Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Âyetlerimize iman etmiş kimseler sana geldiklerinde, "Size selam olsun."de. Rabb'iniz rahmet etmeyi Kendi üzerine yazdı. Sizden kim ce
halet
le kötü bir şey yapar da ardından tevbe edip kendini düzeltirse, bilsin ki O, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar, ce
halet
içinde ne yaptığını bilmeyenlerdir....
Bəqərə Suresi, 78. Ayet:
Onların içinde ümmî ler de var ki Kitabı (Tevrâtı) bilmezler. (Bütün bildikleri yalınız reislerinin telkin etdikleri) bir sürü kuruntu ve yalandan başkası değil. Onlar başka değil, yalınız zanda (ve cehâletde) kalmış bulunuyorlar. ...
Bəqərə Suresi, 134. Ayet:
Tilke ummetun kad
halet
, lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum, ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Bəqərə Suresi, 134. Ayet:
1.
tilke
: işte o (onlar)
2.
ummetun
: bir ümmet, bir toplum
3.
kad
: oldu
4.
halet
: gelip geçti
Bəqərə Suresi, 141. Ayet:
Tilke ummetun kad
halet
lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Bəqərə Suresi, 141. Ayet:
1.
tilke
: o
2.
ummetun
: bir topluluk
3.
kad
: olmuştu
4.
halet
: gelip geçti
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin velisi, koruyucusu, emrinde oldukları otoritedir. Onları şüphe, inkâr ve ce
halet
karanlıklarından, hidayet, iman ve ilim aydınlığına, nura çıkarır. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuuraltına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin velileri de putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörler, idareler şeytanî güçlerdir, tâğuttur. Onları hidayet, iman ve ilim aydınlığından, nurdan; şüphe, inkâr ve ce
halet
karanlıklarına götü...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Onda açık âyetler var, İbrahimin makamı var ve ona de
halet
eden eman bulur, yoluna gücü yeten her kimsenin o beyti haccetmesi de insanlar üzerine Allahın bir hakkıdır ve kim bu hakkı tanımazsa her halde Allahın ihtiyacı yok, o bütün âlemînden ganîdir...
Ali-İmran Suresi, 137. Ayet:
Kad
halet
min kablikum sunenun, fe sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne)....
Ali-İmran Suresi, 137. Ayet:
1.
kad
halet
: gelip geçmiş
2.
min kabli-kum
: sizden önce
3.
sunenun
: Allah'ın sünnetleri, ilâhi kanuniar?
4.
fe sîrû
Ali-İmran Suresi, 144. Ayet:
Ve mâ muhammedun illâ resûl(resûlun), kad
halet
min kablihir rusûl(rusûlu), e fein mâte ev kutilenkalebtum alâ a’kâbikum, ve men yenkalib alâ akıbeyhi fe len yadurrallâhe şey’â(şey’en), ve se yeczîllâhuş şâkirîn(şâkirîne).” ...
Ali-İmran Suresi, 144. Ayet:
1.
ve mâ muhammedun
: ve Muhammed ... olmadı, değildir
2.
illâ resûlun
: resûl'den başka, sadece resûl
3.
kad
halet
: gelip geçmiştir
4.
Ali-İmran Suresi, 164. Ayet:
Andolsun ki, içlerinden kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, kendilerini, vicdanlarını arındıran, onlara okuma-yazmayı, kitabına, Kur’ân’a vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini öğreten özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir Rasul görevlendirmekle Allah mü’minlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar, başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içinde idiler....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
İnnemât tevbetu alâllâhi lillezîne ya’melûnes sûe bi cehâletin summe yetûbûne min karîbin fe ulâike yetûbullâhu aleyhim. Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen)....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, ancak, sadece
2.
et tevbetu
: tövbe
3.
alâ allâhi
: Allah'a
4.
li ellezîne
: onlar için
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Allâh'ın kabul edeceği, ce
halet
nedeniyle yapılan kötülüğün fark edilmesi akabinde yapılan tövbedir. İşte Allâh, bunların tövbesini kabul eder. Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak ce
halet
nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Tanrı'nın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak ce
halet
nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Tanrı, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Tevbe indallah ancak o kimseler içindir ki, bir ce
halet
le bir kötülüğü işlerler de az sonra tövbekar olurlar. İşte onlar için Allah Teâlâ tevbeyi kabul buyurur. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir....
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak ce
halet
nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir) . İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Allah, o kitapla, Kur’ân’la, rızasına ulaşma mertebesini gözetenlere, hukukun üstün, hakkın ve adaletin belirleyici güç, barışın hâkim olduğu güvenli bir dünya düzenine, selâmet yurduna, cennete götüren yolları gösterir. Onları iradesiyle bilgilendirerek inkâr ve ce
halet
karanlıklarından iman ve ilim aydınlığına, nura çıkarır ve onlara doğru, muhkem, güvenli yolu, İslâmî hayatı gösterir....
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Melmesîhubnu meryeme illâ resûl(resûlun), kad
halet
min kablihir rusul(rusulun) ve ummuhu sıddîkah(sıddîkatun) kânâ ye’kulânit taâm(taâmi) unzur keyfe nubeyyinu lehumul âyâti summenzur ennâ yu’fekûn(yu’fekûne)....
Maidə Suresi, 75. Ayet:
1.
mâ
: değil, (başka) değil
2.
el mesîhu
: Mesih
3.
ibnu meryeme
: Hz. Meryem'in oğlu
4.
illâ resûlun
: ancak sad...
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı yalanlayanlar, inkâr ve ce
halet
karanlıkları içinde sağır ve dilsiz kesilenlerdir. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerin hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseyi de doğru, muhkem, güvenli yolda yürütür, görevlendirir, İslâmî hayatı yaşatır....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlıyanlar, cehâlet ve küfür karanlığında kalmış bir takım sağırlar ve dilsizlerdir (Kur’an’ı dinlemezler ve hakkı söylemezler). Allah, dilediği kimseyi sapıtır, dilediğini de doğru yol üzerinde bulundurur....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar, ce
halet
ve küfür karanlığında kalmış bir takım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah dilediği kimseyi saptırır, dilediği kimseyi de doğru yol üzerinde bulundurur....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
câe-ke
: sana geldi
3.
ellezîne yu'minûne
: îmân eden kimseler
4.
bi âyâti-nâ
: âye...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir ce
halet
sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Bizim ayetlerimize inananlar sana geldiklerinde onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir ce
halet
sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) islah ederse kuşkusuz O, bağışlayandır, esirgeyendir."...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Âyetlerimize imân edenler, sana geldikleri zaman de ki: «Selâm sizlere. Rabbiniz kendi üzerine rahmeti yazdı ki, sizden her kim bir ce
halet
le bir kötü iş işlese de ondan sonra tevbe etse ve ıslah-ı halde bulunsa şüphesiz ki, o Rabbiniz çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.»...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: «Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir ce
halet
sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse kuşku yok, O, bağışlayandır, esirgeyendir.»...
Ənam Suresi, 74. Ayet:
Hani İbrahim babası Âzer’e: 'Sen, ağaçtan yontularak, metalden dökülerek yapılan heykelleri, putları tanrı haline mi getiriyorsun? Ben seni ve kavmini, başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içinde görüyorum.' demişti....
Ənam Suresi, 91. Ayet:
Onlar, Allah’ın, yüceliğini, kudretini, kadrini, zâtını vasfının, sıfatlarının tecellisinin ifade ettiği şekilde künhüyle kavrayamadılar, Allah’ı hakkıyla tanıyıp saygıyla hafsalalarına yerleştiremediler. 'Allah insanların iyiliği, kurtuluşu için hiçbir şey indirmedi' deme ce
halet
inde bulundular. 'Öyleyse, Mûsâ’nın, insanların iyiliği, kurtuluşu için bir nur ve hidâyet rehberi olarak getirdiği kitabı kim indirdi? Siz onları kâğıt parçaları olarak görüyor, çoğunu gizlediğiniz halde, bir kısım ilâ...
Ənam Suresi, 100. Ayet:
Ama bazıları bütün görünmez varlık türlerine, Allahın yanında (Ona denk) bir yer yakıştırmaya başladılar, halbuki onları(n tümünü) yaratan Odur; ve ce
halet
leri yüzünden Ona oğullar ve kızlar isnat ettiler! O, sonsuz ihtişam sahibidir ve insanların her türlü tasavvur ve tahayyülünü aşan bir yüceliğe sahiptir:...
Ənam Suresi, 108. Ayet:
Müşriklerin Allah’dan başka taptıkları putlara sövmeyin ki, onlar cehâletle tecavüz ederek Allah’a sövmesinler. Her ümmete, böylece amellerini süslemişizdir. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. O vakit, kendilerine, ne yapıyor olduklarını haber verecektir....
Ənam Suresi, 108. Ayet:
ALLAH'ın dışında yalvardıklarına sövmeyiniz ki onlar da sınırı aşıp ce
halet
ten dolayı ALLAH'a sövmesinler. Biz her topluluğa yaptıkları işi böyle süslü gösterdik. Sonunda dönüşleri Rab'lerinedir ve onlara yapmış bulunduklarını haber verir....
Ənam Suresi, 108. Ayet:
Maamafih onların Allahdan beride taptıklarına sebb de etmeyin ki ce
halet
le tecavüz ederek Allâha sebbetmesinler; her ümmete böyle amellerini tezyin etmişizdir, sonra ise hep dönüp Allaha varacaklar, o vakıt kendilerine temamen haber verecek ne yapıyorlardı...
Ənam Suresi, 108. Ayet:
Onların Allahtan başka yalvarıp sığındıkları (varlıklar)a sövmeyin ki onlar da kin ve ce
halet
ten dolayı Allaha sövmesinler: zira Biz her topluma kendi yaptıklarını güzel gösterdik. (Ama) zaman geldiğinde onlar Rablerine döneceklerdir: O zaman Allah onlara bütün yaptıklarını (en doğru şekilde) anlatacaktır....
Ənam Suresi, 111. Ayet:
Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları ce
halet
sergiliyorlar....
Ənam Suresi, 122. Ayet:
Küfür ve ce
halet
bataklığında manen ölü iken dirilttiğimiz, kendisine insanlar arasında yürüyebileceği hidayet nuru verdiğimiz kimse, inkâr karanlıkları içinde kalıp, karanlıktan hiç çıkamayacak durumdaki kimse gibi mi olur? Ama, küfür bataklığından çıkamayan, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, işlemeye devam ettikleri ameller böyle süslenip güzel gösterilmiştir....
Ənam Suresi, 140. Ayet:
Ce
halet
ten evlatlarını ahmakça öldürenler ve Allâh'ın kendilerine ihsan ettiği rızkı, Allâh üzerine iftira ederek haram yapanlar, gerçekten hüsrana uğramıştır. . . Gerçekten bunlar sapmışlardır ve hidâyetten mahrumdurlar....
Ənam Suresi, 140. Ayet:
Ce
halet
leri yüzünden ALLAH'a iftiralar ederek çocuklarını budalaca öldürenler ve ALLAH'ın kendilerine verdiği rızıkları haram edenler kaybetmişlerdir, şaşırmışlardır. Doğruyu göremezler....
Ənam Suresi, 140. Ayet:
Ce
halet
leri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'a iftira ederek, O'nun kendilerine verdiği rızkı haram kılanlar, muhakkak ki hüsrana uğramışlardır. Onlar doğru yoldan sapmışlardır. Hidayete erecek de değillerdir....
Əraf Suresi, 38. Ayet:
Kâledhulû fî umemin kad
halet
min kablikum minel cinni vel insi fîn nâr(nâri), kullemâ de
halet
ummetun leanet uhtehâ, hattâ izeddârekû fîhâ cemîân kâlet uhrâhum li ûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ fe âtihim azâben di'fen minen nâr(nâri) kâle li kullin di'fun ve lâkin lâ ta'lemûn(ta'lemûne). ...
Əraf Suresi, 38. Ayet:
1.
kâle edhulû
: girin dedi
2.
fî
: içine, arasına
3.
umemin
: ümmetler, topluluklar
4.
kad
: oldu, olmuştur
<...
Əraf Suresi, 60. Ayet:
Kavminin ileri gelenleri ise: 'Biz de seni, kesinkes apaçık bir ce
halet
ve yanılgı içinde görüyoruz' dediler....
Ənfal Suresi, 22. Ayet:
Yeryüzünde dolaşan canlıların Allah nazarında en kötüsü akıllarını kullanmayan, gelişmeyen, ce
halet
ten kurtulmayan, çevresinde olup bitenlere, hak ve hakikate ilgi konusunda sağır ve dilsiz kesilenlerdir....
Ənfal Suresi, 49. Ayet:
Hani bir vakit de münafıklar ve kalblerinde (inkâr, inat, ce
halet
ve fitne) hastalığı bulunanlar diyorlardı ki: «Canım şu mü'minleri de dinleri aldatmıştır.» Kim Allah'a güvenip dayanırsa şüphesiz ki Allah yegâne üstün ve yegâne hikmet sahibidir....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
Ve âharûne’terefû bi zunûbihim
halet
û amelen sâlihan ve âhara seyyiâ(seyyien), asâllâhu en yetûbe aleyhim, innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun)....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
1.
ve âharûne i'terefû
: ve diğerleri itiraf ettiler (savaştan geri kalanlar)
2.
bi zunûbi-him
: günahlarını
3.
halet
û
: karıştırdılar
4.
Yunus Suresi, 100. Ayet:
Allah’ın iradesiyle bilgilendirme gerçekleşmeden hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayan, gelişmeyen, ce
halet
ten kurtulmayan fertlerin ve toplumların boynuna Allah kirli, pis, cahil, kâfir ve ceza mahkûmu yaftasını takar....
Hud Suresi, 38. Ayet:
Nuh gemileri inşa ediyor; kavminden ileri gelen kodamanlar ise, yanına uğradıkça, her defasında, onunla alay ederek cehâletine hükmediyorlardı. Nuh: 'Bizimle alay ederek ce
halet
imize hükmediyorsanız eğer, bir gün gelecek ki, kesinlikle biz de yaklaşan azaptan yana bilgisizliğinizden dolayı sizinle alay ederek cehâletinize hükmedeceğiz. Tıpkı sizin bizimle alay ederek cehâletimize hükmettiğiniz gibi.' dedi....
Rəd Suresi, 3. Ayet:
"HÛ", ki arzı yaydı (madde yapıyı - bedeni, kendisindekileri oluşturacak kapasiteyle meydana getirdi; konu dünyanın yuvarlaklığı değil, yeryüzü ve aynı zamanda bedenin yani madde boyutunun kapasitesidir); onda sâbit dağlar (bedenin organları) ve nehirler (bilinçleri besleyen sürekli bilgi akışı - sinir sistemi) oluşturdu. . . Her semerattan (üretilmişten) onların eşi olan ikizini (birimin madde ve ötesi olan yapısını) oluşturdu. . . Geceyi gündüze (ce
halet
karanlığını ilmiyle aydınlığa, hakikati...
Rəd Suresi, 6. Ayet:
Ve yesta’cilûneke bis seyyieti kablel haseneti ve kad
halet
min kablihimul mesulât(mesulâtu), ve inne rabbeke lezû magfiretin lin nâsi alâ zulmihim, ve inne rabbeke le şedîdul ıkâb(ıkâbi)....
Rəd Suresi, 6. Ayet:
1.
ve yesta'cilûne-ke
: ve senden acele (acil) istiyorlar
2.
bi es seyyieti
: kötülüğü
3.
kable el haseneti
: iyilikten önce
4.
Rəd Suresi, 30. Ayet:
Kezâlike erselnâke fî ummetin kad
halet
min kablihâ umemun li tetluve aleyhimullezî evhaynâ ileyke ve hum yekfurûne bir rahmân(rahmâni), kul huve rabbî lâ ilâhe illâ hû(hûve), aleyhi tevekkeltu ve ileyhi metâb(metâbi)....
Rəd Suresi, 30. Ayet:
1.
kezâlike
: böyle, böylece, öyle
2.
erselnâ-ke
: seni gönderdik
3.
fî ummetin
: bir ümmetin içine
4.
kad
: oldu<...
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
Eliif, Lââm, Ra. . . Sana inzâl ettiğimiz (hakikat ve Sünnetullah) BİLGİ(si) (kitap), insanları, varlıklarını meydana getiren El Esmâ bileşimlerinin elvermesi hâlinde (Bi-izni Rabbihim), karanlıklardan (ce
halet
ten) Nur'a (ilme) ve Aziyz (hükmü karşı konulmaz olarak yerine gelen) ve Hamiyd'in (sadece kendi kendini değerlendiren) yoluna çıkarman içindir....
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
Elif. Lâm. Râ. Bu Kur’ân, Rabbinin iradesiyle bütün insanları inkâr, sapma ve ce
halet
karanlıklarından kurtarıp, hidayet, iman ve ilim aydınlığına, nura, kudretli, hükümran, övgüye ve şükre lâyık olan Allah’ın yoluna, birlikte nezaket içinde yaşama kurallarına, sevgiye dayalı kardeşliğe, hasedi, hilesi, dalaveresi, nefreti düşmanlığı olmayan örnek hayat tarzına götüren Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır....
İbrahim Suresi, 3. Ayet:
Kâfirler, dünya hayatını âhirete, ebedî yurda tercih edenler, insanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoyanlar, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel tedbirler alanlar, Allah yolunda tezat, tenakuz, pürüz, yalan, sapma arayanlardır. İşte onlar tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindedirler....
İbrahim Suresi, 5. Ayet:
Andolsun ki, Mûsâ’yı, âyetlerimizle mûcizelerimizle Rasûl olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik. 'Kavmini inkâr ve ce
halet
karanlıklarından iman ve ilim aydınlığına, nura çıkar. Onlara, Allah’ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket günlerini, Allah’ın hesaba çekeceği ve cezalandıracağı günleri tebliğ ile hatırlat. Bunda, çok sabrederek, mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar, Allah’ın birliğini ve sınırsız kudretini gösteren delill...
Hicr Suresi, 13. Ayet:
Lâ yu’minûne bihî ve kad
halet
sunnetul evvelîn(evvelîne)....
Hicr Suresi, 13. Ayet:
1.
lâ yu'minûne
: inanmazlar
2.
bi-hi
: ona
3.
ve kad
: ve olmuştur
4.
halet
: geçti
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Summe inne rabbeke lillezîne amilûs sûe bi cehâletin summe tâbû min ba’di zâlike ve aslahû inne rabbeke min ba’dihâ le gafûrun rahîm(rahîmun)....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
inne
: muhakkak
3.
rabbe-ke
: senin Rabbin
4.
lillezîne (li ellezîne)
: o kimseler için, o kim...
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra gerçekten Rabbin, ce
halet
sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şüphesizdir ki rabbın bir ce
halet
le kötülük işleyen, sonra arkasından tevbe edip düzelen kimseler hakkında şüphesiz ki rabbın bunun arkasından elbette gafurdur, rahîmdir...
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra muhakkak Rabbin, bir ce
halet
le kötülük işleyen sonra arkasından tevbe edip düzelen kimselerin lehinedir; şüphesiz ki, Rabbin, bunun arkasından elbette çok bağışlayandır, merhamet sahibidir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra gerçekten rabbin, ce
halet
sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
(Bundan) sonra (şunu bil ki) senin Rabbin bir ce
halet
yüzünden kötülük yapıb da sonra bunun ardından tevbe ve ıslah (-ı nefs) edenlerin, hiç şübhesiz, lehinedir. Hakıykat, senin Rabbin, (bu hallerin) arkasından elbette çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. ...
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şübhesiz Rabbin, cehâletle kötülük yapan; sonra bunun ardından tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler hakkında (affedicidir), doğrusu Rabbin, bu (samîmi hâlleri)nden sonra (onlar için) elbette Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şüphe yok ki, senin Rabbin, bir ce
halet
le kötülükte bulunanları, sonra onun arkasından tövbe edenleri, ve (hallerini) ıslah eyleyenleri (elbette) affedecektir. Muhakkak ki, senin Rabbin ondan sonra elbette yarlığayıcıdır, pek esirgeyicidir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şüphesiz ki Rabbin ce
halet
le kötülük işleyip, ardından tevbe eden ve ıslah olanlardan yanadır. Rabbin bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra Rabbin şunlardan yanadır ki, cehâletle kötülük işlediler, sonra onun ardından tevbe ettiler, uslandılar. Bütün bunlardan sonra Rabbin, elbette bağışlayandır, esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra gerçekten Rabbin, ce
halet
sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphe yok, senin Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir....
Məryəm Suresi, 38. Ayet:
Bizim huzurumuza yargılanmaya gelecekleri gün ne dehşetli şeyler işitecekler, ne dehşetli şeyler görecekler. Fakat bugün zâlimler, müşrikler ilâhî kelâmı, doğru bilgileri tahrif edenler, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindedirler....
Ənbiya Suresi, 9. Ayet:
Onlara verdiğimiz sözü tuttuk, onları ve dilediklerimizi kurtardık, gaflet ve ce
halet
te diretenleri de helak ettik....
Ənbiya Suresi, 54. Ayet:
'Andolsun ki, sizler de atalarınız da, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindesiniz' dedi....
Həcc Suresi, 12. Ayet:
Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki, kendilerine zarar veremeyecek, fayda sağlamayacak şeylere taparlar ve yalvarırlar. İşte bu, hak yoldan büsbütün uzak, başına buyruk bir hayatın, dalâletin, bozuk düzenin, ahmaklığın, ce
halet
in ta kendisidir....
Möminun Suresi, 54. Ayet:
Şimdi sen, helâk olacakları vakit gelinceye kadar, onları gafletleri, ce
halet
leri, şaşkınlıkları ile baş başa bırak....
Möminun Suresi, 54. Ayet:
Fakat onları bir vakte kadar, kendi ce
halet
lerine gömülmüş olarak, kendi hallerine bırak....
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar....
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Doğrusunu söylemek gerekirse, inkâr edenlerin akılları ve kalpleri doğruları ortaya koyan bir kitaptan, doğru kayıtlar yapan bu amel defterinden habersizdir, ce
halet
içindeler. Onların bunlardan öte bir takım kötü işler yapmaya niyetleri var, onları yapmaya da devam ediyorlar....
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar....
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Hayır, onların kalpleri bu hususta ce
halet
içindedir. Ayrıca onların bundan öte birtakım kötü işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar....
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Hayır, onların (kâfirlerin) kalbleri bundan (derin bir) ce
halet
içindedirler. Hem Onların bundan başka bizzat işlemekde oldukları daha nice (kötü) amel (ve hareket) leri de vardır. ...
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Fakat kâfirlerin kalpleri bundan derin bir ce
halet
içindedir ve onlar için bundan başka işler vardır. Onlar o işler için çalışanlardır....
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
'Ancak Allah’ı inkârdan, iki yüzlülükten, ce
halet
ve kötü ahlâktan arınmış temiz, saf bir kalp ile, aklıselim ile, iman, ilim, güzel ahlâk ve sâlih amelle Allah’ın huzuruna gelenler o gün mahcup olmaz.'...
Şüəra Suresi, 97. Ayet:
'Vallahi biz, tamamen başımıza buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindeymişiz.'...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
Her tepede ce
halet
eseri, (putperestçe) anıtlar, tapınaklar mı yükselteceksiniz...
Nəml Suresi, 55. Ayet:
"Siz, şehvetinizi tatmin için kadınları bırakıp da erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz ce
halet
e saplanmış bir topluluksunuz."...
Qəsəs Suresi, 85. Ayet:
Rasûlüm, Kur’ân’ı okumayı, öğretmeyi, hükümlerini tebliğ etmeyi, uygulamayı sana farz kılan, ilkelerini sana hayat tarzı haline getiren Allah, elbette seni yine, dönülecek yere, Mekke’ye, ölümden sonra yeni bir hayata döndürecektir. 'Rabbim, kimin hak yolu aydınlatan bilgiler getirdiğini, kimin tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içinde olduğunu iyi bilir' de....
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
O çocukları, babalarına nisbetle çağırın. Allah katında bu daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdırlar, (kendilerini kardeşim ve dostum diye çağırın). Bununla beraber (daha önce ce
halet
yüzünden) hata ettiklerinizde size bir günah yoktur. Fakat, kalblerinizin kasdı olanda günah vardır. Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir....
Fatir Suresi, 20. Ayet:
Karanlıklar (ce
halet
) ile Nur da (ilim de)!...
Zümər Suresi, 22. Ayet:
Kalpleri kararmış, katılaşmış, kafaları kalınlaşmış, yüzlerinin nuru silinmiş kimseler, Allah’ın kafalarını, gönüllerini İslâm’a açarak ferahlık verdiği, Rablerinden gelen bir nûra, Kur’ân’a kavuşmuş olan kimseler gibi midir? Allah’ı zikirden, Allah’ın övünç kaynağı Kur’ân’ından ve namazdan uzak, kalpleri katılaşmış, kafaları kalınlaşmış olanların vay haline! Onlar başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindedirler....
Zümər Suresi, 54. Ayet:
Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azâb gelmeden evvel tevbe ile rabbınıza de
halet
edin ve ona halîs müslimanlık yapın, sonra kurtulamazsınız...
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Ve kayyadnâ lehum kurenâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad
halet
min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne). ...
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
1.
ve kayyadnâ
: ve hazırladık, musallat ettik
2.
lehum
: onlara, onlar için
3.
kurenâe
: karinler, yakın arkadaşlar
4.
fe
<...
Şura Suresi, 18. Ayet:
Kıyametin kopacağı âna inanmayacak olanlar, onun küstahça, çabucak kopmasını isterler. İman edenler ise, korkarak Allah’ın emirlerine itina gösterirler. Onun hak, doğru bir vaat olduğunu bilirler. Dikkat edin, Kıyamet ile ilgili tartışanlar, tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet, ahmaklık ve bozuk düzen içindedirler....
Zuxruf Suresi, 40. Ayet:
Tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet, ahmaklık ve bozuk düzen içinde, sağır kesilenlere mi Kur’ân’ı, tebliğini işittireceksin, kör kesilenlere mi doğru, hak yolu göstereceksin?...
Əhqaf Suresi, 17. Ayet:
Vellezî kâle li vâlideyhi uffın lekumâ e teidâninî en uhrece ve kad
halet
il kurûnu min kablî ve humâ yestegîsânillâhe veyleke âmin, inne va’dallâhi hakk(hakkun), fe yekûlu mâ hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne)....
Əhqaf Suresi, 17. Ayet:
1.
ve ellezî
: ve o
2.
kâle
: dedi
3.
li vâlidey-hi
: anne ve babasına
4.
uffın
: uf, öf, aman, bıktım
<...
Əhqaf Suresi, 18. Ayet:
Ulâikellezîne hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad
halet
min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne)....
Əhqaf Suresi, 18. Ayet:
1.
ulâike ellezîne
: işte onlar
2.
hakka
: hak oldu
3.
aleyhim
: onların üzerine
4.
el kavlu
: söz
Əhqaf Suresi, 21. Ayet:
Vezkur ehâ âd(âdin), iz enzere kavmehu bil ahkâfi ve kad
halet
in nuzuru min beyni yedeyhi ve min halfihî ellâ ta’budû illâllâh(illâllâhe), innî ehâfu aleykum azâbe yevmin azîm(azîmin)....
Əhqaf Suresi, 21. Ayet:
1.
vezkur
: ve zikret, hatırla
2.
ehâ
: kardeşini
3.
âdin
: Ad'in
4.
iz enzere
: uyardığı zaman
Əhqaf Suresi, 23. Ayet:
Dedi ki: «Şüphe yok, bilgi Allah indindedir. Ben size kendisiyle gönderilmiş olduğum şeyi tebliğ ediyorum. Fakat ben sizi bir kavim görüyorum ki, ce
halet
te bulunuyorsunuz.»...
Əhqaf Suresi, 32. Ayet:
'Kimler Allah’ın yoluna, İslâm’a davet edene icabet etmez, uymazsa, bilsin ki, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak, koyduğu kanunların dışına çıkarak yakayı kurtaracak değildir. Onların Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden, dostlarının, velilerinin, koruyucularının olması da mümkün değildir. Onlar tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet, bozuk düzen içindedirler.'...
Fəth Suresi, 23. Ayet:
Sunnetellâhilletî kad
halet
min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen). ...
Fəth Suresi, 23. Ayet:
1.
sunnete
: sünnet
2.
allâhi
: Allah
3.
elletî
: ki o
4.
kad
: olmuştu
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O zaman hakikat bilgisini inkâr edenler, kalplerine hamiyeti (köylülük - cahillik gururu), ce
halet
tutuculuğunu (yeniye kapalılık) yerleştirmişlerdi. . . Allâh, Rasûlüne ve iman edenlere sekine inzâl etti ve onları kelime-i takva (lâ ilâhe illAllâh) anlayışında sâbitledi. . . Onlar bu sözü bizâtihi yaşayarak hak etmiş ve ehil kimselerdi. . . Allâh her şeyi Aliym'dir....
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû in câekum fâsikun bi nebein fe tebeyyenû en tusîbû kavmen bi cehâletin fe tusbihû alâ mâ fealtum nâdimîn(nâdimîne). ...
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
in
: eğer
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa ce
halet
sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz....
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! Eğer size bir fâsık bir haberle gelirse onu tahkık edin ki ce
halet
le bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza peşiman olursunuz....
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
Ey inananlar, eğer bir fasık size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa ce
halet
sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz....
Hucurat Suresi, 6. Ayet:
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haberle gelirse, onu 'etraflıca araştırın.' Yoksa ce
halet
sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz....
Zariyat Suresi, 10. Ayet:
(10-11) Ce
halet
içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!...
Zariyat Suresi, 10. Ayet:
(10-12) O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve ce
halet
içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: "Ne zaman o hesap günü?" diye sorarlar....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
1.
ellezîne hum
: ki onlar
2.
fî gamretin
: ce
halet
içinde
3.
sâhûne
: gaflette olanlardır
...
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar ki ce
halet
içinde, gaflette olanlardır....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
(10-11) Ce
halet
içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!...
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar koyu bir ce
halet
içerisinde kalmış gafillerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar ki ce
halet
ve körlük içinde ne yaptığını bilmeyenlerdir!...
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Ce
halet
içinde olanlar şuursuzca davranıyorlar....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar, bir ce
halet
içinde bulunan gâfil kimselerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar koyu bir ce
halet
içerisinde kalmış gafillerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar bir sarhoşluk ve ce
halet
içinde şuursuzdurlar....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
ki onlar koyu bir ce
halet
içinde kalmış gaafil kimselerdir. ...
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
O kimseler ki, onlar cehâlet içinde bulunan gafillerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Ki onlar; koyu bir ce
halet
içerisinde kalmış gafillerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
aptallıklarıyla ce
halet
e gömülenler;...
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
O kimseler ki onlar ce
halet
içinde gâfil kimselerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar koyu bir ce
halet
içinde kalmış gafillerdir....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
(10-12) O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve ce
halet
içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: "Ne zaman o hesap günü?" diye sorarlar....
Zariyat Suresi, 11. Ayet:
Onlar ki ce
halet
e bürünmüş gafillerdir....
Zariyat Suresi, 12. Ayet:
(10-12) O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve ce
halet
içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: "Ne zaman o hesap günü?" diye sorarlar....
Hədid Suresi, 9. Ayet:
O, sizi (ce
halet
) karanlıklarından Nûr'a çıkarmak için apaçık işaretleri kuluna tenzîl edendir (tafsilen). . . Muhakkak ki Allâh sizden Raûf'tur, Rahıym'dir....
Cümə Suresi, 2. Ayet:
O, içlerinden, ümmîler, Mekkeli bilinen kabileler arasında kendilerine Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ı okuyan, onları pislikten arındıran, vicdanlarını temizleyen, onlara okuma yazmayı, kitaba, Kur’ân’a vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini öğreten, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir Rasul seçerek görevlendirendir. Onlar önceden, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindeydiler....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
İman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri ce
halet
karanlıklarından, ilim nuruna çıkarmak için size, delilli, gerekçeli, ayrıntılı açıklanmış âyetlerini, şer’î hükümleri, cezaları, ahlâkî kuralları oku...
Talaq Suresi, 11. Ayet:
Bir Peygamber gönderdi; Allah’ın emir ve yasaklarını açıklayan âyetlerini sizlere karşı okuyor ki, iman edib salih ameller işliyenleri karanlıklardan (küfür ve ce
halet
ten), nûra (imana ve aydınlığa) çıkarsın. Kim Allah’a iman edib de salih amel işlerse, Allah onu (ahirette ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere, içlerinde ebedî kalmak üzere koyacaktır. Doğrusu Allah, ona, ne güzel bir rızık ihsan etmiş!......
Əbəsə Suresi, 3. Ayet:
Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla ce
halet
kirinden) temizlenecekti....
Mömin Suresi, 85. Ayet:
Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad
halet
fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne). ...
Mömin Suresi, 85. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
lem yeku
: olmadı
3.
yenfeu-hum
: onlara fayda, yarar sağlar
4.
îmânu-hum
: onların îmân...
Qaf Suresi, 27. Ayet:
Onun arkadaşı şeytan: 'Ey Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat kendisi tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içindeydi.' der....
Mülk Suresi, 29. Ayet:
'Onları da kurtaracak olan, rahmet sahibi, Rahman olan Allah’tır. O’na iman ettik. O’na dayanıp güvendik, işlerimizi O’na havale ettik. Kimin tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir ce
halet
, dalâlet ve bozuk düzen içinde olduğunu, yakında öğreneceksiniz.' de....
Müddəssir Suresi, 32. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 33. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 34. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 36. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 37. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan ce
halet
i, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Təkvir Suresi, 15. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 16. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 17. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 18. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Təkvir Suresi, 21. Ayet:
(15-21) Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-ce
halet
in gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür. ...
Duha Suresi, 1. Ayet:
(1-3) Aydınlanmanın başlayışı ve Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddedişin, Allah'a ortak kabul edişin, ce
halet
in toplumu sarmışlığı kanıttır ki Rabbin seni terk etmeyecek ve sana darılmayacak. ...
Duha Suresi, 2. Ayet:
(1-3) Aydınlanmanın başlayışı ve Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddedişin, Allah'a ortak kabul edişin, ce
halet
in toplumu sarmışlığı kanıttır ki Rabbin seni terk etmeyecek ve sana darılmayacak. ...
Duha Suresi, 3. Ayet:
(1-3) Aydınlanmanın başlayışı ve Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddedişin, Allah'a ortak kabul edişin, ce
halet
in toplumu sarmışlığı kanıttır ki Rabbin seni terk etmeyecek ve sana darılmayacak. ...
Nisa Suresi, 17. Ayet:
Allah'ın üzerine aldığı tevbe, ancak ce
halet
nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerinkidir. İşte bunlar, Allah'ın tevbelerini kabul ettikleridir. Allah, en iyi bilendir, en iyi hüküm koyandır. ...
Hud Suresi, 29. Ayet:
'Ey kavmim, tebliğ görevime karşılık sizden bir mal, bir bedel istemiyorum. Benim ücretim, mükâfatım ancak Allah’a aittir. Ben iman edenleri kovamam. Onlar Rablerine kavuşacaklar. Fakat ben sizi bilgiden, muhakemeden uzak, tutarsız davranan, ce
halet
te ısrar eden bir kavim olarak görüyorum.' dedi....
Hud Suresi, 29. Ayet:
Ey kavmim, buna karşılık sizden bir mal da istemiyorum. Benim ecrim (hizmetimin karşılığı) ancak Allah'a aittir ve şüphesiz ki ben o imân edenleri kovacak da değilim. Onlar mutlaka Rablarına kavuşacaklardır. Ama ben sizi ce
halet
içinde (bocalayan) bir kavim olarak görüyorum....
Hud Suresi, 29. Ayet:
"Hem ey halkım! Bu tebliğimden ötürü sizden maddî bir karşılık istiyor değilim. Benim mükâfatımı verecek olan yalnız Allah Teâlâdır. Ben o iman edenleri kovacak da değilim. Elbette onlar Rab’lerine kavuşacaklar (O da onları imanlarından dolayı ödüllendirecektir). Ama ben sizin ce
halet
içinde yuvarlanan bir toplum olduğunuzu görüyorum."...
Hud Suresi, 29. Ayet:
"Hem ben sizden buna karşı bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'tandır. Ama ben iman edenleri paylayıp kovamam. Çünkü onlar Rablerine varacaklar. Ama sizin ce
halet
e batmış bir toplum olduğunuzu görüyorum."...
Rum Suresi, 53. Ayet:
Kör kesilenleri, başlarına buyruk bir hayattan, dalâlet, bozuk düzen, ahmaklık ve ce
halet
ten kurtaramazsın, doğru yolu gösteremezsin. Tebliğini ancak, âyetlerimize, iman edenlere duyurabilirsin. İşte onlar İslâm’ı yaşayan müslümanlardır....