Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
İbrahim Suresi, 34. Ayet:
(Allah) sizə istədiyiniz şeylərin hamısından vermişdir. Əgər Allahın nemətlərini sayacaq olsanız, sayıb qurtara bilməzsiniz. Həqiqətən, insan çox zalım, həm də çox nankordur. (O, Allahdan başqasına tapınmaqla özünə zülm edər, Onun lütfünü, mərhəmətini danmaqla küfrani-nemət olar)....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah Teâlâ ribâyı mahveder, sadakaları ise nemalandırır ve Allah Teâlâ, çok küfran-ı nîmette bulunup günahkâr olanları sevmez....
Bəqərə Suresi, 276. Ayet:
Allah fâizle kazanılanı eksiltir, bereketini tamamen giderir. Sadakası verilen malları ise artırır. Allah küfrân-ı nimette bulunan günahkâr hiç kimseyi sevmez....
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû
kufran
len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne). ...
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler
3.
ba'de îmâni-him
: îmânlarından sonra
4.
summe
: ...
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
ve hayra dair her ne yaparlarsa hiç bir zaman ona küfran ile karşılanmayacaklardır, ve Allah o müttakileri bilir...
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Ve hayırdan her ne yaparlarsa elbette küfrana uğramıyacaklardır. Ve Allah Teâlâ o muttakîleri hakkıyla bilendir....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
İnnellezîne âmenû, summe keferû, summe âmenû, summe keferû, summezdâdû
kufran
lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum sebîlâ(sebîlen)....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû oldular
4.
summe
: sonra
...
Maidə Suresi, 68. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
yâ ehli el kitâbi
: ey kitap ehli, kitab sahipleri!
3.
lestum alâ şey'in
: siz bir şey üzerinde değilsiniz
4.
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Beytin huzurunda namazları ise ıslık çalıb el çırpmaktan başka bir şey değil, o halde küfr-ü küfranınızdan dolayı tadın azâbı...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Kabe'nin huzurunda namazları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değil! O halde küfrü küfranınızdan (inkar ve nankörlüğünüzden) dolayı tadın azabı!...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Onların Mescid-i Haramdaki duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka bir şey değil!Öyleyse küfür ve küfranınızdan dolayı tadın bakalım azabı!...
Tövbə Suresi, 97. Ayet:
El a'râbu eşeddu
kufran
ve nifâkan ve ecderu ellâ ya'lemû hudûde mâ enzelallâhu alâ resûlihî, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun)....
Tövbə Suresi, 97. Ayet:
1.
el a'râbu
: bedevî (göçebe) Araplar
2.
eşeddu
: daha şiddetlidir
3.
kufran
: küfür, inkâr bakımından
4.
ve nifâkan
...
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
Vellezînettehazû mesciden dırâran ve
kufran
ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâraballâhe ve resûlehu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in erednâ illâl husnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne)....
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
1.
ve ellezîne ettehazû
: ve onlar ... edindiler
2.
mesciden
: bir mescid
3.
dırâran
: zarar vermek için
4.
ve
kufran
...
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
Bir de şunlar var ki: müminlere zarar vermek için, küfür ve küfranı yaymak için, müminlerin arasına ayrılık sokmak için ve daha önce Allah ve Resulüne savaş açmış adamı buyur etmek için, tuttular bir mescid yaptılar. Bütün bunlardan sonra onlar: "Bundan, iyilikten başka maksat gütmedik." diye yemin edeceklerdir. Allah şahit ki bunlar kesinlikle yalancıdırlar....
İbrahim Suresi, 8. Ayet:
Siz ve bütün Arzda bulunanın cemiisi küfran etseniz şu muhakkak ki Allah hepinizden müstağni ve zatında hamîd bir ganîdir...
Nəhl Suresi, 55. Ayet:
Kendilerine verdiğimiz ni'meti küfrân ile karşılamak için şimdi zevk edin bakalım fakat yarın bileceksiniz...
İsra Suresi, 27. Ayet:
Şüphe yok ki, saçıp savuranlar, şeytanların kardaşlarıdır. Şeytan ise Rabbine çok küfran-ı nîmette bulunmuş oldu....
İsra Suresi, 69. Ayet:
Yoksa sizi bir def'a daha oraya iade edip de üstünüze kırıp büken bir fırtına salıvererek hepinizi ettiğiniz küfrân ile gark edivermesinden, sonra da bize karşı onun bir öcünü alacak bulamamanızdan emin mi oldunuz?...
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Fe men ya’mel mines sâlihâti ve huve mu’minun fe lâ kufrâne li sa’yih(sa’yihî), ve innâ lehu kâtibûn(kâtibûne)....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
1.
fe men
: o halde kim
2.
ya'mel
: yapar
3.
min es sâlihâti
: salihat(tan) (nefs tezkiyesi)
4.
ve huve
: ve o
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Artık kim, bir mü'min olarak salih amellerde bulunursa, onun çabası için (karşılık olarak) küfran (nankörlük) yoktur. Şüphesiz biz, onun yazıcılarıyız....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
İmdi her kim mü'min olarak salihattan bir amel işlerse onun sa'yine küfran yok ve her halde biz onun hisabına yazarız...
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Artık kim inançlı olarak salih amellerde bulunursa, onun çabası için (karşılık olarak) küfran yoktur. Şüphesiz biz onun yazıcılarıyız....
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
O halde kim mü'min olarak iyi (amel) lerden bir (şey) yaparsa onun sa'yinin (karşılığı şükran olacakdır), küfran (ve mahrumiyyet) değil. Biz onun hiç şübhesiz yazıcılarıyız. ...
Ənbiya Suresi, 94. Ayet:
Artık kim, bir mü'min olarak salih olan amellerde bulunursa, onun çabası için (karşılık olarak nankörlük) küfran yoktur. Şüphesiz biz, onun yazıcılarıyız....
Nur Suresi, 55. Ayet:
Sizden iyman edip salih ameller işliyenlere Allah şöyle va'd buyurdu: kasem olsun ki onlardan evvelkileri istıhlâf ettiği gibi kendilerini Arzda mutlak ve muhakkak istıhlâf edecek ve behemehal onlara kendileri için marzıysi olan dinlerini kuvvetle icra kudreti verecek ve behemehal onları korkularının arkasından emne erdirecek, hakkımda hiç bir şeyi şerik koşmıyarak hep bana ıbadet edecekler, kim de bundan sonra küfranda bulunursa artık onlar hep fasıklardır...
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaad buyurur ki: Daha önce müminleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir. Çünkü onlar, yalnız Bana ibadet edip hiçbir şeyi Bana şerik yapmazlar. Artık bundan sonra kim küfrana saparsa, işte onlar yoldan çıkıp Allah’a karşı gelmiş olurlar....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Nezdinde kitabdan bir ılim bulunan zat ise: ben dedi: onu sana gözünü kırpmadan evvel getiririm, derken onu yanında duruyor görünce: bu rabbımın fazlından, dedi: beni imtihan için ki şükür mü edeceğim? Yoksa küfran mı? Her kim şükr ederse sırf kendi lehine eder, her kim de küfranda bulunursa şübhe yok ki rabbım ganiydir kerîmdir...
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Yanında kitaptan bir ilim bulunan zât da dedi ki: «Ben onu sana daha kendine gözün dönmeden getiririm.» Vaktâ ki (Hazreti Süleyman) Onu (tahtı) yanında karargir olmuş gördü, dedi ki: «Bu Rabbimin fazlındandır, tâ ki beni imtihan etsin ki, şükür mü ederim, yoksa küfran-ı nîmette mi bulunurum ve her kim şükrederse ancak kendi nefsi lehine şükreder. Ve kim de küfran-ı nîmette bulunursa, şüphe yok ki, Rabbim ganîdir, kerîmdir.»...
Ənkəbut Suresi, 67. Ayet:
Ya görmedilerde mi biz bir Harem yapmışız, emniyyet içinde, halbuki etraflarında nas çarpılıp kapılıyor, artık bâtıla inanıyorlar da Allahın nı'metine küfran mı ediyorlar?...
Rum Suresi, 34. Ayet:
Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete küfran etsinler, haydi zevk edin bakalım yarın bileceksiniz...
Rum Suresi, 51. Ayet:
Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu (o eseri) sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar...