Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan, Allah'ın yanı sıra başka varlıkları O'na denk tutan ve onları Allah'ı sevdiği gibi sevenler vardır. İman edenlerin Allah'ı sevmeleri ise her türlü sevgiden daha üstündür. Keşke zulmedenler, azabı gördükleri zaman bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu daha önceden anlayabilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûr(tûra) huzû mâ ateynâkum bi
kuvvetin
vezkurû mâ fîhi leallekum tettekûn(tettekûne)....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
ehaznâ
: almıştık
3.
mîsâka-kum
: sizin misakleriniz, yeminleriniz
4.
ve refa'-nâ
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Ve iz ehaznâ mîsâkakum ve refa’nâ fevkakumut tûr(tûra), huzû mâ âteynâkum bi
kuvvetin
vesmeû kâlû semi’nâ ve aseynâ ve uşribû fî kulûbihimul icle bi kufrihim kul bi’se mâ ye’murukum bihî îmânukum in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
1.
ve iz ehaznâ
: ve biz almıştık
2.
mîsâka-kum
: sizin misakinizi, kesin sözünüzü
3.
ve refa'nâ
: ve yükselttik, kaldırdık
4.
...
Bəqərə Suresi, 164. Ayet:
Şüphesiz ki semâlar ve arzın (gökler ve yeryüzünün - şuur boyutlarının ve bedenin) yaratılışının; gece ile gündüzün (âlemlerin gerçekte yokluğu realitesinin ardından yeniden âlem sûretlerini seyir hâline geçiş) birbiri ardınca gelişinin; insanların yararı için denizde akıp giden gemide (ilâhî ilim denizinde yüzen bireysel şuurda); Allâh'ın semâdan su inzâl edip onunla ölümden sonra arzı diriltmesinde (bilinç katlarından ilim inzâl ederek hakikatine şuuru olmayan bedende "diri" olanın açığa çıkar...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve insanlardan bir kısmı, Allah'tan başka “eş ve ortak (putlar)” edinenler, onları (eş ve ortak edindikleri şeyleri), Allah'ı sever gibi severler. (Oysa) âmenû olanların Allah'a olan sevgileri çok daha kuvvetlidir. Ve zulmedenler, azap görecekleri (azaba uğrayacakları) zaman, bütün
kuvvetin
tamamen Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın şiddetli azabı olduğunu keşke görselerdi (bilselerdi)....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün
kuvvetin
Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allâh dûnunda tapındıkları varlıklar edinip, onları Allâh Allâh sevgisiyle (Allâh'mışçasına) severler! İman edenler ise sevdiklerinin yalnızca Allâh olduğunun şuurundadırlar (gayrına varlık vermezler). O (hakikati inkâr ederek nefslerine) zulmedenler, bu yüzden azaba düşeceklerini gördüklerinde, âlemlerden açığa çıkan
kuvvetin
yalnızca Allâh'a ait olduğunu fark ederler, ama iş işten geçmiştir; keşke bunu önceden görebilselerdi. . . Allâh Şediyd ül Azab'dır (yapılan yanlışta ı...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan bazıları, Allah’ı bırakıp, kulu durumundakileri, bile bile Allah’a eş tanrılar haline getirir de, onları Allah’ı sever gibi severler. İmân edenlerin Allah’a olan sevgileri ise, onlarınkinden çok daha fazladır. Keşke zâlimler, inkâr ile, put sevgisiyle kendilerine haksızlık yapanlar, şirke girenler, cezayı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün
kuvvetin
Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azâbının şiddetini önceden anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanların içinde Allah'tan başka ortaklar edinerek onları Allah'ı sever gibi seven kimseler bulunmaktadır. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise daha güçlüdür. Zulmedenler, azabı gördüklerinde bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün
kuvvetin
tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Insanlar arasinda, Allah'i birakip, O'na kostuklari esleri tanri olarak benimseyenler ve onlari, Allah'i severcesine sevenler vardir. Muminlerin Allah'i sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabi gordukleri zaman, butun
kuvvetin
Allah'a aid bulunacagini ve Allah'in azabinin siddetli oldugunu keski bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında, Allah'ı bırakıp, O'na koştukları eşleri tanrı olarak benimseyenler ve onları, Allah'ı severcesine sevenler vardır. Müminlerin Allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabı gördükleri zaman, bütün
kuvvetin
Allah'a aid bulunacağını ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu keşke bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'tan beride O'na karşı bir takım denkler ediniyorlar ve onları Allah'ı sever gibi seviyorlar. İman edenler ise Allah için sevgice daha kuvvetlidirler. Haksızlık edenler azabı, görecekleri vakit bütün
kuvvetin
gerçekten Allah'ın olduğunu ve Allah'ın gerçekten çok çetin azabı olduğunu görseler......
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında Allah'a çeşitli eşler koşanlar ve bu koştukları eşleri Allah'ı sever gibi sevenler vardır. Oysa müminler en çok Allah'ı severler. Zulmedenler, azabı gördükleri zaman bütün
kuvvetin
Allah'ta olduğunu ve Allah'ın azabının ağır olduğunu anlayacaklarını keşke şimdiden bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde Tanrı'dan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki onlar (bunları) Tanrı'yı sever gibi severler. İnananların ise Tanrı'ya olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün
kuvvetin
tümüyle Tanrı'nın olduğunu ve Tanrı'nın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ı bırakıp birtakım putları ilâh edinir, onları Allah’ı sever gibi severler. Fakat îmân edenler, Allah’a olan sevgi(leri) cihetiyle daha kuvvetlidir. Eğer zulmedenler, (kıyâmette) azâbı görecekleri zaman (anlayacakları gibi), şübhesiz
kuvvetin
tamâmen Allah’a âid olduğunu ve gerçekten Allah’ın, pek şiddetli azab sâhibi olduğunu (dünyada da) gör(üp bil)selerdi (putları ilâh edinmezlerdi)....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'dan başkasını O'na emsal edinir, Allah'ı sever gibi onları severler. İman edenlerin, Allah sevgisi ise, daha fazladır. Zulmedenler azabı görecekleri zaman; bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın pek çetin azabı bulunduğunu keşki bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve insanlardan öyleleri vardır ki Allah'tan başkalarını Allah'a emsal ittihaz ederler. Onları Allah'ı sever gibi severler. Mü'minlerin ise Allah Teâlâ'ya muhabbetleri daha ziyâdedir. Eğer zulmedenler azabı görecekleri zaman bütün
kuvvetin
Allah'a mahsus olduğunu ve hakikaten Allah'ın Şedîdü'l-Azab bulunduğunu görüp anlasalar (ne kadar nadim ve pişman olacaklardır)....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah'tan gayrısını O'na emsal tutarlar ve onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a sevgileri ise çok daha kuvvetlidir. O zâlimler azabı gördükleri zaman, bütün
kuvvetin
Allah'a âit olduğunu ve gerçekten Allah'ın azabının şiddetli olduğunu keşke bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi, Allah’tan başka eşler tutarlar. Allah’ı sever gibi onları severler. İman edenlerin ise, Allah sevgisi her şeyden üstündür. O zalimler, azabı görecekleri zaman, bütün
kuvvetin
Allah’a mahsus olduğunu ve Allah’ın da şiddetli azap sahibi olduğunu bir bilseler......
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allâh'ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allâh'ı severler. Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün
kuvvetin
Allah'a âid olduğunu ve Allâh'ın azâbının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını «eş ve ortak» tutanlar vardır ki, onlar (bu eş ve ortakları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgisi ise, daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız bütün
kuvvetin
tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan öylesi de var ki, başkalarını Allah'a denk tutar da, Allah'ı sever gibi onları sever. İman edenlerin Allah'a olan sevgisi ise daha güçlüdür. Keşke o zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, şimdi anlasalardı bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının pek çetin olduğunu!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm
kuvvetin
Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler!...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Onların Peygamber'i onlara dedi ki: “Muhakkak ki Allah, sizin için melik olarak Talut'u beas etmişti (görevlendirmişti).” Dediler ki: “Bizim üzerimize onun melikliği nasıl olur? Melikliğe biz ondan daha çok hak sahibiyiz (daha çok lâyıkız). Ve de ona maldan bir genişlik (servetçe bolluk) verilmedi.”(Peygamber de) “Muhakkak ki Allah, onu sizin üzerinize (melik) seçti ve onun ilmini (bilgisini) ve cismini (
kuvvetin
i) artırdı.î Ve Allah, mülkünü dilediği kimseye verir. Ve Allah, Vâsi'dir (rahmeti v...
Nisa Suresi, 84. Ayet:
Artık Allah yolunda savaş! (Sen) ancak kendinden mes’ûlsün; mü’minleri de(cihâda) teşvîk et! Umulur ki Allah, o inkâr edenlerin
kuvvetin
i kırar. Çünki Allah, (onlardan)kuvvetce daha çetin ve azab vermek cihetiyle daha şiddetlidir....
Ənam Suresi, 135. Ayet:
(Ey Rasulüm, kavmin Kureyş’e) de ki: “- Ey kavmim! Bütün
kuvvetin
izle yapacağınızı yapın. Ben vazifemi yapıyorum. Artık dünya evinin sonu olan cennet, kimin olacaktır, bileceksiniz. Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler.”...
Ənam Suresi, 135. Ayet:
Ey kavmım, de: Bütün
kuvvetin
izle yapın yapacağınızı ben vazifemi yapıyorum, artık yakında bileceksiniz: Dünya evinin sonu kimin olacak? Şu muhakkak ki zalimler felâh bulmazlar...
Ənam Suresi, 135. Ayet:
De ki: «Ey kavmim, yapacağınızı bütün
kuvvetin
izle yapın, ben görevimi yapıyorum. Artık yakında dünya evinin sonunun kimin olacağını bileceksiniz. Şu kesindir ki, zalimler arzularına eremeyeceklerdir.»...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
Ve ketebnâ lehu fîl elvâhı min kulli şey’in mev’ızaten ve tafsîlen li kulli şey’in fe huzhâ bi
kuvvetin
ve’mur kavmeke ye’huzû bi ahsenihâ seurîkum dârel fâsikîn(fâsikîne). ...
Əraf Suresi, 145. Ayet:
1.
ve keteb-nâ
: ve biz yazdık
2.
lehu
: ona
3.
fî el elvâhı
: levhaların içine
4.
min kulli şey'in
: herşeyden
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Ve iz netaknel cebele fevkahum ke ennehu zulletun ve zannû ennehu vâkıun bihim, huzû mâ âteynâkum bi
kuvvetin
vezkurû mâ fîhi leallekum tettekûn(tettekûne). ...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
1.
ve iz netaknâ el cebele
: dağı kaldırdığımız zaman
2.
fevka-hum
: onların üstüne
3.
keenne-hu
: sanki o, o ... gibi
4.
zulle...
Ənfal Suresi, 7. Ayet:
(7-8) Allah iki topluluktan birine sizi galip kılacağını vâd ettiğinde siz silahsız olan topluluğun (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah ise, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve şirkin
kuvvetin
i yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyordu ki, o suçlu müşrik gürûhu hoşlanmasa da, hak olan İslâm’ı yüceltsin, batıl olan şirki de ortadan kaldırsın....
Ənfal Suresi, 8. Ayet:
(7-8) Allah iki topluluktan birine sizi galip kılacağını vâd ettiğinde siz silahsız olan topluluğun (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah ise, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve şirkin
kuvvetin
i yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyordu ki, o suçlu müşrik gürûhu hoşlanmasa da, hak olan İslâm’ı yüceltsin, batıl olan şirki de ortadan kaldırsın....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Siz, Bedir’de o kâfirleri kendi
kuvvetin
izle öldürmediniz. Lâkin Allah size yardım etmekle onları öldürdü. Ey Rasûlüm, düşmanların gözlerine bir avuç toprak attığın zaman da sen atmadın, ancak Allah attı; ve bunu, güzel bir ganimet ve zafer tecrübesi vermek için (yaptı) Muhakkak ki Allah, (söylenenleri) işiten, (her şeyi) bilendir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Siz savaşta onları kendi
kuvvetin
izle öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü.(Ey Resulüm) Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve bunu, Allah müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yaptı. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitir ve bilir....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Eğer siz fetih (zafer) istiyorsanız, işte size (Bedir'de) fetih geldi. . . Eğer (Rasûlullah'a direnmekten) vazgeçerseniz, o sizin için daha hayırlıdır. . . Şayet (şirke) dönerseniz, biz de döneriz! (O durumda) topluluğunuz çok da olsa size hiçbir faydası olmaz. . . Kesinlikle Allâh iman edenlerledir (kendinde açığa çıkan havl ve
kuvvetin
Allâh'ın olduğunu yaşayanlarladır)!...
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
1.
ve etîu allâhe
: ve Allah'a itaat edin
2.
ve resûle-hu
: ve O'nun resûlüne
3.
ve lâ tenâzeû
: ve anlaşmazlığa, nizaya düşmeyin
4.
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat edin, niza etmeyin (anlaşmazlığa düşmeyin), yoksa zayıf düşersiniz ve
kuvvetin
iz (elinizden) gider. Sabredin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah'a ve Peygamberine itâat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra zayıflarsınız ve
kuvvetin
iz kalmaz ve sabredin, şüphe yok ki Allah, sabredenlerle berâberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da
kuvvetin
iz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allâh'a ve Rasûlüne itaat edin, birbirinizle zıtlaşmayın; (yoksa) korkuya kapılırsınız ve rüzgârınız (
kuvvetin
iz) gider. . . Sabredin. . . Muhakkak ki Allâh "Es Sabur" isminin özelliğiyle sabredenlerledir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah’a ve Rasulüne itaat ediniz, Kurân’ı ve sünneti uygulayınız, tebliğine, teşriine riayet ediniz. Birbirinizle didişmeyiniz, çekişmeyiniz. Çekingen, korkak ve yılgın hale gelirsiniz. Manevî gücünüz, kamuoyundaki etkiniz ve itibarınız kaybolur. Maddi gücünüz,
kuvvetin
iz, devletiniz, liderliğiniz elden gider. Sabırla mücadeleye devam edin. Allah sabrederek mücadeleye devam edenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah’a ve onun Rasûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve
kuvvetin
iz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah'a ve peygamberine itaat edin; cekismeyin, yoksa korkar basarisizliga dusersiniz ve
kuvvetin
iz gider. Sabredin, dogrusu Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah'a ve Peygamberine itaat edin; çekişmeyin, yoksa korkar başarısızlığa düşersiniz ve
kuvvetin
iz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da
kuvvetin
iz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Ayrıca Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. Ve birbirinizle didişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve
kuvvetin
iz elden gider. Sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah’a ve Resûlüne itâat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de (size heybet veren) rüzgârınız (
kuvvetin
iz) gider; o hâlde sabredin! Şübhesiz ki Allah, sabredenlerle berâberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah'a ve Resul'üne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korku ile zaafa düşersiniz ve
kuvvetin
iz elden gider. Sabredin! Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Allah’a ve Resulüne itaat edin, sakın birbirinizle ihtilaf etmeyin; sonra korkuya kapılıp za’fa düşersiniz, rüzgârınız (
kuvvetin
iz) gider. Bir de tam mânasıyla sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 52. Ayet:
(Bunların tavır ve âdetleri), tıpkı Firavun hanedanıyla, onlardan evvelkilerin tavrı gibidir. Onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr etmişlerdi de O da (Allah), kendilerini günahları yüzünden yakalamıştı. Çünkü Allah çok büyük
kuvvetin
sahibidir, azabı pek şiddetlidir....
Ənfal Suresi, 52. Ayet:
(Bunların gidişi) Fir'avn haanedâniyle onlardan evvelkilerin gidişi gibidir. Onlar Allahın âyetlerini (inkâr ile) kâfir olmuşlardı da O da kendilerini, günâhları yüzünden, yakalamışdı. Çünkü Allah en büyük
kuvvetin
saahibidir, cezası pek çetindir. ...
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Ve eıddû lehum mâsteta'tum min
kuvvetin
ve min rıbâtil hayli turhibûne bihî aduvvallâhi ve aduvvekum ve âharîne min dûnihim, lâ ta'lemûnehum, allâhu ya'lemuhum, ve mâ tunfikû min şey'in fî sebîlillâhi yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne)....
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
1.
ve eıddû
: ve hazırlayın
2.
lehum
: onlar için
3.
mâsteta'tum (mâ isteta'tum)
: gücünüz ne kadar yeterse
4.
min
kuvvetin
...
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Onlara karşı
kuvvetin
iz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)! Onunla Allah'ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı ve onlardan başka diğerlerini korkutun. Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir. Allah'ın yolunda her ne infâk ederseniz, size vefa edilir (ödenir) ve siz zulmedilmezsiniz (haksızlığa uğratılmazsınız)....
Tövbə Suresi, 26. Ayet:
Sonra da Allah, Peygamberine ve inanlara mânevi
kuvvetin
i ihsân etmişti ve görmediğiniz orduları indirerek kâfirleri azaplandırmıştı ve işte kâfirlerin cezâsı da budur....
Yunus Suresi, 31. Ayet:
De ki: «Sizi gökten ve yerden kim merzûk ediyor? Ve o işitme
kuvvetin
e ve gözlere mâlik olan kimdir? Ve kimdir ki, ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır. Ve kimdir işleri tedbir eden?» Derhal diyeceklerdir ki: «Allah...» Artık de ki: «Siz korkmaz mısınız?»...
Hud Suresi, 52. Ayet:
1.
ve yâ kavmi istagfirû
: ve, ey kavmim mağfiret isteyin (dileyin)
2.
rabbe-kum
: Rabbinizin
3.
summe
: sonra
4.
tûbû
...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ya kavmim! Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O'na tövbe edin (mürşidin önünde tövbe edip, zikre başlayın). Üzerinize sema(dan) bol yağmur (bol rahmet) göndersin. Ve sizin
kuvvetin
izi, kuvvet ile arttırsın. Ve mücrimler (suçlular) olarak yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim, Rabbinizden yarlıganma dileyin de sonra tövbe edin ona, size gökten bol bol yağmur yağdırsın,
kuvvetin
ize, fazlasıyla kuvvet katsın ve mücrim olarak yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve
kuvvetin
ize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
"Ey halkım Rabbinizden bağışlanma niyaz edin. . . Sonra O'na tövbe edin ki, semânın feyzini size yoğun olarak irsâl etsin ve
kuvvetin
ize kuvvet katsın. . . Suçlular olarak yüz çevirmeyin. "...
Hud Suresi, 52. Ayet:
'Ey kavmim, Allah’a ortak koşmanız ve günahlarınız sebebiyle Rabbinizden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin. Sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip O’na itaate yönelin. Göğü, üzerinizde bol bol rahmet, bereket ve nimet yağdıracak güce, imkâna kavuştursun.
Kuvvetin
ize kuvvet katsın. İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr olarak İslâm’a davetime yüz çevirmeyin, âsi ve günah...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra ona tevbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket (ekinleri yetiştirecek yağmur) indirsin ve
kuvvetin
ize kuvvet katarak sizi (neslinizi) çoğaltsın. Günahlarınıza ısrar ettiğiniz halde imandan yüz çevirmeyin.”...
Hud Suresi, 52. Ayet:
«Ey milletim! Rabbinizden magfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki size gokten bol bol yagmur gondersin,
kuvvetin
ize kuvvet katsin; suclular olarak yuz cevirmeyin.»...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim, Rabbinizden bağışlanmanızı dileyin ; sonra da O'na tevbe edin ki. üzerinize bol yağmur göndersin ;
kuvvetin
ize kuvvet katarak gücünüzü artırsın; siz de artık günahkâr suçlular olarak (O'ndan) yüzçevirmeyin.»...
Hud Suresi, 52. Ayet:
'Ey milletim! Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki size gökten bol bol yağmur göndersin,
kuvvetin
ize kuvvet katsın; suçlular olarak yüz çevirmeyin.'...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve
kuvvetin
ize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
Hem ey kavmim rabbınızın mağrifetini isteyin, sonra ona tevbe ile müracat edin, ki üzerinize bol bol Semanın feyzını indirsin ve sizi
kuvvetin
ize kuvvet katarak müzdad buyursun, gelin mücrim mücrim dönüp gitmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
«Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol bereket indirsin ve sizi
kuvvetin
ize kuvvet katarak çoğaltsın. Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin.»...
Hud Suresi, 52. Ayet:
«Ey kavmim, Rabbinden mağfiret isteyin. Sonra yine Ona tevbe (ve rücû) edin ki üstünüze gökden bol bol (feyzini) göndersin,
kuvvetin
ize daha fazla kuvvet katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin». ...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey kavmim; Rabbınızdan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki size gökten bol bol yağmur göndersin,
kuvvetin
ize kuvvet, katsın. Ve suçlular olarak dönmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
«Ve ey kavmim! Rabbinize istiğfarda bulunun. Sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize semânın feyzini bol bol göndersin ve sizin
kuvvetin
izi kuvvet ilavesiyle arttırsın ve günahkârlar olarak yüz çevirmeyiniz.»...
Hud Suresi, 52. Ayet:
“Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin,
kuvvetin
ize kuvvet katsın. Günahkâr olarak yüz çevirmeyin. ”...
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ey halkım, Rabbiniz'den af dileyin. Sonra O’na yönelin ki size bol bol yağmur göndersin.
Kuvvetin
ize kuvvet katsın, siz de suçlular olarak yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 52. Ayet:
"Ey kavmim, Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin (O'na yönelin) ki gökten üzerinize bol bol rahmet göndersin,
kuvvetin
ize kuvvet katsın. Suç işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin!"...
Hud Suresi, 52. Ayet:
"Ey toplumum! Rabbinizden af dileyin, sonra O'na yönelin ki üzerinize göğü bol bol göndersin,
kuvvetin
ize kuvvet katsın. Günahkârlar olup da Allah'tan yüz çevirmeyin."...
Hud Suresi, 93. Ayet:
Ve ey kavmim! Bütün
kuvvetin
izle yapacağınızı yapın, ben vazifemi yapıyorum ileride bileceksiniz: kimmiş o kendine rüsvay edecek azâb gelecek? Ve kimmiş yalancı? Gözetin, ben de sizinle beraber gözetiyorum...
Hud Suresi, 93. Ayet:
«Ve ey kavmim! Bütün
kuvvetin
izle dilediğinizi yapınız. Şüphe yok ki, ben de yapıcıyım. Yakında bilirsiniz ki, kendisini rüsvay edecek azap kime gelecek ve yalancı olan kim imiş? Ve gözetiniz, muhakkak ki, ben de sizinle beraber gözeticiyim.»...
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
Ve lâ tekûnû kelletî nekadat gazlehâ min ba’di
kuvvetin
enkâsâ(enkâsen), tettehızûne eymânekum dehalen beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh(ummetin), innemâ yeblûkumullâhu bih(bihî), ve le yubeyyinenne lekum yevmel kıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne). ...
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
1.
ve lâ tekûnû
: ve siz olmayın
2.
kelletî (ke elletî)
: o kimse (kadın) gibi
3.
nekadat
: çözdü, açtı
4.
gazle-hâ
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Kâle mâ mekkennî fîhi rabbî hayrun fe eînûnî bi
kuvvetin
ec’al beynekum ve beynehum redmâ(redmen)....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
mâ mekken-nî
: beni kuvvetlendirdiği (desteklediği) şeyler
3.
fîhi
: onda, hakkında, o konuda
4.
rabbî
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana
kuvvetin
izle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım."...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Dedi ki: «Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana
kuvvetin
izle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım.»...
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
Yâ yahyâ huzil kitâbe bi kuvveh(
kuvvetin
), ve âteynâhul hukme sabiyyâ(sabiyyen)....
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
1.
yâ yahyâ
: ey Yahya
2.
huzil kitâbe (huz el kitabe)
: kitabı al
3.
bi
kuvvetin
: kuvvetle (dikkatle)
4.
ve âteynâ-hu
Məryəm Suresi, 12. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var
kuvvetin
le sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var
kuvvetin
le sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi....
Məryəm Suresi, 14. Ayet:
(12-14) "Yahya! Kitaba var
kuvvetin
le sarıl!" dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik. O, Allah’ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi....
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer ba'sten şübhede iseniz şu muhakkak ki biz sizi bir topraktan halketmekteyiz, sonra bir alekadan, sonra hılkati belli belirsiz bir mudgaden, ki size anlatalım diye hem müsemma bir ecele kadar dilediğimiz müddet rahimlerde durduruyoruz da sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da
kuvvetin
ize irmeniz için, bununla beraber içinizden kimisi vefat ettiriliyor, yine içinizden kimisi de biraz ılimden sonra bir şey bilmesin diye erzeli omre doğru giri itiliyor, Arzı da görürsün ...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, eğer siz öldükden sonra dirilmek hususunda herhangi bir şübhe içinde iseniz şu muhakkakdır ki biz sizi (n aslınızı) toprakdan, sonra (onun zürriyetini) insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bir kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etden yaratdık (ve bunları) size (kemâl-i kudretimizi) apaçık gösterelim diye (yapdık). Sizi dileyeceğimiz muayyen bir vaktâ kadar rahmlerde durduruyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, daha sonra da
kuvvetin
ize (yiğitlik çağına) e...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam
kuvvetin
ize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içiniz...
Nəml Suresi, 33. Ayet:
Kâlû nahnu ûlû
kuvvetin
ve ûlû be’sin şedîdin vel emru ileyki fenzurî mâzâ te’murîn(te’murîne)....
Nəml Suresi, 33. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
nahnu
: biz
3.
ûlû
: sahibi
4.
kuvvetin
: kuvvet
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O odur ki sizi bir topraktan yarattı, sonra bir nufteden, sonra bir alekadan, sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyor, sonra
kuvvetin
iz çağına iresiniz diye büyütüyor, sonra da ihtiyar olasınız diye, içinizden kimi de daha evvel vefat ettirilir, hem de müsemmâ bir ecele iresiniz diye, bir de gerek ki akıl edesiniz...
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O, o (Hâlık-i Hakîm)dir ki, sizi topraktan, sonra bir nutfeden, sonra da bir kan pıhtısından yarattı. Sonra sizi çocuk olarak çıkarır, sonra
kuvvetin
izin tekamülü çağına (erişesiniz) sonra ihtiyarlayasınız diye (sizi yaşatır) ve sizden bazınız daha evvel öldürülür ve muayyen olan zamana erişesiniz ve belki akıl erdiresiniz (diye böyle yapar)....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan, gücünü
kuvvetin
i bulup daha sonra kırk yaşına girince "Ya Rabbî!" der. "Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olacağın makbul ve güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasib eyle! Rabbim!...
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
O ise
kuvvetin
e güvenerek yüz çevirdi ve “Bu bir büyücü veya delidir” dedi....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
Onun gücünü
kuvvetin
i alırdık....
Təkvir Suresi, 15. Ayet:
1.
fe
: olduğu zaman
2.
lâ
: hayır
3.
uksimu
: kasem ederim, yemin ederim
4.
bi el hunnesi
: hünnese, merkezî çeki...
Təkvir Suresi, 15. Ayet:
Bundan sonra hayır, hünnese (merkezî çekim
kuvvetin
e) yemin ederim....
Təkvir Suresi, 16. Ayet:
Cevalan edene (merkezî çekim
kuvvetin
in etrafında, yörüngede dönene)....
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
Zî
kuvvetin
ınde zil arşi mekîn(mekînin). ...
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
1.
zî
: sahibi
2.
kuvvetin
: güç, kuvvet
3.
inde
: indinde, yanında, katında
4.
zî
: sahibi
Tariq Suresi, 10. Ayet:
Femâ lehu min
kuvvetin
ve lâ nâsır(nâsırın)....
Tariq Suresi, 10. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
mâ
: değil, olmaz
3.
lehu
: onun
4.
min
: den
Adiyat Suresi, 5. Ayet:
Derken düşman
kuvvetin
in ortasına dalan atların hakkı için ki:...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
1.
ve men
: ve kim, kimi
2.
nuammir-hu
: onun ömrünü uzatırız
3.
nunekkis-hu
: onu tersine çeviririz, onun
kuvvetin
i gideririz
4.
...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Ve kimin ömrünü uzatırsak, onun yaratılışını tersine çeviririz (
kuvvetin
i gideririz). Hâlâ akıl etmezler mi?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Kime uzun ömür verirsek, biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Güç ve
kuvvetin
i alarak zaafiyete düşürürüz. Hâlâ eşyanın hakikatini, Allah’ın kâinata koyduğu düzeni kavrayarak akıllanmayacaklar mı?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu tersine çeviriyoruz (
kuvvetin
i düşürüyoruz). Hâlâ anlamıyorlar mı (Allah’ın kudretini anlayıb doğru yola gelmiyecekler mi)?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve
kuvvetin
i alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?...
Zariyat Suresi, 58. Ayet:
Şüphe yok ki Allah'tır rızık veren kuvvet sâhibi ve
kuvvetin
e aciz gelmesi mümkün olmayan....
Hud Suresi, 50. Ayet:
(50-52) Âd'a da kardeşleri Hûd'u elçi gönderdik. O, dedi ki: “Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. Siz uydurmacılardan başka bir şey değilsiniz. Ey toplumum! Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yoktan yaratan üzerinedir. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Ey toplumum! Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol göndersin ve sizi
kuvvetin
ize kuvvet katarak çoğaltsın. Ve günahkârlar olarak sırt çevir...
Hud Suresi, 51. Ayet:
(50-52) Âd'a da kardeşleri Hûd'u elçi gönderdik. O, dedi ki: “Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. Siz uydurmacılardan başka bir şey değilsiniz. Ey toplumum! Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yoktan yaratan üzerinedir. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Ey toplumum! Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol göndersin ve sizi
kuvvetin
ize kuvvet katarak çoğaltsın. Ve günahkârlar olarak sırt çevir...
Hud Suresi, 52. Ayet:
(50-52) Âd'a da kardeşleri Hûd'u elçi gönderdik. O, dedi ki: “Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. Siz uydurmacılardan başka bir şey değilsiniz. Ey toplumum! Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yoktan yaratan üzerinedir. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Ey toplumum! Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol göndersin ve sizi
kuvvetin
ize kuvvet katarak çoğaltsın. Ve günahkârlar olarak sırt çevir...
Zariyat Suresi, 58. Ayet:
Şüphesiz Allah, çok rızık verenin ta kendisidir, çok çetin
kuvvetin
sahibidir. ...
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi güçsüz olarak oluşturandır. Sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet getirdi. Sonra
kuvvetin
arkasından güçsüzlük ve ihtiyarlık getirdi. O, dilediğini oluşturur. Ve O, en iyi bilendir, en iyi güç yetirendir. ...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
(165,166) "İnsanlardan kimi de Allah'ın astlarından birtakım eşler tutan kimselerdir. Onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman etmiş kimseler, Allah'a sevgi yönünden daha kuvvetlidir. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, azabı görecekleri zaman; kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaştıkları ve azabı gördükleri ve kendileriyle bağlar kesildiği zaman, bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şi...
Bəqərə Suresi, 166. Ayet:
(165,166) "İnsanlardan kimi de Allah'ın astlarından birtakım eşler tutan kimselerdir. Onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman etmiş kimseler, Allah'a sevgi yönünden daha kuvvetlidir. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, azabı görecekleri zaman; kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaştıkları ve azabı gördükleri ve kendileriyle bağlar kesildiği zaman, bütün
kuvvetin
Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şi...
Rum Suresi, 54. Ayet:
O Allah ki, sizi güçsüz (zayıf) bir şeyden (nutfeden) yarattı. Sonra zayıflığın ardından (sizi) kuvvetli kıldı. Sonra (sizi),
kuvvetin
ardından zayıf ve ihtiyar kıldı. O (Allah), dilediğini yaratır. Ve O; Âlim’dir (en iyi bilen), Kaadir’dir (herşeye gücü yeten)....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardından kuvvet veren ve sonra
kuvvetin
ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah'tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allâh'tır ki, sizi zayıflıkla (hakikatinin farkında olmaksızın) yarattı! Sonra, zayıflığın ardından bir kuvvet (hakikatini - Rabbini bilmenin kuvveleriyle) oluşturdu! Sonra,
kuvvetin
ardından zayıflık (ismi Allâh olan indînde acziyetini - abd-i âciz) ve ak saçlı (bilge) hâline getirdi. . . Dilediğini yaratır. . . "HÛ"; Aliym'dir, Kaadir'dir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi dayanıksız bir maddeden güçsüz yaratan; sonra güçsüzlüğün ardından kuvvetli hale getiren; sonra
kuvvetin
ardından zafiyet veren, saçlarınıza aklar düşürendir. O, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan her şeyi yaratır.
Hakkıyla bilen, her şeye hakkıyla gücü kudreti yeten O’dur....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi bir zaaftan [3] yaratan, sonra zayıflığın ardından kuvvet veren, sonra
kuvvetin
ardından zayıflık ve yaşlılık verendir. O dilediğini yaratır. O bilendir, güç yetirendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu
kuvvetin
ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, güç yetirendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah O’dur ki, sizi zayıf bir nutfeden yarattı; sonra bu za’fiyetin arkasından bir kuvvet (güçlü bir insan) yaptı; sonra bu
kuvvetin
arkasından (yine) bir za’fiyet ve ihtiyarlık meydana getirdi. O, dilediğini yaratır. O, Alîm’dir= kulların bütün hallerini bilir, Kadîr’dir= bütün değişikliklerini yapmağa gücü yeter....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra
kuvvetin
ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah'tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, o kadir ki sizi bir za'ftan yaratmakta, sonra za'fın arkasından bir kuvvet yapmakta, sonra da
kuvvetin
arkasından bir za'f ve bir saç aklığı yapmakta, neyi dilerse halk ediyor, o öyle alîm, öyle kadîr...
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah o herşeye gücü yeten ki, sizi bir güçsüzden yaratmakta; sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet vermekte; sonra da
kuvvetin
arkasından güçsüz ve ihtiyar yapmaktadır. Dilediğini yaratıyor; O, öyle herşeyi bilen, herşeye gücü yetendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah O'dur ki, sizi güçsüz olarak yaratır, sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet verir. Sonra
kuvvetin
arkasından yine güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir. O dilediğini yaratır. Ve O, her şeyi bilir, her şeye gücü yeter....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Tanrı, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu
kuvvetin
ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, güç yetirendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi bir za'fdan yaratan, sonra diğer bir za'fın ardından kuvvet veren, sonra
kuvvetin
arkasından da yine za'fa ve ihtiyarlığa getirendir. (O), ne dilerse yaratır. O, hakkıyle bilendir, kemâliyle kaadirdir. ...
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi zayıf yaratan; sonra zayıflığın ardından (size) bir kuvvet veren; sonra
kuvvetin
ardından (tekrar) bir zayıflık ve bir ihtiyarlık verendir. (O,) dilediğini yaratır. Çünki O, Alîm (kullarının her hâlini hakkıyla bilen)dir, Kadîr (her dilediğine gücü yeten)dir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, o (Hâlık-ı Azîm)dir ki, sizi bir zayıf şeyden yarattı, sonra zayıflık ardından bir kuvvet verdi, sonra da
kuvvetin
ardından zayıflık ve ihtiyarlık vücuda getirdi. Dilediğini yaratır ve O, öyle alîmdir, kâdirdir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah sizi oldukça güçsüz (bir madde)den yarattı. Güçsüzlükten sonra kuvvetli kıldı. Sonra o
kuvvetin
ardından da zayıflık ve ihtiyarlık verdi. O dilediğini yaratır. O, ilim ve kudret sahibidir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah'tır ki sizi zayıflıktan yarattı. Sonra zayıflığın ardından (size) bir kuvvet verdi. Sonra
kuvvetin
ardından da zayıflık ve ihtiyarlık verdi. Allâh, dilediğini yaratır, O, bilendir, gücü yetendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra da bu
kuvvetin
ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratmaktadır. O, bilendir, güç yetirendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
O Allah ki, sizi güçsüz bir halde yarattı; güçsüzlükten sonra size kuvvet verdi;
kuvvetin
ardından yine bir güçsüzlük ve ihtiyarlık verdi. O dilediğini yaratır. Çünkü O herşeyi bilen, gücü herşeye yetendir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah O'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. Sonra o güçsüzlüğün arkasından bir kuvvet oluşturdu. Sonra o
kuvvetin
arkasından bir güçsüzlük ve ihtiyarlığa vücut verdi. Dilediğini yaratır. Alîm'dir O, Kadîr'dir....
Rum Suresi, 54. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
ellezî
: ki o
3.
halaka-kum
: sizi yarattı
4.
min da'fin
: güçsüz, zayıf (bir şeyden)
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allâhullezî halakakum min da’fin summe ceale min ba’di da’fin kuvveten summe ceale min ba’di
kuvvetin
da’fen ve şeybeh(şeybeten), yahluku mâ yeşâu, ve huvel alîmul kadîr(kadîru)....