Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Bir zaman Musa öz ailəsinə: “Mən (uzaqda) bir od gördüm. Sizə oradan bir xəbər gətirəcəyəm, yaxud bir
köz
gətirəcəyəm ki, isinəsiniz”, - demişdi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Nəhayət, Musa (çobanlıq) müddətini başa vurub ailəsi ilə birlikdə (Misirə tərəf) yola çıxdığı zaman Tur dağı tərəfdə bir alov gördü. Ailəsinə: “Siz burada qalın! Mən bir alov gördüm. Bəlkə, oradan sizə bir xəbər, yaxud isinə bilməyiniz üçün bir
köz
gətirərəm”, - dedi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Musa (onillik xidmət) müddətini başa vurub ailəsi ilə birlikdə (Misirə tərəf) yola çıxdığı zaman Tur dağı tərəfdə bir od gördü. O, ailəsinə dedi: “Siz (mən qayıdanadək burada) durun. Mən bir od gördüm. Bəlkə, gedib ondan sizə bir xəbər, yaxud bir
köz
gətirim ki, qızınasınız!”...
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Nitekim, imana ermiş olanlarla buluştuklarında, "(Sizin inandığınız gibi) inanıyoruz!" derler; ama birbirleriyle baş başa kaldıklarında, "Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? derler....
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
Dediler ki: "Kalplerimiz (düşünü - algılamamız) koza (dünyamız) içindedir (hakikatimizi yaşayamayız)!" Hayır, belki de hakikati inkâr ettikleri için (lânete uğramışlar) Allâh'tan uzak düşmüşlerdir! İmanınız ne kadar az!...
Bəqərə Suresi, 150. Ayet:
(Ey Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram’a doğru çevir. (Ey mü’minler!) Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü Mescid-i Haram’a doğru çevirin ki, zalimlerin dışındaki insanların elinde (size karşı) bir koz olmasın. Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız....
Nisa Suresi, 155. Ayet:
Ahdlerinden dönmeleri, Allâh'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr etmeleri, Hakk'ın muradına karşı Nebileri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" (şuurlarımız koza içindedir) demeleri yüzünden, yaptıklarının karşılığını verdik. Bilakis inkârları yüzünden anlayışlarını kilitledik! Artık pek azı hariç, iman etmezler!...
Ənam Suresi, 95. Ayet:
Muhakkak ki Allâh tohumu ve çekirdekleri çatlatıp yarandır (Esmâ tohumundan varlık sûretlerini yaratan)! Ölüden (hakikat ilmi yoksunu) diriyi (Hayy ismi özelliğiyle ölümsüzlüğünü fark edeni) çıkarır. . . Diriden (hakikat bilgisiyle yaşarken - mülhime kavrayışı içindeyken) de ölüyü (kozasını terk edemeyip nefsi emmâreye - bedenselliğe düşeni) çıkarır! İşte Allâh budur! Nasıl (hâlden hâle) çevriliyorsunuz?...
Əraf Suresi, 172. Ayet:
Hani Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden (menilerinden, genlerinden) kendi zürriyetlerini alıp; onları kendi nefslerine şahitlendirerek sordu: "Elestu BiRabbiküm = Rabbiniz değil miyim?", (onlar da) "KALU = dediler, BELA = evet, Şehidna = bilfiil şahidiz". . . Kıyamet sürecinde, "Biz bundan kozalıydık (gafildik)" demeyesiniz! (İslam fıtratı üzerine yaratılır tüm insanlar konusunu anlatmakta. . . A. H. )...
Əraf Suresi, 179. Ayet:
Andolsun ki cinn ve insten çoğunu cehennem yaşamı için yaratıp, çoğalttık! Ki onların kalpleri (şuurları) var, (hakikati) kavrayamazlar; gözleri var bunların, onlarla baktıklarını değerlendiremezler; kulakları var, onlarla duyduklarını kavrayamazlar!. . İşte bunlar en'am (evcil hayvanlar) gibidirler; belki daha da şaşkın! Onlar gâfillerin (gılaf içinde - kozalarında yaşayanların) ta kendileridir!...
Yunus Suresi, 92. Ayet:
Bu gün senin cesedini karaya vuracağız ki arkandan gelen kimseler için bir ibret olasın! Ne var ki, insanlardan birçoğu işaretlerimize karşı kesinlikle kozalıdırlar!...
Rəd Suresi, 41. Ayet:
Görmediler mi ki, biz arzı (fiziksel bedeni) her taraftan aşındırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölür; bir başka anlam, arzın global tükenişe gitmesi kozmik veya iklim şartlarıyla; ya da o devirdeki müşriklerin günden güne tükenişi). . . (Bunu) Allâh hükmeder; O'nun hükmünü takip edici (bozup değiştirici) yoktur. . . O, oluşanların sonucuna göre bir sonraki aşamayı anında oluşturandır....
Nəhl Suresi, 108. Ayet:
İşte bunlar, Allâh'ın, kalplerini, işitme (algılama) kuvvelerini, basîretlerini (değerlendirme kuvvelerini) kilitlediği kimselerdir! Onlar kozalarında yaşayanların ta kendileridir!...
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
O'nun vechini dileyerek, sabah - akşam Rablerine dua edenlerle beraber, nefsine (bilincine) sabret! Dünya hayatının süslü gösterilen şeylerine yönelip de, onlardan ilgini kesme! Görüşü kozası içinde bizi hatırlamaktan mahrum bırakılmış; asılsız kabullerine tâbi olup, işi yapması gerekenin ötesindeki olan kimseye itaat etme!...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
Rabbinin delilleri (Rabbanî özellikleri) hatırlatıldığı hâlde, onlardan yüz çeviren; iki eli ile hazırlayıp önceden gönderdiği şeyleri unutandan daha zâlim kim olabilir? Gerçek ki, (inkârları dolayısıyla) hakikati fark edememeleri için, kozalarına hapsettik; kulaklarına da ağırlıklar koyduk! Onları Hakikate davet etsen de, bu hâldeyken ebediyen hidâyete eremezler!...
Məryəm Suresi, 39. Ayet:
Onları, olayın sonucunun yaşanacağı, hasret süreci hakkında uyar! Onlar kozaları içinde ve iman etmemiş bir hâldeyken (iş bitirilecek)....
Taha Suresi, 10. Ayet:
Hani o bir ateş görmüş ailesine: 'Burda bekleyin. Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size alevli bir eğsi-
köz
getiririm. Yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.' demişti....
Ənbiya Suresi, 1. Ayet:
İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir hâldeler!...
Ənbiya Suresi, 97. Ayet:
Ölüm yaklaştığında, bir de bakarsın ki hakikat bilgisini inkâr edenlerin gözleri dehşetle donar kalır! "Eyvah! Gerçekten biz kozamızda - dünyamızda yaşıyormuşuz (bu gerçeği fark edememişiz)! Hayır, zâlimler imişiz. "...
Həcc Suresi, 47. Ayet:
Senden azabını acele istiyorlar. . . Allâh vaadinden asla caymaz! Muhakkak ki Rabbinin indînde bir gün, size göre bin yıl gibidir! (Buradaki işaret insanın geçeceği vefat sonrasındaki yaşam boyutu algılamasınadır Allâhu âlem. Çünkü 'Rabbinin' denerek, kişinin Esmâ bileşimi algılamasının getirisi olan bilinç boyutuna {beyninin içindeki - kozasındaki dünyasının zaman anlayışına} atıf yapılmaktadır. İşaret Rabb-ül âlemîn'e göre değildir. A. H. )...
Möminun Suresi, 54. Ayet:
Bir süre onları kozaları içinde bırak!...
Möminun Suresi, 63. Ayet:
Fakat onların şuurları bundan koza içindedir. . . Bundan başka (nefsanî dürtülerle, bedensel zaaflarla) yapageldikleri o işler de vardır....
Nur Suresi, 23. Ayet:
Kozasında yaşayıp hakikat bilgisi olmayarak, iman eden iffetli kadınlara iftira atanlar, muhakkak dünyada da sonsuz gelecekte de lânetlenmişlerdir. . . Onlar için çok büyük bir azap vardır....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Hani Mûsâ ailesine: 'Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Gidip size ordan bir haber, yahut alevli bir eğsi-
köz
getireyim. Ocak tüttürmenize vesile olur, ısınırsınız.' demişti....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Hani, (Çölde yolunu kaybeden) Musa ailesine: "(Uzakta) bir ateş görüyorum; size oradan (tutacağımız yol hakkında) belki bir haber getiririm, yahut ısınmanız için biraz
köz
lenmiş odun getiririm" demişti....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Mûsâ, sonunda, süreyi doldurup ailesi ile yola çıkınca Tur’un yamacında gözüne, dostluk parıltısı saçan, yüreğini ısıtan bir ateş ilişti. Ailesine: 'Siz burada bekleyin, gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size oradan bir haber veya alevli bir eğsi-
köz
getiririm. Ocak tüttürmenize vesile olur, ısınırsınız.' dedi....
Rum Suresi, 7. Ayet:
Onlar kozalarında yaşamaları yüzünden sonsuz gelecek yaşamdan habersizdirler; dünya hayatını madde yanı itibarıyla bilip kabul ederler!...
Səcdə Suresi, 5. Ayet:
Emri (hükmü) semâdan (dışsal olarak; burçlar diye tanımlanan Esmâ özelliklerinin açığa çıkmasıyla oluşan yapılardan yayılan kozmik elektromanyetik dalgalarla ağırlıklı olarak karındaki ikinci beyini ve dolayısıyla bilinci etkileyerek; ya da, içsel olarak, holografik gerçeklik gereği beyindeki datadan açığa çıkan Esmâ mertebesinden. A. H. ) arzı (yeryüzü veya beyini) tedbir eder. . . Sonra miktarı, bin sene olan süreç içinde O'na urûc eder (ruh beden yaşam boyutuna yükseliş veya boyutsal aslına d...
Fatir Suresi, 22. Ayet:
Diriler (hakikat ilmi) ile ölüler (kendini vefat edince yok olacak sanan bedenliler) de bir olmaz! Muhakkak ki Allâh dilediğine işittirir. . . Sen, kabirlerin içindeki (kozalarının - beyinlerinin içindeki dünyalarında yaşayıp kendini bununla kilitlemiş) kimselere işittirme işlevine sahip değilsin!...
Yasin Suresi, 6. Ayet:
Ataları uyarılmamış, bu yüzden (hakikatlerinden, Sünnetullah'tan) kozalı olarak yaşayan bir toplumu uyarman için....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi nefs-i vahide'den (nefs-i küll - kozmik bilinç - evrensel benlik - Hakikati Muhammedî - RUH adlı melek tanımlamalarıyla işaret edilen) yarattı! Sonra (holografik esas gereğince) ondan (bilinçten) onun eşini (bedeni) oluşturdu; sizin için en'amdan (kontrol edilebilir hayvani duygular) sekiz eş açığa çıkardı! Sizi analarınızın karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratıştan sonra (diğer) bir yaratışa (geçirerek) yaratıyor. . . İşte size Rabbiniz Allâh; mülkü onun (Esmâ'sının işaret ettiği öz...
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı bilinçlerimiz koza içindedir, kulaklarımızda bir ağır işitme var; bizimle senin aranda da bir perde mevcut! Artık yap elinden geleni; muhakkak ki biz de yapmaktayız. "...
Fussilət Suresi, 13. Ayet:
(Bütün bu kozmik gerçeklere rağmen) onlar yine de yüz çevirirlerse de ki: "Sizi, 'Ad ve Semud (kabilelerinin başına düşen) yıldırımlara benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum!"...
Qaf Suresi, 11. Ayet:
Kullara yaşam gıdası olması için. . . Onunla ölü bir beldeyi dirilttik. . . İşte huruç (dünyalarından - kozalarından çıkış) böylecedir....
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
Gözleri dehşetten önlerine eğik hâlde, sanki yayılan çekirge sürüsü misali, cedeslerinden (kozalarından) çıkıyorlar....
Vaqiə Suresi, 9. Ayet:
Ashab-ı Meş'eme (solcular, Hak'tan kozalı yaşamışlar), ne ashab-ı meş'emedir!...
Vaqiə Suresi, 41. Ayet:
Ashab-ı Şimal (şakî olanlar; hakikati inkâr edip kozalı yaşayanlar), ne ashab-ı şimaldir!...
Qələm Suresi, 10. Ayet:
UYMA! Çokça yemin eden (Allâh'tan ve Sünnetullâh'tan kozalı olduğu için) basit, düşüncesiz her kişiye;...
Cin Suresi, 11. Ayet:
"Bizden sâlihler vardır; yine bizden, ondan (Sâlihlik mertebesinden) aşağı olanlar da vardır. . . Biz çok çeşitli tarîkler (türleri - yapıları anlayışları farklı, kozmopolit halk) olduk. "...
Ələq Suresi, 6. Ayet:
Hayır, (iş sanıldığı gibi değil; düşünün)! Muhakkak ki insan (hakikatinden kozalı yaşarsa), elbette azgınlık eder (şehvet peşinde koşar);...
Maun Suresi, 5. Ayet:
Onlar, (iman edenin mi'râcı olan) salâtlarından (okunanların mânâsını yaşamaktan) kozalıdırlar (gâfildirler)!...
Qaf Suresi, 22. Ayet:
"Andolsun bundan gaflet içinde (kozanda yaşıyor) idin. . . Senden perdeni kaldırdık! Bugün artık görme kuvven pek keskindir!" (denilir)....
Qaf Suresi, 42. Ayet:
Hak olarak o sayhayı işitecekleri süreçtir! İşte o, (kozalarının dışındaki gerçekliği fark etme) çıkış sürecidir!...
Yunus Suresi, 7. Ayet:
Rücu ederek, hakikati olan Esmâ'nın farkındalığı yaşamına ermeyeceklerini sananlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olanlar, kozalarında (beyinlerinde oluşan dünyalarında) yaşayıp işaretlerimizi değerlendiremeyenler var ya. . ....
Taha Suresi, 10. Ayet:
Bir atəş gördüyü zaman ailəsinə belə demişdi: ‘Dayanıb gözləyin! Şübhəsiz ki, mən bir atəş gördüm. Bəlkə ondan sizə bir
köz
(nur) gətirərəm və ya atəşin üzərində (nurun yanında) hidayəti taparam.’...
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Musa (ə.s) əhlinə: ‘Həqiqətən mən bir atəş gördüm. Sizə ondan bir xəbər və ya bir (parça)
köz
halında atəş gətirəcəm, beləcə siz qızınasız deyə.’ demişdi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Beləcə Musa (ə.s), müddətini tamamladığı zaman ailəsi ilə yola çıxdı. Tur dağı tərəfində bir atəş gördü. Ailəsinə: ‘Dayanıb gözləyin. Mən bir atəş gördüm. Bəlkə sizə oradan bir xəbər və ya alovlu bir
köz
gətirərəm. Beləcə siz qızınasınız deyə.’ dedi....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Bir zaman Musa öz ailəsinə: “Mən, doğrudan da, bir od gördüm. (Qoy) (gedib )ondan sizə bir xəbər və ya bir
köz
gətirim ki, qızınasınız”– demişdi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Mənə dəmir parçaları gətirin!” Nəhayət, dağın iki yamacı arasını (dəmir parçaları ilə) doldurduqda: “Körükləyin!”– dedi. (Dəmir)
köz
ərən kimi: “Gətirin mənə, onun üstünə ərimiş mis töküm!”– dedi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Musa müddətini başa vurub ailəsi ilə birlikdə yola çıxdığı zaman dağın yanında bir od gördü və ailəsinə dedi: “Dayanın! Mən bir od gördüm. Mən ondan sizə bir xəbər və ya bir
köz
gətirərəm ki, qızınasınız”....
Taha Suresi, 10. Ayet:
O zaman o, bir od görüb ailəsinə demişdi: “Dayanın! Mən bir od gördüm. Bəlkə, ondan sizə bir
köz
gətirdim, ya da odun yanında bir bələdçi tapdım!”...
Taha Suresi, 10. Ayet:
Onda gördü od və dedi əhlinə: «Burda sakin olun, mən od gördüm. Ola ki, gətirdim sizin üçün oradan
köz
və ya tapdım odun yanında hidayət!»...
Məaric Suresi, 15. Ayet:
Belə deyil! Həqiqətən, o yandıran od
köz
üdür....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
(Yada sal) o zaman(ı) ki, Musa öz ailəsinə demişdi: «Mən bir od hiss etdim (uzaqdan gördüm), tezliklə sizə ondan bir xəbər, yaxud (ondan) qoparılmış bir
köz
gətirərəm ki, bəlkə qızınasınız.»...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Beləliklə, Musa (təyin olunmuş) müddəti tamamlayıb öz ailəsi ilə birlikdə (Mədyəndən Misrə tərəf) hərəkət etdikdə, Turun (Tur dağının) yanında bir od gördü, ailəsinə dedi: «Siz (burada) dayanın, mən bir od gördüm, bəlkə, gedib (yolu tapmaq üçün) ondan sizə bir xəbər, yaxud bir
köz
gətirim ki, qızınasınız»....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Bir vaxt Musa öz ailəsinə: “Mən bir atəş gördüm. Ondan sizə bir xəbər və ya qızınmağınız üçün bir
köz
gətirəcəyəm” – dedi....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Musa müddəti başa vurub ailəsi ilə yola çıxdıqda Tur tərəfdə bir atəş gördü və ailəsinə: “Siz burada qalın, mən bir atəş gördüm, (oraya gedirəm). Bəlkə oradan sizə bir xəbər və ya qızınmağınız üçün bir
köz
gətirərəm”, – dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Mənə dəmir parçalan gətirin.” O, (dəmir parçalarını) iki yamağın arasına döşəyib dedi: “Üfürün !” Onu od kimi
köz
ərdib dedi: "Gətirin mənə, onun üzərinə əridilmiş mis töküm.”...
Taha Suresi, 10. Ayet:
O zaman o, bir alov gördü və öz ailəsinə dedi: "Siz burada durun. Mən bir od yandığını görürəm. Bəlkə gedib oradan sizə bir
köz
gətirəm, yaxud odun yanında bir yol göstərən tapam”....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
O zaman Musa öz ailəsinə dedi: "Mən bir od gördüm. Ondan sizə ya bir xəbər, ya da bir yanar
köz
gətirərəm ki, bəlkə siz qızınasınız.”...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Musa müddəti başa vurub ailəsi ilə gedəndə dağın yanında od gördü və ailəsinə dedi: “Durun, mən bir od görmüşəm. Ola bilsin mən ondan sizə bir xəbər və ya oddan bir
köz
gətirəm ki, bəlkə qızınasınız."...
Taha Suresi, 10. Ayet:
Bir vaxt o, bir od görmüş və əhlinə [ailəsinə, yaxınlarına]: "Həqiqətən mən bir od gördüm. Siz göləyin, mən ondan sizə bir
köz
gətirərəm, yaxud atəşin başında bir bələdçi taparam." demişdi....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Biz zaman Musa öz yaxınlarına: "Həqiqətən mən bir od gördüm, ondan sizə bir xəbər gətirəcəyəm və yaxud qızınasınız deyə bir
köz
gətirəcəyəm" demişdi....