Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Dünya hayatı süslenip bezendi kâfirler için (hakikatlerini inkâr edenler süslü dış dünyaya yönelirler)! Onlar, (bu yüzden) iman edenlerle alay ederler. Oysa o korunan iman edenler, kıyamet günü onların fevkindedir. Allâh dilediğine hesapsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Küfredenlere o dünya hayatı bezendi de iman edenlerle eğleniyorlar, halbuki korunan o mü'minler kıyamet günü onların
fevkı
ndadır, Allah dilediğine hisabsız ni'metler verir...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Kâfir olanlar için dünya hayatı bezetilmiştir. Ve onlar imân edenler ile eğlenirler. Halbuki bu muttakîler Kıyamet gününde onların fevkindedirler. Ve Allah Teâlâ dilediğini hesapsız olarak merzûk kılar....
Ali-İmran Suresi, 42. Ayet:
Hem Melekler dediği vakit, ya Meryem! her halde Allah seni süzüb seçti, ve seni çok temiz pâk kıldı, hem seni âlemin kadınlarının
fevkı
nda seçti...
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
O vakit ki Allah buyurdu: ya İsa! emin ol ben seni eceline yetireceğim ve seni bana ref' edeceğim ve seni o küfredenlerden pâkliyeceğim ve sana tabi' olanları o küfredenlerin kıyamet gününe kadar
fevkı
nda kılacağım, sonrada hep dönümünüz banadır, ıhtılâf edib durduğunuz şeyler hakkında o vakit aranızda hükmü ben vereceğim...
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
O vakit ki, Allah Teâlâ buyurdu: «Ya İsâ! Muhakkak seni vefat ettirecek olan Ben'im ve seni Bana yükselteceğim ve seni küfredenlerden tertemiz kılacağım ve sana tâbi olanları kıyamete kadar seni inkâr edenlerin fevkinde bulunduracağım. Sonra dönüşünüz Bana olacaktır. İşte o zaman, kendisinde ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler hakkında Ben hükmedeceğim.»...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda mallariyle, canlariyle cihad edenler müsavi olamazlar, Allah, mallariyle ve canlariyle mücahid olanları oturanların derece i'tibariyle üzerine geçirdi, gerçi Allah ikisine de husnayi (Cenneti) vad buyurmuştur, bununla beraber Allah mücahidlere oturanların
fevkı
nda azîm bir ecir ihsan etmiştir...
Maidə Suresi, 66. Ayet:
Ve lev ennehum ekâmût tevrâte vel incîle ve mâ unzile ileyhim min rabbihim le ekelû min
fevkı
him ve min tahti erculihim. Minhum ummetun muktesıdeh(muktesıdetun) ve kesîrun minhum sâe mâ ya’melûn(ya’melûne). ...
Maidə Suresi, 66. Ayet:
1.
ve lev enne-hum
: ve eğer onlar ...olsaydı
2.
ekâmû
: ikâme ettiler, gereği gibi uyguladılar
3.
et tevrâte
: Tevrat
4.
ve el...
Ənam Suresi, 18. Ayet:
"HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkarak) Kaahir (varlığında hükümran olan) olan! "HÛ"dur; Hakiym, Habiyr....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
"HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kaahir! İrsâl eder üzerinize hafazayı (koruyucu kuvveleri). . . Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz - işlevlendirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!...
Ənam Suresi, 61. Ayet:
Kullarının
fevkı
nda kahir o, üzerinize harekâtınızı zabteden hafaza gönderir, hattâ birinize ölüm geldiği vakit onu gönderdiğimiz Melekler kabzederler ve onlar vazifelerinde kusûr etmezler...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
Kul huvel kâdiru alâ en yeb’ase aleykum azâben min
fevkı
kum ev min tahti erculikum ev yelbisekum şiyean ve yuzîka ba’dakum be’se ba’d(ba’dın), unzur keyfe nusarrıful âyâti leallehum yefkahûn(yefkahûne). ...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
huve
: o
3.
el kâdiru
: kaadir, muktedir, gücü yeter
4.
alâ
: üzerine, ...e
Ənam Suresi, 65. Ayet:
De ki: "O, fevkinizden (gökten - derûnunuzdan) yahut ayaklarınızın altından (yeraltından - dıştan) size bir azap bâ'sedip göndermeye ya da bölünmüş topluluklar hâlinde sizi birbirinize düşürüp, bazınızın şiddetini bazınıza tattırmaya Kaadir'dir. " Bak nasıl türlü şekillerle anlatıyoruz işaretleri, derinliğine düşünüp anlasınlar diye....
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve yetimin malına (rüştüne kadar) yaklaşmayınız, meğer ki, en güzel bir suretle ola. Ve ölçeği ve tartıyı adâlet üzere ifâ ediniz. Biz bir kimseyi halinin fevkinde birşey ile mükellef kılmayız ve söz söyleyeceğiniz zaman adâlette bulununuz, velev ki, karabet sahibi olsun. Ve Allah Teâlâ'nın ahdini yerine getiriniz. İşte size bunlar ile tavsiyede bulunmuştur. Umulur ki, düşünürsünüz, (nasihatyab olursunuz)....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
O, odur ki sizi Arzın halîfeleri yaptı ve ba'zınızı ba'zınızın derecelerle
fevkı
na çıkardı, bunun hikmeti ise sizi size verdiği şeylerde imtihan etmektir, şüphe yok ki rabbın seriulıkab, yine şüphe yok ki o yegâne gafur, yegâne rahîm...
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Âyetlerimizi tekzip edenlere ve onlara îmân ve itaati kibirlerine yediremeyenlere (dua ve amelleri için) gök kapıları açılmaz. (Ruhlan yükselemez. Dünyevî arzuların fevkine çıkarak ruhanî hayatın ufuklarına yükselemezler.) Bunlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar Cennet'e giremiyeceklerdir. Mücrimleri işte Biz, böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 41. Ayet:
Lehum min cehenneme mihâdun ve min
fevkı
him gavaş(gavaşın) ve kezâlike neczîz zâlimîn(zâlimîne)....
Əraf Suresi, 41. Ayet:
1.
lehum
: onlar için vardır
2.
min cehenneme
: cehennemden
3.
mihâdun
: yatak, döşek
4.
min
fevkı
-him
: onların ü...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
O kimseler ki imân ettiler ve iyi amellerde bulundular. Biz ise hiçbir nefsi, iktidarının fevkinde birşey ile mükellef kılmayız. İşte onlar cennet sahipleridir. Onlar orada ebedî kalıcılardır....
Hud Suresi, 7. Ayet:
"HÛ" ki semâlar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsî mânâda altı bilinç kademesindeki şuuru {semâ} ve bedeni {arzı}); O'nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esmâ mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki İLİM - DATA olarak); (insan için değerlendirirsek: Esmâ'nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde 80 SU yapısı - sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A. H. ) fevkindedir! Sizi...
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine kardeşinin kabından evvel onların kaplarından başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı, işte Yusüf için böyle bir tedbir yaptık, Melikin dininde (ceza kanununda) kardeşini almasına çare yoktu, lâkin Allahın dilemesi başka, biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin
fevkı
nda bir alîm vardır....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Ve meselu kelimetin habîsetin ke şeceretin habîsetinictusset min
fevkı
l ardı mâ lehâ min karâr(karârin)....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
1.
ve meselu
: ve örnek, misal, durum
2.
kelimetin
: bir söz, bir kelime
3.
habîsetin
: kötü, habis, fena, çirkin
4.
ke şeceret...
Nəhl Suresi, 26. Ayet:
Kad mekerellezîne min kablihim fe etallâhu bunyânehum minel kavâıdi fe harre aleyhimus sakfu min
fevkı
him ve etâhumul azâbu min haysu lâ yeş’urûn(yeş’urûne). ...
Nəhl Suresi, 26. Ayet:
1.
kad mekere
: hile yapmışlardı
2.
ellezîne min kabli-him
: onlardan önceki kimseler
3.
fe etallâhu
: böylece Allah, getirdi, yıktı, harap etti
4.
Nəhl Suresi, 50. Ayet:
Yehâfûne rabbehum min
fevkı
him ve yef’alûne mâ yu’merûn(yu’merûne)....
Nəhl Suresi, 50. Ayet:
1.
yehâfûne
: (onlar) korkarlar
2.
rabbe-hum
: Rab'lerinden
3.
min
fevkı
-him
: onların (kendi) üstlerinden
4.
ve yef'alûne
<...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Hâzâni hasmânihtesamû fî rabbihim fellezîne keferû kuttıat lehum siyâbun min nâr(nârin), yusabbu min
fevkı
ruûsihumul hamîm(hamîmu)....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
1.
hâzâni
: bu ikisi
2.
hasmâni
: iki hasımdır
3.
ıhtesamû
: mücâdele ettiler
4.
fî
: hakkında
Möminun Suresi, 17. Ayet:
Andolsun ki fevkinizde yedi yol (yedi bilinç mertebesinin yaşam yolu - evrendeki tüm yaratılmışlar bu yedi düzeyden birini yaşar) yarattık. . . Onların halk edilişinden gâfiller değiliz....
Möminun Suresi, 17. Ayet:
Filhakıka biz, sizin
fevkı
nızda yedi tarıyk yarattık ve halktan gafil olmadık...
Nur Suresi, 40. Ayet:
Ev ke zulumâtin fî bahrin lucciyyin yagşâhu mevcun min
fevkı
hî mevcun min
fevkı
hî sehâb(sehâbun), zulumâtun ba’duhâ fevka ba’d(ba’dın), izâ ahrace yedehu lem yeked yerâhâ ve men lem yec’alillâhu lehu nûren fe mâ lehu min nûr(nûrin)....
Nur Suresi, 40. Ayet:
1.
ev
: veya
2.
ke zulumâtin
: karanlıklar gibidir
3.
fî bahrin
: denizde
4.
lucciyyin
: (çok) derin
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
Yevme yagşâhumul azâbu min
fevkı
him ve min tahti erculihim ve yekûlu zûkû mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
yagşâ-hum
: onları örtecek, kaplayacak
3.
el azâbu
: azap
4.
min
fevkı
-him
: onların üstünden
Əhzab Suresi, 10. Ayet:
İz câukum min
fevkı
kum ve min esfele minkum ve iz zâgatil ebsâru ve belegatil kulûbul hanâcire ve tezunnûne billâhiz zunûnâ(zunûnen)....
Əhzab Suresi, 10. Ayet:
1.
iz câû-kum
: size gelmişlerdi
2.
min
fevkı
-kum
: sizin üzerinizden, yukarıdan
3.
ve min esfele
: ve aşağıdan
4.
min-kum
<...
Zümər Suresi, 16. Ayet:
Lehum min
fevkı
him zulelun minen nâri ve min tahtihim zulel(zulelun), zâlike yuhavvifullâhu bihî ıbâdeh(ıbâdetu), yâ ıbâdi fettekûn(fettekûni). ...
Zümər Suresi, 16. Ayet:
1.
lehum
: onlar için, onların vardır
2.
min
fevkı
-him
: onların üstünden
3.
zulelun
: gölgelikler
4.
min en nâri
...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Lâkinillezînettekav rabbehum lehum gurefun min
fevkı
hâ gurefun mebniyyetun tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), va’dallâh(va’dallâhi), lâ yuhlifullâhul mîâd(mîâde). ...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
1.
lâkin
: lâkin, fakat
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ittekav
: takva sahibi oldular
4.
rabbe-hum
: onların R...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rablerinden korunanlara gelince, onlar için fevkinde (bilinç boyutunda) bina olunmuş, altlarından nehirler (kendilerinde açığa çıkan ilmin getirisi marifetler) akan ğuraf (cennet makamları) vardır. . . (Bu) Allâh'ın vaadidir. . . Allâh vaadi asla değişmez!...
Fussilət Suresi, 10. Ayet:
Ve ceale fîhâ revâsiye min
fevkı
hâ ve bâreke fîhâ ve kaddere fîhâ akvâtehâ fî erbeati eyyâm(eyyâmin), sevâen lis sâilîn(sâilîne). ...
Fussilət Suresi, 10. Ayet:
1.
ve ceale
: ve kıldı, oluşturdu
2.
fî-hâ
: orada
3.
revâsiye
: sabit dağlar
4.
min
: den
Fussilət Suresi, 10. Ayet:
Orada (arzda = bedende) fevkinde sâbit dağlar (benlikler) oluşturdu, orada bereketler vücuda getirdi ve orada (istidatları itibarıyla) isteyenler için eşit olmak üzere varlıklarının devamı için gereken azıklarını dört süreçte ölçülendirdi....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Tekâdus semâvâtu yetefattarne min
fevkı
hinne vel melâiketu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yestagfirûne li men fîl ard(ardı), e lâ innellâhe huvel gafûrur rahîm(rahîmu)....
Şura Suresi, 5. Ayet:
1.
tekâdu
: neredeyse oluyordu, az kalsın oluyordu
2.
es semâvâtu
: semalar, gökler
3.
yetefattarne
: parçalanıyor, ayrılıyor
4.
<...
Tur Suresi, 5. Ayet:
Ref'olunmuş (Fiiller mertebesinin fevki olan ilim) tavana,...
Nəbə Suresi, 12. Ayet:
Fevkinizde (yedi yörüngeli sistem - bilinç boyutunuzda) sağlam yedi (semâ) bina ettik....
Əhzab Suresi, 55. Ayet:
Onlar için ne babaları, ne oğulları, ne biraderleri, ne biraderlerinin oğulları, ne kız kardeşlerinin oğulları, ne kendi kadınları, ne de sağ ellerinin mâlik oldukları hakkında hiçbir vebal yokdur. Allahdan korkun. Çünkü Allah her şey'in
fevkı
nda (hakıykî) bir şâhiddir. ...