Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Cənnətdə onların ətrafında qızıl s
inil
ər və qədəhlər dolandırılacaq. Orada ürəklərin istədiyi və gözlərin xoşlandığı hər şey mövcuddur. Siz orada əbədi qalacaqsınız....
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Onlar orada
inil
dəyəcək və heç bir şey eşitməyəcəklər....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar öz iddialarına görə belə dedilər: “Bu davarlar və əkinlər haramdır. Bizim istədiklərimizdən başqası onları yeyə bilməz. (Bunlar isə) m
inil
məsi qadağan edilmiş heyvanlardır”. Kəsərkən Allahın adını çəkmədikləri heyvanlar da var. Onlar Allaha iftira yaxaraq bunları edərlər. Yaxdıqları iftiraya görə Allah onları cəzalandıracaqdır. (Müşriklər “Bəhirə”, “Saibə” və “Vəsilə” olaraq adlandırdıqları dəvə və qoyunların ətini və südünü öz istədikləri kimsələrdən başqalarına haram edirdilər. “Ham” ad...
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Orada onlar üçün
inil
ti var və onlar orada öz
inil
tilərindən başqa heç nə eşitmirlər....
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Onları orada
inil
ti (ah-nalə) gözləyir. Onlar orada (heç bir xoş söz) eşitməzlər....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
(Müşriklər) öz (batil) iddialarına əsasən: “Bu davarlar və əkinlər haramdır, onları bizim istədiklərimizdən (bütlərə xidmət edən kişilərdən) başqa heç kəs yeyə bilməz. Bunlar da m
inil
məsi qadağan edilmiş heyvanlardır”, - dedilər. Elə heyvanlar da vardır ki, (onları kəsərkən) Allahın adını çəkməzlər. (Müşriklər) bütün bunları (Allahın əmri deyə) Allaha iftira yaxaraq edərlər. Yaxdıqları iftiraya görə (Allah) onların cəzalarını verəcəkdir....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer sığınılacak bir yer veya bir mağara veya girilecek bir delik bulsalardı, panik içinde oraya koşarlardı....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve geri bırakılan üç kişinin tevbesini de kabul etti. Öyle ki, bütün genişliğine rağmen, yeryüzü onlara dar gelmişti. Canları sıkıldıkça sıkılmıştı. Ve Allah'tan başka sığınılacak kimse olmadığını anladılar. Sonra Allah, tevbeye yöneldikleri için, tevbelerini kabul etti. Kuşkusuz Allah, Tevbeleri Kabul Eden'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Hicr Suresi, 62. Ayet:
Lut: "Doğrusu çek
inil
ecek kimselersiniz." dedi....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Ve sen, Rabb'inin Kitap'ından sana vahyedileni oku! O'nun kelimelerini değiştirecek yoktur. O'ndan başka sığınılacak da bulamazsın....
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
Bununla beraber, rahmet sahibi Rabb'in çok bağışlayıcıdır. Eğer O, yaptıkları yüzünden onları hemen hesaba çekseydi, kesinlikle onlara azabı hemen verirdi. Aksine onlar için belirlenmiş bir zaman vardır. Onlar, O'ndan başka sığınılacak bir yer asla bulamazlar....
Məryəm Suresi, 82. Ayet:
Hayır! İlah ed
inil
enler, onların kulluklarını inkar edecekler ve onlara düşman kesilecekler....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Ve eğer Rabbinden daha önce kararlaştırılmış bir hüküm ve adı konmuş bir süre olmasaydı elbette ceza kaçınılmaz olurdu....
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha onları yakalayıverdi. Böylece onları çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu....
Qaf Suresi, 19. Ayet:
Ölümün sarhoşluğu kaçınılmaz bir gerçek olarak gelince, "İşte senin kaçtığın şey budur!"...
Qiyamə Suresi, 12. Ayet:
İzin Günü, sığınılacak tek yer senin Rabb'indir....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza inzâl ettiğimizden (hakikatinden - Esmâ mertebesinden bilincine açığa çıkandan) şüpheniz varsa, onun benzeri bir sûre ortaya koyun. Eğer (sözünüzde) sadıksanız, Allâh (adıyla işaret edilen Ulûhiyetin) dûnunda (Allâh adıyla işaret edilenin misli veya benzeri olması mümkün olmadığı içindir ki, ed
inil
en veya tahayyül edilen tanrılar ancak onun "dûnu"nda olabilir; onların da ne gayrılığından ne denkliğinden ne eş değerinden ne de kapsamından sözedilebilir. "Dûnu" kelimesiyle işaret edilen v...
Bəqərə Suresi, 173. Ayet:
O, size ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Bəqərə Suresi, 173. Ayet:
O, size ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan) ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık (ve saldırı) yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, belli aylarda ifa edilecektir. Her kim o (aylar)da haccı ifa edecekse, hac sırasında çirkin konuşmalardan, tüm yakışıksız davranışlardan ve kavgadan kaçınılmalıdır. Her ne iyilik yaparsanız Allah onun farkındadır. Ve kendiniz için hazırlıkta bulunan -ama şüphesiz, tüm hazırlıkların en güzeli, Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip olmaktır. Öyleyse Bana karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, siz ey derin kavrayış sahipleri!...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Eğer yolculuk hâlinde olur da kâtip bulamazsanız, alınmış olan rehinler sözler ile de yet
inil
ebilir. Eğer birbirinize güvendiyseniz, güvenilen o güveni boşa çıkarmasın ve Rabbinden korksun. Şahit olduğunuz şeyi gizlemeyin. Kim şehâdetini gizlerse, muhakkak onun kalbi suçludur (kalbi hakikatini yansıtmamaktadır, hakikatinden perdelenmiştir). Allâh yapmakta olduklarınızı B işareti kapsamında bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Eğer seyahatte iseniz ve bir yazıcı bulamazsanız, alınmış taahhütler ile yet
inil
ebilir: ancak eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine güven duyulan, bu güvene uygun davransın ve Rabbine karşı sorumluluğunun bilincinde olsun. Ve şahit olduğunuz şeyi gizlemeyin; zira, onu gizleyen kalben vebal altındadır; ve Allah yaptığınız her şeyin tüm bilgisine sahiptir....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
1.
zuyyine
: süslü gösterildi
2.
li en nâsi
: insanlara
3.
hubbu
: sevgi, muhabbet
4.
eş şehevâti
: şehvetler, nef...
Ali-İmran Suresi, 83. Ayet:
E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne). ...
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey inananlar! Allah'tan, sak
inil
masi gerektigi gibi sakinin, sizler ancak musluman olarak can verin....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey inananlar! Allah'tan, sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak müslüman olarak can verin....
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
Siz, insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı topluluksunuz. Hak ve hakikatle hükmeder, Din'e ters düşen şeylerden kaçınılmasını tavsiye edersiniz ve dahi hakikatinizin El Esmâ ile oluştuğunu idrak ile, Allâh'a iman edersiniz. Şayet kendilerine hakikat bilgisi verilmiş olanlar (Ehli Kitap) da iman etmiş olsaydı, kendileri için hayırlı olurdu. Kimileri iman ehlidir ama çoğunluğu hakikati inkâr edenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Lâk
inil
lezînettekav rabbehum lehum cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ nuzulen min indillâh(indillâhi), ve mâ indallâhi hayrun lil ebrâr(ebrâri)....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunları nikâhlamak haram kılındı: Analarınız (ananızın anası ve babanızın anası ne kadar yukarı çıkarsa), kızlarınız (kızlarınızın kızı ve oğullarınızın kızı, ne kadar aşağı
inil
irse), kız kardeşleriniz (ana baba bir, baba bir ve ana bir kardeşler dahil), halalarınız (bütün baba ve dede kız kardeşleri dahildir), teyzeleriniz (anne ve büyük annelerin kız kardeşleri dahil) erkek ve kız kardeşlerinizin kızları (kardeşlerin torunları ne kadar aşağı
inil
irse), süt analarınız (süt büyük anneler d...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
İmân edenler, Allah yolunda savaşırlar; inkâr edenler, tâğût (azgın kâfirler, lanete hak kazanan İblîs ve Allah'tan başka ilâh ed
inil
en bâtıl tanrı) yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz ki, şeytanın hilesi pek zayıftır....
Nisa Suresi, 166. Ayet:
Lâk
inil
lâhu yeşhedu bi mâ enzele ileyke enzelehu bi ılmihî, vel melâiketu yeşhedûn(yeşhedûne). Ve kefâ billâhi şehîdâ(şehîden)....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size di...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Leş, kan, domuzun eti ve Tanrı'dan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç- dikili taşlar üzerinde boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır. Bugün kafirler, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben'den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar), ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün küfre sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, Ben'den korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim, ...
Maidə Suresi, 103. Ayet:
1.
mâ ceale
: kılmadı, yapmadı
2.
allâhu
: Allâh (cc.)
3.
min
: ...'den
4.
bahîretin
: putlar için ayırılan ve kul...
Maidə Suresi, 107. Ayet:
Eğer bu iki şahidin (vebal altına girip) bir günahı hakkedeceklerine bilgi ed
inil
irse, onların yerine, ölene daha yakın hak sahibi vârislerden iki kişi geçer ve Allah'a yemin ederek şöyle derler: «Yemin olsun ki bizim şâhidliğimiz onların şâhidliğinden daha haktır ve hakkı da aşmadık, aksi halde zâlimlerden oluruz.»...
Ənam Suresi, 57. Ayet:
Kul innî alâ beyyinetin min rabbî, ve kezzebtum bih(bihî), mâ indî mâ testa’cilûne bih(bihî),
inil
hukmu illâ lillâh(lillâhi), yakussul hakka ve huve hayrul fâsılîn(fâsılîne)....
Ənam Suresi, 119. Ayet:
Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir....
Ənam Suresi, 119. Ayet:
Size ne oluyor ki, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken (iç gönderme) üzerinde Tanrı'nın adı anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi hevalarıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Kuşkusuz senin rabbin haddi aşanları en iyi bilendir....
Ənam Suresi, 119. Ayet:
Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi heva (istek ve tutku) larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Bir de (asılsız iddialarda bulunarak) dediler ki: “Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez. (Şunlar da) sırtları (b
inil
mesi ve yük yüklemesi) haram edilmiş hayvanlardır.” Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah’ın adını anmazlar. (Bütün bunları) Allah’a iftira ederek yaparlar. Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar saçma düşüncelerine göre dediler ki: "Bu (tanrılar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da b
inil
mesi yasaklanmış hayvanlardır." Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye) O'na iftira ederek üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar kendi kafalarına göre: 'Bunlar, tanrılar, putlar için ayrılan hayvanlar, ekinler, gelirlerdir, insanların faydalanması haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Şunlar da b
inil
mesi yasaklanmış hayvanlardır.' dediler. Bir kısım hayvanları da, üzerlerine Allah’ın adını anmadan boğazlarlar. Bunları, Allah adına uydurma hükümlerle, Allah’a iftira ederek yaparlar. Yapmakta oldukları iftiralar sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Yine kendi zanlarınca: 'Bunlar dokunulmaz ekinler ve hayvanlardır. Bunları bizim istediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtlarına b
inil
mesi ve yük yüklenilmesi yasaklanmış hayvanlardır' dediler. Allah'a iftirada bulunarak bazı hayvanların üzerlerine de Allah'ın adını anmazlar. Allah onları iftira etmelerinden dolayı cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar batıl inançlarıyla şöyle dediler: “- Bu davarlarla ekinler haramdır; onları bizim dilediklerimizden (put hizmetçilerinden) başkası yiyemez. Şu davarlar da, sırtları (b
inil
meleri) haram edilmiş hayvanlardır.” Diğer bir takım hayvanlar da vardır ki, Allah’ın ismini üzerlerine anmazlar (boğazlarken besmele çekmezler). Hep bunları, Allah’ın emridir diye, Allah’a iftira ederek yaparlar. Yaptıkları iftira yüzünden Allah, yakında cezalarını verecektir....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar saçma düşüncelerine göre dediler ki: «Bu (tanrılar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da b
inil
mesi yasaklanmış hayvanlardır.» Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye) O'na iftira ederek üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Zanlarına göre şöyle dediler: 'Bunlar dokunulmaz çiftlik hayvanları ve ekinlerdir. Dilediğimizden başkası bunları yiyemez.' B
inil
mesi yasaklanan çiftlik hayvanları... ALLAH'ın ismini üzerlerinde anmadıkları çiftlik hayvanları... (Çeşitli haramları) O'na yakıştırdılar. Onları iftiralarıyla cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar bozuk kanaatleriyle: «Şunlar ilişilmez hayvanlar ve ekinlerdir. Onları, ancak dilediğimiz kişilere yedireceğiz. Şunlar da sırtlarına b
inil
mesi ve yük taşınması haram edilmiş hayvanlardır.» dediler. Diğer bir takım hayvanları da Allah'ın adını anmadan keserler. Bütün bunları Allah'a iftira ederek yaparlar. İftira etmeleri yüzünden Allah yakında cezalarını verecek....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Zanlarınca dediler ki: «Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtına b
inil
mesi yasaklanmış hayvanlar.» Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allah'ın adını anmadan boğazlarlar. Bütün bunları Allah'a iftira ederek yaparlar. Allah onları iftiralarıyla cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar saçma inançları uyarınca 'Bu hayvanlar ve ekinler dokunulmazdır. Bizim istediklerimizden başka hiç kimse onları yiyemez, bunlar da sırtlarına yük vurulması ve b
inil
mesi yasak hayvanlardır', dediler. Bazı hayvanları keserken de Allah'ın adını anmazlar, bunu yaparken 'Allah'ın emri böyledir' diye O'na iftira ederler. Allah onları yaptıkları bu iftiralardan ötürü cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar bâtıl zanda bulunarak: “Bu hayvanlarla ekinler yasaktır. Onları bizim istediklerimizden başkası yiyemez. Şunlar da sırtlarına (b
inil
mesi veya yük vurulması) yasaklanmış hayvanlardır. ” dediler. Ayrıca bir kısım hayvanları (keserken), Allah'ın adını anmazlar, Allah'a karşı yalan uydururlar. Allah onları, yaptıkları iftiraları yüzünden cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Zanlarınca dediler ki: "Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtı(na b
inil
mesi) yasaklanmış hayvanlar." Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allâh'ın adını anmaz(dan boğazlar)lar. (Bütün bunları) Allah'a iftirâ ederek (ortaya çıkardılar. Allâh) Onları iftirâlarıyle cezâlandıracaktır....
Ənam Suresi, 145. Ayet:
De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir....
Ənam Suresi, 145. Ayet:
De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Tanrı'dan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin rabbin bağışlayandır, esirgeyendir....
Ənam Suresi, 145. Ayet:
De ki: «Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir) . Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir....
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Ve eğer senin yalan söylediğini iddia ederlerse onlara de ki: "Rabbinizin rahmeti sonsuzdur; ama günaha batmış insanları cezalandırması da kaçınılmazdır"....
Əraf Suresi, 8. Ayet:
Vel veznu yevme iz
inil
hakk(hakku), fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne)....
Əraf Suresi, 30. Ayet:
O, (sizden) bazılarını doğru yola yönelterek onurlandıracak; ama bazıları(nız) için de doğru yoldan sapmak kaçınılmaz olacak: Çünkü, bakın, onlar Allahı bırakıp (kendi) kötü dürtülerini kendilerine dost edinecekler, hem de böylelikle doğru yolu bulmuş olduklarını sanarak!"...
Əraf Suresi, 71. Ayet:
(Hud): "Rabbinizin müstehak gördüğü ürkütücü bir bela ve gazapla kuşatılmış durumdasınız zaten!" dedi. Şimdi, Allahın haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın uydurduğu o (boş) isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? (O kaçınılmaz olanı) bekleyin öyleyse; doğrusu ben de sizinle bekleyeceğim!"...
Əraf Suresi, 139. Ayet:
'O putlara tapanların din diye içine düştükleri şey, kaçınılmaz biçimde kendilerini helâke sürükleyecektir. İbadet diye yaptıkları şeyler de bütünüyle bâtıldır, boştur' dedi....
Əraf Suresi, 139. Ayet:
"Bunlara gelince, şüphe yok ki yaşama tarzları onları kaçınılmaz biçimde yok oluşa götürecek; çünkü yaptıkları her şey boş ve değersiz!"...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Biz Musa için levhalarda, kaçınılması gereken şeyler hakkında öğüt ve yaşam için gerekli olan şeyleri detaylarıyla yazdık. . . "Bunları sıkıca tut ve kavmine, bunlara en güzel şekilde uyup muhafaza etmelerini emret. . . (Bu hükümlere uymayan) itaatten çıkmışların yurdunu göstereceğim size. "...
Ənfal Suresi, 42. Ayet:
Hani siz vadinin yakın kenarında, onlar uzak yamacındaydılar; kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, kaçınılmaz olarak sözleşme yeri (veya konusu) hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz; ancak Allah, olacağı olan işi gerçekleştirmek için (böyle yaptı). Böylece, helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir....
Ənfal Suresi, 42. Ayet:
Hani siz vadinin yakın kenarında, onlar uzak yamacındaydılar; kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, kaçınılmaz olarak yeri (veya konusu) hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz; ancak Tanrı, gerçekleş(tiril)ecek buyruğu yerine getirmek (kaza etmek) için (böyle yaptı). Böylece helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Kuşkusuz Tanrı, gerçekten işitendir, bilendir....
Ənfal Suresi, 42. Ayet:
Hani siz vadinin yakın kenarında, onlar da uzak yamacındaydılar; kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, kaçınılmaz olarak sözleşme yeri (veya konusu) hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz; ancak Allah, olacağı olan işi gerçekleştirmek için (böyle yaptı) . Böylece, helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir....
Tövbə Suresi, 33. Ayet:
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne)....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer sığınılacak bir yer, yahut mağaralar veya bir delik bulsalardı; çabucak oraya yönelirlerdi....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer bir sığınılacak yer veya mağaralar veya girecek bir delik bulsalardı, onlar koşar oldukları halde oraya dönerlerdi....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer onlar sığınılacak bir yer, yahut mağaralar, ya da bir delik bulsalardı, hemen oraya doğru yönelip koşarlardı....
Tövbə Suresi, 95. Ayet:
Onlara döndüğünüzde, kendilerini rahat bırakmanız için, Esmâ'sıyla onların hakikati olan Allâh adına yemin edeceklerdir. . . Siz de terk edin onları! Muhakkak ki onlar tiks
inil
ecek şeylerdir! Yaptıklarının getirisi olarak onların sığınağı Cehennemdir....
Tövbə Suresi, 115. Ayet:
Allah, bir topluma hidayet verdikten sonra, onlara sakınılmaları gereken şeyleri açıklamadan, onları sapıklıkta bırakmaz. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilendir....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Geride bırakılan o üç kişinin de (tövbesini kabul etti). . . Genişliğine rağmen arz onlara dar gelmiş, nefsleri kendilerine dar gelmiş ve (nihayet) Allâh'tan sığınılacak yerin, gene ancak O olduğunu düşünmüşlerdi. . . Sonra, dönmeleri için (Allâh) onların tövbesini kabul etti. . . Muhakkak ki Allâh, "HÛ" Tevvab'dır, Rahıym'dir....
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Haklarındaki hüküm geri bırakılan üç kişiye de Allah tevbe nasip etti. Öyle ki, yeryüzü onca genişliğiyle beraber onlara dar gelmiş, gönülleri de daraldıkça daralmış, Allah'ın azabından kurtulmak için Ondan başka sığınılacak bir yer olmadığını anlamışlardı. Böylece Allah onlara, eski hallerine dönmeleri için tevbe nasip etti. Gerçekten de, Allah tevbeleri kabul eden pek geniş bir rahmet sahibidir.29...
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepiniz topluca O'na döneceksiniz: bu Allah'ın, gerçekleşmesi kaçınılmaz olan sözüdür, çünkü O (insanı) bir kere yarattıktan sonra buna sonuna kadar devam ediyor ki, imana erişip iyi ve yararlı işler, eylemler ortaya koyanları adaletle ödüllendirsin. Hakkı inkara yeltenenleri ise, hakkı inat ve ısrarla reddetmelerinden ötürü yakıcı bir umutsuzluk içkisi ve can yakıcı bir azap beklemektedir....
Hud Suresi, 106. Ayet:
1.
fe emmâ
: ama, artık
2.
ellezîne şekû
: şâkî olanlar, mutsuz olanlar, bed- baht olanlar
3.
fe
: artık
4.
fî en nâri
...
Hud Suresi, 106. Ayet:
Ama kutsuz olanlar, gerçekten de ateştedir, onların inliyerek nefes almaları da oradadır, biten bir
inil
ti gibi nefes vermeleri de....
Hud Suresi, 106. Ayet:
Bedbaht olanlar, dünyada işledikleri kötülüklerden dolayı Cehennemdedirler. Onlar orada şiddetli
inil
tiler ve hırıltılar içindedirler....
Hud Suresi, 106. Ayet:
Muazzeb olanlar, ateştedirler ki, onlar için orada feci bir
inil
ti ve soluma vardır....
Hud Suresi, 106. Ayet:
Bedbaht-mutsuz olanlar ateştedirler. Onların orada şiddetli
inil
ti ve sesli sesli soluğu vardır....
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Üzerinde yalancıktan bir kan lekesiyle gömleğini getirdiler. Yakup: 'Hayır, size inanmıyorum. Nefisleriniz sizi aldatarak kötü bir plan yapmaya sürükledi. Artık bana, güzelce sabretmek, metanetli olmak düşüyor. Bu yakıştırmalarınıza karşı, yardımına sığınılacak olan yalnız Allah’tır.' dedi....
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Hem gömleğinin üzerinde yalan bir kan (lekesi) getirdiler. Babaları dedi ki: “- Hayır, nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sürüklemiş. Artık benim işim güzel bir sabırdır. Söylediklerine karşı da, yardımına sığınılacak ancak Allah’dır.”...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Bir de gömleğinin üzerinde yalan bir kan getirdiler, yok, dedi: nefisleriniz sizi aldatmış bir işe sevketmiş, artık bir sabrı cemîl ve Allahdır ancak yardımına sığınılacak, söylediklerinize karşı...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Bir de gömleğinin üzerinde yalan bir kan getirdiler. Babaları: «Hayır, nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sevketmiştir. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Sizin söyledikleriniz karşısında yardımına sığınılacak Allah'tır ancak!» dedi....
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Bir de gömleğinin üzerinde yalandan bir kan getirmişlerdi. Babaları dedi ki: «Hayır, nefisleriniz aldatmış da size bir iş yaptırtmış. Artık bana güzel bir sabır gerekiyor. Bu anlattıklarınıza karşılık yardımına sığınılacak olan ancak Allah'dır.»...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Bir de üstüne yalan bir kan (bulaşdırılmış olan) gömleğini getirdiler. (Ya'kub) dedi ki: «Hayır, nefisleriniz sizi aldatıb (böyle büyük) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin şu anlatışınıza karşı yardımına sığınılacak, (ancak) Allahdır». ...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Onlar sahte bir kan ile gömleğini getirdiler. Dedi ki: Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp bir işe sürüklemiş. Artık bana güzelce bir sabır gerekir. Sizin şu anlattıklarınıza karşı yardımına sığınılacak, Allah'tır....
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Gömleğin üzerinde yalancı bir kan ile geldiler. (Babaları) dedi ki: “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatmış, böyle bir işe sürüklemiş. Artık bana güzelce sabır gerekir. Söylediklerinize karşı da yardımına sığınılacak ancak Allah'tır. ”...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Kadın, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını duyunca, onları davet etmek için adamlar gönderdi. Onlara rahat koltuklar, meyva dolu s
inil
er hazırlamıştı. Onların her birine birer bıçak verdi. Yûsuf’a da: 'Çık şunların karşılarına' dedi. Onu gördüklerinde, gözlerinde çok büyüttüler. Şaşkınlıktan ellerini kestiler. 'Hâşâ, Allah için, bu bir beşer değil, bu ancak, üstün vasıflı bir melek' dediler....
Yusif Suresi, 35. Ayet:
Sonra onlara (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, onu belli bir vakte kadar kaçınılmaz olarak zindana atmak (görüşü) belirdi....
Yusif Suresi, 40. Ayet:
Mâ ta’budûne min dûnihî illâ esmâen semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu bihâ min sultân(sultânin),
inil
hukmu illâ lillâh(lillâhi), emere ellâ ta’budû illâ iyyâh(iyyâhu), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne)....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Kâlec’alnî alâ hazâ
inil
ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun). ...
Yusif Suresi, 67. Ayet:
Ve kâle yâ beniyye lâ tedhulû min bâbin vâhidin vedhulû min ebvâbin muteferrikah(muteferrikatin), ve mâ ugnî ankum minallâhi min şey(şey’in)
inil
hukmu illâ lillâh(lillâhi), aleyhi tevekkeltu ve aleyhi fel yetevekkelil mutevekkilûn(mutevekkilûne)....
Yusif Suresi, 67. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
yâ beniyye
: ey oğullarım
3.
lâ tedhulû
: girmeyiniz
4.
min bâbin
: kapıdan
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun)....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
Ve her şey olup bittikten, hüküm yerine geldikten sonra Şeytan: "Gerçek şu ki, Allah size gerçekleşmesi kaçınılmaz bir söz vermişti! Bense (her fırsatta) size birtakım sözler verdim ama sizi hep yüzüstü bıraktım. Yine de benim sizin üzerinizde gerçekte bir nüfuzum yoktu: Sizi sadece çağırıyordum; siz de (bu çağrıya) icabet ediyordunuz. Bunun içindir ki, beni suçlamayın, yalnızca kendinizi suçlayın. Ne ben sizin imdadınıza yetişecek durumdayım; ne de siz benim imdadıma yetişebilecek kimselersiniz...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrahim şöyle dedi: "Rabbim, şu beldeyi emniyetli kıl. . . Beni de oğullarımı da tanrı ed
inil
enlere tapınmaktan koru. "...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
"Rabbim. . . Muhakkak ki onlar (tanrı ed
inil
enler) insanlardan pek çoğunu saptırdılar. . . (Artık) kim bana tâbi olur ise, muhakkak ki o bendendir. . . Kim de bana isyan eder ise, muhakkak ki sen Ğafûr'sun, Rahıym'sin. "...
İbrahim Suresi, 45. Ayet:
Ve sekentum fî mesâk
inil
lezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihimve darabnâ lekumul emsâl(emsâle)....
Hicr Suresi, 45. Ayet:
Sakınılması gereken şeylerden sakınanlar ise cennetlerde pınarlar içindedir....
Hicr Suresi, 55. Ayet:
"Seni gerçekleşmesi kaçınılmaz olan bir şeyle müjdeliyoruz; onun için sakın umut kesenlerden olma!" dediler....
Hicr Suresi, 61. Ayet:
Fe lemmâ câe âle lûtınil murselûn(murselûne)....
Hicr Suresi, 64. Ayet:
"ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik; çünkü, kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz"....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ceale
: kıldı, halketti
3.
lekum
: sizin için
4.
mimmâ (min mâ)
: şeylerden
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
Ve Allah, yarattığı şeylerden sizin için gölgelikler kıldı. Ve sizin için dağlardan (yağmurdan, rüzgârdan) barınılacak yerler ve sıcaktan koruyan giysiler (gömlekler) ve sizi şiddetli (darbelerden) koruyan gömlekler (zırhlar) kıldı. Sizin üzerinizdeki ni'metini işte böyle tamamlıyor. Umulur ki; böylece teslim olursunuz....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
Allâh, yarattığı şeylerden sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlardan sığınıp barınılacak yerler oluşturdu; sizin için, sizi sıcaktan koruyan elbiseler ve savaşta koruyan zırhlar yarattı. . . İşte böylece üzerinize nimetini tamamlıyor ki müslimler olasınız!...
İsra Suresi, 5. Ayet:
Birinci kargaşaya ilişkin ilahi cezanın vadesi gelince üzerinize son derece atılgan ve acımasız kullarımızı saldık. Bunlar evlerinizin köşe bucaklarını arayarak sizi yakalamaya giriştiler. Bu, Allah'ın yerine gelmesi kaçınılmaz bir sözü idi....
İsra Suresi, 12. Ayet:
Oysa, Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; öyle ki, gece ayetini gideriyoruz ve peşinden (onun yerine) ışık saçan gündüz ayetini getiriyoruz ki Rabbinizin cömertliğinden (payınıza düşeni) arayasınız ve bir de gelip geçen yılların ve (gelmesi kaçınılmaz olan) hesabın farkına varabilesiniz. Ve böylece, her şeyi açık açık ortaya koyduk!...
İsra Suresi, 16. Ayet:
Ama bir toplumu yok etmeyi irade ettiğimiz zaman o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarı(ları)mızı iletiriz; ve (eğer) onlar günahkarca yaşamaya devam ederler(se), cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur; ve Biz de onu darmadağın ederiz....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bunların yasaklanmış olanı, Rabbin katında tiks
inil
miş bulunuyor....
İsra Suresi, 57. Ayet:
1.
ulâikellezîne (ulâike ellezîne)
: işte onlar
2.
yed'ûne
: davet ediyorlar, çağırıyorlar
3.
yebtegûne
: talep ediyorlar, arıyorlar
4.
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların dua ettikleri (şeyler), Rablerine yakınlaşmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar ve O'nun azabından korkarlar! Muhakkak ki senin Rabbinin azabı, sakınılması gerekendir!...
İsra Suresi, 57. Ayet:
İşte onların yalvarıp durduklarından Rablerine hangisi daha yakınsa, onunla (yaklaşmak için) vesîle ararlar; onun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkulup sakınılmaya elverir....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların çağırdıkları kişiler bile Rab'lerine yaklaşmak için yol ararlar. O'nun rahmetini umar, cezasından korkarlar. Rabbinin cezası sakınılacak bir şeydir...
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onlar, Rabblarına vesile arayarak daha yakın olmak için bunlara taparlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Zira Rabbının azabı, sakınılmaya değerdir....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Aslında, onların bu yalvarıp yakardıkları (ve böylece azizleştirdikleri, tanrılaştırdıkları şahsiyetlerin) kendileri -içlerinden O'na en yakın olanları (bile)- Rablerinin yakınlığını kazanmaya çalışırlar(dı); hem de, O'nun rahmetini umup azabından korkarak: çünkü onun azabı gerçekten sakınılması gereken bir şeydir!...
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların çağırdıkları da, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı (korkunçtur), sakınılacak bir azaptır....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların dua ettikleri de, hangisi Ona daha yakın olacak diye, Rablerine ulaşmak için vesile ararlar; Onun rahmetini umar ve azabından korkarlar. Rabbinin azabı ise, gerçekten de sakınılacak bir azaptır....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitabından sana vahyedileni oku. O'nun sözlerini değiştirecek yoktur. O'ndan başka sığınılacak birini de bulamazsın....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitap'indan sana vahyolunani oku; O'nun sozlerini degistirecek yoktur. O'ndan baska bir sig
inil
acak da bulamazsin....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitap'ından sana vahyolunanı oku; O'nun sözlerini değiştirecek yoktur. O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku! Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. Ve O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitâbı’ndan sana vahyedileni oku! O’nun kelimelerini değiştirecek kimse yoktur; O’ndan başka aslâ sığınılacak bir kimse de bulamazsın!...
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitab'ından sana vahyedileni oku! O'nun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur. O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Rabbinin Kitabı'ndan sana vahyedileni oku; O'nun sözlerini değiştirecek yoktur. O'ndan başka sığınılacak bir kimse de bulamazsın....
Kəhf Suresi, 44. Ayet:
İşte, bu noktada, yardım ve dostluk, sığınılacak devlet, otorite, varlığında şüphe olmayan Hak ilâh Allah’a aittir. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel akıbeti sağlayan yine O’dur....
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
1.
ve rabbu-ke
: ve senin Rabbin
2.
el gafûru
: gafur, bağışlayıcı, mağfiret eden
3.
zu
: sahip
4.
er rahmeti
: ra...
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
Rabbin rahmet sahibi olup bağışlayandır. Eğer onları kazanıp elde ettiklerinden dolayı yakalayıp (hesaba çekseydi) elbette onlara azabı acele ederdi. Ama onlar için va'dedilen bir vakit vardır; (o vakit gelince artık) ondan kaçıp sığınılacak hiçbir yer bulamıyacaklardır....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
Cennâti adn
inil
letî vaader rahmânu ibâdehu bil gayb(gaybi), innehu kâne va’duhu me’tiyyâ(me’tiyyen)....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
1.
cennâti
: cennetler
2.
adn
inil
letî (adnin elletî)
: adn (cenneti) ki onu
3.
vaade
: vaadetti
4.
er rahmânu
: Ra...
Məryəm Suresi, 98. Ayet:
Biz onlardan önce de nice kuşaklar helâk ettik. Onlardan herhangi birini hissediyor musun, yahut onların bir
inil
tisini duyuyor musun?...
Taha Suresi, 81. Ayet:
Size, rızık olarak verdiklerimizden temiz olanlarından yiyin, bu konuda azgınlık yapmayın, yoksa gazabım üzerinize kaçınılmaz olarak iner: benim gazabım, kimin üzerine inerse, muhakkak o, tepetaklak düşmüştür....
Taha Suresi, 81. Ayet:
Size, rızık olarak verdiklerimizden temiz olanlarından yiyin, bu konuda azgınlık yapmayın, yoksa gazabım üzerinize kaçınılmaz olarak iner; benim gazabım, kimin üzerine inerse, muhakkak o tepetaklak düşer....
Taha Suresi, 81. Ayet:
Size, rızık olarak verdiklerimizden temiz olanlarından yiyin, bu konuda azgınlık yapmayın, yoksa gazabım üzerinize kaçınılmaz olarak iner: benim gazabım, kimin üzerine inerse, muhakkak o, tepetaklak düşmüştür....
Taha Suresi, 86. Ayet:
Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"...
Taha Suresi, 86. Ayet:
Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: "Ey kavmim, rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"...
Taha Suresi, 86. Ayet:
Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: «Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadte bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?»...
Taha Suresi, 108. Ayet:
O süreçte zorunlu uyulacak davetçiye tâbi olurlar. . . Rahman korkusuyla sesler kesilir. . . Derinden gelen
inil
tiden başka bir şey işitmezsin....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbinden, önceden verilmiş bir hüküm ve tayin edilmiş bir ömür olmasaydı, azap (vefat derhâl) kaçınılmaz olurdu!...
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfata nâil olanla cezaya müstehak olanların hükümlerinin kesinleşeceği ile ilgili, rahmeti gazabına baskın olan Rabbinin koyduğu bir düzen, tayin ettiği bir süre olmasaydı, onların hemen cezalandırılmaları kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Rabbin tarafından önceden geçmiş bir söz ve belirlenmiş bir ecel olmasaydı şüphesiz (azap) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabb'inin daha önce verilmiş bir hükmü ve belirlenmiş bir vadesi olmasaydı yok edilmeleri kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş bir ecel olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Rabbinin (her günahkara tevbe için tanınan) belirli süre konusunda önceden verilmiş bir kararı olmasaydı, (günah işleyenlerin derhal cezalandırılması) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı kuşkusuz (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir söz, belirlenmiş bir süre olmasaydı, bunlar için de helâk kaçınılmaz olurdu....
Ənbiya Suresi, 97. Ayet:
(ki o zaman) başa gelmesi kaçınılmaz olan (kıyamet) söz(ün)ün gerçekleşmesi de yaklaşmış olacaktır. O zaman ki, hakkı inkara şartlanmış olan kimselerin gözleri yerinden oynayacak ve (birbirlerine:) "Vah bize!" (diye yakınacaklar), "Bu (kıyamet sözüne) karşı hep umursamazlık gösterdik! Çünkü, zulüm ve kötülük yap(maya eğilimli ol)an kimselerdik!"...
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
1.
lehum
: onlar
2.
fî-hâ
: orada (vardır)
3.
zefîrun
: ızdıraplı
inil
ti
4.
ve hum
: ve onlar
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Öyle ki, o putlara tapanların, orada
inil
tileri vardır, ve onlar orada hiç bir merhamet sesi duymazlar....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
'Rabbim, onlar hakkında hakkaniyetle, adâletle hükmünü ver, icraat yap. Bizim Rabbimiz Rahmet sahibi Rahman olan Allah’tır. İsnat ettiğiniz yakıştırmalarınıza karşı, yardımına sığınılacak olandır.' de....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Resulullah) Dedi ki: "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman (olan Allah)dır."...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Hz. Peygamber şöyle) dedi: “- Ey Rabbim! Benimle Mekke halkı arasında adaletle hüküm ver. Rabbimiz o rahmândır ki, isnad ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılan ancak O’dur.”...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
Dedi: ya rabb! hakka hukmet ve rabbımız rahmandır ancak isnadlarınıza karşı sığınılacak müstean...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Peygamber şöyle) dedi: «Ey Rabbim, hakettikleri gibi hükmet! Rabbiniz isnad ettiğiniz iftiralarınıza karşı sığınılacak Rahman'dır.»...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Hz. Peygamber şöyle) dedi: «Ey Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân'dır ki, isnad ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O'dur.»...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Tanrı Elçisi) Dedi ki: "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahmandır."...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Peygamber) dedi: «Yârab, sen (benimle o tekzîb edenlerin arasını) hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz; O çok esirgeyen (Allah) dır ki sizin vasf (-ü isnâd) edegeldiklerinize karşı (yegâne) sığınılan Odur». ...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
Dedi ki: Rabbım; hak ile hükmet. Rahman olan Rabbımız; sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılacak odur....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
-Rabbim, dedi. Hak ile hükmet. Sizin nitelemenizden yardımına sığınılacak Rahman olan Rabbimizdir....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Allâh'ın Resulü) Dedi: "Rabbim (aramızda) hak ile hükmet, Rabbimiz çok merhamet edendir. Sizin nitelendirdiğinize (iftirâlarınıza) karşı O'nun yardımına sığınılır (O, bizi her tehlikeden korur)!"...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
(Resulullah) Dedi ki: «Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman (olan Allah) dır.»...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
E lem tera ennallâhe yescudu lehu men fis semâvâti ve men fîl ardı veş şemsu vel kameru ven nucûmu vel cibâlu veş şeceru ved devabbu ve kesîrun minen nâs(nâsi), ve kesîrun hakka aleyhil azâb(azâbu), ve men yuh
inil
lâhu fe mâ lehu min mukrim(mukrimin), innallâhe yef’alu mâ yeşâ’(yeşâu).(SECDE ÂYETİ)...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
1.
e lem tera
: görmedin mi (görmüyor musun)
2.
enne allâhe
: muhakkak Allah
3.
yescudu
: secde ederler, ediyorlar
4.
lehu
<...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
(Ey İnsanoğlu,) göklerde ve yerde var olan her şeyin, -güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların ve hayvanların- Allah'ın (kudret ve yüceliği) önünde yere kapandığını görmüyor musun? Ve insanlardan bir nicesi (Allah'a bilinçli olarak baş eğmektedir); ama niceleri de (O'na karşı geldikleri için öte dünyada) kaçınılmaz biçimde azabı hak edecekler; ve Allah'ın (Kıyamet Günü'nde) alçalttığı kimseyi de onurlandırabilecek kimse yoktur; çünkü, Allah dilediği her şeyi mutlaka yapar....
Möminun Suresi, 15. Ayet:
Ve bütün bunlardan sonra, kaçınılmaz olarak (hepiniz) ölümü tadıyorsunuz;...
Möminun Suresi, 27. Ayet:
Bunun üzerine, Biz de o'na: "Bizim gözetimimiz altında ve (sana) vahyettiğimiz yöntemlerle (seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan) gemiyi yap;" diye vahyettik, "ve hükmümüz gerçekleşip de seller halinde yeryüzünü sular kapladığı zaman her cins (hayvandan) bir çiftle birlikte -haklarında ceza hükmü verilmiş olanlar dışında- aileni bu (gemiye) bindir; ve sakın, o haksızlık yapmış olanlar için Bana başvurma, çünkü onlar kaçınılmaz olarak boğulacaklar!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Derken onları o korkunç ses, kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör çöp yığını hâline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Nitekim, vukuu kaçınılmaz olan korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler topluluğunun canı cehenneme!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Nitekim, vukuu kaçınılmaz olan korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler topluluğunun canı cehenneme!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Ve ani bir darbe şeklinde gelen (cezamız) tam yerinde ve kaçınılmaz olarak onları kıskıvrak yakalayıverir; ve böylece onları sel önünde sürüklenen çerçöp ve köpüğe çeviririz: uzak olsun, böyle bir zalimler toplumu!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Nitekim onları vukuu kaçınılmaz olan korkunç bir ses yakalayıverdi. Biz onları bir süprüntü yığını hâline getirdik. Uzak olsun zâlim kavim!...
Nur Suresi, 2. Ayet:
Ez zâniyetu vez zânî feclidû kulle vâhıdin min humâ miete celdetin ve lâ te’huzkum bi himâ ra’fetun fî dînillâhi in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhır(âhırı), vel yeşhed azâbehumâ tâifetun minel mu’minîn(mu’minîne)....
Nur Suresi, 58. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey, ya
2.
ellezîne âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar
3.
li yeste'zin-kum
: sizden izin istesinler
4.
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan köle ve hizmetçileriniz ile içinizden henüz bülûğa ermemiş çocuklarınız, odanıza girmek için şu üç vakitte sizden izin istesinler: Sabah namazından önce, öğle vakti istirahat için elbiselerinizi çıkardığınız zaman ve bir de yatsı namazından sonra. İşte bu üç vakit, mahremiyet vakitlerinizdir. Ama bunların dışında izinsiz girmelerinde ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur.Çünkü sizin birbirinizin yanına girip çıkmanız kaçınılmazdır. İşte All...
Furqan Suresi, 26. Ayet:
El mulku yevmeiz
inil
hakku lir rahmân(rahmâni), ve kâne yevmen alel kâfirîne asîrâ(asîran)....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: 'Rabbimiz Cehennem azâbını üzerimizden uzaklaştır. Cehennem azâbı mahvedicidir, kaçınılmazdır.' diyenlerdir....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)" derler....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz biz borç (veya sürekli bir acıdır)" derler....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: «Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçek şu ki, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)» derler....
Furqan Suresi, 77. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
mâ ya'beu
: değer vermez
3.
bikum
: size
4.
rabbî
: Rabbim
Furqan Suresi, 77. Ayet:
(Onlara): “Rabbim, dualarınız olmasa size değer vermez. Oysa siz yalanlamıştınız. Fakat (azap) kaçınılmaz olacak.” de....
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: "Eğer yönelişiniz olmazsa Rabbim size önem vermez! Gerçekten yalanladınız. . . Yakında kaçınılmaz sonucunu yaşayacaksınız!"...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: 'Duanız olmasa Rabbim size bir değer vermez. Ancak yalanladınız; artık (sizin için azap) kaçınılmaz olacak.'...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır."...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: "Sizin duanız olmasaydı rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır."...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: «Sizin duanız olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır.»...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
De ki: "Duanız/davetiniz yoksa, Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır."...
Şüəra Suresi, 56. Ayet:
1.
ve innâ
: ve muhakkak biz
2.
le
: elbette, gerçekten
3.
cemîun
: toplum, topluluk
4.
hâzirûne
: sakınılan, kork...
Şüəra Suresi, 56. Ayet:
Ve muhakkak ki biz, gerçekten sakınılan (korkulan) bir topluluğuz....
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Kezzebet kavmu nûhınil murselîn(murselîne)....
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Kezzebet kavmu lûtınil murselîn(murselîne)....
Nəml Suresi, 62. Ayet:
Yoksa darda kalıp O'na dua ettiğinde icabet eden, sıkıntısından kurtaran ve sizi arzın halifeleri kılan mı? Allâh'la beraber ed
inil
en tanrı mı? Bunları ne kadar az anıp düşünüyorsunuz?...
Nəml Suresi, 66. Ayet:
Hayır! Onların ahiret hakkındaki bilgileri de yetersiz kalmıştır (bu hususta bilgi ed
inil
ecek seviyeye erişmemiştir). Hayır! Ondan şüphe etmektedirler. Hayır! Onlar ahiretten yana kördürler....
Qəsəs Suresi, 58. Ayet:
Kendilerine verilen nimetlere nankörlük eden nice toplumları yok etmişizdir. İşte şunlar, kendilerinden sonra pek az kimse tarafından ikametgah ed
inil
miş evleridir. Oralara biz varis olduk....
Səba Suresi, 31. Ayet:
Ve kâlellezîne keferû len nû’mine bi hâzel kur’âni ve lâ billezî beyne yedeyh(yedeyhi), ve lev terâ iziz zâlimûne mevkûfûne inde rabbihim, yerciu ba’duhum ilâ ba’dınil kavl(kavle), yekûlullezînestud’ifû lillezînestekberû lev lâ entum le kunnâ mûminîn(mûminîne)....
Fatir Suresi, 18. Ayet:
Hiçbir suç yüklenmiş benlik, bir başkasının yükünü yüklenmez. . . Yükü ağır biri, onu (yükünü) taşımaya çağırsa bile, ondan bir şey yüklenilip taşınılmaz. . . Akraba dahi olsa! Sen ancak gaybları olarak Rablerinden haşyet duyan ve salâtı ikame edenleri uyarırsın. . . Kim arınıp temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiştir. . . Dönüş Allâh'adır....
Saffat Suresi, 6. Ayet:
İnnâ zeyyennes semâed dunyâ bi zîynet
inil
kevâkib(kevâkibi). ...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Lâk
inil
lezînettekav rabbehum lehum gurefun min fevkıhâ gurefun mebniyyetun tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), va’dallâh(va’dallâhi), lâ yuhlifullâhul mîâd(mîâde). ...
Zümər Suresi, 40. Ayet:
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?...
Zümər Suresi, 40. Ayet:
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?...
Zümər Suresi, 40. Ayet:
Kendisini aşağılık kılan azab kime geliyor ve kesintisiz azab kimin üzerine çöküp kaçınılmaz oluyor?...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
Rabbenâ ve edhilhum cennâti adn
inil
letî vaadtehum ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu). ...
Fussilət Suresi, 48. Ayet:
Daha önce ibadet etmekte oldukları onlardan kaybolur ve kendileri için hiçbir sığınılacak yer olmadığını anlarlar....
Fussilət Suresi, 48. Ayet:
Ve onlardan evvelce tapıp, durdukları şeyler gaib oluvermişlerdir ve kendileri için sığınılacak yer olmadığını anlamışlardır....
Şura Suresi, 7. Ayet:
İşte böylece sana (Onu) Arapça bir Kur'ân (olarak) vahyettik ki, hem Mekke halkını ve Onun yöresindekileri uyarasın; hem de kendisinde şüphe olmayan toplanma sürecinin dehşeti hakkında bilgi ed
inil
sin! (Onlardan) bir bölümü cennettedir, bir bölümü de alev dalgaları yayılan ateştedir....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Rabbinizin dâvetine icâbet edin reddine imkân olmayan gün Allah tarafından gelip çatmadan; o gün, ne kaçıp sığınılacak bir yer var size ve ne suçlarını inkâra mecâl var size....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Allah'tan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne sizin için inkar (etmeye bir imkan)....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Tanrı'dan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne de inkar [etmeye bir imkan]....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Allah'tan geri çevrilmesi olmayan bir gün, gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne de sizin için inkâr (etmeğe bir imkân) ....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Allah tarafından geri çevrilmeyecek bir gün gelmesinden önce, Rabb'iniz(in çağnsın)a uyun. O gün sizin için sığınılacak bir yer yoktur....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Allah tarafından gelecek ve çevrilmesine imkân bulunmayacak gün gelmeden evvel Rabbinizin davetine icabet edin (emirlerini yapın). O gün kaçıp sığınılacak yer bulunmaz. (İşlediklerinizi) İnkâra da takat kalmaz....
Şura Suresi, 48. Ayet:
Artık kaçınılırsa seni onların üzerine bir muhafız göndermedik. Senin üzerine düşen, tebliğden başka değildir ve şüphe yok ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır ve eğer onlara ellerinin takdim etmiş olduklarından bir kötülük isabet ederse artık şüphe yok ki, insan nankördür....
Casiyə Suresi, 32. Ayet:
Kendilerine ALLAH'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, 'Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz,' derdiniz....
Fəth Suresi, 28. Ayet:
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullih(kullihî), ve kefâ billâhi şehîdâ(şehîden)....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır....
Nəcm Suresi, 15. Ayet:
Ki yanında barınılacak cennet vardır....
Nəcm Suresi, 15. Ayet:
O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe....
Vaqiə Suresi, 1. Ayet:
Kaçınılmaz olay gerçekleştiği zaman,...
Vaqiə Suresi, 55. Ayet:
1.
fe
: hatta, öyle ki
2.
şâribûne
: içeceksiniz
3.
şurbe
: develerin içişi gibi
4.
el hîmi
: üzerine b
inil
meyen h...
Səff Suresi, 9. Ayet:
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel muşrikû(muşrikûne)....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
İşte o gün kaçınılmaz olay gerçekleşmiştir....
Haqqə Suresi, 50. Ayet:
Muhakkak ki o (Kur'an) kâfirlere karşı (kaçınılmaz) bir hasretdir. ...
Cin Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Gerçektir ki, kimse Allâh'tan beni kurtaramaz ve O'nun dûnunda sığınılacak yoktur!"...
Cin Suresi, 22. Ayet:
De ki: 'Hiç kimse beni Allah'tan (gelecek azaptan) kurtaramaz ve ben O'ndan başka sığınılacak birini de bulamam....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Ve Allah'ın dilediğinden başkası öğüt alamaz; odur çek
inil
meye değer ve yarlıgayıp suçları örter....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. Kendisinden sakınılmaya lâyık olan O'dur, bağışlamaya yetkili (ehil) olan da O'dur....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Bununla berâber, Allah (hikmetine binâen kendi lütfundan) dilemedikçe nasîhat almazlar! (Kendisinden) sakınılmaya lâyık olan da, bağışlamaya ehil olan da O’dur!...
Qiyamə Suresi, 11. Ayet:
Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok....
Qiyamə Suresi, 11. Ayet:
Hayır hayır!. . Sığınılacak bir yer yoktur!...
Qiyamə Suresi, 11. Ayet:
Hayır, sığınılacak hiçbir yer yoktur....
Qiyamə Suresi, 12. Ayet:
İlâ rabbike yevme iz
inil
mustekar(mustekarru)....
Qiyamə Suresi, 30. Ayet:
İlâ rabbike yevme iz
inil
mesâk(mesâku)....
Nəbə Suresi, 22. Ayet:
1.
li et tâgîne
: azgınlar için, azgınlara
2.
meâben
: meab, sığınılacak yer olarak
...
Nəbə Suresi, 22. Ayet:
Azgınlar için meab (sığınılacak yer) olarak....
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler kaynadığında (şartlanma yollu ed
inil
miş bilgiler açığa çıkan gerçekler karşısında tutuşup kaynadığında),...
Nəsr Suresi, 2. Ayet:
Ve reeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ(efvâcen)....
İxlas Suresi, 2. Ayet:
'Allah’tır, Allah. Artmayan, eksilmeyen, ayrıştırılmayan, bileşik olmayan, ezeli ve ebedi kavrayan; varlığın hayatını ve mevcudiyetini borçlu olduğu, muhtac olunan, ihtiyacı olmayan, boşluk bırakmayan, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmayan, varlık âlemini ayakta tutan, kâinatın aslî düzenini elinde bulunduran, yenilmez, yüce, gerçek ve asıl yaratıcı, koruyucu, hesap soran, âdil, sığınılan, güvenilen bâki kudret Allah’tır.'...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nîmet verdiği ve senin de nîmetler verdiğin kişiye eşini bırakma ve çekin Allah'tan diyordun ve Allah'ın açığa vuracağı şeyi, içinde gizliyordun ve insanlardan korkuyordun ve Allah'tan korkman daha doğruydu ve o, daha lâyıktı buna. Derken Zeyd, eşinden ilişiğini kesince biz o kadını sana eş ettik, bu da, oğul ed
inil
en kişiler, eşlerinden ayrıldıkları zaman onların bıraktıkları kadınları inananların almalarında bir beis olmadığını bildirmek içindi ve Allah'ın em...
Əhzab Suresi, 38. Ayet:
Allah’ın, kendisine meşrûiyet tanıdığı hususlarda, peygambere herhangi bir vebal, bir güçlük yoktur. Evvelce vazifelerini ifa ederek geçip giden bütün peygamberler hakkında Allah’ın sünneti, koyduğu kurallar böyledir. Allah’ın planı ise, mutlaka gerçekleşecek, başa gelecek, kaçınılamayan bir kaderdir....
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Biz onlardan önce nice nesiller helâk ettik ki, onlardan çok daha güçlüydüler; fakat diyar diyar kaçacak delik aradılar. Allah'ın azabından sığınılacak yer mi olur?...
Nəcm Suresi, 57. Ayet:
Kaçınılmaz olan yaklaşmıştır....
Mülk Suresi, 20. Ayet:
Emmen hâzellezî huve cundun lekum yensurukum min dûnir rahmân(rahmâni),
inil
kâfirûne illâ fî gurûr(gurûrın)....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Ve eğer Rabbinden bir Söz ve adı konmuş bir süre sonu olmasaydı, kesinlikle kaçınılmaz olurdu. ...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Bir de gömleğinin üzerinde yalandan bir kan getirdiler. Babaları dedi ki: “Tam tersine, nefisleriniz aldatıp size bir iş yaptırtmış. –Artık güzel bir sabır!– Bu anlattıklarınıza karşılık yardımına sığınılacak olan ancak Allah'tır.” *** ...
Ənbiya Suresi, 99. Ayet:
(99,100) Eğer Allah'ın astlarından tapınılan şeyler ilâh olsalardı, oraya girmezlerdi. Ve hepsi orada temelli kalacaktır. Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada bir şey işitemezler de. ...
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
(99,100) Eğer Allah'ın astlarından tapınılan şeyler ilâh olsalardı, oraya girmezlerdi. Ve hepsi orada temelli kalacaktır. Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada bir şey işitemezler de. ...
Rum Suresi, 43. Ayet:
Fe ekim vecheke lid dînil kayyimi min kabli en ye’tiye yevmun lâ meredde lehu minallâhi yevmeizin yassaddeûn(yassaddeûne)....
Rum Suresi, 43. Ayet:
Insanlarin firka firka olacagi, Allah katindan kac
inil
maz o gunun gelmesinden once, kendini dosdogru dine yonelt....
Rum Suresi, 43. Ayet:
İnsanların fırka fırka olacağı, Allah katından kaçınılmaz o günün gelmesinden önce, kendini dosdoğru dine yönelt....
Nəcm Suresi, 59. Ayet:
Ne yani, siz bu (kaçınılmaz) olayın haberini tuhaf mı buluyorsunuz?...
Furqan Suresi, 77. Ayet:
(Onlara): ‘Əgər dualarınız olmazsa, Rəbbim sizə dəyər verməz. Halbuki siz yalanladınız. Lakin (əzab) qaçınılmaz olacaq.’ de....
Şüəra Suresi, 56. Ayet:
Şübhəsiz ki, biz həqiqətən çək
inil
ən (qorxulan) bir dəstəyik....
Zuxruf Suresi, 45. Ayet:
Səndən əvvəl göndərdiyimiz rəsullarımızdan soruş! Rəhmandan başqa tapınılacaq ilahlar təyin etdikmi?...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onların ətrafında qızıldan s
inil
ər və qədəhlərlə dolandırılır. Orada nəfslərin istədiyi və gözlərin ləzzət aldığı şeylər vardır. Siz orada əbədi olaraq qalacaq olanlarsınız....
Nəbə Suresi, 22. Ayet:
Azğınlar üçün məab (sığınılacaq yer) olaraq....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar üçün qızıl s
inil
ər və piyalələr dolandırılacaqdır. Orada nəfslərin istədiyi və gözlərə xoş gələn hər şey olacaqdır. Siz orada əbədi qalacaqsınız....
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Onlar orada
inil
dəyəcək və (heç nə) eşitməyəcəklər....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar öz gümanlarına əsaslanaraq, Allaha iftira yaxmaq üzündən dedilər: «Bunlar qadağan olunmuş dördayaqlılar və əkindir, bizim istədiyimiz kəslərdən (bütlərin xidmətçilərindən) başqası onlardan yeməməlidir və bunlar m
inil
mələri haram olan dördayaqlılardır.» Həmçinin (kəsərkən başları) üzərində Allahın adını çəkmədikləri dördayaqlılar(ı da var idi). (Allah) tezliklə onları yaxdıqları iftiranın müqabilində cəzalandıracaqdır....
Ənam Suresi, 142. Ayet:
Həmçinin dördayaqlılardan böyük və kiçik, yun və tük verən, m
inil
ən, yük daşıyan və yeyilən heyvanlar (yaratdı). Allahın ruzi olaraq sizə verdiyindən yeyin (və bəhrələnin) və (özünüzdən halal-haram qanunlar çıxarmaq və haram işlər görməklə) Şeytanın addımlarına tabe olmayın ki, həqiqətən o, sizin açıq-aşkar düşməninizdir....
İsra Suresi, 57. Ayet:
(Bu kafirlərin tanrı kimi) çağırdıqlarının özləri hansının (Allaha) daha yaxın olması(nı bilmək) üçün öz Rəbbinə bir vasitə axtarır, Onun rəhmətinə ümid bəsləyir və Onun əzabından qorxurlar. Həqiqətən sənin Rəbbinin əzabı qorxulası və çək
inil
əsidir....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Bir də (əsassız iddialar ortaya ataraq) dedilər ki: “Bunlar qadağan olunmuş heyvanlar və əkinlərdir. Onları bizim istədiklərimizdən başqası yeyə bilməz. (Bunlar da) belləri (m
inil
məsi və yüklənməsi) haram edilmiş heyvanlardır”. Bir qism heyvanları da kəsərkən Allahın adını çəkməzlər. (Bütün bunları) Allaha iftira ataraq edərlər. Bu iftiraları səbəbi ilə Allah onları cəzalandıracaq....
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Onlar üçün orada acı bir
inil
ti var. Onlar orada heç bir şey eşitməzlər....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar üçün qızıl s
inil
ər və qədəhlər gəzdirilər. Ürəklərinin istədiyi və gözlərinin xoşladığı hər şey oradadır. Siz orada əbədi qalacaqsınız....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Bununla yanaşı, Allah istəmədikcə öyüd götürə bilməzlər. O, təqvaya (Özünə qarşı gəlməkdən çək
inil
məyə) layiq olandır, bağışlamağa layiq olandır....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Onlar: “Bunlar qadağan olunmuş mal-qara və əkindir. Onları yalnız bizim istədiyimiz kəslər yeyə bilər." - deyə iddia etdilər. Heyvanlardan eləsi vardır ki, m
inil
məsi qadağan edilmişdir, eləsi də vardır ki, (kəsərkən) Allaha yalan uyduraraq Onun adını zikr etmirlər. Allah onları uydurduqları yalana görə cəzalandıracaqdır....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar üçün qızıldan s
inil
ər və piyalələr dolandırılacaqdır. Orada ürək istəyən və göz oxşayan şeylər olacaqdır və siz orada əbədi qalacaqsınız....
Taha Suresi, 129. Ayet:
Və əgər Rəbbindən bir Söz və müəyyən bir müddət olmasaydı, həqiqətən qaçınılmaz olardı....
Ənbiya Suresi, 100. Ayet:
Və hamısı orada əbədi qalacaq. Orada onlar üçün ancaq
inil
ti var. Onlar orada bir şey də eşitməzlər....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
-Allahın mühafizəsi altına daxil olan şəxslərin ətraflarında qızıl s
inil
ər, piyalələr gəzdiriləcək. Orada nəfslərin istədiyi, gözlərin zövq alacağı hər şey var.- Və siz, orada əbədi qalacaqsınız. ...