Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
İnnallâhe lâ yestahyî en yadribe meselen mâ beûdaten fe mâ fevkahâ fe emmellezîne âmenû fe ya’lemûne ennehul
hakku
min rabbihim, ve emmellezîne keferû fe yekûlûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), yudıllu bihî kesîran ve yehdî bihî kesîrâ(kesîran) ve mâ yudıllu bihî illel fâsıkîn(fâsıkîne)....
Bəqərə Suresi, 91. Ayet:
Ve izâ kîle lehum âminû bi mâ enzelallâhu kâlû nu’minu bi mâ unzile aleynâ ve yekfurûne bi mâ verâehu ve huvel
hakku
musaddikan limâ meahum kul fe lime taktulûne enbiyâallâhi min kablu in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Bəqərə Suresi, 91. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
kîle lehum
: onlara denildi
3.
âminû
: âmenû olun, îmân edin
4.
bi mâ
: şeye
Bəqərə Suresi, 109. Ayet:
Vedde kesîrun min ehlil kitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffârâ(kuffâran), haseden min indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hakk(
hakku
), fa’fû vasfehû hattâ ye’tiyallâhu bi emrih(emrihî), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Bəqərə Suresi, 109. Ayet:
1.
vedde
: sevdi, diledi, istedi, arzu etti 2 - kesîrun
2.
min ehli el kitâbi
: kitap ehlinden, kitap sahiplerinden
3.
lev yeruddûne-kum
: keşke sizi döndürseler, döndürebilseler
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz Beyt'i (Kâbe - kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esmâ mertebesi kuvveleriyle ta
hakku
k makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve İsmail'e: "Beytimi; tavaf edenler, kulluğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rükû edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin" dedik....
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
Kad nerâ tekallube vechike fîs semâi, fe le nuvelliyenneke kıbleten terdâhâ, fe velli vecheke şatral mescidil harâm(harâmi), ve haysu mâ kuntum fe vellû vucûhekum şatrah(şatrahu), ve innellezîne ûtûl kitâbe le ya’lemûne ennehul
hakku
min rabbihim ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ya’melûn(ya’melûne)....
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
1.
kad
: muhakkak, olmuştu
2.
nerâ
: görüyoruz
3.
tekallube
: çeviriyorsun
4.
vechi-ke
: yüzünü
Bəqərə Suresi, 147. Ayet:
El
hakku
min rabbike fe lâ tekûnenne minel mumterîn(mumterîne)....
Bəqərə Suresi, 147. Ayet:
1.
el
hakku
: hak, gerçek
2.
min rabbi-ke
: senin Rabbinden
3.
fe
: artık, bundan sonra
4.
lâ tekûnenne
: sakın ol...
Bəqərə Suresi, 149. Ayet:
Ve min haysu harecte fe velli vecheke şatral mescidil harâm(harâmi), ve innehu lel
hakku
min rabbik(rabbike), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne)....
Bəqərə Suresi, 149. Ayet:
1.
ve min
: ve den
2.
haysu
: neresi
3.
harec-te
: sen çıktın
4.
fe
: o zaman
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Vel mutallakâtu yeterabbasne bi enfusihinne selâsete kurûin, ve lâ yahıllu lehunne en yektumne mâ halakallâhu fî erhâmihinne in kunne yu’minne billâhi vel yevmil âhır(âhıri), ve buûletuhunne e
hakku
bi reddihinne fî zâlike in erâdû ıslâhâ(ıslâhan), ve lehunne mislullezî aleyhinne bil ma’rûf(ma’rûfi), ve lir ricâli aleyhinne dereceh(derecetun), vallâhu azîzun hakîm(hakîmun)....
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
1.
ve el mutallakâtu
: ve boşanmış kadınlar
2.
yeterabbasne
: dururlar, beklerler
3.
bi enfusi-hinne
: kendi kendilerine
4.
sel...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Ve kâle lehum nebiyyuhum innallâhe kad bease lekum tâlûtemelikâ(meliken), kâlû ennâ yekûnu lehul mulku aleynâ ve nahnu e
hakku
bil mulki minhu ve lem yu’te seaten minel mâl(mâli), kâle innallâhestafâhu aleykum ve zâdehu bestaten fîl ilmi vel cism(cismi), vallâhu yu’tî mulkehu men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
lehum
: onlara
3.
nebiyyu-hum
: onların peygamberi
4.
inne
: muhakkak ki
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil
hakku
velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil
hakku
sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
1.
yâ eyyuhe
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
4.
izâ
: ...
Ali-İmran Suresi, 54. Ayet:
Mekr yaptılar ve karşılığını Allâh'tan mekr ile aldılar. Allâh mekr yapanların en hayırlısıdır. (Hakikati dillendirenin ortadan kalkması için gizli hileye başvurdular, Allâh da olayı aynı yoldan, yani onlar fark edemeden onların aleyhine sonuçlandırdı. ) (Kişinin kendisini Allâh'tan ayrı düşüren - uzaklaştıran fiile devam edip bundan zarar görmediğini sanması, mekre uğraması demektir. Çünkü zarar görmediğini sanarak o fiile devam etmesi, sonuçta Allâh'tan daha fazla uzaklaşmasına yol açar ki, Al...
Ali-İmran Suresi, 60. Ayet:
El
hakku
min rabbike fe lâ tekun minel mumterîn(mumterîne). ...
Ali-İmran Suresi, 60. Ayet:
1.
el
hakku
: hak, gerçek
2.
min rabbi-ke
: senin Rabb'inden
3.
fe lâ tekun
: öyleyse sen olma
4.
min el mumterîne
Ali-İmran Suresi, 62. Ayet:
İnne hâzâ le huvel kasasul hakk(
hakku
), ve mâ min ilâhin illâllâh(illâllâhu), ve innellâhe le huvel azîzul hakîm(hakîmu). ...
Ali-İmran Suresi, 62. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
hâzâ
: bu
3.
le huve
: gerçekten o
4.
el kasasu el
hakku
: hak kısas, gerçek olay
Ali-İmran Suresi, 77. Ayet:
Allâh ahdini ve yeminlerini az bir değere satanlara gelince; onların sonsuz gelecek sürecinde hiçbir nasipleri yoktur. Allâh (dıştaki bir tanrıdan değil, hakikatlerindeki Esmâ kuvvelerinin ta
hakku
kundan söz edilmede) kıyamet sürecinde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları arındırmaz. Onlar için feci bir azap vardır....
Ali-İmran Suresi, 86. Ayet:
Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle
hakku
n ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne). ...
Ali-İmran Suresi, 86. Ayet:
1.
keyfe
: nasıl
2.
yehdi allâhu
: Allah hidayet eder
3.
kavmen
: kavim, topluluk
4.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Koşuşun, Rabbinizden (hakikatinizdeki Esmâ bileşiminden kaynaklanacak olan) mağfirete ve semâlar (idrak mertebeleri) ile arz (kuvveler platformu) genişliğindeki (Allâh Esmâ'sının kuvveleriyle ta
hakku
k ortamı olan) cennete. . . Korunanlar için hazırlanmıştır o!...
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey incilin izleyicileri! Dininiz(in temeli olan hakikat)in sınırlarını aşmayın ve Allah hakkında yalnız hakikati söyleyin! Meryem oğlu İsa Mesih sadece Allahın elçisi, Onun Meryeme ulaştırdığı vaadi(nin ta
hakku
ku) ve Onun yarattığı bir can idi. O halde Allaha ve peygamberlerine inanın ve "(Tanrı bir) üçlüdür!" demeyin. Kendi iyiliğiniz için (bu iddiadan) vazgeçin. Allah, tek ilahtır; çocuk sahibi olmaktan münezzehtir, göklerde ve yerde olan her şey O'na aittir ve hiç kimse Allah kadar güvene lay...
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Rıdvanına (insandaki Esmâ hakikatiyle ta
hakku
k kuvvesi - melekesi) tâbi olanları, Allâh hakikatleri olan Esmâ özellikleriyle, hakikate erdirir; onları Esmâ bileşimlerinin elvermesiyle karanlıklardan nura çıkarır ve onları doğru yaşam yoluna yöneltir....
Maidə Suresi, 107. Ayet:
Fe in usire alâ ennehumâstehakkâ ismen fe âharâni yekûmâni makâmehumâ minellezînestehakka aleyhimul evleyâni fe yuksîmâni billâhi le şehâdetunâ e
hakku
min şehâdetihimâ ve ma’tedeynâ, innâ izen le minez zâlimîn(zâlimîne)....
Maidə Suresi, 107. Ayet:
1.
fe in usire alâ
: eğer sonradan farkına varılırsa
2.
enne-humâ
: iki kişinin ... olduğu
3.
istehakkâ ismen
: bir günaha müstehak oldu
4.
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Ve kezzebe bihî kavmuke ve huvel hakk(
hakku
),kul lestu aleykum bi vekîl(vekîlin). ...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
1.
ve kezzebe
: ve yalanladı
2.
bi-hî
: onu
3.
kavmu-ke
: senin kavmin
4.
ve huve
: ve O
...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
Kur’an’daki her haberin ta
hakku
k edeceği muayyen bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk(hakkı), ve yevme yekûlu kun fe yekûn(yekûnu), kavluhul hakk(
hakku
), ve lehul mulku yevme yunfehu fîs sûr(sûri), âlimul gaybi veş şehâdeh(şehâdeti), ve huvel hakîmul habîr(habîru). ...
Ənam Suresi, 73. Ayet:
1.
ve huve
: ve o
2.
ellezî halaka
: ki o yaratandır
3.
es semâvâti
: semâlar, gökler
4.
ve el arda
: ve arz, yery...
Ənam Suresi, 81. Ayet:
Ve keyfe ehâfu mâ eşrektum ve lâ tehâfûne ennekum eşrektum billâhi mâ lem yunezzıl bihî aleykum sultânâ(sultânen), fe eyyul ferîkayni e
hakku
bil emn(emni), in kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Ənam Suresi, 81. Ayet:
1.
ve keyfe
: ve nasıl
2.
ehâfu
: korkarım
3.
mâ eşrektum
: sizin şirk koştuğunuz şeyler
4.
ve lâ tehâfûne
: ve si...
Əraf Suresi, 8. Ayet:
Vel veznu yevme izinil hakk(
hakku
), fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne)....
Əraf Suresi, 8. Ayet:
1.
ve el veznu
: ve tartı, ölçü
2.
yevme izin
: izin günü
3.
el
hakku
: haktır, gerçektir
4.
fe
: artık, o zaman
Əraf Suresi, 71. Ayet:
Dedi ki: «Üzerinize, şüphe yok ki Rabbiniz tarafından bir ikap ve bir gazab ta
hakku
k etti. Kendinizin ve babalarınızın takmış olduklarınız birtakım adlar hakkında benimle mücadelede mi bulunuyorsunuz? Allah Teâlâ onlara dair hiçbir hüccet indirmiş değildir. Artık bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»...
Əraf Suresi, 118. Ayet:
Fe vakaal
hakku
ve batale mâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Əraf Suresi, 118. Ayet:
1.
fe vakaa
: böylece vuku buldu, oldu
2.
el
hakku
: hak, gerçek
3.
ve batale
: ve bâtıl oldu, yok oldu
4.
mâ kânû
Əraf Suresi, 118. Ayet:
Hak ta
hakku
k etti, onlarin yaptiklari bosa gitti....
Əraf Suresi, 118. Ayet:
Hak ta
hakku
k etti, onların yaptıkları boşa gitti....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Ve o hırpalanıb ezilmekte bulunan kavmi ma'hud Arzın bereketlerle donattığımız meşrıklarına mağriblerine varis kıldık ve Rabbının Beni İsraîle olan o güzel kelimesi sabr etmeleri sebebiyle temamen te
hakku
k etti de Fir'avn ile kavminin yapa geldikleri masnûâtı ve yükselttikleri binaları yerlere serdik...
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Ve o hırpalanıp ezilmekte bulunan kavmi yeryüzünün, bereketlerle donattığımız doğusuna, batısına mirasçı kıldık. Ve Rabbinin İsrail oğullarına olan o güzel va'di, sabretmeleri sebebiyle tamamen ta
hakku
k etti ve Firavun ile kavminin yapageldikleri sanat eserlerini ve yükselttikleri binaları yere serdik....
Tövbə Suresi, 13. Ayet:
E lâ tukâtilûne kavmen nekesû eymânehum ve hemmû bi ihrâcir resûli ve hum bedeûkum evvele merrah(merratin), e tahşevnehum, fallâhu e
hakku
en tahşevhu in kuntum mu'minîn(mu'minîne)....
Tövbə Suresi, 13. Ayet:
1.
e lâ
: olmaz mı, öyle değil mi
2.
tukâtilûne
: savaşırsınız
3.
kavmen
: bir kavim
4.
nekesû
: nakseden, ihlâl e...
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Lekadibtegûl fîtnete min kablu ve kallebû lekel umûre hattâ câel
hakku
ve zahere emrullâhi ve hum kârihûn(kârihûne)....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
1.
lekad
: andolsun
2.
ibtegû el fîtnete
: fitne çıkarmak istediler
3.
min kablu
: daha önceden, daha önce
4.
ve kallebû
Tövbə Suresi, 62. Ayet:
Yahlifûne billâhi lekum li yurdûkum, vallâhu ve resûluhû e
hakku
en yurdûhu in kânû mu’minîn(mu’minîne)....
Tövbə Suresi, 62. Ayet:
1.
yahlifûne
: yemin ederler
2.
bi allâhi
: Allah'a
3.
lekum
: sizin için
4.
li yurdû-kum
: sizi hoşnut kılmak, ra...
Tövbə Suresi, 108. Ayet:
Lâ tekum fîhi ebedâ(ebeden), le mescidun ussise alât takvâ min evveli yevmin e
hakku
en tekûme fîhi, fîhi ricâlun yuhıbbûne en yetetahherû, vallâhu yuhıbbul muttahhirîn(muttahhirîne)....
Tövbə Suresi, 108. Ayet:
1.
lâ tekum
: ikâme etme (namaz kılma), bulunma
2.
fî-hi
: orada
3.
ebeden
: ebediyyen
4.
le
: elbette
<...
Yunus Suresi, 32. Ayet:
Fe zâlikumullâhu rabbukumul hakk(
hakku
), fe mâzâ ba'del hakkı illed dalâl(dalâlu), fe ennâ tusrafûn(tusrafûne)....
Yunus Suresi, 32. Ayet:
1.
fe
: o halde, öyleyse, artık
2.
zâlikum
: işte bu, işte o
3.
allâhu
: Allah'tır
4.
rabbu-kum
: sizin Rabbiniz
Yunus Suresi, 33. Ayet:
İşte fıska düşmüş olanların aleyhine Rabbinin kelimesi şöylece ta
hakku
k etmiştir ki, şüphe yok onlar imân etmezler....
Yunus Suresi, 35. Ayet:
Kul hel min şurekâikum men yehdî ilel hakk, kulillâhu yehdî lil hakk(hakkı), e fe men yehdî ilel hakkı e
hakku
en yuttebea em men lâ yehiddî illâ en yuhdâ, fe mâ lekum, keyfe tahkumûn(tahkumûne). ...
Yunus Suresi, 35. Ayet:
1.
kul
: de
2.
hel
: var mı
3.
min şurekâi-kum
: sizin şirk (ortak) koştuklarınızdan, ortaklarınızdan
4.
men yehdî
Yunus Suresi, 48. Ayet:
«Eğer (İddianızda) doğrucu iseniz bu va'd (ve tehdîdin te
hakku
ku) ne zaman? (Söyleyin)» derler. ...
Yunus Suresi, 51. Ayet:
1.
e summe
: sonra mı
2.
izâ
: olduğu zaman
3.
mâ vakaa
: o şey vuku buldu, ta
hakku
k etti (vuku bulan şey)
4.
âmentum
...
Yunus Suresi, 53. Ayet:
Ve yestenbiûneke e
hakku
n hû(hûve), kul î ve rabbî innehu le
hakku
n ve mâ entum bi mu’cizîn(mu’cizîne)....
Yunus Suresi, 53. Ayet:
1.
ve yestenbiûne-ke
: ve senden haber soracaklar
2.
e
hakku
n
: bu gerçek mi, hak mıdır
3.
huve
: o
4.
kul
: de
Yunus Suresi, 55. Ayet:
E lâ inne lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), e lâ inne va'dallâhi
hakku
n ve lâkinne ekserehum lâ ya'lemûn(ya'lemûne). ...
Yunus Suresi, 55. Ayet:
1.
e lâ
: değil mi
2.
inne li allâhi
: muhakkak Allah'ın
3.
mâ fî es semâvâti
: göklerde olan şeyler, olanlar
4.
ve el ardı
...
Yunus Suresi, 76. Ayet:
Fe lemmâ câehumul
hakku
min indinâ kâlû inne hâzâ le sıhrun mubîn(mubînun). ...
Yunus Suresi, 76. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece, olduğu zaman
2.
câe-humu el
hakku
: onlara hak geldi
3.
min indi-nâ
: katımızdan
4.
kâlû
: ...
Yunus Suresi, 78. Ayet:
Dediler ki: "Sen bizi, atalarımızın inancından çevirip ve yeryüzüne beraberce tahakküm etmek için mi geldin? Biz size (Musa ve Harun'a) iman edici değiliz. "...
Yunus Suresi, 94. Ayet:
Fe in kunte fî şekkin mimmâ enzelnâ ileyke fes’elillezîne yakreûnel kitâbe min kablik(kablike), lekad câekel
hakku
min rabbike fe lâ tekûnenne minel mumterîn(mumterîne)....
Yunus Suresi, 94. Ayet:
1.
fe in
: bundan sonra, eğer
2.
kunte
: sen oldun
3.
fî şekkin
: şüphe içinde
4.
mim mâ (min mâ) enzel-nâ
: indir...
Yunus Suresi, 96. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki, aleyhlerinde Rabbin kelimesi ta
hakku
k etmiştir, onlar imân etmezler....
Yunus Suresi, 108. Ayet:
Kul yâ eyyuhen nâsu kad câekumul
hakku
min rabbikum, fe men ihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihi), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi vekîl(vekîlin)....
Yunus Suresi, 108. Ayet:
1.
kul
: de ki
2.
yâ eyyuhe en nâsu
: ey insanlar
3.
kad câe-kum
: size gelmiştir
4.
el
hakku
: hak, gerçek
Hud Suresi, 1. Ayet:
(1-2) Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafindan, Allah'tan baskasina kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kilinmis, sonra da uzun uzadiya aciklanmis bir Kitap'dir. Ben size, O'nun tarafindan gonderilmis bir uyarici ve mujdeciyim. Rabbinizden magfiret dileyin ve O'na tevbe edin ki, belli bir sureye kadar sizi guzelce gecindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karsÙlÙgÙnÙ versin. Eger yuz cevirirseniz o zaman ben dogrusu hakkÙnÙzda buyuk gunun azabÙndan korkarÙm....
Hud Suresi, 2. Ayet:
(1-2) Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafindan, Allah'tan baskasina kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kilinmis, sonra da uzun uzadiya aciklanmis bir Kitap'dir. Ben size, O'nun tarafindan gonderilmis bir uyarici ve mujdeciyim. Rabbinizden magfiret dileyin ve O'na tevbe edin ki, belli bir sureye kadar sizi guzelce gecindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karsÙlÙgÙnÙ versin. Eger yuz cevirirseniz o zaman ben dogrusu hakkÙnÙzda buyuk gunun azabÙndan korkarÙm....
Hud Suresi, 17. Ayet:
E fe men kâne alâ beyyinetin min rabbihî ve yetlûhu şâhidun minhu ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(rahmeten), ulâike yu'minûne bih(bihî), ve men yekfur bihî minel ahzâbi fen nâru mev'ıduh(mev'ıduhu), fe lâ teku fî miryetin minhu innehul
hakku
min rabbike ve lâkinne ekseren nâsi lâ yu'minûn(yu'minûne)....
Hud Suresi, 17. Ayet:
1.
e fe men
: artık (o) kimse mi
2.
kâne
: oldu
3.
alâ beyyinetin
: kesin bir delil üzerinde
4.
min rabbi-hi
: onu...
Hud Suresi, 45. Ayet:
Ve nâdâ nûhun rabbehu fe kâle rabbi innebnî min ehlî ve inne va'dekel
hakku
ve ente ahkemul hâkimîn(hâkimîne)....
Hud Suresi, 45. Ayet:
1.
ve nâdâ
: ve seslendi
2.
nûhun
: Nuh
3.
rabbe-hu
: Rabbine
4.
fe kâle
: o zaman dedi
...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul azîzil âne hashasal
hakku
ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne)....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
mâ
: nedir
3.
hatbukunne
: üzerinde konuşma yaptığınız konu, mesele
4.
iz râvedtunne yûsufe
: Yu...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ebeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da (ebeveyn ve on bir kardeş) kendisine hürmet için eğildiler (veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar). Yûsuf dedi ki: “-Ey babacığım! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu ta
hakku
k ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden (bana) getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir; çünkü O Alîm’dir, Hakîm’dir....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Babasını ve anasını tahtının üstüne çıkarıb oturtdu. Hepsi onun için (ona kavuşdukları için) secdeye kapandılar. (Yuusuf) dedi ki: Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rü'yânın te
hakku
kudur. Gerçek, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etdi. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Şübhesiz ki Rabbim, dileyeceği şeyleri çok güzel, çok ince tedbîr edendir. Hakkıyle bilen, tam hikmet saahibi olan Odur». ...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: “Ey Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyânın ta
hakku
kudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana gerçekten pek çok iyilikte bulundu. Şüphesiz ki Rabbim dileyeceği şeyleri çok ince düzenler. O her şeyi hakkıyla bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. ”...
Rəd Suresi, 1. Ayet:
Elif lâm mim râ tilke âyâtul kitâb(kitâbi), vellezî unzile ileyke min rabbikel
hakku
ve lâkinne ekseren nâsi lâ yu’minûn(yu’minûne)....
Rəd Suresi, 1. Ayet:
1.
elif, lâm, mim, râ
: hurûfu mukattaa; mukattaa harfleridir. Kur'ân-ı Kerim'de bazı surelerin başında zikredilen özel (anlamlı) harflerdir.
