Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 194. Ayet:
(Ey kafirlər!) Şübhəsiz ki, Allahı qoyub dua etdiyiniz kimsələr də sizin kimi bəndələrdir (məxluqlardır). Əgər haqlısınızsa,
haydı,
onları çağırın ki, sizə cavab versinlər!...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allahdan başqa ibadət etdiyiniz bütlər də sizin kimi bəndələrdir. Əgər (bu bütlərin sizə bir kömək edə biləcəyi barəsindəki iddianızda) doğrusunuzsa,
haydı,
çağırın onları, sizə cavab versinlər....
Əraf Suresi, 195. Ayet:
Məgər onların yeriyən ayaqları, ya tutan əlləri, ya görən gözləri, yaxud eşidən qulaqları var?! De: “
Haydı,
çağırın şəriklərinizi, mənim barəmdə istədiyiniz hiyləni qurun və mənə heç möhlət də verməyin!...
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
Haydı,
girin əbədi qalacağınız Cəhənnəmin qapılarına (təbəqələrinə). Təkəbbürlülərin (Allaha iman gətirməyi özlərinə ar bilənlərin) məskəni necə də pisdir!”...
Hud Suresi, 41. Ayet:
"Haydi, binin." dedi. Onun gitmesi de durması da Allah'ın adıyladır. Elbette Rabb'im Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Hud Suresi, 55. Ayet:
"Haydi, hiç zaman kaybetmeden bana istediğiniz tuzağı kurun."...
Loğman Suresi, 11. Ayet:
Bu Allah'ın yaratmasıdır. Haydi, bana O'ndan başkasının ne yarattığını gösterin. Hayır! Zalimler apaçık bir sapkınlık içindedirler....
Saffat Suresi, 149. Ayet:
Haydi, onlara sor: "Kız çocuklar Rabb'inin de oğlan çocuklar onların mı?"...
Duxan Suresi, 23. Ayet:
"Haydi, kullarımla geceleyin yola çık. Siz takip edileceksiniz!"...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
"Eğer doğru söylüyorsanız haydi, ölmüş atalarımızı bize geri getirin."...
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bedevi Araplardan geri kalanlar, sana: "Mallarımız ve ailemiz bizim seninle gelmemize engel oldu. Haydi, Allah'tan bağışlanmamızı dile." diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: "Eğer Allah, size bir zarar veya yarar dilerse, buna kim engel olabilir?" Bilakis, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, kendisini yalanlamış olduğunuz şeye gidin bakalım!...
Ələq Suresi, 17. Ayet:
Haydi, yardımcılarını çağırsın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza indirdiğimiz (Kur’an) dan bir şüpheniz varsa; haydi, siz de ona benzer bir sûre getirin eğer doğru sözlüler iseniz Allah’tan başka güvendiklerinizi de yardıma çağırın....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Allah, Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra bütün nesneleri meleklere göstererek, «Haydi, eğer davanızda haklı iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin» dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Âdem'e isimlerin tümünü öğretti, sonra onları meleklere sunup: "Haydi, doğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin," dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Âdem'e bütün isimleri öğretti, sonra da onları meleklere gösterip, 'Sözünüzde doğru iseniz, haydi, bunların isimlerini Bana söyleyin' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Derken Şeytan onların ayaklarını kaydırarak içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de: "Haydi, dedik, birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! Siz orada belirli bir süre ikamet edip yararlanacaksınız."...
Bəqərə Suresi, 68. Ayet:
“Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi, emrolunduğunuz işi yapın.”...
Bəqərə Suresi, 68. Ayet:
"Bizim için Rabbine du'â et, onun ne olduğunu bize açıklasın." dediler. Dedi ki: "O diyor ki: O (inek) ne yaşlı, ne körpe, ikisinin ortasında (bir inek)tir! Haydi, size emredileni yapın."...
Bəqərə Suresi, 68. Ayet:
'Rabbine bizim için dua et de bize onun nasıl birşey olduğunu açıklasın' dediler. Musa 'Allah buyuruyor ki,' dedi, 'o ne çok yaşlı, ne de çok genç, orta yaşlı bir inektir. Haydi, artık size emredileni yapın.'...
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir....
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
«Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun» dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
'Şâyet iddia ettiğiniz gibi, âhiret yurdu, ebedî yurt Cennet, Allah katında, diğer insanlardan farklı ve imtiyazlı olarak, yalnızca size aitse, iddianıza da sahip çıkıyorsanız, haydi, hemen ölümü temenni edin, ölmeyi canınıza minnet bilin' de bakalım....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: Âhiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de sadece size ait ise, haydi, ölümü isteyin-eğer iddianızda doğru iseniz....
Bəqərə Suresi, 148. Ayet:
Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter....
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Baksana, Allah kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya kalkana! İbrahim ona: «Benim Rabbim, hem dirilten hem öldürendir.» dediği zaman, O: «Ben, diriltir ve öldürürüm.» demişti. İbrahim: «Allah, güneşi doğudan doğduruyor, haydi, sen de batıdan getir!» deyince, o inkarcı herif donakaldı. Öyle ya, Allah zulmedenleri muvaffak etmez....
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Allah'ın kendisine verdiği hükümranlıkla şımarıp da İbrahim ile Rabbi hakkında tartışmaya giren kimseyi görmedin mi? İbrahim 'Benim Rabbim dirilten ve öldürendir' dediği zaman, o 'Ben de diriltir ve öldürürüm' demişti. İbrahim ise 'Benim Rabbim güneşi doğudan getirir; haydi, sen de onu batıdan getir' dedi ve o kâfir donup kaldı. Zaten Allah öyle zalimler güruhuna yol göstermez....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
1.
kullu et taâmi
: bütün yiyecekler
2.
kâne hillen
: helâl idi
3.
li benî isrâîle
: İsrailoğulları için
4.
illâ
:...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Kendileri oturarak savaşa giden kardeşleri için: «Bizi dinleselerdi öldürülmezlerdi.» diyenlere de ki: «Haydi, o halde kendinizden ölümü geri çevirin, eğer gerçeği söylüyorsanız!...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Oturdukları yerden, öldürülen kardeşleri için: -Bize uysalardı öldürülmezlerdi, diyen kimselere de ki: -Haydi, doğru söylüyorsanız, ölümü kendinizden savın!...
Ali-İmran Suresi, 181. Ayet:
'Allah fakir, biz zenginiz' diyenlerin sözünü Allah elbette işitti. Biz onların bu sözünü de, peygamberleri haksız yere öldürmelerini de yazacağız, sonra da onlara diyeceğiz ki: Haydi, tadın bakalım o yakıcı azabı!...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise şeytan yolunda savaşırlar. Öyle ise ey müminler haydi, şeytanın taraftarlarıyla muharebe edin. Şeytanın hilesi, cidden zayıftır....
Nisa Suresi, 109. Ayet:
Haydi, siz bu dünya hayatında onlar adına mücadele ediverdiniz diyelim, fakat kıyamet günü onları kim savunacak ve onlara kim vekil olacak?...
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Onlar: «Ey Musa, onlar orada bulundukça biz asla oraya girmeyiz! Haydi, sen Rabbinle git, ikiniz savaşın; biz işte burada oturacağız!» dediler....
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah'a boş yere iftirâ edenden, yahut, kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde bana da vahyedildi diyenden ve Allah'ın indirdiği hükümlere benzer hükümleri ben de yakında indireceğim diye söylenenden daha zâlim kimdir ki? Meleklerin, ellerini uzattıkları ve delillerine karşı ululuk satmak istediğinizden ve haksız olarak Allah hakkında söylediğiniz şeylerden dolayı horlukla cezalandırılacak, aşağılık bir azâba uğrayacaksınız, haydi, kurtarın bugün canlarınızı dedikleri zaman o zâlimlerin, ölüm...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Koştuğu yalanı, Allah’a isnad eden veya kendine bir şey vahy olunmamışken, bana vahy olunuyor, diyenden ve Allah’ın indirdiği âyetler gibi ben de indireceğim, demekte olan kimseden daha zalim kim olabilir? Ölüm sarhoşluğu ve şiddetleri içinde, meleklerin de ellerini uzatarak kendilerine (zalimlere): “- Haydi, canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı hak olmıyanı söylemiş olduğunuz ve Allah’ın âyetlerinden büyüklenerek uzaklaşmış bulunduğunuz içindir ki, bugün hakaret azabıyla cezalandırılacaksınız.” ...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah adına yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde "Bana da vahyolundu." diyenden, bir de, "Allah’ın indirdiği âyetler gibi ben de indiririm." diye iddia edenden daha zalim kimse olabilir mi?Ölümün şiddetleri içinde kıvranırken, ölüm meleklerinin de yakalarına yapışıp kendilerine: "Haydi, derhal ruhlarınızı çıkarıp teslim edin! Bugün zillet azabıyla cezalanacaksınız; çünkü Allah hakkında gerçek dışı şeyler söylüyordunuz ve çünkü kibirlenerek O’nun âyetlerinden yüzçevir...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah adına yalan uyduran, kendisine birşey vahyedilmediği halde 'Bana vahiy geldi' diyen, yahut 'Ben de Allah'ın indirdiği şeyin benzerini indireceğim' diyen kimseden daha zalim kim var? Sen o zalimleri can çekişirken bir görsen! Melekler ellerini uzatmış, 'Haydi, çıkarın canlarınızı,' derler. 'Bugün horlayıcı bir azapla cezalandırılacağınız gündür. Çünkü Allah hakkında gerçek dışı şeyler söylüyor ve Onun âyetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz.'...
Ənam Suresi, 148. Ayet:
(Allah’a) şirk koşanlar: 'Eğer Allah dileseydi ne (biz) şirk koşardık, ne de atalarımız! Hem hiçbir şeyi (kendi kendimize) haram kılmazdık!' diyecekler. Onlardan öncekiler (de) azâbımızı tadıncaya kadar (peygamberlerini) böyle yalanlamıştı. De ki: 'Yanınızda herhangi bir ilim var mı? Haydi, onu bize çıkarın! (Siz) zandan başkasına tâbi' olmuyorsunuz ve siz ancak çirkince yalan söylüyorsunuz.'...
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: “Haydi, Allah şunu haram kıldı” diye tanıklık yapacak şahitlerinizi getirin. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar....
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: «Haydi, Allah'ın bunu haram kıldığına şahitlik edecek şahitlerinizi getirin!» Eğer gelir, şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme, ayetlerimizi yalanlayanların, o ahirete inanmayanların çarpık arzularına uyma! Nasıl uyarsın ki, onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar....
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: «Haydi, Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek şahitlerinizi getirin.». Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma. Çünkü onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar....
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: 'Haydi, 'Şübhesiz Allah bunu haram kıldı’ diye şâhidlik edecek şâhidlerinizi getirin!' Buna rağmen şâhidlik ederlerse, sakın onlarla berâber şâhidlik etme! Hem âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete îmân etmeyenlerin (nefsî) arzularına uyma! Çünki onlar, (putları) Rablerine denk tutuyorlar....
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: «Haydi, 'Allah Teâlâ bunları muhakkak haram kıldı' diye şehâdet edecek olan şahitlerinizi getiriniz.» Şayet onlar şehâdet ederlerse sen onlar ile beraber şehâdette bulunma ve âyetlerimizi tekzîp edenlerin ve ahirete inanmayanların hevâlarına tâbi olma. Ve onlar, başkalarını Rablerine denk tutarlar....
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: -Haydi, Allah şunu haram kıldı diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin. (Yalan yere) şahitlik ederlerse sakın onlarla şahitlik etme. Ayetlerimizi yalanlayıp, ahirete iman etmeyen ve Rab’lerine başkalarını denk tutanların heveslerine uyma....
Əraf Suresi, 11. Ayet:
Sizi Biz yarattık, sonra size şekil verdik. Peşinden de meleklere: "Haydi, hürmet için secde edin Âdem’e!" dedik. Onların hepsi hemen secde ettiler, yalnız İblis dayattı. Secde edenlerden olmadı....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
(Allah): 'Haydi, sen kendilerine mühlet verilenlerdensin' dedi....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
Allah: «Haydi, mühlet verilenlerdensin.» buyurdu....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin!" buyurdu....
Əraf Suresi, 18. Ayet:
Allah buyurdu: Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım!...
Əraf Suresi, 18. Ayet:
Allah buyurdu: Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım!...
Əraf Suresi, 18. Ayet:
(Allah) buyurdu: «Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. And olsun ki, onlardan sana kim uyarsa, (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım.»...
Əraf Suresi, 18. Ayet:
(Allâh) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun ki onlardan sana kim uyarsa (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım (azdıran sizler de, size uyup yoldan çıkan insanlar da cehenneme gireceksiniz)!"...
Əraf Suresi, 49. Ayet:
“Sizin, ‘Allah bunları rahmete erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlar mı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz” derler....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
e ci'te-nâ
: bize mi geldin
3.
li na'bude allâhe
: Allah'a kul olmamız için
4.
vahde-hu
: onu...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: «Sen bize geldin mi ki, yalnız bir tanrıya tapalım ve babalarımızın tapar olduklarını terkeyleyelim! Haydi, eğer sen doğru sözlü kimselerden isen bizi korkutur olduğun şeyi bize getir bakalım.»...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
"Yâ!" dediler "Sen bize yalnız Allah’a ibadet edelim, atalarımızın taptıklarını ise bırakalım diye mi geldin?Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi, bizi tehdit edip durduğun o felaketi başımıza getir de görelim!"...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
in kunte
: eğer sen, ..... isen
3.
ci'te bi
: geldin, getirdin
4.
âyetin
: bir âyet
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Ve onun için elvahta her şeyden yazdık, mev'ızaya ve ahkâmın tafsıline dair her şey'i. Haydi, dedik: bunları kuvvetle tut, kavmine de emret onları en gözeliyle tutsunlar, ileride size o fasıkların yurdunu göstereceğim...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Çünkü Allah'tan başka taptıklarınızın hepsi sizin gibi kullardır. Eğer davanızda doğru iseniz haydi, onları çağırın da size cevap versinler!...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Sizin Allah'tan başka yalvardıklarınız da sizin gibi kullardır. Eğer doğru söylüyorsanız, haydi, onlara dua edin de size cevap versinler....
Əraf Suresi, 195. Ayet:
Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var, ya da işitecek kulakları mı var? De ki: “Haydi, çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun da bana göz açtırmayın bakalım!”...
Əraf Suresi, 195. Ayet:
Onların yürüme kudretine sahip ayakları mı var? Tutup da bırakmama kudretine sahip elleri mi var? Görme gücüne sahip gözleri mi var? İşitme gücüne sahip kulakları mı var? 'Haydi, çağırın, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak saydığımız varlıkları, sonra bana karşı istediğiniz, gizli planlarınızı da uygulayın, elinizden gelirse de göz açtırmayın' de....
Əraf Suresi, 195. Ayet:
O putların yürüyecek ayakları, yoksa tutacak elleri, yoksa görecek gözleri, yoksa işitecek kulakları mı vardır? De ki: “- Haydi, çağırın ortaklarınızı! Sonra bana istediğiniz hîleyi kurun da elinizden gelirse, bana göz açtırmayın.”...
Əraf Suresi, 195. Ayet:
Yürüyecek ayakları mı var peki onların? Tutacak elleri mi? Görecek gözleri, işitecek kulakları mı var? De ki: "Haydi, Allaha ortak olarak gördüğünüz bütün o varlıkları çağırın, bana karşı elinizden geleni ardınıza koymayın ve böylece bana göz açtırmayın!...
Ənfal Suresi, 14. Ayet:
Bu (sizin için, ey Allahın düşmanları)! Haydi, öyleyse tadın onu; ve (bilin ki) hakkı inkar edenleri ateşli bir azap beklemektedir!...
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Görseydin o inkâr edenleri: Melekler, onların canlarını alırken yüzlerine ve kıçlarına vuruyorlar: "Haydi, yangın azâbını tadın!" (diyorlardı)....
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Melekler yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken, sen o kâfirleri bir görsen! 'Haydi,' derler, 'tadın bakalım yakıcı azabı!'...
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün ki, bunların üzeri cehennem ateşinden kızdırılacak ve kendilerinin alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak ve: «İşte bu, sizin kendiniz için derip tıktıklarınız; haydi, tadın bakalım derip tıktıklarınızı!» denilecek....
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Onu uydurdu mu, diyorlar? De ki: Haydi, eğer doğrulardan iseniz Onun benzeri bir sûre getirin ve Allah'tan başka gücünüzün yettiği kimseleri çağırın....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
-Onlara Nuh’un haberini oku! Hani kavmine demişti ki: -Ey Kavmim! İçinizde bulunmam ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa -Ben zaten Allah’a bağlanmışımdır- Haydi, ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin, sonra da yapacağınız size dert olmasın. Hiç beklemeden vereceğiniz kararı bana uygulayın....
Hud Suresi, 41. Ayet:
Böylece (kendisini izleyenlere Nuh): "Haydi, binin artık," dedi, "yürümesi de, demir atması da Allah adıyla olan bu gemiye! Doğrusu, benim Rabbim gerçekten bağışlayıcıdır, esirgeyicidir!"...
Hud Suresi, 41. Ayet:
"Haydi, gemiye binin, dedi. Onun akıp gitmesi de durması da Allâh'ın adıyledir. Rabbim, elbette bağışlayandır, esirgeyendir!"...
Hud Suresi, 55. Ayet:
'O'ndan başkalarından. Haydi, topunuz birleşip bana karşı plan hazırlayın. Hiç de beklemeyin.'...
Hud Suresi, 55. Ayet:
yani, O'ndan başkalarını! Haydi, bana karşı topunuz (istediğiniz kadar) tuzak kurun, elinizden geleni ardınıza komayın!...
Hud Suresi, 55. Ayet:
'Ondan başka kulluk ettiklerinizin hepsinden uzağım. Haydi, hepiniz birden bana kuracağınız tuzağı kurun; mühlet de tanımayın....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Kaldığı evin hanımı onu yatağına çağırdı, kapıları kilitledikten sonra ona «Haydi, gelsene!» dedi. Fakat Yusuf, «Allah korusun! Rabbim bana güvenli bir barınak sağladı; hiç kuşkusuz zalimler iflah olmazlar, kurtuluşa eremezler» dedi....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Ve (olacak bu ya,) barındığı evin kadını (kendini o'na karşı duyduğu arzuya kaptırıp) o'nun gönlünü çelmek istiyordu; ve (bu niyetle bir gün) kapıları sımsıkı kapatıp o'na: "Haydi, gelsene!" dedi. (Ama Yusuf:) "(Böyle bir şey yapmaktan) Allah'a sığınırım!" diye karşılık verdi, "Hem, efendim (bu evde) bana iyi baktı! Doğrusu, zalimler asla güvenliğe, esenliğe erişemezler!"...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Evinde bulunduğu kadın ona karşı arzu duymaya başladı. Kapıları sıkı sıkı kapadı: -Haydi, gelsene! dedi. Yusuf: -Allah’a sığınırım, O benim efendimdir. Bana iyi güzel bir mevki verdi. Zalimlerin sonu iyi olmaz....
Rəd Suresi, 33. Ayet:
Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, başkalarıyla bir tutulur mu? Fakat onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: Haydi, onlara isim verin. Siz yeryüzünde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlerle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Aslında, kurdukları tuzak o kâfirlerin hoşuna gitti de böylece doğru yoldan alıkondular. Allah kimi saptıracak olsa, artık onu yola getirecek kimse bulunmaz....
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(37-38) Allah: «Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!» dedi....
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(37-38) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen, bilinen vaktin gününe (kıyâmete) kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu....
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(37-38) "Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi."...
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(Allâh): "Haydi," dedi, "sen ertelenmişlerdensin!"...
Hicr Suresi, 38. Ayet:
(37-38) Allah: «Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!» dedi....
Hicr Suresi, 38. Ayet:
(37-38) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen, bilinen vaktin gününe (kıyâmete) kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu....
Hicr Suresi, 38. Ayet:
(37-38) "Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi."...
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
1.
fedhulû (fe udhulû)
: haydi, artık girin
2.
ebvâbe
: kapılar
3.
cehenneme
: cehennem
4.
hâlidîne
: ebedî olanla...
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin (büyüklük taslayanların) kaldığı yer ne kötüdür....
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
“Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!”...
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
Haydi, girin kapılarından bakalım, içinde kalıp duracağınız cehennemin! Gerçekten de, ne kötü olacak (o gün), kendilerini boş yere büyüklük duygusuna kaptırmış olanların düştüğü durum!...
İsra Suresi, 63. Ayet:
(Allah) "Haydi, (seçtiğin yolda elinden geleni ardına koymamak üzere) git! Ancak, haberin olsun ki, onlardan sana uyanlar(la beraber) hepinizi bekleyen ceza, yaptıklarınızın tam karşılığı olmak üzere, cehennem olacaktır!...
İsra Suresi, 64. Ayet:
Haydi, şimdi onlardan gücünün yettiğini sesinle ayart; atlarınla ve adamlarınla onların üzerine yüklen ve (böylece) onların, mallarıyla çocuklarıyla (ilgili olarak işleyecekleri günahlara) ortak ol; onlara vaadlerde bulun; çünkü (onlar bilmezler ki) Şeytan'ın vaad ettiği her şey sadece akıl çelmek içindir....
İsra Suresi, 103. Ayet:
(103-104) Derken Firavun onları o yerden belinletmek (sürüp çıkarmak) istedi, Biz de hem kendisini, hem de beraberindekilerin tümünü birden boğuverdik; arkasından da İsrailoğullarına dedik ki: «Haydi, yeryüzünde yerleşin; sonra ahiret va'di geldiği vakit hepinizi dürüp bükerek (bir araya) getireceğiz.»...
İsra Suresi, 104. Ayet:
(103-104) Derken Firavun onları o yerden belinletmek (sürüp çıkarmak) istedi, Biz de hem kendisini, hem de beraberindekilerin tümünü birden boğuverdik; arkasından da İsrailoğullarına dedik ki: «Haydi, yeryüzünde yerleşin; sonra ahiret va'di geldiği vakit hepinizi dürüp bükerek (bir araya) getireceğiz.»...
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
O gün Allah onlara 'Haydi, Bana ortak olduklarını iddia ettiğiniz şeylere seslenin' buyurur. Çağırırlar da. Fakat onlar cevap vermez. Çünkü Biz aralarına bir uçurum koymuşuzdur....
Məryəm Suresi, 25. Ayet:
"Haydi, hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine taze hurmalar dökülsün."...
Məryəm Suresi, 46. Ayet:
(Babası:) 'Ey İbrâhîm! Sen benim ilâhlarımdan yüz çevirici misin? Yemîn olsun ki eğer bundan vazgeçmezsen, seni muhakkak taşla(yarak öldürü)rüm; haydi, uzun bir süre benden ayrıl, git!' dedi....
Məryəm Suresi, 46. Ayet:
(Babası:) "Ey İbrahim, sen benim tanrılarımdan hoşlanmıyor musun?" dedi, "Eğer bu tutumuna bir son vermezsen, seni mutlaka öldüresiye taşa tutarım! Haydi, şimdi bir süre benden uzak dur!"...
Taha Suresi, 36. Ayet:
Allah: «Haydi, erdirildin dileğine, ey Musa!» buyurdu....
Taha Suresi, 47. Ayet:
Haydi, ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder; onlara eziyet etme! Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır....
Taha Suresi, 47. Ayet:
Haydi, ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder; onlara eziyet etme! Biz, senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır....
Taha Suresi, 47. Ayet:
Haydi, varın da ona deyin ki: «Haberin olsun, biz Rabbinin elçileriyiz, artık İsrail oğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme, biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik, selam da doğruya uyanlara!...
Taha Suresi, 47. Ayet:
"Haydi, varın ona, deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz; İsrâil oğullarını bizimle gönder, onlara azâb etme. Biz Rabbinden sana bir âyet getirdik. Esenlik, hidâyete uyanlaradır."...
Taha Suresi, 64. Ayet:
'Haydi, planlarınızı birleştirip birleşik bir cephe oluşturun. Bugün üstün gelen başarmıştır.'...
Taha Suresi, 66. Ayet:
Musa: «Haydi, siz atın!» dedi. Bir de baktı ki, onların ipleri ve sopaları, sihirleri sebebiyle, kendisine cidden koşuyorlarmış gibi görünüyor....
Taha Suresi, 97. Ayet:
Haydi, dedi, defol, çünkü sana hayatta şöyle demek var, temas yok, hem sana bir vaîd var ki ona aslâ hulfedilmiyeceksin, o başını bekleyip durduğun ilâhına da bak, her halde biz onu yakacağız da yakacağız, sonra da kül edip onu muhakkak deryaya dökeceğiz...
Taha Suresi, 97. Ayet:
Musa: «Haydi, defol! Çünkü senin cezan, hayat boyunca «Bana dokunmayın!» demendir; ayrıca senin asla kurtulamayacağın bir ceza daha var. O başını bekleyip durduğun tanrına da bak! Onu mutlaka yakacağız da yakacağız. Sonra da onu kül edip muhakkak denize dökeceğiz!...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
-Hayır, dediler. Bunlar rüya saçmalıkları .. Hayır, onu o uydurmuştur. Hayır, O şairdir! Haydi, önceki peygamberler gibi bize bir mucize getirsin!...
Ənbiya Suresi, 24. Ayet:
(hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O'nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de davanızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahi öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar....
Ənbiya Suresi, 61. Ayet:
(Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler....
Həcc Suresi, 73. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ en nâsu
: ey insanlar
2.
duribe meselun
: bir misal, bir örnek verildi
3.
festemiû (fe istemiû)
: haydi, öyleyse dinleyin (işitin)
4.
...
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
Allah: 'Hayır, korkma! Haydi, mûcizelerimizle gidin. Kesinlikle biz sizinle beraberiz. Olanları işitiyoruz.' buyurdu....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydi, firavuna (ikiniz) gidin ve böylece ona: “Muhakkak ki biz, âlemlerin Rabbinin resûlleriyiz.” deyin....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydi, şimdi ikiniz de Firavun'a gidin ve ona deyin ki: 'Biz alemlerin Rabbinden bir mesaj getiriyoruz:...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Haydi, dedi: getir onu bakayım sadıklardan isen...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
(Firavun:) "Eğer doğru sözlü biriysen, haydi, çıkar ortaya o dediğini!" diye cevap verdi....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
"Haydi, dedi, doğru söylüyorsan, göster o belgeni de görelim!"...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
Eğer doğru sözlü biriysen, haydi, göğü parça parça başımıza indir (de görelim)!"...
Nəml Suresi, 12. Ayet:
"Haydi, elini koynuna sok! Şimdi çıkar: İşte kusursuz, pırıl pırıl ışık saçıyor. Böylece Firavun’a ve onun halkına göstereceğin dokuz mûcizeye bu da dahil olsun. Hakikaten onlar yoldan tam çıkmış bir güruhtur."...
Nəml Suresi, 18. Ayet:
Hatta karınca deresi üzerine vardıklarında bir karınca şöyle dedi: «Ey karıncalar! Haydi, yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farketmeyerek sizi kırıp geçirmesin.»...
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Firavun dedi ki: “- Ey millet! Ben sizin için benden başka bir ilâh bilmiyorum. Haydi, bana çamurdan kerpiç pişir, ey Hâmân!... Sonra bana bir kule yap, olur ki ben, yukarı çıkar Mûsa’nın ilâhına bakarım. Doğrusu ben, Mûsa’yı yalancılardan sanıyorum....
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Firavun; «Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum. Ey Haman, haydi, benim için çamur üzerinde ateş yak ve tuğla imal et, bana bir kule yap ki, Musa'nın tanrısına çıkayım; ancak sanıyorum ki, O mutlak yalan söyleyenlerdendir» dedi....
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Firavun da dedi ki: Ey ileri gelenler; sizin, benden başka bir tanrınız olduğunu bilmiyorum. Ey Haman; haydi, benim için çamurun üzerinde ateş yak da, bana büyük bir kule yap. Çıkar da belki Musa'nın tanrısını görürüm. Doğrusu onu yalancılardan sanıyorum....
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, haydi, Allah katından, doğru olana bu ikisinden daha yakın bir yol gösteren bir başka kitap getirin, ona ben de uyayım!"...
Qəsəs Suresi, 64. Ayet:
Bir de onlara: «Haydi, yalvarın o ortak koştuklarınıza!» denir. Yalvaracaklar, fakat onlar, kendilerine cevap vermeyecekler ve azabı göreceklerdir. Vaktiyle doğru yolu görselerdi ya!...
Qəsəs Suresi, 75. Ayet:
Bir de her ümmetten bir şahit çıkarıp da: «Haydi, kesin delilinizi getirin!» dediğimizde artık gerçeğin Allah'ın olduğunu bilmiş olacaklar ve o uydurdukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiş olacaktır....
Qəsəs Suresi, 75. Ayet:
O gün her ümmetten bir şahit çıkarmış, onlara da 'Haydi, getirin delilinizi' buyurmuşuzdur. Ve onlar da hak ve hakikatin tümüyle Allah'a ait olduğunu anlamışlar; uydurdukları şeyler ise onları bırakmış, yok olup gitmiştir....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
Siz, gerçekten erkeklere gidecek, yolu kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız?» dediği zaman, kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: «Haydi, getir bize Allah' ın azabını, eğer doğru söyleyenlerden isen!»...
Rum Suresi, 17. Ayet:
Haydi, akşama ulaştığınızda, akşam ve yatsı vaktinde, sabaha kavuştuğunuzda Allah’ı tesbih edin, namaz kılın....
Rum Suresi, 34. Ayet:
kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler diye. Haydi, zevkinizi sürün bakalım, yarın bileceksiniz!...
Rum Suresi, 34. Ayet:
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz......
Loğman Suresi, 11. Ayet:
İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin! Hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Güçsüz sayılanlar da, büyüklük taslayanlara dediler ki: Haydi, gece ve gündüzün (işiniz) hilekarlıktı. Hani siz, bizim Allah'a küfretmemizi ve O'na eşler koşmamızı emrediyordunuz. Azabı gördüklerinde ettiklerine içleri yandı. Ve küfretmiş olanların boyunlarına demir halkalar vurduk. Yapmakta olduklarından başkasıyla mı, cezalandırılacaklardı....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(Onun nasihatlarına rağmen, kavmi onu öldürdüler. Ruhuna hitaben şöyle) denildi; “- Haydi, gir cennete!” (Cevap olarak ruhu şöyle) dedi: “- Ne olurdu, kavmim bilselerdi, tasdik etselerdi?...
Sad Suresi, 6. Ayet:
İçlerinden kodaman bir grup öne çıktı: "Haydi, yürüyün! İlahlarınıza sahip çıkmada kararlı davranın! Gerçek şu ki, istenip beklenen şey budur."...
Sad Suresi, 10. Ayet:
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında olan varlıkların hakimiyet ve yönetimi onlara mı ait? Haydi, ellerinden geliyorsa sebep ve vasıtalarını temin etsinler de göğe çıksınlar (âlemi oradan yönetsin, vahyi de isteklerine göre indirsinler!)...
Sad Suresi, 10. Ayet:
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında olan varlıkların hakimiyet ve yönetimi onlara mı ait? Haydi, ellerinden geliyorsa sebep ve vasıtalarını temin etsinler de göğe çıksınlar (âlemi oradan yönetsin, vahyi de isteklerine göre indirsinler!)...
Sad Suresi, 80. Ayet:
Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.''...
Sad Suresi, 80. Ayet:
(80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu....
Sad Suresi, 80. Ayet:
(80-81) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen ma'lûm vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu....
Sad Suresi, 80. Ayet:
(Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.»...
Sad Suresi, 81. Ayet:
(80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu....
Sad Suresi, 81. Ayet:
(80-81) (Allah:) 'Haydi, doğrusu sen ma'lûm vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin!' buyurdu....
Zümər Suresi, 17. Ayet:
Putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlere, idarelere, şeytanî güçlere, tağuta boyun eğip uşaklık etmekten sakınarak uzak duranlara, Allah’a yönelenlere, Allah’ın emirlerine itaate düşkün olanlara müjde var. Haydi, dünyada yardım, zafer ve devletle, âhirette cennetle müjdele kullarımı....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rab’lerine karşı gelmekten sakınanlar ise bölük bölük cennete sevkolunurlar. Nihayet oraya varıp da kapıları açılınca cennet bekçileri "Selâm olsun sizlere, ne mutlu size! Haydi, ebediyyen kalmak üzere, giriniz oraya!" derler....
Mömin Suresi, 14. Ayet:
Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâslı olarak dua edin!...
Mömin Suresi, 14. Ayet:
Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâslı olarak dua edin!...
Mömin Suresi, 46. Ayet:
Onlar sabah akşam ateşin karşısına getirilirler. Kıyamet koptuğunda da: "Haydi, Firavun hanedanını en şiddetli azaba sokun!" denilir....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
ve şöyle demektedirler: «Kalplerimiz, senin bizi çağırdığın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!»...
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Kendilerine açık açık ayetlerimiz okunduğu zaman, delilleri ancak şunu demekten ibaret olmuştur: “- Haydi, babalarımızı getirin, (eğer öldükten sonra dirilme var sözünde) doğru iseniz.”...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Onlar (Hûd’a) dediler ki: “- Sen, ibadet ettiğimiz putlarımızdan bizi çevirmek için mi bize geldin? Haydi, eğer doğru söyliyenlerdensen, bize vaad edib korkuttuğun azabı, getir bize!...”...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Onlar: "Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin! Haydi, iddianda tutarlı isen, geleceğini bildirerek bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir bakalım!" dediler....
Qəmər Suresi, 15. Ayet:
Biz bir ibret olsun diye, o gemiyi geriye bıraktık. Haydi, var mı ibret alan?...
Qəmər Suresi, 40. Ayet:
Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi, var mı düşünen ve ibret alan?...
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: -Ey Yahudiler, insanları bir yana bırakarak, sadece sizin, Allah’ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız; haydi, doğru söylüyorsanız, ölmeyi arzulayın!...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, mü’minlerle akrabalığı olan kâfirlerin ibret almaları için, Nûh’un karısı ile, Lût’un karısını misal vererek anlatıyor. Bu ikisi, bizi ilâh tanıyan, candan müslümanlar olarak bize bağlı, saygılı kullarımızdan dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi, mü’min iki sâlih kişinin nikâhları altında iken, onlara hıyanet ettiler. Kocaları, onları Allah’ın azâbından kurtaramadılar. Onlara: 'Haydi, ateşe girenlerle beraber, siz de ateşe girin.'denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah inkar edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kişinin nikahında iken onlara hainlik ettiler: Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Bu iki kadına: «Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kâfirlere Nûh’un eşi ile Lût’un eşini misal getirir. Her ikisi de iki iyi kulumuzun mahremi idiler. Ama inkâr tarafına giderek eşleri olan peygamberlere hıyanet ettiler, kocaları da Allah’tan gelen cezadan eşlerini asla kurtaramadılar. Onlara (ölürken veya kıyamet günü): "Haydi, cehenneme girenlerle beraber siz de girin!" denilir....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allâh inkâr edenler hakkında Nûh'un karısı ile Lût'un karısını misâl verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki Sâlih kulun (nikâhı) altında idiler, onlara hiyânet ettiler. Kocaları Allah'tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi, girenlerle beraber siz de ateşe girin" denildi....
Mülk Suresi, 3. Ayet:
Yedi göğü birbiriyle uyum içinde yaratan da Odur. Rahmân'ın yaratışında hiçbir düzensizlik görmezsin. Haydi, çevir gözünü: Bir çatlak görüyor musun?...
Qələm Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler....
Qələm Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"...
Qələm Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler....
Qələm Suresi, 22. Ayet:
Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun! dediler....
Qələm Suresi, 22. Ayet:
«Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin» diye....
Qələm Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"...
Haqqə Suresi, 52. Ayet:
Haydi, Rabbinin yüce ismi ile tesbih et!...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, yalanlamakta olduğunuza gidin!...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, yalanlayıp durduğunuz şu (kıyamete) doğru gidin bakalım!...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, yalanlamış olduğunuz azaba doğru gidin!...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Nankörlere ise şöyle denir: "Haydi, durmayın yalan dediğiniz o azaba girin bakalım!"...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, yalanlayıp durduğunuz şeye gidin....
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
Haydi, yalanlamakta olduğunuz şeye gidin!...
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
Haydi, üççatallı gölgeye gidin (Hristiyanların inandığı teslis - üçleme; Allâh - Ruh-ül Kuds ve Oğlu inancı kurtarsın bakalım sizi, anlamında)!...
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
Haydi, üç çatallı gölgeye gidin!...
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
Eğer bana karşı oynayacağınız bir oyununuz varsa haydi, oynayın bakalım....
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
Bir hileniz varsa, haydi, yapın Bana hilenizi!...
Nəbə Suresi, 30. Ayet:
1.
fe
: o zaman, haydi, artık
2.
zûkû
: tadın
3.
fe
: o zaman, haydi, artık
4.
len nezîde-kum
: size artırmayacağı...
Naziat Suresi, 17. Ayet:
«Haydi, demişti, git Firavun'a, çünkü o çok azdı.»...
Ələq Suresi, 17. Ayet:
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın....
Ələq Suresi, 17. Ayet:
Haydi, taraftarlarını çağırsın....
Ələq Suresi, 17. Ayet:
Haydi, çağırsın meclisini!...
Saffat Suresi, 97. Ayet:
Haydi, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın! dediler....
Saffat Suresi, 149. Ayet:
Haydi, onlardan fetva (açıklama) iste: "Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?"...
Saffat Suresi, 157. Ayet:
«Haydi, eğer siz sâdıklar iseniz kitabınızı getiriveriniz.»...
Mömin Suresi, 76. Ayet:
Haydi, içinde devamlı kalıcılar olarak Cehennem'in kapılarından girin. Böbürlenip ululuk taslayanlarır kalacağı yer ne kötüdür!...
Zuxruf Suresi, 70. Ayet:
"Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz!"...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
Allah iki meleğe: 'Haydi, her inatçı kâfiri, nankörü Cehennem’e atın!' buyurur....
Qaf Suresi, 26. Ayet:
"O ki, Allah ile beraber başka bir ilâh edinmişti. Haydi, atın şiddetli azabın içine!"...
Nəcm Suresi, 62. Ayet:
Haydi, hemen Allah'a secde ediniz, O'na kulluk ediniz....
Vaqiə Suresi, 86. Ayet:
(86-87) Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!...
Vaqiə Suresi, 86. Ayet:
O halde haydi, eğer siz ceza görmeyecekler oldunuz iseniz....
Vaqiə Suresi, 87. Ayet:
(86-87) Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!...
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O, yeryüzünü size boyun eğdiren yaratıcıdır. Haydi, o arzın omuzlarında yürüyün de O'nun rızkından yiyin. Dönüş yalnızca O'nadır....
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O, yeri sizin için boyun eğer yaptı. Haydi, onun omuzlarında yürüyün ve Allah'ın rızıklarından yiyin. Dönüş O'nadır....
Qələm Suresi, 17. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 18. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 19. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 20. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 21. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 22. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 24. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
Haydi, bir sinsi plânınız varsa hemen Bana bu sinsi plânı uygulayın! ...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(24,25) "Haydi, İblis ve tanık; ikiniz, tüm inatçı, kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden, hayrı alabildiğine engelleyen, kendine haksızlık eden ve şüpheci olan o kişileri atın cehenneme! "...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(24,25) "Haydi, İblis ve tanık; ikiniz, tüm inatçı, kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden, hayrı alabildiğine engelleyen, kendine haksızlık eden ve şüpheci olan o kişileri atın cehenneme! "...
Qaf Suresi, 26. Ayet:
O ki Allah ile birlikte başka bir ilâh edinmişti. Haydi, ikiniz birlikte, onu şiddetli azaba atın!”– ...
Sad Suresi, 80. Ayet:
(80,81) Allah, “Haydi, sen belirli bir vakte kadar süre verilenlerdensin” dedi. ...
Sad Suresi, 81. Ayet:
(80,81) Allah, “Haydi, sen belirli bir vakte kadar süre verilenlerdensin” dedi. ...
Əraf Suresi, 18. Ayet:
Allah, “Haydi, sen, yerilmiş ve itilmiş olarak oradan çık. Onlardan sana kim uyarsa, andolsun ki sizin hepinizden cehennemi dolduracağım” ...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Ve Biz o'nun için o levhalarda her şeyden, bir nasihat ve her şey için bir ayrıntı yazdık. “Haydi, bunları kuvvetle al, toplumuna da en güzel şekilde almalarını emret. Yakında size o hak yoldan çıkanların yurdunu göstereceğim. ...
Yasin Suresi, 20. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Yasin Suresi, 21. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Yasin Suresi, 22. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Yasin Suresi, 23. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Yasin Suresi, 24. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Yasin Suresi, 25. Ayet:
(20-25) O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden ya...
Furqan Suresi, 59. Ayet:
O daima diri olan, gökleri, yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri altı evrede oluşturan, sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kurandır, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet edendir. Haydi, sen bunu çok iyi bilene sor. ...
Məryəm Suresi, 46. Ayet:
Babası: “Ey İbrâhîm! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlayarak öldürürüm. Haydi, uzun bir müddet bana uzak ol/defol!” dedi. ...
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
Allah: “Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Haydi, ikiniz alâmetlerimizle/göstergelerimizle gidin. Şüphesiz ki, Biz sizinle beraberiz, işitenleriz. ...
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
(16,17) Haydi, ikiniz Firavun'a gidin de ‘Biz kesinlikle, İsrâîloğulları'nı bizimle beraber gönderesin diye’ âlemlerin Rabbinin elçisiyiz deyin” dedi. ...
Şüəra Suresi, 17. Ayet:
(16,17) Haydi, ikiniz Firavun'a gidin de ‘Biz kesinlikle, İsrâîloğulları'nı bizimle beraber gönderesin diye’ âlemlerin Rabbinin elçisiyiz deyin” dedi. ...
Qəsəs Suresi, 75. Ayet:
Ve Biz her önderli toplumdan bir şâhit çekip çıkardık da, “Haydi, kesin delilinizi getirin!” dedik. Artık bildiler ki, hakikat Allah'a aittir ve uydurageldikleri şeyler kendilerinden ayrılıp kaybolmuştur. ...
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: “Haydi, Allah bunu kesinlikle haram etti diye tanıklık edecek şâhitlerinizi getirin.” Buna rağmen eğer onlar şâhitlik ederlerse de sen onlarla beraber şâhitlik etme. Âyetlerimi yalanlayan ve âhirete inanmayan kimselerin boş iğreti arzularına da uyma. Ve onlar, Rablerine denk tutmaktadırlar. ...
Loğman Suresi, 11. Ayet:
"İşte bu, Allah'ın oluşturmasıdır. Haydi, gösterin Bana! O'nun astlarından olan kimseler ne oluşturmuştur? Aslında o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. "...
Zümər Suresi, 17. Ayet:
(17,18) Ve tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelen kimseler, kendileri için müjde olanlardır. Haydi, müjdele, sözü dinleyip de en güzeline uyan kullarımı! İşte onlar, Allah'ın kendilerine doğru yol kılavuzu verdiği kimselerdir. Ve işte onlar, kavrama yeteneği/temiz akıl sahibi olanların ta kendileridir. ...
Zümər Suresi, 18. Ayet:
(17,18) Ve tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelen kimseler, kendileri için müjde olanlardır. Haydi, müjdele, sözü dinleyip de en güzeline uyan kullarımı! İşte onlar, Allah'ın kendilerine doğru yol kılavuzu verdiği kimselerdir. Ve işte onlar, kavrama yeteneği/temiz akıl sahibi olanların ta kendileridir. ...
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
(21,22) Haydi, öğüt ver/ hatırlat, şüphesiz sen, sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen, onların üzerinde bir zorba değilsin. ...
Ğaşiyə Suresi, 22. Ayet:
(21,22) Haydi, öğüt ver/ hatırlat, şüphesiz sen, sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen, onların üzerinde bir zorba değilsin. ...
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
Ve Biz, senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz olgun kimseleri gönderdik/elçi yaptık. Haydi, siz bilmiyorsanız Öğüt/Kitap Ehli olanlara/vahiy bilgisi olanlara soruverin. ...
Möminun Suresi, 113. Ayet:
Onlar: “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Haydi, sayanlara sor” dediler. ...
Mülk Suresi, 3. Ayet:
(3,4) O, yedi göğü, birbiri üzerine uyumlu olarak oluşturandır. Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] oluşturmasında bir çatlaklık-uygunsuzluk görmezsin. Haydi, gözünü döndür, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha döndür. Gözün, âciz olarak ve çok bitkin olduğu hâlde sana dönecektir. ...
Mülk Suresi, 4. Ayet:
(3,4) O, yedi göğü, birbiri üzerine uyumlu olarak oluşturandır. Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] oluşturmasında bir çatlaklık-uygunsuzluk görmezsin. Haydi, gözünü döndür, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha döndür. Gözün, âciz olarak ve çok bitkin olduğu hâlde sana dönecektir. ...
Rum Suresi, 33. Ayet:
(33,34) İnsanlara bir sıkıntı dokununca da, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra, onlara Kendinden bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki, içlerinden bir grup, kendilerine verdiğimiz nimetlere iyilikbilmezlik etmek için Rablerinin ortakları olduğunu kabul ederler. –Haydi, yararlanın bakalım! Yakında bileceksiniz.– ...
Rum Suresi, 34. Ayet:
(33,34) İnsanlara bir sıkıntı dokununca da, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra, onlara Kendinden bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki, içlerinden bir grup, kendilerine verdiğimiz nimetlere iyilikbilmezlik etmek için Rablerinin ortakları olduğunu kabul ederler. –Haydi, yararlanın bakalım! Yakında bileceksiniz.– ...
Bəqərə Suresi, 68. Ayet:
"Onlar, “Bizim için Rabbine dua et, o sığır her ne ise onu bizim için açığa koysun” dediler. Mûsâ, “Rabbim diyor ki: ‘Şüphesiz o sığır, pek yaşlı değil, pek körpe de değil, ikisi arası; en iyi yardım, hizmet, verim çağındadır.’ Haydi, emrolunduğunuz şeyi yapınız” dedi. "...
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
"Biz, senin Bizden ne beklemekte olduğunu kesinlikle görüyoruz. Artık seni hoşnut olacağın bir hedefe/stratejiye çevireceğiz. Haydi, yüzünü Mescid-i Harâm'a/dokunulmaz eğitim-öğretim kurumuna çevir; aklın fikrin hep eğitim-öğretimde olsun. Siz de, nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin! Kendilerine Kitap verilmiş olan kimseler de kesinlikle, şüphesiz onun, Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. Ve Allah, onların yapıp durduklarından habersiz, bilgisiz değildir. "...
Nisa Suresi, 109. Ayet:
Haydi, siz basit dünya yaşamında onları savundunuz. Peki, kıyâmet gününde Allah'a karşı onları kim savunacaktır? Yahut kim onlara “işlerini bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” olacaktır? ...
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün, biriktirdikleri altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak: “İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi, şimdi tadın şu biriktirmiş olduğunuz şeyleri!” ...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki: “Siz, bize iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size, Allah'ın Kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi, siz gözetedurun, şüphesiz biz de sizinle beraber gözetenleriz.” ...
Rum Suresi, 43. Ayet:
Haydi, Allah tarafından (takdir edilmiş) geri çevrilmesi imkansız gün gelmezden önce yüzünü doğru ve asıl dine çevir! İşte o gün herkes hak ettiği yere yerleşir....
Səcdə Suresi, 14. Ayet:
Haydi, bu buluşma gününü hatırlanmaya değer bulmadığınız için azabı tadın bakalım! Çünkü artık Biz de sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz. Haydi, yapmakta ısrar ettiklerinizden dolayı ebedi mahrumiyeti tadın!...
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
Haydı,
orada əbədi olaraq qalmaq üzrə cəhənnəmin qapılarından girin. Təkəbbürlülərin (böyüklük göstərənlərin) qaldığı yer nə pisdir....
Ənbiya Suresi, 63. Ayet:
(İbrahim ə.s) belə dedi: ‘Xeyr, bunu onların böyüyü etdi.
Haydı,
əgər onlar danışa bilirlərsə, onlardan soruşun!’...
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
(Allahu Təala): ‘Xeyr,
haydı,
ayələrimizlə (ikiniz birdən) gedin! Şübhəsiz ki, Biz sizinlə bərabər eşidənlərik.’ dedi....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydı,
Firona gedin və beləcə ona: ‘Şübhəsiz ki, biz aləmlərin Rəbbinin rəsullarıyıq.’ deyin....
Bəqərə Suresi, 148. Ayet:
Hər kəsin üz tutduğu bir yön var.
Haydı,
xeyirlərə tələsin, (xeyirdə) yarışın! Harada olsanız, Allah hamınızı bir yerə toplayar. Şübhəsiz ki, Allahın gücü hər şeyə haqqı ilə çatar....
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
“
Haydı,
içində əbədi qalacağınız cəhənnəmin qapılarından girin. Təkəbbür göstərənlərin yeri necə də pisdir!”...
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Və sənin Rəbbin, Adəmə o adların hamısını öyrətdi. Sonra hamısını təbiətdəki güclərə göstərdi və "
Haydı,
deyin Mənə bunların adlarını, əgər doğru kəslərsinizsə" dedi....
Bəqərə Suresi, 68. Ayet:
Onlar, "Bizim üçün Rəbbinə dua et, o inək hər nə cür isə onu bizim üçün aşkar etsin" dedilər. Musa dedi: "Rəbbim deyir ki: 'Şübhəsiz ki, o inək çox qoca deyil, çox körpə də deyil, ikisinin arasında; kömək, xidmət və verimlilik baxımından ən yaxşı vaxtında [olmalıdır].'
Haydı,
sizə əmr olunan şeyi edin."...
Bəqərə Suresi, 144. Ayet:
Biz, sənin Bizdən nə gözləməkdə olduğunu həqiqətən görürük. Artıq səni razı qalacağın bir hədəfə/strategiyaya [tərəf] döndərəcəyik.
Haydı,
üzünü Məscidülhərama/toxunulmaz təhsil-təlim ocağı tərəfə çevir; ağılın-fikrin həmişə təhsildə-təlimdə olsun. Siz də, harada olursunuzsa olun, üzünüzü o tərəfə çevirin! Özlərinə Kitab verilmiş kəslər də, əlbəttə ki, bunun Rəbbindən gələn bir gerçək olduğunu bilirlər. Və Allah, onların etdiklərindən xəbərsiz, qafil deyil....
Ali-İmran Suresi, 137. Ayet:
Həqiqətən sizdən əvvəl vaqeələr gəlib keçdi.
Haydı,
yer üzündə gəzib-dolaşın, təkzib edənlərin aqibətinin necə olduğunu görün....
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Və onlara deyilmişdi: "Gəlin, Allah yolunda vuruşun, yaxud müdafiə olunun" deyilmişdi. Onlar: "Biz, döyüşməyi bacarsaydıq mütləq sizə tabe olardıq" dedilər. Onlar o gün imandan çox, Allahın məbud və rəbb olduğunu örtməyə yaxınlaşmışdılar. Onlar qəlblərində olmayan şeyləri şeyi dillərilə deyirlər. Allah, gizlədikləri şeyləri daha yaxşı biləndir. De ki: "Əgər doğru kəslərsinizsə,
haydı,
ölümü özünüzdən uzaqlaşdırın."...
Nisa Suresi, 109. Ayet:
Haydı,
siz bəsit dünya həyatında onları müdafiə etdiniz. Yaxşı, bəs qiyamət günündə Allaha qarşı onları kim müdafiə edəcək? Yaxud da kim onlar üçün "işlərini bir proqrama görə nizamlayan və bu proqramı qoruyaraq, dəstəkləyərək tətbiq edən" olacaq?...
Ənam Suresi, 35. Ayet:
Və əgər onların üz döndərməsi sənə ağır gəlirsə,
haydı,
gücün çatırsa yerin içində bir dəlik, yaxud da göydə bir nərdivan axtar və onlara bir işarət/nişan göstər! Allah istəsəydi, həqiqətən onları doğru yol üstündə toplayardı. O halda, qətiyyən cahillərdən olma!...
Ənam Suresi, 150. Ayet:
De ki: "
Haydı,
Allah bunu həqiqətən haram etdi deyə şahidlik edəcək şahidlərinizi gətirin." Buna baxmayaraq, əgər onlar şahidlik etsələr də sən onlarla birlikdə şahidlik etmə. Ayələrimi yalan hesab edən və axirətə inanmayan kəslərin boş müvəqqəti arzularına da uyma. Və onlar, öz Rəbbinə tay tutmaqdadırlar....
Əraf Suresi, 18. Ayet:
Allah, "
Haydı,
sən məzəmmət olunmuş və qovulmuş olaraq oradan çıx. Onlardan kim sənə tabe olarsa, and olsun ki, sizin hamınızla cəhənnəmi dolduracağam" ...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Və Biz, onun üçün o lövhələrdə hər şeydən bir nəsihət və hər şey barədə bir təfsilat yazdıq. "
Haydı,
bunları möhkəm tut, qövmünə də əmr elə ki, ən gözəl surətdə tutsunlar. Tezliklə sizə, o haq yoldan çıxanların yurdunu göstərəcəyəm. ...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allahın altındakılardan yalvardığınız kəslə, eynən sizin kimi bəndələrdir. Əgər doğruçulardansınızsa,
haydı,
onları səsləyin ki sizə cavab versinlər. ...
Ənfal Suresi, 12. Ayet:
Və o zaman Rəbbin təbii gücləri proqramlaşdırırdı: "Şübhəsiz ki, Mən sizinləyəm,
haydı,
inanmış kəslərə mətanət verin. Mən, kafirlərin [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edənlərin] qəlbinə qorxu salacağam, dərhal boyunlarının üstünə vurun, bütün barmaq uclarına/oynaqlarında da!"...
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün, topladıqları qızıl və gümüşlərin üstü cəhənnəm atəşində qızdırılacaq və onlarla alınlarına, böyürlərinə və kürəklərinə dağ basılacaq: "Bax bu öz canınız üçün saxlayıb yığdığınız şeydir.
Haydı,
indi dadın bu yığdığınız şeyləri!"...
Tövbə Suresi, 52. Ayet:
De ki: "Siz bizə iki yaxşılıqdan birinin xaricində [bir şeyin üz verməsinimi] gözləyirsiniz? Biz isə sizə, Allahın Özü tərəfindən və ya bizim əlimizlə bir əzab göndərməsini gözləyirik.
Haydı,
siz gözləyin, şübhəsiz, biz də sizinlə birlikdə gözləyənlərdənik."...
Yunus Suresi, 20. Ayet:
Və onlar, "Niyə ona Rəbbindən bir işarət/nişanə nazil olmayıb?" deyirlər. "Görülməyəni, eşidilməyəni, hiss edilməyəni, keçmişi, gələcəyi bilmək həqiqətən Allaha məxsusdur.
Haydı,
gözləyin. Şübhəsiz ki, mən sizinlə birlikdə gözləyənlərdənəm" de!...
Hud Suresi, 32. Ayet:
Onlar dedilər ki: "Ey Nuh! Bizimlə mübahisə etdin, mübahisəmizi artırdın.
Haydı,
artıq doğru danışanlardansansa, bizi təhdid etdiyin əzabı gətir görək!"...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Və evində olduğu xanım, onun nəfsindən kam alıb faydalanmaq istədi, qapıları bağladı və "
Haydı,
bəri gəl!" dedi. Yusif: "Allaha sığınıram! Həqiqətən ərin, mənim ağam/Rəbbim; Allah, məni gözəl bir məqama yerləşdirdi. Şübhəsiz ki, səhv; öz zərərinə olan əməli işləyənlər nicat tapmazlar." dedi....
Rəd Suresi, 32. Ayet:
And olsun ki, səndən əvvəlki elçilərə də istehza edilmişdi. Və Mən, kafirlərə [Mənim məbud və rəbb olduğumu bilə-bilə inkar edən/inanmayan kəslərə] möhlət verdim. Sonra da onları yaxaladım,
haydı,
baxın görün Mənim əzabım necə olurmuş!...
Nəhl Suresi, 55. Ayet:
-
Haydı,
indi bəhrələnin! Lakin tezliklə biləcəksiniz.-...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
İki çağın sahibi dedi ki: "Rəbbimin mənə verdiyi imkanlar daha xeyirlidir.
Haydı,
siz mənə öz qüvvənizlə kömək edin, sizinlə onların arasında çox möhkəm bir müqavilə/sənəd düzəldim. Mənə, iti zəkanızla hazırladığınız təklif mətnlərini gətirin."...
Məryəm Suresi, 46. Ayet:
Atası: "Ey İbrahim! Sən mənim məbudlarımdan üz çevirirsən? Əgər buna son qoymasan, səni daşqalaq edərək öldürərəm.
Haydı,
uzun bir müddət məndən uzaq ol/rədd ol!" dedi....
Taha Suresi, 97. Ayet:
Musa: "
Haydı,
get. Artıq sən ömür boyu 'Mənimlə təmas olmasın' deyəcəksən. Həm də, sənin üçün qətiyyən etiraz edə bilməyəcəyin bir görüş günü var. Bir də bəndəlik etdiyin bu məbuduna bax" dedi. -Əlbəttə Biz onu yandıracaq, sonra da onu həqiqətən bol suda kökündən yıxacağıq. ...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
Əksinə, onlar: "Bunlar, qarma-qarışıq yuxulardır; yox, yox, onu özü uydurmuşdur; yox, yox, o bir şairdir.
Haydı,
elə isə əvvəl göndərilənlər kimi bizə bir işarət/nişanə gətirsin" dedilər....
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
Və Biz səndən əvvəl də ancaq özlərinə vəhy etdiyimiz yetkin kəsləri göndərdik/elçi etdik.
Haydı,
siz bilmirsinizsə Öyüd/Kitab əhli olanlardan/vəhy haqda elmi olanlardan SOruŞun....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
Sonra da, "
Haydı,
ayələrimizi təkzib edən o qövmə gedin!" dedik. Sonunda da ayələrimizi təkzib edən o qövmü parçalayıb yox etdik....
Furqan Suresi, 59. Ayet:
O, həmişə diri olan, göyləri, yeri və onların arasındakıları altı mərhələdə əmələ gətirən, sonra ən böyük taxt üzərində hökmranlıq qurandır,[#131] yaratdığı bütün canlılara dünyada çox mərhəmət edəndir.
Haydı,
sən bunu çox yaxşı biləndən soruş....
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
Allah: “Tam yəqinliklə bil ki, sənin düşündüyün kimi deyil!
Haydı,
ikiniz əlamətlərimizlə/ nümunələrimizlə gedin. Şübhəsiz ki, Biz sizinlə bərabərik, eşidənlərik....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydı,
ikiniz Fironun yanına gedin və deyin ki: “Biz, tam əmin olun ki, aləmlərin Rəbbinin elçisiyik” – dedi....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Firon: “
Haydı,
dərhal gətir onu, əgər doğrulardansansa” – dedi....
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
Sən də ancaq bizim kimi bir bəşərsən. Əgər doğru söyləyənlərdənsənsə,
haydı,
bizə bir əlamət/nümunə gətir”....
Qəsəs Suresi, 75. Ayet:
Və Biz, başçısı olan hər tayfadan bir şahid çəkib çıxardıq, "
Haydı,
qəti sübutunuzu gətirin!" dedik. Artıq bildilər ki, həqiqət Allaha aiddir və uydurub düzəltdikləri şeylər onlardan ayrılmış, itib getmişdir....
Rum Suresi, 34. Ayet:
Sonra, onlara Öz dərgahından bir mərhəmət etdikdə, bir də görürsən ki, içlərindən bir dəstə, özlərinə verdiyimiz nemətlərə nankorluq etmək üçün Rəbbinin şərikləri olduğunu qəbul edir. -
Haydı,
bəhrələnin! Tezliklə biləcəksiniz.-...
Loğman Suresi, 11. Ayet:
Bax bu, Allahın yaratmağıdır.
Haydı,
göstərin mənə! Onun altındakılardan olan kəslər nə yaratmışdır? Əslində o şirk qoşaraq səhv; öz zərərinə olan əməli işləyənlər, açıq-aşkar bir azğınlıq içindədirlər....
Yasin Suresi, 25. Ayet:
Şübhəsiz ki, mən, məbudlar qəbul etsəm, açıq-aşkar bir azğınlıq içində olaram. Şübhəsiz ki, mən Rəbbinizə iman gətirdim.
Haydı,
qulaq asın mənə!"...
Yasin Suresi, 26. Ayet:
Deyildi ki: "
Haydı,
gir cənnətə!" O da dedi ki: ...
Yasin Suresi, 64. Ayet:
Bilə-bilə təkzib etdiyiniz/inanmadığınız şeylər səbəbiylə
haydı,
bu gün ona söykənin!...
Sad Suresi, 80. Ayet:
Allah: "
Haydı,
sən, möhlət verilənlərdənsən" dedi....
Zümər Suresi, 17. Ayet:
Və tağuta ibadət etməkdən çəkinib Allaha yönələn kəslər üçün müjdə var.
Haydı,
müjdə ver, ...
Zuxruf Suresi, 25. Ayet:
Belə olduqda, Biz də onları yaxaladıq, cəzalandırmaq surətiylə ədaləti bərqərar etdik.
Haydı,
inkar edənlərin aqibəti necə oldu bir bax! ...
Duxan Suresi, 23. Ayet:
-"
Haydı,
bəndlərimlə gecə icra yola düş. Şübhəsiz ki, siz təqib ediləcəksiniz, tədbirli olun. ...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
Əgər siz doğru deyirsinizsə, sözünüzün arxasında durursunuzsa,
haydı,
atalarımızın bizə gətirin....
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Onlar: "Sən bizi məbudlarımızdan döndərməyəmi gəldin? Əgər doğru danışanlardansansa,
haydı,
o bizi təhdid etdiyin əzabı dərhal gətir" dedilər....
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bədəvi ərəblərdən geridə qalanları; sizinlə gəlməyənləri tezliklə sənə deyəcəklər: "Mal-dövlətimiz və ailələrimiz bizim başımızı qatdı/[bizi bu səfərdən] saxladı.
Haydı,
Allahdan bizim bağışlanmağımızı dilə." Onlar, qəlblərində olmayanı dilləri ilə deyirlər. De ki: "Allah, sizə bir zərər diləsə və ya bir xeyir diləsə, Allahın qarşısında kimin bir şeyə gücü çata bilər? Əksinə, Allah əməllərinizdən xəbərdardır."...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
-"
Haydı,
İblis və şahid; ikiniz, bütün inadcıl, kafir [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən], ...
Qaf Suresi, 26. Ayet:
O ki, Allahla yanaşı özünə başqa bir məbud qəbul etmişdi.
Haydı,
ikiniz birlikdə, onu şiddətli əzabın içinə atın!-"...
Tur Suresi, 29. Ayet:
Haydı,
sən öyüd-nəsihət ver! Artıq sən Rəbbinin neməti sayəsində kahin və gizli gücləri olan/məcnun deyilsən....
Tur Suresi, 49. Ayet:
gecənin bir qismində və ulduzlar batarkən/Nəcm sonunda Rəbbinin tərifi ilə birlikdə Onu nöqsan sifətlərdən pak tut.
Haydı,
Onu bütün nöqsan sifətlərdən pak tut!...
Nəcm Suresi, 62. Ayet:
Haydı,
boyun əyib Allaha ram olun və bəndəlik edin....
Qəmər Suresi, 37. Ayet:
və and olsun ki, onun qonaqlarından cinsi yöndən istifadə etmək istəmişdilər. Biz də onların gözlərini kor etdik/qəbilələrini, nəsillərini silib-süpürdük: "
Haydı,
əzabımı və xəbərdarlıqlarımı dadın!"...
Qəmər Suresi, 39. Ayet:
Haydı,
əzabımı və xəbərdarlıqlarımı dadın!...
Mülk Suresi, 3. Ayet:
O, yeddi göyü, bir-biri üstündə ahənkli bir şəkildə əmələ gətirəndir. Rəhmanın [yaratdığı bütün canlılara dünyada çox mərhəmət edən Allahın] yaratmasında bir çatlaqlıq-uyğunsuzluq görə bilməzsən.
Haydı,
gözünü çevir, bax, bir nöqsan görürsənmi? ...
Mülk Suresi, 15. Ayet:
Allah, sizə yer üzünü ram etdirəndir.
Haydı,
onun çiyinlərində; təpələrində/işinizə yarayan yerlərində gəzin və Allahın ruzisindən yeyin. Və diriliş, ancaq Onadır....
Qələm Suresi, 22. Ayet:
Haydı,
dərəcəksinizsə, səhər tezdən gedin!...
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
Əgər bir hiyləniz varsa,
haydı,
o hiyləni mənə qarşı tətbiq edin! ...
Nəbə Suresi, 30. Ayet:
-
Haydı,
dadın! Bundan belə sizə əzabdan başqa bir şey artırmayacağıq.-...
Ğaşiyə Suresi, 21. Ayet:
Haydı,
öyüd-nəsihət ver/xatırlat, şübhəsiz, sən, yalnız öyüd verən/xatırladan birisən. ...