Bəqərə Suresi, 89. Ayet: Allah katından ellerindeki geçerli bilgileri tasdik eden kitaplar gelmişken, öteden beri kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere, inanmayanlara karşı görevlendirilecek peygamberin adını kullanarak üstünlük sağlamaya, insanlardan, tekrar tekrar geleceği ile ilgili haberleri öğrenmeye, mevcut kutsal kitaplardaki bilgileri yeniden değerlendirmeye alarak geleceğini teyide çalışırlarken, ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi muaheze etme unuttuysak, yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, yarlıga bizi, acı bize, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara karşı....
Nəhl Suresi, 60. Ayet: Bozulmayı, çürümeyi, haksızlığı telkin eden, darb-ı mesel haline getiren, ayıplanması gereken safsatalar, âhirete, ebedî yurda inanmayanlara aittir. Emsalsiz değer hükümlerini öğütleyen darb-ı meselli âyetler; kainatta hükmünü sürdüren kanunlar; gösterilen, öğretilen dini hakikatlar, insani ve ahlaki değerler; dillerde pelesenk olan özdeyiş halindeki zikirler; hükümranlık ve kemal sıfatları yalınızca Allah’a aittir. O kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır....
Fussilət Suresi, 53. Ayet: Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı, kudretimizin ve birliğimizin delillerini, maddî manevî fetihler gerçekleştirerek dünyanın her yerinde, bütün ülkelerde, uzayda ve kendi içlerinde, vicdanlarında Mescid-i Haram’da onlara, inanmayanlara göstereceğiz. Kurân’ın gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kitap olduğu onlara açıklanıncaya kadar fethe devam edeceğiz. Rabbinin her şeye şâhit olması yetmez mi?...