2.
tilke
: bunlar
3.
âyâtu el kitâbi
: kitabın âyetleridir
...
Rəd Suresi, 19. Ayet:
E fe men ya’lemu ennemâ unzile ileyke min rabbikel
hakku
ke men huve a’mâ, innemâ yetezekkeru ûlul elbâb(elbâbi)....
Rəd Suresi, 19. Ayet:
1.
e
: mi
2.
fe men
: artık kim
3.
ya'lemu
: bilir
4.
ennemâ
: olduğunu
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
Ve iş hükme iktiran edince şeytan der ki: «Şüphesiz Allah size hak bir vaad ile vaadetmişti. Ben de size vaadetmiştim, sonra size vaadimden caydım. Ve benim için sizin üzerinize bir tahakküm yoktur. Ben sizi ancak dâvet ettim, siz de bana hemen icabet ettiniz. Artık beni kınamayınız, kendi nefislerinizi kınayınız. Ve ben sizi kurtarıcı değilim, siz de beni kurtarıcı değilsiniz. Şüphe yok ki beni evvelce şerik koşmanızı ben inkar etmiş oldum. Muhakkaktır ki, zalimler için pek acı bir azap vardır....
Hicr Suresi, 42. Ayet:
«Benim kullarımın üzerinde senin hiç bir tahakküm (ün) yokdur. Meğer ki azıb sapanlardan sana tâbi' olanlar olsun». ...
İsra Suresi, 81. Ayet:
Ve kul câel
hakku
ve zehekal bâtıl(bâtılu), innel bâtıle kâne zehûkâ(zehûkan)....
İsra Suresi, 81. Ayet:
1.
ve kul
: ve de, söyle
2.
câe
: geldi
3.
el
hakku
: hak
4.
ve zeheka
: ve yok oldu, zail oldu, ortadan kalktı
İsra Suresi, 104. Ayet:
Arkasından da İsrailoğullarına: "O topraklarda oturun! Ahiret vâdi ta
hakku
k edince, hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz" dedik....
İsra Suresi, 104. Ayet:
Arkasından da İsrailoğullarına: «O topraklarda oturun! Ahiret vâdi ta
hakku
k edince, hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz» dedik....
Kəhf Suresi, 12. Ayet:
Sonra onları bâ'settik, iki grubun hangisinin, kaldıkları süreyi daha iyi tahmin edeceğini bilelim (daha iyi hesap edeceği ortaya çıksın) diye. (Burada bilelim demek, açığa çıkaralım, fiilen ta
hakku
k ettirelim de kendileri de anlasın demektir. {Elmalı tefsir; cilt:5 sayfa:3226})...
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
Ve kezâlike a'sernâ aleyhim li ya'lemû enne va'dallâhi
hakku
n ve ennes sâate lâ reybe fîhâ, iz yetenâzeûne beynehum emrehum fe kâlûbnû aleyhim bunyânâ(bunyânen), rabbuhum a'lemu bihim, kâlellezîne galebû alâ emrihim le nettehızenne aleyhim mescidâ(mesciden). ...
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve böylece, işte böyle
2.
a'sernâ
: bildirdik
3.
aleyhim
: onlara, onları
4.
li ya'lemû
: bilmele...
Kəhf Suresi, 29. Ayet:
Ve kulil
hakku
min rabbikum fe men şâe fel yu'min ve men şâe fel yekfur innâ a'tednâ liz zâlimîne nâren ehâta bihim surâdikuhâ, ve in yestegîsû yugâsû bi mâin kel muhli yeşvîl vucûh(vucûhe), bi'seş şerab(şerabu) ve sâet murtefekâ(murtefekan)....
Kəhf Suresi, 29. Ayet:
1.
ve kulil
hakku
(ve kul el
hakku
)
: ve de ki hak
2.
min rabbi-kum
: Rabbinizdendir
3.
fe men şâe
: bundan sonra dileyen kimse
4.
Kəhf Suresi, 48. Ayet:
Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin ta
hakku
k edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?...
Kəhf Suresi, 48. Ayet:
Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin ta
hakku
k edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?...
Kəhf Suresi, 65. Ayet:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz Ona indîmizden (Hakikatini yaşatan) bir rahmet vermiş ve yine Onda ledünnümüzden (Tecelli-i sıfat olarak ta
hakku
k etme {mardiye} şuuru) ilim açığa çıkarmıştık....
Kəhf Suresi, 71. Ayet:
1.
fentalakâ (fe intalakâ)
: böylece (ikisi) gittiler
2.
hattâ
: oluncaya kadar
3.
izâ
: olduğu zaman
4.
rakibâ
: ...
Kəhf Suresi, 74. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
intalekâ
: ikisi gitti (oradan ayrıldı)
3.
hattâ
: oluncaya kadar
4.
izâ
: olduğu zaman
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(Allah’ın bir mucizesi olarak İsa) dedi ki: “- Ben gerçekten Allah’ın kuluyum, bana kitap verdi ve beni bir Peygamber yaptı (bu ta
hakku
k edecektir)....
Taha Suresi, 114. Ayet:
Fe teâlallâhul melikul hak(
hakku
), ve lâ ta’cel bil kur’âni min kabli en yukdâ ileyke vahyuhu ve kul rabbi zidnî ılmâ(ılmen). ...
Taha Suresi, 114. Ayet:
1.
fe
: işte
2.
teâlallâhu (teâlâ allâhu)
: Allah yücedir
3.
el meliku
: hükümdar, düzenleyen ve idare eden, melik olan
4.
el h...
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
«Eğer doğrucular iseniz, derler, bu tehdîd (in ta
hakku
ku) ne zaman»? ...
Ənbiya Suresi, 97. Ayet:
Vakterabel va’dul
hakku
fe izâ hiye şahısatun ebsârullezîne keferû, yâ veylenâ kad kunnâ fî gafletin min hâzâ bel kunnâ zâlimîn(zâlimîne). ...
Ənbiya Suresi, 97. Ayet:
1.
vakterabe (ve ıkterabe)
: ve yaklaştı
2.
el va'du
: vaad
3.
el
hakku
: hak (olan)
4.
fe
: o zaman
Həcc Suresi, 6. Ayet:
Zâlike bi ennallâhe huvel
hakku
ve ennehu yuhyil mevtâ ve ennehu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Həcc Suresi, 6. Ayet:
1.
zâlike
: o, işte o, işte bu
2.
bi enne allâhe
: muhakkak ki Allah
3.
huve
: o
4.
el
hakku
: hak, gerçek
Həcc Suresi, 54. Ayet:
Ve li ya’lemellezîne ûtul ılme ennehul
hakku
min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin)....
Həcc Suresi, 54. Ayet:
1.
ve li ya'leme
: ve bilmeleri için
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ûtu el ılme
: ilim verildi
4.
ennehu
: onu...
Həcc Suresi, 62. Ayet:
Zâlike bi ennallâhe huvel
hakku
ve enne mâ yed’ûne min dûnihî huvel bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru)....
Həcc Suresi, 62. Ayet:
1.
zâlike
: bu, işte böyle
2.
bi enne
: sebebiyle, çünkü
3.
allâhe
: Allah
4.
huve
: o
<...
Möminun Suresi, 71. Ayet:
Ve levittebeal
hakku
ehvâehum le fesedetis semâvâtu vel ardu ve men fî hinn(hinne), bel eteynâhum bi zikrihim fe hum an zikrihim mu’ridûn(mu’ridûne)....
Möminun Suresi, 71. Ayet:
1.
ve lev ittebea
: ve uysaydı, tâbî olsaydı
2.
el
hakku
: Hakk
3.
ehvâe-hum
: onların hevaları
4.
le fesedeti
: m...
Möminun Suresi, 116. Ayet:
Fe teâlallâhul melikul hakk(
hakku
), lâ ilâhe illâ hû(huve), rabbul arşil kerîm(kerîmi)....
Möminun Suresi, 116. Ayet:
1.
fe
: öyleyse, artık
2.
teâlallâhu (teâle allâhu)
: Allah çok yücedir
3.
el meliku
: melik, hükümdar
4.
el
hakku
Nur Suresi, 25. Ayet:
Yevme izin yuveffîhimullâhu dînehumul hakka ve ya’lemûne ennallâhe huvel
hakku
l mubîn(mubînu)....
Nur Suresi, 25. Ayet:
1.
yevme izin
: izin günü
2.
yuveffî-him
: onlara ödeyecek
3.
allâhu
: Allah
4.
dîne-hum
: onların dînlerini, bede...
Nur Suresi, 49. Ayet:
Ve in yekun lehumul
hakku
ye’tû ileyhi muz’ınîn(muz’ınîne)....
Nur Suresi, 49. Ayet:
1.
ve in
: ve eğer
2.
yekun
: olur
3.
lehum
: onların, onlar için
4.
el
hakku
: hak
Furqan Suresi, 26. Ayet:
El mulku yevmeizinil
hakku
lir rahmân(rahmâni), ve kâne yevmen alel kâfirîne asîrâ(asîran)....
Furqan Suresi, 26. Ayet:
1.
el mulku
: mülk
2.
yevme izin
: izin günü
3.
el
hakku
: haktır, gerçektir
4.
li er rahmâni
: rahman için
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, (dünya - bedensel yaşam şartlarına) sabretmeleri nedeniyle gurfe (yüksek köşk - üst seviyede yaşam boyutu) ile mükâfatlandırılırlar! Orada tahiyye (hayat) ve selâm (Esmâ kuvvelerinin ta
hakku
ku) ile karşılanırlar....
Şüəra Suresi, 6. Ayet:
Nitekim, işte (bu mesajı da) yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeyin ta
hakku
ku yakında bütün açıklığıyla onların karşısına çıkarılacak!...
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Hakikat Bilgi'sinden bir ilim olan (Esmâ kuvvesiyle ta
hakku
k etme özelliği olan, tecelli-i sıfat) kimse de dedi ki: "Gözünü kırpmadan önce onu sana getiririm". . . (Süleyman) tahtı önünde yerleşmiş görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır. . . Şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemesidir. . . Kim şükreder ise şüphesiz ki şükrü nefsinedir! Kim nankörlük ederse, Rabbim Ğaniyy'dir, Keriym'dir. "...
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Onlar: «Bu va'd (ve tehdîd) in (ta
hakku
ku) ne zaman? Doğrucu kimselerseniz (söyleyin)» derler. ...
Nəml Suresi, 82. Ayet:
Sözün, onlar hakkında yerine geleceği, ta
hakku
k edeceği zaman gelip çatınca yeryüzünden, onlara bir mahlûk çıkarırız ki o, konuşur onlarla ve gerçekten de insanlar, delillerimize adamakıllı inanmazlar der....
Nəml Suresi, 82. Ayet:
O söz (ün ma'nâsı) kendilerinin aleyhinde (ta
hakku
k edib) vukuu (ve zuhuur) a geldiği zaman yerden bunlar için bir dâbbe çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kat'î bir kanâat beslemezler idiğini (başlarına kakarak) söyler. ...
Nəml Suresi, 82. Ayet:
(Kıyametin kopacağına dair) o sözün ta
hakku
k zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe çıkarırız da insanların âyetlerimize yakînen iman etmemiş olduklarını söyler....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Zulmettiklerinden dolayı o söz, ta
hakku
k etmiş, başlarına gelmiştir, artık onlar konuşamazlar da....
Qəsəs Suresi, 13. Ayet:
Fe redednâhu ilâ ummihî key tekarra aynuhâ ve lâ tahzene ve li ta’leme enne va’dallâhi
hakku
n ve lâkinne ekserehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne)....
Qəsəs Suresi, 13. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
redednâ-hu
: onu geri verdik, iade ettik
3.
ilâ ummi-hi
: onun annesine
4.
key
: için
<...
Qəsəs Suresi, 48. Ayet:
Fe lemmâ câehumul
hakku
min indinâ kâlû lev lâ ûtiye misle mâ ûtıye mûsâ, e ve lem yekfurû bimâ ûtiye mûsâ min kabl(kablu), kâlû sihrâni tezâher(tezâhera), ve kâlû innâ bi kullin kâfirûn(kâfirûne)....
Qəsəs Suresi, 48. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
câe-hum
: onlara geldi
4.
el
hakku
: hak
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
Ve izâ yutlâ aleyhim kâlû âmennâ bihî innehul
hakku
min rabbinâ innâ kunnâ min kablihî muslimîn(muslimîne)....
Qəsəs Suresi, 53. Ayet:
1.
ve izâ yutlâ
: ve okunduğu zaman
2.
aleyhim
: onlara
3.
kâlû
: dediler
4.
âmennâ
: biz îmân ettik
Loğman Suresi, 30. Ayet:
Zâlike bi ennellâhe huvel
hakku
ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru)....
Loğman Suresi, 30. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi enne
: olması sebebiyle
3.
allâhe
: Allah
4.
huve
: o
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Yâ eyyuhen nâsuttekû rabbekum vahşev yevmen lâ yeczî vâlidun an veledihî ve lâ mevlûdun huve câzin an vâlidihî şey’â(şey’en) inne va’dallâhi
hakku
n fe lâ tegurrennekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yagurrennekum billâhil garûr(garûru)....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ittekû
: sakının, takva sahibi olun
4.
rabbe-kum
: sizin Rabbiniz
<...
Səcdə Suresi, 3. Ayet:
Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), bel huvel
hakku
min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne)....
Səcdə Suresi, 3. Ayet: