Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Kəhf Suresi, 9. Ayet:
Em hasibte enne ashâbel
kehfi
ver rakîmi kânû min âyâtinâ acabâ(acaben). ...
Kəhf Suresi, 9. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
hasibte
: sen sandın
3.
enne
: olduğunu
4.
ashâbe el
kehfi
: kehf (mağara) ehli (mağarada b...
Kəhf Suresi, 10. Ayet:
İz evel fityetu ilel
kehfi
fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi' lenâ min emrinâ reşedâ(reşeden)....
Kəhf Suresi, 10. Ayet:
1.
iz evâ
: sığındıkları zaman
2.
el fityetu
: gençler
3.
ilel
kehfi
(ilâ el
kehfi
)
: mağaraya
4.
fe kâlû
: o zama...
Kəhf Suresi, 11. Ayet:
Fe darabnâ alâ âzânihim fîl
kehfi
sinîne adedâ(adeden)....
Kəhf Suresi, 11. Ayet:
1.
fe
: o zaman, böylece, böylelikle
2.
darabnâ
: vurduk, yatırdık, uyuttuk
3.
alâ
: üzerine, ...e, ...a
4.
âzâni-him
...
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
Ve izi'tezeltumûhum ve mâ ya'budûne illâllâhe fe'vû ilel
kehfi
yenşur lekum rabbukum min rahmetihî ve yuheyyi' lekum min emrikum mirfekâ(mirfekan)....
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
1.
ve izi'tezeltumû-hum
(i'tezele)
: ve onlardan ayrıldığınız zaman
: (ayrıldı)
2.
ve mâ ya'budûne
: ve kul olduğunuz şeyler
3.
illâllâhe (illâ allâhe)
: Allah'tan başka
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Ve terâş şemse izâ taleat tezâveru an
kehfi
him zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minhu, zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden)....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
1.
ve tere
: ve görürsün
2.
eş şemse
: güneş
3.
izâ taleat
: doğduğu zaman
4.
tezâveru
: (ziyaret eder) uğrar, mey...
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
Böylece (insanları) onlardan haberdar ettik ki, Allah'ın vâdinin hak olduğunu, kıyametin şüphe götürmez olduğunu bilsinler. Hani onlar aralarında Ashâb-ı
Kehfi
n durumunu tartışıyorlardı. Dediler ki: "Üzerlerine bir bina yapın. Rableri onları daha iyi bilir." Onların durumuna vâkıf olanlar ise: "Bizler, kesinlikle onların yanıbaşlarına bir mescit yapacağız" dediler....
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
Fakat bizim takdirimiz başka idi. Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa, aynı şekilde öbür kullarımızı da Ashab-ı
Kehfi
n durumundan haberdar ettik ki, Allah’ın haşir vâdinin gerçeğin ta kendisi olup hakkında hiçbir şüphe olmayacağını onlar da anlasınlar. Derken onları bulan halk, kendi aralarında onlar hakkında ne yapacaklarını tartışmaya girişti. Bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin, biz gerçek durumlarını anlayamadık, onların Rabbi hallerini pek iyi bilir" derken, görüşleri ağır basan mü...
Kəhf Suresi, 25. Ayet:
Ve lebisû fî
kehfi
him selâse mietin sinîne vezdâdû tis'â(tis'an)....
Kəhf Suresi, 25. Ayet:
1.
ve lebisû
: ve kaldılar
2.
fî
kehfi
-him
: mağaralarının içinde (mağarada)
3.
selâse
: üç
4.
mietin
: yüz