Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Siz,
hayra
çağıran, ma'rufu yapıp telkin eden, munkeri engelleyen bir topluluk olun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua eder gibi, şerre dua ediyor. İnsan çok acelecidir....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı çok isteksizdirler. Fakat korku gelince, ölümden dolayı baygınlık çökmüş kimse gibi gözleri dönmüş olarak sana baktıklarını görürsün. Sonra korkuyu savınca,
hayra
karşı kıskançlıkla sivri dilleriyle sizi incitirler. İşte onlar mü'min değiller. Allah yaptıklarını boşa çıkardı. Bu Allah'a kolaydır....
Saffat Suresi, 12. Ayet:
Evet, sen
hayra
n kaldın, onlar ise alay ediyorlar....
Sad Suresi, 32. Ayet:
"Doğrusu ben Rabb'imin öğüdünden dolayı
hayra
muhabbeti sevdim." dedi. Derken gözden kayboldular....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan, haddi aşan, güvensizlik içinde olan....
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
Onlara baktığında, dış görünüşleri itibariyle, seni
hayra
n bırakırlar. Konuştuklarında, sözlerine itibar edersin. Aslında, elbise giydirilmiş kütükler gibidirler. Her koşuşturmayı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandırlar, onlara karşı dikkatli ol. Allah, onların canlarını alsın! Nasıl da döndürülüyorlar!...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Bana, cinlerden bir topluluğun dinledikten sonra gidip; biz gerçekten
hayra
nlık uyandıran bir kur'an dinledik, dedikleri, vahyolundu."...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
Allah şüphesiz ki bir sivrisineği ve ondan (hilkat ve san'at inceliği bakımından) daha büyüğünü, (yapı itibariyle daha küçüğünü) misâl getirmekten çekinmez. İmân edenlere gelince, onlar bunun Rabları tarafından hak olduğunu elbette bilirler. Küfre saplananlar İse, «Allah bununla misâl olarak neyi murad etmiştir?» derler. (Allah) bununla (insanları imtihan ederek) bir çoğunu (bilgisizlikleri ve nankörlükleri yüzünden) şaşırtır. Bir çoğunu da (bilgili oldukları ve akıllarını
hayra
kullandıkları iç...
Bəqərə Suresi, 44. Ayet:
Kitabı, Tevrat’ı okuduğunuz halde, içindeki ilâhî hükümleri şahsen uygulamayı bir kenara bırakıp unutarak, insanlara Allah’a itaati, iyiliği, insanlığı ve
hayra
vesile olacak şeyleri mi emrederek önderlik ediyorsunuz? Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?...
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve
hayra
yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 148. Ayet:
Ve li kullin vichetun huve muvellîhâ festebikûl hayrât(hayrâti), eyne mâ tekûnû ye’ti bikumullâhu cemîâ(cemîan), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Bəqərə Suresi, 148. Ayet:
1.
ve li kullin
: ve herkes için vardır
2.
vichetun
: vech, cihet, yön
3.
huve
: o
4.
muvellî-hâ
: ona yönelinen (...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
İnnes safâ vel mervete min şeâirillâh(şeâirillâhi), fe men haccel beyte evı’temera fe lâ cunâha aleyhi en yettavvefe bi himâ ve men tetavvaa
hayra
n, fe innallâhe şâkirun alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
1.
inne
: muhakkak, hiç şüphesiz
2.
es safâ
: Mekke'de Safa
3.
ve
: ve
4.
el mervete
: Mekke'de Merve
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Hayra
ermek demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek demek değildir.
Hayra
eriş, o kimsenin erişidir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onla...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Kutibe aleykum izâ hadara ehadekumul mevtu in tereke hayrâ(
hayra
n), el vasiyyetu lil vâlideyni vel akrabîne bil ma’rûf(ma’rûfi), hakkan alel muttekîn(muttekîne)....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
1.
kutibe
: yazıldı, farz kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
izâ hadara
: hazır olduğu zaman, geldiği zaman
4.
ehade...
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa
hayra
n fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
1.
eyyâmen
: günler
2.
ma'dûdâtin
: adetli, sayılmış, sayılı
3.
fe men
: fakat kim
4.
kâne
: oldu, idi
<...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: O, insanlar ve hac için zaman ölçüleridir.
Hayra
ermek, evlere arkadan girmekle olmaz. Asıl hayır, takvâ sahibi olanın
hayra
erişidir. Evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz....
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir."
Hayra
ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir.
Hayra
ulaşan o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
El haccu eşhurun ma’lûmât(ma’lûmâtun), fe men farada fîhinnel hacca fe lâ refese ve lâ fusûka ve lâ cidâle fîl hacc(haccı), ve mâ tef’alû min hayrın ya’lemhullâh(ya’lemhullâhu), ve tezevvedû fe inne
hayra
z zâdit takvâ, vettekûni yâ ulîl elbâb(elbâbi)....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
1.
el haccu
: hac
2.
eşhurun
: aylar
3.
ma'lûmâtun
: malûm, belirlenmiş, bilinen
4.
fe
: o zaman, işte
<...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, malûm aylarda olur. Kim o aylarda hacca niyet ederse bilsin ki hacda ne kadınla buluşma vardır, ne kötülükte bulunma, ne de kavga ve dövüş.
Hayra
dair ne işlerseniz Allah bilir. Yol azığı hazırlayın. Şüphe yok ki azıkların hayırlısı da sakınıp çekinmedir. Ey aklı eren temiz kişiler, sakının benden....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc ma'lûm aylar, kim o aylarda hacca şuru' ederse artık hacda ne refes, ne füsuk, ne cidal yok,
hayra
dair ise ne işlerseniz Allah onu bilir ve çünkü azığın en hayırlısı takvadır, azık tedarük edin de bana takva ile gelin ey beyni olanlar...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac vakti, bilinen aylardır. Kim bu aylarda hacca başlarsa, artık hac sırasında ne kadına yaklaşma, ne günah işleme, ne de kavga vardır.
Hayra
dair ne işlerseniz Allah onu bilir. Azık hazırlayın ve bana her türlü fenalıktan korunarak gelin. Çünkü en hayırlı azık takvadır, ey beyni olanlar!...
Bəqərə Suresi, 215. Ayet:
Ne gibi nafaka vereceklerini, mallarını nereye sarfedeceklerini soruyorlar sana. De ki:
Hayra
ait sarf edeceğiniz şey, anaya, babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlaradır.
Hayra
dair ne yaparsanız şüphe yok ki Allah onu bilir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İmân etmedikçe, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan putperest, müşrik kadınlarla evlenmeyin. Güzelliği ile sizi büyülemiş,
hayra
nlığınızı mûcip olup son derece hoşunuza gitmiş olsa bile, putperest hür bir kadından, mü’min bir câriye daha hayırlıdır. Mü’min kadınları da, imân etmedikçe putperest, müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Hoşunuza bile gitmiş olsa, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik, putperest hür bir erkekte...
Bəqərə Suresi, 245. Ayet:
Yalnız Allah rızâsı için gönül hoşluğu ile bir ödünç verecek kimdir ki, Allah ona kat kat mükâfatını versin? Allah kimini daraltır (da
hayra
koşmaz). Kiminin de kalbini genişletir (de ödünç vermeye koşar) Siz hesap vermek için ona döndürüleceksiniz....
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
İşte bu peygamberler ki, (biz) onların bazı sını bazısına üstün kıldık. İçle rinden kimi var ki, Allah (onunla bizzat) ko nuşmuş, bazıla rını da dereceler le yükseltmiştir. Mer yem oğlu Îsâ’ya ise apaçık delil ler (mu'cize ler) verdik ve onu Rûhü’l-Kudüs (Cebrâîl) ile takviye ettik. Hâlbuki Allah dileseydi, onlar dan son raki ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi; fa kat (kullarını
hayra
ve şerre kābil kılarak, irâ de lerinde serbest bı rak tığı için) ihtilâ...
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
Ey inananlar! Alisverisin, dostlugun, sefaatin olmayacagi gunun gelmesinden once sizi riziklandirdigimizdan
hayra
sarfedin. Inkar edenler ancak yazik edenlerdir....
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
Ey inananlar! Alışverişin, dostluğun, şefaatin olmayacağı günün gelmesinden önce sizi rızıklandırdığımızdan
hayra
sarfedin. İnkar edenler ancak yazık edenlerdir....
Bəqərə Suresi, 262. Ayet:
Mallarını Allah yolunda
hayra
verip de sonra başa kakmayan, alanların gönlünü kırmayan kimselerin, Rabbleri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını
hayra
sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını
hayra
sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan
hayra
harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey iman edenler, kazandıklarınızın ve topraktan, yerden size verdiğimiz mahsulün, madenlerin ve gömünün temizinden, helâlinden, sağlıklısından karşılık gözetmeden gönüllü
hayra
harcayınız. Kendinizin, göz yummadan alıcısı olmayacağınız kötü malı hayır diye vermeye kalkışmayınız. Allah’ın zengin olduğunu, muhtaç olmadığını, övülmeye, şükredilmeye lâyık olduğunu biliniz....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan
hayra
harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır....
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye
hayra
n kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi). ...
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
1.
yu'ti
: verir
2.
el hikmete
: hikmet
3.
men
: kişi, kimse
4.
yeşâu
: diler
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
Dilediğine hikmet ihsân eder ve kime hikmet ihsân ederse şüphe yok ki o, çok
hayra
nail olmuş demektir, fakat bunu, aklı başında olanlardan başkaları düşünmez bile....
Bəqərə Suresi, 272. Ayet:
Onları doğru yola götürmek sana ait değil. Fakat Allah dilediğine doğru yolu gösterir.
Hayra
ait bir şey verirseniz bunun faydası size. Zâten yoksullara vermeniz de ancak Allah rızası içindir. Hayır yapmak için verdiğiniz şey, size fazlalaştırılır ve siz zulüm görmezsiniz....
Bəqərə Suresi, 272. Ayet:
İnsanların yola gelmesi senin üzerine borç değil; (ancak sana düşen hidayete dâvettir.) Şu kadar var ki Allah, dilediğini yola getirir. Malınızdan hayır adına her ne harcarsanız hep kendi menfaatınız içindir. Zaten siz (müminler), ancak Allah rızasını gözeterek verirsiniz. Böylece
hayra
dair her ne verirseniz onun sevabı tam olarak size ödenir. Hakkınız yenmez ve size zulüm edilmez....
Bəqərə Suresi, 272. Ayet:
Onların yola gelmesi senin üzerine değil velâkin Allahdır ki dilediğini yola getirir, ve hayır namına her ne infak ederseniz hep kendi lehinizedir, ancak sırf Allah yüzünü gözeterek verirsiniz, bu vechile
hayra
dair her ne verirseniz karşılığı size tamamen ödenir ve hiç hakkınız yenmez...
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık
hayra
sarfedenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler....
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz gizli veya açıktan
hayra
harcayanlar var ya işte bunların yaptıklarının karşılıkları Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de!...
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâr
hayra
harcayan kimseler var ya, işte onların, Rableri katında ecirleri (mükâfatları) vardır. Onlara hiç bir korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmayacaklardır....
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık
hayra
sarfedenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler....
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâr
hayra
sarfeden kimseler, işte onların rablarının yanında ecirleri sırf kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar...
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve âşikâr olarak
hayra
harcayanlar var ya, işte onların Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir....
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar......
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden kulluk eden,
hayra
sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Onlar ki, 'Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden,
hayra
sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken,
hayra
harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir)....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden kulluk eden,
hayra
sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Onlar ki, 'Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden,
hayra
sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken,
hayra
harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir)....
Ali-İmran Suresi, 46. Ayet:
"Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve
hayra
yönelik iş yapanlardandır."...
Ali-İmran Suresi, 57. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez....
Ali-İmran Suresi, 92. Ayet:
Sevdiğiniz şeyleri başkalarına karşılıksız olarak bağışlamadıkça "Birr"e (
hayra
) eremezsiniz. Neyi Allâh için karşılıksız bağışlarsanız, Allâh onu (yaratanı olarak) bilir (karşılığını da halkeder)....
Ali-İmran Suresi, 92. Ayet:
Sevdiğiniz şeylerden bağışta bulunmadıkça
hayra
ermiş olmazsınız. Sizin hayır için harcadığınız herşeyi ise Allah bilir....
Ali-İmran Suresi, 96. Ayet:
İnsanların iyiliği, kurtuluşu için
hayra
vesile olan insanlara faydalı ilk kurulan, özgür kutsal mâbet; Allah tanımayan zalim diktatörlerin mühlet verilmeden boyunlarının koparılıp parçalandığı, sevgiye muhtaç kalabalık şehir Mekke’deki çok mübarek ve bütün âlemlere, insanlara hidayet kaynağı olan Beytullah’tır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
1.
ve li tekun
: ve olsun
2.
min-kum
: sizden
3.
ummetun
: bir topluluk, bir ümmet, bir cemaat
4.
yed'ûne
: çağırı...
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizin içinizden
hayra
davet eden (mürşidlerden) bir cemaat olsun ve mârufla emretsin, ve münkerden nehyetsin (men etsin). İşte onlar, onlar felâha erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden,
hayra
çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizde öyle kişiler bulunmalı ki onlar, sizi
hayra
çağırsın, size iyiliği emretsin, sizi kötülükten vazgeçirmeye çalışsın ve onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden,
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden
hayra
(Hakk'a) davet eden, Hak ve hakikate göre hükmedip, Din'e ters olan şeylerden uzaklaşmanızı tavsiye eden bir topluluk olsun. İşte onlar kurtuluşa ereceklerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizde
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden;
hayra
çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden, insanları
hayra
çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden
hayra
çağıran, iyilikle emreden, kötülükten men'eden bir cemaat olsun ! İşte kurtuluşa erişenler onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden,
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Hem sizden müteşekkil, önde gider,
hayra
davet eder, maruf ile emir ve münkerden nehyeyler bir ümmet olsun, işte onlardır o felâhı bulacaklar...
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir ümmet olsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden,
hayra
çağıran, iyiliği (marufu) buyuran ve münkerden (kötülükten) sakındıran bir ümmet bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (Onlar herkesi)
hayra
çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükden vaz geçirmiye çalışsınlar. İşte onlar muraadına erenlerin ta kendileridir. ...
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
O hâlde içinizden,
hayra
da'vet eden ve iyiliği emredip kötülükten men' eden bir topluluk bulunsun! Ve işte kurtuluşa erenler, ancak onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Ve sizden
hayra
davet eder, ma'ruf ile, münkerden nehy eyler bir cemaat bulunsun, işte felâh bulucular onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizde insanları
hayra
çağıran, iyilikleri emreden, kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar gerçek kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden
hayra
davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Ey müminler! İçinizden
hayra
çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden
hayra
çağıran, iyiliği emredip kötülükten men'eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Sizden,
hayra
çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden öyle bir topluluk bulunmalı ki,
hayra
çağırsın, iyiliği teşvik etsin, kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden
hayra
çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır....
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
Kuntum
hayra
ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne
hayra
n lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne)....
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
1.
kuntum
: siz oldunuz
2.
hayra
ummetin
: hayırlı ümmet, topluluk
3.
uhricet
: çıkarıldınız
4.
li en nâsi
: insan...
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yusâriûne fîl hayrât(hayrâti), ve ulâike mines sâlihîn(sâlihîne). ...
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
1.
yu'minûne bi allâhi
: Allah'a îmân ederler
2.
ve el yevmi el âhiri
: ve âhir güne, son güne, sonraki güne
3.
ve ye'murûne
: ve emrederler
4.
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar
hayra
ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Hayra
ait ne yaparlarsa mutlaka mükâfatını görecekler ve Allah, kendisinden sakınanları pek iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onlar
hayra
dâir ne işlerse onun mükâfatından asla mahrum edilmiyeceklerdir. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
ve
hayra
dair her ne yaparlarsa hiç bir zaman ona küfran ile karşılanmayacaklardır, ve Allah o müttakileri bilir...
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
Ve lâ yahsebennellezîne yebhalûne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî huve
hayra
n lehum, bel huve şerrun lehum se yutavvekûne mâ bahilû bihî yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun)....
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
1.
ve lâ yahsebe-enne
: ve sakın zannetmesinler
2.
ellezîne
: onlar
3.
yebhalûne
: cimrilik ederler
4.
bi mâ âtâ-humu allâhu
Nisa Suresi, 19. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ yahıllu lekum en terisûn nisâe kerhâ(kerhen). Ve lâ ta’dulûhunne li tezhebû bi ba’dı mâ âteytumûhunne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve âşirûhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), fe in kerihtumûhunne fe asâ en tekrahû şey’en ve yec’alallâhu fîhi
hayra
n kesîrâ(kesîran)....
Nisa Suresi, 19. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler, îmân ettiler
4.
lâ yahıllu...
Nisa Suresi, 19. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Hanımlarınıza, onların arzusu hilafına (baskı yaparak) mirasçı olma(ya çalışma)nız helal değildir. Ve açık bir şekilde hayasızca davranma suçu işlemedikçe vermiş olduğunuz herhangi bir şeyi geri almak amacıyla onlara baskı yapmayın. Ve hanımlarınızla güzel bir şekilde geçinin; çünkü onlardan hoşlanmıyor olsanız bile, olabilir ki hoşlanmadığınız bir şeyi Allah büyük bir
hayra
vesile kılmış olabilir....
Nisa Suresi, 26. Ayet:
Allah sizlere, bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve
hayra
erişinizi görerek günahlarınızı bağışlamak istiyor. Allah hem herşeyi bilendir, hem de mutlak hüküm sahibidir....
Nisa Suresi, 39. Ayet:
Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan
hayra
harcasalardı ne zararları olurdu! Allah onları bilmektedir....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Minellezîne hâdû yuharrifûnel kelime an mevâdııhî ve yekûlûne semi’nâ ve asaynâ vesma’ gayra musmeın ve râınâ leyyen bi elsinetihim ve ta’nan fîd dîn(dîni). Ve lev ennehum kâlû semi’nâ ve ata’nâ vesma’ venzurnâ le kâne
hayra
n lehum ve akvem(akveme), ve lâkin leanehumullâhu bi kufrihim fe lâ yu’minûne illâ kalîlâ(kalîlen)....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
1.
min ellezîne
: onlardan bir kısmı
2.
hâdû
: yahudiler
3.
yuharrifûne
: tahrif ederler, bozarlar
4.
el kelime
: ...
Nisa Suresi, 57. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır, sonsuza dek. Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız....
Nisa Suresi, 66. Ayet:
Ve lev ennâ ketebnâ aleyhim enıktulû enfusekum evihrucû min diyârikum mâ fealûhu illâ kalîlun minhum. Ve lev ennehum fealû mâ yûazûne bihî le kâne
hayra
n lehum ve eşedde tesbîtâ(tesbîten)....
Nisa Suresi, 66. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, ... olsa
2.
ennâ
: biz ... olduk
3.
ketebnâ
: yazdık
4.
aleyhim
: onların üzerine, onlara
Nisa Suresi, 114. Ayet:
Lâ
hayra
fî kesîrin min necvâhum illâ men emera bi sadakatin ev ma’rûfin ev ıslâhın beynen nâs(nâsi). Ve men yef’al zâlikebtigâe mardâtillâhi fe sevfe nu’tîhi ecran azîmâ(azîmen)....
Nisa Suresi, 114. Ayet:
1.
lâ
hayra
: hayır yoktur
2.
fî kesîrin
: çoğunda
3.
min necvâ-hum
: onların gizli konuşmalarından
4.
illâ
: ...'...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?...
Nisa Suresi, 124. Ayet:
Erkek veya kadın, inanmış olarak
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar, de ki: Onlar hakkındaki fetvayı Allah veriyor ve kendilerine verilmesi icap eden mîrası vermediğiniz ve beğenip almadığınız yetim kızlarla âciz çocuklar hakkında ve yetimlere adâletle muâmele hususunda işte size kitapta okunan hüküm.
Hayra
ait neler yaparsanız şüphe yok ki Allah hepsini bilir....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Bir de senden kadınlar hakkında fetvâ isteyorlar, de ki onlar hakkındaki fetvâyı size Allah veriyor: Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikâhlamayı istemediğiniz öksüz kızlar hakkında ve mağdur çocuklar hakkında ve yetimlere insaf ile bakmanız hakkında kitabda yüzünüze karşı okunub duran âyetler var, daha da
hayra
dâir ne yaparsanız şüphe yok ki Allah ona da alîm bulunuyor....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Bir de senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki: «Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor; Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlamayı istemediğiniz öksüz kızlar, mağdur çocuklar ve yetimlere adil davranmanız hakkında kitapta yüzünüze karşı okunup duran ayetler var!» Daha da
hayra
dair ne yaparsanız, şüphe yok ki, Allah onu da biliyor....
Nisa Suresi, 149. Ayet:
İn tubdû
hayra
n ev tuhfûhu ev ta’fû an sûin fe innallâhe kâne afuvven kadîrâ(kadîran)....
Nisa Suresi, 149. Ayet:
1.
in
: eğer, şayet, olsa, ise
2.
tubdû
: açıklarsınız
3.
hayra
n
: hayır
4.
ev
: veya, ya da
Nisa Suresi, 170. Ayet:
Yâ eyyuhân nâsu kad câekumur resûlu bil hakkı min rabbikum fe âminû
hayra
n lekum. Ve in tekfurû fe inne lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı). Ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen)....
Nisa Suresi, 170. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
kad
: olmuştur
4.
câe-kum
: size geldi
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Yâ ehlel kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâl hakk(hakka). İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh(selâsetun). İntehû
hayra
n lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid(vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled(veledun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen)....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
1.
yâ
: ey
2.
ehle
: ehil, sahip
3.
el kitâbi
: Kitap
4.
lâ taglû
: haddi aşmayın
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Bunun ardından da inanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı....
Maidə Suresi, 9. Ayet:
Allah, inanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır....
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakkı) li kullin cealnâ minkum şir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhıdeten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne)....
Maidə Suresi, 48. Ayet:
1.
ve enzelnâ ileyke
: ve sana indirdik
2.
el kitâbe bi el hakkı
: kitabı hak ile
3.
musaddıkan
: tasdik edici olarak, doğrulayıcı olarak
4.
Maidə Suresi, 69. Ayet:
Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve âhiret gününe inanıp
hayra
ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar....
Maidə Suresi, 93. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever....
Ənam Suresi, 71. Ayet:
Kul e ned’û min dûnillâhi mâ lâ yenfeunâ ve lâ yadurrunâ ve nureddu alâ a’kâbinâ ba’de iz hedânâllâhu kellezîstehvethuş şeyâtînu fîl ardı hayrâne lehû ashâbun yed’ûnehû ilel hude’tinâ, kul inne hudallâhi huvel hudâ, ve umirnâ li nuslime li rabbil âlemîn(âlemîne)....
Ənam Suresi, 71. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e ned'û
: dua mı edelim
3.
min dûni allâhi
: Allah'tan başka
4.
mâ
: şey (şeyler)
...
Ənam Suresi, 158. Ayet:
Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu nefsen îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(
hayra
n), kul intezırû innâ muntezırûn(muntezırûne)....
Ənam Suresi, 158. Ayet:
1.
hel
: ...mi?
2.
yanzurûne
: bakıyorlar, bekliyorlar
3.
illâ
: ancak, sadece mutlaka, illâ
4.
en te'tiye-hum
: o...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise cennetin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada....
Ənfal Suresi, 3. Ayet:
Namazlarını kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan
hayra
harcarlar....
Ənfal Suresi, 23. Ayet:
Ve lev alimallâhu fî him
hayra
n le esmeahum, ve lev esmeahum le tevellev ve hum mu'ridûn (mu'ridûne)....
Ənfal Suresi, 23. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, ise
2.
alime allâhu
: Allah bildi
3.
fî-him
: onların içinde, onlarda
4.
hayra
n
: bir hayır
Ənfal Suresi, 70. Ayet:
Yâ eyyuhân nebiyyu kul li men fî eydîkum minel esrâ in ya'lemillâhu fî kulûbikum
hayra
n yu'tikum
hayra
n mimmâ uhıze minkum ve yagfir lekum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənfal Suresi, 70. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ en nebiyyu
: ey peygamber
2.
kul
: de ki
3.
li men
: o kimselere, onlara
4.
fî eydî-kum
: ellerinizde...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Yahlifûne billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en agnâhumullâhu ve resûluhu min fadlihi, fe in yetûbû yeku
hayra
n lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fîd dunyâ vel âhirah(âhirati), ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
1.
yahlifûne
: yemin ediyorlar
2.
bi allâhi
: Allah'a
3.
mâ kâlû
: söylemediler
4.
ve lekad
: ve andolsun ki
<...
Tövbə Suresi, 88. Ayet:
Lâkinir resûlu vellezîne âmenû meahu câhedû bi emvâlihim ve enfusihim, ve ulâike lehumul hayrâtu ve ulâike humul muflihûn(muflihûne)....
Tövbə Suresi, 88. Ayet:
1.
lâkin
: lâkin, fakat, ama
2.
er resûlu
: resûl
3.
ve ellezîne âmenû
: ve âmenû olanlar (Allah'a ölmeden önce ulaşacağına) inanan kimseler
4.
Tövbə Suresi, 91. Ayet:
Allah'a ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp
hayra
çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 91. Ayet:
Tanrı'ya ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp
hayra
çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Tanrı, bağışlayandır, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 91. Ayet:
Allah'a ve Resulüne karşı 'içten bağlı kalıp
hayra
çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için birşey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 128. Ayet:
And olsun ki size sizden bir Peygamber geldi. Meşakkat ve sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; (doğru yolu bulup imân nimeti içinde
hayra
yönelmenizi) çok arzu eder, mü' minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Allah'tan hak bir vaat olarak hepinizin dönüşü yalnız O'nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını varlık alanına ardarda çıkarır ki, iman edip
hayra
ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür....
Yunus Suresi, 9. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik amel sergileyenlere gelince, Rableri onları imanlarıyla doğruya ve güzele iletir. Nimetlerle dolu cennetlerde onların altlarından ırmaklar akacaktır....
Yunus Suresi, 11. Ayet:
Eğer Allah, insanlara onların hemen
hayra
kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakırız....
Yunus Suresi, 11. Ayet:
Eğer Allah, onların
hayra
ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız....
Yunus Suresi, 11. Ayet:
Eğer Tanrı, onların
hayra
ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız....
Yunus Suresi, 11. Ayet:
Eğer Allah, onların
hayra
ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız....
Hud Suresi, 11. Ayet:
Sabredip
hayra
ve barışa yönelik amel sergileyenler böyle yapmazlar. Bunlar kendileri için bir yarlıgama ve büyük bir ödül öngörülen kişilerdir....
Hud Suresi, 23. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada....
Hud Suresi, 31. Ayet:
Ve lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu innî melekun ve lâ ekûlu lillezîne tezderî a’yunukum len yu’tiyehumullâhu hayrâ(hayren), allâhu a’lemu bimâ fî enfusihim, innî izen le minez zâlimîn(zâlimîne). ...
Hud Suresi, 97. Ayet:
Firavun'a ve kavminden ileri gelenlere fakat gene de onlar Firavun'un buyruğuna uymuşlardı, halbuki Firavun'un buyruğu, hiç de doğruyu göstermiyor,
hayra
sevketmiyordu....
Yusif Suresi, 31. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece, olduğu zaman
2.
semiat
: işitti (kadın)
3.
bi mekrihinne
: çekiştirdiklerini, dedikodu yaptıklarını
4.
e...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
(Kadınların) onu çekiştirdiklerini işittiği zaman, onlara (davetçi) gönderdi. Ve onlara karşılıklı oturacak yer hazırladı. Onlardan herbirine (meyve soymaları için) bir bıçak verdi. Ve (Yusuf'a): “Onlara (kadınlara), çık!” dedi. Böylece onu gördükleri zaman ona
hayra
n kaldılar ve ellerini kestiler. Ve: “Hâşâ! Allah için, bu bir beşer değil, ancak kerim (bir) melektir.” dediler....
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Vaktaki (kadın) onların gizliden gizliye yapdıkları dedi koduları işitdi, kendilerine (da'vetci) yolladı, onlar için (rahatça) yaslanacak bir yer (bir de sofra) hazırladı, onlardan her birine birer bıçak verdi. (Yuusufa): «Çık karşılarına» dedi; şimdi onlar bunu görünce kendisini büyük bir varlık olarak tanıdılar, (
hayra
nlıklarından) ellerini kesdiler ve dediler ki: «Allâhı tenzîh ederiz. Bu, bir beşer değildir. Bu, çok şerefli bir melekden başkası değildir». ...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Sonunda (o kadın) onların gizli dedikodularını işitince, kendilerine (haber) gönderdi ve onlar için yaslanacak bir yer (yastıklar ve bir sofra) hazırladı; herbirine ise birer (keskin)bıçak verdi ve (meyveleri soy maya baş ladıklarında, Yûsuf’a): 'Kar şıla rı na çık!' dedi. Bunun üzerine (kadınlar) onu (Yû suf’u) görünce, (eşsiz güzelliğine ve fa zîletine meftûn olarak) onu pek yüce gördüler de (
hayra
nlıklarından farkına bile varmadan) ellerini kestiler ve: 'Hâşâ! Allah için, bu bir insan değildi...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Hanım o kadınların kendisi aleyhindeki bu dedikodularını işitince onları konağına dâvet etmek üzere dâvetçi gönderdi. Onlar için mükellef bir sofra hazırlattı. Sofrada, ikram edilen meyveleri soysunlar diye, her misafir için bir de bıçak koydurmuştu. Onlar meyvelerini soyup kesmekle meşgul oldukları sırada, beriden de Yusuf’a: "Çık şimdi onların karşısına!" dedi. Kadınlar onu görünce
hayra
n kaldılar, onun güzelliğine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: "Hâşâ! Allah...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
(Kadın), onların (dedikodu yaparak kendisini dile düşürme) düzenlerini işitince, onlara (adam) gönderdi (yemeğe davet etti). Onlar için dayanacak yastıklar hazırladı ve her birine de birer bıçak verdi. (Yûsuf'a): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar, (önlerine konan meyveleri soyup yemekle meşgul iken) Yûsuf'u görünce onu (gözlerinde) büyüttüler, (ona
hayra
nlıklarından ötürü) ellerini kestiler ve: "Allâh için, hâşâ bu, insan değildir; bu ancak güzel bir melektir!" dediler....
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Azizin hanımı onların dedikodusunu işitince, onlara bir davet verdi. Onlara dayalı döşeli bir sofra hazırladı, herbirinin eline birer bıçak verdi, Yusuf'a da 'Yanlarına çık' dedi. Onu gördüklerinde, güzelliğine
hayra
n kaldılar da şaşkınlıkla ellerini kestiler. 'Aman Allahım, bu beşer olamaz,' dediler. 'Olsa olsa bu büyük bir melektir!'...
Rəd Suresi, 23. Ayet:
Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden
hayra
ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik iyi işler yapanlar ise rablerinin izniyle altlarından ırmaklar akan cennetlere sokulmuşlardır. Sürekli kalıcıdırlar orada. Birbirlerine esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir....
Nəhl Suresi, 9. Ayet:
Bütün insanlara ve cinlere doğru, muhkem, güvenli, hakka götüren yolu, âdil bir şekilde göstermek Allah’ın üzerine borçtur, bu Allah’ın teminatı altındadır.
Hayra
, lütfa, mükâfata ulaştırmayan, cezaya maruz bırakan sapık yollar da vardır. Allah, sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı sizi, hepinizi doğru yola iletirdi....
Nəhl Suresi, 30. Ayet:
Ve kîle lillezînettekav mâ zâ enzele rabbukum, kâlû hayrâ(hayren), lillezîne ahsenû fî hâzihid dunyâ haseneh(haseneten), ve le dârul âhıreti hayr(hayrun), ve le ni’me dârul muttekîn(muttekîne). ...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah şu iki adamı da misal getirdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez; efendisine sade bir ağırlıktır, efendisi onu ne tarafa gönderse hiç bir
hayra
yaramaz. Hiç bu, adaletle emreden ve doğru yolda bulunan kimseye müsavi (eş) olabilir mi? (İşte hak dini gönderen, insanlara her türlü nimet ve rahmet ihsan eden Allah, hiç bir fayda ve zarara güçleri yetmiyen putlara ortak tutulabilir mi?)...
Nəhl Suresi, 97. Ayet:
Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak
hayra
ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız....
İsra Suresi, 9. Ayet:
Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir:
Hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır....
İsra Suresi, 11. Ayet:
1.
ve yed'u
: ve dua eder
2.
el insânu
: insan
3.
bi eş şerri
: şerre
4.
duâe-hu
: onun duası
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan,
hayra
duâ ediyormuşçasına şerre de duâ eder ve insan, pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua ettiği gibi şerre de dua eder. İnsan pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan,
hayra
dua eder gibi, (kızınca) fenalığa dua eder (zararına olarak bedduada bulunur). İnsan (akıbetini düşünmemekle) pek aceleci olmuştur....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
duâ eder gibi kötülük için duâ eder; zaten insan çok acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan da şerri öyle da'vet ediyor ki
hayra
duâ eder gibi, ve insan pek aceleci olmuştur...
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan,
hayra
olan düaası gibi, şerre de düaa eder. Pek acelecidir (bu) insan. ...
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan ise, (bazen öfkelenerek, bazen bilmeyerek)
hayra
olan duâsı gibi (kendi aleyhine olarak) şerre duâ eder. Çünki insan, (işin sonunu düşünmez ve) çok acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
Ve insan
hayra
dua ettiği gibi şerre de duada bulunur. Ve insan pek aceleci olmuştur....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan,
hayra
du'â eder gibi, şerre du'â etmekte(hayrı ister gibi şerri istemekte)dir. İnsan pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan
hayra
dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir....
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan,
hayra
davet eder gibi şerri çağırıyor/insan,
hayra
duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir....
Kəhf Suresi, 23. Ayet:
(23-24) Ve bir şey hakkında, «Ben bunu elbette ki, yarın yapacağım,» deme. Ancak Allah Teâlâ dileyecek olursa (yapacağım)» de. Ve unuttuğun vakit Rabbini zikret ve de ki: «Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir dosdoğru
hayra
(bir muvaffakiyete) eriştirir.»...
Kəhf Suresi, 24. Ayet:
Ancak Allah dilerse yaparım de ve birşeyi unutunca Rabbini an ve de ki: Umarım, Rabbim, beni bundan daha ziyade
hayra
ve doğruya yakın birşeye erdirir ve başarı verir bana....
Kəhf Suresi, 24. Ayet:
Meğer ki (özünü) Allahın dilemesi (ne bağlamış olasın). Unutduğun zaman Rabbini an ve (şöyle) de: «Umulur ki Rabbim beni bundan daha yakın bir
hayra
ve muvaffakiyyete erdirir». ...
Kəhf Suresi, 24. Ayet:
(23-24) Ve bir şey hakkında, «Ben bunu elbette ki, yarın yapacağım,» deme. Ancak Allah Teâlâ dileyecek olursa (yapacağım)» de. Ve unuttuğun vakit Rabbini zikret ve de ki: «Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir dosdoğru
hayra
(bir muvaffakiyete) eriştirir.»...
Kəhf Suresi, 30. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz....
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
Fe asâ rabbî en yu’tiyeni
hayra
n min cennetike ve yursile aleyhâ husbânen mines semâi fe tusbiha saîden zelekâ(zelekan)....
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
asâ
: belki, umulur ki
3.
rabbî
: benim Rabbim
4.
en yu'tiye-ni
: bana vermesi
...
Kəhf Suresi, 46. Ayet:
Mal ve oğullar, şu iğreti dünya hayatının süsüdür. Barışa ve
hayra
yönelik kalıcı eylemlerse, Rabbin katında sevapça da üstündür, beklenti bakımından da....
Kəhf Suresi, 66. Ayet:
Musa ona: «Sana ogretileni bana
hayra
goturen bir bilgi olarak ogretmen icin pesinden gelebilir miyim?» dedi....
Kəhf Suresi, 66. Ayet:
Musa ona: 'Sana öğretileni bana
hayra
götüren bir bilgi olarak öğretmen için peşinden gelebilir miyim?' dedi....
Kəhf Suresi, 66. Ayet:
Mûsâ ona: 'Sana öğretilenden,
hayra
götüren bir ilmi (Ledün ilmini) bana öğretmen üzere sana tâbi' olabilir miyim?' dedi....
Kəhf Suresi, 88. Ayet:
"İman edip
hayra
ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz."...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman,
hayra
ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."...
Məryəm Suresi, 60. Ayet:
Tövbe eden, iman edip
hayra
ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar....
Məryəm Suresi, 76. Ayet:
Allah, doğru yolda olanların hidayetini artırır. Barışa ve
hayra
yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır....
Məryəm Suresi, 96. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir sevgi oluşturacaktır....
Taha Suresi, 75. Ayet:
O'nun huzuruna,
hayra
ve barışa yönelik iyilikler üretmiş bir mümin olarak varana gelince, işte böyleleri için çok yüksek dereceler öngörülmüştür....
Taha Suresi, 82. Ayet:
Ve ben, tövbe eden, inanan,
hayra
ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım....
Taha Suresi, 112. Ayet:
Mümin olarak
hayra
ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan....
Ənbiya Suresi, 35. Ayet:
Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak biz sizi
hayra
da şerre de mübtela kılıyoruz. (Sonuçta) bize döndürüleceksiniz....
Ənbiya Suresi, 35. Ayet:
Her nefis, ölümü tadacaktır. Biz sizi sınamak için şerre de
hayra
da müptelâ kılıyoruz. Ve (sonunda) bize döndürüleceksiniz....
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne). ...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
1.
ve cealnâ-hum
: ve onları kıldık
2.
eimmeten
: imamlar
3.
yehdûne
: hidayete erdirirler
4.
bi emri-nâ
: bizim e...
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
Festecebnâ leh(lehu), ve vehebnâ lehu yahyâ ve aslahnâ lehu zevceh(zevcehu), innehum kânû yusâriûne fil hayrâti ve yed’ûnenâ regaben ve rehebâ(reheben), ve kânû lenâ hâşiîn(hâşiîne)....
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
1.
festeceb-nâ (fe istecebnâ)
: ve bunun üzerine icabet ettik
2.
lehu ve veheb-nâ
: ve ona hibe ettik, bağışladık, armağan ettik
3.
lehu
: onun için, ona
4...
Ənbiya Suresi, 90. Ayet:
Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahyâyı verdik ve onun zevcesini ıslâh eyledik, hakıkat bunlar hayrâtta müsaraat ve bize rağbet ve rehbetle duâ ederlerdi ve bizim için haşı'lerdi...
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Kim inanmış olarak
hayra
ve barışa yönelik işlerden bir şey yaparsa, onun gayretine nankörlük edilmez. Biz böylesi lehine kâtiplik ederiz....
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Allah, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah, dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 23. Ayet:
Allah, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Orada, altından bilezikler ve inciyle süsleneceklerdir. Ve orada giysileri ipektir....
Həcc Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki, Allah anıldığında kalpleri ürperir; başlarına gelenlere sabrederler, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan
hayra
harcarlar....
Həcc Suresi, 50. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır....
Həcc Suresi, 56. Ayet:
O gün mülk ve yönetim Allah'ındır. Aralarında O, hüküm verecektir. İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar, nimetlerle dolu cennetlerde olacaklardır....
Möminun Suresi, 51. Ayet:
Ey resuller! Güzel ve temiz şeylerden yiyin ve barışa,
hayra
yönelik iş yapın! Çünkü ben, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmekteyim....
Möminun Suresi, 56. Ayet:
Nusâriu lehum fîl hayrât(hayrâti) bel lâ yeş’urûn(yeş’urûne)....
Möminun Suresi, 56. Ayet:
1.
nusâriu
: çabuk yapıyoruz
2.
lehum
: onlar için, onlara
3.
fî el hayrâti
: hayırlarda
4.
bel
: bilâkis, hayır
Möminun Suresi, 61. Ayet:
Ulâike yusâriûne fîl hayrâti ve hum lehâ sâbikûn(sâbikûne)....
Möminun Suresi, 61. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
yusâriûne
: yarışırlar
3.
fî el hayrâti
: hayırlarda
4.
ve hum
: ve onlar
Möminun Suresi, 66. Ayet:
'Âyetlerimiz, düşünüp anlamanız ve iman etmeniz için size okunuyordu. Siz de
hayra
hizmetten kaçınarak tutup arkanızı dönüyordunuz.'...
Nur Suresi, 12. Ayet:
Lev lâ iz semi’tumûhu zannel mu’minûne vel mu’minâtu bi enfusihim
hayra
n ve kâlû hâzâ ifkun mubîn(mubînun)....
Nur Suresi, 12. Ayet:
1.
lev lâ
: olmasaydı, olmaz mıydı, gerekmez miydi
2.
iz
: o zaman
3.
semi'tumû-hu
: onu işittiniz
4.
zanne
: zand...
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah; sizin, iman edip
hayra
ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir....
Furqan Suresi, 71. Ayet:
Kim tövbe edip
hayra
ve barışa yönelik iş yaparsa, hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner....
Şüəra Suresi, 225. Ayet:
Görmez misin bunlar her vâdide
hayra
n olurlar...
Şüəra Suresi, 227. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar böyle değillerdir. Zulmedenler, hangi devrime uğrayıp başaşağı döneceklerini yakında bilecekler....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine Mûsâ onların koyunlarını suladı. Sonra gölgeye çekilip, “Rabbim! Bana göndereceğin her
hayra
muhtacım” dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Mûsâ, onların hayvanlarına su verdi, sonra da bir gölgeye çekilip Rabbim dedi, bana,
hayra
âit ne indirdiysen, ne lütufta bulunduysan şüphe yok ki hepsine de muhtâcım ben....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her
hayra
(lütfuna) muhtacım, dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her
hayra
muhtacım."...
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Musa onlarin davarlarini suladi. Sonra golgeye cekildi: «Rabbim! Dogrusu bana indirecegin
hayra
muhtacim» dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Musa onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekildi: 'Rabbim! Doğrusu bana indireceğin
hayra
muhtacım' dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her
hayra
(lütfuna) muhtacım, dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine Musa, onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekildi ve «Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her
hayra
muhtacım» dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Musa onların hayvanlarını suladı, sonra gölgeye çekildi; «Rabb'im, doğrusu bana indireceğin her
hayra
muhtacım» dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her
hayra
muhtacım."...
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine (Mûsâ) o ikisinin yerine (hayvanlarını) sulayıverdi; sonra gölgeye çekildi de: 'Rabbim! Gerçekten ben, bana indireceğin her
hayra
muhtâcım!' dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine onlarınkini suladı. Sonra gölgeye çekildi ve dedi ki: Rabbım; doğrusu bana indireceğin
hayra
muhtacım....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine, (Musa) onların (hayvanlarını) suvardı; sonra gölgeye çekilip, "Ey Rabbim, bana bahşedeceğin her
hayra
öylesine muhtacım ki!" diye niyazda bulundu....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine koyunlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: “Rabbim! Doğrusu bana indireceğin
hayra
muhtacım. ” dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine Musa, onların hayvanlarını sulayıp, bir gölgeye çekilerek: -Rabbim, ben, bana indireceğin
hayra
muhtacım dedi....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Hemen (Mûsâ) onlarınkini de suladı, sonra gölgeye çekildi: "Rabbim, dedi, doğrusu bana indireceğin bir
hayra
muhtacım, (azıcık azık indir de şu karnımı doyur)."...
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: «Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her
hayra
muhtacım.»...
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Musa onlar için hayvanlarını suladı, sonra bir gölgeye çekilip 'Yâ Rabbi, Senin indireceğin her
hayra
muhtacım' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kâlet ıhdâhumâ yâ ebetiste’cirhu inne
hayra
meniste’certel kaviyyul emîn(emînu)....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
1.
kâlet
: dedi
2.
ıhdâ-humâ
: (kızların) ikisinden biri
3.
yâ ebeti
: ey babacığım
4.
iste'cir-hu
: onu ücretle (...
Qəsəs Suresi, 54. Ayet:
İşte bunlara, (hem kendi kitablarına, hem de Kur’an’a iman hususunda gösterdikleri sebat ve eziyetlere) sabırlarından dolayı mükâfatları iki kat verilecektir. Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan
hayra
harcarlar....
Qəsəs Suresi, 54. Ayet:
İşte bunlar ecirlerine iki kerre nâil kılınacaklar, çünkü sabretmişlerdir, hem de kötülüğünü iyilikle def'eyler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan
hayra
sarf ederler...
Qəsəs Suresi, 54. Ayet:
İşte bunlara, sabr (ve sebat) etdiklerinden dolayı, mükâfatları iki defa verilecekdir. Bunlar kötülüğü iyilikle defederler, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (
hayra
) harcarlar. ...
Qəsəs Suresi, 54. Ayet:
İşte bunlara mükafatları iki kat verilir. Çünkü sabrederler ve onlar kötülüğü iyilikle savarlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da
hayra
harcarlar....
Qəsəs Suresi, 67. Ayet:
Ama tövbe eden, inanıp
hayra
ve barışa yönelik iş yapan kişinin, kurtuluşa erenlerden olması ümidi vardır....
Qəsəs Suresi, 80. Ayet:
Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip
hayra
ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır."...
Ənkəbut Suresi, 7. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik hareketler sergileyenlere gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları, yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle elbette ödüllendireceğiz....
Ənkəbut Suresi, 9. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik eylemler sergileyenlere gelince, biz onları elbette ki barışseverler arasına koyacağız....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!...
Rum Suresi, 15. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe içinde mutlu kılınırlar....
Loğman Suresi, 8. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır....
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
Bizim mesajlarımıza (gerçekten) inananlar, ancak, kendilerine tebliğ edildiği zaman önünde derin bir
hayra
nlık ve saygıyla eğilenlerdir; (onlar,) Rablerinin sınırsız ihtişamını hamd ile yüceltenler ve asla büyüklük taslamayanlardır;...
Səcdə Suresi, 16. Ayet:
Yanları yataklardan aralaşır korku ve ümid içinde rablarına duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar
hayra
masraf yaparlar...
Səcdə Suresi, 16. Ayet:
Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümîd ile Rablerine düâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de (
hayra
) harcarlar. ...
Səcdə Suresi, 16. Ayet:
(Gece teheccüd namazı kılmak için yanları yataklarından uzaklaşır). Korku ve ümit ile Rablerine duâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de
hayra
harcarlar....
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
İnanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
1.
eşıhhaten
(şehha)
: daha cimri, çok cimri
: (cimri)
2.
aleykum
: size, sizin üzerinize
3.
fe izâ
: o zaman
4.
câe
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı cimridirler. Fakat korku gelince, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimse gibi gözleri dönmüş olarak sana baktıklarını görürsün.
Hayra
karşı, keskin dilleri ile (yaralayıcı sözlerle) sizi incitirler. İşte onlar mü'min değildirler. Bu sebeple Allah, onların amellerini heba etti (yok etti). Ve işte bu, Allah'a göre çok kolay oldu....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Gelseler de can bakımından pek hasis bir halde gelir onlar, hele bir korkulu çağ, gelip çattı mı görürsün ki gözleri dönmüş, sana bakıyorlar, sanki ölüm yüzünden bayılmışlar, kendilerinden geçmişler; derken korku geçti mi keskin dilleriyle sizi incitmeye başlarlar ve
hayra
pek düşkün gibi bir tavır alırlar. Onlardır inanmayanlar, derken Allah da onların yaptıklarını hiçe saymıştır ve bu, Allah'a pek kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Geldiklerinde de) size karşı çok cimridirler. Bir korku (hali) geldiğinde üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince de
hayra
(mala, ganimetlere) karşı oldukça düşkünlük göstererek keskin dilleriyle sizi incitirler. İşte bunlar iman etmemişlerdir; Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır. Bu, Allah için kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Geldiklerinde de) Size karşı 'cimri ve bencildirler.' Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince,
hayra
karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah'a göre pek kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Gelseler bile) size karşı oldukça kıskanç ve cimridirler. Korku geldiği zaman ölüm baygınlığı geçiren kimse gibi gözleri döner bir halde sana bakıp durduklarını görürsün. Korku gidince
hayra
karşı pek kıskanç ve cimrice bir tavır içinde sivri dilleriyle sizi .incitir şekilde atıp tutarlar. Bunlar (hakikatte) imân etmemişlerdir. Bu sebeple Allah amellerini boşa çıkarmıştır; bu da Allah'a göre çok kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı kıskançlık ediyorlardı, derken o korku hali gelince gördün onları ki ölümden baygınlık sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı, derken o korku gidince size keskin keskin diller sıyırdılar,
hayra
karşı kıskançlık ediyorlardı, işte bunlar iyman etmediler de Allah amellerini hiçe çıkardı, Allaha göre o ehemmiyyetsiz bulunuyor....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı kıskançlık ediyorlardı. Derken o korku hali gelince, onları gördün, ölüm baygınlığı sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı. O korku gidince size keskin keskin diller sıyırdılar;
hayra
karşı da kıskançlık ediyorlardı, işte bunlar iman etmediler de Allah amellerini hiçe çıkardı. Bu Allah'a göre önemsizdir....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı kıskançlık ediyorlardı. Derken o korku hali gelince, gördün onları ki, ölümden baygınlık sarmış kimse gibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı. O korku gidince, size keskin keskin diller sıyırdılar. Onlar
hayra
karşı kıskançlık ediyorlardı. İşte bunlar iman etmediler de Allah amellerini boşa çıkardı. Bu Allah'a göre önemsizdir....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Geldiklerinde de) Size karşı 'cimri ve bencildirler'. Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi, gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince,
hayra
karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar inanmamışlardır, böylece Tanrı onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Tanrı'ya göre pek kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Gelseler de) size karşı (yardımda) pek cimri adamlar olarak (gelirler). Hele kendilerine korku çatdı mı, onların ölümden üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek, sana bakdıklarını görürsün. O korku gidince ise
hayra
karşı pek düşkün adamlar tavriyle, sizi keskin dilleriyle incitirler. Onlar (hakıykatde) îman etmemişlerdir. Bundan dolayı Allah onların amellerini hiçe indirmişdir. Bu, Allaha göre kolaydır. ...
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Hem gelseler dahi) size karşı pek cimri olarak (gelirler). Fakat korku(lu bir hâl)geldiği zaman, onları, üzerine ölüm (baygınlığı) çökmüş kimse gibi, gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün! Korku (hâli) geçtiği zaman ise,
hayra
(o ganîmete) karşı hırslı kimseler olarak keskin dilleriyle sizi incitirler. İşte onlar (gerçekte) îmân etmemişlerdir; bunun üzerine Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bu ise, Allah’a göre pek kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı pek cimridirler. Sonra korku gelince onları görecek olursun ki, sana bakıveriyorlar, ölümden üstüne baygınlık çökmüş kimse gibi gözleri döner bir halde bulunur. Vaktâ ki, korku gitmiş olur,
hayra
karşı cimriler olarak keskin keskin dilleriyle size şiddetli sözler söylerler. İşte onlar imân etmediler. Artık Allah da onların amellerini mahvetmiştir ve bu, Allah'a göre kolay olmuştur....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
(Geldiklerinde de) Size karşı 'cimri ve bencildirler.' Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek onların sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince de,
hayra
karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılaşırlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yapmakta olduklarını boşa çıkarmıştır. Bu ise Allah'a göre pek kolaydır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı cimrilik/kıskançlık ederler. Korku geldiğinde onları sana bakar halde görürsün. Korku gittiğinde ise
hayra
karşı kıskançlık yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar. Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri gibidirler. Bunlar iman etmemişlerdir. Bu yüzden de Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bunu yapmak Allah için çok kolaydır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Ve reddallâhullezîne keferû bi gayzıhim lem yenâlû hayrâ(
hayra
n), ve kefallâhul mu’minînel kıtâl, ve kânallâhu kaviyyen azîzâ(azîzen)....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Ve Allah, kâfirleri öfkeleriyle geri çevirdi, bir
hayra
nail olamadılar (gâlip gelemediler). Ve Allah, savaşta mü'minlere (onları gâlip kılarak) kâfi geldi. Ve Allah; Kaviyy'dir (kuvvetli), Azîz'dir (yüce, gâlip)....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, inkâr edenleri, hiçbir
hayra
ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü’minlere kâfi geldi. Allah, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Ve Allah, kâfirleri, hiddetleriyle, şiddetleriyle defetti, onlar hiçbir
hayra
nâil olamadan; ve Allah, savaş için yetti inananlara ve Allah, pek kuvvetlidir, üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenleri bir
hayra
nail olmaksızın kendi hışımları ile defetti! Allâh, savaşta iman edenlere yeterli geldi. . . Allâh Kaviyy'dir, Aziyz'dir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, kâfirleri hiçbir
hayra
(zafer veya mala) eremedikleri halde, öfkeleriyle geri çevirdi. Allah savaşta mü'minlere yetti. Allah güçlüdür, üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, inkâr edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir
hayra
varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah inkar edenleri, kinleriyle geri cevirdi, bir
hayra
ulasamadilar; savasta, inananlara Allah'in yardimi yetti. Allah kuvvetli olandir, guclu olandir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, o küfredenleri öfke ve kinleriyle geri çevirdi de hiç bir
hayra
eremediler. Allah savaşta (yardımcı olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, çok üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah inkar edenleri, kinleriyle geri çevirdi, bir
hayra
ulaşamadılar; savaşta, inananlara Allah'ın yardımı yetti. Allah kuvvetli olandır, güçlü olandır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah hem o kâfirleri hiçbir
hayra
elleri irmeksizin gayzleriyle def'etti ve bu suretle Allah, mü'minlere kıtalin hakkından geliverdi ve Allah, kaviy, azîz bulunuyor...
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Hem Allah o kafirleri elleri hiçbir
hayra
ermeksizin öfkeleriyle defetti. Ve bu şekilde Allah müminlere savaş hakkında yetiverdi. Allah çok güçlüdür, üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Hem Allah kâfirleri herhangi bir
hayra
ulaşmadan hınçlarıyle defetti. Bu şekilde Allah, müminlere savaşta kâfi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Tanrı, küfredenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir
hayra
varamadılar. Savaşta Tanrı (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) inançlılara yetti. Tanrı çok güçlüdür, üstün ve galib olandır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, o kâfirleri hiçbir
hayra
eremedikleri halde öfkeleriyle red (ve def) etdi. Allah, muhaarebe (hususunda) mü'minlere elverdi. Allah kavidir, (her şey'e) gaalibdir. ...
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Hâlbuki Allah, inkâr edenleri (kendi) öfkeleriyle geri çevirdi; hiçbir
hayra
(zafere)eremediler. Allah ise, savaşta (galip gelmeleri için) mü’minlere yetti. Çünki Allah, Kavî (pek kuvvetli)dir, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, küfredenleri kinleriyle geri çevirdi. Ve hiç bir
hayra
nail olmadılar. Allah, savaşta mü'minlere yetti. Ve Allah; Kavi, Aziz olandır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Ve Allah, kâfir olan kimseleri pürgazap oldukları halde geri çevirdi, bir
hayra
kavuşmadılar. Ve Allah, mü'minlere savaşta muvaffak olmaları için kafî oldu. Ve Allah Teâlâ pek kuvvetlidir, pek galiptir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah o kâfirleri öfke ve kinleriyle geri çevirdi. Onlar hiç
hayra
eremediler. Allah savaşta müminlere yetti. Allah kuvvetlidir, Azîz'dir....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allâh, inkâr edenleri öfkeleriyle geri çevirdi; hiçbir
hayra
eremediler. Allâh savaşta (rüzgâr ve meleklerin yardımıyle) mü'minlere yetti. Allâh güçlüdür, üstündür....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, küfredenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir
hayra
varamadılar. Savaşta Allah, (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır....
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüz geri etti; hiçbir
hayra
ulaşamadılar. Allah, çarpışma sırasında müminler için yeterli oldu. Allah Kavî'dir, Azîz'dir....
Səba Suresi, 4. Ayet:
Ki Allah, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler sergileyenleri ödüllendirsin. İşte bunlar için bir bağışlanma ve kutlu, bereketli bir rızık vardır."...
Səba Suresi, 11. Ayet:
Geniş ve uzun zırhlar yap! Dokumasında titiz davran! Siz de
hayra
ve barışa yönelik iş yapın. Kuşkusuz, ben, yaptıklarınızı görüyorum....
Səba Suresi, 37. Ayet:
Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip
hayra
ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler....
Səba Suresi, 39. Ayet:
(Ey Rasûlüm) de ki: “-Gerçekten Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı genişletir ve ona daraltır. Her neyi
hayra
harcarsanız, Allah, onun arkasından (dünya ve âhirette) karşılığını verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.”...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki hakıkaten rabbım kullarından dilediği kimseye rızkı hem döşer hem sıkar ve her neyi
hayra
sarfederseniz o ona halef de verir, hem o, rızık verenlerin en hayırlısıdır...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: «Gerçekten Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem genişletir, hem daraltır. Her neyi
hayra
harcarsanız O, onun yerine başkasını verir. Hem O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.»...
Fatir Suresi, 7. Ayet:
Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip
hayra
ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır....
Fatir Suresi, 10. Ayet:
Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah'adır. Temiz ve güzel kelime O'na yükselir;
hayra
ve barışa yönelik amel de o kelimeyi yüceltir. Kötülükleri kuranlara/kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. Ve böylelerinin tuzağı tarumar olur....
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Summe evresnel kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsih(nefsihî), ve minhum muktesid(muktesidun), ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâh(iznillâhi), zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru)....
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullah bilgisine vâris kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz). . . Onlardan kimi muktesiddir (arada, kâh hakikatini hisseder kâh bedenselliğe düşer). . . Onlardan kimi de Bi-iznillah (Esmâ açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir. . . İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu âyeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r. a. dedi ki, Hz. Rasûlullah'ı şu âyeti...
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra bir o kitabı kullarımızdan (beğenib) seçdiklerimize mîras bırakdık. İşte onlardan kimi nefsine zulmedendir, onların ba'zısı mu'tedildir, onlardan bir kısmı da Allahın izniyle
hayra
t (ve hasenat yarışların) da öncü ol (up kazan) andır. İşte bu, büyük fazl (-u kerem) in ta kendisidir. ...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve
hayra
yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık....
Yasin Suresi, 19. Ayet:
Peygamberler: 'Sizin uğurlarınız ve uğursuzluklarınız,
hayra
kavuşmanız, şerre maruz kalmanız kendi tercihinizden kaynaklanmaktadır. Size tebliğ yapıldı, öğüt verildi diye mi, uğursuzluğa uğradınız? Doğrusu siz, isyanı, kural tanımazlığı âdet edinmiş, ağır-adaletsiz hükümler içeren kurallar koyan, hatalar içinde yüzen, cahilce davranan bir kavimsiniz.' dediler....
Saffat Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu sen, Allah’ın kudretine
hayra
nlıkla; yeniden diriltilmeyi inkârlarına şaşkınlığı bir arada yaşıyorsun, onlar da alay ediyorlar....
Saffat Suresi, 12. Ayet:
Sen
hayra
nlık duyarken onlar alay ediyorlar....
Saffat Suresi, 12. Ayet:
Hayır, sen
hayra
nlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler;...
Saffat Suresi, 12. Ayet:
Hayır sen (bu muhteşem kudrete)
hayra
n kaldın; onlarsa (seninle) alay ediyorlar....
Sad Suresi, 32. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
kâle
: dedi
3.
in-nî
: gerçekten ben
4.
ahbebtu
: sevdim
Sad Suresi, 32. Ayet:
Bunun üzerine dedi ki: "Muhakkak ki ben, (onları) Rabbimi zikrettiğim için hayır (
hayra
, daimî zikre ulaşanların) sevgisi ile seviyorum." (Atlar tozu dumana katıp koşarak toz) perdesinin arkasında kaybolunca....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Bu yüzden demişti ki: 'Doğrusu ben Rabbimin zikrinden (cihâda yarayışlı hayvanlar olmasından) dolayı
hayra
muhabbeti (o atları) sevdim.' Nihâyet (eğitilen o atlar sür'atle koştular da sanki ufukta) perdenin arkasına gizlendiler (gözden kayboldular)....
Mömin Suresi, 58. Ayet:
Körle gören, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!...
Fussilət Suresi, 8. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için minnet altına sokmayan bir ödül vardır....
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağırıp/yakarıp
hayra
ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?!...
Fussilət Suresi, 46. Ayet:
Kim
hayra
ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez....
Şura Suresi, 22. Ayet:
Kazandıkları, tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin bahçelerindedir. Rableri katında kendileri için, diledikleri herşey vardır. İşte budur o büyük lütuf....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın, iman edip
hayra
ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder....
Şura Suresi, 26. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanların dualarını O cevaplıyor, lütfundan onlara fazlasını O veriyor. İnkârcılara da şiddetli bir azap var....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Ve Rablerinin dâvetine icâbet edenlere ve namaz kılanlara ve işlerini, aralarında danışarak yapanlara ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını ayırıp yoksulları doyuranlara,
hayra
harcayanlara....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerinin çağrısına uyar ve namazı kılarlar. İşleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan
hayra
harcarlar....
Casiyə Suresi, 15. Ayet:
Kim
hayra
ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz....
Casiyə Suresi, 21. Ayet:
Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!...
Casiyə Suresi, 30. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur....
Əhqaf Suresi, 11. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
li ellezîne
: o kimselere, onlar...
Məhəmməd Suresi, 2. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir....
Məhəmməd Suresi, 5. Ayet:
Allah çok kısa zamanda, onları doğruya,
hayra
ve refaha ulaştırma lütfunda bulunacak, emellerini gerçekleştirecek, hallerini düzeltecek, hayat standartlarını yükseltecektir....
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Şu bir gerçek ki Allah, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Küfre sapanlarsa zevk edip eğlenmeye bakarlar; davarların yediği gibi yer içerler. Varacakları yer ateştir onların....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
Tâatun ve kavlun ma’rûf(ma’rûfun), fe izâ azemel emr(emru), fe lev sadekûllâhe le kâne
hayra
n lehum. ...
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
1.
tâatun
: itaat
2.
ve kavlun
: ve söz
3.
ma'rûfun
: maruf, güzel
4.
fe izâ
: fakat o zaman, olunca, olduğunda
Fəth Suresi, 12. Ayet:
Hattâ siz, sandınız ki Peygamber ve inananlar, artık bir daha çoluklarına çocuklarına dönemeyecekler ve bu zan, gönüllerinizde bezendi ve kötü bir zanna kapıldınız ve hiçbir
hayra
yaramaz kötü bir topluluk hâline geldiniz....
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed, Allah'ın Peygamberidir. O'nunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı çok çetin ve serttirler; kendi aralarında birbirlerine karşı merhametlidirler. Onları, rükû' edenler, secde edenler olarak görürsün; Allah'ın geniş lûtfunu, bol ihsanını arzu ederler. Alâmetleri, yüzlerindeki secdeden oluşan izdir. İşte bu onların Tevrat'taki misâlleridir. İncil'deki misâlleri ise, filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş derken kalınlaşmış da sapı üzerinde doğrulmuş, (öyle ki) ziraatçilerin
hayra
nlığını...
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/
hayra
n bırakır ...
Hucurat Suresi, 5. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, ise, olsa
2.
enne-hum
: onların olması
3.
saberû
: sabrettiler
4.
hattâ tahruce
: sen çıkınca...
Qaf Suresi, 7. Ayet:
Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları
hayra
n bırakan her türlü çifti....
Mücadilə Suresi, 9. Ayet:
Ey inananlar, gizli konuşursanız suça ve düşmanlığa ve Peygambere karşı isyâna dâir konuşmayın da
hayra
ve çekinmeye dâir konuşup danışın ve çekinin o Allah'tan ki onun tapısında toplanacaksınız....
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
1.
ve izâ
: ve o zaman
2.
raeyte-hum
: onları gördün
3.
tu'cibu-ke
: seni
hayra
n bırakır, senin hoşuna gider, beğenirsin
4.
ecs...
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni
hayra
n bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar....
Təğabun Suresi, 9. Ayet:
"Toplanma günü" için sizi bir araya getirdiği gün, karşılıklı aldatış ve aldanışların ortaya çıktığı gündür. Kim Allah'a iman eder, barışa ve
hayra
yönelik iş yaparsa Allah onun çirkinliklerini örter ve kendisini altından nehirler akan bahçelere, içlerinde sürekli kalmak üzere yerleştirir. İşte büyük başarı budur....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
Bir elçi indirmiştir ki, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere/bahçelere koyacaktır. Onlar orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
-(Ey Peygamber eşleri) İkiniz de Allah’a tevbe ederseniz, kalpleriniz
hayra
yönelmiş olur. Eğer ona karşı birbirinize arka çıkarsanız, kuşkusuz onun velisi Allah’tır, Cebrail, salih müminler ve melekler de bundan sonra ona arka çıkarlar....
Qələm Suresi, 10. Ayet:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren,
hayra
hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme....
Qələm Suresi, 10. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman
hayra
mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 11. Ayet:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren,
hayra
hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme....
Qələm Suresi, 11. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman
hayra
mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
engel olan, mütecâviz ve saldırgan günahkar,...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
, hayırlı işlere, Kur’ân öğrenimine, öğretimine, Kur’ân hükümlerine, Kur’ân ilkeleriyle yaşamaya, müslümanlara, İslâmî faaliyetlere engel olanlara, saldırganlara, bilerek günah işlemekte ısrar edenlere, zarar verenlere boyun eğme....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren,
hayra
hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan, günahkâr,...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan, günahkar....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman
hayra
mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Durmadan
hayra
engel olana, haddi aşana, çok günahkara....
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan, günâhkâr,...
Qələm Suresi, 12. Ayet:
Hayra
engel olana, haddini aşana, çok günahkâr olana,...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren,
hayra
hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman
hayra
mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren,
hayra
hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme....
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(10-14) (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman
hayra
mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!...
Məaric Suresi, 18. Ayet:
Mallar, servetler biriktirip kesenin ağzını açmayanları,
hayra
harcamayanları çağırır....
Cin Suresi, 1. Ayet:
(1-2) (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten
hayra
nlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük)
hayra
nlık uyandıran bir Kur'an dinledik"...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: Cinlerden birkaç tanesinin (gelip Kur'ân) dinledikleri ve sonra da : «Biz,
hayra
nlık uyandıran bir Kur'ân dinledik» dedikleri, bana vahiy yoluyla bildirildi....
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: "Doğrusu biz, (büyük)
hayra
nlık uyandıran bir Kuran dinledik."...
Cin Suresi, 1. Ayet:
(Habîbim) de ki: «Bana şu hakıykat (ler) vahy olunmuşdur: Cin den bir zümre (benim Kur'an okuyuşumu) dinlemiş de (şöyle) söylemişler: — Biz, hakıykî
hayra
nlık veren bir Kur'an dinledik. ...
Cin Suresi, 1. Ayet:
Resulüm! De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun Kur'an dinlediği vahyolundu. " Onlar şöyle demişlerdir: "Gerçekten biz
hayra
nlık veren çok hoş Kur'an dinledik. "...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: «Bana gerçekten şu vahyolundu: «Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük)
hayra
nlık uyandıran bir Kur'an dinledik....
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz,
hayra
nlık verici bir Kur'an dinledik."...
Cin Suresi, 2. Ayet:
(1-2) (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten
hayra
nlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”...
Cin Suresi, 2. Ayet:
"Doğruya ve
hayra
kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."...
Cin Suresi, 11. Ayet:
"Şu da bir gerçek ki, bizden
hayra
yönelenler/barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz."...
İnsan Suresi, 2. Ayet:
Biz insanı, sorumluluklar yükleyerek imtihan etmek,
hayra
ve şerre karşı tutumunu denemek için, muhtelif kanallardan dökülen sıvılarla karışık bir katre spermin, eşinin yumurtasıyla uyum halinde birleşmesinden yarattık. Sonra onu işiten, gören ve düşünen bir varlık haline getirdik....
İnşiqaq Suresi, 25. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır....
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur....
Leyl Suresi, 7. Ayet:
Biz de ona kolay olanı hazırlarız, (
hayra
karşı tatlı bir arzu veririz)....
Leyl Suresi, 10. Ayet:
Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız, (
hayra
karşı bir isteksizlik veririz)....
Leyl Suresi, 17. Ayet:
(17-18) Temizlenmek için malını
hayra
veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır....
Leyl Suresi, 17. Ayet:
(17-18) Temizlenmek üzere malını
hayra
veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur....
Leyl Suresi, 18. Ayet:
(17-18) Temizlenmek için malını
hayra
veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır....
Leyl Suresi, 18. Ayet:
Malını (
hayra
) veren, (gösteriş yapmıyarak) temizlenen......
Leyl Suresi, 18. Ayet:
(17-18) Temizlenmek üzere malını
hayra
veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur....
Leyl Suresi, 18. Ayet:
O ki temizlenip arınmak üzere malını
hayra
verir....
Leyl Suresi, 18. Ayet:
O ki malını
hayra
vererek arınır, yücelir....
Tin Suresi, 6. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır....
Beyyinə Suresi, 7. Ayet:
İman edip
hayra
ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, işte onlardır yaratılmışların en hayırlısı....
Əsr Suresi, 3. Ayet:
İnanıp
hayra
ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır....
Maun Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Onlar gösteriş yapanlardır;
hayra
da mâni olurlar....
Maun Suresi, 7. Ayet:
Ve
hayra
da mâni olurlar....
Maun Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Onlar gösteriş yapanlardır;
hayra
da mâni olurlar....
Əhzab Suresi, 71. Ayet:
Ki Allah amellerinizi
hayra
ve barışa yarayışlı kılsın, günahlarınızı affetsin. Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, büyük bir başarıyı elde etmiştir....
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden
hayra
sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz....
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara: 'Allah’ın size rızık ve servet olarak verdiklerinden, Allah yolunda, karşılık gözetmeden gönüllü
hayra
harcayın, insanların ihtiyaçlarını görün' denildiği zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, iman edenlere: 'Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde doyuracağı akıllı ve sorumlu kimseleri, biz mi doyuracağız? ...
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara: “-Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden
hayra
harcayın.” denildiği zaman, o kâfir olanlar, iman edenlere şöyle dediler: “- O kimseye biz mi yedireceğiz ki, Allah dileseydi ona yiyeceğini verirdi? Siz (Allah’ın iradesine aykırı teklifte bulunmakla) ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.”...
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden
hayra
sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz....
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Allahın size merzuk kıldığı şeylerden
hayra
sarfedin denildiği zaman da onlara o küfredenler iyman edenler için şöyle dediler, biz hiç yedirir miyiz o kişiye ki Allah dilese ona yiyeceğini verirdi, siz apaçık bir dalâl içinde değil de nesiniz?...
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara: «Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden
hayra
harcayın» denildiği zaman, o kafirler, iman edenler için şöyle dediler: «Allah'ın, dileseydi yiyecek verebileceği kimseyi biz hiç yedirir miyiz, siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?»...
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara: «Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden
hayra
harcayın» dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: «Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?» dediler....
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara : «Allahın sizi rızıklandırdığı şeylerden (
hayra
) harc edin» denilince o küfredenler, îman edenlere (şöyle) dedi (ler): «Allahın, dileseydi, yedireceği kimseye biz mi yedirecek misiz? Siz apaçık bir sapıklıkda bulunanlardan başkaları değilsiniz». ...
Yasin Suresi, 47. Ayet:
Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden
hayra
sarfedin!" denildiğinde, kâfirler müminlere: "Allah'ın, dileseydi doyuracağı kimseleri biz mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz. " derler....
Qaf Suresi, 23. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri,
hayra
bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(24-25-26) Atın Cehennem'e her inâdçı nankör kâfiri,
hayra
engel olan saldırgan şüpheciyi; Allah ile beraber başka tanrı edineni atın şiddetli azaba....
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri,
hayra
bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(24-25) (Ey iki melek, hakka karşı) alabildiğine inâdeden,
hayra
bütün hızıyle engel olan, zaalim, şübheci her nankörü atın cehenneme! ...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(24-26) Allah muhafızla şahide veya cehennem görevlisi iki meleğe: "Atın! buyuracak, atın cehenneme, her nankör, inatçı kâfiri!
Hayra
mani olan, haddi aşıp azan, şüpheye dalanı! Allah’ın yanı sıra başka bir tanrı benimseyeni! Atın onu o çetin azaba!"...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
1.
mennâın
: engel olan
2.
li el hayri
:
hayra
3.
mu'tedin
: hakka tecavüz eden, haddi aşan
4.
murîbin
: şüpheci
Qaf Suresi, 25. Ayet:
“
Hayra
mani olan, haddi aşan, şüphe eden …”...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
'
Hayra
, hayırlı işlere, Kur’ân öğretimine, Kur’ân hükümlerine, Kur’ân ilkeleriyle yaşamaya, İslâm’a, müslümanlara bütün güçleriyle engel olanları, azgınları, saldırganları, insanları şüpheye düşürerek güven ortamını bozanları, hak kitaba, Kur’ân’a karşı sû-i zanları-art niyetleriyle beslenen şüphecileri atın.'...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan saldırgan şüpheciyi....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan şüpheciyi,...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olanı, şüpheci zalimi......
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(24-25-26) Atın Cehennem'e her inâdçı nankör kâfiri,
hayra
engel olan saldırgan şüpheciyi; Allah ile beraber başka tanrı edineni atın şiddetli azaba....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri,
hayra
bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
hayra
engel, haşarı işkilci kâfiri...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel, haşarı, şüpheci kafiri!...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan şüpheciyi....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan, saldırgan şüpheciyi....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(24-25) (Ey iki melek, hakka karşı) alabildiğine inâdeden,
hayra
bütün hızıyle engel olan, zaalim, şübheci her nankörü atın cehenneme! ...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
'
Hayra
mâni' olanı, zâlimi, şübheciyi!'...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
bütün hızıyla engel olan azgın şüpheciyi....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
"Bu (her)
hayra
engel olanları, günahkar saldırganları (ve insanlar arasında) güvensizlik ve şüphe yayanları,...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
"
Hayra
, iyiliklere bütün hızıyla engel olan azgın zalim şüpheciyi!"...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan saldırgan, şüpheciyi......
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(24-26) Allah muhafızla şahide veya cehennem görevlisi iki meleğe: "Atın! buyuracak, atın cehenneme, her nankör, inatçı kâfiri!
Hayra
mani olan, haddi aşıp azan, şüpheye dalanı! Allah’ın yanı sıra başka bir tanrı benimseyeni! Atın onu o çetin azaba!"...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
"
Hayra
engel olan, saldırgan, şüpheciyi."...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olan saldırgan şüpheciyi;...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra
engel olanı, haddini aşanı, şüphelere dalanı!...
Qaf Suresi, 26. Ayet:
(24-25-26) Atın Cehennem'e her inâdçı nankör kâfiri,
hayra
engel olan saldırgan şüpheciyi; Allah ile beraber başka tanrı edineni atın şiddetli azaba....
Qaf Suresi, 26. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri,
hayra
bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 26. Ayet:
(24-26) Allah muhafızla şahide veya cehennem görevlisi iki meleğe: "Atın! buyuracak, atın cehenneme, her nankör, inatçı kâfiri!
Hayra
mani olan, haddi aşıp azan, şüpheye dalanı! Allah’ın yanı sıra başka bir tanrı benimseyeni! Atın onu o çetin azaba!"...
Rəhman Suresi, 70. Ayet:
Fîhinne hayrâtun hisân(hisânun)....
Rəhman Suresi, 70. Ayet:
1.
fî hinne
: onlarda vardır
2.
hayrâtun
: hayırlı olanlar, şükür ve hamde vesile olanlar
3.
hisânun
: güzel olanlar, güzeller, güzel kadınlar
...
Təğabun Suresi, 16. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
ittekû
: takva sahibi olun
3.
allâhe
: Allah'a
4.
mâ
: şey, ne, kadar
<...
Möminun Suresi, 57. Ayet:
(57-61) "Şüphesiz Rablerine duydukları derin
hayra
nlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan tir tir titreyen şu kimseler, Rablerinin âyetlerine inanan kimseler, Rablerine ortak tanımayan kimseler, şüphesiz kendileri, Rablerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve iyilikler için önde gidenlerdir. "...
Möminun Suresi, 58. Ayet:
(57-61) "Şüphesiz Rablerine duydukları derin
hayra
nlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan tir tir titreyen şu kimseler, Rablerinin âyetlerine inanan kimseler, Rablerine ortak tanımayan kimseler, şüphesiz kendileri, Rablerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve iyilikler için önde gidenlerdir. "...
Möminun Suresi, 59. Ayet:
(57-61) "Şüphesiz Rablerine duydukları derin
hayra
nlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan tir tir titreyen şu kimseler, Rablerinin âyetlerine inanan kimseler, Rablerine ortak tanımayan kimseler, şüphesiz kendileri, Rablerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve iyilikler için önde gidenlerdir. "...
Möminun Suresi, 60. Ayet:
(57-61) "Şüphesiz Rablerine duydukları derin
hayra
nlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan tir tir titreyen şu kimseler, Rablerinin âyetlerine inanan kimseler, Rablerine ortak tanımayan kimseler, şüphesiz kendileri, Rablerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve iyilikler için önde gidenlerdir. "...
Möminun Suresi, 61. Ayet:
(57-61) "Şüphesiz Rablerine duydukları derin
hayra
nlık ve saygı sonucu O'ndan uzaklaşma korkusundan tir tir titreyen şu kimseler, Rablerinin âyetlerine inanan kimseler, Rablerine ortak tanımayan kimseler, şüphesiz kendileri, Rablerine dönecekler diye verdiklerini kalpleri ürpererek veren kimseler; işte onlar, iyiliklerde yarışanlardır ve iyilikler için önde gidenlerdir. "...
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
Ve içinizden
hayra
çağıran, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü-çirkinliği kabul edilen şeyleri engelleyen bir önderli toplum bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. ...
Əhzab Suresi, 25. Ayet:
"Ve Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişileri herhangi bir
hayra
ulaşmadan kinleriyle geri çevirdi. Ve Allah, mü’minlere savaşta kâfi geldi. Ve Allah çok güçlüdür, mutlak üstün olandır. "...
Rum Suresi, 44. Ayet:
Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve
hayra
yönelik bir iş yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar....
Rum Suresi, 45. Ayet:
Çünkü Allah, iman edip
hayra
ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez....