Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip, salihatı yapanları; içlerinde ırmaklar akan c
enne
tler ile müjdele. Onlara ne zaman yiyecek bir şey sunulsa: "Bu daha önce rızıklandığımız şeydir." derler. Oysa bu onlara benzer olarak verilmiştir. Onlar için arındırılmış eşler vardır. Ve onlar, orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem! Eşinle birlikte c
enne
tte oturun. Orada dilediğiniz her şeyden bol bol yiyin. Fakat şu şecereye yaklaşmayın; yoksa haksızlık yapmış olursunuz....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Ayetlerimizi küfredip yalanlayanlar, Ceh
enne
mliktirler. Ve onlar, orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük kazanır da yanlışları kendisini kuşatırsa, onlar Ceh
enne
m ehlidir ve onlar, orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlar C
enne
t ehlidirler. Ve onlar orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar, "Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası C
enne
t'e giremeyecek." derler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Eğer doğru söylüyorsanız iddianızı kanıtlayın."...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu Biz, seni, Hakk ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ceh
enne
m ehlinden sorumlu tutulacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, "Allah'a karşı takvalı ol." dendiği zaman, kendisini üstün görmesi onu günaha sevk eder. İşte böylesine Ceh
enne
m yeter. O, ne kötü bir döşektir!...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden öncekiler gibi sıkıntı ve zorluklar çekmeden C
enne
t'e gireceğinizi mi sandınız? Onlara dokunan sıkıntı ve zorluklarla öylesine sarsıldılar ki Resul ve onunla birlikte olan Müminler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" dediler. İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz de mü'min bir emet, müşrik bir kadına göre hayırlı olandır. İman etmedikçe, müşrik erkeklerle evlenmeyin. Beğenseniz de abd olan bir Mü'min, Müşrik bir erkeğe göre hayırlı olandır. Zira onlar ateşe çağırırlar. Allah ise izni ile C
enne
t'e ve bağışlanmaya çağırır. İnsanlara ayetlerini böyle açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasına kavuşmak için, içten gelerek malını harcayan kimsenin durumu; kuvvetli yağmur yağdığında kat kat ürün veren, kuvvetli yağmur olmasa da çisentisinin yeteceği yüksek bir yerdeki c
enne
te benzer. Allah, yaptığınız her şeyi görendir....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kafirlere de ki: "Yakında yenileceksiniz ve Ceh
enne
m'e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir."...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takva sahipleri için, Rabb'lerinin katında, içinde sürekli kalacakları, içinden nehirlerin aktığı C
enne
tler, arındırılmış eşler ve Allah'ın rızası vardır." Kuşkusuz, Allah, kullarını Hakkıyla Gören'dir....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabb'inizin bağışlamasına ve muttakiler için hazırlanmış, yer ile gök arası kadar geniş olan C
enne
t için yarışın....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların yaptıklarının karşılığı, Rabb'lerinin bağışlaması ve içinden ırmaklar akan ve içinde sürekli kalacakları C
enne
tlerdir. Böyle yapanlara verilen karşılık, ne güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz; Allah, içinizdeki cihad edenleri ve sabredenleri ortaya çıkarmadan C
enne
t'e gireceğinizi mi sanıyorsunuz?...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer Ceh
enne
m olan kimse ile bir olur mu? Orası ne kötü bir sonuçtur....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet Günü'nde yaptıklarınızın karşılığı, tam olarak verilecektir. Her kim Ceh
enne
m'den uzaklaştırılıp C
enne
t'e konursa, kuşkusuz o kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı, aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 195. Ayet:
Ve Rabb'leri, onlara cevap verdi: "Ben, sizden; erkek olsun, kadın olsun -ki hepiniz birbirinizdensiniz- iyi şeyler yapanların yaptıklarının karşılığını boşa çıkarmam. Onlar ki benim yolumda hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerdir. İşte bunların kötülüklerini örterim. Onların yaptıklarının karşılığı Allah'ın yanındadır. Kuşkusuz, onları içinden nehirler akan C
enne
tlere koyacağım. Karşılıkların en iyisi, Allah katındadır."...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, az bir yararlanmadır. Sonra varacakları yer Ceh
enne
m'dir. Orası ne kötü bir yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rabb'lerine karşı gelmekten sakınan kimseler için, içinden ırmaklar akan C
enne
tler vardır. Onlar, orada sürekli kalıcıdırlar. Bu, Allah katından bir konaklamadır. İyi kimseler için, Allah katında olan daha hayırlıdır....
Nisa Suresi, 13. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın yasalarıdır. Kim Allah'a ve Resul'üne itaat ederse, onu içinden ırmaklar akan C
enne
tlere koyacak, orada sürekli olarak kalacaktır. İşte büyük başarı budur....
Nisa Suresi, 55. Ayet:
Onların bir kısmı O'na inandı, bir kısmı da O'ndan kaçındı. Böylelerine kızgın alevli Ceh
enne
m yeter....
Nisa Suresi, 57. Ayet:
İman edip salihatı yapanları da altlarından ırmaklar akan C
enne
tlere koyacağız. Onlar, orada kesintisiz olarak sürekli kalıcıdırlar. Orada, kendileri için arındırılmış eşler vardır. Ve onları serin bir gölgeye yerleştireceğiz....
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Kim, bir Mü'min'i isteyerek öldürürse, onun karşılığı, içinde sürekli kalmak üzere Ceh
enne
m'dir. Allah ona gazap etmiş, lanetlemiş ve büyük bir azap hazırlamıştır....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Doğrusu, kendilerine haksızlık eden kimselere, melekler canlarını alırken: "Neden bu durumdaydınız?" derler. Onlar: "Biz yeryüzünde mus'tezaf kimselerdik" derler. Melekler: "Allah'ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!" derler. İşte bunların yeri Ceh
enne
m'dir. Orası ne kötü bir yerdir....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Kendisine doğru yol belli olduktan sonra, her kim Resul'e karşı gelir, Mü'minlerin yolundan başkasına yönelirse, onu saptığı yolda bırakırız. Onu Ceh
enne
m'e atarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir....
Nisa Suresi, 121. Ayet:
Onların varacakları yer Ceh
enne
m'dir ve oradan kurtulmak için hiçbir yol bulamayacaklar....
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip, salihatı yapanları, içinde kesintisiz ve ebedi olarak kalacakları, altlarından ırmaklar akan C
enne
tlere koyacağız. Allah'ın verdiği söz hakikattir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?...
Nisa Suresi, 124. Ayet:
Erkek ve kadın; her kim Mü'min olarak salihatı yaparsa, işte onlar C
enne
t'e gireceklerdir. Ve onlara zerre kadar haksızlık edilmeyecektir....
Nisa Suresi, 140. Ayet:
Ve O, size indirdiği Kitap'ta: "Ayetlerinin küfredildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman başka bir söze geçinceye kadar onlarla beraber bulunmayın, yoksa onlar gibi olursunuz." diye bildirdi. Kuşkusuz, Allah, bütün münafıkları ve Kafirleri Ceh
enne
m'de toplayacaktır....
Nisa Suresi, 169. Ayet:
Ancak Ceh
enne
m yolundan başka. Orada, kesintisiz ve ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, Allah için çok kolaydır....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Küfreden ve ayetlerimizi yalanlayan kimselere gelince, işte onlar Ceh
enne
mlik kimselerdir....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan C
enne
tlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse düz yoldan sapmış olur....
Maidə Suresi, 65. Ayet:
Eğer Kitap Ehli de inanıp takva sahibi olsaydı, kötülüklerini örter, nimet dolu C
enne
tlere koyardık....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Ant olsun Meryem oğlu Mesih'e, "O Allah'tır." diyenler Kafir oldular. Oysaki Mesih: "Ey İsrailoğulları! Benim de sizin de Rabb'iniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a şirk koşarsa, Allah ona C
enne
ti haram etmiştir. Ve onun varacağı yer ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." dedi....
Maidə Suresi, 85. Ayet:
Böyle söylemelerinden dolayı Allah da karşılık olarak içinden ırmaklar akan C
enne
tlerle ödüllendirdi. Onlar, orada sürekli kalacaklardır. İşte muhsinlere verilen karşılık budur....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Kafir olup ayetlerimizi yalanlayan kimseler, işte onlar Ceh
enne
m halkıdırlar....
Maidə Suresi, 119. Ayet:
Allah: "Bugün, doğruluklarının doğrulara fayda sağlayacağı gündür." dedi. Onlar için, içinden nehirlerin aktığı C
enne
tler vardır. Orada süresiz kalacaklar. Allah onlardan, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük başarı budur....
Əraf Suresi, 18. Ayet:
"Kovulmuş ve kınanmış olarak oradan çık. Onlardan kim sana uyarsa, Ceh
enne
m'i onlarla dolduracağım." dedi....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ey Âdem! "Sen ve eşin c
enne
te yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."...
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Böylece ikisini aldatıp baştan çıkardı. O ağaçtan tadınca, çirkinlikleri açığa çıktı. C
enne
t yapraklarını üst üste koyup örtünmeye başladılar. Rabb'leri onlara: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Bu şeytan size apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye seslendi....
Əraf Suresi, 27. Ayet:
Ey ademoğulları! Şeytan kötülüklerini onlara göstermek için, elbilselerini soyarak, ana babanızı c
enne
tten çıkardığı gibi sizi de bir fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlere evliya kıldık....
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Ayetlerimizi yalanlayan ve büyüklenenler var ya, onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar deve iğnenin deliğinden geçmedikçe, C
enne
t'e giremeyeceklerdir. Mücrimleri böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 41. Ayet:
Onlar için ceh
enne
mden döşek ve örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 43. Ayet:
Göğüslerinde tasadan ne varsa çıkarıp almışız. Yanı başlarında ırmaklar akmaktadır. Derler ki: "Bizi buna ulaştıran Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Ant olsun ki Rabb'imizin resulleri gerçeği getirmişlerdir." Onlara: "İşte yaptığınız işlere karşılık, hak ettiğiniz C
enne
t budur." diye seslenilir....
Əraf Suresi, 44. Ayet:
C
enne
t halkı, Ceh
enne
m halkına, "Rabb'imizin bize söz verdiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabb'inizin size söylediklerinin gerçek olduğunu gördünüz mü?" diye seslenirler. "Evet." derler. Aralarından bir çağırıcı, "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye bağırır....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki taraf arasında bir hicap vardır. Ve A'raf' üzerinde de hepsini simalarından tanıyan kimseler vardır. Henüz C
enne
t'e girmemiş olan, fakat girmeyi uman C
enne
t halkına: "Size selam olsun." diye seslendiler....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Ceh
enne
mliklere; "Allah, hiçbir rahmete erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" Onlara: "Girin C
enne
t'e, artık size korku yoktur. Üzülecek de değilsiniz." denir....
Əraf Suresi, 50. Ayet:
Ateş halkı, C
enne
t halkına, "Suyunuzdan veya Allah'ın rızık olarak verdiği şeylerden biraz da bize verin." diye feryat ederler. Onlar, "Allah, bu ikisini Kafirlere haram kılmıştır." derler....
Əraf Suresi, 179. Ayet:
Gerçek şu ki, cinnden ve insten çoğalttıklarımızın çoğu Ceh
enne
mliktir. Ki onların kalpleri vardır onunla kavramazlar, gözleri vardır onunla görmezler, kulakları vardır onunla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da bilinçsizdirler. İşte gafil olanlar bunlardır....
Ənfal Suresi, 16. Ayet:
Kim böyle bir günde, savaşmak için bir cepheye çekilmek amacıyla veya başka bir birliğe katılmanın dışında, düşmana arkasını dönerse, Allah'ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer Ceh
enne
m'dir. O, ne kötü bir dönüş yeridir....
Ənfal Suresi, 36. Ayet:
Gerçeği yalanlayan nankörler, Allah yolundan alıkoymak için mallarını harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra, bu kendilerine pişmanlık olacak ve sonra mağlup olacaklar. Kafirler Ceh
enne
m'de toplanacaklardır....
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
Ki Allah, pis olanı temiz olandan ayırsın, pis olanları birbirinin üzerine koyup, hepsini bir araya getirsin, sonra hepsini Ceh
enne
m'e doldursun. İşte onlar hüsrana uğrayanlardır....
Tövbə Suresi, 21. Ayet:
Rabb'leri, onları, Kendi rahmeti, hoşnutluğu ve içinde tükenmeyen nimetler bulunan C
enne
tleri ile müjdeliyor....
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün, ceh
enne
m ateşinde kızdırılıp; onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak, "İşte bunlardır, kendiniz için biriktirdiğiniz şeyler, tadın, biriktirdiğiniz şeylerin azabını." denecek....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan kimi de: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme." der. İyi bilmiş ol ki, onlar, fitneye düşmüşlerdir. Ceh
enne
m onları kuşatacaktır....
Tövbə Suresi, 63. Ayet:
Bilmediler mi ki: Kim Allah'a ve Resulüne karşı haddi aşarsa, onun için, içinde sürekli kalacağı Ceh
enne
m ateşi vardır. İşte bu, büyük rezilliktir....
Tövbə Suresi, 68. Ayet:
Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve Kafirlere, ceh
enne
m ateşini vadetmiştir. Orada sürekli kalıcıdırlar. Bu, onlara yeter. Allah, onları lanetlemiştir ve onlar için kalıcı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 72. Ayet:
Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, içinden ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları C
enne
tler ve Adn C
enne
tlerinde temiz yerleşim yerleri söz verdi. Allah'ın razı olması ise daha büyüktür. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 73. Ayet:
Ey Nebi! Kafirlerle ve münafıklarla cihat et. Onlara karşı kararlılıkla mücadele et. Onların varacakları yer Ceh
enne
m'dir. O, ne kötü varış yeridir....
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Allah'ın Resulüne muhalefet ederek geride kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Mallarıyla, canlarıyla cihad etmekten hoşlanmadılar. Bir de, "Bu sıcakta savaşa çıkmayın." dediler. De ki: "Ceh
enne
m ateşi daha sıcaktır." Keşke anlasalardı!...
Tövbə Suresi, 89. Ayet:
Allah, onlar için içinden ırmaklar akan, içinde süresiz kalacakları C
enne
tler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 95. Ayet:
Onlara döndüğünüz zaman, kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a yemin edecekler. Onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. Yaptıklarının karşılığı olarak varacakları yer Ceh
enne
m'dir....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Muhacir ve Ensar'dan, öne geçenlerden ve iyilikte onları izleyenlerden Allah razı olmuştur. Onlar da O'ndan razı olmuştur. Onlara, içinde aralıksız ve sürekli kalacakları, içinden ırmaklar akan C
enne
tler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 109. Ayet:
Binasını takva üzere, Allah rızası için kuran kimse mi, yoksa binasını uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte Ceh
enne
m ateşinin içine yuvarlanan kimse mi hayırlı olandır? Allah, zalim halkı doğru yola iletmez....
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
Allah, kendi yolunda savaşarak ölen ve öldüren mü'minlerin; canlarını ve mallarını C
enne
t karşılığında satın almıştır. Bu, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da gerçek olan bir söz vermedir. Allah'tan daha iyi sözünde duran kim olabilir? O halde, O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 113. Ayet:
Nebi ve mü'minlere; Ceh
enne
mlik oldukları açıkça belli olduktan sonra, yakınları da olsa, müşriklere bağışlanma dilemeleri yaraşmaz....
Yunus Suresi, 9. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlara gelince, imanlarından dolayı Rabb'leri onları doğru yola iletir ve içlerinden ırmaklar akan Na'im C
enne
tlerine koyar....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
İyi ve güzel davrananlar için daha güzeli ve fazlası var. Onların, yüzleri ne kararır ne de hor görülmekten kızarır. Onlar, C
enne
t halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar....
Hud Suresi, 23. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlar, Rabb'lerine içtenlikle bağlı olanlar; C
enne
t ehlidirler. Onlar, orada sürekli kalacaklardır....
Hud Suresi, 108. Ayet:
Mutlu olanlar ise, C
enne
t'tedirler. Rabb'in aksini dilemedikçe, gökler ve yer durdukça, orada sürekli kalacaklardır. Bu kesintisiz bir iyiliktir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
Ancak Rabb'inin rahmet ettikleri hariç. Bunun için yarattı onları. Kesinlikle Rabb'inin takdir ettiği, "Ceh
enne
m'i cinlerden ve insanlardan dolduracağım" hükmü gerçekleşecektir....
Rəd Suresi, 18. Ayet:
Rabb'lerinin çağrısına uyanlar için, en iyi karşılık vardır. O'na uymayanlar ise, yeryüzünde bulunanların tamamı ve bir o kadarı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini karşılık olarak verirlerdi. Hesabın kötüsü onlar içindir. Varacakları yer Ceh
enne
m'dir. O ne kötü bir yataktır....
Rəd Suresi, 23. Ayet:
Adn C
enne
tleri onlarındır. Oraya, anne ve babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanlar gireceklerdir. Melekler de her kapıdan yanlarına girecekler ve şöyle diyecekler:...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva sahiplerine söz verilen C
enne
t'in içinden ırmaklar akmaktadır, meyvesi ve gölgesi süreklidir. İşte bu takva sahiplerinin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Onun ardından da Ceh
enne
m vardır ve irinli sudan içirilecektir....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar, Rabb'lerinin izni ile içinde sürekli kalmak üzere içlerinden ırmaklar akan C
enne
tlere konulurlar. Oradaki yaşam temennileri "selam" dır....
İbrahim Suresi, 29. Ayet:
Gidecekleri yer Ceh
enne
m'dir; kalacakları yer ne kötüdür!...
Hicr Suresi, 43. Ayet:
Onların tamamının buluşma yeri Ceh
enne
m'dir....
Hicr Suresi, 45. Ayet:
Takva sahipleri, C
enne
tlerde ve pınarların başlarındadırlar....
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
O halde, içinde ebedi kalıcılar olarak Ceh
enne
m'in kapılarından girin! Büyüklük taslayanlar için ne kötü bir yerdir orası....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn C
enne
tlerine girerler. Orada, onlar için diledikleri şeyler var. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir....
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Melekler, onların canlarını tayyib şekilde alırlar. "Selam size. Yapmış olduğunuz iyi şeylere karşılık girin C
enne
te." derler....
İsra Suresi, 8. Ayet:
Umulur ki Rabb'iniz size merhamet eder. Eğer siz dönerseniz, Biz de döneriz. Ve Biz Ceh
enne
m'i Kafirler için kuşatıcı kıldık....
İsra Suresi, 18. Ayet:
Kim aceleyi isterse, hak eden kimseye dilediğimiz şeyi çabuklaştırırız. Sonra onun için Ceh
enne
m'i mekan yaparız. Kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer....
İsra Suresi, 39. Ayet:
İşte bunlar, senin Rabb'inin, sana hikmetten vahyettiği şeylerdendir. Allah ile birlikte başka ilah edinme. Yoksa kınanmış ve kovulmuş olarak Ceh
enne
m'e atılırsın....
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah, "Git! Onlardan kim sana uyarsa, bilin ki bunun karşılığı tam bir karşılık olarak Ceh
enne
m'dir." dedi....
İsra Suresi, 97. Ayet:
Allah, kime hidayet etmişse, işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, onun için, O'ndan başka veliler bulamazsın. Kıyamet Günü, onları; kör, sağır ve dilsiz olarak yüzüstü sürünür durumda mahşer yerine toplarız. Onların varacakları yer Ceh
enne
m'dir. O ne zaman dinse, onlara ateşi artırırız....
Kəhf Suresi, 31. Ayet:
İşte onlara Adn C
enne
tleri vardır. Onların içinden nehirler akar. Orada, altından bileziklerle süslenirler. İnce ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyerler. Orada tahtlar üzerine yaslanırlar. Ne güzel bir karşılık ve ne iyi bir ağırlanma yeri!...
Kəhf Suresi, 100. Ayet:
İzin günü Ceh
enne
m'i Kafirlere sunarız, tam bir sunuşla....
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
Yoksa Kafirler, Benim yanım sıra evliya edinebileceklerini mi sandılar? Biz, Ceh
enne
m'i Kafirlere bir ikram olarak hazırladık....
Kəhf Suresi, 106. Ayet:
Küfretmeleri, ayetlerimi ve resullerimi alaya almaları nedeniyle onların cezaları Ceh
enne
m'dir....
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
İman edip, salihatı yapanların ikramı Firdevs C
enne
tleridir....
Məryəm Suresi, 60. Ayet:
Ancak tevbe edip, iman eden ve salihatı yapanlar hariç. İşte onlar C
enne
t'e girecekler ve onlara hiçbir şekilde haksızlık yapılmayacaktır....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
Rahman, kullarına gıyaben Adn C
enne
tleri söz verdi. Kuşkusuz O'nun sözü gerçekleşecektir....
Məryəm Suresi, 63. Ayet:
İşte bu, kullarımızdan takva sahibi olanlara miras olarak vereceğimiz C
enne
t'tir....
Məryəm Suresi, 68. Ayet:
Rabb'ine ant olsun ki, onları ve şeytanları kesinlikle bir araya toplayacağız. Sonra onları Ceh
enne
m'in kenarında diz üstü çökmüş olarak hazır tutacağız....
Məryəm Suresi, 86. Ayet:
Mücrimleri de susamış olarak Ceh
enne
me süreceğiz....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rabb'ine mücrim olarak gelirse, onun yeri Ceh
enne
m'dir. Orada ne ölür ne de yaşar....
Taha Suresi, 76. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn C
enne
tlerinde sürekli kalacaklar. İşte bu arınmış olanlara verilecek karşılıktır....
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine Biz de: "Ey Âdem! Kuşkusuz bu sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi C
enne
t'ten çıkarmasın. Sonra mutsuz olursun." dedik....
Taha Suresi, 121. Ayet:
Bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen çirkinlikleri kendilerine görünüverdi. C
enne
t yaprağından örtmeye başladılar. Âdem, Rabb'ine asilik edip yanıldı....
Ənbiya Suresi, 29. Ayet:
Onlardan kim, "O'nun yanı sıra ben de ilahım." derse, işte o zaman onu Ceh
enne
m'le cezalandırırız. Biz, zalimleri böyle cezalandırırız....
