Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır. Yakında bileceksiniz....
Əraf Suresi, 53. Ayet:
Onun verdiği
haberin
gerçekleşmesini mi bekliyorlar? Onun
haberin
in gerçekleştiği gün, daha önce onu unutmuş olanlar diyecekler ki: "Gerçekten Rabb'imizin resulleri gerçeği getirmişler. Acaba bir şefaatçi var mıdır ki bize şefaatte bulunsun veya geri döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?" Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. Uydurdukları şeyler kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, o kimsenin
haberin
i de oku, ki ona ayetlerimizi vermiştik de onlardan sıyrılıp ayrıldı. Şeytan da onu kendine tabi kıldı. Böylece azgınlardan oldu....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara, Nuh'un
haberin
i anlat. Hani o halkına: "Ey halkım! Eğer aranızda durmam ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilin ki ben yalnızca Allah'a güveniyorum. Öyleyse yapacağınızı yapmak için şirk koştuklarınızla toplanıp karar verin. Sonra ne yapacaksanız yapın. Sonra bana fırsat vermeden aldığınız kararı hemen uygulayın!" demişti....
Hicr Suresi, 63. Ayet:
Elçiler: "Hayır! Biz sana hakkında kuşku duyulan azabın
haberin
i getirdik;"...
Nəhl Suresi, 59. Ayet:
Aldığı
haberin
kötülüğünden, insanların yüzüne bakamaz olur! Bu zillete karşı onu yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Dikkat edin, verdikleri hüküm ne kötüdür!...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i anlat....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Biz, sana inanan bir halk için ders alsınlar diye Musa ve Firavun'un
haberin
den bir kısım gerçeği anlatacağız....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun
haberin
i bir zaman sonra kesinlikle bileceksiniz....
Mücadilə Suresi, 7. Ayet:
Allah'ın gökte ve yerde olan her şeyi bildiğinden
haberin
yok mu? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüleri kesinlikle O'dur. Beş kişinin, O altıncısıdır. Bundan az veya çok olsunlar ve nerede olurlarsa olsunlar O, kesinlikle onlarla beraberdir. Sonra Kıyamet Günü, yaptıkları şeyleri onlara haber verecektir. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden
haberin
var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir....
Bəqərə Suresi, 12. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, onlar, onlardır ancak fesadçılar, ama farkında değillerdir....
Bəqərə Suresi, 12. Ayet:
Haberin
iz olsun ki müfsid olan şahıslar, onların kendileridir. Fakat bunu anlamazlar....
Bəqərə Suresi, 12. Ayet:
Haberin
iz olsun; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara, "İnsanların inandığı gibi siz de inanın" dendiğinde, "Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı?" derler.
Haberin
iz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden öncekilerin başlarına gelen mesel olmuş sıkıntılarının sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle sıkıntı, belâ gelip çattı, sarsıldılar ki, Rasûlleri ve yanındaki iman edenler "Allâh'ın yardımı ne zaman gelecek" dediler.
Haberin
iz olsun ki Allâh nusreti yakındır!...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, kendinizden önce gelenlerin benzer durumu başınıza gelmeden Cennet'e gireceğinizi mi sandınız ?! Onlara ezici üzücü sıkıntı ve zorluklar gelip dokundu da sarsıldıkça sarsıldılar, o kadar ki Peygamber ve Onunla beraber olan inanmışlar: «Allah'ın yardımı ne zaman ?!» diyecek duruma gelmişlerdi.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın yardımı elbette yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa cennete gireceğinizi mi zannettiniz, sizden evvelki geçmiş ümmetlerin hali sizlere gelmedikçe? Onları nice şiddetli ihtiyaçlar, hastalıklar kapladı ve sarsıntılara uğradılar. Hatta peygamberleri ve O'nunla beraber imân edenler, «Allah'ın nusreti ne zaman?» diyecek bir halde geldiler.
Haberin
iz olsun Allah'ın nusreti şüphe yok ki pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa sizden öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle darlıklara ve zorluklara uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve onunla beraber iman edenler, 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek hale geldiler.
Haberin
iz olsun, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara şunu da söylemişdi:
Haberin
iz olsun onun melikliğinin alâmeti size o Tabutun gelmesi olacaktır, ki onda rabbınızdan bir sekîne ve ali Musa ile ali Harunun metrükâtından bir bakiyye vardır, onu Melaike getirecektir, elbette bunda size kat'î bir alâmet vardır, eğer mü'minlerseniz...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara: «
Haberin
iz olsun, onun hükümdarlığının alameti, içinde sizlere Rabbından bir rahatlık ve Musa ile Harun ailesinin bıraktıklarından bir kısmı bulunan bir sandığın gelmesi olacaktır. Onu melekler getirecektir. Eğer inanan kişilerseniz, elbette size bunda kesin bir delil vardır.» demişti....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri, onlara şunu da söylemişti:
Haberin
iz olsun, Onun hükümdarlığının alâmeti, size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden bir sekine (sükûnet, gönül rahatlığı), Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye (kalıntı) vardır. Onu melekler getirecektir. Eğer iman etmiş kimselerden iseniz, bunda sizin için kesin bir ibret, bir alâmet vardır....
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Sırf Allah kendisine hükümdarlık bağışladığı için İbrahim ile Rabbi hakkında münakaşa eden o (hükümdar)dan
haberin
yok mu? Hani İbrahim: "Rabbim hayat veren ve ölüm dağıtandır!" demişti. Hükümdar cevap vermişti: "Ben (de) hayat verir ve ölüm dağıtırım!" İbrahim: "Allah güneşi doğudan doğdurur; öyleyse sen de batıdan doğdur!" demişti. Bunun üzerine, hakikati inkara şartlanmış olan o kişi hayretler içinde kaldı: Allah (bile bile) zulüm işleyen toplumu hidayete erdirmez....
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Şöyle birinin (
haberin
i almadın mı)? Bir yerleşim alanına uğramıştı ki binaların üstü altına gelmiş, insanları helâk olmuş, "Allâh şurayı bu ölüm sonrasında nasıl diriltir" diye düşünmüştü. Allâh onu orada öldürmüş ve yüz sene sonra diriltmişti. "Ne kadar kaldın" dedi. . . O da: "Bir gün veya birazı kadar" cevabını verdi. Allâh buyurdu: "Hayır, yüz sene geçti üzerinden. . . İşte bak yiyecek içeceğine, hiç bozulmamış, ama eşeğine bak (nasıl çürüyüp sırf kemikleri kalmış!) Seni insanlar için bir i...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Yahut binalarının çatıları çökmüş ve duvarları üstüne yıkılmış bir kasabadan geçen gibisinden
haberin
oldu mu? Bu kişi: 'Allah bunu ölümünden sonra nasıl diriltecek?' demişti. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz yıl sonra diriltti. 'Burada ne kadar kaldın?' dedi. O kişi: 'Bir gün veya bir günden daha kısa bir süre kaldım' cevabını verdi. (Allah da): 'Hayır sen burada yüz yıl kaldın. Yiyecek ve içeceğine bak, hiç bozulmamış. Bir de eşeğine bak. Seni insanlar için bir ibret kılalım diye (bunu yapt...
Bəqərə Suresi, 279. Ayet:
Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan
haberin
iz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz....
Bəqərə Suresi, 279. Ayet:
Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasulü tarafından fâizcilere verilen savaş ültimatomundan
haberin
iz olsun. Eğer tevbe ederseniz, günah işlemekten vazgeçip Allah’a itaate yönelirseniz, anaparalarınız sizindir. Haksızlık etmeyeceksiniz, haksızlığa da uğratılmayacaksınız....
Bəqərə Suresi, 279. Ayet:
Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan
haberin
iz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Bunun üzerine, Zekeriyya (Aleyhisselâm) mihrab’da namaz kılmağa durduğu sırada, hemen melekler ona şöyle seslendi; “-
Haberin
olsun, Allah sana Yahya adlı çocuğu müjdeliyor. O, Allah’dan gelen bir kelimeyi (Hz. Îsa’yı) tasdik edecek, kavminin efendisi olacak, nefsine hâkim bulunacak ve sâlihlerden bir peygamber olacaktır.”...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Derken melâikeler kendisine nida ettiler, o kalkmış mihrabda namaz kılıyordu:
Haberin
olsun Allah sana Yahyayı müjdeliyor: Allahdan bir kelimeyi tasdik edecek, hem bir efendi, hem gayet zahid, ve bir Peygamber, salihînden....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
O kalkmış mihrabda namaz kılarken melekler kendisine şöyle seslendiler: «
Haberin
olsun, Allah sana, Allah'tan gelen bir kelimeyi doğrulayacak, efendi, son derece nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olmak üzere Yahya'yı müjdeliyor....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Zekeriyâ mâbedde durmuş namaz kılarken melekler ona seslendiler: “
Haberin
olsun, Allah sana Yahya adlı bir çocuk müjdeliyor. O, Allah'tan gelen bir Kelime'yi (İsâ'yı) tasdik edici, efendi, nefsine hâkim ve sâlihlerden bir peygamber olacak. ”...
Ali-İmran Suresi, 45. Ayet:
Melekler dediği vakit: Ya Meryem!
Haberin
olsun Allah seni tarafından bir kelime ile müjdeleyor: İsmi Mesih İsa ibni Meryem, dünya ve ahırette vecîh olarak hem de mukarrebînden....
Ali-İmran Suresi, 45. Ayet:
Melekler şöyle dediği vakit: «Ey Meryem,
haberin
olsun, Allah seni dünya ve ahirette itibarlı biri ve kendisine yakın olanlardan olarak tarafından bir «kelime» ile müjdeliyor! Adı, Meryem oğlu Mesih İsa'dır.»...
Ali-İmran Suresi, 62. Ayet:
İşte (İsâya dâîr sana anlatılan) bu (haber) elbette en doğru bir
haberin
beyânıdır. Allahdan başka hiç bir Tanrı yokdur. Allah hiç şübhesiz yegâne gaalibdir. Mutlak hüküm ve hikmet saahibidir O. ...
Ali-İmran Suresi, 153. Ayet:
O vakit (Uhud savaşında) boyuna uzaklaşıyordunuz. Kimseye dönüp bakmıyordunuz. Hazreti Peygamber ise arkanızdan sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine, Allah sizi keder üzerine kederle cezalandırdı. (Kederlerden biri mağlûbiyet ve diğeri Hazreti Peygamberin ölmüş olduğuna dair yanlış
haberin
yayılmasıdır). Allah’ın sizi bağışlaması, ne elinizden giden zafere, ne de başınıza gelen musibete üzülmiyesiniz, diyedir. Allah yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır....
Ali-İmran Suresi, 173. Ayet:
onlar ki nâs kendilerine
haberin
iz olsun nas sizin için tahşidat yaptılar onun için onlardan korkun dediler de bu kendilerinin imanlarını artırdı «Allah yetişir bize o ne güzel vekil» dediler...
Ali-İmran Suresi, 173. Ayet:
Onlar ki, insanlar kendilerine: «
Haberin
iz olsun, düşmanlarınız size saldırmak için toplandılar, onun için onlardan korkun!» dediler. Bu, onların imanını artırdı ve: «Bize Allah yetişir; O, ne güzel vekildir!» dediler....
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Allah size şunları emrediyor: Emanetleri ehline veresiniz ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakıt adaletle hükmedesiniz, hakikat Allah size ne güzel va'z veriyor, şüphesiz ki Allah semi', basir bulunuyor....
