Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi hiçbir şey bilmez halde, annelerinizin karnından çıkardı. Size işitme yetisi, görme yetisi ve anlama yetisi verdi. Umulur ki şükredersiniz....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalırdı....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefisten yarattı. Sonra ondan eşini meydana getirdi. Sizin için hayvanlardan sekiz eş bağışladı. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde, yaratılıştan sonra bir yaratılış ile yaratıyor. İşte bu sizin Rabb'iniz Allah'tır. Mülk, O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da başka şeylere yöneliyorsunuz?...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, ufak-tefek hatalara düşmek hariç, büyük günahlardan ve aşırılıklardan kaçınırlar. Kuşkusuz Rabb'in, bağışlaması bol olandır. O, sizi topraktan inşa ederken de annelerinizin karnında cenin halindeyken de ne olduğunuzu en iyi bilendir. O halde kendinizi temize çıkarmayın. O, takva sahibi olan kimseyi en iyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 168. Ayet:
Ey insanlar, arzda (beden boyutuna ait) olanların helal ve temiz olanlarından (sizi hakikatinizden perdelemeyecek olan şeylerden) yeyiniz. Şeytanın (karnınızdaki ikinci beyninizin oluşturduğu isteklere dayalı sizi harekete geçiren) adımlarına tâbi olmayınız. Muhakkak ki o apaçık düşmandır....
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
O, size, daha analarınızın karnındayken dilediği gibi şekil verir. Yoktur ondan başka üstün, hüküm ve hikmet sahibi tapacak....
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
Sizi rahimlerde (ana karnında - Rahıymiyetinde - varlığınızı oluşturan Esmâ mertebesinde) dilediği gibi şekillendiren (oluşturan - programlayan) "HÛ"dur! Tanrı yoktur sadece "HÛ"; Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Vaktâ ki hamlini vaz etti (karnındakini doğurdu), dedi ki: «Yarabbi! Ben onu kız olarak doğurdum.» Allah Teâlâ ise onun ne doğurduğunu daha ziyâde bilir. Halbuki erkek, dişi gibi değildir. «Ve ona Meryem adını verdim. Ve ben onu ve onun zürriyetini racîm olan şeytandan Senin himayene ısmarladım.»...
Ənam Suresi, 6. Ayet:
E lem yerev kem ehleknâ min kablihim min
karnin
mekkennâhum fîl ardı mâ lem numekkin lekum ve erselnes semâe aleyhim midrâren ve cealnâl enhâre tecrî min tahtihim fe ehleknâhum bi zunûbihim ve enşe’nâ min ba’dihim karnen âharîn(âharîne)....
Ənam Suresi, 6. Ayet:
1.
e lem yerev
: görmüyorlar mı
2.
kem ehleknâ
: nice, kaç tane helâk ettik
3.
min kabli-him
: onlardan önce, kendilerinden önce
4.
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Ve şöyle dediler: “Bu hayvanların karnında olanlar, yalnız erkeklerimize aittir. Eşlerimize (hanımlarımıza) haramdır. Şâyet ölü olursa, o taktirde (erkek ve kadınlar onu yemekte), onlar ortaktırlar.” (Allah bu) vasıflandırmalarından dolayı onları yakında cezalandıracak. Muhakkak ki O; hüküm sahibidir, en iyi bilendir....
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Dediler ki: "Şu hayvanın karnındakiler yalnız erkeklerimize helaldir, kadınlarımıza haram kılınmıştır. . . Eğer doğan ölü doğarsa, onlar (erkek ve kadın) onda ortaktırlar". . . Bu iftiraları (ile Allâh) onları cezalandıracaktır. . . Muhakkak ki O, Hakiym'dir, Aliym'dir....
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Birde: «Şu hayvanların karnındaki yavrular, sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Eğer ölü doğarsa hepsi ona ortaktırlar.» dediler. Allah, onlara bu isnatlarının cezasını yakında verecektir. Muhakkak O, hikmet sahibidir, herşeyi bilendir....
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Ve onlar, "Şu hayvanların karnında olan her şey bizim erkeklerimize tahsis edilmiş, kadınlarımıza ise yasaklanmıştır: ama eğer ölü doğarsa o zaman her iki taraf da ondan paylarını alabilir" derler. (Allah,) onları (Kendisine haksız yere) isnat ettiklerinden dolayı cezalandıracaktır: Unutmayın ki O, hikmet sahibidir, her şeyi bilendir....
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Dediler ki: "Bu hayvanların karınlarında olanlar, yalnız erkeklerimize âittir, kadınlarımıza harâmdır". Eğer (hayvanın karnındaki yavru) ölü doğarsa, o zaman hepsi onda ortaktır. Bu nitelendirmelerinden dolayı Allâh onların cezâsını verecektir. Çünkü O, hüküm ve hikmet sâhibidir, bilendir....
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Bir de 'Şu hayvanların karnındakiler erkeklerimize mahsustur, kadınlarımıza ise haramdır' dediler. Eğer yavru ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortak olurlar. Allah onları bu yakıştırmalarından dolayı cezalandıracaktır. Şüphesiz Onun her işi hikmet iledir, O herşeyi bilir....
Hud Suresi, 64. Ayet:
"Ey toplumum! İşte şu size, Allah'ın bir mucize olan devesi. Rahat bırakın onu. Allah'ın toprağında karnını doyursun. Bir kötülük dokundurmayın ona. Yoksa sizi çok yakın bir azap yakalayıverir."...
Rəd Suresi, 8. Ayet:
Allah, her dişinin, neye gebe kalıp ne doğuracağını ve ana karnında dölün zamânına göre orada ne kadar eksik, ne kadar fazla kalacağını bilir ve onun katında her şeyin sayılı bir zamanı, ölçülü bir müddeti var....
Rəd Suresi, 8. Ayet:
İşte O Allah’tır ki her bir dişinin neye gebe olduğunu, karnında ne taşıdığını, ve rahimlerin neleri eksik bırakıp, artırdığını bilir. Doğrusu O’nun katında her şey bir ölçü iledir....
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak
2.
lekum
: sizin için vardır
3.
fî el en'âmi
: hayvanlarda
4.
le ibreten
: mutlaka, elbet...
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Ve muhakkak ki hayvanlarda, sizin için elbette bir ibret vardır. Size, onların karnında, fers (sindirilmiş gıda) ile kan arasından oluşan, tadanlar için boğazdan kolayca geçen halis (saf) süt içiriyoruz....
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır: Size, onların karnındaki işkembe pisliği ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazından âfiyetle geçer....
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Doğrusu sizin için davarlarda da ibret vardır: Size onların karnındaki ters ile kan arasındaki hâlis, içenlerin boğazından rahatlıkla geçen süt içiriyoruz....
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Ve muhakkak ki, sizin için (sağmal) hayvanlarda da (çıkarılacak) bir ders vardır: hayvanın karnında, (bedeninden) atılacak artıklarla kan arasından (salgılanan) ve içenlere lezzet ve ferahlık veren katıksız süt içiriyoruz size....
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
kulî
: yeyin
3.
min kulli es semerâti
: meyvelerin, ürünlerin, çiçeklerin hepsinden
4.
feslukî (fe uslukî)<...
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
Sonra meyvelerin (çiçeklerin) hepsinden yeyin! Rabbinin emre amade kılınmış yollarında sülûk edin (uçun, dolaşın). Onun karnından muhtelif (çeşitli) renklerde içecek (bal) çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için elbette bir âyet (delil) vardır....
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
"Sonra, her çiçekten ye de programının gereği, varoluşunu meydana getiren Esmâ'nın gereği şekilde onu değerlendir". . . Onun karnından, renkleri muhtelif bir içecek çıkar ki, onun içinde insanlar için şifa vardır. . . Bu olayda da aklını kullananlar için bir ibret vardır!...
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
Sonra her meyvadan ye, Rabbinin önüne açtığı bütün yolları aş.» Arının karnından değişik renkli ve insanlar için şifa kaynağı olan bir içecek (bal) çıkar. Bu olayda düşünen kimseler için ibret dersi vardır....
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
Sonra “bütün ürünlerden ye, ve Rabbinin sana tahsis ettiği yollardan yürü.” Arıların karnından, çeşitli renklerde ve insanlar için şifa olan bir içecek çıkar. İşte bunda da düşünen bir toplum için bir işaret vardır....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ahrece-kum
: sizi çıkardı
3.
min butûni
: karnından
4.
ummehâti-kum
: sizin a...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi bir şey bilmiyor halde annelerinizin karnından çıkardı. Ve sizi, işitme hassası, görme hassası ve idrak etme hassası (sahibi) kıldı. Umulur ki; böylece şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah sizi, analarınızın karnından çıkardı, hiçbir şey bilmezdiniz ve size, şükredesiniz diye kulak verdi, gözler verdi, gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi analarınızın karnından çıkardı. Siz, verdiğiniz taahhüt, kaderiniz, menfaatleriniz v.s. konularda hiçbir şey bilmiyordunuz. Size kulaklar, gözler, kalpler, akıllar verdi. Umulur ki şükrünüze vesile olur....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi, analarınızın karnından çıkardı ve size kulaklar, gözler, kalbler verdi ki (iman edip) şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi annelerinizin
karnin
dan bir sey bilmez halde cikarmistir. Belki sukredersiniz diye size kulak, goz ve kalp vermistir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi analarınızın karnından, sizi hiçbir şey bilmez iken çıkardı ; şükredersiniz diye size işitme, gözler, gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Tanrı, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme [duyularını] ve yürekler (efidete) verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Sizi, annelerinizin karnından Allah çıkardı. Hiç bir şey bilmezdiniz. Ve size kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma, düşünme yetisi bahşeden Allah'tır....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi analarınızın karnından kendiniz hiçbir şey bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde annelerinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulak, göz ve kalp vermiştir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi annelerinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz....
Məryəm Suresi, 22. Ayet:
Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi....
Məryəm Suresi, 22. Ayet:
Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi....
Məryəm Suresi, 22. Ayet:
Nihayet ona (îsâya) gebe kaldıkda bununla (karnındaki bu çocuğu ile ailesinden) uzak bir yere çekildi. ...
Məryəm Suresi, 22. Ayet:
Böylece (Meryem, Cebrâîl’in üflemesiyle) ona (Îsâ’ya) hâmile kaldı; bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi....
Məryəm Suresi, 74. Ayet:
Ve kem ehleknâ kablehum min
karnin
hum ahsenu esâsen ve ri’yâ(ri’yen)....
Məryəm Suresi, 74. Ayet:
1.
ve kem
: ve nice, ne kadar, ne çok
2.
ehleknâ
: helâk ettik
3.
kable-hum
: onlardan önce
4.
min
karnin
: asırla...
Məryəm Suresi, 98. Ayet:
Ve kem ehleknâ kablehum min karn(
karnin
), hel tuhıssu minhum min ehadin ev tesmeu lehum rikzâ(rikzen)....
Məryəm Suresi, 98. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
yâ ehle el kitâbi
: helâk ettik
3.
kable-hum
: onlardan önce
4.
min
karnin
: aynı zamanın in...
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Balina mahkûmunu, (Yûnus’u) da hatırlayarak insanlara anlat. Hani o kavminin tutumundan dolayı öfkeye kapılarak çekip gitmişti. Bizim, kendisini darda koymayacağımızı, sıkıştıramayacağımızı sanmıştı. Balığın karnında karanlıklar içinde: 'Hak ilâh yalnızca sensin. Seni tenzih ve tesbih ederim. Zâlimlerden, âsilerden oldum.' diye niyaz etmişti....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Zü’n-Nûn’i (Balık sahibini = Yûnus’u) da hatırla. Hani o, (dinini kabul etmiyen kavmine) öfkelenerek gitmişti de, kendisini hiç bir zaman sıkıştırmıyacağımızı sanmıştı. Derken (yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde: “- Senden başka hiç bir ilâh yoktur, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum.” diye dua etmişti....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
ZanNun (yani isminde 'Nun' harfi bulunan Yunus) da... Protesto ederek görevini terketmişti. Kendisini kontrol edemiyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, 'Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrandım,' diye yalvardı....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi / sıkıştırmayacağımızı / ele geçirmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Zünnûn’u da (balık sâhibi Yûnus’u da an)! Hani (kavmine) kızan biri olarak,(bizden izinsiz) gitmişti de kendisini (bu yüzden) aslâ sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken(balığın karnında) karanlıklar içinde (kalıp): 'Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!' diye nidâ etmişti....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Zünnûn'u (balık karnına girmiş olan Yûnus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihâyet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!" diye yalvardı....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Balık sahibi (Zünnun yani Yunus'u da) ; hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar için de: «Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten de ben zulmedenlerden oldum» diye çağrıda bulunmuştu....