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Siz ve Allah'ın yanı sıra kulluk ettikleriniz, Ceh
enne
m'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz....
Ənbiya Suresi, 99. Ayet:
Eğer onlar gerçekten ilah olsalardı, Ceh
enne
m'e girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar, Ceh
enne
m'in uğultusunu bile duymazlar. Ve onlar canlarının istediği şeylerin içinde sürekli kalacaklardır....
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Allah, iman eden ve salihatı yapanları altından ırmaklar akan C
enne
tlere koyacak. Kuşkusuz Allah, Dilediği Şeyi Yapar....
Həcc Suresi, 23. Ayet:
Allah, iman eden ve salihatı yapanları, içinden ırmaklar akan C
enne
tlere koyacak. Onlar, orada altından bilezikler ve inciler ile süslenirler. Elbiseleri ipektendir....
Həcc Suresi, 51. Ayet:
Ayetlerimizi geçersiz bırakma yarışında olanlar, işte onlar Ceh
enne
m ehlidir....
Həcc Suresi, 56. Ayet:
Egemenlik, İzin Günü tamamen Allah'a aittir, insanlar arasında yalnızca O hüküm verir. Artık iman eden ve salihatı yapanlar, nimet c
enne
tlerindedirler....
Möminun Suresi, 19. Ayet:
Böylece onunla, sizin için hurma ve üzüm c
enne
tleri meydana getirdik. Keza, oralarda yemekte olduğunuz pek çok meyve çeşitleri vardır....
Möminun Suresi, 103. Ayet:
Ve kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar kendilerine yazık edenlerdir; Ceh
enne
m'de sürekli kalıcıdırlar....
Furqan Suresi, 12. Ayet:
Ceh
enne
m onları uzak bir yerden gördüğü zaman, onun öfkelenmesini ve uğultusunu işittiler....
Furqan Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Bu mu daha hayırlıdır, yoksa takva sahipleri için bir ödül olan, dönüş yeri olarak söz verilen süresiz C
enne
t mi?"...
Furqan Suresi, 24. Ayet:
O gün, C
enne
t ehli en yararlı yerde eğlenecek ve en iyi yerde dinlenecek....
Furqan Suresi, 34. Ayet:
Yüzüstü Ceh
enne
m'e toplanacak olanlar; işte onlar, yerce çok kötü ve yolca çok sapkınlardır....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: "Rabbimiz Ceh
enne
m azabını bizden uzaklaştır. Kuşkusuz onun azabı sürekli bir yok oluştur." derler....
Şüəra Suresi, 57. Ayet:
Derken onları c
enne
tlerden ve çeşmelerden çıkardık....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Ve beni nimeti bol C
enne
t'in mirasçılarından kıl."...
Şüəra Suresi, 90. Ayet:
Ve C
enne
t, takva sahipleri için yaklaştırılır....
Şüəra Suresi, 91. Ayet:
Ve Ceh
enne
m azgınların karşısına çıkarılır....
Şüəra Suresi, 147. Ayet:
"C
enne
tlerde ve çeşme başlarında."...
Ənkəbut Suresi, 54. Ayet:
Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Oysaki Ceh
enne
m kesinlikle Kafirleri çepeçevre kuşatacaktır....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İnananları ve salihatı yapanları, içinde sürekli kalacakları C
enne
t'te; altından ırmaklar akan köşklere yerleştireceğiz. İyi işler yapanların ödülü ne güzeldir!...
Ənkəbut Suresi, 68. Ayet:
Uydurduğu yalanı Allah'a isnat eden iftiracıdan veya kendisine gelen hakikati yalanlayandan daha zalim kim vardır? Kafirler için Ceh
enne
m'de yer mi yok?...
Loğman Suresi, 8. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar için, Naim C
enne
t'ler vardır....
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer dileseydik, herkese elbette hidayetini verirdik. Fakat Ben'den söz hak oldu: "Ceh
enne
mi tamamen cin ve insanlardan dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar, işte onlar için, yapmış olduklarından dolayı konaklama yeri olarak Me'va C
enne
tleri var....
Səba Suresi, 15. Ayet:
Ant olsun ki, Sebelilerin yaşadıkları yerde bir ayet vardı: Sağda ve Solda iki c
enne
t! Rabb'inizin rızkından yiyin ve O'na şükredin. Temiz bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rabb!...
Səba Suresi, 16. Ayet:
Onlarsa yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine su seddinin suyunu salıverdik. Ve iki c
enne
tlerini, acı meyveli ağaçlara, meyvesiz ağaçlara ve az miktarda sedir ağacı bulunan iki c
enne
te çevirdik....
Fatir Suresi, 33. Ayet:
Onların girecekleri yer Adn C
enne
tleridir. Orada, altından bilezik ve incilerle süslenecekler. Giysileri ise ipektendir....
Fatir Suresi, 36. Ayet:
Kafirlere gelince, onlar için Ceh
enne
m ateşi vardır. Ölmelerine karar verilmez ki ölüp kurtulsunlar. Onların azaplarından da hafifletilmez. İşte bütün kafirleri böyle cezalandırırız....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
Ona, "C
enne
te gir!" denildi. "Keşke halkım bilseydi;"...
Yasin Suresi, 55. Ayet:
Kuşkusuz C
enne
t ehli bugün keyifli bir uğraş içindedir....
Yasin Suresi, 63. Ayet:
İşte, uyarılmış olduğunuz Ceh
enne
m budur....
Saffat Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın yanı sıra. Artık onlara Ceh
enne
m yolunu gösterin....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
Naim c
enne
tlerinde....
Saffat Suresi, 55. Ayet:
Derken yakından tanık oldu. Onu Ceh
enne
m'in ortasında gördü....
Saffat Suresi, 57. Ayet:
"Eğer Rabb'imin nimeti olmasaydı, ben de Ceh
enne
me atılanlardan olurdum."...
Saffat Suresi, 64. Ayet:
O, Ceh
enne
m'in dibinde çıkan bir ağaçtır....
Saffat Suresi, 68. Ayet:
Sonra dönecekleri yer, kesinlikle Ceh
enne
m'dir....
Saffat Suresi, 97. Ayet:
"Onun için bir yer hazırlayın, sonra da onu ceh
enne
me atın." dediler....
Saffat Suresi, 163. Ayet:
Ceh
enne
m'e girecekler hariç....
Sad Suresi, 50. Ayet:
Adn C
enne
tlerinin kapıları onlara açıktır....
Sad Suresi, 56. Ayet:
Varacakları yer Ceh
enne
m'dir. Orası ne kötü bir yataktır....
Sad Suresi, 85. Ayet:
Allah: "Ant olsun ki Ceh
enne
m'i senden ve sana uyanlardan dolduracağım." dedi....
Zümər Suresi, 32. Ayet:
Öyleyse, Allah adına yalan uyduran ve kendisine gelen doğruyu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kafirlerin yeri Ceh
enne
m'de değil mi?...
Zümər Suresi, 60. Ayet:
Kıyamet Günü, Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerini kararmış görürsün. Büyüklük taslayanların yeri Ceh
enne
m'de değil mi?...
Zümər Suresi, 71. Ayet:
Kafirler bölük bölük Ceh
enne
m'e sürülürler. Oraya vardıklarında, kapıları açılır. Ceh
enne
m'in bekçileri onlara: "İçinizden size Rabb'inizin ayetlerini okuyan, sizi bu gününüzle karşılaşacağınıza dair uyaran resuller gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet geldi." derler. Fakat azap sözü Kafirlerin üzerine gerçekleşti....
Zümər Suresi, 72. Ayet:
"İçinde sürekli kalmak üzere Ceh
enne
m'in kapılarından girin!" denir. Büyüklük taslayanların kalacakları yer ne kötüdür....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rabb'lerine karşı takva sahibi olanlar grup grup C
enne
t'e sevk edilirler. Oraya vardıklarında, onun kapıları açılır. Onun görevlileri, onlara: "Selam sizlere, siz aklandınız! Sürekli kalmak üzere ona girin." derler....
Zümər Suresi, 74. Ayet:
Onlar da: "Hamd, bize verdiği sözü yerine getiren Allah'a özgüdür. Bizi bu yere varis kıldı. C
enne
t'te istediğimiz yerde kalabiliyoruz. Çalışanların ödülü ne güzel." derler....
Mömin Suresi, 6. Ayet:
İşte böylece Kafirlerin üzerine, Rabb'inin, "Kuşkusuz ki onlar Ceh
enne
m halkıdır." Kelimesi hak oldu....
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arş'ı yüklenenler ve çevresinde bulunanlar, Rabblerini övgü ile yüceltirler. Ve O'na iman ederler. İman edenler için bağışlanma dilerler: "Rabb'imiz! Sen, rahmet ve bilgice her şeyi kuşattın. Tevbe edip senin dosdoğru yoluna uyan kimseleri bağışla. Onları Ceh
enne
m azabından koru."...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
"Rabb'imiz! Onları; onların atalarından, eşlerinden ve soylarından salih kimseleri, kendilerine söz verdiğin Adn C
enne
tlerine koy. Sen, Mutlak Üstün Olan'sın, En İyi Hüküm Veren'sin."...
Mömin Suresi, 40. Ayet:
"Kim bir kötülük yaparsa, ona yaptığının karşılığından fazlasıyla karşılık verilmez. Erkek veya kadın, her kim mü'min olarak salih olanı yaparsa, işte onlar hesapsız şekilde rızıklanmak üzere C
enne
t'e girerler."...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Şu bir gerçek ki, sizin beni kendisine çağırdığınız şey, dünyada da ahirette de kendisine çağıranlara cevap verme gücü olmayan şeydir. Kuşkusuz dönüşümüz Allah'adır. Haddi aşanlar Ceh
enne
mliktirler."...
Mömin Suresi, 49. Ayet:
Ateşte olanlar, Ceh
enne
m görevlilerine: "Rabb'inize dua edin de bir gün de olsa azabı bizden hafifletsin." derler....
Mömin Suresi, 60. Ayet:
Rabb'iniz: "Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Bana kulluk etmeye büyüklenenler, horlanmış olarak Ceh
enne
m'e gireceklerdir." dedi....
Mömin Suresi, 76. Ayet:
Orada sürekli kalmak üzere Ceh
enne
m'in kapılarından girin. İşte, büyüklenenlerin yeri ne kötüdür!...
Fussilət Suresi, 30. Ayet:
"Rabb'imiz Allah'tır." deyip, dosdoğru olanlara gelince, onlara melekler gelerek: "Korkmayın ve üzülmeyin. Söz verildiğiniz C
enne
t'le sevinin!" derler....
Şura Suresi, 7. Ayet:
Kentlerin anası ve civarındakileri, geleceği kesin olan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı C
enne
t'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir....
Şura Suresi, 22. Ayet:
Kazandıkları şeylerle karşı karşıya geldiklerinde, zalimlerin endişeye kapıldıklarını görürsün. İman edip salihatı yapanlar da C
enne
tlerin bahçelerindedirler. Onlar için Rabb'lerinin yanında istedikleri her şey vardır. İşte bu büyük ikramdır....
Zuxruf Suresi, 70. Ayet:
C
enne
te girin. Siz ve eşleriniz en iyi şekilde ağırlanacaksınız."...
