Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əhzab Suresi, 38. Ayet:
Peyğəmbəri Allahın tələb etdiyi bir işi görməkdə qınamaq olmaz. Bu, əvvəlki cəmiyyətlərdə də mövcud olan Allahın qanunudur. Allahın əmri tamamlanmış ta
led
ir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allahın Öz qullarından istədiyi şəxsə lütf etməsinə (peyğəmbərlik verməsinə) həsəd aparmaq, Onun göndərdiyini (Quranı) inkar etməklə (yəhudilərin) vicdanlarını satmaları nə qədər də pisdir! Bununla onlar (özlərinə qarşı) Allahın qəzəbi üstünə bir qəzəb də artırdılar. Kafirləri zəli
led
ici əzab gözləyir!...
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
Səmud qövmünə gəlincə, Biz onlara haqq yolu göstərdik, amma onlar korluğu (küfrü) doğru yoldan üstün tutdular. Beləliklə, onları qazandıqları günahların ucbatından zəli
led
ici ildırım əzabı yaxaladı....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O ki yeryüzündekilerin tamamını sizin için yarattı. Sonra O, göğe istiva etti; onları yedi gök halinde düzen
led
i. O, Her Şeyi Bilen'dir....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah: "Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir." dedi. Âdem isimleri onlara bildirince, Allah meleklere: "Göklerin ve yerin gaybını Ben bilirim; Ben, sizin açıkladıklarınızı da içinizde giz
led
iklerinizi de bilirim, dememiş miydim?" dedi....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem! Eşinle birlikte cennette oturun. Orada di
led
iğiniz her şeyden bol bol yiyin. Fakat şu şecereye yaklaşmayın; yoksa haksızlık yapmış olursunuz....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani: "Şu şehre girin, orada di
led
iğinizden bol bol yiyin. O kapıdan secde ederek girin. Ve "bizi bağışla" deyin ki Biz de yanlışlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara daha fazlasını vereceğiz." demiştik....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani! Siz, bir kimseyi öldürmüştünüz de birbirinizle atışmıştınız. Oysa Allah, giz
led
iğiniz şeyi ortaya çıkarandır....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Allah'ın, onların giz
led
iklerini de açıkladıklarını da bildiğini bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Ant olsun ki Musa'ya Kitap'ı verdik. Ardı sıra resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da Beyyinat'ı verdik ve O'nu Kudus'un Ruhu ile destek
led
ik. Ne zaman bir elçi hoşunuza gitmeyen bir şey getirdiyse, büyüklük taslayarak kimini yalanlayıp, kimini de öldürmediniz mi?...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın, di
led
iği kimseye kendi lütfundan indirmesini çekemeyerek; Allah'ın indirdiğini küfretmekle kendilerini ne kötü bir şeye karşılık sattılar. Bundan dolayı art arda gelen gazabı hak ettiler. Gerçeği yalanlayan nankörler için alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden, "Size verdiğimizi kuvvetlice alın ve dinleyin." diye kesin söz almış ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık. Demişlerdi ki: "Din
led
ik ama itaat etmiyoruz." Küfr'leri yüzünden kalplerine buzağı sevgisi içirildi. De ki: "Eğer gerçekten inanıyorsanız, inancınız sizden ne kötü şey istiyor!"...
Bəqərə Suresi, 105. Ayet:
Kitap Ehli'nin ve Müşriklerin kafirleri Rabb'inizden, size bir hayrın indirilmesini istemezler. Oysa Allah, rahmetini di
led
iği kimseye ayırır. Allah, Büyük Lütuf Sahibi'dir....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Kitap'ı okuyup durdukları halde, Yahudiler: "Hıristiyanlar geçerli bir inanç üzerinde değildirler." derler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler geçerli bir inanca sahip değildirler." derler. Oysa Kitap'ı okuyorlar. Kitap'tan habersiz olanlar da onların sözlerinin aynısını söy
led
iler. Allah, onların anlaşmazlığa düştükleri konuda Kıyamet Günü hüküm verecektir....
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
İnsanlardan, birtakım beyinsizler: "Daha önce yöneldiğiniz kıb
led
en sizi çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Batı da Allah'ındır. O, Hak eden kimseyi doğru yola iletir."...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belir
led
iği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Ve yine kim gönülden bir iyilik yaparsa; kuşkusuz, Allah Karşılık Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir....
Bəqərə Suresi, 191. Ayet:
Onları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkartın. Zaten, fitne öldürmekten daha kötüdür. Onlar, Mescid-i Haram çevresinde sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer savaşırlarsa, siz de savaşın. İşte Kafirlere verilecek karşılık böy
led
ir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Kafirlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar, iman edenlerle alay ederler. Oysa takva sahibi olan kimseler, Kıyamet Günü'nde onlardan üstün durumdadırlar. Allah, di
led
iğine hesapsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 251. Ayet:
Allah'ın izniyle onları yenilgiye uğrattılar. Davud, Calut'u öldürdü. Allah, O'na güç ve hikmet verdi. O'na di
led
iğinden öğretti. Eğer, Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyla savmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ancak, Allah, bütün alemlere karşı sınırsız lütuf sahibidir....
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
İşte o elçiler ki her birine farklı lütuflarda bulunduk. Allah, onların kimisi ile konuşmuş, kimisinin de derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler verdik ve onu Kudus'un Ruhu ile destek
led
ik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, bunca açık kanıttan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Yalnız onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimisi iman etti, yine onlardan kimisi de inkar etti. Eğer Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Ancak, Allah neyi dilerse onu yapar....
Bəqərə Suresi, 255. Ayet:
Allah: O'ndan başka ilah yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O'nda ne bir dalgınlık olur ne de O'nu bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların önlerinde ve arkalarında olan her şeyi bilir. Onlar, O'nun ilminden ancak di
led
iği kadarını kavrayabilirler. O'nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O'na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü'dür....
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
O hikmeti di
led
iğine verir. Kime hikmet verilmişse ona pek büyük bir hayır verilmiş demektir. Bunu ancak sağlıklı düşünen akıl sahipleri anlar....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez. Herkesin yaptığı iyilik lehine, kötülük de aleyhinedir. "Rabb'imiz! Unutur veya yanlış yaparsak, bizi sorumlu tutma. Rabb'imiz! Bize daha öncekilere yük
led
iğin gibi zor şeyler yükleme. Rabb'imiz! Bize gücümüzün üzerinde bir sorumluluk yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, Mevlamız'sın. Gerçeği yalanlayan nankörler toplumuna karşı bize yardım et....
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
Sizi, rahimlerde di
led
iği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur. Mutlak Üstün Olandır, En Doğru Hüküm Veren'dir....
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
İki topluluğun karşılaşmasında kesinlikle sizin için bir gösterge vardır: Topluluğun birisi Allah yolunda savaşanlardan, diğeri de Kafirdi. Kafirler, onları kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. Allah, di
led
iğini yardımı ile destekler. Kuşkusuz, basiret sahipleri için bunda bir ders vardır....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
"Ey Rabb'im! Ben iyice yaşlanmışken, hanımım da çocuktan kesilmişken, benim nasıl çocuğum olabilir!" dedi. O da: "Pek ala olur, Allah di
led
iğini yapar." dedi....
Ali-İmran Suresi, 95. Ayet:
De ki: "Allah doğru söy
led
i. Öyle ise hanif olarak İbrahim'in milletine tabi olun. O müşriklerden değildi."...
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
Ey iman edenler! Birbirinizden başkasını, kendinize sırdaş edinmeyin. Onlar, size zarar vermekten geri durmazlar, sizin sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçi, kinlerini ağızları ile dışa vuruyorlar, ancak kalplerinde giz
led
ikleri kin daha büyüktür. Eğer aklınızı kullanırsanız, ayetlerimizi size açık açık bildirdik....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inandığınız halde onlar sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıkları zaman; inandık derler, yalnız kaldıkları zaman ise size olan öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün!" Kuşkusuz, Allah, kalplerin giz
led
iklerini bilir....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, tayyib olanı habis olandan ayırmadan; Mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, sizi gaipten haberdar edecek de değildir. Ancak Allah, resullerinden di
led
iğini seçer. O halde, Allah'a ve resullerine iman edin. Eğer iman edip, takvalı davranırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır....
Ali-İmran Suresi, 181. Ayet:
"Allah fakirdir, biz zenginiz." diyenlerin sözünü, Allah elbette işitmiştir. Hem bu söy
led
iklerini hem de haksız yere nebileri öldürmelerini yazacağız. Ve onlara, "Yakıcı azabı tadın." diyeceğiz....
Nisa Suresi, 4. Ayet:
O kadınlara, vadettiklerinizi bir hak olarak verin. Eğer gönül rızası ile ondan bir kısmını size verirlerse, o zaman onu di
led
iğiniz gibi yiyin....
Nisa Suresi, 33. Ayet:
Anne, baba ve akrabaların bıraktıklarına varisler belir
led
ik. Yeminlerinizin bağladığı kimselere paylarını verin. Kuşkusuz, Allah her şeye tanıktır....
Nisa Suresi, 47. Ayet:
Ey kendilerine kitap verilenler! Bazı yüzlerin azalarını silip, arkaları gibi dümdüz yapmadan veya Cumartesi yasağını çiğneyenleri lanet
led
iğimiz gibi sizi de lanetlemeden önce yanınızda bulunanı, doğrulayıcı olarak indirdiğimize iman edin. Zira Allah'ın hükmü mutlaka gerçekleşir....
Nisa Suresi, 52. Ayet:
Bunlar Allah'ın lanet
led
iği kimselerdir. Allah'ın lanetine uğramış kimse için hiçbir yardımcı bulamazsın....
Nisa Suresi, 81. Ayet:
Sana, "itaat ettiklerini" söylüyorlar. Senin yanından ayrılıp, yalnız kaldıkları zaman, onlardan bir grup, arkandan, senin yanında söy
led
iklerinden farklı şeyler tasarlıyorlar. Allah, onların, arkandan gizlice tasarladıkları şeylerin hepsini kaydediyor. Onlara aldırma, yalnız Allah'a dayan, vekil olarak Allah sana yeter....
Nisa Suresi, 118. Ayet:
Allah onu lanet
led
i ve o da: "Ant olsun ki senin kullarından farz olarak alacağım." dedi....
Maidə Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Sözlerinizi yerine getirin. İhramlı iken helal saymamanız şartı ile okunacak olanların dışında kalan en'am size helal kılındı Kuşkusuz, Allah, di
led
iği hükmü verir....
Maidə Suresi, 15. Ayet:
Ey kitap Ehli! Doğrusu, Kitap'tan giz
led
iğiniz birçok şeyi size açıklayan ve bir kısmından da söz etmeyen resulümüz geldi. Doğrusu size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi....
Maidə Suresi, 17. Ayet:
Ant olsun ki, Meryem oğlu Mesih için, "O Allah'tır." diyenler kuşkusuz Kafir oldu. De ki: "Allah, Meryem oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündekilerin tamamını yok etmek isterse, O'na kim engel olabilir?" Göklerin, yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin tamamı, Allah'a aittir. Di
led
iğini yaratır. Ve Allah, Her Şeye Gücü Yeten'dir....
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yahudiler ve Hristiyanlar, "Bizler Allah'ın oğulları ve O'nun sevgilileriyiz." dediler. De ki: "O halde suçlarınızdan dolayı, size niçin azap ediyor? Doğrusu, siz de yarattıklarından bir beşersiniz. Di
led
iğini bağışlar, di
led
iğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkü Allah'a aittir. Son varış O'nadır....
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Biz sana, kendinden önceki Kitap'ı tasdik eden, onu düzenleyen bu Kitap'ı hakk olarak indirdik. O halde, aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Ve sakın sana gelen hakkı bırakıp onların hevalarına uyma. Ve Biz, sizin her biriniz için, bir şeriat ve yöntem belir
led
ik. Allah dileseydi, sizi tek tip bir topluluk yapardı. Ancak sizlere verdiği ile sizi sınıyor. O halde hayırlarda yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Allah, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri bildirecektir....
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Kalplerinde hastalık bulunanların, "Başımıza bir bela gelmesinden korkuyoruz." diyerek, onların aralarında koşuştuklarını görürsün. Olur ki, Allah bir fetih veya kendi katından bir emir getirir ve böylece onlar içlerinde giz
led
ikleri şeyden pişman olurlar!...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah, Kendisinin onları sevdiği ve onların da O'nu sevdiği; Müminlere karşı alçak gönüllü, Kafirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihad eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir halk getirir. İşte bu Allah'ın fazlıdır ki o fazlı di
led
iğine verir. Ve Allah, Yardımı Çok Kapsamlı Olan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Maidə Suresi, 61. Ayet:
Onlar, size geldiklerinde, "İman ettik." dediler. Oysaki onlar, yanınıza küfürle girdiler, küfürle çıktılar. Allah, giz
led
ikleri şeyi en iyi bilendir....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
O Yahudiler, "Allah'ın eli bağlıdır." dediler. Böyle söylemelerinden dolayı elleri bağlandı ve söy
led
ikleri yüzünden lanetlendiler. Oysaki O'nun iki eli de açıktır. Nasıl dilerse öyle infak eder. Yemin olsun ki sana Rabb'inden indirilen şey onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Biz de aralarına Kıyamet Günü'ne kadar düşmanlık ve nefret yerleştirdik. Savaş için ateş yaktıkları her seferinde Allah onu söndürdü. Yeryüzünde bozgunculuk için koşuşuyorlar. Ve Allah bozguncuları sevmez...
Maidə Suresi, 73. Ayet:
Ant olsun "Allah, üçün üçüncüsüdür." diyenler Kafir oldular. Oysaki bir tek ilahtan başka ilah yoktur. Ve eğer bu söy
led
iklerinden vazgeçmezlerse, onlardan gerçeği yalanlayarak nankörlük edenlere elbette elem verici bir azap dokunacaktır....
Maidə Suresi, 99. Ayet:
Resule düşen, yalnızca çağrıda bulunmaktır. Açığa vurduğunuzu da giz
led
iğinizi de Allah bilir....
Maidə Suresi, 107. Ayet:
Eğer o ikisinin günah iş
led
ikleri anlaşılırsa, onların yerine mirasa hak sahibi olanlardan iki kişi geçer: "Bizim tanıklığımız o ikisinin tanıklığından daha doğrudur ve biz haddi aşmadık, öyle olsaydı kuşkusuz biz elbette zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler....
Maidə Suresi, 113. Ayet:
"Ondan yemeyi ve kalplerimizin iyice yatışmasını; senin bize doğru söy
led
iğini bilmeyi ve buna doğrudan tanık olmayı istiyoruz." dediler....
Maidə Suresi, 116. Ayet:
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin diye sen mi söy
led
in?" buyurduğunda, "Sen yücesin." dedi. "Gerçek olmayan bir şeyi söylemek haddim değil. Ben onu söyleseydim, Sen onu bilirdin. Nefsimde olanı bilirsin, ben ise Sen'in zatında olanı bilmem. Sen, gaipleri eksiksiz bilensin."...
Ənam Suresi, 6. Ayet:
Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi idrak etmiyorlar mı? Yeryüzünde size vermediğimiz imkanları onlara vermiştik. Üzerlerine bol bol yağmur göndermiş ve yerlerde ırmaklar akıtmıştık. İş
led
ikleri suçları nedeniyle kendilerini yok ettik. Onlardan sonra başka nesiller meydana getirdik....
Ənam Suresi, 24. Ayet:
Bak! Kendi aleyhlerine nasıl yalan söy
led
iler. Ve uydurdukları şeyler onlardan ayrılıp yok oldu....
Ənam Suresi, 28. Ayet:
Hayır! Daha önce giz
led
ikleri şeyler açığa çıktı. Eğer onlar, geri döndürülseler yasaklanan kötülüklere tekrar dönerler. Onlar kesinlikle yalancıdırlar....
Ənam Suresi, 33. Ayet:
Doğrusu, onların söy
led
ikleri sözlerin seni üzdüğünü biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar; o zalimler açıkça Allah'ın ayetlerini reddediyorlar....
Ənam Suresi, 80. Ayet:
Halkı onunla tartıştı. "Bana doğru yolu gösteren Allah hakkında benimle niçin tartışıyorsunuz? Ben, O'na eş koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak Rabb'imin di
led
iği olur. Rabb'imin İlmi Her Şeyi Kuşatmıştır. Hala düşünmeyecek misiniz?"...
Ənam Suresi, 83. Ayet:
İşte bunlar, halkına karşı İbrahim'e verdiğimiz huccetlerimizdir. Di
led
iğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Kuşkusuz Rabb'in, En İyi Hüküm Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir....
Ənam Suresi, 88. Ayet:
İşte bu, Allah'ın hidayetidir. Kullarından di
led
iğini bununla hidayet eder. Eğer şirk koşsalardı, yaptıkları boşa giderdi....
Ənam Suresi, 91. Ayet:
Allah'ı gereği gibi takdir etmediler. "Allah, beşere hiçbir şey indirmedi." dediler. De ki: "Musa'nın insanlar için bir nur ve hidayet olarak getirdiği; sizin yazılı sayfalar haline getirip bir kısmını açıklayıp ama çoğunu da giz
led
iğiniz; sizin de atalarınızın da bilmediğiniz şeyler, kendisiyle size öğretilen Kitap'ı kim indirdi?" Sen, "Allah" de. Ve sonra bırak onları, daldıkları bataklıkta oynaya dursunlar!...
Ənam Suresi, 97. Ayet:
Karanın ve denizin karanlıklarında yönünüzü bulasınız diye yıldızları size kılavuz yapan O'dur. Kuşkusuz ak
led
en bir halk için ayetleri böylece ayrıntılı şekilde açıkladık....
Ənam Suresi, 98. Ayet:
Sizi tek bir nefisten inşa eden O'dur. Sizin için bir kalış ve emanet olarak konuluş yeri vardır. Ak
led
en bir halk için ayetlerimizi böylece ayrıntılı bir şekilde açıkladık....
Ənam Suresi, 100. Ayet:
Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysa onları da O yaratmıştır. Bir bilgiye dayanmadan O'na oğullar ve kızlar isnat ettiler! O, onların nite
led
ikleri şeylerden uzaktır ve yücedir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah işleyenler, iş
led
ikleri günahın karşılığını göreceklerdir....
Ənam Suresi, 128. Ayet:
Hepsini bir araya topladığı gün: "Ey cinn topluluğu! İnsten çoğaldınız! Onların insten evliyası da "Ey Rabb'imiz! Biz, birbirimiz den yararlandık. Ve bizim için belir
led
iğin ecele ulaştık." derler. Ateş, varacağınız yerdir. Allah'ın dilemesi hariç orada devamlı kalacaksınız." der. Kuşkusuz Rabb'in En İyi Hüküm Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir....
Ənam Suresi, 133. Ayet:
Rabb'in Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Rahmeti Bol Olan'dır. Eğer dilerse sizi yok edip, yerinize di
led
iğini getirir. Tıpkı sizi başka toplumların soyundan var ettiği gibi....
Ənam Suresi, 138. Ayet:
Kendi zanlarınca: "Bu davarlar ve ekinler dokunulmazdır. Onları di
led
iklerimizden başkası yiyemez. Şu davarların da sırtları haram edilmiştir." derler. O'na karşı iftira ederek bir kısım davarların da üzerine Allah'ın adını anmazlar. O, iftiraları yüzünden Allah onları iftiraları ile cezalandıracaktır....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin, Rabb'inizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O'na şirk koşmayın. Anaya babaya iyilik edin. Yoksulluk endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin." Ssizin de onların da rızıklarını veren Allah'tır. "Fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir gerekçe olmadıkça Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. İşte O, size bunları öğüt
led
i, umulur ki aklınızı kullanırsınız."...
Ənam Suresi, 153. Ayet:
Gerçekten bu, Ben'im dosdoğru yolumdur. Ona uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi, O'nun yolundan uzaklaştırır. O, size bunları öğüt
led
i, umulur ki takvalı olursunuz....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ey Âdem! "Sen ve eşin cennete yerleşin, di
led
iğiniz yerden yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."...
Əraf Suresi, 44. Ayet:
Cennet halkı, Cehennem halkına, "Rabb'imizin bize söz verdiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabb'inizin size söy
led
iklerinin gerçek olduğunu gördünüz mü?" diye seslenirler. "Evet." derler. Aralarından bir çağırıcı, "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye bağırır....
Əraf Suresi, 128. Ayet:
Musa, halkına: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah'ındır. Di
led
iği kulunu ona mirasçı kılar. Mutlu son takva sahibi olanlar içindir." dedi....
Əraf Suresi, 142. Ayet:
Musa'ya, otuz gece süre verdik, sonra buna on gece daha ek
led
ik. Böylece Rabb'inin belir
led
iği vakit kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a, "Benim halkım içinde benim yerime geç, onları ıslah et ve bozguncuların yoluna uyma!" dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Ve Musa, belir
led
iğimiz yere gelip de Rabb'i onunla konuşunca: "Bana görün de Sana bakayım!" dedi. "Sen Beni göremezsin, fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de Beni göreceksin." buyurdu. Rabb'i dağa tecelli edince onu darmadağın etti ve Musa baygın düştü. Kendine gelince: "Sen münezzehsin. Tevbe ettim Sana. Ben Mü'minlerin ilkiyim." dedi....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, belir
led
iğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: "Ey Rabb'im! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir fitnendir. Onunla hak edeni sapkınlıkta bırakırsın hak edene de doğru yolu gösterirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." dedi....
Əraf Suresi, 161. Ayet:
Onlara, "Şu beldeye yerleşin ve orada di
led
iğiniz şeylerden yiyin. Af di
led
iğinizi söyleyin ve teslim olmuş/kabullenmiş olarak kapısından girin" denilmişti. Biz, "Yanlışlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlere fazlasıyla verelim."...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik onu bununla yükseltirdik. Fakat o yere saplandı, hevasına uydu. Onun durumu, üzerine varsan da dilini sarkıtıp soluyan, varmasan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalanlayan halkın durumu böy
led
ir. Sen bu kıssayı anlat, belki öğüt alırlar....
Ənfal Suresi, 33. Ayet:
Sen onların içindeyken, Allah, onlara azap etmez. Onlar, bağışlanma di
led
ikleri sürece de Allah onlara azap edecek değildir....
Ənfal Suresi, 62. Ayet:
Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki Allah sana yeter. O, seni yardımı ile ve Mü'minlerle destek
led
i....
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram aylar çıktığı zaman, artık "o müşrikleri" nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin, bütün geçit yerlerinde onları gözetleyin. Eğer tevbe edip, salatı ikame eder, zekatı yaparlarsa di
led
ikleri yolu seçsinler. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Münafıklar söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Ant olsun küfür sözünü söy
led
iler. İslam olduktan sonra Kafir oldular. Elde edemeyecekleri bir şeye yöneldiler. Öç almaya kalkışmaları da ancak Allah ve Resulünün kendi fazlından onları zengin etmiş olmasındandır. Eğer tevbe ederlerse, haklarında hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse, Allah onları dünyada ve ahirette can yakıcı azaba uğratır. Ve onlar için yeryüzünde ne bir veli ne bir yardımcı vardır....
Tövbə Suresi, 93. Ayet:
Ancak imkanları olduğu halde senden izin isteyenler kınanmalıdır. Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı istediler. Allah da onların kalplerini mühür
led
i. Bu yüzden artık onlar yaptıkları yanlışı idrak etmezler....
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
Zarar vermek, inkar etmek, nifak çıkarmak, Allah ve Resul'üne karşı daha önce savaşanlara gözcülük yapmak üzere bir mescit yapan kimseler: "Biz yalnızca iyilik yapmak istedik." diye yemin ederler. Oysaki Allah, onların yalan söy
led
iklerine tanıktır....
Yunus Suresi, 49. Ayet:
De ki: "Ben, kendime dahi Allah'ın di
led
iğinden başka ne bir yarar sağlama ne de bir zarar verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir saat öne alınırlar ne de geriye bırakılırlar....
Hud Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin. Üstelik bu mücade
led
e çok ileri gittin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi getir de görelim!"...
Hud Suresi, 33. Ayet:
Dedi ki: "Onu size di
led
iği takdirde ancak Allah getirir. Ve siz, O'nu asla aciz bırakamazsınız."...
Hud Suresi, 35. Ayet:
Yoksa "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer uydurduysam, suçu bana aittir. Ben de sizin iş
led
iğiniz suçlardan uzağım."...
Hud Suresi, 71. Ayet:
Ayakta duran hanımı bunun üzerine gülümsedi. Biz de ona İshak'ı müjde
led
ik ve İshak'ın arkasından da Yakub'u....
Hud Suresi, 107. Ayet:
Rabb'in, aksini dilemedikçe, gökler ve yer durdukça, orada sürekli kalacaklardır. Kuşkusuz Rabb'in, di
led
iğini yapandır....
Yusif Suresi, 2. Ayet:
Ak
led
ip anlamanız için onu Arapça bir kuran olarak gönderdik....
Yusif Suresi, 12. Ayet:
"Onu, yarın bizimle beraber gönder. Di
led
iğince gezip eğlensin. Biz ona sahip çıkarız."...
Yusif Suresi, 66. Ayet:
"Saldırıya uğrayıp çaresiz kalmadıkça, kesinlikle onu bana getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle asla göndermem." dedi. Onlar, söz verince: "Allah söy
led
iklerimize vekildir." dedi....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine, kardeşinin yükünden önce diğerlerinin yükünü aramaya başladı. Sonra su kabını öz kardeşinin yükünden bulup çıkardı. İşte Yusuf için böyle bir tedbir aldık. Allah, böyle dilemeseydi hükümdarın dinine göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Di
led
iğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde bir bilen vardır....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Yusuf, anne ve babasını makamına çıkardı. Hepsi onun makamına saygı ile eğildiler. Yusuf: "Ey babacığım! Bu durum, daha önceki rüyamın gerçekleşmesidir. Rabb'im onu gerçek kıldı. Ve gerçekten bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O sizi çölden getirdi. Benim Rabb'im di
led
iğine lütuf sahibidir. Gerçek şu ki: O, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir."...
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Ne zaman ki resuller, yalanlanmalarının bitmeyeceği kanaatine varıp ümitlerini iyice yitirince, onlara yardımımız ulaştı. Sonra da di
led
iklerimiz kurtarıldı. Azabımız, suçlu halklardan geri çevrilmez....
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Gök gürültüsü övgüsüyle, melekler de ürpertisiyle O'nu tesbih ederler. O, yıldırımlar gönderir ve onunla di
led
iğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında tartışıp duruyorlar. Ve O, karşı konulamaz pek çetin bir güç sahibidir....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah, rızkı di
led
iğine genişletir de ölçülendirir de. Dünya hayatı ile şımardılar. Oysa dünya, ahiret hayatı yanında bir metadan başka bir şey değildir....
Rəd Suresi, 39. Ayet:
Allah di
led
iğini yok eder, di
led
iğine de dokunmaz. Ana Kitap O'nun yanındadır....
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Resulleri onlara dediler ki: "Biz de ancak sizin gibi beşeriz. Ancak Allah, kullarından di
led
iği kimseye iyilikte bulunur. Allah'ın izni olmaksızın bizim size bir sultan getirmemiz olacak şey değildir. Mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etsinler."...
İbrahim Suresi, 27. Ayet:
Allah, iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sapasağlam ayakta tutar. Allah, zalim olanları saptırır. Allah di
led
iğini yapar....
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
"Rabb'imiz! Sen, giz
led
iğimiz ve açığa vurduğumuz her şeyi bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."...
Hicr Suresi, 29. Ayet:
"Onu biçimlendirip ve ona ruhumdan üf
led
iğimde, hemen ona secde edin!"...
Hicr Suresi, 97. Ayet:
Ant olsun; Biz, onların söy
led
iklerinden dolayı senin göğsünün daraldığını biliyoruz....
Nəhl Suresi, 2. Ayet:
Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana karşı takva sahibi olun uyarısında bulunmaları için kullarından di
led
iğine emrinden ruh ile melekleri indirir....
Nəhl Suresi, 19. Ayet:
Allah, giz
led
iğiniz şeyleri de açığa vurduğunuz şeyleri de bilir....
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın, onların giz
led
iklerini de açığa vurduklarını da bildiğinden kuşku yok. Gerçek şu ki O, büyüklük taslayanları sevmez....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler. Orada, onlar için di
led
ikleri şeyler var. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir....
Nəhl Suresi, 108. Ayet:
İşte onlar, Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühür
led
iği kimselerdir. Onlar, gafil olanların ta kendileridir....
Nəhl Suresi, 127. Ayet:
Sabret! Senin sabrın yalnızca Allah i
led
ir. Onlar için üzülme. Onların kurdukları tuzaklar nedeniyle darlanma....
İsra Suresi, 18. Ayet:
Kim aceleyi isterse, hak eden kimseye di
led
iğimiz şeyi çabuklaştırırız. Sonra onun için Cehennem'i mekan yaparız. Kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer....
İsra Suresi, 30. Ayet:
Rabb'in, di
led
iği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. O, kullarından Haberdar Olan'dır, Her Şeyi Gören'dir....
İsra Suresi, 47. Ayet:
Biz onların seni ne amaçla din
led
iklerini ve kendi aralarında fısıldaştıklarında da, o zalimlerin: "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz." dediklerini çok iyi biliyoruz....
Məryəm Suresi, 79. Ayet:
Hayır! Onun söy
led
iklerini yazacağız. Ve ona azabı uzattıkça uzatacağız....
Məryəm Suresi, 80. Ayet:
Ve onun söy
led
iği şeylere Biz mirasçı olacağız. Ve o Bize tek başına gelecek....
Taha Suresi, 126. Ayet:
"Bu böy
led
ir, ayetlerimiz sana geldi ancak onları dikkate almadın; bugün de sen terk edileceksin." dedi....
Ənbiya Suresi, 18. Ayet:
Aksine, Biz; Hakk'ı, Batıl'a karşı ortaya koyarız da onu mahveder. Böylece Batıl yok olur. Nite
led
iğiniz şeylerden dolayı size yazıklar olsun....
Ənbiya Suresi, 22. Ayet:
Eğer ikisinde de Allah'tan başka ilahlar olsaydı, ikisi de kesinlikle fesada uğrardı. Arşın Rabb'i olan Allah, onların nite
led
ikleri şeylerden münezzehtir....
Ənbiya Suresi, 37. Ayet:
İnsan ace
led
en yaratılmıştır. Size, günü gelince ayetlerimi göstereceğim. Acele etmemi istemeyin....
Ənbiya Suresi, 91. Ayet:
Ve namusunu koruyanı da an. Ona ruhumuzdan üf
led
ik. Ve kendisini ve oğlunu alemler için bir ayet kıldık....
Ənbiya Suresi, 110. Ayet:
"O, açıkça söylenen sözleri de bilir, giz
led
iklerinizi de bilir."...
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilmekten kuşkunuz varsa; bilin ki Biz, sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra bir alakadan, sonra yapısı belli belirsiz mudğadan yarattık. Ne olduğunuzu bilin diye size açıklıyoruz. Ve Biz, di
led
iğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Sonra kiminiz ergenlik çağına ulaşır. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Kiminiz de ömrünün en kötü dönemine erişir; bir şey bilmez yaşlı bir bunak haline gelir. ...
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Allah, iman eden ve salihatı yapanları altından ırmaklar akan Cennetlere koyacak. Kuşkusuz Allah, Di
led
iği Şeyi Yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde ne varsa; Güneş'in, Ay'ın ve yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? Birçoğunun da üzerine azap hak oldu. Ve Allah, kimi küçük düşürürse artık onun için bir yüceltici yoktur. Kuşkusuz Allah, di
led
iğini yapar....
Həcc Suresi, 31. Ayet:
Hanifler, onunla Allah'a şirk koşmayanlardır. Allah'a şirk koşan kimse, sanki gökten düşen ve kuşun kaptığı veya rüzgarın uzak yerlere sürük
led
iği kimse gibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce gönderdiğimiz her Resul ve Nebi, bir şey di
led
iği zaman, şeytan onun bu dileğine bir şeyler katmak istedi. Fakat Allah, şeytanın kattığı şeyleri yok eder. Sonra Allah, kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Ve Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir....
Həcc Suresi, 60. Ayet:
Bu böy
led
ir! Kim kendisine yapılan haksız bir saldırıya aynı oranda karşılık verirse, sonra yine saldırıya uğrarsa Allah ona yardım eder. Allah, Çok Affedici'dir, Çok Bağışlayıcı'dır....
Həcc Suresi, 61. Ayet:
Bu böy
led
ir! Allah, geceyi gündüze, gündüzü de geceye döndürür. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Gören'dir....
Həcc Suresi, 62. Ayet:
İşte böy
led
ir! Allah Hakk'ın ta kendisidir. O'ndan başka yöneldikleriniz ise Batıl'dır. Allah, Çok Yüce'dir, Çok Büyük'tür....
Həcc Suresi, 67. Ayet:
Her ümmet için bir mensek belir
led
ik. Herkes kendi mensekini sürdürür. O halde bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabb'ine çağır. Kuşkusuz ki sen dosdoğru bir yol üzerindesin....
Möminun Suresi, 91. Ayet:
Allah, çocuk edinmemiştir. Ve O'nun yanı sıra bir ilah daha yoktur. Eğer olsaydı her ilah kendi yarattığı ile birlikte hareket eder ve kimisi kimisine üstün olurdu. Allah, onların nite
led
ikleri şeylerden münezzehtir....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Böylece ihmal ettiğim salih işleri yaparım. Hayır! Kuşkusuz onun söy
led
iği kesinlikle boş bir sözden ibarettir. Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında bir berzah vardır....
Nur Suresi, 29. Ayet:
Oturulmayan ama yararlanmak için kullanılan yerlere girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açığa vurduğunuz şeyleri de giz
led
iğiniz şeyleri de bilir....
Nur Suresi, 43. Ayet:
Allah'ın, bulutları sürük
led
iğini, sonra aralarını birleştirdiğini, sonra da onları küme haline getirdiğini görmüyor musun? Böylece aralarından yağmur çıktığını görürsün. Ve gökten içinde dolu bulunan dağ gibi kümeleri getiriyor. Neredeyse parıltısı gözlerinizi alan şimşeği di
led
iğine isabet ettiriyor, di
led
iğinden de onu uzak tutuyor....
Nur Suresi, 45. Ayet:
Allah, hareket eden her canlıyı sudan yarattı. Onların kimisi karnı, kimisi iki ayağı, kimisi de dört ayağı üzerinde yürür. Allah, di
led
iğini yaratır. Kuşkusuz, Allah'ın Her Şeye Gücü Yeter....
Nur Suresi, 62. Ayet:
Ancak Allah'a ve Resul'üne içtenlikle iman etmiş mü'minler, toplumu ilgilendiren bir iş için onunla bir araya geldikleri zaman, ondan izin almadıkça gitmezler. Senden izin isteyen kimseler, işte onlar Allah'a ve O'nun Resulüne iman edenlerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istedikleri zaman onlardan di
led
iğin kimseye izin ver; onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Furqan Suresi, 16. Ayet:
Onlar için orada di
led
ikleri her şey süresiz olarak vardır. Bu Rabb'inin yerine getirmeyi üstlendiği bir sözdür....
Furqan Suresi, 19. Ayet:
İşte onlar söy
led
iklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık uzaklaştırmaya ve yardım almaya güç yetiremezsiniz. Ve sizden kim haksızlık etmişse ona büyük azabı tattıracağız....
Furqan Suresi, 53. Ayet:
Ve iki denizi serbest bırakan O'dur; biri lezzetli ve tatlı, diğeri tuzlu ve acı. Aralarına bir perde koydu. Birbirlerine karışmalarını engel
led
i....
Şüəra Suresi, 62. Ayet:
Musa: "Hayır, endişelenmeyin! Kuşkusuz Rabb'im benim
led
ir. Bana yol gösterecektir." dedi....
Nəml Suresi, 27. Ayet:
Süleyman, Hudhud'a: "Bakacağız! Doğru mu söy
led
in yoksa yalan mı!" dedi....
Nəml Suresi, 74. Ayet:
Rabb'in, onların kalplerinde giz
led
iklerini de açıkladıklarını da kesin olarak bilmektedir....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sur'a üflendiği gün, Allah'ın di
led
iği kimseler hariç, göklerde ve yerde olanlar dehşete kapılacak ve hepsi aşağılanmış olarak geleceklerdir....
Qəsəs Suresi, 11. Ayet:
Kız kardeşine: "Onu izlemeye al." dedi. O da onlar farkında olmadan onu uzaktan iz
led
i....
Qəsəs Suresi, 68. Ayet:
Ve Rabb'in, di
led
iği şeyi yaratır ve onlar için hayırlı olanı seçer. Seçim onların değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yüceler yücesidir....
Qəsəs Suresi, 69. Ayet:
Ve Rabb'in, onların sinelerinde giz
led
ikleri şeyleri de açığa vurdukları şeyleri de bilir....
Qəsəs Suresi, 73. Ayet:
Gece ve gündüzün olması O'nun rahmetindendir; dinlenmeniz için ve lütfundan rızkınızı temin etmeniz için geceyi ve gündüzü düzen
led
i. Umulur ki şükredersiniz....
Qəsəs Suresi, 82. Ayet:
Dün, onun yerinde olmayı isteyenler; bugün, "Demek ki, kullarından di
led
iğine rızkı genişleten ve ölçülendiren Allah'mış. Eğer Allah bize lutfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki Kafirler kurtuluşa eremezler." dediler....
Ənkəbut Suresi, 5. Ayet:
Allah'a kavuşacaklarını umanlar bilsinler ki, Allah'ın belir
led
iği zaman mutlaka gelecektir. O, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Ənkəbut Suresi, 62. Ayet:
Allah, kullarından di
led
iğine rızkı genişletir ve onun için takdir eder. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Rum Suresi, 37. Ayet:
Allah'ın di
led
iği kimse için rızkı genişlettiğini ve ölçülendirdiğini bilmediler mi? Bunda inanan bir halk için ayetler vardır....
Rum Suresi, 48. Ayet:
Allah, rüzgarı göndererek bulutları hareket ettirir. Sonra onu gökyüzünde di
led
iği gibi yayıp kütleler haline getirir. Sonra onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Böylece kullarından di
led
iğine onu isabet ettirdiği zaman onlar sevinirler....
Rum Suresi, 54. Ayet:
Sizi önce zayıf yaratıp, ardından size güç veren sonra bu gücün ardından sizi zayıf ve yaşlı kılan Allah'tır. O, di
led
iği şeyi yaratır. Ve O, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeye Gücü Yeten'dir....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzen
led
i ve ona ruhundan üf
led
i. Size duyma yetisi, görme yetisi ve fuad verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 12. Ayet:
Mücrimleri, Rabblerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabb'imiz! Gördük ve din
led
ik, şimdi bizi dünyaya geri gönder de salihatı yapalım. Biz, artık kesin bir şekilde inandık." derlerken bir görsen!...
Səcdə Suresi, 17. Ayet:
Hiç kimse, yaptıkları iyi şeylerin karşılığı olarak, kendisini ne tür bir mutluluğun bek
led
iğini bilmez....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiç kimsenin bedenine iki kalp yerleştirmedi. Zihar yaptığınız eşlerinizi, size anne yapmadı. Ve himayeniz altına aldıklarınızı öz evladınız kılmadı. Bunlar sizin söy
led
iğiniz boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler. Ve doğru yola O iletir....
Əhzab Suresi, 22. Ayet:
Mü'minler, düşman birliklerini gördükleri zaman: "İşte bu, Allah'ın ve Resul'ünün bize söz verdiği şeydir. Allah ve O'nun Resul'ü doğru söy
led
i." Bu, onların yalnızca iman ve teslimiyetlerini arttırdı....
Əhzab Suresi, 51. Ayet:
Onlardan di
led
iğini ertelersin, di
led
iğini yanına alırsın. Bıraktıklarından, istediğini yanına almanda senin için bir sakınca yoktur. En uygun olanı budur. Bu, onların gözlerinin aydın olması ve hüzünlenmemeleri ve kendilerine verdiğinle hoşnut olmaları için en uygun olanıdır. Allah, kalplerinizde olanı bilmektedir. Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Çok Şefkatli'dir....
Əhzab Suresi, 69. Ayet:
Ey iman edenler! Musa'ya eziyet eden kimseler gibi olmayın! Allah; O'nu, onların söy
led
iklerinden temize çıkardı. O, Allah'ın yanında yüzü ak olan biriydi....
Səba Suresi, 13. Ayet:
Ona di
led
iği gibi mabetler, şekil verilmiş eşyalar, havuz büyüklüğünde çanaklar ve sabit ağır kazanlar yapıyorlardı. Ey Davud'u izleyenler! Şükür için çalışın. Ama kullarım içinde şükreden çok azdır....
Səba Suresi, 18. Ayet:
Onlarla bereketli kıldığımız kentler arasında birbirlerine yakın kasabalar yaptık. Bunlar arasında yolculuk yapılacak yollar düzen
led
ik. "Buralarda geceleri ve gündüzleri güvenli olarak yolculuk yapın dedik....
Səba Suresi, 36. Ayet:
De ki: "Benim Rabb'im, di
led
iği kimseye rızkı genişletir ve takdir eder. Fakat insanların çoğu idrak etmezler."...
Səba Suresi, 39. Ayet:
De ki: "Benim Rabb'im, kullarından di
led
iği kimse için rızkı genişletir ve takdir eder. Bir şey infak ettiğiniz zaman; O, onun karşılığını verir. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır....
Fatir Suresi, 1. Ayet:
Hamd göklere ve yere yaradılış yasalarını koyan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı resuller yapan Allah'a özgüdür. O, yaratmada di
led
iğini arttırır. Allah, Her Şeye Gücü Yeten'dir....
Fatir Suresi, 9. Ayet:
Allah, rüzgarları göndererek bulutları harekete geçirendir. Sonra onu ölü bir beldeye yönelterek, onunla, ölü yeryüzüne hayat veririz. İşte yeniden diriliş de böy
led
ir....
Yasin Suresi, 9. Ayet:
Önlerine ve arkalarına birer set çektik. Böylece onları perde
led
ik. Artık gerçeği görmezler....
Yasin Suresi, 14. Ayet:
Onlara iki resul göndermiştik. Fakat ikisini de yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü ile destek
led
ik. Dediler ki: "Biz, size gönderilmiş resulleriz."...
Yasin Suresi, 76. Ayet:
Artık onların sözleri seni üzmesin. Biz, onların giz
led
iklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz....
Saffat Suresi, 101. Ayet:
Bunun üzerine onu yumuşak huylu bir oğulla müjde
led
ik....
Saffat Suresi, 112. Ayet:
Biz, onu salihlerden bir nebi olan İshak ile müjde
led
ik....
Saffat Suresi, 159. Ayet:
Allah, onların nite
led
ikleri şeyden münezzehtir....
Saffat Suresi, 180. Ayet:
İzzetin Rabbi olan Rabb'in, onların nite
led
iği şeylerden münezzehtir....
Sad Suresi, 24. Ayet:
"Gerçekten, senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle doğrusu sana haksızlık etmiştir. Ortakların çoğu, birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edenler ve salihatı yapanlar haksızlık etmezler. Ancak onlar da ne kadar azdır!" dedi. Davud, kendisini fitnelendirdiğimizi iyice anladı. Hemen Rabbinden bağışlanma di
led
i, ruku ederek, tam bir teslimiyetle Rabb'ine yöneldi....
Sad Suresi, 36. Ayet:
Bunun üzerine rüzgarı onun emrine verdik. Onun emri ile di
led
iği yere yumuşak bir esinti ile akıp gidiyordu....
Sad Suresi, 39. Ayet:
Bu Bizim verdiklerimizdir. Artık hesabı sana kalmış, di
led
iğine ver veya verme....
Sad Suresi, 72. Ayet:
Onu biçimlendirip, ruhumdan üf
led
iğim zaman derhal ona secdeye kapanın!...
Zümər Suresi, 4. Ayet:
Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yaratacağından di
led
iğini seçerdi. O, bundan münezzehtir. O Allah, Eşsiz ve Benzersiz Tek Olan'dır, Varlığın Üzerinde Mutlak Egemen'dir....
Zümər Suresi, 34. Ayet:
Onlar için Rabbleri yanında di
led
ikleri her şey vardır. İşte budur muhsin olanların karşılığı....
Zümər Suresi, 52. Ayet:
Allah'ın di
led
iğine rızkı genişlettiğini ve ölçülendirdiğini bilmediler mi? Bunda iman edecek bir toplum için ayetler vardır....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sur'a üflenmiş, Allah'ın di
led
iği hariç göklerde ve yerde olanlar çarpılıp yıkılıvermiştir. Sonra ona bir kez daha üfürüldüğü zaman onlar kalkarak bakınırlar....
Mömin Suresi, 4. Ayet:
Kafirlerden başkası Allah'ın ayetleri hakkında tartışmaz. Onların beldelerde di
led
ikleri gibi gezip tozmaları seni aldatmasın....
Mömin Suresi, 12. Ayet:
Bu, sizin bir tek Allah'a çağrıldığınız zaman Küfr etmeniz nedeniy
led
ir. O'na şirk koşulunca inanıyordunuz. Artık karar yüce ve büyük olan Allah'ındır....
Mömin Suresi, 15. Ayet:
O, dereceleri yükseltendir, Arş'ın sahibidir. O, "Buluşma Günü" hakkında insanları uyarmak için Kendi buyruğundan olan ruhu kullarından di
led
iğine ulaştırır....
Mömin Suresi, 19. Ayet:
O, bakışlardaki art niyeti ve göğüslerin giz
led
iğini bilir....
Mömin Suresi, 22. Ayet:
Bu, resuller kendilerine kanıt içeren belgelerle geldikleri halde onları yalanlamaları nedeniy
led
ir. Bunun üzerine Allah onları cezalandırdı. O, Mutlak Güç Sahibi'dir, Cezalandırması Çok Şiddetli Olan'dır....
Mömin Suresi, 44. Ayet:
"Sizin için söy
led
iklerimin doğruluğunu yakında anlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Allah, kullarının yaptığı her şeyi görmektedir."...
Mömin Suresi, 75. Ayet:
İşte bu, yeryüzünde hak hukuk tanımaksızın şımarıp azmanız nedeniy
led
ir....
Fussilət Suresi, 23. Ayet:
"İşte Rabb'iniz hakkındaki bu zannınız, sizi helake sürük
led
i. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldunuz."...
Fussilət Suresi, 40. Ayet:
Ayetlerimizde saptırma yapanlar, Bize gizli kalmazlar. O halde Kıyamet Günü ateşe atılan kimse mi yoksa Bize güven içinde gelenler mi hayırlıdır? Di
led
iğinizi yapın. Kuşkusuz O, yaptığınız şeyleri en iyi görendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yeryüzünün kilitleri yalnızca O'nundur. O, di
led
iği kimse için rızkı genişletir ve takdir eder. O, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Şura Suresi, 19. Ayet:
Allah, kullarına karşı çok hoşnut edicidir. Di
led
iğini rızıklandırır. O, Mutlak Güç Sahibi'dir, Mutlak Üstün Olan'dır....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, Allah'ın, iman edip salihatı yapan kullarına müjde
led
iği şeydir. De ki: "Ben bu çağrıya karşılık "yakınlıkta sevgiden" başka sizden bir ücret istemiyorum. Her kim bir iyilik yaparsa, onun için iyilikleri artırırız. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Çok Şükreden'dir....
Şura Suresi, 27. Ayet:
Eğer Allah, kullarına rızkı genişletseydi, kesinlikle yeryüzünde azarlardı. Fakat O, di
led
iği kadarını indirir. Kuşkusuz O, kullarının Her Şeyinden Haberdar Olan'dır, Her Şeyi Gören'dir....
Şura Suresi, 29. Ayet:
Göklerin ve yeryüzünün yaratılması ve o ikisinde her canlıdan çoğaltıp yayması, O'nun ayetlerindendir. O, di
led
iği zaman onları toplamaya gücü yetendir....
Şura Suresi, 49. Ayet:
Göklerin ve yeryüzünün egemenliği yalnız Allah'a aittir. O, di
led
iği şeyi yaratır. Di
led
iğine dişiler di
led
iğine de erkekler bahşeder....
Şura Suresi, 50. Ayet:
Veya hem erkekler hem dişiler; onları çift yapar. Ve di
led
iğini kısır yapar. Kuşkusuz O, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeye Gücü Yeten'dir....
Şura Suresi, 51. Ayet:
Allah'ın, bir beşer ile konuşması söz konusu değildir. Ancak, vahiy ile veya bir perde arkasından veya bir resul göndererek, izni ile di
led
iğini vahyetmesi dışında. Kuşkusuz O, Çok Yüce'dir, En İyi Hüküm Veren'dir....
Şura Suresi, 52. Ayet:
İşte böylece sana buyruğumuzdan bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat onu, kullarımızdan di
led
iğimiz kimseyi doğru yola ileteceğimiz bir ışık yaptık. Kuşkusuz sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabb'i; arşın Rabb'i onların nite
led
ikleri şeylerden münezzehtir....
Casiyə Suresi, 23. Ayet:
Hevasını, ilahlaştıran kimseyi gördün mü? Allah, bir bilgiye dayalı olarak, onu sapkınlıkta bıraktı. Ve onun kulağını ve kalbini mühür
led
i. Gözlerine perde çekti. Artık Allah'tan başka kim onu doğru yola iletebilir? Öğüt almıyor musunuz?...
Casiyə Suresi, 35. Ayet:
İşte bu, Allah'ın ayetlerini alay konusu etmeniz nedeniy
led
ir. Sizi, dünya hayatı aldattı. Artık bugün onlar, Cehennem'den çıkarılmazlar. Ve onlardan özür de kabul edilmez....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne ve babasına çok iyi davranmasını öğüt
led
ik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle bıraktı. Onun taşınması ve ayrılması otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına ulaştığı ve kırk yaşını tamamladığında: "Ey Rabbim! Bana, anne ve babama bağışladığın nimetlerin karşılığında şükretmede ve hoşnut olacağın işler yapmada beni başarılı kıl. Ve soyuma da düzgün ve düzeltici olmayı nasip et. Kuşkusuz ben, Sana yöneldim. Ve kuşkusuz ben, Sana teslim olanlardanım." dedi....
Əhqaf Suresi, 30. Ayet:
"Ey halkımız! Kuşkusuz biz, Musa'dan sonra indirilen ve kendinden öncekilerini onaylayan; gerçeği ve dosdoğru yolu gösteren bir kitap din
led
ik." dediler....
Məhəmməd Suresi, 3. Ayet:
Bu, Kafirlerin, "Batıl'a" uymaları, inananların ise Rabb'lerinden gelen "Hakk'a" uymaları nedeniy
led
ir. İşte Allah, insanlara kendi durumlarını böyle örnek verir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine söz verilen Cennet, şöy
led
ir: İçinde; kokusu ve tadı değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere zevk veren hamrdan nehirler ve saf baldan nehirler bulunur. Orada, onlar için her türlü meyve bulunur. Onlara, Rabb'lerinden bağışlanma vardır. Bu kimseler, ateşte devamlı kalacak olan ve sıcak kaynar su içirilen, bundan dolayı da bağırsakları parça parça olan kimselerle bir olur mu hiç?...
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Münafıklardan kimisi de seni dinliyormuş gibi gözükür. Senin yanından ayrıldıktan sonra, kendilerine ilim verilenlere: "O, biraz önce ne dedi?" dediler. İşte onlar, Allah'ın kalplerini mühür
led
ikleri ve hevalarına tabi olan kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 23. Ayet:
İşte onlar, Allah'ın lanet
led
iği kimselerdir. Böylece onların kulaklarını sağır, gözlerini kör yaptı....
Məhəmməd Suresi, 26. Ayet:
Bu, onların, Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselere: "Bazı işlerde size uyacağız." demeleri nedeniy
led
ir. Allah, onların giz
led
iklerini biliyor....
Fəth Suresi, 6. Ayet:
Allah; hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Kötü zanları onların üzerlerine dönsün. Allah, onlara kızdı ve onları lanet
led
i. Ve onlar için Cehennem'i hazırladı. Ne kötü bir varış yeri....
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Onlar, Kafirlerdir. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyan, ayrılmış kurbanların yerine ulaşmasını engelleyen kimselerdir. Eğer Mü'min erkeklerden ve kadınlardan olup da kendilerini henüz tanımadığınız için bilmeden onlara zarar vermeniz ve böylece vebale girmeniz söz konusu olmasaydı, onlarla savaşmanıza izin verilirdi. Allah, di
led
iğini rahmetine alır. Eğer birbirlerinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan Kafir olanları acı veren bir azapla cezalandırırdık....
Qaf Suresi, 11. Ayet:
Kullar için rızık olarak. Onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte yeniden diriliş de böy
led
ir....
Qaf Suresi, 18. Ayet:
Söy
led
iği her söz, yanındaki hazır gözleyicilerce gözlenmektedir....
Qaf Suresi, 35. Ayet:
Onlar için, orada di
led
ikleri her şey vardır. Yanımızda daha fazlası da vardır....
Qaf Suresi, 39. Ayet:
Onların söy
led
ikleri şeylere sabret. Güneş'in doğmasından önce ve batmasından önce Rabb'ini hamd ile tesbih et....
Zariyat Suresi, 8. Ayet:
Kuşkusuz siz, söy
led
iklerinizde çelişki içindesiniz....
Zariyat Suresi, 28. Ayet:
Durumlarından dolayı içine bir korku düştü. "Korkma." dediler ve ona bilgin bir çocuk müjde
led
iler....
Tur Suresi, 33. Ayet:
Yoksa: "Onu kendisi uydurup söy
led
i." mi diyorlar? İşin gerçeği, onlar inanmak istemiyorlar....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Eğer söy
led
iklerinde haklı kimselerse, onlar da onun gibi bir hadis getirsinler!...
Nəcm Suresi, 4. Ayet:
Onun size söy
led
ikleri, kendisine vahyedilen vahiyden başkası değildir....
Nəcm Suresi, 26. Ayet:
Göklerde nice melekler var ki, Allah'ın di
led
iği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesi dışında onların şefaatleri hiçbir yarar sağlamaz....
Rəhman Suresi, 5. Ayet:
Güneş ve Ay hesap i
led
ir....
Vaqiə Suresi, 35. Ayet:
Biz, onları yeni bir düzenleme ile düzen
led
ik....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söy
led
iğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir....
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir halkın, Allah'a ve O'nun Resul'üne karşı haddi aşanlara karşı sevgi duyduklarına tanık olamazsın; isterse bunlar, babaları, çocukları, kardeşleri veya akrabaları olsun. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı ve kendilerini, kendinden bir ruh ile destek
led
iği kimselerdir. Allah, onları içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Onlar, orada sürekli kalacak olanlardır. Allah, onlardan hoşnut oldu, onlar da O'ndan hoşnut oldular. İşte onlar, All...
Həşr Suresi, 4. Ayet:
İşte bu, onların Allah'a ve O'nun Resul'üne muhalefet etmeleri nedeniy
led
ir. Kim Allah'a muhalefet ederse bilsin ki Allah, cezası çok şiddetli olandır....
Həşr Suresi, 5. Ayet:
Taze hurmadan kestikleriniz veya kesmedikleriniz de ancak Allah'ın izniy
led
ir. Bu, fasıkların perişan olmaları içindir....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın Resul'üne verdiği fey'e gelince, siz onlar için ne at koşturdunuz ne de deve! Fakat Allah; Resul'üne, di
led
iği kimselere karşı üstünlük verir. Allah, Her Şeye Güç Yetiren'dir....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
Onlar, korunaklı şehirler içinde veya surlar arkasında olmadıkça, sizinle, toplu olarak karşı karşıya gelerek savaşmazlar. Kaldı ki kendi aralarında da derin ayrılıklar içindedirler. Sen, onların birlik olduklarını sanırsın, oysaki kalben farklı farklıdırlar. Bu, onların akıllarını doğru kullanmayan bir halk olmaları nedeniy
led
ir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Belki Allah, gün gelir sizinle, onlardan düşmanlık bes
led
iğiniz kimseler arasında bir sevgi oluşturur. Allah; Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Səff Suresi, 14. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun! Meryem Oğlu İsa'nın havarilere: "Allah yolunda benim yardımcılarım kimdir?" dediği zaman, havarilerin: "Allah yolunun yardımcıları biziz." dedikleri gibi. Sonuçta, İsrailoğulları'nın bir kısmı inandı, bir kısmı da inanmadı. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destek
led
ik. Böylece, onlar üstün geldiler....
Təğabun Suresi, 4. Ayet:
Göklerde ve yerde olanları bilir. Giz
led
iklerinizi de açığa vurduğunuzu da bilir. Allah, göğüslerin özünü en iyi bilendir....
Təhrim Suresi, 12. Ayet:
İmran kızı Meryem; ırzını korumuştu. Ona ruhumuzdan üf
led
ik. O, Rabb'inin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden saygı gösterenlerden oldu....
Mülk Suresi, 5. Ayet:
Ant olsun ki Biz, yakın gökyüzünü kandillerle süs
led
ik. Onları, şeytanlar için asılsız şeyler söyleme malzemesi yaptık. Onlar için ateşin azabını hazırladık....
Mülk Suresi, 15. Ayet:
Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Artık onun üzerinde di
led
iğinizce dolaşın ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda dönüş O'nadır....
Qələm Suresi, 33. Ayet:
İşte azap böy
led
ir. Âhiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilenlerden olsalardı....
Nuh Suresi, 4. Ayet:
"Ki Allah, suçlarınızı bağışlasın ve size belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar zaman versin. Kuşkusuz Allah'ın belir
led
iği süre dolunca, ertelenmez. Keşke bilenlerden olsaydınız."...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Bana, cinlerden bir topluluğun din
led
ikten sonra gidip; biz gerçekten hayranlık uyandıran bir kur'an din
led
ik, dedikleri, vahyolundu."...
Cin Suresi, 13. Ayet:
"Yol gösteren rehberi din
led
iğimizde ona inandık. Artık kim Rabb'ine iman ederse, bundan sonra hakkının verilmemesinden veya haksızlığa uğramaktan endişe etmez."...
Müzzəmmil Suresi, 10. Ayet:
Onların söy
led
iklerine sabret. Ve onlardan güzellikle uzak dur....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Fakat yalanladı ve köstek
led
i....
İnsan Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın kullarının, içtikleri ve di
led
ikleri kadar yararlandıkları bir kaynak....
İnsan Suresi, 16. Ayet:
Miktarını kendilerinin belir
led
ikleri gümüşten billur kadehler, ...
Əbəsə Suresi, 22. Ayet:
Sonra di
led
iği zaman onu diriltip ortaya çıkardı....
İnfitar Suresi, 8. Ayet:
Seni di
led
iği şekilde düzen
led
i....
Bürüc Suresi, 16. Ayet:
Di
led
iğini yapandır....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
"Hamd" (Esmâ'sıyla yarattığı âlemleri her an di
led
iğince değerlendirmek), âlemlerin Rabbi olan Allâh'a aittir. . ....
Bəqərə Suresi, 7. Ayet:
1.
hateme
: mühür
led
i
2.
allâhu
: Allah
3.
alâ
: üzerine
4.
kulûbi-him
: onların kalpleri
Bəqərə Suresi, 7. Ayet:
Allah onların kalplerinin üzerini ve işitme (sem'î) hassasının üzerini mühür
led
i ve görme (basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) azap vardır....
Bəqərə Suresi, 10. Ayet:
Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söy
led
ikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 10. Ayet:
Kalplerinde hastalık var, Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söy
led
iklerinden dolayı onlara elemli bir azap var....
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
lekû
: karşılaştılar, buluştular
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: îmân et...
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, "îman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise söy
led
ikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz."...
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
Onların hâli, o kimsenin hâli gibidir ki, o (korkulu bir sahrada) ateş yaktı da çevresini aydınlattığı zaman, tam o sırada Allah nurlarını giderip kendilerini karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. (İşte münafıkların hâli de böy
led
ir. Dünyada selâmet ve emniyet üzere olduklarını sanırlar, fakat öldükleri zaman kendilerine korku ve azâb gelir.)...
