Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Onlara, Allah katından yanlarındakini tasdik edici bir kitap gelince; daha önce Allah'tan kafirlere karşı üstünlük kazanmak için böyle bir şey istedikleri halde, onlara bildikleri şey gelince bu
kez
onu inkar ettiler. Allah'ın laneti, gerçeği yalanlayan nankörlerin üzerinedir....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Kez
a, Rabb'in hakk uğruna seni evinden çıkardı. Oysa Mü'minlerden bir kısmı bundan hoşlanmamıştı....
Yunus Suresi, 34. Ayet:
De ki: "Ortak koştuklarınızdan ilk
kez
yaratıp sonra tekrar diriltecek var mıdır?" De ki: "Allah, ilk olarak yaratır, sonra diriltir. Nasıl da çevriliyorsunuz?"...
Rəd Suresi, 5. Ayet:
Eğer şaşırıyorsan, asıl şaşılacak şey, onların, "Biz toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz bir
kez
daha mı yaratılacağız?" sözleridir. İşte onlar, Rabb'lerini küfreden kimselerdir. İşte onlar, boyunlarında halkalar olanlardır. Ve işte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada sürekli kalacaklardır....
İsra Suresi, 4. Ayet:
İsrailoğulları'na Kitap'ta yargıda bulunduk: "Siz kesinlikle iki
kez
yeryüzünde fesat çıkaracaksınız ve kibirlenip böbürleneceksiniz."...
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötü olursanız, o da kendiniz içindir. Diğer bozgunculuğunuzun cezalandırma zamanı geldiğinde, sizi kötü duruma düşürmek için, ilk
kez
girdikleri gibi mescide girsinler. Ve yücelttiğiniz şeyleri darmadağın edip mahvetsinler....
Möminun Suresi, 19. Ayet:
Böylece onunla, sizin için hurma ve üzüm cennetleri meydana getirdik.
Kez
a, oralarda yemekte olduğunuz pek çok meyve çeşitleri vardır....
Nur Suresi, 8. Ayet:
Kadının, dört
kez
"Billahi o kesinlikle yalancıdır." şeklinde sözüne Allah'ı tanık etmesi ondan cezayı kaldırır....
Nur Suresi, 9. Ayet:
Ve beşinci
kez
eğer o doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendisinin üzerine olmasını diler....
Furqan Suresi, 14. Ayet:
Bugün bir
kez
değil, defalarca yok olmayı isteyin....
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa ilk
kez
yaratan, sonra da yaratmayı tekrarlayacak olan, sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söyleyenlerdenseniz burhanınızı getirin."...
Qəsəs Suresi, 59. Ayet:
Rabb'in, ülkelerin ana mer
kez
lerine kendilerine ayetlerimizi okuyan bir resulü göndermedikçe, yıkıma uğratıcı olmadı. Biz, halkı zulmetmedikçe, kentleri yıkıma uğratıcı değiliz....
Rum Suresi, 27. Ayet:
Yaratmayı ilk
kez
başlatan, sonra onu tekrar eden O'dur. Bu, O'nun için çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce nitelikler O'nundur. O, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir....
Zümər Suresi, 58. Ayet:
Veya azabı gördüğü zaman, "Keşke bir
kez
daha dünyaya dönme imkanım olsaydı, o zaman muhsinlerden olurdum." dememeniz için....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sur'a üflenmiş, Allah'ın dilediği hariç göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıvermiştir. Sonra ona bir
kez
daha üfürüldüğü zaman onlar kalkarak bakınırlar....
Mömin Suresi, 11. Ayet:
Dediler ki: "Rabb'imiz! Bizi iki
kez
öldürdün, iki
kez
dirilttin. Artık suçlarımızı itiraf ettik. Şimdi bu durumdan kurtulmanın bir yolu var mı?"...
Fəth Suresi, 24. Ayet:
Sizi, Mekke'nin mer
kez
inde onlara galip kıldıktan sonra, onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi de onlardan çeken O'dur. Allah, yaptıklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Vellezîne keferû ve
kez
zebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâr(nârı), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir oldular
3.
ve
kez
zebû
: ve yalanladılar
4.
bi âyâti-nâ
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
Bu
kez
: 'Rabbine dua et de, bize onun renginin nasıl olduğunu açıklasın' dediler. Musa da: '(Rabbim) onun sarı ve bakanlara neşe veren parlak renkli bir inek olduğunu söylüyor' dedi....
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
Fe kulnâdribûhu bi ba’dıhâ
kez
âlike yuhyîllâhul mevtâ ve yurîkum âyâtihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
1.
fe kulnâ
: o zaman biz dedik
2.
ıdribû-hu
: ona vurun
3.
bi ba'dı-hâ
: onun bir kısmı ile
4.
kez
âlike
: işte bö...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus(kudusi), e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan
kez
zebtum ve ferîkan taktulûn(taktulûne)....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
âteynâ
: biz verdik
3.
mûsâ
: Musa
4.
el kitâbe
: kitap
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Ve kâletil yahûdu leysetin nasârâ alâ şey’(şey’in) ve kâletin nasârâ leysetil yahûdu alâ şey’in ve hum yetlûnel kitâb(kitâbe),
kez
âlike kâlellezine lâ ya’lemûne misle kavlihim, fallâhu yahkumu beynehum yevmel kıyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne)....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
1.
ve kâleti
: ve dedi
2.
el yahûdu
: yahudiler
3.
leyseti
: değil
4.
en nasârâ
: hristiyanlar
Bəqərə Suresi, 118. Ayet:
Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun),
kez
âlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne)....
Bəqərə Suresi, 118. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
lâ ya'lemûne
: bilmiyorlar
4.
lev lâ
: olsa, olmaz mıydı, ...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Deyiniz ki: "Biz Allah’a, bize indirilen Kur’ân’a,
Kez
a İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Yâkub’a ve onun torunlarına indirilene Ve yine Mûsâ’ya, Îsâ’ya, Hülasa bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onlar arasında asla bir ayrım yapmayız. Biz yalnız O’na teslim olan Müslümanlarız."...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve
kez
âlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun). ...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve bunun gibi, böylece
2.
cealnâ-kum
: biz sizi kıldık, yaptık
3.
ummeten
: bir ümmet, bir topluluk
4.
vasatan...
Bəqərə Suresi, 148. Ayet:
Çünkü her topluluk, mer
kez
inde O'nun, (Allah'ın) bulunduğu kendisine ait bir istikamete yöneltir. Öyleyse, iyi ve güzel işlerde yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi kendi katında toplayacaktır: çünkü, Allah her şeye kadirdir....
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Ve kâlellezînettebeû lev enne lenâ kerreten fe neteberree minhum kemâ teberreû minnâ
kez
âlike yurîhimullâhu a’mâlehum haserâtin aleyhim ve mâ hum bi hâricîne minen nâr(nâri)....
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ittebeû
: tâbî oldular
4.
lev
: olsa, ise, keşke
...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Bunun üzerine, uyanlar da: 'Bir
kez
daha elimize fırsat geçseydi de, onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık' derler. Böylece Allah, onların yaptıklarını iç çektirici (eyvah dedirtici) şeyler olarak kendilerine gösterir.[33] Onlar ateşten çıkacak da değildirler....
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
İzleyenler şöyle demiştir: "Ne olurdu bir
kez
daha imkân verilse de şunların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak." Böylece Allah onlara, yapıp ettiklerini, kendilerine yönelmiş özleyişler olarak gösterir. Ama artık ateşten çıkamazlar....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Uhılle lekum leyletes sıyâmir refesu ilâ nisâikum hunne libâsun lekum ve entum libâsun lehun(lehunne) alîmallâhu ennekum kuntum tahtânûne enfusekum fe tâbe aleykum ve afâ ankum, fel âne bâşirûhunne vebtegû mâ keteballâhu lekum, ve kulû veşrabû hattâ yetebeyyene lekumul haytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri, summe etimmus sıyâme ilel leyli, ve lâ tubâşirûhunne ve entum âkifûne fîl mesâcid(mesâcidi), tilke hudûdullâhi fe lâ takrabûhâ
kez
âlike yubeyyinullâhu âyâtihî lin nâsi leallehum yette...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
1.
uhılle
: helâl kılındı
2.
lekum
: sizin için, size
3.
leylete
: gece
4.
es sıyâmi
: oruç
Bəqərə Suresi, 191. Ayet:
Vaktulûhum haysu sekıftumûhum ve ahricûhum min haysu ahracûkum vel fitnetu eşeddu minel katli, ve lâ tukâtilûhum indel mescidil harâmi hattâ yukâtilûkum fîh(fîhî), fe in kâtelûkum faktulûhum
kez
âlike cezâul kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 191. Ayet:
1.
ve uktulû-hum
: ve onları öldürün
2.
haysu
: yer
3.
sekıftumû-hum
: onları buldunuz, yakaladınız,
4.
ve ahricû-hum
...
Bəqərə Suresi, 209. Ayet:
Ve eğer hakikatin bütün delilleri size geldikten sonra tö
kez
lerseniz, bilin ki, Allah kudret ve hikmet sahibidir....
Bəqərə Suresi, 219. Ayet:
Yes’elûneke anil hamri vel meysir(meysiri), kul fîhimâ ismun kebîrun ve menâfiu lin nâsi, ve ismuhumâ ekberu min nef’ihimâ ve yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne) kulil afve,
kez
âlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne)....
Bəqərə Suresi, 219. Ayet:
1.
yes'elûne-ke
: sana soruyorlar, sorarlar
2.
an el hamri
: şaraptan
3.
ve el meysiri
: ve kumar
4.
kul
: de, söy...
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Boşama iki
kez
dir. Bunun ardından ya iyilikle tutmak ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğinizden bir şeyi geri almanız size helal olmaz. Erkekle kadının Allah'ın sınırlarını korumada endişe etmeleri hali başka. Erkek ve kadının Allah'ın sınırlarında duramayacaklarından endişe ederseniz, o zaman kadının verdiği fidyede ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın. Allah'ın sınırlarını aşanlar, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler....
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
Kadını yine (üçüncü
kez
) boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikça ona bundan sonra helal olmaz. ALLAH'ın yasasını gözeteceklerine inanırlarsa tekrar birbirlerine dönmelerinde bir sakınca yoktur. Bu ALLAH'ın yasasıdır; onu bilen bir toplum için açıkladık....
Bəqərə Suresi, 242. Ayet:
Kez
âlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Bəqərə Suresi, 242. Ayet:
1.
kez
âlike
: işte böyle
2.
yubeyyinu
: beyan ediyor, açıklıyor
3.
allâhu
: Allah
4.
lekum
: sizin için, size
...
Bəqərə Suresi, 245. Ayet:
Kim var Allah'a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok
kez
katlayarak artıracaktır. Allah, kabz haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O'na döndürülürsünüz....
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
E yeveddu ehadukum en tekûne lehu cennetun min nahîlin ve a’nâbin tecrî min tahtihel enhâru, lehû fîhâ min kullis semarâti ve esâbehul kiberu ve lehu zurriyyetun duafâu fe esâbehâ ı’sârun fîhi nârun fahterakat
kez
âlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne). ...
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
1.
e yeveddu
: ister mi, temenni eder mi
2.
ehadu-kum
: sizden biriniz
3.
en tekûne
: olmasını
4.
lehu
: onun
...
Ali-İmran Suresi, 11. Ayet:
Ke de’bi âli fir’avne, vellezîne min kablihim
kez
zebû bi âyâtinâ, fe ehazehumullâhu bi zunûbihim vallâhu şedîdul ıkâb(ıkâbi). ...
Ali-İmran Suresi, 11. Ayet:
1.
ke de'bi
: gibi, benzer, durumu gibi
2.
âli fir'avne
: firavun ailesi
3.
ve ellezîne
: ve onlar, ve o kimseler
4.
min kabli-...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Kâle rabbi ennâ yekûnu lî gulâmun ve kad beleganiyel kiberu vemraetî âkir(âkirun), kâle
kez
âlikellâhu yef’alu mâ yeşâ’(yeşâu). ...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
1.
kâle rabbi
: Rabbim dedi,
2.
ennâ yekûnu lî
: benim nasıl olur,
3.
gulâmun
: erkek çocuk, oğul
4.
ve kad beleganiye
...
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
Kâlet rabbi ennâ yekûnu lî veledun ve lem yemsesnî beşer(beşerun), kâle
kez
âlikillâhu yahluku mâ yeşâ’(yeşâu) izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn(yekûnu). ...
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
1.
kâlet rabbi
: Rabbim dedi
2.
ennâ yekûnu
: nasıl olur
3.
lî veledun
: benim çocuğum
4.
ve lem yemses-nî
: ve ba...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
(48-49) (Melekler Hz. Îsâ hakkında Meryem ile konuşurken onun şu sıfatlarını da ilâve ettiler:) "Allah ona kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncîl’i öğretecektir. Onu İsrailoğullarına resul olarak gönderecek, o da onlara şöyle diyecektir: "Size Rabbiniz tarafından bir mûcizeyle gönderildim: Ben size çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapar içine üflerim, o da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir.
Kez
a ben anadan doğma körü ve abraşı iyileştirir, hatta Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evle...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
(48-49) (Melekler Hz. Îsâ hakkında Meryem ile konuşurken onun şu sıfatlarını da ilâve ettiler:) "Allah ona kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncîl’i öğretecektir. Onu İsrailoğullarına resul olarak gönderecek, o da onlara şöyle diyecektir: "Size Rabbiniz tarafından bir mûcizeyle gönderildim: Ben size çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapar içine üflerim, o da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir.
Kez
a ben anadan doğma körü ve abraşı iyileştirir, hatta Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evle...
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
"
Kez
a ben, benden önceki Tevrat’ı tasdik etmek ve size (Mûsâ şerîatinde) haram kılınan bazı şeyleri mübah kılmak için geldim. Doğrusu ben size Rabbiniz tarafından bir mûcize getirdim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin."...
Ali-İmran Suresi, 75. Ayet:
Ve min ehlil kitâbi men in te’menhu bi kıntârin yueddihî ileyk(ileyke), ve minhum men in te’menhu bi dînârin lâ yueddihî ileyke illâ mâ dumte aleyhi kâimâ(kâimen), zâlike bi ennehum kâlû leyse aleynâ fîl ummiyyîne sebîl(sebîlun), ve yekûlûne alâllâhil
kez
ibe ve hum ya’lemûn(ya’lemûne). ...
Ali-İmran Suresi, 75. Ayet:
1.
ve min
: ve ...den, ...dan
2.
ehli el kitâbi
: kitap ehli, kitap sahipleri
3.
men
: kimse, kimseler
4.
in te'menhu
...
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Ve inne minhum le ferîkan yelvûne elsinetehum bil kitâbi li tahsebûhu minel kitâbi ve mâ huve minel kitâb(kitâbi), ve yekûlûne huve min indillâhi ve mâ huve min indillâh(indillâhi), ve yekûlûne alâllâhil
kez
ibe ve hum ya’lemûn(ya’lemûne). ...
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak ki
2.
min-hum
: onlardan
3.
le ferîkan
: bir grup mutlaka
4.
yelvûne
: eğip bükerler
...
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
De ki: "Biz Allah’a iman ettik. Bize indirilen vahye, İbrâhim’e, İsmâil’e İshak’a, Yâkub’a ve torunlarına indirilen
kez
a Mûsâ’ya, Îsâ’ya, hasılı bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen vahiylere de iman ettik. (Peygamberlikleri noktasında) onlar arasında hiçbir ayrım yapmayız ve biz yalnız Allah’a teslim oluruz....
Ali-İmran Suresi, 94. Ayet:
Fe menifterâ alâllâhil
kez
ibe min ba’di zâlike fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne). ...
Ali-İmran Suresi, 94. Ayet:
1.
fe men
: artık, o taktirde kim
2.
ifterâ
: iftira etti
3.
alâ allâhi
: Allah'a
4.
el
kez
ibe
: yalan
<...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ,
kez
âlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne). ...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
1.
ve ı'tasımû
: ve sarılın
2.
bi habli allâhi
: Allah'ın ipine
3.
cemîân
: topluca, hepiniz
4.
ve lâ teferrekû
: ...
Ali-İmran Suresi, 137. Ayet:
Kad halet min kablikum sunenun, fe sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkıbetul mu
kez
zibîn(mu
kez
zibîne)....
Ali-İmran Suresi, 137. Ayet:
1.
kad halet
: gelip geçmiş
2.
min kabli-kum
: sizden önce
3.
sunenun
: Allah'ın sünnetleri, ilâhi kanuniar?
4.
fe sîrû
Ali-İmran Suresi, 155. Ayet:
İki ordunun savaş alanında karşılaştığı gün (görevlerinden) kaçanlara gelince; Şeytan, onları (bizzat) kendi yaptıklarıyla tö
kez
letti. Ama şimdi, Allah onların günahlarını sildi. Doğrusu Allah çok affedicidir, halimdir....
Ali-İmran Suresi, 159. Ayet:
Allah'tan bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir
kez
azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah, tevekkül edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 165. Ayet:
Karşı tarafa iki katını tattırdığımız musibet, bu
kez
sizin başınıza gelince «Bu nereden geldi?» demediniz mi? De ki; «O musibet kendinizden kaynaklandı.» Hiç şüphesiz Allah'ın gücü herşeye yeter....
Ali-İmran Suresi, 184. Ayet:
Fe in
kez
zebûke fe kad kuzzibe rusulun min kablike câu bil beyyinâti vez zuburi vel kitâbil munîr(munîri)....
Ali-İmran Suresi, 184. Ayet:
1.
fe in
kez
zebûke
: artık seni yalanlarlarsa
2.
fe kad kuzzibe
: oysa, halbuki, öyle ki yalanlanmıştı
3.
rusulun
: resûller, elçiler
4.
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, birader kızları, hemşire kızları, sizi emziren (süt) analarınız süt hemşireleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle (zifafa) girdiğiniz karılarınızdan olub himayelerinizde bulunan üvey kızlarınız (la evlenmeniz) size haram edildi. Eğer onlarla (üvey kızlarınızın analarıyle) zifafa girmemişseniz (onlarla evlenmenizde) size bir beis yok. Kendi sulbünüzden (gelmiş) oğullarınızın karıları (ile evlenmeniz) ve iki kız kardeşi bi...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olma himayenizdeki üvey kızlarınız sizlere haram kılındı. Eğer onlarla henüz gerdeğe girmemişseniz, kızlarını almanızda bir beis yoktur. Kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da
kez
a haram edildi. Ancak cahiliyet devr...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur.
Kez
a öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de ha...
Nisa Suresi, 50. Ayet:
Unzur keyfe yefterûne alâllâhil
kez
ib(
kez
ibe). Ve kefâ bihî ismen mubînâ(mubînen)....
Nisa Suresi, 50. Ayet:
1.
unzur
: bak
2.
keyfe
: nasıl
3.
yefterûne
: iftira ediyorlar
4.
alâ allâhi
: Allah'a
...
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ darabtum fî sebîlillâhi fe tebeyyenû ve lâ tekûlû li men elkâ ileykumus selâme leste mu’minâ(mu’minen), tebtegûne aradal hayâtid dunyâ, fe indallâhi megânimu kesîrah(kesîratun).
Kez
âlike kuntum min kablu fe mennallâhu aleykum fe tebeyyenû. İnnallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ(habîran)....
Nisa Suresi, 94. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
i...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Eğer sen mümin savaşçıların arasında bulunur da onlara namaz kıldırırsan onların bir grubu senin arkanda namaza dursun ve silahlarını yanlarına alsınlar. Bu grup secdeden kalkınca arkanıza (nöbet yerine) geçsin. Bu
kez
namaz kılmamış olan öteki grup gelerek arkanda namaz kılsın, bunlar da silahlarını ve teçhizatlarını yanlarına alsınlar. Çünkü kafirler isterler ki, silahlarınızı ve kumanyalarınızı aklınızdan çıkarasınız da ansızın üzerinize baskın düzenlesinler. Eğer yağmurdan zarar görecekseniz...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Sen de içlerinde bulunup onlara namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secde edince arkanıza geçsinler; bu
kez
namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma(tedbir)lerini ve silâhlarını da alsınlar. İnkâr edenler istediler ki siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhların...
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar sizi sürekli gözetleyip dururlar. Eğer size Allah tarafından bir fetih nasip olursa: 'Biz de sizinle birlikte değil miydik?' derler. Eğer kâfirlere bir pay olursa bu
kez
onlara: 'Size üstünlük sağlayıp sizi mü'minlerden korumadık mı?' derler. Kıyamet gününde Allah aranızda hüküm verecektir. Allah, kâfirlere mü'minlerin aleyhine bir yol vermeyecektir....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onların gözleri hep sizin üzerinizdedir. Eğer Allah size zafer nasip ederse, «Biz sizinle beraber değil miydik?» derler. Ama eğer kafirler üstünlük sağlarsa, (bu
kez
de onlara) «Sizin tarafınızı tutmadık mı, müminlere karşı size destek vermedik mi?» derler. Allah kıyamet günü arınızdaki hükmünü verecektir. Hiç kuşkusuz Allah kafirlere, müminler karşısında üstün gelme fırsatı vermez....
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eğer size Allah'tan bir fetih nasibolursa: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" derler. Ve eğer savaşta kâfirlerin bir payı olur(savaşı düşmanlarınız kazanır)sa, (bu
kez
onlara): "Biz size üstünlük sağlayıp, sizi mü'minlerden korumadık mı?" derler. Artık kıyâmet gününde Allâh, aranızda hükmedecek ve mü'minlere karşı kâfirlere asla yol vermeyecektir....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Size, ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen hayvanın eti), (akan) kan, domuz eti, kendisi Allah’dan başkası adına kesilen (hayvan) bir de (canı çıkmadan yetişip) kestiğiniz hâriç; boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş (boynuzlanmış), yırtıcı hayvanın yediği (hayvanlar)
kez
â, dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen (hayvan)lar ve fal oklarıyla kısmet aramanız haram kılındı. Bunlar (birer) isyandır! İnkâr edenler, bugün sizin dîninizden (onu yok etmekten) ümidlerini kesti(ler); artık on...
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Vellezîne keferû ve
kez
zebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cehîm(cehîmî)....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
keferû
: inkar ettiler
3.
ve
kez
zebû
: ve yalanladılar
4.
bi âyâti-nâ
: â...
Maidə Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın her ikisine de nimet verdiği, Allah'a karşı gelmekten korkan iki er çıkıp şöyle söyledi: «Onlara kapıdan hücum edin, kapıyı tutun, oraya bir
kez
girdiniz mi kesinlikle galipsiniz, haydi Allah'a dayanın, gerçekten inanan kimselerseniz!»...
Maidə Suresi, 24. Ayet:
(İsrailoğulları) bu
kez
: 'Ey Musa! Onlar orada bulundukları sürece biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip çarpışın, biz şurada oturuyoruz' dediler....
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Yâ eyyuher resûlu lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufri minellezîne kâlû âmennâ bi efvâhihim ve lem tu’min kulûbuhum, ve minellezîne hâdû semmâûne lil
kez
ibi semmâûne li kavmin âharîne lem ye’tuk(ye’tuke) yuharrifûnel kelime min ba’di mevâdııh(mevâdııhî), yekûlûne in utîtum hâzâ fe huzûhu ve in lem tu’tevhu fahzerû ve men yuridillâhu fitnetehu fe len temlike lehu minallâhi şey’â(şey’en) ulâikellezîne lem yuridillâhu en yutahhire kulûbehum lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhıreti azâbun azîm(...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ er resûlu
: ey Resul
2.
lâ yahzun-ke
: seni üzmesin (mahzun etmesin)
3.
ellezîne yusâriûne
: yarışan kimseler, yarışanlar
4.
Maidə Suresi, 42. Ayet:
Semmâûne lil
kez
ibi ekkâlûne lis suht(suhti) fe in câuke fahkum beynehum ev a’rıd anhum, ve in tu’rıd anhum fe len yedurrûke şey’â(şey’en) ve in hakemte fahkum beynehum bil kıst(kıstı) innallâhe yuhıbbul muksıtîn(muksıtîne). ...
Maidə Suresi, 42. Ayet:
1.
semmâûne
: kulak verenler, çok iyi dinleyenler
2.
li el
kez
ibi
: yalanı
3.
ekkâlûne li es suhti
: haramı çok yiyenler
4.
fe<...
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Lekad ehaznâ mîsâka benî isrâîle ve erselnâ ileyhim rusulâ(rusulen) kullemâ câehum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusuhum ferîkan
kez
zebû ve ferîkan yaktulûn(yaktulûne)....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
1.
lekad ehaznâ
: andolsun ki biz aldık
2.
mîsâka benî isrâîle
: İsrailoğulları'ndan mîsâk
3.
ve erselnâ ileyhim
: ve onlara gönderdik
4.
Maidə Suresi, 77. Ayet:
De ki: "Ey Ehl-i Kitap. . . Dininizde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın. . . Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun mer
kez
inden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olmayın!"...
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Vellezîne keferû ve
kez
zebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi)....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
1.
ve ellezîne keferû
: ve inkâr edenler, kâfir olanlar
2.
ve
kez
zebû
: ve yalanladılar
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
ulâike...
Maidə Suresi, 89. Ayet:
Lâ yuâhizukumullâhu bil lagvi fî eymânikum ve lâkin yuâhizukum bimâ akkadtumul eymân(eymâne), fe keffâretuhu it’âmu aşereti mesâkîne min evsatı mâ tut’ımûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabeh(rakabetin) fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâm(eyyâmin) zâlike keffâretu eymânikum izâ haleftum vahfezû eymânekum
kez
âlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihi leallekum teşkurûn(teşkurûne)....
Maidə Suresi, 89. Ayet:
1.
lâ yuâhizu-kum(u)
: sizi ahaze etmez, sorumlu tutmaz
2.
allâhu
: Allâh (c.c.)
3.
bi el lagvi
: boş sözler ile
4.
fî eymâni-k...
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Allah Ka'be'yi, o haram evi insanlar için hayat ve güven kaynağı kıldı.
Kez
a o haram olan ayı da, kurbanı da, boynu bağlı olan kurbanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın gerçeten her şeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir....
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Allah Kâbe'yi, Beyt-i Haram'ı insanlar için bir nizam kıldı.
Kez
a o haram ayı da, kurbanı da, boynu bağlı kurbanlıkları da (insanlar için bir nizam kıldı). Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Mâ cealallâhu min bahîretin ve lâ sâibetin ve lâ vasîletin ve lâ hâmin ve lâkinnellezîne keferû yefterûne alâllâhi
kez
ib(
kez
ibe) ve ekseruhum lâ ya’kılûn(ya’kılûne)....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
1.
mâ ceale
: kılmadı, yapmadı
2.
allâhu
: Allâh (cc.)
3.
min
: ...'den
4.
bahîretin
: putlar için ayırılan ve kul...
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Belli bir erkek ve dişi kombinezonuyla yavrulayanların, yemin sonucu salıverilenlerin, arka arkaya iki erkek doğuranların ve on
kez
döl veren erkek develerin haram edilişini ALLAH onaylamıyor; inkarcılar ALLAH'a iftira ediyor. Çoğu akletmez onların....
Maidə Suresi, 113. Ayet:
(Havariler bu
kez
) 'Ondan yemeyi, kalplerimizin kanmasını, senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve buna şahit olmayı istiyoruz' dediler....
Ənam Suresi, 5. Ayet:
Fe kad
kez
zebû bil hakkı lemmâ câehum, fe sevfe ye’tîhim enbâû mâ kânûbihî yestehziûn(yestehziûne)....
Ənam Suresi, 5. Ayet:
1.
fe kad
kez
zebû
: böylece yalanlamışlardı
2.
bi el hakkı
: hakkı, gerçeği
3.
lemmâ câe-hum
: onlara geldiği zaman
4.
fe sevfe...
Ənam Suresi, 11. Ayet:
Kul sîrû fîl ardı summenzurû keyfe kâne âkıbetul mu
kez
zibîn(mu
kez
zibîne)....
Ənam Suresi, 11. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
sîrû
: gezin, dolaşın
3.
fî el ardı
: arzda, yeryüzünde
4.
summe unzurû
: sonra bakın (görün...
Ənam Suresi, 21. Ayet:
Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi
kez
iben ev
kez
zebe bi âyâtih(âyatihî), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne)....
Ənam Suresi, 21. Ayet:
1.
ve men
: ve kim (ler)
2.
azlemu
: daha zalim
3.
mimmen (min men)
: kimse(ler)den
4.
ifterâ
: iftira etti
Ənam Suresi, 24. Ayet:
Unzur keyfe
kez
ebû alâ enfusihim ve dalle anhum, mâ kânû yefterûn(yefterûne)....
Ənam Suresi, 24. Ayet:
1.
unzur
: bak
2.
keyfe
: nasıl
3.
kez
ebû
: yalan söylediler
4.
alâ enfusi-him
: nefslerine, kendilerine karşı
Ənam Suresi, 27. Ayet:
Ve lev terâ iz vukıfû alen nâri fe kâlû yâ leytenâ nureddu ve lâ nu
kez
zibe bi âyâti rabbinâ ve nekûne minel mu’minîn(mu’minîne)....
Ənam Suresi, 27. Ayet:
1.
ve lev terâ
: ve görsen (görseydin)
2.
iz vukıfû
: durduruldukları zaman
3.
alâ en nâri
: ateşin üzerinde
4.
fe kâlû
Ənam Suresi, 31. Ayet:
Kad hasirellezîne
kez
zebû bi likâillâh(likâillâhi) hattâ izâ câethumus sâatu bagteten kâlû yâ hasretenâ alâ mâ farratnâ fîhâ ve hum yahmilûne evzârehum alâ zuhûrihim, e lâ sâe mâ yezirûn(yezirûne)....
Ənam Suresi, 31. Ayet:
1.
kad hasire
: hüsrana düştüler
2.
ellezîne
: o kimseler
3.
kez
zebû
: yalanladılar
4.
bi likâi allâhi
: Allah'a m...
Ənam Suresi, 33. Ayet:
Kad na’lemu, innehu le yahzunukellezî yekûlûne fe innehum lâ yu
kez
zibûneke ve lâkinnez zâlimînebi âyâtillâhi yechadûn(yechadûne)....
Ənam Suresi, 33. Ayet:
1.
kad na'lemu
: biliyorduk
2.
inne-hu
: mutlaka o
3.
le yahzunu-ke
: elbette seni üzüyor, mahzun ediyor
4.
ellezî yekûlûne
...
Ənam Suresi, 38. Ayet:
Yeryüzünde yürüyen bütün canlılar ve iki kanadıyla uçan bütün kuşlar kesinlikle sizinle benzer tarafları olan, kâinattaki dengeyi sağlamakla sorumlu, organize birer canlı türüdürler. Biz kitapta bilgi işlem mer
kez
inde, Levh-i Mahfuz’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rablerinin huzurunda toplanacaklar....
Ənam Suresi, 38. Ayet:
halbuki yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi (Allahın) mahluku olmasın: Biz, buyruğumuzda tek şeyi bile ihmal etmedik. Ve bir
kez
daha (belirtelim): onlar(ın tümü) Rableri huzurunda toplanacaklardır....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Vellezîne
kez
zebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin)....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar, ...olanlar
2.
kez
zebû
: yalanladılar
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
summun
Ənam Suresi, 49. Ayet:
Vellezîne
kez
zebû bi âyâtinâ yemessuhumul azâbu bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne)....
Ənam Suresi, 49. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, ...olanlar
2.
kez
zebû
: yalanladılar
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
yemessu-hum
...
Ənam Suresi, 53. Ayet:
Ve
kez
âlike fetennâ ba’dahum bi ba’din li yekûlû e hâulâi mennallâhu aleyhim min beyninâ, e leysallâhu bi a’leme biş şâkirîn(şâkirîne)....
Ənam Suresi, 53. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
kez
âlike
: işte böyle, böylece
3.
fetennâ
: biz imtihan ettik
4.
ba'da-hum
: onların bazısını
Ənam Suresi, 55. Ayet:
Ve
kez
âlike nufassılul âyâti ve li testebîne sebîlul mucrimîn(mucrimîne)....
Ənam Suresi, 55. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve işte böylece
2.
nufassılu
: ayrı ayrı açıklıyoruz
3.
el âyâti
: âyetler
4.
ve li
: ve, için, ....
Ənam Suresi, 57. Ayet:
Kul innî alâ beyyinetin min rabbî, ve
kez
zebtum bih(bihî), mâ indî mâ testa’cilûne bih(bihî), inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), yakussul hakka ve huve hayrul fâsılîn(fâsılîne)....
Ənam Suresi, 57. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
innî
: muhakkak ki ben
3.
alâ beyyinetin
: bir delil üzerinde
4.
min rabbî
: Rabbimden
<...
Ənam Suresi, 59. Ayet:
Gayb âleminin, bilgi alanı dışındaki güçlerin ve imkânların anahtarları, şifreleri Allah’ın elindedir. Anahtarları, şifreleri ondan başkası bilmez. Karada ve denizde ne varsa O bilir. O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru, canlı ve ölü ne varsa, hepsi, her şey doğruları, hakkı ortaya koyan, kâinatın kayıt sicilinde, kanunlar ve ilkeler kitabında, bilgi işlem mer
kez
inde yazılıdır....
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Ve
kez
zebe bihî kavmuke ve huvel hakk(hakku),kul lestu aleykum bi vekîl(vekîlin). ...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
1.
ve
kez
zebe
: ve yalanladı
2.
bi-hî
: onu
3.
kavmu-ke
: senin kavmin
4.
ve huve
: ve O
...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
Ve
kez
âlike nurî ibrâhîme melekûtes semâvâti vel ardı ve li yekûne minel mûkınîn(mûkınîne). ...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve böylece
2.
nurî
: biz gösteriyoruz
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm (A.S)
4.
melekûte
: melekût
...
Ənam Suresi, 84. Ayet:
Ve vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), kullen hedeynâ ve nûhâ(nûhan) hedeynâ min kablu ve min zurriyyetihî dâvude ve suleymâne ve eyyûbe ve yûsufe ve mûsâ ve hârûn(hârûne) ve
kez
âlike neczîl muhsinîn(muhsinîne)....
Ənam Suresi, 84. Ayet:
1.
ve vehebnâ
: ve biz hibe ettik (ihsanda bulunduk) bağışladık
2.
lehu
: ona
3.
ishâka
: İshak (A.S)
4.
ve ya'kûbe
Ənam Suresi, 92. Ayet:
Bu Kur’ân, bizim indirdiğimiz, hayrı öğreten, insanlara faydalı mübarek bir kitaptır; vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden bir kitaptır; manevî mer
kez
Mekke ve çevresindeki bütün dünyayı, bütün insanları uyarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Âhirete, ebedî yurda iman edenler, buna da iman ederler. Ve onlar dünyevî gâile ve düşüncelerden sıyrılarak namazlarını, rükûnlarına, şartlarına, vakitlerine riayet eder...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi
kez
iben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne). ...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
azlemu
: daha zalim
3.
mim men ifterâ
: iftira eden kimseden
4.
alâ âllâhi
: Allah'a karşı
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Siz, ilk
kez
yarattığımız gibi bize yalnız başlarınıza geldiniz ve size verdiklerimizi arkanızda bıraktınız. Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçilerinizi de beraberinizde görmüyoruz! Aranızdaki bağlar kesildi ve (ilah olduklarını) sandıklarınız yanınızdan kayboldular. [9]...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
"Andolsun, sizi ilk
kez
yarattığımız gibi, yine tek olarak bize geldiniz ve (dünyâda) sizi hayâline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani, siz(in yaratılışınızda ve ibâdetleriniz)de (bize) ortak olduklarını sandığınız şefâatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiş ve (şefâ'atçi) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!"...
Ənam Suresi, 105. Ayet:
Ve
kez
âlike nusarriful âyâti ve li yekûlû dereste ve li nubeyyinehu li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne)....
Ənam Suresi, 105. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve işte böylece
2.
nusarrifu el âyâti
: âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
3.
ve li yekûlû
: ve derler diye
4.
der...
Ənam Suresi, 108. Ayet:
Ve lâ tesubbûllezîne yed’ûne min dûnillâhi fe yesubbûllâhe adven bi gayri ilm(ilmin),
kez
âlike zeyyennâ li kulli ummetin amelehum summe ilâ rabbihim merciuhum fe yunebbiuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Ənam Suresi, 108. Ayet:
1.
ve lâ tesubbû
: ve sövmeyin
2.
ellezîne
: onlara
3.
yed'ûne
: tapıyorlar, dua ediyorlar
4.
min dûni allâhi
: Al...
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Ve
kez
âlike cealnâ li kulli nebiyyin aduvven şeyâtînel insi vel cinni, yûhî ba’duhum ilâ ba’dın zuhrufel kavli gurûrâ(gurûran), ve lev şâe rabbuke mâ fealûhu fe zerhum ve mâ yefterûn(yefterûne)....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve böylece
2.
cealnâ
: kıldık
3.
li kulli
: hepsine
4.
nebiyyin
: peygamber
Ənam Suresi, 122. Ayet:
E ve men kâne meyten fe ahyeynâhu ve cealnâ lehu nûren yemşî bihî fîn nâsi ke men meseluhu fîz zulumâti leyse bi hâricin minhâ,
kez
âlike zuyyine lil kâfirîne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Ənam Suresi, 122. Ayet:
1.
e ve men
: ve o kişi, kimse... mi?
2.
kâne meyten
: ölmüş olan, ölü iken
3.
fe ahyeynâ-hu
: böylece onu dirilttik
4.
ve ceal...
Ənam Suresi, 123. Ayet:
Ve
kez
âlike cealnâ fî kulli karyetin ekâbire mucrimîhâ li yemkurû fîhâ, ve mâ yemkurûne illâ bi enfusihim ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne). ...
Ənam Suresi, 123. Ayet:
1.
ve
kez
âlike
: ve işte böylece
2.
cealnâ
: kıldık, yaptık
3.
fî kulli karyetin
:
4.
:
Ənam Suresi, 123. Ayet:
Kez
a her memleketin suçlularını, orada hile düzmeleri için iş başına getirdik. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkında olmazlar....
Ənam Suresi, 125. Ayet:
Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi,
kez
âlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne)....
Ənam Suresi, 125. Ayet:
1.
fe men
: artık kim(i)
2.
yuridi allâhu
: Allah diler
3.
en yehdiye-hu
: onu hidayete erdirmek
4.
yeşrah
: yarar...
Ənam Suresi, 129. Ayet:
Ve
kez
âlike nuvellî ba’daz zâlimîne ba’dan bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne)....
Ənam Suresi, 129. Ayet: