Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 66. Ayet:
Əgər onlar Tövrata, İncilə və Rəbbindən özlərinə nazil edilənə (Qurana) əməl etsəydilər, üstlərində və ayaqları altında olanlardan (yerüstü və y
eral
tı sərvətlərdən) yeyərdilər. Onların içində mötədil (orta yolu tutan) bir camaat da var. Ancaq onlardan çoxunun gördüyü işlər necə də pisdir!...
Zəlzələ Suresi, 2. Ayet:
Yer öz yükünü (qəbirdəkiləri, yaxud y
eral
tı mədənləri) çıxardacağı zaman,...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
Sanki (dünyada) əbədi qalacaqsınız deyə (y
eral
tı) su hövzələri (qalalar, yaxud qəsrlər) tikirsiniz!...
Mülk Suresi, 30. Ayet:
De ki: "Düşünsenize, şayet suyunuz y
eral
tına çekilse, size akarsuyu kim getirebilir?"...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Ellezîne yenkudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıh(mîsâkıhî), ve yaktaûne mâ em
eral
lâhu bihî en yûsale ve yufsidûne fîl ard(ardı) ulâike humul hâsirûn(hâsirûne)....
Bəqərə Suresi, 55. Ayet:
Ve iz kultum yâ mûsâ len nu’mine leke hattâ n
eral
lâhe cehreten fe ehazetkumus sâikatu ve entum tenzurûn(tenzurûne)....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve minen nâsi men yettehızu min dûnillâhi endâden yuhıbbûnehum ke hubbillâh(hubbillâhi), vellezîne âmenû eşeddu hubben lillâh(lillâhi), ve lev yerâllezîne zalemû iz yeravnel azâbe, ennel kuvvete lillâhi cemîan, ve ennellâhe şedîdul azâb(azâbi). ...
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Fe terâllezîne fî kulûbihim maradun yusâriûne fîhim yekûlûne nahşâ en tusîbenâ dâireh(dâiretun) fe asâllâhu en ye’tiye bil fethi ev emrin min indihî fe yusbihû alâ mâ eserrû fî enfusihim nâdimîn(nâdimîne)....
Maidə Suresi, 66. Ayet:
Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (y
eral
tı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür!...
Maidə Suresi, 66. Ayet:
Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (y
eral
tı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür!...
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Lekad kef
eral
lezîne kâlû innallâhe huvel mesîhubnu meryem(meryeme) ve kâlel mesîhu yâ benî isrâîla’budûllâhe rabbî ve rabbekum innehu men yuşrik billâhi fekad harremallâhu aleyhil cennete ve me’vâhun nâr(nâru) ve mâ liz zâlimîne min ensâr(ensârin)....
Ənam Suresi, 35. Ayet:
Onların yüz çevirmeleri sana pek ağır geliyorsa gücün yeterse y
eral
tında bir yurt kurmaya, yahut gökyüzüne bir merdiven dayamaya bak da onlara bir delil getir. Fakat Allah dileseydi onların hepsine de doğru yolu gösterirdi. Artık sakın bilgisizlerden olma....
Ənam Suresi, 65. Ayet:
De ki: "O, fevkinizden (gökten - derûnunuzdan) yahut ayaklarınızın altından (y
eral
tından - dıştan) size bir azap bâ'sedip göndermeye ya da bölünmüş topluluklar hâlinde sizi birbirinize düşürüp, bazınızın şiddetini bazınıza tattırmaya Kaadir'dir. " Bak nasıl türlü şekillerle anlatıyoruz işaretleri, derinliğine düşünüp anlasınlar diye....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer bir sığınak, bir mağara ya da geçilecek bir y
eral
tı deliği bulsalar, dolu dizgin buralara koşarlardı....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
Ya'tezirûne ileykum izâ reca'tum ileyhim, kul lâ ta'tezirû len nu'mine lekum kad nebbe enallâhu min ahbârikum, ve se yerâllâhu amelekum ve resûluhu summe tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdetî fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta'melûn(ta'melûne)....
Tövbə Suresi, 105. Ayet:
Ve kuli’melû fe se yerâllâhu amelekum ve resûluhu vel mu’minûn(mu’minûne), ve se tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdeti fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Yunus Suresi, 61. Ayet:
Ne ile uğraşırsan uğraş. Kur'an'dan hangi parçayı okursan oku, hangi işi yaparsanız yapınız, işinize daldığınızda mutlaka davranışlarınızın tanığı, gözeticisiyiz. Ne yerde ve ne de gökte bulunan zerre ağırlığınca bir şey Rabbinizden saklı kalmaz. Gerek bundan daha küçüğü ve gerekse daha büyüğü mutlaka apaçık bir Kitap'ta y
eral
ır....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, mâc
eral
arını sana hikâye ettiğimiz şehirlere âit haberler; o şehirlerden harâbeleri hâlâ duranlar var, biçilmiş ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yûsuf da, Kral’a: 'Beni, ülkenin hazinelerinin, depolarının, y
eral
tı ve yerüstü kaynaklarının tasarrufunun, devletin başına getir. Ben iyi korurum. Bunların dağıtım, kayıt ve koruma işlerini iyi bilirim.' dedi....
Rəd Suresi, 21. Ayet:
Vellezîne yasılûne mâ em
eral
lâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi)....
Rəd Suresi, 21. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler
2.
yasılûne
: ulaştırırlar, vasıl ederler
3.
mâ em
eral
lâhu (emre allâhu)
: Allah'ın emrettiği şeyi
4.
Rəd Suresi, 25. Ayet:
Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ em
eral
lâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri)....
Kəhf Suresi, 61. Ayet:
İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir y
eral
tı deliğinden kayarak denize kaçtı....
Möminun Suresi, 12. Ayet:
Andolsun ki insanı tıyn'den (balçıktan; su + min
eral
terkibinden) meydana gelen bir sülaleden (sperm - genetik yapıdan) yarattık....
Nur Suresi, 43. Ayet:
E lem tera ennallâhe yuzcî sehâben summe yuellifu beynehu summe yec'aluhu rukâmen fe t
eral
vedka yahrucu min hılâlih(hılâlihî), ve yunezzilu mines semâi min cibâlin fîhâ min beredin fe yusîbu bihî men yeşâu ve yasrifuhu an men yeşâu, yekâdu senâ berkıhî yezhebu bil ebsâr(ebsâri)....
Nəml Suresi, 20. Ayet:
Ve tefekkadat tayra fe kâle mâliye lâ
eral
hudhude em kâne minel gâibîn(gâibîne)....
Rum Suresi, 25. Ayet:
Ve delillerindendir ki gökle yer, öylece durmada; sonra sizi bir çağırdı mı hemen y
eral
tından çıkacaksınız....
Əhzab Suresi, 21. Ayet:
Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre ve zek
eral
lâhe kesîrâ(kesîren). ...
Əhzab Suresi, 21. Ayet:
1.
lekad
: andolsun
2.
kâne
: oldu (vardır)
3.
lekum
: sizin için
4.
fî resûli allâhi
: Allah'ın Resûl'ünde
Səba Suresi, 2. Ayet:
O y
eral
tına giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen her şeyi bilir. O merhametli ve bağışlayıcıdır....
Sad Suresi, 71. Ayet:
Hani Rabbin Meleklere: "Kesinlikle ben balçıktan (su + min
eral
) bir beşer yaratacağım" demişti....
Zümər Suresi, 21. Ayet:
Allah’ın gökten su indirip, onu y
eral
tında kaynaklara akıttığını, onunla da çeşitli renklerde bitkiler çıkardığını görmüyor musun? Sonra bu bitkiler kuruyor. Sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu çerçöp haline getiriyor. İşte bunda akıl sahipleri için bir ibret vardır....
Mömin Suresi, 31. Ayet:
Nuh kavmının Âdın, Semûdun ve daha sonrakilerin mâcerâları gibi ki Allah kullarına bir zulm istemez...
Mömin Suresi, 31. Ayet:
Nuh kavmi'nin, Ad'ın, Semüd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arı gibisinden. Allah, kullarına haksızlık etmek istemez....
Mömin Suresi, 31. Ayet:
«Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arı gibi (bir günün geleceğinden korkuyorum). Allah, kulları için bir zulüm istemez.»...
Mömin Suresi, 51. Ayet:
Şüphesiz ki biz, peygamberlerimize ve imân edenlere, Dünya hayatında ve şâhidliklerin y
eral
dığı günde elbette yardım ederiz....
Məhəmməd Suresi, 10. Ayet:
E fe lem yesîrû fîl ardı fe yenzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, demm
eral
lâhu aleyhim ve lil kâfirîne emsâluhâ....
Məhəmməd Suresi, 10. Ayet:
1.
e fe lem yesîrû
: dolaşmıyorlar mı
2.
fîl ardı
: yeryüzünde
3.
fe yenzurû
: ardından görerek
4.
keyfe
: nasıl
Hədid Suresi, 4. Ayet:
O gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş'a kuruldu. O y
eral
tına giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen herşeyi bilir. Nerede olsanız sizinle beraberdir. O Allah yaptığınız her işi görür....
Əla Suresi, 4. Ayet:
Yemyeşil m
eral
arı bitirendir....
Mömin Suresi, 30. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 31. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 32. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 33. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 34. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...
Mömin Suresi, 35. Ayet:
(30-35) "Yine o iman etmiş olan kimse: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin hakkınızda Ahzâb'ın günü benzerinden; Nûh toplumunun, Âd'ın, Semûd'un ve daha sonrakilerin mac
eral
arının benzerinden korkuyorum. Ve Allah, kulları için bir haksızlık, yanlışlık istemez. Ey toplumum! Şüphesiz ben, size gelecek o çağrışma-bağrışma/ kaçışma gününden; arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizin için Allah'tan koruyan biri yoktur. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Ve...