Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana, Zu'l-
Karne
yn'den soruyorlar. De ki: "Size ondan bir konu anlatacağım."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-
Karne
yn! Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin." dedik....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zu'l-
Karne
yn: "Kim zulmederse ona azap edeceğiz. Sonra Rabb'ine döndürülür. Böylece ona daha şiddetli bir azapla azap edilir." dedi....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
"Ey Zu'l-
Karne
yn! Şüphesiz Ye'cuc ve Me'cuc yeryüzünde fesat çıkaranlardır. Onun için, onlarla bizim aramıza ücreti mukabilinde bir set yap, olmaz mı?" dediler....
Ənam Suresi, 6. Ayet:
E lem yerev kem ehleknâ min kablihim min karnin mekkennâhum fîl ardı mâ lem numekkin lekum ve erselnes semâe aleyhim midrâren ve cealnâl enhâre tecrî min tahtihim fe ehleknâhum bi zunûbihim ve enşe’nâ min ba’dihim
karne
n âharîn(âharîne)....
Ənam Suresi, 6. Ayet:
1.
e lem yerev
: görmüyorlar mı
2.
kem ehleknâ
: nice, kaç tane helâk ettik
3.
min kabli-him
: onlardan önce, kendilerinden önce
4.
Kəhf Suresi, 49. Ayet:
İnsanların amel defterleri (çalışma
karne
leri) ortaya getirilmiştir. Günahkârların bu defterlerin yazılarını korku dolu gözlerle incelediklerini görürsün. Bir yandan da «Vay başımıza gelenlere! Ne biçim deftermiş bu; küçük büyük hiçbir davranışımızı atlatmadan sayıp dökmüş,» derler. Yaptıkları her işin kaydını karşılarında bulmuşlardır. Rabb'in hiç kimseye haksızlık etmez....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ve yes’elûneke an zil
karne
yn(
karne
yni), kul se etlû aleykum minhu zikrâ(zikren)....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
1.
ve yes'elûne-ke
: ve sana sorarlar
2.
an zi el
karne
yni
: Zül
karne
yn'den (iki karn sahibi)
3.
kul
: de, söyle
4.
se etlû
...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ve sana “Zül
karne
yn”den sorarlar. De ki: “Ondan bahsederek size tilâvet edeceğim (açıklayacağım).”...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
(Ey Muhammed!) Bir de sana Zül
karne
yn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size ondan bir anı okuyacağım.”...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'i sorarlar. De ki: Ona âit haberleri de okuyalım size....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
(Resûlüm!) Sana Zül
karne
yn hakkında soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül-
Karne
yn'den soruyorlar. . . De ki: "Ondan size bir zikir (hatırlatma) okuyacağım. "...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn ile ilgili sualler soruyorlar. 'Size onunla ilgili, Kur’ân’da bazı bilgiler vereceğim.' de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'den de soruyorlar. De ki: 'Ben size ondan bir haber okuyacağım.'...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana (Ey Muhammed,) Zu'l-
Karne
yn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ey Rasûlüm, bir de sana Zü’l-
Karne
yn’den (haber) soruyorlar, (müşrikler seni imtihan etmek için). De ki: “- Size ondan bir haber anlatacağım:...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zul
karne
yn'i sorarlar, «Onu size anlatacagim» de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'den soruyorlar. De ki: Ondan size bir haber anlatacağım :...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'i sorarlar, 'Onu size anlatacağım' de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
(Resûlüm!) Sana Zül
karne
yn hakkında soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Bir de sana Zül
karne
ynden suâl ediyorlar, de ki size ondan bir yadigâr okuyacağım...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Bir de sana Zul
karne
yn'den soruyorlar. Dedi: «Size ondan bir hatıra okuyacağım.»...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Bir de sana Zül
karne
yn'den soruyorlar. De ki: «Size ondan bir hatıra okuyacağım....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ey Muhammed, sana Zül
karne
yn hakkında soru sorarlar. Onlara de ki; «Size onun hakkında bazı düşündürücü bilgiler vereceğim.»...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana (Ey Muhammed,) Zu'l-
Karne
yn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yni sorarlar. De ki: «Size onun (haalinden) de haber söyleyeyim». ...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
(Ey Habîbim!) Sana Zül
karne
yn’den de soruyorlar. De ki: 'Size ondan bir hâtıra okuyacağım (anlatacağım).'...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'i sorarlar. Onu, size anlatacağım, de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ve sana Zul
karne
yn hakkında soru soruyorlar; de ki: "onu hatırlatacak bir şey anlatayım"....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Ve sana Zül
karne
yn'den sual ediyorlar. De ki: «O'na dair size kâfi bir haber hikâye edeceğim.»...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Resulüm! Sana Zül
karne
yn'den soruyorlar. De ki: “Size ondan bir hatıra anlatacağım. ”...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn’i soruyorlar. Ondan size bir öğüt okuyacağım, de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Bir de sana Zül
karne
yn’i sorarlar. "Size onun bir hadisesini anlatayım." de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
(Ey Muhammed), sana Zu'l-
Karne
yn'den soruyorlar. De ki: "Size ondan bir anı okuyacağım."...
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana (Ey Muhammed,) Zu'l
Karne
yn hakkında sorarlar. De ki: «Size, ondan da, 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana bir de Zül
karne
yn'i soruyorlar. 'Size ondan bir hatıra okuyacağım' de....
Kəhf Suresi, 83. Ayet:
Sana Zül
karne
yn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım."...
Kəhf Suresi, 84. Ayet:
Gerçekten biz Zül
karne
yn’i iktidar, kudret, itibar ve imkân sahibi yaptık. Onu, her konuda maksadına doğru araçlarla ulaşma bilgisi, kudreti, imkânlarıve maharetiyle donattık....
Kəhf Suresi, 84. Ayet:
Gerçekten biz, Zül’-
Karne
yn’i (Rûm hükümdarı İskender’i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (gayesine ulaşmak için) istediği her şeyden bir vasıta (sebep) verdik....
Kəhf Suresi, 84. Ayet:
Dediler ki: Zul
karne
yn! Dogrusu Yecuc ve Mecuc bu ulke de bozgunculuk yapiyorlar. Bizimle onlarin arasina bir sed yapman icin sana bir vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 84. Ayet:
Gerçekten biz onu (Zül
karne
yn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik....
Kəhf Suresi, 84. Ayet:
Şübhesiz ki biz, ona (Zül
karne
yn’e) yeryüzünde imkân verdik ve kendisine(istediği) herşeyden bir sebeb (ulaşması için bir yol) verdik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmâ(kavmen), kulnâ yâ zel
karne
yni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim husnâ(husnen)....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
1.
hattâ izâ
: olduğu zaman
2.
belega
: erişti, ulaştı
3.
magribe eş şemsi
: güneşin battığı yer
4.
vecede-hâ
: on...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: “Ya Zül
karne
yn! Dilersen onlara azap edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin.”...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zül
karne
yn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihâyet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneş, kara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki: Ey Zül
karne
yn, istersen azaplandırırsın bunları, istersen iyilik edersin onlara....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zül
karne
yn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Tâ Güneş'in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu. . . (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-
Karne
yn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun. "...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet, güneşin batar durumda olduğu, gecenin aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığı zaman, güneşi, sanki kara balçıklı bir suda batıyor buldu. O bölgede bir kavme rastladı. Biz ona: 'Ey Zül
karne
yn, onları cezalandırabilirsin, onlara iyi davranma yolunu da seçebilir, Hakka, imana, şer’î hükümleri öğrenmeye davet edebilir, kolaylık yolları gösterebilirsin.' diye ilham ettik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu kara balçıklı bir gözenin içinde batar gördü. [2] Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: 'Ey Zul
karne
yn! Onlara ya azap edersin, ya da haklarında güzel davranırsın....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere (okyanus kıyısına) vardığı zaman, güneşi, (sanki) siyah bir çamura batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz şöyle hitap buyurduk: “- Ey Zül’-
Karne
yn! Ya (iman etmiyenlere) azâb edersin veya haklarında bir güzellik muamelesi yaparsın.”...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. «Zul
karne
yn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin» dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda Güneş'in battığı yere (iyice batı cihetine) ulaştı; onu kara balçıklı bir suya batar (görünümünde) buldu. O kesimde bir millete rastladı. Biz de ona: «Ey Zül
karne
yn ! Ya azaba uğratırsın, ya da haklarında güzel muamelede bulunabilirsin, (bu hususta serbestsin)» dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. 'Zül
karne
yn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin' dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zül
karne
yn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Tâ gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zül
karne
yn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. Ayrıca onun yanında bir kavim gördü. Dedik ki: «Ey Zul
karne
yn, ya onları cezalandırırsın veya haklarında bir güzel muamelede bulunursun.»...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: «Ey Zül
karne
yn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın.»...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda güneşin battığı yere varınca güneşi, çamurlu bir su pınarında batarken buldu. Orada rastladığı bir toplum ile ilgili olarak kendisine «Ey Zül
karne
yn, onlara istersen ceza ver, istersen kendilerine iyi davran» dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: «Zül
karne
yn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)». ...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihâyet güneşin battığı yere (batı cihetindeki memleketlere) varınca, onu (o güneşi) balçıklı bir suda batıyor (gibi) buldu ve yanında (kâfir) bir kavim buldu. Dedik ki: 'Ey Zül
karne
yn! (Artık sana düşen) ya (onları) cezâlandırman veya haklarında bir güzellik tutmandır!'...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zül
karne
yn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
(Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zul
karne
yn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Tâ ki, güneşin battığı yere vardı, onu siyah bir çamur gözesinde gurub eder (gibi) buldu ve onun yanında bir kavim de buldu. Dedik ki: «Ey Zül
karne
yn! Ya muazzep kılarsın veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın.»...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir gözeye batar (görünümünde) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine ona: “Ey Zül
karne
yn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin!” dedik....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zül
karne
yn, onları ister cezalandır; ister iyi davran....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zül
karne
yn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihâyet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, (onlara) ya azâb edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında da bir kavim gördü. Dedik ki: «Ey Zu'l-
Karne
yn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.»...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet batıya vardığında, güneşi balçıklı bir suda batarken gördü; orada da bir kavim buldu. 'Ey Zül
karne
yn,' dedik. 'İster onları cezalandır, istersen güzellikle muamele et.'...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zül
karne
yn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."...
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
(Zül
karne
yn): “Fakat kim zulmederse ona azap edeceğiz. Sonra kendi Rabbine reddedilir (geri gönderilir). Böylece ona dehşetli bir azapla azap edilir.” dedi....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zül
karne
yn, “Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür. O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır” dedi....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
(Zül-
Karne
yn) dedi ki: "Zulmedene azap edeceğiz. . . Sonra Rabbine döndürülecek; böylece (Rabbi) ona tarifi mümkün olmayan bir azap yaşatacak. "...
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zül
karne
yn: 'Ya inkârda, küfürde ısrar ederek kendisine zulüm ve haksızlık edeni cezalandıracağız. Bir de, hesap vermek üzere Rabbinin huzuruna çıkarılacak, Rabbi de ona, daha korkunç bir ceza verecek.' dedi....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zül’-
Karne
yn dedi ki: “- Kim zulmederse (Allah’ı inkâr ederse), muhakkak ona azâp edeceğiz. Sonra Rabbine döndürülür de Allah onu görülmedik bir azâbla cezalandırır....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zül
karne
yn o topluma dedi ki; «Aranızdaki zalimleri cezaya çarptıracağız. Onlar, ilerde Rabb'lerinin huzuruna vardıklarında eşi görülmemiş, ağır bir azaba uğrayacaklardır....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
(Zül
karne
yn o kavme) dedi ki: 'Kim zulmederse, işte onu cezâlandıracağız; sonra(o,) Rabbine döndürülür de (Rabbi) onu şiddetli bir azâb ile cezâlandırır.'...
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Zül
karne
yn şöyle dedi: "Kim zulmederse, Biz onu cezalandırırız, sonra da Rabbinin huzuruna götürülür. O da ona benzeri görülmedik bir ceza uygular....
Kəhf Suresi, 89. Ayet:
Sonra (Zül-
Karne
yn diğer) bir yolu kullandı....
Kəhf Suresi, 89. Ayet:
Sonra Zül’-
Karne
yn (Doğuya doğru) bir yol tuttu....
Kəhf Suresi, 89. Ayet:
Sonra Zül
karne
yn yine bir yol tuttu....
Kəhf Suresi, 89. Ayet:
Ve (Zul
karne
yn, doğru bir amaca varmak için, böylece) bir kere daha doğru aracı seçti....
Kəhf Suresi, 89. Ayet:
Zül
karne
yn bu sefer yine bir yol tuttu....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
Zül
karne
yn burada da, önceki gibi, ihtiyaçlara cevap vererek sorumluluğunu yerine getirdi. Biz, onun sahip olduğu bilgiyi, medeniyet araçlarını, imkânlarını, gücünü, kudretini, tecrübesini biliyorduk....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte Zü’l-
karne
yn’in kudret ve saltanatı böyleydi. Halbuki onun yanında (asker ve harp vasıtaları gibi daha) neler vardı ki, biz, tamamını ilmimizle kuşatmışızdır....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte Zül
karne
yn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte (Zül
karne
ynin işi) böyle idi. Halbuki onun yanında (neler vardı) ki biz hepsini ilm (imiz) le kuşatmışızdır. ...
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte (Zül
karne
yn’in işi) böyledir! Ve onun yanında olan şeyleri, gerçekten(hepsinden) haberdâr olarak kuşatmıştık....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte Zül
karne
yn, böyle yüksek bir hükümranlığa sahip idi. Onun yanında ne var, ne yoksa Biz hepsine vakıf idik....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte (Zu'l-
Karne
yn) böyle (yüksek bir mevkie ve hükümranlığa sâhip) idi. Onun yanında (daha) nice bilgi ve yetki bulunduğunu biliyorduk....
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte Zül
karne
yn'in hali böyleydi; ve Bizim ilmimiz, onun herşeyini kuşatmış bulunuyordu....
Kəhf Suresi, 92. Ayet:
Sonra (Zül-
Karne
yn) bir yolu daha kullandı....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Kâlû yâ zel
karne
yni inne ye’cûce ve me’cûce mufsidûne fîl ardı fe hel nec’alu leke harcen alâ en tec’ale beynenâ ve beynehum seddâ(sedden)....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ ze el
karne
yni
: ey Zül
karne
yn
3.
inne
: muhakkak
4.
ye'cûce
: yecüc
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
“Ey Zül
karne
yn! Muhakkak ki yecüc ve mecüc, yeryüzünde fesat çıkaranlardır. Bu sebeple, onlarla bizim aramıza bir set yapman için, sana harç verelim mi?” dediler....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: “Ey Zül
karne
yn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?”...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: Ey Zül
karne
yn, Ye'cuc'la Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk yapan tâifelerdir, onlarla bizim aramıza bir set yapmak şartıyle sana mallarımızdan versek râzı olur musun, yapar mısın?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: Ey Zül
karne
yn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler: "Ey Zül-
Karne
yn! Şüphesiz ki yecüc ve mecüc Arz'da bozgunculuk yapmaktadırlar! Bizimle onlar arasına bir set oluşturman için, sana bir ücret ödeyelim mi?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar: 'Ey Zül
karne
yn, Ye’cüc ve Me’cüc bu topraklarda fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir set yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?' dediler....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar dediler ki: 'Ey Zul
karne
yn! Doğrusu Ye'cuc ve Me'cuc (bu) yerde bozgunculuk etmektedirler. Onlarla bizim aramızda bir set yapman için sana bir vergi verelim mi?'...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
(Tercümanları vasıtasıyla) şöyle dediler: “Ey Zü’l-
Karne
yn (İki kabile olan) Ye’cüc ve Me’cüc bu yerde fesad çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek?”...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar: «Ey Zül
karne
yn ! Doğrusu şu Ye'cûc - Me'cûc yeryüzünde durmadan fesâd çıkarıyorlar; bizimle onlar arasında bir SED yapman için sana bir harç (gereken vergi ve masrafı) versek olmaz mı ?»...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: Zül
karne
yn! Doğrusu Yecüc ve Mecüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: Ey Zül
karne
yn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki, 'Ey İki Nesle Sahip Olan (Zül
Karne
yn), Yecuc ve Mecuc yeryüzünde kötülük işliyorlar. Bizimle onların arasında bir engel koyman için sana bir vergi ödeyebilir miyiz?'...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki ey Zül
karne
yn! haberin olsun Ye'cuc ile Me'cuc bu Arzda fesad yapıp duruyorlar, onun için onlarla bizim aramıza bir sed yapman şartile sana biz bir harc versek olur mu?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar: «Ey Zul
karne
yn, haberin olsun, Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar; bu yüzden onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana bir vergi ödesek olur mu?» dediler....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: «Ey Zül
karne
yn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?»...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Bu adamlar «Ey Zül
karne
yn, Ye'cuc ile Me'cuc bu yörede sürekli kargaşa çıkaran topluluklardır. Sana bir miktar mal versek, karşılığında onlar ile aramızda bir set yapar mısın?» dediler....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, gerçekten Yecuc ve Mecuc yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Onlar dediler ki: «Zül
karne
yn, hakıykat, Ye'cûc ve Me'cûc (bu) yerde fesâd çıkaran (kabile) lerdir. Bizimle onların arasına bir sed yapman üzerine sana bir vergi verelim mi»? ...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: 'Ey Zül
karne
yn! Doğrusu Ye’cüc ve Me’cüc bu memlekette fesad çıkaran kimselerdir. Bu yüzden bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi(bir ücret) verelim mi?'...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: Ey Zül
karne
yn; Ye'cuc ve Me'cuc bu ülkede doğrusu bozgunculuk yapıyorlar. Bizim ve onların arasına bir sed yapman için sana vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Bunlar (ona): "Sen ey Zul
karne
yn!" dediler, "Yecüc ve Mecüc bu ülkede bozgunculuk yapıyor. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen şartıyla sana bir baç (vergi) verelim mi?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: «Ey Zül
karne
yn! Şüphe yok ki, Yecüc ile Mecüc, yerde fesat çıkarıp duran kimselerdir. Bizimle onların arasına bir sed yapmaklığın için sana bir bedel versek olur mu?»...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: “Ey Zül
karne
yn! Doğrusu Ye'cüc ve Me'cüc bu memlekette bozgunculuk yapıp duruyorlar. Bizimle onların arasında bir sed yapman için sana biz bir vergi verelim mi?”...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
-Ey Zül
karne
yn, dediler, Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir set yapman için sana vergi verelim mi?...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
"Ey Zül
karne
yn!" dediler, "Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: "Ey Zu'l-
Karne
yn, Ye'cûc ve Me'cûc, bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?"...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler ki: «Ey Zu'l-
Karne
yn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaktalar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?»...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
'Ey Zül
karne
yn,' dediler. 'Ye'cüc ile Me'cüc yeryüzünde bozgunculuk ediyorlar. Sana bir vergi versek, onlarla bizim aramıza bir sed yapar mısın?'...
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
Dediler: "Ey Zül
karne
yn! Ye'cûc ve Me'cûc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?"...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
(Zül
karne
yn): “Bu konuda Rabbimin beni kuvvetlendirdiği (desteklediği) şeyler daha hayırlıdır. Şimdi (siz) bana kuvvet ile yardım edin. Onlarla sizin aranıza çok sağlam bir engel yapayım.” dedi....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zül
karne
yn, “Rabbimin bana verdiği (imkân ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım” dedi....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
(Zül-
Karne
yn) dedi ki: "Rabbimin bende açığa çıkardıkları daha hayırlıdır. . . Gücünüzle bana yardım edin de, sizinle onlar arasına büyük bir set oluşturayım. "...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zül
karne
yn: 'Rabbimin bana verdiği servet, saltanat ve itibar sizin vereceğiniz şeyden daha hayırlıdır. Bana iş gücünüzle yardımda bulunun da, sizinle onların arasına en sağlam seddi yapayım.' dedi....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zü’l-
Karne
yn dedi ki: “- Rabbimin beni içinde bulundurduğu iktidar, (sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Haydin, bedenî kuvvetle bana yardım edin de, sizinle onların arasına bir engel yapayım....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zül
karne
yn onlara dedi ki: «Rabbimin bana verdiği imkân, kudret ve iktidar daha hayırlıdır. Bununla beraber siz gücünüzle bana yardım edin de sizinle onlar arasına sağlam bir SED yapayım....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zül
karne
yn onlara dedi ki; «Rabb'imin bana bağışladığı güç, sizin bana vereceğiniz maldan daha hayırlıdır. Siz bana beden gücünüzle yardımcı olunuz da onlar ile aranıza aşılmaz bir set çekeyim.»...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
(Zül
karne
yn:) 'Rabbimin beni içinde bulundurduğu imkânlar, (sizin vereceğinizden) hayırlıdır; şimdi bana bir kuvvetle (gücünüzle) yardım edin de sizinle onların arasına aşılmaz bir sed yapayım.'...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
(Zul
karne
yn:) "Rabbimin bana sağladığı güvenli durum (sizin bana verebileceğiniz her şeyden) daha hayırlıdır;" dedi, "bunun içindir ki, siz bana sadece iş gücünüzle yardımda bulunun ki sizinle onlar arasında bir set yapayım!...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Zül
karne
yn dedi ki: 'Rabbimin bana bağışladığı imkânlar daha hayırlıdır. Siz bana gücünüzle yardım edin de onlarla sizin aranıza sağlam bir sed yapayım....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Bana demir kütleleri getirin». Bununla iki dağ arasını (doldurup eşit duruma gelince) Zül
karne
yn, «körükleyin !» diye emretti. Sonunda demirler ateş haline gelince, «bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim» dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
"Demir kütleleri getirin bana!" Zül
karne
yn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince: "Körükleyin!" dedi. Tam onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim." dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
"Bana demir kütleleri getirin." (Zu'l-
Karne
yn) iki dağın arasını (demir kütleleriyle doldurtup dağlarla) aynı seviyeye getirince: "Üfleyin!" dedi. Nihâyet o(demir kütleleri)ni bir ateş haline sokunca "Getirin bana, üzerine erimiş katran dökeyim," dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
(Zül
karne
yn): “Bu, Rabbimden bir rahmettir. Ama Rabbimin vaadi geldiği zaman, onu kırıp ufalar (yerle bir eder). Ve Rabbimin vaadi haktır.” dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn, “Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir” dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
(Zül-
Karne
yn) dedi: "Bu Rabbimden bir rahmettir. . . Dolayısıyla Rabbimin vaadi gelince, onu yerle bir eder. . . Rabbimin vaadi Hak'tır. "...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: 'Bu Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin va’di gerçekleşince, Kıyamet kopunca o bu seddi de yerle bir eder. Rabbimin va’di, tehdidi kesinkes gerçekleşecektir.' dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zü’l-
Karne
yn dedi ki: “- Bu sed, Rabbimden (kullarına bir nimet ve) rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği (kıyamet günü yaklaştığı) zaman onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.”...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zul
karne
yn: «Iste bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettigi zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdigi soz gercektir» dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: «Bu Rabbimden verilen bir rahmettir. Rabbimin belirlediği vakit gelince bunu yerle bir eder. Rabbimin verdiği söz haktır, (hedefinden, amacından) şaşmaz,» dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: 'İşte bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettiği zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdiği söz gerçektir' dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zul
karne
yn: «Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin va'dettiği an gelince, onu dümdüz edecektir. Rabbimin va'di de haktır.»...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn dedi ki: «Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.»...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn «Bu set, Rabb'imin rahmetidir. Fakat Rabbimin belirlediği an gelince onu yerle bir eder. Hiç kuşkusuz Rabb'imin sözü gerçektir» dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
(Zül
karne
yn:) 'Bu (sed) Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin ta'yîn ettiği zaman (kıyâmet günü) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin va'di ise haktır' dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
(Zul
karne
yn:) "Rabbimden bir rahmettir bu!" dedi, "Bununla birlikte, Rabbimin belirlediği zaman gelince bu (seddi) yerle bir edecektir; çünkü Rabbimin verdiği söz mutlaka gerçekleşir!"...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: “Bu Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin belirlediği vakit gelince, onu yerle bir eder, Rabbimin verdiği söz şüphesiz ki gerçektir. ” dedi....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn: "Bu, Rabbimden bir rahmettir, bir lütuftur, dedi. Rabbimin tayin ettiği vakit gelince, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi mutlaka gerçekleşir."...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
(Zu'l-
Karne
yn) dedi: "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin va'di gel(ip Ye'cûc ve Me'cûc'un çıkması, yahut kıyâmetin kopması gerek)diği zaman onu yerle bir eder; şüphesiz Rabbimin va'di gerçektir."...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Zül
karne
yn, 'Bu Rabbimden bir rahmettir,' dedi. 'Rabbimin belirlediği vade erişince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi ise gerçektir.'...
Möminun Suresi, 31. Ayet:
Summe enşe’nâ min ba’dihim
karne
n âharîn(âharîne)....
Möminun Suresi, 31. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
enşe'nâ
: biz yarattık
3.
min ba'di-him
: onlardan sonra
4.
karne
n
: bir nesil
Səba Suresi, 12. Ayet:
Süleyman'a da sabah gidişi bir aylık yol, akşam dönüşü bir aylık yol olan o rüzgâr (gibi hareket edeni verdik)! Onun için bakır kaynağını sel gibi akıttık! Rabbinin elvermesiyle cinnden (görünmeyen türden) kimileri de (ifrit türü) Onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona alevli bir ateş azabından tattırırız. (Bakır kaynağı tanımlamasını, Zül
karne
yn'in yaptığı, yecüc mecüc'e karşı set inşaatında kullandığı eriyik bakır - demir olayıyla birlikte düşünürsek; anladığımız maddi anl...
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
Ve
karne
fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberrucel câhiliyyetil ûlâ ve ekımnes salâte ve âtînez zekâte ve atı’nallâhe ve resûleh(resûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirekum tathîrâ(tathîran)....
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
1.
ve
karne
: ve karar kılın, oturun
2.
fî
: içinde
3.
buyûti-kunne
: sizin (bayanların) evleriniz
4.
ve lâ teberrecne
...
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Sonunda o, vahyin battığı yere vardığı zaman, vahyi, kara bir balçıkta batıyor buldu [orada ilâhi ilkeler hayattan çıkarılmıştı]. Bir de bunun yanında bir toplum buldu. Biz dedik ki: “Ey Zül
karne
yn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi-güzel davranırsın.” ...
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bir gün gelecek, bütün insanları, (eylemlerine) önderlik eden (tasavvur ve bilinç)leriyle huzurumuza çıkarıp (hesap soracağız); artık kimlerin
karne
si sağ ellerine verilirse, işte onlar
karne
lerini (sevinç içinde) okuyacaklar ve onlara zerre kadar haksızlık edilmeyecek....