Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rəbbini inkar edənlərin əməlləri,
fırtınalı
bir gündə küləyin şiddətlə sovurduğu külə bənzəyir. Onlar qazandıqlarından heç bir şey əldə edə bilməzlər. (Haqdan) uzaq zəlalət məhz budur!...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rəbbinə nankorluq edənlərin əməlləri
fırtınalı
bir gündə küləyin sovurduğu kül kimidir. Qazandıqlarından heç nə saxlamırlar. Bu, dərin təhrifdir....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rəbbini inkar edənlərin (dünyadakı yaxşı) əməlləri
fırtınalı
bir gündə küləyin sovurub apardığı gülə bənzəyir. Onlar (dünyada) etdikləri əməllərdən heç bir fayda (savab) əldə edə bilməzlər. Budur (haqq yoldan) azıb uzaqlaşmaq! (Doğru yoldan uzaq düşməyin aqibəti belədir. Bir də haqq yola qayıtmaq çətindir!)...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rabb'lerine nankörlük edenlerin yaptıkları,
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. İşte bu derin bir sapkınlıktır....
Yunus Suresi, 22. Ayet:
Karada ve denizde sizi seyrettiren (gezdiren) O'dur. Hatta siz gemi(ler)de idiniz ve güzel, hoş bir rüzgâr ile onlarla (içindekilerle) (denizde gemiler) seyrediyorlardı (yüzüyorlardı). Ve onunla ferahladılar (sevinçliydiler). Ona
fırtınalı
bir rüzgâr geldi ve onları her taraftan dalgalar sardı. Onlarla ihata edildiklerini (kuşatılıp çevrildiklerini) zannettiler. Dîni, ona mahsus (has) kılarak ihlâsla Allah'a dua ettiler: “Eğer bizi bundan kurtarırsan, biz mutlaka şükredenlerden oluruz.”...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların işleri,
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri
fırtınalı
bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini (hakikatlerindeki Esmâ özelliklerini) küfür (inkâr) edenlerin yaptıklarının misali,
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer. . . Kazandıklarından bir şey elde edemezler. . . İşte bu, (hakikatten) en büyük sapmanın ta kendisidir!...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin durumu, işledikleri amelleri, tıpkı
fırtınalı
bir günde, rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. Yaptıkları iyiliklerin, kazandıkları hayırların karşılığında hiçbir şey elde edemezler. Başına buyruk yaşayarak büsbütün hak yoldan uzaklaşma, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih işte budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkar edenlerin örneği şudur: Onların yaptıkları
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte bu uzak bir sapıklıktır....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları,
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine küfredenlerin (kâfirlerin) hali şudur: Yaptıkları ameller (boşa gitme bakımından)
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu biri küle benzer. Kazandıklarından hiç bir şey ellerine geçmez. İşte bu, hakdan uzak olan asıl sapıklıktır....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkar edenlerin isleri, firtinali bir gunde, ruzgarin siddetle savurdugu kule benzer; yaptiklarindan hicbir sey elde edemezler. Iste bu uzak sapikliktir....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edip küfre sapanların (Allah'ı tanımıyanların) misâli, amelleri
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle esip savurduğu küle benzer. Kazandıklarından bir şey elde edemezler. Bu da (gerçekten) uzak sapıklığın, şaşkınlığın kendisidir....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkar edenlerin işleri,
fırtınalı
bir günde, rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; yaptıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu uzak sapıklıktır....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rab'lerini inkar edenlerin yaptıkları işler,
fırtınalı
bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. İşte gerçek kayıp budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablarına küfredenlerin meseli şudur: amelleri bir küle benzer ki onu
fırtınalı
bir günde rüzgar şiddetli savurmaktadır, kazandıklarından hiç bir şey ellerine geçmez, işte budur asıl o uzak dalâl...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine küfredenlerin misali şöyledir: Amelleri
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer; kazandıklarından hiçbir şey ellerine geçmez! İşte asıl o uzak sapıklık budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rabblerini inkâr edenlerin durumu tıpkı
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İşte asıl uzak sapıklık budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rabblerini inkâr edenlerin iyi davranışları
fırtınalı
bir günde şiddetli rüzgârda savrulan küle benzer, yaptıkları iyi işler karşılığında ellerine hiçbir şey geçmez. İşte koyu sapıklık budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine küfredenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları,
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini küfr-ü inkâr edenlerin misâli şudur: yapdıkları işler
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey'i ellerine geçiremezler. İşte bu, (Hakdan) uzak sapıklığın ta kendisidir. ...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin misâli şöyledir: Onların amelleri,
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeye güçleri yetmez. İşte (haktan) uzak olan dalâlet budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rabblarına küfredenlerin hali;
fırtınalı
bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Yaptıklarından dolayı hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, uzak bir sapıklıktır....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkara şartlanmış olanların yapıp ettikleri,
fırtınalı
bir günde rüzgarın hışımla saçıp savurduğu küle benzemektedir; böyleleri kazandıkları (iyi) şeylerden (de ahirette) hiçbir yarar sağlayamazlar: çünkü (Allah'a karşı sergiledikleri) bu (inkarcı tutum) sapıklıkların en kötüsüdür....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin meseli şöyledir; onların amelleri,
fırtınalı
bir günde şiddetli bir rüzgâra uğrayan bir kül gibidir. Onlar kazandıklarından bir şey üzerine kâdir olamazlar. İşte uzak sapıklık budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin amelleri tıpkı
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, uzak sapıklığın tâ kendisidir....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini tanımayanların işleri,
fırtınalı
bir günde, rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte en uzak sapıklık odur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rab’lerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların iyi işleri, bir kül yığınına benzer.
Fırtınalı
bir günde rüzgâr onu şiddetle savurmaktadır... Kazandıklarından hiç bir şeyi ellerinde tutamıyorlar. İşte asıl kayıp, asıl sapıklık budur!...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine karşı nankörlük edenlerin iyi işleri, tıpkı
fırtınalı
bir günde rüzgârın savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi ele geçiremezler. İşte derin sapıklık budur!...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine küfredenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları,
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin hali,
fırtınalı
bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. En büyük aldanış işte budur....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerine nankörlük edenlerin amelleri,
fırtınalı
bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir....
Ənbiya Suresi, 81. Ayet:
Ve
fırtınalı
rüzgâr, Hz. Süleyman içindi. (Rüzgâr), bereketli kıldığımız oradaki yerlere onun emriyle giderdi. Ve Biz, herşeyi bileniz (biliriz)....
Mülk Suresi, 17. Ayet:
Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (
fırtınalı
) bir rüzgar' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz....
Mülk Suresi, 17. Ayet:
Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (
fırtınalı
) bir rüzgar' göndermeyeceğinden güvencede (emin) misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz....
Mülk Suresi, 17. Ayet:
Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (
fırtınalı
) bir rüzgâr' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
"Kâfirlerin; Rablerini bilerek reddeden/ inanmayan kimselerin durumu, onların yaptıkları tıpkı
fırtınalı
bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde tutamazlar. İşte bu, uzak sapıklığın ta kendisidir. "...
Yunus Suresi, 22. Ayet:
Quruda və dənizdə sizi gəzdirən Odur. Hətta siz gəmilərdə idiniz və xoş bir külək ilə içindəkilərlə (dənizdə gəmilər) üzürdülər. Onunla fərəhlənirdilər (sevincli idilər). Ona
fırtınalı
bir külək gəldi və onları hər tərəfdən dalğalar bürüdü. Onlarla əhatə edildiklərini zənn etdilər. Dini ona məxsus edərək ixlasla Allaha dua etdilər: ‘Əgər bizi bundan qurtarsan, biz mütləq şükür edənlərdən olarıq.’...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rəblərini inkar edənlərin əməllərinin məsəli-
fırtınalı
bir gündə şiddətli küləyin sovurduğu kül kimidir. Qazandıqlarından bir şeyə qadir ola bilməzlər. Məhz bu ‘uzaq dəlalət’dir....
Ənbiya Suresi, 81. Ayet:
Fırtınalı
külək Hz. Süleyman üçün idi. Onun əmri ilə bərəkətli etdiyimiz yerlərə gedərdi. Biz hər şeyi bilənik....
Yunus Suresi, 22. Ayet:
O – Odur ki, sizi quruda və dəryada seyr etdirir. Ta onda ki, gəmidəsiniz və onlar hərəkət edirlər mülayim yel ilə və fərəhlənirlər onun ilə. Gəldi ona külək
fırtınalı
və gəldi onlara dalğalar külli məkandan və zənn etdilər ki, əhətəlidirlər onlarla. Çağırırlar Allahı, məxlus edərək Onun üçün dini: «Əgər bizə bundan nicat verəsən, Sənə şükr edənlərdən olarıq»....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rəblərini inkar edənlərin halı belədir: Onların əməlləri
fırtınalı
bir gündə küləyin şiddətlə sovurduğu kül kimidir. (Dünyada) qazandıqları heç bir şeyin (axirətdə) faydasını görməzlər. Bax bu, dərin zəlalətdir....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Kafirlərin [Rəbbini bilə-bilə inkar edən/inanmayan kəslərin] insanların halı, onların əməlləri eynilə
fırtınalı
bir gündə küləyin şiddətlə sovurduğu külə bənzəyər. Qazandıqlarından heç bir şeyi əldə saxlaya bilməzlər. Bax bu, uzaq azğınlığın məhz özüdür....