Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərə gəldikdə, onların əməlləri çöldəki
ilğım
a bənzəyər ki, susamış kimsə onu su zənn edər. Nəhayət, onun yanına çatdığı zaman orada heç nə tapmaz. O, öz (əməlinin) yanında Allahı görər. Allah da onun cəzasını verər. Allah tezliklə haqq-hesab çəkəndir....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar hərəkətə gətiriləcək və
ilğım
kimi olacaqdır....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərin əməlləri səhrada
ilğım
kimidir. Susayan insan bunun su olduğunu düşünür. Amma ona çatanda heç nə tapmır. Orada Allahı tapır və əməllərinin hesabını tam verir. Allah tez haqq-hesab çəkəndir....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar yerindən tərpəndi və
ilğım
a çevrildi....
Nur Suresi, 39. Ayet:
(Allahın vəhdaniyyətini danan, Quranı yalan hesab edən) kafirlərin əməlləri ucsuz-bucaqsız çöldəki (səhradakı)
ilğım
a bənzər ki, susuzluqdan ürəyi yanan onu su bilər. Nəhayət, gəlib ona yetişdiyi zaman onun heç nə olduğunu görər. O öz əməlinin yanında ancaq Allahın cəzasını tapar. (Allah da) onun cəzasını (layiqincə) verər. Allah tezliklə haqq-hesab çəkəndir....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar yerindən qopardılıb (havada toz kimi uçaraq)
ilğım
a dönəcəkdir....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler de: "Sen subhansın. Bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi gerçeği ile bilensin." dediler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, resulleri topladığı gün, "Nasıl karşılandınız der?" "Bizim bir bilgimiz yok, doğrusu gaybleri bilen ancak Sen'sin." derler....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte böyle! Biz, onun yanında olan şeyleri bilgimizle kuşatmıştık....
Nəml Suresi, 49. Ayet:
Allah'a yemin ederek dediler ki: "Gece ona ve ailesine baskın yapalım. Sonra da onun velisine ailesinin yok edilmesiyle bir ilgimiz yok, biz kesinlikle doğru söyleyenleriz diyelim."...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Onlar tartışırlarken, benim Mele-i A'la'ya dair bir bilgim yoktu....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsanın başı derde girdiği zaman Bize yönelir. Sonra ona tarafımızdan bir yardım bahşettiğimizde: "Bu bana bilgimden/yeteneğimden dolayı verilmiştir." der. Hayır! O bir fitnedir. Ne var ki onların çoğu bilmezler....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz beni Allah'ı yalanlamaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi Mutlak Üstün ve Çok Bağışlayıcı Olan'a çağırıyorum."...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Demişlerdi ki: Noksan sıfatlardan seni arı biliriz, bize bildirdiğin şeylerden başka bilgimiz yok. Şüphe yok ki sen, her şeyi bilirsin, hüküm ve hikmet sahibisin....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin, dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler: 'Yücesin Sen ya Rabbi. Bizim Senin bize öğrettiklerinin dışında bir bilgimiz yok. Sen ilim sahibisin, hikmet ve hükümranlık sahibisin.' dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Cevab verdiler «Sen munezzehsin, ogrettiginden baska bizim bir bilgimiz yoktur. suphesiz Sen hem bilensin, hem Hakim'sin"....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
(Melekler de): «Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz ki Sen her şeyi bilensin, yegane hikmet sahibi de Sensin!» dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Cevap verdiler: 'Sen münezzehsin, öğrettiğinden başka bizim bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen hem bilensin, hem Hakim'sin'....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin, dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler: 'Sen Yücesin, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yok. Sen Bilensin, Bilgesin.'...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: «Yücesin sen (ya Rab!). Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilensin, hakîmsin»....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler «Ya Rabbi, sen yücesin, bizim senin bize öğrettiklerin dışında hiçbir bilgimiz yoktur, hiç şüphesiz sen herşeyi bilirsin ve her yaptığın yerindedir» dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Sen yücesin (sübhaneke), senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz / bildiğimiz yok. Sen bilensin , hakimsin (aliymülhakiym)"....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
(Melekler) de: «Seni tenzih ederiz. Senin bize öğretdiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yok. Çünkü (her şey'i) hakkıyle bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan şübhesiz ki sensin Sen» demişlerdi. ...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler ise: Sana tesbih ederiz, bize öğrettiğinden başka bilgimiz yok. Alim, Hakim Sensin Sen, demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Onlar: "Sen kudret ve egemenlikte kusursuz ve eksiksizsin! Senin bize bildirdiğin dışında bir bilgimiz yoktur. Doğrusu yalnız Sensin her şeyi bilen, gerçek hikmet Sahibi!" diye cevap verdiler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: «Seni tesbih ederiz, Senin bize bildirdiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphe yok ki alîm, hakîm olan Sen'sin.»...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler: “Sen münezzehsin, seni tesbih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yok. Şüphesiz ki sen her şeyi hakkıyla bilensin, hüküm ve hikmet sahibisin. ” dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
-Sen yücesin! Yalnız sen eksiklikten uzaksın senin bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yoktur. Bilen ve hüküm veren sensin, dediler....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Sen yücesin (ya Rab); bizim senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilensin, hakimsin (her şeyin içyüzünü bilen, her şeyi yerli yerince yapansın.)...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: «Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yoktur. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.»...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler, 'Seni her türlü noksandan yüce tutarız,' dediler. 'Senin bize öğrettiklerinden başka bilgimiz yoktur. Herşeyi bilen ve herşeyi hikmetle yapan Sensin.'...