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah işiten ve bilendir....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Ve onlara emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar (yayarlar). Ve eğer, onu (o haberi) Resûl'e ve kendilerinden olan ulûl emre iletselerdi (herkese açıklamasalardı), onlardan, onun (o
haberin
) iç yüzünü araştıranlar mutlaka (gerçeği) bilirlerdi.Ve Allah'ın fazlı ve rahmeti üzerinize olmasaydı, pek azınız hariç mutlaka şeytana uyardınız....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güvenlik veya korkuya dair bir haber geldiğinde doğru olup olmadığını araştırmadan ve yaymakta mahzur bulunup bulunmadığını danışmadan hemen onu yayarlar. Halbuki onlar bu haberi peygambere ve aralarındaki yetkili zatlara arzetselerdi elbette işin içyüzünü araştırıp ortaya çıkaranlar, onun mahiyetini,
haberin
neye delâlet ettiğini bilirlerdi. Eğer Allah’ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız hariç hepiniz şeytana uymuş gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelse onu yayarlar. Halbuki onu Elçi'ye ve aralarında buyruk sâhiplerine götürselerdi, işin içyüzünü araştırıp çıkaranlar, onun ne olduğunu (
haberin
taşıdığı anlamı) bilirlerdi. Eğer size Allâh'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, birçok işinizde şeytâna uyardınız....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Allahındır bütün göklerdeki, yerdeki, celalim hakkı için sizden evvel kitab verilenlere de tavsıye ettik size de ki Allahdan korkun ve eğer tanımamazlık ederseniz
haberin
iz olsun ki Allahındır bütün göklerdeki ve yerdeki ve Allah bir ganiy, hamîd bulunuyor....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Celâli hakkı için ki Allah Beni İsrailden misak almıştı ve içlerinden on iki nakıb göndermiştik ve Allah buyurmuştu:
haberin
iz olsun ben sizinle beraberim, celâlim hakkı için eğer siz namazı kılar, zekâtı verir ve Rasullerime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allaha karzı hasenle ıkraz muamelesi yaparsanız elbette tarafınızdan kabahatlarınızı keffaretlerim ve mutlak sizi altından nehirler akar Cennetlere korum, bundan sonra da içinizden her kim nankörlük eder küfre saparsa artık düz yo...
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Andolsun ki, Allah, İsrail oğullarından söz almıştı, içlerinden on iki kefil de göndermiştik ve Allah: «
Haberin
iz olsun Ben sizinle beraberim. Andolsun ki, eğer siz namazı kılar, zekatı verir, peygamberime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allah'a gönülden ödünç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra içinizden her kim nankörlük edip küfre saparsa, artık düz yolun ortasından sapmış, kendini zayi etmiş olur.» diye buyu...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
1.
ve utlu aleyhim
: ve, onlara tilavet et, oku!
2.
nebee ibney âdeme
: Hz. Adem'in iki oğlunun
haberin
i, kıssasını
3.
bi el hakkı
: hakk ile
4.
<...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Ve onlara Adem'in iki oğlunun
haberin
i (kıssasını, aralarında geçen olayı) hakkıyla oku, Allah'a yaklaştıracak kurban sunmuşlardı, (Kurban) ikisinin birinden kabul edilir ve diğerinden ise kabul edilmez. (Kurbanı kabul edilmeyen) “Seni mutlaka öldüreceğim” dedi. O da, “Allah sadece takvâ sahiplerinden kabul eder.” dedi....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun
haberin
i gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara, Adem'in iki oğlunun
haberin
i gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder" dedi...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Adem'in iki oğlunun
haberin
i, Hak olarak anlat. . . Hani ikisi de birer kurban takdim etmişlerdi de, birinden kabul olunmuş, diğerinden kabul olunmamıştı. . . (Kabul olunmayan Kabil) şöyle dedi: "Kesinlikle seni öldüreceğim". . . (Kabul olunan Habil) ise: "Allâh yalnızca muttakilerden kabul eder" dedi....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah, ancak korkup sakınanlardan kabul eder."...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Ey Rasûlüm, ehl-i kitaba, Âdem’in iki oğlunun
haberin
i hakkıyla oku. Onlar, Allah rızasını kazanmak için kurban kesmişlerdi (hayır işlemişlerdi) de birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul olunmamıştı. Kurbanı kabul olunmıyan (Kâbil) diğerine: “- Seni muhakkak öldüreceğim.” demişti. Kardeşi ona şöyle cevap vermişti. “Allah, ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder.”...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Bir de onlara Âdem'in iki oğ lunun
haberin
i (aralarında geçen ola yi) gerçek yönüyle anlat: Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen bu duruma öfkelenmiş): And olsun ki seni öldüreceğim, demişti. O da : Allah ancak muttakîler (Hakk'a saygılı olup kötülüklerden sakınanlardan kabul buyurur....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara, Âdem'in iki oğlunun
haberin
i gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi (ve ekledi:)...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onlar (Tanrı'ya) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Tanrı ancak korkup sakınanlardan kabul eder."...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Âdemin iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Hani onlar (Allaha) yaklaştıracak birer kurban takdim etmişlerdi de ikisinden birininki kabul olunmuş, öbürününkü kabul olunmamışdı. O (evvelkisi, kardeşine): «Seni elbette öldüreceğim» demişdi (Berikî de şöyle) söylemişdi: «Allah, ancak (kendisinden) korkanları (nkini) kabul eder». ...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun (Hâbil ile Kabil’in)
haberin
i de hakkıyla oku! Hani birer kurban takdîm etmişlerdi de birisinden (Hâbil’den) kabûl edilmiş, diğerinden (Kabil’den) ise kabûl edilmemişti. (Kabil, Hâbil’e:) 'Seni mutlaka öldüreceğim!' dedi. (Hâbil ise:) 'Allah, ancak takvâ sâhiblerinden (amellerini) kabûl buyurur' dedi....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Âdem'in iki oğlunun
haberin
i bihakkın oku. O vakit ki, onlar iki kurban takdim etmişlerdi. Birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. «Seni elbette öldüreceğim» dedi, diğeri de, «Allah Teâlâ ancak muttakî olanlardan kabul eder» deyiverdi....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Resulüm! Onlara Âdem-'in iki oğlunun
haberin
i gerçek olarak anlat. Hani ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de, birisininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kabul edilmeyen: “Andolsun ki seni öldüreceğim!” deyince kardeşi şöyle demişti: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. ”...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
(27-29) Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: "Seni öldüreceğim" dedi. O da: "Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım." "Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yük...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara iki Âdem oğlunun
haberin
i gerçek olarak oku: Hani her biri birer kurban sunmuşlardı, (kurban) birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, kabul edilene): "Seni öldüreceğim" demişti. (O da); "Allâh, sadece korunanlardan kabul eder" dedi....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerinki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: «Seni mutlaka öldüreceğim.» (Öbürü de:) «Allah, ancak korkup sakınanlardan kabul eder.»...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Âdem'in iki oğlunun
haberin
i de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi....
Maidə Suresi, 28. Ayet:
(27-29) Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: "Seni öldüreceğim" dedi. O da: "Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım." "Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yük...
Maidə Suresi, 29. Ayet:
(27-29) Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan
haberin
i oku: Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: "Seni öldüreceğim" dedi. O da: "Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım." "Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yük...
Maidə Suresi, 94. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler!
haberin
iz olsun Allah gaybda kendisinden korkanları meydana çıkarmak için muhakkak ki sizleri av gibi bir şeyle imtihan edecek, bir av bolluğu ki isteseniz elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da, kim bunun üzerine tecavüzde bulunursa işte ona elîm bir azab var...
Maidə Suresi, 94. Ayet:
Ey iman edenler,
haberin
iz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki, gıyabında kendisinden korkanlar meydana çıksın. Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bir azap vardır....
Ənam Suresi, 34. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
kuzzibet
: yalanlandı
3.
rusulun
: resûller
4.
min kabli-ke
: senden önce
<...
Ənam Suresi, 34. Ayet:
And olsun ki, senden önce gönderilen nice peygamberler de yalanlanmıştır, ama onlar bizim yardımımız kendilerine gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve kendilerine yapılan eziyetlere katlanıp sabrettiler. Allah'ın (va'dettiği) sözlerini değiştirecek (hiçbir kuvvet) yoktur. Hem and olsun ki, sana o peygamberlerin
haberin
den bazı bölümler de geldi....
Ənam Suresi, 34. Ayet:
Andolsun, senden evvelki peygamberler (in kendileri) yalanlanmadı da tekzîb edildikleri ve ezaya uğratıldıkları şeylere karşı sabr etmişlerdi. Nihayet onlara yardımımız gelib yetişdi. Allahın kelimelerini (katlananlar hakkındaki nusret va'dini) değişdirebilecek (hiç bir ferd ve kuvvet) yokdur. Andolsun, (tarafımdan) gönderilen (o peygamber) lerin
haberin
den bir kısmı sana da geldi. ...
Ənam Suresi, 34. Ayet:
Andolsun ki; senden önce de nice peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet onlara yardımımız gelip yetişti. Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun ki; peygamberlerin
haberin
den bir kısmı sana gelmiştir....
Ənam Suresi, 34. Ayet:
Senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler, nihâyet onlara yardımımız yetişti. Allâh'ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur. Sana da elçilerin
haberin
den bir parça gelmiştir....
Ənam Suresi, 34. Ayet:
Yemin olsun ki, senden önce de resuller yalanlanmış ama yalanlanmalarına, eziyet görmelerine sabretmişlerdi. Nihayet yardımımız onlara ulaştı. Allah'ın kelimelerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. Yemin olsun, elçi olarak gönderilenlerin
haberin
den bir kısmı sana da gelmiştir....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
(61-62) O, kullarin ustunde yegane Hakim'dir, size koruyucular gonderir. Artik birinize olum gelince elcilerimiz, bir eksiklik yapmaksizin onun canini alirlar, sonra gercek Mevlalarina dondururler.
Haberin
iz olsun, hukum O'nundur. O, hesap gorenlerin en sratlisidir....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler.
Haberin
iz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler.
Haberin
iz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
(61-62) O, kullarin ustunde yegane Hakim'dir, size koruyucular gonderir. Artik birinize olum gelince elcilerimiz, bir eksiklik yapmaksizin onun canini alirlar, sonra gercek Mevlalarina dondururler.
Haberin
iz olsun, hukum O'nundur. O, hesap gorenlerin en sratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da canları alınarak Hakk olan Mevlâ'larına (yegâne sahiplerine) döndürülürler.
Haberin
iz olsun ki, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en çabuğudur....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler.
Haberin
iz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da (o canları alınanlar) gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler.
Haberin
iz olsun ki hüküm ancak O'nundur ve hesap görenlerin en çabuğu O'dur....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da gerçek mevlâları olan Allah'a döndürülürler.
Haberin
iz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 66. Ayet:
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
mukadder bir zamanı var, siz de öğrenir, bilirsiniz yakında....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış, gerçekleşeceği bir zamanı vardır. . . Yakında bileceksiniz!...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her ilâhî
haberin
, ilâhî cezanın kararlaştırılmış bir zamanı, gerçekleşeceği bir yeri vardır. Yakında siz de olacakları ve haber verdiğimiz şeylerin gerçekleştiğini öğreneceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Kur’an’daki her
haberin
tahakkuk edeceği muayyen bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerceklesecegi bir zaman vardir ki siz onu yakinda bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış bir vakti (belirlenmiş bir saati) vardır ve siz de onu ileride görüp anlayacaksınız....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır ki siz onu yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her bir
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır. İleride bilecekler....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
mukarrer bir zamanı var, artık ileride bilirsiniz...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır. Artık ileride anlarsınız....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır, siz de onu yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
bir gerçekleşme zamanı vardır. İlerde anlayacaksınız....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
«Her bir
haberin
kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında öğrenirsiniz». ...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
'Her
haberin
kararlaşacağı (vuku' bulacağı) bir zaman vardır. Ve ileride bileceksiniz!'...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her bir
haberin
bir mukarrer zamanı vardır. Ve yakında bilirsiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır. Yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir an vardır. İlerde anlayacaksınız....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her
haberin
kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bilirsiniz....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
bir vakti vardır; yakında onlar da öğrenecekler....
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Her
haberin
gerçekleşeceği bir zaman/mekân vardır. Yakında bileceksiniz....
Ənam Suresi, 78. Ayet:
vaktâki güneş doğmak üzere iken gördü «bu imiş rabbim, bu hepsinden büyük» dedi, o da batınca «ey kavmim, dedi:
haberin
iz olsun ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden berîim.»...
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Güneşi doğmak üzere görünce: «Bu imiş Rabbim, bu hepsinden büyük!» dedi. O da batınca: «Ey kavmim,
haberin
iz olsun, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden uzağım!»...
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakta ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi ve başladılar Cennet yapraklarından üzerlerine üst üste yamayorlardı, rabları da kendilerine nida etti: ben sizi bu ağaçtan nehyetmedim mi? Ve size
haberin
iz olsun bu Şeytan açık bir düşmandır size demedim mi?...
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Bu şekilde onları kandırıp sarktırdı. Bunun üzerine o ağacın meyvesini tattıklarında, ikisine de ayıp yerleri açılıverdi ve üzerlerini üst üste cennet yapraklarıyla yamamaya başladılar. Rableri onlara: «Ben size bu ağacı yasaklamadım mı,
haberin
iz olsun bu şeytan size açık bir düşmandır, demedim mi?» diye seslendi....
Əraf Suresi, 53. Ayet:
(Onlar o Kitâb’ın)
haberin
in (kıyâmetin) ortaya çıkmasından başka bir şey beklemiyorlar. O’nun haberi (o âkıbet) geldiği gün, daha önce onu unutmuş olanlar derler ki: 'Gerçekten Rabbimizin peygamberleri (bize) hakkı getirmişler. Şimdi bizim şefâatçilerimiz var mı ki bize şefâat etsinler veya (dünyaya) geri döndürülür müyüz ki yapmakta olduklarımızdan başkasını yapalım?' (Onlar) gerçekten kendilerini hüsrâna uğratmışlardır ve uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitmiştir....
Əraf Suresi, 53. Ayet:
Onlar ise, kitabın haber verdiği şeyin çıkmasını bekliyorlar. O
haberin
ortaya çıktığı gün, daha önce o günü unutmuş olanlar, 'Gerçekten de Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmiş,' derler. 'Şimdi bize şefaat edecek bir aracı yok mu? Veya geri dönsek de evvelce yaptığımız işlerin yerine iyi işler yapsak!' Onlar böylece kendilerini hüsrana düşürmüş; uydurdukları şeyler ise onları terk edip ortadan kaybolmuşlardır....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir.
Haberin
iz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Gerçekten sizin rabbiniz, yeri ve gökleri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden Tanrı'dır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir.
Haberin
iz olsun, yaratmak da, buyruk da (yalnızca) O'nundur. Alemlerin rabbi olan Tanrı ne yücedir....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Şübhesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra (emri) arş üzerinde hükümrân olan Allahdır. Kendisini durmayıb koğalayan gündüze geceyi O bürüyüb örter. Güneşi, ayı, yıldızları — hepsi de emrine râm olarak — (yaratan O).
Haberin
olsun ki yaratmak da, emretmek de Ona mahsus. Âlemlerin Rabbi olan Allahın sânı ne kadar yücedir! ...
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra da arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir.
Haberin
iz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir....
Əraf Suresi, 131. Ayet:
Onlara bir iyilik geldiği zaman "Bu bizim için" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı.
Haberin
iz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler....
Əraf Suresi, 131. Ayet:
Kendilerine iyilik geldiği zaman, «bu bize lâyıktır» derlerdi. Bir kötülük dokununca, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna yorumlarlardı.
Haberin
iz olsun ki, onların uğursuzlukları Allah katındadır, ne var ki çoğu bunu bilmezler....
Əraf Suresi, 131. Ayet:
Kendilerine bir iyilik geldiği zaman, "Bu bizim için (biz bunu hakettik)" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı.
Haberin
iz olsun, Tanrı katında asıl uğursuz (kötülük kaynağı) olanlar kendileridir....
Əraf Suresi, 131. Ayet:
Fakat onlara güzellik gelince, «Bu bizim hakkımızdır» dediler. Onlara bir kötülük isabet ederse Mûsa ile ve O'nunla beraber olanlar ile teşe'ümde bulunurlardı.
Haberin
iz olsun ki, onların şeameti ancak Allah tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler....
Əraf Suresi, 131. Ayet:
Onlara bir iyilik geldiği zaman «Bu bizim için» dediler; onlara bir kötülük de isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı.
Haberin
iz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler....
Əraf Suresi, 144. Ayet:
Buyurdu ki: ya Musâ!
Haberin
olsun ben risaletlerimle ve kelâmımla seni o insanların üzerine intihab eyledim, şimdi şu sana verdiğimi al ve şükrünü bilenlerden ol...
Əraf Suresi, 144. Ayet:
Allah buyurdu ki: «Ey Musa,
haberin
olsun, Ben, mesajlarımla ve kelamımla seni o insanların üzerine seçtim. Şimdi şu sana verdiğimi al ve şükrünü bilenlerden ol!»...
Əraf Suresi, 158. Ayet:
De ki: ey insanlar!
Haberin
iz olsun ben size, sizin hepinize Allahın Resulüyüm, o Allah ki bütün Semavat-ü Arzın mülkü onun, ondan başka ilâh yok, hem diriltir hem öldürür, onun için gelin iyman edin Allaha ve Resulüne, Allaha ve Allahın bütün kelimatına iyman getiren o ümmî Peygambere, ve ittiba' edin ona ki bu hidâyete irebilesiniz...
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, âyetlerimizi verdiğimiz kimsenin
haberin
i oku (anlat). Sonra o, ondan (âyetlerden) ayrıldı, artık şeytan onu kendisine tâbî kıldı. Ve böylece o zarar görenlerden (azgınlardan) oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz hâlde, onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin
haberin
i onlara anlat....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin
haberin
i oku....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara şu şahsın
haberin
i bildir: Biz ona işaretlerimizi verdiğimiz halde o ilimden sıyrılıp çıktı (hakikati unutup nefsaniyetiyle yaşamaya başladı). . . (Derken) şeytan (kendini beden kabulü) onu (kendine) tâbi kıldı ve (nihayet o) azgınlardan oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, kendisine ayetlerimizi verdiğimiz sonra da onlardan sıyrılıp çıkan ve şeytanın onu peşine takması dolayısıyla azgınlardan olan kimsenin
haberin
i de oku....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin
haberin
i anlat. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
(Ey Rasûlüm) Yahudî’lere o kimsenin (İsraîloğullarından bir âlimin)
haberin
i oku ki, kendisine âyetlerimizi vermiştik de, o, bunları inkâr ederek imandan çıkmıştı. Böylece şeytan onu arkasına takmış da azgınlardan olmuştu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
(Ey Muhammed!) Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz kimsenin
haberin
i (olayını) anlat: O verdiğimiz âyetlerden sıyrılıp çıktı; şeytan da onu kendi peşine takıp sürükledi ve böylece azgınlardan oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin
haberin
i oku....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin
haberin
i anlat / aktar. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
(Habîbim) onlara o kimsenin
haberin
i de oku ki biz kendisine âyetlerimizi vermişdik de, o bunlardan sıyrılıb çıkmış, derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuşdu. ...
Əraf Suresi, 175. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere) şu kimsenin
haberin
i de oku ki, kendisine âyetlerimizi verdik de (o inkâr ederek) onlardan sıyrılıp çıktı; bunun üzerine şeytan onu peşine taktı; böylece azgınlardan oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz halde, onlardan sıyrılan ve şeytanın arkasına taktığı sonunda da azgınlardan olan o kimsenin
haberin
i anlat....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara o kimsenin
haberin
i de oku ki, o kimseye âyetlerimizi vermiştik, onlardan sıyrılıp ayrıldı. Şeytan da onu kendisine tâbi kıldı. Artık sapıklardan olmuş oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara o kimsenin
haberin
i de anlat ki, kendisine âyetlerimizden vermiştik. Fakat o bunlardan sıyrılıp çıkmıştı. Derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuştu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, kendisine ayetlerimizi verdiğimiz, fakat onlardan sıyrılıp çıkan, şeytanın kendisine uydurduğu sapık azgınlardan olan kimsenin
haberin
i oku!...
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara şu adamın
haberin
i de oku: Kendisine âyetlerimizi verdik de onlardan sıyrıldı, çıktı, şeytân onu peşine taktı, böylece azgınlardan oldu....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin
haberin
i anlat. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan da onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan oluvermişti....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara şu kimsenin
haberin
i de oku: Biz ona âyetlerimizi vermiştik. Ama o bundan sıyrılıp çıktı. Sonra şeytan onu peşine taktı; böylece azgının biri olup çıktı....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, şu adamın
haberin
i de oku: Kendisine ayetlerimizi vermiştik; onlardan sıyrılıp çıktı, şeytan da onu peşine taktı; nihayet o, azgınlardan oluverdi....
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O, size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan
haberin
varmış gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”...
Tövbə Suresi, 34. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler!
haberin
iz olsun ki Ahbar ve Ruhbandan bir çoğu nâsın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan çevirirler, altını, gümüşü hazineye tıkıb da onu Allah yolunda sarfetmiyenler ise işte onları elîm bir azâb ile müjdele...
Tövbə Suresi, 34. Ayet:
Ey iman edenler,
haberin
iz olsun ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan çevirirler. Altını ve gümüşü hazineye tıkıp da onu Allah yolunda harcamayanları, acı bir azap ile müjdele!...
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan bir kısmı: "Bana izin ver ve beni fitneye katma" der.
Haberin
olsun, onlar fitnenin (ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, o inkâr edenleri mutlaka çepeçevre kuşatıcıdır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan bir kısmı «Bana izin ver de beni fitneye düşürme» diyordu.
Haberin
iz olsun ki kendileri fitneye düşmüşlerdir ve şüphesiz ki Cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatacaktır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan bazıları, «Bana savaşa katılmama izni ver de beni fitneye düşürme» derler.
Haberin
iz olsun ki, onlar fitnenin içine düşmüşlerdir ve cehennem kâfirleri kuşatacaktır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan bir kısmı: "Bana izin ver ve beni fitneye katma" der.
Haberin
olsun, onlar fitnenin (ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, o kafirleri mutlaka çepeçevre kuşatıcıdır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan kimi de: «Bana izin ver, beni fitneye (isyana ve muhaalefete) düşürme» diyeceklerdir.
Haberin
olsun ki onlar zâten fitne çukuruna düşmüşlerdir. Cehennem ise o kâfirleri her halde ve her halde çepçevre kuşatıcıdır. ...
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Ve onlardan, «Bana izin ver ve beni fitneye düşürme,» diyen de vardır.
Haberin
iz olsun ki, onlar fitnenin içine düşmüşlerdir. Ve şüphesiz ki cehennem, kâfirleri elbette kuşatmıştır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan: -Bana izin ver, beni fitneye düşürme, diyenler vardır.
Haberin
iz olsun ki onlar zaten fitne çukuruna düşmüşlerdir. Cehennem ise o kafirleri çepeçevre kuşatacaktır....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan bir kısmı: «Bana izin ver ve beni fitneye katma» der.
Haberin
olsun, onlar fitnenin (ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, o küfre sapanları mutlaka çepeçevre kuşatıcıdır....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden Allah'a ve son güne inanıp sarfedileni Allah katında hâlis bir ibâdet sayan ve Peygamberin dualarını kazanmaya vesîle addedenler de var.
Haberin
iz olsun ki bu, gerçekten de onlar için bir ibâdettir, Tanrıya yakın olmaya vesîledir. Allah, onları öz rahmetine ithal edecektir, şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahîmdir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar.
Haberin
iz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Kimi Bedeviler de Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; yaptıkları maddi bağışları Allah'ın yakınlığını ve peygamberin dualarını kazanma aracı, sebebi sayarlar.
Haberin
iz olsun ki, yaptıkları bu bağışlar, gerçekten onları Allah'a yaklaştıran bir sebeptir. İlerde Allah onları rahmetinin kapsamı içerisine alacaktır. Hiç şüphesiz Allah affedici ve merhametlidir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Tanrı'ya ve ahiret gününe inanır ve infak ettiğini Tanrı katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar.
Haberin
iz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Tanrı da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevilerden öyle adam da vardır ki Allaha ve âhiret gününe inanır, harcedeceğini Allah yanında yakınlıklara ve o peygamberin dualarına (vesîle) edinir.
Haberin
iz olsun ki bu, onlar için gerçek bir yakınlıkdır. Allah, onları rahmetine koyacakdır. Şübhesiz ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. ...
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Ve bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân eder ve infak ettiği şeyi Allah Teâlâ nezdinde tekarrübe ve Peygamberin dualarına vesile (ittihaz) eder.
Haberin
iz olsun ki, onlar kendileri için bir yakınlıktır. Elbette Allah Teâlâ onları rahmetinin içine girdirecektir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ yarlığayıcıdır, esirgeyicidir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve peygamberin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar.
Haberin
iz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Yunus Suresi, 16. Ayet:
De ki: 'ALLAH dilemeseydi onu size okuyamazdım ve sizin de ondan
haberin
iz olmazdı. Bundan önce bir ömür boyu aranızda yaşadım. Anlamaz mısınız?'...
Yunus Suresi, 21. Ayet:
İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra bir rahmet tattırdığımız zaman da âyetlerimiz hakkında derhal bir mekirleri vardır, de ki: Allahın mekri daha çabuktur,
haberin
iz olsun: elçilerimiz yaptığınız mekirleri yazıb duruyorlar...
Yunus Suresi, 21. Ayet:
İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra, bir rahmet tattırdığımız zaman, ayetlerimiz hakkında derhal bir hileye girişirler. De ki: «Allah'ın mukabelesi daha çabuktur!»
Haberin
iz olsun ki, elçilerimiz olan melekler yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar!...
Yunus Suresi, 21. Ayet:
İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklara girişirler. De ki: «Allah'ın hilesi daha çabuktur.
Haberin
iz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar»....
Yunus Suresi, 21. Ayet:
İnsanlara uğradıkları bir dertten sonra bir nimet ve âfiyet tattıracak olursak, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında yine birtakım kötü düşüncelere sapmışlar!De ki: "Allah’ın o tuzakların hakkından gelmesi, daha da çabuk gerçekleşir.
Haberin
iz olsun meleklerimiz bütün o kötü düşüncelerinizi kaydedip duruyorlar."...
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olsun, göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Açın gözünüzü, Allah’ın va’di, tehdidi haktır, gerçektir. Fakat onların çoğu bilemez....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah'ındır.
Haberin
olsun; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; ancak onların çoğu bilmezler....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerdeki ve yerdeki şeyler Allah'ındır. Dikkat edin ki Allah'ın va'di haktır; ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Açın gözünüzü, Allah'ın vaadi muhakkak ki, haktır, gerçektir. Lâkin onların çoğu bunu bilmezler....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın vaadi gerçektir, fakat onların çoğu bunu bilmez....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Tanrı'nındır.
Haberin
olsun; şüphesiz Tanrı'nın va'di haktır ancak onların çoğu bilmezler....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olsun ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi şüphesiz Allahındır.
Haberin
iz olsun ki Allahın va'di şeksiz bir hakdır. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. ...
Yunus Suresi, 55. Ayet:
Haberin
olsun; göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah'ındır.
Haberin
olsun; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; ancak onların çoğu bilmezler....
Yunus Suresi, 55. Ayet:
İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Şundan da
haberin
iz olsun ki Allah'ın vaadi gerçektir; lâkin onların çoğu bunu bilmez....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar hiç üzülmeyeceklerdir de....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun; Tanrı'nın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Allahın velî (kul) lan için hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. ...
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, muhakkak Allah Teâlâ'nın velîleri için bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır....
Yunus Suresi, 62. Ayet:
Haberin
iz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, onlar mahzun olacak değildirler....
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'...
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde olanlar da, yerde olanlar da şüphesiz ki Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapınanlar, ortak edindiklerine (de gerçek anlamda) uymazlar; onlar ancak zanna uyarlar, onlar ancak yalan uydurup söylerler....
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde ve yerde kimler varsa hepsi Allah'ındır. Allah'ı bir yana bırakarak putlara tapanlar aslında bu düzmece ortaklara uymuyorlar; sadece sanıya, dayanaksız bilgiye uyuyorlar, sırf asılsız hayallerin peşinden gidiyorlar....
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Tanrı'nındır. Tanrı'dan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'...
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun ki göklerde kim var, yerde kim varsa (hepsi) şübhesiz Allahındır. Allahdan başkasına tapanlar dahi (hakıykatde) Allaha katdıkları ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar (kuru) zandan başkasına uymuyorlar ve onlar ancak yalandan başkasını söylemiyorlar. ...
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Haberin
iz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Ve onlara Hz. Nuh'un
haberin
i oku. Kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim (aranızda) durmam (bulunmam), Allah'ın âyetlerini zikretmem (hatırlatmam), size ağır geliyorsa, artık ben Allah'a tevekkül ettim (güveniyorum). Bundan sonra siz ve ortaklarınız, (yapacağınız) işinize karar verin. Sonra işleriniz size keder olmasın. Sonra da bana uygulayın (yerine getirin) ve beklemeyin.”...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Nûh’un
haberin
i onlara oku. Hani o, bir vakit kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah’ın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah’a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana hükmünüzü uygulayın; bana mühlet de vermeyin!...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku: Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin."...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i anlat. . . Hani kavmine: "Ey kavmim! Eğer konumum ve Allâh işaretleriyle sizi uyarmam size ağır geldiyse, (artık ben) Allâh'a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim! Siz ve ortaklarınız toplanıp, ne isterseniz yapın; sonra yaptığınızdan endişe duymayın! Sonra da hiç vakit geçirmeden, hakkımdaki kararınızı uygulayın. "...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine Nûh’un
haberin
i oku. Bir vakit kavmine şöyle demişti: “- Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum, Allah’ın âyetleriyle ihtar edip öğüd verişim, size ağır geliyorsa, bilin ki sizin hilenizden Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş, size bir musibet olmasın (vaya bana yapacağınızı aşıkâre yapın). Sonra mühlet vermiyerek, istediğiniz şeyi bana yapın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
(Ey Peygamber!) O inkarcılara Nuh'un olaylı geçen
haberin
i oku. O bir vakitler kavmine demişti ki: «Ey kavmim, eğer (aranızda) yer alışım ve Allah'ın âyetleriyle öğüt vermişliğim size ağır geliyorsa, ben ancak Allah'a güvenip dayanıyorum. Siz ne yapacağınızı ve ortak edindiklerinizi biraraya getirin, öyle ki, sonunda ne yapacağınız size tasa olup kalmasın, sonra da hükmünüzü hakkımda uygulayın ve bana hiç de süre tanımayın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh’un
haberin
i oku: Hani o kavmine demişti ki: «Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah’a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.»...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Tanrı'nın ayetleri ile hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, kuşkusuz Tanrı'ya tevekkül ettim. Artık siz ve ortaklarınız buyruğunuzu birleştirin de buyruğunuz size örtülü kalmasın / tasa konusu olmasın / başınıza dert olmasın; sonra bana süre / fırsat tanımaksızın (istediğinizi) yapın / buyruğunuzu uygulayın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara Nûh’un
haberin
i oku! Hani, kavmine şöyle demişti: 'Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) ikametim ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size (gözünüze) büyüyorsa, o hâlde (bilin ki ben) Allah’a tevekkül etmişim. Artık (siz Allah’a şirk koştuğunuz) ortaklarınızla berâber işinizi toplayın (da ne yapacağınıza karar verin); sonra bu işiniz üzerinize dert olmasın; sonra bana yapacağınızı yapın ve bana hiç mühlet vermeyin!'...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani Nuh, kavmine demişti ki: Ey kavmim; aranızda kalmam, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa; ben, Allah'a tevekkül ettim. Siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın, içinizde ne tasarlıyorsanız açığa çıkarın, sonra bana mühlet de vermeyerek yapacağınızı yapın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Resulüm! Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani o kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim aranızda duruşum ve Allah'ın âyetleri ile öğüt verişim size ağır geliyorsa, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenmişimdir. Siz de ortaklarınızla toplanıp elbirliği edin ve yapacağınızı kararlaştırın. Öyle ki, işiniz size sonradan hiçbir tasa vermesin. Sonra da hükmünüzü bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin. ”...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
-Onlara Nuh’un
haberin
i oku! Hani kavmine demişti ki: -Ey Kavmim! İçinizde bulunmam ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa -Ben zaten Allah’a bağlanmışımdır- Haydi, ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin, sonra da yapacağınız size dert olmasın. Hiç beklemeden vereceğiniz kararı bana uygulayın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nûh'un
haberin
i oku. Kavmine: "Ey kavmim demişti, eğer benim kalkıp size Allâh'ın âyetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse, o halde ben Allah'a dayandım, siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınız işi kararlaştırın da işiniz başınıza dert olmasın. Sonra hükmünüzü bana uygulayın, bana hiç fırsat da vermeyin!"...
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani kavmine demişti ki: «Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nuh'un
haberin
i oku. Hani o kavmine demişti ki: 'Ey kavmim! Eğer aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam sizin gücünüze gidiyorsa, ben Allah'a tevekkül ettim. Siz de Allah'a ortak koştuklarınızı toplayın ve ne yapacağınızı, içinizde hiçbir ukde kalmayacak şekilde, hep birlikte kararlaştırın. Sonra da, mühlet tanımaksızın, bana yapacağınızı yapın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Onlara Nûh'un
haberin
i de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin."...
Yunus Suresi, 104. Ayet:
De ki: ey insanlar, eğer benim dinimde bir şekk ediyorsanız
haberin
iz olsun ki ben sizin Allahdan başka taptıklarınıza tapmam ve lâkin ben sizin canınızı alacak olan Allaha kulluk ederim ve ben şöyle emr olundum ki: mü'minlerden olayım....
Yunus Suresi, 104. Ayet:
De ki: «Ey insanlar, benim dinimden şüphe ediyorsanız,
haberin
iz olsun ki ben sizin Allah'tan başka taptıklarınıza tapmam. Ben ancak sizin canınızı alacak olan Allah'a kulluk ederim ve ben mü'minlerden olmakla emrolundum!»...
Yunus Suresi, 104. Ayet:
De ki: «Ey insanlar! Eğer siz benim dinimde bir şüphede iseniz, (
haberin
iz olsun ki) ben Allah Teâlâ'dan başka taptığınız şeylere ibadet etmem. Velâkin ben o Allah Teâlâ'ya ibadet ederim ki, sizlerin canlarını alıverir ve ben emrolunmuşumdur ki, mü'minlerden olayım.»...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Hem rabbınızın mağrifetini isteyin sonra ona tevbe edin ki sizi bir müsemmâ ecele kadar güzel bir surette yaşatsın ve her fadl sahibine fadlını versin ve eğer yüz çevirirseniz
haberin
iz olsun ki ben size büyük bir günün azâbından korkarım...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Bir de Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, sizi muayyen bir zamana kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine, mükafatını versin. Eğer yüz çevirirseniz,
haberin
iz olsun ki ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım!...
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun ki onlar, içlerindekini gizlemek için göğüslerini kapatırlar; bilin ki onlar, duymamak için elbiselerine kat kat bürünmeye çalışırlar; fakat o vakit bile gizlediklerini de bilir, açığa vurduklarını da. Şüphe yok ki o, gönüllerde ne varsa hepsini bilir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine)
Haberin
iz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, münafıklar, Peygambere olan düşmanlıklarını gizlemek için, göğüslerini hakdan çevirirler, arkalarını dönerler. Evet amma, örtülerine bürünüp yatarlarken de Allah, onların neyi gizlediklerini bilir. Çünkü O, bütün kalblerin özünü bilendir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Dikkat et ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini katlayıp (iki) büklüm olurlar.
Haberin
iz olsun ki, elbiselerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki Allah göğüslerde dönüp dolaşanı bilendir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, müşrikler kendilerine Kur'an okunurken Allah'dan gizlenmek için başlarını göğüslerine yapıştırarak iki büklüm olurlar.
Haberin
iz olsun ki, Allah başlarını elbiselerinin altında sakladıklarında gerek gizli tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilir. O kalplerin özünü bilir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine)
Haberin
iz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ondan (o peygamberden düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini dürüb bükerler. (Hakkı işitmemek için) elbiseleriyle örtündükleri zaman da (hallerine) dikkat et. (Halbuki) Allah Onların gizleyeceklerini de, açığa vuracaklarını da biliyor. Çünkü O, sinelerin ta özünü bilendir. ...
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberin
iz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer) ler. (Yine)
Haberin
iz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir....
Hud Suresi, 8. Ayet:
Onlardan azabı sayılı bir süre için geciktirsek mutlaka: 'Onu alıkoyan nedir?' derler.
Haberin
iz olsun ki, o geldiği gün artık kendilerinden geri çevrilmez ve alaya aldıkları şey onları kuşatmış olur....
Hud Suresi, 8. Ayet:
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler.
Haberin
iz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır....
Hud Suresi, 8. Ayet:
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler.
Haberin
iz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır....
Hud Suresi, 8. Ayet:
Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: «Bunu alıkoyan (sebeb) de ne»?
Haberin
iz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azâb) onları çepçevre kuşatacakdır. ...
Hud Suresi, 8. Ayet:
Ve andolsun ki, eğer onlardan azabı sayılı bir müddete kadar geri bırakacak olsak elbette diyeceklerdir ki: «Onu men eden nedir?»
Haberin
iz olsun ki, onlara geleceği gün, kendilerinden bertaraf edilecek değildir ve kendisiyle istihzâda bulundukları şey, onları ihata edecektir....
Hud Suresi, 8. Ayet:
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelersek, mutlaka: «Onu akılkoyan nedir?» derler.
Haberin
iz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Bunlar Rabblerine sunulurlar ve şahitler de: 'Rabblerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır' derler.
Haberin
iz olsun, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler.
Haberin
iz olsun; Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah’a ortak veya çocuk isnad etmek suretiyle O’na iftira edenden daha zalim kimdir? Bu zalimler, Rablerine arz olunacaklar ve şahitler (melekler veya insanın kendi uzuvları) de şöyle diyecekler: “- Şunlar Rablerine karşı yalan söyliyenlerdir.”
Haberin
iz olsun, Allah’ın lâneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir ? işte böyleleri Rablerinin huzuruna çıkarılırlar ; şâhidler de «Rablarına karşı yalan uyduranlar işte bunlardır I» derler.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın laneti zâlimleredir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Hem bir yalanı Allaha iftira edenden daha zalim kim olabilir? Bunlar rablarına arzolunacaklar, şâhidler de şöyle diyecekler: tâ şunlar rablarına karşı yalan söyliyenler,
haberin
iz olsun Allahın lâ'neti zalimler üstüne...
Hud Suresi, 18. Ayet:
Bir yalanı Allah'a iftira edenden dana zalim kim olabilir? Bunlar, Rablerinin huzuruna çıkarılacaklar, şahitler de: «İşte bunlar, Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir!» diyeceklerdir.
Haberin
iz olsun, Allah'ın laneti zalimleredir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah'a yalan yakıştırmalar yapanlardan daha zalim kim olabilir? Onlar Rabblerinin huzuruna çıkarıldıklarında, tanıklar «Bunlar Rabbleri hakkında yalan yakıştırmalar düzmüşlerdir» derler.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Tanrı'ya karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, rablerine sunulacaklar ve şahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler.
Haberin
iz olsun; Tanrı'nın laneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allaha karşı (kendiliğinden) yalan düzenden daha zaalim kimdir? Onlar Rablerine arzedilecekler, şâhidler de «İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir» diyecek.
Haberin
iz olsun ki Allahın lâ'neti zaalimlerin tepesindedir. ...
Hud Suresi, 18. Ayet:
Daha zalim kimdir o kimseden ki, bir yalanı Allah Teâlâ'ya iftira etmiş olur? Onlar Rablerine arzedileceklerdir ve şahitler de diyeceklerdir ki: «İşte Rablerine karşı yalanlarda bulunanlar onlardır.
Haberin
iz olsun ki, Allah Teâlâ'nın lâneti zalimler üzerinedir.»...
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah hakkında yalan uydurup iftira edenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler: «Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır» diyecekler.
Haberin
iz olsun; Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 18. Ayet:
Allah adına yalan uydurandan daha zalim kim var? Onlar Rablerinin huzuruna çıkarılacak ve şahitler de 'İşte,' diyecekler, 'Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlar!'
Haberin
iz olsun, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir....
Hud Suresi, 25. Ayet:
Gerçekten biz Nûh’u, şöyle desin diye, kavmine gönderdik: “-
Haberin
iz olsun, ben, size azabın sebeblerini ve kurtuluşun yolunu açıklayan bir korkutucuyum;...
Hud Suresi, 25. Ayet:
Celâlim hakkı için vaktıyle Nuhu kavmine gönderdik; şöyle diye ki
haberin
iz olsun ben size azâbın sebeblerini ve halâsın yolunu beyan eden bir nezîrim...
Hud Suresi, 36. Ayet:
Nûh’a şöyle vahyolunmuştu: “-
Haberin
olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme....
Hud Suresi, 36. Ayet:
Bir de Nuha vahyolunmuştu ki
haberin
olsun kavminden iyman etmiş olanlardan maada hiç biri iyman etmiyecek, onun için her ne yaparlarsa gam yeme de...
Hud Suresi, 36. Ayet:
Bir de Nuh'a vahyolunmuştu ki: «
Haberin
olsun, kavminden iman etmiş olanların dışında hiçbiri iman etmeyecektir; onun için her ne yaparlarsa gam yeme!...
Hud Suresi, 60. Ayet:
Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular.
Haberin
iz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) inkâr ettiler.
Haberin
iz olsun; Hud kavmi Ad'a (Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 60. Ayet:
Onlar, hem dünyada, hem ahiret gününde bir lânete (ceza ve azaba) tabi tutuldular. Dikkat edin! Ad Kavmi, gerçekten Rabbini inkâr etti.
Haberin
iz olsun! Hûd’un kavmi âd, Allah’ın rahmetinden uzak kalmıştır....
Hud Suresi, 60. Ayet:
Bu Dünya'da da, Âhiret'te de lanet peşlerine takılıp kaldı;
haberin
iz olsun ki Âd kavmi, Rablarını tanımayıp küfrü seçtiler. Bilin ki Hûd kavmi Âd'a (ilâhî rahmetten) uzaklık olsun....
Hud Suresi, 60. Ayet:
Gerek bu dünyada gerek kıyamet gününde Allah'ın lânetine uğradılar.
Haberin
iz olsun, Adoğulları Rabblerini inkâr ettiler. Hey, kahrolsun Hud'un soydaşları olan Adoğulları!...
Hud Suresi, 60. Ayet:
Ve bu dünyada da kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular.
Haberin
iz olsun; gerçekten Ad (halkı), rablerine küfrettiler.
Haberin
iz olsun; Hud kavmi Ad'a (Tanrı'nın rahmetinden) uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 60. Ayet:
Onlar bu dünyâda da, kıyaamet gününde de lâ'net (cezasına) tâbi' tutuldular.
Haberin
iz olsun ki Âd (kavmi) Rablerine küfretdiler. Gözünüzü açın ki Hûd'ün kavmi olan Âd'e (rahmet-i ilâhiyyeden ebedi) uzaklık (verildi). ...
Hud Suresi, 60. Ayet:
Böylece hem bu dünyada, hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular.
Haberin
iz olsun! Şübhesiz ki Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. Dikkat edin! (İsyanları yüzünden Allah’ın rahmetinden uzaklaşan) Hûd’un kavmi olan Âd, helâk olsun!...
Hud Suresi, 60. Ayet:
Ve bu dünyada bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de.
Haberin
iz olsun, şüphe yok ki Âd, Rablerine kâfir oldular. Agâh olunuz ki, Hûd kavmi olan Âd için bir uzaklık olsun....
Hud Suresi, 60. Ayet:
Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular.
Haberin
iz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) küfrettiler.
Haberin
iz olsun; Hûd kavmi Ad'a (Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.)...
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orada bir şenlik kurmamışlardı.
Haberin
iz olsun ki, Semûd kavmi, doğrusu Rablerine küfrettiler. Biliniz ki, Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzak düşmüş, helâk olmuştur....
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki az önce o evlerde yaşayanlar onlar değildi.
Haberin
iz olsun ki, Semudoğulları Rabblerini inkâr ettiler. Hey, kahrolsun Semudoğulları!...
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkı) gerçekten rablerine küfrettiler.
Haberin
iz olsun; Semud (halkına Tanrı'nın rahmetinden) uzaklık (verildi.)...
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orada (zâten) oturmamışlardı.
Haberin
iz olsun ki Semud (kavmi) hakıykaten Rablerine küfretdiler, gözünüzü açın ki Semuda (rahmet-i ilâhiyyeden) uzaklık (verilmişdir). ...
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orada hiç ikamet etmemişlerdi. Biliniz ki, şüphesiz Semûd, Rablerine kâfir olmuşlardı.
Haberin
iz olsun ki, Semûd için bir uzaklık vardır....
Hud Suresi, 68. Ayet:
Sanki orda hiç refah içinde yaşamamışlar gibi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) küfretmişlerdi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 81. Ayet:
Ya Lut! Dediler: emîn ol biz rabbının Resulleriyiz, onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen ehlinle geceden bir kısmında yürü, içinizden hiç biri geri kalmasın, ancak karın, çünkü ona da onlara gelen musıbet gelecek,
haberin
olsun mev'ıdleri sabahdır, sabah, yakın değil mi?...
Hud Suresi, 81. Ayet:
Elçiler: «Ey Lut, emin ol, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen ailenle gecenin bir bölümünde yola çık. İçinizden hiçbir kimse geri kalmasın, ancak karın hariç; çünkü onlara gelen felaket ona da gelecektir.
Haberin
olsun, onlara va'dedilen zaman sabahtır, sabah yakın değil mi?» dediler....
Hud Suresi, 81. Ayet:
Melekler dediler: «Ey Lut! Şundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla zarar veremezler. Sen, gecenin bir kısmı olunca ailenle birlikte hemen buradan çık git. İçinizden hiç kimse geri kalmasın, eşin başka. Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir.
Haberin
olsun, helâk zamanları sabah vaktidir. Zaten sabah yakın değil mi?»...
Hud Suresi, 92. Ayet:
Ey kavmim! Dedi: benim taallûkatım size Allahdan daha mı azîz ki onu arkanıza atıp unuttunuz,
haberin
iz olsun ki rabbım bütün amellerinizi muhıttır...
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Allah'ın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi.
Haberin
iz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Tanrı'nın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi)....
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki onlar zâten orada oturmamışlardı.
Haberin
iz olsun ki Semud (kavmi) rahmet-i ilâhiyyeden nasıl uzaklaşdıysa Medyen (kavmi) ne de öylece bir uzaklık (verildi). ...
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki onlar orada yaşamamışlardı.
Haberin
iz olsun, Semûd uzaklaştığı gibi Medyen için de bir uzaklaşma olsun....
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki orada hiç yaşamamışlardı.
Haberin
iz olsun ki Semud kavmi nasıl uzaklaşıp gittiyse, Medyen kavmi de öyle uzaklaşıp gitti....
Hud Suresi, 95. Ayet:
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi,
haberin
iz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Allah'ın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi) ....
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Sana, bu Kur’ân’ı vahyetmekle, geçmiş milletlerin kıssalarını, kıssaların en güzelini biz anlatmış oluyoruz. Daha önce bunlardan senin
haberin
yoktu....
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Sana bu Kur'ân'ı vahyetmemizle, kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce bundan
haberin
yoktu....
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Sana bu Kur'anı vahyetmemizle biz bir kıssa anlatıyoruz ki ahsenülkasas senin ise doğrusu bundan evvel hiç hâberin yoktu...
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Biz sana bu Kuran'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Doğrusu, senin bundan önce hiç
haberin
yoktu....
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç
haberin
yoktu....
Yusif Suresi, 3. Ayet:
Biz, bu Kur’ân’ı sana vahyetmekle, geçmiş ümmetlerin birtakım haberlerini en güzel şekilde beyan ediyoruz. Şu bir gerçek ki daha önce senin bundan hiç
haberin
yoktu....
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Babaları: 'Onu götürmeniz beni üzer. Korkarım ki onu bir kurt yer de, sizin
haberin
iz olmaz.' dedi....
Yusif Suresi, 13. Ayet:
(Babaları:) «Doğrusu onu alıp götürmeniz beni çok üzer ve sizin
haberin
iz yokken onu kurt yer diye korkuyorum,» dedi....
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Dedi ki: 'Onu götürmeniz beni endişelendirir. Korkarım ki
haberin
iz yokken onu kurt yer.'...
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Beni, dedi: onu götürmeniz her halde mahzun eder ve korkarım ki onu kurt yer de
haberin
iz olmaz...
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Babası: «Onu götürmeniz, beni mutlaka üzer ve korkarım, onu kurt yer,
haberin
iz olmaz!» dedi....
Yusif Suresi, 13. Ayet:
Babaları dedi ki: «Onu götürmeniz beni üzer, korkarım ki onu kurt yer de sizin
haberin
iz bile olmaz.»...
Yusif Suresi, 13. Ayet:
(Ya'kûb) Dedi ki: "Onu götürmeniz beni üzer; korkarım ki, sizin
haberin
iz yokken onu kurt yer!"...
Yusif Suresi, 69. Ayet:
Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin’i yanına bağrına bastı ve (gizlice) “
Haberin
olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme” dedi....
Yusif Suresi, 69. Ayet:
Vaktâ ki Yusüfün yanına girdiler, kardeşini kendine aldı ve ben, dedi: ben
haberin
olsun senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme...
Yusif Suresi, 69. Ayet:
Yusuf'un yanına girdikleri vakit, kardeşini yanına aldı ve: «
Haberin
olsun ben senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme (üzülme)!» dedi....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır.
Haberin
iz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
(Onlar) O zâtlardır ki, Allah'ın zikriyle kalpleri mutmain olduğu halde imân etmişlerdir.
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın zikriyle kalpler mutmain olur....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır.
Haberin
iz olsun; kalbleri yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar, inananlar ve kalpleri Tanrı'nın zikriyle mutmain olanlardır.
Haberin
iz olsun, kalpler yalnızca Tanrı'nın zikriyle mutmain olur....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar; îman edenlerdir, Allahın zikriyle gönülleri (vicdanları) huzuur-u sükûne kavuşanlardır.
Haberin
iz olsun ki kalbler ancak zikrullah ile oturaklaşır (olgunlaşır). ...
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Bunlar, dosdoğru imân edip kalbleri Allah'ı anmakla yatışıp huzur duyanlardır.
Haberin
iz olsun ki, kalbler ancak Allah'ı anmakla yatışıp huzur bulur....
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Onlar iman etmişlerdir ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşur.
Haberin
iz olsun ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura erebilirler....
Rəd Suresi, 33. Ayet:
Herkesin ne yaptığını gözeten Allah, böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Müşrikler, Allah'a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki; «bunların adlarını söyleyiniz, niteliklerini belirtiniz. Yoksa Allah'a, O'nun yeryüzünde bilmediği bir şeyin
haberin
i mi veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler ile mi oyalanıyorsunuz? Aslında kâfirlere entrikaları, düzenbazlıkları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah'ın saptırdığını hiç kimse doğru yola iletemez....
İbrahim Suresi, 7. Ayet:
Ve düşünün ki, Rabbiniz şunu bildirdi: Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz,
haberin
iz olsun, gerçekten azabım çok şiddetlidir.”...
İbrahim Suresi, 7. Ayet:
Ve düşünün ki rabbınız şöyle i'lân buyurdu: Celâlim hakkı için şükrederseniz elbette size artırırım, ve eğer nankörlük ederseniz
haberin
iz olsun ki azâbım çok şiddetlidir...
İbrahim Suresi, 7. Ayet:
Ve düşünün ki Rabbiniz şöyle buyurmuştu: «Andolsun ki, şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz
haberin
iz olsun ki, azabım çok şiddetlidir!»...
İbrahim Suresi, 7. Ayet:
Ve düşünün ki: Rabbiniz şöyle ilan buyurdu: "Eğer şükrederseniz, Ben nimetlerimi daha da artırırım, ama nankörlük ederseniz
haberin
iz olsun ki azabım pek şiddetlidir!"...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç
haberin
iz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu...
İbrahim Suresi, 51. Ayet:
Çünkü Allah her nefsi kazandığıle cezalandıracak,
haberin
iz olsun ki Allahın hisabı seri'dir...
Hicr Suresi, 28. Ayet:
Ve hani, Rabbin meleklere: "
Haberin
iz olsun, Ben biçim verilebilir özlü kara balçıktan bir ölümlü varlık yaratacağım" demişti,...
Hicr Suresi, 58. Ayet:
Haberin
olsun dediler: biz mücrim bir kavme gönderildik...
Hicr Suresi, 58. Ayet:
Onlar: «
Haberin
olsun, biz suçlu bir topluluğa gönderildik....
Hicr Suresi, 58. Ayet:
(58-60) "
Haberin
olsun!" dediler, "Biz, Lut’un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."...
Hicr Suresi, 59. Ayet:
(58-60) "
Haberin
olsun!" dediler, "Biz, Lut’un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."...
Hicr Suresi, 60. Ayet:
(58-60) "
Haberin
olsun!" dediler, "Biz, Lut’un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük."...
Hicr Suresi, 89. Ayet:
Bir de (Ey Rasûlüm) de ki: “-
Haberin
iz olsun, ben, (üzerinize bir azap ineceğini bildiren) açık bir korkutucuyum:...
Hicr Suresi, 89. Ayet:
Ve de ki
haberin
iz olsun; ben o nezîri mübîn ben...
Hicr Suresi, 89. Ayet:
ve de ki: "
Haberin
iz olsun, ben (Allah'ın vaad ettiği) açık sözlü uyarıcıyım!"...
Nəhl Suresi, 59. Ayet:
Müjdelendiği bu kötü
haberin
etkisiyle utanıp eşinden dostundan saklanmaya çalışır.Şimdi ne yapsın:Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bıraksın, yoksa toprağa mı gömsün, ne yapsın? diye kara kara düşünür!Dikkat ediniz, ne fena hükümlerdi verdikleri bu hükümler!...
Nəhl Suresi, 60. Ayet:
(
Haberin
) kötü telâkki edilmesi, ahirete (hayattayken Allah'a ulaşmaya) inanmayanlara aittir. Ve âlâ (yüce olma) durumu, Allah'a aittir. Ve O; Azîz'dir, Hakîm'dir....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Allah size adli, ihsanı ve yakınlığı olana atâyı emrediyor ve fuhşiyyâttan, münkerden, bagiyden nehyediyor, size va'zediyor ki dinleyip anlayıp tutasınız...
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor....
Nəhl Suresi, 111. Ayet:
(Öyleyse,
haberin
iz olsun,) o Gün herkes kendi başının çaresini aramaya çabalayacak ve herkese yapıp ettiğinin karşılığı tam olarak ödenecek; kimseye haksızlık yapılmayacaktır....
Nəhl Suresi, 116. Ayet:
Buna göre, artık, kendi yalanınızı (adeta) Allah'a isnad ederek öyle dilinize geldiği gibi yalan yanlış "bu helaldir, şu haramdır" demeyin; çünkü,
haberin
iz olsun, Allah'a yalan isnad edenler asla kurtuluşa erişemezler!...
İsra Suresi, 9. Ayet:
Haberin
iz olsun ki bu Kur'an, insanları en doğru yola hidayet eder ve salih salih ameller yapan mü'minlere tebşir eyler ki kendilerine büyük bir ecir vardır...
İsra Suresi, 60. Ayet:
Ve unutma ki vaktiyle sana
haberin
olsun ki, dedik: rabbın o insanları ihata etmiştir, o sana gösterdiğimiz temaşayı ve Kur'anda lâ'net edilen ağacı da sırf insanlara bir imtihan için yapmışızdır, biz onları tehdid ediyoruz, o onlara büyük bir tuğyan artırmaktan başka netice vermiyor...
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah buyurdu ki: def'ol haydi onlardan her kim sana tabi' olursa
haberin
iz olsun ki Cehennem de sizin cezanızdır, mükemmel bir ceza...
İsra Suresi, 63. Ayet:
(Allah) "Haydi, (seçtiğin yolda elinden geleni ardına koymamak üzere) git! Ancak,
haberin
olsun ki, onlardan sana uyanlar(la beraber) hepinizi bekleyen ceza, yaptıklarınızın tam karşılığı olmak üzere, cehennem olacaktır!...
Kəhf Suresi, 13. Ayet:
Onların
haberin
i sana gerçek olarak anlatıyoruz. Onlar Rab'lerine inanmış gençlerdi. Onların hidayetini arttırmıştık....
Kəhf Suresi, 13. Ayet:
Biz sana onların
haberin
i hakkıyla anlatıyoruz. Şübhesiz ki onlar, Rablerine îmân etmiş gençlerdi; ve (biz) onların hidâyetlerini artırdık....
Kəhf Suresi, 68. Ayet:
"Hakikatinden
haberin
olmayan bir olayı gördüğünde, nasıl dayanabilirsin ki!"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki ey Zülkarneyn!
haberin
olsun Ye'cuc ile Me'cuc bu Arzda fesad yapıp duruyorlar, onun için onlarla bizim aramıza bir sed yapman şartile sana biz bir harc versek olur mu?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar: «Ey Zulkarneyn,
haberin
olsun, Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar; bu yüzden onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana bir vergi ödesek olur mu?» dediler....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
(Allah, şöyle dedi:) “Ey Zekeriyya!
Haberin
olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.”...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Ey Zekeriyya!
Haberin
olsun biz sana bir oğul tebşir ediyoruz, adı Yahya, bundan evvel hiç bir adaş yapmadık ona...
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
Allah: «Ey Zekeriyya,
haberin
olsun, Biz sana Yahya adında ve bundan önce kendisine hiçbir adaş yapmadığımız bir oğul müjdeliyoruz» dedi....
Məryəm Suresi, 19. Ayet:
(Ruh) dedi:
haberin
olsun ben sana gayet temiz bir oğlan vermek için sırf rabbının resulüyüm....
Məryəm Suresi, 19. Ayet:
Ruh (Cebrail): «
Haberin
olsun, ben sana tertemiz bir oğlan vermek için Rabbinin elçisiyim sadece!» dedi....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
O dedi ki:
haberin
iz olsun ben Allahın kuluyum, o bana kitab verdi ve beni bir Peygamber yaptı...
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
O: «
Haberin
iz olsun ben Allah'ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı....
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
Hem o
haberin
iz olsun dedi: Allah benim de rabbım sizin de rabbınızdır, onun için hep ona ibadet ediniz işte yegâne doğru yol budur...
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
Ayrıca o (İsa) dedi ki: «
Haberin
iz olsun, Allah benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir; onun için hep O'na ibadet ediniz! İşte yegane doğru yol budur!...
Taha Suresi, 9. Ayet:
Musa'nın başından geçen olaylardan
haberin
var mı?...
Taha Suresi, 9. Ayet:
Sahi, olmadı mı senin
haberin
, Mûsâ’nın durumundan?...
Taha Suresi, 12. Ayet:
Haberin
olsun ben, senin Rabbinim. Hemen ayakkablarını çıkar; çünkü sen, mukaddes vadi olan Tuva’dasın.”...
Taha Suresi, 12. Ayet:
Ya Musâ
haberin
olsun benim, ben rabbım, hemen papuşlarını çıkar çünkü sen mukaddes vadide tuvadasın...
Taha Suresi, 12. Ayet:
Haberin
olsun, Benim Ben, Rabbin, hemen pabuçlarını çıkar; çünkü sen mukaddes vadide, Tuva'dasın!...
Taha Suresi, 12. Ayet:
"
Haberin
olsun: Senin Rabbin Benim!" denildi. "Çıkar pabuçlarını hemen! Çünkü kutsal vâdidesin sen! (Evet evet) Tûvâ’dasın sen!"...
Taha Suresi, 15. Ayet:
"Şüphesiz, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup
haberin
i) neredeyse gizleyeceğim."...
Taha Suresi, 15. Ayet:
"Şüphesiz, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup
haberin
i) neredeyse gizleyeceğim."...
Taha Suresi, 15. Ayet:
«Şüphesiz, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup
haberin
i) neredeyse gizleyeceğim.»...
Taha Suresi, 47. Ayet:
Haydin varın da ona deyin ki
haberin
olsun biz rabbının Resulleriyiz, artık Benî İsraîli bizimle gönder ve onları ta'zib etme, biz sana rabbından bir âyetle geldik, selâm da doğruya tabi' olanadır...
Taha Suresi, 47. Ayet:
Haydi, varın da ona deyin ki: «
Haberin
olsun, biz Rabbinin elçileriyiz, artık İsrail oğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme, biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik, selam da doğruya uyanlara!...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine biz de ya Âdem dedik:
haberin
olsun bu sana ve zevcene düşmandır, sakın sizi Cennetten çıkarmasın ki sonra bedbaht olursun...
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine Biz de: «Ey Adem,
haberin
olsun, bu, sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra mutsuz olursun....
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Haberin
iz olsun, siz (ey Mekke halkı) ve Allah’dan başka taptıklanınız (putlarınız) hep cehennem odunusunuz. Siz hep beraber cehenneme gireceksiniz....
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Haberin
iz olsun ki siz ve Allahdan başka taptığınız nesneler hep Cehennem mermisisiniz, siz, ona vürud edeceksiniz...
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, siz ve Allah'tan başka taptığınız nesneler cehennem mermisisiniz; siz oraya gireceksiniz....
Həcc Suresi, 38. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Allah iyman edenler tarafından müdafaa edecektir, çünkü Allah her hangi bir hâini, nankörü sevmez...
Həcc Suresi, 73. Ayet:
Ey insanlar! bir mesel darbedildi, şimdi ona iyi kulak verin,
haberin
iz olsun ki sizin Allahdan başka taptıklarınız bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için toplansalar bile, ve şayed sinek onlardan bir şey kaparsa onu ondan kurtaramazlar, tâlib de zaıyf matlûb da...
Həcc Suresi, 73. Ayet:
Ey insanlar bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin!
Haberin
iz olsun ki sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelseler bile; şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de!...
Nur Suresi, 11. Ayet:
(Hz. Aişe hakkında) o iftira
haberin
i getirenler, içinizden (münafık olan) bir zümredir. O iftirayı, Allah katında sizin için bir kötülük sanmayın. Bilâkis o, (sevab bakımından ahirette) hakkınızda bir hayırdır. (Bu hitab, iftira hadisesinden üzülen müminleredir). O iftiracılardan her kişiye, kazandığı günah kadar ceza vardır. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen (Abdullah İbni Ubeyy) için büyük bir azab vardır....
Nur Suresi, 11. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddî eden, ona da büyük bir azâb vardır...
Nur Suresi, 11. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, o iftirada bulunanlar, sizden bir takımdır. Onu hakkınızda bir şer sanmayın! Bilakis o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye kazandığı günah nisbetinde ceza vardır. Günahın büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır....
Nur Suresi, 11. Ayet:
Haberin
iz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır....
Nur Suresi, 64. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde, ve yerde olanlar Allah'ındır. Üzerinde bulunduğunuz durumu ve (insanların) kendisine döndürüleceği günü çok iyi bilir de onlara neler yaptıklarını bir bir açık-seçik haber verir. Allah her şeyi bilir.....
Nur Suresi, 64. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. O, kullarının ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini bilir. O'nun huzuruna çıkarıldıkları gün herkese yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilir....
Nur Suresi, 64. Ayet:
Haberin
iz olsun, iyi biliniz. Göklerde ve yerde ne varsa şüphe yok ki, Allah'ındır. Muhakkak ki, sizin üzerinde olduğunuz hâli ve ona döndürülecekleri günü bilir. Artık onlara yapmış olduklarını haber verecektir. Ve Allah her şeyi bihakkın bilendir....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
1.
vetlu
: ve oku, aktar
2.
aleyhim
: onlara
3.
nebee
:
haberin
i
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Ve onlara İbrâhîm (A.S)'ın
haberin
i tilâvet et (oku)!...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Ey Muhammed! Onlara İbrahim’in
haberin
i de oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
(Resûlüm!) Onlara İbrahim'in
haberin
i de naklet....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
İbrahim'in
haberin
i de anlat onlara....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i de oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i de aktar / oku:...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
(Ey Rasûlüm), Kureyş kavmine İbrahîm’in gerçek
haberin
i de oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
(Resûlüm!) Onlara İbrahim'in
haberin
i de naklet....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i de aktar / oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara İbrâhîm’in
haberin
i de oku!...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Resulüm! Onlara İbrahim'in
haberin
i de naklet!...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim’in
haberin
i de oku!...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrâhim'in
haberin
i de oku:...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i de aktar / oku:...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrahim'in
haberin
i de oku....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
İbrahim'in
haberin
i de oku onlara....
Şüəra Suresi, 107. Ayet:
Haberin
iz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, bir eminim...
Şüəra Suresi, 107. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim....
Şüəra Suresi, 107. Ayet:
«
Haberin
iz olsun ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim....
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ben size gönderilmiş bir Resulüm, emînim...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim....
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
«
Haberin
iz olsun ki ben, size gönderilmiş, güvenilir bir Peygamberim.»...
Şüəra Suresi, 143. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ben size gönderilmiş bir Resulüm, eminim...
Şüəra Suresi, 143. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim....
Şüəra Suresi, 143. Ayet:
«
Haberin
iz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.»...
Şüəra Suresi, 162. Ayet:
Haberin
iz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, eminim...
Şüəra Suresi, 162. Ayet:
Haberin
iz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim....
Şüəra Suresi, 162. Ayet:
«
Haberin
iz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.»...
Şüəra Suresi, 178. Ayet:
Haberin
iz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, emînim...
Şüəra Suresi, 178. Ayet:
Haberin
iz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim....
Şüəra Suresi, 178. Ayet:
«
Haberin
iz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.»...
Nəml Suresi, 7. Ayet:
İz kâle mûsâ li ehlihî innî ânestu nârâ(nâren), se âtîkum minhâ bi
haberin
ev âtîkum bi şihâbin kabesin leallekum tastalûn(tastalûne)....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
1.
iz
: olduğu zaman
2.
kâle
: dedi
3.
mûsâ
: Musa
4.
li ehlihî
: ehline, ailesine
Nəml Suresi, 8. Ayet:
Derken vaktâ ki ona vardı şöyle nidâ olundu:
haberin
olsun mubarek kılınmıştır bu ateşteki kimse ve bunun havalisindekiler ve sübhandır o âlemlerin rabbı Allah...
Nəml Suresi, 8. Ayet:
Ona vardığında şöyle seslenildi: «
Haberin
olsun, bu ateşteki kimse ve bunun çevresindekiler mübarek kılınmıştır; münezzehtir o alemlerin Rabbi Allah....
Nəml Suresi, 32. Ayet:
(Melike): «Ey ileri gelenler! Bu işimde bana bir fikir verin; sizin
haberin
iz olmadan ben hiçbir işi kestirip atmış değilim.» dedi....
Nəml Suresi, 76. Ayet:
Haberin
iz olsun ki bu Kur'an Benî İsraîle ihtilâf edip durdukları şeylerin ekserisini anlatır...
Nəml Suresi, 76. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, bu Kur'an İsrail oğullarına, ihtilaf edip durdukları şeylerin pek çoğunu anlatır....
Nəml Suresi, 76. Ayet:
Haberin
iz olsun ki bu Kur'ân, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
1.
netlû
: okuyacağız
2.
aleyke
: sana
3.
min nebei
:
haberin
den
4.
mûsâ
: Musa
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İman eden bir kavim için, Musa ve Firavun'un
haberin
den bir kısmını sana Hak olarak tilavet edeceğiz....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İman eden bir topluluk için Musa'nın ve Firavun'un
haberin
den (bir kısmını) gerçek olarak sana okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Mü'min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un
haberin
den (bir bölümünü) sana okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İnanan bir toplum için, Musa ile Firavun'un bir kısım
haberin
i sana doğru olarak anlatmaktayız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İnanmış bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavunun
haberin
den (bir bölümünü) sana okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Muusâ ile Fir'avn
haberin
den bir kısmını, îman edecek bir zümre (nin fâidelenmesi) için, hak olarak sana okuyacağız. ...
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Îmân edecek bir kavim için, Mûsâ ile Fir'avun’un
haberin
den(kıssalarından) bir kısmını sana gerçek şekliyle okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Sana, Musa ile Firavun'un
haberin
den inanacak bir kavim için doğru olarak anlatacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Sana Musa ile Firavun'un
haberin
den (bir kısmını) iman eden bir kavim için gerçek olarak okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İnanan bir toplum için Mûsâ ile Fir'avn'ın
haberin
den bir parçayı, gerçek olarak sana okuyacağız:...
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Mü'min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un
haberin
den (bir bölümünü) sana okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
İman edecek bir toplum için, Mûsa ve Firavun'un
haberin
den bir kısmını sana hak olarak okuyacağız....
Qəsəs Suresi, 20. Ayet:
Şehrin öte başından bir adam da koşarak geldi: Musâ dedi:
haberin
olsun hey'et, seni öldürmek için hakkında emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin hayırhahlarındanım...
Qəsəs Suresi, 20. Ayet:
Şehrin öte başından bir adam koşarak geldi ve: «Ey Musa,
haberin
olsun, ileri gelenler seni öldürmek için hakkında görüşme yapıyorlar; hemen çık git, ben senin iyiliğini isteyenlerdenim.» dedi....
Qəsəs Suresi, 20. Ayet:
Sonunda (bu
haberin
yayılması üzerine) şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi (ve:) 'Ey Mûsâ! Doğrusu (şehrin) ileri gelenler(i) seni öldürmek için hakkında müzâkere ediyorlar; hemen (bu şehirden) çık; gerçekten ben sana nasîhat edenlerdenim' dedi....
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Dedi:
haberin
olsun ben şu iki kızımın birini sana nikâh etmek istiyorum, sen bana sekiz sene ecîrlik etmek üzere ki eğer onu doldurursan, o da kendinden, maamafih seni zorlamak istemiyorum inşaallah beni salihînden bulacaksın...
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
O: «
Haberin
olsun ben, bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. On yıla tamamlarsan o da kendinden. Ben, sana zorluk göstermek istemiyorum; inşallah beni iyi kimselerden bulacaksın.» dedi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Fe lemmâ kadâ mûsel ecele ve sâre bi ehlihî ânese min cânibit tûri nârâ(nâren), kâle li ehlihimkusû innî ânestu nâren leallî âtîkum minhâ bi
haberin
ev cezvetin minen nâri leallekum testalûn(testalûne)....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
kadâ
: tamamladı
4.
mûse
: Musa
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Derken ona varınca vâdinin sağ kıyısından o mübarek buk'ada ağaçtan nidâ olundu, şöyle ki: ya Mûsâ,
haberin
olsun benim ben: Allah rabbül'alemin...
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Ateşin yanına gelince o mübarek bölgedeki vadinin sağ kıyısında bulunan ağaçtan şöyle seslenildi ona: «Ey Musa,
haberin
olsun Benim, Ben, Allah, alemlerin Rabbi!...
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Biz insana ana-babasına güzel davranmasını vasiyet ettik. . . Eğer ilmine ters düşen bir şeyi bana ortak koşman için seninle tartışıp seni zorlarlarsa, o ikisine itaat etme! Dönüşünüz banadır. . . Yaptıklarınızın (anlamının)
haberin
i vereceğim....
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde davranmasını, şunu söyleyerek önerdik: "Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyle bana ortak koşman için seninle çekişirlerse, o takdirde onlara itaat etme. Yalnız banadır dönüşünüz. Nihayet ben size yapıp ettiğiniz şeylerin
haberin
i bildireceğim."...
Ənkəbut Suresi, 17. Ayet:
Siz, Allahı bırakıp da sâde bir takım evsâna tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz
haberin
iz olsun ki o sizin Allahdan beride ma'bud diye taptıklarınız sizin için bir rızka malik olamazlar, onun için rızkı Allah yanında arayın ve ona kulluk edip ona şükreyleyin, hep döndürülüb ona götürüleceksiniz...
Ənkəbut Suresi, 17. Ayet:
Siz Allah'ı bırakıp da sadece bir takım putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz.
Haberin
iz olsun ki, o sizin Allah'tan başka taptıklarınız size bir rızık verme gücüne sahip olamazlar; onun için rızkı Allah katında arayın ve O'na kulluk edip O'na şükredin! Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz!»...
Ənkəbut Suresi, 31. Ayet:
Ve vaktâ ki elçilerimiz İbrahime müjde ile vardılar,
haberin
olsun dediler: biz bu karyenin ehalisini ihlâk edecekleriz çünkü onun ehalisi hep zalim oldular...
Ənkəbut Suresi, 31. Ayet:
Elçilerimiz İbrahim'e müjde ile vardıklarında: «
Haberin
olsun, biz bu memleketin halkını helak edeceğiz; çünkü onun halkı hep zalim oldular.» dediler....
Ənkəbut Suresi, 31. Ayet:
Melaikeden olan elçilerimiz İbrâhim’e, (İshak’ın doğumuna) dair müjde getirdiklerinde: "
Haberin
olsun, dediler, biz bu şehrin halkını imha edeceğiz, çünkü oranın halkı büsbütün zalim kimselerdir."...
Ənkəbut Suresi, 34. Ayet:
Haberin
olsun bu karye ehalisinin yapageldikleri fiskları yüzünden üzerlerine semadan bir feci azâb indireceğiz...
Ənkəbut Suresi, 34. Ayet:
Haberin
olsun, biz bu memleket halkının yapmakta oldukları çirkince günahları yüzünden üzerlerine gökten korkunç bir azap indireceğiz.» dediler....
Ənkəbut Suresi, 56. Ayet:
Ey benim iyman eden kullarım!
Haberin
iz olsun benim Arzım geniştir, o halde bana ıbadet edin o halde bana...
Ənkəbut Suresi, 56. Ayet:
Ey Benim iman eden kullarım!
Haberin
iz olsun ki, Benim arzım geniştir, o halde Bana ibadet edin o halde Bana!...
Loğman Suresi, 7. Ayet:
Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak, serkeşlik, zorbalık ederek yüz çevirip engelleme tedbirleri alırlar. Sen de onlara can yakıp inleten müthiş azâbın, derilerini kavuran ateşin
haberin
i ver....
Loğman Suresi, 16. Ayet:
Yavrum!
haberin
olsun ki yaptığın bir hardal danesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya Göklerde veya Yerin dibinde gizlense Allah onu getirir mizanına kor, çünkü Allah lâtiftir, habîrdir...
Loğman Suresi, 16. Ayet:
Yavrum,
haberin
olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya göklerde yahut yerin dibinde gizlense Allah onu getirir, mizanına koyar. Çünkü Allah en ince şeyleri bilen, herşeyden haberi olandır....
Loğman Suresi, 16. Ayet:
«Yavrucuğum!
Haberin
olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır.»...
Əhzab Suresi, 29. Ayet:
Yok eğer Allah ve Resulünü ve Âhıret evini istiyorsanız
haberin
iz olsun ki Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır...
Əhzab Suresi, 29. Ayet:
Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız,
haberin
iz olsun ki Allah içinizden güzellik (iyilik) edenlere pek büyük bir mükafat hazırlamıştır.»...
Əhzab Suresi, 29. Ayet:
Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız,
haberin
iz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır....
Əhzab Suresi, 29. Ayet:
"Yok, eğer Allah’ı, Resulünü ve âhiret mülkünü isterseniz,
haberin
iz olsun ki Allah sizin gibi iyi hanımlara büyük mükâfat hazırlamıştır."...
Fatir Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar!
Haberin
iz olsun ki Allahın va'di muhakkak haktır, sakın o Dünya hayat sizi aldatmasın ve sakın o mağrur Şeytan sizi Allaha da mağrurlandırmasın...
Fatir Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar,
haberin
iz olsun ki, Allah'ın va'di muhakkak gerçektir; sakın o dünya hayatı sizi aldatmasın ve sakın o aldatıcı şeytan, sizi Allah'a karşı aldatmasın!...
Fatir Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar!
Haberin
iz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın....
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Haberin
iz olsun ki Şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun, çünkü o etrafına toplanan hizbini ancak eshabı Saîrden olsunlar diye da'vet eder...
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun; çünkü O, etrafına toplanan yandaşlarını ancak alevli cehennemlik dostlarından olsunlar diye davet eder....
Fatir Suresi, 14. Ayet:
Eğer onlara dua ederseniz sizi, dualarınızı işitmezler. Şâyet işitmiş olsalar (bile) size icabet edemezler. Kıyâmet günü sizin şirkinizi inkâr edecekler. Ve sana bunun (bu
haberin
) mislini (benzerini) verecek (kimse, şey) bulunmaz (Allah'tan başkası haber veremez)....
Fatir Suresi, 28. Ayet:
İnsanlardan, hayvanlardan, davarlardan da kezâlik türlü renklileri var ancak Allah saygısını kullarından bilenler duyar,
haberin
iz olsun ki Allah azîz bir gafûrdur....
Fatir Suresi, 28. Ayet:
İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da aynı şekilde çeşitli renklerde olanlar vardır. Ancak Allah saygısını, kullarından bilenler duyar.
Haberin
iz olsun ki, Allah güçlüdür, bağışlayıcıdır....
Yasin Suresi, 14. Ayet:
O sıra ki onlara o ikiyi göndermiştik, bunları tekzib ettiler, biz de bir üçüncü ile ızzet (ve kuvvet) verdik de varıp dediler:
haberin
iz olsun biz sizlere gönderilmiş Resulleriz...
Yasin Suresi, 14. Ayet:
Hani onlara o iki elçiyi göndermiştik de onları yalanladılar; Biz de bir üçüncüsüyle onları güçlendirdik, varıp: «
Haberin
iz olsun, biz sizlere gönderilmiş elçileriz.» dediler....
Yasin Suresi, 25. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ben, Rabbinize iman getirdim; gelin beni dinleyin.”...
Yasin Suresi, 25. Ayet:
Haberin
iz olsun ki ben rabbınıza iyman getirdim, gelin dinleyin beni...
Yasin Suresi, 25. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, ben Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni!»...
Sad Suresi, 21. Ayet:
Davacıların kıssasından
haberin
oldu mu? (Davud'un ibadet ettiği) mabedin duvarlarına tırmanan (iki kişinin kıssasından)?...
Sad Suresi, 21. Ayet:
(21-22) O mahkemeleşen hasımların olayından
haberin
oldu mu? Onlar mâbedin duvarına tırmanıp Davud’un yanına birden girince o, onlardan ürktü. Onlar da "Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı geçen iki dâvalıyız. Senden dileğimiz: Aramızda adaletle hükmet, haktan uzaklaşma ve bize tam doğruyu göster."...
Sad Suresi, 22. Ayet:
(21-22) O mahkemeleşen hasımların olayından
haberin
oldu mu? Onlar mâbedin duvarına tırmanıp Davud’un yanına birden girince o, onlardan ürktü. Onlar da "Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı geçen iki dâvalıyız. Senden dileğimiz: Aramızda adaletle hükmet, haktan uzaklaşma ve bize tam doğruyu göster."...
Sad Suresi, 67. Ayet:
De ki: "HÛ (gerçeği), Aziym bir haberdir!" (Bu
haberin
mânâsını ve değerini kavrayabilseniz!)...
Sad Suresi, 68. Ayet:
"Siz ise ondan (o büyük
haberin
bildirdiği fevkalâde önemli hakikatin size kazandıracağından) yüz çeviriyorsunuz!"...
Sad Suresi, 71. Ayet:
Rabbın Melâikeye dediği vakıt:
haberin
iz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım...
Sad Suresi, 71. Ayet:
Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: «
Haberin
iz olsun, Ben bir çamurdan bir insan yaratmaktayım....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Ve onun
haberin
i bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun verdiği
haberin
doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
'Onun verdiği
haberin
doğruluğunu, Kur’ân’a sahiplenenlerin hâkimiyetini, ilgisiz kalanların hata ettiğini, bir müddet sonra mutlaka öğreneceksiniz.'...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun
haberin
i bir süre sonra muhakkak bileceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
"Gerçekten onun
haberin
i bir zaman sonra öğreneceksiniz."...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Muhakkak onun
haberin
i (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
«nun verdigi
haberin
dogrulugunu bir zaman sonra ogreneceksiniz."*...
Sad Suresi, 88. Ayet:
'Onun verdiği
haberin
doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz.'...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun verdiği
haberin
doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Ve her halde onun
haberin
i bir zaman sonra bileceksiniz...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Ve herhalde onun
haberin
i bir zaman sonra bileceksiniz.»...
Sad Suresi, 88. Ayet:
«Herhalde onun
haberin
i bir zaman sonra bileceksiniz.»...
Sad Suresi, 88. Ayet:
"Gerçekten onun
haberin
i bir zaman sonra öğreneceksiniz."...
Sad Suresi, 88. Ayet:
«Her halde onun mühim
haberin
i bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz». ...
Sad Suresi, 88. Ayet:
'Ve onun
haberin
i bir zaman sonra mutlaka bileceksiniz.'...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun
haberin
i bir müddet sonra öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun verdiği
haberin
doğruluğunu bir müddet sonra muhakkak bileceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun
haberin
i bir süre sonra öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun verdiği
haberin
doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz."...
Sad Suresi, 88. Ayet:
«Gerçekten onun
haberin
i bir zaman sonra öğreneceksiniz.»...
Sad Suresi, 88. Ayet:
Onun verdiği
haberin
gerçek olduğunu bir süre sonra siz de öğreneceksiniz....
Sad Suresi, 88. Ayet:
Yemin olsun, bir süre sonra onun
haberin
i bileceksiniz....
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Haberin
olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez....
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Haberin
iz olsun ki, hâlis din (katıksız dindarlık) Allah'ındır; Allah'ı bırakıp (putları) yakın dost ve sahip edinenler, «bunlara ancak bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz» (derler). Allah, elbette onların görüş ayrılığına düştükleri şey hakkında aralarında hükmedecektir. Şüphesiz ki Allah, yalancı nankör inkarcı kimseyi doğru yola çıkarmaz....
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Haberin
olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Tanrı'nındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz bunlara bizi Tanrı'ya daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Tanrı, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Tanrı, yalancı kafirleri hidayete erdirmez....
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Haberin
olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) «Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.» Hiç şüphesiz Allah, kendi aralarında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kâfir olan kimseyi hidayete eriştirmez....
Zümər Suresi, 5. Ayet:
Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir.
Haberin
olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O'dur....
Zümər Suresi, 5. Ayet:
Gökleri ve yeri hakk ile yaratmıştır. Geceyi gündüze doluyor, gündüzü de geceye doluyor. Güneş ve Ay'ı buyruk altına alıp herbiri belirlenmiş bir vakte kadar hareketini sürdürmektedir.
Haberin
iz olsun ki, O, çok üstün çok güçlü, çok bağışlayandır....
Zümər Suresi, 5. Ayet:
Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her biri adı-konulmuş bir ecele kadar akıp gitmektedir.
Haberin
olsun üstün ve güçlü olan, bağışlayan O'dur....
Zümər Suresi, 5. Ayet:
Gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine sarar ve gündüzü de gecenin üzerine sarıverir ve güneşi ve ay'ı musahhar kılmıştır. Her biri muayyen bir zamana kadar cereyan eder.
Haberin
iz olsun ki, her şeye galip, çok yarlığayıcı olan, O'dur....
Zümər Suresi, 5. Ayet:
Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor. Güneşe ve aya da boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir.
Haberin
olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O'dur....
Zümər Suresi, 15. Ayet:
"Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır.
Haberin
iz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir."...
Zümər Suresi, 15. Ayet:
"Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ehlini (yakınlarını) hüsrana uğratanlardır.
Haberin
iz olsun, bu apaçık olan hüsranın kendisidir."...
Zümər Suresi, 15. Ayet:
«Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin.» De ki: «Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır.
Haberin
iz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir.»...
Zümər Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olmıyarak ansızın tepenize azab inmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (ruhsatlara değil de azimetlere) tâbi olun.”...
Zümər Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olmıyarak ansızın başınıza azâb gelmeden evvel halîs müsliman olun da rabbınızdan size indirilenin en güzelini ta'kıb ve tatbık edin...
Zümər Suresi, 55. Ayet:
Haberin
iz olmadan ansızın başınıza azap gelmeden önce samimi müslüman olun da, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ve uygulayın!...