Həcc Suresi, 2. Ayet:
Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir....
Həcc Suresi, 2. Ayet:
Onu göreceğiniz gün, her emziren kadın emzirdiği (yavrusu)nu unutur ve her hâmile kadın yükünü (karnındaki çocuğunu) düşürür; (o gün) insanları, sarhoşlar (gibi yalpalarken) görürsün; hâlbuki onlar sarhoş kimseler değildir. Fakat Allah’ın azâbı (pek)şiddetlidir....
Nur Suresi, 45. Ayet:
Allah her canlıyı sudan yarattı. Onlardan kimi karnının üstüne yürüyor, kimi iki ayak üstüne yürüyor, kimi de dört (ayak) üstüne yürüyor. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tekrar tekrar tavsiye ettik. Anası onu, günden güne ağırlaşan sıkıntılara katlanarak karnında taşımıştır. İki yıl emzirmiş. İki yıl sonunda onu sütten kesmiştir. İşte bunun için: 'Bana şükret, anana-babana teşekkür et' diye tekrar tekrar tavsiyede bulunduk. Sonuçta yalnız benim huzuruma gelip hesap vereceksiniz....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır."...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz, insana, ana-babasını (onlara iyilik yapmasını) da emrettik. Anası, onu, (karnında) meşakkat üstüne meşakkatla taşımıştır, (çocuk karında büyüdükçe zahmet çoğalmıştır). Sütten kesilmesi de iki sene içindedir; (ve insana dedik ki): “- Hem bana, hem de ana-babana şükret, dönüş ve geliş ancak banadır.”...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana ve babasina karsi iyi davranmasini tavsiye etmisizdir. Annesi onu, gucsuzlukten gucsuzluge ugrayarak
karnin
da tasimisti. Cocugun sutten kesilmesi iki yil icinde olur. Bana ve ana babana sukret diye tavsiyede bulunmusuzdur. Donus Bana'dir....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana-babasının (haklarını gözetmesini de) tavsiye ettik. Anası onu sıkıntı üstüne sıkıntı çekerek (karnında) taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir. Bana ve ana-babana şükret; dönüş ancak banadır....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana'dır....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Allah'adır....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana anne ve babasını [onlara iyilikle davranmayı] tavsiye ettik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması iki yıl içindedir. "Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır."...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
İnsana, ana-babasını (gözetip, onlara iyilik etmesini) de tavsiye ettik. Anası onu, zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştı. (Sütten) ayrılması da iki sene içinde olur.(Bu yüzden:) 'Bana şükret! Ana-babana da!' (diye tavsiye ettik). Dönüş ancak banadır....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
(Allah diyor ki:) 'Biz, insana, anne babasına karşı iyi davranmasını emrettik: annesi onu nice acılara katlanarak karnında taşıdı ve çocuğun annesine bağımlılığı iki yıl sürdü; (öyleyse, ey insanoğlu,) Bana ve anne babana şükret, (unutma ki) bütün yollar sonunda Bana ulaşır....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
İnsana anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu sıkıntıdan sıkıntıya düşerek karnında taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Şükret bana ve anne ve babana. Bana’dır dönüş!...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki: "Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz."...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana, ana babasını tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştır. (Ona gebe kaldığından itibaren tâ doğuruncaya kadar günden güne güçsüzleşmiş, ağırlaşmıştır). Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olmuştur. (Bunların hepsi, güç şeylerdir. Onun için biz insana): "Bana ve anana babana şükret, dönüş banadır."...
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması da, iki yıl içindedir. «Hem bana, hem de anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.»...
Fatir Suresi, 11. Ayet:
Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir nutfeden ; sonra da sizi çiftler şeklinde meydana getirdi. Her bir dişinin karnında taşıdığı ve doğurduğu mutlaka O'nun bilgisiyledir. Ömrü uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması mutlaka Kitab'dadır. Şüphesiz ki bu da Allah'a göre cok kolaydır....
Sad Suresi, 3. Ayet:
Kem ehleknâ min kablihim min
karnin
fe nâdev ve lâte hîne menâs(menâsin)....
Sad Suresi, 3. Ayet:
1.
kem
: kaç, nice
2.
ehleknâ
: helâk ettik
3.
min
: den
4.
kabli-him
: onlardan önce
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefsten halketti. Sonra ondan, onun zevcesini (eşini). Ve sizin için dört ayaklı hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karnında, bir yaratılıştan sonra başka bir yaratılışla (halden hale geliştirip dönüştürerek) üç karanlık içinde yaratır. İşte bu sizin Rabbiniz Allah'dır. Mülk, O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl döndürülüyorsunuz....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk (mutlak hâkimiyet) yalnız O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde, nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir candan yarattı; sonra ondan eşini yarattı ve sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirdi. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa (zigottan embriyoya embriyodan et giydirilmiş kemiklere) geçirerek yaratmıştır. İşte Rabb'iniz olan Allah budur. Mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da O'na kulluktan döndürülüyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek candan yarattı. Sonra ondan da eşini vâretti. Sizin için davarlardan erkekli dişili sekiz çift indirmiştir. Sizi analarınızın karnında üç ayrı karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratır. İşte Rabbiniz Allah budur. Hükümranlık O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir candan yaratmıştır. Sonra ondan da eşini meydana getirmiş ve size sekiz eş hayvan indirmiştir. Sizi analarınızın karnında, üç karanlık içinde bir yaratıştan diğer bir yaratışa geçerek yaratmıştır. İşte, sizin Rabbiniz olan ve mülk de kendisinin olan Allah budur. Ondan başka ilah yoktur. O halde nasıl yüz çeviriyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O, sizi bir tek candan yarattı. Ayrıca ondan da eşini meydana getirdi. Size etlerini yemeniz için deve, sığır, koyun ve keçiden erkekli ve dişili olmak üzere sekiz çift hayvanın helâl olduğunu vahiyle bildirdi. O sizi analarınızın karnında üç karanlık içinde, peş peşe yaratır. İşte gerçek İlah olan Allah, bunları yapan Rabbinizdir. Bütün mülk ve hakimiyet O’nundur. O’ndan başka tanrı yoktur. Hâlâ nasıl oluyor da hak yoldan vazgeçiriliyorsunuz?...
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O Allah’dır ki, sizi (babanız Âdem’i) bir topraktan yarattı, sonra bir nutfeden, sonra bir kan pıhtısından... Sonra sizi (annelerinizin karnından) bir bebek olarak çıkarıyor. Sonra delikanlılık çağınıza eresiniz diye büyütüyor, sonra da ihtiyar olasınız diye... İçinizden kimi de, (delikanlılık ve ihtiyarlık çağından) daha evvel öldürülüyor. Bunlar, muayyen bir ecele eresiniz diye yapılır. Olur ki (Allah’ın büyük kudretine ve eşsizliğine delâlet eden bu halleri) düşünürsünüz....
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O’dur ki sizi (atanız Âdemi) topraktan, sonra tek tek siz insanları da bir menîden, sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücreden yarattı. Sonra sizi analarınızın karnından bebek olarak çıkarır, derken sizi güçlü kuvvetli bir çağa eriştirir, sonra ihtiyarlık çağına kadar yaşatır. İçinizden kimi daha da önce öldürülür, kiminizin ömrü bir vâdeye kadar uzatılır. Olur ki aklınızı kullanıp bunları düşünürsünüz diye böyle yapar....
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O'dur ki (önce) sizi topraktan, sonra nutfe (sperm)den, sonra alaka (embriyo)dan yarattı. Sonra sizi çocuk olarak (annelerinizin karnından) çıkarıyor. Sonra güçlü çağınıza eresiniz, sonra da ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden kimi de daha önce öldürülüyor. Belli süreye erişmeniz ve aklınızı kullan(ıp Allâh'ın bundaki hikmetlerini anla)manız için (böyle yapıyor)....
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.”...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasına devamlı iyilik yapmayı, ihsanda bulunmayı, onlardan hiçbir şeyi esirgememeyi tekrar tekrar tavsiye ettik. Annesi onu binbir zahmetle karnında taşıdı. Acılar içinde doğurdu. Çocuğun ana karnında taşınmaya başlamasından, sütten kesilinceye kadar geçen süre otuz aydır. İnsan, onsekiz yaşına gelinceye kadar ana-babanın sorumluluğunda; otuzlu yaşların sonuna kadar ana-babaya da sıkıntısını yansıtarak hayatını sürdürür. Kırk yaşına gelince de: 'Rabbim, bana ve ana-babama i...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Anası onu (karnında) zahmetle taşıdı; ve onu zahmetle doğurdu. Onun (ana karnında) taşınması ile sütten kesilme müddeti otuz aydır. (Hamlin en az müddeti altı ay ve sütten kesilme müddeti iki yıl ki, hepsi otuz ay eder). Nihayet insan kemaline (18-30 yaşlarına) erdiği ve kırk yaşına girdiği zaman şöyle demiştir: “- Ey Rabbim! Bana öyle ilham et ki, hem bana, hem de ana-babama ihsan buyurduğun nimetine şükredeyim; ve razı olacağın salih bir ...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasina karsi iyi davranmasini tavsiye etmisizdir; zira annesi, onu,
karnin
da, zorluga ugrayarak tasimis; onu guclukle dogurmustur. Tasinmasi ve sutten kesilmesi otuz ay surer. Sonunda erginlik cagina erincee ve kirk yasina varinca: «Rabbim! Bana ve anne babama verdigin nimete sukretmemi ve benim hosnut olacagin yararli bir isi yapmami sagla; bana verdigin gibi soyuma da salah ver; dogrusu Sana yoneldim, ben, kendini Sana verenlerdenim» demesi gerekir....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir; zira annesi, onu, karnında, zorluğa uğrayarak taşımış; onu güçlükle doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Sonunda erginlik çağına erince ve kırk yaşına varınca: 'Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmemi ve benim hoşnut olacağın yararlı bir işi yapmamı sağla; bana verdiğin gibi soyuma da salah ver; doğrusu Sana yöneldim, ben, kendini Sana verenlerdenim' demesi gerekir....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, ana ve babasına iyilik etmesini öğütledik. Anası onu zahmetle taşır, zahmetle doğurur. Ana karnında taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet olgunluk çağına erince ve kırk yaşına varınca: 'Rabbim, bana, anama ve babama verdiğin nimete şükretmeğe ve razı olacağın yararlı işler yapmağa beni yönelt. Benim soyumu islah et. Ben tövbe edip, sana teslim olanlardanım,' demelidir....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz o insana anne babasına güzel davranmayı tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına girdiği zaman: «Ey Rabbim, beni öyle yönlendir ki, bana ve anama babama verdiğin nimetine şükredeyim ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapayım. Soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle. Çünkü ben, gerçekten tevbe ile Sana yüz tuttum ve ben gerçek müslümanlardanım.» der....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır. Nihayet insan olgunluk çağına ulaşıp, kırk yaşına geldiğinde der ki: «Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın salih amel işlememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Doğrusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanım.»...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana ana ve babasına iyilik etmesini tavsiye etdik. Anası onu zahmetle (karnında) taşıdı. Onu zahmetle de doğurdu. Onun bu taşınması ile Sütden kesilmesi (müddeti) otuz aydır. Nihayet o, yiğitlik çağına erdiği, (hele) kırk (ıncı) yıl (ın) a ulaş (ıb da tam kemâline vardığı zaman (şöyle) demişdir: «Ey Rabbim, gerek beni, gerek ana ve babamı ni'metlendirdiğine şükretmemi, Senin raazî olacağın iyi amel (ve hareket) de bulunmamı bana ilham et. Zürriyyetim hakkında da benim için salâh nasıybet....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
(Biz) insana, ana-babasına iyilik etmeyi de tavsiye ettik. Anası onu zahmetle(karnında) taşımış ve onu zahmetle doğurmuştur. Hem (ana karnında) taşınması ile sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihâyet gücü kemâle erip, (yaşı) kırk seneye vardığı zaman dedi ki: 'Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin ni'metine şükretmemi ve râzı olacağın sâlih bir amel işlememi bana ilhâm eyle ve benim için zürriyetim içinde iyi hâl(in devâmını) nasîb et! Doğrusu ben, sana tevbe ettim ve şübhesiz ben, (sana) teslîm olanl...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Zira annesi onu karnında zahmetle taşımış ve güçlükle onu doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet o güçlü çağına erip, kırk yaşına varınca der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ilham et ve beni hoşnut olacağın yararlı işler yapmaya sevk eyle! Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir! Ben sana yöneldim ve ben kendimi sana verenlerdenim. "...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan, gücünü kuvvetini bulup daha sonra kırk yaşına girince "Ya Rabbî!" der. "Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olacağın makbul ve güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasib eyle! Rabbim!...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, ana babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Anası onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. (Ana karnında) Taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay sürdü. Nihâyet (insan) güçlü çağına erip kırk yaşına varınca: "Ya Rabbi dedi, beni, bana ve anama, babama verdiğin ni'mete şükretmeğe, râzı olacağın yararlı işler yapmağa sevk eyle. Benim için zürriyetim içinde de salâhı devam ettir (benden gelecek olanları da iyi insanlar yap). Ben sana yüz tuttum ve ben (sana) teslim olanlardanım."...
Fəth Suresi, 24. Ayet:
O, sizi Mekkenin karnında onlara karşı muzaffer kıldıkdan sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendi. Allah ne yaparsanız hakkıyle görücüdür. ...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki, küçük günahlar hariç, büyük günahlardan ve fuhuştan içtinap ederler (sakınırlar). Muhakkak ki Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir. O, sizi topraktan yaratmıştı. Ve siz, annelerinizin karnında cenin idiniz. Öyleyse nefslerinizi temize çıkarmayın (nefslerinizi tezkiye ettiğinizi iddia etmeyin). O (Allah), kimin takva sahibi olduğunu daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Israr etmemek şartıyle küçük günahlardan başka suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden sakınanlara gelince: Şüphe yok ki Rabbinin yarlıgaması pek geniştir. O, sizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdiği zaman ve siz, analarınızın karnında birer dölken de bilir; artık siz, kendinizi temize çıkarmaya kalkışmayın, o, kim çekinmededir, daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
İhsan sahibi, devamlı aktif samimi mü’minler, küçük kusurların dışında, bilerek büyük günah işlemekten ve meşrû olmayan şehevî fiillerden, gayri meşrû ilişkilerden, zinadan, hayâsızlıktan, cimrilikten, haddi aşmaktan ve ahlâksızlıktan kaçınanlardır. Senin Rabbinin koruma kalkanı ve bağışlaması geniştir. O, sizi topraktan yarattığı günler dahil, annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz dönemleri de içine alacak şekilde her şeyi bilir, sizi iyi tanır. Bu sebeple kendinizi, vicdanlarınızı,...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki, (bazen hatâ ederek işledikleri) küçük günahlar hâriç, büyük günahlardan ve fuhşiyâttan (mutlaka) kaçınırlar. Şübhesiz ki Rabbin, mağfireti pek geniş olandır. O sizi, gerek yerden (topraktan) yarattığı zaman, gerekse siz analarınızın karnında bir cenin iken en iyi bilendir. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın! O, takvâ sâhibi olanı en iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
O iyilik edenler, ufak tefek kusurları dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçarlar. Şüphesiz Rabbinin mağfireti geniştir. Sizi topraktan meydana getirdiği zaman da ve siz, annelerinizin karnında cenin halinde iken de sizi en iyi O bilir. Öyleyse, kendi kendinizi temize çıkarmayın. Kimin takvalı olduğunu en iyi o bilir....
Vaqiə Suresi, 53. Ayet:
'Onunla karnınızı dolduracaksınız.'...
Vaqiə Suresi, 53. Ayet:
ve karnınızı onunla dolduracaksınız,...
Haqqə Suresi, 34. Ayet:
Çevresi, çaresi olmayan yoksulun karnını doyurmaya teşvik etmezdi....
Müddəssir Suresi, 44. Ayet:
Yoksulların karnını doyurmazdık....
Əbəsə Suresi, 20. Ayet:
Sonra (ana karnından çıkma) yolu(nu) ona kolaylaştırdı!...
Fəcr Suresi, 18. Ayet:
Birbirinizi, çevresi, çaresi olmayan yoksulların karnını doyurmaya teşvik etmiyorsunuz....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer O,Tanrı'yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Fakat gerçekten o, tesbîh edenlerden olmasaydı, mutlaka (insanların)diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Eğer o çokça tesbih edenlerden olmasa idi, elbette ki, onun karnında, tekrar dirilecekleri güne kadar kalırdı....
Saffat Suresi, 143. Ayet:
(143-144) Şayet Allah’ı çok zikreden, ibadetli kimselerden olmasaydı, tâ mahşere kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Muhakkak ki o, beas gününe (kıyâmet gününe) kadar onun (balığın) karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Halkın tekrar dirileceği güne dek balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Bâ's olunacakları güne kadar (Yunus) balığın karnında kalırdı (ölüm tadılma sürecine kadar dünyasında bedensellikte kalırdı)....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Kesinlikle, tekrar insanların diriltileceği güne, Kıyamete kadar balığın karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(İnsanların) diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Onun karnında (insanların) dirilip kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Muhakkak (kabirlerden) dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer O,Tanrı'yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Diriliş Gününe kadar onun karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı...
Saffat Suresi, 144. Ayet:
muhakkak diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
İnsanların yeniden dirileceği güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Onun karnında (insanların) dirilip kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Her halde (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalıb gitmişdi. ...
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Fakat gerçekten o, tesbîh edenlerden olmasaydı, mutlaka (insanların)diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
herkesin yeniden dirileceği güne kadar o (balığı)n karnında kalmış olacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Eğer o çokça tesbih edenlerden olmasa idi, elbette ki, onun karnında, tekrar dirilecekleri güne kadar kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
İnsanların tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(143-144) Şayet Allah’ı çok zikreden, ibadetli kimselerden olmasaydı, tâ mahşere kadar onun karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
(İnsanların) Yeniden diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalırdı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Onun karnında (insanların) dirilip kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
Diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 144. Ayet:
İnsanların diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı....
Saffat Suresi, 145. Ayet:
(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti, biz de) Onu hasta bir halde ağaçsız, çıplak bir yere attık....
Qaf Suresi, 36. Ayet:
Ve kem ehleknâ kablehum min
karnin
hum eşeddu minhum batşen fe nakkabû fîl bilâd(bilâdi), hel min mahîsin....
Qaf Suresi, 36. Ayet:
1.
ve kem
: ve kaç tane, nice
2.
ehlek-nâ
: biz helâk ettik
3.
kable-hum
: bunlardan önce
4.
min
karnin
: (nice) n...
Qələm Suresi, 48. Ayet:
Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir hâlde Rabbine yakarmıştı....
Qələm Suresi, 48. Ayet:
O halde (Ey Rasûlüm, Allah’ın kâfirlere mühlet vermesine dair olan) Rabbinin hükmüne sabret de, Yûnus peygamber gibi (aceleci) olma. Hani o, (balığın karnında) gamla dolu olduğu halde dua etmişti....
Qələm Suresi, 48. Ayet:
(Ey Habîbim!) O hâlde Rabbinin hükmüne sabret! Ve o balık sâhibi (Yûnus) gibi olma! Hani o, (balığın karnında) kederle dolu olduğu bir hâlde (bize) yalvarmıştı....
Qələm Suresi, 49. Ayet:
Eğer Rabbinden, ona, bir rahmet yetişmiş olmasaydı, kötü bir şekilde (balığın karnından) yeryüzüne atılacaktı....
Əbəsə Suresi, 31. Ayet:
(31,32) "Göklerde ne var, yerde ne varsa; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, iyileştiren-güzelleştiren kimseleri; –bazı küçük sürçmeler dışında– günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınan kimseleri de “En güzel” ile ödüllendirmesi için Allah'ındır. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin bağışlaması geniş olandır. Sizi, hem topraktan oluşturduğu zaman, hem de annelerinizin karnında ceninler hâlinde bulunduğunuz zaman, en iyi bilen O'dur. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın...
Əbəsə Suresi, 32. Ayet:
(31,32) "Göklerde ne var, yerde ne varsa; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, iyileştiren-güzelleştiren kimseleri; –bazı küçük sürçmeler dışında– günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınan kimseleri de “En güzel” ile ödüllendirmesi için Allah'ındır. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin bağışlaması geniş olandır. Sizi, hem topraktan oluşturduğu zaman, hem de annelerinizin karnında ceninler hâlinde bulunduğunuz zaman, en iyi bilen O'dur. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın...
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
Şüphesiz sizin için keçi, koyun, deve sığırda da size bir ibret vardır. Biz, size onların karnındaki dışkı ile kan arasındaki şeylerden, içenlerin boğazından kolaylıkla geçen halis süt içiriyoruz. ...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye işitme, görme duyularını ve gönüller verdi. ...