Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Saffat Suresi, 43. Ayet:
Meyvələr vardır. Onlara Nəim cənnətlərində
ikram
ediləcəkdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
Məhz onlara cənnətlərdə
ikram
ediləcəkdir....
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
Yoksa Kafirler, Benim yanım sıra evliya edinebileceklerini mi sandılar? Biz, Cehennem'i Kafirlere bir
ikram
olarak hazırladık....
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
İman edip, salihatı yapanların
ikram
ı Firdevs Cennetleridir....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Ve onlar: "Rahman çocuk edindi." dediler. O, bundan münezzehtir. Onlar,
ikram
olunmuş kullardır....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
"Rabb'imin beni bağışladığını ve
ikram
edilenlerden yaptığını."...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Onlara meyveler
ikram
edilecek....
Saffat Suresi, 62. Ayet:
İkram olarak bu mu daha iyi, yoksa zakkum ağacı mı?...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
"Çok Bağışlayıcı ve Rahmeti Kesintisiz olan tarafından bir
ikram
olarak."...
Şura Suresi, 22. Ayet:
Kazandıkları şeylerle karşı karşıya geldiklerinde, zalimlerin endişeye kapıldıklarını görürsün. İman edip salihatı yapanlar da Cennetlerin bahçelerindedirler. Onlar için Rabb'lerinin yanında istedikleri her şey vardır. İşte bu büyük
ikram
dır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Kalıcı olan yalnız celal ve
ikram
sahibi Rabb'inin kendisidir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan Rabb'inin ismi ne yücedir....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat o insan; Rabb'i ne zaman onu sınamak için
ikram
da bulunsa ve ona nimet verse, "Rabb'im bana
ikram
etti." der....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Kendilerine lütuf ve
ikram
da bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!...
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Kendilerine lütuf ve
ikram
da bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!...
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Kendilerine lütuf ve
ikram
da bulunduğun kimselerin yoluna eriştir. Gadaba uğramış ve sapmış olanların yoluna değil....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele: Onlara, altlarından ırmaklar akan cennet konakları var. Orada kendilerine
ikram
edilen herhangi bir meyvadan yediklerinde: 'Bu, daha önce tattığımı...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Öyle cennetler ki, ne zaman meyvelerinden kendilerine bir şey
ikram
edilirse: "Bu, daha önce de dünyada yediğimiz şey!" diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 157. Ayet:
Bunlar için Rabblerinden bağışlanmalar ve rahmet (
ikram
) vardır. Ve bunlar doğru yolu bulanlardır....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca başlayıp da, haccı kendisine farz haline getirirse, hac günlerinde kadına yaklaşamaz, ilişkiyi çağrıştıracak laf söz edilemez, günaha, isyana, haktan uzaklaşmaya götüren davranışlar sergilenemez, kimseye hakaret edilemez, kavga yapılamaz. Haccın başka aylara kaydırılması, ibadet yerleri ve makbuliyetiyle ilgili ihtilâf doğuracak konular konuşulamaz. Hac sırasında yerine getireceğiniz ilahî emirlerin, her türlü iyiliğin, ihsanın, izzetin,
ikram
ın hepsin...
Bəqərə Suresi, 215. Ayet:
Sana Allah yolunda İslâm uğrunda karşılık beklemeden, gönüllü, nereye, ne kadar harcayacaklarını soruyorlar: 'Karşılık beklemeden, gönüllü yapacağınız hayırlar, anaya-babaya, akrabalara, yetimlere, dullara, çevresi, çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcularadır. Yapacağınız her türlü iyiliğin, ihsanın izzetin,
ikram
ın hepsini Allah biliyor, mükâfatsız bırakmayacak.' de....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz hanımları zifafa girmeden önce boşar, boşanma kararı alırsanız, kadınların veya nikâh akdi sırasında, boşanma hakkını uhdesine alan kimsenin vazgeçmesi dışında, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Bağışlamanız, mehirden vazgeçmeniz, takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize, günahlardan arınıp azaptan korunmanıza daha yakındır. Aranızda birbirinize lütuf ve ihsanı, izzet ve
ikram
ı unutmayın. Allah işlediğiniz amelleri, biliyor...
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
Binlerce kişi oldukları hâlde, ölüm korkusuyla yurtlarını terk edenleri görmedin mi? Allah, onlara “ölün” dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütuf ve
ikram
sahibidir. Ama insanların çoğu şükretmezler....
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
Binlerce oldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara: “Ölün!” dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı
ikram
sahibidir. Fakat insanların çoğu şükretmezler....
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
Binlerce kişi iken ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara “ölün” dedi, sonra da onları tekrar diriltti. Şüphesiz Allah insanlara karşı
ikram
sahibidir. Ama insanların çoğu şükretmezler....
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
Şu, binlerce kişi iken ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allâh onlara, "Ölün!" demişti de sonra kendilerini diriltmişti. Şüphesiz Allâh, insanlara karşı
ikram
sâhibidir. Ama insanların çoğu şükretmezler....
Ali-İmran Suresi, 74. Ayet:
Rahmetini dilediğine has kılar. Allâh, büyük lutuf ve
ikram
sâhibidir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları iyiliğin, ihsanın, izzetin,
ikram
ın, yerine getirdikleri İslâmî emirlerin hiçbiri karşılıksız bırakılmayacak, onlara asla nankörlük edilmeyecektir. Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerin samimiyetlerini biliyor....
Ali-İmran Suresi, 164. Ayet:
And olsun ki, Allah, daha önce açık bir sapıklık içinde bulunurlarken, mü'minlere yine kendilerinden, onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları (küfrün kirlerinden) temizleyip arıtan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütuf ve
ikram
da bulunmuştur....
Ali-İmran Suresi, 169. Ayet:
Allah yolunda, İslâm uğrunda canlarını feda eden, öldürülen yiğitlerin sakın öldüklerini sanmayın. Bilâkis onlar ebedî hayat ile diridirler. Rableri katında izzete,
ikram
a, sonsuz rızıklara mazhar olmaktadırlar....
Ali-İmran Suresi, 194. Ayet:
Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de
ikram
et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!...
Ali-İmran Suresi, 194. Ayet:
Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de
ikram
et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!...
Ali-İmran Suresi, 194. Ayet:
“Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini
ikram
et ve kıyamet gününde bizi rezil etme, rüsvay etme! Şüphesiz ki sen vaadinden caymazsın. ”...
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah tarafından bir
ikram
olarak, altlarından ırmaklar akan, ebedî olarak kalacakları cennetler vardır. İyi kişiler için Allah katındaki (nimetler) daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah tarafından bir
ikram
olarak, altlarından ırmaklar akan, ebedî olarak kalacakları cennetler vardır. İyi kişiler için Allah katındaki (nimetler) daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Rab’lerinden korkanlara da altlarından ırmaklar akan ve içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katından bir ağırlanmadır /
ikram
dır. Allah katında olanlar, iyi kimseler için daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Lâkin Rabbine karşı gelmekten sakınanlara Allah tarafından bir
ikram
olarak içinden ırmaklar akan cennetler var. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Allah’ın yanında olan mükâfatlar, elbette o hayırlı ve iyi insanlar için daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Rablerinden sakınanlara gelince, Allah katından bir
ikram
olarak, onlara altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır. Allah'ın katındaki ise, iyiler zümresinden olanlar için daha hayırlıdır....
Nisa Suresi, 31. Ayet:
1.
in tectenibû
: eğer çekinirseniz, kaçınırsanız
2.
kebâira
: büyükler
3.
mâ tunhevne
: yasaklandığınız şeyler
4.
an-hu
Nisa Suresi, 31. Ayet:
Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin günahlarınızı örteriz ve sizi (şerefli bir makama)
ikram
olunacağınız bir yere koyarız....
Nisa Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın bir
ikram
olarak bir kısmınızı diğerine üstün kıldığı şeyleri istekle arzu etmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Senden, kadınların, kızların durumları, meseleleri ile ilgili açıklama yapmanı istiyorlar. Sen: 'Onlara ait hükmü size Allah açıklıyor. Kendilerine yazılı olarak tanınmış hakları vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar, hür dul kadınlar ve çaresiz zavallı çocuklar hakkında Kur’ân’da size okunan diğer ayetlerle birlikte şu açıklamayı da yapıyor: Yetimleri himayede, sosyal adâleti, sosyal güvenliklerini, refah paylarını artırarak teminde, yetim haklarına riayette ve yetim mallarını idarede ad...
Ənam Suresi, 154. Ayet:
Sonra güzel amel edene (nimet ve
ikram
ı) tamamlamak, herşeyi açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere Musa’ya da Kitab’ı verdik ki, Rab’larının huzuruna varacaklarına inansınlar....
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey Ademoğulları. . . Hakikaten size bedenselliğinizi örtecek giysi (hakikat bilgisi) ve süs-zinet olan giysi (fazlından gelen
ikram
lar) İNZÂL ettik. . . Korunma libası elbette en hayırlısıdır. . . İşte bu Allâh işaretlerindendir ki; belki düşünüp ders çıkarırlar....
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey Âdemoğulları, size edep yerlerinizi örtecek elbiseleri; süslenecek ve övünecek kıyafetleri ve refahınızı sağlıyacak imkânları bildirdik. Takva esaslarının-Kur’ân esaslarının hayata geçirildiği korunma, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranma, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olma elbisesi, farz olan örtünmeyi sağlayan sade elbise, işte bu huzur ve mutluluk her şeyden hayırlıdır. Bunlar, bu ilâhî lütuflar Allah’ın kudretine, izzet ve i...
Əraf Suresi, 50. Ayet:
Cehennemlikler cennetliklere Bize biraz su ya da Allah'ın size sunduğu yiyeceklerden biraz bir şeyler
ikram
ediniz? diye seslenirler. Cennetlikler ise «Allah her ikisini de kâfirlere haram kıldı» derler....
Əraf Suresi, 151. Ayet:
Mûsâ: 'Rabbim, beni ve kardeşimi koruma kalkanına al, bağışla. Bizi rahmetine, nimetlerine ve
ikram
ına mazhar et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin' dedi....
Tövbə Suresi, 66. Ayet:
(Bîhude) özür dilemiye kalkmayın. Siz îman (etdiğinizi
ikram
dan sonra küfretdiniz. içinizden bir zümreyi afvetsek bile (diğer) bir güruhunu — onlar mücrim (cürümlerinde musir) kimseler oldukları için — azâblandıracağız. ...
Hud Suresi, 69. Ayet:
Elçilerimiz İbrahim'e müjdelerle gelmiş: Selam, demişlerdi de o; Selam, demiş ve beklemeden onlara kızartılmış bir buzağı
ikram
etmişti....
Hud Suresi, 69. Ayet:
Bir zaman da elçilerimiz İbrâhim’e varıp onu müjdelemek üzere "Selâm sana!" dediler. O da: "Size de Selâm!" deyip çok kalmadan, elinde nefis, güzelce kızartılmış körpe bir dana getirip
ikram
etti....
Hud Suresi, 99. Ayet:
(Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular.(Onlara) yapılan bu
ikram
, ne kötü
ikram
dır!...
Hud Suresi, 99. Ayet:
Bu dünyada da onlar lânete uğradılar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir
ikram
dır onlara sunulan!...
Hud Suresi, 108. Ayet:
Mutlu olanlar ise Cennettedirler. Onlar da gökler ve yer durdukça orada sürekli kalırlar-Rabbinin dilemesi müstesna. İşte bu ardı arkası kesilmeyecek bir
ikram
dır....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
1.
ve kâle
: azap eder
2.
ellezî işterâ-hu
: kim, kimse
3.
min mısra
: Mısır'dan, Mısır'da
4.
li imre'eti-hi
: eşi...
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı, eşine: 'Onu konağa yerleştir, izzet
ikram
da bulun, güzel ağırla. Umulur ki bize faydası olur. Ve onu kendimize oğul ediniriz.' dedi. Böylece o ülkede, Yûsuf’a makam, mevki, güç ve itibar hazırladık. Ona, meselelerin, olayların tahlilini, ilmî esaslara dayalı yorumunu, doğacak sonuçları hesap edebilmeyi, akıl yürütmeyi, rüyaların tâbirini öğrettik. Allah’ın, planını icra etmeye gücü kudreti yeter. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı adam, karısına: «Buna iyi bakıp
ikram
da bulun. Umulur ki bize yararı dokunur veya oğul ediniriz.» İşte Yûsuf'u böylece (Mısır) toprağına yerleştirdik ve ona rüyaların yorumunu öğrettik. Allah kendi emrinde (mutlak) üstündür. Ne var ki, insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Hanım o kadınların kendisi aleyhindeki bu dedikodularını işitince onları konağına dâvet etmek üzere dâvetçi gönderdi. Onlar için mükellef bir sofra hazırlattı. Sofrada,
ikram
edilen meyveleri soysunlar diye, her misafir için bir de bıçak koydurmuştu. Onlar meyvelerini soyup kesmekle meşgul oldukları sırada, beriden de Yusuf’a: "Çık şimdi onların karşısına!" dedi. Kadınlar onu görünce hayran kaldılar, onun güzelliğine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: "Hâşâ! Allah...
Yusif Suresi, 59. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
cehheze-hum
: onlara hazırladı
3.
bi cehâzi-him
: zahire yüklerini
4.
kâle'tûnî
:...
Yusif Suresi, 59. Ayet:
Ve onların zahiri yüklerini hazırlayınca şöyle dedi: “Sizin babanızdan olan diğer kardeşinizi bana getirin. Ölçüyü tam ifa ettiğimi görmüyor musunuz? Ben
ikram
edenlerin en hayırlısıyım."...
Yusif Suresi, 62. Ayet:
Kullarına da, aldıkları zahîreler içinde bulup gördükleri ikrâmı anlasınlar da tekrar gelsinler diye zahîre bedellerini yüklerinin içine koyun diye emretti....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar dediler ki, hükümdarın su tasını arıyoruz (altından yapılmıştı), onu getirene bir deve yükü
ikram
iye var ve ben de onu ödemeye kefilim....
Hicr Suresi, 52. Ayet:
Hani onun yanına girmişler de, 'Selâm (senin üzerine olsun!)' demişlerdi. (O da onlara yemek ikrâm etmesine rağmen, yemediklerini görünce): 'Doğrusu biz, sizden endişe eden kimseleriz!' demişti....
Nəhl Suresi, 30. Ayet:
1.
ve kîle
: ve denir
2.
mâzâ
: ne
3.
enzele
: indirdi
4.
rabbu-kum
: sizin Rabbiniz
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Allah adaleti, iyiliği, akrabaya
ikram
ı emreder; fuhşiyatı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünesiniz diye O size böyle öğüt veriyor....
İsra Suresi, 23. Ayet:
Rabbın şunları kat'î ferman buyurdu: ondan başkasına ıbadet etmeyin, ebeveyne güzellik edin, ya birisi yâhud ikisi de yanında ıhtiyarlık haline gelirse sakın onlara üff deme ve onları azarlama ikisine de
ikram
lı söz söyle!...
İsra Suresi, 62. Ayet:
(İblis) dedi ki: “Senin görüşüne göre, benim üzerime (benden daha) mükerrem (
ikram
edilmiş, şerefli) kıldığın kimse bu mu? Eğer beni kıyâmet gününe (kadar) tehir edersen (ertelersen), onun zürriyetinden (neslinden) pek azı hariç, mutlaka bana (kendime) tâbî kılacağım.”...
İsra Suresi, 70. Ayet:
Andolsun ki, Ademoğullarını (şuur boyutunda yaratılmışın oğullarını)
ikram
larla şerefli kıldık! Onları karada (beden) ve denizde (bilinç boyutunda) taşıdık. . . Onları temiz - yararlı yaşam gıdalarıyla besledik. . . Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün tuttuk!...
İsra Suresi, 70. Ayet:
Andolsun ki, biz Âdemoğulları’nı asâletli, şerefli ve saygıya lâyık kıldık,
ikram
a lâyık gördük. Karada ve denizde onlara ulaşım imkânları sağladık. Onlara helâlinden, temizinden ve helalinden rızık ve servetler verdik. Lütufta bulunarak onları yarattığımız birçok varlıklardan gerçekten üstün kıldık....
İsra Suresi, 70. Ayet:
Andolsun biz, Âdem oğullarına çok ikrâm ettik: onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Ancak Rabbinden bir rahmet (onu gidermiştir. Şüphesiz ki O'nun sana iyilik ve
ikram
ı pek büyüktür....
İsra Suresi, 87. Ayet:
Ancak, Rabbinden bir rahmettir. Onun üzerindeki
ikram
ı çok büyüktür....
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
1.
e
: mı
2.
fe hasibe
: yoksa zannettiler
3.
ellezîne keferû
: kâfirler, inkâr eden kimseler
4.
en yettehızû
: ed...
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
Yoksa kâfirler, kullarımın Benden başka dostlar edineceklerini mi zannettiler? Muhakkak ki Biz, cehennemi kâfirlere bir
ikram
(kalacak yer) olarak hazırladık....
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
1.
innellezîne (inne ellezîne)
: muhakkak o kimseler, onlar
2.
âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyenler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işleyenler
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onların
ikram
ı, firdevs cennetleridir....
Məryəm Suresi, 47. Ayet:
(İbrahim) dedi ki: "Selâm üzerinde olsun. Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Muhakkak ki O, bana çok
ikram
da bulunandır" dedi....
Məryəm Suresi, 47. Ayet:
(Hazret-i İbrahim de) Dedi ki: «Sana selâm olsun. Senin için Rabbime elbette ki istiğfarda bulunacağım, şüphe yok ki, O benim için çok
ikram
etmektedir.»...
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
1.
yevme
: gün, o gün
2.
nahşuru
: toplayacağız
3.
el muttekîne
: muttakiler, takva sahipleri
4.
ilâ er rahmâni
: ...
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
O gün muttakileri (takva sahiplerini), Rahmân'ın huzurunda izzet ve
ikram
la haşredeceğiz (toplayacağız)....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
Korunmuş olanları,
ikram
a nail olmuşlar olarak Rahman'a haşrettiğimiz süreçte!...
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
O gün, takvâ sâhiblerini (kendilerine
ikram
da bulunmak için) hey’et hâlinde Rahmân’ın huzûruna toplarız....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
Korunanları, binek üzerinde
ikram
ile Rahmân'a götürdüğümüz gün,...
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
1.
ve kâlûttehaze (kâlû ittehaze)
: ve edindi dediler
2.
er rahmânu
: Rahmân
3.
veleden
: bir çocuk, bir evlât
4.
subhâne-hu
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Ve: “Rahmân evlât edindi.” dediler. O, Sübhan'dır (münezzehtir). Hayır, (onlar, kendilerine)
ikram
edilmiş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
(Böyle iken) “Rahmân, çocuk edindi” dediler. O, böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler
ikram
a erdirilmiş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
"Rahman çocuk edindi" dediler! Subhan'dır O! Bilakis,
ikram
a nail olmuş kullardır (İsa ve Allâh'ın kızları diye vehmedilen melekler)....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Onlar: 'Sınırsız rahmeti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, lütfuna, hayırlara mazhar eden Rahman olan Allah oğul edindi' dediler. Allah bundan münezzehtir. Melekler, Allah’ın kızları değil, bilâkis lütuf ve ihsana,
ikram
a mazhar olmuş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
"Rahman (olan Allah) çocuk edindi" dediler. O, (bu yakıştırmadan) yücedir. Hayır, onlar (melekler)
ikram
a layık görülmüş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Böyle iken (Mekke halkı) dediler ki: “- Rahmân (çok merhametli olan Allah) çocuk edindi. (Melekler Allah’ın kızlarıdır, dendi).” Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler, (Allah’ın çocukları değil)
ikram
olunmuş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Rahman (olan Allah) çocuk edindi, dediler. O, (çocuk edinmekten) çok yücedir, münezzehtir. Hayır onlar, (o melekler)
ikram
a ermiş şerefli kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Böyle iken dediler ki: Rahman veled ittihaz etti, tenzih o sübhana, doğrusu onlar
ikram
olunmuş kullardır...
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Böyle iken dediler ki: «Rahmân çocuk edindi.» Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın çocukları değil)
ikram
olunmuş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
"Rahman çocuk edindi" dediler. O, (bu yakıştırmadan) yücedir. Hayır, onlar (melekler)
ikram
a layık görülmüş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
«O çok esirgeyici (Allah) evlâd edindi» dediler. Onun şaanı bundan yücedir, münezzehdir. Hayır (evlâd dedikleri) onlar,
ikram
a mazhar edilmiş kullardır (meleklerdir). ...
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Dediler ki: Rahman çocuk edindi. O'nun şanı yücedir. Hayır, onlar
ikram
edilmiş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Ve dediler ki: «Rahmân evlat ittihaz etti. O bundan münezzehtir.» Hayır, (onlar)
ikram
olunmuş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
“Rahman çocuk edindi. ” dediler. Hâşâ! O bundan münezzehtir. Bilâkis (melekler)
ikram
a erdirilmiş kullardır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
Gerçek bu iken, bazıları kalkıp: "Rahman evlat edindi!" iddiasında bulundular. O, bundan münezzehtir. Bilakis onların evlat dedikleri melekler O’nun
ikram
ve takdirine mazhar olmuş kullarıdır....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
«Rahman (olan Allah) çocuk edindi» dediler. O, (bu yakıştırmadan) yücedir. Hayır, onlar (melekler)
ikram
a layık görülmüş kullardır....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
1.
e lem tera
: görmedin mi (görmüyor musun)
2.
enne allâhe
: muhakkak Allah
3.
yescudu
: secde ederler, ediyorlar
4.
lehu
<...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yeryüzünde olan kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve (yürüyen) hayvanlar ve insanlardan çoğu; görmüyor musun (görmedin mi) ki Allah'a secde ediyorlar. (İnsanların) çoğunun üzerine azap hak oldu ve Allah, kimi zayıf düşürürse (alçaltırsa) artık ona
ikram
eden yoktur. Muhakkak ki Allah, dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Görmedin mi hep Allaha secde ediyor Göklerdeki kimseler, Yerdeki kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, bütün hayvanlar, ve insanlardan bir çoğu, bir çoğunun da üzerine azâb hakk olmuş her, kimi de Allah tahkır ederse artık ona
ikram
edecek yoktur, şübhesiz Allah ne dilerse yapar...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona
ikram
edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona
ikram
edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde olanların; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ile insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? İnsanların bir çoğu da azabı hak etmiştir. Ve Allah kimi alçaltırsa; ona
ikram
edecek kimse yoktur. Şüphesiz ki Allah; dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık ona
ikram
da bulunacak bir kimse yoktur. Şüphesiz ki Allah dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına
ikram
da bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 58. Ayet:
Allah, baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce kendisine kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret ettikten sonra öldürülenleri veya ölenleri, elbette izzete,
ikram
a, sonsuz güzel rızıklara mazhar edecektir. Allah, işte o rızık verenlerin en hayırlısıdır....
Nur Suresi, 26. Ayet:
1.
el habîsâtu
: habis kadınlar, kötü kadınlar
2.
li el habîsîne
: habis erkekler, kötü erkekler için
3.
ve el habîsûne
: ve habis erkekler, kötü erkekler
...
Nur Suresi, 26. Ayet:
Kötü kadınlar, kötü erkekler içindir. Kötü erkekler, kötü kadınlar içindir. Temiz kadınlar, temiz erkekler içindir. Temiz erkekler, temiz kadınlar içindir. İşte onlar, (kendileri haklarında) söylenenlerden berî (uzak) olanlardır. Onlar için mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) ve kerim (Allah'tan
ikram
edilen) rızık vardır....
Şüəra Suresi, 58. Ayet:
1.
ve kunûzin
: ve hazineler
2.
ve makâmin
: ve makamlar
3.
kerîmin
: kerim,
ikram
edilmiş, yüksek
...
Şüəra Suresi, 58. Ayet:
Ve hazinelerden ve kerim (
ikram
edilmiş, yüksek) makamlardan (çıkardık)....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Yanında Kitaptan bir ilim bulunan kimse de: "Sen gözünü açıp yummadan ben onu sana getirebilirim." dedi. (Süleymân) tahtı yanına yerleşmiş görünce dedi ki: "Bu, Rabbimin lutfundandır. (Kendisine) şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak istiyor. Şükreden kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, Rabbim zengindir (onun şükrüne muhtaç değildir), kerimdir (çok ikrâm sâhibidir, yücedir)."...
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
Derken o iki (genç kız)dan biri (erkeklere dönmeden, uzaktan uzağa) utana utana yürüyerek ona geldi: 'Doğrusu babam, bizim için (hayvanları) sulamanın karşılığını sana vermek (örfümüze göre
ikram
da bulunmak) üzere seni çağırıyor' dedi. Bunun üzerine(Mûsâ) ona (kızların babası olan Şuayb’a) gelip (başından geçen) kasas’ı (o hikâyeyi)kendisine anlatınca, (o:) 'Korkma, o zâlimler topluluğundan kurtuldun!' dedi....
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Şuayb: 'Benim yanımda sekiz yıl çalışmanın bedeli olarak, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o da senin
ikram
ın. On yıla tamamlama konusunda seni zorlamak istemiyorum. Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olduğu takdirde, benim dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi mü’minlerden, sâlih kimselerden biri olduğumu göreceksin.' dedi....
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Babaları ona: "Kızlarımdan birini seninle evlendirmek istiyorum. Buna karşılık sen de sekiz yıl yanımda çalışırsın; şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin
ikram
ın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşaallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin."...
Qəsəs Suresi, 27. Ayet:
Yaşlı adam dedi ki: 'Sekiz yıl bana ücretli olarak çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Ama bu süreyi on yıla tamamlarsan, o senin
ikram
ın olur. Ben sana zorluk çıkarmak istemem. İnşaallah beni dürüst bir kimse olarak bulacaksın.'...
Ənkəbut Suresi, 27. Ayet:
Biz, İbrahîm’e (evlâd ve torun olarak) İshâk’ı ve Yakûb’u ihsan ettik. Hem peygamberliği, hem de kitabı onun nesline
ikram
ettik. Kendisine de dünyada mükâfatını (peygamberliği ve güzel övgüyü) verdik. Muhakkak ki o, ahirette salihîndendir (cennet ehlindendir)....
Loğman Suresi, 10. Ayet:
1.
halaka
: yarattı, halketti
2.
es semâvâti
: semalar, gökler
3.
bi gayri
: olmadan, olmaksızın
4.
amedin
: direk...
Loğman Suresi, 10. Ayet:
Gökleri, gördüğünüz gibi direksiz olarak yarattı ve sizi sarsar (sarsmasın) diye sabit ve yüksek dağlar oluşturdu. Orada her çeşit yürüyen hayvandan üretip yaydı. Ve gökten su indirdik, böylece orada her kerim (
ikram
edilmiş) bitkiden çift yetiştirdik....
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
1.
emmâ
: ama, fakat
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
ve amilû es sâlihâ...
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
Fakat âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı
ikram
olarak meva cennetleri vardır....
Səba Suresi, 4. Ayet:
1.
li
: için
2.
yecziye
: cezalandırır, mükâfat verir
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: âmenû oldular, Al...
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Ona «Cennete gir» denince, «Keski milletim Rabbimin beni bagisladigini ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kildigini bilseydi! demisti....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Ona, «gir Cennet'e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni,
ikram
a lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»...
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Ona 'Cennete gir' denince, 'Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!' demişti....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»...
Yasin Suresi, 26. Ayet:
(26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) 'Cennete gir!' denildi. (O da:) 'Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!' dedi....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
1.
bimâ
: sebebiyle, nedeniyle
2.
gafere
: mağfiret etti, günahları sevaba çevirdi
3.
lî
: bana, beni
4.
rabbî
: b...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Bu sebeple, Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve
ikram
edilenlerden kıldığını (bilselerdi)....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kıldığını!"...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
"Rabbimin beni mağfiret ettiğini ve benim
ikram
lara nail olanlardan olduğumu. . . "...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
'Rabbimin beni bağışladığını, beni
ikram
a mazhar olan kullarından eylediğini bilselerdi.'...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabbimin beni bağışladığını, beni cennetle
ikram
edilenlerden kıldığını...”...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Ona «Cennete gir» denince, «Keski milletim Rabbimin beni bagisladigini ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kildigini bilseydi! demisti....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Ona, «gir Cennet'e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni,
ikram
a lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Ona 'Cennete gir' denince, 'Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!' demişti....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
a mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabbım bana ne mağrifet buyurdu. Beni
ikram
olunan kullarından kıldı....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabbimin beni bağışlamasını ve beni
ikram
olunan kullarından kıldığını.»...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
«Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine
ikram
edilen kullarından kıldığını.»...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabb'imin beni bağışladığını ve beni
ikram
edilenlerden kıldığını dedi....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
«Rabbimin beni yarlığadığını, beni (cennetle)
ikram
edilenlerden kıldığını». ...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
(26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) 'Cennete gir!' denildi. (O da:) 'Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!' dedi....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabbımın beni bağışladığını ve beni
ikram
edilenlerden kıldığını....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
«Rabbimin beni mağfirete nâil buyurduğunu ve beni
ikram
edilmişlerden kıldığını.»...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
"Rabbimin beni bağışladığını ve beni
ikram
edilenlerden kıldığını. "...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Rabb’imin beni bağışladığını ve beni
ikram
a layık kimselerden kıldığını .....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
"Ah bir bilseler: Rabbimin beni affettiğini, beni
ikram
lara gark ettiğini!"...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
'Rabbimin beni bağışladığını ve
ikram
larıyla ağırladığını.'...
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Ki Rabbim beni affetti; beni,
ikram
edilenlerden kıldı."...
Saffat Suresi, 40. Ayet:
(40-42) Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna. Onlar var ya, onlar için malûm rızk vardır. (Her nevi) Meyveler (vardır) ve onlar ikrâm olunmuşlardır....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar
ikram
gören kimselerdir....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-44) İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-42) İşte onlar var ya, kendileri için ma'lûm bir rızık, türlü meyveler vardır. Ve onlar, ikrâm olunacak kimselerdir....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(40-42) Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna. Onlar var ya, onlar için malûm rızk vardır. (Her nevi) Meyveler (vardır) ve onlar ikrâm olunmuşlardır....
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-42) Onların, tarife hacet olmayan, her yönden mükemmel bir nasipleri vardır, onlara meyveler vardır. Ve onlar hep izzet ve
ikram
la ağırlanırlar....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
1.
fevâkihu
: meyveler
2.
ve hum
: ve onlar
3.
mukremûne
:
ikram
olunanlar
...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Ve meyveler, onlar
ikram
olunanlardır....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-42) İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar
ikram
gören kimselerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyveler (elde etmiş oldukları kuvvelerin getirileri). . . Onlar
ikram
olunanlardır....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyvalar toplanacak. Kendilerine
ikram
edilecek....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(Türlü) meyveler. Onlar
ikram
görenlerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Çeşitli meyveler. Onlar
ikram
görenlerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Türlü meyvalar... Onlar hep
ikram
olunurlar;...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-44) İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyveler ve onlar hep
ikram
olunurlar...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyveler vardır. Onlara daima
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(42-43) Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Çeşitli meyveler. Onlar
ikram
görenlerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Türlü meyveler. Onlar (izzet ve)
ikram
edilmiş kimselerdir, ...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-42) İşte onlar var ya, kendileri için ma'lûm bir rızık, türlü meyveler vardır. Ve onlar, ikrâm olunacak kimselerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Ve meyveler. Onlar,
ikram
edilenlerdir;...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(40-42) Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna. Onlar var ya, onlar için malûm rızk vardır. (Her nevi) Meyveler (vardır) ve onlar ikrâm olunmuşlardır....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Türlü meyveler kendilerine
ikram
edilmektedir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyveler ve onlar
ikram
a layık olanlardır....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-42) Onların, tarife hacet olmayan, her yönden mükemmel bir nasipleri vardır, onlara meyveler vardır. Ve onlar hep izzet ve
ikram
la ağırlanırlar....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Çeşitli meyveler. Onlar
ikram
görenlerdir....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Ve meyveler vardır. Sürekli
ikram
lara erişirler....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Çeşit çeşit meyveler vardır. İkramla karşılanan kişilerdir onlar....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
Nimetlerle dolu Cennetlerde
ikram
edilecek....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(41-44) İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(42-43) Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
Karşılıklı tahtlar üzerinde otururlarken
ikram
edilecek....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
(41-44) Iste bildirilen rizik ve meyveler onlaradir. Nimet cennetlerinde, karsilikli tahtlar uzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
(41-44) İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine
ikram
olunur....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
(41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 45. Ayet:
(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 46. Ayet:
(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 47. Ayet:
(43-47) Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından
ikram
edilir....
Saffat Suresi, 62. Ayet:
1.
e
: mı
2.
zâlike
: işte bu, bu
3.
hayrun
: daha hayırlı
4.
nuzulen
:
ikram
olarak, karşılık olarak
Saffat Suresi, 62. Ayet:
İkram olarak bu mu hayırlı, yoksa kaktüs bitkisi mi?...
Saffat Suresi, 62. Ayet:
Bu mu daha iyi bir
ikram
dır, yoksa zakkum ağacı mı?...
Saffat Suresi, 62. Ayet:
Ödül ve
ikram
olarak, bu mu daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı?...
Sad Suresi, 39. Ayet:
İşte bunlar bizim ihsanımız. Artık ister başkalarına
ikram
et. İster elinde tut. Bunun hesabı sana sorulmayacak....
Sad Suresi, 39. Ayet:
(Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız
ikram
et ve tutuver.»...
Zümər Suresi, 10. Ayet:
Rasulüm, müslümanlara: 'Ey iman eden kullarım, Rabbinize sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan, müslüman idarecilere, askerî erkâna, ...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkanlar ise (i'zâz ve
ikram
ile) fevc feve cennete sevk edildi. Nihayet oraya varıb kapıları açılınca (cennetin) bekçileri (şöyle) dedi (ler): «Selâm (ve selâmet) size! Tertemiz geldiniz! Artık ebedî kalmak üzere girin buraya». ...
Fussilət Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Gafûr ve rahîm olan Allah'ın
ikram
ı olarak orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır....
Fussilət Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Dünya hayatında da, âhirette de biz sizin dostunuzuz. Orada sizin canınızın çektiği her şey, Gafur ve Rahîm’den (affı, merhamet ve ihsanı bol olan Allah tarafından) bir
ikram
olarak sizindir. Hem orada siz bütün istediklerinize kavuşacaksınız....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
1.
nuzulen
: ziyafet,
ikram
olarak
2.
min
: den
3.
gafûr
: gafur, mağfiret eden
4.
er rahîmin
: rahîm olan,
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Gafûr (mağfiret eden) ve Rahîm olan (Rahîm esmasıyla tecelli eden) (Allah) tarafından ziyafet (
ikram
) olarak....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Gafûr ve rahîm olan Allah'ın
ikram
ı olarak....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
'Çok bağışlayan ve engin merhamet sahibi Allah’ın
ikram
ı olarak hazır.'...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Gafûr, Rahîm olan Allah’dan konukluk bir
ikram
olarak...”...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Gafûr ve rahîm olan Allah'ın
ikram
ı olarak orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Gafur, Rahim olanın
ikram
ı olarak....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Bağışlayan ve merhametli Allah’tan bir
ikram
olarak.....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Dünya hayatında da, âhirette de biz sizin dostunuzuz. Orada sizin canınızın çektiği her şey, Gafur ve Rahîm’den (affı, merhamet ve ihsanı bol olan Allah tarafından) bir
ikram
olarak sizindir. Hem orada siz bütün istediklerinize kavuşacaksınız....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
'Bu, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olan Allah'tan bir
ikram
dır.'...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
"Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir
ikram
olarak..."...
Şura Suresi, 22. Ayet:
(Kıyamet gününde) o zalimleri, kazandıkları kötülüklerden dolayı titrerlerken göreceksin!... Yaptıklarının cezası başlarına inecektir. İman edib salih ameller işliyenler ise, cennetlerin en hoş bahçelerindedirler. Onlara, Rablerinin katında ne isterlerse var. İşte (müminlere olan) bu cennet, en büyük
ikram
dır....
Şura Suresi, 22. Ayet:
O başlarına geldiği zaman, kazandıkları yüzünden zalimlerin tir tir titrediklerini görürsün. İman edip, doğruları yapanlar ise cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rab’leri katında ne isterlerse vardır. İşte büyük
ikram
budur....
Zuxruf Suresi, 16. Ayet:
Ne o, yoksa O, yaratıklarından, aklınız sıra kızları Kendisi evlat edindi de, o değerli oğulları size mi
ikram
etti?...
Duxan Suresi, 41. Ayet:
O gün, liderlerin, zenginlerin, liderler, zenginler, bağlıları ve tebaaları adına; kölelerin, köleler ve efendileri, efendilerin köleleri adına; köle azad edenlerin hürriyetlerine kavuşturdukları kimseler, hürriyetlerine kavuşturulanların azad edenler adına; izzet
ikram
da bulunan kimselerin,
ikram
da bulundukları,
ikram
da bulunanların
ikram
edenler adına; arkadaşın arkadaşı, sevenlerin birbirleri adına;dostların dostları, komşunun komşusu, ortağın ortağı, misafirin misafir adına; oğulların birbir...
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (
ikram
olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır....
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
(Bedevî’ler= Benî esed kabilesi, biz müslüman olduk; bize
ikram
et; bize yiyecek ver diye) İslâm’a girdiklerini senin başına kakıyorlar. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-İslâm oluşunuzu benim başıma kakmayın. Doğrusu sizi imana hidayet buyurduğundan, Allah sizin başınıza kakar; eğer (imanınızda) sadık kimselerseniz....
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
1.
hel
: mi, var mı
2.
etâ-ke
: sana geldi
3.
hadîsu
: haber
4.
dayfi
: misafirler
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
Hz. İbrâhîm'in
ikram
edilen misafirlerinin haberi sana geldi mi?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
(Ey Rasûlüm), sana geldi mi, İbrahîm’in
ikram
edilen misafirlerinin haberi?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
Ibrahim'in
ikram
edilmis konuklarinin haberi sana geldi mi?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
İbrahim'in
ikram
edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
Geldi mi sana İbrahimin
ikram
edilen müsafirlerinin kıssası?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
İbrahim'in
ikram
edilen konuklarının haberi geldi mi sana?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
Sana geldi mi İbrahim'in
ikram
olunmuş olan müsafirlerinin kıssası?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
İbrahim'in
ikram
da bulunduğu konukların haberi sana ulaştı mı?...
Zariyat Suresi, 24. Ayet:
Geldi mi sana İbrahim'in
ikram
edilen konuklarının haberi?...
Zariyat Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup "buyurmaz mısınız?" diye
ikram
etti....
Zariyat Suresi, 27. Ayet:
Böylece onu (yemeği) onlara yaklaştırdı (
ikram
etti): “Yemez misiniz?” dedi....
Zariyat Suresi, 27. Ayet:
Derken onlara yaklaştırıp (
ikram
etti); "Yemez misiniz?" dedi....
Zariyat Suresi, 27. Ayet:
Derken onlara yaklaştırıp (
ikram
etti); "Yemez misiniz?" dedi....
Zariyat Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup "buyurmaz mısınız?" diye
ikram
etti....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara, canlarının çektiğinden meyvalar ve kebaplar
ikram
etmekteyiz....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Biz onlara canlarının çektiği meyveden ve etten
ikram
ettik....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm(ikrâmi)....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
1.
ve yebkâ
: ve bâki kalacaktır, bâkidir
2.
vechu
: vech, zatı
3.
rabbi-ke
: senin Rabbin
4.
zû
: sahip
...
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ve celâl ve
ikram
sahibi Rabbinin Vechi (Zatı) bâki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak azamet ve
ikram
sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak azamet ve
ikram
sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Zül'Celâli vel'İkrâm Rabbinin vechidir (Esmâ mânâları) Bakıy olan!...
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Yalnız yücelik ve
ikram
sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Fakat azamet ve
ikram
sahibi olan Rabbinin zâtı bakîdir....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak azamet ve
ikram
sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Bakî o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'
ikram
...
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Yalnız celâl ve
ikram
sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
(Ancak) azamet ve
ikram
saahibi olan Rabbinin zâti baakıy kalacakdır. ...
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
(Ancak) celâl (azamet ve kahır) ve
ikram
sâhibi Rabbinin vechi (Zât’ı ve O’nun rızâsı için olan şeyler) bâki kalır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak celal ve
ikram
sahibi Rabbının zatı baki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Celâl ve
ikram
sahibi olan Rabbinin zâtı ise bâki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak azamet ve
ikram
sahibi olan Rabbinin veçhi (zâtı) bâki kalacak....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Azamet ve
ikram
sahibi olan Rabbinizin vechi/yönü kalıcıdır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Yalnız Rabbinin celâl ve ikrâm sâhibi yüzü bâki kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan Rabbinin yüzü (zatı) bakî kalacaktır....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Ancak sonsuz büyüklük ve
ikram
sahibi olan Rabbinin zâtı bâki kalır....
Vaqiə Suresi, 56. Ayet:
İşte hesap gününde onlara
ikram
edilecek ziyafet!...
Vaqiə Suresi, 56. Ayet:
Onların hesap günündeki
ikram
ları işte budur....
Vaqiə Suresi, 77. Ayet:
1.
inne-hu
: muhakkak ki o
2.
le
: gerçekten
3.
kur'ânun kerîmun
: Kur'ân-ı Kerim'dir
4.
kerim
: yüce, şerefli, ço...
Hədid Suresi, 11. Ayet:
1.
men zâ ellezî
: kim sahiptir, kim yapar
2.
yukridu allahe
: Allah'a borç verir
3.
kardan
: kredi, borç
4.
hasenen
<...
Hədid Suresi, 18. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
el mussaddikîne
: sadaka veren erkekler
3.
ve el mussaddikâti
: sadaka veren kadınlar
4.
ve akradû
Hədid Suresi, 21. Ayet:
(Ey insanlar)! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya; Allah'a ve Peygamber'ine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle gök arası kadar olan cennete koşun! Bu Allah'ın fazl-u
ikram
ıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir....
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavmi, Allah’a ve peygamberine muhalefete kalkışan kimselerle sevişir bulamazsın; velev ki, o muhalifler, (soyca) babaları ve oğulları, veya kardeşleri veya hısım ve hemşehrileri olsun... İşte Allah, böyle (zalim) kimseleri sevmiyen bir kavmin kalblerine imanı tesbit buyurmuş ve kendilerini yüce katından bir rahmet ile kuvvetlendirmiştir. Onları, (ev ve ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyacak, içlerinde ebedî olarak kalacaklardır. Öyle ki, Al...
Cümə Suresi, 4. Ayet:
Bu Allah'ın fazl-u
ikram
ıdır, kime dilerse ona verir. Allah büyük lütuf sahibidir....
Qələm Suresi, 2. Ayet:
Sen (Ey Rasûlüm,
ikram
edildiğin) Rabbinin (peygamberlik) nimeti ile bir mecnûn değilsin;...
Məaric Suresi, 35. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
fî
: içinde, de
3.
cennâtin
: cennetler
4.
mukremûne
:
ikram
olunan kimseler
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar, cennetlerde
ikram
olunan kimselerdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar cennetlerde
ikram
göreceklerdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte bunlar cennetlerde
ikram
olunanlardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar cennetlerde
ikram
görenlerdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte bunlar, cennetlerde
ikram
olunanlardır......
Məaric Suresi, 35. Ayet:
Iste onlar, cennetlerde
ikram
olunacak kimselerdir. *...
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar, cennetlerde
ikram
olunacak kimselerdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar Cennetlerde ikrâm olunanlardır...
Məaric Suresi, 35. Ayet:
işte bunlar cennetlerde
ikram
olunanlardır. ...
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar, Cennetlerde ikrâm edilmiş olanlardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte bunlar; cennetlerde
ikram
olunanlardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar cennetlerde
ikram
olunmuş zâtlardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar cennetlerde
ikram
olunacaklardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
Onlar, cennetlerde
ikram
olunurlar....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte bunlar cennetlerde
ikram
a nail olacaklar....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar Cennetlerde
ikram
lara erişenlerdir....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte bunlar cennetlerde
ikram
göreceklerdir....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allah’ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire
ikram
ederler....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
Yemek
ikram
ederken derler ki; «Biz size sırf Allah rızası için yemek veriyoruz. Sizden karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz.»...
İnsan Suresi, 9. Ayet:
Ve derler ki: "Biz size sırf Allah rızası için
ikram
ediyoruz, yoksa sizden karşılık istemediğimiz gibi bir teşekkür bile beklemiyoruz."...
İnsan Suresi, 15. Ayet:
(15-16) Etraflarında hizmet edenler gümüş kaplar, billur kâseler, gümüşî parlaklıkta billur kupalarla dolaşır, onlara
ikram
ederler. Cennetlikler içeceklerini kendi iştahları ölçüsünce tayin ederler....
İnsan Suresi, 16. Ayet:
(15-16) Etraflarında hizmet edenler gümüş kaplar, billur kâseler, gümüşî parlaklıkta billur kupalarla dolaşır, onlara
ikram
ederler. Cennetlikler içeceklerini kendi iştahları ölçüsünce tayin ederler....
İnsan Suresi, 17. Ayet:
Onlara karışımında zencefil bulunan kadehler
ikram
edilir....
İnsan Suresi, 21. Ayet:
O (kutsanmış kimse)lerin üzerinde yeşil ipekten ve atlastan giysiler olacak. Onlar gümüş bilezikler ile süslenecekler. Ve Rableri onlara en temiz içeceklerden
ikram
edecek....
İnsan Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki
ikram
edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu."...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
Üzerlerinde yeşil ince ipeklerle, sırmalı, kalın ipeklerden giysiler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rableri onlara tertemiz bir içki
ikram
etmiştir....
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki
ikram
edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu."...
Mutəffifin Suresi, 25. Ayet:
Kendilerine ağzı mühürlü saf şarap şişelerinden şarap
ikram
edilir....
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
ellezîne
: onlar, ..... olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
ve amilû
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
Muhakkak ki âmenû olanlar (yaşarken Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlar, onlar için altından nehirler akan cennetler vardır ve işte bu büyük fevzdir (kurtuluş ve şerefli bir
ikram
dır)....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
1.
fe emmâ
: fakat
2.
el insânu
: insan
3.
izâ mâ
: ne zaman
4.
ibtelâ-hu
: onu imtihan ettii
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip, böylece ona
ikram
eder ve onu ni'metlendirirse, o zaman: “Rabbim bana
ikram
etti.” der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine
ikram
da bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana
ikram
etti” der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de
ikram
da bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde "Rabbim bana
ikram
etti" der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Ama insana gelince, Rabbi onu denemek için
ikram
edip, onu nimetlendirirse: "Rabbim bana
ikram
etti, üstün kıldı" der (şımarır)!...
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İşte, Rabbi, insanı imtihan edip de
ikram
da bulunduğunda, nimetlere boğduğunda, refaha erdirdiğinde: 'Rabbim bana
ikram
da bulundu.'der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Ancak insana; Rabbi ne zaman onu imtihan edip kendisine
ikram
da bulunsa ve nimet verse: 'Rabbim bana
ikram
da bulundu' der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse: "Rabbim bana
ikram
etti" der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan, (dünya nimetlerini arar gözetir. Onun için) her ne zaman Rabbi, onu, (zenginlik ve genişlikle) imtihan edib de ona
ikram
eyler, nimetler verirse; o vakit: “- Rabbim bana
ikram
etti.” der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
(15-16) insanoğluna gelince, Rabbi onu denediğinde: İkramda bulunup nimetlere garkettiğinde, o, «Rabbim bana
ikram
da bulundu» der. Ama onu yine denemek için rızkını daralttığı zaman, «Rabbim bana haksızlık etti» der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de
ikram
da bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde «Rabbim bana
ikram
etti» der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Amma insan, her ne zaman rabbı onu imtihan edip de ona
ikram
eyler, ona ni'metler verirse, o vakıt rabbım bana
ikram
etti der...
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Ama insan, Rabbi onu her ne zaman imtihan edip de kendisine
ikram
da bulunur, nimetler verirse: «Rabbim bana
ikram
etti.» der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da
ikram
da bulunur, nimet verirse, «Rabbim bana
ikram
etti.» der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan; ne zaman rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse: "Rabbim bana
ikram
etti" der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan, Rabbi kendisini (varlıkla) imtihân edip, ona
ikram
da bulunduğu ve ona ni'met verdiği zaman, bunun üzerine: 'Rabbim bana ikrâm etti!' der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Rabbi onu imtihan edip kendisine
ikram
da bulunsa o vakit der ki: «Rabbim bana
ikram
etti.»...
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsana gelince; Rabbi kendisini imtihan edip de
ikram
da bulunur, ona bol nimet verirse: "Rabbim bana
ikram
etti. " der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İşte insan, onu Rabbi imtihan ettiği zaman, ona
ikram
da bulunup, nimetlendirince: -Rabbim bana
ikram
da bulundu der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Rabbi, insanı denemek için ona değer verip, nimetlere gark edince o: "Rabbim hakkım olan
ikram
ı yaptı." der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan öyledir; Rabbi ne zaman kendisini sınayıp ona ikrâmda bulunur, ona ni'met verirse: "Rabbim bana ikrâm etti" der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, ona nimetler verse: «Rabbim bana
ikram
da buludu» der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsanı sınamak için Rabbi ona nimetler lütfederek
ikram
da bulunduğunda, o 'Rabbim bana değer veriyor' der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana
ikram
da bulundu!" der....
Fəcr Suresi, 16. Ayet:
(15-16) insanoğluna gelince, Rabbi onu denediğinde: İkramda bulunup nimetlere garkettiğinde, o, «Rabbim bana
ikram
da bulundu» der. Ama onu yine denemek için rızkını daralttığı zaman, «Rabbim bana haksızlık etti» der....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
1.
kellâ
: hayır
2.
bel
: bilâkis
3.
lâ tukrimûne
:
ikram
etmiyorsunuz, iyilik ve ihsanda bulunmuyorsunuz
4.
el yetîme
...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, bilâkis siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır! Yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz,...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Hayır, yetime
ikram
etmiyorsunuz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Böyle yanlış düşüncelere kapılmayın! İşin aslını öğrenmek istiyorsanız eğer, siz yetime
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır. Aksine siz yetime
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime
ikram
etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz)....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır; siz yetîme
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır hayır doğrusu siz yetîme
ikram
etmiyorsunuz...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, hayır, doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır hayır, doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! (Siz) doğrusu yetime ikrâm etmiyorsunuz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; doğrusu siz, yetime
ikram
etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Yok, yok. Belki siz yetime
ikram
etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmezsiniz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
-Hayır, yetime
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır! (Siz Allah’tan hep
ikram
ı devam ettirmesini istersiniz ama,) yetime değer vermezsiniz!...
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, doğrusu siz (Allah'tan ikrâm bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikrâm etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır; aksine, siz yetime
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Hayır, siz yetime
ikram
etmiyorsunuz....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Doğrusu şu ki, siz yetime
ikram
da bulunmuyorsunuz....
Fəcr Suresi, 18. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 19. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Fəcr Suresi, 20. Ayet:
(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime
ikram
etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz....
Əhzab Suresi, 31. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yaknut
: kanitin olur, huşû ile bağlanır
3.
min kunne
: sizden (siz hanımlardan)
4.
lillâhi (li allâhi)
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de
ikram
da bulunduğun kimseye: «Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork» diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de
ikram
da bulunduğun kimseye; “Eşini yanında tut, Allah'tan kork!” diyordun da, Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyor, insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl korkulmaya lâyık olan Allah idi. Nihayet Zeyd'in o kadınla bir bağı kalmayınca biz onu sana nikâhladık. Böylece evlatlıkların eşleriyle bir bağı kalmayınca, onlarla evlenmek hususunda müminlere bir vebal olmadığı bilinsin. Allah'ın emri yerine getirilmiştir....
Əhzab Suresi, 44. Ayet:
O'na (Allah'a) kavuştukları gün onların tehiyyeti (mükâfatı) "selâm"dır. Ve onlara kerim (
ikram
edilen) bir ecir (mükâfat) hazırlanmıştır....
Əhzab Suresi, 47. Ayet:
Mü'minlere de, Allah'tan pek büyük bir lütuf ve
ikram
a erişeceklerini müjdele....
Əhzab Suresi, 56. Ayet:
Muhakkak ki, Allah ve melekleri, peygambere hep salat ile
ikram
da bulunurlar. Ey iman edenler, haydi ona teslimiyetle salat ve selam getirin!...
Zuxruf Suresi, 70. Ayet:
Sürûr ve
ikram
a müstağrak olduğunuz halde siz de, (mü'min) zevceleriniz de girin cennete. ...
Zuxruf Suresi, 70. Ayet:
Cennete girin! Siz ve eşleriniz
ikram
larla ağırlanacaksınız."...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Altın tepsi ve kâselerle kendilerine
ikram
eden hizmetçiler, etraflarında fır döner. Hülasa; orada canınız ne isterse, gözleriniz hangi manzaralardan hoşlanırsa hepsi var! Hem siz burada devamlı kalacaksınız....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Tebârekesmu rabbike zîl celâli vel ikrâm(ikrâmi)....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
1.
tebâreke
: çok yüce, mübarek
2.
ismu
: isim, ad
3.
rabbi- ke
: senin Rabbin
4.
zî
: sahip
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celâl ve İkram Sahibi Rabbinin İsmi Mübarek'tir (Çok Yüce'dir)....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Azamet ve
ikram
sahibi Rabbinin adı yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Büyüklük ve
ikram
sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Zül'Celâli vel'İkrâm Rabbinin ismi ne mübarek - ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Büyüklük ve
ikram
sahibi Rabbinin adı ne yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan Rabbinin adı ne yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Azamet ve
ikram
sahibi olan Rabbinin ismi, ne yücedir aşikâr!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Büyüklük ve
ikram
sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Yüce, çok yüce rabbının adı onun o celâl, onun o
ikram
....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Ululuk ve
ikram
sahibi Rabbinin adı yüce, çok yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Büyüklük ve
ikram
sahibi Rabbinin adı ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan rabbinin adı ne yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Azamet, saltanat ve
ikram
saahibi Rabbinin adı ne yücedir! ...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celâl (azamet ve kahır) ve
ikram
sâhibi Rabbinin ismi ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi Rabbının adı ne yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celâl ve
ikram
sahibi olan Rabbinin ismi, mübarek (â'li, mukaddes) olmuştur....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Azamet ve
ikram
sahibi Rabbinin adı ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Büyüklük ve ikrâm sâhibi Rabbinin adı ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Celal ve
ikram
sahibi olan Rabbinin adı ne yücedir....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Sonsuz büyüklük ve
ikram
sahibi Rabbinin adı ne yücedir!...
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
İkram ve kudret sahibi Rabbinin ismi öyle yüce ki......
Vaqiə Suresi, 93. Ayet:
Ona kaynar sudan bir
ikram
,...
Bürüc Suresi, 15. Ayet:
en büyük tahtın sahibidir,
ikram
ı çok olandır, ...
Hud Suresi, 108. Ayet:
Ve şu mutlu olanlara gelince, onlar da gökler ve yer durdukça ardı arkası kesilmeyen bir
ikram
olarak cennetin içinde sürekli olmak üzere kalacaklardır. –Ancak Rabbinin dilediği müstesnadır.– ...
Saffat Suresi, 41. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 42. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 43. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 44. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 45. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 46. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 47. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 48. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 49. Ayet:
(41-49) İşte Allah'ın arıtılmış kulları, kendileri için belli bir rızık/meyveler olanlardır. Bol nimet cennetlerinde karşılıklı olarak tahtlar üzerinde
ikram
görenlerdir. İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş, kendisinde zararlı bir yön olmayan, sarhoşluk da vermeyen bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş iri gözlüler vardır. Korunmuş yumurta gibidir onlar. ...
Saffat Suresi, 62. Ayet:
İkram olarak bu mu daha hayırlı yahut zakkum ağacı mı? ...
Mömin Suresi, 2. Ayet:
(2,3) "Bu kitabın indirilişi, Çok Güçlü, En İyi Bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çok çetin olan, bol nimet;
ikram
sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Dönüş yalnızca O'nadır. "...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(2,3) "Bu kitabın indirilişi, Çok Güçlü, En İyi Bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çok çetin olan, bol nimet;
ikram
sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Dönüş yalnızca O'nadır. "...
Fussilət Suresi, 30. Ayet:
(30-32) "Şüphesiz, “Rabbimiz Allah'tır” deyip sonra dosdoğru olanlar; onların üzerine, haberci âyetler sürekli iner; “Korkmayın, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında ve âhirette sizin yol gösterenleriniz, yardımcılarınız, koruyanlarınızız. Cennette, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan, engin merhamet sahibinden bir
ikram
olarak sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada istediğiniz şeyler de sizin içindir.” "...
Fussilət Suresi, 31. Ayet:
(30-32) "Şüphesiz, “Rabbimiz Allah'tır” deyip sonra dosdoğru olanlar; onların üzerine, haberci âyetler sürekli iner; “Korkmayın, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında ve âhirette sizin yol gösterenleriniz, yardımcılarınız, koruyanlarınızız. Cennette, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan, engin merhamet sahibinden bir
ikram
olarak sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada istediğiniz şeyler de sizin içindir.” "...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
(30-32) "Şüphesiz, “Rabbimiz Allah'tır” deyip sonra dosdoğru olanlar; onların üzerine, haberci âyetler sürekli iner; “Korkmayın, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında ve âhirette sizin yol gösterenleriniz, yardımcılarınız, koruyanlarınızız. Cennette, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan, engin merhamet sahibinden bir
ikram
olarak sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada istediğiniz şeyler de sizin içindir.” "...
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
(107,108) Şüphesiz iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış şu kimseler, içlerinde sürekli kalmak üzere Firdevs bahçeleri onlar için
ikram
olunmuştur. Onlar, oradan hiç ayrılmak istemezler. ...
Kəhf Suresi, 108. Ayet:
(107,108) Şüphesiz iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış şu kimseler, içlerinde sürekli kalmak üzere Firdevs bahçeleri onlar için
ikram
olunmuştur. Onlar, oradan hiç ayrılmak istemezler. ...
Möminun Suresi, 27. Ayet:
(27-29) "Bunun üzerine Biz o'na: “Bizim gözetimimiz ve vahyimiz ile gemiyi yap. Sonra Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler hâlinde iki tane ve bir de onlardan, daha önce kendisi aleyhinde Söz geçmiş olanların dışındaki aileni, yakınlarını, inananlarını gemiye sok. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olanlar konusunda Bana başvurma. Şüphesiz onlar boğulmuşlardır; kesin olarak suda boğulup öleceklerdir. Sonra sen ve beraberindeki kişiler gemiye yerleştiğinde de:...
Möminun Suresi, 28. Ayet:
(27-29) "Bunun üzerine Biz o'na: “Bizim gözetimimiz ve vahyimiz ile gemiyi yap. Sonra Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler hâlinde iki tane ve bir de onlardan, daha önce kendisi aleyhinde Söz geçmiş olanların dışındaki aileni, yakınlarını, inananlarını gemiye sok. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olanlar konusunda Bana başvurma. Şüphesiz onlar boğulmuşlardır; kesin olarak suda boğulup öleceklerdir. Sonra sen ve beraberindeki kişiler gemiye yerleştiğinde de:...
Möminun Suresi, 29. Ayet:
(27-29) "Bunun üzerine Biz o'na: “Bizim gözetimimiz ve vahyimiz ile gemiyi yap. Sonra Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler hâlinde iki tane ve bir de onlardan, daha önce kendisi aleyhinde Söz geçmiş olanların dışındaki aileni, yakınlarını, inananlarını gemiye sok. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olanlar konusunda Bana başvurma. Şüphesiz onlar boğulmuşlardır; kesin olarak suda boğulup öleceklerdir. Sonra sen ve beraberindeki kişiler gemiye yerleştiğinde de:...
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Ama, Rablerinin koruması altına girmiş kişilere gelince, onlar için, Allah katından bir yolcu
ikram
ı olarak, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Ve Allah katındaki, “iyi adamlar” için daha iyidir. ...
Nisa Suresi, 4. Ayet:
Ve yetimlerin kadınlarına mehirlerini seve seve veriniz. Artık kendileri alacaklarından bir kısmını size hoş ederlerse/
ikram
da bulunurlarsa da onu afiyetle, çekinmeden yiyiniz. ...
Rəhman Suresi, 26. Ayet:
(26,27) Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve
ikram
sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır. ...
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
(26,27) Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve
ikram
sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır. ...
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
İman eden ve o imana uygun değer üretenlere gelince: yapa geldiklerinden dolayı mükellef bir
ikram
olarak ağırlanacakları cennetler onların konağı olacaktır....
Fəth Suresi, 20. Ayet:
Allah size elde edeceğiniz daha bir çok ganimet vaad eti: nitekim O size olan bu
ikram
ını öne almış ve insanların elini üzerinizden çekmiştir ki, hem mü'minler için bir belge olsun, hem de sizi dosdoğru bir yola yöneltsin....
Nisa Suresi, 31. Ayet:
Əgər qadağan olunduğunuz böyük günahlardan qaçsanız, sizin (kiçik) günahlarınızı örtərik və sizi (şərəfli bir məqama)
ikram
olunacağınız bir yerə qoyarıq....
Yusif Suresi, 59. Ayet:
Onların yüklərini hazırlayıb belə dedi: ‘Sizin atabir qardaşınızı mənə gətirin. Ölçüyə tam riayət etdiyimi görmürsünüzmü? Mən
ikram
edənlərin ən xeyirlisiyəm.’...
İsra Suresi, 62. Ayet:
(İblis) dedi ki: ‘Sənin fikirinə görə məndən daha mükərrəm (
ikram
edilmiş, şərəfli) etdiyin kimsə bumu? Əgər mənə qiyamət gününə qədər möhlət versən onun nəslindən çox azı xaric, mütləq özümə tabe edəcəyəm.’...
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
Amənu olanlar və saleh əməl (nəfsini islahedici əməl) edənlərin
ikram
ı Firdevs cənnətləridir....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
O gün müttəqiləri (təqva sahiblərini) Rəhmanın hüzurunda izzət və
ikram
la həşr edəcəyik (toplayacağıq)....
Ənbiya Suresi, 26. Ayet:
‘Rəhman Özünə övlad götürdü.’ dedilər. O, Sübhandır. Xeyr, (onlar özlərinə)
ikram
edilmiş qullardır....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göylərdə və yer üzündə olan kəslər Günəş, Ay və ulduzlar, dağlar, ağaclar və heyvanlar və insanlardan bir çoxu görmürsənmi ki, Allaha səcdə edirlər. (İnsanların) çoxunun üzərinə əzab haqq oldu və Allah kimi alçaldarsa artıq ona
ikram
edən yoxdur. Şübhəsiz ki, Allah dilədiyini edər....
Nur Suresi, 26. Ayet:
Pis qadınlar pis kişilər üçündür. Pis kişilər pis qadınlar üçündür. Təmiz qadınlar təmiz kişilər üçündür. Təmiz kişilər təmiz qadınlar üçündür. Onlar (özləri haqqında) deyilənlərdən uzaq olanlardır. Onlar üçün məğfirət və kərim (Allahdan
ikram
edilən) ruzi vardır....
Şüəra Suresi, 58. Ayet:
Xəzinələrdən və kərim (
ikram
edilmiş, yüksək) məqamlardan (çıxardıq)....
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
Lakin amənu olanlar və saleh əməl (nəfsini islahedici əməl) edənlər üçün etmiş olduqlarına görə
ikram
olaraq məva cənnətləri vardır....
Yasin Suresi, 27. Ayet:
Bu səbəblə, Rəbbimin məni məğfirət etdiyini və
ikram
edilənlərdən etdiyini (bilsəydilər)....
Saffat Suresi, 42. Ayet:
Meyvələr! Onlara
ikram
olunar....
Saffat Suresi, 62. Ayet:
Nüzul (Allahdan endirilən
ikram
) olaraq bumu yoxsa zəqqum ağacımı daha xeyirli?...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Ğafur və Rəhim olan (Allah) tərəfindən ziyafət (
ikram
) olaraq....
Rəhman Suresi, 27. Ayet:
Cəlal və
ikram
sahibi Rəbbinin Vəchi (Zatı) əbədi qalacaq....
Rəhman Suresi, 78. Ayet:
Cəlal və İkram Sahibi Rəbbinin Adı Mübarəkdir (Çox Ucadır)....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
Məhz onlar cənnətlərdə
ikram
olunan kimsələrdir....
İnsan Suresi, 17. Ayet:
Orada onlara zəncəfil qarışdırılmış qədəhlər
ikram
olunur....
İnsan Suresi, 21. Ayet:
Onların üstlərində yaşıl incə ipəkdən və atlasdan paltarlar vardır. Gümüşdən bilərziklərlə bəzənmişlər. Rəbləri onlara təmiz (ləzzətli) şərablar
ikram
etdi....
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
Şübhəsiz ki, amənu olanlar və əməli salihat (nəfsi islahedici əməl) işləyənlər üçün altından çaylar axan cənnətlər vardır və bu böyük fevzdir (qurtuluş və şərəfli bir
ikram
dır)....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Lakin insan nə vaxt Rəbbi onu imtahan edib, beləcə ona
ikram
edər və onu nemətləndirərsə, o zaman: ‘Rəbbim mənə
ikram
etdi.’ deyər....
Fəcr Suresi, 17. Ayet:
Xeyr, əksinə siz yetimə
ikram
etmirsiniz....