4. |
havleyni |
: iki ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi muaheze etme unuttuysak, yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, yarlıga bizi, acı bize, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara karşı....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allah herkesi, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar.
Herkesin, işlediği sâlih ameller, yaptığı hayırlar, kazandığı sevaplar lehine değerlendirilecektir. İşlediği günahlar, yaptığı kötülükler de aleyhine değerlendirilecektir.
'Ey Rabbimiz, unutursak veya istemeden, bilmeden hata edersek bizi sorumlu tutma, cezalandırma. Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekileri sorumlu tuttuğun ağır ve katı hükümlere benzer, riayeti güç sınırlamalar, altından kalkılmaz ağır mükellefiyetler yükleme. Ey Rabbimiz ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allah, kimseye gücünün ötesinde bir teklifte bulunmaz. Herkesin kazandığı yararına, yüklendiği günahı zararınadır. Ey Rabbimiz, eğer unutarak veya yanılarak yaptıksa, bizi sorgulama! Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmediğini yükletme, günahlarımızı affet, bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlamız! Bizi, Seni tanımayanlara karşı yardımınla zafere eriştir, kahrolsun kafirler...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allâh, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlâmız(sâhibimiz, efendimiz)sin! kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle!"...
Əraf Suresi, 42. Ayet: İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, -ki biz hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği hükümlerle mükellef tutmayız- işte onlar cennet ehlidir. Ve orada ebedî yaşayacaklar....
İsra Suresi, 64. Ayet: 'Onlardan gücünün yettiği kimseleri, teşvikin, vesvesen, fısıltılarınla, gürültüyü andıran şarkıların ve çalgı seslerinle küçük düşürerek perişan et. Süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ, mallarını, evlâtlarını vasıta ederek onlara günah işlet, kendilerine vaatlerde bulun.' buyurdu. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler onlara, aldatmaktan başka bir şey va’detmez....
Səba Suresi, 9. Ayet: Onlar, gökte ve yerde, cereyan eden ve edecek olan, çözdükleri ve çözemedikleri olaylara bakmıyorlar mı, kör mü onlar? Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olursa, onları yerin dibine batırırız, yahut gökten üzerlerine kütleler düşürürüz. Rabbine yönelen, hakka gönül veren bir kul için, elbette bunlarda Allah’ın yeniden diriltmeye gücünün kudretinin yeteceğine işaretler, insanlar için ibretler vardır....
|