Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
"Evladın ve malın yarar sağlamadığı gün."...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiç kimsenin bedenine iki kalp yerleştirmedi. Zihar yaptığınız eşlerinizi, size anne yapmadı. Ve himayeniz altına aldıklarınızı öz evladınız kılmadı. Bunlar sizin söylediğiniz boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler. Ve doğru yola O iletir....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Siz ikiniz Allah'a tevbe etmelisiniz. Çünkü ikinizin de kalbi yanlış düşüncelere yöneldi. Eğer ona karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz Allah ona mevladır. Cibril ve iman edenlerin salihleri ve bunlardan başka melekler de onun yanındadırlar....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nuh: "Rabb'im! Kuşkusuz onlar bana asi oldular. Malı ve evladı kendisine zarardan başka bir şey artırmayan kimseye uydular." dedi....
Bəqərə Suresi, 134. Ayet:
İşte o (İbrahim ve Yakub evlâdı) bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandıkları kendilerine, (ve ey Yahûdiler), sizin de kazandığınız sizindir. Onların yaptıklarından siz sorulmazsınız....
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Analar, emzirme zamanını tamamlamak isterlerse tam iki yıl, çocuklarına süt verirler. Evlât sahibi olana da evlâdını emzirenin rızkını, elbisesini, örfe göre, vermesi borçtur. Kimseye gücünden fazla bir şey teklif edilemez. Ne ana evlâdından zarar görmeli, ne baba. Mîrasçıya da hüküm aynıdır. Anayla baba, birbirleriyle danışırlar da, razı olurlar, çocuğu memeden kesmek isterlerse beis yok. Çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğiniz şeyi güzelce, yollu yordamlı verdikten sonra art...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Valideler çocuklarını tam iki sene emzirirler, emzirmeyi tamam yaptırmak isteyen için. Bu validelerin nafakaları ve elbiseleri kadri ma'ruf üzere mevludün leh üzerinedir. Hiçbir şahıs kendi takatinden ziyâdesiyle mükellef olmaz. Ne bir ana çocuğu sebebiyle, ne de bir baba evladı sebebiyle zarara sokulmasın. Varis üzerine de onun mislidir. İmdi ana ile baba kendi rızaları ile ve bir müşavere ile çocuğu memeden kesmek isterlerse ikisinin üzerine de bir günah yoktur. Ve siz evladınızı başkasına emz...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Görmez misin İsrailoğullarının ileri gelenlerini? Hani Mûsâ'dan sonra bir zaman geldi ki peygamberlerine, bize bir padişah gönder de ona uyup Allah yolunda savaşa girişelim demişlerdi. Peygamberleri, size savaş farz edilir de savaşmayıverirseniz demişti. Neden savaşmayacakmışız demişlerdi, yurtlarımızdan çıkarıldık, evladımızdan ayırdılar bizi. Fakat savaş farz edilince pek azı katlandı, öbürleri dönüverdiler. Allah bilir zâlimleri....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Görmedin mi Mûsa'dan sonra Benî İsrail'den olan bir cemaatı ki onlar kendi peygamberlerine: «Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda muharebe edelim» dediler. Peygamberleri de dedi ki: «Üzerinizde muharebe farz kılınsa muharebe etmeyecek olmayasınız?» Dediler ki: «Biz ne için Allah yolunda muharebe etmeyelim; biz yurtlarımızdan, evlâdımızdan çıkarıldık (uzaklaştırıldık).» Fakat vaktâ ki, onların üzerlerine muharebe farz kılındı, onlar içlerinden birazı müstesna, geri dönüverdiler, Allah Teâlâ ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa'dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Onlar, kendilerine gönderilmiş olan peygambere, 'Bize bir hükümdar tayin et de Allah yolunda savaşalım' demişlerdi. Peygamber, 'Size savaş farz kılındığında sakın bundan kaçınmayasınız?' dedi. Onlar 'Yurdumuzdan çıkarılmış, evlâdımızdan ayrı düşmüşken, bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım?' dediler. Kendilerine savaş farz kılındığında ise, pek azı müstesna, sözlerinden dönüverdiler. Allah o zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
Sizden biriniz ister mi ki, hurma ve üzümlerle dolu bir bahçesi olsun, o bahçeden dereler aksın, içinde her türlü ürün bulunsun da, sonra, evlâdı da güçsüz bir halde iken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bu durumda iken bir de ateşli bir kasırga kopsun ve bahçeyi kasıp kavursun? Düşünsünler diye, insanlara âyetlerini Allah işte böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Şu (mal ve evlâtlarıyla öğünen ve peygamberin mal ve evlâdı yoktur, diye dil uzatan) kâfirler var ya! Muhakkak ki onlardan ne malları, ne de evlâdları, Allah’dan gelecek hiç bir azâbı geri çeviremez; ve işte onlar, cehennemde ateşin çırasıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
De ki: Allah'a imân ettik ; bize indirilen (Kur'an)a da ; İbrahim'e. İsmail'e, İshak'a, Yâkub'a ve O'nun evlâdına indirilene de; Rableri katından Musa'ya ve isa'ya, diğer peygamberlere verilenlere de inandık. Onlardan hiç birini diğerinden ayırd etmeyiz. Biz ancak O'na (Allah'a) teslîm olup boyun eğmişizdir....
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Yûsîkumullâhu fî
evlâdi
kum liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni), fe in kunne nisâen fevkasneteyni fe lehunne sulusâ mâ terak(terake), ve in kânet vâhideten fe lehân nısf(nısfu). Ve li ebeveyhi li kulli vâhidin min humâs sudusu mimmâ terake in kâne lehu veled(veledun), fe in lem yekun lehu veledun ve varisehû ebevâhu fe li ummihis sulus(sulusu), fe in kâne lehû ıhvetun fe li ummihis sudusu, min ba’di vasiyyetin yûsî bihâ ev deyn(deynin). Âbâukum ve ebnâukum, lâ tedrûne eyyuhum akrabu lekum...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
1.
yûsîkum(u)
: size vasiyet eder, farz kılar
2.
allâhu
: Allah
3.
fî
evlâdi
-kum
: (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında
4.
l...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah, evlâdınız hakkında size şunu tavsiye eder: Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onun. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu yok da anasıyla babası mîrasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır,...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah, evlâdınızın mirastaki durumu hakkında size şöyle emrediyor: Çocuklardan erkeğe, iki dişi payı kadar vardır. Eğer çocukların hepsi dişi olmak üzere ikiden fazla iseler onlara ölünün terk ettiği malın (terikenin) üçte ikisi ve eğer dişi tek ise onda yarısı var. Ölünün ana-babası için, eğer çocuğu varsa, her birine terikesinden altıda bir, fakat çocuğu yoksa ve ölüye yalnız ana ve babası varis oluyorsa, anasına üçte bir vardır. (Geriye kalan, babanın hakkıdır). Eğer ölenin kardeşleri varsa a...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah size miras taksimi şöyle ferman buyuruyor: Evlâdınızda: Erkeğe iki dişi payı kadar, eğer hepsi dişi olmak üzere ikiden ziyade iseler bunlara terikenin üçte ikisi, ve eğer bir tek kız ise o zaman ona yarısı; ebeveyni için: Her birine ölenin terikesinden altıda bir şayed çocuğu varsa, amma çocuğu yok da anası babası varis bulunuyorsa anasına üçte bir, eğer ölenin kardeşleri de varsa o vakıt anasına altıda bir, hep ettiği vasıyyetten veya borcundan sonra; babalarınız ve oğullarınız bilmezsini...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah Teâlâ size evladınız hakkında erkek için, iki dişi hissesi ferman buyuruyor. Eğer dişi olan evlat, ikiden ziyâde ise onlara terekenin üçte ikisi aittir. Ve eğer bir tek kız ise ona da terekenin yarısı verilir ve babasıyla anasından herbiri için de, ölünün çocuğu var ise terekesinde altıda biri vardır. Ve eğer çocuğu yok ve kendisine yalnız babasıyla anası var ise anası için üçte biri aittir. Ve eğer ölünün kardeşleri de var ise, anasına altıda biri verilir. Bu hisselerin böyle verilmesi, ö...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
1.
ve lekum
: ve sizin
2.
nısfu
: yarısı
3.
mâ terake
: bırakılan şeyler
4.
ezvâcu-kum
: sizin eşleriniz
...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Ve eğer eşlerinizin (kadınlarınızın) çocukları yoksa, onların bıraktıklarının yarısı sizindir. Fakat eğer onların (kadınların) çocukları varsa o zaman dörtte biri sizindir. (Bunlar) yapılan vasiyet veya (üzerindeki) borç ödendikten sonradır. Ve eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (kadınlarındır), fakat eğer çocuğunuz varsa o taktirde bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (kadınlarındır). Bu da yaptığınız vasiyet veya borç (ödendikten) sonradır. Ve eğer miras bıraka...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğe...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Hem eğer çocukları yoksa, zevcelerinizin bıraktıklarının yarısı sizindir. Fakat çocukları varsa, yapacakları vasiyetten veya borçtan sonra, artık bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bununla birlikte eğer (sizin) çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onların(hanımlarınızın)dır. Fakat çocuğunuz varsa, bu durumda yapacağınız vasiyetten veya borçtan sonra bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Buna rağmen eğer bir erkek veya bir kadına,(kendi) evlâdı ve babası olmadığı hâlde (yakın akrabâsı...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Eğer çocukları yoksa, eşlerinizin yapacakları vasiyyetten ve borçtan sonra bıraktıkları mirâsın yarısı sizindir. Çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin de çocuğunuz yoksa, yapacağınız vasiyyet ve borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri, onlarındır; çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer mirâs bırakan erkek veya kadının evlâdı ve ana babası olmayıp bir erkek veya bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte bire ortaktır...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Fetva isterler senden, de ki; Allah size fetva vermede babası ve çocuğu olmayanın mîrasına ait: Evlâdı olmayan bir erkek ölür de onun bir tek kız kardeşi kalırsa bıraktığı malın yarısı onundur. Mîrasçı erkek kardeşse çocuğu ve babası olmayan kız kardeşinin bıraktığı bütün mal, onundur; kız kardeş ikiyse, yahut daha fazlaysa erkek kardeşin bıraktığı malın üçte ikisini alırlar. Mîrasçılar, aynı şartlar dahilinde erkek ve kız kardeşlerse erkeğe, kadına nispetle iki pay verilir. Allah, size doğru yo...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
(Habîbim) senden fetva isterler. De ki: «Allah, babası ve çocuğu olmayanın mirası hakkındaki hükmü (şöylece) açıklar: Eğer (erkek veya kız) evlâdı (ve babası) olmayan bir erkek ölür, onun (ana baba bir veya sâdece baba bir) bir tek kız kardeşi kalırsa terikesinin yarısı onundur. Eğer (mîrascı) erkek kardeş ise çocuksuz (ve babasız) ölen kız kardeşinin (vefatıyle) bırakdığı (nın tamamını alır). Eğer (aynı şartlarla kalan) kız kardeş iki (veya daha ziyâde) ise oğlan kardeşinin bırakdığının üçde ik...
Ənam Suresi, 137. Ayet:
Ve kezâlike zeyyene li kesîrin minel muşrikîne katle
evlâdi
him şurekâuhum li yurdûhum ve li yelbisû aleyhim dînehum, ve lev şâellâhu mâ fealûhu fe zerhum ve mâ yefterûn(yefterûne)....
Ənam Suresi, 137. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve işte böyle, böylece
2.
zeyyene
: güzel gösterdi, süsledi
3.
li kesîrin
: çoğuna
4.
min el muşrikîne
Ənam Suresi, 140. Ayet:
Ve bir ilmi olmaksızın akılsızca (aptalca) evlâdını öldürenler hüsrana uğramışlardır. Ve Allah'a iftira ederek, Allah'ın onları rızıklandırdığı şey(ler)i haram kılan kimseler, dalâlette kalmışlardır ve hidayete ermiş değillerdir....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: geliniz size rabbınız neleri haram kıldı okuyayım: ona hiç bir şey'i şerik koşmayın, babanıza ananıza iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden evlâdınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkınızı biz veririz, fevahışe: açığına da, gizlisine de yanaşmayın, Allahın muhterem kıldığı nefsi haksız öldürmeyin, işittiniz a, işte size o bunları ferman buyurdu, gerektir ki aklınız erer...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Gelin, Rabbinizin size neyi haram ettiğini okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne ve babaya iyilik edin. Yoksulluk korkusuyla evlâdınızı öldürmeyin; sizi de, onları da rızıklandıran Biziz. Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Allah'ın haram ettiği bir cana haksız yere kıymayın. Akıl edersiniz diye, Rabbiniz size işte bunları emretti....
Ənfal Suresi, 28. Ayet:
Ve bilin ki mallarınız ve evlâdınız, sizin için bir sınamadır ancak ve şüphe yok ki Allah katındadır büyük mükâfat....
Ənfal Suresi, 28. Ayet:
Biliniz ki, mallarınız ve evlâdınız ancak bir fitnedir, (sizi günaha sokmağa sebepdir). Allah katında ise büyük mükâfat vardır....
Ənfal Suresi, 28. Ayet:
Biliniz ki mallarınız ve evladınız bir imtihandır. Allah katında ise büyük mükafat vardır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Tanrı sizin mevlanızdır. O ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse (korkmayın). Bilin ki Allah sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır O! ...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlânızdır. O, ne güzel mevlâdır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 75. Ayet:
Onlar ki daha sonra iman ettiler, hicret ettiler ve sizinle beraber mücahede ettiler; işte onlar da sizdendir! Ulül Erham (kan bağı olanlar), Allâh Kitabı'nda, birbirlerine daha evlâdır. . . Muhakkak ki Allâh Bi-küllî şey'in Aliym'dir (her şeyi, Esmâ'sıyla hakikati olarak bilendir)!...
Yunus Suresi, 68. Ayet:
Müşrikler "Allah evlat edindi" dediler. Haşâ! O bundan münezzehtir. O her şeyden olduğu gibi evladı olmaktan da müstağnidir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Buna dair, ey müşrikler, hiçbir deliliniz yoktur. Ne o, Allah hakkında kesin bilgi sahibi olmadan konuşuyor, rastgele şeyleri mi O’na isnad ediyorsunuz?...
Hud Suresi, 42. Ayet:
Gemi onları dağlar gibi dalgalar arasından geçirirken, Nuh biraz ötede olan oğluna: "Evladım, gel sen de bizimle gemiye bin de kâfirlerle beraber kalma!" diye seslendi....
