Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na yakınlaşmak için vesile arayın. O'nun yolunda
gayre
t gösterin ki Kurtuluşa eresiniz....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
Allahım, yalnız seni ilâh tanıyor, candan müslümanlar olarak sana teslim oluyor, saygıyla sana kulluk ve ibadet ediyor, yalnız senin şeriatına bağlanıyor, sana boyun eğiyoruz.
Gayre
timizin, sabırla mücadeleye devamımızın başarıya ulaşması için sadece senden medet umuyor, bize arka çıkmanı istiyoruz....
Bəqərə Suresi, 59. Ayet:
Fe beddelellezîne zalemû kavlen
gayre
llezî kîle lehum fe enzelnâ alellezîne zalemû riczen mines semâi bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne)....
Bəqərə Suresi, 59. Ayet:
1.
fe
: o zaman, fakat, sonra
2.
beddele
: değiştirdi
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
zalemû
: zulmettiler
...
Bəqərə Suresi, 114. Ayet:
1.
ve men
: ve bir kimse, kişi
2.
azlemu
: daha zalim
3.
mimmen (min men)
: ondan
4.
menea
: men etti, engelledi
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak
gayre
tinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır ö...
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Şüphe yok ki, imana ermiş olanlar, zulüm ve kötülük diyarından uzaklaşanlar ve Allah yolunda üstün
gayre
t gösterenler, işte (ancak) onlar Allah'ın rahmetini umabilirler: Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır....
Bəqərə Suresi, 240. Ayet:
Vellezîne yuteveffevne minkum ve yezerûne ezvâcâ(ezvâcen), vasıyyeten li ezvâcihim metâan ilel havli
gayre
ıhrâc(ıhrâcın), fe in harecne fe lâ cunâha aleykum fî mâ fealne fî enfusihinne min ma’rûf(ma’rûfin), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun)....
Bəqərə Suresi, 240. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
yuteveffevne
: vefat ettirilir
3.
min-kum
: sizden
4.
ve yezerûne
: ve ge...
Ali-İmran Suresi, 83. Ayet:
E fe
gayre
dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne). ...
Ali-İmran Suresi, 83. Ayet:
1.
e fe
gayre
: hâlâ başkasını mı
2.
dîni allâhi
: Allah'ın dîni
3.
yebgûne
: arıyorlar, istiyorlar
4.
ve lehû
: v...
Ali-İmran Suresi, 85. Ayet:
Ve men yebtegi
gayre
l islâmi dînen fe len yukbele minh(minhu), ve huve fîl âhireti minel hâsirîn(hâsirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 85. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yebtegi
: arar, ister
3.
gayre
el islâmi
: İslâm'dan başka
4.
dînen
: bir dîn
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunlar, mükafat olarak Rablerinden bağışlanma ve mesken olarak içinden ırmaklar akan hasbahçeler bulacaklar:
gayre
t gösterenler için ne güzel bir mükafat!...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
enzele
: indirdi
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
min ba'di
: sonradan, ...den sonra, arkasında...
Nisa Suresi, 56. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip
gayre
t gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla
gayre
t gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır....
Nisa Suresi, 109. Ayet:
İşte siz (Ey hâinleri müdafaa edenler) öyle kimselersiniz ki, cahiliyyet
gayre
ti ile dünya hayatı uğrunda o hâinlerden yana mücadeleye atılmışsınız. Kıyamet gününde onlara azab edilirken, kendileri hesabına Allah’a karşı mücadele edecek kimdir? Yahut onlara kim vekil olacak?...
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadının, kocasının ilgisizliğinden veya (kendisinden) yüzçevirmesinden endişe ederse, kendi aralarında anlaşıp uzlaşmaya
gayre
t etmelerinde (evliliklerinin devamında yarar varsa devamına, yoksa ayrılmalarına karar vermelerinde) bir sakınca yoktur. Barışmak ve anlaşmak (herhalde) hayırlıdır. Nefsler aşırı cimrilik, bencillik ve kıskançlıktan yana hazırlanagelmiştir. Eğer iyilikle davranır, (ilgisizlikten) sakınırsanız, Allah şüphesiz yapageldiğiniz şeylerden haberlidir....
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadın kocasının kötü mualelesinden ve kendisinden yüzçevirmesinden endişe ederse, bazı fedakârlıklar göstererek sulh olmak için
gayre
t göstermelerinde mahzur yoktur. Barışma, elbette daha hayırlıdır. Nefisler menfaatlerine düşkün yaratılmıştır. Ey kocalar! Eğer siz iyi davranıp arayı düzeltir, kadınların hakkını çiğnemekten sakınırsanız unutmayın ki Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır (İyi davranışlarınızın karşılığını size fazlasıyla verecektir)....
Nisa Suresi, 129. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
len testatîû
: asla güç yetiremezsiniz
3.
en
: olmak
4.
ta'dilû
: adaletle davranırsınız, adaleti sa...
Nisa Suresi, 129. Ayet:
Ve kadınlar arasında adaleti sağlamaya
gayre
t etseniz bile asla güç yetiremezsiniz o halde birine tamamen meyledip (ilgi gösterip), böylece diğerini muallakta (boşta) gibi terketmeyin. Ve eğer arayı düzeltir ve takva sahibi olursanız, o taktirde muhakkak ki Allah, Gafur'dur ve Rahîm'dir....
Nisa Suresi, 130. Ayet:
Şayet gösterilen
gayre
tlere rağmen eşler boşanıp birbirinden ayrılacak olurlarsa, Allah her birini lütfu ile müstağni kılar, birini öbürüne muhtaç eylemez. Allah’ın lütfu geniştir, tam hüküm ve hikmet sahibidir....
Maidə Suresi, 1. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû evfû bil ukûd(ukûdi) uhıllet lekum behîmetul en’âmi illâ mâ yutlâ aleykum
gayre
muhillîs saydi ve entum hurum(hurumun) innallâhe yahkumu mâ yurîd(yurîdu). ...
Maidə Suresi, 1. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
3.
evfû
: ifâ edin, yerine getirin
4.
<...
Maidə Suresi, 33. Ayet:
Allah ve Peygamberleriyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa
gayre
t edenlerin cezası; öldürülmek, asılmak, çaprazlama el ve ayaklarının kesilmesi ya da yerlerinden sürgün edilmektir. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette daha büyük bir azap vardır....
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman edenler! Allâh'tan korunun; O'na yakînedinmenizi sağlayacak vesileyi isteyin ve O'nun yolunda aziymle
gayre
t edin ki kurtuluşa eresiniz....
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, Ona daha yakın olmaya çalışın ve Allah yolunda
gayre
t gösterin ki mutluluğa erişebilesiniz....
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın buyruğuna ters düşmekten sakının; O'na varmaya vesîle arayın. O'nun yolunda
gayre
t gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz....
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Siz ey iman edenler! Allah’a karşı saygılı olun ve O’na yaklaşma çabası içinde bulunun ve O’nun yolunda tüm
gayre
tinizi harcayın ki kurtuluşa erebilesiniz....
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ağızlarıyla 'İnandık,' dedikleri halde kalpleriyle inanmıyanların inkarcılıktaki
gayre
tleri seni üzmesin. Yahudilerin bir grubu var ki yalana kulak veriyor, seninle hiç karşılaşmamış bir topluluğu dinliyor. Kelimelerin anlamını kaydırıp. 'Size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının,' diyorlar. ALLAH birini şaşırtmak isterse ALLAH'a karşı kimse ona yardım edemez. İşte onlar, ALLAH'ın kalplerini temizlemeyi dilemediği kişiler. Onlar için dünyada aşağılanma, ve ahirette de büyük bir azap var....
Maidə Suresi, 77. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
yâ ehle el kitâbi
: ey kitab ehli, kitap sahipleri!
3.
lâ taglû
: haddi aşmayın!
4.
fî dîni-kum
...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e raeyte-kum
: siz (herbiriniz) kendinizi gördünüz mü? Sen sizi, (halinizi) gördün mü? (aczinizi anladın mı)
3.
in etâ-kum
: eğer size gelse
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi
gayre
l hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne). ...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
azlemu
: daha zalim
3.
mim men ifterâ
: iftira eden kimseden
4.
alâ âllâhi
: Allah'a karşı
Ənam Suresi, 99. Ayet:
Ve huvellezî enzele mines semâi mâ’(mâen), fe ahrecnâ bihî nebate kulli şey’in fe ahrecnâ minhu hadıran nuhricu minhu habben muterâkibâ(muterâkiben), ve minen nahli min tal’ıhâ kınvânun dâniyetun ve cennâtin min a’nâbin vez zeytûne ver rummâne muştebihen ve
gayre
muteşâbih(muteşâbihin), unzurû ilâ semerihî izâ esmere ve yen’ıh(yen’ıhî), inne fî zâlikum le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne)....
Ənam Suresi, 99. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve o ki
2.
enzele
: indirdi
3.
min es semâi mâen
: semâdan su
4.
fe ahrecnâ
: böylece çıkardık...
Ənam Suresi, 114. Ayet:
1.
e fe
gayre
allâhi
: artık, Allah'tan başka mı
2.
ebtegî
: arayayım, arıyorum
3.
hakemen
: bir hakem, hüküm veren
4.
ve huve ...
Ənam Suresi, 135. Ayet:
De ki: "Ey (inanmayan) halkım! Gücünüz içinde olan her şeyi yapın (ki) ben de (Allah yolunda)
gayre
t göstereyim; ve zamanla anlayacaksınız gelecek kimindir. Şüphe yok ki zalimler asla mutluluğa erişemeyecekler!"...
Ənam Suresi, 141. Ayet:
Ve huvellezî enşee cennâtin ma’rûşâtin ve
gayre
ma’rûşâtin ven nahle vez zer’a muhtelifen ukuluhu vez zeytûne ver rummâne muteşâbihen ve
gayre
muteşâbih(muteşâbihin), kulû min semerihî izâ esmere ve âtû hakkahu yevme hasâdihî ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhibbul musrifîn(musrifîne)....
Ənam Suresi, 141. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve o ki
2.
enşee
: yarattı (inşa etti)
3.
cennâtin
: bahçeler
4.
ma'rûşâtin
: asmalı
...
Ənam Suresi, 145. Ayet:
Kul lâ ecidu fî mâ ûhiye ileyye muharremen alâ tâimin yat’amuhu illâ en yekûne meyteten ev demen mesfûhan ev lâhme hinzîrin fe innehu ricsun ev fıskan uhille li gayrillâhi bih(bihî), fe menidturra
gayre
bâgın ve lâ âdin fe inne rabbeke gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənam Suresi, 145. Ayet:
1.
kul
: de
2.
lâ ecidu
: bulmuyorum, bulamıyorum
3.
fî mâ
: şeylerde
4.
ûhiye
: (bana) vahyolunan
Ənam Suresi, 164. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e gayrallâhi (e
gayre
allâhi )
: Allah'tan başka mı
3.
ebgî
: arayayım, isteyeyim
4.
rabben
...
Əraf Suresi, 53. Ayet:
Hel yanzurûne illâ te'vîleh(te'vîlehu), yevme ye'tî te'vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na'mele
gayre
llezî kunnâ na'mel(na'melu), kad hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne)....
Əraf Suresi, 162. Ayet:
Fe beddelellezîne zalemû minhum kavlen
gayre
llezî kîle lehum fe erselnâ aleyhim riczen mines semâi bi mâ kânû yazlimûn(yazlimûne)....
Tövbə Suresi, 13. Ayet:
Yeminlerini bozan, resulü yurdundan çıkarmaya
gayre
t eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Üstelik size saldırıyı ilkin onlar başlattı. Korkuyor musunuz onlardan? Eğer mümin kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, Allah'tır....
Tövbə Suresi, 47. Ayet:
1.
lev haracû
: eğer çıksalardı
2.
fî-kum
: sizin içinizde, aranızda
3.
mâ zâdû-kum
: size artırmaz
4.
illâ
: ...'...
Tövbə Suresi, 47. Ayet:
Eğer sizin aranızda (savaşa) çıksalardı, size kötülüğü arttırmalarından başka bir şey yapmazlardı. Sizin içinizde fitne çıkmasını isterler ve mutlaka sizin aranızda
gayre
t gösterirler. Sizin aranızda onları dinleyecek olanlar var ve Allah zalimleri bilendir....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yelmizûne
: ayıplıyorlar, küçük görüyorlar
3.
el muttavvıîne
: zengin olanlar (zekâttan fazla olarak gönüllü teberruda bulunan kişiler)
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalar hususunda içten bir cömertlik göstermiş müminlere laf atanlarla, öz
gayre
tlerinden başkasını bulamayanları alay konusu edenlere gelince, Allah onları maskaraya çevirecektir. Onlar için acıklı bir azap da vardır....
Tövbə Suresi, 123. Ayet:
Ey imân edenler! Kâfirlerden (coğrafî bakımdan) size yakın olanlarla savaşın. Onlar sizde sertlik ve üstün
gayre
t görsünler. Bilin ki, Allah (kötülüklerden ve adaletsizlikten) sakınıp korunanlarla beraberdir....
Tövbə Suresi, 123. Ayet:
Ey müminler! Size nesep ve mekân bakımından yakın olan kâfirlerle savaşın, onlar sizde bir ciddiyet ve üstün
gayre
t görsünler. İyi bilin ki Allah, fenalıklardan sakınan müttakilerle beraberdir....
Hud Suresi, 57. Ayet:
Fe in tevellev fe kad eblagtukum mâ ursiltu bihî ileykum, ve yestahlifu rabbî kavmen
gayre
kum, ve lâ tedurrûnehu şey’â(şey’en), inne rabbî alâ kulli şey'in hafîz(hafîzun). ...
Hud Suresi, 57. Ayet:
1.
fe in
: eğer, buna rağmen, hâlâ
2.
tevellev
: yüz çevirirsiniz, dönersiniz
3.
fe
: artık
4.
kad
: oldu, olmuştu...
Hud Suresi, 63. Ayet:
Kâle yâ kavmi e reeytum in kuntu alâ beyyinetin min rabbî ve âtânî minhu rahmeten fe men yansurunî minallâhi in asaytuhu fe mâ tezîdûnenî
gayre
tahsîr(tahsîrin). ...
Hud Suresi, 63. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
yâ kavmi
: ey kavmim
3.
e reeytum
: gördünüz mü, sizin görüşünüz (bu) mu
4.
in kuntu alâ
: şâyet...
Hud Suresi, 101. Ayet:
Ve mâ zalemnâhum ve lâkin zalemû enfusehum fe mâ agnet anhum âlihetuhumulletî yed’ûne min dûnillâhi min şey’in lemmâ câe emru rabbik(rabbike), ve mâ zâdûhum
gayre
tetbîb(tetbîbin)....
Hud Suresi, 101. Ayet:
1.
ve mâ zalemnâ-hum
: ve biz onlara zulmetmedik
2.
ve lâkin
: ve lâkin
3.
zalemû
: zulmettiler
4.
enfuse-hum
: on...
Hud Suresi, 108. Ayet:
Ve emmellezîne suidû fe fîl cenneti hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke), atâen
gayre
meczûz(meczûzin)....
Hud Suresi, 108. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve fakat
2.
ellezîne suidû
: mutlu olanlar, said olanlar
3.
fe
: artık, böylece
4.
fî el cenneti
: ce...
Hud Suresi, 109. Ayet:
Fe lâ teku fî miryetin mimmâ ya’budu hâulâ’(hâulâi), mâ ya’budûne illâ kemâ ya’budu âbâuhum min kabl(kablu), ve innâ le muveffûhum nasîbehum
gayre
menkûs(menkûsin). ...
Hud Suresi, 109. Ayet:
1.
fe
: o zaman, böylece, artık
2.
lâ teku
: sen olma
3.
fî miryetin
: şüphe içinde, kuşku içinde
4.
mimmâ (min mâ)
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Hak davet yalnız O’nun adına, gerçek kulluk, ibadet ve dua yalnız O’na yapılır. O’nun dışında kulları durumundakilerden yalvarıp taptıkları şeyler, hiçbir şekilde onların isteklerini yerine getiremez. Onlar, ağzına su gelsin diye, iki avucunu suya doğru açarak işaret eden kimse gibidir. Onların suya ulaşması mümkün değildir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin ibadetleri ve duaları, ...
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
Yevme tubeddelul ardu
gayre
l ardı ves semâvâtu ve berezû lillâhil vâhıdil kahhâr(kahhâri). ...
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
tubeddelu
: değiştirilir, bir halden (şekilden) bir başka hale (şekle) döndürülür
3.
el ardu
: yeryüzü
4.
g...
Nəhl Suresi, 52. Ayet:
1.
ve lehu
: ve onun
2.
mâ fî es semâvâti
: semalarda olan şeyler
3.
ve el ardı
: ve yeryüzünde
4.
ve lehu ed dînu
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
İnnemâ harreme aleykumul meytete veddeme ve lahmel hınzîri ve mâ uhılle li gayrillâhi bih(bihî), fe menıdturra
gayre
bâgın ve lâ âdin fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun). ...
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
1.
innemâ
: sadece, yalnız, fakat
2.
harreme
: haram kıldı
3.
aleykum
: sizin üzerinize, size
4.
el meytete
: ölü<...
İsra Suresi, 19. Ayet:
Kim de, âhireti, ebedî yurdu isterse, mü’min olarak kendine yaraşır bir çaba ile âhireti kazanmak için
gayre
t gösterirse, işte onların niyetleri, çabaları, emekleri makbuldür, mükâfatlandırılacaktır....
İsra Suresi, 19. Ayet:
Kim de âhireti ister ve mü’min olarak ona lâyık bir
gayre
tle çalışırsa, işte onların çalışmaları (Allah katında) makbûldür....
İsra Suresi, 19. Ayet:
Kim de âhireti ister ve ona lâyık bir biçimde mümin olarak
gayre
t gösterirse, işte bunların çalışmaları makbul olur....
İsra Suresi, 19. Ayet:
Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir
gayre
tle çalışırsa, böylelerinin
gayre
tleri teşekkürle karşılanır....
İsra Suresi, 40. Ayet:
(Ey müşrikler!) Rabbiniz, oğulları size ayırdı da (kendisi) meleklerden kızlar mı edindi? Doğrusu siz, gerçekten (Allah’ın
gayre
tine dokunacak) büyük bir söz söylüyorsunuz....
İsra Suresi, 73. Ayet:
Ve in kâdû le yeftinûneke anillezî evhaynâ ileyke li tefteriye aleynâ
gayre
h(
gayre
hu) ve izen lettehazûke halîlâ(halîlen)....
İsra Suresi, 73. Ayet:
1.
ve in
: ve eğer
2.
kâdû
: neredeyse, az kalsın (oluyordu)
3.
le yeftinûne-ke
: gerçekten seni fitneye düşürüyorlar
4.
anille...
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
Sabah erken ve akşama doğru Rablerine kulluk, ibadet ve dua edenlerle, onun rızasını isteyenlerle birlikte olmaya sen de, bizzat sabrederek
gayre
t et. Dünya hayatının cezbedici güzellikleriyle ilgilenerek gözlerin onlardan ayrılmasın. Kalbini, aklını övünç kaynağımız Kur’ân’dan, bizi anmaktan, zikretmekten, Kur’ân’ı tebliğden gâfil kıldığımız, şahsî arzu ve ihtiraslarına uymuş, ifrat ve tefrit planları yapan, planları fayda sağlamayan kimselerin göstermelik hoşgörü taleplerini, senin şeriatine a...
Kəhf Suresi, 56. Ayet:
Biz, elçileri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdik. Kafirler, gerçeği sahte ve yanlış ile ortadan kaldırmak için
gayre
t ediyor. Ayetlerimi (işaret ve mucizeleri) ve uyarıldıkları şeyleri alaya aldılar....
Taha Suresi, 15. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
es sâate
: o saat, kıyâmet saati
3.
âtiyetun
: gelecektir
4.
ekâdu
: neredeyse (az kalsın) b...
Taha Suresi, 15. Ayet:
"Kuşku duyma ki o saat gelecektir. Onu neredeyse gizleyeceğim ki, her benlik
gayre
tinin karşılığını elde etsin."...
Taha Suresi, 115. Ayet:
Andolsun, daha önce de, Âdem’e yerine getirmesi gereken emirler ve tavsiyeler vahyetmiştik. O bunları unuttu. Biz onda bir azim, kararlı bir davranış, bir
gayre
t bulamadık....
Taha Suresi, 115. Ayet:
Ve gerçek şu ki, biz Adem'e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; ne var ki o bunu unuttu; o'nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve
gayre
tli bulmadık....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
1.
fe men
: o halde kim
2.
ya'mel
: yapar
3.
min es sâlihâti
: salihat(tan) (nefs tezkiyesi)
4.
ve huve
: ve o
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
O halde kim mü'min olarak salihat (nefs tezkiyesi) yaparsa, bundan sonra onun
gayre
tleri (kazandığı dereceler) örtülmez (eksilmez, yok olmaz). Ve muhakkak ki Biz, onu yazanlarız....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Kim mü’min olarak, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlarsa, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olursa, cârî-kalıcı hayırlardan-sâlih amellerden imkânları dâhilindekini işlerse,
gayre
tinin, çalışmasının, hâlis niyetinin, emeğinin ka...
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Artık kim mü'min olarak salih ameller işlerse onun
gayre
ti inkar edilmez. Şüphesiz biz onu yazmaktayız....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Artık kim mü'min olduğu halde iyi yararlı amellerde bulunursa, onun iş ve
gayre
ti inkâr edilmiyecektir ve şüphesiz ki biz onları yazmaktayız....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Bu durumda artık kim mümin olarak makbul ve güzel işler yaparsa onun
gayre
tleri inkâr edilmez, yaptıkları makbul olur. Biz bütün
gayre
tlerini onun hesabına yazıp geçirmekteyiz....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işlerden bir şey yaparsa, onun
gayre
tine nankörlük edilmez. Biz böylesi lehine kâtiplik ederiz....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
De ki: "Ey Rabbim! (Aramızda) hakça hüküm ver!" Yine (de ki "Rabbimiz Rahmân, sizin (O'na ilişkin) tüm tanımlama
gayre
tlerinize karşı yardımına başvurulabilecek yegane (Hakim)dir!"...
Həcc Suresi, 9. Ayet:
ALLAH'ın yolundan saptırmak için kibirle kasılarak
gayre
t eder. Bu dünya hayatında onun için rezillik vardır. Diriliş gününde de ona yakıcı azabı tattırırız....
Həcc Suresi, 31. Ayet:
Hunefâe lillâhi
gayre
muşrikîne bih(bihî), ve men yuşrik billâhi fe ke ennemâ harre mines semâi fe tahtafuhut tayru ev tehvî bihir rîhu fî mekânin sahîk(sahîkın)....
Həcc Suresi, 31. Ayet:
1.
hunefâe
: hanifler
2.
li allâhi
: Allah için, Allah'a
3.
gayre
: başka, değil, olmayan
4.
muşrikîne
: şirk koşa...
Həcc Suresi, 37. Ayet:
Asla kurbanların etleri ve kanları Allah’a ulaşmayacaktır. Fakat ona sadece takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını benimseyerek hayata geçirmeniz, şirkten, insan kurban etme, katil ve kan dökme gibi büyük günahlardan korunmanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranma, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olma
gayre
tiniz ulaşır. Onları, bu şekilde sizin faydalanmanız için emrine boyun eğdirdi ki, size Kur’ân’da ve Rasulünün sünnetinde öğrettiği ...
Həcc Suresi, 51. Ayet:
Ve âyetlerimiz hakkında onları aciz bırakma
gayre
tinde olanlar, işte onlar, ashabı cehîm (cehennem ehli)dir....
Həcc Suresi, 51. Ayet:
Ayetlerimizi işe yaramaz kılmak için
gayre
t gösterenlere gelince, onlar cehennemin dostlarıdır....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce hiç bir resul veya nebî göndermedik ki, halkının hidâyetini umarak
gayre
t gösterdiğinde, Şeytan onun temennisi hakkında bir vesvese vermek, ümidini kırmak istemesin. Ama Allah, şeytanın attığı o vesveseyi giderir, sonra da âyetlerini sapasağlam, muhkem kılar. Zira Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Həcc Suresi, 55. Ayet:
İnkar edenler de kendilerine kıyamet ansızın gelinceye veya her kurtulma
gayre
tinin sonuçsuz kalacağı bir günün azabı gelinceye kadar Kur'an'dan şüphe etmekte devam edip giderler....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve ALLAH uğrunda gereken çaba ve
gayre
ti gösteriniz. O'dur sizi seçen. O, babanız İbrahim'in yolu olan bu dini, sizin için güç ve ağır kılmadı. Elçinin size tanık olması, sizin de halka tanık olmanız için, sizi, daha önce de şimdi de 'müslümanlar = teslim olanlar' olarak adlandıran O'dur. Namazı gözetin, zekatı verin ve ALLAH'a sarılın; Mevlanız (Sahibiniz) O'dur. Ne güzel sahip ve ne güzel Yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda, ona layık olacak şekilde
gayre
t gösterin. O, sizi seçkin kıldı, Dinde üzerinize bir zorluk yüklemedi. Atanız İbrahim’in yoludur. Allah, bundan önce ve bunda (Kur’an’da) size "müslüman" ismini vermiştir. Peygamber size şahit olsun, siz de insanlığa şahit olun diye. Öyleyse namazı kılın. Zekatı verin, Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin mevlânız O’dur. O, ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcıdır !.....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda O'na yaraşır bir
gayre
tle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O!...
Möminun Suresi, 56. Ayet:
İyilikleri ve iyi âkıbete kavuşmaları konusunda onların lehine
gayre
t gösteriyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar....
Möminun Suresi, 57. Ayet:
Şübhesiz (bir de hayırda
gayre
t gösteren) o kimseler (de var) ki, onlar Rablerinin azâbından korkarak titreyenlerdir....
Möminun Suresi, 61. Ayet:
İşte onlar iyiliklere, dünya ve âhiret için hayırlı olan işlere, Allah’ın emirlerini yerine getirmeye
gayre
t gösterirler, iyilikte yarış ederek öne geçenlerdir....
Nur Suresi, 29. Ayet:
Leyse aleykum cunâhun en tedhulû buyûten
gayre
meskûnetin fîhâ metâun lekum, vallâhu ya’lemu mâ tubdûne ve mâ tektumûn(tektumûne)....
Nur Suresi, 29. Ayet:
1.
leyse
: değildir, yoktur
2.
aleykum
: sizin üzerinize
3.
cunâhun
: günah, vebal
4.
en tedhulû
: girmek, girmeni...
Furqan Suresi, 52. Ayet:
Kâfirlere boyun eğme. Bu Kur'ân ile, onlara karşı büyük bir
gayre
tle cihad et....
Şüəra Suresi, 150. Ayet:
(150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir
gayre
tleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın....
Şüəra Suresi, 151. Ayet:
(150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir
gayre
tleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın....
Şüəra Suresi, 152. Ayet:
(150-152) Artık Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Sakın işi gücü dünyada fesat çıkarıp nizamı bozmak olan, düzeltme için ise hiç bir
gayre
tleri bulunmayan o haddi aşanların isteklerine uymayın....
Nəml Suresi, 22. Ayet:
Fe mekese
gayre
baîdin fe kâle ehattu bi mâ lem tuhıt bihî ve ci’tuke min sebein bi nebein yakîn(yakînin)....
Nəml Suresi, 22. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
mekese
: bekledi
3.
gayre
baîdin
: uzak olmadan, çok geçmeden
4.
fe
: o zaman, böylece, ...
Nəml Suresi, 25. Ayet:
"Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek
gayre
tindeler."...
Nəml Suresi, 56. Ayet:
Buna karşı , kavminin cevabı ancak şu olmuştur: “- Lût âilesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar (bizim yaptığımız işten son derece sakınıp) temizliğe
gayre
t eden insanlardır.”...
Nəml Suresi, 84. Ayet:
Nihayet hesap yerine geldikleri vakit Allah: 'Âyetlerimin, Kur’ân’ımın ne olduğunu kavramadan, anlama
gayre
ti göstermeden âyetlerimi mi yalanladınız? Yalanlamadınızsa bu amelleriniz ne?' buyurur....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine (Musâ
gayre
te galip) onların davarlarını suladı, sonra da gölgeye çekilip şöyle dedi: «Rabbim! Doğrusu bana indirdiğin nimete (her zaman) muhtacım.»...
Qəsəs Suresi, 77. Ayet:
"Allah’ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî âhiret yurdunu mâmur etmeye
gayre
t göster, ama dünyadan da nasibini unutma! (ihtiyacına yetecek kadarını sakla). Allah sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et, sakın ülkede nizamı bozma peşinde olma! Çünkü Allah bozguncuları sevmez."...
Ənkəbut Suresi, 6. Ayet:
O halde, kim (Allah yolunda) üstün
gayre
t gösterirse bunu yalnız kendi iyiliği için yapmış olur: çünkü Allah, her türlü ihtiyaçtan uzaktır!...
Ənkəbut Suresi, 6. Ayet:
Kim çaba harcarsa, kendisi için
gayre
t etmiş olur. Çünkü Allah'ın âlemlerden hiçbir şeye ihtiyacı yoktur....
Ənkəbut Suresi, 6. Ayet:
Ve kim didinir,
gayre
t sarfederse hiç kuşkusuz kendi benliği lehine
gayre
t sarfetmiş olur. Gerçek olan şu ki, Allah, âlemlere muhtaç olmaktan uzak, mutlak bir Ganî'dir....
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak, uğrumuzda cihad edenleri,
gayre
t gösterenleri, bizim ortaya koyduğumuz hayatı yaşarlarken elbette önlerini aydınlatacağız, başarıya ulaştıracağız. Emin olun ki, Allah, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, d...
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Ama davamız uğrunda üstün
gayre
t gösterenleri, Bize varan yollara mutlaka yöneltiriz: Allah, kuşkusuz, iyilik yapanlarla beraberdir....
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Bizim uğrumuzda
gayre
t gösterip mücahede edenlere elbette muvaffakiyet yollarımızı gösteririz. Muhakkak ki Allah iyi davrananlarla beraberdir....
Səba Suresi, 13. Ayet:
O cinler ona kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanak ve leğenler, sabit kazanlar gibi istediği şeyleri yaparlardı. Ey Davud hanedanı, şükür
gayre
ti içinde olun. Kullarımdan gereği gibi şükredenler çok azdır....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Bizim nezdimizde size değer kazandıran şey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın çokluğu değildir.Şu var ki, iman edip güzel ve makbul işler yapanlara bu
gayre
tlerinden ötürü kat kat mükâfat verilecek ve onlar cennetin yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır....
Səba Suresi, 38. Ayet:
Âyetlerimizi reddetmek için yarışırcasına
gayre
t sarfedenler ise, onlar cehennem azabına hazırlanmışlardır....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Ve hum yastarihûne fîhâ, rabbenâ ahricnâ na’mel sâlihan
gayre
llezî kunnâ na’mel(na’melu), e ve lem nuammirkum mâ yetezekkeru fîhi men tezekkere ve câekumun nezîr(nezîru), fe zûkû fe mâ liz zâlimîne min nasîr(nasîrin)....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
1.
ve hum
: ve onlar
2.
yastarihûne
: feryat ederler
3.
fî-hâ
: orada
4.
rabbe-nâ
: bizim Rabbimiz
Zümər Suresi, 10. Ayet:
De ki: "(Allah şöyle buyuruyor:) 'Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Bu dünyada iyi şeyler için
gayre
t edenleri güzel bir son beklemektedir. (Unutmayın ki) Allah'ın arzı geniştir, (ve) elbette sıkıntılara göğüs gerenlere mükafatları hesapsız verilecektir!"...
Zümər Suresi, 28. Ayet:
Kur’ânen arabiyyen
gayre
zî ivecin leallehum yettekûn(yettekûne). ...
Zümər Suresi, 28. Ayet:
1.
kur'ânen
: Kur'ân
2.
arabiyyen
: Arapça
3.
gayre
: dışında, hariç, olmayan
4.
zî
: sahip
Zümər Suresi, 39. Ayet:
De ki: "Ey (hakikati inkar eden) kavmim! Elinizden gelen her şeyi yapın, ben de (Allah yolunda)
gayre
t göster(meye devam ed)eceğim; yakında göreceksiniz,...
Zümər Suresi, 64. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e
: mı
3.
fe
: artık, bundan sonra
4.
gayre
: (bundan) başka
Şura Suresi, 20. Ayet:
Kim âhiretin, ebedî yurdun tarlasında çalışmayı, kazancını, sevabını isterse, onun tarlasındaki
gayre
tini de, mahsulü de artırırız. Kim de dünyanın tarlasında çalışmayı, kazancını isterse, ona da, onun mahsulünden bir miktar veririz. Ama onun âhirette, ebedî yurtta hiçbir nasibi olmaz....
Məhəmməd Suresi, 31. Ayet:
Ve hepinizi mutlaka sınayacağız ki (Bizim yolumuzda) üstün
gayre
t gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri (diğerlerinden) ayırabilelim; çünkü biz, bütün iddialarınızı(n doğruluğunu) deneyeceğiz....
Məhəmməd Suresi, 31. Ayet:
Yemin olsun, içinizden
gayre
t gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. Haberlerinizi de eleyip tarayacağız....
Məhəmməd Suresi, 35. Ayet:
O halde gevşemeyin. Sizler üstün iken barışa davet etmeyin. Allah, sizinle beraberdir; iş ve
gayre
tinizi kuvevtten düşürüp eksiltmez....
Məhəmməd Suresi, 35. Ayet:
O halde gevşemeyin de, sizler daha üstün durumda iken, zillet gösterip barış olması için yalvarmayın. Allah sizinle beraberdir. O, asla sizin
gayre
tinizi kuvvetten düşürmez, emeklerinizi zayi etmez....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
1.
iz
: olunca
2.
ceale
(ceale fî)
: kıldı, yaptı
: (yerleştirdi)
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
keferû
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O sırada, kâfir olanların yüreklerinde coşup kabaran
gayre
t ve kızgınlık, câhiliyet devrine âit bir
gayre
t ve kızgınlıktı; derken Allah, Peygamberine ve inananlara sükûn ve huzur verdi ve onlara, çekinme sözünü gerekli kıldı ve bu, Tanrının birliğini bildiren söze de zâten onlar, daha lâyıktı ve o sözün ehliydi onlar ve Allah, her şeyi bilir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Hani o kâfir olanlar, kalblerindeki taassuba= cahiliyyet
gayre
tine sarıldıkları sıra; Allah, Rasûlünün ve müminlerin üzerine manevî huzuru indirmişti. Onlara takvâ kelimesini (şehadet ve tevhid sözünü) de ilham etmişti. Onlar da buna lâyık ve ehil idiler. Allah her şeyi kemal üzre bilendir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O zaman inkar edenler, kalplerine öfke ve
gayre
tin cahiliyye çağının öfke ve
gayre
tini koymuşlardı. Allah da elçisine ve mü'minlere huzur ve güveni indirdi; onları takva sözüne tutunmalarını sağladı. Onlar, bu söze layık ve ehil kimselerdi. Allah herşeyi bilmektedir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O zaman inkâr edenler, kalblerine öfke ve
gayre
ti, o câhiliyye (çağının) öfke ve
gayre
tini koymuşlardı, Allâh da Elçisine ve mü'minlere huzûr ve güvenini indirdi; onları takvâ kelimesine (sebâta ve ahde vefâya) bağladı. Zeten onlar, buna lâyık ve ehil idiler. Allâh, her şeyi bilendir....
Zariyat Suresi, 36. Ayet:
Fe mâ vecednâ fîhâ
gayre
beytin minel muslimîn(muslimîne)....
Zariyat Suresi, 36. Ayet:
1.
fe
: böylece, fakat
2.
mâ vecednâ
: biz bulamadık
3.
fî-hâ
: orada
4.
gayre
beytin
: bir evden başka
...
Nəcm Suresi, 36. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 37. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 38. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 39. Ayet:
İnsan için, yalnızca çalışmasının,
gayre
tinin, hâlis niyetlerinin karşılığı vardır....
Nəcm Suresi, 39. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 40. Ayet:
Çalışmasının,
gayre
tinin, emeğinin hâlis niyetlerinin karşılığı da ilerde görülecektir....
Nəcm Suresi, 40. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 41. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 42. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 43. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Nəcm Suresi, 44. Ayet:
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve
gayre
tinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu
gayre
tinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Bilin ki dünyâ yaşayışı, ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir bezentidir ve aranızda bir övünmedir ve bir mal ve evlât çokluğu
gayre
tidir ancak ve bunlardan ibârettir de; halbuki dünyâ yaşayışı, bir yağmura benzer, bitirdiği nebatlar, ekincileri şaşırtır, sevindirir, sonra kuruyuverir de bir de bakarsın sapsarı olmuş, sararıp solmuş, sonra da un ufak olmuş, dağılıp gitmiş ve âhiretteyse çetin bir azap var ve Allah'tan yarlıganma ve râzılık. Ve dünyâ yaşayışı, ancak bir aldanış metaından ibâret...
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda
gayre
t sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur....
Səff Suresi, 11. Ayet:
Allah'a ve Peygamberi'ne inanır ve Allah yolunda malınız ve canınızla
gayre
t gösterirsiniz; bu sizin kendi iyiliğinizedir, keşke bilseydiniz....
Qələm Suresi, 3. Ayet:
Ve inne leke le ecren
gayre
memnûn(memnûnin). ...
Qələm Suresi, 3. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak ki
2.
leke
: senin, senin için
3.
le
: mutlaka, elbette
4.
ecren
: ecir, mükâfat
Cin Suresi, 3. Ayet:
"Rabbimizin adı/kudreti/işi/
gayre
ti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk."...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır!
Gayre
tleriniz makbul oldu."...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin
gayre
tiniz karşılığını bulmuştur....
İnsan Suresi, 22. Ayet:
'İşte bu, size bir mükâfattır. Ameliniz,
gayre
tiniz, hâlis niyetiniz devamlı karşılığını bulur.' denir....
İnsan Suresi, 22. Ayet:
'Bu ancak sizin için bir mükafattır;
gayre
tiniz kabul görmüştür.'...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin
gayre
tiniz karşılığını bulmuştur....
İnsan Suresi, 22. Ayet:
Bu, ödülünüzdür ve
gayre
tinize teşekkür edilmiştir....
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(Onlara şöyle denir): «İşte bu sizin bir mükâfatınızdı.
Gayre
tiniz karşılığını bulmuştur.»...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır!
Gayre
tleriniz makbul oldu."...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin
gayre
tiniz şükranla karşılanmıştır....
Naziat Suresi, 35. Ayet:
İnsanın, işlediği amellerinin,
gayre
tlerinin, niyetlerinin hesabını yapacağı gün, sorgulanma zamanıdır....
Naziat Suresi, 35. Ayet:
O gün insan, uğrunda
gayre
t sarfettiği şeyi hatırlar....
İnşiqaq Suresi, 6. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
el insânu
: insan
3.
inne-ke
: muhakkak ki sen
4.
kâdihun
:
gayre
t edip çabalayan
<...
Ğaşiyə Suresi, 3. Ayet:
Gayre
te gelmişlerdir, zahmet çekmektedirler, boşuna yorulurlar....
Ğaşiyə Suresi, 9. Ayet:
Dünyadaki
gayre
tlerinden, amellerinden, hâlis niyetlerinden dolayı memnundurlar....
Ğaşiyə Suresi, 9. Ayet:
Gayre
tlerinden dolayı hoşnutturlar....
Ğaşiyə Suresi, 9. Ayet:
Emek ve
gayre
ti yüzünden hoşnuttur....
Leyl Suresi, 4. Ayet:
Ki sizin emek ve
gayre
tiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır....
Maun Suresi, 3. Ayet:
yoksulu doyurma arzusu/
gayre
ti duymayan....
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten nebiyyi illâ en yu’zene lekum ilâ taâmin
gayre
nâzırîne inâhu ve lâkin izâ duîtum fedhulû fe izâ taimtum fenteşirû ve lâ muste’nisîne li hadîs(hadîsin), inne zâlikum kâne yu’zîn nebiyye fe yestahyî minkum vallâhu lâ yestahyî minel hakk(hakkı), ve izâ seeltumûhunne metâan fes’elûhunne min verâi hıcâb(hıcâbin), zâlikum atharu li kulûbikum ve kulûbihinn(kulûbihinne), ve mâ kâne lekum en tu’zû resûlallâhi ve lâ en tenkihû ezvâcehu min ba’dihî ebedâ(ebeden), ...
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, o kimseler
3.
âmenû
: âmenû oldular (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dilediler)
4.
lâ tedh...
Məhəmməd Suresi, 38. Ayet:
Hâ entum hâulâi tud’avne li tunfikû fî sebîlillâh(sebîlillâhi), fe minkum men yebhal(yebhalu), ve men yebhal fe innemâ yebhalu an nefsih(nefsihî), vallâhul ganiyyu ve entumul fukarâu, ve in tetevellev yestebdil kavmen
gayre
kum summe lâ yekûnû emsâlekum....
Məhəmməd Suresi, 38. Ayet:
1.
hâ entum
: işte siz ..... siniz
2.
hâulâi
: bunlar, böyleler
3.
tud'avne
: davet ediliyorsunuz
4.
li tunfikû
: ...
Qaf Suresi, 31. Ayet:
Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne
gayre
baîdin....
Qaf Suresi, 31. Ayet:
1.
ve uzlifet
: ve yaklaştırıldı
2.
el cennetu
: cennet
3.
li el muttekîne
: takva sahipleri için
4.
gayre
: olmak...
Vaqiə Suresi, 86. Ayet:
Fe lev lâ in kuntum
gayre
medînîn(medînîne)....
Vaqiə Suresi, 86. Ayet:
1.
fe
: öyleyse, haydi
2.
lev lâ
: değil ise
3.
in
: eğer
4.
kuntum
: siz olduğunuz
Leyl Suresi, 1. Ayet:
(1-4) "Kara cahilliği, vahyin aydınlığını; bilgiyi ve genetik özellikleri kanıt gösteriyorum ki sizin emek ve
gayre
tiniz kesinlikle dağınık ve parça parçadır. "...
Leyl Suresi, 2. Ayet:
(1-4) "Kara cahilliği, vahyin aydınlığını; bilgiyi ve genetik özellikleri kanıt gösteriyorum ki sizin emek ve
gayre
tiniz kesinlikle dağınık ve parça parçadır. "...
Leyl Suresi, 3. Ayet:
(1-4) "Kara cahilliği, vahyin aydınlığını; bilgiyi ve genetik özellikleri kanıt gösteriyorum ki sizin emek ve
gayre
tiniz kesinlikle dağınık ve parça parçadır. "...
Leyl Suresi, 4. Ayet:
(1-4) "Kara cahilliği, vahyin aydınlığını; bilgiyi ve genetik özellikleri kanıt gösteriyorum ki sizin emek ve
gayre
tiniz kesinlikle dağınık ve parça parçadır. "...
Saffat Suresi, 7. Ayet:
(7-10) "Kur’ân'dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli
gayre
t içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân'a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez. "...
Saffat Suresi, 8. Ayet:
(7-10) "Kur’ân'dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli
gayre
t içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân'a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez. "...
Saffat Suresi, 9. Ayet:
(7-10) "Kur’ân'dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli
gayre
t içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân'a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez. "...
Saffat Suresi, 10. Ayet:
(7-10) "Kur’ân'dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli
gayre
t içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân'a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez. "...
Ənkəbut Suresi, 4. Ayet:
(4-6) Yoksa kötülük yapanlar, Bizi öne geçebileceklerini/ Bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? İlke olarak benimsedikleri şey, ne kötüdür! Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, hiç şüphesiz ki Allah'ın belirlediği zaman kesinlikle gelicidir. Ve O, en iyi duyandır, en iyi bilendir. Ve kim
gayre
t gösterirse, ancak kendisi için
gayre
t gösterir. Şüphesiz Allah, kesinlikle âlemlerden zengindir. ...
Ənkəbut Suresi, 5. Ayet:
(4-6) Yoksa kötülük yapanlar, Bizi öne geçebileceklerini/ Bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? İlke olarak benimsedikleri şey, ne kötüdür! Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, hiç şüphesiz ki Allah'ın belirlediği zaman kesinlikle gelicidir. Ve O, en iyi duyandır, en iyi bilendir. Ve kim
gayre
t gösterirse, ancak kendisi için
gayre
t gösterir. Şüphesiz Allah, kesinlikle âlemlerden zengindir. ...
Ənkəbut Suresi, 6. Ayet:
(4-6) Yoksa kötülük yapanlar, Bizi öne geçebileceklerini/ Bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? İlke olarak benimsedikleri şey, ne kötüdür! Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, hiç şüphesiz ki Allah'ın belirlediği zaman kesinlikle gelicidir. Ve O, en iyi duyandır, en iyi bilendir. Ve kim
gayre
t gösterirse, ancak kendisi için
gayre
t gösterir. Şüphesiz Allah, kesinlikle âlemlerden zengindir. ...
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Ve Biz, Bizim uğrumuzda
gayre
t gösterenleri, elbette Kendi yollarımıza kılavuzlayacağız. Ve şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenlerle beraberdir. ...
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Şüphesiz ki iman eden kimseler, yurtlarından başka yurtlara göçen kimseler ve Allah yolunda
gayre
t gösteren kimseler, Allah'ın rahmetini umarlar. Ve Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ...
Ənfal Suresi, 74. Ayet:
"Ve iman eden, hicret eden ve Allah yolunda var gücüyle
gayre
t eden o kimseler ile barındıran ve yardım eden kimseler; işte bunlar, gerçek mü’minlerin ta kendileridir. Bunlar için bir bağışlanma ve saygın bir rızık vardır. "...
Ənfal Suresi, 75. Ayet:
"Ve bundan sonra, inanan ve sizinle birlikte yurtlarından göç eden ve var gücüyle
gayre
t eden kimseler; artık onlar da sizdendirler. Akraba olanlar da, Allah'ın kitabına göre, birbirlerine daha yakındırlar. Şüphesiz Allah, her şeyi en iyi bilendir. "...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
(95,96) "Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanlar eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanları, derece itibariyle oturanlara fazlalıklı kıldı. Ve Allah, onların hepsine “en güzel”i vaat etmiştir. Ve Allah,
gayre
t gösterenlere, oturanların üzerine büyük bir ecir; Kendi katından dereceler, bir bağışlama ve merhamet fazlalaştırmıştır. Ve Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. "...
Nisa Suresi, 96. Ayet:
(95,96) "Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanlar eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanları, derece itibariyle oturanlara fazlalıklı kıldı. Ve Allah, onların hepsine “en güzel”i vaat etmiştir. Ve Allah,
gayre
t gösterenlere, oturanların üzerine büyük bir ecir; Kendi katından dereceler, bir bağışlama ve merhamet fazlalaştırmıştır. Ve Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. "...
Həcc Suresi, 77. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi
gayre
t gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi
gayre
t gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Təhrim Suresi, 9. Ayet:
"Ey Peygamber! Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere ve münâfıklara karşı
gayre
tli ol, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer de cehennemdir. Ve o, ne kötü dönüş yeridir. "...
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman etmiş olan kişiler! Kurtulmanız, zafer kazanmanız için, Allah'ın koruması altına girin, O'na, yaklaştıracak/ ulaştıracak şeyleri arayın ve O'nun yolunda
gayre
t gösterin. ...
Tövbə Suresi, 41. Ayet:
Hafif teçhizatla ve ağırlıklı olarak savaşa çıkın ve mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda
gayre
t gösterin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. ...
Rum Suresi, 60. Ayet:
Dayan, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir ve adamakıllı inanmayanlar, sakın senin
gayre
tini hafifletip gevşetmesin....