Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra insanların döndüğü yerden (Arafat’dan) siz de dönün ve Allah’ın mağfiretini isteyin. Allah çok mağfiret ve rahmet edicidir....
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
sonra nâsın ifaza eylediği yerden ifaza edin, ve Allahın mağfiretini isteyin, çünkü Allah gafur, rahîmdir...
Bəqərə Suresi, 268. Ayet:
Şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği emreder. Allah ise, size mağfiretini ve bolluk vaat ediyor. Allah, her şeyi kuşatandır, her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Resûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti ve mü'minler de, hepsi Allah'a, O'nun meleklerine, kitaplarına ve resûllerine îmân etti. “Biz, O'nun resûlleri arasından (hiç) birini, diğerinden ayırmayız.” Ve “ışittik ve itaat ettik! Ve Rabbimiz, Senin mağfiretini (dileriz). Ve masîr (varış) Sana'dır (Sana doğru yola çıkarız ve Sana ulaşırız).” dediler....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Er Rasûl (Hz. Muhammed a. s. ) Rabbinden (varlığını oluşturan Allâh Esmâ'sı bileşiminden) kendisine (şuuruna) inzâl olana (boyutsal bir geçiş yapan bilgiye) iman etmiştir. İman edenler de! Hepsi iman etti ("B" harfinin işaret ettiği anlam doğrultusunda) nefslerini oluşturan hakikatlerinin Allâh Esmâ'sı olduğuna, meleklerine (nefslerinin aslı olan Esmâ kuvvelerine), Kitaplarına (inzâl olan bilgilerine), Rasûllerine. . . O'nun Rasûlleri arasında (irsâl olmaları konusunda) hiçbir ayırım yapmayız. ....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Peygamber (Aleyhisselâm) ve müminler, rabbisinden kendine indirilen Kur’âna iman ettiler; hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman eylediler. (Allah’ın) Peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırt etmeyiz, duyduk ve itaat ettik; Ey Rabbimiz, mağfiretini isteriz, dönüşümüz ancak sanadır, diye söylediler....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Peygamber, Rabbinden indirilene imân etti; mü'minler de hepsi de Allah'a, O'nun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandılar ve: «Peygamberlerinden hiç birini (diğerinden) ayırd etmeyiz» dediler ve «İşittik, itaat ettik ey Rabbimiz ! mağfiretini dileriz, varışımız ancak Sanadır» derler....
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
O peygamber de kentlisine Rabbinden indirilene îman etdi, müminler de. (Onlardan) her biri Allaha, onun meleklerine, Kitablarına, peygamberlerine inandı. «Onun (Allanın) peygamberlerinden hiç birini diğerlerinin arasından ayırmayız (hepsine inanırız), dinledik (kabul etdik; emrine) itaat etdik. Ey Rabbimiz, mağfiretini (isteriz). Son varış (ımız) ancak Sanadır» dediler. ...
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene îmân etti, mü’minler de! Hepsi Allah’a, meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine: 'Peygamberlerinden hiçbirinin arasında ayırım yapmayız' diye îmân ettiler ve şöyle dediler: 'İşittik ve itâat ettik! Rabbimiz! Mağfiretini dileriz; dönüş(ümüz) ancak sanadır!'...
Bəqərə Suresi, 285. Ayet:
Peygamber, kendisine Rabbisinden indirilene imân etti, mü'minler de, hepsi de Allah Teâlâ'ya ve O'nun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine imân etti. «Biz Allah Teâlâ'nın peygamberlerinden hiçbirinin arasını ayırmayız» dediler. «Ve biz dinledik, itaat da ettik, mağfiretini dileriz, ey Rabbimiz.» (diye niyaz ettiler)...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin mevlâmız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara karşı, kahrolsun kâfirler...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve sâriû ilâ
magfiretin
min rabbikum ve cennetin arduhâs semâvâtu vel ardu, uiddet lil muttekîn(muttekîne)....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
1.
ve sâriû
: ve koşun
2.
ilâ
magfiretin
: mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve cennetin
: ve cennet
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve genişliği göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. Bu cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan cennete koşuşun; o cennet takvâ sahipleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbiniz'in
magfiretin
e, ve Allah'a karsi gelmekten sakinanlar icin hazirlanmis eni gokler ve yer kadar olan cennete kosusun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve takvaa saahibleri için hazırlanmış olan cennete — ki en göklerle yer (kadardır) — koşuşun. ...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbınızın mağfiretine ve genişliği göklerle yer arası kadar olan cennete koşun. O, takva sahibleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 193. Ayet:
Rabbena! Cidden bizler bir münadı işittik, imana çağırıyor; Rabbınıza iman edin diyordu, dinledik iman ettik, Rabbena! mağfiretinle artık günahlarımızı bizlere bağışla, kabahatlerimizi: bizlerden keffaret buyur ve bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al...
Nisa Suresi, 110. Ayet:
Halbuki kim bir kötülük yapar veya nefsine zulm eder de sonra Allahın mağfiretine sığınırsa Allahı bir gafur, rahîm bulur...
Maidə Suresi, 74. Ayet:
Haalâ Allaha dönüb Onun mağfiretini istemeyecekler mi onlar? Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. ...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Hem Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O’na tevbe edin ki, size takdîr edilmiş belirli bir zamana (ölüme) kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyi hareket sahibine, fazlından dünya ve ahirette mükâfatını versin. Eğer imandan yüz çevirirseniz, biliniz ki, ben, başınıza gelecek büyük bir günah azabından korkarım....
Hud Suresi, 3. Ayet:
Bir de Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, sizi muayyen bir zamana kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine, mükafatını versin. Eğer yüz çevirirseniz, haberiniz olsun ki ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım!...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yaşatsın. Ve her fazilet sahibine layık olduğu ihsanı versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım....
Hud Suresi, 52. Ayet:
Ya kavmim! Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O'na tövbe edin (mürşidin önünde tövbe edip, zikre başlayın). Üzerinize sema(dan) bol yağmur (bol rahmet) göndersin. Ve sizin kuvvetinizi, kuvvet ile arttırsın. Ve mücrimler (suçlular) olarak yüz çevirmeyin....
Hud Suresi, 61. Ayet:
Semud kavmine de kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki, «Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka bir tanrınız daha yoktur. Sizi topraktan O meydana getirdi. Sizi orada ömür sürmeye O memur etti. Bu sebepten O'nun mağfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır, dualarınızı kabul eder.»...
Hud Suresi, 90. Ayet:
Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin (dileyin). Sonra O'na (Resûl veya mürşid önünde) tövbe edin. Muhakkak ki benim Rabbim, rahmet eden (rahmet nuru gönderen) dir, Vedûd'dur (seven)....
Rəd Suresi, 6. Ayet:
Ve yesta’cilûneke bis seyyieti kablel haseneti ve kad halet min kablihimul mesulât(mesulâtu), ve inne rabbeke lezû
magfiretin
lin nâsi alâ zulmihim, ve inne rabbeke le şedîdul ıkâb(ıkâbi)....
Rəd Suresi, 6. Ayet:
1.
ve yesta'cilûne-ke
: ve senden acele (acil) istiyorlar
2.
bi es seyyieti
: kötülüğü
3.
kable el haseneti
: iyilikten önce
4.
İbrahim Suresi, 41. Ayet:
«Ey Rabbimiz! Hesap zuhûra geleceği gün beni, anamı, babamı ve mü'minleri mağfiretine nâil kıl.»...
Kəhf Suresi, 55. Ayet:
Ve insanları, onlara hidayet geldiği (hidayete davet edildikleri) zaman Rab'lerinin mağfiretini dilemekten ve mü'min olmaktan men eden (alıkoyan) şey, sadece evvelkilerin sünnetinin, onların başına gelmemesi veya azapla karşı karşıya kalmamalarıdır....
Kəhf Suresi, 55. Ayet:
Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları, iman etmekten ve Rabblerinden günahlarının mağfiretini istemekten alıkoyan şey sadece geçmiş milletlerin başlarına gelen felaketlerin kendilerine de gelmesini veya ahiret azabının ansızın göz göre göre gelip çatmasını beklemek olmuştur....
Yasin Suresi, 11. Ayet:
İnnemâ tunziru menittebeaz zikre ve haşiyer rahmâne bil gayb(gaybi), fe beşşirhu bi
magfiretin
ve ecrin kerîm(kerîmin). ...
Yasin Suresi, 11. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, ancak, sadece
2.
tunziru
: uyarırsın
3.
men
: kim, kimse, kişi
4.
ittebea
: tâbî oldu
...
Yasin Suresi, 11. Ayet:
Sen ancak (ilahi) uyarıyı can kulağıyla dinleyen ve insan kavrayışının ötesinde bulunmasına rağmen Rahman'dan korkan kişiyi uyarabilirsin, işte böylelerine (Allah'ın) mağfiretini ve en güzel ödülü müjdele!...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
(Ey Rasûlüm), de ki: “-Ben ancak sizin gibi bir insanım, yalnız bana şöyle vahyediliyor: Sizin İlâhınız ancak bir İlâh’dır. Onun için (şirkten tevbe edip ihlâs ile) hep O’na teveccüh edin, mağfiretini isteyin. O müşriklere de azap olsun!......
Fussilət Suresi, 43. Ayet:
Mâ yukâlu leke illâ mâ kad kîle lir rusuli min kablik(kablike), inne rabbeke le zû
magfiretin
ve zû ikâbin elîm(elîmin). ...
Fussilət Suresi, 43. Ayet:
1.
mâ yukâlu
: söylenen şey
2.
leke
: sana
3.
illâ
: den baska
4.
mâ
: şey
Fussilət Suresi, 43. Ayet:
Sana söylenen, senden öncekilere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Muhakkak ki senin Rabbin, mağfiretin ve elîm azabın sahibidir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanlara vaad edilmiş olan cennet örneği -(bir cennet ki) içinde zamanın bozamadığı sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene lezzet veren şaraptan ırmaklar ve saf süzme baldan ırmaklar var ve içinde (yaptıkları güzel işlerin) bütün meyvelerini ve Rablerinin mağfiretini tadabilme (imkanı) var- işte bu (cennet), ateşi mesken edinenlerin ve bağırsaklarını parçalaması için yakıcı ümitsizlik sularını içmeye mahkum edilenlerin (hak ettikleri karşılık...
Məhəmməd Suresi, 34. Ayet:
Hakikati inkara şartlanmış olan ve (başkalarını) Allah yolundan alıkoyan ve sonra hakikat inkarcıları olarak ölenlere gelince; Allah onlara mağfiretini bağışlamayacaktır!...
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Sâbikû ilâ
magfiretin
min rabbikum ve cennetin arduhâ keardıs semâi vel ardı uıddet lillezîne âmenû billâhi ve rusulih(rusulihî), zâlike fadlullâhi yû’tîhi men yeşâu, vallâhu zûl fadlil azîm(azîmi)....
Hədid Suresi, 21. Ayet:
1.
sâbikû
: yarışın, koşun
2.
ilâ
magfiretin
: bağışlanmaya, mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve cennetin
<...
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabb'inizin mağfiretine ve genişliği göklerle yerin genişliği kadar olup Allah'a ve peygamberlerine iman edenler için hazırlanmış bulunan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden zihar ile (sen, bana anamın sırtı gibisin, demekle) kadınlarından ayrılmaya kalkışan kimseler bilmelidirler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Anaları ancak onları doğuranlardır. Üstelik onlar gerçekten pek çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Bununla birlikte Allah'ın affının ve mağfiretinin çok olduğunda da kuşku yoktur.....
Təhrim Suresi, 8. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! Allaha öyle tevbe edin ki nasuh (gayet ciddî, müessir, öğütcü) bir tevbe olsun, gerek ki rabbınız sizden kabahatlerinizi keffaretle örter de sizleri altından ırmaklar akar Cennetlere koyar, o gün ki Allah Peygamberini ve onun maıyyetinde iyman edenleri utandırmıyacak, nûrları önlerinde ve sağlarında koşacak, şöyle diyecekler: ya rabbenâ! Bizlere nûrumuzu tamamla ve bizleri mağfiretinle yarlığa, şübhesiz ki sen her şey'e kadîrsin....
Nuh Suresi, 7. Ayet:
"Muhakkak ki ben onları, senin mağfiretine davet ettikçe, parmaklarını kulaklarının içine tıkadılar, elbiselerine büründüler, (inançlarında) ısrar ettiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. "...
Nuh Suresi, 10. Ayet:
Dedim ki: Gelin, Rabbinizin mağfiretini isteyin; çünkü O, Gaffâr’dır= mağfireti çok boldur....
Nuh Suresi, 10. Ayet:
Gelin dedim: rabbınızın mağfiretini isteyin, çünkü, o, mağfireti çok bir gaffardır...
Nuh Suresi, 11. Ayet:
(Rabbinizin mağfiretini dilediğiniz takdirde, Allah) üzerine bol bol yağmur salıverir....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Allâh dilemedikçe onlar zikredemezler (hatırlayıp değerlendiremezler). . . O, takvanın ehlidir (dilediğinde korunmayı izhar eder) ve mağfiretin ehlidir (dilediğinde mağfiretini oluşturur)....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Ama o (öteki dünyaya inanmaya)nlar, Allah dilemedikçe ondan ders almazlar çünkü O, Allah'a karşı sorumluluk bilincinin ve mağfiretin kaynağıdır....
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Allah dilemedikçe, onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) O'dur....
Nəsr Suresi, 3. Ayet:
Artık tesbîh et Rabbına hamdiyle ve mağfiretini dile, muhakkak ki o bir tevvab bulunuyor...