Zuxruf Suresi, 72. Ayet:
İşte bu, yaptıklarınıza karşılık, mirasçı kılındığınız C
enne
t'tir...
Zuxruf Suresi, 74. Ayet:
Kuşkusuz mücrimler, Ceh
enne
m azabında sürekli kalacak olanlardır....
Duxan Suresi, 47. Ayet:
"Onu tutun! Ceh
enne
m'in ortasına sürükleyin."...
Duxan Suresi, 56. Ayet:
Orada bir daha ölümü tatmazlar. Onlar Ceh
enne
m azabından korunmuştur....
Casiyə Suresi, 10. Ayet:
Ceh
enne
m peşlerindedir. Kazandıkları şeyler ve Allah'ın yanı sıra edindikleri veliler onlara bir yarar sağlamaz. Onlar için büyük bir azap vardır....
Casiyə Suresi, 35. Ayet:
İşte bu, Allah'ın ayetlerini alay konusu etmeniz nedeniyledir. Sizi, dünya hayatı aldattı. Artık bugün onlar, Ceh
enne
m'den çıkarılmazlar. Ve onlardan özür de kabul edilmez....
Əhqaf Suresi, 14. Ayet:
İşte onlar C
enne
tliktirler. Yaptıklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
Onlar, yaptıklarının karşılığını en iyi şekilde verdiğimiz ve kötülüklerini görmezden geldiğimiz, C
enne
t ehli olan kimselerdir. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir....
Məhəmməd Suresi, 6. Ayet:
Onları, dünyada kendilerine tarif ettiği C
enne
t'e yerleştirecektir....
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Allah, iman edip salihatı yapanları, içinden ırmaklar akan C
enne
tlere yerleştirir. Kafirler ise her şeyden yararlanıp, hayvanların yediği gibi yerler. Onların varacakları yer ateştir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine söz verilen C
enne
t, şöyledir: İçinde; kokusu ve tadı değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere zevk veren hamrdan nehirler ve saf baldan nehirler bulunur. Orada, onlar için her türlü meyve bulunur. Onlara, Rabb'lerinden bağışlanma vardır. Bu kimseler, ateşte devamlı kalacak olan ve sıcak kaynar su içirilen, bundan dolayı da bağırsakları parça parça olan kimselerle bir olur mu hiç?...
Fəth Suresi, 5. Ayet:
Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde sürekli kalmak üzere, içinden nehirler akan C
enne
tlere koymak ve kötülüklerini örtmek içindir. İşte Allah'ın yanında büyük kurtuluş budur....
Fəth Suresi, 6. Ayet:
Allah; hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Kötü zanları onların üzerlerine dönsün. Allah, onlara kızdı ve onları lanetledi. Ve onlar için Ceh
enne
m'i hazırladı. Ne kötü bir varış yeri....
Fəth Suresi, 17. Ayet:
Köre bir sınırlama yoktur. Sakat olana bir sınırlama yoktur. Hasta olana bir sınırlama yoktur. Kim Allah'a ve Resul'üne itaat ederse, Allah, onları içinden ırmaklar akan C
enne
tlere koyar. Kim de yan çizerse, ona acıklı bir azapla azap eder....
Qaf Suresi, 9. Ayet:
Gökten bereketli su indirdik. Onunla c
enne
tler ve biçilecek ekinler yetiştirdik....
Qaf Suresi, 24. Ayet:
"İnatçı, Kafirlerin tamamını Ceh
enne
m'e atın."...
Qaf Suresi, 30. Ayet:
O gün, Ceh
enne
m'e, "Doldun mu?" deriz. O da "Daha yok mu?" der....
Qaf Suresi, 31. Ayet:
C
enne
t, takva sahipleri için uzak değil, yaklaştırılmıştır....
Zariyat Suresi, 15. Ayet:
Takva sahipleri ise c
enne
tlerde ve pınarlardadırlar....
Tur Suresi, 13. Ayet:
O gün, Ceh
enne
m ateşine sürüklenirler....
Tur Suresi, 17. Ayet:
Takva sahipleri c
enne
tlerde ve nimetler içindedirler;...
Tur Suresi, 18. Ayet:
Rabb'lerinin kendilerine verdiklerinden hoşnut olarak. Rabb'leri onları Ceh
enne
m ateşinden korumuştur....
Nəcm Suresi, 15. Ayet:
Onun yanında me'va c
enne
ti vardır....
Qəmər Suresi, 48. Ayet:
O gün yüz üstü sürülerek ateşe atılırlar. "Ceh
enne
m ateşinin dokunuşunu tadın!"...
Qəmər Suresi, 54. Ayet:
Takva sahipleri c
enne
tlerde ve nehir kenarlarındadır....
Rəhman Suresi, 43. Ayet:
İşte bu, suçluların yalanladığı Ceh
enne
m'dir....
Rəhman Suresi, 46. Ayet:
Rabb'inin makamından korkanlar için iki c
enne
t vardır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları kalın ipekten minderlere yaslanırlar. İki C
enne
t'in meyvesi alabilecek yakınlıktadır....
Rəhman Suresi, 62. Ayet:
Bu ikisinden başka iki C
enne
t daha var....
Vaqiə Suresi, 12. Ayet:
Naim C
enne
tlerindedirler....
Vaqiə Suresi, 89. Ayet:
O takdirde, rahat bir hayat, huzur, güzel kokulu rızık ve nimetlerle dolu bir C
enne
t vardır....
Vaqiə Suresi, 94. Ayet:
Ve Ceh
enne
m'e atılma vardır....
Hədid Suresi, 12. Ayet:
O gün, mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında olduğu halde koşarlarken göreceksin. "Bugün müjdeniz; içinde sürekli kalacağınız, içinden ırmaklar akan C
enne
tlerdir. İşte bu büyük kurtuluştur."...
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah'a ve Resullerine iman edenler; işte onlar Sıddıklardır. Ve Rableri yanında şahitlerdir. Onların ödülleri ve nurları vardır. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar Ceh
enne
m halkıdırlar....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabb'inizin bağışlamasını, Allah'a ve Resullerine inananlar için hazırlanmış, genişliği gökle yerin genişliği gibi olan C
enne
t'i kazanmak için yarışın. İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu hak edene verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Ceh
enne
m yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir....
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir halkın, Allah'a ve O'nun Resul'üne karşı haddi aşanlara karşı sevgi duyduklarına tanık olamazsın; isterse bunlar, babaları, çocukları, kardeşleri veya akrabaları olsun. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı ve kendilerini, kendinden bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Allah, onları içinden ırmaklar akan C
enne
tlere koyacaktır. Onlar, orada sürekli kalacak olanlardır. Allah, onlardan hoşnut oldu, onlar da O'ndan hoşnut oldular. İşte onlar, All...
Həşr Suresi, 20. Ayet:
Ceh
enne
mlikler ile C
enne
tlikler bir değildir. C
enne
tlikler, kurtuluşa eren kimselerdir....
Səff Suresi, 12. Ayet:
Sizin suçlarınızı bağışlar ve sizi içinden nehirler akan C
enne
tlere koyar. Ve sizi, Adn C
enne
tlerinde, hoş meskenlere yerleştirir. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Təğabun Suresi, 9. Ayet:
Toplanma günü için sizi bir araya toplayacağı gün, işte o gün aldanma günüdür. Kim Allah'a iman eder ve salihatı yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinde kesintisiz olarak, sürekli kalacağı, içinden nehirler akan C
enne
tlere koyar. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
İman eden ve salihatı yapan kimseleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, Allah'ın apaçık olan ayetlerini size okuyan bir Resul gönderdi. Kim, Allah'a iman eder ve salih olanı yaparsa, Allah onu, içinden ırmaklar akan ve içinde kesintisiz olarak sürekli kalacakları C
enne
tlere koyar. Allah, onu en iyi şekilde rızıklandıracaktır....
Təhrim Suresi, 8. Ayet:
Ey iman edenler! Öğüt veren bir tevbe ile Allah'a tevbe edin. Umulur ki Rabb'iniz, kötülüklerinizi örter ve sizi altından nehirler akan C
enne
tlere koyar. O gün Allah, nebileri ve onlarla beraber olanları asla üzmeyecektir. Onların ışıkları önlerini ve yanlarını aydınlatır. "Rabb'imiz, bizim ışığımızı tamamla ve bizi bağışla. Kuşkusuz Sen, Her Şeye Güç Yetiren'sin." derler....
Təhrim Suresi, 9. Ayet:
Ey Nebi! Kafirlere ve münafıklara karşı mücadele et. Ve onlara kararlılık göster. Onların barınacağı yer Ceh
enne
m'dir. O ne kötü dönüş yeridir....
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah, inanan kimselere, Firavun'un hanımını örnek verdi. Hani o, "Rabb'im! Katında, benim için C
enne
t'te bir ev yap. Beni Firavun ve yaptıklarından kurtar. Ve zalimler topluluğundan beni kurtar." demişti....
Mülk Suresi, 6. Ayet:
Kafirler için Ceh
enne
m azabı vardır. Ve o, ne kötü varış yeridir....
Mülk Suresi, 11. Ayet:
Böylece suçlarını itiraf ettiler. Rahmetten uzak olsun Ceh
enne
mlikler....
Qələm Suresi, 34. Ayet:
Takva sahipleri için, Rabb'lerinin yanında, nimeti bol C
enne
tler vardır....
Haqqə Suresi, 31. Ayet:
"Sonra onu Ceh
enne
m'e atın."...
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar, C
enne
tlerde ağırlanacak olanlardır....
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onların her biri Nimet C
enne
tine konulacağını mi umuyor?...
Cin Suresi, 15. Ayet:
Asilik edip kendilerine haksızlık yapanlar, işte onlar Ceh
enne
m'e odun oldular....
Cin Suresi, 23. Ayet:
"Bana düşen sadece Allah'tan aldığım vahyi size duyurmak ve gönderileni iletmektir. Kim Allah'a ve O'nun Resulüne karşı gelirse, bilsin ki onun için kesintisiz olarak sürekli içinde kalacağı Ceh
enne
m ateşi vardır."...
Müzzəmmil Suresi, 12. Ayet:
Bizim yanımızda prangalar ve Ceh
enne
m var....
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Ceh
enne
m ashabını meleklerden başkasını yapmadık. Onların sayılarını, gerçeği yalanlayan nankörler için bir fitneden başka bir şey yapmadık. Kendilerine kitap verilenler; kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanları artsın. Kendilerine kitap verilmiş iman sahipleri kuşku duymasınlar. Kalplerinde hastalık olanlarla, Kafirler de desinler ki: "Allah, bu örnekle ne demek istiyor şimdi?" İşte böyle, Allah, hak edeni dalalette bırakır, hak edeni doğru yolu gösterir. Rabb'inin ordularını, ke...
Müddəssir Suresi, 40. Ayet:
C
enne
tler içinde soracaklar;...
İnsan Suresi, 12. Ayet:
Sabretmelerine karşılık onları C
enne
t ve ipek ile ödüllendirecektir....
Nəbə Suresi, 21. Ayet:
Ceh
enne
m gözetleme yeri oldu;...
Naziat Suresi, 36. Ayet:
Gören kimseler için Ceh
enne
m açıkça gösterilecek....
Naziat Suresi, 39. Ayet:
Kuşkusuz Ceh
enne
m onun için barınaktır....
Naziat Suresi, 41. Ayet:
C
enne
t onun için barınaktır....
Təkvir Suresi, 12. Ayet:
Ceh
enne
m kızıştırıldığı zaman, ...
Təkvir Suresi, 13. Ayet:
C
enne
t yaklaştırıldığı zaman, ...
İnfitar Suresi, 14. Ayet:
Facirler Ceh
enne
mdedirler....
Mutəffifin Suresi, 16. Ayet:
Sonra onlar, Ceh
enne
m'e girecekler....
Bürüc Suresi, 10. Ayet:
Mü'min erkeklere ve kadınlara fitne yapıp, sonra da kesin olarak tevbe etmeyenler için Ceh
enne
m azabı vardır. Onlar için yakıcı bir azap vardır....
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
İnanan ve salihatı yapanlar için içinden nehirler akan C
enne
tler vardır. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Fəcr Suresi, 23. Ayet:
İzin Günü Ceh
enne
m ortaya getirilir. O gün insan neyin ne olduğunu anlar, ancak bunun ona bir yararı olmaz....
Fəcr Suresi, 30. Ayet:
C
enne
time gir."...
Beyyinə Suresi, 6. Ayet:
Kitap Ehli'nden gerçeği yalanlayan nankörler ve müşrikler, içinde sürekli kalmak üzere Ceh
enne
m ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların şerlileridirler....
Beyyinə Suresi, 8. Ayet:
Onların, Rabb'leri yanındaki ödülleri; onlar için içinden nehirlerin aktığı c
enne
tler vardır. Orada süresiz kalacaklar. Allah onlardan, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabb'ine huşu duyan kimseler içindir....
Bəqərə Suresi, 16. Ayet:
Bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı, ceh
enne
mi) satın almışlardır. Onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahud onların hâli, gökten boşanan yağmura tutulmuşların hâli gibidir ki, o gökte (bulutlarda) yoğun karanlıklar var, bir gök gürültüsü, bir şimşek var. Yıldırımlardan ölüm korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkıyorlar. Allah ilim ve kudreti ile kâfirleri kuşatandır. (Cenâb’ı Hak, Kur’an-ı Kerim karşısında bulunan kâfir ve münafıkların hâlini beyan etmek üzere, ikinci bir temsil yapmıştır. Böylece âyeti kerimede münâfıkların hâli, karanlık bir gecede gök gürültülü ve şimşekli bir yağmura tutul...
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan ceh
enne
m ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan ceh
enne
m ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Eğer bunu yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız- yakıtı insanlar ile taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış olan Ceh
enne
m ateşinden korkunuz....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve beşşirillezîne âmenû ve amilûs sâlihâti
enne
lehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl(kablu) ve utû bihî muteşâbihâ(muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve âmenû olup, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amelde bulunanlar için altlarından nehirler akan c
enne
tler olduğunu müjdele. Oradaki meyvelerden ve mahsullerden bir rızıkla her rızıklandırılışlarında “İşte bu bizim daha önce de rızıklandırıldığımız (yediğimiz) şeydir.” dediler. Ve ona (dünyadaki rızıklarına) benzer (lezzet ve nefaset bakımından çok üstünü) verilmiştir. Onlar için orada temiz eşler vardır. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan c
enne
tler olduğunu müjdele. C
enne
tlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan c
enne
tler olduğunu müjdele! O c
enne
tlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için c
enne
tte tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından ırmaklar akan c
enne
tler (Allâh Esmâ'sının açığa çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler) vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede içinde): "Bu daha önceden de tattığımız gibi bir şey" derler. Bu önce tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden arınmış eşleri iledirler!...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele: Onlara, altlarından ırmaklar akan c
enne
t konakları var. Orada kendilerine ikram edilen herhangi bir meyvadan yediklerinde: 'Bu, daha önce tattığımı...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip de salih ameller işleyenleri ise, altından ırmaklar akan c
enne
tlerle müjdele. Her ne zaman kendilerine oradan rızık olarak bir meyve verilse: 'Bu bizim daha önce (dünyada) rızıklandığımız şeydir' derler. Orada onlara böyle birbirinin benzer şeyler verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan c
enne
tler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habibim), iman edip sâlih ameller işleyenlere (şunu) müjdele: Onlar için, (ağaçları) altından ırmaklar akar (her türlü meyvalarla süslenmiş) c
enne
tler var. Kendilerine, ne zaman, onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse (her def’asında): “Bu, daha önce (dünyâda) bizim yediğimiz şeydir.” diyecekler ve o rızık (dünyâdakine) benzer olarak kendilerine sunulacak. Onlar için orada tertemiz zevceler de var ve onlar, o c
enne
tte ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Inananlar ve yararli isler yapanlara, kendilerine altlarindan irmaklar akan c
enne
tler oldugunu mujdele. Onlara buranin bir urunu rizik olarak verildiginde, «Bu daha once de riziklandigimizdir» derler. Bunlar, soyledikleninin benzerleri olarak sunulmustur. Onlara orada tertemiz esler vardir ve orada temelli kalirlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Dosdoğru imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara müjde ver ki, onlara altından ırmaklar akan C
enne
tler vardır. (Oraya girdikleri zaman) kendilerine oradaki meyveden ne kadar bir rızık verildiğinde, «bu daha önce de rızıklandığımız şeylerdendir» diyecekler. (Evet) onlara (renk ve çeşit bakımından az da olsa dünyadaki veya kendilerine az önce sunulan meyvalara) benzer (fakat lezzet ve nefaset bakımından çok farklı ve üstün meyvalar) verilecek. Hem onlar için orada (dünyada kadınlara arız olan ...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan c
enne
tler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, 'Bu daha önce de rızıklandığımızdır' derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan c
enne
tler olduğunu müjdele! O c
enne
tlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için c
enne
tte tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp erdemli davrananları, içlerinde ırmaklar akan c
enne
tlerle (bahçelerle) müjdele. Kendilerine oradaki ürünlerden rızıklar sunulduğunda 'Bu, daha önce bize sunulan nimetlerdir,' derler. Böylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
iman edip salih ameller işliyenlere ise müjdele: Kendileri için altından ırmaklar akar c
enne
tler var, onlardan: hangi bir semereden bir rızk rızıklandıkça onlar, her def'asında «ha! bu bizim önceden merzuk olduğumuz» diyecekler ve ona öyle müteşabih olarak sunulacaklar, kendileri için orada pak, çok pak zevceler de var, hem onlar orada ebedî kalacaklar...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi amel işleyenleri müjdele! Kendileri için altlarından ırmaklar akan c
enne
tler var. Onlara her hangi bir meyveden bir rızık yedirilince onlar, her defasında: «Bu bizim önceden yediğimiz şeydir.» diyecekler; oysa ona benzer olarak sunulacaklar. Kendileri için orada tertemiz zevceler de var. Onlar orada ebedi kalacaklar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan c
enne
tlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: «Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir» derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenleri, ağaçları altından nehirler akan C
enne
tler ile müjdele. Onlara rızık olarak her yeni meyve sunulduğunda «Bu daha önce bize sunulan falanca meyvedir» derler, onlara birbirinden ayırd edemeyecekleri rızıklar verilir. Hem onlara orada el değmemiş, tertemiz eşler verilecektir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanları müjdele: Gerçekten onlar için içlerinden / altlarından ırmaklar akan c
enne
tler vardır. Kendilerine rızk olarak bu ürünlerden (min semeretin rizkan) yedirildiğinde "Bu, daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu onlara (dünyadakine) benzer (müteşabihe) olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz (halidun) kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habîbim) îmân eden, bir de güzel güzel amel (ve hareketlerde bulunan kimselere muştula ki altlarından ırmaklar akan c
enne
tler onların. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse her defasında «ha, bu, evvelce de (dünyâda) rızıklandığımız (yediğimiz) şeydi» diyecekler Ve o rızk (renkde, şekilde) birbirinin benzeri, (fakat tatda, keyfiyyetde başka başka ve çok yüksek ve müstesna kıymetlerde) olmak üzere kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem orada onlar...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, şübhesiz kendileri için altlarından ırmaklar akan C
enne
tler olduğunu müjdele! (Onlar) ne zaman rızık olarak oradan, herhangi bir meyveden rızıklandırılsalar: 'Bu, daha önce rızıklandırıldığımız şeydir' derler. Çünki bu (C
enne
t ni'metleri), kendilerine (dünyadaki rızıklarıyla) birbirine benzer şekilde verilir. Onlar için orada tertemiz zevceler de vardır ve onlar, orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman eden, salih ameller işleyenlere; altından ırmaklar akan c
enne
tlerin kendileri için olduğunu müjdele. Onlara ne zaman bunlardan bir meyve rızık olarak verilirse bu, evvelce rızıklandığımız şeydi, derler. Onlara birbirine benzeyen (böyle nimetler) verilecek. Onlar için orada temiz eşler de vardır. Hem onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İmân edip sâlih amellerde bulunanlara müjde ver. Şüphe yok ki onlar için altından ırmaklar akan c
enne
tler vardır. Her ne vakit o c
enne
tlerden bir meyva ile merzûk olunca diyeceklerdir ki: «Bu meyva bizim evvelce de merzûk olduğumuz bir meyvadır.» Onlara birbirine benzeyen (böyle nîmetler) verilmiş olacaktır. Ve onlar için c
enne
tlerde tertemiz zevceler de vardır ve onlar o c
enne
tlerde ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan c
enne
tlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse, her defasında: “Bu bizim daha önce de dünyada iken yediğimiz şeydir. ” derler. Bunlar söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edenler ve doğruları yapanlara, içinden ırmaklar akan c
enne
tler olduğunu müjdele!.. Ne zaman oradaki meyvelerden rızıklandırılsalar: -Bu, daha önce de rızıklandığımız şey! diyecekler. O meyveler kendilerine dünyadakilerin bir benzeri olarak verilecektir ve orada onlar için tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan c
enne
tler vardır. Öyle c
enne
tler ki, ne zaman meyvelerinden kendilerine bir şey ikram edilirse: "Bu, daha önce de dünyada yediğimiz şey!" diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan c
enne
tlerin kendilerine âit olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (C
enne
tteki bu rızık), onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan c
enne
tler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: «Bu daha önce de rızıklandığımızdır» derler, bu birbirinin benzeri olarak onlara sunulmuştur. Onda, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan c
enne
tler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
İnnallâhe lâ yestahyî en yadribe meselen mâ beûdaten fe mâ fevkahâ fe emmellezîne âmenû fe ya’lemûne
enne
hul hakku min rabbihim, ve emmellezîne keferû fe yekûlûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), yudıllu bihî kesîran ve yehdî bihî kesîrâ(kesîran) ve mâ yudıllu bihî illel fâsıkîn(fâsıkîne)....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz
2.
allâhe
: Allah
3.
lâ yestahyî
: çekinmez
4.
en yadribe meselen
: darbı mese...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
O fâsıklar ki, Allah’ın (ezelde iman ve itaat etmelerine dair) kendilerinden aldığı sözü sağlama bağladıktan sonra, O’nun ahdini bozarlar ve Allah’ın vaslını emrettiği şeyi (yakınlık ve iman bağlarını) keserler, yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar, (ebedî olarak ceh
enne
me düşüp) ziyanda kalanlardır....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel c
enne
te ve kulâ minhâ ragaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
1.
ve kulnâ
: ve biz dedik
2.
yâ
: ey
3.
âdemu
: Âdem
4.
uskun
: iskân ol, otur, yerleş
...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, c
enne
tte yerleşin. Oradan (oradaki yiyeceklerden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin c
enne
te yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Demiştik ki: Ey Âdem, sen ve eşin c
enne
tte oturun, dilediğinizi bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa haddini aşanlardan olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce c
enne
te yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde c
enne
t nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Bundan sonra dedik ki: "Ey Adem, sen ve senin hâlini, yaşamını paylaştığın (eşin - bedenin), c
enne
t boyutunu mesken edinin. Dilediğinizce bu boyutun nimetleriyle yaşayın ve şu ağaca da yaklaşmayın, (yaklaşırsanız) zâlimlerden olursunuz. "...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz Âdem’e: 'Ey Âdem, sen ve eşin C
enne
t’te oturun. Orada Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, istediğiniz zaman her yerde bol bol C
enne
t nimetlerinden yeyin. Sadece şu bitkiye yaklaşmayın. Eğer bu bitkinin mahsulünden yerseniz, her ikiniz de kendinize yazık eder, zâlimlerden olursunuz.' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve biz: 'Ey Adem, sen ve eşin c
enne
te yerleşin ve orada, istediğiniz yerde yiyeceklerden bolca yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, sonra kendi kendilerine haksızlık edenlerden olursunuz' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin c
enne
tte yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve biz demiştik ki: “- Ey Âdem, sen eşinle C
enne
tte sakin ol. Onun nimetlerinden ikiniz de bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa (nefislerine) zulmedenlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
«Ey Adem! Esin ve sen c
enne
tte kal, orada olandan istediginiz yerde bol bol yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin; yoksa zalimlerden olursunuz» dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdem! dedik, (artık) sen ve eşin c
enne
tte sakin olun. Dilediğiniz yerde ondan (ondaki nimetlerden) refah ve huzur içinde yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın, sonra (Hakk'a karşı gelip kendine) zulmedenlerden olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
'Ey Adem! Eşin ve sen c
enne
tte kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce c
enne
te yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde c
enne
t nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
'Adem! Eşinle birlikte c
enne
tte kal. Dilediğiniz yerde ondan bolca yeyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!,' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
ve dedik ki «ya Adem sen ve zevcen C
enne
ti mesken edin, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin c
enne
te yerleşin, ikiniz de orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, haddini aşan zalimlerden olmayasınız.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin c
enne
tte oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki; «Ey Adem, sen ve eşin C
enne
te yerleşiniz, oranın yiyeceklerinden istediğinizi bolbol yiyiniz, fakat şu ağaca yanaşmayınız, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Ey Adem! Eşinle birlikte c
enne
tte kal / yerleş / otur (üskün). Dilediğiniz yerden bolca yiyin ancak şu ağaca (hazihişşecerete) yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demişdik ki: «Ey Âdem, sen eşinle beraber C
enne
tde yerleş, Ondan (C
enne
tin yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de (nefsine) zulmedenlerden olursunuz». ...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile C
enne
te yerleş; dilediğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz!'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demiştik ki: Ey Adem, sen, eşinle birlikte c
enne
tte otur. Dilediğiniz O'na döndürüleceksiniz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu c
enne
tte oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Sen ve eşin, beraberce c
enne
te yerleşin. Orada olanlardan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de zulmedenlerden olursunuz. ”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
-Ey Adem! Sen ve eşin c
enne
tte oturun dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Âdem! Eşinle birlikte c
enne
te yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin c
enne
tte oturun, ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin c
enne
tte yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Âdem'e de dedik ki: 'Ey Âdem, sen ve eşin C
enne
te yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa kendinize yazık edersiniz.'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin c
enne
te yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (c
enne
tten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan, Âdem ile eşini C
enne
tten uzaklaştırmak için, onları kusur işlemeye sevk etti. Bulundukları konumdan, C
enne
t nimetleri ve imkânları içinden onları çıkardı. Bunun üzerine: 'Buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Birbirinize düşmanlığınız devam edecek. Yeryüzünde bir vakte kadar sizin için bir yaşama yeri, bir barınak ve kısmetiniz, nasibiniz var.' dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Nihayet onları (Âdem ile Havvâ’yı) Şeytan (bir desise ile) C
enne
tten kaydırdı ve içinde bulundukları nimetten onları çıkardı. Biz de: “- Biri-birinize düşman olarak buradan (yere) inin. Yeryüzünde sizin için bir vakte (ömrünüzün sonuna) kadar yerleşmek ve menfaatlenmek vardır.” demiştik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (c
enne
tten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (c
enne
t yurdu)ndan çıkardı. Biz de: «Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır.» dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Nihayet şeytan onları c
enne
tten kaydırdı. Onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de: Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir zamana kadar yerleşim ve faydalanma vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
İmdi, Şeytan Âdem ile Havva'yı c
enne
tten kaydırdı. Oradaki nîmetlerden çıkarıp uzaklaştırdı. Biz de dedik ki: «Bâzınız bâzınıza düşman olmak üzere yeryüzüne ininiz, sizin için yer yüzünde bir vakte kadar bir karar ve bir nasip vardır.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiy
enne
kum minnî hudenfe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
1.
kulnâ
: biz dedik
2.
ihbitû
: inin
3.
min-hâ
: ondan, oradan
4.
cemîan
: topluca, hepiniz
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
“İnin oradan (c
enne
tten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz de c
enne
tten inin. Fakat benden size bir doğru yol gösterici geldi mi o doğru yolu gösterenin izinden gidenlere ne korku vardır, ne hüzün....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz c
enne
tten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik: "İnin hepiniz oradan (kendinizi bedensiz hissettiğiniz şuur boyutundan - c
enne
t yaşamından). . . Benden size HÜDA (hakikatinizi idrak ettirici Rasûl - ilim) geldiğinde kim HÜDAma tâbi olursa onlara ne korku vardır ne de mahzun olacakları bir şey. "...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Biz onlara: “- Hepiniz c
enne
tten inin! Benden size bir hidayet (Peygamber ve kitab) gelince, biliniz ki, benim bu hidayetime tâbi ve bağlı olanlar için aslâ korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmazlar.” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz c
enne
tten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: «O c
enne
tten hepiniz aşağıya ininiz. Eğer benim tarafımdan size bir hidâyet gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaktır.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
(38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise ceh
enne
mliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar ceh
enne
mliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar ceh
enne
mliktir, onlar orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini inkârda, küfürde ısrar edenler ve âyetlerimizi, Kur’ân’ı yalanlayanlar, işte onlar Ceh
enne
mliktirler. Onlar, orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfre varıp âyetlerimizi yalanlıyanlar ise, ceh
enne
m ehlidirler; onlar, o ateşte ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Inkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar ceh
enne
mlik olanlardir, onlar orada temelli kalacaklardir.*...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar ceh
enne
mlik olanlardır, onlar orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar ceh
enne
mliktir, onlar orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da ceh
enne
m ehlidirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kâfir olup ayetlerimizi yalanlayanlar ise orada ebedi olarak kalıcı olmak üzere Ceh
enne
m'liktirler....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
O küfredenler, âyetlerimizi yalan sayanlar (Yok mu?), onlar ateşin (ceh
enne
min) arkadaşlarıdır. Onlar orada bir daha çıkmamak üzere kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfredenler, ayetlerimizi yalanlamış olanlar, işte onlar ceh
enne
mliklerdir. Ve onlar ateşte temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfre varıp âyetlerimizi yalanlayanlar ise, ceh
enne
m ehlidirler. Onlar o ateşte ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Yol göstericimi tanımayıp, ayetlerimizi yalan sayanlar, ceh
enne
m halkıdır. Onlar, orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
(38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise ceh
enne
mliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."...
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrailoğulları! Sizi ni'metlendirdiğim o ni'metimi hatırlayın ve ahdimi yerine getirin. Ve (böylece) Ben de size olan ahdimi yerine getireyim (sizleri vaadettiğim c
enne
time alayım). Ve(ahdinize sadık kalmakta) artık sadece benden korkun....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrâil oğulları (Hz. Yakub oğulları), size verdiğim nimetimi hatırlayın; ve bana itâat ederek Tevrat’ta (âhir zaman Peygamberi hakkında size açıkladığım) ahdime (bana iman ve itaate) vefa edin ki, ahdinize (sizi c
enne
te koymağa) vefa edeyim. (Ahdi bozduğunuzda) ancak Benden korkun....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrâiloğulları! Size ihsân ettiğim ni'met(ler)imi hatırlayın; (îmân edeceğinize dâir)bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, (ben de C
enne
te girmeniz husûsunda) size verdiğim sözü yerine getireyim ve artık yalnızca benden korkun!...
Bəqərə Suresi, 46. Ayet:
Ellezîne yezunnûne
enne
hum mulâkû rabbihim ve
enne
hum ileyhi râciûn(râciûne)....
Bəqərə Suresi, 46. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yezunnûne
: bilirler, yakîn derecesinde inanırlar
3.
enne
-hum
: onların ..... olduğunu
4.
mu...
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve zallelnâ aleykumul gamâme ve enzelnâ aleykumul m
enne
ves selvâ kulû min tayyibâti mâ razaknâkum ve mâ zalemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne)....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
zallelnâ
: gölgeledik, gölge yaptık
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
el gamâme
: bulut
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve iz kultum yâ mûsâ len nasbira alâ taâmin vâhidin fed’u lenâ rabbeke yuhric lenâ mimmâ tunbitulardu min baklihâ ve kıssâiha ve fûmihâ ve adesihâ ve basalihâ, kâle e testebdilûnellezî huve ednâ billezî huve hayr(hayrun), ihbitû mısran fe inne lekum mâ seeltum ve duribet aleyhimuz zilletu vel meskenetu ve bâu bi gadabin minallâh(minallâhi), zâlike bi
enne
hum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnen nebiyyîne bi gayril hak(hakkı), zâlike bi mâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne)....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
kultum (iz kultum)
: siz dediniz (siz demiştiniz)
3.
yâ mûsâ
: ey Musa
4.
len nasbirâ
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bir vakit de, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam söz almıştık; Tûr’u da (söz veresiniz diye tehdîden yerinden sökerek) üstünüze kaldırıb demiştik ki: “- Size verdiğimiz kitabın hükümlerini kuvvetle tutun ve içindekinden gâfil olmayın, onları hatırlayın; gerek ki ceh
enne
mden ve isyandan korunursunuz....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Hani sizden (Tevrat ile âmil olacağınıza dâir) sapasağlam söz almışdık, «Tur» u da (tepenize iniverecek bir durumda) üstünüze kaldırmışdık, (ve demişdik ki:) «Size verdiğimiz (Kitab) ı (n hükümlerini) kuvvetle tutun, onda onlar (la amel etmek lüzumun) u hatırlayın. Tâ ki (ceh
enne
mden, günahlardan) sakınmış olasınız». ...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
1.
e ve lâ ya'lemûne
: ve bilmiyorlar mı
2.
enne
: olduğunu
3.
allâhe
: Allah
4.
ya'lemu
: bilir
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Ve (emaniyeye tâbî olanlar): “Ateş bize, sayılı günlerden başka asla dokunmayacak (günahlarımız kadar yanıp c
enne
te gireceğiz).” dediler. De ki: “Allah'ın katından bir ahd mi edindiniz?” O taktirde (Eğer böyle bir ahd almışsanız) Allah, ahdinden asla dönmez. Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de İsrâiloğulları: 'Sayılı birkaç günün dışında bize asla Ceh
enne
m ateşi dokunmayacaktır' dediler. Sen de: 'Siz Allah’tan bir taahhüt, bir söz mü aldınız? Eğer böyleyse, Allah asla sözünden dönmez. Yoksa Allah adına bilmeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?' de....
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
O yahûdiler: “-Bize sayılı bir kaç günden başka asla ceh
enne
m ateşi dokunmaz.” dediler. Ey Habibim, onlara de ki, size o müddetten daha ziyade azab edilmiyeceğine dair Allah’dan bir vaad mı aldınız? Böyle ise, Allah ahd ve vaadinden asla caymaz. Yoksa Allah’a karşı bilemiyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
(Peygamber onları Ceh
enne
mle korkutduğu zaman da : «Atalarımızın buzağıye tapdıkları) sayılı (ve mahdud) günlerden (kırk günden) başka (fazla) bize kat'iyyen Ceh
enne
m (azabı) dokunmayacak» dediler. Söyle (Habîbim) ki: «Allah katından (bu hususda) bir ahdi mi elde etdiniz? (Ondan böyle bir sözü mü aldınız?) ki Allah ahdinden asla caymaz yoksa Allaha karşı bilmeyeceğiniz bir şey'i mi söylüyorsunuz?». ...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Ve dediler ki: «Bizlere birkaç sayılı günden başka ceh
enne
m ateşi temas etmeyecektir. De ki: «Siz Allah'ın huzurunda bir ahid mi aldınız? Elbet de Allah Teâlâ ahdinde hulf etmez. Yoksa bilmeyeceğiniz bir şeyi Cenâb-ı Hakk'a isnad edip söylüyor musunuz»...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de dediler ki: “Sayılı bir kaç gün dışında ceh
enne
m ateşi bize dokunmaz. ” De ki: “Siz Allah katından bir söz mü aldınız? Öyle ise Allah aslâ sözünden caymaz. Yoksa sizler Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de derler ki: "Ceh
enne
m ateşi, sayılı birkaç gün dışında bize asla dokunmayacak." De ki: "Buna dair Allah’tan garanti mi aldınız? Aldıysanız ne âla, Allah vâdinden asla caymaz." Yoksa kesin bilmediğiniz şeyi mi Allah adına söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar ceh
enne
mliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler ceh
enne
mliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Evet, kimler bilerek günah işler, günah yüklenir de, günahları her yandan kendilerini kuşatırsa, onlar ceh
enne
mliktirler. Orada da ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, aksine, kim bir kötülük işler ve yapmış olduğu fenalıklar kendini kuşatırsa işte bunlar ceh
enne
me atılacak olanlardır. Onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır. [14]...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Gerçekten bir kimse günah ve küfrü kazanır da, günahları onu her taraftan çevrelerse, işte böyle kimseler Ceh
enne
m ehlidirler ve orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayir oyle degil; kotuluk isleyip sucu kendisini kusatmis olan kimseler; ceh
enne
mlikler iste onlardir. Onlar orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır (durum hiç de onların anladığı ve iddia ettiği gibi değildir) kim kötülük kazanır da isyan ve küfür onu çepeçevre kuşatırsa, işte onlar ceh
enne
mliktirler; onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır öyle değil; kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler; ceh
enne
mlikler işte onlardır. Onlar orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler ceh
enne
mliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, öyle birşey yok. Kim kötülük işler de günahı tarafından kuşatılırsa onlar ebedi olarak kalmak üzere Ceh
enne
mliktirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır (iş öyle değil). Kim bir kötülük (günah) kazanır da suçu kendisini çepçevre kuşatırsa onlar ceh
enne
min saahibleridirler. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere, kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük yapar ve günâhı kendisini kuşatır (da kâfir olarak ölür)se, işte onlar Ceh
enne
m ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, kötülük yapıp da günahı kendisini kuşatan kimseler, işte onlar ceh
enne
mliklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, öyle değil! Kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler, işte bunlar ceh
enne
mliktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Gerçek şu ki, günah işleyip günahı kendisini kuşatmış olan kimseler, ceh
enne
mlikler işte onlardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, durum hiç de öyle değil! Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşattığı kapladığı kimseler var ya, işte onlar ceh
enne
mliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ulâike ashâbul c
enne
h(c
enne
ti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
4.
...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Ve âmenû olup (Allah'a ulaşmayı dileyip), ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenler, işte onlar, c
enne
t ehlidir. Ve orada (c
enne
tte) devamlı kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenler ise c
enne
tliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnananlarla iyi işler görenlere gelince: Onlar c
enne
t ehlidir, onlar da c
enne
tte ebedîdir....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da c
enne
tliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Onlar ki iman ederler ve salâha erdirici fiiller ortaya koyarlar, işte onlar c
enne
t ehlidir ve sonsuza dek orada kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara iman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, işte onlar c
enne
t ehlidirler. Onlar da c
enne
tte ebedî yaşarlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip de salih ameller işleyenler ise c
enne
te girecek olanlardır. Onlar da orada sonsuza kadar kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise c
enne
t halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip sâlih ameller işliyenler ise, onlar da c
enne
t ehlidirler, ebedî olarak orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Inanip yararli isler yapan kimseler c
enne
tlik olanlardir, onlar da orada temellidirler. *...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmân edip iyi yararlı amellerde bulunanlar ise, işte onlar c
enne
tliktirler, onlar orada temelli kalanlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapan kimseler c
enne
tlik olanlardır, onlar da orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da c
enne
tliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp erdemli bir hayat sürenler ise c
enne
t halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
iman edip salih salih ameller işleyenler, öyleler de işte c
enne
t ehli hep onda muhalledler...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenler, işte öyleleri de c
enne
t ehli ve orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de c
enne
t ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenler de orada ebedi olarak kalmak üzere C
enne
tliktirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp salih amel işleyenler ise c
enne
t halkıdır (ashabülc
enne
t); onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îman edib güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da c
enne
tin arkadaşlarıdırlar. Onlar orada muhalleddirler (ebedî kalacaklardır). ...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, işte onlar C
enne
t ehlidirler. Onlar (da)orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip, salih ameller işleyenler; işte onlar c
enne
tliklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, sürekli içinde kalmak üzere c
enne
ti hak edenler de işte bunlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise işte onlar c
enne
t ashâbıdır. Onlar c
enne
tte muhalleddirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip de sâlih ameller işleyenler ise c
enne
t halkıdırlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip doğruları yapanlara gelince işte onlar c
enne
tliklerdir. Onlar da orada ebedidirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da c
enne
tliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar da c
enne
t halkıdır, orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar, onlar da c
enne
t halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip güzel işler yapanlar ise C
enne
t ehlidir; onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise c
enne
tin dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
Kul in kânet lekumud dârul âhiretu indallâhi hâlisaten min dûnin nâsi fe tem
enne
vûl mevte in kuntum sâdikîn(sâdikîne)....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
in kânet
: eğer ise
3.
lekum
: sizin için, sizin
4.
ed dâru el âhiretu
: ahiret yurdu
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (c
enne
t) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!”...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
'Şâyet iddia ettiğiniz gibi, âhiret yurdu, ebedî yurt C
enne
t, Allah katında, diğer insanlardan farklı ve imtiyazlı olarak, yalnızca size aitse, iddianıza da sahip çıkıyorsanız, haydi, hemen ölümü temenni edin, ölmeyi canınıza minnet bilin' de bakalım....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
Ey Rasûlüm (Yahûdilere) Söyle: “Eğer C
enne
t (sizin iddianıza göre), diğer insanlara ait olmayıp Allah tarafından size has kılınmış ise, ve bunda sâdıklarsanız, ölümü temennî edin. (Çünkü C
enne
t, mutlaka kendisine âit olduğunu bilen kimse, ona kavuşmağa sebep olan ölümü, elbette ister ve arzular.)....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki Allah yanında Ahıret evi (C
enne
t) başkalarının değil de hassaten sizin ise, eğer davanız da sadıksanız, haydi ölümü ümniye edinin, canınıza minnet bilin...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: «Allah yanında ahiret evi (C
enne
t) başkalarının değil de sadece sizin ise, eğer bu davanızda da doğru iseniz haydi ölümü canınıza minnet bilin!»...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki; Allah yanında ahiret yurdu (c
enne
t) başkalarının değil de yalnızca sizin ise, eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz, ölmeyi cana minnet biliniz....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: "Eğer Tanrı katında ahiret yurdu (darulahiret), hiçkimseye / diğer insanların değil yalnızca sizin ise VEYA diğer insanlara değil yalnızca size ayrılmışsa / özgü kılınmışsa (halisaten min duninnasi) ve bunda doğru sözlüyseniz / dürüstseniz / sadık iseniz o halde hemen ölümü dileyin / isteyin (fetem
enne
vülmevte)"...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
(Habîbim) söyle : «Allah yanında âhiret yurdu (c
enne
t, diğer) insanların değil de yalınız sizinse (ve bu da'vânızda) doğruculardan iseniz haydi ölümü temenni edin. (Bunu canınıza minnet bilin)». ...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: 'Eğer âhiret yurdu (C
enne
t) Allah katında başka insanlara değil de, sâdece size âid ise, (ve bu iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi ölümü temennî edin!'...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: Eğer Allah katında âhiret yurdu (c
enne
t) bütün insanlar içinde yalnız size ait ise ve bu iddianızda samimi iseniz haydi ölümü istesenize!...
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Ve len yetem
enne
vhu ebeden bimâ kaddemet eydîhim vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
1.
ve len
: ve asla
2.
yetem
enne
v-hu
: onu temenni etmezler
3.
ebeden
: sonsuza kadar, ebediyyen
4.
bi-mâ
: şey il...
Bəqərə Suresi, 96. Ayet:
Ve le tecid
enne
hum ahrasan nâsi alâ hayâtin, ve minellezîne eşrakû yeveddu ehaduhum lev yuammeru elfe seneh(senetin), ve mâ huve bi muzahzihıhî minel azâbi en yuammer(yuammere), vallâhu basîrun bimâ ya’melûn(ya’melûne)....
Bəqərə Suresi, 96. Ayet:
1.
ve le tecid
enne
-hum
: ve mutlaka onları bulursun
2.
ahrasa
: en hırslı, çok hırslı
3.
en nâsi
: insanlar
4.
alâ hayâtin
<...
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
Ve lemmâ câehum resûlun min indillâhi musaddikun limâ meahum nebeze ferîkun minellezîne ûtûl kitâb(kitâbe), kitâballâhi verâe zuhûrihim ke
enne
hum lâ ya’lemûn(ya’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
câe-hum
: onlara geldi
3.
resûlun
: bir resûl
4.
min indillâhi (indi allahi)
: Al...
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
Ne zaman onlara Tanrı katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerin bir bölümü (feriykun), sanki bilmiyorlarmış gibi Tanrı'nın kitabını arkalarına (ke
enne
hüm) attılar....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Ve lev
enne
hum âmenû vettekav le mesûbetun min indillâhi hayr(hayrun), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
1.
ve lev
: ve şâyet, eğer
2.
enne
-hum
: onların olması
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
ve ittekav
: ve ...
Bəqərə Suresi, 106. Ayet:
1.
mâ
: ne, şey, bir şey
2.
nensah
: kaldırırız
3.
min âyetin
: bir âyet (âyetten)
4.
ev nunsi-hâ
: veya onu unutt...
Bəqərə Suresi, 107. Ayet:
E lem ta’lem
enne
llâhe lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)....
Bəqərə Suresi, 107. Ayet:
1.
e
: mi
2.
lem ta'lem
: bilmiyorsun
3.
enne
: olduğunu
4.
allâhe
: Allah
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve kâlû len yedhulel c
enne
te illâ men kâne hûden ev nasâr(nasârâ), tilke emâniyyuhum kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn(sâdikîne)....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
len yedhule
: asla giremez
3.
el c
enne
te
: c
enne
t
4.
illâ
: ancak, sadece, den başka
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki: “C
enne
te yahudi veya hristiyan olan kimselerden başkası asla girmeyecektir.” Bu, onların emaniyesidir (zan ve kuruntularıdır). “Eğer siz sadıklar iseniz delillerinizi getirin.” de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası C
enne
t’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.”...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
C
enne
te Yahûdi yahut Nâsranî olmayan kesin olarak giremez dediler, kendi kuruntuları bu. De ki: Doğrucuysanız hadi, delillerinizi getirin bakalım....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse c
enne
te giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya Hristiyan olanlardan başkası c
enne
te girmeyecek!". . . Bu onların kuruntularıdır! De ki: "Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi koyun ortaya!". . ....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: 'Yahudi ve hristiyan olanların dışında kimse, asla C
enne
t’e giremeyecek' dediler. Bu onların kuruntuları, hayal mahsulü arzularıdır. Sen de onlara: 'Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin' de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: 'C
enne
te ancak yahudi veya hıristiyan olan girebilecektir' dediler. [21] Bu onların kuruntularıdır. De ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi ortaya koyun.'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya hristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak c
enne
te giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, kesin kanıtınızı (burhan) getirin."...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Yahûdi’ler, “-C
enne
t’e ancak yâhudi olanlar girer” ve hristiyanlar da, yine: “-c
enne
t’e ancak hristiyan olanlar girer” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. Ey Habibim, onlara söyle “- Eğer bu davânızda sâdık kimselerseniz delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
«Yahudi veya hiristiyan olmayan kimse elbettte c
enne
te girmeyecek» dediler; bu onlarin kuruntularidir. De ki: «Sozunuz dogru ise delillerinizi getirin"....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Yahudilerle Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası elbette C
enne
t'e giremez.» Bu, onların kuruntularıdır. De ki: (Eğer bu iddianızda) doğru kimselerseniz haydi kesin bilgi veren delillerinizi getirin!...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
'Yahudi veya Hıristiyan olmayan kimse elbette c
enne
te girmeyecek' dediler; bu onların kuruntularıdır. De ki: 'Sözünüz doğru ise delillerinizi getirin'....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse c
enne
te giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
'Yahudi veya Hristiyanlardan başkası c
enne
te giremez,' dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: 'Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin.'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
bir de Yehud veya Nasradan başkası asla C
enne
te giremiyecek dediler, bu onların kendi kuruntuları, haydi de; doğru iseniz getirin bürhanınızı...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de «yahudiler veya hıristiyanlardan başkası asla c
enne
te giremeyecek.» Dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. De ki: «Eğer doğru iseniz, haydi kesin delilinizi getirin!»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de «yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla c
enne
te giremeyecek» dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de onlara de ki; «Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar «Yahudilerden ve hıristiyanlardan başka hiç kimse C
enne
t'e giremeyecek» dediler. Bu onların hüsnükuruntusudur. De ki; «Eğer dediğiniz gibi ise delilinizi getirin.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi veya Hristiyanlardan olmayan hiç kimse kesin olarak c
enne
te giremez" dediler. Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz kesin kanıtınızı (burhan) getirin"....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Yahudiler ve Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi veya Nasrânî olanlardan başkası asla c
enne
te girmeyecek.» Bu, onların kuruntularıdır. (Habîbim, onlara) söyle: «Eğer (bu iddianızda) doğrucu kimseler iseniz burhanınızı getirin.». ...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitab:) 'Yahudi veya hristiyan olandan başkası aslâ C
enne
te giremeyecek!' dediler. Bu onların boş temennîleridir. De ki: 'Eğer (iddiâ nızda) doğru kimseler iseniz, delîlinizi getirin!'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki: Yahudi ve Hristiyan olanlardan başkası c
enne
te girmeyecek. Bu onların kuruntusudur. De ki: Eğer sadıklar dan iseniz delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: "Yahudi ve Hıristiyan olmadıkça hiç kimse c
enne
te giremez!" diye iddia ederler. Bu onların kuruntusudur! De ki: "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz, iddianızı kanıtlayın!"...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki «c
enne
te Yahudi veya Nasranî olanlardan başkası elbette giremeyecektir.» Bu onların boş hülyalarıdır. De ki: «Hüccetinizi getirin, eğer siz sâdık kimseler iseniz.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: “Yahudi veya hıristiyan olanlardan başkası c
enne
te giremeyecek. ” dediler. Bu onların kuruntusudur. De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, delilinizi getirin. ”...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
-Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası c
enne
te giremeyecek! dediler; bu onların kuruntusudur. Onlara de ki: -Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de: "Yahudi veya Hıristiyan olanlardan başkası c
enne
te asla giremez!" dediler. Bu onların kendi kuruntuları... Sen de ki: "İddianızda tutarlı iseniz haydi delilinizi ortaya koyun!"...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahûdi yahut hıristiyan olandan başkası c
enne
te girmeyecek," dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru iseniz, delilinizi getirin."...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: «Yahudi veya Hıristiyan olmadıkça, kimse kesin olarak c
enne
te giremez.» Bu, onların kendi kuruntularıdır (öngörüleridir) . De ki: «Eğer doğru sözlüler iseniz, kesin kanıt (burhan) ınızı getiriniz.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar, 'Yahudilerden yahut Hıristiyanlardan başkası C
enne
te girmeyecek' dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen, 'Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi getirin' de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası c
enne
te asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"...
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yahûdi’ler: “- Hristiyanlar, din işinde bir şey üzre değildirler.” dediler. Hristiyanlar da: “Yahûdiler, din işinde güvenilir bir şey üzre değildir.” dediler. Halbuki hepsi kendilerine indirilen Tevrat ve İncil’i okuyorlar. Kitab ehli olmayan ve okumak bilmeyen Arap müşrikleri de Yahûdilerle Hristiyanların söyledikleri gibi söylerler. Allah, ayrılığa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecek (haklıyı C
enne
te ve haksızı Ceh
enne
me koyacaktır.)...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz, hiç şüphesiz biz
2.
erselnâ-ke
: seni gönderdik
3.
bi el hakkı
: hak ile
4.
beşîren
: m...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (ceh
enne
mliklerden) sana sorulmaz (sen ceh
enne
me gideceklerden sorumlu tutulmazsın )....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen ceh
enne
mlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zâten sen, o ceh
enne
mliklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Gerçek ki Biz, seni, müjdelemen ve uyarman için HAK olarak irsâl ettik. Ceh
enne
m ehli senden sorulmaz....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Ceh
enne
m azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; ceh
enne
mliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen ceh
enne
mliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen ceh
enne
min halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o ceh
enne
mliklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Dogrusu Biz, seni hak ile, mujdeci ve uyarici olarak gondermisizdir. Sen, ceh
enne
mliklerden sorumlu tutulmayacaksin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki Biz Seni bir müjdeci ve (sonucu felâket olacak yolun tehlikesini) haber verip uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Ceh
enne
mliklerden artık Sen mes'ul değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, ceh
enne
mliklerden sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen ceh
enne
mliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ceh
enne
m halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Ceh
enne
mliklerden mes'ul de değilsin...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik. Sen o ceh
enne
mliklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o ceh
enne
mliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Sen Ceh
enne
mliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen ceh
enne
min halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
(Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen ceh
enne
min arkadaşlarından (ceh
enne
mlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin. ...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Ceh
enne
m ehlinden suâl olunmayacaksın!...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik. Ceh
enne
m ashabından sen mes'ul olacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen ceh
enne
m ashâbından mes'ul olmazsın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen ceh
enne
mliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik. Ceh
enne
m halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni sırf Kur’ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen ceh
enne
mliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ceh
enne
m halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen ceh
enne
min halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Ceh
enne
m ehlinden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, ceh
enne
m ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/ceh
enne
m yâranından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrahim, “Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır” demişti. Allah da, “İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu ceh
enne
m azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!” demişti....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu ceh
enne
m azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakit İbrâhim: 'Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbim! Burasını emin, güvenli bir belde haline getir. Halkını, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe imân edenlerini çeşitli meyvalarla rızıklandır.' diye dua etti. Allah: 'Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere dahi rızık verir de, hayattan biraz nasib al...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakıt Hz. İbrahim: “-Ya Rab, burasını emîn bir belde kıl ve ahalisinden Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır!” diye dua etti. Allah: “Kâfir olan kimseyi de dünyanın az vaktında rızıklandırırım, sonra onu âhirette ceh
enne
m azabına muztar bırakırım. O varılacak ateş, ne kötü bir yerdir!” buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakit İbrahim, «Rabbim! Burayı emîn bir belde eyle, burada oturanları, (onlardan) Allah'a ve âhiret gününe inananları türlü meyvelerle (gıdalarla) rızıklandır» demişti de Allah, «Küfre sapanları da (yaşadıkları) az bir süre yararlandırırım da sonra onları Ceh
enne
m azâbıyla (karşı karşıya kalma) zorunda bırakırım. Varılacak yer ne fenadır!» buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu ceh
enne
m azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Ve o vakit İbrahim: «Ya Rab, burasını güvenilir bir yer kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!» dedi. Allah da: «İnkar edenleri de rızıklandırır, kısa bir zaman için hayattan nasip aldırırım. Sonra onları ceh
enne
m azabına girmek zorunda bırakırım ki, o ne yaman bir inkılaptır!» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrahim; «Ey Rabbim, bu şehri güvenli bir yer kıl, halkından Allah a ve Ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır» dedi. Allah da; «Onlardan kâfir olanları ise kısa bir süre geçindirir, sonra Ceh
enne
m azabına katlanmak zorunda tutarım. Ne kötü akıbettir o!» buyurdu....