Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Allah; adaleti, ihsanı ve yakınlarınızda olanlara yardım etmeyi, buyurmakta; fahşadan, münkerden ve beğyiden men etmektedir. İyice anlayıp tutmanız için size öğüt veriyor....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
Sınırsız Rahmeti ve engin merhameti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, lütfuna, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahmân ve rahîm olan Allah’a hamdolsun....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Kendilerine, (fazlından ve ihsanından) nimet verdiğin kimselerin (Peygamberlerle velilerin) yoluna (hakkı kabul etmeyip küfre vardıklarından) gazâba uğrayanların ve sapıklarınkine değil... (Amin= Kabul buyur, Allah’ım!...)...
Bəqərə Suresi, 54. Ayet:
Mûsâ kavmine dedi ki: "Ey kavmim! Sizler buzağıya tutulmakla kendinize çok yazık ettiniz! Derhal Yaradanınıza tevbe edin! Allah yolunda kendinizi öldürün! Böyle yapmanız sizin için Yaratan nezdinde daha hayırlıdır." Böylece Allah da sizin tövbelerinizi kabul etsin. Çünkü o tövbeleri çok kabul eder, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Bundan sonra gene yüz çevirmiştiniz. Allah'ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı ziyankârlardan olurdunuz ya....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Ondan sonra sözünüzden dönmüştünüz. Eğer sizin üzerinizde Allah'ın ihsanı ve rahmeti olmasaydı, muhakkak zarara uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı (lütuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Ondan sonra sözünüzden dönmüştünüz. Eğer sizin üzerinizde Allah'ın ihsanı ve rahmeti olmasaydı, muhakkak zarara uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Sonra bunun ardından yüz çevirdiniz. Fakat üzerinize Allah’ın ihsânı ve rahmeti(tevbelerinizi kabûl etmesi) olmasaydı, mutlaka zarara uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı (lutuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten kayba uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'in kullarindan diledigine, bol ihsanindan indirmesini cekemeyerek, Allah'in indirdigini inkar etmekle, kendilerini ne kotu bir sey karsiliginda sattilar. Bu yuzden gazab ustune gazaba ugradilar. Kafirlere alcaltici bir azab vardir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kullarından dilediğine, bol ihsanından indirmesini çekemeyerek, Allah'ın indirdiğini inkar etmekle, kendilerini ne kötü bir şey karşılığında sattılar. Bu yüzden gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah’ın, kullarından dilediğine ihsânından (Kitab) indirmesine (hasedle) isyân ederek, Allah’ın indirdiğini (Kur’ân’ı) inkâr etmekle, mukabilinde kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Bu yüzden gazab üstüne gazaba uğradılar. İşte kâfirler için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah’ın kullarından dilediğine, bol ihsanından indirmesini çekemeyerek, Allah’ın indirdiğini inkar etmekle kendilerini ne kötü bir şey karşılığında sattılar, bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 110. Ayet:
Siz salâtı ikame edin (Allâh'a yönelişinizi zâhiren ve bâtınen hakkıyla yapın) ve zekâtı verin (Allâh'ın size ihsanından bir kısmını karşılıksız paylaşın ihtiyacı olanlara). . . Ne hayır yaparsanız, Allâh indînde (beyninizin derunundaki Esmâ hakikati boyutunda) onu bulursunuz. . . Muhakkak ki Allâh (varlığınızı oluşturan Esmâ'sıyla) Basıyr'dir yaptıklarınıza....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Cehennem azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; cehennemliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma....
Bəqərə Suresi, 173. Ayet:
O size leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etini haram kıldı. Kim mecbur kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret miktarını geçmemek şartıyla bunlardan yemesinde günah yoktur. Allah gafurdur, rahimdir. (günahları çok affeder, merhamet ve ihsanı boldur)....
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû kutibe aleykumul kısâsu fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi şey’un fettibâun bil ma’rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân(
ihsâni
n), zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh(rahmetun), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun)....
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular
4.
kutibe
: yazıldı, farz kılındı
Bəqərə Suresi, 182. Ayet:
Vasiyet edenin hataya düşüp haksızlığa kaymasından veya günaha girmesinden endişe edip ilgililerin arasını bulan kimse, hiçbir vebale girmez. Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 192. Ayet:
Şayet onlar vazgeçerlerse (siz de savaştan vazgeçin). Zira Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca başlayıp da, haccı kendisine farz haline getirirse, hac günlerinde kadına yaklaşamaz, ilişkiyi çağrıştıracak laf söz edilemez, günaha, isyana, haktan uzaklaşmaya götüren davranışlar sergilenemez, kimseye hakaret edilemez, kavga yapılamaz. Haccın başka aylara kaydırılması, ibadet yerleri ve makbuliyetiyle ilgili ihtilâf doğuracak konular konuşulamaz. Hac sırasında yerine getireceğiniz ilahî emirlerin, her türlü iyiliğin, ihsanın, izzetin, ikramın hepsin...
Bəqərə Suresi, 198. Ayet:
Rabbinizin lütuf ve ihsanını aramanızda size hiçbir vebal ve günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz de O'nu öylece zikredin. Bundan evvel siz sapıklardan idiniz....
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra, insanların sel gibi aktığı yerden siz de akın edin ve Allah’tan af dileyin! Çünkü Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için, dünya hayatı süslenip güzel gösterildi. Bu sebeple onlar imân edenlerden bazılarıyla alay ediyorlar. Halbuki, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler, kıyamet ...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Bütün insanlar Nûh’a kadar aynı dine sahip bir tek milletti. Görüş ayrılığına düşmeleri sebebiyle Allah onlara, rahmeti, merhameti, ihsanı, sevgisi konusunda müjdecilik, sorumluluk hesap ve cezayı hatırlatan, uyarıcılık görevi yapan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler gönderdi. İnsanlar arasında, ihtilâf ettikleri konularda, hakem olmaları, hüküm vermeleri, icraat yapmalarına esas olması için onlarla beraber, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda gerçekleştirilmesi gereken ...
Bəqərə Suresi, 215. Ayet:
Sana Allah yolunda İslâm uğrunda karşılık beklemeden, gönüllü, nereye, ne kadar harcayacaklarını soruyorlar: 'Karşılık beklemeden, gönüllü yapacağınız hayırlar, anaya-babaya, akrabalara, yetimlere, dullara, çevresi, çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcularadır. Yapacağınız her türlü iyiliğin, ihsanın izzetin, ikramın hepsini Allah biliyor, mükâfatsız bırakmayacak.' de....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
İman edip (gerektiğinde) Allah yolunda hicret ve cihad edenler var ya, işte bunlar Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 226. Ayet:
Eşlerine yaklaşmamaya yemin eden kocaların, dört ay bekleme hakkı vardır. Şayet kocaları bu süre bitmeden eşlerine dönerlerse bunda mahzur yoktur. Çünkü Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Et talâku merratân(merratâni), fe imsâkun bi ma’rûfin ev tesrîhun bi ihsân(
ihsâni
n), ve lâ yahıllu lekum en te’huzû mimmâ âteytumûhunne şey’en illâ en yehâfâ ellâ yukîmâ hudûdallâh(hudûdallâhi), fe in hıftum ellâ yukîmâ hudûdallâhi, fe lâ cunâha aleyhimâ fî meftedet bih(bihî), tilke hudûdullâhi fe lâ ta’tedûhâ, ve men yeteadde hudûdallâhi fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne)....
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
1.
et talâku
: boşamak
2.
merratâni
: iki kere
3.
fe
: artık, bundan sonra
4.
imsâkun
: tutmak
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz hanımları zifafa girmeden önce boşar, boşanma kararı alırsanız, kadınların veya nikâh akdi sırasında, boşanma hakkını uhdesine alan kimsenin vazgeçmesi dışında, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Bağışlamanız, mehirden vazgeçmeniz, takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize, günahlardan arınıp azaptan korunmanıza daha yakındır. Aranızda birbirinize lütuf ve ihsanı, izzet ve ikramı unutmayın. Allah işlediğiniz amelleri, biliyor...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
İsrailoğullarının peygamberi kendilerine şöyle dedi: “- Allah size Talût’u padişah gönderdi.” Onlar ise: “- Biz padişahlığa ondan daha münasip iken ve ona maldan da bir bolluk verilmemişken padişahlık nasıl onun olur?” dediler. Onlara şu cevabı verdi: “- Allah onu üstünüze beğenip seçmiş ve ona bilgi ile vücud kuvveti bakımından bir üstünlük vermiştir.” Allah mülkünü dilediğine verir, Allah’ın rahmet ve ihsanı geniştir; her şeyi kemâliyle bilicidir....
Bəqərə Suresi, 251. Ayet:
Allah'ın izniyle onları bozdular. Dâvûd da Câlût'u öldürdü. Allah, kendisine saltanat ve hikmet ihsân etti, dilediği bâzı şeyleri de belletti. Allah insanları, birbiriyle savıp gidermeseydi yeryüzü mutlaka bozulup giderdi fakat Allah'ın âlemlere ihsânı var, lütfü var....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanlar, her başağında yedi yüz tanesi olan ve tam yedi tane başak bitiren tek bir tohuma benzer. Allah dilediğine kat kat verir, arttırır. Allah'ın ihsânı boldur ve her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, her başağa yüz daneli yedi başak bitiren bir tohumun hâli gibidir. Allah dilediği kimseye daha kat kat verir. Allah’ın ihsânı çok geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Tanrı yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Tanrı dilediğine kat kat arttırır. Tanrı (ihsanı) bol olandır, bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların haali yedi başak bitiren, her başakda yüz «tane» bulunan bir tek tohumun haali gibidir Allah kime dilerse ona katkat verir. Allah, ihsanı bol olan, hakkıyle bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz 'tane' bulunan bir tek 'tane'nin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir....
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan, sizi yoksulluğa çağırır, size kötülüğü buyurur. Allah'sa yarlıgamasına, ihsânına davet eder ve Allah'ın ihsânı boldur, her şeyi o bilir....
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan sizi fakirlikle tehdîd edip korkutur, cimrilik ve hayâsızlığa teşvîk eder. Allah İse kendi katından bir mağfiret ve fazla (bir kâr) va'deder. Allah'ın lûtfu ihsanı boldur, O her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur. Size cimriliği emreder. Allah ise (nafaka hususunda) size kendisinden bir yarlığama ve bir bolluk va'd ediyor. Allah (ihsanı) geniş olan, (her şey'i) hakkıyle bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin şeyleri (cimriliği) telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vâdeder. Allah ihsanı bol olan ve her şeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan sizi (hayırda harcamakla) muhtaç olacaksınız diye korkutur, sizi cimriliğe ve çirkin şeylere teşvik eder. Allah ise kendi katından bir af ve lütuf vaad buyurur. Allah’ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilir....
Ali-İmran Suresi, 27. Ayet:
Geceyi devamlı gündüzün içine sokarak uzatırsın. Gündüzü de gecenin içine sokar uzatırsın. Ölüden diri, tohum ve yumurtadan canlı, kâfirden mü’min, cahilden âlim çıkarırsın. Diriden de ölü, canlıdan tohum ve yumurta, mü’minden kâfir, âlimden cahil çıkarırsın. Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere, lütuf ve ihsanından kayda geçirilmeyen, dara düşürmeyen, ölçüye tartıya vurulmayan, hesabı sorulmayan, itiraza mahal olmayan hes...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Erkek hizmetkârın yerini dolduramaz zannettikleri Meryem’e, yaratan, yaşama kabiliyeti gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rabbi o derece hüsnü kabul gösterdi ki, onu, ilk yaratılışa benzer bir yaratma ile, bir ümmete hizmet edecek, dölsüz, güzel bir oğul ihsanına layık gördü. Onun bakımını, nafakasını, ihtiyaçlarının karşılanmasını, Zekeriyya’nın sırtına yükledi, onu Zekeriyya’nın himayesine verdi. Zekeriyya onun yanına, mabeddeki özel bölmeye her girişinde Meryem’in ...
Ali-İmran Suresi, 89. Ayet:
Ancak daha sonra tövbe edip nefislerini ıslah edenler, bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları iyiliğin, ihsanın, izzetin, ikramın, yerine getirdikleri İslâmî emirlerin hiçbiri karşılıksız bırakılmayacak, onlara asla nankörlük edilmeyecektir. Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerin samimiyetlerini biliyor....
Ali-İmran Suresi, 129. Ayet:
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Ali-İmran Suresi, 170. Ayet:
(Hem onlar,) Allah’ın kendilerine ihsânından verdiği şeylerle sevinen kimselerdir ve arkalarından kendilerine (henüz) katılamayanları: 'Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun(da) olmayacaklardır' diye müjdelemek isterler!...
Ali-İmran Suresi, 171. Ayet:
Allah'ın nîmet ve ihsânına nâil olduklarından dolayı sevinç içindedir onlar ve Allah, inananların ecrini zâyi etmez....
Ali-İmran Suresi, 171. Ayet:
(Onlar) Allah’dan (gelen) bir ni'meti ve bir ihsânı ve şübhesiz Allah’ın, mü’minlerin mükâfâtını zâyi' etmeyeceğini (de) müjdelemek isterler....
Ali-İmran Suresi, 174. Ayet:
Kendilerine hiçbir kötülük erişmeksizin Allah'ın nîmetlerine ve ihsânına nâil olarak geri döndüler ve Allah rızâsına da uymuş oldular; Allah, pek büyük lütuf ve ihsân sahibidir....
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır....
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
Tanrı'nın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Tanrı'nındır. Tanrı yaptıklarınızdan haberi olandır....
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
Allah’ın, kendilerine ihsânından verdiği şeylerde cimrilik edenler de, onu kendileri için sakın bir hayır sanmasınlar! Bil'akis o, onlar için bir şerdir. O cimrilik ettikleri şeyler, kıyâmet günü boyunlarına dolanacaktır. Hem göklerin ve yerin mîrâsı Allah’ındır (mülk, umûmen O’nundur). Ve Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır....
Ali-İmran Suresi, 180. Ayet:
Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de ha...
Nisa Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah her şeyi bilendir....
Nisa Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın kiminizi kiminizden üstün kıldığı hususları temenni edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Siz Allah'tan bol nîmetini, cömertçe ihsanını isteyin. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilendir....
Nisa Suresi, 32. Ayet:
Tanrı'nın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi) kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Tanrı'dan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Tanrı her şeyi bilendir....
Nisa Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyi temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah, her şeyi bilendir....
Nisa Suresi, 37. Ayet:
Onlar ki, cimrilik eder, insanlara da cimrilikle tavsiyede bulunur ve Allah'ın kendilerine verdiği bol nimeti, cömertçe ihsanı gizlerler, (elbette ki Allah onları sevmez). Biz de böyle olan inkarcı nankörlere aşağılayıcı bir azâb hazırladık....
Nisa Suresi, 37. Ayet:
(Onlar) o kimseler ki cimrilik ederler, insanlara da cimriliği emrederler ve Allah’ın kendilerine ihsânından verdiği şeyleri gizlerler. Kâfirler için ise, (pek) aşağılayıcı bir azab hazırladık!...
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Yoksa Allah'ın insanlara cömertçe sunduğu nîmet ve bol ihsanına karşı hased mi ediyorlar ? Gerçekten biz İbrahim hanedanına kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir mülk sunduk....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Emniyete, yahut korkuya ait bir haber duysalar derhal yayarlar. Halbuki Peygambere ve içlerinden emre salâhiyeti olanlara başvursalardı bu haberi arayıp duyarak yayanlar, elbette onlardan gerçeğini öğrenirlerdi. Allah'ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan'a uyup gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
(95-96) Özür sahibi olmaksızın cihaddan geri kalan müminlerle, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz. Allah malları ve canları ile mücahede edenleri, derece bakımından cihada gitmeyenlerden üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de en güzel yurt olan cenneti vâd etmiştir, ama mücahede edenleri, cihada katılmayanlardan çok daha büyük mükâfatlarla, tarafından derece derece rütbeler, hususi bir mağfiret ve rahmetle mümtaz kılmıştır. Değil mi ki Allah gafurdur, r...
Nisa Suresi, 96. Ayet:
(95-96) Özür sahibi olmaksızın cihaddan geri kalan müminlerle, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz. Allah malları ve canları ile mücahede edenleri, derece bakımından cihada gitmeyenlerden üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de en güzel yurt olan cenneti vâd etmiştir, ama mücahede edenleri, cihada katılmayanlardan çok daha büyük mükâfatlarla, tarafından derece derece rütbeler, hususi bir mağfiret ve rahmetle mümtaz kılmıştır. Değil mi ki Allah gafurdur, r...
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Kim Allah yolunda hicret ederse dünyada gidecek çok yer, genişlik ve bolluk bulur. Kim evinden Allah’a ve Resulüne hicret niyetiyle çıkar da yolda ecel gelip kendini yakalarsa o da mükâfatı haketmiştir ve onu ödüllendirme Allah’a aittir. Allah gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Nisa Suresi, 113. Ayet:
Allah'ın sana lütfü, ihsânı ve rahmeti olmasaydı onların bir kısmı seni bile doğru yoldan çıkarmayı kurmuştu, fakat onlar, ancak kendilerini sapıklığa sevk ederler ve hiçbir hususta sana zarar veremezler ve Allah, sana kitabı ve hikmeti indirdi ve evvelce bilmediğin şeyleri öğretti sana ve Allah'ın, sana lütfü ve ihsânı pek büyüktür....
Nisa Suresi, 113. Ayet:
Eğer Allah'ın senin üzerinde lütfu ve rahmeti olmasaydı onlardan bir grup seni saptırmayı düşünmüştü. Oysa onlar ancak kendilerini saptırmaktadırlar ve sana bir zarar dokunduramazlar. Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirdi ve daha önce bilmediklerini öğretti. Şüphesiz Allah'ın senin üzerindeki ihsanı pek büyüktür....
Nisa Suresi, 113. Ayet:
(Ey Rasûlüm) Eğer Allah’ın lütfû ve rahmeti üzerinde olmasaydı, onlardan bir topluluk seni hakdan şaşırtmağa muhakkak kasdetmiş idi. Onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar ve sana hiç bir şeyde zarar da veremezler. Nasıl zarar verebilirler ki, Allah sana Kur’an’ı ve hükümlerini indirdi; evvelce bilmediklerini sana öğretti. Allah’ın, senin üzerindeki lütûf ve ihsanı çok büyüktür....
Nisa Suresi, 113. Ayet:
Eğer Allah’ın lütfu ve rahmeti senin üzerinde olmasaydı, onlardan bir grup seni saptırmaya çalışmıştı. Onlar, kendilerinden başkasını saptıramazlar ve sana hiç bir şeyle zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş, önceden bilmediklerini öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütuf ve ihsanı çok büyüktür....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Senden, kadınların, kızların durumları, meseleleri ile ilgili açıklama yapmanı istiyorlar. Sen: 'Onlara ait hükmü size Allah açıklıyor. Kendilerine yazılı olarak tanınmış hakları vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar, hür dul kadınlar ve çaresiz zavallı çocuklar hakkında Kur’ân’da size okunan diğer ayetlerle birlikte şu açıklamayı da yapıyor: Yetimleri himayede, sosyal adâleti, sosyal güvenliklerini, refah paylarını artırarak teminde, yetim haklarına riayette ve yetim mallarını idarede ad...
Nisa Suresi, 130. Ayet:
Ve eğer ayrılırlarsa, Allah kendi genişliğinden (bol nimetinden rızık ve ihsanı ile) hepsini gani kılar (muhtaç etmez). Ve Allah, Vâsi'dir (rahmeti keremi geniştir), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir)....
Nisa Suresi, 130. Ayet:
Eğer karı-koca boşanarak birbirinden ayrılırlarsa Allah, her birini kendi kudreti ile ihtiyaçtan berî kılar. Allah’ın ihsânı geniştir. O,hükmünde hikmet sahibidir....
Nisa Suresi, 130. Ayet:
Eğer karı koca boşanarak birbirinden ayrılırlarsa Allah, her birini kendi kudreti ile ihtiyaçtan kurtarır Allah’ın ihsanı geniştir, hakimdir....
Nisa Suresi, 152. Ayet:
Allah’a ve resullerine iman edip o resuller arasında hiçbir ayrım yapmayanların mükâfatlarını ise Allah ileride verecektir. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Nisa Suresi, 165. Ayet:
Rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan, uyarıcı olarak Rasuller gönderdik ki, Rasullerden sonra, insanların Allah’a itiraz niteliğinde bir delil ileri sürmelerine mahal kalmasın. Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İşte o zaman, iman edip güzel işler yapanlara mükafatlarını tamamıyla ödeyecek hem de bol ihsanından fazlasını bile verecektir. Ancak o kibirlerine yediremeyip çekinenleri acı bir azap ile cezalandıracak ve Allah'a karşı kendilerine ne bir kayırıcı, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Fakat îmân edip sâlih ameller işleyenler var ya, artık onlara mükâfâtlarını tam olarak verecek ve lütfundan onlara (ihsânını daha da) artıracaktır. (Kulluktan) çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onları da (pek) elemli bir azâb ile cezâlandıracak ve (onlar)kendileri için Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Allah'a inanıp ona sarılanları o, kendi rahmetine ve ihsânına alacak ve onları doğru yola sevkedecektir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Allah’a iman eden ve O’na sımsıkı sarılanlara gelince: Allah onları rahmet ve ihsanına gark edecek ve dosdoğru bir yolla Kendisine yöneltecektir....
Maidə Suresi, 19. Ayet:
Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, Rasullerden sonraki fetret devrini, insanlığın peygambersiz kaldığı devri takiben hak dini açıkça anlatan Rasulümüz tebliğ göreviyle size de geldi. Kıyamet gününde: 'Bize rahmetini, merhametini, ihsanını, sevgini müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan, uyarıcı gelmedi' şeklinde itiraz edemeyesiniz diye size de geldi. İşte size müjdeci ve uyarıcı gelmiştir. Allah’ın her şeye gücü kudreti yeter....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar (Allâh'a ulaşmayı yaşarken dileyenler)
3.
men yertedde
: kim geri dönerse
4.
...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, şunu bilsin: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever; onlar da Allah’ı severler, müminlere karşı yumuşak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve başları yukardadır; Allah yolunda mücadele ederler, dil uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir. Allah’ın ihsânı geniştir, her şeyi bilendir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey imân edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki, Allah ' onları sever, onlar da Allah'ı severler ; mü'minlere karşı boyunları bükük ve alçak gönüllüdürler; kâfirlere karşı başlan dik, vakarlı ve güçlüdürler ; Allah yolunda cihâd (kutsal savaş) ederler, kınayıp ayıplayanların ayıplamasından endişe etmezler, işte bu, Allah'ın öyle bir lûtfudur ki dilediğine verir. Allah'ın (lütuf ve İhsanı) geniştir ve (O her şeyi) bilendir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse, duysun: Allah onların yerine, kendisinin sevdiği, onların da kendisini seveceği, mü'minlere karşı boyunları aşağıda, kafirlere karşı başları yukarıda, Allah yolunda savaşan, dil uzatanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir. İşte o, Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah, ihsanı bol, herşeyi bilendir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey îman edenler, içinizden kim dininden dönerse Allah — mü' minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onların da kendisini seveceği — bir kavm getirir ki onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiç bîr kınayanın kınamasından (dedi kodusundan) çekinmezler. Bu, Allahın lutf-ü inayetidir ki onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan, en çok bilendir. ...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey îmân edenler! Sizden kim dî ninden dönerse (bilsin ki), Allah ileride (on ların yerine)öyle bir kavim getirir ki, (O) onları sever; ve (onlar da) O’nu se ver ler; (o bahtiyâr insanlar)mü’ min lere karşı alçak gönüllü, kâfir le re kar şı şiddetlidirler! Allah yolunda ci hâd ederler ve hiçbir dil uza tanın kınamasından korkmazlar!İşte bu, Allah’ın bir ihsânıdır ki, onu (kendi lüt fundan rızâsına yönelen kul la rın dan)dilediğine verir. Çünki Allah, Vâsi' (ihsânı bol olan)dır, Alîm (hakkıyla bil...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki,Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allahı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda mücahede eder ve bu hususta dil uzatan hiçbir kimsenin ayıplamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfudur ki dilediğine verir. Allah vâsi ve alîmdir (ihsanı boldur, her şeyi hakkıyla bilir)....
Maidə Suresi, 85. Ayet:
Böyle düşünmeleri nedeniyle, Allâh onları içinde ebedî kalacakları, altlarından nehirler akan cennetler ile mükâfatlandırdı. . . İşte budur muhsinlerin cezası! (İhsanın cezası = karşılığı = getirisi = sonucu, ihsandır. )...
Ənam Suresi, 48. Ayet:
Biz Rasulleri, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın, sevgimizin müjdecileri, ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak görevlendirip gönderiyoruz. Artık kim geçmişinin kirinden arınarak iman edip, iyi ve ıslah olur, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa onlara, her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
O’dur ki sizi dünyada halifeler yapmış ve verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Muhakkak ki Rabbin, cezalandırmayı dilediğinde işi çarçabuk bitirir ve muhakkak O gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur)....
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey Âdem oğulları! Size çirkin (avret) yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs elbisesi indirdik. Fakat takva elbisesi, işte o, hepsinden daha hayırlıdır. Bu giyim eşyasını göndermek, Allah’ın ihsanına delâlet eden alâmetlerdendir. Gerektir ki, düşünür ve anlarlar....
Əraf Suresi, 161. Ayet:
Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs'te) yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, "bağışlanmak istiyoruz" deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ileride ihsanımızı daha da artıracağız....
Əraf Suresi, 161. Ayet:
Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs'te) yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, «bağışlanmak istiyoruz» deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ileride ihsanımızı daha da artıracağız....
Əraf Suresi, 188. Ayet:
'Benim, kendime, Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanın dışında ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye gücüm yetebilir. Ben, eğer duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilseydim, kazancımı, menfaatlerimi çoğaltmayı, durumumu iyileştirmeyi, mutluluğumu artırmayı isterdim. İnsan cinsinin başına gelen hiçbir kötülük, hiçbir sıkıntı da bana dokunmazdı. Ben sadece iman edecek bir kavmi, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyaran ve All...
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Ey kâfirler, iki gruptan lâyık olana fetih ve yardım ihsanını istiyorsanız eğer, sizden haklı olan tarafa, müslümanlara fetih ve zafer ihsan edilmiştir. Eğer inkârdan ve peygamberle savaşmaktan vazgeçerseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Tekrar peygamber düşmanlığına ve mü’minlerle savaşa teşebbüs ederseniz, biz de ona tekrar yardıma başlarız. Yer götürmez ordularınız bile olsa, aslâ, hiçbir şekilde ordularınız size fayda sağlamayacaktır. Allah mü’minlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
(Ama bundan böyle fidyeyi ve ganimeti size mübah kıldım) artık aldığınız ganimetleri helâl ve hoş olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Gerçekten Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Ənfal Suresi, 70. Ayet:
Ey Peygamber! Ellerinizdeki esirlere de ki"Eğer Allah sizin kalplerinizde hayır yani iyi niyet, iman ve ihlâs istidadı bulursa, sizden alınan fidyelerden daha hayırlısını size verir ve günahlarınızı bağışlar. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Tövbə Suresi, 28. Ayet:
Ey inananlar! Müşrikler, mutlaka pis insanlardır, bu yıldan sonra artık onları Mescid-i Harâm'a yaklaştırmayın. Yoksulluktan korkarsanız bilin ki Allah dilerse yakında sizi lûtfuyla, ihsânıyla zenginleştirir ve şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir....
Tövbə Suresi, 28. Ayet:
Ey iman edenler, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan müşrikler temiz değildirler, pistirler. Artık bu yıldan sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer ticarî münasebetlerinizin kesilmesi sebebiyle yoksullaşmaktan korkarsanız, Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygunsa lütuf ve ihsanıyla sizi zengin eder. Allah’ın ilmi her şeyi kucaklar, hikmet sahibi ve hükümrandır....
Tövbə Suresi, 28. Ayet:
Ey imân edenler! müşrikler (Allah'a ortak koşanlar) ancak murdardırlar. Bu yıllarından sonra artık Mescid-i Harâm'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluk ve darlıktan korkarsanız, Allah dilerse ileride (sebepleri kolaylaştırarak) kendi kerem ve ihsanından sizi zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah bilendir, hikmet sahibidir....
Tövbə Suresi, 28. Ayet:
Ey iman edenler! Müşrikler bir pisliktirler. Artık bu yıldan sonra Mescid- i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız Allah sizi dilediğinde lütuf ve ihsanıyla zenginleştirecektir. Allah gerçekten alîmdir, hakîmdir....
Tövbə Suresi, 59. Ayet:
Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, “Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resûlü ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (O’nun ihsanını ister)iz” deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu....
Tövbə Suresi, 59. Ayet:
Keşke onlar, Allah ve Rasulünün kendilerine verdikleri pay ve imkânlara razı olsalar: 'Allah bize yeter. Allah ve Rasûlü bize lütuf ve ihsanından verir. Biz, Allah’ın rızasını, sadece Allah’ın rızasını arzuluyoruz.' deselerdi....
Tövbə Suresi, 59. Ayet:
Ne olurdu bunlar, Allah ve Resulünün kendilerine verdiğine razı olsalar da «Bize Allah yeter. Allah bize lütuf ve ihsanından yine lutfeder, verir. Bizim bütün rağbetimiz Allah'adır» deselerdi....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a and içiyorlar ki (o inkâr sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkâr sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkâra sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ve...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Münafıklar Allah’a yemin ediyorlar ki, (Peygamberle alay ve ona hakaret sözünü) söylemediler. And olsun ki, o küfür kelimesini söylediler; ve İslâmı kabul ettiklerini açıkladıktan sonra da kâfir oldular; ve muvaffak olamadıkları cinâyeti (Peygambere sûlikasdi) kurdular. Münafıkların Peygambere ve müminlere kin beslemeleri, ancak Allah ile Rasûlünün onları ihsanından zenginleştirmiş olmasıdır. Bununla beraber eğer nifaklarından tevbe ederlerse, haklarında hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse; All...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Tanrı'ya and içiyorlar ki (o küfür sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar küfür sözünü söylemişlerdir ve islamlıklarından sonra küfretmişlerdir ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Tanrı'nın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Tanrı onları dünyada da, ahirette de acı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ve b...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a and içiyorlar ki (o küfür sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar küfür sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra küfre sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve Resulünün bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acıklı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ...
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onların içlerinde taahhütte bulunanlar da vardı: 'Allah bize lütfundan, ihsanından verirse, mutlaka imanda sadâkatin ve kemalin ifadesi olan sadakayı, vicdanımızı, servetimizi, sosyal bünyemizi arındıran berekete vesile olan zekâtı veririz, malî mükellefiyetleri yerine getiririz, kesinlikle dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi müslümanlardan, sâlihlerden oluruz' diyorlardı....
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Allah'a ahdetmiştir....
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Tanrı'ya ahdetmiştir....
Tövbə Suresi, 75. Ayet:
Onlardan kimi de: «Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız» diye Allah'a ahdetmişti....
Tövbə Suresi, 76. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra, böylece
2.
lemmâ
: olunca, olduğu zaman
3.
âtâ-hum
: onlara verdi
4.
min fadli-hi
: kendi fa...
Tövbə Suresi, 76. Ayet:
Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir....
Tövbə Suresi, 76. Ayet:
Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir....
Tövbə Suresi, 76. Ayet:
Onlara kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Kimi bedevîler de Allah’ı ve âhireti tasdik eder;Allah yolunda harcamasını, Allah’a yakın olmaya ve Resulünün dualarını almaya vesile sayar. İyi bilin ki bu, onlar için Allah’a yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmet diyarı olan cennete yerleştirecektir.Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu)....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
1.
ve es sâbikûne el evvelûne
: hayırlarda yarışanların evvelkileri
2.
min el muhâcirîne
: hicret (göç) edenlerden
3.
ve el ensâri
: ve ensar, yardım edenler
...
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
Diğer bir kısmı ise günahlarını itiraf ettiler. Onlar iyi işlerle kötü işleri birbirine karıştırdılar. Onlar tövbe ederlerse umulur ki Allah da onların tövbelerini kabul buyurur.Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: Allah'ın ihsânıyla, rahmetiyle, yalnız bunlarla ferahlanıp sevinsinler. Bu, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır....
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: "Allah'ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır."...
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: “- Allah’ın ihsaniyle ve rahmetiyle, ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların toplamakta olduklarından (dünya menfaatından) daha hayırlıdır....
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki, «Allah'ın ihsanıyla ve rahmetiyle, yalnızca bunlarla sevinç duysunlar. Bu, onların biriktirip durduklarından daha hayırlıdır.»...
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: "Tanrı'nın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır."...
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: «Allah'ın bol ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır.»...
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Allah, sana bir zarar verirse o zararı, ondan başka giderecek yoktur ve hayır etmek dilerse de ihsânını reddeden bulunmaz; bunu, kullarından dilediğine verir ve odur suçları örten rahîm....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah, sana bir keder dokunduracak olursa, onu Allah’dan başka giderecek yoktur ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da onun ihsanını geri çevirecek yoktur. Allah, ihsan ve fazlını kullarından dilediğine nasib eder. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah sana bir zarar, bir sıkıntı dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir iyilik dilerse, O'nun nîmet ve ihsanını reddedecek de yoktur; onu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, artık onu O’ndan başka açacak (kaldıracak)olan kimse yoktur! Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun ih sânını geri çevirecek kimse de yoktur! (O,) bunu (bu ihsânını) kullarından dilediğine ulaştırır. Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Şayet sana hayır dilerse, o durumda O’nun bu lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, lütfunu ihsanını kullarından dilediğine eriştirir. O, öyle gafur, öyle rahîmdir! (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Hud Suresi, 2. Ayet:
'Ancak, Allah’ı ilâh tanımanız, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanmanız, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etmeniz için indirilmiştir. Ben de size Allah tarafından vazifelendirilmiş sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı ve rahmetini, merhametini, ihsanını, sevgisini açıklayan müjdeleyiciyim.'...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizden yarlıganma dileyin, sonra da tövbe edin ona da sizi mukadder zamânadek güzel bir sûrette geçindirsin, nîmetlerinden faydalandırsın ve her ihsân sâhibine, ettiği lütuf ve ihsânın mükâfatını versin. Fakat döner, yüz çevirirseniz şüphe yok ki ben, o büyük günün azâbına uğrayacağınızdan korkmaktayım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
'İşlediğiniz günahlar ve inkârınızdan dolayı Rabbinizden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin, sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip ona itaate yönelin. O da sizi, ömrünüzün sonuna kadar refah içinde, huzur içinde yaşatsın. Her sâlih amel işleyene, iyilik yapana da dünyada ve âhirette iyiliğinin, ihsanının karşılığını versin. Eğer söylediklerime aldırmaz, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönlendirmeye devam ederseniz, ben, sizin adınıza, azamet...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin ki, sizi belirli bir süreye kadar güzel nimetlerden yararlandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yaşatsın. Ve her fazilet sahibine layık olduğu ihsanı versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir ecele kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 9. Ayet:
İnsanoğluna, tarafımızdan bir rahmet (sıhhat ve zenginlik) taddırıp da sonra bunu çekip alıversek, şüphesiz ki o, Allah’ın ihsanından tamamen ümidini kesen, evvelki nimeti unutan nakör bir kimse olur....
Hud Suresi, 41. Ayet:
Nuh dedi ki "Binin gemiye! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Gerçekten Rabbim gafurdur, rahîmdir" (affı, rahmet ve ihsanı pek boldur)....
Hud Suresi, 73. Ayet:
(Melekler ona) dediler ki: “- Sen Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun, ehl-i beyt... Şüphe yok ki Allah nimet vermesiyle hamde lâyıktır, lütuf ve ihsanıyla yücedir.”...
Hud Suresi, 73. Ayet:
(Elçi melekler): «Allahın emrine mi şaşıyorsun? Ey ehl-i beyt, Allahın rahmeti, bereketleri sizin üzerinizdedir. Şübhe yok ki, O, asıl hamde lâyık, hayr-u ihsanı çok olandır» dediler. ...
Hud Suresi, 73. Ayet:
(Melekler) dediler ki: 'Allah’ın işine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir ey ev halkı! Şübhesiz ki O, Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık olan)dır, Mecîd (ihsânı bol olan)dır.'...
Hud Suresi, 73. Ayet:
Elçi melekler: "Sen, dediler, Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ehl-i beyt! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun. O gerçekten her türlü hamde lâyıktır, hayır ve ihsanı boldur."...
Yusif Suresi, 37. Ayet:
(37-38) Yusuf: "Yiyeceğiniz yemek size henüz gelmeden, her birinizin rüyasının tabirini size bildirmiş olurum. Bu, Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Ama, önce biraz beni dinleyin: Ben Allah’a iman etmeyen, âhireti de inkâr eden bir halkın dinini bir tarafa atıp, atalarım İbrâhim, İshak ve Yâkub’un dinine tabi oldum. Allah’a herhangi bir şeyi şerik saymak bizim için asla doğru olmaz. Bu tevhid inancı, Allah’ın hem bize, hem de insanlara olan ihsanıdır. Ama ne yazık ki insanların çoğu bu nime...
Yusif Suresi, 38. Ayet:
"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler."...
Yusif Suresi, 38. Ayet:
Atalarım İbrahim, İshâk ve Yâkub'un dinine uydum. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz. Bu da Allah'ın bize ve insanlara olan iyilik ve ihsanıdır. Ne var ki insanların çoğu şükretmezler....
Yusif Suresi, 38. Ayet:
"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Tanrı'ya hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Tanrı'nın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler."...
Yusif Suresi, 38. Ayet:
(37-38) Yusuf: "Yiyeceğiniz yemek size henüz gelmeden, her birinizin rüyasının tabirini size bildirmiş olurum. Bu, Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Ama, önce biraz beni dinleyin: Ben Allah’a iman etmeyen, âhireti de inkâr eden bir halkın dinini bir tarafa atıp, atalarım İbrâhim, İshak ve Yâkub’un dinine tabi oldum. Allah’a herhangi bir şeyi şerik saymak bizim için asla doğru olmaz. Bu tevhid inancı, Allah’ın hem bize, hem de insanlara olan ihsanıdır. Ama ne yazık ki insanların çoğu bu nime...
Yusif Suresi, 38. Ayet:
«Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanlardan çoğu şükretmezler.»...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun önünde saygı ile eğildiler. Yusuf: "Babacığım! dedi, işte küçükken gördüğüm rüyanın tabiri! Rabbim o rüyayı gerçekleştirdi. O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latifdir (dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir). Şüphesiz O alîmdir, ...
Hicr Suresi, 49. Ayet:
(49-50) Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben’im. Bununla beraber azabım da elîm mi elîm!...
Hicr Suresi, 50. Ayet:
(49-50) Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben’im. Bununla beraber azabım da elîm mi elîm!...
Nəhl Suresi, 7. Ayet:
Bunlar yüklerinizi taşırlar; öyle uzak diyarlara kadar götürürler ki, onlar olmaksızın, son derece zahmet ve meşakkat çekmeden varamazdınız oralara. Gerçekten, bunları size âmade kılan Rabbiniz pek şefkatlidir, rahmet ve ihsanı boldur....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Pek taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyasını çıkarmanız için denizi de (belli ölçü ve kanunlarla) yararınıza sunan O'dur. Gemileri de suyu yara yara gittiğini görürsün ki, bu Allah'ın geniş lûtfunu ve ihsanını dilemeniz içindir. Ola ki şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Halbuki Allah’ın nimetlerini birer birer saymaya kalksanız, mümkün değil, sayamazsınız. Gerçekten Rabbin gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
İnnallâhe ye’muru bil adli vel
ihsâni
ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bagy(bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
1.
inne allâhe
: muhakkak Allah
2.
ye'muru
: emreder
3.
bi el adli
: adaletle
4.
ve el
ihsâni
: ve ihsan
...
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (Allah'ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Muhakkak ki Allâh, hakkını vermeyi, ihsanı (iyilik yapmayı) ve yakınlara cömert olmayı hükmeder. . . Fahşadan (nefsanî davranışlardan), münkerden (imanın gereklerine ters düşen fiillerden) ve bagiyden (zulüm ve hakka tecavüz) nehyeder. . . Düşünüp değerlendirmeniz için öğüt veriyor....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder, hayasızlıktan, kötülükten ve zorbalıktan da nehyeder. Olur ki öğüt alırsınız diye size öğüt veriyor....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böyle öğüd veriyor ki, benimseyip tutasınız. (ADÂLET: Her şeyi yerli yerine koymak demektir. Zulmün zıddıdır. Her hakkın başı, Allah hakkı olduğundan ona ortak koşmamak, tevhide iman etmek esastır. Bundan sonra ilâhi ölçülere göre her şeyin hakkını vermek adalettir. İHSAN: Farzları yerine getirmek, Allah’ı görür gibi kendisine ibadet etmek, bir şeyi güzel ve i...
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Haberiniz olsun ki Allah size adli, ihsanı ve yakınlığı olana atâyı emrediyor ve fuhşiyyâttan, münkerden, bagiyden nehyediyor, size va'zediyor ki dinleyip anlayıp tutasınız...
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphesiz Tanrı, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi buyurur; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), münkerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Muhakkak ki Allah; adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, fenalığı ve taşkınlığı ise yasaklar. Tezekkür edesiniz diye size öğüt verir....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Allah adaleti, hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Allâh adâleti, ihsanı, akrabâya vermeyi emreder, fahşâ(edepsizlikten)dan, münker(fenâlık)den ve bağy(azgınlık)den meneder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Şüphe yok Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşâdan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz....
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
Allah size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etini haram kıldı. Ama kim çaresiz kalırsa zaruret miktarını aşmayarak ve başkasının hakkına da tecavüz etmeyerek, haram kılınan şeyden yerse bunda günah yoktur. Şüphesiz Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Onlara da, bunlara da, hepsine, Rabbinin lütuf ve ihsânından yardımda bulunuruz, bağışlar dururuz ve Rabbinin ihsânı, kimseden men edilmez....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de, Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı, sınırlı ve kısıtlanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Onlara da bunlara da herbirine Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından 'arttırarak veririz.' Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Her birine: dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da, Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç kimseden menedilmiş değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Her birine: Onlara da, bunlara da Rabbinin bağış ve ihsanından ardarda veririz. Zaten Rabbinin bağış ve ihsanı (kimselerden) yasaklanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da onlara da Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin verişi yasak değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine; (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da, bunlara da rabbinin ihsanından 'arttırarak veririz.' Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Herbirine, onlara ve bunlara (dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de)Rabbinin ihsânından meded veririz. Rabbinin ihsânı ise (kimseye) yasaklanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyene de ahireti isteyene de) Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Esasen Rabbinin ihsanı hiç kimseye yasak kılınmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir....
İsra Suresi, 20. Ayet:
Hepsine, onlara da bunlara da Rabbinin ihsanından 'artırarak veririz'. Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir....
İsra Suresi, 66. Ayet:
Rabbiniz, öyle bir Rabdir ki lütuf ve ihsânını arayın diye sizin için denizde gemileri yürütür. Şüphe yok ki o, size rahîmdir....
İsra Suresi, 66. Ayet:
Rabbiniz (o sınırsız kudret sahibidir ki) O'nun geniş nîmet ve ihsanından (geçiminizi) arayasınız diye denizde sizin için gemiyi yüzdürür. Doğrusu Rabbiniz sizin hakkınızda çok merhametlidir....
İsra Suresi, 83. Ayet:
Biz, insana (sağlık ve genişlik gibi) nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip yan çizer. Ona fenalık dokununca da pek ümitsiz olur, (Allah’ın ihsanından ümidini keser)....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Ancak Rabbinin rahmeti onu korumuştur; gerçekten de onun lütfü, ihsânı pek büyüktür sana....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Fakat Kur’ân’ı kalbinde ezberlemen, ancak Rabbinin bir ihsanıdır. Gerçekten O’nun, senin üzerindeki ihsânı çok büyüktür....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kur’ân’ı ortadan kaldırmadık); gerçekten O’nun, senin üzerindeki ihsânı (çok) büyüktür....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Ama böyle yapmayıp Kur’ân âyetlerini muhafaza etmesi, sırf Rabbinin ihsanının sonucudur. Gerçekten O’nun sana olan lütfu pek büyüktür....
İsra Suresi, 105. Ayet:
Biz, Kur’ân’ı, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça bir düzen gerçekleştirecek bir kitap olarak indirdik. O, bütün hakikatleri içinde toplayarak bütün ihtiyaçları giderecek şekilde indi. Seni de, ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik....
Kəhf Suresi, 56. Ayet:
Biz Rasulleri ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın ve sevgimizin müjdeleyicileri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirir, göndeririz. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler ise, hakkı, Kur’ân’ın getirdiklerini bâtılla ortadan kaldırmak için bâtıl bir metot kullanarak mücadeleye devam ediyorlar. Onlar...
Məryəm Suresi, 2. Ayet:
Bu, Senin Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya olan lütuf ve ihsanının anlatımıdır....
Nur Suresi, 10. Ayet:
Eğer Allah’ın üzerine ihsanı ve rahmeti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hikmet sahibi olmasaydı, sizi rüsvay ve perişan ederdi....
Nur Suresi, 10. Ayet:
Hâlbuki üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Hakîm (her işi hikmetli olan) olmasaydı (hâliniz nice olurdu)!...
Nur Suresi, 14. Ayet:
Hâlbuki dünyada ve âhirette Allah’ın ihsânı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız bu şeyden (iftirâdan) dolayı, size elbette (pek) büyük bir azab dokunurdu....
Nur Suresi, 20. Ayet:
Ve eğer üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Raûf (çok şefkat eden), Rahîm (çok merhamet eden) olmasaydı (sizi hemen azâba uğratırdı)!...
Nur Suresi, 21. Ayet:
Ey îmân edenler! Şeytanın adımlarına uymayın! Kim şeytanın adımlarına tâbi' olursa, artık şübhesiz ki o, çirkin işleri ve kötülüğü emreder! Eğer üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse ebedî olarak temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Çünki Allah, Semî' (hakkıyla işiten)dir, Alîm (herşeyi bilen)dir....
Nur Suresi, 22. Ayet:
İçinizden fazilet ve imkân sahibi olanlar, akrabalara, fakirlere, Allah yolunda hicret etmiş olanlara sadaka vermeme hususunda yemin etmesinler! Affedip müsamaha göstersinler. Siz de Allah’ın sizi affedip müsamaha göstermesini arzu etmez misiniz?Allah gerçekten gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Nur Suresi, 32. Ayet:
1.
ve enkihû
: ve nikâhlayın, evlendirin
2.
el eyâmâ
: eşi (karısı) olmayan erkekler,
3.
min-kum
: sizden
4.
ve es sâlihîne
...
Nur Suresi, 32. Ayet:
Ve sizden eşi olmayan erkekleri ve kölelerinizden salih olanları ve eşi olmayan kadınlarınızı nikâhlayınız (evlendiriniz). Eğer onlar fakir iseler Allah onları fazlından gani (zengin) kılar. Ve Allah, Vâsi'dir (ihsanı, ni'meti çok olandır), Alîm'dir (en iyi bilendir)....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bir de içinizden bekârları ve kölelerinizle cariyelerinizden salihleri (evlenme durumunda olanları) evlendirin. Eğer fukara iseler, Allah onlara fazlından rızık ihtiyaçlarını giderir. Allah’ın ihsanı geniştir, Alîm’dir= her şeyi hikmeti üzere bilerek verir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Bekâr olanlarınız ile köle ve cariyelerinizden evlenebilecek durumda olanları evlendirin. Onlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Çünkü Allah'ın lütuf ve ihsanı pek geniştir; O herşeyi hakkıyla bilir....
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar! Eliniz altındaki köle ve cariyelerinizden mükâtebe yapmak isteyenler olursa ve siz de onlarda liyakat görürseniz mükâtebe yapınız! Allah’ın size ihsan ettiği maldan siz de onlara veriniz. (Mecburî hizmet bedellerini ödemelerine yardım ediniz). Dünya hayatının geçici metâını elde etmek için, sakın cariyelerinizi -hele iffetli olmak isterlerse- fuhşa zorlamayın! Her kim onları fuhş...
Nur Suresi, 38. Ayet:
Allah onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüllendirecek ve lütuf ve ihsanıyla bundan daha fazlasını da onlara verecektir. Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır....
Furqan Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Onu, göklerdeki ve yerdeki bütün sırları bilen Yüce Allah indirdi. O, gerçekten gafurdur, rahîmdir." (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Furqan Suresi, 56. Ayet:
Biz seni ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici; sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirip gönderdik....
Furqan Suresi, 61. Ayet:
Gökte burçlar yaratan, onların içinde bir kandil (güneş) ve nurlu bir ay yerleştiren Allah, yüceler yücesidir, hayır ve ihsanı sınırsızdır....
Furqan Suresi, 62. Ayet:
İbadetlerini vaktinde eda edemeyerek, daha sonra hatırlayıp yerine getirmek, ilmî ve amelî bir çalışma yapmak isteyenler veya Allah’ın lütfuna ihsanına daha çok şükretmek isteyenler için O, gece ile gündüzü birbirinin yerine telâfi zamanları olarak kullanılır şekilde düzenleyendir....
Furqan Suresi, 70. Ayet:
Ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler güzel ve makbul işler işleyenler bundan müstesnadır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere, günahlarını sevaplara çevirir.Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Kitaba âit bir bilgiye sâhib olansa ben dedi, gözünü yumup açmadan onu getiririm sana. Derken baktı ki taht yanında durmada, onu görünce bu dedi, Rabbimin lûtfundan, ihsânından, şükür mü edeceğim, nankör mü olacağım, beni sınamak istiyor. Fakat şükreden, mutlaka kendisini faydalandırmış olur ve nankörlük edene gelince hiç şüphe yok ki Rabbim, kullarından müstağnîdir, onlara karşı lütuf ve kerem sâhibidir....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
İlâhî kitaplardaki bilgileri iyi bilenlerden biri ise: 'Göz ucuyla kendine bakacak süreden daha kısa bir zamanda, ben onu sana getiririm' dedi. Süleyman kraliçenin tahtını yanı başına yerleştirilmiş görünce: 'Bu Rabbimin lütuf ve ihsanındandır. Şükür mü edeceğimi, nankörlük mü edeceğimi denemek istiyor. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki, benim Rabbim zengindir, muhtaç değildir, af, merhamet ve kerem sahibidir.' dedi....
Qəsəs Suresi, 17. Ayet:
(Yine Mûsa şöyle) dedi:” - Ey Rabbim! Bana olan bu ihsanın (beni bağışlamanın) hakkı için, artık suçlulara hiç bir zaman yardımcı olmıyacağım.”...
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır....
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık; ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır....
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
Öyleyse evlatlara babalarını esas alarak isim verin! Böyle yapmak Allah nezdinde daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, bu takdirde onları kardeş veya mevlâ olarak kabul edin! Yanılarak isimlerde yaptığınız hatalardan ötürü size vebal yoktur, ama kalplerinizin kasden yaptıklarında vebal vardır. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
Allah, böylece sadık kalanları, doğruluklarına karşılık ödüllendirecek, münafıkları da dilerse azaba uğratacak veya tövbe nasib edip tövbelerini kabul buyuracaktır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Səba Suresi, 2. Ayet:
Yere giren ve oradan çıkan, gökten inen ve oraya yükselen ne varsa O, hepsini bilir. O rahîmdir, gafurdur (merhamet ve ihsanı boldur, çok affedicidir)....
Səba Suresi, 28. Ayet:
Biz seni bütün insanların iyiliği için, ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler....
Fatir Suresi, 2. Ayet:
Allah'ın, kullarına rahmet ve ihsânına dâir lûtfedeceği şeye mâni olan bulunamaz ve eğer kısar da vermezse ondan başka gönderecek de olamaz ve odur üstün, hüküm ve hikmet sâhibi....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
Ve iki deniz, bir ve eşit olamaz; şu, tatlı ve içilecek sudur, içilince kandırır adamı, boğazdan kolaycacık ve iyi bir sûrette kayıp gider; buysa tuzludur, acıdır ve hepsinden de terütaze balıklar çıkarır, yersiniz ve takıp süsleneceğiniz ziynet eşyâsı çıkarırsınız ve görürsün ki, lütuf ve ihsânını arayıp bulmanız ve şükretmeniz için hepsinde de, suları yara yara gemiler gitmede....
Fatir Suresi, 24. Ayet:
Biz seni, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ile rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik. Her milletten kendi içinde, vazifelerini ifa eden uyarıcılar mutlaka var olagelmiştir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Onların mükâfâtını, tamâmıyla öder elbette ve lûtfundan, ihsânından, mükâfatlarını arttırır da; şüphe yok o, suçları örter, mükâfatlarını da fazlasıyla verir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Çünkü Allah onların ödüllerini eksiksiz verecek, üstüne de lütuf ve ihsanıyla daha fazlasını bağışlayacaktır. Zira O çok bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir....
Sad Suresi, 9. Ayet:
Yoksa, kudretli ve hükümran, ihsanı bol Rabbinin rahmet hazineleri, peygamberlik tevdii onların elinde mi?...
Sad Suresi, 35. Ayet:
Rabbim demişti, beni yarlıga ve bana öyle bir saltanat ver ki benden sonra hiçbir kimse nâil olamasın o saltanata, şüphe yok ki senin vergin, ihsânın, boldur....
Sad Suresi, 39. Ayet:
1.
hâzâ
: bu
2.
atâu-nâ
: bizim atâmız, ihsanımız
3.
femnun
: artık ni'metlendir, ver, lütufta bulun
4.
ev
: veya<...
Sad Suresi, 39. Ayet:
Bunlar bizim atâmızdır (ihsanımızdır, verdiklerimizdir). Artık dilediğine hesapsız ver veya verme....
Sad Suresi, 39. Ayet:
“İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bunlar bizim ihsanımız. Artık ister başkalarına ikram et. İster elinde tut. Bunun hesabı sana sorulmayacak....
Sad Suresi, 39. Ayet:
Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya tut. (Bunun) bir hesabı yoktur....
Sad Suresi, 39. Ayet:
(Biz buyurduk ki): “- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman)....
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok, dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
«İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin» dedik....
Sad Suresi, 39. Ayet:
Bu bizim ihsânımızdır; artık ister (dilediğine) hesabsız olarak ver, ister tut!...
Sad Suresi, 39. Ayet:
(Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.»...
Sad Suresi, 39. Ayet:
Buyurduk: "Süleyman! İşte bu, sana ihsanımızdır. İster dağıt, ister yanında tut, bu hesapsızdır."...
Sad Suresi, 39. Ayet:
"Bu bizim ihsânımızdır. Artık dilediğine ver veya verme, hesapsızdır." (dedik)....
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: "Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, gafur ve rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır)."...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Ğâfir'iz Zenb (suçları bağışlayıcı), Kabilit Tevb (tövbeyi - hakikatine dönmeyi kabul edici), Şediyd ül 'Ikab (suçları acımasız şiddetle cezalandıran) ve Züt Tavl'dır (lütfu ihsanı bol olan). . . Tanrı yok, sadece "HÛ"! O'nadır dönüş....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütuf ve ihsanı geniş ve bol olandır. O'ndan başka Tanrı yoktur. Varış O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, aynı zamanda günahları bağışlar, tövbeleri kabul buyurur, ama cezalandırması da çetin olup, lütuf ve ihsanı pek geniştir. Ondan başka tanrı yoktur. Dönüş yalnız O’na olacaktır....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Allah’ın rahmetini, merhametini, ihsanını, sevgisini müjdeleyici; sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı bir kitaptır. Fakat onların çoğu Kur’ân ile ilgilenmedi, Kur’ân’ın dinlenmesine, benimsenmesine, öğretilmesine, ilkelerinin yaşanmasına engel tedbirler aldılar. Onlar Kur’ân’a kulak vermiyorlar....
Fussilət Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Dünya hayatında da, âhirette de biz sizin dostunuzuz. Orada sizin canınızın çektiği her şey, Gafur ve Rahîm’den (affı, merhamet ve ihsanı bol olan Allah tarafından) bir ikram olarak sizindir. Hem orada siz bütün istediklerinize kavuşacaksınız....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Dünya hayatında da, âhirette de biz sizin dostunuzuz. Orada sizin canınızın çektiği her şey, Gafur ve Rahîm’den (affı, merhamet ve ihsanı bol olan Allah tarafından) bir ikram olarak sizindir. Hem orada siz bütün istediklerinize kavuşacaksınız....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Öyle ki neredeyse gökler üstlerinden yarılacaklar. Melekler Rab’lerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, gafur ve rahîm O’dur (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur)....
Şura Suresi, 26. Ayet:
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanların (dilek ve dualarını) kabul eder de kendi bol nimetinden, geniş ihsanından onlara artırır. Kâfirlere gelince: Onlar için çok çetin bir azâb vardır....
Şura Suresi, 26. Ayet:
Hem iman edip makbul ve güzel işler yapanların dualarına karşılık verir, hatta lütuf ve ihsanından onların ödüllerini artırır. Kâfirlere ise şiddetli bir azap vardır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
Allah O’dur ki, (kullar) ümidi kesmişlerken yağmuru indirir, rahmet ve bereketini (her tarafa) yayar. O, (kendi ihsanı ile kullarına) Velî’dir, Hamîd’dir= hamd edilmeğe lâyıktır....
Duxan Suresi, 41. Ayet:
(41-42) O gün dost dosta fayda veremez. Allah’ın merhametine mazhar olanlar dışında, kimseye yardım da edilmez. O, gerçekten azîzdir, rahîmdir (üstün kudret sahibidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Duxan Suresi, 42. Ayet:
(41-42) O gün dost dosta fayda veremez. Allah’ın merhametine mazhar olanlar dışında, kimseye yardım da edilmez. O, gerçekten azîzdir, rahîmdir (üstün kudret sahibidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Casiyə Suresi, 12. Ayet:
Öyle bir Allah'tır ki üstünde gemi, emriyle kayıp gitsin ve siz de lûtfundan, ihsânından nasîbinizi arayıp elde edin de şükreyleyin diye râm etmiştir denizi size....
Casiyə Suresi, 12. Ayet:
O Allah ki, buyruğu gereği, gemiler yüzüp yol alsın; geniş lütuf, bol ihsanını arayasınız ve şükredesiniz diye denize başeğdirip emrinize vermiştir....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa, "Kur’ân’ı kendisi uydurdu!" mu diyorlar? De ki: "Eğer ben uydurduysam zaten Allah, çok geçmeden cezamı verir. Siz bana yardım etmek isteseniz bile Allah’ın azabından beni kurtaramazsınız. (Ben cezamı çekmeye hazırım. Siz rahat olun). Demek ki sizin bu kabil laflarınız boş sözlerden, içine daldığınız yaygaradan ibarettir. Allah da bunu pek iyi bilmektedir. Benimle sizin aranızda şahit olarak O, kâfidir. O gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur)....
Fəth Suresi, 2. Ayet:
Allah, geçmişte yaptığın ve gelecekte yapacağın icraatlarından ve davranışlarından dolayı suçlanmaktan ve günah işlemekten seni korusun, seni koruma kalkanına alsın, sana olan nimetini, ihsanını tamamlasın, dinini, düzenini hâkim kılsın, yüceltsin, seni doğru, muhkem, güvenli yolda, İslâmî hayatta başarıya ulaştırsın diye, bu fethi ihsan etti....
Fəth Suresi, 8. Ayet:
Biz seni peygamberlik göreviyle, Kurân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah’ındır. O, dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Allah gafurdur, rahîmdir (affı ve ihsanı boldur)....
Fəth Suresi, 29. Ayet:
Muhammed, Allah'ın Peygamberidir. O'nunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı çok çetin ve serttirler; kendi aralarında birbirlerine karşı merhametlidirler. Onları, rükû' edenler, secde edenler olarak görürsün; Allah'ın geniş lûtfunu, bol ihsanını arzu ederler. Alâmetleri, yüzlerindeki secdeden oluşan izdir. İşte bu onların Tevrat'taki misâlleridir. İncil'deki misâlleri ise, filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş derken kalınlaşmış da sapı üzerinde doğrulmuş, (öyle ki) ziraatçilerin hayranlığını...
Hucurat Suresi, 12. Ayet:
Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Kiminiz kiminizi gıybet etmesin. Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı? İşte bundan hemen tiksindiniz! Öyleyse Allah’ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun. Allah tevvabdır, rahîmdir (tövbeleri kabul eder, merhamet ve ihsanı boldur)....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedeviler "iman ettik!" dediler. De ki: "Siz iman etmediniz, lâkin "İslâm olduk, size inkıyad ettik!" deyiniz. Zira iman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve resulüne itaat ederseniz, sizin emeklerinizden hiçbir şeyin mükâfatını eksiltmez. Yaptığınızı zayi etmez. Gerçekten Allah gafûr ve rahîmdir (mağfireti, merhamet ve ihsanı boldur)....
Tur Suresi, 28. Ayet:
«Gerçek biz bundan evvel (müvahhid olarak) Ona ibâdet ediyorduk. Şübhesiz ki O, (evet) O, (va'dinde saadık) ihsanı bol, çok esirgeyicidir». ...
Tur Suresi, 28. Ayet:
Çünkü biz daha önce Allah’a dua ve ibadet eder, bizi ateşten korumasını niyaz ederdik." Gerçekten O, berr’dir, rahîmdir (hayırların kaynağıdır, merhamet ve ihsanı boldur)....
Tur Suresi, 29. Ayet:
Ey Resulüm, sen irşad ve nasihatina devam et! Sen Rabbinin ihsanı sayesinde kâfirlerin iddia ettikleri gibi kâhin de değilsin, deli de değilsin....
Rəhman Suresi, 1. Ayet:
O, sınırsız rahmeti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahman olan Allah’tır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak, hayatın devamı ve işleyişi, yardımıyla gerçekleşen, muhtaç ve âciz olmayacak, saygıya lâyık görülecek kadar güçlü olan, fânî varlıklara hayat vererek lütuf ve ihsanına mazhar eden, zâtına lâyık olmayan şirkten münezzeh, kudret ve ihtişam sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır....
Hədid Suresi, 9. Ayet:
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, o has kuluna açık açık âyetler indiren O’dur. Muhakkak ki Allah size karşı raûfdur, rahîmdir (son derece şefkatlidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Ve yarışarak koşun Rabbinizin yarlıgamasına ve cennete ki genişliği, göğün ve yeryüzünün genişliği gibidir, hazırlanmıştır Allah'a ve peygamberlerine inananlara; bu, Allah'ın lûtfudur, ihsânıdır, dilediğine verir onu ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsân sâhibidir....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
(Siz günahlarınızdan tevbe ederek) Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği, yerle göğün genişliği gibi olan bir cennete yarışın ki; o, Allah’a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmıştır. O, Allah’ın ihsanıdır; onu dilediği kimselere verir. Allah çok büyük ihsan sahibidir....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabbınızdan bol bağışlanmaya ve eni gökle yer genişliği gibi olup, Allah'a ve Peygamberine imân edenlere hazırlanan Cennet'e koşuşup yarışın. Bu, Allah'ın öylesine büyük ve geniş lûtfu, bol ihsanıdır ki dilediğine verir. Allah, büyük lütuf ve ihsan sahibidir....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabbiniz tarafından verilecek mağfirete ve cennete girmek için yarışın! Öyle bir cennet ki eni göklerle yerin eni gibi olup Allah’a ve resullerine iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah’ın dilediği kimselere olan bir ihsanıdır. Allah büyük lütuf sahibidir....
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey (önceki resullere) iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın bu Resulüne de iman edin ki rahmet hazinesinden size iki hisse versin ve size, sayesinde karanlığı dağıtıp yürümenizi sağlayan bir nûr versin ve sizi affetsin. Çünkü Allah gafûr ve rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)....
Mücadilə Suresi, 12. Ayet:
Ey iman edenler! Şayet Resulullah ile baş başa görüşmek isterseniz, bu özel görüşmeden önce bir sadaka verin. Böyle yapmak sizin için daha hayırlı, şaibeden daha uzak, günahlarınızı temizleme yönünden daha uygun bir davranış olur. Eğer buna imkân bulamazsanız Allah sizi muaf tutar, çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Həşr Suresi, 8. Ayet:
Ganimet malı, bir de fakir muhacirleredir ki onlar yurtlarından ve mallarından çıkarıldılar; (onlar sadece) Allah'ın geniş lütuf, bol ihsanını ve hoşnutluğunu arzulamaktalar; Allah'a ve Peygamberine yardım ederler. İşte (imânlarında) sâdık olanlar da bunlardır....
Həşr Suresi, 10. Ayet:
Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek müminler): "Ey kerim Rabbimiz, derler, bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle! İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur ya Rabbenâ, çünkü Sen raufsun, rahîmsin!" (şefkat ve ihsanın son derece fazladır)....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! Mümin hanımlar, Allah’a hiçbir sûrette ortak tanımamak hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, hiç yoktan yalan uydurup iftira atmamak, bulduğu bir çocuğu, kocasına isnat etmemek veya gayr-ı meşrû bir çocuk dünyaya getirip onu kocasına mal etmemek, senin kendilerine emredeceğin meşrû olan herhangi bir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana biat etmeye geldiklerinde, sen de onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan af dile! Çünkü Allah gafurdur, rah...
Cümə Suresi, 4. Ayet:
Bu, Allah'ın lütufudur, ihsânıdır, dilediğine verir onu ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsân sâhibidir....
Cümə Suresi, 4. Ayet:
Bu (peygamberlik vazîfesi) Allah’ın ihsânıdır; onu dilediğine verir. Çünki Allah, pek büyük lütuf sâhibidir....
Cümə Suresi, 10. Ayet:
Namazı kıldınız mı da artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lûtfunu, ihsânını arayın ve çok anın Allah'ı da kurtulup murâda erin....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Şüphe yok ki Rabbin daha iyi bilir, gerçekten de senin, gecenin üçte ikisinden ve yarısından daha az ve bâzı vakitlerde de üçte biri kadar bir zamânında kalktığını ve seninle berâber bulunanların bir bölüğünün de kalktıklarını ve Allah, gecenin ve gündüzün vakitlerini ölçer; bilmiştir ki siz, onu lâyıkıyla hesaplayamazsınız, bu yüzden de tövbenizi kabûl etmiştir, artık, Kur'ân'dan, kolay geleni okuyun; bilmiştir ki sizden hastalar bulunabilir ve bir başka kısmınız da Allah'ın lütfünü, ihsânını e...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah’tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu. Artık Kur’ân’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah’ın lütfunda...
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi Rabbinin, Rahmet sahibi Rahman olan Allah’ın ihsanı var. İnsanların onunla konuşmaya güçleri kâfî gelmez....
İnfitar Suresi, 6. Ayet:
Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?...
İnfitar Suresi, 6. Ayet:
Ey insan, ihsanı, affı bol Rabbine karşı, seni aldatan nedir?...
İnfitar Suresi, 6. Ayet:
(6-8) Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?...
İnfitar Suresi, 6. Ayet:
Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?...
İnfitar Suresi, 7. Ayet:
(6-8) Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?...
İnfitar Suresi, 8. Ayet:
(6-8) Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?...
Duha Suresi, 10. Ayet:
Yardım isteyenlere, medet umanlara lütuf ve ihsanın esirgenmesine rıza gösterme....
Kövsər Suresi, 1. Ayet:
Biz Kevser’i, peygamberliği, Kur’ân’ı, hayrı ilke edinen bir ümmeti, dünya hâkimiyetini, âhiret saadetini, lütfumuz ve ihsanımızla sana verdik....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: "Eşini yanında tut, Allah’tan kork!" demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşad...
Əhzab Suresi, 45. Ayet:
Ey peygamber, biz seni Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirerek gönderdik....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dahil kadınları sana helâl kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana harp esîri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halan kızlarını, dayın ve teyzen kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikâhlamak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli ...
Əhzab Suresi, 59. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler. Böyle yapmaları onların iffetli tanınmaları ve kendilerine sarkıntılık edilerek incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
Bunun varacağı sonuç da, Allah’ın münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkek ve müşrik kadınları cezalandırması, mümin erkek ve mümin kadınların ise tövbelerini kabul buyurması olacaktır. Allah gerçekten gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
Hel cezâul
ihsâni
illel ihsân(ihsânu)....
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
1.
hel
: mi, var mı
2.
cezâu
: karşılık, mükâfat
3.
el
ihsâni
: ihsan
4.
illâ
: den başkası
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın, ihsandan başka mükâfatı var mı ki (olabilir mi)?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın (Hakk'ı görürcesine kulluğun) cezası sadece ihsan değil midir?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın karşılığı ihsandan başkası mıdır?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsânın cezâsı elbette ihsân...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın karşılığı ihsandan başkası mıdır?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın karşılığı, ihsandan başkası mıdır?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın karşılığı ihsandan başkası mıdır?...
Rəhman Suresi, 60. Ayet:
İhsanın karşılığı sadece ihsan......
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Hayatın devamı ve işleyişi, yardımıyla gerçekleşen, muhtaç ve âciz olmayacak, saygıya lâyık görülecek kadar güçlü olan, fânî varlıklara hayat vererek lütuf ve ihsanına mazhar eden, zâtına lâyık olmayan şirkten münezzeh, kudret ve ihtişam sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir....
Hədid Suresi, 29. Ayet:
Ve bunlar da, kitap ehlinin, şunu bilmeleri için bildirilmiştir: Onlar, Allah'ın lütuf ve ihsânından hiçbir şeyi menedemezler ve lütuf ve ihsân, Allah'ın elindedir, dilediğine verir ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsân sâhibidir....
Hədid Suresi, 29. Ayet:
Tâ ki, Kitap Ehli bilsinler ki Allah'ın geniş lûtfundan, bol ihsanından bir şeye (onu elde etmeye veya geri çevirmeye) güçleri yetmez ve elbette geniş lütuf, bol ihsan Allah'ın elindedir; onu dilediği kimseye verir. Allah, büyük lütuf ve ihsan sahibidir....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar da çıkabilir. Böyle olanlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, onları affederseniz bu da sizin için bir fazilettir. Çünkü Allah da gafûrdur, rahîmdir (affı ve ihsanı boldur. Siz kusurları bağışlarsanız O da size öyle muamele eder)....
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bu, Bizim hesaba gelmez ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya vermeyip tut.- ...
İsra Suresi, 20. Ayet:
"Hepsine; dünyayı isteyenlere ve âhireti isteyenlere Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. "...
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De ki: “Bunlar, Allah'ın ihsanıyla ve rahmetiyledir. İşte yalnızca bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.” ...
Ali-İmran Suresi, 73. Ayet:
Dininize uyanlardan başkasına inanmayın, dediler. De ki: -Doğru yol, sadece Allah'ın gösterdiği yoldur. Size verilen bir başkasına da verildi veya Rabbiniz katında size üstün gelecekler diye mi (telaşlanıyorsunuz)? De ki: -Nimet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, ihsanı bol olan, her şeyi bilendir....
Rum Suresi, 45. Ayet:
Allah, iman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere kendi lütuf ve ihsanından mükâfat verecek. Allah, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altı...
Fəth Suresi, 20. Ayet:
Allah, size (kıyamete kadar olacak fetihlerden) alacağınız daha bir çok ganimetler vaadetmiştir. Şimdilik bunu (Hayber ganimetini) size peşin vermiş ve insanların ellerini (savaş hususunda) sizden çekmiştir ki, müminlere bir ibret olsun ve sizi doğru bir yola çıkarsın, (Allah’ın lütûf ve ihsanına olan güveninizi artırsın)....