Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin ardından Allah üzerinize bir güven, içinizden bir kısmını saran ağır bir uyku indirdi. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir grup da, Allah’a karşı haksız yere İslâm dışı, cahiliyet devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar: 'Yönetimde sözümüz mü geçiyor ki? Tedbir konusunda bizim görüşümüz mü alındı ki? Beklenilen za
ferden
, ganimetten bize bir pay mı var ki? Bizim elimizden bir şey mi gelir ki?' mânâlarına gelen lastikli, tarizli sözler söylüyorlardı. Sen: 'Zafer, üstünlük ta...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Mazeretsiz, evde oturup se
ferden
kaçan iman edenler ile Allâh yolunda mallarıyla, nefsleriyle mücahede edenler, eş değerde olmazlar. . . Allâh, mallarıyla ve nefsleriyle mücahede edenleri, oturup kalanlardan derece olarak üstün kıldı. . . Hepsine Allâh en güzeli vadetmiştir. . . (Ancak) Allâh, mücahitleri, oturup kalanların üzerine büyük bir mükâfat ile üstün kılmıştır....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar sizi gözlüyorlar öyle ki, size Allah'tan bir fetih (zafer) olunca, "Biz sizinle beraber olmadık mı?" dediler. Ve şayet kâfirlerin za
ferden
bir nasibi oldu ise (o zaman da) “Biz sizin üzerinize siper olmadık mı? Ve size mü'minlerden (gelecek olana) mani olmadık mı?" dediler. Artık Allah, kıyâmet günü sizin aranızda hükmedecektir. Ve Allah kâfirlere, mü'minlere karşı asla bir yol açacak değildir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) nasip olursa, “Biz sizinle beraber değil miydik?” derler. Şayet kâfirlerin (za
ferden
) bir payı olursa, “Size üstünlük sağlayıp sizi mü’minlerden korumadık mı?” derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü’minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, "Sizinle beraber değil miydik?" derler. Kâfirlerin (za
ferden
) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadık mı?" derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Gözleri üstünüzde olanlar, size Allah’tan bir zafer nasip olursa: 'Biz sizinle beraber değil miydik?' derler. Şâyet kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin za
ferden
bir payı olursa, 'İstesek sizi yenemez miydik? Mü’minlerden taraf olmamakla, sizi onlardan korumuş olmuyor muyuz?' derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü’minlerin aleyhine kulluk sözleşmesindeki o...
Nisa Suresi, 141. Ayet:
(Öyle münafıklar ki), sizi gözleyip duruyorlar (sonunuzun nereye varacağını bekliyorlar). Size Allah'tan bir zafer kapısı açılırsa, «sizinle beraber değil miydik ?» derler. Kâfirlere (za
ferden
yana) bir pay çıkarsa, «size yardım edip üstün gelmenizi sağlamadık mı. mü'minlerden size dokunacak (zararı) engellemedik mi ?» derler. Artık Allah Kıyamet günü aranızda hükmedecek ve Allah elbette mü'minler aleyhine kâfirlere bir yol vermiyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, «Sizinle beraber değil miydik?» derler. Kâfirlerin (za
ferden
) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), «Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadık mı?» derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar ki, sizi gözetleyip duruyorlar; Eğer Allah tarafından size bir zafer ulaşırsa: «Beraber değil miydik?» diyecekler; Eğer kafirlere za
ferden
bir pay düşerse: «Biz sizden üstün gelmedik mi? Sizi müminlerden kurtarmadık mı?» diyecekler. Allah kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Ve hiçbir zaman kafirler için müminler aleyhine bir yol ve imkan verecek değildir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eğer Allah tarafından size bir zafer nasip olursa: «Biz sizinle beraber değil miydik?» derler. Şayet kâfirlerin za
ferden
bir payı olursa: (Bu defa da onlara): «Size üstünlük sağlayarak sizi müminlerden korumadık mı?» derler. Allah, kıyamet gününde aranızda hükmünü verecektir. Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar, hep sizi gözetleyip durular. Allah'tan size bir zafer gelince; sizinle beraber değil miydik? derler. Kafirlere za
ferden
bir pay düştüğü zaman da onlara; size üstünlük sağlayarak mü'minlerden korumadık mı? derler. Kıyamet günü aranızda hüküm vercek Allah'tır. Allah, mü'minlerin aleyhinde asla fırsat vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Münâfıklar sizinle ilgili olayları çok yakından izler, devamlı olarak havayı yoklarlar:Şayet Allah size bir zafer lütfederse: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" derler. Eğer kâfirler za
ferden
yana bir pay elde ederlerse onlara: "Bizim taraf size galip durumda iken sizi kollamadık mı, müminlerin size karşı savletini içten içe engellemedik mi?" derler. Kıyamet günü Allah, sizinle onlar arasında hükmünü verecek ve Allah kâfirlere müminler aleyhinde asla fırsat vermeyecektir....
Tövbə Suresi, 46. Ayet:
Çünkü, (gerçekten seninle sefere) çıkmak isteselerdi, elbette, bunun için bir hazırlık yaparlardı: zaten Allah onların kalkış tarzlarını beğenmedi ve bu yüzden onları (se
ferden
) alıkoydu; Ve kendilerine: "Peki, (sizler de) evlerinizde oturun bakalım, (öteki) oturanlarla beraber" denildi....
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya za
ferden
) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki; «Bizim için beklediğiniz sonuç iki iyiden, yani za
ferden
veya şehit düşmekten biri değil mi? Biz ise Allah'ın sizi ya doğrudan doğruya kendi tarafından ya da bizim elimizle azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz bakalım, biz de sizinle birlikte bekliyoruz.»...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya za
ferden
) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Tanrı'nın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
Münafıklara de ki: "Bizim hakkımızda bekleyip gözlediğiniz, iki güzel şeyden, yani za
ferden
veya şehid olmaktan başka bir şey midir?Biz ise Allah’ın, ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım, biz de bekliyoruz!...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki: «Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya za
ferden
) birinin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını beklemekteyiz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.»...
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Se
ferden
geri kalanlar, Allah'ın Resulüne muhalefet ederek evlerinde oturmaktan pek keyiflendiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi hoş karşılamadılar ve 'Bu sıcakta sefere çıkmayın' dediler. De ki: Cehennem ateşi bundan sıcaktır. Keşke anlayabilselerdi!...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Allah seni şu se
ferden
döndürür de onlardan bir toplulukla buluşursan onlar, savaşa çıkmak için senden izin istedikleri takdirde hemen de ki: Artık benimle ebediyen çıkamazsınız siz ve benimle berâber düşmanla kesin olarak savaşamazsınız. Şüphe yok ki ilk defa oturup kalmaya râzı olmuştunuz, oturun geri kalanlarla....
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Bu se
ferden
döndükten sonra o münafıklar gelip yeni bir sefere katılmak istediklerini söylerlerse de ki: "Siz sonsuza dek benimle beraber çıkmayacaksınız; benimle beraber düşmanla savaşmayacaksınız! Siz ilk defasında evlerinizde kalmaktan mutlu oldunuz. . . Bundan sonra da diğer geri kalanlar ile beraber oturun oturduğunuz yerde!"...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Allah seni bu se
ferden
(Tebük’ten) döndürür de, sen onlardan bir toplulukla karşılaşırsan ve onlar başka bir gazaya çıkmak için senden izin isterlerse onlara de ki:"Benimle beraber asla sefere çıkmayacaksınız, asla benim maiyetimde düşmanla savaşmayacaksınız. Mademki önce oturup se
ferden
geri kaldınız, haydi şimdi de geri kalanlarla birlikte oturun!"...