Bəqərə Suresi, 20. Ayet:
1.
yekâdu
: neredeyse (olacak)
2.
el berku
: şimşek
3.
yahtafu
: kamaştırır, kapıp alır, alacak, kapacak
4.
ebsâre-hum
...
Bəqərə Suresi, 20. Ayet:
O şimşek, neredeyse gözlerini kapıp alıverecek; onları aydınlatınca da ışığı altında yürürler ve karanlık çökünce dikilip kalırlar. Allah dileseydi, onların işitme ve görme duyularını da giderirdi. Şüphesiz ki Allah, her şeye kâdirdir. (Nerdeyse Kur’an’ın hidayet nuru gözlerini alacak... Kur’anı Kerimin “İslâmın” bahşettiği ganimet ve nimetlerini gördükçe, emniyet içerisinde yürürler. Fakat cihâd ve İslâmın yük
led
iği vazifelerle karşılaştıkları zaman, karanlıkta dikilip kalanların hâli gibi, ger...
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer kulumuz Muhammed’e bölüm bölüm indirdiğimizden, Kur’ân’dan şüpheniz varsa, onun sûrelerine benzer bir sûre de siz ortaya koyun. Eğer söy
led
iklerinizde haklı olduğunuz iddiasında iseniz de, ispat etmek için, Allah’ın dışında, kulları durumundaki önderlerinizi, bilginlerinizi, şahitlerinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler (Allâh Esmâ'sının açığa çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler) vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede içinde): "Bu daha önceden de tattığımız gibi bir şey" derler. Bu önce tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden arınmış eşleri i
led
irler!...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Inananlar ve yararli isler yapanlara, kendilerine altlarindan irmaklar akan cennetler oldugunu mujdele. Onlara buranin bir urunu rizik olarak verildiginde, «Bu daha once de riziklandigimizdir» derler. Bunlar, soy
led
ikleninin benzerleri olarak sunulmustur. Onlara orada tertemiz esler vardir ve orada temelli kalirlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, 'Bu daha önce de rızıklandığımızdır' derler. Bunlar, söy
led
iklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse, her defasında: “Bu bizim daha önce de dünyada iken yediğimiz şeydir. ” derler. Bunlar söy
led
iklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz
2.
allâhe
: Allah
3.
lâ yestahyî
: çekinmez
4.
en yadribe meselen
: darbı mese...
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
1.
huvellezî (huve ellezî)
: o ki
2.
halaka
: yarattı
3.
lekum
: sizin için
4.
mâ
: şey
...
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O (Allah) ki, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yarattı. Sonra (kudret ve iradesiyle) göğe yönelip, onları da yedi (kat) gök olarak düzen
led
i. Ve o, Alîm'dir (herşeyi en iyi bilendir)....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzen
led
i (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
"HÛ" (O işaretini boyutsal derinlikli düşünmek gerekir) yarattı sizin için arzda olanların (bedeninizdeki özelliklerin) tümünü; sonra da şuur (beyin) boyutunuza yönelip onu yedi kat (yedi idrak kapasitesi - Nefs mertebesi) olarak düzen
led
i. O her şeyi bizâtihi kendinden yarattığı içindir ki her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
Yeryüzünde bulunanların tümünü sizin için yaratan O'dur. Bunları yarattıktan sonra göğe yönelerek onları da yedi gök halinde düzen
led
i. O her şeyi bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi gök olarak yaratıp düzen
led
i (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
Yeryüzünde herşeyi sizin için yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip onu yedi gök olarak düzen
led
i. O, her şeyi Bilir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O öyle bir yaratıcıdır ki, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonra iradesini göğe yöneltip onları yedi gök olarak düzen
led
i. O, her şeyi pek iyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı . Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzen
led
i. O, her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O ki, yeryüzünde bulunan bütün varlıkları sizin için yarattı. Sonra da göklere yönelerek onları yedi gök olarak düzen
led
i. O her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
Yeryüzündekilerin tümünü sizin için yaratan (haleka) O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva) onu yedi gök olarak düzen
led
i. O her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra da göğe yöneldi, onu yedi kat olarak düzen
led
i. O her şeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzen
led
i. O, herşeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
Yerde ne varsa hepsini sizin için O yarattı; bir de semâya yönelip onu yedi gök halinde düzen
led
i. O herşeyi hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O Allah'tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. Sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzen
led
i. O Alîm'dir, her şeyi çok iyi bilir....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Ademe bütün esmayı ta'lim ey
led
i, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu...
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Demişti ki: Ey Âdem onlara, yaratıkları adlarıyla haber ver, Âdem, her şeyi adlı adınca haber verince demişti ki: Ben size demedim mi, göklerdeki gizli şeyleri de bilirim, yeryüzünde ki gizli şeyleri de. Açığa vurduğunuzu da bilirim, giz
led
iğinizi de....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(Hitap etti): "Yâ Adem (yoktan var olmuş, Esmâ ile hayat bulmuş) varlığındaki isimlerin hakikatinden onlara söz et. " Adem onlara (varlığını oluşturan Allâh) isimlerinin işaret ettiği mânâlardan haber verince (yani bu isimlerin özellikleri kendisinde açığa çıkınca); Allâh onlara fark ettirdi: "Demedim mi size ben, muhakkak ki bilirim semâlar (şuur boyutu) ve arz (beden) boyutunun gaybını (açığa çıkmamış sırlarını, özelliklerini). . . Ve ben bilirim giz
led
iklerinizi ve açıkladıklarınızı!"...
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah: 'Ey Âdem, bunları, isimleriyle, varlıklar hakkındaki bilgileriyle, varlıklarla bilgilerin irtibatıyla; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, uyum kurallarıyla, tek tek anlat' buyurdu. Bu emir üzerine Âdem, onları, isimleriyle, varlıklar hakkındaki bilgileriyle, varlıklarla bilgilerin irtibatıyla; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, uyum kurall...
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah: 'Ey Adem! Şunların adlarını onlara bildir' dedi. Adem kendilerine, o varlıkların adlarını bildirince, Allah meleklere: 'Ben göklerin ve yerin gizliliklerini bilirim. Sizin açığa vurduğunuz ve giz
led
iğiniz her şeyi de bilirim, dememiş miydim!' dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah, Hz. Âdem’e: “- Ey Âdem! Eşyanın isimlerini meleklere haber ver.” buyurdu. Âdem Aleyhisselâm da, meleklere, o isimleri haber verince Allah: “-Ben size demedim mi ki, göklerin ve yerin gayblarını ben bilirim. Açıkladığınızı da, giz
led
iğinizi de elbette ben bilirim.” buyurdu....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Dedi: 'Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver.' İsimlerini onlara haber verince, 'Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da giz
led
iğinizi de biliyorum dememiş miydim,' dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Ey Adem, bunlara onları isimleriyle haber ver! buyurdu. Bu emir üzerine Adem, onlara isimleriyle bunları haber verince buyurdu ki: «Size demedim mi Ben her halde göklerin ve yerin sırrını bilirim! Ve sizin açıkladığınız ve giz
led
iğiniz şeyleri de biliyorum!»...
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(Allah): «Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver.» dedi. Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): «Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde giz
led
iğinizi de bilirim» dememiş miydim?» dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Dedi ki: "Ey Adem! Onların isimlerini şunlara bildir / bunları onlara isimleriyle bildir." İsimlerini onlara bildirince, "Size, göklerin ve yerin gaybını ben bilirim, açıkladıklarınızı / açığa vurduklarınızı da (tübdune) giz
led
iklerinizi de (tektümun) biliyorum / bilirim dememiş miydim?" dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
O: "Ey Adem, bu (şeylerin) isimlerini onlara bildir!" buyurdu. (Adem) isimleri onlara bildirince (Allah): "Size, 'göklerin ve yerin gizli gerçeğini, açıkladıklarınızın ve giz
led
iklerinizin tümünü yalnız Ben bilirim' dememiş miydim?" dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Buyurdu ki: «Ey Âdem! O şeyleri adları ile meleklere haber ver!». Âdem de o şeyleri adları ile haber verince (Cenâb-ı Hak) buyurdu ki, «Size dememiş miydim ki, Ben şüphesiz göklerin de yerin de gizliliklerini bilirim. Ve sizin izhâr ettiğiniz ve giz
led
iğiniz şeyleri de bilirim.»...
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah: -Ey Adem! Onlara, bunların isimlerini haber ver, dedi. Adem de meleklere onların isimlerini haber verince Allah: -Size göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ben bilirim demedim mi? Sizin açıkladıklarınızı da giz
led
iklerinizi de ben bilirim, dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
Allah, 'Ey Âdem, bunların isimlerini onlara söyle' buyurdu. Âdem onların isimlerini meleklere bildirince, Allah, 'Ben size demedim mi,' buyurdu, 'Ben göklerin ve yerin gizliliklerini de bilirim, sizin açığa vurduğunuz ve giz
led
iğiniz şeyleri de bilirim diye?'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
1.
ve kulnâ
: ve biz dedik
2.
yâ
: ey
3.
âdemu
: Âdem
4.
uskun
: iskân ol, otur, yerleş
...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, cennette yerleşin. Oradan (oradaki yiyeceklerden) di
led
iğiniz yerden bol bol yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada di
led
iğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Demiştik ki: Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, di
led
iğinizi bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa haddini aşanlardan olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Bundan sonra dedik ki: "Ey Adem, sen ve senin hâlini, yaşamını paylaştığın (eşin - bedenin), cennet boyutunu mesken edinin. Di
led
iğinizce bu boyutun nimetleriyle yaşayın ve şu ağaca da yaklaşmayın, (yaklaşırsanız) zâlimlerden olursunuz. "...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdem! dedik, (artık) sen ve eşin cennette sakin olun. Di
led
iğiniz yerde ondan (ondaki nimetlerden) refah ve huzur içinde yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın, sonra (Hakk'a karşı gelip kendine) zulmedenlerden olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
'Adem! Eşinle birlikte cennette kal. Di
led
iğiniz yerde ondan bolca yeyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!,' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
ve dedik ki «ya Adem sen ve zevcen Cenneti mesken edin, ikiniz de ondan di
led
iğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin, ikiniz de orada di
led
iğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, haddini aşan zalimlerden olmayasınız.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan di
led
iğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Ey Adem! Eşinle birlikte cennette kal / yerleş / otur (üskün). Di
led
iğiniz yerden bolca yiyin ancak şu ağaca (hazihişşecerete) yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile Cennete yerleş; di
led
iğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz!'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demiştik ki: Ey Adem, sen, eşinle birlikte cennette otur. Di
led
iğiniz O'na döndürüleceksiniz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve (sonra) "Ey Adem" dedik: "Sen ve eşin bu bahçeye yerleşin ve orada di
led
iğinizden serbestçe yiyin; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız."...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu cennette oturun. Di
led
iğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Sen ve eşin, beraberce cennete yerleşin. Orada olanlardan di
led
iğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de zulmedenlerden olursunuz. ”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
-Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun di
led
iğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ondan di
led
iğiniz yerde bol bol yeyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan di
led
iğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 37. Ayet:
Âdem, Rabbinden bâzı sözler bel
led
i de Allah tövbesini kabul etti. Şüphe yok ki o, bütün tövbeleri kabul eder, rahîmdir....
Bəqərə Suresi, 37. Ayet:
Âdem, Rabb-i Azîm'i tarafından bir kısım kelimeler telakkî etti. Onun üzerine tevbe ey
led
i. Tevbeleri ziyâdesiyle kabul eden, pek ziyâde merhamet sahibi olan ise ancak o Rabb-i Kerîm'dir....
Bəqərə Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip bel
led
i de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfre saplananlar ve ayetlerimize yalan diyenler ise işte bunlar ateş arkadaşlarıdır, onlar orda muhal
led
kalacaklardır...
Bəqərə Suresi, 54. Ayet:
Ve Musa, halkına (dönüp) "Ey halkım!" demişti. "Doğrusu buzağıya taparak kendinize karşı suç iş
led
iniz, o halde tevbe ederek (tekrar) Yaratıcınıza yönelin ve nefsinizi yok edin; bu, sizin için Yaratıcınızın katında en hayırlısı olacaktır." Bunun üzerine O, tevbenizi kabul etmişti: Çünkü yalnız O'dur tevbeleri kabul eden, Rahmet Dağıtan....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
zallelnâ
: gölge
led
ik, gölge yaptık
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
el gamâme
: bulut
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve bulutu sizin üstünüze gölge
led
ik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yeyin. Ve onlar, bize zulmetmediler, fakat onlar, kendi nefslerine zulmediyorlardı....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve sizi bulutla gölge
led
ik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve "Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz" (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve sizi (yakıcı Hakikatten perdeleyen ve beşeriyetinizin idâmesini sağlayan) bulutla gölge
led
ik; üzerinize menn (varlığınızı oluşturan Allâh Esmâ'sındaki kudret kuvvesi) ve selva (manevî âleminizi hissetme duygusu) inzâl ettik (hakikatinizden şuurunuza). . . "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yeyin", dedik. Onlar (hakikat bilgisini değerlendirmeyerek) bize zulmetmediler, kendi nefslerine zulmettiler! (Burada âyetin bir bâtın yorumuna yer verilmiştir zâhir anlamı yanı sıra. A. H. )...
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve sizi bulutla gölge
led
ik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Hem (Tih çölünde) üzerinizi bulutlarla gölge
led
ik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Ve:) 'Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!' (dedik). Artık (onlar) bize zulmetmediler; fakat (aslında) kendilerine zulmediyorlardı....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve bulutların sizi gölgeleri ile ferahlatmasını sağladık, ayrıca "Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın" (diyerek) kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. O soydaşlarınız (iş
led
ikleri günahlarla) bize hiçbir zarar vermediler, fakat (sadece) kendilerine zulmettiler....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Bir de sizi bulutlarla gölge
led
ik; size kudret helvası ile bıldırcın indirdik: size verdiğimiz güzel ve temiz rızıklardan yiyin diye. Aslında onlar Bize zulmetmiş olmadılar; kendi kendilerine kötülük edip duruyorlardı....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
iz
: olmuştu, olduğu zaman
3.
kulnâ
: dedik
4.
udhulû
: girin
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve o zaman demiştik ki: “Bu kasabaya girin, böylece onun (ni'metlerinden) di
led
iğiniz yerden bol bol yeyin. Kapıdan secde ederek girin ve “hıtta” (günahlarımızın bağışlanmasını diliyoruz) deyin. Biz de sizin hatalarınızı mağfiret edelim (günahlarnızı sevaba çevirelim). Ve muhsinlere (ni'metlerimizi) artıracağız.”...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani, “Şu memlekete girin. Orada di
led
iğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve “hıtta!” (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
(İsrailoğullarına:) Bu kasabaya girin, orada bulunanlardan di
led
iğiniz şekilde bol bol yeyin, kapısından eğilerek girin, (girerken) "Hıtta!" (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz, demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani şunu demiştik onlara: "Şu karyeye (boyuta) girin ve orada di
led
iğiniz şekilde (o boyutun nimetlerini) yeyin. . . Kapısından da secde ederek (varlığınızın yokluğunu, yalnızca Allâh Esmâ'sının var olduğunu itiraf ederek) girin ve (benlik hissinizden dolayı) mağfiret dileyin. . . Ki (benliğinizin oluşturduğu) hatalarınızı mağfiret edelim. Kendisine bağışlananları başkalarıyla karşılıksız paylaşanlara (muhsinlere) daha da arttıracağız. "...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani biz: 'Bu şehre girip yerleşin. Buradaki nimetlerden Allah’ın sünneti düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde di
led
iğiniz şekilde bol bol yeyin. Kapılardan, şehrin giriş noktalarından birlikte, saygıyla secde ederek girin, girerken, ya Rabbi, bizi affet deyin ki, sizin hatalarınızı affedelim. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iy...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Bir vakit de (Tîh sahrasından çıktıktan sonra): “- Şu Kudüs şehrine girin de nimetlerinden di
led
iğinizi, bol bol yeyin; kapısından secde ederek girin ve “Hıtta” deyin (günahınızdan istiğfar edin) ki, günahlarınızı afvedelim. Biz, ihsan (iyilik ve itâat) edenlere, sevabı daha artıracağız.” demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
«Bu sehre girin, orada di
led
iginiz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapisindan girin, bagisla! deyin, biz de yanilmalarinizi bagislariz, iyilere daha da artiririz» demistik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve hatırlayın ki, bu şehre (Beytü'l-Makdis'e) girin, di
led
iğiniz yerde ondan (onun nimetlerinden) refah içinde bol bol yeyin. Kapısından da secde ederek (eğlip saygı göstererek veya baş yere koyup Hakk'a arz-ı şükranda bulunarak) girin ve «dileğimiz, günahlarımızın dökülmesidir» deyin. Biz de kusur ve suçlarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere (Allah'ı görürcesine davrananlara nimetlerimizi) daha da artıracağız, demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
'Şu şehre girin, orada di
led
iğiniz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapısından girin, 'bağışla!' deyin, Biz de yanılmalarınızı bağışlarız, iyilere daha da artırırız' demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
(İsrailoğullarına:) Bu kasabaya girin, orada bulunanlardan di
led
iğiniz şekilde bol bol yeyin, kapısından eğilerek girin, (girerken) «Hıtta!» (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz, demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
'Bu şehre girin. Orada di
led
iğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan alçak gönüllü olarak girin ve dostça konuşun ki hatalarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara daha fazlasını veririz,' demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve bir vakit «şu şehre girin de ni'metlerinden di
led
iğiniz veçhile bol bol yeyin ve secdeler ederek kapıya girin ve «hıtta» deyin ki size hatı'elerinizi mağfiret ediverelim, muhsinlere ise daha artıracağız» dedik...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve bir vakit: «Şu şehre girin de nimetlerinden di
led
iğiniz şekilde bol bol yiyin ve secde ederek kapıdan girin «günahlarımızı bağışla» deyin ki, size günahlarınızı mağfiret ediverelim, iyilik edenlere ise (nimetlerimizi) daha artıracağız» dedik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani bir zamanlar «Şu şehre girin de onun nimetlerinden di
led
iğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve «hıtta» (bizi bağışla!) deyin ki, size, hatalarınızı mağfiret ediverelim, iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız» dedik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve demiştik ki: "Şu şehre girin. Orada di
led
iğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve "dileğimiz bağışlanmadır" deyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Muhsinlerin (alacaklarını / karşılıklarını / ecirlerini) arttıracağız (seneziydülmuhsiniyn)"....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani: («Tîh» den çıkdıkdan sonra) şu kasabaya girib di
led
iğiniz yerde istediğinizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek (eğilerek, saygı göstererek) girin ve (dileğimiz) hıtta (dır, günahlarımızın dökülüp düşmesidir) deyin, (tevbe edin de o sayede) kusurlarınızı örtelim, iyilik (ve itaat) edenler (in ecrin) i ise daha artıracağız» demişdik. ...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Yine bir zaman (size) şöyle demiştik: 'Şu şehre (Kudüs’e) girin de ondan di
led
iğiniz yerde bol bol yiyin; (ama) kapıdan secde eden kimseler olarak girin ve 'حِطَّةٌ (Yâ Rab! Bizi affet!)’ deyin ki, size hatâlarınızı bağışlayalım!' Çünki (biz,) iyilik edenle re (mükâfâtla rı nı daha da)artıracağız....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani; şu kasabaya girin, di
led
iğiniz yerde istediğinizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek girin, affet deyin, kusurlarınızı örtelim. İyilik...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve yine (hatırlayın o günleri), Biz, "Bu beldeye girin ve yiyeceklerinden di
led
iğiniz kadar bol bol yiyin; fakat kapıdan (tevazu içinde) boyun eğerek girin ve 'Günahlarımızın yükünü üzerimizden kaldır!' deyin ki, günahlarınızı bağışlayayım ve iyilik yapanlara sınırsız mükafat vereyim" demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Ve hani demiştik ki: «Şu kasabaya girin, ondan di
led
iğiniz yerde bol bol yiyiniz. Kapısından secde ederek giriniz ve 'hıtta' deyiniz, sizin için hatalarınızı setredelim. Ve iyilik edenlere mükâfaatı daha artıracağız.»...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Bir vakit de: “Şu şehre girin, di
led
iğiniz yerde istediğinizi bol bol yiyin. Kapısından secde ederek girin ve: 'Hıtta=bizi affet' deyin, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım, kusurlarınızı örtelim. İyilik edenlere daha da artıracağız. ” demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani: -Şu kasabaya girip, di
led
iğiniz yerden istediğinizi bol bol yiyin. Kapısından secde ederek girin ve “bağışla” deyin de sizi bağışlayalım. Güzel davrananların mükafatını da artıralım, demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Demiştik ki: "Şu kente girin, oradan di
led
iğiniz yerde bol bol yeyin; secde ederek kapıdan girin ve "hitta (ya Rabbi, bizi affet)" deyin ki, biz de sizin hatâlarınızı bağışlayalım, güzel davrananlara daha fazlasını da veririz....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Yine hatırlayın ki, 'Şu beldeye girin ve di
led
iğiniz yerden bol bol yiyin,' demiştik. 'Ama şehrin kapısından secde ederek girin ve 'Hıtta' deyin ki, Biz de sizin günahlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları Biz ziyadesiyle ödüllendireceğiz.'...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Şöyle demiştik: "Girin şu kente; orada, di
led
iğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve 'Affet bizi!' deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz."...
Bəqərə Suresi, 59. Ayet:
derken o zulmedenler sözü değiştirdiler, kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle koydular, biz de o zalimlere fısk iş
led
ikleri için gökten bir murdar azap indirdik...
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
isteskâ
: suya kavuşmayı istedi
3.
mûsâ
: Musa
4.
li kavmi-hî
: kendi kavmi...
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
Gene bir zaman oldu ki Mûsâ, kavmi için su di
led
i de ona, sopanla vur taşa demiştik. Vurunca taştan on iki pınar fışkırmıştı. Halkın her bölüğü, su içeceği kaynağı bilmiş, anlamıştı. Allah'ın rızkından yiyin, için de haddinizi aşıp yeryüzünü fesada vermeyin....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve siz: “Ey Musa! Biz bir (çeşit) yemek (yemeye) asla sabredemeyiz. Artık bizim için Rabbine dua et. Bize yeryüzünün yetiştirdiği şeylerden, sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.” demiştiniz. (Musa a.s): “Hayırlı olanı, daha değersiz olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? (Öyle ise) Mısır'a inin, sizin istediğiniz şeyler muhakkak ki orada var.” demişti. (Sonra da) onların üzerlerine zillet (sefalet) ve fakirlik (damgası) vuruldu. Ve onlar, Allah'tan bir gazab...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Bir zaman demiştiniz ki: Yâ Mûsâ, biz bir türlü yemeğe dayanamayız. Rabbinden bizim için iste de bize yerin yetiştirdiği şeylerden versin. Yerden yeşillik, kabak, sarımsak, mercimek, soğan bitirsin. Mûsâ demişti ki: Daha hayırlı olanı, ondan daha aşağılık bir şeyle değiştirmek mi istiyorsunuz? Mısır'a inin, orada di
led
iğiniz şey var. Üzerlerine aşağılık ve yoksulluk çullanmıştı, Allah'ın da gazabına uğradılar. Evet, öyle de oldu; çünkü Allah'ın delillerine inanmamışlardı, haksız yere peygamberle...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz: 'Ya Mûsâ, tek çeşit yemeğe asla katlanmayacağız. Bizim için, yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rabbine dua ederek iste. Yerin bitirdiği yenilebilecek bitkilerden, sebzesinden, hıyarından acurundan, kabağından, tahılından, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın.' demiştiniz de Mûsâ: 'Daha hayırlı ve onurlu olan bu yaşadığımız hayatı bırakarak, aşağılandığınız bir hayata mı dönmek istiyorsunuz? Mısır’a inin, orada sizin ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz : «Ey Musa, bir çeşid yemeğe (kudret helvasiyle bıldırcın etine), mümkin değil, dayanamayız. O halde bizim için Rabbine duâ et de yerin bitirdiği şeylerden, sebze, acur, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın» demişdiniz. (Musa da): «O hayırlı olanı şu daha aşağı olanla değişdirmek mi istiyorsunuz? (öyle ise) bir şehre inin, çünkü (orada) size istediğiniz (sebzeler) var» demişdi. Onların üzerine horluk ve yoksulluk vuruldu. Allahdan bir gazaba da uğradılar. Bu, onların Allahın âyetlerini ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Yine bir vakit şöyle demiştiniz: 'Ey Mûsâ! (Biz) tek bir yemeğe (kudret helvası ile bıldırcına) aslâ sabredemeyeceğiz; bizim için Rabbi ne duâ et de, bize ye rin bitirdiği şeylerden, sebzesinden, hıyarından, buğ da yından, mer ci me ğinden ve soğa nından çıkar sın!' (Mûsâ da onlara:) 'O hayırlı olanı, bu daha aşa ğı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? (Öyle ise) bir şehre inin, (çünki kendiniz için) iste diğiniz şeyler (orada) elbette vardır' dedi. Böylece üzerlerine zillet ve meskenet (yoksullu...
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı di
led
iler)
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
...
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
Muhakkak ki, âmenû olanlar ve yahudi, hristiyan ve sabii olanlardan kim, Allah'a ve ahiret gününe inandı ve ıslâh edici ameller iş
led
iyse (nefsini tezkiye etti ise ), artık onların mükâfatları Rab'lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
ehaznâ
: almıştık
3.
mîsâka-kum
: sizin misakleriniz, yeminleriniz
4.
ve refa'-nâ
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
cealnâ-hâ
: biz onu kıldık
3.
nekâlen
: nak
led
ilecek olay, ibret
4.
li mâ
: şey(ler) içi...
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
(Tekrar) şöyle söy
led
ilerdi: «Bizim için Rabbine duâ et de onun donu (rengi) nedir, bize tam açıklasın». O da : («Rabbim) diyor ki: o, bakanlara ferahlık verecek sapsarı bir inekdir» demişdi. ...
Bəqərə Suresi, 70. Ayet:
(Üste
led
iler) dediler: "Rabbine yönel de açıklasın bize nasıl bir inek kesmemizi istiyor; zira bu tarife benzer çok inek var? İnşâAllâh biz tam istenilen ineği buluruz". . ....
Bəqərə Suresi, 71. Ayet:
Mûsâ, Allah diyor ki demişti, ne çifte koşulup tarla sürmüş olacak, ne ekin sulamış olacak. Ayıpsız, lekesiz, alacasız olmalı. Hah demişlerdi, şimdi gerçeği söy
led
in. İneği boğazladılar, boğazladılar ama az kaldı bu emri yerine getirmeyeceklerdi....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
O vakit birisini öldürmüş, çekişip suçu üstünüzden atmıştınız hani. Allah'sa giz
led
iğinizi açığa vuracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani siz bir can öldürmüştünüz de, bu konuda aranızda tartışmaya girmiştiniz. [11] Oysa Allah sizin giz
led
iğinizi açığa çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz ve bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, giz
led
iklerinizi açığa çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani o vakıt, bir kişiyi öldürmüştünüz de, öldürenin kim olduğunu saklayıp suçu üstünüzden birbirinize atmıştınız. Halbuki, Allah giz
led
iğiniz şeyi açığa çıkarıcıdır....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hatırlayın ki, bir zamanlar bir adam öldürmüştünüz ve onun hakkında (birbirinizi suçlamak suretiyle) çekişmiştiniz. Allah da sizin giz
led
iğinizi meydana çıkarandır....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize atmıştınız. Oysa ALLAH giz
led
iklerinizi açığa çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani bir adam öldürmüştünüz de bu suçu birbirinize atmaya kalkmıştınız. Oysa Allah giz
led
iğinizi ortaya çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize / birbirinizin üzerine atmıştınız / birbirinize düşmüştünüz (feddaretüm). Oysa Tanrı giz
led
iklerinizi (tektümun) açığa çıkaracaktı / çıkartıcıdır (muhricun)....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani, siz bir kişiyi öldürmüştünüz de; sonra o konuda birbirinizle çekişmeye başlamıştınız. Allah ise sizin giz
led
iğinizi açığa çıkarıcıdır....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Ve yine hatırlayınız ki, siz bir şahsı öldürmüştünüz, sonra bunda münazaaya kalkıştınız. Allah Teâlâ ise sizin giz
led
iğiniz şeyi (meydana) çıkarıcıdır....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız. Oysa Allah giz
led
iğinizi ortaya çıkaracaktır....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani siz bir adam öldürmüştünüz de peşinden katilin kim olduğu hakkında birbirinizle kavgaya tutuşup suçu üzerinizden atmıştınız. Halbuki Allah sizin giz
led
iğinizi meydana çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun (katili) hakkında birbirinizle atışmıştınız; oysa Allâh, giz
led
iğinizi ortaya çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz de bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin giz
led
iklerinizi açığa çıkaracaktı....
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
Bunun üzerine Biz: “Onun (ineğin) bir parçasıyla ona (öldürülen adama) vurun.” dedik. (O zaman ölen kişi dirilip katilini söy
led
i). Allah, işte böyle ölüleri diriltir ve size âyetlerini (kudretini) gösterir. Umulur ki böylece siz akıl edersiniz....
Bəqərə Suresi, 73. Ayet:
"(Sığırın) bir parçasıyla ona (öldürülene) vurun (daraba)" dedik. İşte, Tanrı ölüleri böyle diriltir ve ayetlerini böyle gösterir (yüriyküm) ki ak
led
esiniz....
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
Ne var ki, bundan sonra da, kafalarınız kalınlaştı, kalpleriniz katılaştı. Adeta taş gibi oldu, yahut taştan daha sert hale geldi. Taşlardan nehirler kaynayabilir, taşlar yarılır, çatlar, içinden su fışkırabilirdi. Taşlar Allah korkusundan, saygıdan yuvarlanabilirdi. Taşta duygu var, sizde yoktu. Allah iş
led
iğiniz amellerden gafil değildir, amellerinize göre, sizi cezalandıracaktır....
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
Bundan sonra yine kalbleriniz katılaştı, taş gibi ve hattâ daha da katı oldu. Çünkü taştan öylesi var ki, ondan ırmaklar fışkırır, öylesi var ki, yarılıp ondan su çıkar, öylesi de var ki, Allah korkusuyla (ilâhî kanunlara boyun eğerek) aşağı düşüp (parçalanır). Allah iş
led
iğiniz (ve işleyeceğinizden habersiz değildir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmezler mi ki Allah, onların giz
led
iklerini de bilir, açığa vurduklarını da....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar bilmezler mi ki, giz
led
iklerini de açıkça yaptıklarını da Allah bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmiyorlar mı Allâh'ın, giz
led
iklerini de açığa çıkardıklarını da bildiğini!...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onların, giz
led
ikleri inkârlarını ve yalanlamalarını, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri, açığa vurdukları nifaklarını, alenen yaptıklarını Allah’ın bildiğini, kendileri bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar Allah'ın, kendilerinin giz
led
iklerini de açığa vurduklarını da bildiğini bilmezler mi!...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah, giz
led
ikleri şeyi de, açıkladıklarını da tamamen bilir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Giz
led
iklerini de, acikladiklarini da Allah'in bildigini bilmiyorlar mi?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmezler mi ki, Allah onların giz
led
iklerini de, açıkladıklarını da elbette bilir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Giz
led
iklerini de, açıkladıklarını da Allah'ın bildiğini bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar bilmezler mi ki, giz
led
iklerini de açıkça yaptıklarını da Allah bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmezler mi ki ALLAH giz
led
ikleri ve açıkladıkları herşeyi biliyor?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmezler mi ki Tanrı giz
led
iklerini de (yüsirrune), açıkladıklarını da (yulinun) biliyor?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmezler mi ki Allah, açığa vurdukları şeylerden de giz
led
iklerinden de haberdardır?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmiyorlar mı ki Allah Teâlâ şüphesiz onların sakladıklarını da, izhar ey
led
iklerini de bilir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah giz
led
iklerini de açığa vurduklarını da bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar, giz
led
iklerini de açıkladıklarını da Allah’ın bildiğini bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmiyorlar mı ki Allah onların giz
led
iklerini de bilir, açıkladıklarını da?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Bilmiyorlar mı ki, Allâh onların giz
led
iklerini ve açığa vurduklarını biliyor?...
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların giz
led
iklerini de bilir, açığa vurduklarını da?...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Evet kim bir seyyie kesbetmiş de hatîesi kendini her taraftan kuşatmış ise işte öyleler, ateş ehli, hep onda muhal
led
dirler...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
iman edip salih salih ameller işleyenler, öyleler de işte cennet ehli hep onda muhal
led
ler...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îman edib güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da cennetin arkadaşlarıdırlar. Onlar orada muhal
led
dirler (ebedî kalacaklardır). ...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise işte onlar cennet ashâbıdır. Onlar cennette muhal
led
dirler....
Bəqərə Suresi, 85. Ayet:
Sonra siz Muhammed’in çağdaşları ve onların takipçileri, Allah’ın Tevrat’ta sizden aldığı taahhüde aykırı davranıyorsunuz. Birbirinize düşerek kendi kanınızı döküyorsunuz, içinizden bir kısmını yurtlarından çıkararak sürüyor, bilerek günah işlemekte ve düşmanlıkta onlara karşı birbirinize arka çıkıyorsunuz. Yurtlarından çıkarılıp sürülmeleri size haram kılınmış olduğu halde, size esir olarak geldikleri zaman onları karşılıklı fidyelerini ödeyip kurtarmaya çalışıyorsunuz. Kitabın, Tevrat’ın bir k...
Bəqərə Suresi, 85. Ayet:
Sonra yine sizler, birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir topluluğu yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onlara karşı kötülük işleme ve düşmanlık konusunda birbirinize destek oluyorsunuz. Size esir olarak geldiklerinde fidyelerini verip kurtarırsınız. Oysa onları çıkarmak size haram kılınmıştır. [15] Yoksa Kitab'ın bir bölümüne inanıp bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? İçinizden böyle yapanın cezası dünyada rezilliğe düşmekten başka ne olabilir? Böyleleri ahirette de en şiddetli azaba çarptırılacaklardır....
Bəqərə Suresi, 85. Ayet:
Buna rağmen yine sizlersiniz birbirinizi kat
led
en ve -kesinlikle yasaklanmış olduğu halde- kendi halkınızdan bir kısmını yurtlarından süren, onlara karşı günahkarlık ve nefrette yarışıp yardımlaşan ve esir olarak elinize düştüklerinde onları ancak fidye alarak bırakan! Böyle yaparak, ilahi kelamın bir kısmına inanıyor, diğer kısmını inkar mı ediyorsunuz? Öyleyse bilin ki, içinizden böyle yapanların karşılığı, bütün dünya hayatında zilletten ve Kıyamet Günü en acıklı azaba uğratılmaktan başka bir...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
âteynâ
: biz verdik
3.
mûsâ
: Musa
4.
el kitâbe
: kitap
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Biz, Musa'ya kitap verdik ve ondan sonra ardarda resûller gönderdik. Ve Meryem'in oğlu İsa'ya beyyineler (açık deliller) verdik ve onu Ruh'ûl Kudüs ile destek
led
ik. Öyle ki, nefslerinizin hoşlanmadığı bir şeyle gelen resûle karşı, her defasında kibirlendiniz. Bu sebeple bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürüyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. Ondan sonra ard arda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya mucizeler verdik. Onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destek
led
ik. Size herhangi bir peygamber, hoşunuza gitmeyen bir şey getirdikçe, kibirlenip (onların) bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürmediniz mi?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destek
led
ik. (Ne var ki) gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi geldikçe ona karşı büyüklük tasladınız. (Size gelen) peygamberlerden bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Mûsâ’ya kutsal kitabı verdik. Ondan sonra, ardarda rasuller, peygamberler görevlendirerek gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’ya da apaçık mûcizeler verdik. Onu, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî ve ekonomik düzeni içeren, ihya eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile destek
led
ik. Size, hoşunuza gitmeyen emirleri, hükümleri getiren Rasuller geldikce, davetlerini kabullenmeyip büyüklük taslayarak zorbalığa mı başvurdunuz? Bir kısmını yalanladınız,...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Şüphesiz biz Musa'ya Kitab'ı verdik ve onun ardından peşpeşe peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık deliller verdik ve kendisini Ruhu'l-Kudüs ile destek
led
ik. Size her ne zaman bir peygamber nefislerinizin hoşlanmayacağı bir şey (ilahi hüküm) getirse siz büyüklük taslayacak; (gelen peygamberlerin) bir kısmını yalanlayacak bir kısmını da öldürecek misiniz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ard arda peygamberler gonderdik. Meryem oglu Isa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudus ile destek
led
ik. Size bir peygamber nefsinizin hoslanmadigi bir sey getirdikce, buyukluk taslayarak, bir kismini yalanci sayip, bir kismini oldurur musunuz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
And olsun ki, Musa'ya o kitabı verdik. Ondan sonra da birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler (açık belgeler ve mu'cizeler) verdik ve O' nu Ruhu'l-Kuds (Melek Cebrail) ile de destek
led
ik. (Bütün bu peygamberler aynı esas ve çoğu aynı şeriat üzerine birbirini takip edip İsrail oğullarına gönderildiği halde) Size (Ey Yahudiler!) Ne kadar peygamber, nefslerinizin hoşlanmayacağı bir buyrukla geldiyse, büyüklük tasladınız. Öyle ki, bir kısmını yalanladınız, bir kısmın...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs ile destek
led
ik. Size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da deliller verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destek
led
ik. Ama ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklük taslayarak kimini yalanladığınız kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi!...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Musa'ya kitabı verdik ve ondan sonra ard arda elçiler gönderdik. Meryemoğlu İsa'ya da apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destek
led
ik. Hoşunuza gitmeyen bir şeyle ne zaman size bir elçi geldiyse büyüklük taslayarak onu yalanlamadınız mı veya öldürmediniz mi?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Celâlim hakkı için: Musaya o kitabı verdik arkasından bir takım Peygamberlerle de takib ettik, hele Meryemin oğlu İsaya beyyineler verdik ve onu ruhülkudüs ile te'yit ey
led
ik, ya artık size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emr ile bir Peygamber geldikçe her def'asında kafa tutarsınız kibrinize dokunduğu için kimine yalan der kimini öldürür müsünüz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Musa'ya o kitabı verdik, arkasından bir takım peygamberler de gönderdik. Hele Meryem oğlu İsa'ya deliller verdik ve O'nu Cebrail ile de destek
led
ik. Demek ki, size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle bir peygamber geldikçe her defasında kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için kimine yalan diyecek, kimini de öldürecek misiniz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Celâlim hakkı için Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l- Kudüs ile de destek
led
ik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun (lekad) Musa'ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elçiler gönderdik / ardından elçileri sıraladık. Meryemoğlu İsa'ya da apaçık (deliller) (beyyinati) verdik ve onu Kutsal Ruh (ruhılkudüs) ile destek
led
ik (eyyednahü). Ne zaman bir elçi hoşunuza gitmeyen bir şeyle size gelse büyüklük taslayarak bir bölümünüz onu yalanlayacak, bir bölümünüz de onu öldürecek misiniz?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun, Musâya o Kitabı verdik, ondan (Musâdan) sonra da birbiri ardınca (ayni şerîatle memur) peygamberler gönderdik. Meryemin oğlu İsâye de beyyineler (gaayet açık burhanlar, mu'cizeler) verdik ve onu Ruuh-ül kuds ile destek
led
ik. Demek, size ne vakit bir peygamber gönüllerinizin hoşlanmadığı bir şey'i getirirse kibirlenmek isteyeceksiniz de kiminiz yalanlayacak, kiminiz de öldüreceksiniz, öyle mi. ...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, biz Musa'ya kitab verdik. Ondan sonra da birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da beyyineler verdik. Ve onu ruh'ül-Kudüs ile destek
led
ik. Demek, bir peygamber size ne zaman gönüllerinizin hoşlanmadığı bir şeyi getirirse, kibirlenmek isteyeceksiniz de; kimini yalanlayarak, kimini de öldüreceksiniz öyle mi?...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki biz Musa'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Ondan sonra da birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsâ'ya da mucizeler verdik ve biz onu kudsî ruhla destek
led
ik. Size bir peygamber canınızın istemediği, nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, ona karşı büyüklük tasladınız. Size gelen peygamberlerden bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun Musa’ya kitap verdik. O’ndan sonra da birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da belgeler verdik ve O’nu Ruhul Kudüs’le destek
led
ik size ne zaman bir peygamber, hoşunuza gitmeyen bir şey getirse, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp bir kısmını da öldüreceksiniz, öyle mi?!...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Biz Mûsâ’ya kitap verdik. Ondan sonra peş peşe peygamberler gönderdik. Meryem’in oğlu Îsâ’ya da mûcizeler, açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrâil) ile destek
led
ik. Demek size her ne zaman bir peygamber gelip de nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirirse kafa tutacak, onların kimine yalancı deyip kimini öldüreceksiniz ha!...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun, Mûsâ'ya Kitabı verdik, arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-Kudüs (Cebrâil) ile destek
led
ik. Ne zaman ki, bir peygamber, size canınızın istemediği bir şey getirdiyse büyüklük taslamadınız mı? Kimini yalanladınız, kimini de öldürüyordunuz?...
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
kulûbu-nâ
: bizim kalbimiz
3.
gulfun
: kılıflı, örtülü
4.
bel
: hayır, bilâkis
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
Ve dediler ki: “Bizim kalplerimiz kılıflıdır.” Hayır, Allah, küfürleri (sebebi) ile onları lânet
led
i. Bu sebeble ne kadar az îmân ediyorlar....
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
«Bizim dediler: kalblerimiz gılıflıdır», öyle değil kâfirlikleri sebebile Allah onları lânet
led
i onun için az, pek az imana gelirler...
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
Bizim kalplerimiz kılıflıdır dediler. Öyle değil! Allah onları kafirlikleri sebebiyle lanet
led
i; onun için çok az imana gelirler....
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
(Yahudiler, peygamberimize karşı alaylı bir ifade ile): «Bizim kalblerimiz kılıflıdır.» dediler. Bilakis Allah, onları kâfirlikleri yüzünden lanet
led
i. Bundan dolayı çok az imana gelirler....
Bəqərə Suresi, 88. Ayet:
Yahudiler; «Kalplerimiz kılıflıdır» dediler. Hayır, yalnız kâfir olduklarından dolayı Allah onları lânet
led
i. Onların pek azı iman eder....
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Daha önce kâfirlere karşı kendilerine bir ilahi yardımın gelmesini di
led
ikleri halde; Allah katından kendi yanlarında olanı doğrulayıcı bir Kitab, özelliklerinden tanıdıkları şey kendilerine gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti de inkar edenlerin üzerine olsun. [17]...
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
İnkarcılara karşı yardım beklemelerine rağmen, onlara ALLAH katından yanlarındakini doğrulayıcı bir kitap, bu bek
led
ikleri şey, kendilerine gelince onu inkar ettiler. ALLAH'ın laneti, inkarcılara olsun!...
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Yanlarında bulunan (Tevrat'ı) tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri kâfirlere karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, tanıdıkları ve bek
led
ikleri (o Kur'an) kendilerine gelince, bu defa onu inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah'ın lâneti kâfirlerin üzerinedir....
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Onlara, Allah tarafından, ellerindeki Tevrat’ı tasdik eden bir kitap gönderildiği zaman. Daha önce kâfirlere karşı zafer kazanmak için "ahir zaman Peygamberi hakkı için" diye dua ettikleri halde. Evet o tanıyıp bek
led
ikleri Peygamber kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Bu sebeple, Allah’ın lâneti de kâfirlerin boynuna olsun!...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
1.
bi'se mâ
: ne kötü şey
2.
işterav
: sattılar, satın aldılar
3.
bi-hi
: onunla
4.
enfuse-hum
: onların nefsleri,...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Onların, Allah'ın kullarından di
led
iği kimse üzerine, fazlından indirmekte olduğuna (vahye), haset ederek Allah'ın indirdiği şeyi inkâr etmeleri ve onunla kendilerini sattıkları şey ne kötü. Böylece gazaptan gazaba uğradılar ve kâfirler için “alçaltıcı azap” vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Karşılığında nefislerini sattıkları şeyi kıskançlıkları sebebiyle Allah’ın, kullarından di
led
iğine lütfuyla indirdiği vahyi inkâr etmeleri ne kötüdür! Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. İnkâr edenlere alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Ne pis şeydir o kendilerini satmaları, bu sûretle de Allah'ın indirdiği Kur'ân'a kâfir olmaları, Allah'ın, kullarından di
led
iğine ihsân edip kitap indirmesine haset ederek kâfirlikte bulunmaları. Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. Kâfirler için aşağılık bir azap var....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kullarından di
led
iğine peygamberlik ihsan etmesini kıskandıkları için Allah'ın indirdiğini (Kur'an'ı) inkâr ederek kendilerini harcamaları ne kötü bir şeydir! Böylece onlar, gazap üstüne gazaba uğradılar. Ayrıca kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın lütfunu kullarının içinden di
led
iği kimseye ulaştırmasını çekememeleri yüzünden O'nun indirdiğini inkar etmekle karşılığında kendilerini sattıklarları şey ne kötüdür! Böylelikle gadab üstüne gadaba uğradılar. Kâfirlere zaten aşağılayıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kullarından, di
led
iğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini 'kıskanarak ve hakka baş kaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Cenâb’ı Allah, fazlıyla kullarından di
led
iği kimseye peygamberlik ihsan buyurmasına hased edip, indirdiği Kur’an’ı inkâr etmeleri ve bu sebeple nefislerini ateşe atışları ne çirkin şeydir! İşte Yahûdi’ler, Allah’ın bir gazabından sonra (Hz. Îsa ve İncil’i inkâr ettiklerinden dolayı gazaba uğramalarından başka) bir gazaba tutuldular. (Hazreti Peygamberi ve Kur’an-ı Kerîmi inkâr ettiklerinden) O kâfirler için hor ve zelîl edici bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'in kullarindan di
led
igine, bol ihsanindan indirmesini cekemeyerek, Allah'in indirdigini inkar etmekle, kendilerini ne kotu bir sey karsiliginda sattilar. Bu yuzden gazab ustune gazaba ugradilar. Kafirlere alcaltici bir azab vardir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Onlar Allah'ın kendi kullarından di
led
iği kimselere fazl-u kereminden indirdiği (âyetleri) haset ve azgınlık ile kıskanarak Allah'ın indirdiğini inkâr etmekle kendilerini ne kötü şey karşılığında (yok pahasına) sattılar da gazab üstüne gazaba uğradılar!. Kâfirler için ezici, horlayıcı bir azâb vardır.....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kullarından di
led
iğine, bol ihsanından indirmesini çekemeyerek, Allah'ın indirdiğini inkar etmekle, kendilerini ne kötü bir şey karşılığında sattılar. Bu yüzden gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kullarından di
led
iğine peygamberlik ihsan etmesini kıskandıkları için Allah'ın indirdiğini (Kur'an'ı) inkâr ederek kendilerini harcamaları ne kötü bir şeydir! Böylece onlar, gazap üstüne gazaba uğradılar. Ayrıca kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
ALLAH'ın, lütfunu kullarından di
led
iğine indirmesini çekemiyerek ALLAH'ın indirdiğini inkar etmek için kişiliklerini satmaları ne kötü! Böylece gazap üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azap var....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Ne çirkindir o kendilerini sattıkları ki; Allahın kullarından di
led
iğine kendi fadlından vahiy indirmesine bağyederek, Allah ne indirdise hepsine küfrettiler de gadab üstüne gadaba değdiler ve o kâfirler için mühin bir azab var...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Ne kadar çirkindir o (karşılığında) kendilerini sattıkları şey ki; Allah'ın kullarından di
led
iğine kendi lütfundan vahiy indirmesini çekemeyerek, Allah ne indirdiyse hepsini inkar ettiler. Bu yüzden de gazap üstüne gazaba uğradılar. Ve o kafirler için aşağılayan bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Ne kadar çirkindir o uğruna kendilerini sattıkları şey ki; Allah'ın kullarından di
led
iğine kendi lütuf ve kereminden vahiy indirmesine kafa tutarak, Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler. İşte bu yüzden de gazap üstüne gazaba uğradılar. Can yakıcı azap asıl kâfirler içindir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Onlar Allah'ın kendi bağışı olarak di
led
iği kuluna vahiy indirmesini çekemeyerek O'nun indirdiği kitabı inkâr etmekle benliklerini ne kötü şey karşılığında sattılar da katmerli gazaba uğradılar! Kâfirleri alçaltıcı bir azap beklemektedir....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Tanrı'nın kullarından di
led
iğine kendi fazlından indirmesini çekemiyerek (bagyen) Tanrı'nın indirdiğine küfretmekle nefslerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylece gazap üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı (mühiyn) bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Onlar Allahın, kullarından kimi dilerse ona fazi (u kerem) inden (vahyi, peygamberliği) indirmesini (öteden beri) günü
led
ikleri (hased etdikleri) için Allahın (bu kerre) indirdiği şey'i (Kur'ân)ı da inkâr etmek (şuretiy) le nefslerini ne kötü şey'e değişib satdılar da gazab üstüne gazaba döndüler. O kâfirler için (kendilerini) hor ve hakîr edici bir azâb vardır. ...
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah’ın, kullarından di
led
iğine ihsânından (Kitab) indirmesine (hasedle) isyân ederek, Allah’ın indirdiğini (Kur’ân’ı) inkâr etmekle, mukabilinde kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Bu yüzden gazab üstüne gazaba uğradılar. İşte kâfirler için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Nefislerini ne kötü şeye değişip sattılar. Allah'ın kullarından di
led
iğine fazlından indirmesine hased ederek Allah'ın indirdiğini inkar ettiler ve gazab üstüne gazaba uğradılar. Küfredenlere alçaltıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın lütfunu di
led
iği kuluna bahşetmesini kıskanarak Allah'ın indirdiği hakikati inkar etmeleri ve böylece kendilerini kaptırdıkları şu (boş gurur) ne kötü! Onlar böylece Allah'ın gazabını tekrar tekrar hak ettiler. Ve o hakikati inkar edenler için hazırlanmış utanç verici bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Nefislerini, mukabilinde sattıkları şey ne kötü bir şey! O şey Allah'ın fazlından olarak kullarının di
led
iği zâta inzal etmiş olmasına haset ederek Allah Teâlâ'nın inzal ettiğini inkar etmeleridir. Artık gazaptan gazaba uğradılar. Kâfirler için bir mühîn azap da vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Nefislerini ne kötü şeye değişip sattılar! Allah'ın, kullarından di
led
iğine lütfundan (kitap) indirmesine hased ederek Allah'ın indirdiğini inkâr ettiler ve bu sebeple gazap üstüne gazaba uğradılar. Küfredenlere kahredici bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah’ın kullarından di
led
iğine, bol ihsanından indirmesini çekemeyerek, Allah’ın indirdiğini inkar etmekle kendilerini ne kötü bir şey karşılığında sattılar, bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere alçaltıcı bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Bunların, kendilerini uğruna sattıkları şey ne kadar da fena! Allah’ın kullarından di
led
iği birine kendi lütfundan vahiy indirmesini kıskanarak, Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler de gazap üstüne gazaba uğradılar! Kâfirler için zelil ve perişan eden bir azap da vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allâh'ın, kullarından di
led
iğine lutfuyla (vahiy) indirmesini çekemeyerek, Allâh'ın indirdiğini inkâr etmek için kendilerini ne alçak şeye sattılar da gazab üstüne gazaba uğradılar. İnkâr edenler için alçaltıcı bir azâb vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın kularından, di
led
iğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini 'kıskanarak ve hakka baş kaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kâfirler için alçaltıcı bir azab vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın di
led
iği kuluna lütufta bulunarak kitap indirmesini kıskandılar da, Allah'ın indirdiğini inkâr etmekle ruhlarını ne kötü birşeye sattılar! Böylece onlar gazap üzerine gazaba uğradılar. Ayrıca o kâfirler için, alçaltıcı bir azap da vardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın, kullarından di
led
iğine lütfunun eseri olarak indirdiğini zalimce kıskanarak, Allah'ın vahyettiğini inkar etmeleri uğruna öz benliklerini sattıkları şey ne çirkindir! Bu yüzdendir ki gazap üzerine gazaba çarpıldılar. Gerçeği örtenler için rezil edici bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Din
led
ik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat’a bes
led
iğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve): "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Din
led
ik ve baş kaldırdık." İnkârları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
(Ve nerede sözünüzün doğruluğu ki) bir vakit sizden söz almıştık : Tûr'u üzerinde yükseltip size verdiğimiz (Tevrat)ı sıkı tutun, (buyruklarımızı iyice) dinleyin, demiştik. (Ama) onlar (yani atalarınız), «Din
led
ik ve karşı geldik» demişlerdi. Küfürleri sebebiyle buzağıya (tapma) sevgisi (içlerine) sindirilmişti. De ki: Eğer mü'minler (olduğunuzu İddia ediyor) iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani üzerinize Tur dağını kaldırıp sizden söz almıştık: 'Size verdiğim emirlere sıkıca sarılın ve dinleyin.' Fakat 'Din
led
ik ve karşı geldik,' dediler. İnkarlarından dolayı kalpleri buzağı ile kandı. De ki: 'İnanmışsanız, inancınız size ne de kötü yön veriyor!'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve dinleyin diye Turu tepenize kaldırıb misakınızı aldık, din
led
ik ısyan ettik dediler, ve küfürleriyle danayı kalblerinde iliklerine işlettiler, eğer, de: sizler mü'minlerseniz imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor?...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit: «Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin» diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. «Duyduk, isyan ettik.» dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar iş
led
i. De ki: «Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zamanlar size, «verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin.» diye Tûr'u tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık. (O yahudiler): «Duyduk, din
led
ik, isyan ettik.» dediler, kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler. De ki, «Eğer siz mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden kesin söz almıştık; Tur'u üzerinize kaldırarak «Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise «Din
led
ik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine iyice iş
led
i. De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden misak almış ve üzerinize Tur (dağını) kaldırmıştık / yükseltmiştik: "Size verdiğime sıkıca sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Din
led
ik ve karşı geldik / baş kaldırdık" (asayna). Küfürlerinden dolayı buzağı (tutkusu) kalplerine sinmişti / içirilmişti (üşribu). De ki: "Eğer inançlılar iseniz inancınız size ne kötü / çirkin (şeyler) buyuruyor VEYA inançlılar olsaydınız inancınız size kötü / böyle çirkin şeyler buyurmazdı"....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit «Size verdiğimiz (Tevrat) ı kuvvetle tutun (ona sımsıkı yapışın, söz) dinleyin» (diye) «Tur» u tepenizin üstüne kaldırıb sizden te'mînatlı va'd almışdık. «(Kulağımızla) din
led
ik, (kalbimizle) isyan etdik» demişlerdi. (Çünkü) küfürleri yüzünden özlerine buzağı (bir su gibi) içirilmiş (iyice işlemiş) di. De ki: «Eğer mü'min (kimse) ler iseniz inancınız size ne kötü şey emrediyor.» ...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr’u da üzerinize kaldırmıştık. (Şöyle demiştik:)'Size verdiğimizi (Tevrât’ı) kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!' (Onlar ise:)'İşittik ve isyân ettik!' dediler de inkârları sebebiyle kalblerine buzağı (sevgisi) içirildi, (o muhabbet, âdetâ iliklerine iş
led
i). (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: 'Eğer mü’min kimseler iseniz, inancınızın size kendisiyle emretmekte olduğu şey ne kötüdür!'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Biz o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir taahhüt almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Din
led
ik, ama itaat etmiyoruz!" derler. Zira, hakikati reddetmeleri yüzünden bunların kalplerini (altın) buzağı sevgisi kaplamıştır. De ki: "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tur’u (Dağı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar: "Din
led
ik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kâfirlikleri sebebiyle buzağıya tapma sevgisi iliklerine işlemişti. De ki: "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zaman üzerinize Tur(dağın)ı kaldırıp sizden kesin söz almıştık: "Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, dinleyin!" (demiştik). "Din
led
ik ve isyân ettik." dediler. İnkârlarıyla kalblerine buzağı sevgisi içirildi. De ki: "Eğer inanan kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor."...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden kesin söz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve) : «Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı yapışın ve dinleyin» (demiştik) . Demişlerdi ki: «Din
led
ik ve başkaldırdık.» Küfürleri yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: «İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emredip önermektedir?»...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani kesin söz almıştık sizden de Tûr'u üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle demişlerdi: "Din
led
ik ve isyan ettik." İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki: "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu..."...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: "Eğer (di
led
iğiniz gibi) gerçekten Allâh katında âhiret yurdu kimsenin değil, yalnız sizin ise, sözünüzde doğru iseniz, haydi ölümü temenni edin!"...
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Onlar, dünyada elleriyle kutsal kitaplarda bizzat yaptıkları tahrifler, Kur’ân’ı ve Muhammed’i yalanlamaları, iş
led
ikleri günahlar sebebiyle hiçbir zaman, asla ölümü temenni edemeyecekler. Allah, inkârı, isyanı alışkanlık haline getiren zâlimlerin davranışlarını biliyor....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Onlar önceden elleriyle iş
led
ikleri yüzünden asla ölümü arzulamayacaklardır. [19] Allah zalimleri bilmektedir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Bunu, onceden is
led
iklerinden oturu, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Bunu, önceden iş
led
iklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Ellerinin iş
led
iklerinden ötürü bunu asla dilemeyeceklerdir. ALLAH zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Fakat elleriyle iş
led
ikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemeyecekler. Allah o zâlimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Oysa onlar (önceden) ellerinin iş
led
iklerinden / sunduklarından (kaddemet eydihim) ötürü bunu ebediyen dilemiyeceklerdir / istemeyeceklerdir. Tanrı zalimleri bilir / bilendir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
(Fakat) onlar önceden elleriyle iş
led
iklerinden (kötü amellerinden, Tevrâtı tahrif etdiklerinden) ötürü onu (ölümü) hiçbir zaman arzuu edemezler. Allah o zaalimleri hakkıyle bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Hâlbuki ellerinin iş
led
iği (günahlar) yüzünden, onu ebedî olarak aslâ temennî etmeyeceklerdir. Allah ise, zâlimleri hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Ama, hayır, elleriyle iş
led
iklerinden dolayı ölümü hiç bir zaman istemezler. Allah, elbette zalim olanları en iyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Fakat onlar, elleriyle iş
led
ikleri yüzünden ölümü asla isteyemezler. Allah ise o zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 96. Ayet:
Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardan; hatta Allah’a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister. Hâlbuki uzun yaşamak, onları azaptan kurtaracak değildir. Allah, onların bütün iş
led
iklerini görür....
Bəqərə Suresi, 96. Ayet:
Andolsun ki, onları, insanların hayata en düşkünü olarak bulacaksın. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan, âhiret hayatını, hesap ve cezayı inkâr eden müşriklerden bile dünya hayatına daha düşkündürler. Onların her biri bin sene ömür sürmeyi arzular. Halbuki uzun yaşamak, onları cezadan kurtarıp uzaklaştıracak değildir. Allah onların iş
led
iği amelleri biliyor, görüyor....
Bəqərə Suresi, 97. Ayet:
Sen: 'Cebrâil’e düşman olan, Allah’ın düşmanıdır. Çünkü, Kur’ân’ı Allah’ın bilgisi, planı dahilinde Allah’ın iradesiyle senin kalbine, hafızana, Cebrâil bölüm bölüm indirip yerleştirdi. Daha önceki kutsal kitaplara âit içinde nak
led
ilenleri tasdik eden mü’minlere hidayet rehberi olan ve müjdeler getiren Kur’ân’ı indirdi.' beyanımızı insanlara söyle....