Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Yalnız Sana
kullu
k eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize
kullu
k edin ki takva sahibi olasınız....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani! Bir zaman İsrailoğulları'ndan, Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara iyi söz söyleyin, "salatı ikame edin, zekatı yapın", diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz, Yakup'un ölümü anında onun yanında mıydınız? Hani oğullarına: "Benden sonra neye
kullu
k edeceksiniz?" demişti. Onlar da: "Senin ilahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek ilaha
kullu
k edeceğiz. Biz, O'na teslim olanlardanız." demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası! Allah'tan daha iyi boyası olan kim? Biz, yalnızca O'na
kullu
k edenlerdeniz....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Eğer, sadece O'na
kullu
k ediyorsanız, size rızık olarak verdiğimiz şeylerin sağlıklı, temiz, ve iyi olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
"Allah, benim de Rabb'im, sizin de Rabb'inizdir. O halde O'na
kullu
k edin. Doğru yol budur."...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey Kitap Ehli! Gelin aramızda ortak olan bir kelimede anlaşalım: Allah'tan başka hiçbir şeye
kullu
k etmeyelim, O'na hiçbir şeyi şirk koşmayalım ve Allah'ın yanı sıra kimimiz kimimizi rabler edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse deyin ki: "Tanık olun, biz gerçek Müslim olanlarız."...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'ın kendisine Kitap, Hüküm ve Nebi'lik verdiği bir beşerin, insanlara "Allah'ın yanı sıra bana da
kullu
k edin demesi yakışmaz. Ancak, okuyup öğrendiğiniz Kitap'ın gereği olarak, "
Kullu
ğunuz yalnızca Rabb'inize ait olsun." demesi gerekir....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin. Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Anne ve babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yol oğluna, Yeminle hak sahibi olduğunuz kimselere iyilik edin. Kuşkusuz Allah, kibirli ve kendini övenleri sevmez....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih ne de mukarrabin melekler Allah'a kul olmaktan kaçınmazlar. Kim büyüklenerek O'na
kullu
k etmekten kaçınırsa, bilsin ki O, yakında onların tamamını huzuruna toplayacaktır....
Maidə Suresi, 60. Ayet:
De ki: Allah'ın katında ceza olarak bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah'ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı ve onlardan maymunlar, domuzlar ve tağuta
kullu
k eden kimseler yapmışsa, işte bunlar, durumları bakımından en kötü olan ve doğru yoldan sapmış olanlardır....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Ant olsun Meryem oğlu Mesih'e, "O Allah'tır." diyenler Kafir oldular. Oysaki Mesih: "Ey İsrailoğulları! Benim de sizin de Rabb'iniz olan Allah'a
kullu
k edin. Kim Allah'a şirk koşarsa, Allah ona Cenneti haram etmiştir. Ve onun varacağı yer ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." dedi....
Maidə Suresi, 76. Ayet:
De ki: "Allah'ı bırakıp, size bir yarar sağlamaya da bir zarar vermeye de gücü yetmeyen şeylere mi
kullu
k yapıyorsunuz? Allah, Her Şeyi Duyan, Her Şeyi Bilen'dir."...
Maidə Suresi, 117. Ayet:
"Onlara, bana emrettiklerinden başkasını söylemedim. Benim ve sizin Rabb'iniz olan Allah'a
kullu
k edin dedim. Ben içlerinde olduğum sürece onlara gözetleyiciydim. Fakat beni vefat ettirince onların üzerinde gözetleyici yalnızca Sen oldun. Ve Sen, Her Şeye Tanıksın."...
Ənam Suresi, 56. Ayet:
De ki: "Ben, Allah'ın yanı sıra yalvardıklarınıza
kullu
k etmekten men olundum." De ki: "Hevanıza tabi olmam, yoksa kesinlikle sapmış olurum da o zaman hidayete erenlerden olmamış olurum."...
Ənam Suresi, 102. Ayet:
İşte Rabb'iniz Allah budur; O'ndan başka ilah yoktur. O, her şeyi yaratandır. O halde O'na
kullu
k edin. O, Her Şeye Vekil'dir....
Əraf Suresi, 59. Ayet:
Ant olsun ki Biz, Nuh'u halkına gönderdik. "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur; kuşkusuz ben, sizin için o büyük günün azabından korkuyorum." dedi....
Əraf Suresi, 65. Ayet:
Ad halkına da kardeşleri Hud'u gönderdik. "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin ve sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Yine de takva sahibi olmayacak mısınız?" dedi....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
"Sen, bize, tek olan Allah'a
kullu
k etmemiz ve atalarımızın
kullu
k ettiklerini bırakmamız için mi geldin? Eğer doğru sözlülerdensen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi getir!" dediler....
Əraf Suresi, 73. Ayet:
Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik: "Ey halkım: Allah'a
kullu
k edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Rabb'inizden size bir beyyinat gelmiştir. İşte şu Allah'ın dişi devesi, sizin için bir ayettir. Bırakın onu, Allah'ın arzında otlasın. Kötü bir amaçla ona yaklaşmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar." dedi....
Əraf Suresi, 85. Ayet:
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı. Dedi ki: "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Rabb'inizden size bir beyyinat gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanlara mallarını eksik vermeyin. Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın; eğer mü'minler iseniz bu, sizin için hayırlı olandır."...
Əraf Suresi, 206. Ayet:
Rabb'ine yakın olanlar, O'na
kullu
k etmekten asla kibirlenmezler; O'nu tesbih ederler ve O'na secde ederler....
Tövbə Suresi, 31. Ayet:
Onlar, Allah'ın yanı sıra hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i Rabb'ler edindiler. Oysa bunlar, bir tek olan İlah'a
kullu
k etmekle emrolunmuşlardı. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, bunların ortak koştuklarından münezzehtir....
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Tevbe edenler,
kullu
k edenler, hamd edenler, seyahat edenler, ruku edenler, secde edenler, mar'uf olanı yapıp, münker olana engel olanlar; Allah'ın hudutlarını koruyanlardır. Mü'minleri müjdele....
Yunus Suresi, 3. Ayet:
Rabb'iniz, o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı; sonra arşa isteva etti. Bütün işlere yasalarını koydu. O'nun izni olmadan hiçbir şefaatçi olamaz. İşte bu Rabb'iniz olan Allah'tır. Öyleyse O'na
kullu
k edin. Hala düşünüp öğüt almaz mısınız?...
Yunus Suresi, 18. Ayet:
Onlar, Allah'ın yanı sıra bir de kendilerine, ne bir zarar, ne bir yarar sağlamayan şeylere
kullu
k ediyorlar ve "Bunlar, Allah'ın katında bizim şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki: "Allah'a, göklerde ve yerde kendisinin bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah, onların ortak koştuklarından Münezzeh'tir ve Çok Yüce'dir....
Yunus Suresi, 28. Ayet:
O gün, onların hepsini toplarız. Sonra şirk koşanlara, "Siz ve şirk koştuklarınız, olduğunuz yerde durun." diyeceğiz. Artık onları birbirinden ayıracağız. Şirk koşulanlar, şöyle diyecekler: "Siz, bize
kullu
k etmiyordunuz."...
Yunus Suresi, 29. Ayet:
Sizinle bizim aramızda tanık olarak Allah yeter. Doğrusu, sizin bize
kullu
ğunuzdan haberimiz yoktu....
Yunus Suresi, 104. Ayet:
De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimden kuşku duyuyorsanız, ben, sizin Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiklerinize
kullu
k etmem. Ben, ancak sizin canınızı alacak olan Allah'a
kullu
k ederim. Ve bana inananlardan olmam buyruldu."...
Hud Suresi, 2. Ayet:
Allah'tan başkasına
kullu
k yapmayın. Kuşkusuz ben, O'nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve haber vericiyim....
Hud Suresi, 26. Ayet:
"Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin. Ben, sizin için can yakıcı bir günün azabından korkuyorum."...
Hud Suresi, 50. Ayet:
Âd halkına kardeşleri Hud'u gönderdik. Dedi ki: "Ey halkım! Yalnızca Allah'a
kullu
k edin. Sizin ondan başka bir ilahınız yoktur; siz bu tutumunuzla iftira etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz....
Hud Suresi, 61. Ayet:
Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Ey halkım: "Allah'a
kullu
k edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yoktur." dedi. "Sizi yer yüzünde meydana getiren ve sizi orayı imar etmekle görevli kılan O'dur. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin. Sonra O'na tevbe ile yönelin. Rabb'im, Çok Yakın'dır, İsteklere Cevap Veren'dir."...
Hud Suresi, 62. Ayet:
"Ey Salih! Sen, bundan önce aramızda ümit beslenen biriydin. Şimdi atalarımızın
kullu
k ettiklerine
kullu
k etmekten bizi vazgeçirmek mi istiyorsun? Ve biz, gerçekten de senin bizi çağırdığın şey hakkında ikilem içindeyiz, kaygılanıyoruz." dediler....
Hud Suresi, 84. Ayet:
Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben, sizi bir hayır içinde görüyorum. Ve sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum." dedi....
Hud Suresi, 87. Ayet:
Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Atalarımızın
kullu
k ettiklerini bırakmamızı; mallarımızı, istediğimiz gibi kullanmaktan vazgeçmemizi senin salatın mı buyuruyor? Oysaki sen yumuşak huylu, aklı başında bir adamsın."...
Hud Suresi, 101. Ayet:
Biz onlara haksızlık yapmadık; onlar kendi kendilerine haksızlık yaptılar. Rabb'inin buyruğu gerçekleşince, Allah'ı bırakıp da
kullu
k ettikleri ilahları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. Yalnızca kayıplarını artırdılar....
Hud Suresi, 109. Ayet:
Onların
kullu
k ettikleri hakkında hiç kuşkun olmasın. Daha önce atalarının
kullu
k ettikleri gibi
kullu
k ediyorlar. Elbette paylarına düşeni eksiksiz olarak vereceğiz....
Hud Suresi, 123. Ayet:
Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Bütün işler O'na döndürülür. Öyleyse yalnızca O'na
kullu
k et ve yalnızca O'na tevekkül et. Rabb'in, yaptıklarınızdan habersiz değildir....
Yusif Suresi, 40. Ayet:
"Sizin, O'nun yanı sıra
kullu
k ettiğiniz şeyler, ancak sizin ve atalarınızın onlara yakıştırdığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlar için hiçbir yetkilendirmede bulunmadı. Hüküm yalnızca Allah'ındır; kendisinden başkasına
kullu
k etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din yalnızca budur. Ancak insanların çoğu bu gerçeği bilmezler."...
Rəd Suresi, 36. Ayet:
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen ile sevinirler. Kabilelerden onun bir kısmını küfreden gruplar vardır. De ki: "Ben yalnızca Allah'a
kullu
k etmekle ve O'na şirk koşmamakla emrolundum. Ben yalnızca O'na çağırıyorum ve dönüşüm yalnızca O'nadır."...
İbrahim Suresi, 10. Ayet:
Resulleri dedi ki: "Göklere ve yere belli bir fıtrat veren, sizi, suçlarınızı bağışlamak için çağıran ve belirlenmiş bir ecele kadar sizi erteleyen Allah hakkında mı kuşkudasınız?" Dediler: "Siz de ancak bizim gibi sadece bir beşersiniz. Atalarımızın
kullu
k ettiklerinden bizi çevirmek istiyorsunuz. Öyleyse açık bir sultan getirin!"...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zamanlar İbrahim şöyle demişti: "Rabb'im! Bu şehri güvenli kıl. Beni ve çocuklarımı putlara
kullu
k yapmaktan uzak tut."...
Hicr Suresi, 99. Ayet:
Sana yakin gelinceye kadar, Rabb'ine
kullu
k et!...
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
Ant olsun ki, Biz, her ümmete, Allah'a
kullu
k etmeleri ve tağuttan uzak durmaları için bir resul gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, kimine de sapkınlık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezin de yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın....
Nəhl Suresi, 73. Ayet:
Onlar, Allah'ın yanı sıra, göklerden ve yerden kendilerine hiçbir rızık veremeyen ve hiçbir şeye güçleri yetmeyen şeylere
kullu
k ediyorlar....
Nəhl Suresi, 114. Ayet:
Eğer Allah'a
kullu
k ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin. Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yiyin....
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
"Mademki onlardan ve Allah'tan başka
kullu
k ettikleri şeylerden ayrılmayı tercih ettiniz, o halde mağaraya sığının ki, Rabb'iniz size rahmetini açsın ve size destek olarak işlerinizi kolaylaştırsın."...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Sizden farkım; bana, ilahınızın ancak tek ilah olduğu vahyedilmiş olmasıdır. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salihatı yapsın ve Rabb'ine
kullu
kta hiç kimseyi ortak koşmasın."...
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
Allah, benim de Rabb'im sizin de Rabb'inizdir. O halde, O'na
kullu
k edin. İşte bu dosdoğru yoldur....
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasına: "Ey babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin
kullu
k ediyorsun?" demişti....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Ey babacığım! Şeytana
kullu
k etme. Şeytan Rahman'a isyan eden biridir."...
Məryəm Suresi, 48. Ayet:
"Sizden ve Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiğiniz şeylerden uzak durup, yalnızca Rabb'ime dua edeceğim. Umulur ki, Rabb'ime ettiğim dualar sayesinde mahrum olmam."...
Məryəm Suresi, 49. Ayet:
Onlardan ve onların Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiklerinden ayrılınca, Biz, ona İshak'ı ve torunu Yakub'u bağışladık. Hepsini nebi yaptık....
Məryəm Suresi, 65. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin Rabb'idir. Öyle ise yalnızca O'na kul ol ve
kullu
ğunda sabırlı ol. İsmi O'nunla anılmaya değer bir başkasını biliyor musun?...
Məryəm Suresi, 82. Ayet:
Hayır! İlah edinilenler, onların
kullu
klarını inkar edecekler ve onlara düşman kesilecekler....
Taha Suresi, 14. Ayet:
"Ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Öyleyse yalnızca Bana
kullu
k et. Ve öğüdüm için salatı ikame et."...
Ənbiya Suresi, 19. Ayet:
Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O'nun yanında bulunanlar O'na
kullu
k etmekten büyüklenmez ve usanmazlar;...
Ənbiya Suresi, 25. Ayet:
Senden önce hiçbir resul göndermedik ki, kendisine, "Benden başka ilah yoktur. Onun için Bana
kullu
k edin." diye vahyetmiş olmayalım....
Ənbiya Suresi, 53. Ayet:
"Biz, atalarımızı bunlara
kullu
k edenler olarak bulduk." dediler....
Ənbiya Suresi, 66. Ayet:
İbrahim: "Allah'ı bırakıp da size bir faydası da bir zararı da olmayan şeylere mi
kullu
k ediyorsunuz?" dedi....
Ənbiya Suresi, 67. Ayet:
"Yazıklar olsun size ve Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiğiniz şeylere. Siz hala aklınızı kullanmayacak mısınız?"...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Onları, buyruklarımızla doğru yolu gösteren önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, salatı ikame etmeyi, zekatı yapmayı vahyettik. Ve onlar yalnızca bize
kullu
k eden kimselerdi....
