Bəqərə Suresi, 61. Ayet: Hani, “Ey Mûsâ! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O hâlde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin” demiştiniz. O da size, “İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre! İstedikleriniz orada var” demişti. Böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, Allah’ın gazabına uğradılar. Bunun sebebi, onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor, peygamberleri de haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların ...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet: Oruçlu olduğunuz günün gecesinde kadınlarınızla buluşmanız, size helâl edilmiştir. Onlar sizin için elbisedir, siz onlar için elbisesiniz. Allah bildi ki nefsinizi yenemeyecek, sabredemeyecek, bir iştir, işleyeceksiniz, bu yüzden tövbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Gayri onlarla buluşun ve Allah'ın size yazdığını dileyin. Fecir doğup da aydınlığıyla kara iplik, sizce beyaz iplikten ayırt edilinceye dek yiyin, için. Sonra orucu ertesi geceye kadar tamam olarak tutun. Fakat mescitlerde ibadet iç...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet: Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ı...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet: Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onların örtüsüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda da onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, A...
Ənam Suresi, 80. Ayet: Kavmi onunla Allah konusunda deliller getirerek tartışmaya başladı. İbrâhim:
'Allah beni doğru yola iletmişken, siz hâlâ benimle O’nun hakkında mı deliller getirerek tartışıyorsunuz? Ben, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak tanıdığınız şeylerden korkmam. Rabbimin, sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olmadıkça, onlar bana birşey yapamaz. Her şey Rabbimin ilmi, iradesi, planı içindedir. İyice düşünmeyecek misiniz?' dedi....
Əraf Suresi, 33. Ayet: 'Rabbim, büyük günahları meşrû olmayan şehevî fiilleri, gayri meşrû ilişkileri, bunların açıktan yapılanını, alenîsini ve gizlisini bilerek günah işlemeyi; haklı bir sebep ortada yokken saldırmayı ve baskı yapmayı; hak etmeden, başkasının elindekine göz dikmeyi ve zulmü; hakkında ferman indirmediği, yetki vermediği bir şeyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşmanızı; Allah adına bilemeyeceğiniz şeyleri söylemenizi haram kıldı, yasakladı.' de....
Əraf Suresi, 69. Ayet: 'Sizi uyarmak için, içinizden liyâkatli ve güvenilir bir adama Rabbinizden övünç kaynağı, öğütlerle dolu bir kitap gelmesine mi şaşırdınız yoksa? Düşünün ki, o sizi, Nuh kavminden sonra dünya düzenini kurmaya, ilâhî hükümleri icraya, yeryüzünü imara yetkili halifeler kıldı. Yaratılış, güç, kuvvet itibariyle de size üstünlük sağladı. O halde Allah’ın nimetlerini hatırlayarak şükredin ki, kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa eresiniz.'...
Əraf Suresi, 160. Ayet: Biz İsrâiloğulları’nı Yâkub’un torunlarından çoğalarak meydana gelen, tutkun, yetişmiş, organize cemaatler halinde on iki boya ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince:
'Asânı taşa vur' diye Mûsâ’ya vahyettik. Vurunca, hemen o taştan on iki pınar kaynayıp akmaya başladı. Her bir boy, su alacağı, su içeceği yeri belledi. Bulutları üzerlerine gönderdik, gölge yaptık. Onlara kudret helvası, bıldırcın indirdik.
'Size rızık olarak ihsan ettiğimiz nimetlerin temizinden, iyisinden, sağlıklısından, helal...
Tövbə Suresi, 100. Ayet: Özgürce Allah’a kulluk ve ibadete devam eden, güç ve gönül birliği yapan Muhacirler ve Ensar’dan İslâm’a ilk girenlerin öne geçenlerinden, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraat, kalıcı hizmet yapan müslüman ve müslüman idareci ...
Yusif Suresi, 76. Ayet: Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce, ötekilerin yüklerini aramaya başladı. Sonra da tası kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yûsuf’a böyle taktik uygulattık. Yoksa, kralın mevzuatına, kanunlarına göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Ancak Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olduğu takdirde, diyecek yoktur. Biz, sünnetimize, düzenimizin yasalarına uygun olarak, irademizin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarımızdan bazılarının ilim ve hikmet...
Nəhl Suresi, 80. Ayet: Allah, evlerinizi, sizin için bir huzur ve sükûn yeri haline getirdi. Sizin için, hayvanların derilerinden, gerek yolculuğunuzda, gerekse konaklama gününüzde, kolayca taşıyacağınız evler, çadırlar; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından, bir süre faydalanacağınız giyim ve ev eşyası, ticaret malı elde etmenizi sağladı....
Kəhf Suresi, 86. Ayet: Nihayet, güneşin batar durumda olduğu, gecenin aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığı zaman, güneşi, sanki kara balçıklı bir suda batıyor buldu. O bölgede bir kavme rastladı. Biz ona:
'Ey Zülkarneyn, onları cezalandırabilirsin, onlara iyi davranma yolunu da seçebilir, Hakka, imana, şer’î hükümleri öğrenmeye davet edebilir, kolaylık yolları gösterebilirsin.' diye ilham ettik....
Furqan Suresi, 29. Ayet: 'Andolsun ki, Kur’ân bana geldikten sonra, beni, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’dan, şeriattan, Allah’ı zikirden ayırıp uzaklaştırarak, başıma buyruk hale getirip, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihime imkân sağladı. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler insanı yüzüstü bırakıp rezil ediyor.'...