Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hud Suresi, 91. Ayet:
"Ey Şu'ayb! Dediklerinin çoğunu anlamıyoruz, biz, seni içimizde güçsüz görüyoruz. Kabilen olmasaydı seni taşlardık. Esasen sen değerli biri de değilsin." dediler....
Nisa Suresi, 76. Ayet:
Inananlar Allah yolunda savasirlar, inkar edenler ise seytan yolunda harbederler. seytanin dostlariyla savasin, esasen seytanin hilesi zayiftir. *...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
İnananlar Allah yolunda savaşırlar, inkar edenler ise tağut yolunda harbederler. Şeytanın dostlarıyla savaşın, esasen şeytanın hilesi zayıftır....
Nisa Suresi, 157. Ayet:
Ve: “-Biz, Allah’ın peygamberi olan Meryem’in oğlu İsa’yı öldürdük”, demeleri sebebiyle kendilerini lânetledik, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar İsa’yı öldürmediler ve asmadılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. (onlardan biri İsa şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü). Esasen İsa’nın katli hakkında kendileri de ihtilâfa düşüp kesin bir şüphe içindedirler. Onların bu öldürme hâdisesine ait bir bilgileri yoktur. Ancak kuru bir zan peşindedirler. Onu gerçekten öldürememişl...
Nisa Suresi, 166. Ayet:
Lakin Allah, sana indirdiğine şahidlik eder. Onu bilerek indirmiştir. Melekler de şahidlik ederler. Esasen şahid olarak Allah yeter....
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Hem (o bir kısım âlim ve râhiblerin) peygambere indirileni (Kur’ân’ı) dinledikleri zaman, (
esâsen
âşinâ olup) tanıdıkları bu haktan dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün! 'Rabbimiz! Îmân ettik, artık bizi (hakka) şâhid olanlarla berâber yaz!' derler....
Əraf Suresi, 28. Ayet:
Onlar çirkin bir iş yaptıklarında: "Babalarımızı bu yolda bulduk, esasen Allah böyle yapmamızı emretti." derler. De ki: "Allah Teâlâ kötü olan şeyi asla emretmez. Ne o, yoksa siz Allah’ın söylediğini bilmediğiniz birtakım sözleri O’na iftira ederek Allah’a mı mal ediyorsunuz?"...
Ənfal Suresi, 71. Ayet:
Esirler sana hiyanet etmek isterlerse, bilsinler ki esasen daha once de Allah'a hiyanet etmislerdi, Allah bundan oturu onlari yenmen icin sana imkan verdi. Allah Bilen'dir, Hakim'dir....
Ənfal Suresi, 71. Ayet:
Esirler sana hıyanet etmek isterlerse, bilsinler ki esasen daha önce de Allah'a hıyanet etmişlerdi, Allah bundan ötürü onları yenmen için sana imkan verdi. Allah Bilen'dir, Hakim'dir....
Hud Suresi, 78. Ayet:
Esasen kötü işler yapagelen halkı, kötü niyetle koşa koşa Lût’a geldiler, Lût: "Ey halkım! dedi, işte kızlarım! Onlar sizin için nikâh akdi ile, daha temiz, şaibeden daha uzaktır. Öyle ise Allah’tan korkun, emirlerini, çiğnemekten sakının da,bari misafirlerimin yanında beni rüsvay etmeyin! Yok mu içinizde aklı başında bir adam?"...
Hud Suresi, 91. Ayet:
«Ey µuayb! Soylediklerinin cogunu anlamiyor ve dogrusu seni aramizda gucsuz goruyoruz. Eger taraftarlarin olmasaydi seni taslardik. Esasen bizim gozumuzde pek itibarin da yoktur» dediler....
Hud Suresi, 91. Ayet:
'Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyor ve doğrusu seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer taraftarların olmasaydı seni taşlardık. Esasen bizim gözümüzde pek itibarın da yoktur' dediler....