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin."...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Şeytanların (o bozguncu kötü ruhluların Süleyman'ın mülkü hakkında uydurduklarına uydular. Halbuki Süleyman kâfir olmadı, fakat o şeytanlar (bozguncu ruha sahip olanlar) kâfir oldular da insanlara sihir öğretiyorlardı. B a b i l 'de melek (tabiatlı) Hârût ve Mârût üzerine (sihir ilmi ve benzeri) bir şey indirilmemişti. Zaten o ikisi, «Biz(im bilgimiz sizin için) bir fitne (imtihan)dır. Sakın (sihir ve büyü ilmini öğrenerek) kâfir olmayın!» demedikçe hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. Fakat (...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
1.
yevme
: gün, o gün
2.
yecmeu allâhu
: Allâh (cc.) toplar, bir araya getirir
3.
er rusule
: resûller
4.
fe yekûlu
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah'ın, Resûl'leri bir araya toplayacağı, sonra “Size ne cevap verildi?” diye buyuracağı gün, (onlar); “Bizim bir bilgimiz yok. Muhakkak ki Sen, gaybdekileri en iyi bilen Sen'sin!”derler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah’ın, peygamberleri toplayıp “siz(den sonra davetiniz)e ne derece uyuldu?” diyeceği, onların da, “Bizim hiçbir bilgimiz yok. Gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin” diyecekleri günü hatırlayın....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
O gün Allah, bütün peygamberleri toplayacak da ne cevap verildi size diyecek. Diyecekler ki: Bilgimiz yok bizim, şüphe yok ki sensin gizli şeyleri hakkıyla bilen....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah'ın peygamberleri toplayıp da "Size ne cevap verildi" dediği gün, "Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyle bilen ancak sensin" diyeceklerdir....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allâh, Rasûlleri cem edeceği süreçte (Onlara sorar): "Size nasıl icabet edildi?", "Hiçbir bilgimiz yok! Kesinlikle gaybları bilen yalnız sensin" derler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah Rasulleri toplayıp: 'Kendilerine görevle gönderildiğiniz kavimler, milletler tarafından, davetlerinize nasıl icabet edildiği konusunda ne diyorsunuz?' buyurduğu gün, 'Bizim hiçbir bilgimiz yok. Şüphesiz duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilen ancak Sensin, Sen' diyeceklerdir....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek: "Size verilen cevap nedir?" Onlar da: "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen."...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, peygamberleri biraraya getireceği günde, «size ne cevap verildi ?» diyecek. Onlar da «bizim hiç bir bilgimiz yok, gayıbları bilen şüphesiz ki sensin sen!» diyecekler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah'ın peygamberleri toplayıp da «Size ne cevap verildi» dediği gün, «Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz gizlilikleri hakkıyle bilen ancak sensin» diyeceklerdir....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
ALLAH elçileri topladığı gün: 'Size ne cevap verildi,' der. 'Bir bilgimiz yok. Gizemleri sen bilirsin,' derler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah bütün Resulleri toplayacağı o günde: «Size ne cevap verildi.» diye soracak. Onlar da: «Bizim bir bilgimiz yok, gizli olanları bilen ancak Sensin Sen!» diyecekler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, Resulleri topladığı gün: «Size ne cevap verildi?» der. «Bizim bilgimiz yok» derler, «gizlileri bilen yalnız sensin, sen!»....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Tanrı, elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: "Size verilen cevap nedir?" Onlar da: "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz gaybleri bilen sensin, sen" derler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
O günde ki Allah bütün peygamberleri toplayıb da: «Size verilen o cevab nedir?» diyecek, onlar da: «Bizim hiç bir bilgimiz yok. Şübhesiz ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen» diyeceklerdir. ...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah'ın bütün peygamberleri toplayıp onlara, "Size ne cevap verildi?" diye soracağı gün onlar, "Bizim bir bilgimiz yok: Yalnız Sensin yaratılmışların idrakini aşan her şeyi tümüyle bilen!" diyecekler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah'ın, peygamberleri toplayıp da: “Size ne cevap verildi?” dediği gün onlar: “Bizim hiçbir bilgimiz yok, şüphesiz ki gizlilikleri hakkıyla bilen ancak sensin!” diyeceklerdir....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Bir gün Allah, Resulleri bir araya getirir ve Onlara: -Size ne cevap verildi der. Onlar da derler ki: -Bizim bir bilgimiz yoktur, gaybları en iyi bilen sadece sensin!...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Gün gelecek, Allah peygamberleri bir araya toplayıp: "Sizin tebliğleriniz ümmetleriniz tarafından nasıl karşılandı, nasıl bir cevap aldınız?" buyuracak. Onlar da: "Senin, her şeyi hakkiyle bilen ilminin yanında bizim bilgimiz yok. Zira gayblara vakıf olan, yalnız Sen’sin" diyecekler....
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allâh, Elçileri toplayacağı gün: "Size ne cevap verildi?" der. "Bizim bilgimiz yok, derler, gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, peygamberleri toplayacağı gün, şöyle diyecek: «Size verilen cevap nedir?» Onlar da: «Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen.»...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!"...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah o zaman: 'Ey Meryem’in oğlu Îsâ, senin ve annenin üzerindeki nimetlerimi hatırlayarak şükret. Hani seni, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni içeren, ihyâ eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile desteklemiştim. Beşikte iken de, insanlarla olgunluk çağındaki peygamber vasfınla konuşuyordun. Sonra okuma yazmayı, kutsal kitaplara vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, hekimliği, yazılı ve şifahî bilgil...
Ənam Suresi, 19. Ayet:
De ki: En büyük tanıklık nedir, hangisidir? De ki: Allah, gerçek tanıktır benimle sizin aranızda ve bana bu Kur'ân, sizi ve kime ulaşırsa onu korkutmam için vahyedildi. Siz, Allah'la berâber tapılacak başka bir mâbud olduğuna mı tanıklık ediyorsunuz? De ki: Ben tanıklık etmem. De ki: O, ancak tek mabuttur ve benim, sizin ona eş tuttuklarınızla hiçbir ilgim yok....
Ənam Suresi, 19. Ayet:
De ki: Hangi şey şâhid olarak daha büyüktür? De ki: Allah... 0, benimle sizin aranızda şâhiddir. Bu Kur'ân bana, onunla sizi ve kime ulaşırsa onu uyarmam için vahyedildi. Ya sizler cidden Allah ile beraber ilâhlar bulunduğuna şehâdet eder misiniz ? De ki: Ben şehâdet etmem. De ki: Ancak O. bir tek ilâhtır ve ben şüphe yok ki, sizin ortak koştuklarınızdan beriyim, (hiçbir ilgim ve ilişiğim yoktur)....
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Derken güneşin ışıklar saçarak doğduğunu görmüş, Rabbim bu demişti, bu daha büyük. Fakat güneş de batıp gidince ey kavim demişti, benim, sizin şirk koştuğunuz şeylerle hiçbir ilgim yok....
Əraf Suresi, 7. Ayet:
Onlara olup bitenleri bilgimize dayanarak kesinlikle bir bir anlatacağız. Zira onlar hiçbir zaman bilgi alanımız dışında kalmamışlardı....
Əraf Suresi, 7. Ayet:
Ve sonra kendilerine mutlaka (yapıp ettikleri hakkındaki şaşmaz) bilgimizi açacağız: çünkü hiçbir zaman (onlardan) uzak değildik....
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
seytan onlara islediklerini guzel gosterdi ve «Bugun insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; dogrusu ben de size yardimciyim» dedi. Iki ordu karsilasinca da, geri donup, «Benim sizinle ilgim yok; dogrusu sizin gormediginizi ben goruyorum ve suphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'in azabi siddetlidir» dedi. *...
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
Hani şeytan onlara işleyip durdukları (kötü işlerini, fena niyetlerini) süsleyip, «bugün insanlardan size üstün gelecek yoktur ve ben de sizi destekleyici bir yardımcıyım !» demişti de iki ordu birbirlerini görüp karşılaşınca, (bu defa) topuğu üzerine gerisin geri dönerek şöyle demişti : «Doğrusu benim sizinle ilgim yoktur ; sizin göremiyeceğiniz şeyleri görüyorum. Hem doğrusu ben Allah'tan korkarım, Allah'ın vereceği ceza şiddetlidir.»...
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve 'Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım' dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, 'Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir' dedi....
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: 'Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım,' demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, 'Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın cezası çetindir,' demişti....
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
Hani şeytan onlara yaptıkları işleri güzel göstererek kendilerine «Bugün sizi hiçbir insan grubu yenemez, ben sizin arkanızdayım» dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce, birdenbire geri dönerek, «Benim sizinle hiçbir ilgim yok, ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım, çünkü Allah'ın azabı ağırdır» dedi....
Yunus Suresi, 41. Ayet:
Eğer onlar seni yalanlarsa de ki; «Benim işlediklerim bana, sizin işledikleriniz de sizedir. Benim işlediklerim ile sizin bir ilginiz olmadığı gibi, sizin işlediklerinizle de benim bir ilgim yoktur.»...
Hud Suresi, 47. Ayet:
(Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki ben, onun hakkında benim bir ilmim (bilgim) olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve Senin, beni mağfiret etmen ve Senin, bana rahmet etmen olmazsa ben, hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi....
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi....
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nuh: 'Rabbim, hakkında bilgim olmayan bir konuda, senden bir şey istemekten sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, sen bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.' dedi....
Hud Suresi, 47. Ayet:
O da: 'Ey Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer sen beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.' dedi....
Hud Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: 'Rabbim, bilgim olmayan bir konuda sana yalvardığım için sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum.'...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."...
Hud Suresi, 47. Ayet:
(Nuh) «Ey Rabbim, dedi, ben bilgimin olmadığı şey'i Senden istemekden Sana sığınırım. Eğer beni yarlığamazsan, beni esirgemezsen husrâne düşmüşlerden olurum». ...
Hud Suresi, 47. Ayet:
"Ya Rabbî, dedi, hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her şeyi kaybedenlerden olurum."...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: «Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.»...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."...
Hud Suresi, 55. Ayet:
'Allah’tan başka, yarattıkları içinden tanrı diye taptıklarınızla bir ilgim yok. Haydi hepiniz bana kötülük yapmak için gizli planlar yapın, savaş açın, sonra da bana mühlet vermeyin.' dedi....
Hud Suresi, 79. Ayet:
Onlar: 'Bizim senin kızlarında bir hakkımız (onlarla bir ilgimiz) olmadığını bilirsin. Sen bizim ne istediğimizi de gayet iyi bilirsin' dediler....
Hud Suresi, 79. Ayet:
Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."...
Hud Suresi, 79. Ayet:
Onlar: «Sen de bilirsin ki, bizim senin kızlarınla bir ilgimiz yoktur. Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyorsun.» dediler....
Hud Suresi, 79. Ayet:
Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."...
Hud Suresi, 79. Ayet:
Dediler ki: Senin kızlarınla bizim bir ilgimizin olmadığını biliyorsun. Sen ne istediğimizi bilirsin....
Hud Suresi, 79. Ayet:
Dediler ki: «Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istemekte olduğumuzu gerçekte sen biliyorsun.»...
Kəhf Suresi, 65. Ayet:
Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
Böyleydi işte bu, gerçekten de nesi var, nesi yoksa bilgimiz hepsine şâmildir, hepsinden de haberdarız....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte böyle, onun serüveni, bütün ayrıntıları ile bilgimizin kapsamı içindedir....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
(Biz onları) işte böyle (bir yaşama tarzı içinde, böyle bir düzeyde bırakmıştık ve o da onları öylece kendi hallerine bıraktı;) ve muhakkak ki sınırsız bilgimizle Biz onun zihninden geçenleri kuşatmış bulunuyorduk....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık....
Məryəm Suresi, 64. Ayet:
Biz sadece Rabbinin hükmüyle tenezzül ederiz (boyutsal geçiş)! Bilgimiz dâhilinde olan ve olmayan ve bunların ötesindeki her şey O'na aittir! Rabbin için unutma kavramı geçersizdir!...
Taha Suresi, 114. Ayet:
Çok yücedir her şeye sâhip ve mutasarrıf olan gerçek Allah ve acele etme Kur'ân'ı okumak için sana vahiy tamamlanmadan ve de ki: Rabbim, bilgimi çoğalt....
Taha Suresi, 114. Ayet:
Gerçek Yönetici olan ALLAH çok yücedir. Sana vahyi tamamlanmadan önce Kuran'ı (anlamak için) acele etme ve, 'Rabbim, bilgimi arttır,' de....
Taha Suresi, 114. Ayet:
Gerçek egemen olan Allah yücedir. Ey Muhammed, Kur'anın sana vahyedilişi sona ermeden onu okumakta acele etme ve 'Rabb'im bilgimi artır' de!....
Taha Suresi, 114. Ayet:
Gerçek hükümran olan Allah, yücedir, Vahyi sana tamamlamadan önce Kur’an’a / okumaya acele etme ve “Rabbim bilgimi artır!” de....
Ənbiya Suresi, 81. Ayet:
Verimli ve bereketli kıldığımız bölgeye doğru akan fırtınayı O'nun buyruğuna verdik. Her şey bizim bilgimizin kapsamı içindedir....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
“Onların yapmış oldukları şey hakkında benim ilmim (bilgim) yoktur.” dedi....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?”...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nûh, benim onların yaptıklarına dâir bir bilgim yok dedi....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(Nuh) dedi ki: "Onların yaptıkları konusunda bilgim yok. . . "...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh: 'Onların ne yaptıklarıyla ilgili benim bir bilgim yok' dedi....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: 'Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: "Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur."...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nûh dedi ki: “- Onların yapmakta oldukları amellere dair benim bilgim yoktur (sadakatlarını bilmem, dış görünüşlerine bakıyorum)....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(112-11) 5 Nuh: «Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur; hesablari Rabbime aittir, dusunsenize! Ben inananlari kovacak degilim. Ben sadece acikca uyariciyim» dedi....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nûh da dedi ki:«Onların yaptıklarıyla ilgili bilgim yoktur, (onların içyüzünü bilmem)....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(112-115) Nuh: 'Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım' dedi....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki, 'Onların yaptıklarından bir bilgim yok.'...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(Nuh) «Benim onların ne yaptıklarına dair ne bilgim olabilir?...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh dedi ki: «Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur.»...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: "Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur."...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(Nuuh): «Benim onların neler yapmakda olduklarına bilgim yokdur» dedi. ...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(Nûh) dedi ki: 'Onların (o hakir gördüğünüz kimselerin) ne yapmakta olduklarıhakkında benim bilgim yoktur. (Ben onların zâhirdeki îmanlarına bakarım.)'...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: Onların yapmakta oldukları şeyler hakkında bir bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: «Onların ne yapar olduklarına benim ne bilgim olabilir?»...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh da dedi ki: “Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur. ”...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh da: -Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(112-113) Nûh: "Onların daha önce ne yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Sizin azıcık bir şuurunuz olsaydı bilirdiniz ki onların hesabı ancak Rabbime aittir....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: «Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur.»...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh dedi ki: 'Onların yaptıkları hakkında benim bilgim yoktur....
Şüəra Suresi, 113. Ayet:
(112-11) 5 Nuh: «Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur; hesablari Rabbime aittir, dusunsenize! Ben inananlari kovacak degilim. Ben sadece acikca uyariciyim» dedi....
Şüəra Suresi, 113. Ayet:
(112-115) Nuh: 'Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım' dedi....
Şüəra Suresi, 113. Ayet:
(112-113) Nûh: "Onların daha önce ne yaptıkları hakkında bilgim yoktur. Sizin azıcık bir şuurunuz olsaydı bilirdiniz ki onların hesabı ancak Rabbime aittir....
Şüəra Suresi, 114. Ayet:
(112-11) 5 Nuh: «Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur; hesablari Rabbime aittir, dusunsenize! Ben inananlari kovacak degilim. Ben sadece acikca uyariciyim» dedi....
Şüəra Suresi, 114. Ayet:
(112-115) Nuh: 'Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım' dedi....
Şüəra Suresi, 115. Ayet:
(112-11) 5 Nuh: «Onlarin yaptiklari hakkinda bir bilgim yoktur; hesablari Rabbime aittir, dusunsenize! Ben inananlari kovacak degilim. Ben sadece acikca uyariciyim» dedi....
Şüəra Suresi, 115. Ayet:
(112-115) Nuh: 'Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım' dedi....
Qəsəs Suresi, 63. Ayet:
Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmedikleri için, aleyhlerinde gerekçeli hükümleri gerçekleşmiş olan liderler, güç ve iktidar sahipleri: 'Rabbimiz, şunlar bizim azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak, onları da öylece azdırdık. Onların suçlarıyla ilgimiz olmadığını arz eder, sana sığınırız. Onlar, aslında, bizlere de tapmıyorlardı.' derler....
Qəsəs Suresi, 63. Ayet:
Aleyhlerine söz (ilâhî hüküm) sabit olanlar derler ki: «Ey Rabbimiz ! İşte bunlar bizim azdırıp saptırdığımız kimselerdir; biz nasıl azdıysak onları da öylece azdırıp saptırdık. Onlarla ilgimizi kesip sana yöneldik. Aslında onlar bize tapıyor değillerdi.»...
Qəsəs Suresi, 78. Ayet:
-Ancak bunlar bana, bilgim sayesinde verilmiştir, dedi. O bilmiyor mu ki Allah, ondan önce, kendisinden daha güçlü ve toplulukça daha çok olan nice nesilleri helak etti? Günahkarlara suçları sorulmaz....
Qəsəs Suresi, 78. Ayet:
Karun ise 'Bu servet, bilgim sayesinde benim oldu' dedi. Kendisinden önce daha güçlü ve daha varlıklı nice nesilleri Allah'ın helâk ettiğini o bilmiyor muydu? Fakat öyle mücrimlerden günahları sorulmaz....
Səba Suresi, 41. Ayet:
Melekler 'Seni tenzih ederiz,' derler. 'Onlarla bizim hiçbir ilgimiz yok; bizim velimiz Sensin. Onlar bize değil, cinlere tapıyordu; çoğu onlara inanıyordu.'...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Meleil Al'â'da onlar tartışırlarken benim bir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”...
Sad Suresi, 69. Ayet:
En yüce melekler topluluğu, münâkaşa ederlerken benim hiçbir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
Onlar orada tartışırken benim mele-i a'lâ hakkında hiçbir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
'Onlar orada tartışırlarken benim yüce meclis, Allah’ın melekleri topladığı meclis hakkında hiçbir bilgim yoktu.'...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Yüce topluluk (mele-i a'la) aralarında tartışırlarken benim (haklarında) bir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Mele-i Ala (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiçbir bilgim yoktur."...
Sad Suresi, 69. Ayet:
«nlar tartisirlarken Melei Ala'daki bu olanlar hakkinda bir bilgim yoktu.»...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Onlar çekişip dururken Mele-i A'lâ (=Yüce Âlem)'da olup bitenler hakkında bir bilgim yoktur....
Sad Suresi, 69. Ayet:
'Onlar tartışırlarken Melei Ala'daki bu olanlar hakkında bir bilgim yoktu.'...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Onlar orada tartışırken benim mele-i a'lâ hakkında hiçbir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
'Onlar tartışırlarken Yüce Toplum'da neler olup bittiği hakkında bir bilgim yoktu.'...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Benim bir bilgim olmazdı, (insanın yaratılışı hakkında) melekler yüce mecliste tartışırlarken....
Sad Suresi, 69. Ayet:
«Münakaşa ederlerken, benim melekler yüksek topluluğuna ait ne bilgim olabilirdi?»...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Mele-i A'la'da kendi aralarındaki tartışmaları hakkında benim hiçbir bilgim yoktu....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Mele-i Ala (yüce topluluk) tartışıp dururken benim hiç bir bilgim yoktur."...
Sad Suresi, 69. Ayet:
«Mele'-i a'lâya, onlar aralarında münazara (ve münâkaşa) ederlerken, benim hiçbir bilgim yokdu». ...
Sad Suresi, 69. Ayet:
'(Onlar Âdem hakkında) tartışırlarken benim o mele-i a'lâ (melekler topluluğu)hakkında hiçbir bilgim yoktu.'...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Mele-i A'la'da olan tartışmalar hakkında benim bir bilgim yoktur....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Mele-i â'lâ'da kendi aralarındaki tartışmalarına dair benim hiçbir bilgim yoktu. "...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Benim yüce alem (mele-i âla) hakkında hiç bir bilgim yoktur....
Sad Suresi, 69. Ayet:
Mele-i Âla sakinleri tartışırlarken kendi aralarında neler konuştuklarına dair bilgim yoktur....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Yüce topluluk tartışırlarken (aralarında) neler geçtiği hakkında bir bilgim yoktu."...
Sad Suresi, 69. Ayet:
«Mele-i A'lâ (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiç bir bilgim yoktur.»...
Sad Suresi, 69. Ayet:
Yüce âlemlerin meclislerinde tartışılırken nelerin konuşulduğu hakkında benim bir bilgim yoktur....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Onlar tartışırlarken, o yüce konsey hakkında benim hiçbir bilgim yoktu."...
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar geldi mi bizi çağırır, sonra katımızdan bir nîmet verdik mi ona, der ki: Bana bu nîmet, bilgim yüzünden verilmiştir; hayır, o bir sınamadır ve fakat çoğu bilmez....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, "Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir" der. Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar, hastalık, sıkıntı geldiğinde bizden yardım ister. . . Sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde "O, bana bilgim sayesinde verilmiştir" (der). . . Hayır; o (nimet) bir sınav objesidir! Ne var ki onların çoğunluğu bunu bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsanın başına bir felâket, bir sıkıntı geldiği, ekonomik darboğaza düştüğü zaman bize kulluk ve ibadet eder, yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, 'Bu, bana yalnızca ticarî bilgimden, maharetimden dolayı verildi' der. Doğrusu bu ağır bir imtihandır. Fakat onların çokları bunu bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
(Nankör) insana bir zarar dokundu mu, bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdik mi: “-Bu, bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir.” der. Doğrusu bu bir imtihandır; fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
Insanin basina bir sikinti gelince Bize yalvarir. Sonra katimizdan ona bir nimet verdigimiz zaman: «Bu bana bilgimden dolayi verilmistir» der. Hayir; o bir imtihandir, fakat coklari bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsanın başına bir sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman: 'Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir' der. Hayır; o bir imtihandır, fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, «Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir» der. Hayır o, bir imtihandır, fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir kötülük dokunduğu zaman bizi çağırır; ancak ona bir nimet verdiğimiz zaman ise: 'Bu, bana bilgimden dolayı verilmiştir,' der. Aslında o bir testtir, ne var ki çokları bilmez...
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsanın başına bir sıkıntı geldiği zaman bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimiz zaman: «Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir» der. Hayır, bir imtihandır; fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir sıkıntı gelince; Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona bir nimet verdiğimizde; bu, bana bilgimden dolayı verilmiştir, der. Hayır, bu bir denemedir. Fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar dokunduğu zaman, (başına bir sıkıntı gelince) bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir. " der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çokları bilmezler....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsana bir zarar dokundu mu hemen bize dua eder. Onu bizden bir rahmet ile değiştirdiğimiz zaman da: -Bu bana, bilgim dolayısıyla verilmiştir der. Oysa o bir imtihandır. Fakat çokları bilmez....
Zümər Suresi, 49. Ayet:
İnsan bir sıkıntıya düştüğünde Bize yakarır. Ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise 'Bilgim sayesinde bu benim oldu' deyiverir. Oysa o bir sınamadır; fakat çokları bunu bilmez....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
“Siz beni Allah’ı inkâr etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi mutlak güç sahibine, çok bağışlayana (Allah’a) çağırıyorum.”...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Allah'a kâfir olmaya ve ona şirk koşmaya çağırıyorsunuz beni bu hususta hiçbir bilgim olmadığı halde ve bense sizi üstün ve bütün suçları tamâmıyla örten mâbûda çağırmadayım....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz bana, Esmâ'sıyla hakikatim olan Allâh'ı inkâr etmemi ve hakkında bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmamı öneriyorsunuz! Ben ise sizi Aziyz, Ğaffar'a çağırıyorum. "...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz beni Allah'a (karşı) inkâr etmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Beni, Allah’ı inkâr etmeğe ve hakkında bilgim olmayan şeyi O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise, sizi Azîz olan= her şeye galib gelen, Gaffâr olan= çok bağışlayan Allah’a davet ediyorum....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Siz beni Allah'ı tanımamaya, bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi O çok güçlüye, çok üstüne, çok bağışlayana davet ediyorum....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
'Siz beni ALLAH'a karşı nankör olmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi O Üstün ve Bağışlayıcı olana çağırıyorum.'...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz beni Tanrı'ya (karşı) küfretmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayana çağırıyorum....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Siz beni Allah'ı(n birliğini) inkara ve hakkında (belki de) hiçbir bilgim olmayan şeyleri Allah'ın uluhiyetine ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi, O Kudret Sahibi ve Çok Bağışlayıcı olan(ı tanımay)a çağırıyorum!...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi Aziz olan, bağışlaması çok olan Allah'a çağırıyorum. "...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Beni, Allah’a nankörlük etmeye ona ortak hakkında bilgim olmayan bir şeyi ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, daima galip ve bağışlayıcı olana davet ediyorum....
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Çünkü benim, Allah’ı inkâr etmemi ve O’nun ortağı olduğuna dair hiçbir bilgim olmayan şeyleri, Kendisine ortak koşmamı teklif ediyorsunuz. Ben ise sizi (üstün kudret sahibi ve mağfireti pek bol olan) o Azîz ve Gaffâr’ın yoluna dâvet ediyorum."...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
«Siz beni Allah'a (karşı) küfre sapmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırmaktasınız. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum.»...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
"Siz beni, Allah'a nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum."...
Zuxruf Suresi, 26. Ayet:
Hani İbrâhim babasına ve kavmine: 'Benim, sizin taptığınız şeylerle ilgim yok' demişti....
Casiyə Suresi, 29. Ayet:
İşte bilgimiz! Size Hak olarak dilleniyor. . . Biz yaptıklarınızı kaydediyorduk! (Hafızalıyorduk - varlıktaki evrensel hafıza - memory. )...
Casiyə Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın va'di (verdiği söz) mutlaka hakktır; Kıyâmet'in kopacağında hiç şüphe yoktur, denilince de, «biz, Kıyâmet'in kopuşu nedir bilmiyoruz, sadece zan ve tahminde bulunuyoruz ; bizim bu konuda kesin bilgimiz yoktur,» diye cevap verdiniz....
Casiyə Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın vaadi gerçektir. «O kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur.» denildiğinde «Kıyamet nedir bilmiyoruz. Yalnız bir zandan ibârettir sanıyoruz. Fakat bu hususta kesin bir bilgimiz yok.» derdiniz....
Casiyə Suresi, 32. Ayet:
Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece birşeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz."...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Hani, onun yanına girdiklerinde: «Selam» demişlerdi. O da: «Selam» demişti. «(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk.»...
Qəmər Suresi, 49. Ayet:
Şüphe yok ki biz; her şeyi, bilgimizde mukadder olduğu gibi ve zamânında yarattık....
Hədid Suresi, 22. Ayet:
Ne yerde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musibet (âfet, hastalık) yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir Kitâpta (yazılmış ezeli bilgimizde tesbit edilmiş) olmasın. Doğrusu bu, Allâh'a kolaydır....
Həşr Suresi, 16. Ayet:
Müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların durumu, tıpkı şeytanın durumu gibidir. Şeytan insana: 'İnkâr et, nankörlük et' der. İnkâr edip nankörlük edince de: 'Benim seninle ilgim yok, senden uzağım. Ben, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah’tan korkarım.' der....
Sad Suresi, 69. Ayet:
"Onlar birbirleriyle tartışırken, benim “en üstün şeylerin doldurulduğu; Kur’ân'a dair bir bilgim yok idi. "...
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
(112-115) Nûh dedi ki: “Onların yaptıklarına dair bir bilgim yoktur. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer düşünürseniz! Ve ben iman edenleri kovucu değilim. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” ...
Şüəra Suresi, 113. Ayet:
(112-115) Nûh dedi ki: “Onların yaptıklarına dair bir bilgim yoktur. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer düşünürseniz! Ve ben iman edenleri kovucu değilim. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” ...
Şüəra Suresi, 114. Ayet:
(112-115) Nûh dedi ki: “Onların yaptıklarına dair bir bilgim yoktur. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer düşünürseniz! Ve ben iman edenleri kovucu değilim. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” ...
Şüəra Suresi, 115. Ayet:
(112-115) Nûh dedi ki: “Onların yaptıklarına dair bir bilgim yoktur. Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer düşünürseniz! Ve ben iman edenleri kovucu değilim. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” ...
Hud Suresi, 47. Ayet:
Nûh, “Ey Rabbim! Ben hakkında bilgim olmayan bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Ve eğer Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen ben zarara/kayba uğrayıp acı çekenlerden olurum” dedi. ...
Ənbiya Suresi, 91. Ayet:
"Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın; işte Biz, onu güvenli bilgimizle bilgilendirdik. Ve kendisini ve oğlunu âlemler için bir alâmet/gösterge yaptık. "...
Maidə Suresi, 109. Ayet:
"Allah, elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: “Size verilen cevap nedir?” Onlar: “Bizim hiçbir bilgimiz yoktur; şüphesiz ki Sen, görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği en iyi bilenin ta kendisisin” dediler. "...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
"Hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben, seni Allah'ın vahyi ile güçlendirmiştim. Yüksek mevkide olan biri olarak ve yetişkin biri olarak insanlara konuşuyordun. Hani sana Kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle/ bilgimle çamurdan; kilden (seramikten) kuş şekli gibi bir şey (Buhurdan) yapıyordun. Sonra da onun içine...
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərin əməlləri düz ərazidəki
ilğım
kimidir. Susamış olan onu su zənn etdi. Ona çatdığı zaman heç bir şey olmadığını gördü. Öz qarşısında Allahı tapar. Beləcə (Allah) onun hesabını ona tam olaraq ödədi. Allah hesabı tez görəndir....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
‘Onların etdikləri şey haqqında mənim elmim (bilgim) yoxdur.’ dedi....
Sad Suresi, 69. Ayet:
Mələil Al'a'da onlar mübahisə edərkən mənim bir bilgim yox idi....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar hərəkətə gətirilmiş, beləcə
ilğım
a dönəcəkdir....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərin əməlləri səhradakı
ilğım
a bənzəyir ki, susamış kimsə onu su hesab edər. Ona yaxınlaşdıqda isə onun heç nə olduğunu görər. O öz yanında Allahı tapar. O da onun cəzasını verər. Allah tez haqq-hesab çəkəndir....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar da hərəkətə gətirilib
ilğım
a çevriləcək....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
və oynayar yerindən dağlar və olarlar
ilğım
....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərin (ibadət, sədəqə və ixtira kimi) bütün (xeyir) əməlləri hamar yerdəki
ilğım
kimidir ki, susuz (insan uzaqdan) onu su sayar, nəhayət (gəlib) çatanda onun (heç) bir şey olmadığını görər. (Kafirin ölümü onun həmin
ilğım
a çatmasıdır ki, onda bütün əməllərinin puç olduğunu görər.) Və Allahı yanında görər və O, onun (əməllərinin) hesabını tamamilə ödəyər (Allah onun yaxşılıqlarının
ilğım
a çevrilməsinə səbəb olan küfrünün və digər günahlarının cəzasını verər). Allah tez haqq-hesab çəkəndir (h...
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar (öz yerlərindən) hərəkətə gətirilər və (məhv olar və nəzərlərdə)
ilğım
a dönər....
Şüəra Suresi, 112. Ayet:
Nuh belə dedi: “Onların nə etdiyi ilə bağlı mənim bir bilgim yoxdur”....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Kafirlərin əməlləri səhradakı
ilğım
a bənzəyir. Susuzluqdan yanan onu su hesab edər. Ona yaxınlaşdıqda isə orada heç bir şey olmadığını görər və öz yanında Allahı tapar. O da ondan tam haqq-hesab tələb edər. Axı Allah tez haqq-hesab çəkəndir....
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar hərəkətə gətirilib
ilğım
a çevriləcəkdir....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Və kafirlər [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən kəslər]; onların əməlləri, kimsəsiz səhradakı
ilğım
a bənzəyər ki, susamış kimsə onu su zənn edər, ona çatdıqda isə heç bir şey tapa bilməz. Yanında Allahı görər. Sonra da Allah onun hesabını əskiksiz ödəyər. Allah, çox tez haqq-hesab çəkər. ...
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
Dağlar da hərəkətə gətirilib
ilğım
a dönəcək....