Axtarış Nəticələri
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 25. Ayet: İnanıp salih amellerde bulunanları müjdele: Gerçekten onlar için içlerinden / altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızk olarak bu ürünlerden (min semeretin rizkan) yedirildiğinde "Bu, daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu onlara (dünyadakine) benzer (müteşabihe) olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz (halidun) kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir oldular
3.
ve kezzebû
: ve yalanladılar
4.
bi âyâti-nâ
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
1.
belâ
: bilâkis, hayır, öyle değil
2.
men
: kimse
3.
kesebe
: kazandı
4.
seyyieten
: günah
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
4....
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
1.
yes'elûne-ke
: sana soruyorlar
2.
an(i) eş şehri el harâmi
: haram aydan
3.
kıtâlin
: savaş
4.
fî-hi
: onun içi...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
velîyyu
: dost
3.
ellezîne
: onlar
4.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmâ...
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
ye'kulûne
: yerler
3.
er ribâ
: riba, faiz
4.
lâ yekûmûne
: kalkmazlar
Ali-İmran Suresi, 107. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve amma, amma ...ise
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
ebyaddat
: beyazladı, ağardı
4.
vucûhu-hum
: onl...
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler
3.
len tugniye an
: asla fayda vermez
4.
hum
: onla...
Maidə Suresi, 80. Ayet:
1.
terâ
: görürsün
2.
kesîran min-hum
: onlardan bir çoğunu
3.
yetevellevne
: dönerler, dostluk ederler
4.
ellezîne keferû<...
Əraf Suresi, 36. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler ki
2.
kezzebû
: yalanladılar
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
ve estekberû
: ve büy...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olan, îmân eden kimseler (hayatta iken Allah'a ulaşmayı dileyenler)
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar)
Tövbə Suresi, 17. Ayet:
1.
mâ kâne
: olmaz, olmadı
2.
li el muşrikîne
: müşrikler için
3.
en ya'murû
: imar etmeleri
4.
mesâcide allâhi
: ...
Yunus Suresi, 26. Ayet:
1.
li ellezîne
: o kimseler için (vardır)
2.
ahsenû
: ahsen olanlar, daha güzel olanlar
3.
el husnâ
: güzellik
4.
ve zîyâdetun<...
Yunus Suresi, 27. Ayet:
1.
ve ellezîne kesebû
: ve kazanan kimselerin
2.
es seyyiâti
: seyyiat, derecat kaybettiren ameller, günahlar
3.
cezâu
: cezası, karşılığı
4.
Hud Suresi, 23. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar
2.
âmenû
: ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
Rəd Suresi, 5. Ayet:
1.
ve in ta'ceb
: ve eğer acayip buluyorsan (şaşıyorsan)
2.
fe
: artık, doğrusu
3.
acebun
: acayiptir
4.
kavlu-hum
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
1.
ve mâ ceal-nâ
: ve biz kılmadık, vermedik
2.
li beşerin
: bir beşer için, bir beşere
3.
min kabli-ke
: senden önce
4.
el hul...
Ənbiya Suresi, 99. Ayet: Lev kâne hâulâi âliheten mâ veradûhâ, ve kullun fîhâ hâlidûn(hâlidûne). ...
Ənbiya Suresi, 99. Ayet:
1.
lev
: eğer, şâyet
2.
kâne
: oldu
3.
hâulâi
: bunlar (onlar)
4.
âliheten
: ilâhlar
Ənbiya Suresi, 102. Ayet: Lâ yesme’ûne hasîsehâ, ve hum fî meştehet enfusuhum hâlidûn(hâlidûne). ...
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
1.
lâ yesmeûne
: işitmezler
2.
hasîse-hâ
: onun uğultusu
3.
ve hum
: ve onlar
4.
fî
: içinde
Möminun Suresi, 11. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yerisûne
: varis olacaklar
3.
el firdevse
: firdevs (cenneti)
4.
hum
: onlar
Möminun Suresi, 103. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
haffet
: hafif geldi
3.
mevâzînu-hu
: onun mizanı, tartıları
4.
fe
: o zaman
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
1.
meselu
: misâli, örneği, durumu
2.
el cenneti
: cennet
3.
elletî
: o ki
4.
vuide
: vaadedildi
Mücadilə Suresi, 17. Ayet:
1.
len tugniye an
: asla fayda vermez
2.
hum
: onlara
3.
emvâlu-hum
: onların malları
4.
ve lâ
: ve olmaz, değil