Hud Suresi, 91. Ayet:
Dediler ki: Ey Şuayb; söylediklerinin çoğunu anlamıyor ve seni aramızda cidden zayıf görüyoruz. Taraftarların olmasaydı, seni taşlardık. Esasen sen, bizim yanımızda şerefli kimse de değilsin....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Yuklerini acinca karsilik olarak goturdukleri mallarinin kendilerine iade edilmis oldugunu gorduler. «Ey babamiz! Daha ne isteriz; iste mallarimiz da bize iade edilmis; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardesimizi de korur ve bir deve yuku de artÙrmÙs oluruz; esasen bu az bir seydir» dediler....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Yüklerini açınca karşılık olarak götürdükleri mallarının kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. 'Ey babamız! Daha ne isteriz; işte mallarımız da bize iade edilmiş; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardeşimizi de korur ve bir deve yükü de artırmış oluruz; esasen bu az bir şeydir' dediler....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Yüklerini açyıkları vakit; karşılık olarak götürdüklerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. Dediler ki: Ey babamız, daha ne isteriz, işte mallarımız da bize geri verilmiş, onunla ailemize yine zahire getiririz. Kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü zahire artırırız. Esasen bu, az bir ölçektir....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Yüklerini açınca karşılık olarak götürdükleri sermayelerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. -Ey babamız! Daha ne isteriz; işte sermayemiz de bize iade edilmiş; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardeşimizi de korur ve bir deve yükü de artırmış oluruz; esasen bu az bir şeydir, dediler....
Yusif Suresi, 68. Ayet:
Babalarinin emrettigi gibi girdiler. Esasen bu, Allah katinda onlara bir fayda saglamazdi, ancak Yakub icindeki arzuyu ortaya koymus oldu. O, suphesiz kendisine ogrettigimizi bilir fakat insanlarin cogu bilmezler. *...
Yusif Suresi, 68. Ayet:
Babalarının emrettiği gibi girdiler. Esasen bu, Allah katında onlara bir fayda sağlamazdı, ancak Yakub içindeki arzuyu ortaya koymuş oldu. O, şüphesiz kendisine öğrettiğimizi bilir fakat insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 68. Ayet:
Babalarının emrettiği gibi girdiler. Esasen bu, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı ancak Yakub içindeki arzuyu ortaya koymuş oldu. O, şüphesiz kendisine öğrettiğimizi bilir; fakat insanların çoğu bilmezler....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
Is olup bitince, seytan: «Dogrusu Allah size gercegi soz vermisti. Ben de size soz verdim ama, sonra caydim; esasen sizi zorlayacak bir nufuzum yoktu; sadece cagirdim, siz de geldiniz. O halde, beni degil kendinizi kinayin. Artik ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsiniz. Beni Allah'a ortak kosmanizi daha once kabul etmemistim; dogrusu zalimlere can yakan bir azap vardir» der....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
İş olup bitince, şeytan: 'Doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfuzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam,siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zalimlere can yakan bir azap vardır' der....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
İş olub bitince şeytan der ki: «Şübhesiz Allah size sözün doğrusunu söyledi. Ben de size va'd etdim amma, size yalancı çıkdım. Zâten benim, sizin üzerinizde hiç bir hükmüm, nüfuzum da yokdu. Yalınız ben sizi çağırdım, siz de bana hemen icabet etdiniz. O halde kusuru bana yüklemeyin. Kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Esasen beni evvelce (Allaha) ortak tutmanızı da muhakkak tanımamışdım ya! Zaalimlerin, (evet) onların hakkı elbette pek acıklı bir azâb...
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
İş olup bitince; şeytan dedi ki: Gerçekten Allah, size sözün doğrusunu söylemişti. Ben de size söz verdim, ama caydım. Sizi zorlayacak hiç bir gücüm de yoktu. Yalnız ben sizi çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Esasen daha önce, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Doğrusu zalimlere elim bir azab vardır....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
İş olup bitince, ilâhî hüküm yerine gelince şeytan ateşte olanlara der ki: “Gerçekten Allah size sözün doğrusunu söylemiş, gerçek bir vaadde bulunmuştu. Ben de size söz vermiştim amma, sonra sözümden caydım. Esasen sizi zorlayacak bir nüfuzum da yoktu. Sadece sizi dâvet ettim, siz de bana hemen uydunuz. O halde beni değil kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni! Daha önce beni Allah'a ortak koşmanıza da inanmamıştım zaten. ” Doğrusu zâlimlere can yakıcı azap vardır....
Nəhl Suresi, 20. Ayet:
Allah'i birakip taptiklari seyler, hicbir sey yaratmazlar; esasen kendileri yaratiktir....
Nəhl Suresi, 20. Ayet:
Allah'ı bırakıp taptıkları şeyler, hiçbir şey yaratmazlar; esasen kendileri yaratıktır....
Nəhl Suresi, 20. Ayet:
Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyler, hiçbir şey yaratamazlar. Esasen onlar kendileri yaratıktır....
Nəhl Suresi, 80. Ayet:
Vallâhu ceale lekum min buyûtikum sekenen ve ceale lekum min culûdil en’âmi buyûten testehıffûnehâ yevme za’nikum ve yevme ikâmetikum ve min asvâfihâ ve evbârihâ ve eş’ârihâ
esâsen
ve metâan ilâ hîn(hînin). ...
Nəhl Suresi, 80. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ceale
: kıldı, yaptı
3.
lekum
: size, sizin için
4.
min buyûti-kum
: sizin ev...
İsra Suresi, 11. Ayet:
Insan iyilgin gelmesine dua ettigi gibi, kotulugun gelmesine de dua eder. Esasen insanoglu acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder. Esasen insanoğlu acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan; hayır istiyormuşçasına şer ister. Ve insan, esasen çok acelecidir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Onlarin ve bunlarin her birine Rabbinin nimetinden ulastirirz. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kilinmis degildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Onların ve bunların her birine Rabbinin nimetinden ulaştırırız. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kılınmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyene de ahireti isteyene de) Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Esasen Rabbinin ihsanı hiç kimseye yasak kılınmış değildir....
Məryəm Suresi, 74. Ayet:
Ve kem ehleknâ kablehum min karnin hum ahsenu
esâsen
ve ri’yâ(ri’yen)....
Məryəm Suresi, 74. Ayet:
1.
ve kem
: ve nice, ne kadar, ne çok
2.
ehleknâ
: helâk ettik
3.
kable-hum
: onlardan önce
4.
min karnin
: asırla...
Şüəra Suresi, 54. Ayet:
Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır....
Şüəra Suresi, 54. Ayet:
'Esasen bunların sayıları az, önemsiz, bölük pörçük birileridir' dedi....
Şüəra Suresi, 54. Ayet:
«Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır.»...
Şüəra Suresi, 54. Ayet:
«Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır.»...
Şüəra Suresi, 54. Ayet:
"Esasen bunlar çok küçük, sefil bir gruptur."...
Şüəra Suresi, 211. Ayet:
Bu, onlara hem yakışmaz, hem onlar (buna esasen) güc yetiremezler. ...
Şüəra Suresi, 223. Ayet:
Çünkü o iftiracılar şeytanlara kulak verirler, esasen onların çoğu yalancıdırlar....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Onlara Kur’ân okunduğu zaman: 'Kur’ân’a iman ettik. O, Rabbimizden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kelâmdır. Esasen biz Kur’ânın indirilmesinden önce de, Allahın emrine, hükmüne rıza gösterip boyun eğen, İslâm’ı yaşayan müslümanlar idik.' derler....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Onlara (Kur'ân) okunduğu zaman «O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik» derler....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Kur'an onlara okunduğu zaman: “Ona iman ettik, doğrusu o Rabbimizden gelen hakikattır. Esasen biz bundan önce de müslümanlığı kabul etmiş kimselerdik. ” dediler....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Âd ve Semûd’u da (helâk ettik); (onların başına ne geldiği, harâb olmuş)meskenlerinden size elbette belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süslü gösterdi de onları yoldan çıkardı; hâlbuki (onlar,
esâsen
) bakıp görebilecek (akıl sâhibi) kimselerdi....
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
Onları babalarına nisbetle çağırın. Bu, Allah indinde daha doğrudur. Eğer babalarını (n kim olduğunu) bilmiyorsanız o halde (esasen) dînde kardeşleriniz (olmakla beraber) dostlarınızdır da. Hataa etdiklerinizde ise üstünüze bir vebal yokdur. Fakat kalblerinizin (kasd ve) teammüd etdiğinde (vebal) vardır. Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. ...
Əhzab Suresi, 20. Ayet:
Münafıklar birleşik kuvvetlerin çekilip gitmediklerini sanıyorlardı.Şayet birleşik kuvvetler tekrar gelecek olsa, çok isterler ki çöldeki göçebeler içinde bulunsunlar da sizin savaşınız hakkındaki haberleri uzaktan sorsunlar. Esasen, yanınızda bulunsalardı dahi, onlardan pek azı savaşırlardı....
Səba Suresi, 32. Ayet:
Büyüklük taslayanlar, âciz ve zayıf olanlara, «size doğru yolu gösteren geldikten sonra biz mi sizi alıkoyduk ? Hayır, siz esasen suçlu günahkârlar idiniz,» derler....
Saffat Suresi, 29. Ayet:
(Metbu'ları da:) «Hayır, siz (esasen) îman ediciler değildiniz», derler, ...
Sad Suresi, 24. Ayet:
Davud dedi ki: “Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır.” Dâvûd, bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi....
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her kisiye isledigi odenir. Esasen Allah onlarin yaptiklarini en iyi bilendir. *...
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her kişiye işlediği ödenir. Esasen Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir....
Əhqaf Suresi, 5. Ayet:
Kendisinin duasına, ta kıyamete kadar cevap veremeyecek olan ve esasen kendilerine yapılan dualardan habersiz o Allah’tan başka uydurulan nesnelere yalvaran kimseden daha şaşkın biri hiç olabilir mi?...
Mücadilə Suresi, 1. Ayet:
Kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah'a sikayette bulunan kadinin sozunu Allah isitmistir; esasen Allah konusmanizi isitir. Dogrusu Allah isitendir, gorendir....
Mücadilə Suresi, 1. Ayet:
Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir; esasen Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir....
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
Sen ogut ver! Esasen sen sadece bir ogutcusun....
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün....
Hud Suresi, 118. Ayet:
(118-11) 9 Eger Rabbin dileseydi insanlari tek bir ummet kilardi. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayriliktadirlar, esasen onlari bunun icin yaratmistir. Rabbinin «And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracagim» sozu yerine gelmistir....
Hud Suresi, 118. Ayet:
(118-119) Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayrılıktadırlar, esasen onları bunun için yaratmıştır. Rabbinin 'And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracağım' sözü yerine gelmiştir....
Hud Suresi, 118. Ayet:
(118-119) Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardı. Fakat O bunu irade etmediğinden ittifak etmemişlerdir ve işte böylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfederek hakta birleşmeyi nasib ettiği kimseler bunun dışındadır. Esasen O, insanları bunun için yaratmıştır. Böylece, Rabbinin "Ben cehennemi, bütün cin ve insanlardan müstehak olanlarla dolduracağım." sözü gerçekleşecektir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
(118-11) 9 Eger Rabbin dileseydi insanlari tek bir ummet kilardi. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayriliktadirlar, esasen onlari bunun icin yaratmistir. Rabbinin «And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracagim» sozu yerine gelmistir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
(118-119) Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayrılıktadırlar, esasen onları bunun için yaratmıştır. Rabbinin 'And olsun ki cehennemi hep insan ve cin ile dolduracağım' sözü yerine gelmiştir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
Esasen onları bunun için yaratmıştır. Rabbının rahmet ettikleri müstesnadır. Bununla beraber, Rabbının şu sözü de tamamen yerine gelmiştir: Şüphesiz ki Ben, cehennemi hep insan ve cinn ile dolduracağım....
Hud Suresi, 119. Ayet:
Ancak Rabbinin rahmetine nâil olanlar müstesnâdır. (Onlar bu ihtilâfın dışında kalmışlardır). Esasen onları bunun için (rahmet etmek için) yaratmıştır. Rabbinin: “Andolsun ki ben cehennemi cinlerle ve insanlarla dolduracağım!” sözü tamamen yerine gelmiştir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
Yalnız Rabbinin merhamet ettikleri bunun dışındalar. Esasen, Onları bunun için yarattı. Rabbinin “Cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağım.” diye buyurduğu söz yerine gelmiştir....
Hud Suresi, 119. Ayet:
(118-119) Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardı. Fakat O bunu irade etmediğinden ittifak etmemişlerdir ve işte böylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfederek hakta birleşmeyi nasib ettiği kimseler bunun dışındadır. Esasen O, insanları bunun için yaratmıştır. Böylece, Rabbinin "Ben cehennemi, bütün cin ve insanlardan müstehak olanlarla dolduracağım." sözü gerçekleşecektir....