Hud Suresi, 42. Ayet:
Gemi içindekilerle beraber dağ gibi dalgalar arasında yüzerken, Nuh, bir tarafa çekilmiş bulunan oğluna seslenerek, 'Evlâdım, gel bizimle beraber gemiye bin de kâfirlerden olma' dedi....
Hud Suresi, 45. Ayet:
Nuh Rabbine hitâb edip: "Ya Rabbî, dedi, elbette boğulan oğlum da ailemdendi, öz evladımdı. (Halbuki ben onları gemiye alırken Sen bana kurtulacaklarını, müjdelemiştin). Senin vaadin elbette haktır ve Sen hâkimlerin hâkimisin!"...
Yusif Suresi, 5. Ayet:
"Evladım!" dedi babası, "sakın bu rüyanı kardeşlerine anlatma. Sonra seni kıskandıklarından sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın besbelli düşmanıdır."...
Yusif Suresi, 78. Ayet:
Yusuf’un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler:"Aziz vezir! Onun pîr-i fanî bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy. Gerçekten seni anlayış gösteren, iyilik sever insanlardan olarak görüyoruz!"...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
Ey Rabbimiz! Ben, evlâdımdan bir kısmını senin mukaddes olan evinin (Kâbe’nin) yanında, ekin bitmez bir vadide yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı gereği üzere kılsınlar diye... Artık insanlardan bir kısmının kalblerini onlara meylettir (arzulayarak yanlarına varıp Kâbe’yi ziyaret etsinler). Şükretmeleri için de o belde halkını bazı meyvalarla rızıklandır....
İsra Suresi, 16. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
erednâ
: istedik
3.
en nuhlike
: helâk etmeyi
4.
karyeten
: bir ülke, bir karye, bi...
İsra Suresi, 31. Ayet:
Evlâdınızı, yoksulluk korkusuyla öldürmeyin; onları da biz rızıklandırırız, sizi de. Şüphe yok ki onları öldürmek, pek büyük bir suçtur....
İsra Suresi, 31. Ayet:
Ve fakirlik korkusuyla evlâdınızı öldürmeyiniz, Biz onları merzûk ederiz, sizi de. Muhakkak ki, onları öldürmek büyük bir cinâyettir....
İsra Suresi, 31. Ayet:
Yoksulluk korkusuyla evlâdınızı öldürmeyin; onları da, sizi de rızıklandıran Biziz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır....
İsra Suresi, 64. Ayet:
Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve recilike ve şârikhum fîl emvâli vel
evlâdi
vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ(gurûren)....
İsra Suresi, 64. Ayet:
1.
vestefziz (ve istefsiz)
: ve aldat, rahatsız et
2.
men isteta'te
: kime güç yetirirsen
3.
min-hum
: onlardan
4.
bi savti-ke<...
Məryəm Suresi, 77. Ayet:
Şimdi şu âyetlerimizi inkâr eden ve “Elbette bana mal ve evlâd verilecektir,” diyen adamı (As İbni Vail’i) gördün mü? (Ashabdan Habbab’ın (r.a.), kâfirlerden As İbni Vail’de alacağı vardı. Bu alacağını istemeğe gittiği zaman, As: “- Peygambere küfretmedikçe sana ödemem.” dedi. Habbab (r.a.) da “Ebediyyen ben ona küfretmem.” dedi. Bunun üzerine As: “- O halde, dirildiğim zaman, kıyamette bana gelirsin, orada benim malım ve evlâdım olacak, sana veririm.” söyledi. İşte geçen âyeti kerime, bu hâdise...
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Ve onun söylediği şeylere, Biz varis olacağız. Ve o, Bize fert olarak (tek başına, mal ve evlâdı olmaksızın) gelecek....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Onun dediğine biz vâris oluruz, (malı ve evlâdı bize kalır); kendisi de bize yapayalnız gelir....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Onun dediğine biz vâris oluruz, (malı ve evlâdı bize kalır); kendisi de bize yapayalnız gelir....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Sözünü ettiği malı ve evladı bize kalacak da kendisi yalnız başına huzurumuza gelecektir....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
O dediği(malı ve evlâdı)na biz vâris olacağız (nesi varsa hepsi bize kalacak) ve o, bize tek başına gelecek (yanında ne malı, ne de evlâdı olmayacak)....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya’yı da an. Hani o: "Ya Rabbî, beni evlatsız, tek başıma bırakma ki (lütf edeceğin evlâdım) bana vâris olsun. Bununla beraber iyi biliyorum ki, herkes fanidir, herkesten sonra baki kalan, bütün vârislerin en iyisi olan Sensin Sen!"...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. Allah dinini muzaffer kılmak için (ey Peygamber ümmeti) sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahîm’in dininde olduğu gibi. Bundan evvelki kitablarda ve bu Kur’an’da size müslüman ismini Allah taktı, ki Peygamber, size karşı (tebliğ vazifesini yaptığına) şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı (Peygamberler için) şahidler olasınız. Artık gereği üzre namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’ın dinine sarılın ki, mevlânız O’dur....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah (yolunda O'nun) için nasıl gerekiyorsa öylece cihâd edin. Sizi (insanlar arasından bu emânete lâyık görüp) seçen O'dur. Dinde size hiçbir zorluk meydana getirmedi; babanız İbrahim'in (temelde İslâm'a benzeyen Hanîf) dinine uyun ! (Kur'ân'ın inmesinden) önce de, bunda da size Müslüman adını veren odur. Tâ ki Peygamber (Muhammed) size şâhid ola ve siz de insanlara şâhid olasınız. Artık namaz kılmaya devam edin, zekâtı verin; Allah'a sımsıkı bağlanıp güvenin ; o sizin yegâne sahibiniz ve dost...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!...
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
'Öyle bir gün ki, ne malın bir faydası olur, ne evlâdın....
Qəsəs Suresi, 10. Ayet:
Musânın anası — yüreği (evlâdından başka bir şeyden) bomboş olarak — sabahladı. Eğer (Allahın vadine) inananlardan olması için kalbine (sabr-ü sükûn ile) rabıta vermeseydik az daha onu mutlak açığa vuracakdı. ...
Loğman Suresi, 13. Ayet:
Lokman oğluna nasihat ederken: "Evladım!" dedi, "sakın Allah’a eş, ortak uydurma! Çünkü şirk pek büyük bir zulümdür."...
Loğman Suresi, 16. Ayet:
"Ey evladım. . . Muhakkak ki o (yaptığın şey), bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde yahut semâlarda yahut arzın içinde olsa, Allâh onu (hakikatinin sonucu olarak) getirir. . . Muhakkak ki Allâh Latiyf'tir, Habiyr'dir. "...
Loğman Suresi, 16. Ayet:
"Evladım, yapılan iş; bir hardal tanesi kadar küçük olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, mutlaka Allah onu meydana çıkarır. Allah öyle latîf, öyle habîrdir (ilmi gizliliklere pek kolay bir tarzda nüfuz eder)....
Loğman Suresi, 17. Ayet:
"Ey evladım. . . Salâtı ikame et. . . İmanına uygun olanla hükmet; kötü davranışlardan vazgeçir. Sana isâbet eden şeye de sabret! Muhakkak ki bunlar, azmetmeyi gerektiren işlerdendir. "...
Loğman Suresi, 17. Ayet:
Evladım, namazı hakkıyla ifa et, iyiliği yay, kötülüğü de önlemeye çalış ve başına gelen sıkıntılara sabret.Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden (size yaptıklarınızın karşılığını - sonucunu kesinlikle yaşatacağı için) korunun; babanın evladından, evladın da babasından hiçbir yararı olmayacağı süreçten dehşet duyun! Muhakkak ki Allâh'ın vaadi haktır! Dünya yaşamı sakın sizi aldatmasın. . . O çok aldatıcı da (vehme tabi bilinciniz) Allâh'la (O sizin hakikatinizdir, size bir şey olmaz diye) sizi aldatmasın (Sünnetullah'ı görmekten perdelemesin)!...
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinize sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Babanın evlâdı adına bir bedel ödeyemeyeceği, onu kurtaramayacağı, evlâdın babası adına bir bedel ödeyemeyeceği, onu kurtaramayacağı günden endişe duyun. Allah’ın va’di doğrudur, haktır. Dünya hayatı sizi aldatmasın, şeytan ve hilekâr insanlar, Allah’ı öne sürerek, Allah adına sizi kandırmasın....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabbınızdan korkup (kötülüklerden) sakının. Öyle bir günden korkun ki baba, evlâdından ötürü bir şey ödeyemez, evlâd da babasından ötürü bir şey ödeyici değildir. Şüphesiz ki Allah'ın va'di (verdiği söz) haktır. Sakın Dünya hayatı sizi aldatmasın ve sakın o aldanmış mağrur (Şeytan) sizi Allah'a (O' nun geniş rahmetine ibâdetsiz amelsiz) güvendirmesin....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar rabbınızdan korkun ve bir günü sayın ki ata evlâdından bir şey ödeyemez, evlâd o da atasından bir şey ödeyecek değildir, Muhakkak Allahın va'di hak, o halde sakının Dünya hayat sizi aldatmasın ve sakının o mağrur sizi Allaha güvendirmesin...
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinizden korkun. Ne babanın evlâdına, ne de bizzat evlâdın babasına, hiçbir şeyle fâide veremeyeceği günden korkun. Şübhe yok ki Allahın va'di hakdır. O halde zinhar sizi dünyâ hayâtı aldatmasın, o çok aldatıcı (şeytan) zinhar sizi Allah (ın hilmine, imhâlin) e güvendirmesin. ...
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden korkunuz ve bir günden de endişe ediniz ki, bir baba evladından bir şey ödeyemez, evlat da atasından bir şey ödeyecek değildir. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi haktır. Sizi dünya hayatı sakın aldatmasın ve sizi o çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında şaşırtmasın....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
-Ey insanlar, Rabbiniz’den korkun, babanın evladı, evladın da babası için hiç bir şey ödeyemeyeceği o gün de kendinizi koruyun. Allah‘ın vaadi şüphesiz gerçektir. Öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın, aldatıcı da sizi Allah ile aldatmasın!...
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Öyle bir günden çekinin ki o gün hiçbir baba evladına asla fayda veremez, evlat da babasına fayda sağlayamaz. Allah’ın vâdi elbette gerçektir. O halde sizi dünya aldatmasın ve çok hilekâr şeytan da sizi Allah ile aldatmasın, Allah’ın affına güvendirmesin!...
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
1.
en nebiyyu
: nebî, peygamber
2.
evlâ
: evlâdır, daha yakındır
3.
bi el mu'minîne
: mü'minlere, müminler için
4.
min enfusi-h...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Nebî (Peygamber), mü'minler için kendi nefslerinden daha evlâdır (yakındır). Ve O'nun (Nebî'nin) zevceleri, onların anneleridir. Ve rahim sahipleri (akrabalar), onlar birbirlerine, Allah'ın Kitab'ında, mü'minlere ve muhacirlere yakın olduklarından daha yakındır. Ancak dostlarınıza iyilik yapmanız hariç. İşte bunlar, Kitab'ta satır satır yazılıdır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah'ın Kitabında birbirlerine öteki mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, müminlere (her hususta) nefislerinden evlâdır. Peygamberin zevceleri, müminlerin anneleri hükmündedir. Neseben yakın olanlar da, Allah’ın kitabında, birbirlerine (varis olmakta) diğer müminlerden, (din kardeşlerinden) ve muhacirlerden daha evlâdır. (Bu ayet-i kerime nazil olmadan önce birbirlerini kardeş edinen müminlerle hicrete çıkan müminler birbirlerine mirasçı oluyorlardı. Ayet-i kerimenin nüzulü ile bu muamele de son bulmuştur.) Ancak dostlarınıza bir vasiyyet yapabilirsiniz, bu...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minlere nefislerinden daha evlâdır, zevceleri de analarınızdır, ülülerham (akriba) da Allahın kitabında birbirlerine diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha evlâdırlar. Ancak dostlarınıza bir ma'ruf (bir vasıyyet) yapmanız müstesnâ, kitabda o yazılı bulunuyor...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, inançlılar için kendi nefslerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de Tanrı'nın Kitabında birbirlerine öteki inançlılardan ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
O peygamber, mü'minlere öz nefislerinden evlâdır. Zevceleri (mü'minlerin) analarıdır. Akrabaa da Allahın kitabında birbirine diğer mü'minlerden ve Muhacirlerden daha yakındırlar. Şu kadar ki dostlarınız için her hangi bir iyilikde bulunmanız müstesna. Bu, kitabda yazılıdır. ...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır; zevceleri de onların analarıdır. Akrabâlar ise, Allah’ın Kitâbı’nda birbirlerine (mîras husûsunda, diğer)mü’minlerden ve Muhâcirlerden daha lâyıktırlar; ancak dostlarınıza bir iyilik (vasiyet)yapmanız müstesnâ. Bunlar kitabda yazılmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber; mü'minler için kendi öz nefislerinden daha evladır. Onun eşleri ise onların anneleridir. Akraba olanlar da Allah'ın kitabında birbirlerine diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet başkadır. Bu, Kitab'da yazılmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
O Peygamber müminlere öz nefislerinden evlâdır, canlarından da ileridir. Zevceleri ise müminlerin anneleridir. Akraba olanlar, Allah'ın kitabında (miras hususunda) birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız hariçtir. Bunlar Kitap'ta yazılıdır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah'ın Kitabında birbirlerine öteki mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Səba Suresi, 35. Ayet:
Bizim herkesten çok servetimiz ve evlâdımız vardır, bizim azaba çarptırılmamız söz konusu değildir....
Səba Suresi, 35. Ayet:
-Bizim malımız ve evladımız daha çok. Biz, azap görecek de değiliz, dediler....
Səba Suresi, 35. Ayet:
Ve ilave ettiler: "Bizim malımız da, evladımız da sizinkinden daha fazla, sizden daha güçlüyüz. Biz öyle iddia ettiğiniz gibi azaba falan da uğrayacak değiliz!"...
Səba Suresi, 35. Ayet:
Ve dediler ki: 'Bizim malımız da, evlâdımız da sizden çok; biz azaba uğratılmayız.'...
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi, bizim katımıza ne mallarınız yakınlaştırabilir, ne evlâdınız, ancak kim inanır ve iyi işlerde bulunursa o, yaklaşır bize ve işte onlar, öyle kişilerdir ki onlaradır yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat ve onlardır yüce derecelerde emniyet içinde olanlar....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi bize yaklaştıran ne mallarınız, ne de evlâdınızdır. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kimseler (var ya) işte onlar için yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır ve onlar Cennet'in yüksekçe, manzaralı kısımlarında güven içindedirler....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Ve ne mallarınız ve ne de evladınız sizi Bize yaklaştıracak yüksek mahiyeti hâiz değildir. Ancak kimler imân eder ve sâlih amelde bulunurlarsa işte onlar için yaptıkları amelleri mukabilinde kat kat mükâfaat vardır ve onlar âli makamlarda emniyete nâil zâtlardır....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi Bize yaklaştıracak olan ne malınız, ne evlâdınızdır-ancak iman eden ve güzel işler yapan kimse müstesna. Yaptıkları işlerden dolayı onlara iki kat ödül vardır ve onlar Cennetin yüksek köşklerinde güven içindedirler....
Zümər Suresi, 4. Ayet:
Allah bir evlâd edinmek isteseydi, elbette yaratacağından dileyeceğini seçecekti. (Fakat bundan) O münezzehtir. O, her şeye galib, ortağı ve evlâdı olmıyan tek Allah’dır....
Əhqaf Suresi, 17. Ayet:
Ana ve babasına: 'Canımı sıktığınız yeter! Benden önce sayısız nesiller geçip gittiği halde, hiç birisinde diriliş belirtileri görülmezken, siz, bana öldükten sonra tekrar diriltilip kabrimden çıkarılacağımı mı va’dediyorsunuz?' diyen kimseye, anne, babası Allah’a sığınarak: 'Aman, nasıl düşünüyorsun evladım! Gel iman et. Allah’ın va’di haktır, doğrudur' dediklerinde, oğulları: 'Bu Kur’ân kesinlikle öncekilerin masallarıdır.' der....
Məhəmməd Suresi, 20. Ayet:
İman etmiş olanlar; bir sure indirilmeli değil miydi? derler. Fakat muhkem bir sure indirilip de orada muharebe zikrolununca; kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusundan bayılmış kimselerin bakışları gibi sana baktıklarını görürsün. Bu, onlar için daha evladır....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
İ’lemû ennemel hayâtud dunyâ leibun ve lehvun ve zînetun ve tefâhurun beynekum ve tekâsurun fîl emvâli vel evlâd(
evlâdi
), ke meseli gaysin a’cebel kuffâre nebâtuhu summe yehîcu fe terâhu musferren summe yekûnu hutâmâ(hutâmen), ve fîl âhıreti azâbun şedîdun ve magfiretun minallâhi ve rıdvân(rıdvânun), ve mel hayâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri)....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
1.
i'lemû
: biliniz
2.
ennemâ
: sadece
3.
el hayâtu
: hayat
4.
ed dunyâ
: dünya
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Bilin ki, Dünya hayatı oyun ve eğlenceden, süsten, aranızda övünme ve böbürlenme aracı olmaktan, mal ve evlâdı çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, ekini ziraatçıların hoşuna giden yağmura benzer. Sonra da onu sararmış görürsün. Sonra da çer-çöp haline gelir. Âhiret'te şiddetli azâb ve Allah'tan bol bağışlama ve hoşnutluk vardır. Dünya hayatı ise, aldatıcı bir yararlanma ve geçimlikten ibarettir....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Biliniz ki, dünya hayatı oyundan, eğlenceden, süs ve gösterişten, birbirinize karşı övünmeden, mal ve evladı çoğaltma yarışından ibarettir. Bu hayat, ekini ve bitkisi çiftçisinin yüzünü güldüren bol yağmura benzer. Fakat bir süre sonra kuruyan bu bitki örtüsünün sarardığını görürsün. Arkasından da ot kırıntılarına dönüşür. Ahirette ise bir yanda ağır bir azab, öbür yanda Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir hazdan başka bir şey değildir....
Mümtahinə Suresi, 3. Ayet:
Ne akrabalarınız ne de evladınız size asla fayda sağlamaz! Kıyamet sürecinde aranızı ayırır! Allâh yaptıklarınızda olarak Basıyr'dir....
Mümtahinə Suresi, 3. Ayet:
Kıyamet günü ise, ne hısımlarınızın, ne de evlâdınızın size elbette bir yararı dokunmaz. Allah aranızı ayırır. Allah, işleyegeldiğiniz şeyleri görüp bilendir....
Münafiqun Suresi, 9. Ayet:
Ey iman edenler. . . Mallarınız da evladınız da sizi Allâh'ın zikrinden (Hakikatinizi hatırlamaktan) meşgul edip (gereğini yaşamaktan) alıkoymasın! Kimler bunu yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir!...
Münafiqun Suresi, 9. Ayet:
Ve imân etmiş olanlar! Sizi mallarınız ve evlâdınız Allah'ın zikrinden işgal ederek alıkoymasın! Ve her kim öyle yaparsa, işte hüsrâna uğramış olanlar onlardır....
Münafiqun Suresi, 9. Ayet:
Ey iman edenler! Mallarınız ve evlâdınız Allah'ı anmaktan sizi alıkoymasın. Bunu yapanlar, hüsrana düşenlerin tâ kendisidir....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
(Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki onlar bana asi oldular (isyan ettiler). Ve malı ve evlâdı kendisine hüsrandan başka bir şeyi artırmayan kimselere tâbî oldular.” dedi....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nûh demişti ki: Rabbim, şüphe yok ki onlar, bana isyân ettiler ve malı ve evlâdı, ancak ziyanını arttırıp duran kişiye uydular....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nûh dedi ki: Rabbim I Doğrusu onlar bana karşı geldiler; malı ve evlâdı kendisine zarardan başka birşey artırmayan kimseye uydular....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.»...
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nuh: -Rabbim, dedi. Onlar bana isyan ettiler. Malı ve evladı kendisine hüsrandan başka bir şey artırmayan kimseye uydular....
Nuh Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.»...
Əbəsə Suresi, 36. Ayet:
Eşinden ve evladından.....
Bələd Suresi, 3. Ayet:
Hem o değerli baba, hem o değerli evladının hakkı için:...
Bələd Suresi, 3. Ayet:
Ve babaya ve evlâdına....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: "Evladım, dedi, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe!" Oğlu: "Babacığım! dedi, hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah’ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin!"....
Saffat Suresi, 112. Ayet:
Biz de ona, salih kişilerden, üstelik peygamber olacak bir evladı, İshak’ı müjdeledik....
Zuxruf Suresi, 81. Ayet:
(Habîbim) de ki: «O çok esirgeyen (Allah) ın (bilfarz) bir evlâdı olsaydı ben (ona) tapanların ilki olurdum»! ...
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Yâ eyhuhellezîne âmenû inne min ezvâcikum ve
evlâdi
kum aduvven lekum fahzerûhum, ve in ta’fû ve tasfehû ve tagfirû fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun)....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar, olanlar
3.
âmenû
: îmân edenler, âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
4.
...
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Şüphe yok ki, zevcelerinizden ve evlâdınızdan sizin için düşman (olanlar) vardır, imdi onlardan sakınınız. Mamaafih, eğer affederseniz, kusurlarına bakmazsanız ve setrederseniz artık şüphe yok ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir....
Təğabun Suresi, 15. Ayet:
Mallarınız ve evladınız sizin için bir imtihandır. Katında büyük ödül olan Allah’tır....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
(21-24) "Nûh: “Rabbim! Şüphesiz toplumum bana isyan etti. Malı ve evladı kendisine zarardan başka bir şey vermeyen kimseye uydular. Ve onlar büyük tuzaklar kurdular. Ve ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Ve sakın Vedd, Suvâ, Yagûs, Yeûk ve Nesr'i bırakmayın’ dediler. Kesinlikle birçoklarını da saptırdılar. Sen de o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlara sadece sapıklığı arttır” dedi. "...
Nuh Suresi, 22. Ayet:
(21-24) "Nûh: “Rabbim! Şüphesiz toplumum bana isyan etti. Malı ve evladı kendisine zarardan başka bir şey vermeyen kimseye uydular. Ve onlar büyük tuzaklar kurdular. Ve ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Ve sakın Vedd, Suvâ, Yagûs, Yeûk ve Nesr'i bırakmayın’ dediler. Kesinlikle birçoklarını da saptırdılar. Sen de o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlara sadece sapıklığı arttır” dedi. "...
Nuh Suresi, 23. Ayet:
(21-24) "Nûh: “Rabbim! Şüphesiz toplumum bana isyan etti. Malı ve evladı kendisine zarardan başka bir şey vermeyen kimseye uydular. Ve onlar büyük tuzaklar kurdular. Ve ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Ve sakın Vedd, Suvâ, Yagûs, Yeûk ve Nesr'i bırakmayın’ dediler. Kesinlikle birçoklarını da saptırdılar. Sen de o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlara sadece sapıklığı arttır” dedi. "...
Nuh Suresi, 24. Ayet:
(21-24) "Nûh: “Rabbim! Şüphesiz toplumum bana isyan etti. Malı ve evladı kendisine zarardan başka bir şey vermeyen kimseye uydular. Ve onlar büyük tuzaklar kurdular. Ve ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Ve sakın Vedd, Suvâ, Yagûs, Yeûk ve Nesr'i bırakmayın’ dediler. Kesinlikle birçoklarını da saptırdılar. Sen de o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlara sadece sapıklığı arttır” dedi. "...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
"Ey Peygamber'in iki eşi, hatalarınızdan Allah'a dönerseniz sizin için iyi olur. –Çünkü kesinlikle ikinizin kalpleri kaydı; inançlarınız bozuldu, sapıklığa düştünüz.– Yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, o'na mevladır; yardımcıdır, destekçidir, koruyucudur, yol göstericidir. Cibrîl/Kur’ân ve iman edenlerin sâlihleri de. Ve bunlardan sonra inecek âyetler de o'na arka çıkarlar. "...