4. |
Tövbə Suresi, 45. Ayet: Senden sadece Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar ve kalpleri şüpheye düşmüş olanlar izin isterler. Artık onlar, kendi şüpheleri içinde tereddüt ederler (bocalarlar)....
Nəhl Suresi, 60. Ayet: Bozulmayı, çürümeyi, haksızlığı telkin eden, darb-ı mesel haline getiren, ayıplanması gereken safsatalar, âhirete, ebedî yurda inanmayanlara aittir. Emsalsiz değer hükümlerini öğütleyen darb-ı meselli âyetler; kainatta hükmünü sürdüren kanunlar; gösterilen, öğretilen dini hakikatlar, insani ve ahlaki değerler; dillerde pelesenk olan özdeyiş halindeki zikirler; hükümranlık ve kemal sıfatları yalınızca Allah’a aittir. O kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır....
Zümər Suresi, 36. Ayet: Allah kendisini ilâh tanıyan, candan müslüman olarak kendisine bağlanan, saygılı kuluna kâfi değil mi? Kâfirler, inanmayanlar, seni Allah’ın dışında, bir değer ifade etmeyen derekedeki aşağılık varlıklarla korkutabilirler mi? Allah kimlerin hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine özgürlük tanırsa, onları kimse doğru yola getiremez....
Fussilət Suresi, 53. Ayet: Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı, kudretimizin ve birliğimizin delillerini, maddî manevî fetihler gerçekleştirerek dünyanın her yerinde, bütün ülkelerde, uzayda ve kendi içlerinde, vicdanlarında Mescid-i Haram’da onlara, inanmayanlara göstereceğiz. Kurân’ın gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kitap olduğu onlara açıklanıncaya kadar fethe devam edeceğiz. Rabbinin her şeye şâhit olması yetmez mi?...
|