Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
İn temseskum hasenetun tesû’hum, ve in tusibkum seyyietun yefrahû bihâ ve in tasbirû ve tettekû lâ yadurrukum
keydu
hum şey’a(şey’en), innallâhe bi mâ ya’melûne muhît(muhîtun). ...
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
1.
in temses-kum
: eğer size değerse, dokunursa
2.
hasenetun
: hasene, iyilik, güzellik
3.
tesû'-hum
: onları hüzünlendirir
4.
...
Taha Suresi, 69. Ayet:
Ve elkı mâ fî yemînike telkaf mâ sanaû, innemâ sanaû
keydu
sâhır(sâhırin), ve lâ yuflihus sâhıru haysu etâ....
Taha Suresi, 69. Ayet:
1.
ve elkı
: ve at, bırak
2.
mâ fî yemîni-ke
: sağ elindeki şeyi
3.
telkaf
: yutar, yutacak
4.
mâ sanaû
: onların ...
Həcc Suresi, 15. Ayet:
Men kâne yezunnu en len yensurehullâhu fîd dunyâ vel âhıreti felyemdud bi sebebin iles semâi summel yakta’ felyenzur hel yuzhibenne
keydu
hu mâ yagîz(yagîzu)....
Həcc Suresi, 15. Ayet:
1.
men
: kim
2.
kâne
: oldu
3.
yezunnu
: zanneder
4.
en len yensure-hu
: ona asla yardım etmez
Mömin Suresi, 25. Ayet:
Fe lemmâ câehum bil hakkı min indinâ kâlûktulû ebnâellezîne âmenû meahu vestahyû nisâehum, ve mâ
keydu
l kâfirîne illâ fî dalâl(dalâlin). ...
Mömin Suresi, 25. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
câe-hum
: onlara geldi
4.
bi el hakkı
: hak ile
Mömin Suresi, 37. Ayet:
Esbâbes semâvâti fe attalia ilâ ilâhi mûsâ ve innî le ezunnuhu kâzibâ(kâziben), ve kezâlike zuyyine li fir’avne sûu amelihî ve sudde anis sebîl(sebîli), ve mâ
keydu
fir’avne illâ fî tebâb(tebâbin). ...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
1.
esbâbe
: sebepler, vesileler, yollar
2.
es semâvâti
: semalar, gökyüzü
3.
fe
: böylece, artık
4.
attalia
: ben ...
Tur Suresi, 46. Ayet:
Yevme lâ yugnî anhum
keydu
hum şey’en ve lâ hum yunsarûn(yunsarûne)....
Tur Suresi, 46. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
lâ yugnî an
: fayda vermez
3.
hum
: onlara, kendilerine
4.
keydu
-hum
: onların hileli, tuzakla...
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
Fe in kâne lekum
keydu
n fe kîdûn(kîdûni)....
Mürsəlat Suresi, 39. Ayet:
1.
fe
: artık, haydi
2.
in
: eğer
3.
kâne
: oldu, var
4.
lekum
: sizin