Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Təkəbbürlənənlər: “Biz sizin
inandığı
nızı inkar edirik”, - dedilər....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrail oğullarını dənizdən keçirtdik. Firon və əsgərləri zalımcasına və düşməncəsinə onları izlədilər. Nəhayət, Firon boğularkən dedi: “Mən İsrail oğullarının
inandığı
ilahdan başqa bir ilah olmadığına iman gətirdim. Mən də müsəlmanlardanam!”...
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Əgər onlar da sizin
inandığı
nız kimi iman gətirsələr, şübhəsiz ki, doğru yolu tapmış olarlar. Əgər üz çevirsələr, dərin ayrılıq və çıxılmaz vəziyyətə düşərlər. Onlara qarşı sənə Allah kifayət edər. O, Eşidəndir, Biləndir....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
(Təkəbbür üzündən iman gətirməyi) özlərinə ar bilənlər: “Sizin
inandığı
nıza (Salehin peyğəmbərliyinə) biz inanmırıq!” – dedilər....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
(Ey möminlər!) Əgər onlar da siz
inandığı
nız kimi (Allaha) inanırlarsa, şübhəsiz ki, doğru yolu taparlar. Yox, əgər (imandan) üz döndərərlərsə, (sizə qarşı) ədavət bəsləmiş olarlar. (Ya Rəsulum! Belə olduqda sən onların düşmənçiliyindən qorxma!) Allah sənə (tezliklə sənin intiqamını) onlardan (almağa) kifayət edər. O, (hər şeyi) eşidəndir, biləndir....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allahın sizə verdiyi ruzidən halal və təmiz olanını yeyin. İnandığınız Allahdan qorxun!...
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara
inandığı
nız halde onlar sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıkları zaman; inandık derler, yalnız kaldıkları zaman ise size olan öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün!" Kuşkusuz, Allah, kalplerin gizlediklerini bilir....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: "Ey Kitap Ehli! Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene
inandığı
mız için mi bizden nefret ediyorsunuz? Kuşkusuz, çoğunuz fasıksınız."...
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara «Muslumanlarin inandigi gibi siz de inanin» denilince de, «Beyinsizlerin inandigi gibi mi inanalim?» derler; iyi bilin ki asil beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara «Olgun insanların
inandığı
gibi inanın!» denildiği zaman, «O beyinsizlerin
inandığı
gibi inanalım mı ?» derler. Dikkat edin ki, onlar, onlardır asıl beyinsizler; fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara 'Müslümanların
inandığı
gibi siz de inanın' denilince de, 'Beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanalım?' derler; iyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Kendilerine, 'Şu halkın
inandığı
gibi inanın,' denildiğinde, 'Beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanacağız,' derler. Gerçek beyinsizler onlardır; fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara: «İnsanların (müslümanların)
inandığı
gibi inanın.» denilince, «Biz de o beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanacağız?» derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Kendilerine "insanların
inandığı
gibi inanın" denildiğinde, "biz beyinsizlerin (süfeha)
inandığı
gibi mi inanıyoruz?" derler. Gerçek beyinsizler onlardır fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara «insanların (müslümanların)
inandığı
gibi inanın» denilince «Biz de o beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanacağız?» derler. Dikkat et ki (asıl) beyinsizler hiç şüphesiz kendileridir. Fakat bilmezler. ...
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara; insanların inandıkları gibi siz de inanın, denilince; o beyinsizlerin
inandığı
gibi mi biz de inanacağız? derler. Bilesin ki asıl beyinsizler onlardır da bunu bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara: "Diğer insanların
inandığı
gibi inanın!" denildiğinde, "(Şu) dar kafalıların
inandığı
gibi mi?" diye cevap verirler. Gerçekte onlardır dar kafalılar, ama bunu bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara: “(Mümin) insanların
inandığı
gibi siz de inanın!” denilince de, “Beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanalım?” derler. İyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bunu bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara: -Siz de insanların
inandığı
gibi inanın! denilince: -Beyinsizlerin
inandığı
gibi mi inanalım? derler. Dikkat edin! Asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara: "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" dense, "O beyinsizlerin
inandığı
gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler kendileridir; fakat bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara 'Siz de herkesin
inandığı
gibi inanın' dendiğinde, 'O beyinsizler gibi mi inanalım?' derler. Oysa beyinsizlerin tâ kendisi onlardır; lâkin bunu da bilmezler....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Onlara, "İnsanların
inandığı
gibi siz de inanın" dendiğinde, "Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı?" derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Nitekim, imana ermiş olanlarla buluştuklarında, "(Sizin
inandığı
nız gibi) inanıyoruz!" derler; ama birbirleriyle baş başa kaldıklarında, "Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? derler....
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Evvelce kâfir olanlara üst gelmek için imdat isterlerken Allah tarafından, onların
inandığı
kitabı tasdik eden bir kitap geldi, bildikleri, tanıdıkları zuhur etti mi ona kâfir oldular. Hay Allah'ın lâneti kâfirlere olsun....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Şayet onlar da, sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Sizin inandiginiz gibi inanmis olsalar, dogru yolu bulmus olurlar. Yuz cevirirlerse, suphesiz onlar cikmazdadirlar. Onlara karsi sana Allah yetecektir. O, isitir ve bilir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Sizin
inandığı
nız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, şüphesiz onlar çıkmazdadırlar. Onlara karşı sana Allah yetecektir. O, işitir ve bilir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Sizin
inandığı
nız gibi inansalar doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, karşıt olmuş olurlar. Onlara karşı ALLAH sana yeter. O İşitendir, Bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Şayet onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir ayrılık içindedirler. Onlara karşı Tanrı sana yeter. O işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer (ötekiler de) sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa şüphesiz doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse de derin bir çıkmaza saplanmış olurlar, ama Allah seni bundan korumaktadır. Zira yalnız O'dur her şeyi işiten, her şeyi bilen....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse şüphesiz ki onlar ayrılık içindedirler. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; ama dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşerler. Onlara karşı Allâh sana yeter. O, işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Şayet onlar da, sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuşlardır; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana ise, onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Buna onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, ayrılığa düşmüşlerdir. Onlara karşı sana Allah yeter. Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Eğer onlar da sizin
inandığı
nız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O....
Ali-İmran Suresi, 72. Ayet:
Geçmiş vahyin izleyicilerinden bazısı (birbirlerine) şöyle der: "(Muhammed'e) inananlara günün başında vahyedilene
inandığı
nızı söyleyin, daha sonra geleni ise inkar edin ki (inançlarından) belki geri dönerler;...
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
İşte siz öyle (inanca sahip) kişilersiniz ki (
inandığı
nız hakikat dolayısıyla) onları seversiniz. Onlar ise (sizinle aynı inançta olmadıkları için) sizi sevmezler! Siz hakikat bilgisinin tümüne iman edersiniz. Sizinle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıklarında ise size öfkelerinden parmaklarını ısırırlar! "Öfkenizin ateşiyle kahrolun!" de. . . Muhakkak ki Allâh, Esmâ'sıyla varlığınızın hakikati olarak içinizdekini bilir....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
Ha sizler öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaba
inandığı
nız halde sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıklarında: «Biz inandık?» derler. Yalnız kaldıklarında ise size olan kinlerinden aleyhinizde parmaklarını ısırırlar. De ki: «Kininizle ölünüz!» Allah, kesinlikle bütün sinelerin özünü bilir....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
Siz onları sev(meye haz)ırsınız, ama onlar, bütün vahiylere inansanız bile sizi sevmeyecekler. Ve sizinle karşılaştıklarında, "Biz (sizin
inandığı
nız gibi) inanıyoruz!" derler: ama kendi başlarına kalınca size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizle kahrolun! Unutmayın, Allah (insanların) kalplerinde ne varsa hepsini bilir!"...
Nisa Suresi, 60. Ayet:
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere
inandığı
nı zanneden kimseleri görmedin mi? O'nu (şeytanı) inkâr etmekle emrolundukları halde tagutun önünde muhakeme olunmayı istiyorlar. Ve şeytan, onları uzak bir dalâletle saptırmak (dalâlete düşürmek) istiyor....
Nisa Suresi, 60. Ayet:
Baksana hem sana indirilen hem de senden önce indirilen kitaplara
inandığı
nı iddia eden o münâfıkların yaptıklarına! Kalkıp azgın şeytanın önünde muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki onlara o şeytanı reddetmeleri emri verilmişti. Şeytan da onları haktan büsbütün saptırmak ister....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Hem onda (Tevrât’ta, yahudilerin) üzerlerine: 'Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş; yaralara ise (karşılıklı) kısas (vardır)!' diye yazdık. Fakat kim bunu (kısas hakkını) bağışlarsa, o takdirde bu onun (günahları) için bir keffâret olur. Kim de (
inandığı
hâlde aksini yaparak) Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 47. Ayet:
Ve İncîl ehli, Allah’ın onda indirdiğiyle hükmetsin (diye buyurduk)! Artık kim(
inandığı
hâlde amel etmeyerek) Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilâhî kitap)lara
inandığı
mızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz.”...
Maidə Suresi, 59. Ayet:
(Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene
inandığı
mız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
'Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, yalnızca, Allah’a, bize indirilene, Kur’ân’a ve daha önce indirilenlere, diğer kutsal kitaplara
inandığı
mız için mi, çoğunuz, doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkmış fâsık, âsi, bozguncu kimseler olduğunuz için mi bizi ayıplıyor, baskı ve işkence yaparak bizi cezalandırıyorsunuz?' de....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
(Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene
inandığı
mız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: «Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene
inandığı
mız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız»....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: "Ey kitap ehli, yalnızca Tanrı'ya, bize indirilene ve önceden indirilene
inandığı
mız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? (Oysa) Sizin çoğunuz fasıktır....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: «Ey ehl-i kitâb, sizin bizden hoşlanmayışınız (ın sebebi) Allaha (
inandığı
mızdan) ve bize indirilenlerle daha evvel indirilenlere îman etdiğimizden ve sizin bir çoğunuzun da faasık kimseler olduğunuzdan başka (bir şey) değildir». ...
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: "Ey geçmiş vahyin izleyicileri! (Yalnız) Allaha ve Allahın hem bize hem bizden öncekilere indirdiğine
inandığı
mız için mi bizde kusur buluyorsunuz? (Yoksa bu, sadece) çoğunuzun sapkınlığından mı(dır)?"...
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: "Ey Kitap ehli, Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene
inandığı
mız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa sizin çoğunuz yoldan çıkmıştır."...
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Ve yiyin Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helâl ve temiz olanları ve
inandığı
nız Allah'tan çekinin....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allah'in size verdigi riziktan temiz ve helal olarak yiyin. Inandiginiz Allah'tan sakinin....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allah'ın size verdiği rızıktan temiz ve helal olarak yiyin. İnandığınız Allah'tan sakının....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
ALLAH'ın size rızık olarak verdiklerini, helal ve temiz olarak yeyin. İnandığınız ALLAH'ı dinleyin....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve
inandığı
nız Allah'tan korkun....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allâh'ın size verdiği rızıklardan helâl ve temiz olarak yeyin ve
inandığı
nız Allah'tan korkun!...
Ənam Suresi, 158. Ayet:
Yoksa onlar, meleklerin kendilerine görünmesini mi bekliyorlar yahut (bizzat) Rabbinin veya Ondan bazı (kesin) işaretlerin? (Ama) Rabbinin (kesin) işaretlerinin ortaya çıkacağı Gün iman etmenin, daha önce inanmamış yahut
inandığı
halde bir hayır yapmamış olan kimseye hiçbir yararı olmaz. De ki: "Bekleyin (öyleyse Ahiret Gününü, ey inançsızlar:) bakın, biz (mümin)ler de bekliyoruz!"...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Kibirlenenler şöyle dedi: “Muhakkak biz, sizin
inandığı
nız şeyi inkâr edenleriz.”...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar, “Şüphesiz biz sizin
inandığı
nız şeyi inkâr edenleriz” dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar dediler ki: "Biz de sizin
inandığı
nızı inkâr edenleriz."...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayan serkeş zorbalar ise: 'Biz, sizin
inandığı
nız şeyleri inkâr ediyoruz' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: "Biz de, gerçekten sizin
inandığı
nızı tanımayanlarız."...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
(76-77) Buyukluk taslayanlar, «Sizin inandiginizi biz inkar ediyoruz» dediler ve disi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruguna bas kaldirdilar, «Ey Salih, eger sen peygambersen bizi tehdit ettigin azaba ugrat bakalim» dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
(76-77) Büyüklük taslayanlar, 'Sizin
inandığı
nızı biz inkar ediyoruz' dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, 'Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar dediler ki: «Biz de sizin
inandığı
nızı inkâr edenleriz.»...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar, 'Biz, sizin
inandığı
nız şeyi inkar ediyoruz,' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
O kibirlerine yediremeyenler: «Doğrusu biz, sizin
inandığı
nız şeye inanmıyoruz!» dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar: «Biz, sizin
inandığı
nızı inkâr edenleriz!» dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Kendini beğenmişler de onlara 'Biz sizin
inandığı
nızı inkâr ediyor, reddediyoruz' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklenenler (şöyle) dedi: "Biz de gerçekten sizin
inandığı
nıza küfredenleriz."...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar: “Biz sizin
inandığı
nızı inkâr edenleriz. ” dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin
inandığı
nızı inkâr edenleriz!" dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: «Biz de, gerçekten sizin
inandığı
nızı tanımayanlarız.»...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayanlar ise, 'Sizin
inandığı
nız şeyi biz reddediyoruz' dediler....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Kibre sapanlar şöyle konuştu: "Biz sizin
inandığı
nızı inkar edenleriz."...
Əraf Suresi, 77. Ayet:
(76-77) Buyukluk taslayanlar, «Sizin inandiginizi biz inkar ediyoruz» dediler ve disi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruguna bas kaldirdilar, «Ey Salih, eger sen peygambersen bizi tehdit ettigin azaba ugrat bakalim» dediler....
Əraf Suresi, 77. Ayet:
(76-77) Büyüklük taslayanlar, 'Sizin
inandığı
nızı biz inkar ediyoruz' dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar, 'Ey Salih, eğer sen peygambersen bizi tehdit ettiğin azaba uğrat bakalım' dediler....
Əraf Suresi, 125. Ayet:
(125-126) Onlar: Biz zaten Rabbimize döneceğiz. Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara
inandığı
mız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler....
Əraf Suresi, 126. Ayet:
Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara
inandığı
mız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler....
Əraf Suresi, 126. Ayet:
Rabbimizin âyetleri bize gelince sırf onlara
inandığı
mız için bizden intikam (öc) almak istiyorsun! dediler. (Ve sonra şöyle duada bulundular) : «Ey Rabbimiz! üzerimize sabır (ve dayanma gücünü) boşalt ve müslimler (Hakk'a teslimiyet gösterenler) olarak canımızı al!»...
Əraf Suresi, 126. Ayet:
(125-126) Onlar: Biz zaten Rabbimize döneceğiz. Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara
inandığı
mız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler....
Əraf Suresi, 126. Ayet:
“Rabbimizin âyetleri gelince, sırf onlara
inandığı
mız için bizden intikam almak istiyorsun! Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslümanlar olarak canımızı al!”...
Əraf Suresi, 126. Ayet:
"Rabbimizin, bize gelmiş olan âyetlerine
inandığı
mız için bizden öc alıyorsun. (Ey) Rabbimiz, üzerimize sabır boşalt ve bizi müslümanlar olarak öldür!"...
Ənfal Suresi, 72. Ayet:
İnananlar, ALLAH yolunda göç edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ve onları barındırıp onlara yardım edenler birbirlerinin dostudur. İnandığı halde sizinle birlikte göç etmeyenler göç edinceye kadar onlardan sorumlu değilsiniz. Ancak onlar, din bağından ötürü sizden yardım isterlerse, aranızda anlaşma bulunan bir topluma karşı olmaması koşuluyla kendilerine yardım etmelisiniz. ALLAH yaptıklarınızı Görendir....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Böylece firavun ve onun ordusu, azgınlıkla (zulümle), düşmanlıkla onları takip etti. (Sular), onu boğacak düzeye erişince, (firavun) o zaman: “İsrailoğullarının kendisine (O'na)
inandığı
ilâhtan başka (ilâh) olmadığına ben de îmân ettim. Ve ben (de), müslümanlardanım (teslim olanlardanım, İslâm'a girenlerdenim).” dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrailoğullarını denizden geçirdik, derken Firavun'la askeri de azgınlıkla, düşmanlıkla peşlerine düştü onların, sonucu su boğazına girince boğulurken inandım, gerçekten de İsrailoğullarının
inandığı
Tanrıdan başka tapacak yok ve ben Müslümanlardanım dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip etti. Nihayet (denizde) boğulma haline gelince, (Firavun:) "Gerçekten, İsrailoğullarının
inandığı
Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de iman ettim. Ben de müslümanlardanım!" dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz İsrâiloğulları’na denizi geçirdik. Firavun, askerî erkânı ve ordusu da, isyanlarını artırmak, zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip ettiler. Firavun denizde boğulmaya başladığı zaman: 'İsrâiloğulları’nın
inandığı
tanrının hak ilâh olduğuna ben de iman ettim. Ben de İslâm’ı yaşayacak olan müslümanlardanım.' dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğullarının kendisine
inandığı
(ilahtan) başka ilah olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım" dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Israilogullarini denizden gecirdik, Firavun ve askerleri haksizlik ve dusmanlikla ardlarina dustuler. Firavun bogulacagi anda: «Israilogullarinin inandigindan baska tanri olmadigina inandim, artik ben O'na teslim olanlardanim» dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrail oğulları'nı denizden geçirdik ; Fir'avn ve askerleri zulüm ve düşmanlık (izhar ederek) onları takibe koyuldular. Sonunda Fir'avn boğulma derecesine gelince (şöyle) dedi : «İsrail oğulları'nın
inandığı
Allah' tan başka ilâh olmadığına inandım ve ben artık (O'na) teslimiyet gösterenlerdenim i»...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrailoğullarını denizden geçirdik, Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla ardlarına düştüler. Firavun boğulacağı anda: 'İsrailoğullarının
inandığı
ndan başka tanrı olmadığına inandım, artık ben O'na teslim olanlardanım' dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip etti. Nihayet (denizde) boğulma haline gelince, (Firavun:) «Gerçekten, İsrailoğullarının
inandığı
Tanrı’dan başka tanrı olmadığına ben de iman ettim. Ben de müslümanlardanım!» dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrail oğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu ise küstahça ve düşmanca arkalarına düştü. Boğulmak üzereyken, 'İsrail oğullarının
inandığı
ndan başka tanrı olmadığına inandım, ben müslümanım,' dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğullarının kendisine
inandığı
ndan başka tanrı olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım" dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Derken İsrailoğulları'nı denizin öte yakasına geçirdik; bunun üzerine Firavun ve ordusu hışımla onların ardına düştü, (denizin dalgaları onları örtüp de Firavun) boğulmak üzereyken: "Elhak, inandım," dedi, "İsrailoğulları'nın
inandığı
Tanrı'dan başka tanrı yok! Ve ben de artık kendini yürekten O'na teslim eden kimselerdenim!"...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrâiloğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri de zulmetmek ve mahvetmek üzere arkalarına düştü. Nihayet Firavun boğulacağı anda: “İsrâiloğullarının
inandığı
Allah'dan başka ilâh olmadığına inandım. Artık ben de Müslümanlardanım. ” dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla arkalarına düştüler. Firavun boğulacağı anda: -İsrailoğulları’nın
inandığı
ndan başka ilah olmadığına inandım. Artık ben O’na teslim olanlardanım, dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Derken, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Hemen Firavun, askerleriyle beraber haksız ve saldırgan bir şekilde peşlerine düştü. Nihayet boğulmak üzere iken: "İman ettim. İsrailoğullarının
inandığı
İlahtan başka tanrı yokmuş. Ben de Müslümanlardanım" dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
İsrâil oğullarını denizden geçirdik, Fir'avn ve askerleri de zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihâyet boğulma kendisini yakalayınca (Fir'avn): "Gerçekten İsrâil oğullarının
inandığı
ndan başka tanrı olmadığına inandım, ben de müslümanlardanım!" dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun) : «İsrailoğullarının kendisine
inandığı
(ilahtan) başka ilah olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım» dedi....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri de zulüm ve düşmanlıkla onların peşine düştü. Boğulacağını anlayınca, Firavun 'İsrailoğullarının
inandığı
ndan başka bir tanrı bulunmadığına inandım; ben de Ona teslim olanlardanım' dedi....
Yunus Suresi, 98. Ayet:
Bir kasaba halki inanmali degilmiydi ki, imanlari kendilerine fayda versin! Iste Yunus'un milleti, inandigi zaman, dunya hayatinda rezilligi gerektiren azabi onlardan kaldirdik ve onlari bir sure daha bu dunyada gecindirdik....
Yunus Suresi, 98. Ayet:
Bir kent halkı inanmalı değil miydi ki, imanları kendilerine fayda versin! İşte Yunus'un milleti,
inandığı
zaman, dünya hayatında rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırdık ve onları bir süre daha bu dünyada geçindirdik....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Yûsuf, zindandan kurtulacağına
inandığı
iki gençten birine: 'Efendinin yanında benden bahset' dedi. Fakat şeytan, efendisinin yanında, Yûsuf’tan söz etmeyi ona unutturdu. Bu yüzden Yûsuf birkaç yıl daha zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Yusuf, hapisten kurtulacağına
inandığı
o ikiden birine dedi ki: «Beni efendinin yanında an». (Benden söz et ki, beni kurtarsın). Fakat Şeytan, ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yıllarca zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 64. Ayet:
Dedi: hiç ben onu size inanır mıyım? Meğer ki bundan evvel kardeşini
inandığı
m gibi ola, en hayırlı hıfzedecek de Allahdır ve o erhamürrâhimîndir...
Yusif Suresi, 64. Ayet:
Babaları dedi ki: «Hiç ben onu size inanır mıyım? Ya bundan önce size kardeşini
inandığı
m gibi olursa! En hayırlı koruyucu da Allah'tır. Ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.»...
Yusif Suresi, 64. Ayet:
Dedi ki: "Daha önce kardeşi konusunda size güvendiğimden /
inandığı
mdan (amenüküm) başka (bir şekilde) onun hakkında size güvenir miyim / inanır mıyım (emintüküm)? Tanrı en hayırlı koruyucudur ve O esirgeyenlerin esirgeyicisidir."...
Yusif Suresi, 64. Ayet:
(Ya'kub) dedi: «Ben onu size inanır mıyım? Meğer ki daha evvel kardeşi (Yuusufu)
inandığı
m gibi ola. Allah en hayırlı koruyucudur. O, esirgeyicilerin de esirgeyicisidir». ...
Möminun Suresi, 87. Ayet:
Elbette, "Allah’tır", diyeceklerdir. Öyleyse, sen de ki: "İnandığınız Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"...
Şüəra Suresi, 114. Ayet:
Bunun içindir ki,
inandığı
nı söyleyenleri yanımdan kovacak değilim;...
Nəml Suresi, 79. Ayet:
Öyleyse, (yalnızca) Allah'a güven; çünkü
inandığı
n şey, doğruluğu besbelli gerçeğin ta kendisidir....
Ənkəbut Suresi, 26. Ayet:
Bu açıklama ve uyarı üzerine Lût O'na imân etti (
inandığı
nı tekrarladı) ve İbrâhim de. «ben Rabbıma (O'nun emri uyarınca) hicret ediyorum. Şüphesiz ki Rabbim cok üstün, çok güçlü ve yegâne hikmet sahibidir,» dedi....
Ənkəbut Suresi, 46. Ayet:
Geçmiş vahyin mensupları ile zulüm ve haksızlıktan uzak durdukları sürece en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene
inandığı
mız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz: çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz (hepimiz) O'na teslim olmuşuzdur"....
Mömin Suresi, 12. Ayet:
'Bu (başınıza gelen), yalnız Allah'a çağrıldığında inkâr ettiğiniz ve O'na ortak koşulduğunda
inandığı
nız içindir. Artık hüküm yüce ve büyük olan Allah'ındır.'...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da, inandigini gizleyen bir adam dedi ki: «Rabbim Allah'tir diyen bir adami mi oldureceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgelerle gelmistir. Eger yalanciysa, yalani kendisinedir; eger dogru sozlu ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kismi basiniza gelebilir. Dogrusu Allah, asiri yalanciyi dogru yola eristirmez.»...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da,
inandığı
nı gizleyen bir adam dedi ki: 'Rabbim Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgelerle gelmiştir. Eğer yalancıysa, yalanı kendisinedir; eğer doğru sözlü ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Doğrusu Allah, aşırı yalancıyı doğru yola eriştirmez.'...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da,
inandığı
nı gizleyen bir adam dedi ki: «Rabb'im Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabb'inizden belgeler gelmiştir. Eğer yalancı ise yalanı kendinedir; eğer doğru sözlü ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Şüphesiz Allah aşırı giden, yalancı kimseyi doğru yola iletmez....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: “Ne dersiniz? Şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini (Tevrat’ta görerek) şahitlik edip
inandığı
hâlde, siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız?). Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.”...
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp
inandığı
halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr etmişseniz, İsrailoğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp
inandığı
halde siz yine de büyüklük taslamışsanız (haksızlık etmiş olmaz mısınız)? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki, 'Düşündünüz mü, ya o ALLAH katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrail oğullarından bir tanık da bunun benzerini görüp
inandığı
halde, siz kibirlenip yüz çevirmişseniz?! Kuşkusuz ALLAH zalim topluluğu doğru yola iletmez.'...
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: «Hiç düşündünüz mü? Eğer bu Kur'an Allah katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrailoğullarından bir şahid de bunun benzerini Tevrat'ta görüp
inandığı
halde siz inanmaya tenezzül etmemişseniz durumunuz nice olur? Şüphesiz Allah, zalim bir toplumu doğru yola iletmez.»...
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: Şayet Allah katından ise ve siz de onu inkar etmişseniz, İsrailoğullarından birisi de bunu böyle olduğuna dair şehadet edip
inandığı
halde siz yine de büyüklük taslamışsanız, zulmetmiş olmaz mısınız? Muhakkak ki Allah; zalimler güruhunu hidayete erdirmez....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: "Hiç düşündünüz mü: Eğer bu (Kur'ân) Allâh katından olduğu halde siz onu tanımamışsanız; İsrâil oğullarından bir şâhid de bunun benzerini (Tevrât'ta) görüp
inandığı
halde siz (inanmağa) tenezzül etmemişseniz (durumunuz nice olur)? Allâh, zâlim bir toplumu doğru yola iletmez....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: "Hiç düşündünüz mü? Eğer bu, Allah katından ise ve siz onu tanımamışsanız, İsrailoğullarından bir tanık da onun benzerine tanıklık edip
inandığı
halde, siz böbürlenmişseniz haliniz nice olur! Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez."...
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey inananlar! Benim de dusmanim, sizin de dusmaniniz olanlari dost edinmeyin. Onlar, size gelen gercegi inkar etmisken, onlara sevgi gosteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandiginizdan oturu sizi ve Peygamberi yurdunuzdan cikariyorlar. Eger sizler Benim yolumdan savasmak ve rizami kazanmak icin cikmissaniz onlara nasil sevgi gosterirsiniz? Ben, sizin gizlediginizi de, aciga vurdugunuzu da bilirim. icinizden onlara sevgi gosteren kimse, suphesiz dogru yoldan sapmistir....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a
inandığı
nızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey inananlar, benim düşmanımı ve sizin düşmanınızı dost edinmeyin. Size gelen gerçeği inkar etmiş ve Rabbiniz olan ALLAH'a
inandığı
nız için elçiyi ve sizi (ülkenizden) çıkarmış oldukları halde siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rızamı kazanmak için yolumda bir cihada çıktıysanız, onları nasıl gizlice sevebilirsiniz? Oysa ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim. Sizden kim böyle davranırsa doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah'a
inandığı
nızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösteriyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler; benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar; Rabbınız olan Allah'a
inandığı
nızdan dolayı sizi ve peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz, benim yolumda savaşmak ve hoşnudluğumu kazanmak için çıkmışsanız; onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Oysa Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa; şüphesiz ki doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Size gelmiş olan bütün hakikatleri inkar eden ve (yalnızca) Rabbiniz Allah'a
inandığı
nız için Elçi'yi ve sizi (yurtlarınızdan) süren düşmanlarımı -ki onlar aynı zamanda sizin de düşmanlarınızdır- şefkat göstererek dost edinmeyin! Eğer Benim yolumda cehd göstermek için ve Benim rızamı kazanmak arzusuyla (evlerinizden) çıkıp gitti(ği)niz (doğru) ise, onlara gizli bir şefkatle yaklaş(arak dostluk yap)mayın; çünkü hem açıktan yaptığınız hem de gizlemiş olduğunuz her şeyde...
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar Rabbiniz olan Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler benim yolumda savaşmak ve hoşnutluğumu kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanlarınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği reddettikleri halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Resulullahı ve sizi, sırf Rabbiniz olan Allah’a
inandığı
nız için, vatanınızdan kovuyorlar. Siz Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıkarılmayı göze aldıysanız, nasıl olur da onlara sevgi gösterip sır verirsiniz? Halbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi bilmekteyim. Doğrusu içinizden kim bunu yaparsa, artık d...
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihâd etmek ve benim rızâmı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a
inandığı
nız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur....
Mümtahinə Suresi, 4. Ayet:
Gerçekten İbrahim'de ve ona uyanlarda sizin için güzel bir örnek vardı: Onlar kendi (putperest) toplumlarına şöyle seslenmişlerdi: "Kesinlikle biz sizden de Allah'tan başka bütün o taptıklarınızdan da uzağız; sizin
inandığı
nız her şeyi inkar ediyoruz; sizinle bizim aramızda, Tek Allah'a inanacağınız zamana kadar sürecek bir düşmanlık ve nefret vardır!" Tek istisna, İbrahim'in, babasına: "Senin için (Allah'tan) bağışlama dileyeceğim ama senin adına Allah'tan herhangi bir şey elde etmek benim elim...
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mehir) kadarını verin ve
inandığı
nız Allah’a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri, sizi bırakıp kâfirlere kaçar, siz de (onlarla savaşıp) galip gelirseniz, eşleri gitmiş olanlara (ganimetten), harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer kâfirlere kaçan eşleriniz yüzünden herhangi bir kayba uğrarsanız, kâfirleri savaşarak yendiğiniz takdirde, eşleri gitmiş olanlara, harcadıkları kadar ganimetten pay verin. İnandığınız Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Ey mumin erkekler! Eger inkar eden eslerinize sarfettiklerinizden inkarcilara bir sey gececek olursa ve siz de ust durumda olursaniz, ganimetten, esleri giden mumin erkeklere sarfettikleri miktar kadarini verin. Inandiginiz Allah'a karsi gelmekten sakinin....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Ey mümin erkekler! Eğer inkar eden (kafir olan) eşlerinize sarfettiklerinizden inkarcılara bir şey geçecek olursa ganimetten, eşleri giden mümin erkeklere sarfettikleri miktar kadarını verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri, sizi bırakıp kâfirlere kaçar, siz de (onlarla savaşıp) galip gelirseniz, eşleri gitmiş olanlara (ganimetten), harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Kafirlere katılan eşleriniz yoluyla bir şeyler yitirdikten sonra (ganimet veya size katılanlar yoluyla bir şeyler kazanıp) üstün gelirseniz, eşlerini yitirmiş olanlara, onların harcamış oldukları mehir kadar verin. İnandığınız ALLAH'ı sayıp dinleyin....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri, sizden kafirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden kafirlere bir şey geçecek olursa ve siz de galib durumda bulunursanız; eşleri gidenlere sarfettikleri kadarını verin. İnandığınız Allah'tan sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer hanımlarınızdan biri (sizi bırakıp) hakikati inkar edenlere giderse ve siz de buna üzülürseniz o zaman hanımları bırakıp giden (koca)lara (hanımlarına mehir olarak) harcadıklarına eşit bir şey verin ve
inandığı
nız Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!...
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri kâfirlere katılır ve onlar da mehirinizi geri vermezlerse, siz onlardan bir ganimet elde ettiğinizde, eşleri gitmiş olanlara mehirlerinin karşılığını verin. İnandığınız Allah'tan korkun....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden biri dinden dönüp kâfirlere kaçar da, sonra yaptığınız savaşta siz galip gelirseniz, eşleri gitmiş olan kocalara ganimet malından, harcadıkları mehir kadar verin. İnandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangi bir şey kâfirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer, kâfirler tarafına geçmiş eşleriniz yüzünden birşeyleriniz inkârcılara gider, sonra da onlardan size kaçan kadınlar yüzünden ödeme sırası size gelirse, eşleri gitmiş olan müminlere, harcadıkları miktarı verin. Kendisine
inandığı
nız Allah'tan korkun....
Talaq Suresi, 2. Ayet:
İddetlerini tamamladıklarında, ya İslâmi kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uygun olarak, iyilikle hanımlarınızı nikâhınızda tutun, ya da, İslâmi kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uygun olarak, iyilikle onlardan ayrılın. İçinizden âdil olduğuna
inandığı
nız iki erkek şâhit huzurunda bunları yapın. Allah için bildiklerinizi ortaya dökerek doğruluktan ayrılmadan kusursuz şâhitlik yapın. Bu işittiklerinizle, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edene öğüt veriliyo...
Qələm Suresi, 6. Ayet:
Hanginizin sınandığını....
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
1.
innî
: muhakkak ki ben
2.
zanentu
: zannettim,
inandığı
m için biliyordum
3.
ennî
: ben ..... olduğumu
4.
mulâkin
Haqqə Suresi, 41. Ayet:
Kur’ân şâir sözü değildir. İnananlarınız ve
inandığı
nız şeyler ne kadar da az....
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
Haydi, üççatallı gölgeye gidin (Hristiyanların
inandığı
teslis - üçleme; Allâh - Ruh-ül Kuds ve Oğlu inancı kurtarsın bakalım sizi, anlamında)!...
Mülk Suresi, 29. Ayet:
De ki: «Bizim inandigimiz ve kendisine guvendigimiz, Rahman olan Allah'tir. Kimin apacik bir sapiklikta oldugunu yakinda bileceksiniz.»...
Mülk Suresi, 29. Ayet:
De ki: 'Bizim
inandığı
mız ve kendisine güvendiğimiz, Rahman olan Allah'tır. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz.'...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Büyüklük taslayan o kimseler, “Biz, sizin
inandığı
nızı kesinlikle bilerek reddeden kimseleriz!” dediler. ...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Gerçekten de onlar sizin
inandığı
nız gibi, Allah'ın asla kimseyi peygamber göndermeyeceğine/ diriltmeyeceğine inanmışlardı. ...
Qəsəs Suresi, 74. Ayet:
Ve o gün Allah, onlara seslenip der ki: “Yanlış olarak
inandığı
nız Benim ortaklar hani, nerede?” ...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
(90-92) Ve İsrâîloğulları'nı bol sudan/nehirden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri azgınlık ve düşmanlıkla onları hemen izledi. Sonunda boğulma ona yetişince, “Gerçekten, İsrâîloğulları'nın
inandığı
Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de inandım, ben de teslim olanlardanım” dedi. –Şimdi mi? Hâlbuki daha önce isyan etmiştin ve de bozgunculardan olmuştun. Artık Biz senden sonra geleceklere ibret olasın diye, bugün seni zırhınla birlikte kurtaracağız.– Ve şüphesiz insanlardan birçoğu kesinlikle Bi...
Yunus Suresi, 91. Ayet:
(90-92) Ve İsrâîloğulları'nı bol sudan/nehirden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri azgınlık ve düşmanlıkla onları hemen izledi. Sonunda boğulma ona yetişince, “Gerçekten, İsrâîloğulları'nın
inandığı
Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de inandım, ben de teslim olanlardanım” dedi. –Şimdi mi? Hâlbuki daha önce isyan etmiştin ve de bozgunculardan olmuştun. Artık Biz senden sonra geleceklere ibret olasın diye, bugün seni zırhınla birlikte kurtaracağız.– Ve şüphesiz insanlardan birçoğu kesinlikle Bi...
Yunus Suresi, 92. Ayet:
(90-92) Ve İsrâîloğulları'nı bol sudan/nehirden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri azgınlık ve düşmanlıkla onları hemen izledi. Sonunda boğulma ona yetişince, “Gerçekten, İsrâîloğulları'nın
inandığı
Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de inandım, ben de teslim olanlardanım” dedi. –Şimdi mi? Hâlbuki daha önce isyan etmiştin ve de bozgunculardan olmuştun. Artık Biz senden sonra geleceklere ibret olasın diye, bugün seni zırhınla birlikte kurtaracağız.– Ve şüphesiz insanlardan birçoğu kesinlikle Bi...
Ənam Suresi, 22. Ayet:
Ve o gün hepsini toplayacağız. Sonra Biz, ortak koşan kimselere: “Hani nerede o gerçeğe aykırı olarak
inandığı
nız ortaklarınız?” diyeceğiz. ...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Ve andolsun ki siz, sizi ilk defa oluşturduğumuz zamanki gibi yapayalnız/ teker teker Bize geldiniz ve size verdiğimiz şeyleri arkanızda bıraktınız. Ve içinizde kendilerinin ortaklar olduğuna
inandığı
nız sözde destekçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun aranızda kesilme/kopukluk olmuş ve yanlış
inandığı
nız şeyler kaybolmuştur. ...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: “Allah'ın astlarından yanlış
inandığı
nız kimselere yakarın. Onlar, göklerde ve yeryüzünde zerre ağırlığına malik olmazlar. Onlar için bu ikisinde [gökler ve yeryüzünde] herhangi bir ortaklık yoktur. O'nun için onlardan bir yardımcı da yoktur.” ...
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
Ve o gün Allah: “Yanlış olarak
inandığı
nız Benim ortaklarımı hadi çağırın” der. Sonra onlar da onları çağırdılar da onlar kendilerine cevap vermediler. Ve Biz, onların arasına ateşten bir engel koymuşuzdur. ...
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Ve onlara, “İnsanların
inandığı
gibi inanın” denilince, “Biz, o aklı ermezlerin
inandığı
gibi mi inanacağız!” derler. Dikkatli olun! Şüphesiz onlar, aklı ermezlerin ta kendileridir. Velâkin bilmiyorlar. ...
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman etmiş kimseler! Eğer Benim yolumda çaba harcamak ve Benim rızamı kazanmak için çıktınızsa, size haktan gelen şeyleri bilerek reddetdikleri /inanmadıkları hâlde, onlara sevgi ulaştırarak/onlara sevgiyi gizleyerek Bana düşman olanları ve kendinizin düşmanını yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin/onları yönetici yapmayın. Onlar, Rabbiniz Allah'a
inandığı
nızdan dolayı Elçi'yi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Oysa Ben, sizin gizlediğiniz şeyleri ve açığa vurduğunuz şeyleri en ...
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
"Eğer eşlerinizden biri, sizden, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere kaçar da siz de misillemede bulunursanız, eşleri gitmiş olanlara, harcadıkları kadar verin. Ve siz, kendisine
inandığı
nız Allah'ın koruması altına girin. "...
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Ve Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yiyin ve siz,
inandığı
nız Allah'ın koruması altına girin. ...
Nisa Suresi, 60. Ayet:
Sənə endirilənə və səndən əvvəl endirilənlərə
inandığı
nı zənn edən kəsləri görmədinmi? Onu (şeytanı) inkar etməklə əmr olunduqları halda tağutun önündə mühakimə olunmaq istəyirlər. Şeytan onları uzaq bir dəlalətlə sapdırmaq (dəlalətə salmaq) istəyir....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Təkəbbürlənənlər belə dedi: ‘Şübhəsiz, biz sizin
inandığı
nız şeyi inkar edənlərik.’...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz İsrail oğullarını dənizdən keçirdik. Beləcə Firon və onun ordusu zülm və düşmənçilik məqsədiylə onları təqib etdi. (Sular) onu boğacaq səviyyəyə çatdığı zaman (Firon): ‘İsrail oğullarının
inandığı
İlahdan başqa ilah olmadığına mən də iman etdim. Mən də müsəlmanlardanam (təslim olanlardanam).’ dedi....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Təkəbbür göstərən (başçılar) dedilər: “Həqiqətən, biz sizin
inandığı
nızı inkar edirik”....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allahın sizə ruzi olaraq verdiklərindən halal, yaxşı və təmiz olaraq yeyin və
inandığı
nız Allaha qarşı gəlməkdən çəkinin....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Təkəbbür göstərənlər: “Şübhəsiz, biz sizin
inandığı
nız şeyi inkar edənlərik”, – dedilər....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: “Nə düşünürsünüz? Əgər bu, Allah qatındandırsa və siz onu inkar etmisinizsə, İsrail oğullarından bir şahid də bunun bənzərinə (Tövratda görərək) şahidlik edib
inandığı
halda siz yenə də təkəbbür göstərmisinizsə (haqsızlıq etmiş olmazsınızmı?). Şübhəsiz, Allah zalımlar güruhunu doğru yola yönəltməz”....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Əgər zövcələrinizdən biri kafirlərə qaçar və siz də onlarla vuruşub qənimət alarsınızsa, zövcələri gedənlərə xərclədikləri (mehr) qədər verin və
inandığı
nız Allaha qarşı gəlməkdən çəkinin....
Nisa Suresi, 51. Ayet:
Məgər Kitabdan bir hissə bəxş olunmuşların bütə və şeytana
inandığı
nı və kafirlər barəsində: "Bunlar iman gətirənlərdən daha doğru yoldadırlar.“ - demələrini görmirsənmi?...
Əraf Suresi, 76. Ayet:
Təkəbbür göstərənlər dedilər “Həqiqətən, biz sizin
inandığı
nıza inanmırıq!'...
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Və onlara, "İnsanların
inandığı
kimi inanın" dedikdə, "Biz, o ağlı kəsməyənlərin
inandığı
kimi inanacağıq?" deyərlər. Diqqətli olun! Şübhəsiz ki, ağlı kəsməyənlər məhz onlar özləridir. Lakin bilmirlər....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Əgər möminləri yəhudiləşdirmək, xristianlaşdırmaq istəyənlər, siz
inandığı
nız kimi iman etsələr, artıq həqiqətən yönləndirildikləri doğru yolu taparlar. Yox, əgər üz döndərsələr, onlar yalnız bölünüb-paçalanmış olacaqlar. Onlara qarşı sənə Allah kifayət edər. Və O, ən yaxşı eşidəndir, ən yaxşı biləndir....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
88) Və Allahın sizə verdiyi ruzidən halal və təmiz olaraq yeyin və siz,
inandığı
nız Allahın mühafizəsi altına daxil olun....
Ənam Suresi, 23. Ayet:
o həqiqətə zidd olaraq
inandığı
nız şərikləriniz?" deyəcəyik. Sonra, onların atəşlərə atılarkən, "Rəbbimiz Allaha and olsun ki Biz müşriklərdən deyildik" deməkdən başqa bir çarəsi yoxdur....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Və and olsun ki, siz, sizi ilk dəfə meydana gətirdiyimiz zamanki kimi yalnız başına/tək-tək Bizə gəldiniz və sizə verdiyimiz şeyləri arxanızda qoyub gəldiniz. Və aranızda, şəriklər olduğuna
inandığı
nız uydurma köməkçilərinizi sizin yanınızda görmürük. And olsun ki, aranızda kəsinti/qırılma olmuş və səhv olaraq
inandığı
nız şeylər qeyb olmuşdur....
Əraf Suresi, 76. Ayet:
O təkəbbürlü kəslər, "Həqiqətən, biz sizin
inandığı
nızı bilə-bilə inkar edən kəslərik!" dedilər. ...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Və İsrail oğullarını bol sudan/çaydan keçirdik. Amma Firon və əsgərləri zalımcasına və düşməncəsinə onların dərhal təqib etdi. Sonunda boğulmaq [anı] ona gəlib çatdıqda: "Həqiqətən, İsrail oğullarının
inandığı
tanrıdan başqa tanrı olmadığına mən də inandım, mən də tabe olanlardanam" dedi. ...
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
Və o gün Allah: "Səhv olaraq
inandığı
nız Mənim şəriklərimi haydı çağırın" deyər. Sonra onlar da onları çağırdılar, ancaq onlar [çağırışa] cavab vermədilər. Və Biz, onların arasına atəşdən bir maneə qoyduq....
Qəsəs Suresi, 62. Ayet:
Və o gün Allah onlara səslənəcək və deyəcək ki: "Yanlış əməl işləyərək
inandığı
nız şəriklərim hanı?"...
Qəsəs Suresi, 74. Ayet:
Və o gün Allah onlara səslənib deyər ki: "Yanlış əməl işləyərək
inandığı
nız şəriklərim hanı?"...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Allahın altındakılardan səhv
inandığı
nız kəslərə yalvarın. Onlar göylərdə və yer üzündə zərrə ağırlığına malik olmazlar. Onlar üçün bu ikisində [göylərdə və yer üzündə] hər hansı bir şəriklik yoxdur. Onun üçün [Allah üçün] onlardan bir köməkçi də yoxdur."...
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Əgər zövcələrinizdən biri sizdən qaçıb kafirlərə [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edənlərə] getsə, siz də cavabını versəniz, zövcələri gedənlərə, xərclədikləri qədər verin. Və siz,
inandığı
nız Allahın mühafizəsi altına daxil olun....
Cin Suresi, 7. Ayet:
Həqiqətən də onlar sizin
inandığı
nız kimi, Allahın əsla heç kəsi peyğəmbər göndərməyəcəyinə/diriltməyəcəyinə inanmışdılar....