Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
kultum (iz kultum)
: siz dediniz (siz demiştiniz)
3.
yâ mûsâ
: ey Musa
4.
len nasbirâ
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara güvenlik ve tehli
keyle
ilgili bir söylenti ulaşsa onu yayarlar. Durumu elçiye ve aralarındaki yetkililere iletselerdi uzmanları onu değerlendirirdi. Size ALLAH'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyacaktınız....
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl
keyle
vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)....
Ənam Suresi, 152. Ayet:
1.
ve lâ takrebû
: ve yaklaşmayın
2.
mâle
: mal
3.
el yetîmi
: yetim
4.
illâ
: dışında, ...'den başka
Əraf Suresi, 64. Ayet:
Bunun üzerine onu tekzib ettiler, biz de kendisini ve ma'iyyetinde iyman edenleri gemide necâta erdirdik de âyetlerimizi tekzib edenleri gar
keyle
dik, çünkü bunlar basıyretleri körelmiş bir kavm idiler...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: «Sen bize geldin mi ki, yalnız bir tanrıya tapalım ve babalarımızın tapar olduklarını ter
keyle
yelim! Haydi, eğer sen doğru sözlü kimselerden isen bizi korkutur olduğun şeyi bize getir bakalım.»...
Əraf Suresi, 85. Ayet:
Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu kad câetkum beyyinetun min rabbikum fe evfûl
keyle
vel mîzâne ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslahıhâ zâlikum hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne). ...
Əraf Suresi, 85. Ayet:
1.
ve ilâ medyene
: ve Medyen'e
2.
ehâ-hum
: onların kardeşi
3.
şuaybâ
: Şuayb
4.
kâle
: dedi
Əraf Suresi, 127. Ayet:
Fir'avun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: «Mûsa'yı ve kavmini bırakır mısın ki, yerde fesatta bulunsunlar. Ve seni ve tanrılarını ter
keyle
sinler.» O da dedi ki: «Elbette onların oğullarını öldüreceğiz ve kadınlarını diri bırakacağız ve şüphe yok ki, biz onların üstünde kâhir kimseleriz.»...
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah'ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kâfirleri 'kin ve öf
keyle
ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine ehline ve çevresindeki bedevilere, Tanrı'nın elçisinden geri kalmaları, kendi nefslerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Tanrı yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kafirleri 'kin ve öf
keyle
ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Tanrı, iyilik yapanların ecrini kaybetmez....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, peygamberden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kâfirleri 'kin ve öf
keyle
ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez....
Yusif Suresi, 59. Ayet:
Ve lemmâ cehhezehum bi cehâzihim kâle’tûnî bi ahin lekum min ebîkum, e lâ terevne ennî ûfîl
keyle
ve ene hayrul munzilîn(munzilîne). ...
Yusif Suresi, 59. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
cehheze-hum
: onlara hazırladı
3.
bi cehâzi-him
: zahire yüklerini
4.
kâle'tûnî
:...
Yusif Suresi, 60. Ayet:
Fe in lem te’tûnî bihî fe lâ
keyle
lekum indî ve lâ takrebûn(takrebûni)....
Yusif Suresi, 60. Ayet:
1.
fe
: artık, o taktirde
2.
in lem te'tû-nî
: eğer bana getirmezseniz
3.
bi-hî
: onu
4.
fe lâ
: o zaman yoktur
Yusif Suresi, 65. Ayet:
Ve lemmâ fetehû metâahum vecedû bidâatehum ruddet ileyhim, kâlû yâ ebânâ mâ nebgî, hâzihî bidâatunâ ruddet ileynâ, ve nemîru ehlenâ ve nahfazu ehânâ ve nezdâdu
keyle
beîr (beîrin), zâlike keylun yesîr(yesîrun)....
Yusif Suresi, 65. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
fetehû
: açtılar
3.
metâa-hum
: metalarını, eşyalarını
4.
vecedû
: buldular
<...
Yusif Suresi, 88. Ayet:
Fe lemmâ dehalû aleyhi kâlû yâ eyyuhel azîzu messenâ ve ehlened durru ve ci’nâ bi bidâatin muzcâtin fe evfi lenel
keyle
ve tesaddak aleynâ, innallâhe yeczîl mutesaddikîn(mutesaddikîne)....
Yusif Suresi, 88. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece, olduğu zaman
2.
dehalû
: girdiler
3.
aleyhi
: ona (onun yanına, huzuruna)
4.
kâlû
: dediler...
İbrahim Suresi, 28. Ayet:
Allah'ın nîmetini küfre tebdîl edenleri ve kavimlerini helâk yurduna sev
keyle
yenleri görmedin mi?...
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine kız müjdelendiği zaman, yüzü kapkara kesilir. İçi öf
keyle
dolar....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
dolarak yüzü simsiyah kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
taşarak yüzü simsiyah kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine dişi müjdelendiği zaman, büyük bir öf
keyle
yüzü kapkara kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Halbuki onlardan birine, kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öf
keyle
dolar, yüzü kapkara kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
taşarak yüzü simsiyah kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine bir kızı olduğu müjdelenirse; içi öf
keyle
dolarak yüzü simsiyah kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
(O kadar ki,) ne zaman birine bir kız çocuğu olduğu müjdesi verilse hemen yüzü kararır, içi öf
keyle
dolar;...
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine dişi (çocuğu olduğu) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
dolarak yüzü kapkara kesilir....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onlardan birine dişi (çocuk) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
taşarak yüzü simsiyah kesilir....
İsra Suresi, 35. Ayet:
Ve evfûl
keyle
izâ kiltum vezinû bil kıstâsil mustekîm(mustekîmi), zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen). ...
İsra Suresi, 35. Ayet:
1.
ve evfû el
keyle
: ve ölçüyü tam ifa edin (yerine getirin)
2.
izâ
: olduğu zaman
3.
kiltum
: ölçtünüz
4.
vezinû
İsra Suresi, 67. Ayet:
Denizde bir tehli
keyle
karşılaştığınız zaman, O'ndan başka bütün o yalvarıp yakardığınız şeyler sizi yüzüstü bırakır; ama ne zamanki sizi sağ salim karaya çıkarır, hemen yüz çevirip (unutuverirsiniz O'nu); çünkü, insanoğlu gerçekten çok nankördür!...
Taha Suresi, 86. Ayet:
1.
fe
: o zaman, böylece
2.
recea
: geri döndü
3.
mûsâ
: Musa
4.
ilâ kavmi-hi
: kendi kavmine
Taha Suresi, 86. Ayet:
Bunun üzerine Musa (A.S), esefle (üzülerek) gadapla (öf
keyle
) kavmine döndü. “Ey kavmim! Rabbiniz size, güzel bir vaadle vaadetmedi mi? Buna rağmen ahd süresi size uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizin gazabının üzerinize inmesini mi istediniz? Bu sebeple mi vaadimi (sizden aldığım vaadi) yerine getirmediniz?” dedi....
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öf
keyle
çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti....
Furqan Suresi, 12. Ayet:
Onu uzaktan gördüklerinde öf
keyle
gürleyişini işitirler....
Şüəra Suresi, 55. Ayet:
'Bize karşı öf
keyle
ayaklanmaktadırlar.'...
Şüəra Suresi, 181. Ayet:
Evfûl
keyle
ve lâ tekûnû minel muhsirîn(muhsirîne)....
Şüəra Suresi, 181. Ayet:
1.
evfû
: ifa edin
2.
el
keyle
: ölçü
3.
ve lâ tekûnû
: ve olmayın
4.
min el muhsirîne
: muhsirinden, eksiltenlerd...
Zümər Suresi, 45. Ayet:
Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öf
keyle
kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar....
Zümər Suresi, 45. Ayet:
Tanrı bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların kalbi öf
keyle
kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar....
Zümər Suresi, 45. Ayet:
Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öf
keyle
kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında ise, hemen sevince kapılırlar....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Kendilerine gelmiş hiçbir delil, hiçbir ferman, hiçbir yetki olmadığı halde, Allah’ın âyetleriyle ilgili tartışma açanlar, Allah katında ne büyük gazaba uğrayacaklar. İman edenler yanında da ne büyük öf
keyle
karşılanır. Allah kendilerinde bir güç gören, zorbaların, diktatörlerin, kalplerini, kafalarını işte böyle anlayışsız hale getirir....
Zuxruf Suresi, 17. Ayet:
Oysa onlardan birine Rahman'a isnat ettiği (kız çocuk) müjdelendiği zaman içi öf
keyle
dolarak yüzü simsiyah kesilir....
Zuxruf Suresi, 17. Ayet:
Nitekim onlardan birine, Rahman'a kolayca isnad ettiği (çocuğun doğumu) müjdelenirse, yüzü kararır ve içi öf
keyle
dolar....
Nuh Suresi, 23. Ayet:
Ve dediler ki: «Tânrılarınızı bırakmayınız, ne Vedd'i, ne Süva'ı, ne Yegûs'u, ne Yeûk'u ve ne de Nesr putlarını ter
keyle
meyiniz»....
Saffat Suresi, 126. Ayet:
«Sizin de Rabbiniz ve evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allah'a (ibadeti mi ter
keyle
rsiniz?)»...
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Ve onlardan biri kız doğum haberi ile müjdelendiği zaman içi öf
keyle
dolarak yüzü kapkara kesilir. ...