Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) Allaha məxsusdur. Elə isə Ona bu adlarla dua edin! Onun adları barəsində əyri yolu tutanları isə tərk edin! Onlar etdikləri əməllərə görə cəzalandırılacaqlar....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O, yaradan, yoxdan var edən, (yaratdıqlarına) surət verən Allahdır. Ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) Ona məxsusdur. Göylərdə və yerdə nə varsa, hamısı Onu təsbeh edir. O, qüdrətlidir, hikmət sahibidir....
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allahdan başqa heç bir ilah yoxdur! Ən gözəl isimlər (əsmayi-hüsna) Ona məxsusdur!...
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) Allahındır. Onu bu adlarla çağırıb dua edin. Onun adları barəsində küfr edənləri (əziz sözündən Uzza, Allah sözündən əl-Lat, mənnan sözündən Mənat kimi adlar düzəldib haqq yoldan azanları) tərk edin. Onlar etdikləri əməllərin cəzasını alacaqlar!...
İsra Suresi, 110. Ayet:
(Ya Rəsulum!) De: “İstər Allah, istərsə də Rəhman deyib çağırın (dua edin). Hansını desəniz (fərqi yoxdur), çünki ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) yalnız Ona məxsusdur. (Ya Peyğəmbərim!) Namaz qılarkən səsini nə çox qaldır, nə də çox alçalt. Bunun (bu ikisinin) arasında orta bir yol tut!...
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O, (hər şeyi) yaradan, yoxdan var edən, (hər şeyə) surət verən Allahdır. Ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) ancaq Ona məxsusdur. Göylərdə və yerdə nə varsa (hamısı) Onu təqdis edib şəninə təriflər deyər. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!...
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allahdan başqa heç bir tanrı yoxdur. Ən gözəl adlar (əsmayi-hüsna) yalnız Ona məxsusdur!...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Sadece sana kulluk ederiz ve bunun farkındalığı için yardımını niyaz ederiz. (El Esmâ ül Hüsnâ anlamlarını açığa çıkarmak suretiyle tüm yaratılmışlar olarak sana kulluk etmekteyiz ve bunun farkındalığına ermemiz için yardımını isteriz. )...
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Sonra Adem'e (Esmâ'nın programlanışı, Esmâ bileşiminin açığa çıkışıyla yoktan var edilene) bütün Esmâ'yı (Esmâ ül Hüsnâ'sının anlamlarını açığa çıkarmayı ve kavramayı) talim etti (programladı). Sonra melâikeye: "Eğer dediğinizde ısrarlı iseniz bana (Adem'in) varlığındaki Esmâ'nın (özelliklerinin) neler olduğunu anlatın" dedi....
Ali-İmran Suresi, 124. Ayet:
Hani iman edenlere: "İnzâl olunmuş üç bin melâike ile Rabbinizin size yardım etmesi yetmez mi?" diyordun. (Bazı Esmâ ül Hüsnâ kuvvelerinin, iman edenlerde açığa çıkmasıyla oluşan yürekliliğin, mücadele azmi vermesi. )...
Nisa Suresi, 48. Ayet:
Muhakkak ki Allâh kendisine (âfakî - açık veya enfüsî - gizli) şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dûnundakileri (bundan daha küçük suçları) dilediklerine bağışlar. Kim Esmâ ül Hüsnâ'sı itibarıyla varlığının da hakikati olan Allâh'a ("B"illahi) şirk koşarsa, gerçekten aziym bir suç olarak, iftira etmiş olur....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Lâ yestevîl kâıdûne minel mu’minîne gayru ulîd darari vel mucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim. Faddalallâhul mucâhidîne bi emvâlihim ve enfusihim alâl kâidîne dereceh(dereceten). Ve kullen vaadallâhul
husnâ
. Ve faddalallâhul mucâhidîne alâl kâıdîne ecran azîmâ(azîmen)....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
1.
lâ
: değil
2.
yestevî
: aynı seviyede, bir, eşit
3.
el kâıdûne
: oturanlar
4.
min el mu'minîne
: mü'minlerden
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Özür sahibi olmayan mü'minlerden (savaşa gitmeyip) oturanlar ile Allah'ın yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir (eşit) değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri derece bakımından, oturanların üstünde faziletli kıldı ve Allah hepsine “Hüsna”yı vaadetti. Ve Allah mücahitleri, oturup kalanlar üzerine “büyük ecir” ile üstün kıldı....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda mallariyle, canlariyle cihad edenler müsavi olamazlar, Allah, mallariyle ve canlariyle mücahid olanları oturanların derece i'tibariyle üzerine geçirdi, gerçi Allah ikisine de husnayi (Cenneti) vad buyurmuştur, bununla beraber Allah mücahidlere oturanların fevkında azîm bir ecir ihsan etmiştir...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah Teâlâ'nın yolunda mallarıyla, canlarıyla mücâhedede bulunanlar müsavî olmazlar. Allah Teâlâ malları ile ve canları ile cihada atılanları, oturanlar üzerine derece itibariyle tafdil buyurmuştur. Ve Allah Teâlâ hepsine de hüsnayı vaadetmiştir. Ve Allah Teâlâ mücahit olanları, oturanlar üzerine pek büyük bir mükâfaat ile tercih kılmıştır....
Nisa Suresi, 126. Ayet:
Semâlar ve arzda olan ne varsa Allâh içindir (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için). Allâh, şeyleri Esmâ'sından yaratmış olması sonucu Muhiyt'tir....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Semâlarda ve arzda ne varsa Allâh içindir (El Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği özelliklerin açığa çıkması için)! Sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlere ve size, "Allâh'tan korunun" diye tavsiye ettik. . . Eğer hakikati inkâr ederseniz, (bilmiş olunuz ki) kesinlikle semâlar ve arzda ne varsa Allâh içindir! Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir....
Nisa Suresi, 132. Ayet:
Semâlar ve arzda ne varsa Allâh içindir (El Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların seyri için)! Vekiyl olarak, El Esmâ'sıyla seni yaratan Allâh yeterlidir....
Nisa Suresi, 170. Ayet:
Ey insanlar, Rasûl size Rabbinizden Hak olarak gelmiştir! Artık iman edin sizin için hayırlı olana! Eğer inkâr ederseniz, bilin ki semâlar ve arzda olan ne varsa Allâh içindir (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği özelliklerin açığa çıkması için). Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar. . . Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın. . . Allâh üzerine Hak olmayanı söylemeyin. . . Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allâh Rasûlü ve O'nun Kelimesi'dir. . . Onu Meryem'e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ'sından) bir mânâdır (ruhtur). . . O hâlde Esmâ'sıyla her şeyin hakikati olan Allâh'a ve Rasûllerine iman edin. . . "Üçtür" (baba - oğul - kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin. . . Allâh ancak İlâh'un Vahid'dir...
Maidə Suresi, 17. Ayet:
Andolsun ki "Allâh, Meryemoğlu Mesih'tir" diyenler hakikati inkâr etmişlerdir! De ki: "Eğer Meryemoğlu Mesih'i, Onun anasını ve yeryüzünde kim varsa hepsini birden helâk etmeyi dilerse, kim Allâh'a karşı koyacak bir kuvvete sahiptir?". . . Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin varlığı Allâh (Esmâ ül Hüsnâ özelliklerinin açığa çıkması - seyri) içindir! Dilediğini yaratır! Allâh her şeye Kaadir'dir....
Ənam Suresi, 12. Ayet:
De ki: "Semâlar ve arzda olanlar (Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için yoktan {birbirlerine GÖRE} var kıldıkları) kimindir?" De ki: "Allâh'ındır!" Rahmeti (Er-Rahman ismi özelliği sonucu âlemleri yaratmayı) nefsi üzerine yazmıştır! Sizi, kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet sürecinde toplayacaktır! Nefslerini hüsrana uğratanlar; işte onlar, iman etmezler!...
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad’afûne meşârikal ardı ve megâribehelletî bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel
husnâ
alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya’rişûn(ya’rişûne)....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
1.
ve evresnâ el kavme
: o kavmi varis kıldık
2.
ellezîne kânû
: ki onlar oldular
3.
yustad'afûne
: zayıf, güçsüz bırakılanlar
4.
...
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Ve lillâhil esmâul
husnâ
fed’uhu bihâ ve zerûllezîne yulhıdûne fî esmâih(esmâihî), se yuczevne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
1.
ve li allâhi
: ve Allah'ındır
2.
el esmâu el
husnâ
: en güzel isimler
3.
fe ud'u-hu
: artık ona dua edin
4.
bi-hâ
<...
Əraf Suresi, 180. Ayet:
En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Esmâ ül Hüsnâ Allâh'ındır (o isimlerin işaret ettiği özellikler, TEK, SAMED Allâh'a işaret eder. . . Dolayısıyla bu isimler ve bu isimlerin işaret ettiği anlamlar sadece O'nundur; beşer anlayışıyla kayıt altına girmez. Nitekim Mu'minûn: 91'de: SubhanAllahi amma yasıfun = onların vasıflamalarından Allâh münezzehtir, buyurulur)! O'na isimlerin mânâlarıyla yönelin. . . O'nun Esmâ'sında ilhada sapanları (şirke düşenleri) terk edin! Yapmakta olduklarının karşılığını göreceklerdir....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Esmâü’l-hüsna, en güzel isimler Allah’ındır. O’na, o güzel isimlerle zikir ve dua edin, O’nun isimlerine, dil uzatan Allahsızları, mülhidleri terkedin. Onlar işlemekte oldukları amellerin cezasına çarptırılacaklar....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
En güzel isimler (Esmâ-i Hüsna), Allah’ındır. O halde Allah’a bu isimlerle dua edin. Onun isimlerinde (Aziz’den, putları için Uzza kelimesini çıkararak) sapıklık edenleri terk edin. Yarın kıyamette onlar, yaptıklarının cezasını çekeceklerdir....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Halbuki Allahındır en güzel isimler (esmai
husnâ
) onun için siz ona onlarla çağırın ve onun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri bırakın, yarın onlar yaptıklarının cezasını çekecekler...
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) ise Allah’ındır! Öyleyse O’na onlarla duâedin; ve O’nun isimleri hakkında haktan (meyledip) sapanları bırakın! (Onlar,) yakında yapmakta olduklarının karşılığını göreceklerdir....
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
Vellezînettehazû mesciden dırâran ve kufran ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâraballâhe ve resûlehu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in erednâ illâl
husnâ
, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne)....
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
1.
ve ellezîne ettehazû
: ve onlar ... edindiler
2.
mesciden
: bir mescid
3.
dırâran
: zarar vermek için
4.
ve kufran
...
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Lillezîne ahsenûl
husnâ
ve zîyâdeh(zîyâdetun), ve lâ yerheku vucûhehum katerun ve lâ zilleh(zilletun), ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). ...
Yunus Suresi, 26. Ayet:
1.
li ellezîne
: o kimseler için (vardır)
2.
ahsenû
: ahsen olanlar, daha güzel olanlar
3.
el
husnâ
: güzellik
4.
ve zîyâdetun<...
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Onlar için Ahsenül hüsna (Allah'ın Zat'ına ulaşmak) ve ziyadesi (daha fazlası, Allah'ın cemalini görmek) vardır. Onların yüzlerini bir keder kaplamaz ve bir zillet (küçük düşme, hakirlik) yoktur. İşte onlar, cennet halkıdır. Onlar, orada devamlı kalanlardır....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Hasenât yapanlara
husnâ
bir de ziyade var, ve yüzlerine ne bir kara bulaşır ne zillet, onlar eshabı Cennet hep orada muhalleddirler...
Yunus Suresi, 66. Ayet:
Kesinlikle bilin! Semâlarda ve arzda ne varsa muhakkak ki Allâh içindir (Allâh'ın, El Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği özelliklerini ilminde seyretmesi içindir; bunun için de her şeyi Esmâ'sından Esmâ özellikleriyle yaratmıştır). . . (O hâlde) Allâh dûnunda ortak koştuklarına dua edenler (bu gerçek dolayısıyladır ki) onlara tâbi olamazlar. . . (Onlar) ancak (vehmederek) varsaydıklarına tâbi oluyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar....
Yusif Suresi, 2. Ayet:
Kesinlikle biz (El Esmâ ül Hüsnâ'nın işaret ettiği insanın hakikatindeki mertebeden - İlim mertebesinden bilincine) Arapça Kur'ân (OKUnası, kavranılası metin) olarak inzâl ettik Onu, aklınızla değerlendiresiniz diye....
Rəd Suresi, 18. Ayet:
Lillezînestecâbû li rabbihimul
husnâ
, vellezîne lem yestecibû lehu lev enne lehum mâ fîl ardı cemîan ve mislehu meahu leftedev bih(bihî), ulâike lehum sûul hısâbi ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel mihâd(mihâdu)....
Rəd Suresi, 18. Ayet:
1.
lillezînestecâbû
: icabet edenler için vardır
2.
li rabbi-him
: Rab'lerine
3.
el
husnâ
: en güzeli
4.
ve ellezîne
<...
Rəd Suresi, 18. Ayet:
Rablerine icabet edenlere (hakikatlerine yönelenlere) Hüsnâ (cennet - varlıklarındaki Esmâ kuvvelerinin açığa çıkış güzelliklerini yaşamak) vardır. . . O'na icabet etmeyenlere gelince, eğer ki arzdakilerin tamamı ve onunla beraber bir misli daha onların olsa elbette (Bi-)onu fidye verirlerdi (yaşayacakları mahrumiyet azabından kurtulmak için). . . İşte yaşam muhasebesi sonucunun en kötüsü onlar içindir. . . Onların barınakları Cehennem'dir. . . Ne kötü yataktır o!...
İbrahim Suresi, 2. Ayet:
(Aziyz ve Hamiyd olan O) Allâh ki, semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir (El Esmâ ül Hüsnâ'sıyla işaret edilen özelliklerinin seyri için). . . O hakikat bilgisini inkâr edenlere yazıklar olsun, kendilerini bekleyen şiddetli azap dolayısıyla!...
Nəhl Suresi, 3. Ayet:
Semâları ve arzı Hak olarak (El Esmâ ül Hüsnâ'sıyla) yarattı. . . Onların ortak koştuklarından Âli'dir!...
Nəhl Suresi, 62. Ayet:
Ve yec’alûne lillâhi mâ yekrehûne ve tesıfu elsinetuhumul kezibe enne lehumul
husnâ
, lâ cereme enne lehumun nâre ve ennehum mufretûn(mufretûne)....
Nəhl Suresi, 62. Ayet:
1.
ve yec'alûne
: ve kılarlar (kılıyorlar), isnad ederler (ediyorlar)
2.
lillâhi (li allâhi)
: Allah'a ait
3.
mâ yekrehûne
: beğenmedikleri, hoşlanmadıkları, kerih gördükleri şey(ler)
<...
İsra Suresi, 110. Ayet:
Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul
husnâ
, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen)....
İsra Suresi, 110. Ayet:
1.
kulid'ullâhe (kul ud'u allâhe)
: de ki Allah (diye) çağır
2.
evid'u (ev ud'û)
: veya çağır
3.
er rahmâne
: rahmân
4.
eyye
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: “Allah diye çağırın veya Rahmân diye çağırın. Nasıl çağırırsanız hepsi O'nun Esmaül Hüsnası'dır (Allah'ın en güzel isimleridir).” Namazında (sesini) yükseltme ve onu (sesini) alçaltma. Bu ikisi arasında bir yol tut....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: "'Allâh' diye yönelin veya 'Rahman' diye yönelin! Hangi anlayış ile yönelseniz, El Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir (Esmâ ül Hüsnâ ile işaret olunan hep aynı TEK! TEK'in değişik özelliklerine işaret eden isimler; illâ "HÛ")! Salâtında sesini yükseltme, onu gizleyip kısma da; ikisi arası bir yol tut. "...
İsra Suresi, 110. Ayet:
'İster Allah diye ibadet ve dua edin. İster Rahman diye ibadet ve dua edin. Hangisiyle ibadet ve dua ederseniz edin, bütün güzel isimler, Esma-i Hüsna O’nundur.' diye ilan et. Namazını kılarken bağırarak okuma. Çok gizli de okuma. İkisinin arası bir yol seç....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: “-İster, Allah deyip dua edin, ister Rahman deyin; hangisini derseniz, onundur en güzel isimler (Esma-i Hüsnâ), Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizleme. Bu ikisinin arasını bir yol tut. (Ebû Cehil, Peygamber Efendimizin Ya Allah!... Ya Rahman!, diye dua ettiğini işitince: “- Bizi iki ilâha ibadet etmekten alıkoyuyor, halbuki kendisi başka bir ilâha dua ediyor.” demiş ve bu âyet-i kerime, bunun üzerine nâzil olmuştur)....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: "İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Namazında sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmâ(kavmen), kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim
husnâ
(husnen)....
Kəhf Suresi, 88. Ayet:
Ve emmâ men âmene ve amile sâlihan fe lehu cezâenil
husnâ
ve se nekûlu lehu min emrinâ yusrâ(yusren). ...
Kəhf Suresi, 88. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve amma, fakat
2.
men âmene
: kim âmenû olursa (kim ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dilerse)
3.
ve amile sâlihan
: ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptı, amel etti
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allâhu lâ ilâhe illâ huve, lehul esmâul
husnâ
....
Taha Suresi, 8. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
lâ ilâhe
: ilâh yoktur
3.
illâ
: den başka
4.
huve
: o
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allâh'tır! Tanrılık yoktur sadece "HÛ"! Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir (dilediğini o özelliklerle yaratır)!...
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allah odur ki, kendisinden başka hiç bir ilâh yoktur. En güzel isimler (Esmâ’ül-Hüsna) O’nundur....
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allah, başka tanrı yok ancak o. Hep onundur o en güzel isimler (esmâi
husnâ
)...
Taha Suresi, 8. Ayet:
Allah'tır O. İlah yok O'ndan başka. Esmaül Hüsna, en güzel isimler O'nundur....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
İnnellezîne sebekat lehum minnel
husnâ
ulâike anhâ mub’adûn(mub’adûne)....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
sebekat
: geçti (ulaştı)
4.
lehum
: onlar, onlara
...
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Şübhe yok ki haklarında bizden
husnâ
sebkedenler, bunlar, ondan uzaklaştırılmışlardır...
Furqan Suresi, 59. Ayet:
Semâları, arzı ve ikisi arasındakileri altı aşamada yaratan, sonra Arş (taht - Esmâ ül Hüsnâ ile belirtilen özellikleri ile yaratılmış olan dalga - data okyanusundaki data türleri) üzerine hükümran olandır. . . Rahman'dır! O'nu bir Habiyr'e (Habiyr olana, hakikatten haberdar olana) sor!...
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi
husnâ
(husnen), ve in câhedâke li tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ, ileyye merciukum fe unebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Ənkəbut Suresi, 21. Ayet:
"Dilediğine azap eder, dilediğine de merhamet eder. . . O'na dönüştürüleceksiniz (Hakikatinizin El Esmâ ül Hüsnâ olduğunu fark edeceksiniz)!"...
Fussilət Suresi, 50. Ayet:
Ve le in ezaknâhu rahmeten minnâ min ba’di darrâe messethu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnus sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî indehu lel
husnâ
, fe le nunebbiennellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkannehum min azâbin galîz(galîzin). ...
Fussilət Suresi, 50. Ayet:
1.
ve le
: ve elbette, mutlaka
2.
in
: şâyet, eğer
3.
ezaknâ-hu
: ona tattırdık
4.
rahmeten
: bir rahmet
...
Şura Suresi, 23. Ayet:
Zâlikellezî yubeşşirullâhu ibâdehullezîne âmenû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), kul lâ es’elukum aleyhi ecren illel meveddete fîl kurbâ ve men yakterif haseneten nezid lehu fîhâ
husnâ
(husnen), innellâhe gafûrun şekûr(şekûrun)....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı li yecziyellezîne esâû bimâ amilû ve yeczîyellezîne ahsenû bil
husnâ
....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
1.
ve lillâhi
: ve Allah içindir
2.
mâ
: şeyler
3.
fîs semâvâti
: göklerde
4.
ve mâ
: ve şeyler
Rəhman Suresi, 1. Ayet:
Rahmân (El Esmâ ül Hüsnâ ile işaret edilen tüm özelliklerin sahibi),...
Hədid Suresi, 4. Ayet:
O, semâları ve arzı altı süreçte yaratan, sonra da arşa istiva edendir! Arza gireni ve ondan çıkanı; semâdan inzâl olanı ve onun içinde urûc edeni bilir. . . Nerede olursanız O sizinle (hakikatinizin Esmâ ül Hüsnâ'sıyla varolması sonucu) beraberdir! (Mâiyet sırrına işaret). Allâh yaptıklarınızı (yaratan olarak) Basıyr'dir....
Hədid Suresi, 10. Ayet:
Ve mâ lekum ellâ tunfikû fî sebîlillâhi, ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ard(ardı), lâ yestevî minkum men enfeka min kablil fethi ve kâtel(kâtele), ulâike a’zamu dereceten minellezîne enfekû min ba’du ve kâtelû ve kullen ve adallâhul
husnâ
, vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun)....
Hədid Suresi, 10. Ayet:
1.
ve mâ lekum
: ve ne (oluyor)
2.
ellâ tunfikû
: infâk etmiyorsunuz
3.
fî sebîli allâhi
: Allah'ın yolunda
4.
ve li allâhi
...
Hədid Suresi, 10. Ayet:
Ve size ne oluyor ki, Allah'ın yolunda infâk etmiyorsunuz? Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce infâk eden ve savaşanlar, işte onlar, daha sonra (fetihten sonra) infâk eden ve savaşanlarla bir değildir, onlardan daha yüksek (azamî) derece sahibidirler. Ve Allah, hepsine hüsna'yı vaadetti. Ve Allah, yaptıklarınızdan en iyi haberdar olandır....
Hədid Suresi, 10. Ayet:
(Ey müminler!) Size ne oluyor ki, Allah yolunda (mallarınızı) harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır (her şey O’nundur ve O’na kalacaktır; çünkü bâki O’dur.) Fetihten (Mekke’nin fethinden) evvel, Allah yolunda harcayıb savaşanlarınız, diğerleri ile bir olmaz. Onlar, sonradan harcayıb savaşanlardan, fazilet ve derece yönünden daha büyüktür. Bununla beraber Allah hepsine Hüsna’yi= Cenneti vaad buyurdu. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır....
Leyl Suresi, 6. Ayet:
Ve saddeka bil
husnâ
. ...
Leyl Suresi, 6. Ayet:
1.
ve saddeka
: ve tasdik etti, doğruladı
2.
bi el
husnâ
: Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi)
...
Leyl Suresi, 6. Ayet:
Ve Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi) tasdik etti ise....
Leyl Suresi, 6. Ayet:
El Hüsnâ'yı (en güzelini hakikati olarak) tasdik ederse,...
Leyl Suresi, 6. Ayet:
Ve
husnâ
yı tasdîk eylerse...
Leyl Suresi, 9. Ayet:
Ve kezzebe bil
husnâ
....
Leyl Suresi, 9. Ayet:
1.
ve kezzebe
: ve yalanladı
2.
bi el
husnâ
: Hüsna'yı, Allah'ın Zat'ını görmeyi
...
Leyl Suresi, 9. Ayet:
Ve Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi) yalanladı ise....
Leyl Suresi, 9. Ayet:
El Hüsnâ'yı (en güzelini hakikati olarak) yalanlarsa;...
Leyl Suresi, 9. Ayet:
Ve
husnâ
yı tekzib eylerse...
Leyl Suresi, 16. Ayet:
O ki (çok şâkî olan), (Hüsna'yı) yalanladı ve yüz çevirdi....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul
husnâ
, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu)....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
1.
huve allâhu
: O Allah ki
2.
el hâliku
: yaratan
3.
el bâriû
: yokken var eden
4.
el musavviru
: tasvir eden, şe...
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O Allâh, Hâlık (mutlak yaratan - Esmâ özelliklerini fiile dönüştüren), Bari (her yarattığını, zaman ve özellik olarak tüme uyumlu tafsile getiren), Musavvir (sonsuz mânâ sûretlerini açığa çıkaran); Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir! Semâlarda ne var ve arzda ne varsa Allâh'ı tespih (ortaya koydukları işlevle Esmâ özelliklerini açığa çıkararak kulluk etmeleri) içindir; "HÛ" Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O, öyle Allah ki, Hâlık’dır= her şeyi yaratıb takdir edendir, Bârî’dir= yoktan var edendir, Musavvir’dir= bütün varlıklara şekil verendir. Esmaü’l-Hüsna (en güzel isimler) O’nun... Bütün göklerde ve yerde olanlar, hep O’nu tesbhih eder. O, Azîz’dir= her şeye gâlib ve her kemale sahibdir, Hakîm’dir= hikmet sahibidir......
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O öyle Allah ki halık, barî, müsavvir o, en güzel isimler (Esma-i hüsnâ) onun, bütün Göklerdeki ve yerdeki ona tesbih eder, o öyle azîz, öyle hakîmdir....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O, Hâlık (herşeyi yaratan), Bâri’ (yoktan var eden), Müsavvir (her mahlûka sûret veren) Allah’dır. Esmâü’l-Hüsnâ (en güzel isimler) O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa, O’nu tesbîh eder. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Üzr sahibi olmayan möminlərdən (döyüşə getməyib) oturanlar ilə Allahın yolunda mallarıyla və canlarıyla cihad edənlər bir deyildir. Allah mallarıyla və canlarıyla cihad edənləri dərəcə etibarilə, oturanlardan fəzilətli etdi və Allah hamısına ‘Hüsna’nı vəd etdi. Allah mücahidləri oturub qalanlardan ‘böyük əcr’ ilə üstün etdi....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Onlar üçün Əhsənül hüsna və daha üstünü (daha çoxu, Allahın camalını görmək) vardır. Onların üzlərini bir kədər bürüməz və bir zillət (rəzillik, alçaqlıq) yoxdur. Onlar cənnət xalqıdır. Onlar orada davamlı qalanlardır....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: ‘Allah deyə çağırın və ya Rəhman deyə çağırın. Necə çağırsanız hamısı Onun Əsmaül Hüsnasıdır (Allahın ən gözəl adlarıdır).’ Namazında səsini yüksəltmə və səsini alçaltma. Bu ikisi arasında bir yol tut....
Ənbiya Suresi, 101. Ayet:
Şübhəsiz ki, Bizdən özlərinə hüsna (gözəlliklər) yazılmış kimsələr ondan (cəhənnəmdən) uzaqlaşdırılanlardır....
Hədid Suresi, 10. Ayet:
Sizə nə olur ki, Allahın yolunda infaq etmirsiniz? Göylərin və yerin mirası Allahındır. İçinizdən fəthdən əvvəl infaq edən və döyüşənlər daha sonra (fəthdən sonra) infaq edən və döyüşənlərlə bir deyil, onlardan daha yüksək dərəcə sahibidirlər. Allah hamısına hüsnanı vəd etdi. Allah etdiklərinizdən ən yaxşı xəbərdar olandır....
Həşr Suresi, 24. Ayet:
O Allah ki, Xaliqdir (yaradandır), Baridir (yox ikən var edən), Musavvirdir (şəkil verəndir). Əsmayil-Hüsna (ən gözəl adlar) Onundur. Göylərdə və yerdə olanlar Onu təsbeh edər. O, Əzizdir, Hakimdir (hökm və hikmət sahibidir)....
Leyl Suresi, 6. Ayet:
Hüsnanı (Allahın Zatını) təsdiq etdisə....
Leyl Suresi, 9. Ayet:
Hüsnanı (Allahın Zatını) yalanladısa,...
Leyl Suresi, 16. Ayet:
O kimsə ki, (Hüsnanı) yalanladı və üz döndərdi....