Ənbiya Suresi, 84. Ayet:
Biz de onun çağrısına karşılık verdik. Ve derdini yok ettik. Ve katımızdan bir rahmet ve
kullu
k edenlere bir öğüt olmak üzere, kendisine ehlini ve onlarla birlikte bir mislini daha verdik....
Ənbiya Suresi, 92. Ayet:
Bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir. Çünkü hepinizin Rabb'i Ben'im. O halde yalnızca Bana
kullu
k edin!...
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Siz ve Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettikleriniz, Cehennem'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz....
Ənbiya Suresi, 106. Ayet:
Bunda
kullu
k eden bir toplum için açık bir duyuru vardır....
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan bazıları da iş olsun diye Allah'a
kullu
k eder. Onun yararına bir şey olursa onunla mutlu olur, eğer bir fitneyle karşı karşıya kalırsa hemen yönünü değiştirir. O dünyada da ahirette de kaybedendir. İşte o apaçık bir kayıptır....
Həcc Suresi, 71. Ayet:
Onlar; Allah'ın yanı sıra O'nun kendileri hakkında bir sultan indirmediği ve hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere
kullu
k ediyorlar. Zalimler için hiçbir yardım edici yoktur....
Həcc Suresi, 73. Ayet:
Ey insanlar! Verilen örneği dikkatle dinleyin: Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettikleriniz bir araya gelseler, kesinlikle bir sineği bile yaratamazlar. Değil yaratmak, sinek onlardan bir şey kapsa, onu bile kurtaramazlar. İsteyen de kendisinden istenen de ne kadar acizdir....
Həcc Suresi, 77. Ayet:
Ey iman edenler! Ruku edin, secde edin, Rabb'inize
kullu
k edin, hayır yapın ki kurtuluşa erebilesiniz....
Möminun Suresi, 23. Ayet:
Ant olsun ki Biz, Nuh'u halkına gönderdik. "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Hala takva sahibi olmayacak mısınız?" dedi....
Möminun Suresi, 32. Ayet:
Onlara, kendi içlerinden, "Allah'a
kullu
k edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur, hala takva sahibi olmayacak mısınız?" diyen bir Resul gönderdik....
Möminun Suresi, 47. Ayet:
Sonra da: "Bizden farkı olmayan, üstelik halkı da bize
kullu
k eden bu iki beşere mi inanacağız?" dediler....
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah, sizden iman eden ve salihatı yapanlara, tıpkı kendilerinden öncekileri halife kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzünde halife kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini mutlaka sağlamlaştıracağını ve endişelerinden sonra onları mutlaka güvene kavuşturacağını vaat etti. Onlar, Bana
kullu
k ederler ve hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Bundan sonra da kim küfrederse, işte onlar yoldan çıkanların ta kendileridir....
Furqan Suresi, 17. Ayet:
Ve o gün, onları ve Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettikleri şeyleri toplar, sonra da onlara: "Kullarımı siz mi saptırdınız yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?" der....
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah'ın yanı sıra kendilerine bir yararı da zararı da olmayan şeylere
kullu
k ediyorlar. Kafir, Rabb'ine karşı olanın destekçisidir....
Şüəra Suresi, 70. Ayet:
Babasına ve halkına; "Siz neye
kullu
k ediyorsunuz?" demişti....
Şüəra Suresi, 71. Ayet:
"Putlara
kullu
k ediyoruz. Kendimizi onlara adamaktan vazgeçmeyeceğiz." dediler....
Şüəra Suresi, 75. Ayet:
İbrahim: "Peki neye
kullu
k ettiğinizi hiç düşünüyor musunuz?" dedi....
Şüəra Suresi, 92. Ayet:
Ve onlara: "
Kullu
k ettikleriniz nerede?" denilir....
Nəml Suresi, 43. Ayet:
Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiği şeyler, onu alıkoymuştu. Çünkü o Kafir bir halktandı....
Nəml Suresi, 45. Ayet:
Ant olsun ki Semud halkına da, "Allah'a
kullu
k edin." diye kardeşleri Salih'i gönderdik. Ne var ki birbirleri ile çekişen iki grup oldular....
Qəsəs Suresi, 63. Ayet:
Haklarında sözün gerçekleştiği kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık. Uzak olduğumuzu Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize
kullu
k etmiyorlardı." dediler....
Ənkəbut Suresi, 17. Ayet:
"Siz ise, Allah'tan başka, birtakım putlara
kullu
k ediyorsunuz ve tasarladığınız putlarla iftira ediyorsunuz. Şunu iyi bilin ki, Allah'tan başka
kullu
k ettikleriniz, size bir rızık vermeye güç yetiremezler. Öyleyse, rızkı Allah'tan isteyin. Ve yalnızca O'na
kullu
k edin. O'na şükredin. Eninde sonunda O'na döndürüleceksiniz."...
Ənkəbut Suresi, 36. Ayet:
Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şuayb: "Ey halkım! Allah'a
kullu
k edin. Ahiret Günü'nü umut edin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!" dedi....
Ənkəbut Suresi, 56. Ayet:
Ey inanan kullarım! Yeryüzüm geniştir. Öyleyse yalnız Bana
kullu
k edin....
Səba Suresi, 40. Ayet:
Ve o gün O, onların hepsini bir araya toplayacak. Sonra meleklere: "Şunlar, size mi
kullu
k ediyorlardı?" diye soracak....
Səba Suresi, 41. Ayet:
Onlar: "Seni tenzih ederiz. Bizim velimiz onlar değil, Sen'sin. Bilakis, onlar, cinlere
kullu
k ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyorlardı." derler....
Yasin Suresi, 22. Ayet:
"Ben, niçin benim fıtratımı belirleyene
kullu
k etmeyeyim? Siz de O'na döndürüleceksiniz."...
Yasin Suresi, 60. Ayet:
Ey ademoğulları! Ben, size "Şeytana
kullu
k etmeyin, o sizin için apaçık düşmandır, diye uyarıda bulunmadım mı?"...
Yasin Suresi, 61. Ayet:
Bana
kullu
k edin. Dosdoğru yol budur....
Saffat Suresi, 22. Ayet:
Toplayın o zulmedenleri, eşlerini ve onların
kullu
k ettikleri şeyleri;...
Saffat Suresi, 85. Ayet:
Babasına ve halka: "Nelere
kullu
k ediyorsunuz?" demişti....
Saffat Suresi, 95. Ayet:
"Siz yonttuğunuz şeylere mi
kullu
k ediyorsunuz?"...
Saffat Suresi, 161. Ayet:
Artık siz ve
kullu
k yaptıklarınız, ...
Zümər Suresi, 2. Ayet:
Biz, bu Kitap'ı sana hakk ile indirdik. Öyleyse dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a
kullu
k et....
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Dikkat edin! Halis din yalnızca Allah'a aittir. O'nun yanı sıra veliler edinenler: "Onlara, bizi Allah'a daha yakın bir seviyeye yaklaştırsınlar diye
kullu
k ediyoruz." diyorlar. Allah, hakkında tartıştıkları şey için hükmünü verecektir. Allah, yalancı ve azılı nankörleri doğru yola iletmez....
Zümər Suresi, 11. Ayet:
De ki: "Ben, dini yalnızca Kendisine özgü kılarak, Allah'a
kullu
k etmekle emrolundum."...
Zümər Suresi, 14. Ayet:
De ki: "Ben, dinimi Allah'a özgü kılarak O'na
kullu
k ederim."...
Zümər Suresi, 15. Ayet:
"Siz de O'nun yanı sıra istediğinize
kullu
k edin." De ki: "Asıl kaybedenler, Kıyamet Günü'nde kendilerini ve yakınlarını kayba uğratacak olanlardır." Dikkat edin! İşte apaçık kayıp budur....
Zümər Suresi, 17. Ayet:
Tağuta
kullu
k etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjdeler olsun. O halde bu kullarımı müjdele....
Zümər Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey cahiller! Buna rağmen, Allah'tan başkasına
kullu
k etmemi mi istiyorsunuz?"...
Zümər Suresi, 66. Ayet:
"O halde yalnız Allah'a
kullu
k et ve şükredenlerden ol!"...
Mömin Suresi, 60. Ayet:
Rabb'iniz: "Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Bana
kullu
k etmeye büyüklenenler, horlanmış olarak Cehennem'e gireceklerdir." dedi....
Mömin Suresi, 66. Ayet:
De ki: "Bana, Rabb'imden gelen açık kanıtlar içeren bilgilerle; sizin, Allah'tan başka yöneldiklerinize
kullu
k etmekten kesinlikle men edildim ve ben alemlerin Rabb'ine teslim olmakla emrolundum."...
Fussilət Suresi, 14. Ayet:
Hani! Onlara, onlardan önceki ve sonrakilere, "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin." diye resuller gelmişti. Onlar, "Eğer Rabb'imiz isteseydi kesinlikle melekler indirirdi. O halde biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeylere Kafirlik ediyoruz." demişlerdi....
Fussilət Suresi, 37. Ayet:
Gece ve gündüz; Güneş ve Ay O'nun ayetlerindendir. Güneş'e ve Ay'a secde etmeyin. Eğer yalnızca O'na
kullu
k ediyorsanız, onları yaratmış olana secde edin....
Zuxruf Suresi, 20. Ayet:
"Eğer Rahman dileseydi, biz onlara
kullu
k etmezdik." dediler. Onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar yalnızca saçmalıyorlar....
Zuxruf Suresi, 26. Ayet:
Bir zamanlar İbrahim, babasına ve halkına: "Ben sizin
kullu
k ettiklerinizden uzağım demişti."...
Zuxruf Suresi, 45. Ayet:
Senden önce kendilerine Resul gönderdiklerimize sor. Biz, Rahman'dan başka
kullu
k edilecek ilahlar kılmış mıyız?...
Zuxruf Suresi, 64. Ayet:
Allah, benim de sizin de Rabb'inizdir. Öyleyse O'na
kullu
k edin! Bu, dosdoğru yoldur....
Zuxruf Suresi, 81. Ayet:
De ki: "Eğer Rahman'ın çocuğu olsaydı, ona ilk ben
kullu
k ederdim."...
Əhqaf Suresi, 6. Ayet:
İnsanlar bir araya getirildikleri zaman, yöneldikleri kimseler, kendilerine düşman kesilirler ve onların kendilerine
kullu
k ettiklerini inkar ederler....
Əhqaf Suresi, 21. Ayet:
Âd'ın kardeşini an! Hani Ahkaf'taki halkını uyarmıştı. Ondan önce de ve sonra da "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin! Ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum." diye uyaran nice uyarıcılar gelip geçmişti....
Zariyat Suresi, 56. Ayet:
Ben, cinni ve insi yalnızca bana
kullu
k etsinler diye yarattım....
Mümtahinə Suresi, 4. Ayet:
Ancak İbrahim'in babasına: "Allah'tan olacak olana gücüm yetmez, fakat senin için bağışlanma dileyeceğim" sözü hariç. İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için iyi bir örnek vardır. Onlar halklarına şöyle demişlerdi: "Biz, sizden ve sizin Allah'ın yanı sıra
kullu
k ettiğiniz şeylerden kesinlikle uzağız. Biz, sizi reddediyoruz. Siz, ilahın yalnızca Allah olduğuna inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda düşmanlık ve buğz devam edecektir. Rabb'imiz! Yalnız Sana dayandık, yalnız Sana...
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Eğer o sizi boşarsa, Rabb'inin ona sizden daha hayırlı olan; Allah'a teslim olan, inanan, saygıda kusur etmeyen, tevbe eden,
kullu
k eden, seyahat eden dul ve bakire eşler vermesi umulur....
Nuh Suresi, 3. Ayet:
"Allah'a
kullu
k edin, O'nun için takva sahibi olun ve bana itaat edin."...
Beyyinə Suresi, 5. Ayet:
Oysa Allah'a
kullu
ktan ve dini hanifler olarak O'na has kılmaktan ve salatı ikame etmekten, zekatı yapmaktan başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte doğru din budur....
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Bu evin Rabb'ine
kullu
k etsinler....
Kafirun Suresi, 2. Ayet:
"Ben, sizin
kullu
k ettiğinize asla
kullu
k etmem."...
Kafirun Suresi, 3. Ayet:
"Siz de benim
kullu
k ettiğime
kullu
k etmezsiniz."...
Kafirun Suresi, 4. Ayet:
"Ben, sizin
kullu
k ettiğinize asla
kullu
k edecek değilim."...
Kafirun Suresi, 5. Ayet:
"Siz de benim
kullu
k ettiğime
kullu
k edecek değilsiniz."...
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
Allahım, yalnız seni ilâh tanıyor, candan müslümanlar olarak sana teslim oluyor, saygıyla sana
kullu
k ve ibadet ediyor, yalnız senin şeriatına bağlanıyor, sana boyun eğiyoruz. Gayretimizin, sabırla mücadeleye devamımızın başarıya ulaşması için sadece senden medet umuyor, bize arka çıkmanı istiyoruz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Rabbimiz!) Ancak sana
kullu
k ederiz ve yalnız senden medet umarız....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Sadece sana
kullu
k ederiz ve bunun farkındalığı için yardımını niyaz ederiz. (El Esmâ ül Hüsnâ anlamlarını açığa çıkarmak suretiyle tüm yaratılmışlar olarak sana
kullu
k etmekteyiz ve bunun farkındalığına ermemiz için yardımını isteriz. )...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Ey Rabb'imiz!) Yalnız sana
kullu
k eder ve yalnız senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Ancak Sana
kullu
k eder ve yalniz Senden yardim dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Ancak Sana
kullu
k eder ve yalnız Senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Rabbimiz!) Ancak sana
kullu
k ederiz ve yalnız senden medet umarız....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Sade sana ederiz
kullu
ğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab!...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Sade Sana ederiz
kullu
ğu, ibadeti; sade Senden dileriz yardımı, inayeti Yarab!...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Ancak sana ederiz
kullu
ğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!)....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Allah'ım!) Yalnız sana
kullu
k eder, yalnız senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Yalınız sana ibâdet (
kullu
k) ederiz, yalınız senden yardım isteriz. ...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Yalnız Sana
kullu
k eder; ve yalnız senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Ey Rabbimiz!) Ancak sana
kullu
k eder ve yalnız senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Yalnız sana
kullu
k ederiz ve yalnız senden yardım dileriz....
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(Ya Rabbi) Ancak sana
kullu
k eder, ancak Senden yardım isteriz!...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
Yalnız Sana
kullu
k eder, yalnız Senden yardım isteriz....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Geçmiş kutsal kitaplarda, Muhammed’e vahyedileceği müjdelenen, bütün insanların iman etmekle, uygulamakla yükümlü olduğu, yürürlükteki tek ve son ilâhî kitap yalnızca bu mükemmel, kutsal kitaptır, Kur’ân’dır. Allah katından indirildiğinde, kaynağında, vahyinde ve içindeki bilgilerde; geçmiş kitaplarda müjdelenen, bütün insanları muhatap alan, yürürlükteki tek ve son kitap olduğunda, şüphe ve tereddüt yoktur. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar,
kullu
k ve...
Bəqərə Suresi, 6. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini, Kur’ân’ı, Allah’a imanın gerektirdiği esasları inkârda ısrar edenleri, kâfirleri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarmanla uyarmaman fark etmiyor. İman etmeyecekler....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahut münâfıklar, karanlıklar içinde, gök gürültüleri çıkararak, şimşekler çaktırarak yağan yağmura tutulanlar gibi, şüphe, nifak ve inkâr karanlıkları içinde, tehditler ve müjdelerle dolu Kur’ân âyetlerini getiren vahiy sağanağı ile karşılaşanlardır. Ölümden çekinerek gök gürlemeleri yüzünden parmaklarıyla kulaklarını tıkayan kimseler gibi, tehdit âyetlerini duymamak için kulaklarını tıkarlar. Halbuki Allah,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincin...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Rabbinize (hakikatinizi oluşturan Esmâ mertebesine)
kullu
ğunuzun farkındalığına erin. Ki böylece korunanlardan olursunuz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbinizi ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Rabbinize bağlanın, saygıyla Rabbinize
kullu
k ve ibadet edin. Umulur ki, günahlardan arınıp, azaptan korunur, emirlerine yapışır,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olur, himayesine mazhar olursunuz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k edin. Olur ki böylelikle fenalıklardan sakınırsınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k edin ki sakınasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden oncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz ki, O'na karsi gelmekten korunmus olabilesiniz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz ki, O'na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
İnsanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k edin ki korunasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! O sizi ve sizden evvelkileri yaratmış olan rabbinize
kullu
k ve ibâdet ediniz ki korunup müttekilerden olasınız...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Rabbinize
kullu
k ve ibadet ediniz ki, gerçek korunanlardan olasınız!...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize
kullu
k edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Allah'a
kullu
k ediniz ki; Allah'ın azabından korunabilesiniz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan (haleka) rabbinize
kullu
k (ibadet) edin ki korunasınız / sakınasınız (tettekune)....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, siz de, sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibâdet (
kullu
k) edin. Tâki takvaa saahibi olasınız. ...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden önce yaşamış olanları yaratan Rabbinize
kullu
k edin ki, O'na karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz ki, O’na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k edin ki, (azaptan) korunasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k ediniz ki sakınasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize
kullu
k edin ki takvâya erişesiniz....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız, ki asla yapamayacaksınız, o takdirde, Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, yakıtı insanlar, suçlular, kâfirler, putperestler ve mâbut saydıkları taşlar olan ateşten korunun. Bu ateş,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, nankörler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
Allah, hakkı açıklamak için sayısız darb-ı meselli delillerden birini, bir sivrisineği, ondan daha küçük, daha büyük bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman edenler, bunların Rablerinden gelen hak düzeni yerleştirmek için, öğüt verici, ibretli bir delil olduğunu bilirler.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler ise, bunları hafife alarak; 'Allah böyle darb-ı meselli bir delil ile ...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Fâsıklar,
kullu
k sözleşmesinde kesin söz verdikten sonra, Allah’a verdikleri taahhüdü bozanlar, koyduğu ilâhî düzene, şeriatına aykırı hayat yaşayanlardır. Allah’ın, riayet edilmesini, birleştirilmesini, bütün olarak düşünülmesini, uygulanmasını emrettiği, bütün peygamberlerin tek davet ve tebliğ konusu İslâm dinindeki devamlılığı sağlayan hükümleri bir kenara atarak, ayrı dinler icat edenler; şer’î kuralları, şer’î düzeni, Kur’ân’ın bütünlüğünü bozarak, parçalayarak İslâm’ı tesirsiz kılmaya çal...
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Rabbin meleklere: "Ben arzda (bedende) bir halife (Esmâ mertebesinin farkındalığıyla yaşayan şuur sahibi) meydana getireceğim" dedi. Onlar da: "Orada fesat çıkarıp kan döken birini mi meydana getireceksin; biz seni hamdinle (bizde açığa çıkardığın varlığını değerlendirme hâliyle) tespih (her an yeni hâle dönüşen isteğine
kullu
k ederek) ve kudsiyetini (her türlü eksiklikten berî oluşunu) dillendirmiyor muyuz?" dediler. (Buyurdu): "BEN sizin bilmediklerinizin Aliymiyim!. . "...
Bəqərə Suresi, 34. Ayet:
Hani biz meleklere: 'Âdem’e secde ederek saygı gösterin' demiştik. Melekler hemen secde ederek saygı gösterdiler. Yalnız İblis dayattı. Büyüklük taslayıp serkeşlik etti,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerden, kâfirlerden oldu....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini inkârda, küfürde ısrar edenler ve âyetlerimizi, Kur’ân’ı yalanlayanlar, işte onlar Cehennemliktirler. Onlar, orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 45. Ayet:
Sabredip, mücadeleye devam ederek, kendinizi eğitip sıkıntılara katlanarak, kötülüğe engel olup iyilik yaparak, namazları kılarak Allah’tan medet umun, size arka çıkmasını isteyin. Bunlar, tam bir teslimiyetle Allah’a imanın,
kullu
k ve itaatin şuuruna erip saygılı davrananların dışındakilere ağır gelen
kullu
k görevleridir....
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
Ve izisteskâ mûsâ li kavmihî fe kulnâdrib bi asâkel hacer(hacere) fenfeceret minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime
kullu
unâsin meşrebehum kulû veşrebû min rızkıllâhi ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne)....
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
isteskâ
: suya kavuşmayı istedi
3.
mûsâ
: Musa
4.
li kavmi-hî
: kendi kavmi...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bizim, sizin ciddi ve samimi taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın. Tûr’u üstünüze kaldırıp, 'Size verdiğimize, kitaba sıkı sıkı sarılın, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın. İçindekileri ezberleyin, iyi düşünüp tahlil edin. Umulur ki, Allah’a sığınmanıza, emirlerine yapışmanıza, günahlardan arınıp, azaptan korunmanıza,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza vesile olur.' demiştik....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bu ibret dolu cezayı, bizzat görenlere ve sonraki nesillere bir ders, bir gözdağı, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere de unutamayacakları bir öğüt, bir ibret vesilesi kıldık....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a
kullu
k edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Bizim İsrâiloğulları’ndan, yalnızca Allah’ı ilâh tanımaları, candan müslümanlar olarak Allah’ın hükmüne teslim olmaları, saygıyla Allah’a
kullu
k ve ibadet etmeleri, yalnız Allah’ın şeriatına bağlanmaları, Allah’a boyun eğmeleri, anaya-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, dullara, çevresi, çaresi olmayan yoksullara devamlı iyilik ve ihsanda bulunmaları konusunda kesin taahhüt aldığımızı ehl-i kitaba-yahudilere hatırlat: 'Bütün insanların iyiliği için doğruları söyleyin. Namazları âdâbına riâyet ede...
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani, İsrailoğullarından; 'Allah'dan başkasına
kullu
k etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilikte bulunacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekatı vereceksiniz' diye kesin söz almıştık. Sonra az bir kısmınız müstesna, bu sözden döndünüz. Siz zaten yüz çevirenlersiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Israilogullarindan, «Allah'tan baskasina
kullu
k etmeyin, anne babaya, yakinlara, yetimlere, duskunlere iyilik edin, insanlarla guzel guzel konusun, namazi kilin, zekati verin» diye soz almistik. Sonra siz pek aziniz mustesna, dondunuz. Sizler zaten doneksiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
İsrailoğullarından, 'Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin' diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a
kullu
k edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve «İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin» diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani İsrailoğullarından "Tanrı'dan başkasına
kullu
k etmeyin, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın (ihsanen), insanlara güzel söz söyleyin, namazı gözetin ve zekatı verin" diye misak almıştık Sonra siz pek azınız dışında döndünüz / yüz çevirdiniz (tevelleytüm) ve (hala) yüz çeviriyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Yine bir vakit İsrâiloğullarından: 'Allah’dan başkasına
kullu
k etmeyeceksiniz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara da güzellikle söyleyin, namazı hakkıyla edâ edin ve zekâtı verin!' diye sağlam söz almıştık. Sonra sizden pek azı müstesnâ, (hepiniz o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz çevirici kimselersiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Ve bir zaman, (ey) İsrailoğulları, (sizden) şu (konularda) kesin taahhüt almıştık: "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyeceksiniz; akraba ve ebeveyninize, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız; bütün insanlarla güzellikle konuşacaksınız; namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve karşılıksız yardımda bulunacaksınız." Ama, birkaçınız dışında bu sözünüzden döndünüz: zaten siz, inatçı, isyankar bir topluluksunuz!...
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Bir zamanlar biz İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: “Yalnızca Allah'a
kullu
k edin, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlarla güzel konuşun. Namazı kılın, zekâtı verin!” Sonra pek az kısmınız hariç döndünüz, hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
İsrailoğullarından: -Allah’tan başkasına
kullu
k etmeyin, anaya, babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin! diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız dışında sözünüzden döndünüz ve hala da dönmeye devam ediyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Biz İsrâil oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani İsrailoğullarından, «Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin» diye kesin söz almıştık. Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Yine hatırlayın ki, Biz İsrailoğullarından 'Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyin; anne ve babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın; insanlara güzel söz söyleyin; namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin' diye söz almıştık. Sonra, pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz; hâlâ da yüz çeviriyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Allah katından ellerindeki geçerli bilgileri tasdik eden kitaplar gelmişken, öteden beri
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere, inanmayanlara karşı görevlendirilecek peygamberin adını kullanarak üstünlük sağlamaya, insanlardan, tekrar tekrar geleceği ile ilgili haberleri öğrenmeye, mevcut kutsal kitaplardaki bilgileri yeniden değerlendirmeye alarak geleceğini teyide çalışırlarken, ...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah’ın, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarından bazılarına vahiy indirmesini, peygamberlik ihsan etmesini; hakka riayet etmedikleri, kural tanımadıkları, isyan ettikleri için, Allah’ın indirdiğini, Kur’ân’ı inkâr ederek kendilerini harcamaları, ne kadar kötü bir şeydir. İşte bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas ed...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zamanlar sizin kesin sözünüzü, taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın.Tûr’u üstünüze kaldırıp; 'Size verdiğimiz kitaba, sıkı sıkı sarılın, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın, iyice kulak verin' demiştik. Onlar: 'Sözünü duyduk ve emrine isyân ettik' dediler.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrarları sebebiyle kalplerine, akıllarına buzağı putunu yerleştirdiler. Onlara: 'Mü’min olmakla alâkanız varsa e...
Bəqərə Suresi, 98. Ayet:
'Allah’a, meleklerine, Rasullerine, Cebrâil’e ve Mîkâil’e düşman olanlar bilsinler ki, Allah,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin düşmanıdır.'...
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Keşke imân edip, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunsalar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davransalardı, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olsalar, takvâ esaslarını benimseselerdi, elbette Allah katından verilecek mükâfat daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, peygambere ve idarecilerinize, 'Dinî, siyasî ve idarî otoriteni bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan' demeyin, peygambere ve kendinize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin. 'Kur’ân, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, sesimize kulak veren, yardım, destek ve imkân sağlayan, bize neler kazandırılabileceğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden, meseleleri zamana yayarak çözen, d...
Bəqərə Suresi, 105. Ayet:
Ehl-i kitaptan ve ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerden
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, Rabbinizden size bir hayır, Kur’ân’dan bir sûre, bir âyet indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, rahmetini, peygamberliği ve hidayeti, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere lütfeder. Alla...
Bəqərə Suresi, 116. Ayet:
Ve kâlûttehazellâhu veleden, subhâneh(subhânehu), bel lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı),
kullu
n lehu kânitûn(kânitûne)....
Bəqərə Suresi, 116. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
ittehaze
: edindi
3.
allâhu
: Allah
4.
veleden
: çocuk
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz Beyt'i (Kâbe - kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esmâ mertebesi kuvveleriyle tahakkuk makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve İsmail'e: "Beytimi; tavaf edenler,
kullu
ğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rükû edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin" dedik....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakit İbrâhim: 'Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbim! Burasını emin, güvenli bir belde haline getir. Halkını, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe imân edenlerini çeşitli meyvalarla rızıklandır.' diye dua etti. Allah: '
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere dahi rızık verir de, hayattan biraz nasib al...
Bəqərə Suresi, 128. Ayet:
'Rabbimiz! Bizi, sana teslîm olan kimseler eyle ve neslimizden sana teslîm olan bir ümmet (çıkar)! Bize, (râzı olacağın hac, kurban gibi)
kullu
k usûllerimizi göster ve tevbelerimizi kabûl buyur! Şübhesiz ki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (merhameti bol olan) ancak sensin!'...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
kuntum
: siz oldunuz
3.
şuhedâe
: şahitler
4.
iz hadara
: hazır olduğu zaman, hazır olmuştu...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub) oğullarına: Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a
kullu
k edeceğiz; biz ancak O'na teslim olmuşuzdur, dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz Yakup ölmek üzereyken olaya şahit olanlardan mıydınız? Hani O oğullarına: "Benden sonra neye
kullu
k edeceksiniz?" demişti de, onlar da:"Senin ve babaların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhı olan İlâhun VAHİD'e (hakikatlerini meydana getiren Allâh Esmâ'sına)
kullu
ğumuza devam edeceğiz. Biz ona teslim olmuşluğun bilincinde olanlarız" demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz de bu olaya şâhit mi oldunuz? Hani Yâkub’a ölüm gelip çattığında, oğullarına: 'Benden sonra, neyi ilâh tanıyıp, neye gönülden bağlanarak teslim olacak, neye saygıyla
kullu
k ve ibadet edeceksiniz?' demişti. Oğulları da: 'Senin ilâhına, ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak’ın ilâhına, bir tek olan ilâha, bir tek tanrıya
kullu
k ve ibadet edeceğiz. O’na boyun eğen, O’na teslim olarak hükmüne razı olanlarız, İslâm’ı yaşayan müslümanlarız.' dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiğinde, oğullarına: 'Benden sonra neye
kullu
k edeceksiniz?' diye sorduğu ve oğullarının da: 'Senin ilahın ve ataların İbrahim'in, İsmail'in ve İshak'ın ilahı olan tek ilaha!' diye cevap verdikleri sırada siz orada mıydınız?...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa Yakub can verirken sizler yaninda mi idiniz? O, ogullarina: «Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz?» diye sormustu; Onlar da: «Senin Tanrina ve atalarin Ibrahim, Ismail, Ishak'in Tanrisi olan tek Tanriya
kullu
k edecegiz, bizler O'na teslim olmusuzdur» demislerdi....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa Yakub can verirken sizler yanında mı idiniz? O, oğullarına: 'Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz?' diye sormuştu; Onlar da: 'Senin Tanrına ve ataların İbrahim, İsmail, İshak'ın Tanrısı olan tek Tanrıya
kullu
k edeceğiz, bizler O'na teslim olmuşuzdur' demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub) oğullarına: Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a
kullu
k edeceğiz; biz ancak O'na teslim olmuşuzdur, dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yakup can verirken tanık olsaydınız. O, çocuklarına: 'Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz,' diye sormuştu. Onlar da, 'Senin Tanrın, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Tanrısı olan tek Tanrıya
kullu
k edeceğiz, biz O'na teslim olanlarız,' demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz Yakub ölmek üzereyken yanında mıydınız? Hani O oğullarına; «Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz (kime tapacaksınız?)» diye sordu. Onlar da; «Senin ve ataların İbrahim'in, İsmail'in ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a
kullu
k edeceğiz; biz O'na teslim olmuşuz» dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz Yakub'un ölüm anında orada şahitler miydiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz?" dediğinde, onlar: "Senin tanrına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın tanrısı olan tek bir tanrıya
kullu
k edeceğiz, biz O'na teslim olanlarız / bizler ona teslim olduk" demişlerdi....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Evet, siz, (ey İsrailoğulları) Yakub'un, son nefesini vermeye yaklaşırken oğullarına: "Ben gittikten sonra siz kime
kullu
k edeceksiniz? diye seslendiğine şahitsiniz. Onlar: "Senin tanrına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın tanrısına, O Tek Tanrıya
kullu
k edecek ve O'na teslim olacağız!" diye cevap verdiler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz Yakub'a ölüm geldiği zaman orada mı idiniz? Hani o oğullarına: “Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz?” diye sormuştu. Onlar da: “Senin Allah'ın ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ı olan tek Allah'a
kullu
k edeceğiz. Biz O'na teslim olanlarız. ” dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz, Yakub’a ölüm yaklaşıp da oğullarına: -Ey oğullarım, Benden sonra neye
kullu
k edeceksiniz? diye sorduğu ve onların da: -Senin ilahına, ataların İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, bir tek ilahına
kullu
k edeceğiz. Biz O’na teslim olanlarız! dediklerinde, siz onların yanında şahit miydiniz?...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Ne o, yoksa siz ölüm Yâkub’a gelip çattığında, o evlatlarına: "Benim ölümümden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediğinde siz orada mı bulunuyordunuz? Onlar cevaben şöyle demişlerdi: "Senin İlahına, senin ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak’ın İlahı olan Tek İlaha
kullu
k ederiz. Ve biz ancak O’na teslim olan müslümanlarız."...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz, Ya'kub'a ölüm (hali) geldiği zaman orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub), oğullarına: "Benden sonra neye
kullu
k edeceksiniz?" demişti. "Senin tanrın ve ataların İbrâhim, İsmâ'il ve İshak'ın tanrısı olan tek Tanrı'ya
kullu
k edeceğiz, biz O'na teslim olanlarız." dediler....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa, Yakub'a ölüm gelip çattığı zaman siz orada mıydınız? O, oğullarına 'Benden sonra kime
kullu
k edeceksiniz?' diye sorduğunda, onlar şöyle cevap vermişti: 'Biz senin ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın birtek tanrısı olan Allah'a
kullu
k ederiz. Biz de Ona teslim olmuşuz.'...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha
kullu
k edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız."...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın (verdiği) rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na
kullu
k ederiz (deyin)....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allâh boyası! Allâh boyası ile boyanmış olmaktan güzel ne olabilir! Biz O'na
kullu
k edenleriz!...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Siz de Allah’ın ortaya koyduğu tabiî renklere boyanın, insan yaratılışına uygun, İslâmî ilkeleri ve değerler manzumesini hayata geçirin. Allah’tan başka kim, insan fıtratına uygun en güzel boyayı, insan tabiatına en uygun değerleri ortaya koyabilir. Biz daima, yalnız O’nu ilâh tanıyor, candan müslümanlar olarak O’na bağlanıyor, saygıyla O’na
kullu
k ve ibadet ediyoruz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
'Allah'ın boyası(nı seçtik)... [25] Kimin boyası, Allah'ın boyasından daha güzel olabilir? Biz O'na
kullu
k etmekteyiz.'...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası... Allah(ın boyasın)dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O'na
kullu
k edenleriz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'in verdigi renge uyun; rengi Allah'inkinden daha guzel olan kim vardir? Biz «O'na
kullu
k edenleriz» deyin....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın verdiği renge uyun; rengi Allah'ınkinden daha güzel olan kim vardır? 'Biz O'na
kullu
k edenleriz' deyin....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın (verdiği) rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na
kullu
k ederiz (deyin)....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Budur ALLAH'ın sistemi! Kimin sistemi ALLAH'ınkinden daha iyidir? 'Biz yalnız O'na
kullu
k ederiz.'...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Bu din, Allah'ın verdiği bir renktir. Kim Allah'tan daha iyi bir renk verebilir? Biz yalnız O'na
kullu
k ederiz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Tanrı'nın boyası... Tanrı'dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz O'na
kullu
k edenleriz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
(Biz) Allahın boyasıyle (boyanmışızdır). Allahdan daha güzel boyası olan kim? Biz ona
kullu
k edenleriz. ...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
(Ve deyin ki:) 'Allah’ın boyası (ki biz onunla boyandık, dînine girdik). (Böyle)boya cihetiyle Allah’dan daha güzel kim olabilir? Biz ise, ancak O’na
kullu
k eden kimseleriz!'...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası (ile boyandık) . Boyası Allah'tan daha güzel olan kimdir? Biz O'na
kullu
k edenleriz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
(De ki: "Hayatımız) Allah'ın rengi (ile renklenir!) Kim (hayata) Allah'tan daha güzel renk verebilir, eğer gerçekten O'na
kullu
k ediyorsak?"...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası (ile boyanın). Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir? Bizler ancak O'na
kullu
k ederiz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
İşte Allah’ın boyası! Allah’tan daha güzel boyası olan kim vardır? Biz yalnız ona
kullu
k ederiz!...
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allâh'ın boyası (ile boyan). Allâh'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir? Biz ancak O'na
kullu
k ederiz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası; Allah(ın boyasın) dan daha güzel boyası olan kim? Biz (yalnızca) O'na
kullu
k edenleriz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyası-kim var Allah'tan güzel boya vuran? Biz ancak Ona
kullu
k ederiz....
Bəqərə Suresi, 138. Ayet:
Allah'ın boyasını esas alın. Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na
kullu
k ederiz....
Bəqərə Suresi, 139. Ayet:
Ey Habibim, onlara söyle: “-Allah’ın dininde ve O’na bağlanmakla üstün olmada bizimle çekişip mücadele mi ediyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbiniz. (Ona
kullu
k yapmak herkese vâcibdir). Yaptıklarımızın mükâfatı bize, sizin yaptıklarınızın cezası da size aittir. Biz ona özümüzle bağlanmışız....
Bəqərə Suresi, 161. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip âyetlerimizi inkârda ısrar ile, kâfir olarak can vermiş olanlara gelince, onlar Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetine müstehak olmuşlardır....
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
Davet karşısında,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin hâli, çobanın haykırışını işiten, yalnız sesi ve bağırmayı algılayan sürünün durumuna benzer. Onların duyan kulakları hakkı duymaz. Konuşan dilleri hakkı konuşmaz. Gören gözleri hakikati görmez. Bundan dolayı düşünemezler de....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a
kullu
k ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a
kullu
k ediyorsanız O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler, sizi rızıklandırdıklarımızdan temiz olanlarını yeyin. Ve Allâh'a şükredin (bunu değerlendirin), eğer yalnızca O'na
kullu
k etmek istiyorsanız....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler, size rızık olarak verdiklerimizin, helâlinden temizinden, sağlıklısından ve lezizinden yeyiniz. Eğer siz yalnız Allah’ı ilâh tanıyor, candan müslümanlar olarak ona bağlanıyor, saygıyla Allah’a
kullu
k ve ibadet ediyor, O’nun şeriatına bağlanıyor, O’na boyun eğiyorsanız, Allah’a şükrediniz....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve eğer Allah'a
kullu
k ediyorsanız O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na
kullu
k ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey Inananlar! Sizi riziklandirdigimizin temizlerinden yiyin; yalniz Allah'a
kullu
k ediyorsaniz, O'na sukredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey imân edenler! Sizi rızıklandığımız şeylerin iyi ve temiz olanından yeyin. Eğer yalnız Allah'a tapıp
kullu
k ediyorsanız O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey İnananlar! Sizi rızıklandırdığımızın temizlerinden yiyin; yalnız Allah'a
kullu
k ediyorsanız, O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a
kullu
k ediyorsanız O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na
kullu
k ediyorsanız....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey müminler, size verdiğimiz rızıkların tertemiz (helâl) olanlarından yiyin ve eğer gerçekten sırf Allah'a
kullu
k ediyorsanız, O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey inananlar, size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na
kullu
k ediyorsanız, (yine yalnızca) Tanrı'ya şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey îman edenler, size rızk olarak verdiğimiz şeylerin (maddeten ve manen) en temiz olanlarından yeyin, Allaha şükredin, eğer (hakıykaten) ona
kullu
k ediyorsanız. ...
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey îmân edenler! Sizi rızıklandırdığımız şeylerin temiz olanlarından yiyin ve eğer sâdece O’na
kullu
k ediyorsanız, Allah’a şükredin!...
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler; size rızık olarak veridğimiz şeylerin temiz olanlarından yeyin, Allah'a şükredin, eğer O'na
kullu
k ediyorsanız....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey imana ermiş olanlar! Size rızk olarak sağladığımız iyi şeylerden nasiplenin ve Allah'a şükredin, eğer gerçekten O'na
kullu
k ediyorsanız....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin. Eğer siz gerçekten yalnız Allah'a
kullu
k ediyorsanız, O'na şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
-Ey iman edenler! Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin ve eğer gerçekten yalnız Allah’a
kullu
k ediyorsanız, ona şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na
kullu
k ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin-eğer gerçekten Ona
kullu
k edecekseniz....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey iman sahipleri! Size verdiğimiz rızkların temizlerinden yiyin ve - eğer kendisine
kullu
k ediyorsanız - Allah'a şükredin....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Gerçek hayır ve iyilik, hakiki müslümanlık, insanlık, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Fakat gerçek iyiler ve hakiki müslümanlar, kâmil insanlar, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere imân edenler; sevdikleri malları ve servetleri, can ü gönülden, isteyerek, yakın akrabalara, yetimlere, dullara, öksüzlere, çevresi, çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolculara, yardım isteyenlere, medet umanlara, esirler ve kölelerin esaret boyunduruklarından...
Bəqərə Suresi, 179. Ayet:
Ey akıl ve vicdan sahipleri, kısas cezasının uygulanmasının gayesi hepiniz için, toplum için güvenli bir hayat teminidir. Umulur ki Allah’a sığınarak emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursunuz....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Ölüm hastalığı anında, bırakabileceği malı, serveti olanlarınıza, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine göre, meşrû, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde anaya, babaya, akrabalara vasiyet yapması farz kılındı. Bu vasiyetleri icra etmek, yerine getirmek de, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerin üzeri...
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
Ey imân edenler, oruç sizden öncekilere yazılı bir kanun haline getirilerek farz kılındığı gibi, size de yazılı bir kanun haline getirilerek farz kılındı. Umulur ki, Allah’a sığınarak emirlerine yapışır, günahlardan arınır, azaptan korunur,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursunuz....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruçlu olduğunuz günlerin gecelerinde, hanımlarınızla ilişkiye girmeniz size helâl ve meşrû kılındı. Onlar sizin iyiliğiniz için bir elbise, vazgeçilmez birlikteliğinizin, sizi koruyan, sırlarınızı saklayan ortağı, rahat ve huzur kaynağıdırlar. Siz de onların iyiliği için bir elbise, vazgeçilmez birlikteliğinizin, onları koruyan, sırlarını saklayan, ortağı, rahat ve huzur kaynağısınız. Allah, o gecelerde kendinize hâkim olamadığınızı, kendinize haksızlık ettiğinizi bildi de, yüzünüze baktı, tevb...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana yeni doğan ay ile, hilâller ile ilgili sorular soruyorlar. Onlara: 'Hilâller insanların din ve dünya işlerini, hac ibadetini ifa etme vakitlerinin tesbiti işine yarar' de. Gerçek iyilik, hakiki müslümanlık, İslâm’ın emirlerine riayet, meselelere tersinden yaklaşmak, evlere arka taraflarından gelmek değildir. Gerçek iyiler, hakiki müslümanlar, kâmil insanlar, Allah’a sığınan, emirlerine yapışan, günahlardan arınıp azaptan korunan,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sa...
Bəqərə Suresi, 191. Ayet:
Onları, size savaş açanları, size düşmanca davrananları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi hicrete mecbur ettikleri yerden, Mekke’den siz de onları çıkarıp sürün. Temel hak ve hürriyetlere yapılan tecavüz, baskı, zulüm ve işkence, fitne, cinayetten ve savaştan daha ağır sorumluluğu gerektirir. Mescid-i Haram civarında, onlar size saldırmadıkça, düşmanca davranmadıkça siz onlarla savaşmayın. Onlar sizinle savaşırlar, düşmanca davranırlar, sizi öldürmeye kastederlerse, onları öldürün. İşte
kullu
k s...
Bəqərə Suresi, 193. Ayet:
Fitne tamamen yok edilinceye ve din (
kullu
k) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur....
Bəqərə Suresi, 193. Ayet:
Fitne tamamen yok edilinceye ve din (
kullu
k) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur....
Bəqərə Suresi, 193. Ayet:
O halde, artık zulüm ve baskı kalmayıncaya ve yalnızca Allah'a
kullu
k edilinceye kadar onlarla savaşın; ancak vazgeçerlerse, (bilinçli olarak) zulüm işleyenlerin dışındakilere karşı tüm düşmanlıklar sona erecektir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda, size saldıranlara karşılık verin. Saldırmazlık kanununun, örfünün ihlâli kısas kanununa tâbidir. Kim size saldırırsa, size yapılan saldırıya misilleme yaparak aynıyla cevap verin. Allah’a sığınıp emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunanlar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak ...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca başlayıp da, haccı kendisine farz haline getirirse, hac günlerinde kadına yaklaşamaz, ilişkiyi çağrıştıracak laf söz edilemez, günaha, isyana, haktan uzaklaşmaya götüren davranışlar sergilenemez, kimseye hakaret edilemez, kavga yapılamaz. Haccın başka aylara kaydırılması, ibadet yerleri ve makbuliyetiyle ilgili ihtilâf doğuracak konular konuşulamaz. Hac sırasında yerine getireceğiniz ilahî emirlerin, her türlü iyiliğin, ihsanın, izzetin, ikramın hepsin...
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Sayılı günlerde, teşrik günlerinde telbiye ve tekbir getirerek Allah’ı zikredin, Allah’a ibadet edin, Allah’ın dinini, şeriatını anlatın. İki gün içinde, acele edip Mina’dan Mekke’ye dönmek isteyene günah yoktur. İki gün içinde dönmeyip, geciken de bilerek günah işlemiş sayılmaz. Bunlar günahlardan arınıp Allah’a sığınanlar, emirlerini yerine getirenler, azaptan korunanlar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin b...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için, dünya hayatı süslenip güzel gösterildi. Bu sebeple onlar imân edenlerden bazılarıyla alay ediyorlar. Halbuki, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunan,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler, kıyamet ...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda savaşmanın hükmünü soruyorlar: 'O aylarda savaşmak büyük günahtır. İnsanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoymak, İslâmî hayatı yaşamaya engel tedbirler almak, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyarete mânî olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük sorumluluğu gerektirir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne, cinayetten ve savaştan, kan dökmekten d...
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
İmân edip, Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce, Allah’a
kullu
k ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edenler ve hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak hesapsız servet harcayarak cihad edenler, işte onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Yeminlerinizden dolayı, Allah’ı, sözünüzde durmanıza, iyilik etmenize, Allah’a sığınmanıza, emirlerine yapışmanıza, günahlardan arınmanıza, azaptan korunmanıza,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza ve insanların arasını, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzeltmenize, geliştirmenize engel haline getirmeyin. Allah her şeyi işitir ve bilir....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış kadınların hakkaniyet ölçüleri içinde, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine göre, meşrû bir şekilde, geleneğe, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir menfaat sağlamaları haklarıdır. Bu Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler üzerine düşen bir sorumluluktur....
Bəqərə Suresi, 250. Ayet:
Câlût’a, askerî erkânına ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman: 'Ey Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, savaş meydanında bize metanet ihsan eyle. Ordumuzun özgüvenini, cesaretini artır. Şerefimizi ve itibarımızı yücelt.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden, kâfir bir kavme karşı da bize yardım et.' diye dua ettiler....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin velisi, koruyucusu, emrinde oldukları otoritedir. Onları şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarından, hidayet, iman ve ilim aydınlığına, nura çıkarır.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuuraltına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin velileri de putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörler, idareler şeytanî güçlerdir, tâğuttur. Onları hidayet, iman ve ilim aydınlığından, nurdan; şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarına götü...
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Allah kendisine zenginlik ve saltanat verdiği için, şımararak, Rabbi hakkında deliller getirerek İbrâhim’le tartışanı, diktatör Nemrud’u görmüyor musun? İbrahim: 'Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rabbim, hayat veren ve eceller gelince ölümü gerçekleştirendir' dedi. Nemrud: 'Ben de hayat veririm ve ölümü gerçekleştiririm' diye karşılık verdi. İbrâhim: 'Allah güneşi doğudan doğduruyor. Haydi sen de batıdan doğdur' dedi.
Kullu
k sözleşmesinde...
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey iman edenler, başa kakarak, yüze vurarak, gönül inciterek imanda sadâkatinizin ve kemâlinizin ifadesi olan sadakalarınızın, hayırlarınızın, boşa gitmesine sebep olmayın. Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve ahiret gününe inanmayıp da, insanlara gösteriş için malını harcayana benzemeyin. Böylelerinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz bir kayaya benzer. Sağanak halinde bir yağmur isabet edince onu çıplak bir kaya haline getirir. Böyle kimseler yaptıkları iyiliklerden dolayı,...
Bəqərə Suresi, 281. Ayet:
Vettekû yevmen turceûne fîhî ilâllâhi summe tuveffâ
kullu
nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne)....
Bəqərə Suresi, 281. Ayet:
1.
ve ittekû
: ve sakının
2.
yevmen
: bir gün
3.
turceûne
: döndürüleceksiniz
4.
fî-hi
: onun içinde, onda
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne),
kullu
n âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr(masîru)....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
1.
âmene
: îmân etti, inandı
2.
er resûlu
: resûl
3.
bi-mâ
: şeye
4.
unzile
: indirildi
...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah herkesi, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin, işlediği sâlih ameller, yaptığı hayırlar, kazandığı sevaplar lehine değerlendirilecektir. İşlediği günahlar, yaptığı kötülükler de aleyhine değerlendirilecektir. 'Ey Rabbimiz, unutursak veya istemeden, bilmeden hata edersek bizi sorumlu tutma, cezalandırma. Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekileri sorumlu tuttuğun ağır ve katı hükümlere benzer, riayeti güç sınırlamalar, altından kalkılmaz ağır mükellefiyetler yükleme. Ey Rabbimiz ...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmâllezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlihi, ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî,
kullu
n min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi)....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
1.
huve ellezî
: O ki
2.
enzele
: indirdi
3.
aleyke
: sana
4.
el kitâbe
: kitap
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhüdünü, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuuraltına itip örtbas ederek Allah’ı, peygamberlerini ve Allah’a imanın gerektirdiği esasları inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin ne malları, ne evlâtları Allah’tan gelecek bir şeyi, bir cezayı asla engelleyemeyecektir. Onlar, işte onlar ateşin yakıtıdır....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere: 'Yenilgiye uğrayacaksınız, toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne kötü bir mekândır.' de....
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
Bedir’de karşı karşıya gelen iki orduda sizin için ibretler vardır. Biri Allah yolunda, İslâm uğrunda çarpışan bir ordu, diğeri de
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir bir ordu. Kâfirler, (üçte birleri kadar olan) Allah yolunda savaşanları, göz kararıyla, kendilerinin iki misli olduğunu görüyorlardı. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
'Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler için, Rableri katında, altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları cennet konakları, tertemiz, devamlı temiz eşler, Allah’ın rızasına ulaşma mertebesi vardır. Allah kullarının davranışlarını biliyor, görüyor.' de....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden
kullu
k eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Onlar ki, 'Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyen, sabreden, doğru olan, gönülden
kullu
k eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(Onlar) sabredenlerdir, sadıklardır, kanitlerdir (
kullu
ğunun idrakıyla boyun eğmişlerdir), (muhtaçlara) bağışlayanlardır, seher vakti (uyanma sürecinde) eksikliklerinden dolayı istiğfar edenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Onlar sabreden, doğru olan, gönülden
kullu
k eden, iyilik için harcamada bulunan ve seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dileyen kimselerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden
kullu
k eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Onlar ki, 'Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyen, sabreden, doğru olan, gönülden
kullu
k eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Bunlar sabırlılar, samimî bağlılar, gönülden
kullu
k edenler, mallarını Allah yolunda harcayanlar ve seher vakitlerinde günahlarının bağışlanmasını dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
Fe keyfe izâ cema’nâhum li yevmin lâ raybe fîhi ve vuffiyet
kullu
nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne). ...
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
1.
fe
: o zaman, artık, o halde
2.
keyfe
: nasıl, halleri nasıl olacak
3.
izâ cema'nâ-hum
: onları topladığımız zaman
4.
li yev...
Ali-İmran Suresi, 28. Ayet:
Mü’minler, şuurlu ve kâmil mü’minleri bırakıp da
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri, kamu görevlerini icraya yetkili kılmasınlar, candan dost, müttefik edinmesinler. Kimler böyle yaparsa Allah ile bütün velâyet-himaye bağlarını koparmış, Allah’ın rahmetinden, yardımından uzaklaşmış olurlar. Ancak onlar tarafından gelmesi muhtemel bir zarardan gerçekten korunmanız için yaptığınız dost...
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
Yevme tecidu
kullu
nefsin mâ amilet min hayrin muhdâran, ve mâ amilet min sû’(sûin), teveddu lev enne beynehâ ve beynehû emeden baîdâ(baîden), ve yuhazzirukumullâhu nefseh(nefsehu), vallâhu raûfun bil ıbâd(ıbâdi). ...
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
1.
yevme tecidu
: o gün, bulur
2.
kullu
nefsin
: her nefs, herkes
3.
mâ amilet
: ne yaptı ise, yaptığı şeyler,
4.
min hayrin
Ali-İmran Suresi, 32. Ayet:
Onlara: 'Allah’a itaat edin, Kitabındaki hükümleri uygulayın. İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulüne itaat edin. Sünnetini uygulayın. Eğer Allah’a ve Rasulüne itaatten yüz çevirir, güç ve iktidarınızı kullanarak, halkı istediğiniz istikamette yönlendirir, Kur’ân’ı ve sünneti uygulamazsanız, Allah’ın azabından kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz? Bilin ki Allah,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumlulu...
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
'Önümdeki kitapta Tevrat’a ait olanları doğrulayıcı, tasdik edici olarak, size haram kılınan bazı şeyleri helâl ve meşrû kılmak için geldim. Rabbiniz tarafından, sizi Allah’a
kullu
ğa götüren âyetler, mûcizeler getirdim. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun ve bana itaat edin.' dedi....
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
(50-51) «enden once gelen Tevrat'i tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kismini helal kilmak uzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah'tan sakinin ve bana itaat edin; cunku Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kullu
k edin, bu dogru yoldur"....
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
(50-51) 'Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin; çünkü Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kullu
k edin, bu doğru yoldur'....
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
(50-51) -Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik etmekle beraber size haram edilen şeylerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah’tan korkun ve bana itaat edin! Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O’na
kullu
k edin! doğru yol budur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbiniz; ona
kullu
k edin, budur doğru yol....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na
kullu
k edin. İşte bu doğru yoldur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
"Allâh kesinlikle (El Esmâ'sıyla) Rabbimdir ve Rabbinizdir! O hâlde O'na
kullu
kta olduğunuzun farkındalığına erin ve ona göre yaşayın. Bu Sırat-ı Müstakim'dir. "...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
'Allah benim Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O’nu ilâh tanıyın, candan müslüman olarak O’na teslim olun, saygıyla O’na
kullu
k ve ibadet edin, O’nun şeriatına bağlanın, O’na boyun eğin. İşte bu dosdoğru, muhkem, güvenli yoldur, İslâmî hayattır.'...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
'Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; O'na
kullu
k edin. İşte bu, doğru olan yoldur.'...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
(50-51) «enden once gelen Tevrat'i tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kismini helal kilmak uzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah'tan sakinin ve bana itaat edin; cunku Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kullu
k edin, bu dogru yoldur"....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Şüphesiz ki Allah benim de, sizin de Rabbinizdir; artık O'na
kullu
k edin. Doğru yol da budur.» ....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
(50-51) 'Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin; çünkü Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kullu
k edin, bu doğru yoldur'....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na
kullu
k edin. İşte bu doğru yoldur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
' ' ALLAH benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz; O'na
kullu
k edin. Budur doğru yol.''...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep O'na
kullu
k edin! İşte bu doğru yoldur.»...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
«Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep O'na
kullu
k edin! İşte bu, doğru yoldur»....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Allah benim de sizin de Rabbimizdir, O'na
kullu
k ediniz, doğru yol işte budur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
«Şübhe yok ki Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz. Öyleyse ona
kullu
k edin. (İşte) doğru yol budur». ...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Şüphe yok ki Allah; benim de Rabbım, sizin de Rabbınızdır. Öyleyse O'na
kullu
k edin, dosdoğru yol işte budur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
"Kuşkusuz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; öyleyse (yalnız) O'na
kullu
k edin: Bu, dosdoğru bir yoldur."...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
“Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na
kullu
k edin. İşte bu doğru yoldur. ”...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
(50-51) -Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik etmekle beraber size haram edilen şeylerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah’tan korkun ve bana itaat edin! Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O’na
kullu
k edin! doğru yol budur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
"Allâh benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; O'na
kullu
k edin, doğru yol budur."...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Sizin de, benim de Rabbimiz Allah'tır; Ona
kullu
k edin. Dosdoğru yol işte budur....
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
"Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na
kullu
k edin. İşte bu, dosdoğru bir yoldur."...
Ali-İmran Suresi, 52. Ayet:
Îsâ onlardan bazılarının
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edeceğini sezince: 'Allah’a götüren yolda bana yardım edenler kimler?' dedi. Temiz giyimli, iyi niyetli istikamet sahibi olanlar, havâriler: 'Allah yolunda sana yardım edenler bizleriz. Allah’a iman ettik. İslâm’ı yaşayan müslümanlar olduğumuza İslâm dininde sebat edeceğimize sen şâhit ol.' dediler....
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
Hani Allah Îsâ’ya: 'Ey Îsâ, ecelin gelince ruhunu alıp ölümünü ben gerçekleştireceğim. Sana yapılan iftiralarla ilgili muhakemeyi huzurumda alenî yapacağım. Seni inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin karalamalarından, iftiralarından arındırıp, temize çıkaracağım' buyurmuştu. 'Ya Muhammed, kıyamete kadar, sana tâbi olan müslümanları,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin üstünde tu...
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler var ya, işte onları dünyada ve âhirette, ebedî yurtta ağır bir ceza ile cezalandıracağım. Onlara yardım edecek kimse de olmayacak....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: Ey kitap ehli, gelin aramızda eşit olan tek söze: Ancak Allah'a
kullu
k edelim, ona hiçbir şeyi eş ve ortak etmeyelim, Allah'ı bırakıp da bâzılarımız, bâzılarımızı Tanrı tanımayalım. Gene de yüz döndürürlerse deyin ki tanık olun, özümüzü Tanrıya teslîm edenleriz biz....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar, gelin aramızdaki şu ortak anlayışa; Allâh'tan başkasına
kullu
ğu düşünmeyelim; hakikatimiz olan Allâh'a hiçbir şeyi şirk koşmayalım; bazımız bazımızı (mesela İsa'yı) Allâh dûnunda Rab ittihaz etmesin (Allâh yanı sıra ilâh - tanrı edinmeyelim). " Eğer bunlara karşı çıkıp yüz çevirirlerse, o takdirde deyin ki: "Şahit olun ki biz Allâh'a teslim olmuşlardanız. "...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
Onlara: 'Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, sizinle bizim aramızdaki, benzer, doğru, ortak temel değerlere, ilkelere, kelime-i tevhide, kelime-i şehadete, İslâm dinine gelin: Yalnızca Allah’ı ilâh tanıyalım. Candan müslümanlar olarak Allah’ın hükmüne teslim olalım. Saygıyla Allah’a
kullu
k ve ibadet edelim, yalnız Allah’ın şeriatına bağlanalım, Allah’a boyun eğelim. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, bir kısmımız, Allah’ı bırakıp, kulları durum...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: 'Ey kitap ehli! [11] Aramızda eşit olan bir söze gelin: Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş koşmayalım ve Allah'ı bırakıp birbirlerimizi Rabb edinmeyelim.' Eğer yüz çevirirlerse: 'Şahit olun ki, biz Müslümanlarız' deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız."...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: «Ey Kitab ehli! Ancak Allah'a
kullu
k etmek, O'na bir seyi es kosmamak, Allah'a birakip birbirimizi rab olarak benimsememek uzere, bizimle sizin aranizda musterek bir soze gelin". Eger yuz cevirirlerse: «Bizim musluman oldugumuza sahid olun» deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: «Ey Kitap Ehli! aramızda ortaklaşa (ölçü ve en âdil dengeyi sağlayacak) bir kelimeye gelin ; (o da): Allah'tan başkasına
kullu
k etmemeniz, hiçbir şeyi O'na ortak koşmamanız ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı rabler = tanrılar edinmememizdir. Eğer yüzçevirirlerse, deyin ki: Şâhid olun biz şüphesiz Müslümanlarız.»...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: 'Ey Kitap ehli! Ancak Allah'a
kullu
k etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin'. Eğer yüz çevirirlerse: 'Bizim müslüman olduğumuza şahid olun' deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki, 'Kitaplılar! Bizimle sizin aranızda aynı olan bir ilkeye geliniz: ALLAH'tan başkasına
kullu
k etmeyelim ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, birimiz diğerini ALLAH'tan sonra rabler edinmesin.' Kabul etmezlerse, 'Şahit olun, biz müslümanlarız!,' deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: «Şahit olun biz müslümanlarız»....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: “Ey ehl-i kitab! Hepiniz, sizinle bizim aramızda müsavi olan bir kelimeye gelin. Allah’tan başkasına
kullu
k etmeyelim. O’na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rab ittihaz edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse o vakit, şahit olun ki, biz müslümanız” deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki : "Ey Kitap ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye [tevhide] gelin. Tanrı'dan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Tanrı'yı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı rabler edinmeyelim". Eğer yine yüz çevirirlerse deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız"....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: Ey Ehl-i Kitab; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin: Allah'dan başkasına
kullu
k etmeyelim. O'na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse; o vakit şahid olun ki biz, müslümanız, deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey geçmiş vahyin izleyicileri! Sizinle bizim aramızdaki şu ortak ilkeye gelin: Allah'tan başka kimseye
kullu
k etmeyeceğiz, O'ndan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayacağız ve Allah ile birlikte insanları rab edinmeyeceğiz." Ve eğer yüz çevirirlerse de ki: "Şahit olun ki biz kendimizi O'na teslim etmişiz!"...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: -Ey kitap ehli, “Allah’tan başkasına
kullu
k etmemek, O’na hiç bir şey ortak koşmamak ve birbirimizi Allah’tan başka Rabler olarak benimsememek” üzere bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin! Eğer yüz çevirirlerse: -Bizim, Müslüman olduğumuza şahit olun, deyin....
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: «Ey Kitap ehli, bizimle aranızda müşterek (olacak) bir kelimeye gelin. (Ki o da şudur:) Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim.» Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: «Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız.»...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: Ey Kitap Ehli! Aramızda ortak olan bir söze gelin: Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, hiçbir şeyi Ona ortak koşmayalım, birbirimizi Allah'ın yanı sıra rab edinmeyelim. Yine de yüz çevirecek olurlarsa, siz deyin ki: 'Şahit olun, biz hakka teslim olmuş Müslümanlarız.'...
Ali-İmran Suresi, 64. Ayet:
De ki: "Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin: "Allah'tan başkasına
kullu
k etmeyelim, O'na hiçbirşeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse şöyle söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."...
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Kesinlikle vebale giriyorlar ve yalan uyduruyorlar. Kimler taahhüdünü, sözünü yerine getirir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunurlar, takvâ esaslarını benimserlerse, bilsinler ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunanları,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minleri sever....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Bir beşer için olacak şey değildir, Allâh kendisine hakikat bilgisini, hükmü ve nübüvveti versin de, sonra o kalkıp insanlara, "Allâh'ı bırakıp, bana
kullu
k edin" desin! Bilakis onlara şöyle der: "Hakikat bilgisi öğretinize ve yaptığınız çalışmalara uygun olarak, Rabbinize
kullu
k ettiğinizin bilincinde olanlardan olun. "...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Kendisine Allah’ın kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve peygamberlik verdiği beşer nevinden hiçbir kimsenin, tutup da: 'Allah’ı bırakıp, kulu durumundaki bana
kullu
k ve ibadet edin' demesi yakışmaz. Fakat onun: 'Öğretilmekte ve öğretmekte olduğunuz, okullar açıp ders olarak okuttuğunuz kitap uyarınca, Rabbinize samimiyetle bağlı kullar olunuz' demesi gerekir....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana
kullu
k edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.)...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'in kendisine Kitab'i hukmu, peygamberligi verdigi insanogluna: «Allah'i birakip bana
kullu
k edin» demek yarasmaz, fakat: «Kitabi ogrettiginize, okudugunuza gore Rabb'e kul olun» demek yarasir....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'ın kendisine Kitap'ı, hükmü, peygamberliği verdiği insanoğluna: 'Allah'ı bırakıp bana
kullu
k edin' demek yaraşmaz, fakat: 'Kitabı öğrettiğinize, okuduğunuza göre Rabb'e kul olun' demek yaraşır....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiç bir insan, 'ALLAH'tan sonra bana da
kullu
k ediniz,' diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, 'Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun,' der...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Tanrı kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Tanrı'yı bırakıp bana
kullu
k edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre rabbaniler olunuz" (deme görevindedir)....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Bir insan için, Allah ona kitab, hikmet ve peygamberlik versin de, sonra (o kimse)insanlara: 'Allah’ı bırakıp bana kul olun!' desin, (bu) olur şey değildir; fakat (bir peygamber ancak şöyle der): '(Öğrenip) öğretmekte ve oku(yup, okut)makta olduğunuz Kitab sâyesinde Rabbânî (ilim ve ihlâsla
kullu
k ederek Rabbe mensûb olan kimse)ler olun!'...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'ın vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra halkına, "Allah'ın yanısıra bana da
kullu
k edin!" demesi düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir): "ilahi kelamın bilgisini yayarak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun!"...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği versin de, sonra o, insanlara: «Allah'ı bırakıp bana
kullu
k edin» deme (hakkı ve yetki) si yoktur. Fakat o, «Öğretmekte olduğunuz ve ders alıp vermekte bulunduğunuz Kitaba göre Rabbânî'ler olunuz (deme görevindedir.)»...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Hiçbir beşere yakışmaz ki, Allah ona kitap, hikmet ve peygamberlik versin de, sonra o, insanlara 'Allah'ın yanı sıra bana da kul olun' desin! Bilâkis, o, 'Halka öğrettiğiniz ve okuyup okuttuğunuz kitaba uyun da yalnız Allah'a içtenlikle
kullu
k eden kimseler olun' der....
Ali-İmran Suresi, 80. Ayet:
Hiçbir peygamber size: 'Melekleri ve peygamberleri helâller ve haramlar ortaya koyan itaati zaruri otoriteler kabul edip ilâh haline getirin' diye emrederek rehberlik etmez. Siz İslâm’ı yaşamaya devam eden müslümanlar olduktan sonra, size hiç
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârı, küfrü emrederek rehberlik eder mi?...
Ali-İmran Suresi, 91. Ayet:
Gerçekten
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar ile, kâfir olarak yahut mürted olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden, fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsalar dahi, asla kabul edilmeyecek, kendilerini kurtaramayacaklardır. Onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır. Hiç yardım edenleri de olmayacaktır....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Kullu
t taâmi kâne hillen li benî isrâile illâ mâ harrame isrâîlu alâ nefsihî min kabli en tunezzelet tevrât(tevrâtu), kul fe’tû bit tevrâti fetlûhâ in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne). ...
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
1.
kullu
et taâmi
: bütün yiyecekler
2.
kâne hillen
: helâl idi
3.
li benî isrâîle
: İsrailoğulları için
4.
illâ
:...
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları iyiliğin, ihsanın, izzetin, ikramın, yerine getirdikleri İslâmî emirlerin hiçbiri karşılıksız bırakılmayacak, onlara asla nankörlük edilmeyecektir. Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanların,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerin samimiyetlerini biliyor....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Size bir iyilik dokunursa, bu onları kahreder. Başınıza bir belâ gelirse buna da sevinirler. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, kararlılık gösterir, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunursanız,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla özgürce şahsiyetlerinizi geliştirir, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız, onların sinsi kötülük planları, örtülü savaş taktikleri, size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah onların işledikleri amelleri ilmiyle, kudretiyle ab...
Ali-İmran Suresi, 125. Ayet:
Evet, siz sabrederek mücadeleye devam eder, kararlılık gösterir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunursanız,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız, onlar şu anda ansızın üzerinize gelseler bile, Rabbiniz, her türlü savaş taktiğini ve savaş oyunlarını kullanabilen, süvari birlikleri halinde, peş peşe inen beş bin melekle size yardım eder....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
Allah bu yardımı,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin liderlerinin, askerî erkanının kökünü kazısın veya onları perişan etsin de, ümitsiz olarak dönüp gitsinler diye yaptı....
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler için hazırlanan ateşten, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınarak korunun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin, koruma kalkanına almasına, bağışlamasına ve Cennet’ine koşun. Genişliği göklerle yer kadar olan cennete koşun. Bu cennet, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu, Kur’ân bütün insanlara açıklanarak ilan edilen bir insan hakları bildirisidir. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere de bir hidayet rehberi, bir öğüt, sorumluluklarıyla ilgili bir uyarıdır....
Ali-İmran Suresi, 141. Ayet:
Allah’ın, iman edenleri günahlarından temize çıkarması,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri de helâk etmesi için bozguna uğrayıp yara aldınız....
Ali-İmran Suresi, 146. Ayet:
Nice Nebiler, beraberlerinde Rablerinin
kullu
ğu içinde olduklarını yaşayanlar olduğu hâlde savaştılar da; Allâh yolunda başlarına gelenler yüzünden gevşemediler, zaaf göstermediler ve boyun eğmediler. Allâh güçlüklere tahammül edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 146. Ayet:
Nice peygamberler vardı ki, berâberlerinde birçok Rabbânî (Rabbe
kullu
k eden kimse)ler bulunduğu hâlde savaştı(lar). Bununla berâber Allah yolunda başlarına gelenlerdendolayı gevşemediler ve zaafa düşmediler, hem (düşmanlarına) boyun eğmediler! Allah ise, sabredenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 147. Ayet:
Allah dostları: 'Ey Rabbimiz, bizim günahlarımızı, işlerimizdeki taşkınlıklarımızı, idaremizdeki aşırılıkları, ilâhî kurallardaki tecavüzlerimizi, hatalı ve cahilce davranışlarımızı bağışla. Allah yolunda milletimize, devletimize, ordumuza, ihtiyatlı, akıllı ve cesur kararlar almayı, icraatlar yapmayı nasip eyle, özgüvenimizi ve cesaretimizi artır, şerefimizi ve itibarımızı yücelt.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas ...
Ali-İmran Suresi, 148. Ayet:
Allah da onlara dünya nimeti ile âhiret sevabının en güzelini birlikte verdi. Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi
kullu
k edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 149. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, siz eğer
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin göstermelik hoşgörü taleplerini, şeriatinize aykırı isteklerini kabul eder, onlara boyun eğerseniz, sizi gerisin geriye, İslâm dışı hayatınıza döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah’ın haklarında hiçbir ferman, hiçbir yetki indirmediklerini, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ona ortak koşmaları, âhiret hayatını, hesap ve mükâfatı inkâr etmeleri sebebiyle
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin kalplerine, akıllarına korku yerleştireceğiz. Onların mekânları ateştir. İnkârda, isyanda ısrar eden, Allah’ın kullarını, Allah yolunu, Allah yo...
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizler, yeryüzünde ticaret ve rızkını kazanmak için sefere çıkan veya savaşan kardeşlerine: 'Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezlerdi, öldürülmezlerdi' diyenler,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler gibi olmayın. Allah, bu düşünceyi, onların kalplerine dayanılmaz bir üzüntü ve pişmanlık olarak koydu. Hayat veren, yaşatan Allah’tır, eceller gelince ölümü ge...
Ali-İmran Suresi, 161. Ayet:
Ve mâ kâne li nebiyyin en yagull(yagulle), ve men yaglul ye’ti bimâ galle yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), summe tuveffâ
kullu
nefsin mâ kesebet ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne). ...
Ali-İmran Suresi, 161. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve olmadı, olamaz
2.
li nebiyyin
: bir peygamber için
3.
en yagulle
: ganimete hıyanet etmek, gizlice almak
4.
...
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Mü’minler, sıkıntıya uğradıktan, bir takım kayıplara maruz kalıp, yara aldıktan sonra da, Allah’ın ve Rasulünün davetine icabet edenler, emirlerini yerine getirenlerdir. Özellikle bunların içlerinden iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hay...
Ali-İmran Suresi, 176. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden, küfürde yarışanların varlığı seni üzmesin. Onlar, asla, Allah’a hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah, âhirette, ebedî yurtta onlara pay vermemek istiyor. Onlara büyük bir ceza vardır....
Ali-İmran Suresi, 178. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, kendilerine vereceğimiz mühletin, haklarında hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilerek işledikleri günahlarını, zararlarını artırsınlar diye, biz onlara mühlet veriyoruz. Onlara, alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah mü’minleri, sizin hâkim olduğunuz düzende yaşamaya terkedecek değildir. Sonunda murdarı temizden, kâfiri, fâsıkı, münafığı mü’minden ayıracaktır. Allah sizi, duyu ve bilgi alanı ötesine, gayb âlemine vâkıf kılacak da değildir. Fakat Rasullerinden sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri seçip onu gayba vâkıf eder, mü’mini, münafığı ayırt ettirir. Allah’a ve Rasullerine iman edin. İman eder, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışır, g...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Kullu
nefsin zâikatul mevt(mevti), ve innemâ tuveffevne ucûrekum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), fe men zuhziha anin nâri ve udhılel cennete fe kad fâz(fâze), ve mâl hâyâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri). ...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
1.
kullu
nefsin
: herkes, her nefs
2.
zâikatu el mevti
: ölümü tadıcıdır
3.
ve innemâ
: ve lakin, fakat, amma
4.
tuveffevne
...
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Andolsun ki, mallarınız ve canlarınıza gelecek zararlarla imtihan ediliyorsunuz. Sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlardan ve ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerden, putperestlerden birçok üzücü sözler işitiyorsunuz. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiye...
Ali-İmran Suresi, 195. Ayet:
Bunun üzerine Rableri onların dualarını kabul etti, dileklerini yerine getirdi. 'Ben, erkek olsun, kadın olsun, aynı insanlık ailesine mensup ve eşit olduğunuz için, sizden, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlerin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanların, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanların, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işle...
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin ülke ülke seyahatları, milletlerarası ticaret yapmaları seni aldatmasın....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rablerine sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere, altlarından ırmaklar akan cennet konakları vardır. Orada ebedî yaşarlar. Allah tarafından ağırlanırlar, misafir edilirler. İyiler, kâmil insanlar, müslümanlar için Allah katındakiler daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 199. Ayet:
Ehl-i kitaptan bazıları, Allah’a iman ederler, size indirilene Kur’ân’a iman ederler, kendilerine indirilene, diğer kutsal kitaplara iman ederler. Bunu tam bir samimiyetle, Allah’a
kullu
k ve itaatin şuuruna erip saygı göstererek yaparlar. Allah’ın âyetlerini servet, makam, mevki gibi geçici dünya menfaatlerine, birkaç pula değişmezler. Onlar, işte onlar için Rableri katında mükâfatlar vardır. Allah hesabı çabuk görür....
Nisa Suresi, 18. Ayet:
Yoksa, kendilerine ölüm gelinceye kadar kusur işlemeye, günaha, isyana devam edenlerin, 'Ben şimdi tevbe ettim, günah işlemekten vazgeçerek, Allah’a itaate yöneldim' diyenlerin,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile kâfir olarak ölenlerin kabul edilecek tevbeleri yoktur. İşte onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap hazırlanmıştır....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allâh'a
kullu
k edin ve hakikatiniz olana hiçbir şeyi şirk koşmayın (hiçbir varlığa tanrılık pâyesi vermeyin)! Ana-babanıza, yakınlarınıza, yetimlere, yoksullara, yakın komşulara ve uzak komşulara, yol arkadaşınıza, yolda kalmışlara ve eliniz altındakilere ihsanda bulunun. Muhakkak Allâh kibirlenip övünenleri sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, Allah’a
kullu
k ve ibadet edin, O’nun şeriatına bağlanın, O’na boyun eğin. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, gizli şirke düşmeyin. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, dullara, çevresi, çaresi olmayan yoksullara, yakınlığı olan müslüman komşulara, yabancı, gayrimüslim komşulara, yanında bulunan arkadaşlara (eşine, hizmetkârlara ve arkadaşlarına), yolda kalan muhtaç yolcuya, meşrû ş...
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yakındaki arkadaşa, yolcuya ve sahibi olduğunuz köle ve cariyelere iyilik edin. Allah kendini beğenip böbürlenenleri sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin, O'na bir seyi ortak kosmayin. Ana babaya, yakinlara, yetimlere, duskunlere, yakin komsuya, uzak komsuya, yaninizdaki arkadasa, yolcuya ve elinizin altinda bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini begenip ogunenleri eblette sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a ibâdet edin (
kullu
k vecîbelerini yerine getirin), hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Anaya, babaya iyilik edin ; hısımlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sahip olduğunuz elinizin altındaki (köle, câriye, hizmetçi, işçi)lere de iyilik edin, (alçak gönüllü, güzel sözlü davranın). Şüphesiz ki, Allah kendini beğenip böbürleneni ve övüneni sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin, O'na bir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
ALLAH'a
kullu
k edin O'na hicbirşeyi ve kimseyi ortak koşmayın. Ana-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklarına iyi davranın. ALLAH kendini beğenmiş kibirli kişileri sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k ediniz. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayınız. Ana-babaya akrabalara, yetimlere, yoksullara, yakın komşulara, uzak komşulara, yakın arkadaşlara, yarı yolda kalanlara, elinizin altındakilere iyilik ediniz. Allah kendini beğenmiş kibirlileri kesinlikle sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
(Yalnızca) Allaha
kullu
k edin ve Ondan başka hiçbir şeye asla ilahlık yakıştırmayın. Anne-babanıza ve yakın akrabanıza, yetimlere ve muhtaçlara, kendi çevrenizden olan komşulara ve yabancı komşulara, yanınızdaki-yakınınızdaki arkadaşa, yolcuya ve meşru yollarla malik olduklarınıza iyilik yapın. Doğrusu Allah böbürlenerek küstahça davrananları sevmez;...
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya ve uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara ve elinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allah kendini beğenip böbürlenenleri elbette sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah’a
kullu
k edin ve O’na hiç bir şeyi şirk koşmayın. Anaya babaya da iyilik edin, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, elinizin altındaki (köle, cariye, işçi, hizmetçi vb.)lere de iyilik edin. Şüphesiz Allah, büyüklük taslayıp, böbürlenen hiç bir kimseyi sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya, akrabâya, öksüzlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yan(ınız)daki arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allâh, kurumlu, böbürlenen insanları sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Hiçbir şeyi Ona ortak koşmadan Allah'a
kullu
k edin. Anne ve babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındaki hizmetçi ve kölelere iyilik edin. Şu bir gerçek ki, Allah kendini beğenenleri ve böbürlenenleri hiç sevmez....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a
kullu
k edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez....
Nisa Suresi, 37. Ayet:
Bunlar, cimrilik edenler, malî mükellefiyetleri yerine getirmeyenler, Beytül-mâl harcamalarında cimri davranarak insanlara idarecilik yapanlar, cimriliği tavsiye edenlerdir, zenginlik içindeyken fakirliği, kolaylık içindeyken zorluğu, imkân içindeyken aczi vehmettikleri için Allah’ın, kendilerine lütfundan verdiği maddî-manevî serveti, imkânları gizleyenlerdir. Biz,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısr...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler, peygamberin emirlerini dinlemeyenler, sünnetine riayet etmeyenler o gün toprağa karışmayı, hak ile yeksan olmayı temenni ederler. Hiçbir haberi, hiçbir sözü Allah’tan gizleyemezler....
Nisa Suresi, 51. Ayet:
Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulan ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Putlaştırılmış, hiçbir hayrı olmayan heykellere; putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlere, idarelere şeytanî güçlere, tağuta inanıyorlar.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için: 'Bunlar, iman edenlerden, mü’minlerden daha doğru yoldadırlar' diyorlar....
Nisa Suresi, 76. Ayet:
İman edenler, Allah yolunda, İslâm uğrunda savaşırlar.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler ise putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerin, idarelerin, şeytanî güçlerin, tağutun uğrunda savaşırlar. O halde siz, şeytanın, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların, şeytanî güçlerin liderlerine, koruyucularına, dostlarına karşı savaşın. Şeytanın, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların, şeytanî ...
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Kendilerine: 'Müşriklerle fiilî çatışmaya girmekten kaçının, savaşı aklınızdan çıkarın, namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan kılın, vicdanınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin' denilen kimseleri görmüyor musun? Kendilerine savaşmak, yazılı emir halinde farz kılınınca, onlardan bir grup, Allah’tan korkar gibi, yahut daha fazla bir korku ile insanlardan korkuyorlar. 'Rabbimiz, savaşı bize niçin yazılı bir emir haline getirdin? Ne olurdu bize azıcık b...
Nisa Suresi, 78. Ayet:
Eyne mâ tekûnû yudrikkumul mevtu ve lev kuntum fî burûcin muşeyyedeh(muşeyyedetin). Ve in tusıbhum hasenetun yekûlû hâzihî min indillâh(indillâhi), ve in tusıbhum seyyietun yekûlû hâzihî min indike. Kul
kullu
n min indillâh(indillâhi). Fe mâli hâulâil kavmi lâ yekâdûne yefkahûne hadîsâ(hadîsen)....
Nisa Suresi, 78. Ayet:
1.
eyne mâ
: nerede
2.
tekûnû
: olursunuz
3.
yudrik-kum
: size yetişir, erişir
4.
el mevtu
: ölüm
Nisa Suresi, 84. Ayet:
O halde, Allah yolunda, İslâm uğrunda savaş. Sen sadece kendinden sorumlusun. Hesap edilmeyen tehlikeleri önlemek, sıkıntıları kolaylaştırmak için mü’minleri de savaşa, savaşa hazırlıklı olmaya tekrar tekrar teşvik et. Umulur ki, Allah
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin güçlerini kırar. Güçlü olan Allah’tır. En şiddetli cezalandıracak olan da O’dur....
Nisa Suresi, 89. Ayet:
Sizin de, kendileri gibi,
kullu
k sözleşmenizdeki ortak taahhütlerinizi, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincinizi şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar etmenizi, küfre saplanmanızı istediler ki, onlarla müsavi olasınız. Onlar Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden özgürce Allah’a
kullu
k ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edinceye kadar, onlardan hiçbirini, kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost, müttefik edinmeyin. ...
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkmayarak, hicret etmeyerek, zâlim idareler altında yaşayanların, kendilerine zulmedilmesine aldırmayanların ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirirken, melekler: 'Hangi milletin içinde, nasıl bir yerde idiniz?' diye sorarlar. Bunlar: 'Biz yeryüzünde temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen çaresizlerdik' diye cevap verirler. Melekler de: 'Allah’ın ülkesi geniş değil miydi? Hürriyetlerinize sahip çıksaydınız, devletinizin...
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce Allah’a
kullu
k ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret eden kimse, yeryüzünde, İslâm’a, müslümanlara hayat hakkı tanımayanları dize getirecek birçok kaleler, stratejik bölgeler, imkânlar, bolluk, güç ve özgürlükler bulur. Kim, Allah ve Rasulü uğrunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce Allah’a
kullu
k ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret ederek evinden...
Nisa Suresi, 101. Ayet:
Yeryüzünde ticaret ve rızkınızı kazanmak için sefere çıktığınız zaman,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin, size baskı, zulüm ve işkence etmesinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır....
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar, böylece secdelerini tamamladıklarında arkanızdan sizi emniyete alsınlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan diğer grup gelip, seninle beraber namazlarını kılsınlar. Onlar da silâhlı olarak her türlü savunma tedbirlerini alsınlar.
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ...
Nisa Suresi, 125. Ayet:
Muhsin olarak (varlığının Allâh Esmâ'sının açığa çıkışıyla yaratıldığının idrakı içinde), vechinin Allâh için olduğunun teslimiyetinde olan ve hanîf olarak (tanrı kavramı olmayan - yalnızca Allâh'a
kullu
k edilmekte olduğunun bilincinde) İbrahim milletine tâbi olanın din anlayışından daha güzeli ne olabilir ki! Allâh, İbrahim'i Haliyl edindi. (Ona "Hullet makamı" yaşamı ihsan etti. Bu konuda ek bilgi: El İnsan-ı Kâmil, Abdülkerîm el Ciylî, Abdülaziz Mecdi Tolun çevirisi. A. H. )...
Nisa Suresi, 125. Ayet:
Kullu
ğunu güzel bir şekilde takınarak tam bir teslimiyetle Allah'a yönelen ve bütün bâtıl inançlardan yüz çevirerek İbrahim'in dinine tâbi olan kimseden daha güzel bir inanç sahibi kim var? İbrahim'i ise Allah dost edinmiştir....
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadın, kocasının kurulu aile düzenini bozmasından yahut kendisine ilgisiz davranmasından endişe ederse, boşanmaksızın aralarında bir anlaşma yaparak evliliklerini devam ettirmelerinde, sosyal ilişkilerini yeniden düzenlemelerinde, geliştirmelerinde onlara günah yoktur. Sulh, ayrılmaktan ve geçimsiz yaşamaktan daima hayırlıdır. Nefisler ihtiraslı davranmaya her zaman hazırlıklıdır. Eğer iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarınıza, ilişki...
Nisa Suresi, 129. Ayet:
Üzerine düşüp uğraşsanız da, kadınlar arasında âdil davranmaya asla gücünüz yetmez. Aman ha, birisine tamamen kapılıp da, diğerini askıya alınmış gibi, ortada bırakmayın. Böyle durumlarda, bozulan aile dirliğini ve düzenini sağlar, din ve dünya işlerinizi, sosyal ilişkilerinizi düzeltir, geliştirir, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevleriniz...
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Andolsun ki, sizden önce kendilerine verilen kutsal kitaplardaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlara ve size: 'Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun' diye tekrar tekrar tavsiye ettik. Eğer
kullu
k sözleşmenizdeki ortak taahhütlerinizi, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincinizi şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile nankörlük eder, Allahı tanımazlıktan ...
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Sözde iman edip sonra
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, sonra yine sözde iman edip tekrar küfür bataklığına saplananları, sonra da Allah’ın rasûlüne savaş ilan ederek İslâm’ın gelişmesini, müslümanların ilerlemesini engelleyerek inkârda, küfürde ileri gidenleri, Allah ne koruma kalkanına alacak, bağışlayacak, ne de onlara doğru yolu gösterme lütfunda bulunup başarıya ulaştıracaktır....
Nisa Suresi, 139. Ayet:
Şuurlu ve kâmil mü’minleri bırakıp,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri candan dost, müttefik, veli edinenler, kâfirleri kendilerine hâkim hale getirerek işlerini, onların ellerine bırakanlar, onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Bilsinler ki, izzet ve şeref, kudret ve hükümranlık bütünüyle Allah’a aittir....
Nisa Suresi, 140. Ayet:
Allah, kitapta, Kur’ân’da size şu hükümleri indirdi: Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini, âyetlerle alay edilip, üzerlerinde ileri geri konuşulduğunu işittiğiniz zaman, onlar,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler başka bir söze dalıncaya, başka bir konuya geçinceye kadar onlarla beraber oturmayın. Yoksa, siz de onlara benzersiniz. Elbette Allah müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli e...
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Gözleri üstünüzde olanlar, size Allah’tan bir zafer nasip olursa: 'Biz sizinle beraber değil miydik?' derler. Şâyet
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin zaferden bir payı olursa, 'İstesek sizi yenemez miydik? Mü’minlerden taraf olmamakla, sizi onlardan korumuş olmuyor muyuz?' derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü’minlerin aleyhine
kullu
k sözleşmesindeki o...
Nisa Suresi, 144. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, şuurlu ve kâmil mü’minleri bırakıp,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost, müttefik, veli edinmeyin. Böyle bir şey yaparak, Allah’a aleyhinize kullanacağı apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?...
Nisa Suresi, 151. Ayet:
Onlar, işte onlar
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas eden katmerli kâfirdirler. Biz
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap hazırladık....
Nisa Suresi, 156. Ayet:
Onların
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek, örtbas ederek inkârları, küfürleri, nankörlükleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmaları sebebiyle Allah kalplerini mühürlemiştir....
Nisa Suresi, 161. Ayet:
Onlara, faiz almaları, sözcülüğünü savunuculuğunu yapmaları yasaklandığı halde faiz geliri elde etmeye devam etmeleri, hile, soygun, rüşvet gibi haksız, haram ve dolambaçlı gayri meşrû yollarla insanların mallarını yemeleri sebebiyle, kendilerine daha önce helâl kılınmış olan, helâl ve temiz şeyleri haram kıldık. İçlerinden
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere can yakıp inleten müthiş ...
Nisa Suresi, 167. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, insanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten, İslâmî hayatı yaşamaktan alıkoyanlar, İslâm’ı engelleme tedbirleri alanlar, tamamen başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmiş olurlar....
Nisa Suresi, 168. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, kâfirleri, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri kısıtlayarak, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimleri, haksızlık edenleri, şirke girenleri Allah asla koruma kalkanına almayacak, bağışlamayacak, doğru yola da iletmeyecek, başarıya ulaştırmayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih de, Allah’a yakın melekler de, Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim Allah’a
kullu
k etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesîh, Allah'a kul olmaktan çekinir, ne de Tanrının kendisine yakınlaştırdığı melekler ve ona
kullu
ktan çekinen ve ululanmak isteyenleri o, tapısında toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesîh ve ne de Allah'a yakın melekler, Allah'ın kulu olmaktan geri dururlar. O'na
kullu
ktan geri durup büyüklenen kimselerin hepsini (Allah) yakında huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih (İsa) ve ne de mukarreb melâike Allâh'a
kullu
ktan asla gocunmazlar! Kim O'nun ibadetinden kaçınır ve kibirlenirse, hepsini kendine haşr edecektir....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih, ne de Allah’a yakın, gözde Melekler asla Allah’ı ilâh tanımaktan, candan müslümanlar olarak Allah’a teslim olmaktan, saygıyla Allah’a
kullu
k ve ibadet etmekten, O’nun şeriatına bağlanmaktan, O’na boyun eğmekten yüksünerek, burun kıvırarak kaçınmazlar. Kimler Allah’ı ilâh tanımaktan, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanmaktan, saygıyla Allah’a
kullu
k ve ibadet etmekten yüksünerek, burun kıvırarak kaçınır, büyüklük taslayarak serkeşlik ederlerse, bilsinler ki, Allah onların hepsini h...
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih (Hz. İsa), hiç bir zaman Allah’ın bir kulu olmaktan çekinmez. Mukarrebûn Melekler (Allah’a yakın melekler) de çekinmezler. Kim Allah’a
kullu
ktan, ona ibadetten çekinir ve büyüklenirse, bilsin ki, o, kıyâmette hepsini huzurunda toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih de, gozde melekler de Allah'a kul olmaktan asla cekinmezler. kim O'na
kullu
ktan cekinir ve buyukluk taslarsa, bilsin ki, O, hepsini huzuruna toplayacaktir....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesîh de, en yakın melekler de Allah'a kul olmaktan çekinmezler. Kim O'na
kullu
ktan çekinir de büyüklük taslarsa, (unutmasın ki) Allah hepsini (kabirlerinden kaldırıp) huzurunda biraraya getirerek toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih de, gözde melekler de Allah'a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim O'na
kullu
ktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, hepsini huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesîh ve ne de Allah'a yakın melekler, Allah'ın kulu olmaktan geri dururlar. O'na
kullu
ktan geri durup büyüklenen kimselerin hepsini (Allah) yakında huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih, ne de yakın melekler ALLAH'ın kulu olmayı küçüklük saymaz. Kim O'na
kullu
ğu küçük görür de büyüklük taslarsa, bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacak....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Hiçbir zaman Mesih de Allah'ın bir kulu olmaktan çekinmez, Allah'a yakın melekler de. Kim O'na
kullu
k etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesîh, ne en yakın melekler Allahın kulu olmakdan asla çekinmez. Kim Ona
kullu
kdan çekinir ve kibirlenmek isterse (düşünsün ki Allah) onların hepsini huzurunda toplayacakdır. ...
Nisa Suresi, 172. Ayet:
(Sizin bâtıl i'tikadınıza rağmen) Mesîh (Îsâ), Allah’a kul olmaktan aslâ çekinmez, Allah’a yakın melekler de (çekinmezler). O hâlde kim O’na (Allah’a)
kullu
ktan çekinip büyüklük taslarsa, artık (bilsin ki Allah, hesâbını sormak üzere) onları hep berâber huzûruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih, Allah'a kul olmaktan asla çekinmez. Gözde melekler de. Kim, O'na
kullu
ktan çekinir ve büyüklük taslarsa; bilsin ki, O hepsini huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne İsa, Allahın kulu olmaktan kaçınacak kadar gurura kapıldı, ne de Ona yakın olan melekler. Ona
kullu
k etmeyi gururlarına yediremeyenler ve küstahça böbürlenenler (bilsinler ki hesap günü) Allah hepsini kendi katında toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih de, Allah'a yaklaştırılmış mukarreb melekler de, Allah'a kul olmaktan aslâ çekinmezler. Kim O'na
kullu
ktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki O, hepsini huzuruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Mesih, Allah’a kul olmaktan asla çekinmemiştir. Yakın Melekler de (
kullu
ktan çekinmezler). Kim Allah’a
kullu
ktan çekinir ve büyüklük taslarsa; Allah, herkesi huzurunda toplayacak....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih, ne de Allah’a en yakın büyük melekler, Allah’a kul olmaktan kaçınmazlar. Kim O’na
kullu
ktan kaçınır ve kibirlenirse bilsin ki Allah, yarın hepsini huzuruna toplayıp hesaba çekecektir....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih, Allah'a kul olmaktan çekinir, ne de (Allah'a) yaklaştırılmış melekler. Kim O'na
kullu
ktan çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini kendi huzûruna toplayacaktır....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a
kullu
k ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Fakat âmenû olan (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyen) ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yapanlara ise, onların ecirleri (mükâfatları), onlara ödenir ve (Allah), onlara kendi fazlından daha da artırır. Ve (
kullu
k etmekten) çekinen ve kibirlenen kimselere ise, “elîm azap” ile azap edilir. Ve onlar, kendileri için Allah'tan başka bir dost ve bir yardımcı bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a
kullu
k etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İnananların ve iyi işler işleyenlerin ecirlerini ödeyecek ve lütfünü, onlar hakkında daha da arttıracaktır.
Kullu
ktan çekinip ululanmak isteyenleriyse elemli bir azapla azaplandıracaktır ve onlar, Allah'tan başka ne bir dost bulurlar, ne bir yardımcı....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir.
Kullu
ğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, (O) onlara ecirlerini tam verecek ve fazlından onları artıracaktır. . .
Kullu
ktan kaçınıp ve benliklerini kabartanlara gelince, onlara feci bir azap ile azap edecektir. . . Kendileri için Allâh dûnunda bir velî ve nasîr de bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere, Allah mükâfatlarını tam olarak verecek, lütuf ve kereminden onların mükâfatlarını artıracaktır. O’na
kullu
ktan ve ibadetten yüksünerek, burun kıvırarak kaç...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip salih amel işlemiş olanların karşılıklarını eksiksiz olarak verir ve ayrıca kendi lütfu ile de fazladan ihsanda bulunur.
Kullu
ktan çekinmiş ve büyüklenmiş olanları ise acıklı bir azaba çarptırır. Onlar kendileri için Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Inananlara ve yararli is isleyenlere, ecirlerini odeyecek, onlara olan bol nimetini daha da artiracaktir.
Kullu
k etmekten cekinenleri ve buyukluk taslayanlari elem verici bir azaba ugratacaktir. Onlar kendilerine Alah'tan baska bir dost ve yardimci bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Artık imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanların mükâfatlarını noksansız ödeyecek ve bir de kendi fazl-u kereminden onlara fazlasını verecektir. (
Kullu
ktan) çekinip büyüklük taslayanlara gelince: Onları elem verici bir azâbla azâblandıracak ve kendilerine Allah'tan başka ne bir dost ve sahip, ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, ecirlerini ödeyecek, onlara olan bol nimetini daha da artıracaktır.
Kullu
k etmekten çekinenleri ve büyüklük taslayanları elem verici bir azaba uğratacaktır. Onlar kendilerine Allah'tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir.
Kullu
ğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İnanıp güzel işler yapanlara gelince, onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir. Allah'a
kullu
ktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah'dan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Fakat îmân edip sâlih ameller işleyenler var ya, artık onlara mükâfâtlarını tam olarak verecek ve lütfundan onlara (ihsânını daha da) artıracaktır. (
Kullu
ktan) çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onları da (pek) elemli bir azâb ile cezâlandıracak ve (onlar)kendileri için Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara mükafatlarını ödeyecek ve daha fazlasını da ihsan edecektir.
Kullu
k etmekten çekinenleri ve büyüklük taslayanları elem verici bir azaba uğratacaktır. Onlar, kendilerine Allah'tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip sâlih amel işleyenlere gelince; onlara mükâfatlarını tam olarak verir ve kendi lütfundan daha fazlasını da ihsan eder. O'na
kullu
k etmekten yüz çeviren ve büyüklük taslayanlara gelince; onlara acıklı bir azap ile azap eder. Onlar kendilerine, Allah'tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip doğru hareket edenlere mükafatlarını verecek ve onlara nimetini daha da artıracak,
kullu
ktan çekinenleri ve büyüklük taslayanları da acı bir azap ile cezalandıracaktır. Kendilerine Allah’tan başka bir veli ve yardımcı da bulamayacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İman edip iyi ve yararlı işler yapanların mükâfatlarını Allah, tam tamına ödeyecek, hatta lütfundan onlara hak ettiklerinden daha fazlasını da verecektir.
Kullu
ktan kaçınıp kibirlenenleri ise can yakıcı bir azaba sokacak ve onlar Allah’tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İnanıp iyi işler yapanların mükâfâtlarını eksiksiz ödeyecek ve lutfundan onlara daha fazlasını da verecektir. (
Kullu
ktan) çekinip büyüklük taslayanlara da acı bir şekilde azâbedecek ve onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır.
Kullu
ktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı....
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey iman edenler, Allah’ın emirlerine, emirleriyle bağlantılı hususlara, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylardaki yasaklara, kurbanlara, Kâbe’ye yapılan bağışlara, boyunlarında gerdânileri, ipleri, tasmaları olan kurbanlık ve sahipli hayvanlara, Rablerinin lütuf ve rızasına ulaşma mertebesini, rızık kazanmayı, ticarî kazanç elde etmeyi umarak, Beyt-i Haram’a, Beytullah’a niyetle yola çıkanlara, saygısızlık ve tecavüzü meşrû hale getirmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Mescid-i Hara...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Ölmüş hayvan-leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, sert bir cisimle vurulup öldürülmüş, yuvarlanarak ölmüş, boynuzlanıp ölmüş hayvanlar ile yırtıcı hayvanların parçaladığı hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- putperest sunaklarında boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız, geleceğiniz ile ilgili kehanette bulunmanız size haram kılındı. Bütün bunlar fâsıklıktır, hak bir düzenin dışına çıkmadır ve günahkâr, isyankâr davranışlardır.
Kullu
k sö...
Maidə Suresi, 8. Ayet:
Ey iman edenler, Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler, adâletli konuşan şahitler olarak Allah adına sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni yaşatanlar, ayakta tutanlar, sosyal adâleti, sosyal güvenliği sağlayanlar, refah payını artırarak dengeli dağıtanlar olun. Bir kavme olan kininiz sizi adâletten ayrılmaya sevketmesin. Adâletli olun, çünkü adâlet takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize daha yakındır. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahla...
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına itip örtbas ederek Allah’ın varlığını ve birliğini,
kullu
k ve ibadeti inkârda ısrar edenler, kâfirler, âyetlerimizi, indirdiğimiz kitapları yalanlayanlar, işte onlar kaynayan, köpüren cehennem azabına maruz olanlardır....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara, Âdem’in iki oğluyla ilgili gerekçeli, hikmete dayalı gelen haberi Kur’ân’ımızdan oku, anlat. Hani, her ikisi de birer kurban sunmuşlardı. Birinin kurbanı kabul edildi. Diğerininki edilmedi. Kurbanı kabul edilmeyen kıskançlık yüzünden kardeşine: 'Andolsun seni öldüreceğim.' dedi. Diğeri de: 'Allah, ancak kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanların,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananların, dinî v...
Maidə Suresi, 36. Ayet:
Kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, yeryüzündeki servetlerin ve imkânların hepsine sahip olsalar, bunun yanında bir o kadar daha varlıkları olsa, kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler, onların teklif edeceği hiçbir fidye kabul edilmez. Onlara can yakıp inleten, müthiş bir azap vardır....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
Biz içinde hak yolu aydınlatıcı bilgiler ve nur olan Tevrat’ı indirdik. Varlıklarını Allah’a teslim eden, İslâm’ı yaşayan müslüman olan peygamberler, yahudiliğin takipçilerine, Tevrat’taki kuralları esas alarak hüküm verirler, icraat yaparlardı. Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmeleri sebebiyle, kendilerini Rablerine adamış olan zâhitler ve âlimler de, Allah’ın kitabından, korumaya memur edildikleri, muhafaza edebildikleri kurallarla hüküm verirler, icraat yaparlardı. Hepsi de Tevrat’ı b...
Maidə Suresi, 44. Ayet:
İçinde bir hidâyet ve bir nûr bulunan Tevrât’ı muhakkak ki biz indirdik. (Allah’a)teslîm olmuş peygamberler, yahudi olanlara onunla (Tevrât’la) hüküm verirlerdi; Allah’ın Kitâbı’nı muhâfazaya me’mur edilmeleri sebebiyle Rabbânîler (ilim ve ihlâsla
kullu
k ederek Rabb’e mensub olan kimseler) ve ahbâr (ilim sâhibi zâtlar) da (onunla hüküm verirlerdi); çünki (onlar,) ona gözcülük eden (tahriften koruyan) kimseler idiler.(Ey yahudiler!) O hâlde insanlardan korkmayın; ancak benden korkun ve âyetlerimi...
Maidə Suresi, 46. Ayet:
O Peygamberlerin izinde, onların ardından önündeki kitapta, Tevrat’a ait olanları tasdik eden, Meryem oğlu Îsâ’yı gönderdik. İçinde hak yolu aydınlatıcı bilgiler ve nur olan, önündeki kitapta, Tevrat’a ait olanları, tasdik eden, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere hidayet rehberi, öğüt ve uyarı olan İncil’i...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden kimler dininden döner, şerîatından vazgeçer, medeniyetini terkeder, yaratılışına uygun değerlerin yaşandığı hayatî yoldan saparsa Allah onların yerine, sevdiği ve kendisini seven, mü’minlere karşı alçak gönüllü,
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı onurlu ve İslâm’ın izzetine sahip, başları dik, kudretli, hükümran bir kavim getirecektir. Onlar,...
Maidə Suresi, 57. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlardan, dininizi, şeriatınızı, düzeninizi, medeniyetinizi alay ve oyun konusu haline getirenleri ve
kullu
k sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman,
kullu
k ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri candan dost, müttefik edinmeyin. Onları, kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın. Eğer mü’minseniz Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan...
Maidə Suresi, 60. Ayet:
'Allah'tan bir ceza olarak bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi?' de. 'Allah'ın lânet ettiği, gazabına uğrattığı, kimini de maymuna ve hınzıra çevirdiği, tâğuta
kullu
k edenler en kötü bir mevkidedirler; onlar dosdoğru yoldan sapmışlardır.'...
Maidə Suresi, 65. Ayet:
Keşke ehl-i kitap iman edip, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışsa, günahlardan arınıp, azaptan korunsa,
kullu
k ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davransa, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olsa, takvâ esaslarını benimsese, biz onların kusurlarını siler, bağışlar, onları nimetleri bol cennetlere koyardık....