıxaracağıq. Bəlkə, düşünüb ibrət alasınız!...
Hicr Suresi, 8. Ayet:
(Allah onların cavabında buyurdu: ) “Biz mələkləri yalnız haqq olaraq (peyğəmbərlərə vəhy gətirmək, kafirlərə əzab vermək üçün)
endirir
ik. O zaman onlara (kafirlərə) heç bir möhlət verilməz!...
Hicr Suresi, 21. Ayet:
(Yerdə və göydə) elə bir şey yoxdur ki, onun xəzinələri Bizdə olmasın. Lakin Biz ondan ancaq müəyyən (lazım olduğu) qədər
endirir
ik. (Onun nə qədər lazım olması isə yalnız Bizə məlumdur)....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Ya'kub'u bağışladık. Her birine de hidayet verdik. Daha önce Nuh'a da hidayet verdik. O'nun soyundan Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da. İşte muhsin olanları böylece ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Olgunluk çağına erişince ona hükmetme yeteneği ve bilgi verdik. İşte Biz, iyi davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah, rızkı dilediğine genişletir de ölçül
endirir
de. Dünya hayatı ile şımardılar. Oysa dünya, ahiret hayatı yanında bir metadan başka bir şey değildir....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler. Orada, onlar için diledikleri şeyler var. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüll
endirir
....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
Ve güçlü çağına erişip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyileri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Biz, muhsinleri böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
İyi olanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Bəqərə Suresi, 52. Ayet:
Bu olaydan sonra sizi affetmiştik belki şükredersiniz (değerl
endirir
siniz) diye....
Bəqərə Suresi, 56. Ayet:
Sonra, ölümü (yokluğunuzu - gerçekte yegâne var olanın Vahid-ül Kahhar olduğu gerçeğini) tatmanızın akabinde, yeni bir anlayışla hayata başlatmıştık sizi, belki bunu değerl
endirir
siniz diye....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine Kitap (Sünnetullah bilgisi) verilmiş olanlar onu hakkıyla okuyup değerl
endirir
ler. . . İşte bunlar Ona iman edenlerdir. Her kim de Onu inkâr ederse, hüsrana uğrayanlardan olur (hakikatini inkâr ettiği için)....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer ehl-i kitap ve diğerleri de, sizin iman ettiğiniz esasların tamamına hakkıyla iman ederlerse, hak yola girmiş, doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer imandan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönl
endirir
lerse onlar gerçekten hakka muhalefet ve düşmanlık içindedirler. Onların şerrine karşı Allah sana yeter. O her şeyi işitir, her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safâ ile Merve, Allah'ın nişanlarındandır. Kâbe'yi ziyaret eden yahut umre yapan için, onları tavaf etmekte bir sakınca yoktur. Kim fazladan bir hayır işlerse, Allah onu bilir ve ödüll
endirir
....
Bəqərə Suresi, 204. Ayet:
İnsanlardan öylesi var ki dünya yaşayışı hakkında söylediği söz, seni şaşırtır, imr
endirir
, kalbindekine de Allah'ı tanık tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanı, en inatçısıdır....
Bəqərə Suresi, 204. Ayet:
Nas içinden kimi de vardır ki dünya hayatı hakkında sözleri seni imr
endirir
bir de kalbindekine Allahı şahid tutar, halbuki o islâm hasımlarının en yamanıdır...
Bəqərə Suresi, 204. Ayet:
İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözü seni imr
endirir
ve o, kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Oysa o, İslam düşmanlarının en azılısıdır....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah, ribayı eksiltir (onun bereketini giderir) ve sadakayı artırır (onu bereketl
endirir
). Ve Allah günahkâr kâfirlerin hiçbirini sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketl
endirir
). Allah, hiçbir günahkâr nankörü sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketl
endirir
. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah eksilte eksilte fâizi mahveder, fâizli paranın ve fâiz gelirinin bereketini giderir. İmanda sadâkatin ve kemâlin ifadesi olan sadakaları, keffaretleri, vergileri, vicdanları, servetleri, sosyal bünyeleri arındıran zekâtları verilen malları bereketl
endirir
. Allah inkârda, küfürde, bilerek günah işlemekte, nankörlükte ısrar edenleri sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi yok eder sadakaları ise bereketl
endirir
. Allah iyice küfre dalan, günahların içine gömülen hiç bir kimseyi sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi eksiltir, sadakalari bereketl
endirir
. Allah pek nankor olan hicbir gunahkari sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi eksiltir, sadakaları bereketl
endirir
. Allah pek nankör olan hiçbir günahkarı sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketl
endirir
. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi mahveder, oysa sadakaları bereketl
endirir
. Allah günahta ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah, fâizi (bereketsiz kılıp, onun karıştığı malı) mahveder; sadakaları ise bereketl
endirir
. Ve Allah, azılı kâfir (fâizi helâl sayan), aşırı günahkâr (haram bildiği hâlde fâizde ısrâr eden) hiçbir kimseyi sevmez!...
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizli kazançları bereketten mahrum eder, ama karşılıksız yardımları kat kat arttırarak bereketl
endirir
. Allah, inatçı nankörleri ve günahta ısrarlı olanları sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah, faizi eksiltir, sadakaları ise bereketl
endirir
. Allah, hiç bir kafiri ve günahkarı sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah faizi mahveder, sadakaları bereketl
endirir
. Çünkü Allah nankörlükte ve günahta azıtanların hiçbirini sevmez....
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
1.
huve ellezî
: O ki
2.
yusavviru-kum
: sizi tasvir eder, şekil verir, şekill
endirir
3.
fî el erhâmi
: rahimlerde, rahimler içinde
4.
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
1.
kad kâne
: olmuştu
2.
lekum
: sizin için
3.
âyetun
: âyet, ibret
4.
fî fieteyni
: iki topluluk hakkında, toplul...
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
İbretti size birbirleriyle karşılaşan o iki bölüğün hali. Bir bölük, Allah yolunda savaşmadaydı, öbürüyse kâfirdi ve inananları, gözleriyle iki misli görmedeydiler. Allah, dilediğini yardımıyla kuvvetl
endirir
ve şüphe yok ki bunda, görenlere kesin bir ibret var....
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
Savaşta karşı karşıya gelen iki orduda sizin için bir işaret vardı: bir ordu Allah için savaşırken diğeri O'nu inkar ediyordu. (Öncekiler,) kendi gözleriyle diğer tarafı kendilerinin iki misli (kalabalık) gördüler: Ama Allah, dilediğini yardımıyla güçl
endirir
. Bakın, bunda görecek gözleri olan herkes için muhakkak bir ders vardır....
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için bir ayet vardır. Bunlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kafir idi. Gözleriyle onların kendilerinin iki misli olduklarını görüyorlardı. Allah, dilediğini yardımıyla güçl
endirir
. Bunda, gören göze sahip olanlar için gerçekten ibret vardır....
Ali-İmran Suresi, 26. Ayet:
'Allahım, ey mülkün, devletin, saltanatın gerçek sahibi! Sen mülkü, devleti, saltanatı sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradenin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere verir, mülkü, devleti, saltanatı sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradenin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerden de çeker alırsın. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradenin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri aziz eder, güçl
endirir
yüceltirsin, sünnetine, düzeninin ...
Ali-İmran Suresi, 32. Ayet:
Onlara: 'Allah’a itaat edin, Kitabındaki hükümleri uygulayın. İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulüne itaat edin. Sünnetini uygulayın. Eğer Allah’a ve Rasulüne itaatten yüz çevirir, güç ve iktidarınızı kullanarak, halkı istediğiniz istikamette yönl
endirir
, Kur’ân’ı ve sünneti uygulamazsanız, Allah’ın azabından kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz? Bilin ki Allah, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumlulu...
Ali-İmran Suresi, 63. Ayet:
Eğer yine de gün gibi açık hakikatlerden, bütün peygamberlerin davetinin birinci konusu olan tevhid inancına bağlanmaktan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamette yönl
endirir
lerse Allah’ın azabından kurtulamazlar. Allah bozguncuları, fesat çıkaranları bilmektedir....
Ali-İmran Suresi, 82. Ayet:
Artık bütün milletlerden alınan bu taahhütler ve sözlerden sonra kimler imandan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönl
endirir
lerse, Allah’ın azabından kurtulamazlar. İşte onlar hak dini, doğru ve mantıklı düşünmeyi terk eden fâsıkların, âsilerin, bozguncuların ta kendileridir....
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana öz
endirir
siniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir....
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana öz
endirir
ler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
1.
in temses-kum
: eğer size değerse, dokunursa
2.
hasenetun
: hasene, iyilik, güzellik
3.
tesû'-hum
: onları hüzünl
endirir
4.
...
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Şayet size bir hasenat (güzellik) dokunursa onları hüzünl
endirir
. Ve şayet size bir seyyiat (kötülük) isabet ederse, onunla ferahlanırlar (ona sevinirler). Ve eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız, onların hileleri size hiçbir şeyle zarar veremez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını (ilmi ile) kuşatandır (bilendir)....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Size bir iyilik dokunursa onları üzer ve kederl
endirir
. Başınıza bir felâket gelirse, onunla ferahlanır ve sevinç duyarlar. Eğer siz, sabırlı olur da korunursanız, onların hileleri size hiç bir zarar veremez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını ilmi ile kuşatmıştır....
Nisa Suresi, 31. Ayet:
Eğer nehyedilmiş olduğunuz şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız sizden kabahatlerinizi kefaretl
endirir
ve sizleri bir kerîm mahalle girdirir....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güvenlik ve tehlikeyle ilgili bir söylenti ulaşsa onu yayarlar. Durumu elçiye ve aralarındaki yetkililere iletselerdi uzmanları onu değerl
endirir
di. Size ALLAH'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyacaktınız....
Nisa Suresi, 120. Ayet:
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitl
endirir
; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir....
Nisa Suresi, 120. Ayet:
Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar onlara söz verir ve onları ümitl
endirir
. Şeytanın, şeytanî güçlerin onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir....
Nisa Suresi, 120. Ayet:
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitl
endirir
; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir....
Nisa Suresi, 120. Ayet:
Şeytan onlara vaadlerde bulunur ve ümitl
endirir
. Halbuki şeytanın onlara verdiği vaadler aldatmacadan başka bir şey değildir....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman eden ve güzel işler yapanları Allah eksiksiz ödüll
endirir
; üstüne de, kereminden, ziyadesini verir. Kibirlenip de Allah'a kul olmaktan kaçınanları ise acı bir azapla cezalandırır; artık onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamazlar....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Allah, kendi rehberliğinde rızasını gözetenleri ebedi kurtuluş yollarına ulaştırır, rahmetiyle onları karanlıktan aydınlığa çıkarır ve dosdoğru bir yola yönl
endirir
....
Maidə Suresi, 49. Ayet:
Onların, zımmîlerin vârisleri arasında, Allah’ın indirdiği ile, Kur’ân ahkâmıyla hüküm ver, icraat yap. Onların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma. Onların, Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp azaba dûçar etmelerinden sakın, kendini koru. Eğer Allah’ın hükümlerinden, yargı ve icra ile ilgili indirdiği emirlerden yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamette yönl
endirir
lerse, Allah’ın azabından kurtulamazlar. Bilesin ki, Allah, onların...
Maidə Suresi, 89. Ayet:
Allâh sizi düşüncesizce ettiğiniz yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz! Fakat kasıtlı - bilinçli yeminlerinizden sorumlu olursunuz! Bilinçli yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta yollusundan on yoksulu doyurmak yahut onları giydirmek yahut bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır! Kim bunları yapacak imkâna sahip değilse, o takdirde üç gün oruç gerekir. İşte yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffareti budur! Yeminlerinizi muhafaza edin. . . Değerl
endirir
siniz diye, Allâh işaretlerini sizin iç...
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı yalanlayanlar, inkâr ve cehalet karanlıkları içinde sağır ve dilsiz kesilenlerdir. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerin hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseyi de doğru, muhkem, güvenli yolda yürütür, görevl
endirir
, İslâmî hayatı yaşatır....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
O, kulları üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Sizin üzerinizde koruyucu melekler, korumalar görevl
endirir
. Nihâyet herhangi birinize ölüm gelip çatınca da, elçilerimiz, görevli meleklerimiz onun ruhunu alarak ölümünü gerçekleştirirler. Onlar görevde kusur etmezler....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ona İshak'ı ve Yakub'u bağışladık. Her birisine yol gösterdik. Daha önce de Nuh'a ve onun soyundan Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol gösterdik. Güzel davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik. Bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshakı ve Yakubu bağışladık; ve her birini, daha önce Nuhu ilettiğimiz gibi doğru yola ilettik. Onun neslinden Davuda, Süleymana, Eyyuba, Yusufa, Musaya ve Harun(a peygamberlik bağışladık): işte iyilik yapanları böyle ödüll
endirir
iz;...
Ənam Suresi, 84. Ayet:
İbrahim’e, İshak ve Yakub’u ihsan ettik, her birini de hidayete erdirdik. Daha önce Nuh’u, O’nun soyundan Davud, Süleyman, Eyyüb, Yusuf, Musa ve Harun’u da hidayete erdirmiştik. İşte iyileri biz böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak ile Yâkub’u ihsan ettik ve her birini nübüvvete erdirdik. Daha önce de Nuh’u ve onun neslinden Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Mûsâ’yı ve Harun’u da nübüvvete erdirdik. Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve (İshâk'ın oğlu) Ya'kûb'u da hediye ettik; hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nûh'a ve onun soyundan Dâvûd'a, Süleyman'a, Eyyûb'a, Yûsuf'a, Mûsâ'ya ve Hârûn'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ona İshak ile Yakub'u ihsan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce Biz Nuh'a ve onun neslinden Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da hidayet vermiştik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz işte böyle ödüll
endirir
iz....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz biz....
Ənam Suresi, 89. Ayet:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevl
endirir
iz....
Ənam Suresi, 103. Ayet:
Ebsar (görme - değerlendirme organları) O'nu idrak edemez; O, ebsarı idrak eder (değerl
endirir
)! "HÛ"; Latiyf'tir, Habiyr'dir....
Ənam Suresi, 104. Ayet:
Gerçek şu ki, size Rabbinizden değerlendirilesi deliller gelmiştir. . . Kim basîretiyle gelenleri değerl
endirir
se kendi lehine, kim de basîretsiz olursa kendi aleyhinedir. . . Ben, üzerinize muhafız değilim!...
Ənam Suresi, 157. Ayet:
Yahut: "Eğer bize de O BİLGİ inzâl olunsaydı, elbette onlardan daha fazla, hidâyet olanı değerl
endirir
dik" demeyesiniz diye. . . Rabbinizden size apaçık deliller, hüda (hakikat bilgisi) ve rahmet gelmiştir. . . Allâh'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zâlim kimdir! İşaretlerimizden yüz çevirenler, yüz çevirmelerinin sonucunu, azabın en kötüsü ile yaşayacaklar!...
Ənam Suresi, 164. Ayet:
De ki: "Öyleyse, O her şeyin Rabbi iken Allah'tan başka bir Rab mı arayacağım?" İnsanların işlediği (kötü) fiiller yalnızca kendilerini ilgil
endirir
; ve sorumluluk taşıyan hiç kimseye başkasının sorumluluğu yüklenmez. Zamanı geldiğinde hepiniz Rabbinize döneceksiniz: ve o zaman üzerinde ihtilafa düştüğünüz her şeyi size (gerçek haliyle) gösterecektir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece inananları güzel bir sınavla ödüll
endirir
. ALLAH İşitendir, Bilendir....
Ənfal Suresi, 23. Ayet:
Allah onlardan hayır geleceğini bilseydi, tebliği onlara mutlaka işittirirdi. Onlara işittirmiş olsa bile, yine de tebliğ ile ilgilenmezler, faaliyetlerinize karşı tedbirler alırlar, arkalarını dönerler, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamette yönl
endirir
lerdi....
Ənfal Suresi, 62. Ayet:
Sana karşı bir hile yapmayı dilerler, buna yeltenirlerse hiç şüphe yok ki Allah yeter sana; öyle bir mabuttur ki seni, kendi yardımıyla ve inananlarla kuvvetl
endirir
....
Ənfal Suresi, 62. Ayet:
Seni aldatmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter. O, yardımıyla seni ve müminleri güçl
endirir
....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara, âhiret gününe iman edenler, namazı âdâbına riâyet ederek, aksatmadan kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, Allah’tan başkasından korkmayanlar imar ederler, canlandırırlar, şenl
endirir
ler. Bunların, hidayete ermiş olanlardan, hak yolda, İslâm’da sebat edenlerden olmaları umulur....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allah’ın mescitlerini ancak Allah’ı ve âhireti tasdik eden, namazı gereği gibi kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden çekinmeyen müminler bina edip şenl
endirir
. İşte onlar cennete ve bütün muratlarına kavuşmayı umabilirler....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allâh'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar şenl
endirir
ler. Onların, doğru yolu bulanlardan olacakları umulur....
Tövbə Suresi, 50. Ayet:
Senin başına iyi bir hal gelse, (Ey Peygamber), bu onları esefl
endirir
; ama başına bir musibet gelse, (kendi kendilerine): "Biz önceden bizim (için gerekli) tedbirleri almıştık!" derler; ve sevinç içinde dönüp giderler....
Tövbə Suresi, 67. Ayet:
İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır: Kötülüğe öz
endirir
ler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir....
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Erkek ve kadın müminlere gelince, onlar birbirlerinin yakınlarıdırlar: (hep) iyi ve doğru olanın yapılmasını öz
endirir
, kötü ve zararlı olanın yapılmasına engel olurlar; ve onlar namazlarında kararlı ve devamlıdırlar, arındırıcı yükümlülüklerini yerine getirir, Allaha ve Onun elçisine yürekten bağlılık gösterirler. İşte bunlardır, Allahın rahmetiyle kuşatacağı kimseler: muhakkak ki, doğru hüküm ve hikmetle yargılayan en yüce iktidar sahibidir Allah!...
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene öz
endirir
ler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
1.
mâ kâne
: olmaz, olmadı
2.
li ehli el medîneti
: Medine halkı için, şehir halkı için
3.
ve men
: ve kimse (ler)
4.
havle-hum...
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Büyük veya küçük, yaptıkları her yardım ve aştıkları her vadi onlar için kredi olarak yazılır. ALLAH yaptıklarının en güzeliyle kendilerini ödüll
endirir
....
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Onlar ister hayır için küçük veya büyük birşey harcamış, isterse bir vadi aşmış olsunlar, bu da onların lehine yazılır ve sonunda Allah onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüll
endirir
....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepinizin dönüşü O'nadır. Bu, ALLAH'ın verdiği gerçek sözdür. O, yaratılışı başlatır ve sonra tekrarlar; böylece inanıp erdemli işler yapanları adaletle ödüll
endirir
. Kafirlere ise, inkarlarından ötürü sıcak bir içecek ve acı bir azap vardır....
Yunus Suresi, 72. Ayet:
'Size yaptığım tebliğden yüz çevirir, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönl
endirir
seniz Allah’ın azâbından kurtulamazsınız. Benim, sizden tebliğ görevime karşılık sizi güç durumda bırakacak bir ücret istemediğimi bilin. Benim mükâfatımı yalnızca Allah verir. Bana, İslâm’ı yaşayan müslümanlardan olmam emrolundu' demişti....
Yunus Suresi, 77. Ayet:
Musa dedi ki: "Size Hak geldiğinde böyle mi değerl
endirir
siniz! Bu bir sihir midir? Sihirbazlar asla iflah olmazlar. "...
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasipl
endirir
. Gafûr'dur O, Rahîm'dir....
Hud Suresi, 7. Ayet:
"HÛ" ki semâlar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsî mânâda altı bilinç kademesindeki şuuru {semâ} ve bedeni {arzı}); O'nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esmâ mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki İLİM - DATA olarak); (insan için değerl
endirir
sek: Esmâ'nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde 80 SU yapısı - sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A. H. ) fevkindedir! Sizi...
Hud Suresi, 57. Ayet:
'Söylediklerime aldırmaz, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönl
endirir
seniz Allah’ın azâbından kurtulamazsınız. Ben size özgürce tebliğe memur olduğum dini tebliğ ettim. Rabbim dilerse sizin yerinize başka bir kavmi getirir. Ona hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Rabbim her şeyi denetlemekte, kaydetmekte, koruyup kollamaktadır.' dedi....
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Dedi ki: 'Onu götürmeniz beni endişel
endirir
. Korkarım ki haberiniz yokken onu kurt yer.'...
Yusif Suresi, 22. Ayet:
1.
ve lemma
: ve olduğu zaman
2.
belega
: erişti, ulaştı
3.
eşudde-hu
: kemâl, olgun çağına, en kuvvetli çağına
4.
âteynâ-hu
Yusif Suresi, 22. Ayet:
O erginlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte iyilik yapanları böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Yusuf ergenlik çağına erince kendisine hikmet ve bilgi bağışladık. Biz iyi davranışlıları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Derken, ergenlik çağını aştığı zaman (eğriyi doğruyu ayırmaya yetecek) keskin bir muhakeme gücü ve (derin) bir kavrayış yeteneği bahşettik o'na: iyilik yapanları Biz işte böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Erginlik çağına ulaşınca ona hikmet ve ilim verdik. İyileri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Yusuf olgunluk çağına erişince, ona hüküm ve ilim verdik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 22. Ayet:
Yûsuf gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Güzel düşünüp güzel davrananları biz işte böyle ödüll
endirir
iz....
Yusif Suresi, 56. Ayet:
Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Öyle ki, dilediği yerde kalıyor, dilediği gibi yönetiyordu. Biz dilediğimizi rahmetimizden böyle nasipl
endirir
ve iyilik yapanların ödülünü de asla zayi etmeyiz....
Yusif Suresi, 88. Ayet:
(Yusuf'un) Huzuruna girince, 'Sayın ekselans, bize ve ailemize darlık dokundu; bu yüzden değersiz bir eşya ile geldik. Ama sen bize tam ölçü ver, bize yardımda bulun. ALLAH sadaka verenleri ödüll
endirir
,' dediler....
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Yakub'un oğulları, Yusuf'un yanına girdiklerinde dediler ki; 'Ey vezir, biz ve ailemiz sıkıntıya düştük, yanımızda düşük değerli bir bedel getirdik, fakat sen erzağımızı eksiltmeden ver, bize bağışta bulun. Çünkü Allah hayırseverleri ödüll
endirir
...»...
Yusif Suresi, 88. Ayet:
(Yakub'un oğulları Mısır'a geri dönüp Yusuf'un) huzuruna çıktıklarında, "Ey soylu kişi!" dediler, "Biz ve ailemiz (yine) darlık ve sıkıntıya düştük ve pek değersiz bir şeyle çıkıp geldik; sen yine de bizim için tartıyı tam tut ve bize karşı cömert ol; çünkü Allah cömertçe verenleri ödüll
endirir
!"...
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Onlar Mısır’a varıp Yusuf’un huzuruna girerek "Aziz vezir! dediler, biz de, ailemiz de yine darlık ve sıkıntıya düştük, biz bu sefer pek az bir meblağ getirebildik. Lütfen bize tahsisatımızı tam ölçek ver de, parasını veremediğimiz kısmı da sadakanız olsun. Şüphesiz ki Allah tasadduk edenleri fazlasıyla ödüll
endirir
."...
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Yusuf'un huzuruna girdiklerinde, 'Ey Aziz,' dediler. 'Biz ve ailemiz darlığa düştük; bu defa pek az bir sermaye ile gelebildik. Sen bize yine erzakımızı tam ver de üstü senin bağışın olsun. Allah bağışta bulunanları muhakkak ödüll
endirir
.'...
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Tekrar Yûsuf'un yanına girdiklerinde şöyle dediler: "Ey Vezir! Bize de ailemize de zorluk dokundu. Önemsiz bir sermaye ile geldik. Sen bize tam ölçü zahire ver, bize sadaka vermiş ol. Allah, karşılıksız verenleri ödüll
endirir
."...
Rəd Suresi, 2. Ayet:
(İsmi) Allâh (olan), "HÛ"dur ki semâları (algılanan madde ötesi boyutları - bilinç {yedi nefs} mertebelerini) gördüğünüz bir şeye dayanaksız yükseltti (Farklı algılama sistemlerine dayalı farklı boyutlar meydana getirerek oluşturdu)! Sonra Arş üzerine istiva etti (Esmâ'sının özelliklerini Fiiller âleminde hükümran kıldı)! Güneş'i, Ay'ı hükmünün açığa çıkması için işlevlendirmiştir; her biri belli bir ömre sahip olarak işlevine devam eder. . . Hükmü doğrultusunda (her şeyi) oluşturur - yönlendiri...
Rəd Suresi, 2. Ayet:
Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönl
endirir
, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
Semâdan bir su (Esmâ özellikleri) inzâl etti de vadiler (Esmâ bileşimi olan birimsel yapılar) kendi Bi-kaderlerince (terkibiyetlerindeki kuvvelerin miktarlarınca) sel olup (düşünsel yaşamları) aktı. . . O sel, üste çıkan köpüğü (maddesel hayatı) yüklenmiş taşır. . . Bir süs veya bir zinet arzulayarak ateşte yakıp erittiklerinden olan da bunun misli bir köpüktür. Köpük gereksiz fazlalık olarak atılır gider; işte Allâh, Hak ile bâtılı böylece misall
endirir
. . . Fakat insanlara faydalı olan şeye ge...
Rəd Suresi, 17. Ayet:
(Allah) gökten su indirdi de dereler kapasitelerine göre çağlayıp aktılar. Sel yüze çıkan bir köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya meta (eşya) edinmek için ateşte yak(ıp erit)tiklerinden de bunun gibi bir köpük çıkar. İşte Allah hak ile batılı böyle örnekl
endirir
. Köpük atılır gider. İnsanlara yarar sağlayan şey ise yerde kalır. Allah böyle örnekler verir....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
Allah gökten bir yağmur indirdi de vadiler kendi miktarınca sel oldu. Sel de, üzerine çıkan bir köpük yüklenip götürdü. Bir de süs eşyası veya âlet yapmak için, ateşte üzerini yakıp erittikleri madenlerden de bunun gibi bir köpük (posa) vardır. İşte Allah, hak ile bâtılı böyle misall
endirir
. Köpüğe gelince atılır gider (bâtıl da böyledir). İnsanlara faydası olan (öz kısım) ise yerde kalır (hak buna benzer). Allah, işte böyle misaller verir....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah dilediği kimseye rızkını genişletir ve güçl
endirir
. O da dünya hayatıyla kendinden geçer. Oysa, dünya hayatı, ahiret için bir araçtan başka bir şey değildir....
Rəd Suresi, 27. Ayet:
Yine inkârda direnenler, “Ona Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?” derler. De ki: “Allah dileyen kimsenin sapmasını diler, kendisine yönelen kimseyi ise doğru yola yönl
endirir
”...
Rəd Suresi, 41. Ayet:
Bizim yurtlarını işgal edip, her taraftan toprak kopardığımızı, boyunlarını vurup esir aldığımızı, kendilerini sıkıştırdığımızı görmediler mi? Allah dilediği gibi hükmeder, hükümetlerini yönl
endirir
. Onun hükmünü, hükümetini kimse engelleyemez, bozamaz, değiştiremez. O çok çabuk hesaba çeker....
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
1.
kâlet
: dedi
2.
lehum
: onlara
3.
rusulu-hum
: onların resûlleri
4.
in nahnu
: biz sadece
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Onlara resûlleri şöyle dedi: “Biz de ancak sizin gibi beşeriz (insanız). Fakat Allah, kullarından dilediğini ni'metl
endirir
. Bizim, Allah'ın izni olmaksızın, bir sultan (mucize, delil) getirmemiz olamaz. Artık mü'minler Allah'a tevekkül etsinler.”...
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçlerinden ırmaklar akan Adn cennet (bahçe) lerine girerler. Orada her diledikleri şeyi bulurlar. ALLAH erdemlileri işte böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Onların girecekleri yer, altından çeşitli ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada diledikleri her şey kendilerine verilir. İşte Allah kötülükten sakınanları böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Tanrı, takva sahiplerini böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Adn cennetleri, oraya girecek onlar... Zemininden ırmaklar akar. Onlara orada ne isterlerse var... İşte Allah müttakileri böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Onlar altından ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler; orada diledikleri herşey onlarındır. Takvâ sahiplerini Allah işte böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüll
endirir
....
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
1.
ve darabe allâhu
: ve Allah (misal) verdi
2.
meselen
: bir misal, bir örnek
3.
raculeyni
: iki kişi, iki adam
4.
ehadu-humâ<...
Nəhl Suresi, 97. Ayet:
Erkek veya kadınlardan kim —mü'min olduğu halde— güzel yararlı amelde bulunursa, mutlaka biz ona hoş bir hayat yaşatırız ve mükâfatlarını da işlediklerinin daha güzeliyle karşılayıp değerl
endirir
iz....
Nəhl Suresi, 97. Ayet:
İman etmiş olan hangi erkek ya da kadın, eğer iyi amel işlerse, ona dünyada mutlu bir hayat yaşatırız, böylelerini ahirette de yaptıkları iyiliklerin en güzel karşılığı ile ödüll
endirir
iz....
Nəhl Suresi, 97. Ayet:
Erkek ve kadınlardan her kim mümin olarak doğru olanı yaparsa, ona güzel bir hayat yaşatırız, ve onları yaptıklarının en iyisi ile ödüll
endirir
iz....
İsra Suresi, 15. Ayet:
1.
men ihtedâ
: kim hidayete erdiyse (ererse)
2.
fe
: o taktirde, öyle olunca
3.
innemâ
: sadece
4.
yehtedî
: hida...
İsra Suresi, 97. Ayet:
Allâh, kimi hakikate yönl
endirir
se, işte odur hakikati bulan! Kimi de saptırırsa, artık onlar için O'nun dûnunda velîler bulamazsın! Kıyamet sürecinde onları körler (Hakikati görmeyen); lâl olmuşlar (Hakikati dillendirmeyenler); ve sağırlar (Hakikati algılamayanlar) olarak yüzleri üzere haşr ederiz! Onların barınağı Cehennem'dir! Alevi söndükçe, onlara ateşlerini artırırız!...
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Onların kalplerine râbıta koyduk (şuurlarını, müşahede hâlinde devamlı kıldık)! İşte (o delikanlılar) ayağa kalktılar da şöyle dediler: "Rabbimiz (aslımız olan El Esmâ mertebesi), semâların ve arzın Rabbidir (varlıkta olan her şeyi El Esmâ'sıyla oluşturandır)! O'nun dûnunda (o kavrama denk olmayan) ilâh (varlıkta tasarruf eden) kabul edemeyiz! Andolsun, bunun aksini dill
endirir
sek o takdirde akıl ve mantığın alamayacağı kadar saçma bir laf etmiş oluruz. "...
Kəhf Suresi, 56. Ayet:
Biz Rasulleri ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın ve sevgimizin müjdeleyicileri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevl
endirir
, göndeririz. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler ise, hakkı, Kur’ân’ın getirdiklerini bâtılla ortadan kaldırmak için bâtıl bir metot kullanarak mücadeleye devam ediyorlar. Onlar...
Taha Suresi, 44. Ayet:
"Ona yumuşak söz söyleyiniz! Belki düşünüp değerl
endirir
yahut haşyet duyar!"...
Ənbiya Suresi, 29. Ayet:
Onlardan kim, 'Ben O'nun yanında bir tanrıyım,' derse onu cehennemle cezalandırırız; zalimleri biz böyle ödüll
endirir
iz....
Həcc Suresi, 4. Ayet:
Onun (şeytan - kendini yalnızca beden sanma vehmi) hakkında: "Kim onun peşine takılırsa; muhakkak ki o, kişiyi saptırır ve onu alevli ateşin azabına yönl
endirir
" diye yazılmıştır....
Həcc Suresi, 16. Ayet:
İşte böylece O'nu apaçık delillerle inzâl ettik. . . Muhakkak ki Allâh kimi dilerse onu hakikate yönl
endirir
, hidâyet eder....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
Onlar o kişilerdir ki eğer kendilerini yeryüzünde imkân ve güç sahibi yapsak namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliğe öz
endirir
ler, kötülükten sakındırırlar. Tüm iş ve oluşlar Allah'a varır....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Bizim, senden önce, gönderdiğimiz istisnasız bütün Rasüller ve nebiler tebliğlerine müsbet sonuç alma ümidi içindelerken, şeytan, şeytanî güçler, insanların gönüllerinde şüphe uyandırarak peygamberlerin gerçekleştirmek istediği amaçlarına, ülkülerine gölge düşürmüşlerdir. Allah şeytanın, şeytanî güçlerin karıştırdığı vesveseyi çabucak giderir. Sonra da, âyetlerini muhkem kılar, güçl
endirir
, sağlamlaştırır. Allah her şeyi bilir. Hikmet sahibi ve hükümrandır....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Biz senden önce bir resul ve bir nebi göndermedik ki, o bir şey yapmak arzu ettiğinde, şeytan onun arzularına şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi derhal giderir. Sonra da Allah, ayetlerini güçl
endirir
. Allah, bilendir, hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
(Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir. Sonra da Allah, âyetlerini tahkim eder (güçl
endirir
). Allah Alîm'dir (herşeyi bilir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir)...
Möminun Suresi, 18. Ayet:
Biz gökten belirlediğimiz bir ölçüye göre su indirir ve onu yerde dinl
endirir
iz. Ama dilersek onu yerden gidermeye de kadiriz....
Furqan Suresi, 51. Ayet:
Şâyet sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı her ülkede-her beldede sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir uyarıcı, bir peygamber görevl
endirir
dik....
Şüəra Suresi, 152. Ayet:
"Ki onlar (yetkilerini aşanlar) dünyada insanları yanlışa yönl
endirir
ler, düzeltici olmazlar. "...
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
Erginlik çağına gelip olgunlaşınca ona bilgelik ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
Musa ergenlik çağına ulaşıp, olgunlaşınca, ona, anlayış ve bilgi verdik. İyileri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, biz ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
Musa yetişkin çağa gelip de olgunlaşınca, ona hüküm ve ilim verdik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 14. Ayet:
Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Qəsəs Suresi, 43. Ayet:
Andolsun ki, ilk nesilleri helâk ettikten sonra, Musa'ya Hakikat BİLGİsini (Kitap); insanlar için hakikati gösterici, hakikate erme kılavuzu ve rahmet (kendilerindeki Esmâ kuvvelerini keşfedip yaşama) olarak verdik; belki anıp değerl
endirir
ler diye....
Qəsəs Suresi, 56. Ayet:
Kesinlikle sen, sevdiğini hakikate erdiremezsin! Ne var ki Allâh dilediğini hakikate yönl
endirir
! "HÛ" hakikati yaşayacakları bilir! (Çünkü kendi Esmâ'sıyla o istidat ve kabiliyette yaratmıştır onları. )...
Ənkəbut Suresi, 7. Ayet:
İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Biz onların (önceki) kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıkları iyiliklere göre ödüll
endirir
iz....
Loğman Suresi, 24. Ayet:
Onları biraz nasipl
endirir
, sonra da ağır bir azaba sürükleriz....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
ALLAH böylece doğruları doğrulukları ile ödüll
endirir
. İkiyüzlüleri de dilerse cezalandırır veya tevbelerini kabul eder. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
Allah, sözünü yerine getirenleri, doğruluklarıyla ödüll
endirir
ve münafıkları da dilerse cezalandırır, dilerse tevbelerini kabul eder. Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir....
Səba Suresi, 4. Ayet:
Böylece, inananları ve erdemli davrananları ödüll
endirir
. Onlar için bir bağışlanma ve bol rızık vardır....
Səba Suresi, 4. Ayet:
O, böylece, inanan ve iyi işler yapanları ödüll
endirir
, onlar için mağfiret ve muhteşem bir rızık vardır;...
Səba Suresi, 4. Ayet:
Böylece Allah, iman edip güzel ve makbul işler yapanları ödüll
endirir
. İşte onlara bir mağfiret ve çok değerli bir nasib vardır....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
Biz güzel davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
İşte Biz güzel işler yapanları böyle ödüll
endirir
iz;...
Saffat Suresi, 80. Ayet:
İşte biz iyileri böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 80. Ayet:
Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
İyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 80. Ayet:
İşte böyle ödüll
endirir
iz biz, güzel davrananları....
Zümər Suresi, 7. Ayet:
Eğer küfür (nankörlük) ederseniz (insanlığınızı - yeryüzünde {bedende} halifeliğinizi {'B'illah işareti doğrultusunda Esmâ kuvveleriyle tasarruf gücünüzü} değerlendirip şükretmezseniz; hakikatinizden perdelenirseniz), muhakkak ki Allâh sizden Ğaniyy'dir! (Allâh) kulları için küfre (nankörlüğe; fıtratlarını zayi etmelerine, kaybolmalarına) razı olmaz! Eğer şükrederseniz (değerl
endirir
seniz), sizin için ona razı olur. . . Hiçbir kimse, bir başkasının vebalini yüklenmez! Sonra dönüşümünüz Rabbinize...
Zümər Suresi, 35. Ayet:
Bu amaçla Allah, işledikleri kötülükleri siler ve onları (hayatta iken) yaptıkları en güzel şeylere göre ödüll
endirir
....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de; Arş'ın (hükümranlık tahtının - El Esmâ özelliklerinin açığa çıkma/seyri makamının) her yanından kuşatmışlar ve Rablerinin hamdini, münezzeh oluşunu dill
endirir
lerken görürsün. . . Herkes hakkında Hak olarak hükmolunmuş ve: "Hamd, Rabb-ül âlemîn olan Allâh'a aittir" denilmiştir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, Allah’ın iman edip makbul ve güzel işler yapan kullarına verdiği mutluluk müjdesidir. De ki: Ben bu risalet ve irşad hizmetinden ötürü, sizden akrabalık sevgisinden başka beklediğim hiçbir karşılık yoktur. İşte kim böyle bir sevgi olsun, başka iyi işler olsun gerçekleştirirse, Biz de onun o iyiliğinin sevap ve mükâfatını kat kat artırırız. Çünkü Allah gafurdur, şekûrdur (çok affedicidir, kullarının az işlerini fazlasıyla ödüll
endirir
)....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, iman eden ve güzel işler yapan kullarına Allah'ın müjdelediği şeydir. De ki: Tebliğime karşılık sizden yakınlık sevgisi dışında birşey istemiyorum. Kim bir iyilik yaparsa, Biz onun güzelliğini daha da arttırırız. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır; iyilikleri ise fazlasıyla ödüll
endirir
....
Şura Suresi, 24. Ayet:
Yoksa senin hakkında: "Allah adına yalan uydurdu" mu diyorlar? (Bunun gerçekle hiçbir ilgisi olamaz. Zira buna ancak kalbi mühürlü bazı beyinsizler cür’et edebilir.) Halbuki Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah batılı imha eder, hakkı ise indirdiği kitapla kuvvetl
endirir
. Gerçekten O, kalplerin içinde ne varsa bilir....
Şura Suresi, 52. Ayet:
Böylece sana hükmümüzden ruh (Esmâ mânâlarını şuurunda hissetmeyi) vahyettik. . . Sen, Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi nedir, iman neyedir bilmezdin! Ne var ki, biz Onu (ruhu), kendisiyle hakikate erdirdiğimiz nûr (ilim) olarak meydana getirdik, kullarımızdan dilediğimize! Muhakkak ki sen de kesinlikle hakikate (sırat-ı müstakime) yönl
endirir
sin!...
Duxan Suresi, 51. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 52. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 53. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 54. Ayet:
İşte, böyle. Ve onları, iri gözlü huriler ile evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
Böyle işte ve onları evl
endirir
iz iri gözlü hûrilerle....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
Bu boyledir; onlari iri siyah gozlu hurilerle esl
endirir
iz. ?...
Duxan Suresi, 54. Ayet:
Evet bu böyledir. Ve biz onları iri-siyah gözlü hurilerle evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
Bu böyledir; onları iri siyah gözlü hurilerle eşl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
İşte böyle, biz onları ayrıca iri siyah gözlü hurilerle evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
İşte böyle. Onları iri siyah gözlülerle evl
endirir
iz....
Duxan Suresi, 54. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 54. Ayet:
Onları böyle ödüll
endirir
, güzel gözlü eşlerle birleştiririz....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 56. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 57. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evl
endirir
iz. Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Məhəmməd Suresi, 7. Ayet:
Ey iman edenler, eğer siz Allah’a, Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder. Kendinize itimadınızı artırır, ordunuzu güçl
endirir
, devletinizi ayakta tutar, itibarınızı yüceltir. Sizi kararlı, sabırlı ve azimli hale getirir....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Savaşa giden orduya katılmayıp cephe gerisinde kalan Bedevî Araplardan bazılarına: 'Siz, yakında çok kuvvetli savaşçı bir milletin karşısına çıkacak orduya katılmaya davet edileceksiniz. Epeyce bir zayiat vererek onlarla savaşabilirsiniz. Onlar barış isteyerek savaşsız İslâm’ı da kabul etmiş olabilirler. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama, daha önce, orduya iştirak etmediğiniz, halkı yönlendirdiğiniz gibi, yine iştirak etmez, halkı istediğiniz istikamette yönlendi...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
O gazaya katılmayıp geri kalan bedevilere de ki: "Siz yakında çok kuvvetli ve savaşçı bir milletle savaşmaya dâvet edileceksiniz. Onlar teslim olup boyun eğinceye kadar onlarla savaşacaksınız. Eğer bu sefer itaat ederseniz Allah sizi pek güzel bir şekilde ödüll
endirir
. Ama daha önce yaptığınız gibi arkanızı döner, cihaddan kaçarsanız, O, size gayet acı bir azap verir."...
Fəth Suresi, 17. Ayet:
Savaşa katılmayan köre vebal yoktur, topala vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Allah’a ve Rasulüne itaat edeni, Kur’ân’ı ve sünneti uygulayanı Allah, altından ırmaklar akan Cennet konaklarına koyacaktır. Kim de savaştan geri kalır, halkı istediği istikamette yönl
endirir
se, onu can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırır....
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvv...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed, Allah’ın ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlüdür. Onunla beraber bulunanlar, müslümanlar, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı güçlü, kararlı ve tavizsiz, başları dik, aralarında engin merhamet sahibidirler. Onları, cemaat halinde rükûa varırlarken namazlarda, saygıyla Allah’ın emirlerine itaat ederek İslâmî fa...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'in elcisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcilara karsi sert, birbirlerine merhametlidirler. Onlari rukua varirken, secde ederken, Allah'tan lutuf ve hosnudluk dilerken gorursun. Onlar, yuzlerindeki secde izi ile taninirlar. Iste bu, onlarin Tevrat'ta anlatilan vasiflaridir. incil'de de soyle vasiflandirilmislardi: Filizini cikarmis, onu kuvvetlendirmis, kalinlasmis, govdesi uzerine dikilmis, ekincilerin hosuna giden ekin gibidirler. Allah boylece bunlari cogaltip kuvvetlendi...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı sert, birbirlerine merhametlidirler. Onları rükua varırken, secde ederken, Allah'tan lütuf ve hoşnudluk dilerken görürsün. Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. İşte bu, onların Tevrat'ta anlatılan vasıflarıdır. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardı: Filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendi...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvv...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
ALLAH'ın elçisi Muhammed ve beraberinde bulunanlar inkarcılara karşı sert ve kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, eğilip secde ederek ALLAH'tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün. Yüzlerinde secdelerin izleri vardır. Bu, onların Tevrat'taki nitelikleridir. İncil'deki nitelikleri ise, filizini çıkarıp güçlendirmiş ve kalınlaşıp gövdesi üzerine dikilerek ekincileri sevindiren bitki gibidir. O, onlarla inkarcıları öfkel
endirir
. ALLAH, onlardan inanıp erdemli davrananlara bağışlanma ve b...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kafirlere karşı şiddetli kendi aralarında merhametlidirler. Onların, rüku ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların, Tevrat'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şöyledir: Filizini çıkarmış onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendirmekle inkarcıları öfkelendi...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed; Allah'ın Rasulüdür. Beraberinde bulunanlar da; kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rüku' edenler, secde edenler olarak görürsün. Allah'tan lutuf ve rıza isterler. Onlar; yüzlerindeki izinden tanınırlar. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardı: Onlat filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah; böylece onları...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın Elçisi'dir ve (sadakatle) o'nun yanında olanlar, bütün hakikat inkarcılarına karşı kararlı ve tavizsiz, (ama) birbirlerine karşı merhamet doludurlar. Onların (namazda) eğilerek (ve) yere kapanarak Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların işaretleri, yüzlerindeki secde izleridir. Şu, onların hem Tevrat'taki ve hem de İncil'deki temsilleridir: (Onlar) filiz veren bir tohum gibi(dirler), sonra Allah o (filizi) güçl
endirir
ki sağlam şekilde büyüsün ve (sonunda) kök...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın Peygamber'idir. Onunla beraber bulunanlar da kâfirlere karşı çok çetin ve sert, birbirlerine karşı çok merhametlidirler. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve hoşnutluk isterler. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. İşte bu, onların Tevrat'ta anlatılan vasıflarıdır. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardır: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış ve gövdesinin üzerine dikilmiş bir ekine benzerler. Ki bu, ekicil...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah’ın resulüdür. Onun beraberindeki müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler. Sen onları rükû ederken, secde ederken, Allah’tan lütuf ve rıza ararken görürsün. Onların alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydınlığıdır. Bunlar, Tevrat’taki sıfatları olup İncîl’deki meselleri ise şöyledir: Öyle bir ekin ki filizini çıkarmış, sonra da onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş. Öyle ki ekicilerin hoşuna gider, kâfirleri...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allâh'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rükû' ve secde ederek Allâh'ın lutuf ve rızâsını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrât'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkel
endirir
bir duruma geldi. Allâh onlardan i...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed Allah'ın Resulüdür. Beraberindekiler ise kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûda, secdede, hep Allah'ın lütuf ve hoşnutluğunu ararken görürsün. Yüzlerinde de secde izi vardır. Bu onların Tevrat'taki tasvirleridir. İncil'deki tasvirlerine gelince: Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış, nihayet gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Onlarla Allah kâfirleri böylece öfkel
endirir
. Onlardan iman eden ve güze...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imr
endirir
/hayran bırakır ...
Qaf Suresi, 16. Ayet:
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz; nefsi onu ne ile vesvesel
endirir
ve biz ona «habl-i verîd»den daha yakınızdır....
Tur Suresi, 20. Ayet:
Saf saf dizilmiş tahtlara dayanarak ve onları, iri gözlü hûrilerle evl
endirir
iz....
Tur Suresi, 20. Ayet:
Bunlar, birer dizi halinde sıralanan kanepelere, tahtlara yaslanırlar ve biz, kendilerini iri kara gözlü eşlerle evl
endirir
iz....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüll
endirir
....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
Göklerde ve yerde olanlar Tanrı'nındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüll
endirir
....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yapmakta oldukları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüll
endirir
....
Qəmər Suresi, 34. Ayet:
(34-35) Biz de Lût’un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Tarafımızdan sunulmuş bir nimet olarak. Biz şükredenleri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
(34-35) Biz de Lût’un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Bu ise katımızdan bir nimet idi. Şükredeni Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Qəmər Suresi, 35. Ayet:
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüll
endirir
iz biz....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve aranızda bir övünme, mal ve evlad da bir çokluk yarışından ibarettir. Bu tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, rençberleri imr
endirir
; sonra heyecana gelir, bir de görürsün sararmışdır, sonra da çörçöp olur! Ahrette ise şiddetli bir azap, bir de bir bağışlama ve hoşnutluk vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir yararlanmadan başka birşey değildir!...
Hədid Suresi, 24. Ayet:
Onlar, cimrilik edenler, mâlî mükellefiyetleri yerine getirmeyenler devlethazine harcamalarında cimri davranarak beytülmâli, mâliyeyi yönetenler, cimriliği tavsiye edenlerdir. Kim Allah yolunda harcamaya sırtını çevirir, gücünü ve iktidarını kullanarak halkı istediği istikamette yönl
endirir
se, Allah’ın azâbından kurtulamaz. Bilinmelidir ki, Allah zengindir, muhtaç değildir, övgüye ve şükre lâyıktır....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Allâh'ın onlardan Rasûlüne verdiği ganimete gelince, siz onun için ne bir at koşturdunuz ve ne de bir deveye bindiniz! Ne var ki Allâh, Rasûllerini dilediği kimsenin üzerine yönl
endirir
! Allâh her şey üzerine Kaadir'dir....
Mümtahinə Suresi, 6. Ayet:
Andolsun, sizin sıkıntılarınızın, problemlerinizin en güzel çözümü, kurtuluşunuzun şifalı reçetesi İbrâhim’de ve onunla birlikte olan mü’minlerde ve onların mücadelelerle dolu hayatlarındadır. Allah’ın rızasını ve âhiret hayatındaki mutluluğu umanlar için her zaman güzel örnekler vardır. Kim bunları örnek almayarak mücadele yapmaktan yüz çevirir, halkı istediği istikamette yönl
endirir
se, Allah’ın azabından kurtulamaz. Bilesin ki, Allah zengindir, yarattığına muhtaç değildir, övgüye ve şükre lâyı...
Nuh Suresi, 12. Ayet:
Sizi, mallar ve oğullarla destekleyip güçl
endirir
. Size Cennet misâli bahçeler verir ve ırmaklar akıtır....
Nuh Suresi, 12. Ayet:
"Sizi, mallar ve oğullarla güçl
endirir
, size yeşil bahçeler lütfeder. Ve sizin için nehirler akıtır."...
Müddəssir Suresi, 55. Ayet:
Dileyen onu zikreder (hatırlayıp değerl
endirir
)!...
İnsan Suresi, 3. Ayet:
Muhakkak ki biz ona o yolu (aklını kullanarak iman etme yolunu) gösterdik. Ya şükredici olur (Rabbini değerl
endirir
), ya küfür (gerçeği ret) edici!...
İnsan Suresi, 12. Ayet:
Direndikleri için onları bahçe ve ipekle ödüll
endirir
....
İnsan Suresi, 12. Ayet:
Sabretmelerinin karşılığında kendilerini cennetle ve ipekli elbiselerle ödüll
endirir
....
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgel
endirir
ne de alevden korur.”...
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
(30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgel
endirir
ne de alevden korur.”...
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ne gölgel
endirir
sizi o, ne alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ne (ateşten) gölgel
endirir
ve ne de (renk renk) alevden kurtarır!...
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
O ne gölgel
endirir
, ne de alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ne gölgel
endirir
, ne alevden korur, (sırf size bir azab...)...
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
O ne gölgel
endirir
ne de alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ne gölgel
endirir
ne alevden korur...
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
ne gölgel
endirir
, ne de alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
O, ne gölgel
endirir
, ne alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
O, ne gölgel
endirir
, ne de alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ki ne gölgel
endirir
, ne de alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 31. Ayet:
Ne gölgel
endirir
ne alevden korur....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
İyi davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
Biz iyilik yapanları, İşte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
Elbette biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
İyilik yapanları işte böyle ödüll
endirir
iz;...
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
İyilik yapanları Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Mürsəlat Suresi, 44. Ayet:
İşte böyle ödüll
endirir
iz biz, güzellikler sergileyenleri!...
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip, böylece ona ikram eder ve onu ni'metl
endirir
se, o zaman: “Rabbim bana ikram etti.” der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Ama insana gelince, Rabbi onu denemek için ikram edip, onu nimetl
endirir
se: "Rabbim bana ikram etti, üstün kıldı" der (şımarır)!...
Ələq Suresi, 13. Ayet:
Ne dersin? Allah’ın kitabını, Kur’ân’ı yalanlar, imandan, İslâm’dan yüz çevirir, güç ve iktidarını kullanarak halkı istediği istikamette yönl
endirir
se, azabımızdan kurtulabilecek mi?...
Əhzab Suresi, 31. Ayet:
Öte yandan, hanginiz Allah'a ve Elçisi'ne samimiyetle itaat eder ve doğru, yararlı işler yaparsa onu iki kat ödüll
endirir
iz, onun için (öteki dünyada) en muhteşem rızıkları hazırlayacağız....
Saffat Suresi, 103. Ayet:
(103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 104. Ayet:
(103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
"Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz."...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
'Sen rüyanı uyguladın.' İyileri böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 105. Ayet:
"Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz "...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüll
endirir
iz:...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
(103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
«Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz.»...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
'Sen rüyana sadakat gösterdin. İşte Biz iyi kulluk edenleri böyle ödüll
endirir
iz.'...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
"Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz."...
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz iyi davrananları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz iyileri böyle ödüll
endirir
iz,...
Saffat Suresi, 110. Ayet:
İşte iyileri böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
İyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 110. Ayet:
Böyle ödüll
endirir
iz biz, güzellik sergileyenleri!...
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Biz, iyi davrananları işte böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
İyileri işte böyle ödüll
endirir
iz,...
Saffat Suresi, 121. Ayet:
İşte iyileri böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
İyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Güzel düşünüp güzel davrananları biz böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 131. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz
2.
kezâlike
: işte böyle
3.
neczî
: cezalandırırız, mükâfatlandırırız, ödüll
endirir
iz
4.
el muhsinîne...
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
İyi davrananları biz böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
İyileri işte böyle ödüll
endirir
iz,...
Saffat Suresi, 131. Ayet:
İşte iyileri böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Biz iyileri işte böyle ödüll
endirir
iz!...
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
İyi kulluk edenleri Biz böyle ödüll
endirir
iz....
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüll
endirir
iz biz....
Məhəmməd Suresi, 36. Ayet:
Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka nedir ki? Eğer siz iman eder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O sizi ödüll
endirir
. Üstelik Allah sizden bütün malınızı da istemiyor....
Təğabun Suresi, 12. Ayet:
Allah’a itaat edin, kitabındaki hükümleri uygulayın. İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’a itaat edin, sünnetini uygulayın, tebliğine, teşriine riayet edin, eğer itaatten yüz çevirir, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönl
endirir
seniz, Allah’ın azâbından kurtulamazsınız. Bilesiniz ki, Rasulümüzün aşikâre bir tebliğ sorumluluğu vardır....
Saffat Suresi, 103. Ayet:
(103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de İslâmlaştılar ve İbrâhîm, o'nu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz o'na, “Ey İbrâhîm! Sen o görüşünü kesinlikle onayladın” diye seslendik… –Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri işte o'nun gibi karşılıklandırırız/ödüll
endirir
iz.– ...
Saffat Suresi, 104. Ayet:
(103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de İslâmlaştılar ve İbrâhîm, o'nu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz o'na, “Ey İbrâhîm! Sen o görüşünü kesinlikle onayladın” diye seslendik… –Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri işte o'nun gibi karşılıklandırırız/ödüll
endirir
iz.– ...
Saffat Suresi, 105. Ayet:
(103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de İslâmlaştılar ve İbrâhîm, o'nu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz o'na, “Ey İbrâhîm! Sen o görüşünü kesinlikle onayladın” diye seslendik… –Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri işte o'nun gibi karşılıklandırırız/ödüll
endirir
iz.– ...
Saffat Suresi, 110. Ayet:
İşte Biz iyilik-güzellik üretenleri o'nun gibi ödüll
endirir
iz. ...
Saffat Suresi, 121. Ayet:
Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri böyle ödüll
endirir
iz. ...
Saffat Suresi, 131. Ayet:
Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri böyle ödüll
endirir
iz. ...
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: “Şüphesiz benim Rabbim dilediği kimseye rızkını genişletir ve ölçül
endirir
. Fakat insanların çoğu bilmezler.” ...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: “Şüphesiz benim Rabbim kullarından dilediği kimse için rızkını genişletir ve onun için ölçül
endirir
. Ve siz her ne şeyden Allah yolunda harcasanız/ nafaka sağlarsanız hemen O, arkasını getirir. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” ...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
(11,12) Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir beşeriz. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetl
endirir
. Ve Allah'ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah'a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah'a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah'a sonucu bıraksınlar.” ...
İbrahim Suresi, 12. Ayet:
(11,12) Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir beşeriz. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetl
endirir
. Ve Allah'ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah'a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah'a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah'a sonucu bıraksınlar.” ...
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
"Karşılaşan iki birlikte sizin için kesinlikle bir alâmet/gösterge vardır; birliğin biri, Allah yolunda savaşıyordu; diğeri de kâfirdi; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini örtendi/ inanmayandı. Onları, göz görüşüyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Ve Allah, dilediğini yardımıyla güçl
endirir
. Şüphesiz bunda basiret sahipleri; sağduyulu kimseler için kesinlikle bir ibret vardır. "...
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Ve Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de ölçül
endirir
de. Onlar ise basit dünya hayatı ile ferahladılar. Oysa basit dünya hayatı, âhirette sadece bir kazanımdır. ...
Həcc Suresi, 39. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 40. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 41. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 52. Ayet:
(52-54) "Ve Biz, senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna bir şeyler atmış olmasın. Bunun üzerine Allah, şeytanın/İblis'in attığı şeyleri giderir. Sonra da Allah, şeytanın bıraktığını, kalplerinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk ve kalpleri kaskatı olan kimseler için dinden çıkarmak için, –şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da kesinlikle uzak bir ayrılık içindedirler–, kendilerine bilgi verilmiş o...
Həcc Suresi, 53. Ayet:
(52-54) "Ve Biz, senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna bir şeyler atmış olmasın. Bunun üzerine Allah, şeytanın/İblis'in attığı şeyleri giderir. Sonra da Allah, şeytanın bıraktığını, kalplerinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk ve kalpleri kaskatı olan kimseler için dinden çıkarmak için, –şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da kesinlikle uzak bir ayrılık içindedirler–, kendilerine bilgi verilmiş o...
Həcc Suresi, 54. Ayet:
(52-54) "Ve Biz, senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna bir şeyler atmış olmasın. Bunun üzerine Allah, şeytanın/İblis'in attığı şeyleri giderir. Sonra da Allah, şeytanın bıraktığını, kalplerinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk ve kalpleri kaskatı olan kimseler için dinden çıkarmak için, –şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da kesinlikle uzak bir ayrılık içindedirler–, kendilerine bilgi verilmiş o...
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Onun (Allahu Təalanın) tərəfindən əmin olmağınız üçün sizi bir mürgüləmə halı bürüyürdü. Sizin onunla təmizlənməyiniz və şeytanın murdarlığını (vəsvəsəsini) sizdən qaldırmaq və qəlblərinizi möhkəmləndirmək və onunla qədəmlərinizi sabitləşdirmək üçün səmadan su
endirir
di....
Hicr Suresi, 8. Ayet:
Biz mələkləri haqq ilə
endirir
ik. O zaman onlara möhlət də verilməz....
Hicr Suresi, 21. Ayet:
Elə bir şey yoxdur ki, onun xəzinələri Bizim yanımızda olmasın. Biz onu ancaq müəyyən miqdar ilə
endirir
ik....
Loğman Suresi, 34. Ayet:
Şübhəsiz ki, o saatın (qiyamətin) elmi Allahın dərgahındadır. Yağışı
endirir
və bətnlərdə olanı bilir. Heç kəs sabah nə qazanacağını bilməz (idrak edə bilməz). Heç kəs harada öləcəyini bilməz (idrak edə bilməz). Şübhəsiz ki, Allah Alimdir, Xəbirdir (xəbərdar olan)....
Əraf Suresi, 57. Ayet:
Küləkləri Öz mərhəməti önündə (yağışdan qabaq) müjdəçi olaraq göndərən Odur. Nəhayət, o küləklər ağır buludları daşıyarkən, Biz o buludları ölü bir diyara tərəf qovur, onunla yağmur
endirir
və bunun vasitəsi ilə hər cür meyvə yetişdiririk. Biz ölüləri də belə dirildəcəyik. Bəlkə, düşünüb ibrət alasınız....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
O, göydən su
endirir
və vadilər ölçülərinə uyğun öz məcralarından daşaraq sel olub axır. Sel də üzə çıxmış bir köpüyü götürüb aparır. Bəzək şeyləri və ya (başqa) əşyalar düzəltmək üçün (insanların) odda qızdırıb əritdikləri şeylərin üstündə də buna bənzər bir köpük olur. Allah haqqa və batilə belə misallar çəkir. Köpük yox olub gedir, insanlara fayda verən şeylər isə yerində qalır. Budur Allahın çəkdiyi misallar!...
Hicr Suresi, 8. Ayet:
Biz mələkləri ancaq haqqı (bərqərar etmək üçün)
endirir
ik. O zaman kafirlərə möhlət verilməz....
Hicr Suresi, 21. Ayet:
Elə bir şey yoxdur ki, onun xəzinələri Bizdə olmasın. Biz onu ancaq müəyyən ölçüdə
endirir
ik....
Səba Suresi, 48. Ayet:
De: “Rəbbim haqqı
endirir
. O, qeybləri biləndir”....
Vaqiə Suresi, 69. Ayet:
Onu buluddan siz
endirir
siniz, yoxsa Biz
endirir
ik?...
Mömin Suresi, 15. Ayet:
Rəflərlə dərəcələri yüksəldən ərşin sahibi
endirir
Ruhu Öz əmrindən ötrü üzərinə kimi istəyir bəndələrindən, nəzərə çatdırması üçün görüş günündən....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman (Allah) Onun tərəfindən xatircəmlik olsun deyə, sizi mürgü ilə bürüdü və sizi paklaşdırması, Şeytanın murdarlığını (Şeytanın vəsvəsəsini və ya cənabətliliyi) sizdən təmizləməsi, qəlblərinizi möhkəmləndirməsi və qədəmlərinizi sabitləşdirməsi üçün göydən sizə su
endirir
di....
İsra Suresi, 82. Ayet:
Biz Qur`andan möminlər üçün şəfa və rəhmət olacaq şeylər
endirir
ik. Zalımların isə Qur`an sadəcə zərərini artırır....
Loğman Suresi, 34. Ayet:
Qiyamətin nə zaman qopacağına dair bilik sadəcə Allah qatındadır. O, yağışı
endirir
, bətnlərdəkini bilir. Heç kim sabah nə qazanacağını bilə bilməz. Heç kim harada öləcəyini də bilə bilməz. Şübhəsiz, Allah haqqı ilə biləndir, (hər şeydən) haqqı ilə xəbərdar olandır....
Şura Suresi, 27. Ayet:
Allah qullarına (hamısına birdən) ruzini bol-bol versəydi, yer üzündə mütləq azğınlıq edərdilər. Lakin O, ruzini istədiyi ölçüdə
endirir
. Şübhəsiz, O, qullarından haqqı ilə xəbərdardır və onları haqqı ilə görəndir....
Əraf Suresi, 57. Ayet:
Küləkləri Öz mərhəməti [yağış] önündə müjdəçi kimi göndərən Odur. (Küləklər) dolu buludlar gətirərkən Biz onları ölü [bitkisiz] bir diyara tərəf qovur, ondan su
endirir
, bununla da hər cür meyvə bitiririk. Ölüləri də beləcə dirildəcəyik ki, bəlkə siz düşünüb ibrət alasınız....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O zaman Öz tərəfindən xatircəm olasınız deyə, sizi mürgüyə bürüyürdü, göydən üzərinizə su
endirir
di ki, sizi bununla pak etsin, üstünüzdən şeytanın bədnam fikirlərini aparsın, ürəklərinizi möhkəmləndirsin və bununla sizi sabitqədəm etsin....
Loğman Suresi, 34. Ayet:
Həqiqətən, qiyamətin (nə zaman qopacağı) haqqında bilik Allahdadır. Yağışı O
endirir
, bətnlərdə nə olduğunu O bilir. Heç kəs sabah nə qazanacağını bilmir, heç kəs harada öləcəyini bilmir. Şübhəsiz ki, Allah hər şeyi biləndir, xəbərdardır....
Əraf Suresi, 57. Ayet:
Və O, yada salasınız/öyüd alasınız deyə, rəhmətindən əvvəl küləkləri müjdəçi/paylayıcı/yayıcı olaraq göndərir. O küləklər, yağış buludlarını daşıyarken, onu quraqlıq olan bir məmləkətə göndərir, sonra onunla suyu
endirir
ik. Beləliklə, onunla hər cür məhsul çıxarırıq. Bax Biz, ölüləri də belə çıxaracağıq. ...
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
O vaxt Rəbbiniz, yenə Öz tərəfindən bir xatircəmlik olaraq bir yuxuya daldırırdı. Sizi təmizləmək, pis niyyətli adamın murdarlığını/zərərini sizdən çıxarmaq, ürəyinizə qüvvət vermək və ayaqlarınızı sabitleştirmek; qədəmlərinizi möhkəmləndirmək üçün göydən üstünüzə bir su
endirir
di....
Hicr Suresi, 8. Ayet:
Biz o təbii gücləri, ancaq haqq olaraq
endirir
ik. O vaxt da onlara möhlət verilməz....
Hicr Suresi, 21. Ayet:
Və hər şeyin xəzinələri ancaq Bizdədir. Və Biz, onu ancaq müəyyən bir ölçü ilə
endirir
ik....
Şura Suresi, 27. Ayet:
Və əgər Allah ruzini qullarına yaysaydı/döşəsəydi [bol-bol versəydi], qətiliklə, yer üzündə azğınlıq edərdilər. Lakin Allah, dilədiyini bəlli bir ölçüyə görə
endirir
. Şübhəsiz ki, O, qullarından ən çox xəbəri olandır, ən yaxşı görəndir....