Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe müşrik kadınlarla
evlen
meyin. Beğenseniz de mü'min bir emet, müşrik bir kadına göre hayırlı olandır. İman etmedikçe, müşrik erkeklerle
evlen
meyin. Beğenseniz de abd olan bir Mü'min, Müşrik bir erkeğe göre hayırlı olandır. Zira onlar ateşe çağırırlar. Allah ise izni ile Cennet'e ve bağışlanmaya çağırır. İnsanlara ayetlerini böyle açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanan kadınlar,
evlen
meksizin üç adet dönemi beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal değildir. Eğer bu dönemde kocaları barışmak isterlerse, onlarla yeniden
evlen
mede daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin, kadınlar üzerindeki haklarına denk, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Ancak erkekler, onlar üzerinde öncelik sahibidirler. Kuşkusuz, Allah; Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Yine de karısını boşarsa, karısı başka biriyle
evlen
medikçe artık kendisine helal olmaz. Şayet ikinci koca da onu boşarsa ve her ikisi de Allah'ın koyduğu yasalara uyacaklarını umut ederlerse, birbirlerine dönmelerinde bir sakınca yoktur. Bunlar, Allah'ın, anlayan bir topluma iyice açıkladığı yasalarıdır....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Boşadığınız kadınlar, bekleme sürelerini tamamlayınca; aralarında meşru bir şekilde anlaştıkları takdirde, onların eşleriyle
evlen
melerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenlere yapılan bir öğüttür. Bu sizin için daha iffetli, daha temiz bir yoldur. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Bekleme süresini tamamlamamış kadınlara
evlen
me isteğinizi sezdirmeniz veya bunu içinizden geçirmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin onlara karşı olan duygularınızı bilir. Ancak onlara meşru olmayan bir istekte bulunmayın. Kitaptaki emredilen bekleme süresi sona ermeden onlarla nikah akdi yapmaya kalkışmayın. Bilin ki Allah içinizden ne geçirdiğinizi bilir, O'na karşı gelmekten sakının. Bilin ki Allah, Çok Affedici, Çok Hoşgörülüdür....
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Eğer eşinizden boşanıp, başka biriyle
evlen
ecek olursanız, boşadığınız eşinize yığınla mal vermiş olsanız bile, verdiğinizden hiçbir şeyi geri almayın. Ona verdiğinizi, iftira ederek ve apaçık günah işleyerek mi geri alacaksınız?...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın daha önce
evlen
miş oldukları kadınlarla
evlen
meyin. Ancak geçmişte olanlar istisna. Bu utanç verici, çirkin ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, kendileriyle ilişkiye girdiğiniz hanımlarınızın himayeniz altında bulunan kızları, öz oğullarınızın hanımları ve aynı anda iki kız kardeşi birlikte almanız size haram kılındı.
Evlen
ip de ilişkide bulunmadığınız hanımlarınızın kızlarını almanızda bir sakınca yoktur. Geçmişte olan ge...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden kim muhsenat mü'min kadınlarla
evlen
ecek güce sahip değilse, yeminle sahip olduğunuz mümin esir kızlarla
evlen
sin. Allah, imanınızı en iyi bilendir. Sizler, birbirinizdensiniz. O halde iffetli, edepli, hayasızlık etmeyen ve gizli dost edinmemiş olanlarla; sorumlularının izni ve ücretlerini meşru bir şekilde vererek
evlen
in.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu içinizden günaha girme korkusu taşıyanlar içindir. Ancak sabretme...
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Senden, o kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki: "Onlar hakkında size fetvayı Allah vermektedir: Yazılmış olanı vermediğiniz halde kendileri ile
evlen
mek istediğiniz yetim kadınlarla zayıf, çaresiz çocukların ve yetimlerin haklarını hakkaniyetle vermeniz konusundaki hükümler size bu kitapta okunuyor. Hayır adına ne yaparsanız Allah onu bilir....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Ve Biz, bir melek gör
evlen
dirseydik, onu da insan şeklinde gönderirdik ve onları düştükleri kuşkuya yine düşürürdük....
Nəhl Suresi, 43. Ayet:
Senden önce de vahyimizi iletmede elçi olarak insandan başkasını gör
evlen
dirmedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun....
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
Senden önce de vahyimizi iletmede elçi olarak insandan başkasını gör
evlen
dirmedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina yapan erkek, zina yapan veya müşrik olan kadından başkası ile
evlen
miyor. Zina yapan kadınla zina yapan veya müşrik olan bir erkekten başkası
evlen
miyor. Bu uygulama mü'minlere haram kılındı....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me arzusu kalmamış yaşlı kadınların, cinsiyetlerini teşhir etme amacı gütmeden dış giysilerini çıkarmalarında bir sakınca yoktur. Sakınmaları daha hayırlıdır. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Bu iki kızımdan birini, bana sekiz hacc boyunca çalışmana karşılık seninle
evlen
dirmek istiyorum. Eğer ona tamamlarsan sen bilirsin. Sana rahatsızlık vermek istemem. İnşaallah beni salihlerden bulacaksın." dedi....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimet verdiğin kimseye diyordun ki: "Eşini yanında tut. Allah'a karşı takvalı ol. Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyorsun. İnsanlara huşu duyuyorsun; oysaki huşu duyman gereken Allah'tır." Sonra Zeyd ondan tamamıyla ayrılınca, Biz onu sana eş yaptık ki böylece himaye edilenlerin boşadıkları kadınlarla
evlen
melerinde inananların üzerinde bir güçlük olmasın. İşte Allah'ın emri böylece yerine gelmiş oldu....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınlarla
evlen
ip, sonra onlara dokunmadan boşarsanız, onların iddet süresince beklemelerini isteme hakkınız yoktur. Böyle bir durumda onları hemen yararlandırın ve güzellikle ayrılın....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Nebi! Biz, ecirlerini verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah'ın fey olarak sana verdiği antlaşma yolu ile hak sahibi olduklarını, sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halalarının kızları, dayının kızları, teyzelerinin kızları ve kendisini Nebiye hibe edip de nebinin de
evlen
meyi uygun gördüğü mü'min kadını -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara zevceleri ve antlaşma yolu ile hak sahibi oldukları konusunda neyi farz kıldığımızı biliriz. Bu durum...
Əhzab Suresi, 52. Ayet:
Bundan böyle başka kadınlarla
evlen
men, eşlerini boşayıp yerine iyi olması hoşuna gitse bile başka kadın alman sana helal olmaz. Ancak antlaşma yolu ile hak sahibi olduğun hariç. Allah, her şeyi gözetleyip denetleyendir....
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Ey iman edenler! Nebi'nin evlerine, yemeğe izin verilmiş olmasının dışında vakitli vakitsiz izinsiz girmeyin. Ama çağrılmışsanız o başka. Yemeği yiyince de hadise dalıp oyalanmayın, hemen dağılın. Doğrusu bu haliniz Nebi'yi rahatsız ediyor, o sizi kırmamak için bir şey demiyor. Allah ise gerçeği açıklamaktan çekinmez. Onlardan bir şey isteyeceğiniz zaman da hicap arkasından isteyin. Bu sizin kalpleriniz için de onların kalpleri için de daha uygundur. Allah'ın Resulüne rahatsızlık vermeniz doğ...
Duxan Suresi, 19. Ayet:
"Allah'a karşı ululuk taslamayın. Kuşkusuz ben, size açıkça gör
evlen
dirilmiş biri olarak geliyorum."...
Cümə Suresi, 2. Ayet:
Ümmilere, kendilerinden olan; O'nun ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitap'ı ve Hikmet'i öğreten bir resul gör
evlen
diren O'dur. Onlar, bundan önce apaçık bir sapkınlık içindeydiler....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Mûsâ’ya kutsal kitabı verdik. Ondan sonra, ardarda rasuller, peygamberler gör
evlen
direrek gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’ya da apaçık mûcizeler verdik. Onu, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî ve ekonomik düzeni içeren, ihya eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile destekledik. Size, hoşunuza gitmeyen emirleri, hükümleri getiren Rasuller geldikce, davetlerini kabullenmeyip büyüklük taslayarak zorbalığa mı başvurdunuz? Bir kısmını yalanladınız,...
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Allah katından ellerindeki geçerli bilgileri tasdik eden kitaplar gelmişken, öteden beri kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere, inanmayanlara karşı gör
evlen
dirilecek peygamberin adını kullanarak üstünlük sağlamaya, insanlardan, tekrar tekrar geleceği ile ilgili haberleri öğrenmeye, mevcut kutsal kitaplardaki bilgileri yeniden değerlendirmeye alarak geleceğini teyide çalışırlarken, ...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Hani Rabbi, İbrâhim’i bir takım kelimeler, suallerle imtihan etmiş, sınamış; İbrâhim imtihanını başarı ile tamamlayınca, Allah: 'Ben seni insanların iyiliği, kurtuluşu için imam, önder olarak hazırlayıp gör
evlen
direceğim' buyurmuştu. İbrâhim: 'Benim neslimden de imamlar, önderler gör
evlen
dir ya Rabbi' dedi. Allah: 'Benim peygamberlik ve önderlik ile ilgili sözüm, taahhüdüm zâlimler, âsiler için geçerli olmayacaktır' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Kabeyi halk için bir odak noktası ve bir güven yeri kıldık. İbrahim'in makamını bir namaz yeri olarak kullanın. 'Ziyaretçiler, kendini ibadete verenler ve eğilip secde edenler için ikiniz Evimi temiz tutun,' diye İbrahim ve İsmail'i gör
evlen
dirmiştik....
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
veb'as (ve ib'as)
: ve beas et, hayata getir, gör
evlen
dir 3 - fî-him
3.
resûlen
: bir resûl, elçi, mürşid
4.
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
'Ey Rabbimiz, onlardan, onların içinde özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere rasuller, peygamberler gör
evlen
dir. Onlara, Senin âyetlerini okusunlar. Okuma-yazmayı, kitaplarına vukufu, kitaplarını, Kur’ân’ı, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetlerini öğretsinler. Onları pisliklerden arındırıp, vicdanlarını tertemiz yapsınlar. Sen, sadece Sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın.' diye yalvardılar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla
evlen
meyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı
evlen
dirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla
evlen
meyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla)
evlen
dirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İmân etmedikçe, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan putperest, müşrik kadınlarla
evlen
meyin. Güzelliği ile sizi büyülemiş, hayranlığınızı mûcip olup son derece hoşunuza gitmiş olsa bile, putperest hür bir kadından, mü’min bir câriye daha hayırlıdır. Mü’min kadınları da, imân etmedikçe putperest, müşrik erkeklerle
evlen
dirmeyin. Hoşunuza bile gitmiş olsa, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik, putperest hür bir erkekte...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ey müminler, Allah’a ortak koşan (kâfir) kadınlarla, onlar iman etmedikçe
evlen
meyin. İmanı olmıyan (müşrike) bir kadın, sizi imrendirse bile, iman etmiş bir cariye elbette ondan daha hayırlıdır. (Bu yasak, Mâide Sûresi 5. âyeti ile kitap ehli olmıyan kâfirlere tahsis edilmiştir. Kitap ehli olanlarla
evlen
mek böylece câiz olmuştur. Celâleyn) Müşrik erkekler de iman etmedikçe, onlara mümin kadınları nikâhlamayın; bir kâfir size hoş görünse bile. Mümin köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar siz...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a es kosan kadinlarla onlar imana gelinceye kadar
evlen
meyin. Inanan bir cariye, hosunuza gitse de putperest bir kadindan daha iyidir. Inanmalarina kadar; puta tapan erkeklerle mumin kadinlari
evlen
dirmeyin. Inanan bir kole, hosunuza gitmis olsa da, puta tapan bir erkekten daha iyidir. Iste onlar atese cagirirlar, Allah ise izniyle cennete ve magfirete cagirir ve insanlara ibret alsinlar diye ayetlerini aciklar. *...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşup inkâr içinde bulunan kadınlarla —imân edinceye kadar—
evlen
meyin. İnanan bir câriye, Allah'a ortak koşan bir kadından —bu sizi imrendirse bile— herhalde hayırlıdır. Allah'a ortak koşup inkâr içinde bulunan erkeklerle —imân edinceye kadar— Müslüman kadınları
evlen
dirmeyin. Herhalde inanan bir köle —sizin hoşunuza gitse bile— Allah'a ortak koşan (hür) bir adamdan hayırlıdır. İşte onlar (sizi) ateşe çağırırlar. Allah ise kendi izniyle Cennet'e ve mağfirete (günahları temizleyip ...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar
evlen
meyin. İnanan bir cariye, hoşunuza gitse de ortak koşan bir kadından daha iyidir. İnanmalarına kadar; ortak koşan erkeklerle mümin kadınları
evlen
dirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, ortak koşan bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla
evlen
meyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla)
evlen
dirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İnanmadıkça, ortak koşan kadınlarla
evlen
meyin. İnanan bir hizmetçi kadın ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır; ondan hoşlansanız bile. Ortak koşan erkeklerle, inanıncaya kadar kızlarınızı
evlen
dirmeyin. İnanan bir hizmetçi erkek ortak koşandan daha hayırlıdır, hoşlansanız bile... Onlar, ateşe çağırıyor. ALLAH ise cennete ve bağışlanmaya çağırır ve öğüt almaları için ayetlerini halka açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşan kadınlarla, iman etmedikçe
evlen
meyin! Allah'a ortak koşan bir kadın sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş bir cariye her halde ondan daha hayırlıdır. İnanan kadınları, Allah'a ortak koşan erkeklerle, iman etmedikçe
evlen
dirmeyin. Allah'a ortak koşan erkek size hoş görünse bile bir köle, ondan daha hayırlıdır. Onlar, sizi ateşe davet ederler; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor; insanlara, hatırda tutmaları için ayetlerini iyice açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
(Ey mü'minler) Allaha eş tanıyan kadınlarla (müşriklerle), onlar îmana gelinceye kadar,
evlen
meyin. İman eden bir câriye, müşrik bir kadından — bu, sizin hoşunuza gitse de — elbet daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de, onlar îman edinceye kadar, (mü'min kadınları) nikahlamayın. Mü'min bir kul müşrikden — o, sizin hoşunuza gitse de — elbette hayırlıdır. Onlar sizi cehenneme çağırırlar, Allah ise, kendi iradesiyle, cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara âyetlerini apaçık söyler. Tâki iyice düşü...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Hem îmân etmedikçe müşrik kadınlarla
evlen
meyin! Ve elbette mü’min bir câriye,(hür) bir müşrik kadından daha hayırlıdır. (O müşrik kadın) hoşunuza gitse bile! Îmân etmedikçe müşrik erkekleri de (mü’min kadınlarla)
evlen
dirmeyin! Elbette mü’min bir köle,(hür) bir müşrikten daha hayırlıdır. (O müşrik) hoşunuza dahi gitse! İşte onlar ateşe da'vet ederler. Allah ise, izniyle Cennete ve mağfirete (vesîle olacak amellere) da'vet ediyor; âyetlerini de insanlara iyice açıklıyor, tâ ki ibret alsınlar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kadınlarla onlar (sahih) inanca ulaşıncaya kadar
evlen
meyin: Çünkü (Allah'a) bağlanmış mümin bir kadın, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kadından -bu sizin hoşunuza gitse de- kesinlikle daha hayırlıdır. Ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekler ile onlar (sahih) inanca ulaşıncaya kadar kadınlarınızı nikahlamayın; zira (Allah'a) bağlanmış bir mümin erkekten -bu sizi hoşnut etse bile- kesinlikle daha hayırlıdır. (Böyleleri) sizi ateşe davet ...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İnanıncaya kadar, Allah'a eş koşan müşrik bir kadınla
evlen
meyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla
evlen
dirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler cehenneme çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlarla, onlar iman etmedikçe
evlen
meyin. Mümin bir cariye, hoşunuza giden müşrik bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikçe, müşrik erkeklerle mümin kadınları
evlen
dirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise, izniyle, cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara düşünüp ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla
evlen
meyin! Mümin bir cariye, hoşunuza giden hür bir müşrik kadından daha hayırlıdır! Mümin kadınları da, onlar iman etmedikçe, müşriklere nikâhlamayınız; Mümin bir köle hoşunuza giden hür bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler sizi cehenneme dâvet ederler. Allah ise sizi Kendi izniyle, cennete ve mağfirete dâvet eder ve üzerinde düşünüp gerekli dersi alsınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar,
evlen
meyin. (Allah'a ortak koşan hür kadın), hoşunuza gitse dahi, inanan bir cariye, ortak koşan (hür) kadından iyidir. Ortak koşan erkekler de inanıncaya kadar, onları (kadınlarınızla)
evlen
dirmeyin. (Allah'a ortak koşan hür erkek) hoşunuza gitse dahi, inanan bir köle, ortak koşan (hür) adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allâh ise izniyle cennete ve mağfirete çağırıyor. İnsanlara âyetlerini açıklıyor ki öğüt alsınlar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Onlar iman etmedikçe, müşrik kadınlarla
evlen
meyin. Hoşlansanız bile, müşrik bir kadından ise, mü'min bir cariye daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de, onlar iman etmedikçe
evlen
meyin. Hoşlansanız bile, müşrik bir erkekten ise, mü'min bir köle daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar; Allah ise izniyle sizi Cennete ve bağışlanmaya çağırıyor. Ve, düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara âyetlerini açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar
evlen
meyin. Özgürlüğünden yoksun inanmış bir kadın, müşrik bir kadından - müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikâhlanmayın. İnanmış bir köle, müşrik bir erkekten - o hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Bu müşrikler sizleri ateşe çağırır. Allah ise sizi, izniyle cennete ve affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp öğüt alabilsinler....
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (
evlen
meden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirle...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar üç aybaşı süresi hamile olup olmadıklarını anlamak için
evlen
meyip bekleyeceklerdir. Hakikatleri olan Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorlarsa, Allâh'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeye hakları yoktur. Kocaları da bu süre zarfında barışmak isterse, başkalarından daha önceliklidir. Karıların kocaları üzerindeki hakkı gibi kocaların da karıları üzerinde hakkı vardır. Ancak kocaların hakkı bir derece daha ileridir (erkekten kadına akış olduğu için). Allâh Aziyz'dir...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Geri dönülebilir talak ile boşanmış kadınlar,
evlen
meyerek, üç hayız ve temizlenme süresi doluncaya kadar beklerler. Eğer bu süre içinde onlar Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe gerçekten inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl ve meşrû değildir. Eğer kocaları barışmak, münasebetlerini düzeltmek, geliştirmek isterlerse, bu süre içinde yalnızca onlar boşadıkları kadınları geri almakta hak sahibidirler. Kadınların kocalarının üzeri...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (
evlen
meden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Kadınların da ödevlerine denk belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir....
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanan kadınlar (başkasıyla
evlen
meden önce) kendi kendilerine üç aybaşı beklemeli. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa ALLAH'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri uygun olmaz. Bu durumda (gebe olmaları halinde) kocaları barışmak isterlerse onları geri almağa daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde eşit hakları vardır. (Gebelik durumunda) Erkeklerin onların üzerinde bir derecesi vardır. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir....
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar ise kendi kendilerine üç hayız müddeti beklerler. Artık (o kadınlar) Allah’a ve âhiret gününe îmân ediyorlarsa, (bir başkasıyla
evlen
mek için)rahimlerinde Allah’ın yarattığını (çocuk veya hayzı) gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocaları (bu durumu) düzeltmek isterlerse, bu (bekleme süresi)nin içinde onları geri almaya daha çok hak sâhibidirler. (Kocalarının) onlar üzerinde örfe uygun olan (haklar)ı gibi, onların da (kocaları üzerinde hakları) vardır. Fakat erkekler içi...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar,
evlen
meksizin üç ay hali boyunca bekleyeceklerdir: Çünkü eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorlarsa, Allah'ın rahmetinden yarattıklarını gizlemeleri meşru değildir. Ve bu süre zarfında barışmak isterlerse, kocalarının onları kabul etmeye öncelikle hakları vardır; ama adalet ölçülerine göre, kadınların (kocaları üzerindeki) hakları, (kocaların) onlar üzerindeki haklarına eşittir, ancak erkekler (bu konuda) onlar üzerinde öncelik sahibidirler. Ve Allah kudret ve hikmet sahibid...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar,
evlen
meksizin üç âdet süresi beklesinler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yaratmış olduğu şeyi gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almaya başkalarından daha lâyıktır. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı gibi, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Yalnız, erkeklerin onlar üzerindeki hakkı, bir derece daha fazladır. Allah'ın kudreti herşeye üstündür ve hükümlerinde hikmet sah...
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz. (Bu koca da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp
evlen
melerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın, anlayan bir toplum için açıkladığı ölçüleridir....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Erkek, kadını bir kere daha boşayacak olursa bundan sonra kadın, başka bir kocaya varmadıkça eski kocasına helâl olmaz. Kadını almış olan adam, onu boşarsa o vakit Allah'ın sınırlarını koruyacaklarına ümitleri varsa kadının, eski kocasına dönmesinde, tekrar
evlen
melerinde bir beis yoktur. İşte bunlar, Allah sınırlarıdır ki bilen kavme açıklanmadadır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle
evlen
medikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden
evlen
melerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer koca, karısını üçüncü defa boşar, boşanma kararı alırsa, artık bundan sonra, kadının, bir başka erkekle fiilî evlilik geçirmedikçe eski kocasıyla
evlen
mesi helâl ve meşrû değildir. Eğer bu kişi de onu boşar, boşanma kararı alırsa, Allah’ın koyduğu kuralları uygulayabileceklerine inandıkları takdirde, onların yeniden
evlen
melerinde bir beis yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu kurallar ve cezalardır. Allah bunları ilimde ilerlemeye devam eden bilgi toplumları için, ilim adamları için açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer (bu iki boşamadan sonra koca eşini) tekrar boşarsa artık o kadın bir başka koca ile nikahlanmadıkça ona helal olmaz. Eğer bu ikinci kocası o kadını boşarsa, Allah'ın sınırlarını gözeteceklerine kanaat getirmeleri durumunda (birinci kocası ile) yeniden
evlen
melerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Bunlar Allah'ın, bilen bir topluluğa açıkladığı sınırlarıdır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Bundan sonra kadini bosarsa, kadin baska birisiyle
evlen
medikce bir daha kendisine helal olmaz. Eger ikinci koca da onu bosarsa, Allah'in yasalarini koruyacaklarini sanirlarsa eski kari kocanin birbirlerine donmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilen kimseler icin Allah'in acikladigi yasalardir....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer koca, karısını (iki defa boşadıktan sonra üçüncü defa boşarsa), artık o kadın başka biriyle
evlen
medikçe ona helâl olmaz. Bu ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın koymuş olduğu sınırları koruyup ayakta tutabileceklerini umarlarsa eski karı kocanın birbirine dönüp yeniden
evlen
melerinde ikisine de bir günah yoktur. İşte bu, bilen bir topluluk için Allah'ın açıkladığı sınırlardır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle
evlen
medikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın yasalarını koruyacaklarını sanırlarsa eski karı kocanın birbirlerine dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilenkimseler için Allah'ın açıkladığı yasalardır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle
evlen
medikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden
evlen
melerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Kadını yine (üçüncü kez) boşarsa, kadın başka birisiyle
evlen
medikça ona bundan sonra helal olmaz. ALLAH'ın yasasını gözeteceklerine inanırlarsa tekrar birbirlerine dönmelerinde bir sakınca yoktur. Bu ALLAH'ın yasasıdır; onu bilen bir toplum için açıkladık....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Eğer erkek bundan sonra karısını kesinlikle boşarsa bu kadın başkası ile
evlen
medikçe artık kocasına helâl olmaz. Eğer sonraki koca, kadını boşar da Allah'ın sınırlarını gözeteceklerine inanırlarsa eski karıkocanın tekrar birbirlerine dönmelerinin sakıncası yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır, onları bilen topluluğa açık açık anlatıyor....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Yine erkek, zevcesini (üçüncü defa olarak) boşarsa ondan sonra kadın kendinden başka bir ere nikahlanıp varıncaya kadar ona (o birinci zevcine) halâl olmaz. Bununla beraber, eğer bu (yeni) koca da onu boşar da onlar (birinci zevc ile aynı zevce) Allahın sınırlarını ayakda tutacaklarını (tatbik edeceklerini) zannederlerse (ıddet bitdikten sonra) tekrar birbirine dönmelerinde (
evlen
melerinde) her ikisi hakkında da vebal yokdur. Bunlar bilir, anlar bir kavm için Allahın açıkladığı sınırlardır. ...
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Böylece (kocası) onu (iki hakkını da kullandıktan sonra üçüncü def'a) boşarsa, artık bundan sonra (o kadın) ondan başka bir koca ile
evlen
medikçe ona helâl olmaz. Bununla berâber (bu ikinci kocası da) onu boşarsa, Allah’ın hudûduna riâyet edeceklerini zannettikleri takdirde, artık birbirlerine dönmelerinde onlara bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın hudûdudur, (ehemmiyetini) bilecek bir kavim için onları açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Ve erkekler (sonunda) kadını boşarsa, bu kadın, başka bir erkekle
evlen
medikçe bir daha kendisine helal olmaz; eğer sonraki erkek de onu boşarsa -her ikisini de Allah'ın koyduğu sınırları koruyabileceklerini düşünmeleri şartıyla- birbirlerine dönmelerinde ikisi içinde bir günah yoktur: Bunlar, anlama ve kavrama yeteneğine sahip olanlara Allah'ın açıkladığı sınırlardır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Bundan sonra erkek, kadını boşarsa, kadın başka birisiyle
evlen
medikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah’ın yasalarını koruyacaklarını zannederlerse (eski karı kocanın) birbirlerine dönmelerinde bir günah yoktur. Bunlar bilen bir toplum için, Allah’ın açıkladığı yasalardır....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
İki boşamadan sonra erkek karısını üçüncü defa boşayacak olursa, bundan sonra, başka birisiyle
evlen
ip boşanmadıkça, artık o kadın ona helâl olmaz. İkinci kocası da onu boşadığı takdirde, eğer Allah'ın çizdiği sınırları gözetecekleri kanısında iseler, tekrar birleşmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır ki, bilmek isteyenler için böyle açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, eşleriyle (yeniden)
evlen
melerine engel olmayın. Bununla içinizden Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilmektedir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla
evlen
melerine engel olmayın. İşte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Karılarınızı boşadığınızda, bekleme süresi sonunda, aralarında karşılıklı anlaşmaları hâlinde,
evlen
melerine engel olmayın. Bu sizden kim Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorsa ona verilmiş olan bir öğüttür. İşte bu sizin için daha tezkiyeli (beşerî şartlanmalardan arı) ve daha temizdir. Allâh bilir siz bilmezsiniz!...
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Hanımlarınızı boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini tamamladıklarında, birbirleriyle, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine göre, iyilikle meşrûiyet sınırları içinde, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde anlaştıkları takdirde, onların eski kocalarıyla
evlen
melerine engel olmayın. İşte bununla, içinizden Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edenlere öğüt verilmekte, sorumlulukları hatırlatılmaktadır. Bu sizin için daha çok günahlardan ve haram...
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınızda bekleme sürelerini tamamlarlarsa, aralarında iyilik üzere anlaşmaları durumunda (kendileriyle
evlen
meye niyetlendikleri) eşleriyle nikahlanmalarını engellemeye çalışmayın. Bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edene öğüt verilmektedir. Bu sizin için daha elverişli ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilemezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadinlari bosadiginizda, muddetleri sona ermisse, kocalari ile birbirleriyle guzellikle anlasmislarsa
evlen
melerine engel olmayin. Icinizden Allah'a ve ahiret gunune inanan kimse bundan ibret alir. Bu sizin icin daha nezih ve daha paktir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınızda şer'î bekleme süresi sona erince aralarında örfe uygun iyilik ölçüleri içinde anlaştıkları takdirde, kocalarıyla
evlen
melerine engel olmayın. Bununla sizden Allah'a ve Âhiret gününe inananlara öğüt veriliyor. Bu sizin için daha uygun ve daha pâk ve nezîhtir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ermişse, kocaları ile birbirleriyle güzellikle anlaşmışlarsa
evlen
melerine engel olmayın. İçinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse bundan ibret alır. Bu sizin için daha nezih ve daha paktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla
evlen
melerine engel olmayın. İşte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Boşanan kadınlar bekleme sürelerini bitirdikten sonra, kocalarıyla güzellikle anlaştıkları taktirde o kadınların tekrar
evlen
melerine engel olmayın. İçinizden ALLAH'a ve ahiret gününe inanan kimseler bundan öğüt alır. Bu sizin için daha arı ve daha sağlıklıdır. Siz bilmeseniz de ALLAH bilir....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşayıp da bekleme sürelerini doldurdukları zaman eğer daha önceki kocaları ile meşru biçimde anlaşırlarsa
evlen
melerine engel olmayın. Bu, içinizdeki Allah 'a ve Ahiret gününe inananlara yönelik bir öğüttür. Bu sizin hesabınıza en temiz ve en iffetli yoldur. Allah bilir, fakat siz bilemezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Hem kadınları (ric'î, dönüşü mümkün bir boşama ile) boşadığınızda, bekleme müddetlerini de bitirdiklerinde, artık aralarında meşrû' olarak anlaştıkları takdirde, bu durumda kocalarıyla (tekrar)
evlen
irler diye onlara mâni' olmayın! Bu, içinizden Allah’a ve âhiret gününe îmân etmekte olan kimselere, kendisiyle nasîhat olunan(bir e mir)dir. Bu, sizin için daha hayırlı ve da ha temizdir. Çünki (sizin için neyin daha hayırlı olduğunu, ancak) Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız vakit, onlar iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında güzelce anlaştıkları takdirde; kocalarıyla tekrar
evlen
melerine mani olmayın. İşte sizden Allah'a ve ahiret gününe inanmış olanlara, bununla öğüt veriliyor. Bu, sizin için daha iyi, daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadıktan sonra, bekleme sürelerinin sonuna gelmişlerse, aralarında uygun bir şekilde anlaştıkları taktirde başka erkeklerle
evlen
melerine engel olmayın. Bu, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan her biriniz için uyarıdır; bu, sizin için en erdemli ve en temiz (yol)dur. Allah her şeyi aslıyla bilir, ama siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Ve kadınları boşadığınızda, onlar da iddetlerini sonuna erdirince onların kendi aralarında maruf veçhile karşılıklı rızayla kocaları ile tekrar
evlen
melerine mani olmayınız. Sizden Allah'a ve Ahiret gününe inanmış olanlara işte bununla öğüt verilir. Bu husus sizin için daha faydalı ve daha temizdir ve Allah Teâlâ bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, kocalarıyla tekrar
evlen
melerine engel olmayın. İçinizden Allah'a ve ahiret gününe inanmış olanlara işte bununla öğüt veriliyor. Böyle yapmanız sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız vakit, onlar da bekleme sürelerini bitirince aralarında meşru bir şekilde anlaştıkları takdirde, kocalarıyla
evlen
melerine engel olmayın. İşte, sizden Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere, bununla öğüt veriliyor. Bu, sizin için daha faydalı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyle
evlen
melerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Bu, sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (
evlen
meden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Sizden vefat edenlerin geriye bıraktıkları eşleri dört ay on gün beklerler (yeniden
evlen
mek isterlerse). Sürenin sonunda onların örfe göre yaptıkları davranışta (başkasıyla
evlen
mesinde) bir suç yoktur. Allâh tüm yaptıklarınızın oluşturucusu olarak Habiyr'dir....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
İçinizden vefat edip de, geride eşler bırakan kimselerin hanımları
evlen
meyerek, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddetlerini, bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendileriyle ilgili yaptıkları Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine, meşrû, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun işlerde size bir günah, bir vebal yoktur. Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır...
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Sizden vefat edenlerin geride bıraktıkları zevceler, kendi kendilerine (süslenmeden) dört ay on gün beklerler (beklesinler). Bu müddeti doldurdukları zaman, meşru surette kendi başlarına (
evlen
mek için) süs takınmalarında size bir günah yoktur. Allah yaptığınız her şeyden tamamıyla haberdardır....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (
evlen
meden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
İçinizden biri ölür ve ardından kadınlar bırakırsa, yeniden
evlen
meleri için dört ay on günlük bir bekleme süresi geçirmeleri gerekir; bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendileri ile ilgili olarak meşru şekilde ne yaparlarsa yapsınlar bir günah yoktur. Ve Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Sizden vefat eden erkeklerin eşlerinin
evlen
ebilmeleri için dört ay on gün iddet beklemeleri gerekir. Onlar bu sürelerini tamamladıktan sonra, meşrû surette kendi haklarında verecekleri karardan ötürü size bir sorumluluk yoktur. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır....
Bəqərə Suresi, 234. Ayet:
Vefat edenlerinizin arkalarında bıraktıkları hanımlar,
evlen
meden önce dört ay, on gün iddet beklesinler. İddetlerini tamamladıktan sonra, kendileri hakkında meşru şekilde yapacakları şeyden dolayı size bir günah yoktur. Allah ise sizin yaptıklarınızdan haberdardır....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
1.
ve lâ cunâhe
: ve günah yoktur
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
fîmâ
: hakkında
4.
arradtum
: ima ettiniz<...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Bekleme süresi içindeki kadınlara), onlarla
evlen
me istediğinizi ima etmenizde veya kendi içinizde (böyle bir arzuyu) gizlemenizde sizin üzerinize günah yoktur. Allah, sizin onları daima hatırlayacağınızı bildi. Fakat onlara (örf ve adete uygun) bir söz söylemeniz hariç (üstü kapalı
evlen
me isteğiniz dışında), sakın onlarla gizlice sözleşmeyin. Farz olan bekleme süresi sona erinceye kadar nikâh akdine azmetmeyin. Ve Allah'ın, içinizde olanı bildiğini bilin! Artık O'ndan sakının. Allah'ın, Gafûr...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Vefat iddeti beklemekte olan) kadınlara kendileri ile
evlen
mek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur. Allah biliyor ki, siz onlara (bunu er geç mutlaka) söyleyeceksiniz. Meşru sözler söylemeniz dışında sakın onlarla gizliden gizliye buluşma yönünde sözleşmeyin. Bekleme müddeti bitinceye kadar da nikâh yapmaya kalkışmayın. Şunu da bilin ki, Allah içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için Allah’a karşı gelmekten sakının ...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(İddet beklemekte olan) kadınlarla
evlen
me hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Bekleme sürecindeki) kadınlara
evlen
me isteğinizi hissettirmenizde veya içinizde saklamanızda bir suç yoktur. Allâh bilir ki sizin onlara meyliniz olacaktır. Fakat örf dışında, gizlice beraberliğe yeltenmeyin. Bekleme süresi doluncaya kadar nikâh bağını kurmayın. Bilin ki Allâh bilinçlerinizdekini bilir; bundan dolayı O'ndan sakının. Bilin ki Allâh Ğafûr'dur, Haliym'dir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Böyle dul kadınlara
evlen
me isteğinizi üstü kapalı bir biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki, siz onları aklınızdan çıkarmayacaksınız. Fakat onlarla gizlice randevulaşmayın. Meşrû bir şekilde, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun konuşmanızda bir beis yoktur. Yazarak tesbit ettiğiniz, yazılı kanundaki farz olan iddet, bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikâh akdine kesin karar vermeyin. Allah’ın, gönlünüzdekini bildiğini bilin. Onun azâbından k...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Bu kadınlara kendileriyle
evlen
me arzusunda olduğunuzu sezdirmenizde veya kalplerinizde böyle bir arzu taşımanızda sizin için sakınca yoktur. Allah onları içinizden geçireceğinizi bildi. Güzel bir söz söylemeniz dışında onlarla gizlice sözleşmeyin. Bekleme süresi tamam oluncaya kadar nikah bağını bağlamaya da kalkmayın ve bilin ki Allah sizin içinizden geçenleri bilmektedir. Şu halde O'ndan sakının. Yine bilin ki Allah bağışlayandır, hilim sahibidir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Boyle kadinlara kapali bir sekilde
evlen
me teklif etmenizde veya icinizden onlarla
evlen
meyi gecirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onlari anacaginizi bilir. Sakin mesru sozler disinda onlarla gizlice sozlesmeyin, muddet sona erene kadar nikah akdine kalkismayin. Icinizde olani Allah'in bildigini bilin de O'ndan cekinin. Allah'in bagislayan ve Halim oldugunu bilin. *...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Bu durumda olan kadınlara
evlen
me isteğinizi kapalı bir şekilde çıtlatmanızda, ya da içinizde gizli tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah bilir ki onları herhalde anımsıyacaksınız; ama meşru sözler dışında kendileriyle gizlice söyleşmeyin; gerekli şer'î bekleme süresi sona ermeyince nikâh akdine kalkışmayın. Bilin ki, Allah içinizde olanları (içinizden geçenleri) bilir. Artık Allah'tan korkup sakının ve yine bilin ki, Allah çok bağışlayan ve çok yumuşak ve incelik yansıtan sabır sahibidir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Böyle kadınlara kapalı bir şekilde
evlen
me teklif etmenizde veya içinizden onlarla
evlen
meyi geçirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Sakın meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin, müddet sona erene kadar nikah akdine kalkışmayın. İçinizde olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan çekinin. Allah'ın bağışlayan ve Halim olduğunu bilin....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(İddet beklemekte olan) kadınlarla
evlen
me hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Evlen
me önerilerinizi o kadınlara bildirmenizden, ya da bu niyetinizi içinizde tutmanızdan dolayı size bir günah yoktur. ALLAH onlar hakkında düşüneceğinizi bilir. Onlarla uygun ve erdemli bir şekilde konuşma amacının dışında gizlice sözleşip buluşmayın. Bekleme süreleri dolmadan onlarla nikah bağını kurmaya kalkışmayın. Bilin ki ALLAH içinizde olanı bilir; öyleyse O'ndan çekinin. Yine bilin ki ALLAH Bağışlayandır, Şefkatlidir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Kadınlara
evlen
me arzusunda olduğunuzu çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Allah, sizin onları mutlaka anacağınızı biliyor; ancak meşru ve helal söz dışında onlarla gizli buluşma için sözleşmeyin. Farz olan iddet sona ermeden nikah kıymaya kalkışmayın. Allah'ın gönlünüzde ne varsa onu bildiğini bilin ve O'ndan sakının! Yine bilin ki, Allah, çok bağışlayıcı ve çok halimdir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Böyle kadınlara
evlen
me isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız. Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Kocaları ölen) kadınlarla
evlen
mek isteğini(zi onlara, üstü kapalı bir söz veya hareket gibi) kendisiyle îmâ ettiğiniz şey husûsunda veya (böyle bir arzuyu) gönüllerinizde gizlemenizde size bir günah yoktur. Allah, gerçekten sizin onları (nikâhlarına) ileride (tâlib olarak) anacağınızı bilmiştir; fakat meşrû' bir söz söylemeniz dışında, onlarla gizlice anlaşmayın! (Üzerinize farz olarak) yazılmış olan bekleme müddeti sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin! Hem bilin ki gerçekten Allah, ...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Ancak bu kadınlar(dan herhangi birin)e
evlen
me niyetinizi hissettirmenizde veya açığa vurmadan böyle bir niyet taşımanızda sizin için bir günah yoktur: (Çünkü) Allah, onlara
evlen
me teklifinde bulunma niyetinizi bilir. Ama yine de, onlara karşı duygularınızı gizlilik içinde bildirmek yerine onlarla en uygun ve makul şekilde konuşun; ve emredilen (bekleme süresi) sona ermeden önce evlilik bağını kurmaya kalkışmayın. Unutmayın ki Allah aklınızdan geçenleri bilir. Bu nedenle O'na karşı sorumluluğun...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Kadınlar ile
evlen
eceğinize dair ta'riz tarîkıyla rağbetinizi göstermenizden veya bu rağbeti gönlünüzde gizlediğinizden dolayı üzerinize bir günah yoktur. Allah Teâlâ bilmiştir ki, siz onları elbette anacaksınızdır. Ancak kendileriyle gizlice vaadleşmeyiniz. Ancak maruf veçhile bir söz söylemeniz müstesna. Ve iddet-i vefat nihâyet bulmadıkça da akd-i nikaha azmetmeyiniz ve biliniz ki, Allah Teâlâ gönüllerinizde olanı şüphe yok ki bilir. Artık ondan sakınınız ve biliniz ki Hak Teâlâ şüphesiz gafû...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Böyle kadınlara kapalı bir şekilde
evlen
me teklif etmenizde veya içinizden onlarla
evlen
meyi geçirmenizde size bir günah yoktur. Allah, sizin onları düşündüğünüzü bilmektedir. Fakat, meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin, müddet sona erene kadar nikah akdine kalkışmayın. İçinizde olanı Allah’ın bildiğini bilin de, O’ndan çekinin. Allah’ın bağışlayan ve sabırlı olduğunu bilin....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Sizden bu hanımlarla
evlen
meyi düşünenlerin bu müddet esnasında, onlara bu niyetlerini çıtlatmalarında veya gönüllerinde tutmalarında bir beis yoktur. Allah sizin onları hatırınızdan geçireceğinizi pek iyi bilmektedir. Ancak meşrû sözler dışında, onlarla gizlice buluşma hususunda sözleşmeyin! Bekleme süresi sona ermeden nikâh akdine girişmeyin! Allah’ın içinizde saklı olan her şeye hakkıyla vakıf olduğunu bilerek O’nun emrine aykırı davranmaktan sakının! Hem de bilin ki Allah çok affedici, çok m...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara
evlen
me isteğinizi üstü kapalı biçimde bildirmenizden, yahut içinizde tutmanızdan dolayı size bir günâh yoktur. (Çünkü) Allâh, sizin onları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı
evlen
me teklifi sırasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli(buluşma)ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikâh bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allâh içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin ki, Allâh bağışlayandır, halimdir (cezâ vermek...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Vefat iddeti bekleyen kadınlara,
evlen
me isteğinizi çıtlatmanızda da bir günah yoktur, içinizde saklamanızda da. Bu niyetinizi onlara açacağınızı Allah biliyor. Fakat meşru bir söz dışında, onlarla gizlice buluşmak için sözleşmeyin. İddetleri dolmadan da nikâh akdine girişmeyin. Şunu da bilin ki, Allah, gönlünüzde olanı bilir; onun için, Allah'ın emrine karşı gelmekten kaçının. Ayrıca şunu da bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır ve hilim sahibidir....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
İddet bekleyen kadınlara
evlen
me isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde saklamanızda sizin için hiç bir günah yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız. Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O'ndan sakının. Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak dav...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek
evlen
diğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek
evlen
diğiniz hanımları zifafa girmeden önce boşar, boşanma kararı alırsanız, kadınların veya nikâh akdi sırasında, boşanma hakkını uhdesine alan kimsenin vazgeçmesi dışında, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Bağışlamanız, mehirden vazgeçmeniz, takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize, günahlardan arınıp azaptan korunmanıza daha yakındır. Aranızda birbirinize lütuf ve ihsanı, izzet ve ikramı unutmayın. Allah işlediğiniz amelleri, biliyor...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek
evlen
diğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Hz. Musa'dan sonra, İsrailoğulları'ndan ileri gelenleri görmedin mi? Kendi peygamberlerine: “Bizim için bir melik beas et (gör
evlen
dir) de Allah'ın yolunda savaşalım.” demişlerdi. (O Peygamber de) dedi ki: “Eğer savaş sizin üzerinize yazılırsa (farz kılınırsa) sizin savaşmamanızdan korkulur." (İleri gelenler): “Biz niçin Allah'ın yolunda savaşmayalım? Yurtlarımızdan ve oğullarımız (arasından) çıkarılmıştık.” dediler. Fakat savaş onların üzerine yazılınca (farz kılınınca) onlardan pek azı hariç, ...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Onların Peygamber'i onlara dedi ki: “Muhakkak ki Allah, sizin için melik olarak Talut'u beas etmişti (gör
evlen
dirmişti).” Dediler ki: “Bizim üzerimize onun melikliği nasıl olur? Melikliğe biz ondan daha çok hak sahibiyiz (daha çok lâyıkız). Ve de ona maldan bir genişlik (servetçe bolluk) verilmedi.”(Peygamber de) “Muhakkak ki Allah, onu sizin üzerinize (melik) seçti ve onun ilmini (bilgisini) ve cismini (kuvvetini) artırdı.î Ve Allah, mülkünü dilediği kimseye verir. Ve Allah, Vâsi'dir (rahmeti v...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri onlara: 'Allah size Tâlût’u özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere güçlü, otoriteli kral, ordu komutanı olarak gör
evlen
dirdi' dedi. Bunun üzerine onlar: 'Biz krallığa, komutanlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine zenginlik ve servet de verilmemişken o bize nasıl kral, komutan olur?' dediler. Peygamber: 'Allah size onu komutan seçti. Ona geniş kitlelere faydası dokunan ilim ve beden kudreti verdi. Allah mülkünü, saltanatını, devletini, sünnetine, düzeninin yasalarına uy...
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
O gör
evlen
dirdiğimiz rasullerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan bazılarıyla Allah konuştu. Bazılarının da mertebelerini, makamlarını yükseltti. Meryem’in oğlu Îsâ’ya ayan beyan âyetler, mûcizeler verdik. Onu, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî ve ekonomik düzeni içeren, ihyâ eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile destekledik. Eğer Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, bu peygamberlerden s...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımıyla gör
evlen
dirdi. Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu. “Meryem! Bu sana nereden geldi?” derdi. O da “Bu, Allah katından” diye cevap verirdi. Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya yı da onun bakımı ile gör
evlen
dirdi. Zekeriyya, onun yanına, mâbede her girişinde orada bir rızık bulur ve "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da: Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi, Zekeriyya'yı ona bakmakla gör
evlen
dirdi. Zekeriyya ne kadar kızın bulunduğu mihraba girdiyse onun yanında yeni bir yiyecek buldu. «Meryem ! bu sana nereden ?» diye sorunca, o da «Bu, Allah tarafındandır» dedi. Doğrusu Allah dilediğine hesapsız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya'yı da onun bakımı ile gör
evlen
dirdi. Zekeriyya, onun yanına, mâbede her girişinde orada bir rızık bulur ve «Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?» der; o da: Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi onu güzelce kabul etti. Onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi, bakımıyla Zekeriyya'yı gör
evlen
dirdi. Zekeriyya ne zaman o mabede girse çocuğun yanında yiyecek bulur ve 'Ey Meryem bu sana nereden geldi' diye sorardı. Meryem de: Allah tarafından geldi, hiç kuşkusuz Allah dilediğine hesapsız rızık verir' derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi, onu güzel bir kabul ile karşıladı ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı da ona bakmakla gör
evlen
dirdi. Zekeriya ne zaman yanına, onun bulunduğu ibadet mahalline girse O’nun yanında bir yiyecek bulurdu: -Meryem, bu sana nereden geldi? dediğinde O şöyle cevap verirdi: -Bu, Allah katından! Doğrusu Allah, dilediği kimseye hesapsız rızık bağışlar....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnne
evlen
nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne). ...
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
Kitaplarında vasıfları belirtilen peygambere iman ettikleri halde, Muhammed peygamber olarak gör
evlen
dirilince inkâra, küfre sapanların; sonra İslâm’ın ilerlemesinin, müslümanların gelişmesinin önünü kesme plânları yaparak savaş açan, küfürde ileri giden yahudilerin ve hristiyanların, küfür bataklığında kaldıkları müddetçe tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar işte onlar, başlarına buyruk hareket ederek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerin ta kendileridir....
Ali-İmran Suresi, 106. Ayet:
Nice yüzlerin ak olacağı, nice yüzlerin kara olacağı gün onlara acı bir azap vardır. Yüzü kara olanlara: 'Kitaplarınızda, Tevrat’ta ve İncil’de vasıfları belirtilen, müjdelenen, açıkça gör
evlen
dirileceği size bildirilen Muhammed’e, gör
evlen
dirilmeden önce iman ettiğiniz halde gör
evlen
dirildikten sonra inkâr mı ediyorsunuz? O halde, inkârınız, küfrünüz sebebiyle azabı tadın.' denir....
Ali-İmran Suresi, 164. Ayet:
Andolsun ki, içlerinden kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, kendilerini, vicdanlarını arındıran, onlara okuma-yazmayı, kitabına, Kur’ân’a vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini öğreten özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir Rasul gör
evlen
dirmekle Allah mü’minlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar, başlarına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içinde idiler....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile
evlen
ip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer (kendileriyle
evlen
diğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Himayeniz altındaki yetim kızların, dulların, hakları ve menfaatleriyle ilgili konularda, adaleti yerine getirememe endişeniz varsa eğer, onları nikâhınıza almayın. Sosyal zaruretlerin gereği her biriniz, himayeniz altında olmayan, aranızda evlilik yasağı bulunmayan, evlilik çağına gelmiş, hoşunuza giden özelliklere sahip yetim kızlardan, hür, dul kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın, nikâhlandığınızı tescil ve ilan edin. Bu tür hallerde dahi
evlen
eceğiniz hanımlar arasında adaleti sağlay...
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer (bakımınız altındaki yetim kızlarla
evlen
diğinizde) o yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helal olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın. Eğer adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız o zaman yalnız bir kadınla yahut elinizin altındaki cariyelerle yetinin. Bu adaletten sapmamanıza daha uygundur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer yetim kızların haklarını (kendileri ile
evlen
diğiniz takdirde) gözetemiyeceğinizden korkarsanız size helâl olan diğer kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâh edin; ve eğer bu şekilde de âdalet yapamıyacağınızdan korkarsanız bir tane seçin yahut sahip olduğunuz cariyelerle yetinmeniz adâletten çıkmamanıza daha yakındır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eger, velisi oldugunuz mal sahibi yetim kizlarla
evlen
mekle onlara haksizlik yapmaktan korkarsaniz onlarla degil, hosunuza giden baska kadinlarla iki, uc ve dorde kadar
evlen
ebilirsiniz; sayet, aralarinda adaletsizlik yapmaktan korkarsaniz bir tane almalisiniz veya sahip oldugunuz ile yetinmelisiniz. Dogru yoldan sapmamaniz icin en uygunu budur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer (velîsi bulunduğunuz) yetim kızlarla (
evlen
ince) haklarını gözetemiyeceğinizden, adalet sağlayamıyacağınızdan korkarsanız, (onlarla değil) size helâl olup hoşunuza giden diğer kadınlarla ikişer, üçer, dörder nikâh ediniz. Eğer bu takdirde de aralarında adalet kuramıyacağınızdan endişe ederseniz bir kadınla veya elinizin altındaki câriye ile yetinin. Bu, adaletten sapmamanıza daha yakındır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer, velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla
evlen
mekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar
evlen
ebilirsiniz; şayet, aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane almalısınız veya sahip olduğunuz ile yetinmelisiniz. Doğru yoldan sapmamanız için en uygunu budur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer (kendileriyle
evlen
diğiniz takdirde) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Yetimler hakkında adaletli davranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder
evlen
ebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklari ile yetinin. Sapmamanız için en uygunu budur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer öksüz kızlarla
evlen
diğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar
evlen
ebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer gözetiminiz altındaki yetim kızları ile
evlen
diğiniz takdirde onların haklarını gerektiği gibi gözetemeyeceğinizden korkarsanız size nikahı düşen kadınlardan ikisi, üçü ya da dördü ile
evlen
ebilirsiniz. Ama eğer onlar arasında adil davranamayacağınızdan korkarsanız tek kadınla
evlen
iniz, ya da eliniz altındaki cariye ile yetininiz. Haksızlığa düşmemeniz için en uygun hareket budur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer yetim olan (kız)lar hakkında (kendileriyle
evlen
diğiniz takdirde) adâletli olamayacağınızdan korkarsanız, o hâlde size helâl olan (başka) kadınlardan iki(nci), üç(üncü)ve (en çok) dörd(üncü hanımınız) olmak üzere nikâhlayın! Buna rağmen (onların da aralarında) adâletli olamayacağınızdan korkarsanız, artık bir tek (hanım) veya sâhib olduğunuz câriyeler (ile yetinin)! Bu, haksızlık etmemenize daha yakındır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer yetimlere karşı adil davranamamaktan korkuyorsanız, o zaman, size helal olan (diğer) kadınlardan biri ile
evlen
in -(hatta) ikisi, üçü veya dördü (ile); ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman (sadece) bir tane ile- yahut meşru şekilde sahip olduklarınız ile (
evlen
in). Bu, doğru yoldan sapmamanız için daha uygundur....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer (velisi bulunduğunuz) yetimlerle (
evlen
diğiniz takdirde) haklarına riâyet edememekten korkarsanız, size helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer ve dörder olmak üzere nikâhlayınız. Şayet aralarında adalet yapamayacağınızdan endişe ederseniz, o zaman bir tane alın veya sahip olduğunuz câriyenizle yetinin. Bu, adaletten sapmamanız için daha elverişlidir....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer, yetim kızlara adil davranamamaktan korkarsanız, (onları değil) sizin için uygun olan başka kadınlardan iki, üç ve dörde kadar
evlen
in. Adil olamayacağınızdan korkarsanız bir tane ile veya sahip olduğunuz cariye ile
evlen
in. Bu, haksızlık etmemeniz için daha elverişlidir....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Himayeniz altındaki yetim kızlarla
evlen
ince haklarını gözetemeyeceğinizden, adaleti sağlayamayacağınızdan endişe ederseniz, onlarla değil, size helâl olup arzu ettiğiniz diğer kadınlarla iki, üç veya dört hanım olmak üzere
evlen
in. Eğer bu takdirde de aralarında adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, bir kadınla veya elinizin altında olan cariyelerle yetinin. Bu durum, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Şâyet öksüz(kızlarla
evlen
diğiniz takdirde on)lar hakkında adâleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. O(kadı)nlar arasında da adâlet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın; yahut ellerinizin altında bulunan(câriye)lerle yetinin. Cevr (ve haksızlık) etmemeniz için en uygun olan budur....
Nisa Suresi, 4. Ayet:
(
Evlen
diğiniz) kadınlara mehirlerini güçlük çıkarmadan gönül rızasıyla verin. Eğer onun bir kısmını kendi arzularıyla size bağışlarlarsa, onu rahatlıkla, içinize sinerek yeyin....
Nisa Suresi, 4. Ayet:
Evlen
eceğiniz kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer mehrin bir kısmını gönül rızasıyla size bağışlarlarsa onu içinize sine sine afiyetle yeyin....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri deneyin.
Evlen
me çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri
evlen
me çağına gelmelerine kadar deneyin. Olgunluk çağına erdiklerini hissederseniz mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyecekler diye o malları israfla ve çarçabuk yemeyin. Zengin olan dokunmasın. Fakir olan da uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğinizde yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri,
evlen
me cagina gelene kadar deneyin; onlarda olgunlasma gorurseniz mallarini kendilerine verin; buyuyecekler de geri alacaklar diye onlari israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan, iffetli olmaga calissin, yoksul olan uygun bir sekilde yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, yanlarinda sahid bulundurun. Hesap sormak icin Allah yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
(Himayeniz altındaki) yetimleri,
evlen
me çağına gelinceye kadar deneyin ; onlarda (din ve dünya işlerinde, malı koruma ve bilerek harcama hususunda) bir olgunluk görürseniz, mallarını kendilerine teslîm ediniz. Büyürler de (geri alırlar) diye mallarını tezelden gereksiz harcayıp yemeyiniz. Zengin olan (vasî ya da veli) müstağni davransın ; fakir olanı ise örfe uygun şekilde yesin. Bir de yetimlerin mallarını (vakti gelip) kendilerine teslîm ettiğiniz zaman onlara karşı şâhid tutunuz. Hesap soruc...
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri,
evlen
me çağına gelene kadar deneyin; onlarda olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan, iffetli olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, yanlarında şahid bulundurun. Hesap sormak için Allah yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Evlen
me yaşına eriştiklerinde yetimleri sınayın. Onlarda olgunluk görürseniz kendilerine mallarını verin. Onlar büyüyecek diye savurganlık ve aceleyle mallarını yemeyin. Zengin, (malın korumasına gösterdiği çabanın ücretinden) vazgeçsin. Fakir ise uygun bir miktarda harcasın. Mallarını kendilerine tanıklar huzurunda geri verin. Hesap görücü olarak ALLAH yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri,
evlen
me çağına gelinceye kadar gözetin ve denetleyin. Onlarda bir olgunlaşma hissettiğinizde hemen mallarını kendilerine teslim edin, büyüyüp ellerine alacaklar diye o malları israfla yemeye kalkmayın. İhtiyacı olmayan tenezzül etmesin. Muhtaç olan da örfe uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman karşılarında şahit bulundurun. Hesabınızı doğru tutmak için Allah'ın hareketlerinizi hesaba çekmesi yeter!...
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Evlen
me çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin. «Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar» endişesiyle onları israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onların malını yemekten çekinsin. Fakir olan ise, meşrû sûrette yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, bunu şahitler karşısında yapın. Hesap görücü olarak Allah yeter....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri
evlen
me çağına gelene kadar deneyiniz. Eğer olgunlaştıklarını görürseniz hemen mallarını kendilerine teslim ediniz. Yetimler büyüyecek endişesi ile bu malları savurganca yemeyiniz. Zengin veliler bu mallara hiç el sürmesin. Fakir veliler ise bu malların geleneklere uygun düşecek kadarını yesin. Yetimlere mallarını teslim ederken yanınızda şahit bulundurunuz. Gerçi hesap sorma merci olarak Allah yeterlidir....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Öksüzleri
evlen
me çağına gelene kadar deneyin. O vakit kendilerinde bir olgunlaşma görürseniz; mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf edip de tez elden yemeyin. Zengin olan sakınsın. Fakir olan da uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğinizde yanlarında şahid bulundurun. Hesab sorucu olarak Allah kafidir....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
(Sorumluluğunuz altındaki) yetimleri
evlen
ebilecekleri yaşa gelinceye kadar deneyin; sonra aklen olgunlaştıklarını tesbit ederseniz, mallarını onlara iade edin; (sakın,) onlar büyümeden önce, aceleyle ve müsrifçe harcayarak mallarını tüketmeyin. Zengin olan kimseyi (vesayeti altındakinin malından) tamamen uzak tutun. Fakiri ise ondan uygun bir şekilde istifade ettirin. Mallarını kendilerine teslim ettiğinizde, onlar adına şahitler bulundurun ve (unutmayın ki) nihai hesap sorucu olarak Allah kafi...
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri
evlen
me çağına gelinceye kadar tecrübe edip deneyin. Eğer onlarda bir olgunlaşma görürseniz mallarını derhal kendilerine teslim edin. Büyüyecekler de elinizden alacaklar diye mallarını aceleye getirip israf ederek yemeye kalkmayın. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın (kendi malı ile yetinsin). Fakir olan da uygun olarak (zaruri ihtiyaçlarına yetecek kadar) yesin. Mallarını kendilerine teslim ederken yanlarında şâhit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter!...
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Yetimleri
evlen
me çağına varıncaya kadar gözetip deneyin. Akılca olgunlaştıklarını görürseniz mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyünce ellerine alacakları düşüncesiyle o malları israfla tüketmeyin. İhtiyacı olmayan veli, yetim malına tenezzül etmesin. Muhtaç olan ise meşrû sûrette, ihtiyaç ve emeğine uygun olarak yararlansın. Onlara mallarını teslim ettiğinizde bunu şahitlerle tesbit ettirin. Allah hesab sorandır ve O’nun hesap sorması kâfidir....
Nisa Suresi, 6. Ayet:
Evlen
me çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin. Rüşde erdiklerini görürseniz, mallarını kendilerine verin. Onların mallarını, büyüyüp de elinizden alacaklar diye israf ederek yemeyin. Zengin olan yetim velisi ondan kaçınsın; fakir olan ise uygun bir şekilde yesin. Onlara mallarını verirken bunu şahitlerle tespit ettirin. Hesap görücü olarak ise Allah yeter....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar al
evlen
miş ateşe gireceklerdir....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar al
evlen
miş ateşe gireceklerdir....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Yetimlerin mallarını zulmen yiyenler, şüphesiz ki karınlarına sadece ateş doldurmuş olurlar ve onlar al
evlen
miş ateşe gireceklerdir....
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Mevcut eşinizi bırakıp bir başka eşle
evlen
mek istiyorsanız, birincisine büyük miktarda mal vermişseniz bile ondan hiç bir şeyi geri almayın. Sahtekarlık ve iftira ederek ve günah işleyerek mi geri alacaksınız?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Eğer eşinizi bırakıp başka bir kadınla
evlen
mek isterseniz önceki eşinize gayet yüklü miktarda bir mehir vermiş olsanız bile bundan hiçbir şey geri almayınız. Yoksa kadına iftira atarak ve apaçık bir günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Bir eşinizden ayrılıp da yerine başka bir eşle
evlen
mek isterseniz, ayrıldığınız hanıma yüklerle mehir vermiş olsanız da, içinden ufak bir şey bile almayın. Boşanmaya sebep uydurup iftira ederek, göz göre göre günaha girerek bunu almanız hiç münasip olur mu?...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Eşinizden ayrılıp da başka biriyle
evlen
mek istediğiniz takdirde, önceki hanımınıza yükler dolusu mehir vermiş olsanız bile, ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve apaçık bir günahla onu geri almanız olacak şey midir?...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Ve babalarınızın nikâhladığı (
evlen
diği) kadınlarla nikâhlanmayın. Geçmişte olanlar hariç. Muhakkak ki o, bir fuhuştur ve iğrenç bir şeydir. Ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin. Çünkü bu bir hayâsızlık, öfke ve nefret gerektiren bir iştir. Bu, ne kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin; çünkü bu bir hayasızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın nikâhlayıp ayrıldığı kadınlarla
evlen
meyin. Geçen geçti (onlar müstesna). Şüphe yok ki bu çok çirkin ve yanlış bir uygulamadır. Ve dahi ne kötü bir âdettir!...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte, İslâm’dan önce olanlar bir yana, babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin. Çünkü bu en büyük günah ve hayâsızlıktır. Allah’ın gazabını, mü’minlerin öfkesini mucip bir haldir....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarinizin
evlen
dikleri kadinlarla
evlen
meyin, gecmiste olanlar artik gecmistir cunku bu bir fuhus ve igrenc bir seydi, ne kotu yoldu! *...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin, ancak geçen geçti. Doğrusu bu bir fuhuş, çok çirkin bir davranış, ilâhî gazab ve ne kötü bir yoldur !...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın
evlen
dikleri kadınlarla
evlen
meyin, geçmişte olanlar artık geçmiştir çünkü bu bir fuhuş ve igrenç bir şeydi, ne kötü yoldu!...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin; çünkü bu bir hayasızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babanızın
evlen
miş bulunduğu kadınlarla artık
evlen
meyin. Fakat geçmişte yaptığınız bu tip evlilikleri de bozmayın. O davranış büyük bir günahtır, iğrenç ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Bir de babalarınızın
evlen
miş olduğu kadınlarla
evlen
meyin! Geçen geçti. Şüphesiz o, pek çirkin, pek iğrenç idi ve ne kötü bir adetti!...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla
evlen
meyiniz. Şüphe yok ki o, pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle babalarınızın
evlen
miş olduğu kadınlar ile
evlen
meyiniz. Bu bir edepsizlik, iğrenç bir hareket ve son derece çirkin bir gelenektir....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızla
evlen
miş olan kadınlarla
evlen
meyin. Ancak (câhiliyyet devrinde geçen) geçmişdir. Şübhe yok ki o, bir hayaasızlıkdı, (Allahın en büyük) hışmı (na bir sebeb) di. O, ne kötü bir yoldu. ...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın nikâhladığı kadınlarla da
evlen
meyin; ancak artık geçmişte olanlarmüstesnâ (onlardan mes’ûl değilsiniz). Şübhesiz ki bu, pek çirkin bir iş ve nefret edilen bir şeydir ve ne kötü bir yoldur!...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın daha önce
evlen
miş olduğu kadınlarla
evlen
meyin, ama geçmişte olanlar geçmişte kalmıştır. Bu, kesinlikle utanç verici bir fiildir, çirkin bir şeydir ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Ve babalarınızın nikahlamış olduğu kadınlar ile
evlen
meyiniz. Ancak geçen geçmiştir. Şüphe yok ki, o pek çirkindi ve menfurdu ve ne fena bir yoldu....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin. Çünkü bu bir hayâsızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin. Ancak geçmişte olanlar affedilmiştir. Bu, bir fuhuş ve iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın
evlen
diği kadınlarla
evlen
meyin. Çünkü bu, edepsizliktir, (Allâh'ın) hışm(ı)dır ve iğrenç bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın nikâhladığı kadınlarla
evlen
meyin-ancak geçmişte kalan müstesna. Zira o bir hayâsızlıktır, iğrenç birşeydir ve pek kötü bir yoldur....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla
evlen
meyin. Böyle bir şey açık bir edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla
evlen
meniz) haram kılındı. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kızkardeş kızları, sizi emzirmiş olan (süt) anneleriniz, süt anneden kızkardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz kadınlarınızdan olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, o taktirde (onlarla
evlen
menizde) sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve sizin sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri (kadınla...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunlarla
evlen
mek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla
evlen
menizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önced...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla
evlen
mek) haram edildi: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, eşlerinizin anneleri ve kendileri ile gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızdan (doğmuş) evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. . . Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile birleşmemişseniz (onlarla
evlen
menizde) sizin üzerinize bir sakınca yoktur. . . Ayrıca sizin sûlbünüzden gelen oğulların...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanalarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız ile
evlen
mek size haram kılındı. Eğer onlarla nikâhlanıp da, henüz birleşmeden, gerdeğe girmeden boşamışsanız, kızlarıyla
evlen
menizde size bir vebal yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ile ve iki kız kardeşle birlikte
evlen
...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunları nikâhlamak haram kılındı: Analarınız (ananızın anası ve babanızın anası ne kadar yukarı çıkarsa), kızlarınız (kızlarınızın kızı ve oğullarınızın kızı, ne kadar aşağı inilirse), kız kardeşleriniz (ana baba bir, baba bir ve ana bir kardeşler dahil), halalarınız (bütün baba ve dede kız kardeşleri dahildir), teyzeleriniz (anne ve büyük annelerin kız kardeşleri dahil) erkek ve kız kardeşlerinizin kızları (kardeşlerin torunları ne kadar aşağı inilirse), süt analarınız (süt büyük anneler d...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere, analariniz; kizlariniz, kizkardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, kardeslerinizin kizlari, kizkardeslerinizin kizlari, sizi emziren sut anneleriniz, sut kardesleriniz, karilarinizin anneleri, kendileriyle gerdege girdiginiz kadinlarinizin yaninizda kalan uvey kizlariniz ki onlarla gerdege girmemisseniz size bir engel yoktur, oz ogullarinizin esleri ve iki kiz kardesi bir arada almak suretiyle
evlen
mek, gecmiste olanlar artik gecmistir size haram kilindi. Dogrusu Allah bagislar ve mer...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halâlarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt analarınız, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan (doğma) yanınızda beslediğiniz üvey kızlarınız, —analarıyla gerdeğe girmemişseniz onlarla
evlen
menizde bir sakınca yoktur— öz oğullarınızın kanlarıyla ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmek suretiyle
evlen
meniz haram kılınmıştır. Ancak (daha önce) geçen geçmiştir. Şü...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere, analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızin yanınızda kalan üvey kızlarınız ki onlarla gerdeğe girmemişseniz size bir engel yoktur, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almak suretiyle
evlen
mek, -geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram kılındı. Doğrusu Allah bağışlar ve m...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunlar yasaklandı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla gerdeğe girmemişseniz kızlarıyla
evlen
ebilirsiniz-, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız... Mevcut evlilikler bu yasanın dışındadır. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt hemşireleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -onlarla zifafa girmemişseniz kızlarıyla
evlen
menizde bir sakınca yoktur- ve öz oğullarınızın karıları ve iki kız kardeşi birlikte nikahlayıp almanız haram kılındı. Ancak geçen geçti, çünkü Allah bağışla...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla
evlen
menizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile
evlen
meniz ve iki kız kard...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle analarınız, kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, kaynanalarınız, cinsel ilişkide bulunduğunuz eşlerinizden doğan gözetiminiz altındaki üvey kızlarınız - eğer anaları ile cinsel ilişkide bulunmamış iseniz bu kızlar ile
evlen
menizin sakıncası yoktur- öz oğullarınızın eşleri ile
evlen
meniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahınız altında ...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, birader kızları, hemşire kızları, sizi emziren (süt) analarınız süt hemşireleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle (zifafa) girdiğiniz karılarınızdan olub himayelerinizde bulunan üvey kızlarınız (la
evlen
meniz) size haram edildi. Eğer onlarla (üvey kızlarınızın analarıyle) zifafa girmemişseniz (onlarla
evlen
menizde) size bir beis yok. Kendi sulbünüzden (gelmiş) oğullarınızın karıları (ile
evlen
meniz) ve iki kız kardeşi bi...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, hala larınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kar deşin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kar deşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle zifâ fa girdiğiniz kadınlarınızdan olup himâyenizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Fakat onlarla zifâfa girmediyseniz o hâlde (boşadığınız takdirde kızlarıyla
evlen
menizde) size bir günah yoktur. Hem kendi sulbünüzden olan (öz) oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşi(ni...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, size haram kılındı. Eğer üvey kızlarınızın anaları ile gerdeğe girmemişseniz, onlarla
evlen
menizde bir vebal yoktur. Öz oğullarınızın karıları ile
evlen
meniz ve iki kızkardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Geçmişte olanlar artık...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız ve teyzeleriniz; kız ve erkek kardeşlerinizin kızları; ve süt anneleriniz ile süt kardeşleriniz; eşlerinizin anneleri; ve kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz eşlerinizden doğmuş olan üvey kızlarınız -ki onlar sizin evlatlıklarınızdır- size haram kılınmıştır; fakat gerdeğe girmemişseniz (kızlarıyla
evlen
menizde) bir günah yoktur; ve kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri de (size haramdır); aynı anda ve birlikte iki kız kardeşi (eş o...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olma himayenizdeki üvey kızlarınız sizlere haram kılındı. Eğer onlarla henüz gerdeğe girmemişseniz, kızlarını almanızda bir beis yoktur. Kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri ile
evlen
meniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da keza haram edildi. Ancak cahiliyet devr...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile
evlen
meniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de ha...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla
evlen
meniz) harâm kılındı: Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günâh yoktur-kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları ve iki kızkardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hariç. Şüphesiz Allâ...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size, şu kadınlarla
evlen
mek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Ve evli kadınlarla
evlen
meniz (haram kılınmıştır), elinizin altında bulunan (harp esirleri) cariyeler müstesna. (İşte bunlar) Allah'ın size yazdıklarıdır (farz kıldığı hükümlerdir). Ve bunların dışında olanlar, iffetli olmak ve zina yapmamak şartıyla mallarınızla istemeniz (mehirlerini verip almanız) size helâl kılındı. Artık onlardan faydalanmak isterseniz o taktirde farz olan mehirlerini onlara verin. Ve bu farzdan sonra, razı olduğunuz konuda onunla anlaşmanızda sizin üzerinize bir günah yokt...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Kocalı kadınlarla
evlen
mek de haram; ancak sahibi olduğunuz cariyeler müstesna. Allah'ın yazısı bu, emri bunlar size ve bunlardan başkalarını,
evlen
meniz ve zinâda bulunmamanız için arayıp istemeniz helâl edilmiştir size. Kadınlardan biriyle
evlen
erek faydalandığınız takdîrde mehirlerini kararlaştırıldığı veçhile verin. Miktarını tâyin ettikten sonra gönül hoşluğuyla herhangi bir hususta uyuşursanız suç yok size. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz olan câriyeler müstesna, evli kadınlarla
evlen
mek de size haram kılındı. Bütün bunlar, Allah’ın size meşrûiyyet sınırlarını çizdiği yazılı hükümlerdir. Bunların dışındakilerle, evlilik bağıyla bağlanmanız, sırf cinsel arzularınızı tatmin için karşılıklı erlik-dişilik suyu boşaltma, gayrimeşru ilişki amacı taşımamanız kaydıyla, nakit ve aynî mallarınızla mehirlerini vererek evl...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da (
evlen
meniz haramdır.) Bunlar, Allah'ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek)
evlen
ecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstü...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Bir de harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, diğer bütün nikâhlı kadınlarla
evlen
meniz size haram kılındı. Bunlar, üzerinize Allah yazısı olarak haramdır. Haram kılınanların dışında kalanlar (Zinadan kaçınarak namuslu yaşamak şartı ile mallarınızla mehir vermek veya cariyeleri satın almak üzere isteyip nikâhlamanız) size helâl kılındı. O halde, onlardan hangisi ile faydalandınızsa mehirlerini kendilerine verin ki, farzdır. O mehri takdir edip kesiştikten sonra, aranızda anlaşma...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Evli kadinlarla
evlen
meniz de haram kilindi. Maliki bulundugunuz cariyeler mustesna, bunlar, Allah'in uzerine farz kildigi hukumlerdir. Bunlardan baskasini, zinadan kacinip, iffetli olarak, mallarinizla istemeniz size helal kilindi. Onlardan faydalandiginza mukabil, kararlastirilmis olan mehirlerini verin; kararlastirilandan baska, karsilikli hosnud oldugunuz hususda size bir sorumluluk yoktur. Allah Bilen'dir, Hakim'dir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Evli kadınlarla
evlen
meniz de haram kılınmıştır. Elinizde bulunan (evli harp esirleri) cariyeler müstesna.. (İşte bütün bunlar) Allah' in size farz kıldığı yazılı hükümlerdir; bunlardan başkasını, namuslu-iffetli, zinadan kaçınarak mallarınızla (mehir verip) istemeniz size helâl kılınmıştır. O halde onlardan hangisinden (nikâh akdiyle) yararlandınızsa, mehrini takdir edildiği şekilde verin ; (bu bir haktır). Takdir edildikten sonra karşılıklı rıza ile anlaştığınızda size bir vebal yoktur. Şüphes...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Evli kadınlarla
evlen
meniz de haram kılındı. Maliki bulunduğunuz cariyeler müstesna, bunlar, Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunlardan başkasını, zinadan kaçınıp, iffetli olarak, mallarınızla istemeniz size helal kılındı. Onlardan faydalandığınıza mukabil, kararlaştırılmış olan mehirlerini verin; kararlaştırılandan başka, karşılıklı hoşnud olduğunuz hususda size bir sorumluluk yoktur. Allah Bilen'dir, Hakim'dir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Bir de harp esiri olarak elinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla
evlen
meniz Allah yazısı olarak haramdır. Bunların dışındakileri ise, zinadan kaçınıp namuslu yaşamak üzere mallarınızla istemeniz size helal kılındı. O halde hangisiyle nikah ile münasebette bulundunuzsa mehirlerini kendilerine bir farz olarak verin. O mehri kesiştikten sonra aranızda bir değişiklik yapmak hususunda anlaşmanızda da size bir günah yoktur. Her zaman Allah hakkıyla bilen mutlak hüküm sahibidir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla
evlen
meniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle
evlen
mek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüph...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Savaş tutsağı olarak elinize geçmiş cariyeler dışında evli kadınlar ile
evlen
meniz haramdır. Bunlar Allah'ın üzerinize yazdığı yasaklardır. Bunların dışında kalan kadınları iffetli yaşamanız, zina işlememeniz şartı ile mehirlerini vererek nikahlamanız size helâl kılındı. Bu kadınlardan sağladığınız faydanın karşılığı olarak kendilerine aranızda kararlaştırdığınız mehirlerini hakları olarak veriniz. Daha önce belirlenen mehri eşinizle anlaşarak yeni bir miktara bağlamanızın sakıncası yoktur. Hiç ...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da (
evlen
meniz haramdır). Bunlar, Tanrı'nın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla(mehir vererek)
evlen
ecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstü...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Harb esîri olarak) sağ ellerinizin mâlik olduğu kadınlar (mülk-i yemininiz olan cariyeler) müstesna olmak üzere diğer bütün kocalı kadınlar (la
evlen
meniz de size haram edildi. Bu hürmetler) üzerinize Allanın farzı olarak (yazılmışdır). Onlardan maadası ise — namuskâr ve zinaya sapmamış (insanlar) haalinde (yaşamanız şartiyle) mallarınızla (mehir vermek veya satın almak suretiyle) ara (yıb nikâhla) manız için — size halâl edildi. O halde onlardan hangisiyle faidelendiyseniz ücretini takdir edil...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Harb esîri olarak) sâhibi bu lun duğunuz câriyeler müstesnâ, ev li kadınlar da (size haram kılındı)! (Bunlar) Allah’ın üzerinize yaz dı ğı (haram lar)dır. Bunların dışında olan(kadın)lar ise, zinâdan kaçınan kimseler ve iffetli erkekler olarak mallarınızla (mehir lerini vererek) isteyesiniz diye size helâl kılındı.Öyle ise onlardan hangisiyle (
evlen
erek) faydalandıysanız, artık mehir le rini bir farîza olarak kendilerine verin! O farîzadan (mehri ta'yîn ettikten) sonra (daha az veya daha çok ve...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Evli kadınlarla
evlen
meniz de. Sağ ellerinizin sahib oldukları müstesna. Bunlar; Allah'ın size farz kıldığı hükümlerdir. Geriye kalanları ise; zinadan kaçınıp iffetli yaşamanız şartı ile mallarınızla istemeniz size helal kılındı. Onlardan yararlandığınızın karşılığı olarak kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Kararlaştırdıktan sonra, aranızda anlaştığınız hususta size bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz ki Allah, Alim, Hakim olandır....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Meşru şekilde (nikah yoluyla) sahip olduklarınız dışında bütün evli kadınlar (size haramdır). Bu, üzerinize farz olan Allahın buyruğudur. Bunların dışında kalan bütün (kadınlar), kendilerine mal varlığınızdan (bir kısmını) vermeniz ve gayri meşru bir ilişki ile değil de evlilik bağı yoluyla meşru şekilde almak kaydıyla size helaldir. Kendileriyle
evlen
mek istediğiniz kadınlara hak ettikleri mehirlerini verin; ama bu meşru yükümlülük (üzerinde anlaştık)tan sonra (başka) bir şey üzerinde serbestçe...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Harb esiri olarak) sahip olduğunuz câriyeler hariç, kadınlardan kocası olanlarla
evlen
meniz de haram kılındı. Bütün bunlar, Allah'ın size yazarak farz ettiği yasaklardır. Bunlardan başkasını ise, iffetli yaşamak, zinâ etmemek şartıyla mallarınızla istemeniz (mehirlerini verip almanız) size helâl kılındı. Nikah ederek yararlandığınız kadınlara kararlaştırılmış mehirlerini verin. Mehirin takdir edilmesinden sonra, aranızda gönül rızasıyla (yeni miktar üzerinde) anlaşmanızda size bir günah yoktur....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Cariyeler dışında evli kadınlarla da
evlen
meniz haramdır. Bu, Allah’ın size yazısıdır / yasağıdır. Bunların dışında kalan kadınlardan iffetli olup gayri meşru olan sefihliğe sapmadan, mallarınız karşılığında istemeniz size helaldir. Kendilerinden faydalandığınız kadınlara bir farz olan mehirlerini veriniz. Mehrin tespitinden sonra, karşılıklı hoşnut olduğunuz şeylerde size bir günah yoktur. Şüphesiz Allah bilendir, hükmedendir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Kocası olan kadınlarla da
evlen
meniz haramdır, ancak harp esiri olarak eliniz altında bulunan cariyeler bundan müstesnadır. İşte bütün bunlar Allah’ın kesin hükümleridir. Bu sayılanlardan başkalarını, iffetli yaşamak, zina etmemek şartıyla, mal harcayıp mehirlerini vererek nikâhlamanız helâldır. Dikkat edin:
Evlen
erek beraberliklerinden yararlandığınız kadınlara, belirlenmiş olan mehirlerini verin, bu bir haktır. Ama belirledikten sonra, aranızda anlaşarak miktarını arttırıp eksiltmenizde size b...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Savaşta tutsak olarak) ellerinize geçen(câriye)ler dışında, evli kadınlar(la
evlen
meniz) de harâmdır. (İşte bunlar) size Allâh'ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zinâ etmemek şartıyle mallarınızla istemeniz (
evlen
meniz), size helâl kılındı. O halde onlardan yararlanmanıza karşılık, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakkın kesiminden sonra karşılıklı anlaşma(k sûretiyle kesilenden az veya çok vermeniz)de üzerinize bir günâh yoktur. Allâh bilendir, hüküm ve...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışında kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da (
evlen
meniz haramdır.) Bunlar, Allah'ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffeti koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evliliği veya
evlen
ecek kadın aramanız (veya istemeniz) size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir) lerini, tesbit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğu...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla
evlen
meniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir....
Nisa Suresi, 25. Ayet:
1.
ve men
: ve kim, kimin
2.
lem yestetı'
: gücü yetmez
3.
min-kum
: sizden, içinizden
4.
tavlen
: güç, bolluk, ze...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Ve içinizden kimin, mü'min ve hür kadınlarla nikâh yapmaya (
evlen
meye) gücü yetmezse, o zaman ellerinizin altında bulunan genç mü'min cariyelerinizden (alıp)
evlen
sin. Allah sizin îmânınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz (aynı soydan gelmesiniz). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları şartıyla sahiplerinin izniyle mehirlerini marufla (örf ve adete uygun olarak) vererek onları nikâhlayın. Fakat, evli olduğu halde fuhuş yaparlarsa o taktirde hür kadınlara uy...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla
evlen
meye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları hâlinde, sahiplerinin izniyle onlarla
evlen
in, mehirlerini de güzelce verin.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile
evlen
me izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar ...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden, hür ve inanmış kadınları almaya gücü yetmeyenler, inanmış erlerin sahip oldukları cariyeleri alsın ve Allah, sizin inancınızı çok iyi bilir. Hepiniz de birsiniz, birbirinizden türediniz. Kötülükte bulunmayan, birisini dost tutmayan namuslu cariyeleri, sahiplerinin izniyle alın, ücretlerini de örfe uygun olarak güzellikle verin, onlar
evlen
dikten sonra kötülükte bulunurlarsa cezaları, hür kadınların cezasının yarısıdır. Bu, içinizden zinâ etmekten korkanlara bir ruhsattır, fakat sabret...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden, imanlı hür kadınlarla
evlen
meye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de normal miktarda verin.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların ...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden, iman eden hür kadınlarla
evlen
me imkânına sahip olmayanlar, mâlik olduğunuz iman eden genç kızlarınızdan (nikâhlasın). . . Allâh sizin imanınızı (hakikatinizde olarak) bilir. . . Birbirinizdensiniz. . . Onları, sahiplerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak durarak, iffetli kadınlar olmaları hâlinde, örf üzere (mehrlerini) verin. . . Evliliğe geçtikten sonra eğer fuhuş yaparlarsa, (o takdirde) hür kadınlara tatbik edilen azabın yarısı onlara verilir. . . Bu (cariye...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden, hür mü’min kadınlarla, kişisel, malî, sosyal imkânlarının yetersizliği sebebiyle
evlen
emeyenler, meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz devam eden mü’min genç kızlarınız olan câriyelerle
evlen
sin. Allah sizin imanınızı, şer’î hükümlere bağlılığınızı iyi bilir. Siz aynı insanlık ailesinin mensubu ve eşit olduğunuz için aranızda fark yoktur. Öyle ise, evlilik bağı ile bağlanmaları, sırf cinsel arzularını t...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden kim hür mü'min kadınlarla
evlen
meye güç yetiremezse o zaman elinizin altındaki mü'min cariyelerinizden biriyle
evlen
sin. Allah, imanlarınızı (sizden) daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Şu halde onları, iffetli olmaları, zina işlememeleri ve gizli dost edinmemeleri şartıyla sahiplerinin izinleriyle nikahlayın ve bu durumda mehirlerini de güzelce verin.
Evlen
diklerinde eğer bir fuhuş işlerlerse hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı ile cezalandırılırlar. Bu izin, içinizden kötü yo...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden özgür mü'min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin.
Evlen
dikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın.) Bu, sizden günaha sapmaktan en...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden her kim, hür olan mümin kadınları nikâh edecek bir zenginliğe kudreti olmazsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikâhlamak var. Allah, imanınızı çok iyi bilendir. Hep birbirinizdensiniz (hür ve köle bir nefisten çoğalmıştır). Onun için fuhuşta bulunmıyarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaşadıkları halde, o cariyeleri sahiblerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz. Eğer onlar,
evlen
dikten sonra bir fuhuş yapa...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden, hur mumin kadinlarla
evlen
meye guc yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mumin cariyelerinizden alsin. Allah sizin imaninizi cok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, ayni soydansiniz. Onlarla, zinadan kacinmalari, iffetli olmalari ve gizli dost tutmamis olmalari halinde, velilerinin izniyle
evlen
in ve orfe uygun bir sekilde mehirlerini verin.
Evlen
diklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hur kadinlara edilen azabin yarisi edilir. Cariye ile
evlen
medeki bu izin icinizden, gunaha girme korkusu olanl...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden kim iffetli hür mü'mine kadınlarla
evlen
ecek güce sahip değilse, ellerinizde bulunan mü'mine cariyelerinizden (alıp
evlen
sin). Allah imânınızı daha iyi bilendir. Kiminiz kiminizdensiniz, (aynı soydan gelmesiniz). O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen namuslu iffetli olanlarını sahiplerinin izniyle kendinize nikahlayın ; mehirlerini de örfe uygun biçimde verin. Bu evlilikten sonra fuhşa saparlar (zina ederler)se, o takdirde cezaları, hür kadınlar hakkında konan cezanın yarısıdır...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden, hür mümin kadınlarla
evlen
meye güç yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mümin cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı çok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, aynı soydansınız. Onlarla, zinadan kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin izniyle
evlen
in ve örfe uygun bir şekilde mehirlerini verin.
Evlen
diklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hür kadınlara edilen azabın yarısı edilir. Cariye ile
evlen
medeki bu izin içinizden, günaha girme korkusu olanl...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden, imanlı hür kadınlarla
evlen
meye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de normal miktarda verin.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların ...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden özgür kadınlarla
evlen
meye güç yetiremiyenler, inanmış yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile
evlen
sinler. İnancınızı en iyi bilen ALLAH'tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı. Bu, günaha girmekten korkanlarınız...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden her kim hurrolan mü'min kadınları nikâh edecek genişliğe güç yetiremiyorsa ona da ellerinizin altındaki mü'min cariyelerinizden var, Allah kadrinizi iymanınızla bilir, mü'minler hep biribirinizden sayılırsınız, onun için fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaşadıkları halde onları sahiblerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz, eğer
evlen
dikten sonra bir fuhş irtikâb ederlerse o vakıt üzerlerine hür kadınlar üzerine terettüb edecek c...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden kim hür olan mümin kadınları nikahla alacak mali güce sahip değilse, ona da sahip bulunduğunuz mümin cariyelerinizden var. Allah, kadrinizi imanınız ile çok iyi bilir. Siz müminler hep birbirinizden sayılırsınız, o halde fuhuşta bulunmayan gizli dost edinmeyen, namuslu yaşamakta olan cariyeleri sahiplerinin izniyle nikahlayınız, mehirlerini de güzelce kendilerine veriniz. Eğer
evlen
dikten sonra bir fuhuş irtikap ederlerse o vakit bunlara, hür kadınlar üzerine terettüp edecek cezanın ya...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle
evlen
in.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım g...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden mâli durumu mümin ve özgür kadınlarla
evlen
meye elverişli olmayanlar, ellerininizde bulunan mümin cariyeler ile
evlen
sinler. Hanginizin imanı olduğunu en iyi Allah bilir. Hepiniz aynı soydansınız. Onlarla; namuslu olmaları, zinadan uzak durmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde velilerinden izin alarak
evlen
iniz. Ve kendilerine geleneğe uyacak miktarda mehir veriniz. Eğer evli iken zina işlerlerse kendilerine özgür kadınlara verilecek cezanın yarısını uygulayınız. Bu, içinizden...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden özgür inançlı(kadın)ları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inançlı cariyelerinizden (alsın). Tanrı sizin inancınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak ehlinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin.
Evlen
dikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın). Bu, sizden günaha sapmaktan endi...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden kim hür ve müslüman kadınları nikâhla alacak bir bolluğa güc yetişdiremezse o halde sağ ellerinizin mâlik olduğu mü'min cariyelerinizden (alsın). Allah sizin îmanınızı çok iyi bilendir. Kiminiz kiminizden (haasıl olmuşsunuz) dur. O halde — fuhuşda bulunmayan, gizli dostlar da edinmeyen namuslu kadınlar olmak üzere — onları, saahiblerinin izniyle, kendinize nikahlayın. Ücretlerini (mehirlerini) de güzellikle onlara verin. Onlar
evlen
dikden sonra bir fuhuş irtikâb eldiler mi o vakit üzerler...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Hem içinizden her kim, hür olan mü’min kadınları nikâhlayacak bir genişliğe güç yetiremi yorsa, o takdirde sâhib olduğunuz genç mü’min câriyelerinizden (birini nikâhlasın)! Allah ise, îmânınızı en iyi bilendir.Hep birbirinizdensiniz. Öyle ise zi nâ dan kaçınan ve gizli dost da edinmeyen iffetli kadınlar olmaları hâlinde, onları sâhiblerinin izniyle nikâhlayın ve mehirlerini kendilerine güzellikle verin! Fakat
evlen
dikleri zaman, buna rağmen zinâ ederlerse, artık onlara hür ka dınlara verilen cez...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden; hür, inanmış kadınlarla
evlen
meye güç yetiremeyen kimse, inanmış genç kızlarınızdan sağ ellerinizin sahib olduklarından (alsın) . Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Birbirinizdensiniz. Onlarla zinadan kaçınmaları, iffetli yaşamış ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin izniyle
evlen
in. Ve ma'ruf şekilde mehirlerini verin.
Evlen
diklerinde zina edecek olurlarsa; onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu; içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Aranızdan her kim, içinde bulunduğu şartlardan dolayı hür bir mümin kadın ile
evlen
ecek durumda değilse, onu, meşru şekilde sahip olduğunuz mümin bakirelerden biri (ile
evlen
dirin). Allah, imanınız ile ilgili her şeyi bilir; her birini diğerinizin bir benzeridir. O halde fuhuşta bulunmayan, dost tutmayan ve meşru evlilik bağını gözeten kadınlarla sahiplerinin iznini alarak
evlen
in ve mehirlerini uygun şekilde kendilerine verin. Onlar
evlen
dikten sonra gayri ahlaki bir davranışta bulunurlarsa, hü...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Ve sizden her kim hür olan kadınlar ile
evlen
meğe fazla bir iktidar-ı malîsi yok ise sağ ellerinizin mâlik olduğu genç mü'min cariyelerinizden
evlen
sin. Ve Allah Teâlâ sizin imânınızı bihakkın bilendir. Bazınız bazınızdandır. İmdi onları, namuslarını siyanet eder, fuhuştan berî bulunur, gizlice dostlar da edinmez oldukları halde sahiplerinin izniyle nikahlayınız. Ve onlara mehirlerini de güzelce veriniz. Eğer onlar
evlen
dikten sonra bir fuhuş irtikab ederlerse o vakit onların üzerlerine, hür kad...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden, imanlı hür kadınlarla
evlen
meye gücü yetmeyen kimse, sahip olduğunuz iman etmiş câriyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile onlarla
evlen
in, mehirlerini de güzelce verin.
Evlen
dikten sonra fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (izin) içinizden sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin ...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden özgür mümin hanımlarla
evlen
meye gücü yetmeyenler, sizin genç ve mümin olan cariyeleriniz ile
evlen
sin. Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Siz, birbirinizdensiniz. Öyle ise, onları velilerinin izni ile nikahlayın ve fuhuş işlemeyen, gizli dost tutmamış olan iffetli hanımlara mehirlerini güzel bir şekilde verin.
Evlen
dikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısını uygulayın. Bu, sizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için d...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Sizden eşraftan olan hür mümin kadınlarla
evlen
ecek servet ve gücü bulunmayanlar, ellerinizin altında olan mümin cariyelerle
evlen
ebilirler. Allah sizin kadr u kıymetinizi imanınızla bilir. Zaten siz müminler hep aynı aileden sayılırsınız. Öyleyse, fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmeyerek, namuslu kadınlar olmak üzere onları, sahiplerinin izniyle nikâhlayın. Mehirlerini de güzellikle kendilerine verin. Eğer
evlen
dikten sonra zina yaparlarsa, onlara hür kadınlara ait cezanın yarısı uygulan...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden inanmış hür kadınlarla
evlen
meğe gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(olan câriyeleriniz)den alsın. Allâh sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz (hepiniz aynı kökten gelmekte, aynı toplumun bireylerisiniz; insanlık bakımından aranızda bir fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartıyle, sâhiplerinin izniyle onlarla
evlen
in, ücretlerini (mehirlerini) de güzelce verin.
Evlen
dikten sonra...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden inanmış hür kadınlarla
evlen
meye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan müslüman cariyelerden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaşamaları, zina etmemek ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, velilerinin izniyle onlarla
evlen
in, mehirlerini de güzelce verin.
Evlen
dikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (cariye ile
evlen
me izni), içinizden
evlen
mediği takdirde ahlâkî sıkıntıya düş...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Hür ve mü'min kadınlarla
evlen
meye gücü yetmeyenleriniz, elinizin altındaki mü'min cariyelerle
evlen
ebilirler. Allah sizin imanınızı biliyor; siz zaten birbirinizdensiniz. Onları, iffetli, fuhuştan uzak duran ve gizlice dost tutmayan kadınlar olmak şartıyla, sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini vererek nikâhlayın. Eğer onlar
evlen
dikten sonra fuhuş irtikâp edecek olurlarsa, onlar için, hür kadınlara verilen cezanın yarısı vardır. Bu, sıkıntıya düşmekten korkanlarınız içindir. Yoksa,...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle
evlen
sin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evl...
Nisa Suresi, 33. Ayet:
Ananın, babanın, akrabaların ve
evlen
me yoluyla size akraba olanların bıraktıklarından herbiriniz için paylar ayırdık. Herbirine payını vermelisiniz. Elbette ALLAH her şeye Tanıktır....
Nisa Suresi, 35. Ayet:
1.
ve in hıftum
: ve eğer korkarsanız
2.
şıkâka
: ayrılık, arasının açılması
3.
beyni-himâ
: onların ikisinin arası
4.
fe ib'as...
Nisa Suresi, 79. Ayet:
Sana lütuf ve ihsan olarak gelen iyilikler, güzellikler, Allah’ın yarattığı, kolaylık sağladığı imkânlar sayesindedir. Başına gelen sıkıntılar ve belâlar ise kendi tedbirsizliğin ve kusurun sebebiyledir. Biz seni, bütün insanların iyiliği, kurtuluşu için bir Rasul olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirdik. Bunlara şâhit olarak Allah yeter....
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Rasûlullah’a itaat eden, tebliğ ettiği Kur’ân’a, teşriine, sünnetine uyup uygulayan Allah’a itaat etmiş olur. Bilesin ki, Kurân’a ve sünnetine itaatten yüz çevirenler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam edenler, elimizden kurtulacaklarını zannetmesinler. Biz seni onların üzerinde koruma, denetim ve zabıta memuru olarak gör
evlen
dirmedik....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.” Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve
evlen
mek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere âdil davranmanıza dair, size okunmakta olan âyetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Kadınlar hakkında senden, haklara dair açıklama istiyorlar. . . De ki: "Onlarla ilgili hükümler hakkında açıklamayı size Allâh veriyor!" Onlar için yazılmış hakları kendilerine vermediğiniz ve (üstelik) kendileriyle nikâhlamaya (
evlen
meye) rağbet ettiğiniz yetim kızlar ile zor durumdaki çocuklara ve bir de yetimlere adaleti ikame etmeniz hakkında bilgiler yüzünüze okunuyor. . . Ne hayır yaparsanız, muhakkak ki Allâh onu Aliym'dir (çünkü yaptığınız hayrın yaratanı O'dur)....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Kadinlar hakkinda senden fetva isterler, de ki: «Onlar hakkinda fetvayi size Allah veriyor: «Bu fetva, kendilerine yazilan seyi vermediginiz ve kendileriyle
evlen
meyi arzuladiginiz yetim kadinlara ve bir de zavalli cocuklara ve yetimlere dogrulukla bakmaniz hususunda Kitap'da size okunandir". Ne iyilik yaparsaniz Allah onu suphesiz bilir....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Kadınlar hakkında senden fetva isterler, de ki: 'Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: 'Bu fetva, kendilerine yazılan şeyi vermeyip kendileriyle
evlen
meyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitap'da size okunandır'. Ne iyilik yaparsaniz Allah onu şüphesiz bilir....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Sana kadınlar hakkında soruyorlar. De ki, 'ALLAH bu Kitap yoluyla kadınlar hakkında sizi aydınlatıyor. Yasal hakları olan mallarını vermeyip kendileriyle
evlen
mek istediğiniz kadınların yetimleri ve zavallı çoçukları hakkında Kitapta size okunan ayetler yetimlere adaletli davranmanızı emretmektedir.Yaptığınız her iyiliği ALLAH Biliyor.'...
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Onlar, kadınlar ile ilgili düzenlemeler konusunda kendilerini aydınlatmanı istiyorlar. De ki: "(Bizzat) Allah onlarla ilgili hükümler konusunda sizi aydınlatmaktadır"; nitekim kendiniz onlarla
evlen
mek istediğinizden haklarını vermediğiniz (sorumluluğunuz altındaki) yetim kızlar ile kimsesiz çocuklar ve sizin yetimlere karşı adaletli davranma yükümlülüğünüz hakkında size tebliğ edilen bu ilahi kelamda (Allahın iradesi tezahür etmiş)tir. Ve ne iyilik yaparsanız, unutmayın ki Allah onu tamamıyla b...
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Senden, kadınlar hakkında fetvâ istiyorlar. De ki: "Allâh, size onlar hakkında hükmünü açıklıyor: Kendilerine yazılmış olan(mirâs hakların)ı vermeyip kendileriyle
evlen
mek istediğiniz öksüz kadınlar, zavallı çocuklar ve öksüzlere karşı adâleti yerine getirmeniz hakkında Kitapta size okunan(âyet)ler (de Allâh'ın hükmünü açıklamaktadır)". Yapacağınız her hayrı muhakkak ki Allâh bilir....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, içinizdeki yahudiler gibi Meryem’e zina isnad ederek Îsâ’nın peygamberliğini tanımayarak; hristiyanlar gibi Îsâ’nın ilâhlığını iddia ederek, haddi aşıp sorumluluk ve cezanızı artırmayın. Allah hakkında da baba olma, oğul edinme, bedenlere girme, değişme ve birleşme iddialarında da bulunmayın. Yalnızca hakkı ve doğruları söyleyin. Mesih, Meryem oğlu Îsâ, Allah’ın Rasulüdür, o Allah’ın Meryem’e ilettiği 'ol' emrinin eseridir, mûcizesidir, ilâhî lütufla yaratılmış...
Maidə Suresi, 5. Ayet:
Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla;
evlen
mek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır....
Maidə Suresi, 5. Ayet:
Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kitap halkının yiyeceği size helaldir. Sizin de yiyecekleriniz onlara helaldir. Mehirlerini ödemeniz, zina etmeyip namuslu davranmanız ve gizli dost tutmamanız koşuluyla, inananlardan iffetli kadınlarla ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlarla
evlen
meniz size helaldir. Kim inanmayı kabul etmezse tüm yaptıkları boşa çıkmıştır ve o, ahirette de kaybedenlerdendir....
Maidə Suresi, 5. Ayet:
Bugün size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yemeği, size helâl, sizin yemeğiniz de onlara helâldir. İnanan, namuslu, hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar -zinâ etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir biçimde (
evlen
mek üzere) mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helâldir. Kim inanmayı kabul etmezse, onun ameli boşa çıkmıştır ve o, âhirette kaybedenlerdendir....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
ehaze allâhu
: Allâh (c.c.) aldı
3.
mîsâka
: mîsâk
4.
benî isrâîle
: İsrailoğulları
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Ve andolsun ki Allah, İsrailoğulları'ndan misak almıştı. Ve onlardan on iki nâzır gör
evlen
dirdik. Ve Allahû Teâla: “Eğer namazı mutlaka ikâme ederseniz, zekât verirseniz ve Resûllerim'e îmân edip onlara yardım ederseniz ve Allah'a (Allah için) güzel bir borç verirseniz, muhakkak ki ben sizinle beraberim ve de mutlaka sizin günahlarınızı örterim ve sizi, mutlaka altından ırmaklar akan cennetlere koyarım.” dedi. Artık, bundan sonra sizden kim inkâr ederse mutlaka sevvâ edilmiş (Allah'a ulaştırmak ...
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Andolsun ki, Allah İsrâiloğulları’nın, kesin sözünü, taahhüdünü almıştı. İçlerinden on iki dinî lider gör
evlen
dirmiştik. Allah onlara: 'Ben sizlerle beraberim. Namazları âdâbına riayet ederek, aksatmadan kılarsanız, vicdanınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirseniz, Rasullerime iman ederseniz, onlara yardımda bulunursanız, Allah’a karz-ı hasen olarak borç verirseniz, mâli mükellefiyetlerin dışında, Allah rızası için, Allah yolunda cihad edenlerin masraf...
Maidə Suresi, 12. Ayet:
And olsun ki Allah İsrail oğullarından kesin bir söz almıştı; onlardan oniki tane ileri gelen söz sahiplerini gör
evlen
dirip göndermiştik. Allah onlara, «eğer namaz kılar, zekât verir, Peygamberlerime inanır da kendilerine yeterince yardım ederseniz ve Allah'a faizsiz güzel bir ödünç verirseniz, and olsun ki kusur ve günahlarınızı elbette bağışlarım ve altlarından ırmaklar akan Cennetlere sizi yerleştiririm» demişti. Bu kesin sözden sonra sizden kim nankörlük edip inkâra saparsa, gerçekten o düz ...
Maidə Suresi, 20. Ayet:
Hani Mûsâ kavmine: 'Ey kavmim, Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size tevdi ettiği ilâhî değerleri, şeriatı koruyup kollayarak zâyi etmeyin, şükredin. Allah içinizde peygamberler gör
evlen
dirdi. Sizi hürriyetlerinize kavuşturup, kendinize, dininize, işlerinize, ailelerinize, toplumunuza sahip çıkabilecek hale getirerek, dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî haklarını kullanabilen özgür insanlar, aileleriniz içinde otoriteler seviyesine yükseltti. Milletlerden hiçbirine verilmeyen nimetleri, imkân...
Maidə Suresi, 44. Ayet:
Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla gör
evlen
dirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
Biz içinde hak yolu aydınlatıcı bilgiler ve nur olan Tevrat’ı indirdik. Varlıklarını Allah’a teslim eden, İslâm’ı yaşayan müslüman olan peygamberler, yahudiliğin takipçilerine, Tevrat’taki kuralları esas alarak hüküm verirler, icraat yaparlardı. Allah’ın kitabını korumakla gör
evlen
dirilmeleri sebebiyle, kendilerini Rablerine adamış olan zâhitler ve âlimler de, Allah’ın kitabından, korumaya memur edildikleri, muhafaza edebildikleri kurallarla hüküm verirler, icraat yaparlardı. Hepsi de Tevrat’ı b...
Maidə Suresi, 44. Ayet:
Gerçekten Tevrat'ı içinde hidayet ve nur bulunduğu halde indirdik. Allah'a teslim olmuş peygamberler yahudilerin arasında onunla hükmederlerdi. Yine Allah'ın kitabını korumakla gör
evlen
dirilmiş olmaları itibariyle alimler ve fakihler de onunla hükmederlerdi. Bunlar onun üzerine şahittiler. [6] Artık insanlardan korkmayın benden korkun ve ayetlerimi az bir değer karşılığında satmayın. Kimler Allah'ın indirdikleriyle hükmetmezlerse işte onlar kâfirdirler....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'ı, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkında hükmederler, kendilerini Tanrıya adamış zâhitler, âlimler de, Allah'ın kitabını korumakla gör
evlen
dirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi. İnsanlardan korkmayın, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
İçinde hidâyet ve nûr olan Tevrat’ı biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili meselelerde onunla hükmederlerdi. Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile gör
evlen
dirilmeleri sebebiyle yine onunla hüküm verirlerdi. Hepsi de kitabın hak olduğunun şahitleri idiler. O halde ey hakimler, insanlardan korkmayın, Benden korkun.Âyetlerimi az bir menfaat karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam kâfirdirler....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
Gerçekten Tevrât'ı biz indirdik, onda yol gösterme ve nur vardır. İslâm olmuş peygamberler, onunla yahûdilere hüküm verirlerdi, kendilerini Tanrıya vermiş zâhidler ve âlimler de "Allâh'ın Kitabını korumakla gör
evlen
dirildiklerinden onunla (hüküm verirlerdi) ve onu gözetip kollarlardı. (Ey hakimler), insanlardan korkmayın, benden korkun ve benim âyetlerimi az bir paraya satmayın! Kim Allâh'ın indirdiği ile hükmetmezse işte kâfirler onlardır!...
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler: "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O'nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkârlarını arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş al
evlen
dirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler, "Tanrı'nın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır, O'nun iki eli açıktır, nasıl dilerse (öyle) infak eder. Andolsun, rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş al
evlen
dirdilerse Tanrı onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Tanrı ise bozguncuları sevmez....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler: «Allah'ın eli sıkıdır» dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O'nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve küfürlerini artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş al
evlen
dirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yer yüzünde bozgunculuğa çaba harcarlar. Allah ise bozguncuları sevmez....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı yalanlayanlar, inkâr ve cehalet karanlıkları içinde sağır ve dilsiz kesilenlerdir. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerin hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseyi de doğru, muhkem, güvenli yolda yürütür, gör
evlen
dirir, İslâmî hayatı yaşatır....
Ənam Suresi, 48. Ayet:
Biz Rasulleri, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın, sevgimizin müjdecileri, ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak gör
evlen
dirip gönderiyoruz. Artık kim geçmişinin kirinden arınarak iman edip, iyi ve ıslah olur, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa onlara, her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
"HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kaahir! İrsâl eder üzerinize hafazayı (koruyucu kuvveleri). . . Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz - işl
evlen
dirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!...
Ənam Suresi, 61. Ayet:
O, kulları üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Sizin üzerinizde koruyucu melekler, korumalar gör
evlen
dirir. Nihâyet herhangi birinize ölüm gelip çatınca da, elçilerimiz, görevli meleklerimiz onun ruhunu alarak ölümünü gerçekleştirirler. Onlar görevde kusur etmezler....
Ənam Suresi, 89. Ayet:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk gör
evlen
diririz....
Ənam Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, onlar ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşamazlardı. Biz seni, onlar üzerinde koruma, denetim memuru olarak, inzibat olarak gör
evlen
dirmedik. Sen onların adına Allah’a karşı savunma yapamazsın; Allah adına onların üzerinde zor da kullanamazsın....
Əraf Suresi, 61. Ayet:
Nuh: -Ey kavmim, bende hiçbir sapıklık yoktur. Ben, ancak Alemlerin Rabbi tarafından (gör
evlen
dirilen) bir elçiyim....
Əraf Suresi, 67. Ayet:
«Ey kavmim !» dedi, «bende beyinsizlik ve çılgınlık yoktur; ama ben gerçekten âlemlerin yegâne Rabbından (gör
evlen
dirilip gönderilen) bir peygamberim.»...
Əraf Suresi, 75. Ayet:
Kavminin büyüklük taslayan serkeş, zorba kodamanları, içlerinden zavallı bîçâre mü’minlere: 'Siz Sâlih’in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?' dediler. Onlar: 'Biz onun tebliğ ile gör
evlen
dirildiği hususlara inanan mü’minleriz' dediler....
Əraf Suresi, 77. Ayet:
Dişi deveyi, kılıçla bacaklarından biçerek öldürdüler. Rablerinin koyduğu planın, buyruğunun dışına çıktılar. 'Ey Sâlih, eğer, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen hak peygamberlerdensen, bizi tehdit ettiğin o azâbı getir' dediler....
Əraf Suresi, 103. Ayet:
Bir zaman sonra da, onlardan sonra (onların arkasından), firavuna ve onun (kavminin) ileri gelenlerine Musa (A.S)'ı âyetlerimizle, (mucizelerimizle) gönderdik (gör
evlen
dirdik). Fakat ona zulmettiler. Bak fesat çıkaranların akibeti nasıl oldu....
Əraf Suresi, 104. Ayet:
Ve Musa (A.S): “Ey firavun! Muhakkak ki; ben bir resûlüm, âlemlerin Rabbinden (O'nun tarafından gör
evlen
dirilmiş).” dedi....
Əraf Suresi, 104. Ayet:
Musa dedi ki: Ey Fir'avn! Şüphesiz ki ben, âlemlerin Rabbinden (gör
evlen
dirilip gönderilen) bir peygamberim....
Əraf Suresi, 158. Ayet:
'Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin mülkü ve hâkimiyetine sahip olan Allah’ın emirlerini tebliğ ile gör
evlen
dirdiği, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlüyüm. Hak ilâh yalnızca O’dur. O hayat verir, yaşatır, eceller gelince de ölümü gerçekleştirir. O halde, Allah’a; Allah’ın kelâmına, kitaplarına âyetlerine, mûcizelerine, emirlerine, hükümlerine iman eden ümmî Rasûlüne, Mekke’li, aslı nesli belli, öğrenim görmeyen, idrakl...
Əraf Suresi, 159. Ayet:
Musa'nın (gör
evlen
dirildiği) halk içinde (ötekilere) doğru yolu gösteren ve onun ışığı altında adaletle davranan insanlar vardı...
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbinin, elbette, kıyamet gününe kadar onlara, yahudilere dayanılmaz acılar çektirecek kimseler gör
evlen
direceği konusunda herkesi uyardığını insanlara hatırlat. Rabbin, emirlerine isyan edilme suçuna denk, onları adâletle, süratle cezalandırır. O çok bağışlayıcıdır, kullarını daima koruma kalkanına alır, engin merhamet sahibidir....
Hud Suresi, 2. Ayet:
ki, Allahtan başkasına kulluk etmeyesiniz. (Ey Peygamber, de ki:) "Bakın ben size Onun tarafından bir uyarıcı ve müjdeleyici (olarak) gör
evlen
dirildim:...
Hud Suresi, 57. Ayet:
(Bu yoldan) dönüp gitmeyi seçerseniz, o zaman, (bilin ki) ben, size ulaştırmakla gör
evlen
dirildiğim mesajı size duyurdum; (artık bundan sonra, dilerse) Rabbim başka bir kavmi sizin yerinize getirir; bu konuda O'na hiçbir şekilde engel olamazsınız. Çünkü, muhakkak ki her şeyin gözetimi O'nun elindedir!"...
Hud Suresi, 57. Ayet:
"Eğer yüz çevirirseniz, artık ben size sunmakla gör
evlen
dirildiğim mesajı size duyurdum. Rabbim, sizin yerinize başka bir kavim de getirebilir. Siz O'na hiçbir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, herşeyi koruy(up gözet)endir."...
Hud Suresi, 61. Ayet:
Semudoğulları'na da kardeşleri Salih'i peygamber olarak gönderdik. Salih dedi ki; ''Soydaşlarım, sadece Allah'a kulluk sununuz, O'ndan başka bir ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve yeryüzüne yerleştirerek burayı kalkındırmakla gör
evlen
diren O'dur. O'ndan af dileyiniz, O'na yöneliniz. Çünkü Allah, kullarına yakındır ve dileklerin kabul edicisidir....
Hud Suresi, 78. Ayet:
Lût'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût): "Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla
evlen
in); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!" dedi....
Hud Suresi, 78. Ayet:
Kavmi, izdiham halinde koşarak Lût’un yanına geldi. Bunlar, daha önce o çirkin fiili işleyenlerdi. Lût: 'Ey kavmim, ümmetim içinde evliliğe hazır dolu genç kızlarım var. Onlarla
evlen
in. Onlar sizin için helâl, daha temiz. Allah’ın emirlerine muhalefetten, azâbından kendinizi koruyun. Misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin. İçinizde, aklı başında, sözü dinlenen bir adam yok mu?' dedi....
Hud Suresi, 78. Ayet:
Lût'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût): «Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla
evlen
in); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!» dedi....
Hud Suresi, 78. Ayet:
(Elçilerimizin geldiğini haber alan) kavmi ise koşarak ona geldiler ki (onlar) daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût) dedi ki: 'Ey kavmim! İşte bunlar (kavmimin kadınları, ki benim de) kızlarım (sayılırlar, onlarla
evlen
in); onlar sizin için daha temizdir; artık Allah’dan sakının ve beni misâfirlerim hakkında rezîl etmeyin! İçinizden aklı başında bir adam yok mu?'...
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla gör
evlen
dir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yûsuf ona: «Beni Mısır hazineleri üzerine gör
evlen
dir; çünkü ben hem çok iyi bir koruyucuyum, hem de (yerli yerince harcamasını) iyi bilenim» dedi....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yusuf, krala «Beni ülkenin hazinelerini yönetmekle gör
evlen
dir. Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
(Yusuf:) "Beni ülkenin hazineleri üzerinde gör
evlen
dir(in)" dedi, "güvenilir, bilgili bir gözcü, bir koruyucu olacağımdan emin olabilirsin(iz)"....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yusuf: "Beni ülkenin hazine işlerinden sorumlu bakan olarak gör
evlen
dir, dedi. Çünkü ben malları iyi korur, işletme ve yönetimi iyi bilirim." dedi....
Yusif Suresi, 109. Ayet:
Senden önce özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
diğimiz peygamberler de, kesinlikle yerleşik toplum hayatı yaşayan insanlar arasından, kendilerine vahiy verdiğimiz liyâkatli ve güvenilir erkeklerdi. Kâfirler, yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler, incelesinler, ibret alsınlar. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkara...
Rəd Suresi, 2. Ayet:
(İsmi) Allâh (olan), "HÛ"dur ki semâları (algılanan madde ötesi boyutları - bilinç {yedi nefs} mertebelerini) gördüğünüz bir şeye dayanaksız yükseltti (Farklı algılama sistemlerine dayalı farklı boyutlar meydana getirerek oluşturdu)! Sonra Arş üzerine istiva etti (Esmâ'sının özelliklerini Fiiller âleminde hükümran kıldı)! Güneş'i, Ay'ı hükmünün açığa çıkması için işl
evlen
dirmiştir; her biri belli bir ömre sahip olarak işlevine devam eder. . . Hükmü doğrultusunda (her şeyi) oluşturur - yönlendiri...
Rəd Suresi, 11. Ayet:
O insanın önünde ve ardında devamlı sûretle nöbetleşerek gör
evlen
dirilen melekler vardır. Bunlar, Allah’ın emrinden ötürü, onu koruyup kollarlar. Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe, hiç şüphe yok ki, Allah da o toplumda olan hali değiştirmez. Allah bir toplum için de kötülük irade buyurdu mu, onu geri çevirecek kuvvet yoktur. Artık Allah’ın dışında onları himaye edecek kimse olamaz....
Rəd Suresi, 30. Ayet:
Daha önceki gör
evlen
dirmelerimiz gibi, biz seni, kendilerinden önce, nice milletlerin yaşadığı, yok olup gittiği bir bölgede, bir millet içinde, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasul olarak gör
evlen
dirdik. Onlar, sınırsız rahmeti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, lütfuna, hayırlara mazhar eden, Rahman olan Allah’ı inkâr ederlerken, sana vahyettiğimizi onlara tane tane okuyasın istedik. 'O benim Rabbimdir, ondan başka ilâh yoktur. O’na dayanıp güvendim, işlerimi O’na ha...
Rəd Suresi, 38. Ayet:
Andolsun, senden önce de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasuller gör
evlen
dirip gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamberin maddî bir mûcize getirmesi mümkün değildir. Her olayın gerçekleşme zamanının kaydı, her sonuçlanacak işin, her ömrün yazılı bir vâdesi vardır....
İbrahim Suresi, 4. Ayet:
Biz, gör
evlen
dirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından, Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Azîz'dir, Hakîm'dir O!...
İbrahim Suresi, 5. Ayet:
Andolsun ki, Mûsâ’yı, âyetlerimizle mûcizelerimizle Rasûl olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirdik. 'Kavmini inkâr ve cehalet karanlıklarından iman ve ilim aydınlığına, nura çıkar. Onlara, Allah’ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket günlerini, Allah’ın hesaba çekeceği ve cezalandıracağı günleri tebliğ ile hatırlat. Bunda, çok sabrederek, mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar, Allah’ın birliğini ve sınırsız kudretini gösteren delill...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve kimliklerini yalnızca Allah’ın bildiği onlardan sonraki kavimlerin cezalandırılma haberleri sana gelmedi mi? Rasulleri, deliller ve mucizelerle hak dine davet için geldi de, onlar kendilerine uzatılan rahmet ve lütuf ellerini lafa boğarak geri çevirdiler: 'Biz, sizin özgürce tebliğ ile gör
evlen
dirildiğiniz dini kabul etmiyoruz. Bizi davet ettiğiniz şeye karşı sû-i zannımızın beslediği şüpheler içindeyiz.' dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için gör
evlen
dirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu...
Hicr Suresi, 22. Ayet:
Biz rüzgarları tozlaşma yapması için aşılayıcı ve bulutları yoğunlaştırıcı olarak gör
evlen
dirdik. Gökten su indirerek depoladık. Bu su ile sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Siz, yeterli suyu depolayamıyorsunuz....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
Lût: “İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla
evlen
ebilirsiniz)” dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
Lût,
evlen
ecekseniz işte kızlarım, onları alın dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
(Lût:) İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla
evlen
in), dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
Lût: 'Ümmetim içinde evliliğe hazır dolu genç kızlarım var. Aklınızdakini yapacaksanız eğer, onlarla
evlen
in.' dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
O da, «işte kızlarım, eğer yapmak (
evlen
mek) istiyorsanız, (onları size nikâhlıyabilirim)» dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
(Lût:) İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla
evlen
in), dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
Lût şöyle dedi: «İşte kızlarım! Düşündüğünüzü yapacaksanız (onlarla
evlen
in)....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
(Lût onlara) dedi ki: 'Eğer (dediğinizi) yapacak kimseler iseniz, işte bunlar(kavmimin kadınları ki, benim de) kızlarım (sayılırlar, onlarla
evlen
in)!'...
Hicr Suresi, 71. Ayet:
-Eğer
evlen
ecekseniz işte kızlarım! dedi....
Hicr Suresi, 71. Ayet:
Lût: "Eğer
evlen
mek isterseniz, işte kızlarım, onlarla
evlen
ebilirsiniz" dedi....
Hicr Suresi, 80. Ayet:
Andolsun Hıcr halkı da özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen Sâlih’i yalanlayarak bütün peygamberleri inkâr etmişti....
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
Andolsun ki biz: 'Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslüman olarak Allah’a teslim olun, saygıyla O’na kulluk ve ibadet edin, O’nun şeriatına bağlanın, O’na boyun eğin. Putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerden, idarelerden, şeytanî güçlerden, tağuttansakınıp uzak durun.' diye emirleri tebliğ etmeleri için her millet içinde özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir Rasul gör
evlen
dirdik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola sevketme lütfunda bulundu. Onlardan bir kısmı da hür iradeye, özgü...
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
Andolsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul gör
evlen
dirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün....
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
Andolsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul gör
evlen
dirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün....
Nəhl Suresi, 43. Ayet:
Senden önce de, kesinlikle kendilerine vahiy gönderdiğimiz, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, liyâkatli, güvenilir erkekleri peygamber olarak gör
evlen
dirdik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere, kutsal kitapları bilenlere sorun....
Nəhl Suresi, 83. Ayet:
Onlar Allah’ın nimetini, Muhammed’in peygamber olarak gör
evlen
dirileceğini itiraf ederler, bilirler. Sonra da onu ısrarla inkâr ederler. Onların çoğu kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirdir, nankördür....
Nəhl Suresi, 84. Ayet:
Her milletten kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan şâhitler gör
evlen
direceğimiz gün, artık, ne kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfir olanların özür dilemelerine izin verilir, ne de, onların hoşnut etmeleri, özür dilemeleri istenir....
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
O gün, her millet içinde, kendilerinden, kutsal kitabı bilen ve kendilerine tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan şâhitler gör
evlen
direceğiz. Seni de, geçmiş ümmetlere ve bu ümmete, Kur’ân’ı bilen, tebliğ eden önder, doğruları konuşan şâhit olarak getireceğiz. Biz bu kitabı sana, her konuda faydalı olmak üzere, genel kuralları açıklamak için, İslâm’ı yaşayan müslümanlara bir hidayet rehberi, bir rahmet ve müjde olsun diye bölüm bölüm indirdik....
İsra Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz sizi iyi bilir. Sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olursa size merhamet eder. Sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olursa sizi cezalandırır da. Seni, onlar adına Allah’a karşı savunma yapman, Allah adına da onların üzerinde zor kullanman için gör
evlen
dirmedik....
İsra Suresi, 77. Ayet:
Senden önce özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirip gönderdiğimiz Rasullere karşı çıkarak, onları sürgüne gönderenlere uyguladığımız ceza kanunları böyledir. Bizim sünnetimizde, bizim kanunlarımızın uygulanmasında, ne geri çevrilme, ne zaman-mekân sapması yapılarak değiştirilme, ne de hak edenlerinden başkalarına yönlendirilme göremezsin....
Kəhf Suresi, 51. Ayet:
Onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına tanık yapmadım. Saptıranları hiç bir zaman egemenliğimde gör
evlen
dirmem....
Kəhf Suresi, 56. Ayet:
Biz Rasulleri ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın ve sevgimizin müjdeleyicileri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirir, göndeririz. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler ise, hakkı, Kur’ân’ın getirdiklerini bâtılla ortadan kaldırmak için bâtıl bir metot kullanarak mücadeleye devam ediyorlar. Onlar...
Məryəm Suresi, 19. Ayet:
(Melek:) 'Ben, sana tertemiz bir erkek çocuğu vermek için gör
evlen
dirilmiş Rabbinin bir elçisiyim,' dedi....
Məryəm Suresi, 20. Ayet:
O: «Benim nasıl bir oğlum olacakmış, dedi, (
evlen
ib de) bana bir beşer dokunmamışdır. Ben bir iffetsiz de değilim.» ...
Məryəm Suresi, 24. Ayet:
İçinden bir ses Meryem’e: 'Sakın bir çocuk doğuracağım diye üzülme, Rabbin rahmindekini en itibarlı bir şahsiyet olarak gör
evlen
direcek, alt tarafından da bir su kanalı, bir çay akıtacak.' diye seslendi....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
Derken bebek: "Ben Allah’ın kuluyum, dedi, O bana kitap verdi, beni peygamber olarak gör
evlen
dirdi. [Hz. İsâ (a. S.)’ın bu sözü İncîl’de de yer alır (KM, Matta, 12,18)]...
Məryəm Suresi, 49. Ayet:
İbrâhim, onlardan ve Allah’ın dışında, kulları durumundaki taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir kenara çekildiğinde, biz ona İshak’ı ve Yâkub’u lütfettik. Her birini peygamber olarak gör
evlen
dirdik....
Taha Suresi, 134. Ayet:
Eğer biz, Kur’ân’ı tebliğ ile Muhammed’i gör
evlen
dirmeden önce onları bir azap ile helâk etmiş olsaydık: 'Yâ Rabbi, bize kitabını özgürce tebliğ ile görevli bir elçi, rasul gönderseydin de, şu zillete ve rezilliğe düşmeden önce âyetlerine, Kur’ân’ına, ilkelerine, emir ve yasaklarına uysaydık' diyeceklerdi....
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
Biz senden önce de, ancak kendilerine vahiy ile irtibat kurduğumuz, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, liyâkatli, güvenilir erkekleri peygamber olarak gör
evlen
dirdik. Bilmiyorsanız bilenlere, kutsal kitapları bilenlere sorun....
Ənbiya Suresi, 25. Ayet:
Senden önce özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirdiğimiz her rasule, kesinlikle: 'Yalnızca ben hak ilâhım. Beni ilâh tanıyın, candan müslüman olarak bana bağlanın, saygıyla bana kulluk ve ibadet edin, yalnızca benim şeriatıma bağlanın, bana bo-yun eğin.' diye vahyetmeye devam ettik, hala da ediyoruz....
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
Biz, peygamber olarak gör
evlen
dirilmeden önce İbrâhim’e, doğruluk olgunluk, akıl yürütme, tahlil kabiliyeti ve ufuk aydınlığı nasip etmiştik. Biz onun olgunluğu ve üstün hasletlere sahip olmayı hak ettiğini biliyorduk....
Ənbiya Suresi, 107. Ayet:
Yâ Muhammed, rahmetimizin ve merhametimizin gereği, biz seni kesinlikle bütün âlemlerin, insanların ve cinlerin, varlıkların tamamının hayrına, haklarının korunması için özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, rahmet peygamberi olarak gör
evlen
dirip gönderdik....
Möminun Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine kavminin ileri gelenlerinden inkâra sapan bir grup dedi ki: «Bu da ancak sizin gibi bir insandır. Size karşı üstünlük sağlamak ister. Allah, (peygamber göndermeyi) dilemiş olsaydı, elbette melekleri (gör
evlen
dirip) gönderirdi. Hem ilk atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik.»...
Möminun Suresi, 32. Ayet:
Onların da aralarında: 'Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin. Sizin Allah’tan başka tanrınız yoktur. Hâlâ günahlardan arınıp, azaptan korunmayacak, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışmayacak, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmayacak, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmayacak mısınız?' diyen, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, içlerinden Rasuller gör...
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah’a ortak koşan bir kadınla
evlen
ir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah’a ortak koşan bir erkek
evlen
ir. Bu, mü’minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile
evlen
mez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek
evlen
ir. Bu, müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden bir erkek, ancak zina eden bir kadın veya ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik bir kadınla
evlen
ebilir. Zina eden bir kadınla da, ancak zina eden bir erkek veya ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik bir erkek
evlen
ebilir: Böyle bir evlilik mü’minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden bir erkek, ancak zina eden bir kadınla, veya bir müşrike ile
evlen
mek ister. Zina eden bir kadını da, ancak zina eden bir erkek veya müşrik bir kimse nikâh etmek ister. Müminlere böyle bir
evlen
me haram kılınmıştır. (Müfessirler bu âyet-i kerimenin manasında ihtilâf etmişlerdir. Bir kısmına göre, bazı ashab hakkında nazil olmuş olmakla mana hasdır, bir kısmına göre mana umumidir ve diğer bir kısım müfessirlere göre de, bu âyet-i kerime “Dulları nikâhlayın” ayet-i kerimesiyle mensuhtur....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, ancak zina eden veya putperest bir kadinla
evlen
ebilir. Zina eden kadinla da, ancak zina eden veya putperest olan bir erkek
evlen
ebilir. Bu, muminlere yasak edilmistir....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, ancak zina eden bir kadınla veya Allah'a ortak koşan bir kadınla
evlen
ebilir. Zina eden kadın da, ancak zina eden bir erkekle veya Allah'a ortak koşan bir erkekle
evlen
ebilir. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, ancak zina eden veya putperest bir kadınla
evlen
ebilir. Zina eden kadınla da, ancak zina eden veya putperest olan bir erkek
evlen
ebilir. Bu, müminlere yasak edilmiştir....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile
evlen
mez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek
evlen
ir. Bu, müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden bir erkek, eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir kadınla
evlen
ir; zina eden bir kadın da eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir erkekle
evlen
ir. Bu, inananlar için yasaktır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina etmiş erkek, ancak zina etmiş olan veya Allah'a ortak koşan bir kadınla; zina etmiş kadın ise, zina etmiş olan veya Allah'a ortak koşan bir erkekle
evlen
ebilir. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile
evlen
emez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek
evlen
ebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, ancak zina eden ya da Allah'a ortak koşan bir kadınla
evlen
ebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden ya da Allah'a ortak koşan bir erkek
evlen
ebilir. Bu tür evlilikler mü'minlere yasaklanmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek; zina eden veya müşrik olan kadından başkasını nikahlamaz. Zina eden kadını da zina eden veya müşrik olan bir erkekden başkası nikahlamaz. Bu (suretle
evlen
mek) mü'minler üzerine haraam kılınmışdır. ...
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zinâ eden erkek, zinâ eden bir kadından veya müşrik olan bir kadından başkasıyla
evlen
emez. Zinâ eden bir kadına gelince, zinâ eden bir erkekten veya müşrik olan bir erkekten başkası onunla
evlen
emez. Bu, mü’minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, zina eden kadından veya müşrikeden başkasıyla
evlen
mez. Zina eden kadın da zina eden erkekten veya müşrikten başkasıyla izdivaçta bulunmaz. Ve bu (
evlen
me) mü'minlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile
evlen
emez. Zina eden kadın da zina eden veya müşrik olan erkekten başkası ile
evlen
emez. Bu, müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zinakâr adam ancak zinakâr veya müşrik kadınla
evlen
ebilir. Zinakâr bir kadın da ancak zinakâr ve müşrik bir erkekle
evlen
ebilir. Bu müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zinakâr, ancak bir fâhişe veya putperest bir kadınla
evlen
mek ister. Fâhişeyi de ancak bir zinakâr veya putperest nikâhlamak ister. Böyle bir evlilik müminlere haram kılınmıştır....
Nur Suresi, 3. Ayet:
Zinâ eden erkek, zinâ eden veya ortak koşan kadından başkasıyla
evlen
mez; zinâ eden kadın da zinâ eden veya ortak koşan erkekten başkasıyla
evlen
mez. Böyleleriyle
evlen
mek mü'minlere harâm kılınmıştır....
Nur Suresi, 32. Ayet:
1.
ve enkihû
: ve nikâhlayın,
evlen
dirin
2.
el eyâmâ
: eşi (karısı) olmayan erkekler,
3.
min-kum
: sizden
4.
ve es sâlihîne
...
Nur Suresi, 32. Ayet:
Ve sizden eşi olmayan erkekleri ve kölelerinizden salih olanları ve eşi olmayan kadınlarınızı nikâhlayınız (
evlen
diriniz). Eğer onlar fakir iseler Allah onları fazlından gani (zengin) kılar. Ve Allah, Vâsi'dir (ihsanı, ni'meti çok olandır), Alîm'dir (en iyi bilendir)....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları
evlen
dirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Sizden bekâr olanları ve kölelerinizden, câriyelerinizden temiz olanları nikâhlayıp
evlen
dirin; yoksulsalar Allah, lûtfuyla zengin eder onları ve Allah'ın lütfu boldur ve o, her şeyi bilir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları
evlen
dirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekârları, dulları, kölelerinizden ve câriyelerinizden dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi müslüman, sâlih kimseleri
evlen
dirin, evliliklerini tescil ve ilan edin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah lütfuyla onları zengin eder. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları
evlen
dirin. Eğer fakir iseler Allah onları lütfuyla zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları
evlen
dirin. Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bir de içinizden bekârları ve kölelerinizle cariyelerinizden salihleri (
evlen
me durumunda olanları)
evlen
dirin. Eğer fukara iseler, Allah onlara fazlından rızık ihtiyaçlarını giderir. Allah’ın ihsanı geniştir, Alîm’dir= her şeyi hikmeti üzere bilerek verir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Icinizdeki bekarlari, kolelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanlari
evlen
dirin. Eger yoksul iseler, Allah onlari lutfu ile zenginlestirir. Allah lutfu bol olandir, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Sizden evli olmayanları; kölelerinizden ve cariyelerinizden (yuva kurmaya, evlilik hukukuna saygılı olmaya) elverişli bulunanları
evlen
dirin. Fakir iseler Allah onları fazl-u kereminden zengin kılar. Allah'ın vergisi bol ve geniştir; Allah bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları
evlen
dirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları
evlen
dirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bekarlarınızı, erdemli kadın ve erkek hizmetçilerinizi
evlen
diriniz; eğer yoksul iseler, ALLAH onları kendi lütfundan zengin edecektir. ALLAH Cömerttir, Bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bir de sizden olan dulları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salihleri
evlen
dirin, eğer fukara iseler Allah, onlara fazlından gına verir, Allah, vasi'dir, alîmdir...
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bir de sizden olan dulları ve kölelerinizden, cariyelerinizden doğru gidenleri
evlen
dirin. Eğer yoksul iseler, Allah onlara fazlından zenginlik verir. Allah, nimeti bol olan, herşeyi bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları
evlen
dirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Aranızdaki bekârlar ile iyi davranışlı köle ve cariyelerinizi
evlen
diriniz. Eğer bunlar fakir iseler, Allah'ın lütfu ile zenginleşirler. Allah'ın nimeti boldur ve O herşeyi bilir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizde evli olmayanları (eyama), kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları ile
evlen
dirin. Eğer fakir iseler, Tanrı kendi fazlından onları zengin eder. Tanrı geniş (nimet sahibi)dir, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekârları ve kölelerinizden, cariyelerinizden saalih (mü'min) olanları
evlen
dirin. Eğer fakîr iseler Allah onları (
evlen
meleri sayesinde) fazl (-u kerem) iyle zengin yapar. Allah (ın lütfü) boldur, (O, her şey'i) hakkıyle bilendir. ...
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekâr olanları, kölelerinizden ve câriyelerinizden iyileri (nikâha müsâid olanları)
evlen
dirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfundan onları zenginleştirir. Çünki Allah,Vâsi' (rahmeti geniş olan)dır, Alîm (herşeyi bilen)dir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekarları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salih olanları
evlen
dirin. Şayet yoksul iseler; Allah onları lutfuyla zenginleştirir. Ve Allah; Vasi'dir, Alim'dir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Ve içinizden bekar olanları ve kadın ya da erkek kölelerinizden (
evlen
mesi) uygun olacak olanları
evlen
dirin. (
Evlen
meye niyeti olanlar) yoksul iseler, (bu sizi kaygılandırmasın,) Allah onları lütfuyla destekleyecektir. Çünkü, Allah her şeyin aslını eksiksiz bilmekte (ve bu itibarla herkesi bağış ve kayrasıyla) kuşatmaktadır....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Ve sizden olan bekarları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salâh-ı hali olanları
evlen
diriniz. Eğer yoksul oldular ise Allah onları fazlından zengin kılar ve Allah vâsidir, alîmdir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Aranızdaki bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden sâlih olanları
evlen
dirin. Eğer fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, her şeyi bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekârları, köle ve cariyelerinizden iyi olanları
evlen
dirin. Eğer fakir iseler, Allah, onları lütfu ile zenginleştirir. Allah, kuşatıcıdır, alimdir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden
evlen
meye müsait olanları
evlen
dirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderir. Çünkü Allah’ın lütfu geniştir. Her şeyi hakkıyla bilir (ihtiyaçları ve lütfa lâyık olanları da bilir)....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden iyileri
evlen
dirin. Eğer yoksul iseler, Allâh, lutfiyle onları zengin eder. Allâh(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları
evlen
dirin. Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bekâr olanlarınız ile köle ve cariyelerinizden
evlen
ebilecek durumda olanları
evlen
dirin. Onlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Çünkü Allah'ın lütuf ve ihsanı pek geniştir; O herşeyi hakkıyla bilir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekârları/dulları, bir de erkek hizmetçilerinizden ve halayıklarınızdan durumu uygun olanları
evlen
dirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfundan zenginleştirir. Allah Vâsi'dir, Alîm'dir....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
meye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Sahip olduğunuz kölelerden “mükâtebe” yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın. Allah’ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, ...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
meye güçleri yetmeyenler de Allah, onları lûtfuyla zengin edinceye dek ırzlarını korusunlar. Köle ve câriyelerinizden, bir müddet içinde birden veya taksitle bir mal veya para karşılığı azât olmak isteyenlerin dileklerini de, bunda bir hayır olduğunu bilirseniz kabûl edin ve onlara, Allah'ın size verdiği maldan verin. Câriyelerinizi, onlar da namuslu yaşamayı istedikleri halde, geçici dünyâ malı için kötülük yapmaya mecbûr etmeyin. Zorla kötülüğe sevkedildikten sonra da şüphe yok ki Allah, ...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkânını bulamayanlar ise; Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve câriyelerden) mükâtebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır (kabiliyet ve güvenilirlik) görüyorsanız, hemen mükâtebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırs...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfuyla kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz, kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz olan köleler ve câriyelerden yazılı sözleşme yapmak, bir bedel karşılığında hürriyetlerine kavuşma sözleşmesi akdetmek isteyenlerle, hürriyete kavuşmalarında kendileri için bir hayır görüyorsanız eğer, onlarla hemen yazılı sözleşme yapın. Allah’ın size vermiş olduğu parad...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
miye imkân bulamıyanlar, Allah fazlından onların ihtiyacını giderinceye kadar, iffetli kalmaya (zinadan sakınmaya) çalışsınlar. Kölelerinizden mükâtebe (para kazanıb efendisine vermek suretiyle azad olmak) istiyenleri de, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen kitabete (sözleşmeye) bağlayın ve onlara Allah’ın size verdiği malından verin (size olan borçlarından düşürün). Dünya hayatının geçici menfaatını kazanacaksınız diye, cariyelerinizi fuhşa zorlamayın, hele iffetli olmak isterl...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
emeyenler, Allah kendilerini lutfu ile zenginlestirene kadar iffetli davransinlar. Kolelerinizden hur olmak icin bedel vermek isteyenlerin, onlarda bir iyilik gorurseniz, bedel vermelerini kabul edin. Onlara Allah'in size verdigi maldan verin. Dunya hayatinin gecici menfaatini elde etmek icin, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhsa zorlamayin. Kim onlari buna zorlarsa bilsin ki Allah hic suphesiz onu degil zorlanan kadinlari bagislar ve merhamet eder....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
emiyenler (malî imkânı buna elvermiyenler) Allah kendilerini fazl-u kereminden zengin kılıncaya kadar iffetli kalmaya çalışsınlar. Sahip olduğunuz köle ve cariyelerinizden belli bir para ödemek suretiyle azâd edilmesi hakkında yazılı bir anlaşma yapmak isteyenlerle —onlarda iyi bir durum biliyorsanız— yazılı anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için cariyelerinizi —iffetli kalmayı arzu edip duruyorlarsa— fuhşa sakın zorlamayı...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
emeyenler, Allah kendilerini lütfü ile zenginleştirene kadar iffetli davransınlar. Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin, onlarda bir iyilik görürseniz, bedel vermelerini kabul edin. Onlara Allah'ın size verdiği maldan verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilsin ki Allah hiç şüphesiz onu değil zorlanan kadınları bağışlar ve merhamet eder....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkânını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve câriyelerden) mükâtebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır (kabiliyet ve güvenilirlik) görüyorsanız, hemen mükâtebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırs...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkanına sahip olmayanlar da, ALLAH kendilerini lütfuyla zenginleştirene kadar iffetli davransınlar.
Evlen
me yoluyla özgürlük belgesi almak isteyen esirleri -niyetleri dürüstse- özgürlüklerine kavuşturun. Ve ALLAH'ın size verdiği parasından onlara veriniz. İffetli olmak isteyen kızlarınızı, bu dünyanın geçici menfaatini arzulayarak fuhuşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa, o zaman ALLAH onların zorlandığını hesaba katar; O Bağışlayandır, Rahimdir....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkanı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar, sahibi bulunduğunuz köle ve cariyelerden, kendi bedellerini ödeyip azad edilmek için anlaşma yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen yazılı anlaşma yapın ve Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici varlığını kazanacaksınız diye, sakın namuslu kalmayı dileyen cariyelerinizi fuhuşa zorlamayın. Her kim de onları fuhuşa zorlarsa, şüphesi...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor a...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkanı bulamayanlar, Allah'ın lütfu ile kendilerini zenginleştirene kadar namuslu kalmaya özen göstersinler, zinadan kaçınsınlar. Ödeyecekleri belirli bir bedel karşılığında özgürlüklerine kavuşmak üzere sizinle sözleşme yapmak isteyen elinizin altındaki köleler ile, kendilerinde iyi insan olma belirtileri gördüğünüz taktirde sözleşme yapınız. Allah'ın size bağışladığı servetinizden onlara yardım ediniz. Namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi dünyalık çıkarlarınız uğruna fuhuşa zorlamayın...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Nikâha (
evlen
miye çâre) bulamayanlar Allah kendilerini fazl (-u kerem) inden zengin kılıncaya kadar, (zinâya karşı) iffetlerini korusun. Ellerinizin mâlik olduğu (köle ve cariyelerden) mükâtebe isteyenleri, eğer onlarda bir hayır biliyorsanız, kitabete kesin, onlara Allahın size verdiği maldan verin. Dünyâ hayâtının, geçici metâını kazanacaksınız diye cariyelerinizi, eğer kendileri de iffetli olmak isterlerse, siz fuhşa mecbur etmeyin. Kim onları (buna) mecbur ederse şüphesiz ki Allah onlara (o ...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me(ye imkân) bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusun(lar)!Sâhib olduğunuz kölelerinizden (ve câriyelerinizden) mükâtebe (hür kalmak için yazılı sözleşme) yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır bilmiş iseniz onlarla artık mükâtebe yapın! Allah’ın size verdiği maldan, (siz de) onlara verin!Dünya hayâtının geçici menfaatini elde etmek için, iffetli kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın! Kim onları (fuhşa) zorlarsa, artık şübhesi...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
emeyenler de; kendilerini Allah, lutfuyla zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin bedel vermelerini kabul edin. Şayet onlarda bir hayır görüyorsanız Ve Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatını elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa şüphesiz ki Allah, onların zorlamalarından sonra da Gafur'dur, Rahim'dir....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
meye imkan bulamayanlar, Allah kendilerine lütfuyla bu imkanı verinceye kadar iffetli davransınlar. Yasal olarak sahip bulunduğunuz kimselerden azatlık sözleşmesi yapmak isteyen olursa, kendilerinde iyi niyet görüyorsanız bu sözleşmeyi onlar için yazın; ve Allah'ın size bahşettiği kendi zenginliğinden onlara (paylarını) verin. Ve eğer
evlen
erek iffetlerini korumak istiyorlarsa, sakın, dünya hayatının geçici hazları peşine düşerek, (hürriyeti sizin elinizde bulunan) cariyelerinizi fuhşa zorl...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
meğe (çare) bulamayanlara Allah kendilerini fazlından zengin kılıncaya değin iffetlerini korusunlar ve ellerinizin malik olduğu kimselerden kitabete rabtedilmelerini isteyenler olunca da eğer onlarda bir hayır bilmiş iseniz onları kitabete kaydediverin ve Allah'ın size verdiği mallardan onlara veriniz. Ve genç cariyelerinizi iffetlerini muhafaza etmek isterlerse dünya hayatının fâni metâını dileyerek fuhuşa sevketmeyiniz. Ve her kim onları icbar ederse şüphe yok ki, Allah onların icbar edil...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
emeyenler de, Allah lütfu ile kendilerini zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köle ve câriyelerden) hür olmak için mükâtebe yapmak (bedel vermek) isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görüyorsanız, mükâtebe yapın. (Bedel vermelerini kabul edin). Onlara Allah'ın size verdiği maldan verin. Eğer câriyeleriniz namuslu kalmak istiyorlarsa, dünyâ hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa bilinmelidir k...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkanı bulunmayanlar, Allah’ın lütfundan kendilerini zenginleştirinceye kadar namuslarını korusunlar. Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin, eğer onlarda bir hayır görüyorsanız, bedel vermelerini kabul edin. Allah’ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak istemelerine rağmen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa, şüphesiz Allah, onların zorlanmalarından sonra da bağışlayıcı ve merhametlidir....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar! Eliniz altındaki köle ve cariyelerinizden mükâtebe yapmak isteyenler olursa ve siz de onlarda liyakat görürseniz mükâtebe yapınız! Allah’ın size ihsan ettiği maldan siz de onlara veriniz. (Mecburî hizmet bedellerini ödemelerine yardım ediniz). Dünya hayatının geçici metâını elde etmek için, sakın cariyelerinizi -hele iffetli olmak isterlerse- fuhşa zorlamayın! Her kim onları fuhş...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
me (imkânı) bulamayanlar, Allâh kendilerini lutfundan zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunan (köle ve câriye)lerden, mükâtebe (akdi) yapmak isteyenlerle -eğer kendilerinde hayır görürseniz- mükâtebe yapın ve Allâh'ın size verdiği malından onlara da verin. Dünyâ hayâtının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz Allâh (fuhşa) zorlanmalarından sonra (o kadınlara karşı) ba...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlen
meye imkân bulamayanlar da, Allah kendilerini lütfuyla zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Elinizin altındaki köle ve cariyelerden, özgürlüklerini satın almak için sizinle anlaşma yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir iyilik görürseniz, anlaşma yapın. Ayrıca, Allah'ın size verdiği malından onlara da verin. Cariyelerinizi, hele iffetli kalmak istiyorlarsa, dünya hayatının gelip geçici menfaatine göz dikerek fuhşa zorlamayın. Kim onları fuhşa zorlarsa günahı kendisinedir; ...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allâh, semâların ve arzın nurudur (NUR, ilimdir - candır - datadır; semâlar ve arzın hakikati ilimden {DATA} ibarettir)! O'nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: İçinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir. . . O lamba da bir sırça (şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işl
evlen
miş Esmâ bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekân ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insanî hakikatin), yani zeytinden (TE...
Nur Suresi, 60. Ayet:
Ve kadınlardan nikâh (
evlen
me) ümidi olmayan yaşlı kadınların, ziynetlerini açmaksızın dış giysilerini çıkarmalarında, bundan sonra onlara vebal (günah) yoktur. Ve iffetli olmayı istemeleri onlar için daha hayırlıdır. Ve Allah, Sem'î'dir (en iyi işitendir), Alîm'dir (en iyi bilendir)....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Artık
evlen
me ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama yine sakınmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
mekten ümidi kesmiş, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, cazibe ve güzelliklerini gösterme niyeti taşımaksızın bazı elbiselerini, dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me arzusu olmayan, (hayızdan kesilmiş) oturan kadınların süslerini açığa vurmaksızın dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ancak iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah duyandır, bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me umidi kalmayan, ihtiyarlayip oturmus kadinlara, suslerini aciga vurmamak sartiyle, dis esvaplarini cikarmaktan oturu sorumluluk yoktur; ama sakinmalari kendileri icin daha iyi olur. Allah isitir ve bilir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmamış (ay hali ve lohusalıktan kesilip) oturan kadınların, süs yerlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Bununla beraber iffetli davranmaları, kendileri için hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmayan, ihtiyarlayıp oturmuş kadınlara, süslerini açığa vurmamak şartiyle, dış esvaplarını çıkarmaktan ötürü sorumluluk yoktur; ama sakınmaları kendileri için daha iyi olur. Allah işitir ve bilir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me beklentisi olmayan yaşlı kadınların, alımlı yerlerini açıp saçmamak koşuluyla dış elbiselerini bırakmalarında bir sakınca yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha iyidir. ALLAH İşitendir, Bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi olmayan, doğurganlık çağını geride bırakmış yaşlı kadınların, süslerini göstererek erkeklerin ilgisini çekme amacı taşımamak şartı ile ev dışında giyilecek elbiselerini giymemelerinin sakıncası yoktur. Fakat kapalı giyim konusunda titiz davranmaları kendileri için daha iyidir. Allah her sözü işitir ve her şeyi bilir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Artık
evlen
meyi ümîd etmeyen (âcizlikten dolayı) oturmuş (kalmış, yaşlı)kadınların, ziynetlerini gösteren kimseler olmamak şartıyla, dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Fakat (daha da) iffetli davranmak istemeleri kendileri için daha hayırlıdır. Çünki Allah, Semî' (her konuştuğunuzu işiten)dir, Alîm (kalblerinizde olanı hakkıyla bilen)dir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmayan yaşlanıp oturmuş kadınlara, zinetlerini açığa vurmamak şartıyla dış elbiselerini çıkarmaktan dolayı bir vebal yoktur. Ama iffetli davranmaları onlar için daha hayırlıdır. Ve Allah; Semi'dir, Alim'dir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me arzuları kalmayan oturmuş kadınların ise bir ziynet ile açılıvermemeleri halinde üst örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Mamafih iffete ziyâdesiyle riayet etmeleri, kendileri için daha hayırlıdır ve Allah bihakkın işiticidir, hakkıyla bilicidir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmayan yaşlı kadınların, zinetlerini açığa vurmamak şartıyla dış örtülerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmamış yaşlı kadınların, süslerini açığa vurmaksızın dış elbiselerini çıkarmalarında bir günah yoktur. Örtünmeleri kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me arzu ve ümidi kalmamış olan ihtiyar kadınların, zinet yerlerini teşhir etmeksizin, dış giysilerini çıkarmaları, günah değildir. Bununla beraber sakınmaları, kendileri yönünden daha iyidir. Allah her şeyi işitir, gizli âşikâr her şeyi bilir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me arzusu kalmamış, oturan (ihtiyar) kadınların, kasden süs göstermeğe çalışmadan, dış örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günâh yoktur. Ama sakınmaları, kendileri için daha hayırlıdır. Allâh işitendir, bilendir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlen
me ümidi kalmamış yaşlı kadınların, ziynetlerini göstermemek şartıyla, dış elbiselerini çıkarmalarında bir günah yoktur-gerçi bundan kaçınmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah ise herşeyi işitir, herşeyi bilir....
Furqan Suresi, 20. Ayet:
Rasulüm, senden önce özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, gör
evlen
dirip gönderdiğimiz bütün peygamberler de, hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. Ey insanlar, sizin bir kısmınızın imanda sebat derecesini tesbit için, diğer bir kısmınıza, zengini fakire, sıhhatliyi hastaya, itibarlıyı itibarsıza ağır bir imtihan konusu haline getirdik. Bakalım, sabredip mücadeleye devam edebilecek misiniz? Rabbin her şeyi hakkıyla bilmekte, görmektedir; doğru yolu göstermektedir....
Furqan Suresi, 41. Ayet:
Seni gördükleri zaman: 'Bu mu, Allah’ın özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, Rasul olarak gör
evlen
dirdiği!' diyerek hep seni alay konusu yapıyorlar....
Furqan Suresi, 51. Ayet:
Şâyet sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı her ülkede-her beldede sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir uyarıcı, bir peygamber gör
evlen
dirirdik....
Furqan Suresi, 56. Ayet:
Biz seni ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici; sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirip gönderdik....
Şüəra Suresi, 21. Ayet:
'Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Rabbim bana hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat bahşetti. Beni özgürce sorumluluklarımı yerine getirmek üzere peygamberlikle gör
evlen
dirilenler arasına dahil etti.'...
Şüəra Suresi, 21. Ayet:
'Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Rabbim bana bilgelik verip beni elçilikle gör
evlen
dirdi.'...
Şüəra Suresi, 21. Ayet:
Sizden koktuğum için de kaçtım. Sonra Rabbim bana gerçeği kavrama yetisi verdi ve beni bir elçi olarak gör
evlen
dirdi....
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nûh’un kavmi de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen Nûh’u yalanlayarak bütün peygamberleri inkâr ettiler....
Şüəra Suresi, 123. Ayet:
Âd kavmi de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen Hûd’u yalanlayarak bütün peygamberleri inkâr etti....
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Lût kavmi de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen Lût’u yalanlayarak bütün peygamberleri inkâr etti....
Nəml Suresi, 10. Ayet:
'Asânı elinden yere at!' denildi. Mûsâ asâyı yere atıp, onun yılan gibi kıvrıldığını görünce, döndü, arkasına bakmadan kaçtı. 'Ey Mûsâ, korkma, ben varım. Özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen peygamberler benim huzurumda korkmazlar.' buyuruldu....
Qəsəs Suresi, 7. Ayet:
Biz Mûsâ’nın annesine: 'Onu emzir. Kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında, onu ırmağa, Nil’e bırak. Korkma, hüzünlenme. Biz onu tekrar sana vereceğiz. Onu özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlerden biri olarak gör
evlen
direceğiz.' diye ilham ettik....
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
(Bir süre sonra, kızların babası, Musa'ya:) "Bak," dedi, "seni, sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık bu iki kızımdan biriyle
evlen
dirmek istiyorum; bu süreyi on (yıl)a tamamlarsan artık bu senin bileceğin bir iş; sana fazladan yük yüklemek istemem; (tersine), eğer Allah dilerse, beni hep dürüst davranan biri olarak bulacaksın."...
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Babaları ona: "Kızlarımdan birini seninle
evlen
dirmek istiyorum. Buna karşılık sen de sekiz yıl yanımda çalışırsın; şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin ikramın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşaallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin."...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Mûsa, (on senelik hizmet) müddetini bitirince ve (
evlen
miş olduğu) ailesiyle (Mısır tarafına) yola çıkınca Tûr tarafından bir ateş gördü. Ailesine dedi ki, siz durun. Ben bir ateş gördüm; umarım ki, oradan (şaşırdığımız yolu gösterecek) size bir haber getiririm, yahud o ateşten bir parça (kor); belki ateş yakar ısınırsınız....
Qəsəs Suresi, 34. Ayet:
'Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da, yanımda beni tasdik eden bir yardımcı olarak, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlikle gör
evlen
dir. Ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.' dedi....
Qəsəs Suresi, 34. Ayet:
"Kardeşim Harun’un ifadesi benimkinden daha düzgündür, onu da benimle beraber yardımcı olarak gör
evlen
dir ki beni tasdik etsin. Doğrusu beni yalancı saymalarından endişe ediyorum."...
Qəsəs Suresi, 59. Ayet:
Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir Rasulü, memleketin merkezî bir şehrinde özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirmedikçe, o memleketleri helâk edecek değildir. Zaten biz, ancak idarecileri baskı, zulüm ve işkence yapan, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen memleketleri helâk ettik....
Qəsəs Suresi, 65. Ayet:
Kıyamet günü, Allah’ın onlara sesleneceği gündür: 'Özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gör
evlen
dirilen peygamberlerin davetlerine nasıl icabet ettiniz' diyecektir....
Qəsəs Suresi, 86. Ayet:
Sen peygamberlikle gör
evlen
dirilmeden önce, Kur’ân’ın sana vahyolunacağını ummuyordun. Bu, kesinlikle Rabbinden bir rahmet olarak gelmiştir. O halde sakın kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere arka çıkma....
Ənkəbut Suresi, 61. Ayet:
Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâları ve arzı kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim işl
evlen
dirdi?" diye sorsan, elbette: "Allâh" diyecekler. . . Nasıl (bu gerçeği göz ardı edip şirke) dönüyorlar peki?...
Loğman Suresi, 29. Ayet:
Görmedin mi ki Allâh, geceyi gündüze dönüştürüyor, gündüzü de geceye dönüştürüyor! Güneş'i ve Ay'ı işl
evlen
dirmiştir! Her biri belli bir ömre kadar işlevine devam eder. . . Allâh yaptıklarınızdan (yaratanı olarak) Habiyr'dir....
Səcdə Suresi, 4. Ayet:
Allâh, O ki, semâlar (gökler veya nefs mertebeleri olan bilinç düzeyleri) ve arzı (yeryüzü veya beden - beyin) ve ikisi arasında olanları altı aşamada - süreçte (insan itibarıyla 6 aşama: 1. sperm/yumurta, 2. döllenme (zigot), 3. geometrik hücre çoğalması, 4. hücre farklılaşması, 5. organların oluşması, 6. farklılaşan organların işl
evlen
mesi - şuur ve duyuların oluşması. A. H. ) yarattı, sonra Arş'a istiva etti (Esmâ özellikleriyle fiiller âleminde tedbirata başladı). . . Sizin O'ndan başka ne b...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: “Sizin için gör
evlen
dirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: Size vekil kılınan (bu konuda gör
evlen
dirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz....
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: "Sizde (yapınızda mevcut) vekîl kılınmış (işl
evlen
dirilmiş) Melek'ül Mevt (ölüm kuvvesi - biyolojik bedensiz olarak ruh bedenle yaşama çekiş kuvvesi) sizi vefat ettirir (bedeninizden ayırır)! Sonra Rabbinize rücu ettirilirsiniz (Hakikatinizin ne olduğu fark edersiniz). "...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
'Sizinle ilgili gör
evlen
dirilen ölüm meleği ruhunuzu alarak ölümlerinizi gerçekleştirecek. Sonra Rabbinizin huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' de....
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: 'Sizin için gör
evlen
dirilmiş olan ölüm meleği canınızı alır sonra Rabbinize döndürülürsünüz.'...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: Size vekil kılınan (bu konuda gör
evlen
dirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz....
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki, 'Üzerinize gör
evlen
dirilen ölüm meleği canınızı alacak ve sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.'...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: "Sizin için gör
evlen
dirilmiş olan ölüm meleği (bir gün) sizi toplayacak ve sonra (hep birlikte) Rabbinize döndürüleceksiniz"....
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
Sen de ki: "Sizi, canınızı almakla gör
evlen
dirilen ölüm meleği vefat ettirecek, sonra da Rabbinizin huzuruna götürüleceksiniz."...
Səcdə Suresi, 11. Ayet:
De ki: Sizin için gör
evlen
dirilen ölüm meleği sizi öldürür; sonra da Rabbinizin huzuruna çıkarılırsınız....