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
Se
ferden
dönüp de onlarla buluştuğunuz zaman size özürler getirecek onlar; de ki: Özür dilemeyin, kesin olarak size inanmıyoruz; Allah, sizin ahvâlinizi haber vermiştir bize ve bundan sonraki hareketlerinizi de Allah ve Peygamberi görecek, sonra da gizliyi ve açığı bilen Tanrının tapısına döneceksiniz de o, bütün yaptıklarınızı size bildirecek....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Se
ferden
) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Se
ferden
) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Se
ferden
) onlara döndüğünüz vakit size özür dermiyan edeceklerdir. De ki: (Bîhûde) özür dilemeyin. Size kat'iyyen inanmıyoruz. Allah, bize (hallerinizden bir çok) haberler vermişdir. (Bundan sonraki) hareketinizi de Allah, Resulü ile beraber, görecekdir. (En) sonra gizliyi ve aşikârı bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size, neler yapıyordunuz, (hepsini) haber verecekdir. ...
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Ve) onlar, (se
ferden
) döndüğünüzde size bahaneler arzedecekler! De ki: "(Asılsız) özürleri ileri sürmeyin, (çünkü) size inanmıyoruz: Allah bize hakkınızda gerekli bilgiyi vermiş bulunuyor zaten. (Bundan sonraki) yapıp ettiklerinize bakacak Allah; ve Onun Elçisi (de öyle); sonunda, yaratıkların görüş ve algı alanı dışında kalan şeyleri de, onların duyu ve tasavvur yoluyla tanıklık edebilecekleri şeyleri de bütün gerçeğiyle bilen Onun karşısına çıkarılacaksınız; Ve O sizin (hayatta) ne yapıp etti...
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
Se
ferden
geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman size özür beyan ederler. De ki: “Hiç özür beyan etmeyin, size aslâ inanmayız. Çünkü Allah bize sizin haberlerinizi bildirmiştir. Yaptığınızı Allah da görecek Peygamber'i de. Sonunda görüleni ve görülmeyeni bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir. ”...
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Se
ferden
) geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman sizden özür dilerler. De ki: "Hiç özür dilemeyin, size inanmayız! Allâh bize sizin haberlerinizden (bize karşı çevirdiğiniz entrikalardan) bazılarını bildirdi. Yaptığınızı Allâh da görecek, Elçisi de. Sonra görülmeyeni ve görüleni bilenin huzûruna döndürüleceksiniz, O size yaptıklarınızı haber verecek."...
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
(Se
ferden
geri kalanlar arasında) Zarar vermek, nankörlük etmek, mü'minlerin arasını açmak ve önceden Allâh ve Elçisiyle savaşmış olan(adamın gelmesin)i gözetlemek için bir mescid yapanlar da var. "İyilikten başka bir niyetimiz yoktu" diye de yemin edecekler. Oysa Allâh onların yalan söylediklerine şâhittir....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve (se
ferden
) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve (se
ferden
) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
(Allah, se
ferden
) geri bırakılan o üç kişinin de (tevbesini kabûl etti)! Öyle ki, yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmış ve Allah’(dan gelecek olan)a karşı yine O’ndan başka sığınacak hiçbir yer olmadığını anlamışlardı. Sonra (Allah) onları tevbeye muvaffak kıldı ki tevbe etsinler! Çünki, Tevvâb(tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (çok merhamet eden) ancak Allah’dır....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve (se
ferden
) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Bütün genişliğine rağmen yeryüzü kendilerine dar gelip, canları çıkacak gibi oldu. Allah’tan başka bir sığınak olmadığını anladılar. Tevbe ettikleri için Allah, onların tevbesini kabul etti Şüphesiz tevbeleri kabul eden ve merhamet eden O’dur....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve (se
ferden
) geri bırakılan o üç kişinin de tevbesini kabul buyurdu. Bütün genişliğiyle beraber dünyâ başlarına dar gelmiş ve canları sıkıldıkça sıkılmış ve Allah'tan, yine kendisine sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Allâh onların tevbesini kabul buyurdu ki tevbe etsinler. Çünkü Allâh, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 122. Ayet:
İman edenlerin hepsinin birden sefere çıkmaları yerinde olmaz! Onlardan her bir topluluktan bir grubun, arkalarında kalması; Din'i iyice anlamaya çalışması gerekir. Onlar se
ferden
geri döndüklerinde, belki sakınırlar diye, kavimlerini uyarmaları için!...
Tövbə Suresi, 122. Ayet:
Bununla berâber, mü’minler hep berâber (cihâd için) seferber olacak değillerdir. Fakat onların her kabîlesinden bir tâifenin (sefere) çıkmaları, (diğerlerinin) dîni iyice öğrenmeleri ve (se
ferden
) kendilerine döndükleri zaman, kavimlerini (Allah’ın tehdîd ettiği hususlarda, azâbı ile) korkutmaları gerekmez miydi? Tâ ki onlar (da günahlardan)sakınsınlar....
Tövbə Suresi, 122. Ayet:
Bütün bunlarla birlikte, (savaş zamanı) müminlerin hepsinin toptan yola çıkması doğru olmaz; onların arasında her gruptan bazılarının se
ferden
geri kalmaları, (bunun yerine) Din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve (böylece) se
ferden
dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları daha yerinde olacaktır; böylece belki, onlar (da) kötülüğe karşı kendilerini (daha iyi) korumuş olacaklardır....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Ve nerisuhu mâ yekûlu ve ye’tînâ ferdâ(
ferden
)....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
1.
ve nerisu-hu
: ve ona varis olacağız
2.
mâ yekûlu
: söyledikleri şey(ler)
3.
ve ye'tî-nâ
: ve bize gelir
4.
ferden
...
Məryəm Suresi, 95. Ayet:
Ve kulluhum âtîhi yevmel kıyâmeti ferdâ(
ferden
)....
Məryəm Suresi, 95. Ayet:
1.
ve kullu-hum
: ve onların hepsi, tümü
2.
âtî-hi
: ona gelecek
3.
yevme el kıyâmeti
: kıyâmet günü
4.
ferden
: f...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Ve zekeriyyâ iz nâdâ rabbehu rabbi lâ tezernî
ferden
ve ente hayrul vârisîn(vârisîne)....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
1.
ve zekeriyyâ
: ve Zekeriya
2.
iz nâdâ
: nida etti, seslendi
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
rabbi
: be...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyyayı da; hani rabbına «rabbi la tezerni
ferden
ve ente hayrul varisin» diye nidâ etmişti...
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Siz ganimetleri almak için gittiğinizde se
ferden
geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur." Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir....
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Siz ganimetleri almak için gittiğinizde se
ferden
geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: «Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur.» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir....
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Siz ganimetleri almak için gittiğinizde se
ferden
geri bırakılanlar: "Bırakın, biz de sizinle gelelim. " diyeceklerdir. Onlar Allah'ın kelâmını değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizim arkamıza aslâ düşemezsiniz. Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur. " Size: "Hayır! Bizi çekemiyorsunuz!" diyeceklerdir. Aksine onlar pek az anlayan kimselerdir....
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Se
ferden
geri kalmış olanlar, siz ganimet almaya gittiğiniz zaman 'İzin verin, biz de ardınıza düşelim' diyeceklerdir. Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek istiyorlar. Sen de ki: 'Siz bizim arkamızdan gelmeyeceksiniz; çünkü daha önce Allah böyle buyurdu.' Onlar, 'Aslında siz bizi kıskanıyorsunuz' diyecekler. Gerçekte ise onların pek kıt bir anlayışları var....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevîlerden (se
ferden
) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevîlerden (se
ferden
) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevîlerden (se
ferden
) geri bırakılanlara de ki: "Siz yakında güçlü kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya onlar müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Amma daha önce döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acıklı bir azap ile azap eder. "...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevilerden (se
ferden
) geri kalanlara de ki: -Çok güçlü bir kavme karşı savaşmak için çağrılacaksınız, ya da onlar teslim olacaklar. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir ödül verir. Eğer daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz, sizi acı bir azapla cezalandırır....
Hədid Suresi, 10. Ayet:
Size ne oluyor ki ALLAH yolunda harcamıyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin zenginlikleri ALLAH'ındır. Za
ferden
önce harcayıp savaşanlarınız, daha sonra harcayıp savaşanlarla bir olmazlar; onlardan daha üstündürler. ALLAH her birine kurtuluşu söz vermiştir. ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır....