Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi
hamdi
ke ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
1.
ve iz kâle
: ve demişti
2.
rabbu-ke
: senin Rabbin
3.
li el melâiketi
: meleklere
4.
innî
: muhakkak ki ben
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler
hamdi
nle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Rabbin meleklere: "Ben arzda (bedende) bir halife (Esmâ mertebesinin farkındalığıyla yaşayan şuur sahibi) meydana getireceğim" dedi. Onlar da: "Orada fesat çıkarıp kan döken birini mi meydana getireceksin; biz seni
hamdi
nle (bizde açığa çıkardığın varlığını değerlendirme hâliyle) tespih (her an yeni hâle dönüşen isteğine kulluk ederek) ve kudsiyetini (her türlü eksiklikten berî oluşunu) dillendirmiyor muyuz?" dediler. (Buyurdu): "BEN sizin bilmediklerinizin Aliymiyim!. . "...
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
(Ey Habîbim), o vaktı hatırla ki, Rabbin Meleklere: “-Ben yer yüzünde (hükümlerimi yerine getirecek) bir halife (bir insan) yaratacağım.” demişti. Melekler de: “- Biz seni
hamdi
nle tesbih ve noksanlıklardan tenzih etmekte olduğumuz halde, orada fesad çıkaracak ve kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın?” demişlerdi. Allah: “-Ben, sizin bilemiyeceğiniz şeyleri bilirim.” buyurdu....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Rabbin (ezelî irâdesi Âdem'i var kılmayı murad ettiğinde) meleklere : «Ben yeryüzünde herhalde (emirlerimi yerine getirecek, Benim adıma konuşacak) bir halîfe var kılacağım» demişti. (Melekler de) «Orada fesad çıkaracak, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın ?! Oysa biz Seni
hamdi
nle tesbîh ve Seni takdîs ediyoruz» demişlerdi. (Allah), «Şüphesiz ki Benim bildiğimi siz bilmezsiniz» demişti....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler
hamdi
nle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Ve düşün ki rabbin melâikeye «Ben Yerde muhakkak bir halife yapacağım» dediği vakıt «Â!.. Orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın?. biz
hamdi
nle tesbih ve seni takdis edip dururken» dediler. «Her halde ben sizin bilemiyeceğiniz şeyler bilirim» buyurdu...
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Rabbin, meleklere şöyle demişti: "Yeryüzüne bir halife yerleştireceğim / Yeryüzünde bir halife varedeceğim / Yeryüzünde (birisini) halife yapacağım (caılün)". Melekler de: "Orada bozgunculuk yapacak (yüfsidü), kan akıtacak (yesfiküddima) birisini mi yerleştireceksin / var edeceksin / (halife) yapacaksın? Halbuki biz seni
hamdi
nle yüceltiyor (nüsebbihu) ve kutsuyoruz (nükaddisu)" dediler. "Sizin bilmediğinizi / bilmediklerinizi / bilemeyeceklerinizi ben bilirim" dedi....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Hani Rabbin meleklere: «Muhakkak ben yer yüzünde (benim emirlerimi tebliğ ve infaza me'mur) bir halîfe (bir insan, âdem) yaratacağım» demişdi. (Melekler) de: «Biz seni
hamdi
nle tesbîh ve seni takdis (ayıblardan, eş koşmakdan, eksikliklerden tenzîh) edib dururken (yerde) orada bozgunculuk edecek, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın?» demişlerdi. Allah (da) : «Sizin bilemeyeceğinizi her halde ben bilirim» demişdi. ...
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
(Ey Habîbim!) Bir zaman Rabbin, meleklere: 'Şübhesiz ki ben, yeryüzünde (insanı)bir halîfe kılacak olanım' buyurmuştu; (melekler:) 'Orada fesad çıkaracak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi kılacaksın? Hâlbuki biz,
hamdi
n ile (seni) tesbîh ediyoruz ve seni takdîs ediyoruz' dediler. (Rabbin de onlara:) 'Sizin bilemeyeceğiniz şeyleri, şübhesiz ki ben bilirim!' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Hani Rabbin meleklere 'Yeryüzünde bir halife yapacağım' buyurmuş, onlar da şöyle demişlerdi: 'Biz Seni
hamdi
nle tesbih ve takdis edip dururken, orada bozgunculuk edip kan dökecek birisini mi yaratacaksın?' Rabbin ise, 'Ben sizin bilmediğinizi bilirim' buyurmuştu....
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Ve yusebbihur ra’du bi
hamdi
hî vel melâiketu min hîfetih(hîfetihî), ve yursilus savâıka fe yusîbu bihâ men ye?âu ve hum yucâdilûne fillâh(fillâhi), ve huve ?edîdul mihâl(mihâli). ...
Rəd Suresi, 13. Ayet:
1.
ve yusebbihu
: ve tesbih ederler
2.
er ra'du
: gök gürültüsü
3.
bi
hamdi
-hi
: onu hamd ile
4.
ve el melâiketu
:...
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Ra'd (gök gürültüsü - İnsan-ı Kâmil'in düşünsel boyutta keşfettikleri {salsal-i ceres, Abdülkerîm Ciylî, İnsan-ı Kâmil}) O'nun Hamdı olarak tespih eder; Melekler (kâinatta - insanda mevcut kuvveler) ise O'nun hükümranlığı altında (tespih eder - kulluklarını yerine getirir). . . Onlar, Allâh hakkında (benlikten kaynaklanan fikirle) mücadele edip dururlarken; (O) yıldırımları (hakikati bilgisinin çarpmasını) irsâl eder de, onlarla, dilediğine bunu yaşatır! O, Şediyd ül Mıhal'dır (şiddetle uygulana...
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Ra'd
hamdi
le tesbih eyler, Melekler de korkusundan, ve saıkalar gönderir de onunla dilediğini çarpar, onlarsa Allah hakkında mücadele ediyorlardır, halbuki onun muhavvilesi çok şiddetlidir...
Hicr Suresi, 98. Ayet:
Fe sebbih bi
hamdi
rabbike ve kun mines sâcidîn(sâcidîne). ...
Hicr Suresi, 98. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
sebbih
: tesbih et
3.
bi
hamdi
: hamd ile
4.
rabbi-ke
: senin Rabbin
...
Hicr Suresi, 98. Ayet:
(O hâlde) Rabbinin
Hamdi
olarak tespih et ve secde (benliğini yok) edenlerden ol!...
Hicr Suresi, 98. Ayet:
O halde, Rabbini hamd ile tesbîh et (sübhanellahi ve bi
hamdi
hi de) ve secde edenlerden ol. (Namaz kıl)....
Hicr Suresi, 98. Ayet:
O halde Rabbına
hamdi
le tesbih et ve secdekârlardan ol...
İsra Suresi, 44. Ayet:
Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min şey’in illâ yusebbihu bi
hamdi
hî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren)....
İsra Suresi, 44. Ayet:
1.
tusebbihu lehu
: onu tesbih eder
2.
es semâvâtu
: semalar
3.
es seb'u
: 7
4.
ve el ardu
: ve yeryüzü
...
İsra Suresi, 44. Ayet:
Yedi semâ (yedi bilinç mertebesindeki tüm yaratılmışlar), arz (bedenler) ve onların içindekiler O'nu tespih eder (Esmâ'sının özelliklerini açığa çıkaran işlevleriyle her an hâlden hâle dönüp dururlar)! Hiçbir şey yok ki, O'nun Hamdı olarak, tespih etmesin! Fakat siz onların işlevini anlamıyorsunuz! Muhakkak ki O, Haliym'dir, Ğafûr'dur....
İsra Suresi, 44. Ayet:
Onu yedi Semâ ile Arz ve bütün bunlardaki zevil'ukul tesbih eder ve hattâ hiç bir şey yoktur ki onu
hamdi
yle tesbih etmesin ve lâkin siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız, o, cidden halîm gafur bulunuyor...
İsra Suresi, 52. Ayet:
Yevme yed’ûkum fe testecîbûne bi
hamdi
hî ve tezunnûne in lebistum illâ kalîlâ(kalîlen). ...
İsra Suresi, 52. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
yed'û-kum
: sizi çağırır, çağıracak
3.
fe testecîbûne
: o zaman, hemen icabet edeceksiniz
4.
bi
hamdi
-hi
İsra Suresi, 52. Ayet:
(Allah'ın) sizi çağıracağı gün, hemen O'nun
hamdi
ile (O'na hamd ile) icabet edeceksiniz. Ve ancak (kabirde) pek az kaldığınızı zannedeceksiniz....
İsra Suresi, 52. Ayet:
Sizi çağıracağı zaman (ölümü tattığınızda), O'nun Hamdı olarak (değerlendirmesine göre) olayı yaşayacak ve zannedeceksiniz ki (kabirlerinizde - beden yaşamında - dünyada) ancak pek az kaldınız!...
İsra Suresi, 107. Ayet:
'Siz Kur’ân’a iman edin ki, size faydası dokunsun. İsterseniz etmeyin, o zaman zarar görürsünüz. Kur’ân’ın indirilişinden önce kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi âlimlere, vahyin ne olduğunu bilenlere Kur’ân okunduğu zaman onlar, saygılarından, sübhânallahi ve bi
hamdi
hî diyerek yüzüstü secdeye kapanırlar.' de....
İsra Suresi, 109. Ayet:
Onlar Allah korkusundan ağlayarak, sübhânallahi ve bi
hamdi
hî diyerek yüzüstü yere, secdeye kapanırlar. Kur’ân’ı dinlemek, onların teslimiyetlerini, saygılarını, tam bir samimiyetle Allah’a kulluk ve itaat anlayışlarını artırır....
Taha Suresi, 130. Ayet:
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi
hamdi
rabbike kable tulûış şemsi ve kable gurûbihâ, ve min ânâil leyli fe sebbih ve etrâfen nehâri lealleke terdâ....
Taha Suresi, 130. Ayet:
1.
fasbir (fe ısbir)
: artık sabret
2.
alâ
: üzerine, ...e
3.
mâ yekûlûne
: onların söyledikleri şey(ler)
4.
ve sebbih
...
Taha Suresi, 130. Ayet:
Onların dediklerine sabret. . . Güneş'in doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbinin
Hamdi
olarak (sende Hamd'i açığa çıkaranı hissederek) tespih et! Gecenin bir kısmında (yatsı) ve gündüzün ortasında (öğle) da tespih et (hakikatinin yaşanması işlevini açığa çıkararak) ki; rıza (seyir) hâlini yaşayasın....
Taha Suresi, 130. Ayet:
O halde dediklerine sabret de rabbına
hamdi
le tesbih eyle; güneş doğmadan evvel, gece saatlerinde de tesbih et gündüzün etrafında da, ki rızaya irebilesin...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ve tevekkel alel hayyillezî lâ yemûtu ve sebbih bi
hamdi
h(
hamdi
hî), ve kefâ bihî bi zunûbi ibâdihî habîrâ(habîren)....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
1.
ve tevekkel alâ
: ve tevekkül et, güven, vekil tayin et
2.
el hayyi
: hayy olan, hayatta olan
3.
ellezî
: ki o
4.
lâ yemûtu<...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz Diri'ye (özellikleriyle hakikatin olana) tevekkül et; Bi-
Hamdi
Hİ (O'nun Hamdı olarak) tespih et! Kullarının suçlarına, Habiyr (vâkıf) olması yeterlidir!...
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi
hamdi
rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne)....
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, sadece, ancak
2.
yu'minu
: mü'min olurlar, inanırlar, îmân ederler
3.
bi âyâti-na
: âyetlerimize
4.
ellezîne...
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
Bizim işaretlerimize sadece şunlar iman ederler ki, onlarla hatırlatma yapıldığında, secde ile yere kapandılar; benliksiz, Rablerinin
Hamdi
olarak tespih (işlevlerini yerine getirdiler) ettiler. (15. âyet secde âyetidir. )...
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
İtaati gurur-kibir meselesi yapmayanlar, âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, âyetlerimize kesinlikle iman ederler. Sübhânallahi ve bi
hamdi
hî diyerek secdeye kapanırlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler....
Səba Suresi, 6. Ayet:
Kendilerine ılim verilmiş olanlar ise sana rabbından indirileni görüyorlar ki o mahzâ hak ve o ızzetine nihayet olmıyan sahib
hamdi
n yolunu gösteriyor...
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Ve terel melâikete hâffîne min havlil arşı yusebbihûne bi
hamdi
rabbihim, ve kudıye beynehum bil hakkı ve kıylel hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne). ...
Zümər Suresi, 75. Ayet:
1.
ve terâ
: ve görürsün
2.
lekum
: melekler
3.
hâffîne
: kuşatanlar, çevreleyenler
4.
min
: den
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de; Arş'ın (hükümranlık tahtının - El Esmâ özelliklerinin açığa çıkma/seyri makamının) her yanından kuşatmışlar ve Rablerinin
hamdi
ni, münezzeh oluşunu dillendirirlerken görürsün. . . Herkes hakkında Hak olarak hükmolunmuş ve: "Hamd, Rabb-ül âlemîn olan Allâh'a aittir" denilmiştir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin
hamdi
yle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!"...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Ellezîne yahmilûnel arşa ve men havlehu yusebbihûne bi
hamdi
rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle şey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke vekıhim azâbel cahîm(cahîmi). ...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yahmilûne el arşa
: arşı taşıyorlar, tutuyorlar
3.
ve men havle-hu
: ve onun etrafındaki kişi
4.
yusebbi...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunan (şuurlu) kuvveler (Allâh kudretinin açığa çıkış mahalleri) Rablerinin Hamdı olarak (Hamiyd Esmâ'sı açığa çıkışı ile) tespih ederler; O'na (hakikatleri olarak) iman ederler ve iman edenler için (hakikatlerinin gereğini yaşayamamaları - hakkını verememeleri yüzünden) mağfiret isterler! "Rabbimiz, rahmet ve ilminle her şeyi kapsamışsın. . . Tövbe edenleri ve senin yoluna uyanları mağfiret et ve onları yanma azabından koru!"...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı hâmil olanlar ve onun etrafındakiler rablarının
hamdi
yle tesbih ve ona iyman ederler ve iyman etmişler için de şöyle bir mağfiret dilerler: ya rabbenâ rahmet ve ılim her şey'e geniş, hemen mağfiret buyur onlara o tevbe edip yoluna uyanlara ve koru onları o cahîm azâbından...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin
hamdi
yle tesbih ederler ve O'na inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: «Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru.»...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı yüklenmiş olanlar ve onun etrafında bulunanlar, Rablerinin
hamdi
yle tesbihte bulunurlar ve O'na imân ederler ve imân etmiş olanlar için mağfiret dilerler: «Yarabbi! Sen her şeyi rahmet ile ve ilim ile kuşatmışsındır. Artık tövbe etmiş, senin yoluna tâbi olmuş olanlara mağfiret buyur ve onları cehennem azabından koru!» (diye niyazda bulunurlar)....
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin
hamdi
ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen herşeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!"...
Mömin Suresi, 55. Ayet:
Fasbir inne va’dallâhi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi
hamdi
rabbike bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri). ...
Mömin Suresi, 55. Ayet:
1.
fasbir (fe ısbir)
: öyleyse sabret
2.
inne
: muhakkak ki
3.
va'de allâhi
: Allah'ın vaadi
4.
hakkun
: haktır
Mömin Suresi, 55. Ayet:
Sabret! Muhakkak ki Allâh'ın vaadi haktır! Yanlışların için istiğfar et! Akşam ve sabah Rabbinin
hamdi
olarak tespih et!...
Mömin Suresi, 55. Ayet:
O halde sabret, çünkü Allahın va'di haktır hem günahına istiğfar ve akşam, sabah rabbına
hamdi
yle tesbih et...
Mömin Suresi, 55. Ayet:
O halde sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Hem günahından dolayı istiğfar et ve akşam sabah Rabbini
hamdi
yle tesbih et....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Tekâdus semâvâtu yetefattarne min fevkıhinne vel melâiketu yusebbihûne bi
hamdi
rabbihim ve yestagfirûne li men fîl ard(ardı), e lâ innellâhe huvel gafûrur rahîm(rahîmu)....
Şura Suresi, 5. Ayet:
1.
tekâdu
: neredeyse oluyordu, az kalsın oluyordu
2.
es semâvâtu
: semalar, gökler
3.
yetefattarne
: parçalanıyor, ayrılıyor
4.
<...
Şura Suresi, 5. Ayet:
Neredeyse semâlar üstlerinden yarılacaklar (içinden ne çıkacak? A. H. )! Melekler de Rablerinin
hamdi
olarak tespih ediyor (işlev görüyor) ve arzda olanlar için bağışlanma dilemekteler. . . Dikkat edin, Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor. Melekler de Rablerinin
hamdi
yle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep merhamet eden....
Tur Suresi, 48. Ayet:
Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a’yuninâ, ve sebbih bi
hamdi
rabbike hîne tekûmu....
Tur Suresi, 48. Ayet:
1.
vasbir
: ve sabret
2.
li hukmi
: hükme
3.
rabbi-ke
: senin Rabbin
4.
li hukmi rabbi-ke
: Rabbinin hükmüne
<...
Tur Suresi, 48. Ayet:
Rabbinin hükmüne sabret! Muhakkak ki sen gözetimimizlesin! (Gece) kalktığında Rabbinin
Hamdi
olarak tespih et. . ....
Tur Suresi, 48. Ayet:
Rabbinin hükmüne sabret! Kuşkusuz, sen bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında, Rabbinin
hamdi
yle tespih et!...
Tur Suresi, 49. Ayet:
Gecenin bir kısmında ve yıldızlar kaybolurken de (Rabbinin
Hamdi
olarak) O'nu tespih et!...
Nəsr Suresi, 3. Ayet:
Fe sebbih bi
hamdi
rabbike vestagfirh(vestagfirhu), innehu kâne tevvâbâ(tevvâben)....
Nəsr Suresi, 3. Ayet:
1.
fe
: o zaman, artık
2.
sebbih
: tespih et
3.
bi
: ile
4.
hamdi
: hamd
Nəsr Suresi, 3. Ayet:
Rabbinin
Hamdi
olarak tespih et ve O'ndan mağfiret dile! Muhakkak ki O, Tevvab'dır....
Nəsr Suresi, 3. Ayet:
Artık tesbîh et Rabbına
hamdi
yle ve mağfiretini dile, muhakkak ki o bir tevvab bulunuyor...
Qaf Suresi, 39. Ayet:
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi
hamdi
rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb(gurûbi)....
Qaf Suresi, 39. Ayet:
1.
fasbir (fe ısbir)
: artık, öyleyse sabret
2.
alâ
: ... e
3.
mâ yekûlûne
: söyledikleri şey(ler), söylediklerine
4.
ve sebbih...
Qaf Suresi, 39. Ayet:
Onların dediklerine sabret! Güneş'in doğuşundan önce de gurubundan önce de Rabbinin
Hamdi
olarak (işlevini yerine getirip) tespih et!...
Qaf Suresi, 39. Ayet:
Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin
hamdi
yle tespih et!...