Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı, hanımına: "Ona iyi bak, bize faydası olabilir, belki de onu evlat ediniriz." dedi. Böylece Yusuf'u oraya yerleştirdik ki ona kimi hadislerin yorumunu öğr
etel
im. Allah, takdir ettiğini yapandır. Ancak insanların çoğu bunu bilmezler....
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbl
etel
letî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun). ...
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
1.
lâ cunâhe
: günah yoktur
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
in tallaktumu
: eğer boşarsanız
4.
en nisâe
: ka...
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
Tilker rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhıl kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu makt
etel
ellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumul beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu makt
etel
û ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu)....
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
1.
tilke
: o
2.
er rusulu
: resûller
3.
faddalnâ
: biz faziletli kıldık, üstün kıldık
4.
ba'da-hum
: onların bir k...
Maidə Suresi, 7. Ayet:
Vezkurû ni’m
etel
lâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri). ...
Maidə Suresi, 21. Ayet:
Yâ kavmidhulûl ardal mukaddes
etel
letî keteballâhu lekum ve lâ terteddû alâ edbârikum fe tenkalibû hâsirîn(hâsirîne)....
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Cealallâhul ka’b
etel
beytel harâme kıyâmen lin nâsi veş şehral harâme vel hedye vel kalâid(kalâide) zâlike li ta’lemû ennellâhe ya’lemu mâ fis semâvâti ve ma fîl ardı ve ennellâhe bikulli şey’in alîm(alîmun)....
Tövbə Suresi, 12. Ayet:
Ve in nekesû eymânehum min ba'di ahdihim ve taanû fî dînikum fe kâtilû eimm
etel
kufri innehum lâ eymâne lehum leallehum yentehûn(yentehûne)....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
E cealtum sikây
etel
hâcci ve ımâratel mescidil harâmi ke men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve câhede fî sebilillâh(sebilillâhi), lâ yestevûne indallâh(indallâhi), vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Tövbə Suresi, 40. Ayet:
İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelim
etel
lezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm (hakîmun)....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Yahlifûne billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelim
etel
kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en agnâhumullâhu ve resûluhu min fadlihi, fe in yetûbû yeku hayran lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fîd dunyâ vel âhirah(âhirati), ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
1.
ve kâle
: azap eder
2.
ellezî işterâ-hu
: kim, kimse
3.
min mısra
: Mısır'dan, Mısır'da
4.
li imre'eti-hi
: eşi...
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Mısır'da onu satın alan kişi, hanımına şöyle dedi: “Onun yerleşeceği yeri, özenle hazırla (ona karşı kerim ol). Belki bize faydası olur veya (belki de) onu evlât ediniriz.” Ve işte böylece ona hadîslerin (olayların, sözlerin) tevîlini (yorumunu) öğr
etel
im diye Yusuf'u yeryüzünde yerleştirdik. Ve Allah, emrinde gâlip olandır. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı kişi, hanımına dedi ki: “Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” İşte böylece biz Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik ve ona (rüyadaki) olayların yorumunu öğr
etel
im diye böyle yaptık. Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Mısır'da onu satın alan kişi hanımına: 'Buna iyi bak! Olur ki bize yarar sağlar yahut kendisini evlat ediniriz' dedi. Böylece Yusuf'u (o) yere yerleştirdik ki, kendisine rüyaların yorumunu öğr
etel
im. Allah emrinde galibdir (mutlak güç ve irade sahibidir), ancak insanların çoğu bilmez....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Mısırdan onu satın alan ise haremine dedi ki: buna güzel bak, umulur ki bize faidesi olacaktır, yâhud evlâd ediniriz, bu suretle Yusüfü orada yerleştirdik; hem de ona hâdisatın mealini istihraca dair ılimler öğr
etel
im diye, öyleya Allah, emrine galibdir velâkin insanların ekserisi bilmezler...
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Mısırda onu satın alan kişi karısına: «Ona iyi bak, belki bize yararı olur, ya da onu evlat ediniriz.» dedi.Bu şekilde Yusuf'u orada yerleştirdik, kendisine olayların yorumuna dair bilgiler öğr
etel
im diye. Allah, yaptığı işte üstün bir güce sahiptir, fakat insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısır’lı (vezir) ise, karısına: 'Onun makamını şerefli tut (ona iyi bak)! Olur ki bize faydası dokunur veya onu evlâd ediniriz' dedi. Böylece Yûsuf’u o yerde (Mısır’da) yerleştirdik (ki adâletle hükmetsin), bir de ona rüyâların ta'bîrini öğr
etel
im(diye böyle yaptık). Allah ise, emrinde galibdir (dilediği herşeyi yapar); fakat insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Ve o'nu satın alan Mısırlı adam, karısına: "Ona iyi bak;" dedi, "belki bize yararı olur; kaldı ki, evlatlık da edinebiliriz o'nu". Böylece, Yusuf'a o ülkede iyi bir yer sağladık; (bunu yaptık)ki, o'na olayların iç yüzüne, gerçek anlamına dair bir kavrayış öğr
etel
im. İşte, Allah edip eylediği işlerde böyle galiptir; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Ve O'nu satın alan Mısırlı, refikasına dedi ki: «O'nun mevkiine güzelce riâyet et. Umulur ki, bize faideli olacaktır veya O'nu evlad ediniriz.» Ve işte Yusufu öylece Mısır'da yerleştirdik ve hem de O'na rüyaların tâbirini öğr
etel
im diye. Ve Allah Teâlâ, emri üzerine galiptir velâkin nâsın ekserisi bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısır'lı (hazine bakanı Kıtfir), karısı(Zeliha'y)a: "Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz!" dedi. Böylece biz Yûsuf'a o yerde güzel bir imkân verdik ki ona düşlerin yorumunu öğr
etel
im. Allâh, buyruğunu yerine getirendir, ama insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı, karısına şöyle dedi: "Ona iyi bak, kendisine güzel bir yer hazırla. Bize yararı dokunabilir. Belki de evlat ediniriz onu." İşte bu şekilde biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân verip o toprağa yerleştirdik ki, ona olayların/haberlerin yorumunu öğr
etel
im. Allah, kendi emrine Gâlib'dir/kendi emrine hükmeder. Ama insanların çokları bilmiyorlar....
Yusif Suresi, 82. Ayet:
Ves’elil kary
etel
letî kunnâ fîhâ vel îrelletî akbelnâ fîhâ, ve innâ le sâdikûn(sâdikûne)....
Hicr Suresi, 75. Ayet:
Gerçek ki, bu olayda feraset sahipleri (görünüşten, içyüzünü farkedenler) için işaretler vardır. Not: Bir hadis-i şerif'te şöyle buyurulur: Rasûlullah: "İtteku firas
etel
Mu'mini, fe innehu yenzuru BiNurillahi teala. . . Sümme karae; inne fiy zalike leayatin lilMütevessimiyn: Mu'minin ferasetinden sakının (dikkate alın), çünkü o, B sırrınca Allâhu Teâlâ'nın Nur'u ile bakar. . . " Sonra bu 75. âyeti okudu....
İsra Suresi, 12. Ayet:
Ve cealnel leyle ven nehâre âyeteyni fe mehavnâ ây
etel
leyli ve cealnâ âyeten nehâri mubsıraten li tebtegû fadlen min rabbikum ve li ta’lemû adedes sinîne vel hisâb(hisâbe), ve kulle şey’in fassalnâhu tafsîlâ(tafsîlen)....
İsra Suresi, 60. Ayet:
Ve iz kulnâ leke inne rabbeke ehâta bin nâs(nâsi), ve mâ cealner ru’yâlletî ereynâke illâ fitneten lin nâsi veş şecer
etel
mel’ûnete fîl kur’ân(kur’âni), ve nuhavvifuhum fe mâ yezîduhum illâ tugyânen kebîrâ(kebîren)....
İsra Suresi, 100. Ayet:
Kul lev entum temlikûne hazâine rahmeti rabbî izen le emsektum haşy
etel
infâk(infâkı), ve kânel insânu katûrâ(katûren). ...
Kəhf Suresi, 19. Ayet:
Ve kezâlike beasnâhum li yetesâelû beynehum, kâle kâilun minhum kem lebistum, kâlû lebisnâ yevmen ev ba'da yevm(yevmin), kâlû rabbukum a'lemu bi mâ lebistum feb'asû ehadekum bi verıkıkum hâzihî ilel medîneti fel yanzur eyyuhâ ezkâ taâmen fel ye'tikum bi rızkın minhu vel y
etel
attaf ve lâ yuş'ırenne bikum ehadâ(ehaden)....
Kəhf Suresi, 19. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve böylece
2.
beasnâ-hum
: onları dirilttik, uyandırdık
3.
li yetesâelû
: karşılıklı birbirlerine sorsunlar diye
4.
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
Vasbır nefseke meallezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du aynâke anhum, turîdu zîn
etel
hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehu an zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutâ(furutan)....
Taha Suresi, 131. Ayet:
Ve lâ temuddenne ayneyke ilâ mâ mettâ’nâ bihî ezvâcen minhum zehr
etel
hayâtid dunyâ li neftinehum fîh(fîhi), ve rızku rabbike hayrun ve ebkâ....
Ənbiya Suresi, 103. Ayet:
Lâ yahzunuhumul fezeul ekberu ve t
etel
akkâhumul melâikeh(melâiketu), hâzâ yevmukumullezî kuntum tûadûn(tûadûne)....
Ənbiya Suresi, 103. Ayet:
1.
lâ yahzunu-hum
: onları mahzun etmez
2.
el feze
: korku, dehşet
3.
el ekberu
: en büyük
4.
ve t
etel
akkâ-hum
: v...
Şüəra Suresi, 184. Ayet:
Vettekûllezî halakakum vel cibill
etel
evvelîn(evvelîne)....
Ənkəbut Suresi, 20. Ayet:
Kul sîrû fîl ardı fânzurû keyfe bedeel halka, summallâhu yunşîun neş’
etel
âhıreh(âhırete), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Rum Suresi, 10. Ayet:
Summe kâne âkıb
etel
lezîne esâus sûâ en kezzebû bi âyâtillâhi ve kânû bihâ yestehziûn(yestehziûne)....
Fatir Suresi, 43. Ayet:
İstikbâren fîl ardı ve mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe hel yenzurûne illâ sunn
etel
evvelîn(evvelîne), fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlâ(tahvîlen)....
Mömin Suresi, 19. Ayet:
Ya’lemu hâin
etel
a’yuni ve mâ tuhfîs sudûr(sudûru). ...
Zuxruf Suresi, 19. Ayet:
Ve cealûl melâik
etel
lezîne hum ibâdur rahmâni inâsâ(inâsen), e şehidû halkahum, setuktebu şehâdetuhum ve yus’elûn(yus’elûne)....
Duxan Suresi, 16. Ayet:
Yevme nebtışul batş
etel
kubrâ innâ muntekimûn(muntekimûne)....
Duxan Suresi, 56. Ayet:
Lâ yezûkûne fîhel mevte illel mevt
etel
ûlâ, ve vekâhum azâbel cahîm(cahîmi)....
Fəth Suresi, 23. Ayet:
Sunn
etel
lâhilletî kad halet min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen). ...
Fəth Suresi, 26. Ayet:
İz cealellezîne keferû fî kulûbihimul hamiyyete hamiyy
etel
câhiliyyeti fe enzelallâhu sekînetehu alâ resûlihî ve alel mû’minîne ve elzemehum kelimetet takvâ ve kânû e hakka bihâ ve ehlehâ ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen)....
Hucurat Suresi, 9. Ayet:
Ve in tâifetâni minel mû’mînînekt
etel
û fe aslihû beyne humâ, fe in begat ihdâhumâ alel uhrâ fe kâtilûlletî tebgî hattâ tefîe ilâ emrillâh(emrillâhi), fe in fâet fe aslihû beynehumâ bil adli ve aksitû, innallâhe yuhıbbul muksitîn(muksitîne)....
Hucurat Suresi, 9. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
in tâifetâni
: eğer iki topluluk
3.
min el mu'minîn
: mü'minlerden
4.
ikt
etel
û
: savaştılar
Qaf Suresi, 17. Ayet:
İz y
etel
akkâl mutelakkîyâni anil yemîni ve aniş şimâli kaîdun....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
1.
iz
: o zaman
2.
y
etel
akkâ
: ikisi telâkki eder, kaydeder, tespit eder
3.
el mutelakkîyâni
: iki telâkki edici, iki yazıcı, iki tespit edici
4.
...
Nəcm Suresi, 20. Ayet:
Ve menâtes sâlis
etel
uhrâ....
Nəcm Suresi, 27. Ayet:
İnnellezîne lâ yu’minûne bil âhireti le yusemmûnel melâikete tesmiy
etel
unsâ. ...
Nəcm Suresi, 47. Ayet:
Ve enne aleyhin neş’
etel
uhrâ....
Vaqiə Suresi, 62. Ayet:
Ve lekad alimtumunneş
etel
ûlâ fe lev lâ tezekkerûn(tezekkerûne)....
Qələm Suresi, 30. Ayet:
Fe akbele ba’duhum alâ ba’dın y
etel
âvemûn(y
etel
âvemûne)....
Qələm Suresi, 30. Ayet:
1.
fe
: bunun üzerine
2.
akbele
: birbirlerine mukabele ettiler, karşılık verdiler
3.
ba'du-hum
: onların bazısı
4.
alâ ba'dın<...
Müzzəmmil Suresi, 6. Ayet:
İnne nâşi
etel
leyli hiye eşeddu vat’en ve akvemu kîlâ(kîlen)....
Naziat Suresi, 20. Ayet:
Fe erâhul ây
etel
kubrâ....
Təbbət Suresi, 4. Ayet:
Vemreetuh(vemreetuhu), hammâl
etel
hatab(hatabi)....
Zariyat Suresi, 52. Ayet:
Kezâlike mâ
etel
lezîne min kablihim min resûlin illâ kâlû sâhırun ev mecnûn(mecnûnun)....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Ve o'nu satın alan Mısırlı kişi, karısına: “Bunun yerini şerefli tut. Bize yararlı olabilir ya da o'nu evlat ediniriz” dedi. Ve Biz, Yûsuf'u böylece yeryüzünde yerleştirdik … ve kendisine olayların/ sözlerin ilk anlamlarının ne olduğuna dair bilgileri öğr
etel
im diye… Ve Allah, emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bilmezler. ...